AYDIN LNDEN ALINAN NORMAL BR ÖRNEKLEMDE KLK BOZUKLUKLARININ YAYGINLIK ÇALIMASI

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "AYDIN LNDEN ALINAN NORMAL BR ÖRNEKLEMDE KLK BOZUKLUKLARININ YAYGINLIK ÇALIMASI"

Transkript

1 T.C ADNAN MENDERES ÜNVERSTES SALIK BLMLER ENSTTÜSÜ PSKYATR ANABLM DALI PSK-YL AYDIN LNDEN ALINAN NORMAL BR ÖRNEKLEMDE KLK BOZUKLUKLARININ YAYGINLIK ÇALIMASI Halime enay ENYUVA DANIMAN Prof. Dr. Çidem DEREBOY AYDIN 2007

2 ÖNSÖZ Normal bir populasyonda kiilik bozukluklarının yaygınlık oranının incelendii bu çalımanın, daha önce bu konuda herhangi bir aratırma yapılmamı olması nedeniyle literatüre oldukça deerli bilgiler verecei düünülmütür. Ancak epidemiyolojik bir çalıma olması nedeniyle uygulama aamasında katılımcılara ulaılması konusunda bazı zorluklar yaanmıtır. Bir de buna uygulama bataryasındaki soru sayısının fazla olması eklenince hedeflenen katılımcı sayısına ulaılamama riski ortaya çıkmıtır. Bütün bu zorluklara ramen çalıma gönüllü anketörler yardımıyla bitirilmitir. Karılaılan bu durumlar göz önünde bulundurularak çalımanın bazı parametreleri geniletilerek TÜBTAK a proje olarak sunulmutur. Projede profesyonel anketörlerin kullanılması ve katılımcılara hizmet bedeli ödenmesi önerilmitir. Böylelikle bu çalımada karılaılan zorlukların bir kısmının çözülmesi hedeflenmitir. u anda yürütülmekte olan bu projenin daha büyük bir örnekleme ulaması ve daha güvenilir sonuçlar vermesi beklenmektedir. Elde edilecek sonuçların koruma programları için yararlı olacaı düünülmektedir. ii

3 ÇNDEKLER KABUL VE ONAY ÖNSÖZ Sayfa i ii ÇNDEKLER iii KISALTMALAR DZN viii ÇZELGELER DZN x EKLLER DZN xii RESMLER DZN xiii EKLER DZN xiv 1. GR Kiilik Bozukluu Tarihçe Yüzyıl ve sonrası Yüzyıl ve sonrası Kiilik Tanımı Mizaç Karakter Yapı-süreç Kiilik Kuramları Yapısal yaklaım Geliim Normal dıılık Ölçüm 16 iii

4 Psikodinamik yaklaım Geliim Normal dıılık Ölçüm Treyt ( ayırıcı özellik ) yaklaımı Geliim Normal dıılık Ölçüm Davranıçı yaklaım Geliim Normal dıılık Ölçüm Bilisel yaklaım Geliim Normal dıılık Ölçüm Hümanistik yaklaım Geliim Normal dıılık Ölçüm Kiilik Bozukluuna Geçi Normal kiilik - anormal kiilik - bozulmu kiilik Kiilik Bozukluu Tanımı Tanım Sınıflandırma Bugünkü sınıflandırma Bugünkü sınıflandırmaya karı yapılan eletiriler Özellikler Tedavi ve tedavi uyumu Tanı ve etanı (komorbidite) Kiilik bozukluunun ruhsal ilevi Akıl hastalıklarının neresinde? Kiiler arası ilikiler 59 iv

5 Cinsiyet Kiilik bozukluklarında iyileme (remisyon) Medeni durum Eitim düzeyi Yaanılan yer ntihar ( suisidite ) öyküsü Aile öyküsü Yetitirilme tarzı Kültürel etkenler Genetik etkenler Kiilik Bozukluklarının Deerlendirilmesi ve Ölçülmesi Her Bir Kiilik Bozukluunun Tarihçesi, Etiyolojisi ve 67 Epidemiyolojisi Paranoid Kiilik Bozukluu Tarihçe Etiyoloji Epidemiyoloji izoid Kiilik Bozukluu Tarihçe Etiyoloji Epidemiyoloji izotipal Kiilik Bozukluu Tarihçe Etiyoloji Epidemiyoloji Antisosyal Kiilik Bozukluu Tarihçe Etiyoloji Epidemiyoloji Borderline Kiilik Bozukluu Tarihçe Etiyoloji Epidemiyoloji 89 v

6 Histriyonik Kiilik Bozukluu Tarihçe Etiyoloji Epidemiyoloji Narsistik Kiilik Bozukluu Etiyoloji Epidemiyoloji Çekingen Kiilik Bozukluu Tarihçe Etiyoloji Epidemiyoloji Baımlı Kiilik Bozukluu Tarihçe Etiyoloji Epidemiyoloji Obsesif-Kompulsif Kiilik Bozukluu Tarihçe Etiyoloji Epidemiyoloji Kiilik Bozukluu Epidemiyolojisi Epidemiyoloji Epidemiyolojik Çalımalar Sıklık (insidans) ve Yaygınlık (prevelans) Tanımı Kiilik Bozukluunun Epidemiyolojik Çalımaları Kiilik Bozukluuna likin Tartıılan Konular Kiilik Bozukluunun Epidemiyolojik Çalımaları Neden 107 Önemli? Koruma Programları? Kiilik Bozukluu Neden Popüler? Kiilik Bozukluu Olan Kiilerle Çalımak Neden Zor? Aratırmanın Amacı GEREÇ VE YÖNTEM Örneklem Araçlar 119 vi

7 2. 3. lem Yolu Veri Analizi BULGULAR Aratırma Örnekleminin ve Kiilik Bozukluu Tanısı Alanların 124 Demografik Özellikleri Kiilik Bozukluu Tanısı Alanların Daılımı DIP-Q nun Psikometrik Özellikleri ç Tutarlılık çerik Geçerlii TARTIMA Her Bir Kiilik Bozukluuna likin Elde Edilen Sonuçlar Genel Yaygınlık Oranları Çoklu Tanı Oranları Küme Yaygınlık Oranları Her Bir Kiilik Bozukluuna likin Sonuçlar Çalımaya Katılanların Sosyo-demografik Özellikleri Kiilik Bozuklukları ve Cinsiyet Kiilik Bozuklukları ve Ya Kiilik Bozuklukları ve Sosyal Durum Kiilik Bozuklukları ve Psiko-sosyal Sorunlar Kiilik Bozuklukları ve levsellik Kiilik Bozuklukları ve Psikiyatrik Tedavi Kiilik Bozuklukları ve stismar DIP-Q nun geçerliine ilikin bulguların yorumlanması SONUÇ Sınırlılıklar ve Öneriler 165 ÖZET 167 SUMMARY 168 KAYNAKLAR 169 ÖZGEÇM 182 TEEKKÜR 184 EKLER 186 vii

8 SMGELER VE KISALTMALAR APA: DIP-I: DIP-Q: DSM : DSM-I: DSM-II: DSM-III: DSM-III-R: DSM-IV: GAF: ICD: ID: KB: American Psychiatric Association (Amerikan Psikiyatri Dernei) DSM-IV and ICD-10 Personality Interview (DSM-IV ve ICD-10 Kiilik Bozuklukları Görümesi) DSM-IV and ICD-10 Personality Disorder Questionnaire (DSM-IV ve ICD-10 Kiilik Bozuklukları Deerlendirme Aracı) Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders (Akıl Hastalıklarının Tanısal ve statistiksel El Kitabı) Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders, First Edition (Akıl Hastalıklarının Tanısal ve statistiksel El Kitabı, 1. Baskı) Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders, Second Edition (Akıl Hastalıklarının Tanısal ve statistiksel El Kitabı, 2. Baskı) Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders, Third Edition (Akıl Hastalıklarının Tanısal ve statistiksel El Kitabı, 3. Baskı) Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders, Third Edition Revised (Akıl Hastalıklarının Tanısal ve statistiksel El Kitabı, 3.Baskı Revizyonu) Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders, Fourth Edition (Akıl Hastalıklarının Tanısal ve statistiksel El Kitabı, 4. Baskı) Global Assessment of Functioning (Global levsellii Deerlendirme) International Statistical Classification of Diseases and Related Health Problems (Hastalıkların ve likili Salık Problemlerinin Uluslararası statistiksel Sınıflandırması) Impairment & Distress Scalası (levsellikteki Zayıflama ve Subjektif Sıkıntı Ölçei) Kiilik Bozukluu viii

9 N: Kii sayısı Ort: Ortalama p: Anlamlılık düzeyi SPSS: Statistical Package of Social Science (Sosyal Bilimler çin statistiksel Program) SS: Standart sapma ix

10 ÇZELGELER Sayfa Çizelge Aratırma örneklemi ve tanı alan deneklerin özellikleri 124 Çizelge Tanı alanların oranları 128 Çizelge GAF 70 kesme noktasına göre tanı oranları 128 Çizelge A küme, B küme ve C küme kiilik bozukluu tanısı 128 alanların oranları Çizelge GAF 70 kesme noktasına göre küme yaygınlık oranları 129 Çizelge 3. 6 Her bir kiilik bozukluunun daılımı 129 Çizelge GAF 70 kesme noktasına göre her bir kiilik bozukluunun 130 yaygınlık oranları Çizelge 3. 8 Her bir kiilik bozukluunun cinsiyet deikenine göre 131 daılımı Çizelge 3. 9 A küme kiilik bozukluuna sahip olanların 132 ruhsal tedavi, fiziksel istismar ve GAF skorlarının daılımı Çizelge B küme kiilik bozukluuna sahip olanların ruhsal tedavi, 133 fiziksel istismar ve GAF skorlarının daılımı Çizelge C küme kiilik bozukluuna sahip olanların 133 ruhsal tedavi, fiziksel istismar ve GAF skorlarının daılımı Çizelge Ailesinde ruhsal tedavi alan kiinin olup olmaması ile ilikili 134 bulunan kiilik bozuklukları Çizelge Ruhsal tedavi gerektirecek sorunu olma ile ilikili 135 bulunan kiilik bozuklukları Çizelge Fiziksel istismara maruz kalma ile ilikili bulunan 136 kiilik bozuklukları x

11 Çizelge GAF (geçen yıl) skoru ile ilikili bulunan kiilik 137 bozuklukları Çizelge GAF (son birkaç hafta) skoru ile ilikili bulunan kiilik 138 bozuklukları Çizelge Kiilik bozukluuna sahip olup olmama ile ilikili deikenler 139 Çizelge Kiilik bozukluuna sahip olup olmama ile ilikili 140 bulunan ID ölçei soruları Çizelge Her bir kiilik bozukluunu içeren soru maddelerinin tek tek 140 iç tutarlık katsayısı Çizelge Davranım bozukluu ve genel tanı ölçütlerinin iç tutarlık 141 katsayısı Çizelge En sık iaretlenen ilk 17 madde 146 Çizelge Her bir kiilik bozukluu oranının benzer bir dier çalıma ile 149 karılatırılması Çizelge DSM-IV e göre kiilik bozukluklarının yaygınlık oranı 151 Çizelge Her bir kiilik bozukluunun dier epidemiyolojik 152 çalımaların yaygınlık oranlarıyla karılatırılması xi

12 EKLLER ekil Bireyin kiilik, savunma mekanizmaları, olası DSM tanıları, ego geliimleri ve balanma tarzları açısından deerlendirilmesi Sayfa 26 ekil Aydın ili merkez mahallelerinin aile sayısı 114 ekil Aydın ili merkez mahallelerinin aile sayısı, küme sayısı ve yıılımlı 116 toplamı ekil Basamak basamak örnekleme nasıl ulaıldıı 117 ekil Seçilen mahallelerin aile sayısı, küme sayısı ve yıılımlı toplam 118 aralıı ekil Hedeflenen ve ulaılan katılımcı sayısı 118 ekil Gidilen ve reddedilen hane sayısı 119 xii

13 RESMLER Resim Kiilik geliimini etkileyen durumlar 29 Sayfa Resim Her bir kiilik bozukluunun grafik olarak gösterimi 130 xiii

14 EKLER Sayfa EK-1: Genel bilgi alma formu 186 xiv

15 1.GR Kiilik ve Bozukluu: Tarihçe: Kiilik ve kiilik patolojisi teorileri, ilk olarak felsefi kavramlarla açıklanmıtır. Bunların bazıları aratırmalarla desteklenirken, pek çou antik çadaki bilimsel olmayan filozofların görülerine dayanmaktaydı. Plato (M.Ö ) akıl hastalıklarına ilikin tanımlamalarda bulunan ilk kiidir. Plato yaptıı bu tanımda iki tür akıl hastalıı (delilik ve bilgisizlik-cahillik [madness and ignorance]) olduuna deinmi ve bunların ikisinin de fiziksel nedenlerden kaynaklandıını ileri sürmütür. Aynı zamanda kiilik ve kiilik psikopatolojisi hakkındaki görülerinden yola çıkarak bir tedavi planı da oluturmaya çalımıtır (Duke ve Nowicki 1989). Plato nun kiilie ilikin söyledikleri bir filozof olması nedeniyle daha çok felsefe içerikli görülere dayanmaktaydı. Kiilie dair yapılan çalımalar, bütün insan davranılarının gözlemlenmesi ve bunların sınıflara ayrılmasıyla balamıtır. Böylelikle kiilik tiplerinin tasvir edilmesi kolaylamıtır. Kiilik tiplerinin belirlenmesinden sonra ise, bu tipler ile kiilik patolojileri arasında ilikiler kurulmaya balanmı, bazı kiilik özelliklerinin belirli patolojilerle örtütüü varsayımı ortaya atılmıtır. Dolayısıyla yapılan daha detaylı kiilik çalımalarının kiilik bozukluunu daha çok yapısal özelliklere atfettii görülmektedir. Plato ile aynı dönemi paylaan Hippokrates (M.Ö ) akıl hastalıklarını dini kutsal hastalık (sacred hastalık) olarak tanımlamı ve kiilik özelliklerinde meydana gelen deiikliin (örnein anormal davranı örüntüleri) nedenini dört vücut sıvısına balamıtır (Duke ve Nowicki 1989). Kiilik tanımlamalarını ilk kez yapan Plato dan farklı olarak 1

