ÖNSÖZ Anayasa Uzlaúma Komisyonu



Benzer belgeler
SOSYAL GÜVENLK KURMUNUN YAPISI VE LEY. Sosyal Güvenlik Kurumu Bakanl Strateji Gelitirme Bakan Ahmet AÇIKGÖZ

MER A YLETRME ve EROZYON ÖNLEME ENTEGRE PROJES (YENMEHMETL- POLATLI)

Belirli Gerilim Snrlar Dahilinde Kullanlmak Üzere Tasarlanm Elektrikli Teçhizat ile lgili Yönetmelik (73/23/AT)

Proje Döngüsünde Bilgi ve. Turkey - EuropeAid/126747/D/SV/TR_ Alina Maric, Hifab 1

I. Oturum Oturum Ba kan : Yrd.Doç.Dr. Ufuk TÜRKER 09:50-10:10

ANAYASA HUKUKU (İKTİSAT VE MALİYE BÖLÜMLERİ) GÜZ DÖNEMİ ARASINAV 17 KASIM 2014 SAAT 09:00

Mali Yönetim ve Denetim Dergisinin May s-haziran 2008 tarihli 50. say nda yay nlanm r.

GENEL SA LIK S GORTASI UYGULAMASINA L K N SORU VE CEVAPLAR

5. Öneri ve Tedbirler

KURUMSAL T BAR YÖNET M PROF. DR. HALUK GÜRGEN

OKUL ÖNCES E M KURUMLARINDA ÇALI AN ANASINIFI ÖZET

BELEDYELERDE NORM KADRO ÇALIMASI ESASLARI

İ Ç İ N D E K İ L E R

8.MÜKEMMELL ARAYI SEMPOZYUMU 17 Nisan 2007 / zmir

KIRSAL ÇEVRE ve ORMANCILIK SORUNLARI ARATIRMA DERNE The Research Association of Rural Environment and Forestry

Prof. Dr. OKTAY UYGUN Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi DEMOKRASİ. Tarihsel, Siyasal ve Felsefi Boyutlar

Elektromanyetik Uyumluluk Yönetmelii (89/336/AT)

STANBUL TEKNK ÜNVERSTES FEN BLMLER ENSTTÜSÜ

BAYINDIRLIK LER BRM FYAT ANALZLERNDEK GÜCÜ VERMLLKLERNN RDELENMES. M.Emin ÖCAL, Ali TAT ve Ercan ERD Ç.Ü., naat Mühendislii Bölümü, Adana / Türkiye

KOÇ ÜNVERSTES SOSYAL BLMLER (KÜSB) KULÜBÜ TÜZÜÜ

ARSAN TEKST L T CARET VE SANAY ANON M RKET SER :XI NO:29 SAYILI TEBL E ST NADEN HAZIRLANMI YÖNET M KURULU FAAL YET RAPORU

Yeni CHP'nin yeni anayasa vizyonu

T.C. YALOVA ÜNİVERSİTESİ Strateji Geliştirme Daire Başkanlığı. İÇ KONTROL ve RİSK YÖNETİMİ 2 İÇ RİSK YÖNETİMİ

stanbul, 11 Ekim /1021

zmir B³y³k ehir Belediyesi olarak hazrladmz bu þ Kontrol Eylem Plan, kurumumuzun

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...VII İÇİNDEKİLER...IX

DEMOKRASİ VE SAYDAMLIK ENSTİTÜSÜ

Üniversitelerde Okutulan Türk Dili Dersi le lgili Tespitler Deerlendirmeler ve Öneriler

T.C. İZMİR VALİLİĞİ ALİAĞA İLÇE MİLLÎ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ HİZMET STANDARTLARI. Sıra Hizmet Standardı Olan Birimler Sayı

2. Bölgesel Kalkınma ve Yönetiim Sempozyumu Ekim 2007, zmir

. KUÇURAD NN NSAN HAKLARI GÖRÜÜ

UYARIYORUZ! 66 Ay Çok Erken!

DOKUZ EYLÜL ÜNVERSTES MÜHENDSLK FAKÜLTES METALURJ VE MALZEME MÜHENDSL BÖLÜMÜ BTRME PROJES YÜRÜTME YÖNERGES

MÜZ K Ö RETMENL PROGRAMLARININ KPSS SONUÇLARI

I. EIPA Lüksemburg ile İşbirliği Kapsamında 2010 Yılında Gerçekleştirilen Faaliyetler

Yavuz HEKM. Egekons Prefabrike Metal Yap San. Tic. Ltd.!ti. ve. Hekim Gemi n$a A.!. Firmalarnn Kurucusu ve Yönetim Kurulu Ba$kan.

NSAN HAKLARI DÜÜNCESNN GELM

Sosyal Değişime Destek: Yeni Kitle Kaynak Araçları Anketi

DÜNYA TEFT?? KURULU ÖRNEKLER?

T.C. YALOVA ÜNİVERSİTESİ Strateji Geliştirme Daire Başkanlığı. İÇ KONTROL ve RİSK YÖNETİMİ 1 İÇ İÇ KONTROL

DOKTORA E TMNDE DANIMAN

Snf Öretmenlerinin Kendi Mesleki Yeterliklerine likin Görüleri: Genel Bir Deerlendirme. Dr. Halil Yurdugül Ali Çakrolu Mesude Ayan

LAW 104: TÜRK ANAYASA HUKUKU 14 HAFTALIK AYRINTILI DERS PLANI Doç. Dr. Kemal Gözler Koç Üniversitesi Hukuk Fakültesi

T.C KÜLTÜR VE TURZM BAKANLII Strateji Gelitirme Bakanl!"! (1. sayfa) ZEYLNAME

LSE ÖRENCLERNN TARH DERSNN AMAÇLARINA YÖNELK GÖRÜLER

T.C. M LLÎ E T M BAKANLI I Talim ve Terbiye Kurulu Ba kanl S GORTACILIK E T M KURS PROGRAMI

Online Bilimsel Program Yönetici K lavuzu

Ulusal Eylem Planı, ne kadar planlı?

1) Ekonominin Genel Durumu ve Piyasalar:

KIRSAL ÇEVRE ve ORMANCILIK SORUNLARI ARATIRMA DERNE The Research Association of Rural Environment and Forestry

KPSS 2008 GK (49) 30 DENEME K TABI / 338. SAYFA / 59. SORU 30 DENEME K TABI / 295. SAYFA / 49. SORU

zmir-tarih Projesi nin Amaç ve Stratejik Yönelimleri.. 4 Kapsam Yöntem ve Süreç... 7

Bölüm 6 DEVL ET ŞEKİLL ERİ I : MONARŞİ VE CUMHURİYET


Askere gidecek memurun ücretsiz izne ayr l i lemi. Bakmakla yükümlü oldu u sa l k karnesi verilmesi

1: İNSAN VE TOPLUM...