16 Hippokrates, psikiyatrik bozukluklar ile kiilik tipleri arasında iliki kuran kii olarak tarihe geçmitir (Ekselius 1994). Hippokrates i, Plato dan ayıran bir dier özellik de, çalımalarını tıp çerçevesinde ele almı olması ve kiilii bu açıdan deerlendirmi olmasıdır. Zaten Plato, literatürde daha çok felsefe çalımaları ile tanınan, Hippokrates ise tıp alanında yaptıı çalımalarla bilinen bir kiidir. Milattan önce 4. yüzyılda ise bu alanda filozof Theophrastus (M.Ö ) tarafından karakter tiplerinin çalııldıı görülmektedir. Bu tanımlayıcı çalımada, Theophrastus anormal kiilikler üzerinde durmutur (Perry ve Vaillant 1989, Ekselius 1994). Theophrastus un tanımladıı otuz karakter, onun Atina sokaklarında gördüü insanlardan yola çıkarak oluturduu karakterlerdir. Nitekim bu karakter tipleri, Avrupa literatürü üzerinde oldukça etkili olmutur. Hippokrates ve Plato gibi Epicurus (M.Ö ), Galenos Klaudios (M.Ö ) ve Marcus Tullius Cicero (M.Ö ) da kiilik konusunda çalımaları olan önemli düünürler arasındadır. Yunanlıların ünlü hekimi ve filozofu olan Galenos, Hippokrates ile birlikte Antik çaın en ünlü hekimlerinden biri olarak kabul edilmitir. Hippokrates e benzer olarak, vücut sıvıları ile kiilik tipleri arasındaki ilikiye deinmitir. Beden özellikleri ile ahlak kavramı arasındaki ilikiden de bahseden Galenos, eitimin karakterin deitirilmesi üzerinde az bir etkisi olduuna inanmıtır. Mizacın doal olduunu ve sonradan kazanılan bazı alıkanlıkların da ikinci karakter olarak isimlendirilmesi gerektiini savunmutur. Cicero ise aslında hukuk eitimi almı olan, ama edebiyat ve felsefeyle youn ilgisi nedeniyle bu alana yönelmi bir düünürdür. Cicero ile beraber Yunan filozoflarından Epicurus, kiilik ve psikopatolojisi için daha çok zihinsel bir model sunmutur. Yani patolojinin zihinsel süreçlerden kaynaklandıını varsaymılardır. Önceleri biyolojik bir paradigmaya inanılmı olsa da, bu düünürler kiilik ve psikopatoloji için psikolojik bir temel olması gerektiini savunmutur. Bu ilk Antik Yunan filozoflardan sonra 12. yüzyıla kadar akıl hastalıkları ve kiilik psikopatolojisine ilikin önemli bir gelime olmamıtır. 2

17 Yüzyıl ve sonrası: 11. yüzyılın sonların 12. yüzyılın balarında, bu konuyla ilgilenen kiilerin daha çok din adamları olduu göze çarpmaktadır. Nitekim bir din adamı olan Moses Maimonides ( ) ve Bartholomaeus Angelicus bu alana yönelmi ve birtakım teoriler gelitirmilerdir te Angelicus un getirdii natüralistik yaklaım, psikoterapinin teori ve uygulaması için bir ilktir. Yani O na göre psikopatoloji çok çalımaktan, çok üzülmekten ya da çok korkmaktan kaynaklanmaktadır (Duke ve Nowicki 1989). Maimonides ise, kiilik ve ortaya çıkan patolojinin, daha önceleri üzerinde durulan konulardan (beden özellikleri, vücut özellikleri gibi) çok, ruhsal sorunlardan kaynaklandıını düünmü ve kiilik patolojisini böyle bir temele oturtmutur. Davranıların altında yatan nedenlerin, tıbbi tedavi ile deil psikolojik yöntemlerle çözüleceini savunmutur (Duke ve Nowicki 1989). 13. yüzyıldan 19. yüzyıla kadar bu alanda yapılan çalımalara rastlanmamaktadır Yüzyıl ve sonrası; 19. yüzyıla gelindiinde kiilik ve kiilik bozuklukları çok farklı bir ekilde tartıılmaya; artık beden yapısı kiilik vücuttaki salgılar arasındaki ilikilere deil, genetik çevre huy a vurguda bulunulmaya ve yapılan çalımalar bu açıdan ele alınmaya balandıı görülmektedir. Tıbbi anlamda, kiilik bozukluklarını psikozdan ayıran ilk kii, 1801 yılında Philip Pinel olmutur. Kiilik bozukluu kavramını manie sans délire olarak kullanmıtır. Pinel bir kiinin entelektüel düzeyi yerinde olduunda dahi mantıksızca davranabileceinin farkına varmıtır. Daha sonra 1837 de kiilik bozukluklarının babası olarak görülen James C. Pritchard ahlaki delilik (moral insanity) kavramı üzerinde durmu ve kiilik bozukluklarına ilikin u ekilde bir tanım yapmıtır; Hallüsinasyonlar ve entelektüel ilevsellikte bir bozulma olmadan, duygu, duygudurum, dürtü, huy ve alıkanlıklarda meydana gelen sapkınlıklar. Bu, daha sonra sadistik ve antisosyal kiilik bozukluu tanımına denk gelecektir. Bu kavramın psikiyatriye 3

18 girmesiyle adli olgularda yeni bir durumla karı karıya kalınmıtır. ledikleri suçtan dolayı ceza almayan bazı hastaların ahlaki deli olduu ve bundan dolayı bu kiilerin yaptıkları eyin sorumluluunu almadıkları görülmütür. Bunun, Akıl Hastalıklarının Tanısal ve statistiksel El Kitabı nın üçüncü basımı olan DSM-III-R (Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders, 3th edition) de sadistik kiilik bozukluu olarak sınıflandırılıp sınıflandırılmayacaı bir dönem tartıılmıtır (Perry ve Vaillant 1989, Ekselius 1994). Kretschmer ( ) ise dier teorisyenlerden farklı olarak belli beden tiplerine uyan kiilik türlerini tanımlamıtır. Oysa 19. yüzyılın sonuna doru, psikiyatristler, psikopatik aaılık (inferiority) terimini kullanmaya balamılardır. Bu terim yava yava yapısal psikopatik aaılık kavramına doru bir geçi yaamıtır. Kiilik bozukluklarına yönelik olarak yapısal kavramı nın tartıılmaya balamasıyla beraber, genetik faktörlerin de etkili olduu düünülmeye balanmıtır te Emil Kraepelin ( ) psikopatik kiiliin dört tipinden bahsetmitir: Doutan suçlu (born criminal), deimez hastalıklı yalancı (unstable, morbid liar), dolandırıcı (swindler), yalandan mızmızlık eden (pseudoquerulant). Psikopatik terimi, zamanla kiilik bozukluunun daha geni bir anlatımı haline gelmitir; yani önceden sadece yukarıda tanımlanan kiilere bu kavram kullanılırken daha sonraları herhangi bir kiilik bozukluu olan kii için kullanılmaya balanmı, geni kategorileri içine almıtır (Perry ve Vaillant 1989). Bu bakı açısından sonra psikoanaliz, kiilik bozukluklarını yapısal nedenlerden çok çevresel nedenlerle anlamaya çalımıtır. Karakterin çalıılmaya balanması 1908 de Sigmund Freud un Karakter ve Anal Erotizm yazısı ile balamıtır. Yine aynı yıllarda Wilhelm Reich ( ) histriyonik, kompulsif ve pasif-agresif gibi önemli karakter bozukluklarını, armor diye adlandırılmı kalıplamı davranı örüntüleriyle (armor) tanımlamıtır (Perry ve Vaillant 1989). Bu armorlar, deimeyen, katı özelliklerdir, tıpkı bir zırh gibi bireyi çevrelemilerdir da Franz Alexander, nevrotik karakteri tanımlayarak karakteri, psikoanalitik bir bakıla belirginletirmeye çalımıtır. Kimlerin çatımalarını kendine yönelttiinitoplastic), kimlerin bu rahatsızlıkları bakalarını etkileyecek eylemlere vurduunu (alloplastic) birbirinden ayırmaya çalımıtır. 4

19 1908 de Freud ile balayıp Adler ve Jung la devam eden kiilik çalımaları, Wilhelm Wundt ( ) ile açılan psikoloji tarihi açısından ise, ilk kez Gordon Allport ( ) un çalımaları ile gündeme gelmitir. Bireysel farklılıklar kavramı üzerinde duran ve mesleki hayatını Kiilik özellikleri yaklaımı na adayan Allport, 1925 te kardei Floyd ile Kiilik Özellikleri: Sınıflandırılması ve Ölçümü balıklı çalımasını yayınlamıtır. Allport aynı zamanda, ABD de bir üniversitede kiilik üzerine bilinen ilk dersi veren kii olarak da bilinir. Bu yıllar, psikoanalitik kuram açısından Erik Erikson un psikoseksüel geliim modelinden sıkça bahsedilen yıllardır. Allport, treyt tanımını kiilik psikolojisinde de ilk kullanmaya balayanlardandır. Allport kiilii anlamada aratırmacıların kullanabilecei iki genel strateji olduundan bahsetmi, bunları Bireyi içinde bulunduu gruba göre inceleme ve Bireyi kendi içinde inceleme yaklaımı olarak ayırmıtır. Oysa Freud un insanı ele alıı daha çok birey odaklıdır. Freud dan farklı olarak, çocukluk davranılarının yetikin davranılarına benzemesine karılık, altta yatan dürtünün aynı olmadıına da vurguda bulunmutur. Allport un görülerini açıkladıı dönemler, psikoloji tarihinde Bilincin yapısına odaklanan ve bilinç süreçlerinin analiz edilmesi olarak bilinen yapısalcılıın (structuralism) hakim olduu dönemlerdir ve bu dönemin temsilcilerinden Titchener ( ), Allport un çalımalarına destek vermemitir. Psikoloji alanında Allport, bu yöndeki çalımaları sürdürüyorken, tıp alanında da 1934 te Kurt Schneider ( ) tarafından kiilik bozukluklarına ilikin tanımlayıcı bir yaklaım oluturulmutur. Bu yaklaım bugün kullanılan yaklaıma zemin oluturmutur. Schneider çocukluktan yetikinlie geçite gelien kiilik anormalliklerini 10 farklı kiilik bozukluu ile tanımlamaya çalımıtır. Bugün kullanılan Akıl Hastalıklarının Tanısal ve statistiksel El Kitabı nin dördüncü basımı olan DSM IV (Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders, 4th edition) ve ICD 10 (Internatioanl Statistical Classification of Diseases and Related Health Problems, 10th revision) bu tanımlamalar çerçevesinde gelitirilmitir (Ekselius 1994). Akademik psikoloji anlamında ise 1945 li yıllara gelindiinde, kiilikle ilgili çalımalar açısından ön plana çıkan isim Raymond Cattell ( ) dir. Cattell kimya eitimini yarıda bırakıp psikoloji alanında çalımalar yapmaya balayan bir bilim adamıdır. Kiilik üzerine aratırma yapma kararı psikoloji biliminin bir kazancı, fen bilimlerinin ise bir kaybı olarak deerlendirilmektedir. Cattell, farklı olarak insan kiiliini oluturan öelerle ilgili kavramlar 5

20 gelitirmemi, daha çok dier bilim dallarında kullanılan yaklaımları bu alanda kullanmaya çalımıtır. Bunun en güzel örnei istatistiksel bir yöntem olan faktör analizini kullanarak kiilii anlamaya çalımasıdır. Cattell birbiriyle ilikili özellikleri gruplayarak ve birbirinden baımsız olanları ayırarak kiiliin temel yapısını anlamaya çalımıtır. Bu yıllarda Cattell le paralel olarak, hem Eysenck in hem de Horney in çalımaları devam etmektedir. Bir psikolog olan Hans Eysenck kiiliin daha çok biyolojik kısmına vurguda bulunurken, psikiyatrist Horney sosyal yönüne aırlık vermektedir li yıllarda ise sosyal / bilisel kuramcılarından Albert Bandura ( ), sosyal örenmecilerden Julian B. Rotter ( ) ın çalımaları ve hümanistik yaklaımın temsilcilerinden Abraham H. Maslow ( ) ile Carl Rogers ( ) dikkat çekmektedir. Bandura ile beraber psikoloji, davranıçılıın sınırlayıcı engellerinden zihinsel süreçler üzerinde duran, daha esnek bir harekete doru geçi yaamıtır. Nitekim davranıçılık, insan davranılarının ne kadar karmaık olursa olsun tamamen koullanma yasalarıyla açıklayan ve zihinsel süreçlerin hiçbir önemi olmadıını söyleyen bir kuramdır. Bu görüe göre, ancak gözlenebilen davranılar üzerinde durulmalıdır, bunun dıında var olanlar önemli deildir. Bandura ise geleneksel davranıçı kiilik görülerine, daha zihinsel (bilisel) yaklaımları eklemitir. nsanların, her türlü dısal uyarcıya sadece tepki veren edilgen bir varlık olduu görüünü reddederek, geliim sürecinde çevredeki bireyleri gözlediklerini ve model aldıklarını söylemitir. Rotter da tıpkı Bandura gibi geleneksel davranıçılıın bakı açısının, kiilii anlamada sı bir yaklaım olduunu düünmü ve daha farklı bir bakı açısı gelitirmitir. Sosyal örenme kuramı, insanların belirli ortamlarda nasıl davrandıını anlayabilmek için algılar, beklentiler gibi içsel deikenleri de hesaba katmak gerektiini savunur. Böylelikle kiilik tanımına içsel yaantılar-süreçler kavramları da eklenmitir. Bu kuram davranı - çevre - davranı etkileiminde vurguda bulunur ve kiilii de bu açıdan ele alır. Yani çevre sadece davranılarımızı etkilemez, davranı da içinde bulunduumuz çevrenin türünü belirler. II. Dünya Savaı sonrası her alanda olduu gibi, psikoloji alanında da hümanist bir hava esmeye balamı, bu da o dönemin bilim adamlarının düüncelerini etkilemitir. Maslow ve 6

21 Rogers bu düünce ekolünün yaratıcılarıdır. Hümanistik düüncenin domasını salayan koullara bakıldıında neden böylesine bir üçüncü güç ün çıktıını anlamak oldukça kolaydır. 20. yüzyılın ortalarında bir tarafta psikoanaliz, bir tarafta da davranıçı yaklaımının bulunduu bir dönem hüküm sürmekteydi. Psikoanaliz, daha çok bilinçaltı çatımalara yönelen, davranıların cinsel ve saldırgan içgüdülerin etkisi altında olduunu söyleyen; davranıçılık ise laboratuardaki fareler gibi insanların da koullandıına vurguda bulunan bir görütü. Bu iki görü de insanı tam olarak anlayan ve anlatan yaklaımlar deildi. Dolayısıyla bu iki kurama tepki olarak hümanistik yaklaım ortaya çıkmıtır. Maslow ve Rogers, insan kiiliini anlamaya çalıan yaklaımların eksik kalan kısımlarını tamamlamaya çalımıtır. Birçok kuram kiiliin nasıl anormal hale geldiine odaklanmıken, Maslow daha çok kiiliin mutlu ve salıklı boyutuna nasıl katkıda bulunabileceini düünmütür. Yani dier kuramlar, anormal davranılar üzerinde dururken bu teorisyenler normali anlamaya çalımıtır. Ama yine de hümanistik düüncenin kökeninin psikodinamik teorilerde de var olduu söylenebilir. Çünkü Adler, Horney ve Erikson un yaklaımı Freud a göre çok daha hümanistçedir. Bu kuramcılar daha çok sosyal alanlara da dikkat çekmeye çalımılardır. Psikologlar, dünyadaki sosyal olaylar çerçevesinde yeni kuramlar gelitirirken, hekimler akıl hastalıklarına ilikin birtakım tanımlayıcı çalımalar içine girmilerdir. Nitekim 1952 de Amerikan Psikiyatri Dernei tarafından Akıl Hastalıklarının Tanısal ve statistiksel El Kitabı nin ilk basımı olan DSM-I yayınlanmıtır. DSM-I, tanısal kategorileri içeren ilk akıl hastalıkları elkitabıdır (manuelidir). Bu el kitabında kiilik bozukluklarına ilikin herhangi bir tanım yoktur. Kiilik bozuklukları ilk olarak 1968 de DSM II de yer almıtır. Burada açık ölçütler belirtilmemi, ancak tanımlayıcı ifadeler kullanılmıtır. Bu dorultuda DSM-II kiilik bozukluklarını 10 a bölmütür. Bunlar, paranoid, siklotimik, izoid, patlayıcı, obsesif kompulsif, histerik, asthenic, antisosyal, pasif - agresif ve yetersiz dir. Ancak yapılan bu tanımlar klinisyenleri tatmin etmemitir (Perry ve Vaillant 1989). Hem DSM-I hem de DSM-II, fazlasıyla psikoanalitik ve tıbbi modelin etkisinde kalmıtır. DSM-II nin yayınlanmasından sonra, psikoanalitik kuram açısından 20.yüzyılda, Obje ilikileri kuramcıları olarak da adlandırılan Melanie Klein ( ), Otto Kernberg ( ) ın çalımaları etkili olmutur. Objeden kast edilen ey çocua bakım veren kiidir. Bu anne, baba ya da bakıcısı olabilir. 7

22 1. 2. Kiilik Tanımı: Kiilik, çok sayıda kuramcı tarafından tanımı yapılmı bir kavramdır. Her kuram bu kavram için açıklamalarda bulunmu, farklı bakı açılarıyla kiilii tanımlamaya çalımıtır. Açık bir ekilde kiilii tanımlayan teorisyenlerin baında Allport ( ) gelmektedir. Allport 1937 de yayınladıı Kiilik kitabında bu kavramı, bireyin çevreye yapacaı uyumu belirleyen psikofiziksel sistemlerin, bireyin kendi içindeki dinamik organizasyonları olarak tanımlamıtır (Cloninger ve Svrakic 2000). Bir baka deile, kiilik, bireyin karakteristik davranılarını ve düüncelerini belirleyen psikofizik sistemlerin dinamik bir ekilde örgütlenmesidir. Allport, dinamik organizasyon terimini kullanmıtır. Çünkü kiilik sürekli gelien ve deien, organize olmu bir sistemdir. Kiinin kendi içindeki terimi, bireyin belirli bir davranıının altında ne yattıı anlamına gelmektedir. Psikofiziksel terimi, kiiliin ne tam olarak mental ne de tam olarak nöral bir ey olduunu; bu ikisinin birleimi (kombinasyonu) olduunu söylemektedir. Çevreye uyum ifadesi, kiiliin hem ilevsel hem de evrimsel önemini vurgulamaktadır (Svrakic ve Cloninger 2005). Kiilik ve biyofizyolojik süreçler arasındaki iliki ve bir baka açıdan çevre ile arasındaki ba, Allport (1937) un kiilie ilikin olarak yaptıı bu tanımından elde edilmitir. Buna benzer bir tanım da, kiiliin bireyin kendine özgü, deiik durumlarda ve zaman içinde kalıcı duygu, düünce ve davranı örüntüsü olduudur. Bu tanımdan yola çıkıldıında, iki nokta göze çarpmaktadır. Kiilik, hem bireyi, dierlerinden ayıran, onu kendisi yapan özellikleri içermektedir hem de duraan ve sürekli bir özellie sahiptir. Kiilik, bireyin iç ve dı çevresiyle kurduu, onu dier bireylerden ayırt eden, tutarlı ve yapılamı bir iliki biçimidir. Ayırt edicidir, çünkü kiilik bireyi bakalarından farklı kılan özellikler toplamıdır. Tutarlıdır, çünkü bireyin zaman içinde benzer durumlarda pek deimeyen davranılarını içerir. Yapılamıtır, çünkü kiilik çok sayıda birimlerden oluan bir sistemdir; sistemin her birimi birbiriyle balantılı olarak bir örüntü gelitirir. Bu tanımda, bireyin iç ve dı çevresiyle sürekli iliki halinde olduundan da bahsedilmektedir. Çünkü birey kendi içindeki duygu ve düünceleri kadar, kendi dıındaki insan, olay ve nesneleri de algılar. Bu ekilde tanımlanan 8

23 kiilik, soyut bir kavram olmaktan çıkıp, bireyin her günkü davranıında gözlenebilen somut bir kavram olmaktadır (Pervin ve John 1997). Bir baka kiilik tanımına göre ise kiilik, genellikle bir kiinin objektif olarak gözlemlenebilen davranıları ile onun bildirdii öznel iç yaantılarından olumaktadır. Bu tanımlama, bireyin toplumsal ve kiisel yaantısını bir bütün olarak yansıtmaktadır (Burger 2006). Bu konuda kabul edilen varsayımlardan biri, kiiliin kalıtımsal yatkınlık ve çevresel etki nin etkileimi dorultusunda gelitiidir. Kiilik geliimi için söylenen genetik geçi fikri, çevresel uyarıcılar ve genetik geçiin karılıklı olarak var olması ile deitirilmitir (Cloninger ve Svrakic 2000). Pek çok yazarın uzlatıı bir dier nokta kiiliin, mizaçtan (huy), karakterden ve zekadan olutuudur. Kısaca belirtmek gerekirse, mizaç (huy) biyolojik olarak var olandır; karakter ise sosyal ve kültürel olarak geçen özelliklerden oluur. Sonuç olarak, kiilik, mizaç (huy) ve karakterin iki yönlü olarak etkileimini içeren uyum salayıcı karmaık bir sistem olarak tanımlanmaktadır Mizaç: Kiilik, mizaç ve karakter sıklıkla birbirinin yerine kullanılmaktadır. Ancak, tanımdaki bu belirsizlik hem yanıltıcıdır hem de kafa karıtırıcıdır. En sık kullanılan mizaç tanımı, mizacın duygular üzerine temellenmi alıkanlık ve becerilerin birlemesinin altında yatan güdü, çarıım ve duyum süreçlerine karılık gelmektedir (Cloningers, Svrakic ve Przybeck 1993). Kiiliin ilk bileeni olan mizaca yönelik yapılan çalımalara öncülük edenler 1950 li yılların baında bu konuya eilen Alexander Thomas ( ) ve Stella Chess (1914-) olmutur. Bu kiiler mizacı öyle tanımlamıtır; Mizaç, davranıın biçimsel (üsluba ilikin) bileenidir, güdüden farklılaır ve davranıın içeriini yansıtır. Modern mizaç tanımı, bu 9

24 kavramın duygusal, güdüsel ve uyum salayıcı (adaptif) yanının olmasına vurguda bulunmaktadır (Cloninger ve Svrakic 2000). Alexander Thomas kendisi gibi çocuk psikiyatristi olan ei Stella Chess ile çocuklar üzerinde çalımalar yapmıtır. Bu iki psikiyatrist, 133 çocuu geliim süreçlerinde izleyip, bu esnada çocukların mizaçlarında ne gibi deiiklikler olduunu gözlemlemitir (Cloninger ve Svrakic 2000). New York zlem Çalıması olarak adlandırılan bu aratırmada, Chess ve Thomas çocuklardaki mizaç durumlarının bebeklikten ergenlie kadar izlenebileceini göstermitir. Sonuçlar, mizacın bir genetik temeli olduunu ancak aile ve sosyokültürel durumlar gibi çevresel faktörlerden de etkilendiini ortaya koymutur (Kessler 2007). Yapılan bir baka çalımada ise (Svrakic ve ark 2002) çevresel uyarıcılara karı gösterilen korku, öfke ve balanma gibi ilk zamanlarda oluan duygular gibi mizacın da kalıtımsal nörobiyolojik yatkınlık içerdii ve bunun çekingenlik, hareketlilik gibi otomatik davranı tepkileriyle ilikili olduu öngörülmektedir. Mizaç geliiminin ilkelerine (prensiplerine) odaklanıldıında, her çocuun kendine özgü birtakım mizaç örüntüsü ile doduu görülmektedir. Öyle ki bu durumlar çocuun yaamı boyunca izlenebilir. Tıpkı geliimin dier alanlarında olduu gibi, mizacı belirleyen ey de, aile ilikileri, sosyal ilikiler, kültürel ve çevresel etkiler gibi dı faktörlerin etkisi altındadır. Bu dı faktörler mizacın geliimini ketleyedebilir ya da tam tersi uyarabilir. Ancak geliim alanlarından farklı olarak mizacın olumlu ya da olumsuz olarak algılanması da mümkündür. Bu durumun çocuun geliiminde belirleyici bir rolü vardır. Anne - baba ve çocuk arasında mizaç açısından uyuma olması, daha duyarlı ve daha etkili bir iletiime zemin hazırlar (Kessler 2007). Mizacın deerlendirilmesi de yine Chess ve Thomas ın birtakım çalımalarına dayanmaktadır. Chess ve Thomas mizacı üç genel bölümde deerlendirmitir. Yapılan gruplamalar, çocuun çevreye yaklamadaki kolaylıı üzerine kurulmutur. Kolay çocuk toplumun % 40 ıdır, zor çocuk %10, yava ısınan çocuk ise %15 idir. Geri kalan % 35 lik gruptaki çocuklar ise herhangi bir gruba girmezler. Bu genel kategoriler içinde özel olarak tanımlanmı dokuz durum vardır: Aktivite düzeyi, ritmisite, yaklama / kaçınma, deiiklie uyum salama, duyarlılık yanıtının eii, duygudurum, duygusal ifade, dikkat süresi ve çelinebilirlik (Kessler 2007). 10

25 Mizaç geliiminin klinik deerlendirilmesi, mizacın olumlu ve olumsuz yönlerini birletiren görev yönelimi yaklaımına odaklanmıtır. Bu sistemde birbirinin tersi olan sekiz mizaç durumunun bireyde var olma durumu, her iki cinsiyet için önemli yalara göre listelenmi ve kategorize edilmitir. Bu sekiz mizaç unlardır: Amaca yönelik X amaca yönelik deil, Amaçlı X dürtüsel, Aktif X pasif, Giriken X çekimser, Sözel X sözel deil, Kabul edici X reddedici Bu sekiz mizaç durumunun deerlendirilmesi çocukların klinik açıdan gözlemlenmesiyle salanmıtır. Örnein üç yaındaki bir çocuk, bir baka çocuun alanına izinsiz olarak girerse, bu çocua ileri derecede saldırgan derecesi verilir. Be yaındaki çabuk aklı çelilen ancak amaca yönelik olarak tutarlı hareket eden bir baka çocuk ise dürtüsel ama amaca yönelik olarak derecelendirilir (Kessler 2007) Karakter: Karakter, sosyal örenmeden, kültürden ve bireyin kendine özgü olarak yaadıklarından etkilenir ve daha az kalıtımsaldır. Karakter mantık, formal yapılandırma, sembolik yorumlama gibi üst-düzey bilisel süreçlerdeki bireysel farklılıkları içerir ve de kavramsal örenme üzerine temellenmi sembolizasyon ve soyutlama süreçlerine karılık gelmektedir (Cloninger ve ark 1993). Mizacın tam tersi, karakter treytleri ise ya ve olgunlama ile beraber deimektedir (Svrakic ve ark 2002). 11

26 Yapı-süreç: Birçok davranıçı teorisyen, zaman içinde bireyin kendisinde neler olduuyla ilgilenirken, dier bilim adamları bireyin dier insanlardan nasıl farklılatıına odaklanmıtır. Her ne kadar bazıları bu iki noktayı ele alsa da, çounluk bunlardan sadece biriyle ilgilenmektedir. Bu teorisyenlerin tercihi ya zaman içinde kiinin kendi içinde meydana gelen deiiklie ya da buna karı kiiler arası deiiklie odaklanmaktır. Kiilie süreç yaklaımı ilk ifade edileni yani bireyin kendi içindeki deiiklikleri; yapı yaklaımı ise ikincisini yani kiiler arası deiiklie vurguda bulunmaktadır. Tarihsel bir bakı açısından bakıldıında, kiiler arası deiime odaklanan Galton ( ), Spearman ( ) Thurstone ( ) a göre yapı yaklaımı nın ilk ortaya çıkıı, bireysel farklılıklara ilikin olarak yapılan çalımalarla balamıtır. Süreç yaklaımı ise klasik davranıçılıın izini sürmektedir. Bu, davranıın nasıl kısa bir süre içinde ortaya çıktıı anlayıına dayanan ve sıklıkla tek-kii düüncesine inanan bir bakı açısıdır. Sonuçta yapı yaklaımı, kiiler arası deiimi, süreç yaklaımı bireyin kendi içindeki deiimine dikkat çekmektedir (Mroczek ve Spiro 2003). Hooker ve McAdams (2003) a göre yapı ve süreç kelimelerinin anlamları çok youndur. Bir açıdan yapı, farklılık psikolojisi olarak bilinen treyti ( ayırıcı özellikler ), yetenekleri, faktör analizini; bir baka açıdan süreç ise davranı profillerini ve bireye özgü ba etme stillerini içermektedir (Mroczek ve Spiro 2003). Cattell ( ) zaman içinde bireyin kendi içinde meydana gelen deiimin, kiilik ve kiilik geliiminin önemli bir yanı olduunu ve bunun kiiler arasındaki deiiklikten daha farklı olduunu söylemitir (Mroczek ve Spiro 2003). Allport ise insanları daha önceden belirlenmi birtakım sınıflara sokmaya çalımaktansa, bireyi kendi içinde inceleme yaklaımının daha uygun olacaını savunmutur. O na göre ancak bu ekilde tek bir bireyin kiiliini oluturan özelliklerin benzersiz bileenlerini belirlemek mümkündür (Burger 2006). Ancak Hooker ve McAdams, Cattell den bir adım daha ileriye gitmitir ve kiinin kendi içindeki deiim ile kiiler arası deiiklii (yapı X süreç yaklaımını) kiilik geliimi ile ilikilendirmilerdir. Buna göre, kiilie ilikin olarak yapı ve süreç yaklaımını birletirmenin 12

27 en iyi yolu geliimsel bir perspektif sunmaktır (Mroczek ve Spiro 2003). Fleeson (2001) da davranısal geliimin, esas olarak duraanlık (stabilite) ve deiim üstüne olduunu; bunu kavramsallatırmanın en iyi yolunun geliimsel bir perspektif oluturmak olduunu belirtmitir. Bireyin dorudan kendisi ile ilgili olan süreçler günler, haftalar veya aylar içinde olumaktadır. Hem yapıda hem de süreçte meydana gelen deiimler, yıllar içinde olutuundan, yapılan ölçümler de uzun süreli çalımaları kapsamaktadır. Dolayısıyla yaam öykülerinin yapısındaki deiimler için bireyin içgörü kazanması ancak belirli bir zamanın geçmesini gerektirmektedir. Hem Mroczek ve Spiro (2003) nun kendi yaptıkları aratırma, hem de benzer baka çalımalar, hem yapının hem de sürecin aynı çerçeve içinde tartıılması gerektiini göstermektedir. Bireyin davranıındaki tutarlılıın, onun herhangi bir özelliinden mi kaynaklandıı yoksa durumsal balamdaki (duruma özgü ortamdaki) benzerliin bir sonucu olarak mı ortaya çıktıı da, bu konunun içinde tartıılmaktadır. Bu tartıma kiilii yapı ile açıklayan treyt teorisyenlerini, kiilii süreç ile açıklayan örenme teorisyenlerinden ayırmaktadır. Örenme teorisyenleri, bireyin yaam boyunca karılatıı durumların niteliinin hep benzer olduunu ve bunun bir sonucu olarak da alıılmı davranı örüntülerinin olutuunu savunmutur. Dolayısıyla zaman içinde ve durumlar arasındaki tutarlılıın.20 ila.30 arasında bir ilikiye (korelasyon) sahip olduunu söylemilerdir. Bu görüe göre kiilik, deiime dirençli, örenme sonucu meydana gelen, nerdeyse sabit kalan bir alıkanlık sistemidir ve alıkanlıkların bir araya gelmesiyle olumaktadır (Cornelis ve van Lieshout 2000). Kiilik ve davranılardaki tutarlılık ile süreklilik son yıllarda anlaılmaya balanmıtır. Süreklilik, bazen vücut ekli, biyofizyolojik yapılar ve süreçlerin sürekliliidir. Bu, kiilik geliiminde herkese göre deiebilen davranısal sonuçlara, durumsal deikenlere ve bireysel farklılıklara göre daha objektiftir (Cornelis ve van Lieshout 2000). Ferro ve ark (1998) kiilik bozukluklarının tanımlanan en temel özellii olarak duraanlık (stabilite) kavramına odaklanmıtır. Buna balı olarak ayaktan tedavi edilen 108 depresif hasta 30 ay takip edilerek, bu kiilerin kiilik bozukluu tanılarının istikrarı 13