HUKUK. Soru Bankası İÇTİHAT

Türkiye nin Yeni Anayasa Arayışı: TBMM Anayasa Uzlaşma Komisyonu Tecrübesi

ULUSAL VE RESMİ BAYRAMLAR İLE MAHALLİ KURTULUŞ GÜNLERİ, ATATÜRK GÜNLERİ VE TARİHİ GÜNLERDE YAPILACAK TÖREN VE KUTLAMALAR YÖNETMELİĞİ

GENEL DURUM. GERÇEKLE T R LEN FAAL YETLER ve PROJELER 1. SOSYAL YARDIMLAR

YAZI ÝÞLERÝ VE KARARLAR DAÝRESÝ BAÞKANLIÐI YAZI LER UBE MÜDÜRLÜ Ü

KTO KARATAY ÜNİVERSİTESİ ANAYASA HUKUKU DERSİ ÖĞRETİM YILI II. DÖNEM DERS PROGRAMI İÇERİĞİ DERS TARİHİ 1. DERS SAATİ 2.

YAPI KRED EMEKLLK A.. GELR AMAÇLI KAMU BORÇLANMA ARAÇLARI (DÖVZ) EMEKLLK YATIRIM FONU 2003 YILINA LKN YILLIK RAPOR

Fikret BABAYEV * * Azerbaycan Anayasa Mahkemesi Başkanı

novasyon KalDer zmir ubesi 8. Mükemmellii Aray Sempozyomu zmir, 18 Nisan 2007 irin Elçi Technopolis Türkiye Direktörü Teknoloji Yönetim Dernei Bakan

Kamu Yönetimi Bölümü Ders Tanımları

KONUT FNANSMAN SSTEM. TBB Gayrimenkul Çalma Grubu stanbul, Dr.Önder Halisdemir

SYAS AMAÇLAR ve ONLARA ULAMANIN YOLLARI : GÜCÜN MAHYET ve KULLANILMASI MESELES ÜZERNE

Kpss 2014 E?itim Bilimleri Dvd Seti

BÜLTEN Tarih:

BÜLTEN. KONU: Mükelleflerin zahat (Özelge) Taleplerinin Cevaplandırılmasına Dair Yönetmelik Yayınlanmıtır.

Sermaye Piyasas Faaliyetleri Temel Düzey Eitim Proram

ANAYASA MAHKEMESÝ KARARLARINDA SENDÝKA ÖZGÜRLÜÐÜ Dr.Mesut AYDIN*

KAMU YÖNETİMİ LİSANS PORGRAMI

MÜZK ETM YÖNETM ve DEERLENDRME LKLER *

ANAYASA DERSĐ ( ) ( GÜZ DÖNEMĐ YILSONU SINAVI) CEVAP ANAHTARI

ANAYASAL ÖZELLİKLER. Federal Devlet

DOAL GAZ PYASASI KANUNU (ELEKTRK PYASASI KANUNUNDA DEKLK YAPILMASI VE DOAL GAZ PYASASI HAKKINDA KANUN)

CMK 135 inci maddesindeki amir hükme rağmen, Mahkemenizce, sanığın telekomünikasyon yoluyla iletişiminin tespitine karar verildiği görülmüştür.

2 400 TL tutarndaki 1 yllk kredi, aylk taksitler halinde aadaki iki opsiyondan biri ile geri ödenebilmektedir:

SOSYAL GÜVENLK KURUMU KANUNU


Doç.Dr. Aytekin ALBUZ Yrd.Doç.Dr. Mehmet AKPINAR GÜGEF. MEABD. 1. Giri

OLGUN AKBULUT ANAYASAL DİNSEL ÇOĞULCULUK

VII. ULUSLARARASI BALKAN BÖLGESİ DÜZENLEYİCİ YARGI OTORİTELERİ KONFERANSI MAYIS 2012, İSTANBUL

8. MÜKEMMELL!"! ARAYI& SEMPOZYUMU

T.C. $1$<$6$ 0$+.(0(6ø %ø5(<6(/ %$ù9858 )2508 $QD\DVD 0DKNHPHVL øow ] Q Q PDGGHVLQH J UH KD]ÕUODQPÕúWÕU 1

Deutsche Bank A. Sermaye Piyasas Hizmetlerine ili kin aç klamalar

GÜVENCES VE 4857 SAYILI KANUNUNUN BALICA YENLKLER

MEHMET UTKU ÖZTÜRK 1961 KURUCU MECLİSİ

KAMU GÖREVLLER SENDKALARI KANUNU. BRNC KISIM Amaç, Kapsam ve Tan%mlar

HACETTEPE ÜNVERSTES. l e t i i m. : H. Ü. Fen Fakültesi Aktüerya Bilimleri Bölümü Beytepe/Ankara. Telefon :

Ölçek Geli tirme Çal malarnda Kapsam Geçerlik ndeksinin Kullanm

Sigortac tazminatn ödedii sigortal maln sahibi olur. Sigortacnn bu ekilde sahip olduu mallarn satndan elde ettii gelire ne ad verilir?

Fraktal Kart Etkinliiyle Fraktal Geometriye Giri

ANAYASA HUKUKU Anayasa Hukuku, devletin kuruluş ve örgütlenmesi ile kişilerin temel hak ve hürriyetlerini konu alan kamu hukuku dalıdır.

BASIN YAYIN VE HALKLA L K LER UBE MÜDÜRLÜ Ü

SIEMENS Siemens Sanayi ve Ticaret A..

'DARE PERFORMANS HEDEF' TABLOSU

Endüstri Meslek Lisesi Örencilerinin Yetenek lgi ve Deerleri le Okuduklar Bölümler Arasndaki li"ki

Transkript:

ÖNSÖZ Ülkemizde yeni anayasa konusunda uzun yllardr süren tartmalar, TBMM de anayasa yapm sürecini yönetmek ve anayasa taslak metnini hazrlamak için oluturulan Anayasa Uzlama Komisyonu ile yeni bir aamaya ulamtr. Türkiye nin en eski ve en köklü üniversitelerinden biri olarak Üniversitemiz ve Hukuk Fakültemiz, uzun süreden beri çeitli akademik çalma ve etkinlikler ile bu sürece katk sunmaktadr. TBMM Bakan Sayn Cemil Çiçek in bütün vatandalarmz bireysel veya örgütlü bir ekilde aktif olarak yeni anayasa yapm sürecine katlmaya yönelik çars dolaysyla da, Üniversitemizdeki etkinlikler sürecinde ortaya konulan görüleri TBMM ne sunmay, yerine getirilmesi gereken yüksek bir görev saymaktayz. Amacmz, kii hak ve özgürlüklerinin güvence altna alnarak gelitirilmesini, hukuk devleti ve hukukun üstünlüü ilkelerinin etkin biçimde hayata geçmesini, demokrasinin tüm kural ve kurumlaryla yerlemesini ve daha ileri bir aamaya ulatrlmasn kolaylatran, bu bakmdan yeni ufuklar açan ve geni imkanlar sunan yeni bir anayasann yaplmasna destek olmaktr. stanbul Üniversitesi akademik ve tarihi sorumluluunun bir gerei olarak bu destei, bir kurumun anayasa konusundaki görüü olarak deil, ülkemizde ve dünyada anayasa konusundaki hemen her görüü TBMM ye yanstmak suretiyle vermek arzusundadr. Bu yaklammzn temel gerekçesi, her yurttan söz hakk olan anayasa konusunda, bir kurumda görev yapan herkes adna balayc bir kurumsal görü oluturmann douraca tartmalardr. te bu gerekçemizi ve TBMM Bakannn ifade ettii Türkiye de ilk defa halkn da katlmyla bir anayasa yaplacak olmas hususunu göz önünde tutarak, stanbul Üniversitesi bünyesinde Anayasa konusunda gerçekletirilen etkinliklerde ileri sürülen tüm görüleri yanstmak suretiyle TBMM nin deerlendirmesine sunmak istedik. Ülkemizdeki farkl sosyal, ekonomik, siyasi kesimler ile deiik anlaytaki akademisyen, sanatç, siyasetçi ve örencilerin görülerine bir serbest kürsü olarak ev sahiplii yapan stanbul Üniversitesi nin böylece, mümkün olabilen en geni katlml anayasa yapma amacna etkin bir katk salayacan düünmekteyiz. Özellikle vurgulamak isteriz ki oluturulan bu özgür akademik platformda dünyann yetmie yakn ülkesinden beyüze v