28 (deimezlii) ölçülmütür. Ölçmede hem kategorik hem de boyutsal ölçekler kullanılmı ve kiilik bozukluu tanısı olanlarının % 51 inin 30 ay sonra da tanı aldıkları bulunmutur; ayrıca % 22 si olası kiilik bozukluu ölçütlerini karılamıtır. Bütün bu tartıılanlar dorultusunda bir bireyin kiiliinden bahsederken kalıcı (sabit) özellikler ile koullara balı olarak ortaya çıkan durumlar arasındaki farkın bilinmesinin son derece önemli olduu görülmektedir. Bu görüü destekler biçimde McAdams (1994) süreç ve yapının, geçmi, gelecek ve imdiyi içeren benlik-sistemini, yaam öyküsünü, ba etme becerilerini, amaçlarını, rolleri kapsayan bireysel durumlarını, ayrıca mizaci özelliklerini içerdiini dile getirmitir. Sonuç olarak kiilii, süreç ve yapının bir araya geldii bir sistem olarak ele almak da fayda vardır (Livesley ve Jang 2005) Kiilik Kuramları: Bazı teorisyenler kiiliin en önemli özelliinin ne olduu sorusuna yönelirler, bazıları ise kiilikler arasındaki farklılıkları anlamaya çalıırlar. Dolayısıyla her bir kuramın kiilik geliimine ilikin öngörüleri farklı farklıdır. Bu farklı yaklaımlar altı kiilik kuramıyla ele alınmaktadır. Bunlar tarihsel açıdan ele alınacak olunduunda; Yapısal (bünyesel) yaklaım, psikodinamik yaklaım, treyt (ayırıcı özellik) yaklaımı, davranıçı-örenme yaklaımı, bilisel yaklaım, hümanistik yaklaımdır Yapısal yaklaım: Yapısal yaklaım, Plato ile balayan Hippokrates ile devam eden kiilie ilikin olarak yapılan ilk çalımaları içermektedir. Nitekim bunlar ilk olarak felsefe içerikli olmu daha sonra tıp alanına yönelmitir. Bu yaklaım, hem geliim hem de ölçüm açısından bilgi vermemi, sadece normal dıılıın nasıl olutuunu açıklamaya çalımıtır. Bugün, üzerinde durulan yaklaımlardan biri olmayan yapısal yaklaımı destekleyen güncel aratırmalar yoktur. 14

29 Geliim: Yapısal yaklaımın kiilik geliimi hakkında herhangi bir varsayımı yoktur Normal dıılık: Antikçadan beri insanolunun kiilii tanımlama ve sınıflandırma çabası olmutur. Örnein, Hippokrates (M.Ö ) ve M.Ö. 2. yüzyılda yaamı olan Galenos ( ) evrendeki dört temel elementin (su, hava, toprak ve ate ) ve dört farklı vücut sıvısının (kan, balgam, sarı ve siyah safra) dört farklı kiilik tipiyle balantılı (iyimser, melankolik, soukkanlı, hırçın) olduunu düünmekteydi. Bu görüe göre dört elementin veya dört sıvıdan hangisinin vücutta bol olduu kiilik tipini de belirlemekteydi (Cornelis ve van Lieshout 2000). Hippokrates ın bu sınıflamasının, insanların çounluu için uygun olmadıı fark edilmi ve 1925 te Alman bir nöropsikiyatr olan Kretschmer ( ) tarafından belli beden tiplerine uyan kiilik türleri tanımlanmıtır. Bunlar atletik tip, piknik tip, astenik tip ve de displastik tip olarak sıralanabilir. Buna göre uzun ve ince olmak souk ve ilikilere kapalı olmakla; ufak ve yuvarlak hatlara sahip olmak ise heyecanlı, deiken ve sosyal olmakla ilikilendirilmitir. Daha sonra ise atletik ve dizplazik gibi iki kategori daha eklenmitir (Lelord ve André 1996). Kretschmer den sonra Sheldon ( ); endomorfik (iç organların egemen olduu), mesomorfik (kas ve iskelet dizgesinin egemen olduu), ektomorfik (sinir dizgesinin egemen olduu) beden tiplerini tanımlamıtır (Duke ve Nowicki 1989). 15

30 Bu yaklaımın önerdii psikopatoloji, beden yapısı ve birtakım sıvıların vücutta ne oranda bulunduuyla balantılıdır. Bu tarz kiilik kategorileri, insanolunun birkaç gruba sıdırılmaya çalıılması açısından eletirilmitir; beden yapısı ve kiilik yapısı arasında iliki olduu görüü kanıtlanmamıtır Olçüm: Yapısal yaklaımın oluturduu bir ölçüm aracı yoktur Psikodinamik yaklaım: Psikodinamik yaklaım, dier yaklaımlarla karılatırıldıında kiilik geliimi üzerinde en çok duran yaklaımlardan biridir. Hatta bu yaklaımın tamamen geliim üzerine ina edildiini bile söylemek mümkündür. Bu yaklaımın öncüsü Sigmund Freud ( ) tur. Freud un kiilii ilk ele alıı histeri kavramı ile olmutur. Daha sonra ise oral, anal ve fallik karakterlerden bahsetmitir. Freud dan sonra ise, yola onunla çıkan ama daha sonra bazı alanlarda farklılaan kiilerden oluan yeni bir kuram ortaya çıkmıtır. Neo-Freudian diye de adlandırılan yeni Freudcular, Alfred Adler, Carl Jung, Anna Freud ve Karen Horney dir. Erik Erikson ise geliimi tanımlarken sadece psikoseksüel dönemlere deil bundan ziyade psikososyal basamaklara da vurguda bulunan ego psikologları arasındadır. Buna göre yaamın ilk yılları sadece oral tatmin için deil, aynı zamanda anne ve bebek arasındaki güven ilikisi için de önemlidir. Erikson kiilik geliimi hakkında çok sayıda çalıma yapmıtır. Daha sonra ise kiilik ve kiilik geliimi, obje ilikileri çerçevesinde ele alınmaya balanmıtır. Obje ilikileri kuramı, erken çocukluk deneyimlerine vurguda bulunan, çocuun yaamında önemli olan kiilerle kurduu ilikiyle ilgilenen bir kuramdır. Bu kurama göre, çocuk, anne ve babasıyla ya da ona bakım veren kiiyle nasıl bir iliki kurarsa, bu onun daha sonraki yıllarda nasıl birisi olacaını etkileyecektir. Bu kuramı en iyi temsil eden kii Melanie Klein ve Otto Kernberg tir. Daha sonraları John Bowlby ve Mary Ainsworth daha görgül çalımalarla buna destek vermitir 16

31 Geliim: 20. yüzyılda ise kiilii psikolojik açıdan ele alan kuramların baında psikodinamik yaklaım gelmektedir. Freud a göre insan kiiliinin üç temel birimi bulunmaktadır: d, ego ve süperego. d, bütün dürtüsel enerjinin kaynaıdır; heyecan arar. Haz ilkesine göre organize olmutur. Ne istediiyse tam o anda yapılmasını ister. Engellenmeyi asla tolere edemez. Süperego toplumun kurallarına göre davranıların ayarlanmasını salar. yi davranılar için ödüllendirileceine (sevilme, kendisi ile iftihar etme) kötü davranılar için cezalandırılacaına (suçluluk duyma, aaılık hissi) inanır. d haz arar; süperego mükemmeli arar; ego ise gerçee odaklanır ve gerçeklik ilkesine göre çalıır. Egonun ilevi, gerçee ve süperegonun ondan talep ettiiyle uygun olacak ekilde idin isteklerini dile getirmek ve onu memnun etmektir (Geçtan 1997). Egonun amacı içgüdülerin tatmin edilmesi için salanacak en üst düzeydeki hazzın, en az acı ve negatif sonucun alınacaı ana kadar ertelenmesidir. Gerçeklik ilkesine göre idin enerjisi bloklanır, baka yöne çevrilir veya bu yava yava serbest bırakılır. Bunu yapan egodur (Gabbard 2000). Dolayısıyla kiiliin dinamii bu yaklaıma göre u ekilde iler; Kiiliin üç birimi doal olarak birbiriyle çeliki içindedir. Bu çeliki deiik psikolojik faaliyetlerin temelini oluturur. d, ego ya da süperegodan birinin, dierlerinden daha kuvvetli ya da zayıf olduu zaman, farklı kiilik türleri ortaya çıkar. Kaygı büyüyüp iddetlendikçe, ego bu iddetteki kaygıyla baa çıkabilmek için savunma mekanizmalarına (defense mechanisms) bavurur. Kaygı ve bununla beraber savunma mekanizmaları bu çatımadan doar. Savunma mekanizmaları terimi, içsel ve dısal tehdit algısına karı tampon olacak ekilde arabuluculuk yapan süreçler anlamına gelmektedir. Savunmaların ne derece bilinçaltında olduu ya da kendi kendini aldatmadan ibaret olduu da tartıılan önemli düüncelerden biridir (Weinberger ve Davidson 1994). 17

32 Bu bakı açısı, bir kiinin, kiilik yapısını anlayabilmek için savunma örüntüsünü deerlendirmek gerektiini söylemektedir. Yüzeysel olarak bakıldıında benzer olan davranıların, aslında farklı psikolojik belirleyicileri ve ilevleri (fonksiyonları) olabildii düünülmütür. Psikoanalitik teori, temel ihtiyaçların doyurulmasıyla ilgili olan intrapsiik çatımaların kiilik üzerinde etkili olduuna vurguda bulunur (Weinberger 1998). Block (1980) a göre Freud için insanın varolusal ikilemi, bireyin isteklerinin hemen doyurulmasına karı, bakaları tarafından zorla kabul ettirilen baskıları özümseme, yaanılan stresten kaçınma istei ve gerçeklik ilkesi arasındaki çatımadır (Weinberger 1998). Freud a göre yeni doan bir bebek deiik aamalardan geçerek kiiliini gelitirir. Bu aamalara psikoseksüel (psychosexual) aamalar adı verilir. Bu aamalar, bedenin belirli bir organının adıyla tanımlanır. Doumdan iki yaına kadar çocuk oral (aız) aamasındadır. Bu devrede emme ve yeme, çocuun zevk aldıı en baskın davranılardır. Çocuk iki ila dört yaı arasında, emmekten daha fazla dıkılamadan, anal uyarılmadan zevk almaya balar; bu nedenle o devreye anal aaması adı verilir. Dört ya civarındayken çocuk fallik (phallic) aamaya girer. Bu devrede çocuk cinsel organına dokunmaktan zevk almaya balar (Gabbard 1989, Geçtan 1997). Fallik devreden sonra örtük (latency) aama gelir ve bu devre 5 ila yalarına kadar sürer. Bu devrede çocuun cinsel dürtüleri gizlidir. Çocuk cinsellikle ilgili konulardan holanmaz ve kendini daha çok oyuna verir. Ergenlikle beraber genital (genital) aama kendisini göstermeye balar. Birey cinsel organı ve duyguları arasında bir ba olduunu fark etmeye balar (Meissner 2005). Psikodinamik yaklaım içinde zamanla baka görüler de ortaya çıkmıtır. Bu görülerden ilki Yeni Freudcular diye adlandırılan teorisyenlerden oluur. Bu teorisyenlere göre, kiilik üzerinde kültürel ve sosyal etkilerin önemi büyüktür. Alfred Adler ( ); Freud dan ayrıldıı en belirgin nokta Adler in üstünlük çabasına verdii önem olmutur. Adler e göre aaılık duygusundan üstünlük hissine doru geçi kiiliin temel taıdır. Üstünlük duygusu insanların elde etmek istedii esas güçtür ve cinsel dürtüden daha kuvvetlidir. Organ eksiklii, çocuklukta geçirilen hastalıklar, çocuun ihmal edilmesi veya ımartılması, doum sırası, ana-baba tutumu, kiilik geliiminde 18

33 belirleyici faktörlerdir. Adler, bunlara ilaveten kiilii etkileyen sosyal güçler üstünde durmu ve kiiliin bütünlüüne vurguda bulunmutur (Weiner 1989). Jung ( ); Freud dan farklı olarak ırksal (ortak) bilinçaltı ve kiisel bilinçaltıdan bahsetmitir. Irksal bilinçaltı bütün insanlarda ortaktır; kiisel bilinçaltı ise kiiye özgüdür. Irksal bilinçaltında var olan bazı kavramlardan dolayı yeni doan bebek, hiç yabancılık çekmeden bu kavramlarla etkileime girer. Bunun için verilecek en iyi örnek bebein annesiyle hemen bütünlemesidir. Ya da atalarımızdan kalan bilinçaltı imgelerinden dolayı herkes karanlıa aynı tepkiyi verir. Jung bu imgelere genel olarak arketip der. O na göre yaamda rastalanılan durum kadar çok arketip vardır. Kiiliin temelinde ise persona, animus, anima ve gölge vardır. Persona, ego ve gerçek dünya arasında araç; animus, kadındaki erkeksi taraflar; anima, erkekteki kadınsı taraflar; gölge, personanın sakladıı yanı olarak tanımlanmaktadır (Weiner 1989, Mohl ve Weiner 2000, Burger 2006). Jung kiilii belirleyen iki tutumdan bahsetmitir. Bunlar, içe dönüklük ve dıa dönüklüktür. çe dönük (introvert) ve dıa dönük (extravert) kavramlarını ilk kullanan kiidir. Jung, bir kimsenin etkin bir yaam sürdürebilmesi ve normal bir kiilik geliimine sahip olması için bu iki yönü (içe dönüklük dıa dönüklük) denge içinde tutması gerektiini savunmutur (Mohl ve Weiner 2000). Ancak sonraları Jung, dünyada bu iki tipten daha farklı tipler olduunun farkına varmıtır. Kiinin dünyayı nasıl algıladıına ve anlamlandırdıına bakmı ve dört ana ilev belirlemitir: Duyu, sezgi, düünce ve duygu. Bu iki tutum (içe dönüklük-dıa dönüklük) ve dört ilev farklı kiilik tipleri ortaya çıkarmıtır ( Burger 2006 ). Jung un yaptıı çalımalar içe dönüklük-dıa dönüklük tutumlarını ölçen kiilik testlerine ilham vermitir. Nitekim Jung tan etkilenen ngiliz psikolog Hans Eysenck tarafından Mausley Kiilik Envanteri gelitirilmitir (Geçtan 1997). Karen Horney ( ); Kiilik geliiminin, deimeyen biyolojik güçlere balı olduuna inanmayan Horney, bunun psikososyal ve biyolojik etkilerin karılıklı ilikisine balı olduunu savunur. Kiiliin, ilk çocukluk yıllarında gelitii konusunda Freud ile aynı fikri 19

OTSTK ÇOCUKLARIN ALELERNE YÖNELK GRUP REHBERL NN ANNE BABALARIN DEPRESYON VE BENLK SAYGISINA ETKS

OTSTK ÇOCUKLARIN ALELERNE YÖNELK GRUP REHBERL NN ANNE BABALARIN DEPRESYON VE BENLK SAYGISINA ETKS Bu aratırma 2005 yılında 1. Uluslararası zmir Özel Eitim ve Otizm Sempozyumu'nda poster bildiri olarak sunulmutur. OTSTK ÇOCUKLARIN ALELERNE YÖNELK GRUP REHBERL NN ANNE BABALARIN DEPRESYON VE BENLK SAYGISINA

Detaylı

EL PARMAKLARINA DEERLER VEREREK KOLAY YOLDAN ÇARPMA ÖRETM YÖNTEMYLE ZHN ENGELL ÖRENCLERE ÇARPIM TABLOSU ÖRETM UYGULAMASI

EL PARMAKLARINA DEERLER VEREREK KOLAY YOLDAN ÇARPMA ÖRETM YÖNTEMYLE ZHN ENGELL ÖRENCLERE ÇARPIM TABLOSU ÖRETM UYGULAMASI Bu aratırma 2005 yılında 1. Uluslararası zmir Özel Eitim ve Otizm Sempozyumu'nda poster bildiri olarak sunulmutur. EL PARMAKLARINA DEERLER VEREREK KOLAY YOLDAN ÇARPMA ÖRETM YÖNTEMYLE ZHN ENGELL ÖRENCLERE

Detaylı

OTSTK ÇOCUKLARDA TEACCH PROGRAMININ GELMSEL DÜZEYE ETKS: OLGU SUNUMU

OTSTK ÇOCUKLARDA TEACCH PROGRAMININ GELMSEL DÜZEYE ETKS: OLGU SUNUMU Bu aratırma 2005 yılında 1. Uluslararası zmir Özel Eitim ve Otizm Sempozyumu'nda poster bildiri olarak sunulmutur. OTSTK ÇOCUKLARDA TEACCH PROGRAMININ GELMSEL DÜZEYE ETKS: OLGU SUNUMU Psk. Deniz VARIR

Detaylı

BURSA DA GÖREV YAPAN MÜZK ÖRETMENLERNN ULUDA ÜNVERSTES ETM FAKÜLTES GÜZEL SANATLAR ETM BÖLÜMÜ MÜZK ETM ANABLM DALI LE LETM VE ETKLEM

BURSA DA GÖREV YAPAN MÜZK ÖRETMENLERNN ULUDA ÜNVERSTES ETM FAKÜLTES GÜZEL SANATLAR ETM BÖLÜMÜ MÜZK ETM ANABLM DALI LE LETM VE ETKLEM BURSA DA GÖREV YAPAN MÜZK ÖRETMENLERNN ULUDA ÜNVERSTES ETM FAKÜLTES GÜZEL SANATLAR ETM BÖLÜMÜ MÜZK ETM ANABLM DALI LE LETM VE ETKLEM Dr. Ayhan HELVACI *1924-2004 Musiki Muallim Mektebinden Günümüze Müzik

Detaylı

21.10.2009. KIŞILIK KURAMLARı. Kişilik Nedir? Kime göre?... GİRİŞ Doç. Dr. Halil EKŞİ

21.10.2009. KIŞILIK KURAMLARı. Kişilik Nedir? Kime göre?... GİRİŞ Doç. Dr. Halil EKŞİ KIŞILIK KURAMLARı GİRİŞ Doç. Dr. Halil EKŞİ Kişilik Nedir? Psikolojide kişilik, kapsamı en geniş kavramlardan biridir. Kişilik kelimesinin bütün teorisyenlerin üzerinde anlaştığı bir tanımlaması yoktur.

Detaylı

Kişilik Psikolojisi (PSY 401) Ders Detayları

Kişilik Psikolojisi (PSY 401) Ders Detayları Kişilik Psikolojisi (PSY 401) Ders Detayları Ders Adı Ders Kodu Dönemi Ders Saati Uygulama Saati Laboratuar Saati Kredi AKTS Kişilik Psikolojisi PSY 401 Güz 3 0 0 3 7 Ön Koşul Ders(ler)i PSY301, Dersi

Detaylı

Ders İzlencesi Eğitim Yılı ve Güz Dönemi Program adı: ÇOCUK GELİŞİMİ PROGRAMI

Ders İzlencesi Eğitim Yılı ve Güz Dönemi Program adı: ÇOCUK GELİŞİMİ PROGRAMI Ders İzlencesi 2016 2017 Eğitim Yılı ve Güz Dönemi Program adı: ÇOCUK GELİŞİMİ PROGRAMI Dersin adı: Genel Psikoloji Dersi veren öğretim görevlisi: Gözde AKKAYA Dersin veriliş şekli: Yüz yüze Dersin genel

Detaylı

Yetişkin Psikopatolojisi. Doç. Dr. Mehmet Akif Ersoy Ege Üniversitesi Psikiyatri Anabilim Dalı Bornova İZMİR

Yetişkin Psikopatolojisi. Doç. Dr. Mehmet Akif Ersoy Ege Üniversitesi Psikiyatri Anabilim Dalı Bornova İZMİR Yetişkin Psikopatolojisi Doç. Dr. Mehmet Akif Ersoy Ege Üniversitesi Psikiyatri Anabilim Dalı Bornova İZMİR Yetişkin psikopatolojisi içerik: Sınıflandırma sistemleri Duygudurum bozuklukları Anksiyete bozuklukları

Detaylı

İÇİNDEKİLER ÖN SÖZ...III

İÇİNDEKİLER ÖN SÖZ...III İÇİNDEKİLER ÖN SÖZ...III Ünite:I Eğitim Psikolojisinde Bilimsel Araştırma Yöntem ve Teknikleri 13 Psikoloji ve Eğitim Psikolojisi 15 Eğitim Psikolojisi ve Bilim 17 Eğitim Psikolojisi ve Bilimsel Araştırma

Detaylı

OTSTK BR OLGUNUN DUYGULARI ANLAMA VE FADE ETME BECERSNN KAZANDIRILMASINA YÖNELK DÜZENLENEN KISA SÜREL BR E TM PROGRAMININ NCELENMES

OTSTK BR OLGUNUN DUYGULARI ANLAMA VE FADE ETME BECERSNN KAZANDIRILMASINA YÖNELK DÜZENLENEN KISA SÜREL BR E TM PROGRAMININ NCELENMES Bu aratırma 005 yılında 1. Uluslararası zmir Özel Eitim ve Otizm Sempozyumu'nda poster bildiri olarak sunulmutur. OTSTK BR OLGUNUN DUYGULARI ANLAMA VE FADE ETME BECERSNN KAZANDIRILMASINA YÖNELK DÜZENLENEN

Detaylı

PSİKOLOJİK BOZUKLUKLAR. PSİ154 - PSİ162 Doç.Dr. Hacer HARLAK

PSİKOLOJİK BOZUKLUKLAR. PSİ154 - PSİ162 Doç.Dr. Hacer HARLAK PSİKOLOJİK BOZUKLUKLAR BU DERSTE ŞUNLARı KONUŞACAĞıZ: Anormal davranışı normalden nasıl ayırırız? Ruh sağlığı uzmanları tarafından kullanılan belli başlı anormal davranış modelleri nelerdir? Anormal davranışı

Detaylı

TREYT KURAMLARI. (Ayırıcı özellikler ya da kişilik çizgileri) Doç.Dr. Hacer HARLAK - PSİ154 - PSİ162

TREYT KURAMLARI. (Ayırıcı özellikler ya da kişilik çizgileri) Doç.Dr. Hacer HARLAK - PSİ154 - PSİ162 TREYT KURAMLARI (Ayırıcı özellikler ya da kişilik çizgileri) TREYT KURAMLARI Treyt Bireylerin farklılık gösterdiği kişilik boyutlarının temelini oluşturan duygu, biliş ve davranış eğilimleri Utangaç, açık,

Detaylı

GÜNCEL GELMELER IIINDA LKÖRETM: MATEMATK-FEN-TEKNOLOJ-YÖNETM

GÜNCEL GELMELER IIINDA LKÖRETM: MATEMATK-FEN-TEKNOLOJ-YÖNETM KTAP NCELEMES GÜNCEL GELMELER IIINDA LKÖRETM: MATEMATK-FEN-TEKNOLOJ-YÖNETM Editörler: Arif Altun ve Sinan Olkun Orhan KARAMUSTAFAOLU Yrd.Doç.Dr., Amasya Üniversitesi, Eitim Fakültesi, Dekan Yrd., AMASYA

Detaylı

1. ÜNİTE İÇİNDEKİLER EĞİTİM PSİKOLOJİSİ / 1

1. ÜNİTE İÇİNDEKİLER EĞİTİM PSİKOLOJİSİ / 1 İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... iii YAZARLAR HAKKINDA... iv 1. ÜNİTE EĞİTİM PSİKOLOJİSİ / 1 Giriş... 2 Eğitim Psikolojisi ve Öğretmen... 3 Eğitim Psikolojisi... 3 Bilim... 6 Psikoloji... 8 Davranış... 9 Eğitim...

Detaylı

ÜNİTE:1 Psikolojinin Tanımı ve Kapsamı. ÜNİTE:2 Psikolojide Araştırma Yöntemleri. ÜNİTE:3 Sinir Sisteminin Yapısı ve İşlevleri

ÜNİTE:1 Psikolojinin Tanımı ve Kapsamı. ÜNİTE:2 Psikolojide Araştırma Yöntemleri. ÜNİTE:3 Sinir Sisteminin Yapısı ve İşlevleri ÜNİTE:1 Psikolojinin Tanımı ve Kapsamı ÜNİTE:2 Psikolojide Araştırma Yöntemleri ÜNİTE:3 Sinir Sisteminin Yapısı ve İşlevleri ÜNİTE:4 Bilişsel Psikoloji 1 ÜNİTE:5 Çocuklukta Sosyal Gelişim ÜNİTE:6 Sosyal

Detaylı

BÖLÜM I GELİŞİM İÇİNDEKİLER 1. ÜNİTE 2. ÜNİTE. ÖNSÖZ... v YAZARLAR HAKKINDA... vii

BÖLÜM I GELİŞİM İÇİNDEKİLER 1. ÜNİTE 2. ÜNİTE. ÖNSÖZ... v YAZARLAR HAKKINDA... vii İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... v YAZARLAR HAKKINDA... vii BÖLÜM I GELİŞİM 1. ÜNİTE GELİŞİMLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR, GELİŞİMİN TEMEL İLKELERİ VE GELİŞİMİ ETKİLEYEN ETMENLER... 1 GELİŞİM İLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR...

Detaylı

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...III ÜNİTE: 1. PSİKOLOJİ VE GELİŞİM PSİKOLOJİSİ15

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...III ÜNİTE: 1. PSİKOLOJİ VE GELİŞİM PSİKOLOJİSİ15 İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...III ÜNİTE: 1. PSİKOLOJİ VE GELİŞİM PSİKOLOJİSİ15 Bilimin Anlamı ve Özellikleri...17 Psikoloji...18 Gelişim Psikolojisi...25 Öğrenme Psikolojisi...26 Psikolojide Araştırma Yöntemleri...26

Detaylı

ÜNVERSTELERN GÜZEL SANATLAR ETM BÖLÜMÜ MÜZK ETM ANABLM/ANASANAT DALI BRNC SINIF ÖRENCLERNN KSEL PROFLLER *

ÜNVERSTELERN GÜZEL SANATLAR ETM BÖLÜMÜ MÜZK ETM ANABLM/ANASANAT DALI BRNC SINIF ÖRENCLERNN KSEL PROFLLER * ÜNVERSTELERN GÜZEL SANATLAR ETM BÖLÜMÜ MÜZK ETM ANABLM/ANASANAT DALI BRNC SINIF ÖRENCLERNN KSEL PROFLLER * Ara.Gör.Ilgım KILIÇ *1924-2004 Musiki Muallim Mektebinden Günümüze Müzik Öretmeni Yetitirme Sempozyumu

Detaylı

2. Bölgesel Kalkınma ve Yönetiim Sempozyumu 25-26 Ekim 2007, zmir

2. Bölgesel Kalkınma ve Yönetiim Sempozyumu 25-26 Ekim 2007, zmir Türkiye de Bölgesel Kalkınmanın Aracı Olarak Kalkınma Ajansları: zmir Kalkınma Ajansı Örnei Ergüder Can zmir Kalkınma Ajansı Giri: Türkiye de dier ülkeler gibi bölgelerarası hatta bölgeler içinde kalkınma

Detaylı

REHBERLİK VE PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK BÖLÜMÜ

REHBERLİK VE PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK BÖLÜMÜ REHBERLİK VE PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK BÖLÜMÜ Psikoloji RPD 101 Not III Uz. Gizem ÖNERİ UZUN Kişilik Gelişimi Kişilik Nedir? *Kişilik, bireyin iç ve dış çevresiyle kurduğu, diğer bireylerden ayırt edici,

Detaylı

ENGELL ÇOCUU OLAN ALELERN SOSYAL DESTEK ÖRÜNTÜLER VE BUNUN PSKOLOJK SALIK LE L KS. Uzm. Psk. Arzu YURDAKUL* Uzm. Psk. Alev GRL *

ENGELL ÇOCUU OLAN ALELERN SOSYAL DESTEK ÖRÜNTÜLER VE BUNUN PSKOLOJK SALIK LE L KS. Uzm. Psk. Arzu YURDAKUL* Uzm. Psk. Alev GRL * Bu aratırma 1998 yılında 10. Ulusal Psikoloji Kongresinde sunulmu ve lkıık Dergisi Mart 1999 sayısında yayınlanmıtır. NGLL ÇOCUU OLAN ALLRN SOSYAL DSTK ÖRÜNTÜLR V BUNUN PSKOLOJK SALIK L L KS Özet Uzm.