yakn katlmc, anayasa konusundaki düüncelerini ifade etmilerdir. Böylece Üniversitemizin konuyla ilgili uluslararas ölçekte geni bir birikim de saladn düünüyoruz. Tüm bu çalmalarda ve hazrlanan bu raporda sadece belirli yöndeki görüleri empoze eder bir yöntem ve üsluptan mümkün olabildiince kaçnmaya özen gösterirken, oluturduumuz akademik platformda her görüün ifade edilmesine ve bu görülerin olduu gibi iletilmesine gayret ettik. Ülkemizin hemen her alanda en nitelikli ve en önemli ahsiyetlerini ve bu balamda hukukçularn da yetitiren Üniversitesi olarak, yeni bir anayasa yaplmas konusunda da üzerimize düen görevi laykyla yerine getirdiimiz inancyla; yeni anayasa yaplmas sürecinin ve sonuçlarnn, halkmzn ve insanln refah, bar ve kardeliine katk salamasn diliyorum. Prof. Dr. Yunus SÖYLET stanbul Üniversitesi Rektörü vi

GİRİŞ Yeni Anayasa konusunda İstanbul Üniversitesi ve özellikle Hukuk Fakülketesi bünyesinde çok sayıda akademik çalışma ve etkinlik yapılmıştır. Biz burada bunlardan kapsamı itibarıyla en geniş olanlarına işaret edeceğiz. Bu bağlamda ilk önemli etkinlik Hukuk Fakültemiz tarafından düzenlenen Türkiye nin Demokratikleşme Sorunu konulu 5 Ekim 1994 ve 21 Nisan 1995 tarihlerinde yapılan sempozyumlardır. Fakültemiz öğretim üyelerinden Prof. Dr. Bülent Tanör ün hazırladığı ve TÜSİAD a sunduğu Türkiyede Demokratikleşme Perspektifleri konulu rapor Anayasa tartışmalarıyla ilgili önemli bir çalışma olup, bu Rapor toplumda geniş yankı bulmuştur. Sözkonusu Raporu hazırlaması dolayısıyla hocamızın uğradığı haksız muameleleri, teessüfle karşıladığımızı, burada bir kez daha ifade etmek istiyoruz. Yine Hukuk Fakültesi Dekanlığı tarafından Prof. Dr. Bülent Tanör Anısına düzenlenen, 7-8 Mayıs 2009 tarihindeki Türkiye nin Anayasa Gündemi konulu uluslar arası sempozyumda; Siyasal Alanda Anayasa Tartışmaları, Yeni bir anayasa mı? Anayasa değişikliği mi?, Anayasa Yargısı, Sivil Toplum ve Anayasa, Yeni Bir Anayasa Nasıl yapılmalı, İnsan Hakları ve Anayasa başlıkları altında tebliğler sunularak tartışmalar yapılmıştır. Anayasa konusunda dünyanın diğer ülkelerindeki tecrübelerinden kapsamlı bir şekilde yararlanmak amacıyla, Fakültemizin Anayasa Hukuku Anabilim Dalı öğretim üyeleri tarafından, 11-14 Mayıs 2011 tarihinde Uluslararası Anayasa Kongresi düzenlendi. Dünyanın yirmiiki Ülkesinden ikiyüzelli hukukçunun katıldığı Kongrede, yeni Anayasa konusunda ülkemizdeki ve diğer ülkelerdeki gelişme ve tartışmalar; Sivil Toplum ve Yeni Anayasa Arayışları, Katılımcı bir Anayasa ve Yöntem Sorunu, Çoğulcu Demokrasi, Siyasi Partiler ve Seçim Hukuku, İnsan Hakları ve Devlet-Birey İlişkisi, Hukuk Devleti, Yargı Reformu, Yargı Bağımsızlığı ve Tarafsızlığı, Hükümet sistemi Arayışları, Laiklik, Din-Devlet İlişkileri, Vatandaşlık, Anadilde Eğitim, Ceza Hukukunda Anayasal İlkeler başlıkları altında ele alınmıştır. Ülkemizde 1960 ve 1982 Anayasalarının darbeler sonrası yapılması nedeniyle yeni Anayasa tartışmaları aynı zamanda zorunlu olarak bir geçmişle hesaplaşma tartışmasını da doğurmaktadır. Bu husus sadece ülkemiz için değil darbe süreçlerinin yaşandığı diğer ülkeler için de geçerlidir. Ülkemizde Sivil Anayasa yapılması terimi de esasen Askerlerin yapmadığı anayasa olarak algılanmaktadır. Yeni bir anayasa oluşturulurken, geçmişteki darbe süreçlerini ve bu süreçlerde topluma kabul ettirilen Anayasaların her açıdan irdelenmesi gerekir. İşte bu nedenledir ki, Hukuk Fakültisi Dekanlığı nın 23-30 Eylül 2011 tarihinde düzenlediği Uluslararası Suç ve Ceza Film Festivali kapsamında Hukuk Devleti Işığında Geçmişle Hesaplaşma Sempozyumu