Detaylı

Üçüncü baskıya ön söz Çeviri editörünün ön sözü Teşekkür. 1 Giriş 1

Üçüncü baskıya ön söz Çeviri editörünün ön sözü Teşekkür. 1 Giriş 1 XI İçindekiler Üçüncü baskıya ön söz Çeviri editörünün ön sözü Teşekkür Sayfa vii viii x 1 Giriş 1 Tanımlar: Kültürlerarası psikoloji nedir? 3 Tartışmalı konular 5 Konu 1: İçsel olarak ya da dışsal olarak

Detaylı

ÇOCUK İHMAL VE İSTİSMARI RUHSAL DEĞERLENDİRME FORMU. Temel Yakınmalar. . Üniversitesi Çocuk Koruma Uygulama ve Araştırma Merkezi Çocuk Koruma Birimi

ÇOCUK İHMAL VE İSTİSMARI RUHSAL DEĞERLENDİRME FORMU. Temel Yakınmalar. . Üniversitesi Çocuk Koruma Uygulama ve Araştırma Merkezi Çocuk Koruma Birimi . Üniversitesi Çocuk Koruma Uygulama ve Araştırma Merkezi Çocuk Koruma Birimi ÇOCUK İHMAL VE İSTİSMARI RUHSAL DEĞERLENDİRME FORMU Çocuğun Adı- Soyadı: Cinsiyeti: TC Kimlik No: Görüşmecinin Adı- Soyadı:

Detaylı

KRİMİNOLOJİ -I- Yar.Doç.Dr. Tuba TOPÇUOĞLU 6 Kasım 2014 Kriminolojide Pozitivist Okul İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ HUKUK FAKÜLTESİ

KRİMİNOLOJİ -I- Yar.Doç.Dr. Tuba TOPÇUOĞLU 6 Kasım 2014 Kriminolojide Pozitivist Okul İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ HUKUK FAKÜLTESİ KRİMİNOLOJİ -I- Yar.Doç.Dr. Tuba TOPÇUOĞLU tuba.topcuoglu@gmail.com 6 Kasım 2014 Kriminolojide Pozitivist Okul İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ HUKUK FAKÜLTESİ KRİMİNOLOJİNİN TARİHÇESİ Doğaüstü Güçlere Dayalı Perspektif

Detaylı

REHBERLİK VE PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK BÖLÜMÜ

REHBERLİK VE PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK BÖLÜMÜ REHBERLİK VE PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK BÖLÜMÜ Psikoloji RPD 101 Not II Uz. Gizem ÖNERİ UZUN Psikolojide Ekoller & Yaklaşımlar *1879 da Alman psikolog Wilhelm Wundt tarafından kurulan psikoloji laboratuarı

Detaylı

Uluslararası Sosyal Aratırmalar Dergisi

Uluslararası Sosyal Aratırmalar Dergisi Uluslararası Sosyal Aratırmalar Dergisi The Journal of International Social Research Cilt: 7 Sayı: 33 Volume: 7 Issue: 33 www.sosyalarastirmalar.com Issn: 1307-9581 FARKLI SPOR BRANINDAK ÜNVERSTE ÖRENCLERNN

Detaylı

Dersin Grubu. Dersin Kodu. Yarıyıl. Dersin Adı. Bölüm Zorunlu. 1 1 PSY101 Psikolojiye Giriş-I. Bölüm Zorunlu. 2 2 PSY102 Psikolojiye Giriş-II

Dersin Grubu. Dersin Kodu. Yarıyıl. Dersin Adı. Bölüm Zorunlu. 1 1 PSY101 Psikolojiye Giriş-I. Bölüm Zorunlu. 2 2 PSY102 Psikolojiye Giriş-II Adı 1 1 PSY101 ye Giriş-I Açıklaması 6 3 ki temel konulara giriş niteliğinde bir derstir. İşlenecek konulara araştırma teknikleri, davranışın biyolojik kökenleri, algı, hafıza, dil, insan gelişimi, vb.

Detaylı

FEN BLGS, SOSYAL BLGLER VE SINIF ÖRETMENL ÖRENCLERNN BLGSAYAR DERSNE YÖNELK TUTUMLARI

FEN BLGS, SOSYAL BLGLER VE SINIF ÖRETMENL ÖRENCLERNN BLGSAYAR DERSNE YÖNELK TUTUMLARI Ahi Evran Üniversitesi Kırehir Eitim Fakültesi Dergisi (KEFAD) Cilt 8, Sayı 1, (2007), 115-122 115 FEN BLGS, SOSYAL BLGLER VE SINIF ÖRETMENL ÖRENCLERNN BLGSAYAR DERSNE YÖNELK TUTUMLARI Hayati ÇAVU Yüzüncü

Detaylı

K İ Ş İ L İ K. Kişilik kavramı Kişilik kuramları Kişiliğin ölçülmesi. Doç.Dr. Hacer HARLAK - PSİ154 - PSİ162

K İ Ş İ L İ K. Kişilik kavramı Kişilik kuramları Kişiliğin ölçülmesi. Doç.Dr. Hacer HARLAK - PSİ154 - PSİ162 K İ Ş İ L İ K Kişilik kavramı Kişilik kuramları Kişiliğin ölçülmesi KİŞİLİK Personality Persona=maske Bireyin özel ve ayırıcı yanlarını içerir. Özel en sık ve en tipik Ayırdedici bireyi diğerlerinden ayırır.

Detaylı

Aratırma Koordinatörü: Prof. Dr. Faruk en. Hazırlayanlar: Gülay Kızılocak Cem entürk Dr. Martina Sauer

Aratırma Koordinatörü: Prof. Dr. Faruk en. Hazırlayanlar: Gülay Kızılocak Cem entürk Dr. Martina Sauer Download von www.bteu.de / Avrupali Türk Isadamlari Birligi Hannover / TAM Vakfi Yayinlari!" #"# Aratırma Koordinatörü: Prof. Dr. Faruk en Hazırlayanlar: Gülay Kızılocak Cem entürk Dr. Martina Sauer Bu

Detaylı

ÜNVERSTE ÖRENCLERNN ÇEVRE DUYARLILIKLARININ NCELENMES

ÜNVERSTE ÖRENCLERNN ÇEVRE DUYARLILIKLARININ NCELENMES ! "#$#%$#%&$#' #$$ ÜNVERSTE ÖRENCLERNN ÇEVRE DUYARLILIKLARININ NCELENMES Ar. Gör. Burcu ÇABUK Ankara Üniversitesi Eitim Bilimleri Fakültesi lköretim Bölümü Okulöncesi Eitim Anabilim Dalı Öretim Elemanı

Detaylı

DAVRANIŞ BİLİMLERİ TIPSAL PSİKOLOJİYE GİRİŞ. Doç. Dr. Lü)ullah Beşiroğlu

DAVRANIŞ BİLİMLERİ TIPSAL PSİKOLOJİYE GİRİŞ. Doç. Dr. Lü)ullah Beşiroğlu DAVRANIŞ BİLİMLERİ TIPSAL PSİKOLOJİYE GİRİŞ Doç. Dr. Lü)ullah Beşiroğlu DAVRANIŞ (Behavior): Organizmanın doğrudan veya dolaylı olarak gözlenebilen tüm etkinlikleridir. Duygular, tutumlar, zihinsel süreçler

Detaylı

Psikopatolojiye Giriş (PSY 301) Ders Detayları

Psikopatolojiye Giriş (PSY 301) Ders Detayları Psikopatolojiye Giriş (PSY 301) Ders Detayları Ders Adı Ders Dönemi Ders Uygulama Kodu Saati Saati Laboratuar Kredi AKTS Saati Psikopatolojiye Giriş PSY 301 Güz 3 0 0 3 8 Ön Koşul Ders(ler)i yok Dersin

Detaylı

Sosyo-Ekonomik Gelimilik Aratırması

Sosyo-Ekonomik Gelimilik Aratırması Giri Sosyo-Ekonomik Gelimilik Aratırması Taner Kavasolu Devlet Planlama Tekilatı Kalkınma Planlarımızda, ülke corafyasında ve kesimler arasında dengeli bir gelime salanması hedefi, ülke ekonomisi için

Detaylı

AYRILMA ANKSYETES BOZUKLUU TANILI BR GRUP ÇOCUKTA MZAÇ ÖZELLKLER

AYRILMA ANKSYETES BOZUKLUU TANILI BR GRUP ÇOCUKTA MZAÇ ÖZELLKLER Aratırma Makalesi Ege Tıp Dergisi 44(1) : 39-44, 2005 AYRILMA ANKSYETES BOZUKLUU TANILI BR GRUP ÇOCUKTA MZAÇ ÖZELLKLER TEMPERAMENT TRAITS IN A GROUP OF CHILDREN DIAGNOSED SEPARATION ANXIETY DISORDER Emel

Detaylı

Eitim-Öretim Yılında SDÜ Burdur Eitim Cansevil TEB

Eitim-Öretim Yılında SDÜ Burdur Eitim Cansevil TEB 2005-2006 Eitim-Öretim Yılında SDÜ Burdur Eitim Cansevil TEB 2005-2006 ETM-ÖRETM YILINDA SDÜ BURDUR ETM FAKÜLTES GSE BÖLÜMÜ MÜZK ETM ABD DA OKUMAKTA OLAN 2, 3 VE 4. SINIFLARIN DEVAMLILIK ZLEYEN DERSLERDE

Detaylı

LKÖRETM KNC KADEME (2005) TÜRKÇE DERS ÖRETM PROGRAMINDA GENEL AMAÇLAR - HEDEF/KAZANIMLAR

LKÖRETM KNC KADEME (2005) TÜRKÇE DERS ÖRETM PROGRAMINDA GENEL AMAÇLAR - HEDEF/KAZANIMLAR LKÖRETM KNC KADEME (2005) TÜRKÇE DERS ÖRETM PROGRAMINDA GENEL AMAÇLAR - HEDEF/KAZANIMLAR LKS* THE ASSOCIATION BETWEEN GENERAL TARGETS AND GOALS/ACQUISITIONS IN TURKISH LANGUAGE PROGRAM Erhan DURUKAN**

Detaylı

Koç Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu 2015-2016 Güz Dönemi

Koç Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu 2015-2016 Güz Dönemi Koç Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu 2015-2016 Güz Dönemi Dersin Adı ve Kodu: Psik 302 Psikopatoloji Dersin ön koşulları: Yok Ders yeri(sınıf): 312 nolu sınıf Ders Günü ve Saati: Salı: 08:30-11:20 Kredisi:

Detaylı

MATEMATK ÖRETMNDE BULMACA ETKNLNN ÖRENC BAARISINA ETKS

MATEMATK ÖRETMNDE BULMACA ETKNLNN ÖRENC BAARISINA ETKS MATEMATK ÖRETMNDE BULMACA ETKNLNN ÖRENC BAARISINA ETKS THE EFFECT OF PUZZLE EXPERINCE TO THE STUDENTS SUCCESS IN MATHS TEACHING Yrd.Doç.Dr. EMN AKKAN ÖZET Bu çalımanın amacı; bulmaca etkinliinin, ilköretim

Detaylı

1. BÖLÜM ÇOCUK PSİKOLOJİSİNE GİRİŞ

1. BÖLÜM ÇOCUK PSİKOLOJİSİNE GİRİŞ İÇİNDEKİLER 1. BÖLÜM ÇOCUK PSİKOLOJİSİNE GİRİŞ ÇOCUK PSİKOLOJİSİNDE GELİŞİM MODELLERİ... 3 ÖĞRENME TEORİSİ MODELİ... 4 BİLİŞSEL GELİŞİM MODELİ... 5 İNSAN GELİŞİMİNİ VE PSİKOLOJİSİNİ AÇIKLAYAN TEMEL KURAMLAR...

Detaylı

Öğr. Gör. Banu ELMASTAŞ-DİKEÇ Doç. Dr. Orçun YORULMAZ

Öğr. Gör. Banu ELMASTAŞ-DİKEÇ Doç. Dr. Orçun YORULMAZ DERS ÖĞRETİM PLANI TÜRKÇE Dersin Adı: Psikolojiye Giriş II 2 Dersin Kodu: PSY 072 3 Dersin Türü: Zorunlu 4 Dersin Seviyesi: Lisans 5 Dersin Verildiği Yıl: 6 Dersin Verildiği Yarıyıl: Bahar 7 Dersin AKTS

Detaylı

ÖRETMEN ADAYLARININ ALGILADIKLARI LETM BECERS DÜZEYLERNN NCELENMES

ÖRETMEN ADAYLARININ ALGILADIKLARI LETM BECERS DÜZEYLERNN NCELENMES Ahi Evran Üniversitesi Kırehir Eitim Fakültesi Dergisi (KEFAD) Cilt 8, Sayı 1, (2007), 123-135 123 ÖRETMEN ADAYLARININ ALGILADIKLARI LETM BECERS DÜZEYLERNN NCELENMES Mehmet Arif ÖZERBA Gazi Üniversitesi

Detaylı

ADAY ÖRETMENLERDE ÖFKE * Emine BABAOLAN ** ÖZET

ADAY ÖRETMENLERDE ÖFKE * Emine BABAOLAN ** ÖZET ADAY ÖRETMENLERDE ÖFKE * Emine BABAOLAN ** ÖZET Aday öretmenlerin yeni bir i ve sosyal çevreye uyum salama sürecinde, karılatıkları sorunlardan dolayı engellenmeleri ve bunların sonucunda öfke duygusunu

Detaylı

II. Ara tırmanın Amacı III. Ara tırmanın Önemi

II. Ara tırmanın Amacı III. Ara tırmanın Önemi Uluslararası Sosyal Aratırmalar Dergisi The Journal of International Social Research Cilt: 7 Sayı: 34 Volume: 7 Issue: 34 www.sosyalarastirmalar.com Issn: 1307-9581 ETKL OKUL-ÇEVRE LKSNDE ALENN KATKISINA

Detaylı

Sınıflandırma ve Tanı Koyma. Osman Sezgin M.Ü. Atatürk Eğitim Fakültesi Eğitim Bilimleri Bölümü PDR Anabilim Dalı

Sınıflandırma ve Tanı Koyma. Osman Sezgin M.Ü. Atatürk Eğitim Fakültesi Eğitim Bilimleri Bölümü PDR Anabilim Dalı Sınıflandırma ve Tanı Koyma Osman Sezgin M.Ü. Atatürk Eğitim Fakültesi Eğitim Bilimleri Bölümü PDR Anabilim Dalı Tanı ve sınıflandırma neden önemlidir? Sistemli, düzenli araştırma yapılabilmesi için Farklı

Detaylı

Ölçek Geli tirme Çal malarnda Kapsam Geçerlik ndeksinin Kullanm

Ölçek Geli tirme Çal malarnda Kapsam Geçerlik ndeksinin Kullanm Ölçek Geli tirme Çal malarnda Kapsam Geçerlik ndeksinin Kullanm Dr. Halil Yurdugül Hacettepe Üniversitesi Eitim Fakültesi yurdugul@hacettepe.edu.tr Motivasyon: Proje tabanl bir öretim sürecinde örencilerin

Detaylı

Toplumsal Cinsiyetle İlgili Kuramlar

Toplumsal Cinsiyetle İlgili Kuramlar Toplumsal Cinsiyetle İlgili Kuramlar Kuramlar neden önemlidir? Psikanalitik kuram Libido: «biyolojik ve toplumsal cinsiyeti organize eden, biyolojik temelli cinsel enerji» «yaşam içgüdüsünü (eros) çalıştıran

Detaylı

Uluslararası Sosyal Aratırmalar Dergisi. The Journal of International Social Research. Cilt: 7 Sayı: 31 Volume: 7 Issue: 31

Uluslararası Sosyal Aratırmalar Dergisi. The Journal of International Social Research. Cilt: 7 Sayı: 31 Volume: 7 Issue: 31 GR LK ANALZ LE ÖRENCLERN TEKNOLOJ VE TASARIM DERS TUTUMLARI ATTITUDE OF TECHNOLOGY AND DESIGN COURSE OF STUDENTS WITH GREY RELATION ANALYSIS Necla TEKTA * Mihriban AYDIN ** Öz Bu aratırmada; 2006-2007

Detaylı

RORSCHACH TESTİ GENEL BİLGİ EĞİTİMİN AMACI EĞİTİMİN YARARLARI EĞİTİM PROGRAMI

RORSCHACH TESTİ GENEL BİLGİ EĞİTİMİN AMACI EĞİTİMİN YARARLARI EĞİTİM PROGRAMI RORSCHACH TESTİ GENEL BİLGİ Hermann Rorschach tarafından icat edilen Rorschach Testi, ergen ve yetişkin bireylere tanı koymak amacıyla uygulanan projektif bir testtir. EĞİTİMİN AMACI Tanı koymak amacıyla

Detaylı

BOSAD Boya Sanayicileri Dernei TÜRK BOYA SEKTÖRÜ. Dünya Boya Ticaretindeki Gelimeler

BOSAD Boya Sanayicileri Dernei TÜRK BOYA SEKTÖRÜ. Dünya Boya Ticaretindeki Gelimeler BOSAD Boya Sanayicileri Dernei Dünya Boya Ticaretindeki Gelimeler TÜRK BOYA SEKTÖRÜ Dünya ekonomisindeki gelimeyle paralel olarak dünya boya üretimi bugün 29,4 milyon ton civarında gerçeklemektedir ve

Detaylı

Bilişsel Kaynaşma ve Yaşantısal Kaçınmayla Aleksitimi İlişkisi: Kabullenme ve Kararlılık Penceresinden Bakış

Bilişsel Kaynaşma ve Yaşantısal Kaçınmayla Aleksitimi İlişkisi: Kabullenme ve Kararlılık Penceresinden Bakış Bilişsel Kaynaşma ve Yaşantısal Kaçınmayla Aleksitimi İlişkisi: Kabullenme ve Kararlılık Penceresinden Bakış Sedat Batmaz 1, Emrah Songur 1, Mesut Yıldız 2, Zekiye Çelikbaş 1, Nurgül Yeşilyaprak 1, Hanife

Detaylı

KOÇ ÜNVERSTES SOSYAL BLMLER (KÜSB) KULÜBÜ TÜZÜÜ

KOÇ ÜNVERSTES SOSYAL BLMLER (KÜSB) KULÜBÜ TÜZÜÜ KOÇ ÜNVERSTES SOSYAL BLMLER (KÜSB) KULÜBÜ TÜZÜÜ YAPI Madde 1. Koç Üniversitesi Sosyal Bilimler Kulübü, kısa adıyla K.Ü.S.B., Koç Üniversitesi örenci kulüpleri tüzüüne balı ve Koç Üniversitesi örencilerinin

Detaylı

İÇİNDEKİLER 1 PSİKANALİTİK KURAMLAR...1

İÇİNDEKİLER 1 PSİKANALİTİK KURAMLAR...1 İÇİNDEKİLER Bölüm 1 PSİKANALİTİK KURAMLAR...1 A. FREUD VE PSİKANALİZ...1 GİRİŞ...1 FREUD UN KISA YAŞAM HİKÂYESİ...1 KURAMIN ANAHATLARI...3 Topoğrafik Kuram...3 Yapısal Kişilik Kuramı...4 Cinsellik...6

Detaylı

İSTEK ÖZEL ACIBADEM İLKOKULU PDR BÖLÜMÜ 2013-2014 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI

İSTEK ÖZEL ACIBADEM İLKOKULU PDR BÖLÜMÜ 2013-2014 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI İSTEK ÖZEL ACIBADEM İLKOKULU PDR BÖLÜMÜ 2013-2014 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI İSTEK ÖZEL ACIBADEM İLKOKULU Yaş Dönem Özellikleri BÜYÜME VE GELİŞME Gelişme kavramı düzenli, sürekli ve uyumlu bir ilerlemeyi dile

Detaylı

İNTİHAR DAVRANIŞI ÖNCESİ VE SONRASI ÖLÇME / DEĞERLENDİRME ÇG.

İNTİHAR DAVRANIŞI ÖNCESİ VE SONRASI ÖLÇME / DEĞERLENDİRME ÇG. İNTİHAR DAVRANIŞI ÖNCESİ VE SONRASI ÖLÇME / DEĞERLENDİRME ÇG. K.Nahit Özmenler Sağlık Bilimleri Üniversitesi Gülhane Tıp Fakültesi Aytül Karabekiroğlu Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi 53 üncü Ulusal

Detaylı

DUYGUSAL ZEKA. Birbirinden tamamen farklı bu iki kavrama tarzı, zihinsel yaşantımızı oluşturmak için etkileşim halindedirler.

DUYGUSAL ZEKA. Birbirinden tamamen farklı bu iki kavrama tarzı, zihinsel yaşantımızı oluşturmak için etkileşim halindedirler. 0212 542 80 29 Uz. Psk. SEMRA EVRİM 0533 552 94 82 DUYGUSAL ZEKA Son yıllarda yapılan pek çok çalışma zeka tanımının genişletilmesi ve klasik olarak kabul edilen IQ yani entelektüel zekanın yanı sıra EQ

Detaylı

DAVRANIŞ BİLİMLERİNE GİRİŞ

DAVRANIŞ BİLİMLERİNE GİRİŞ DAVRANIŞ BİLİMLERİNE GİRİŞ DAVRANIŞIN TANIMI Davranış Kavramı, öncelikle insan veya hayvanın tek tek veya toplu olarak gösterdiği faaliyetler olarak tanımlanabilir. En genel anlamda davranış, insanların

Detaylı

ÜNİTE PSİKOLOJİ İÇİNDEKİLER HEDEFLER GELİŞİM PSİKOLOJİSİ I

ÜNİTE PSİKOLOJİ İÇİNDEKİLER HEDEFLER GELİŞİM PSİKOLOJİSİ I HEDEFLER İÇİNDEKİLER GELİŞİM PSİKOLOJİSİ I Gelişim Psikolojisinin Alanı Gelişim Psikolojisinin Temel Kavramları Gelişimi Etkileyen Faktörler Gelişimin Temel İlkeleri Fiziksel Gelişim Alanı PSİKOLOJİ Bu

Detaylı

TÜLN OTBÇER. Seminer Raporu Olarak Hazırlanmıtır.

TÜLN OTBÇER. Seminer Raporu Olarak Hazırlanmıtır. TÜLN OTBÇER Seminer Raporu Olarak Hazırlanmıtır. Ankara Hacettepe Üniversitesi Mayıs, 2004 ! - " $ - "%%&%$ - "%' $ - "(%' $ - "( ) (* $+,( $ - ") (',( $ - "- %./$ 0 1*&/1(2, %("%. 3/1(4""3%(/1-( /32 $$

Detaylı

GÖRME ENGELL ÖRENCLERN ÇETL DEKENLER AÇISINDAN ÖRENME STLLER ÜZERNE BR ARATIRMA

GÖRME ENGELL ÖRENCLERN ÇETL DEKENLER AÇISINDAN ÖRENME STLLER ÜZERNE BR ARATIRMA GÖRME ENGELL ÖRENCLERN ÇETL DEKENLER AÇISINDAN ÖRENME STLLER ÜZERNE BR ARATIRMA A STUDY ON LEARNING SYTLES OF VISUALLY IMPAIRED STUDENTS IN ACCORDANCE WITH CERTAIN VARIABLES Tazegül DEMR Ülker EN Özet

Detaylı

Psikanaliz Sigmund Freud

Psikanaliz Sigmund Freud Psikanaliz Sigmund Freud Sigmund Freud (1856 1939) 6 Mayıs 1856, Moravya (Çek Cumhuriyeti) 1881, Viyana Tıp Fakültesi mezunu Maartha Bernays ile evlilik, üç çocuk sahibi bir baba Ernst Brücke ile fizyoloji

Detaylı

Temeller, Bölüm I: Freud. Psikolojiye Giriş. Değerlendirme. Temeller, Bölüm I: Freud Ders 3. Arasınav (%30) Final (%35)

Temeller, Bölüm I: Freud. Psikolojiye Giriş. Değerlendirme.   Temeller, Bölüm I: Freud Ders 3. Arasınav (%30) Final (%35) Psikolojiye Giriş Temeller, Bölüm I: Freud Temeller, Bölüm I: Freud Ders 3 2 Değerlendirme Arasınav (%30) Final (%35) https://classesv2.yale.edu/ Haftalık okuma raporları (%15) Kitap inceleme (%20) Deneye

Detaylı

SINIF ÖRETMEN ADAYLARININ NTERNET KULLANIMINA LKN TUTUMLARININ DEERLENDRLMES

SINIF ÖRETMEN ADAYLARININ NTERNET KULLANIMINA LKN TUTUMLARININ DEERLENDRLMES Ahi Evran Üniversitesi Kırehir Eitim Fakültesi Dergisi (KEFAD) Cilt 8, Sayı 1, (2007), 209-222 209 SINIF ÖRETMEN ADAYLARININ NTERNET KULLANIMINA LKN TUTUMLARININ DEERLENDRLMES Erturul USTA Ahi Evran Üniversitesi,

Detaylı

1.Hafta. Klinik Psikoloji Nedir? Kimlere Klinik Psikolog Ünvanı Verilir? Prof.Dr.Nilhan Sezgin ders yılı Prof.Dr.

1.Hafta. Klinik Psikoloji Nedir? Kimlere Klinik Psikolog Ünvanı Verilir? Prof.Dr.Nilhan Sezgin ders yılı Prof.Dr. 1.Hafta Klinik Psikoloji Nedir? Kimlere Klinik Psikolog Ünvanı Verilir? Prof.Dr.Nilhan Sezgin 2018-19 ders yılı 8.11.2018 Prof.Dr.Nilhan Sezgin, 1 Psikoloji davranışı inceleyen temel bir bilimdir ve canlıların

Detaylı

RUH SAĞLIĞI ALANINDA ÇALIŞAN MESLEKLER

RUH SAĞLIĞI ALANINDA ÇALIŞAN MESLEKLER RUH SAĞLIĞI ALANINDA ÇALIŞAN MESLEKLER Sağlık Dünya Sağlık Örgütü tanımlaması Biyolojik, ruhsal ve sosyal iyilik hali. Tıp Özgül bir kurama ve bu kuramdan biçimlenen yöntemle belirlenen uygulamalarla biyolojik,

Detaylı

BELEDYELERDE NORM KADRO ÇALIMASI ESASLARI

BELEDYELERDE NORM KADRO ÇALIMASI ESASLARI BELEDYELERDE NORM KADRO ÇALIMASI ESASLARI Belediyelerin görevlerini etkin ve verimli bir ekilde yerine getirebilmeleri için ihtiyaç duydukları optimal (ihtiyaçtan ne fazla ne de az) kadronun nicelik ve

Detaylı

ÖRETM ELEMANLARININ ETM VE LETM SORUNLARI EDUCATIONAL AND COMMUNICATIONAL PROBLEMS OF FACULTIES

ÖRETM ELEMANLARININ ETM VE LETM SORUNLARI EDUCATIONAL AND COMMUNICATIONAL PROBLEMS OF FACULTIES ÖRETM ELEMANLARININ ETM VE LETM SORUNLARI EDUCATIONAL AND COMMUNICATIONAL PROBLEMS OF FACULTIES Yrd. Doç. Dr. Vedat SALAM* Yrd. Doç. Dr. Yüksel TERZ** Ör.Gör. Nurettin SAVA*** Naci MURAT**** Özet Üniversitelerde

Detaylı

MUSK MUALLM MEKTEBNDEN GÜNÜMÜZE MÜZK ÖRETMEN YETTRME PROGRAMLARINDAK YAYLI ÇALGI ÖRETMNE LKN SINAMA-ÖLÇME-DEERLENDRME DURUMLARININ NCELENMES

MUSK MUALLM MEKTEBNDEN GÜNÜMÜZE MÜZK ÖRETMEN YETTRME PROGRAMLARINDAK YAYLI ÇALGI ÖRETMNE LKN SINAMA-ÖLÇME-DEERLENDRME DURUMLARININ NCELENMES MUSK MUALLM MEKTEBNDEN GÜNÜMÜZE MÜZK ÖRETMEN YETTRME PROGRAMLARINDAK YAYLI ÇALGI ÖRETMNE LKN SINAMA-ÖLÇME-DEERLENDRME DURUMLARININ NCELENMES 1. GR Yrd.Doç.Dr.Cansevil TEB *1924-2004 Musiki Muallim Mektebinden

Detaylı

İÇİNDEKİLER BÖLÜM I: GERONTOLOJİ: YAŞLILIK BİLİMİ...1

İÇİNDEKİLER BÖLÜM I: GERONTOLOJİ: YAŞLILIK BİLİMİ...1 İÇİNDEKİLER BÖLÜM I: GERONTOLOJİ: YAŞLILIK BİLİMİ...1 Yaşlılık ve Yaşlanma...7 Gerontoloji...11 Gerontoloji Tarihi...12 Diğer Bilim Dallarıyla Ortak Çalışmalar...16 Sosyal Gerontoloji...20 Sosyal Gerontoloji

Detaylı

Akademik Sosyal Araştırmalar Dergisi, Yıl: 5, Sayı: 42, Mart 2017, s

Akademik Sosyal Araştırmalar Dergisi, Yıl: 5, Sayı: 42, Mart 2017, s Akademik Sosyal Araştırmalar Dergisi, Yıl: 5, Sayı: 42, Mart 2017, s. 509-513 Yayın Geliş Tarihi / Article Arrival Date Yayınlanma Tarihi / The Publication Date 29.01.2017 20.03.2017 Prof. Dr. Asude BİLGİN

Detaylı

AVRASYA ÜNİVERSİTESİ

AVRASYA ÜNİVERSİTESİ Ders Tanıtım Formu Dersin Adı Öğretim Dili ÇOCUK PSİKOPATOLOJİSİ Türkçe Dersin Verildiği Düzey Ön Lisans () Lisans (X) Yüksek Lisans( ) Doktora( ) Eğitim Öğretim Sistemi Örgün Öğretim (X) Uzaktan Öğretim

Detaylı

Bu model ile çalımayı öngören kuruluların (servis ve içerik salayıcılar),.nic.tr sistemi ile uyumlu, XML tabanlı yazılım gelitirmeleri gerekmektedir.