gerçekletirildi. Bu etkinliklerde; Osmanl mparatorluunda Darbeler ve Anayasal Gelimeler 12 Eylül Darbesinin Gerekçesi ve Mant Balamnda 1982 Anayasasnn Temel Felsefesi, Anayasay hlâl Suçu, Yasama Organna Kar Suç, Hükûmete Kar Suç ve Suç çin Anlama Suçu Üzerine Deerlendirmeler Darbelerin deolojik ve Politik Yaps gibi balklar altnda, dünyann dier ülkelerindeki darbe süreçleri ve bu süreçlerle hesaplama konusu, sanatsal, siyasal ve hukuksal açdan ele alnarak tartld. Kuzey-Güney Amerika, Avrupa, Afrika ve Asya ülkelerinden gelen sanatçlar, sinema sanatnn konuya bakn ortaya koyarken, akademisyenler ve toplumun deiik kesimlerinin temsilcileri, siyasal ve hukuksal açdan geçmile hesaplama sürecinde demokratik bir anayasaya ilikin deerlendirme ve önerilerde bulundular. Tüm bu çalmalarda ortaya konan görüleri TBMM ye yanstmak amacyla, stanbul Üniversitesi Rektörlüü Hukuk Fakültesinin akademik danmanlnda yeni Anayasa konusundaki temel tartma konularnn bir kez daha ele alnd, uluslararas bir Yeni Anayasa Çaltay düzenlemitir. 4 ubat 2012 Tarihinde gerçekletirilen Çaltay a sivil toplum kurulularnn temsilcileri, TBMM Üyeleri ile Türkiye ve Fransa dan akademisyenler katlmtr. Çaltayda; Anayasa Yapmnda Yöntem Sorunu, Balangç Ksm ve Anayasann deolojisi Sorunu, Anayasada Deitirilemez lkeler- Hükümler Sorunu, Anayasada D likiler-avrupa Birlii Uyum Sürecinde Egemenliin Anlam ve Kapsam, Anayasalarda Fren ve Denge Mekanizmalar, Anayasada Ceza Hukuku lkeleri, Eitim Hakk ve Anadil Eitimi, Din ve Vicdan Özgürlüü Balamnda Laiklik lkesi, Vatandalk, Olaan Dönemlerde Anayasal Reformlar ve Yenileme Süreci: Fransa ve Türkiye Deneyimleri, Temel Hak ve Hürriyetlerin Snrlandrlmas Rejimi-Snrlama ve Güvence lkeleri, Anayasada dare Hukukuna likin lkeler, Anayasa Mahkemesi- Yüksek Mahkemeler -Yarg Üst Kurulular (HSYK) Hükümet Sistemi Tercihi, balklar altnda tebliler sunulmu ve bu konularla ilgili tartmalar yaplmtr. Üniversitemizde bu konuda yaplan son etkinlik ise Süreç Aratrma Merkezinde faaliyet gösteren Hukuk Fakültesi örencilerinin 21 Nisan 2012 tarihinde düzenledii "Yeni Anayasa konulu toplant olmutur. Akademi, siyaset, basn mensuplar ile sivil toplum kurulular temsilcileri, Türkiye ve Yeni Anayasa Üzerine Deerlendirmeler, Geçmiteki Tecrübeler Inda Yeni Anayasa Süreci Türkiye Nasl Bir Anayasaya Sahip Olacak konulu oturumlarda, temel tartma konularn deiik bak açlaryla deerlendirmilerdir. Düzenlenen etkinlikler ve tartma alanlarnn da gösterdii üzere, ülkemizde yeni Anayasa yapma süreci eskiye nazaran daha farkl ve daha demokratik yöntemlerle yürütülmeye gayret edilmektedir. Biz de, daha eitlikçi, özgürlükçü ve çoulcu bir hukuk

stanbul Üniversitesi Yeni Anayasa Raporu toplumu olma amacna geni bir toplumsal mutabakat oluturularak ulalacan düünüyor ve bu nedenle yeni bir Anayasa yapma iine giriilen süreçte, akademisyenlerin, örencilerin ve toplumun farkl kesimlerine mensup kiilerin deiik görülerini TBMM ne aktarmak istiyoruz. Bu Anayasa Raporu nu toplumun farkl kesimlerinin düüncelerini, talebi olanlar, sesini duyuramayanlar da kapsayan bir anlayla hazrlamaya gayret ettik. Rapordaki tespit ve deerlendirmelerde esas itibaryla yeni bir Anayasa yapmna dair stanbul Üniversitesi nin bünyesinde yaplan çalmalar temel alnmtr. Hemen her konuda, kar görüler gerekçeleriyle birlikte ortaya konulmutur. Çeitli Üniversitelere mensup öretim üyeleri ise, yeni Anayasa konusundaki düüncelerini, i bu Raporun Öneriler bal altnda ifade etmilerdir. Raporun kaleme alnmas ve yayna hazrlanmasnda katk sunan, Prof. Dr. Aydn Gülan a, Prof. Dr. Cemil Kaya ya, Prof. Dr. Cumhur ahin e, Prof. Dr. zzet Özgenç e, Prof. Dr. Halil Akkanat a, Prof. Dr. Nihat Bulut a, Prof. Dr. Mahmut Koca ya, Doç. Dr Abdurrahman Eren e, Doç. Dr. Melikah Yasin e, Doç. Dr. Bilgehan Çetiner e, Yard. Doç. Dr. Selman Dursun a, Dr. Serdar Talas a, Dr. Saadet Yüksel e, Ar. Gör. Batuhan Baytaz a, Ar. Gör. Msra Tan a ve Ar. Gör. Volkan Aslan a teekkür ediyor, Raporun yeni Anayasa yapm sürecine faydal olmasn diliyorum. Prof. Dr. Adem SÖZÜER stanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Vekil Dekan 3

YEN ANAYASA RAPORU

I. YEN ANAYASA YAPIMI VE ÇER HAKKINDA TESPTLER A. Giri Yeni Anayasa yapm süreci, anayasa tarihimizde imdiden kendine özgü yerini almtr. Osmanl-Türk Anayasacl, dünya anayasaclnda oldukça köklü bir geçmie sahiptir. Tanzimat dönemi dahil edilmemi olsa bile 1876 Kanun-i Esasi ile birlikte, 136 yllk süreçte be yeni Anayasa deneyimi yaanmtr. Oysa günümüz devletlerinin çou, anayasaclk hareketlerine kinci Dünya Sava sonrasnda balamlardr. Bu süreçte, monariden cumhuriyete, tek partiden çok partili hayata, meclis hükümeti sisteminden parlamenter sisteme varan önemli tecrübeler edinilmitir. Ancak, bu köklü deneyimde eksik olan, toplumun öncülüünde, demokratik katlm ve müzakereye dayal, bir anayasa yapm sürecinin bu güne kadar gerçekletirilememi olmasdr. Bu nedenle, sürecin baar ile tamamlanmas, bu sorumluluu üstlenenler bakmndan tarihi bir frsat olduu kadar, Türk demokrasisinin olgunluk snav olarak deerlendirilmektedir. Yaadmz süreçte halkn ve temsilcilerinin ilk kez, siyasal anlamda toplumsal sözleme kabul edilen anayasann yapm sürecinde, bürokrasi, aydnlar ve üniversitelerden önde gözükmektedir. Toplumsal uzlama metni kabul edilen anayasa yapm sürecinde tabii olan, toplumsal taleplere dayal bir uzlama metni ortaya konulmasdr. Oysa bugüne kadar kabul edilen be Anayasada toplum sürece ya hiç dahil edilmemi ya da sadece bir onay makam olarak görülmütür. Bugün, örgütlü veya örgütsüz tüm toplum kesimleri ve bireyler, yeni anayasadan beklentilerini dile getirmekte ve asli kurucu iktidar olarak, yalnzca bir onay makam olmadn, içeriin belirlenmesinde de yetkili olduunu ortaya koymak istemektedir. Üniversiteler, bir sivil toplum örgütü deil, kamu tüzel kiisidir. Bu nedenle, toplumsal talep oluturmada ne kendi çalanlarnn ne de örencilerinin sözcüsü kabul edilemez. Görülerdeki çeitlilik ve bamszca talepler dile getirebilmek, üniversite özerkliinin özünü oluturmaktadr. Üniversitelere düen temel rol ün, toplumsal talepler ve siyasal tercihler dorultusunda ortaya çkacak görüler hakknda, bilimsel tespitler yapmak olduunu söyeleyebiliriz. Üniversitemiz, bu kapsamda, yeni Anayasa yapm sürecinin talep toplamaya ilikin ilk aamasna katk amacyla, kamuoyunda yürütülen tartmalara k tutacak ve bilim adamlarnn özgürce görülerini dile getirebilecei, geni katlml bilimsel toplantlar gerçekletirmitir. Bu çalma, Üniversitemiz bünyesinde gerçekletirilen bilimsel toplantlarda dile getirilen görüler nda, yeni anayasann yapm ve içeriine yönelik, öne çkan konular hakknda tespitleri içermektedir. Bu tespitler, anayasa yapm sürecinde dile getirilen

tartmalar, uzlalan veya ayran yönlerinin görülmesi açsnda önem tad gibi, bilim adamlarnn bu tartmalara ilikin alternatif çözüm önerilerine yer vermesi bakmndan da dikkate deerdir. Dolaysyla aadaki açklamalarn kapsam, bilimsel toplantlarda üzerinde durulan tartmal konularla snrl olup, ilkesel düzeyde genel tespitler içermektedir. B. Anayasa Yapm Yöntemi Anayasa yapm yöntemine ilikin iki temel tartma alan olduu görülmektedir. Birincisi, kurucu iktidar kavram çerçevesinde olaan meclisin yeni bir anayasa yapp yapamayaca sorunudur. kincisi ise, olaan meclisin anayasay yapmas durumunda, demokratik meruiyet açsndan, temsil sorunu olup olmaddr. Bilimsel toplantlarda ülkemizde ifade özgürlüünün henüz olmas gereken ölçüde salanmad, demokratik bir anayasa hazrlanmas olgunlam koullarnn bulunmad gibi gerekçelerle, öncelikle bu konularda ilerlemelerin kaydedilmesi gerektii akabinde yeni anayasa yaplmas ileri sürülmütür. Yöntem bakmndan ise, kurucu meclis önerilmi ve olaan meclisin yeni bir anayasa yapamayaca fikri savunulmutur. Ancak arlkl görü, olaan meclisin anayasay tümden yenileyebilecei yönündedir. Buna göre toplumsal ve siyasal uzlamaya dayanlarak hazrlanacak bir metnin, serbest ve özgür bir ortamda yaplacak referandum sonucu kabul edilmesinin, kurucu iktidar tartmalarn geride brakacaktr. Aksi durumda yeniden bu tartmalarn içine düme ihtimali söz konusudur. Olaan parlamentonun yüzde doksanlarn üzerinde bir temsil gücüne sahip olmas, seçim sürecinde yeni anayasa vaadinin dile getirilmi bulunmas, tüm partilerin katlm ile Anayasa uzlama komisyonu kurulmas, demokratik meruiyet ve temsil sorunu bulunmad yönünde kantlar olarak ortaya konulmaktadr. Bu görüün dier bir gerekçesi ise; Yeni anayasa yapm sürecine toplumsal talep toplanmas ile balanmas ve sürece hemen tüm toplum kesimlerinin destek vermesi dolaysyla, toplumun da bir temsil eksiklii görmediidir. Yeni bir anayasann yaplmas hususunda ve sürece ilikin dikkat edilmesi gereken ilkeler üzerinde büyük oranda ittifak bulunmaktadr. Her eyden önce sürecin effaf ve açkl, yeni anayasann ön art kabul edilmektedir. Dolaysyla bir partinin kapal kaplar arkasnda anayasa hazrlamas bu ilke ile badamaz görülmektedir. Katlm ve müzakere, demokratik meruiyet açsndan önemlidir. Bu kapsamda, bata düünce

özgürlüü, basn özgürlüü, toplant ve gösteri yürüyüleri özgürlüü olmak üzere, taleplerin serbestçe oluaca bir ortamn etkin biçimde salanmas gerektii ortak tespittir. Toplumsal bilinçlendirme, yeni anayasaya ilikin serbest bir iradenin olumas bakmndan çok önemli bir husus olarak kabul edilmektedir. Sürecin ikinci aamas olan Anayasa yazmna ilikin, iki farkl görü bulunmaktadr. Bir görüe göre, temel sorun alanlar ikinci plana itilmeli ve üzerinde uzlalan konulardan balanlmaldr. Bu, sürecin hz ve uzlama kolayl bakmndan tercih edilir görünmektedir. Bir dier görü ise, önce temel meselelerden balamann, ayrntlarn çözümünü kolaylatraca yönündedir. Türkiye nin uzun anayasal deneyimi ve bugüne kadar yaplan deiiklikler, ayrntlara ilikin sorunlar zaten büyük oranda çözmütür. Dier meseleler temel sorunlarla iç içe geçmi durumdadr. Temel meselelere ilikin bata uzlama salanamaz ise, onlarla balantl olan ikincil sorunlar içinden de çklamayabilir ve sanldnn tersine sürecin uzamasna yol açabilir. Üçüncü aamay oluturan TBMM görümelerine yönelik, tam bir mutabakatla olmasa bile, bir anayasa taslann ortaya çkarlmas gerei üzerinde durulmaktadr. Siyasal temsilin güçlü olmas ve tüm partilerin destei ile halkoyuna sunulacak bir metnin Parlamentoda kabul edilmesi ideal olandr. Ancak bunun salanamad durumda, sürecin askya alnmasnn yeni anayasa sürecini belirsizletirecei ve toplumda siyaset kurumuna yönelik bir hayal krkl yarataca dile getirilmektedir. Bu nedenle uzlaan partilerle, referanduma sunulabilecek bir metnin hazrlanmas gerektii yaygn kandr. C. Anayasann Balangç ve deolojisi Anayasann balangc konusunda, üç farkl tartma yürütülmektedir: Birincisi bir balangç ksmnn bulunup bulunmamas; ikincisi, balangcn resmi bir ideolojiye yer verip vermemesi ve üçüncüsü, balangcn metne dahil edilip edilmemesidir. Karlatrmal hukukta, Anayasalara balangç yazmama uygulamas bulunmakla birlikte, yaygn uygulama balangç yazlmas eklindedir. Bu nedenle, toplumsal mutabakat niteliini güçlendirmek ve ortak deerlere iaret eden bir balangç ksmnn bulunmas gerektii arlkl görütür. leri sürülen görülerin ortak noktalarndan birisi de, yeni Anayasada yer alabilecek balangç ksmnn temel ilkelere yer veren, ksa ve özlü olmas gerektii eklindedir. Balangçlarn edebi bir dille kaleme alnmasndan dolay, dorudan ölçü norm olarak kullanlmamas ve bu nedenle metne dahil edilmemesi görüü dile getirilmektedir. Kar