Bu model ile çalımayı öngören kuruluların (servis ve içerik salayıcılar),.nic.tr sistemi ile uyumlu, XML tabanlı yazılım gelitirmeleri gerekmektedir. .tr alan adlarını tescili, 1991 yılından itibaren, Türkiye'yi ilk olarak nternet'e balayan Üniversitemiz bünyesinde devam etmektedir. Bu kapsamda, bugün itibarı ile, toplam yaklaık 70,000 adet.tr uzantılı

Detaylı

GAZİOSMANPAŞA ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ RUH SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI KLİNİĞİ YATAN HASTA DEĞERLENDİRME FORMU

GAZİOSMANPAŞA ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ RUH SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI KLİNİĞİ YATAN HASTA DEĞERLENDİRME FORMU Gaziosmanpaşa Üniversitesi Tıp Fakültesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları AD GAZİOSMANPAŞA ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ RUH SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI KLİNİĞİ YATAN HASTA DEĞERLENDİRME

Detaylı

HALKBİLİMİNE GİRİŞ I DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1

HALKBİLİMİNE GİRİŞ I DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1 HALKBİLİMİNE GİRİŞ I DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1 Psikoanalitik Halkbilimi Kuram ve Yöntemleri DR. SÜHEYLA SARITAŞ 2 KONULAR Psikoanalitik Halkbilimi Kuram ve Yöntemleri Kurucuları ve Okullar ( W. Wundt Okulu,

Detaylı

GİRNE AMERİKAN ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM FAKÜLTESİ OKUL ÖNCESİ ÖĞRETMENLİĞİ AKTS

GİRNE AMERİKAN ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM FAKÜLTESİ OKUL ÖNCESİ ÖĞRETMENLİĞİ AKTS GİRNE AMERİKAN ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM FAKÜLTESİ OKUL ÖNCESİ ÖĞRETMENLİĞİ AKTS Dersin Adı Psikolojiye Giriş Dersin Kodu OKÖ105 Dersin Türü Zorunlu Dersin Seviyesi Lisans Dersin AKTS kredisi 4 Haftalık Ders

Detaylı

2 Tarihsel, Kültürel ve Yasal/Etik Konular 35

2 Tarihsel, Kültürel ve Yasal/Etik Konular 35 İçİndekİler Önsöz xiii K I S I M I Genel Bir Bakış 1 Psikolojik Test ve Değerleme 1 Test ve Değerleme 1 Psikolojik Test ve Değerleme 1 Psikolojik Değerleme Araçları 5 Testler 5 Görüşme 7 Portfolyo 9 Vaka

Detaylı

SVAS L MERKEZNDE BULUNAN LKÖRETM ÇAINDAK ÇOCUKLARIN AIZ D SALII DURUMU VE ALIKANLIKLARININ BELRLENMES

SVAS L MERKEZNDE BULUNAN LKÖRETM ÇAINDAK ÇOCUKLARIN AIZ D SALII DURUMU VE ALIKANLIKLARININ BELRLENMES SVAS L MERKEZNDE BULUNAN LKÖRETM ÇAINDAK ÇOCUKLARIN AIZ D SALII DURUMU VE ALIKANLIKLARININ BELRLENMES DETERMINING ORAL HEALTH CONDITION AND HABITS OF PRIMARY SCHOOL STUDENTS IN CENTRAL SVAS Ör.Gör. Dr.

Detaylı

KLİNİK PSİKOLOJİNİN TARİHSEL GELİŞİMİ

KLİNİK PSİKOLOJİNİN TARİHSEL GELİŞİMİ İÇİNDEKİLER BÖLÜM I GİRİŞ ------------------------------------------------------------------------------------------------- 1 KLİNİK PSİKOLOJİNİN TARİHSEL GELİŞİMİ ------------------------------------------

Detaylı

ETK LKELER BANKACILIK ETK LKELER

ETK LKELER BANKACILIK ETK LKELER ETK LKELER Türkiye Bankalar Birlii tarafından hazırlanan ve Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu nun 15 Haziran 2006 tarih ve 1904 sayılı kararlı ile yayımlanan Bankacılık Etik lkeleri Bankamız tarafından

Detaylı

II. KURUMSAL YÖNETM LKELER UYUM RAPORU

II. KURUMSAL YÖNETM LKELER UYUM RAPORU II. KURUMSAL YÖNETM LKELER UYUM RAPORU KURUMSAL YÖNETM LKELERNE UYUM BEYANI Kordsa Global Endüstriyel plik ve Kord Bezi Sanayi ve Ticaret A.. (bundan böyle Kordsa Global veya irket diye anılacaktır) 01

Detaylı

Toros Üniversitesi Sağlık Bilimleri Yüksekokulu. Hemşirelik ve Sağlık Hizmetleri-3. Sınıf

Toros Üniversitesi Sağlık Bilimleri Yüksekokulu. Hemşirelik ve Sağlık Hizmetleri-3. Sınıf Toros Üniversitesi Sağlık Bilimleri Yüksekokulu Hemşirelik ve Sağlık Hizmetleri-3. Sınıf EPİDEMİYOLOJİ AKTS Kredisi 3 Epidemiyolojinin tanımı, tarihsel gelişimi ve kullanım alanları, Tanımlayıcı epidemiyoloji,

Detaylı

AB Uyum Sürecinde Türkiye nin Rekabet Gücü lerleme Raporu Üzerine Tespitler

AB Uyum Sürecinde Türkiye nin Rekabet Gücü lerleme Raporu Üzerine Tespitler AB Uyum Sürecinde Türkiye nin Rekabet Gücü lerleme Raporu Üzerine Tespitler Avrupa Komisyonu tarafından Türkiye hakkında hazırlanan lerleme Raporu, Türkiye ile müzakerelerin balaması yönünde olumlu bir

Detaylı

Vakko Tekstil ve Hazır Giyim Sanayi letmeleri A.. 30.06.2013 Tarihi tibarıyla Sona Eren Hesap Dönemine likin Yönetim Kurulu Yıllık Faaliyet Raporu

Vakko Tekstil ve Hazır Giyim Sanayi letmeleri A.. 30.06.2013 Tarihi tibarıyla Sona Eren Hesap Dönemine likin Yönetim Kurulu Yıllık Faaliyet Raporu Sayfa No: 1 Vakko Tekstil ve Hazır Giyim Sanayi letmeleri A.. 30.06.2013 Tarihi tibarıyla Sona Eren Hesap Dönemine likin Yönetim Kurulu Yıllık Faaliyet Raporu Sayfa No: 2 Vakko Tekstil ve Hazır Giyim Sanayi

Detaylı

Avrupa da Uyuturucu imdi Her Zamankinden Daha Ucuz

Avrupa da Uyuturucu imdi Her Zamankinden Daha Ucuz 2006 YILLIK RAPORU: UYUTURUCU FYATLARINDA DÜÜ, YAKALAMALARDA ARTI Avrupa da Uyuturucu imdi Her Zamankinden Daha Ucuz (23.11.2006, LZBON) Avrupa Uyuturucu ve Uyuturucu Baımlıı zleme Merkezi (EMCDDA), bugün

Detaylı

İÇİNDEKİLER. ÖNSÖZ GİRİŞ BÖLÜM I TEMEL KAVRAMLAR 1-10 Kaynakça. 7 OKUMA PARÇASI (Baba Emzirmesi). 8

İÇİNDEKİLER. ÖNSÖZ GİRİŞ BÖLÜM I TEMEL KAVRAMLAR 1-10 Kaynakça. 7 OKUMA PARÇASI (Baba Emzirmesi). 8 İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ iv GİRİŞ v BÖLÜM I TEMEL KAVRAMLAR 1-10 Kaynakça. 7 OKUMA PARÇASI (Baba Emzirmesi). 8 BÖLÜM II RUH SAĞLIĞI YERİNDE İNSAN 11-30 Ruh Sağlığı Yerinde İnsanın İki Temel Özelliği 1. Kendini

Detaylı

YAYGIN ANKSİYETE BOZUKLUĞU OLAN HASTALARDA NÖROTİSİZM VE OLUMSUZ OTOMATİK DÜŞÜNCELER UZM. DR. GÜLNİHAL GÖKÇE ŞİMŞEK

YAYGIN ANKSİYETE BOZUKLUĞU OLAN HASTALARDA NÖROTİSİZM VE OLUMSUZ OTOMATİK DÜŞÜNCELER UZM. DR. GÜLNİHAL GÖKÇE ŞİMŞEK YAYGIN ANKSİYETE BOZUKLUĞU OLAN HASTALARDA NÖROTİSİZM VE OLUMSUZ OTOMATİK DÜŞÜNCELER UZM. DR. GÜLNİHAL GÖKÇE ŞİMŞEK GİRİŞ Yaygın anksiyete bozukluğu ( YAB ) birçok konuyla, örneğin parasal, güvenlik, sağlık,

Detaylı

AMER KA B RLE K DEVLETLER SAYI TAYI

AMER KA B RLE K DEVLETLER SAYI TAYI AMERKA BRLEK DEVLETLER SAYITAYI Yazan: Dawid M. WALKER Çeviren: Müslüm PARLAK Amerika Birleik Devletleri Sayıtayı, Birleik Devlet yönetiminin yasama bölümü içerisinde yer alan baımsız bir kurumdur. Genellikle

Detaylı

Çoklu Zekâ Kuramı: Tekli Zekâ Anlayıından Çoklu Zekâ Yaklaımına

Çoklu Zekâ Kuramı: Tekli Zekâ Anlayıından Çoklu Zekâ Yaklaımına Çoklu Zekâ Kuramı: Tekli Zekâ Anlayıından Çoklu Zekâ Yaklaımına Multiple Intelligence Theory: From Unitary Intelligence Conception to Multiple Intelligence Approach Emet GÜREL * Merba TAT ** Özet Bu çalıma

Detaylı

Yöntem Ara tırma Modeli Evren ve Örneklem Veri Toplama Aracı Verilerin Analizi Bulgular

Yöntem Ara tırma Modeli Evren ve Örneklem Veri Toplama Aracı Verilerin Analizi Bulgular Uluslararası Sosyal Aratırmalar Dergisi The Journal of International Social Research Cilt: 8 Sayı: 38 Volume: 8 Issue: 38 Haziran 2015 June 2015 www.sosyalarastirmalar.com Issn: 1307-9581 ÖRETMENLK UYGULAMASI

Detaylı

KANSER HASTALIĞINDA PSİKOLOJİK DESTEĞİN ÖNEMİ & DEPRESYON. Uzm. İletişim Deniz DOĞAN Liyezon Psikiyatri Yük.Hem.

KANSER HASTALIĞINDA PSİKOLOJİK DESTEĞİN ÖNEMİ & DEPRESYON. Uzm. İletişim Deniz DOĞAN Liyezon Psikiyatri Yük.Hem. KANSER HASTALIĞINDA PSİKOLOJİK DESTEĞİN ÖNEMİ & DEPRESYON Uzm. İletişim Deniz DOĞAN Liyezon Psikiyatri Yük.Hem. Onkoloji Okulu İstanbul /2014 SAĞLIK NEDİR? Sağlık insan vücudunda; Fiziksel, Ruhsal, Sosyal

Detaylı

Prof.Dr. Hatice ÖZYILDIZ GÜZ Ondokuz Mayıs Üniversitesi Psikiyatri ABD

Prof.Dr. Hatice ÖZYILDIZ GÜZ Ondokuz Mayıs Üniversitesi Psikiyatri ABD Prof.Dr. Hatice ÖZYILDIZ GÜZ Ondokuz Mayıs Üniversitesi Psikiyatri ABD İÇERİK ALT TİPLENDİRMEDEKİ SORUNLAR KLİNİĞE YANSIMASI ÇEKİNGEN KİŞİLİK BOZUKLUĞUNUN ETKİSİ Tanısal bakı Sosyal fobi DSM-I de "Fobik

Detaylı

GEDİZ ÜNİVERSİTESİ PSİKOLOJİ YÜKSEK LİSANS PROGRAMI

GEDİZ ÜNİVERSİTESİ PSİKOLOJİ YÜKSEK LİSANS PROGRAMI GEDİZ ÜNİVERSİTESİ PSİKOLOJİ YÜKSEK LİSANS PROGRAMI I. YARIYIL PSI 501 İleri İstatistik Zorunlu 3 0 3 8 Seçmeli Seçmeli 3 0 3 8 II. YARIYIL Seçmeli Seçmeli 3 0 3 8 Seçmeli Seçmeli 3 0 3 8 III. YARIYIL

Detaylı

Doğum sonrası anksiyete bozukluğu için riskli dönem. Sıklığı?? Klinik seyir??

Doğum sonrası anksiyete bozukluğu için riskli dönem. Sıklığı?? Klinik seyir?? Doğum sonrası anksiyete bozukluğu için riskli dönem Sıklığı?? Klinik seyir?? Çocuğun ilk travmatik yaşam olayı emzirme bağlanma olumsuz sağlık koşulları yetersiz bakım Doğum Değişim İyi anne olabilecek

Detaylı

YENİ FREUDÇU KİŞİLİK KURAMLARI

YENİ FREUDÇU KİŞİLİK KURAMLARI YENİ FREUDÇU KİŞİLİK KURAMLARI Freud ile birçok temel fikirde aynı ama bir ya da daha önemli noktalarda farklıdırlar. Carl Jung un Kollektif Bilinçaltı Alfred Adler in Üstünlük için uğraşma Karen Horney

Detaylı

AKÇA, Hakan (2012). Ankara li Aızları (nceleme, Metinler, Dizin), Ankara: Türk Kültürünü Aratırma Enstitüsü Yayınları, XXII+672 s.

AKÇA, Hakan (2012). Ankara li Aızları (nceleme, Metinler, Dizin), Ankara: Türk Kültürünü Aratırma Enstitüsü Yayınları, XXII+672 s. AKÇA, Hakan (2012). Ankara li Aızları (nceleme, Metinler, Dizin), Ankara: Türk Kültürünü Aratırma Enstitüsü Yayınları, XXII+672 s. Bahadır GÜNE * Aynı kökten geldii üst sistem durumundaki bir standart

Detaylı

PORTER MODEL: ULUSLARARASI REKABET ÖZLEM ÖZ ODTÜ LETME BÖLÜMÜ

PORTER MODEL: ULUSLARARASI REKABET ÖZLEM ÖZ ODTÜ LETME BÖLÜMÜ : ULUSLARARASI REKABET ÖZLEM ÖZ ODTÜ LETME BÖLÜMÜ Genel Çerçeve Makroekonomik, Politik ve veyasal Çevre Rekabet Edebilirliliin Mikroekonomik Temelleri irket irket Stratejisi Stratejisi Mikroekonomik Mikroekonomik

Detaylı

Eğitimin Psikolojik Temelleri

Eğitimin Psikolojik Temelleri Eğitimin Psikolojik Temelleri Eğitim sürecinin daima iki boyutu olmuştur. Bunlardan birincisi yukarıda değindiğimiz toplumsal ya da sosyal boyut, diğeri ise bireysel boyuttur. Eğitim ne kadar sosyal amaçlarla

Detaylı

BRSA BRDGESTONE SABANCI LASTK SANAY VE TCARET A. BLGLENDRME POLTKASI

BRSA BRDGESTONE SABANCI LASTK SANAY VE TCARET A. BLGLENDRME POLTKASI BRSA BRDGESTONE SABANCI LASTK SANAY VE TCARET A. BLGLENDRME POLTKASI Amaç Brisa, hissedarlarıyla effaf ve yakın bir iletiim içinde olmayı ilke edinmitir. Bu kapsamda Brisa yönetimi stratejik planları uygulayıp,

Detaylı

BÖLÜM 1 1. PSİKOLOJİYE GİRİŞ 1.1. Psikolojinin Tanımı ve Amacı

BÖLÜM 1 1. PSİKOLOJİYE GİRİŞ 1.1. Psikolojinin Tanımı ve Amacı BÖLÜM 1 1. PSİKOLOJİYE GİRİŞ 1.1. Psikolojinin Tanımı ve Amacı Psikoloji yaşamı inceleyen bir bilim olarak tanımlanmıştır. Psikoloji sözcüğü Eski Yunancadan gelmektedir. Eski Yunancada bulunan psyhhe(ruh)

Detaylı