yöndeki görü ise; Balangç ksmnn Anayasa metnine dahil edilmesinin herhangi bir saknca yaratmayaca, böylece anayasaya dahil edilmi ilkeler aracl ile anayasann esneklii artrlarak toplum için öngörülen hedefler dorultusunda Anayasann yorumlanmasnn salanaca eklindedir. Balangcn, belirli bir resmi ideoloji içermemesi, tüm görü ve ideolojilere eit mesafede durmas gerektii dile getirilmektedir. Bu tartmalarda esasnda bütün anayasalarn temel ald bir anlay veya ideolojisinin bulunduu, ideolojisiz anayasa terimi ile anayasann deiik ideolojilere eit mesafede durmasnn güvence altna alan bir nitelikte olmas gerektii ifade edilmek isteniyorsa, bu balamda ideolojisiz anayasa teriminin doru bir kullanm olmad, vurgulanmtr. stanbul Üniversitesi nde yaplan toplantlarda, balangç bölümünün toplumu gelecee yönelik hedeflerde birletirici ve bütünletirici temennilerle snrl; herhangi bir kii, kurum ya da deere kutsallk atfetme ya da meruiyet kazandrma kaygs tamaktan uzak olmas gerei dile getirilmitir. Böyle bir balangç ksmnda özellikle hukukun üstünlüü, insan onuru, demokrasi, çoulculuk gibi evrensel ilkelere, farkllmzn zenginlik olduuna ve anayasann birlikte yaam belgesi olduuna vurgu yaplmas gerei üzerinde durulmaktadr. Bu tartmalarda yani Anayasann balangç ksmnda yer almasna yönelik olarak yaplan baz öneriler öyledir: Bu tartmalarda balangç ksmna ilikin olarak yaplan baz öneriler öyledir: o Biz, Türkiye Cumhuriyeti Halk, gelecek nesillerin haklarn da göz önünde tutarak, büyük bir kurtulu sava ile kazandmz snrlar içinde özgürlük, bar ve kardelii iar edinmi demokratik, laik bir sosyal hukuk devleti olmak amac ile insanlk onurunu temel ilke edinerek yurtta sulh-cihanda sulh prensibi çerçevesinde mutluluk, bar adalet ve refah salamak için bu anayasay düzenliyoruz. o Türkiye Cumhuriyeti vatandalar olarak bizler, bu Anayasa metni araclyla, dili, dini, rk, inanc ve dünya görüü ne olursa olsun bu topraklarda yaayan herkesin hukuk karsnda eitliini garanti altna almay ve temel hak ve hürriyetlerini korumay, insan onuruna yarar bir hayat yaamas ve maddi ve manevi varln gelitirebilmesi için gerekli her türlü koulu salamay, bunun yan sra dünyann neresinde olursa olsun ortaya çkacak hakszlk ve zulümlerle mücadele etmeyi, bize emanet edilen bu dünyann adalet ve bar içerisinde daha yaanabilir bir yer olmas için gayret göstermeyi taahhüt ederiz.

o 29 Ekim 1923 te verdiimiz bamszlk mücadelesini bir Cumhuriyet kurarak taçlandran biz Türkiye Cumhuriyeti yurttalar, bu toplum sözlemesini, insanlk onurunun, özgürlüklerin, eitliin, bar içinde bir arada yaamann, bamszlmzn, emekten yana sosyal adaletin, bilim ve akln önderliindeki laikliin, ekolojik dengenin salanmas amacyla ve gelecek nesillere en büyük emanetimiz olaca bilinciyle düzenliyoruz. o Türkiye Cumhuriyeti Devleti parlamenter demokrasi niteliklerine sahip, insan haklarna saygl, bireyin kendini gerçekletirmesine yardm eden, kültürel ve milli parçalanmln önüne geçen, kiisel ve politik amaçlarn takip edilmedii yüksek ahlaki deer ve niteliklere sahip, d ilerinde devletin saygnlna ve bölünmezliine zarar verecek eylemlere kar savunmac, bamsz; iç ilikilerinde vatandann huzur ve mutluluunu amaçlayan, siyasi ahlak kanunlar ve üniter devletin prensiplerini gözeten ve kendi bekasn da hedefleyen bir hukuk devletidir. o Biz Türkiye Cumhuriyeti Vatandalar; Bütün insanlarn srf insan olmalar sebebiyle, hak ve özgürlüklere sahip olduu inancn tayor; Irk, dil, din, etnik köken, mezhep, cinsiyet ve benzeri sebeplerle ayrm gözetmeksizin herkesin eit, özgür ve karde olduunu inanyor; Bu balamda bütün farkllklar kültürel bir zenginlik olarak görüyoruz. nsan haklarn, hukukun üstünlüünü, çoulculuu, özgürlüü ve eitlii esas alan ve herkesin insan onuruna yarar bir ekilde yaamasn hedefleyen demokratik bir düzen kurmak istiyor; Bata Atatürk olmak üzere, bu ülkenin vatan klnmasna vesile olan esiz kahramanlar ükranla anarak; Bu anayasay birlikte yasama irademizin bir berat olarak kabul ve teyit ediyoruz.

D. Devletin Temel lkeleri ve Deimezlii Sorunu Türkiye Devletinin eklinin Cumhuriyet olduu konusunda hiçbir tartma bulunmamaktadr. Cumhuriyetin nitelikleri bakmndan, insan haklar, demokrasi, hukuk devleti ve sosyal devlet ilkeleri üzerinde tam bir mutabakat söz konusudur. Laiklik ve milliyetçilik ilkeleri bakmndan ise baz itirazlar dile getirilmektedir. Milliyetçilikle ilgili olarak, Atatürk milliyetçiliinin resmi bir ideoloji görüntüsü yaratt, Türk Milleti kavramnn etnik vurgu içerdii, vatandalk tanmnda objektif kriterlere yer verilmedii tartlmaktadr. Aksi yönde, Türk milleti kavramnn etnik bir vurgu içermedii, ortak bir kimlik yaratt, Atatürk milliyetçiliinin sübjektif millet anlayna dayand dile getirilmektedir. Laiklik konusunda, daha önceki uygulamalardan yola çklarak tanmlanmas böylece din ve vicdan özgürlüünün daha güvenceli hale getirilmesi gerektii ifade edilmektedir. Özellikle bu balamda, zorunlu din derslerinin varl, Diyanet leri Bakanl nn konumu tartma yaratmaktadr. Belli bir dine yönelik derslerin seçmeli olmas, Diyanet leri Bakanlnn özerk ya da bamsz bir yapya kavuturulmas dile getirilen görüler arasndadr. Devletin sembollerini oluturan, bakent, bayrak, mar ve resmi dilin Türkçe olmas konusunda, çok büyük oranda fikir birlii görülmektedir. Üniterlie iaret eden, devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüü, bakmndan geni bir mutabakat olmakla birlikte, bölgeli devlet ya da federal devlet yönünde görülerde ifade edilmektedir. Deitirilmez hükümleri koruma geleneinin sürdürülmesinin, darbe geleneini de korumak olarak alglanabilecei belirtilerek, mevcut Anayasadaki ilk üç maddenin deitirilmesi konusunda, teklif yasa nn, yeni anayasada yer almamas gerektii ileri sürülmütür. Ancak, Devletin temel ilkelerinin sklkla tartlr klnmas, sistemin istikrarn zedeleyeceinden, bu ilkelerin, dier anayasal hükümlerden farkl olarak deitirilmesini zorlatrc baz güvenceler getirilebilecei, önerilmektedir. Bu konudaki ikinci görü, yaplacak Anayasada mutlaka deitirilmez hükümlere yer verilecekse; bunun kapsamnn olabildiince dar tutulmas gerektii yönündedir. Örnein, tarihsel bir deeri olduu ve siyasi bir temenni içerdii için, sadece devlet eklinin Cumhuriyet olduunu belirleyen hükmün deitirilmesini yasaklamakla yetinilebilecei ifade edilmektedir. Öte yandan, özellikle istiklal mar ve bayrak gibi çok somut, ideolojik bir yoruma müsait olmayan, sembolik ama önemli hususlarn deimez hükümler arasnda yer almalarnn da mümkün olabilecei söylenmektedir.

Mevcut Anayasann ilk üç maddesinin aynen korunmas gerektii, ileri sürülen dier bir görütür. Bu görüe göre, Türkiye devletinin üniter yaps ve milli devlet kimlii bozulmamaldr. 1982 Anayasas ndaki Türk ve Türk Milleti kavramlar bir rk, bir etnisiteyi, bir mozayii deil, herkesi kucaklayan, tüm rk ve etnisiteleri de içine alan, Türk Kültür ve Medeniyet Deerlerini ve Millet Bütünlüünü temsil eden Türkiye Devletini kuran ve bu devlete aidiyeti ifade eden asli unsurdur. Bu sebeple Türk Milleti nin ve Türkiye Devleti nin Anayasas ndan bu ifadeler çkarlmamaldr. E. Egemenliin Kullanlmas ve Ulusal-Üstü Örgütlerle Paylam Egemenliin kaynann millet olduu, egemenlik yetkisinin, seçimler ve referandum yoluyla dorudan halk tarafndan ya da Anayasann koyduu esaslara göre yetkili organlar araclyla kullanlmas gerektii paylalan ortak kandr. Yetkili organlarn, Anayasada açkça ifade edilmesi gerektii, ikincil kurumlarn kendilerini egemenlii kullanan organ olarak nitelendirmemesi açsndan önerilmektedir. Egemenlik yetkilerinin paylalmas konusunda, Avrupa Birlii süreci göz önünde bulundurularak, bu konuda istisnai bir hükmün yer almas önerilmektedir. Bu kapsamda ulusal-üstü örgütlere üyelii salayacak antlamalarn, mecliste nitelikli çounlukla kabul edilmesi ve ayn zamanda referanduma sunulmas gerektii dile getirilmektedir. Bu konuda dile getirilen bir görüe göre, antlamalarn iç hukuktaki yeri hakknda bütüncül bir yaklam sergilenmelidir. nsan haklar antlamalar ve dier antlamalar eklinde kabul edilen ayrm, uygulamada sorunlara yol açmaktadr. Ne tür antlamalarn insan haklar antlamas kabul edilecei tartmal bir konudur. Antlamalara kar yarg yolunun kapal olmas, antlama-anayasa çatmasn da gündeme getirebilmektedir. Bu kapsamda, Fransa ve benzeri bir çok ülkede olduu gibi, antlamalarn onay kanununa kar, ön denetim niteliinde, Anayasa Mahkemesine bavuru imkannn tannmas gerektii ifade edilmektedir. nsan haklar antlamalar ile kanunlarn çatmas durumunda, insan haklar antlamalarnn öncelikle uygulanaca ifade edilmekle birlikte, uygulamada hangi antlamalarn insan haklar antlamas olduu ve bir çatmann bulunup bulunmad her zaman açk olmadndan, sorunlar gündeme gelebilmektedir. Bu kapsamda, antlamalarn tamamnn kanunlardan üstün kabul edilmesi, antlamalarn onaylanmasnda nitelikli çounluk artnn getirilmesi ve Anayasa Mahkemesine

kanunlarn Anayasa yannda antlamalara da uygunluunu denetleme yetkisi verilmesi, uygulamada karlalan tereddütleri giderici bir yol olarak önerilmektedir. F. Temel Hak ve Özgürlüklerin Snrlama ve Güvence Ölçütleri Siyasal taleplerle, hak taleplerinin birbirinden ayr deerlendirilmesi gerekmektedir. Siyasal taleplere cevaplar, ülkenin tarihsel, sosyo-ekonomik gerçekleriyle yakndan ilgili bir konudur. Oysa temel hak ve özgürlük talepleri, uluslararas insan haklar hukuku ve evrensel deerler nda ele alnmaldr. Üniversitemiz bünyesinde yaplan bilimsel tartmalarda, 1982 Anayasasnn urad deiikliklerden sonra, temel hak ve özgürlüklerin genel rejimine ilikin önemli bir sorunun olmad, ileri sürülmütür. Özellikle bu bölümde, Avrupa nsan Haklar Sözlemesi ne uyum yönünde yaplan 2001 Anayasa Deiikliklere iaret edilerek, bu olumlu bir ilerleme olarak görülmektedir. Ancak bu olumlu gelimelere ramen istenilen noktaya ulalamad arlkl görü olarak ortaya çkmaktadr. Bu kapsamda, hakkn kötüye kullanlmas ve olaanüstü hallerde temel hak ve özgürlüklerin durdurulmasn düzenleyen 14. ve 15. Maddelerin yeni anayasada özgürlükler lehine iyiletirmeler yaplarak yer almas gerektii dile getirilmektedir. Bu kapsamda, hakkn kötüye kullanlamayacann hukukun genel ilkesi olduu ve böyle bir maddeye gerek olmad, da ileri sürülmütür. Olaanüstü hallerde, özgürlüklerin kullanmnn durdurulabilecei kavramnn, hakkn özüne dokunan bir yaklam olduu ifade edilerek, durdurma yerine snrlama kavramna yer verilmesi gerektii önerilmektedir. Olaanüstü hal ile ilgili KHK lerin yarg denetimi dnda braklmamas gerektii hususu bu konuda ileri sürülen görüler arasndadr. Avrupa nsan Haklar Sözlemesine uyum çerçevesinde 2001 ylnda kademeli snrlama sistemine son verilmi olmakla birlikte, haklarn niteliine uygun snrlama nedenleri ilgili maddelerde yer almamtr. Örnein seyahat özgürlüünün düzenlendii 23. maddede snrlama nedeni olarak suç soruturma ve kovuturmas ve suç ilenmesini önlemek olarak belirlenmitir. Oysa uygulamada karantina durumlarnda genel saln korunmas nedeni ile bu özgürlüe snrlama getirilebilmektedir. Buna karn siyasi partilerin düzenlendii 68. maddenin 4. fkrasnda, hakkn kullanm alann son derece zorlatran ve keyfi yorumlara yol açan birçok snrlama nedenine yer verilmitir. Bu çerçevede, snrlama nedenlerinin haklarn niteliine uygun olarak yeniden düzenlenmesi gereine iaret edilmektedir.

Anayasada, soyut anayasal yasaklar yerine, somut anayasal güvencelere yer verilmesi gerei üzerinde durulmaktadr. Farkl özgürlük alanlarnda, basn hürdür, sansür edilemez ya da basmevi kurma mali teminat artna balanamaz gibi öz güvencelerinin veya ek güvencelerin çok daha açk bir ekilde tanmlanmas ve Anayasa da yer almas önerilmektedir. Benzer ekilde, düünceyi açklama özgürlüü bakmndan açk ve mevcut tehlike ölçütünün Anayasa ya girmesi ya da adil yarglanma hakkna yönelik somut güvencelerin eklenmesi gerei dile getirilmektedir. Temel hak ve özgürlüklerin korunmas yönünde, Kamu Denetçilii Kurumu (Ombudsman) Anayasal nitelik kazandrlmas olumlu kabul edilmekte, ancak kurumun oluumuna ilikin ve özellikle bamszlk açsndan ek güvencelere yer verilmesi ifade edilmektedir. Ayrca, insan haklar alannda dünyada yaygnlaan Ulusal nsan Haklar Kurumlar nn da Anayasal güvenceye kavuturulmas gerektii belirtilmektedir. Hak ve özgürlüklerin snflandrlmas konusunda farkl görüler bulunmaktadr. Bir görüe göre hak ve özgürlükler, snflandrlmadan Anayasada düzenlenmelidir. Böylece tüm haklarn ayn güvenceye kavuturulaca ve bunun insan haklarnn korunmas yönündeki yeni trende daha uygun olaca ifade edilmektedir. Bir dier görüe göre, hak ve özgürlüklerin ikili snflandrmaya tabi tutulmas, kiisel ve siyasal haklar ile sosyal, kültürel ve ekonomik haklarn ayr düzenlemesi gerekir. Özellikle, Anayasa yargsna yaplacak bireysel bavurular bakmndan, kiisel ve siyasal haklarn düzenlenmesinde, Avrupa nsan Haklar Sözlemesinin dikkate alnmas gerei üzerinde durulmaktadr. G. Anayasada Ceza Hukuku lkeleri Ceza hukuku yaptrmlarnn, kii hak ve özgürlüklerine derin müdahalelerde bulunmas nedeniyle, bu konudaki anayasal güvencelerin Anayasada yer almas gerektii hususunda görü birlii bulunmaktadr. Bu bakmdan mevcut Anayasada olumlu iyiletirmelerin yapld ancak hala ciddi eksiklik ve sorunlarn bulunduu hususunda da geni bir mutabakat vardr. Yeni Anayasada öncelikle, ceza hukuku bakmndan da önemli sonuçlar olmas nedeniyle, insan haysiyetini temel almak, insan hangi nedenle olursa olsun bir araç konumuna indirgememek, yeni anayasann temel deerlerinden biri olarak benimsenmelidir. Dier yandan ceza hukuku reformlaryla u ana kadar yaplan iyiletirmelerin ve olumlu deiikliklerin gerisine gidilmemesi konusunda hassasiyet gösterilmesi gerektii vurgulanmaktadr. Özellikle, yaplan reformlarn hayata

geçirilmesini etkinletirecek, uygulamada yaanan sorunlarn giderilmesine katk salayacak, anayasal güvencelere yer verilmesi gereine iaret edilmektedir. Bu kapsamda, özel hayata müdahale niteliindeki gizli soruturma yöntemlerinin, özel hayatn dokunulmazln güvence altna alacak ekilde öngörülmesi gerektii belirtilmitir. Örnein Ceza Muhakemesi Kanunumuzda Avrupadaki bir çok ülkenin aksine kiinin konutunda teknik araçlarla izlemenin yasakland, böylece bireyin hiçbir nedenle dokunulamayaca bir alannn bulunduu, bu anlayn Anayasaya da yansmas gerektii ifade edilmitir. Ceza hukuku açsndan üzerinde durulan konulardan biri de milletvekili dokunulmazlnn kapsamdr. 1982 Anayasasnda yasama dokunulmazl terimi ile hem sorumsuzluk (mutlak dokunulmazlk, kürsü dokunulmazl) hem de belli soruturma ve kovuturma ilemlerini yasaklayan nispi dokunulmazlk (soruturma ve kovuturma yasa) ifade edilmektedir. Bu farkl durumlara ilikin hükümlerden ceza hukuku açsndan nispi dokunulmazlk kurumu önem tamaktadr. Mevcut anayasada, bu balamda Anayasada, suç iledii ileri milletvekillerini tutulamayaca, sorguya çekilemeyecei, tutuklanamayaca ve yarglanamayaca ifade edilmitir. Ancak bir milletvekilinin üzerinde, eyasnda, konutunda arama yaplp yaplmayacana dair bir açklk getirilmemektedir. En önemli sorun, nispi dokunulmazln istisnas olarak Anayasann 14 üncü maddesindeki durumlar bu hükmün dndadr eklindeki düzenlemedir. Çünkü Anayasann 14. maddesi kapsamna giren suçlarda dokunulmazln geçerli olmad ifade edilirken, hangi suçlarn bu kapsama girdiinin açkça belli olmamas, keyfi uygulamalara yol açabilmektedir. Bu nedenle, yaplacak yeni düzenlemede böyle bir dokunulmazlk istisnasna yer verilmemesi gerektii, önerilmektedir. Yine mevcut anayasadaki gibi, baz suçlardan mahkum olanlar bakmndan affa uram olsalar bile milletvekili seçilemezler gibi hak yoksunluklarna yer verilmesinin doru olmad, yeni Ceza Kanununda ömür boyu hak yoksunluunun kaldrld, buna karlk Anayasada ve baz kanunlarda, bu ölçüsüz yasan devam ettii belirtilerek, hazrlanacak anayasada, bu konunun yeni Ceza Kanununda öngörülen ekilde düzenlenmesi gerektii vurgulanmtr. Özellikle örgütlü suçlarla ilgili olarak dünyadaki gelimelere de paralel bir biçimde, Ülkemizde de (telekomünikasyon yoluyla iletiimin denetlemesi, teknik izleme gibi) bir takm yeni tedbir ve yöntemler kanunen düzenlenmitir. Söz konusu kanuni düzenlemeler kapsamndaki uygulamalar adli veya önleme amaçldr. Bu nedenle suç soruturmas ve

önleyici-istihbari amaçl uygulamalar bakmndan, bunlar arasndaki farkllklar dikkate alnarak Anayasadaki temel hak ve özgürlük snrlamalarnn yaplmas gerektii ileri sürülmütür. Örnein özel hayata müdahale gerektiren bir tedbir bakmndan anayasada sadece suç soruturmas gerekçesiyle snrlama öngörüldüünde, önleyici amaçl uygulamalar, bu snrlamann dnda kalabilecektir. Bu gibi tartmalarn önlenmesi bakmndan AHM içtihatlar da dikkate alnarak, bu alanlardaki Anayasal düzenlemelerin yaplmas gerektiine iaret edilmitir. Ceza hukuku bakmndan, Anayasada genel ilkelere yer verip, uygulama koullarn kanunlara braklmas, bir uygulama sorunu olutuunda kanunlar deitirmenin daha kolay olaca dile getirilmitir. Bu nedenle, arama, el koyma, iletiimin tespiti, göz altna alma, yakalama, tutuklama gibi koruma tedbirlerinin temel güvencelerine Anayasada düzenlenmesi, bunlara bavurmann artlaryla ilgili ayrntl düzenlemelere Anayasada yer verilmemesi gerektii ileri sürülmütür. Böyle bir durumda o düzenlemenin uygulamasndan doan bir yetersizlikten dolay Anayasann deitirilmesi gündeme getirebileceinden, Anayasaya ayrntl hükümler konmamas gerektii belirtilmektedir. Bunun dnda delillerin deeri ve akbeti hususu da baka bir örnek olarak gösterilmektedir. Delillerin ne ekilde deerlendirileceinin de anayasa konusu olarak görülmemesi gerektii ifade edilmektedir. Dier yandan mevcut Anayasada silah kullanma yetkisi sonucu kiilerin hayatna son verilmesinin, yaam hakknn bir istisnas olarak yer almasnn doru olmad, silah kullanma yetkisinin sadece yakalama amacyla kullanlabilecei, yeni Anayasada yaam hakkna meru savunma dnda bir istisnann öngörülmemesi gerektii belirtilmektedir. Anayasada, suçta ve cezada kanunilik ilkesi, kusur ilkesi ve insanilik ilkesine yer verilmesi gerektii belirtilerek; susma hakknn Avrupa ülkeleri anayasalarnda ve AHM içtihatlarnda olduu gibi, kiinin kendisini veya kanunda belirtilen yaknlarn suçlayc bir beyanda bulunmaya zorlanamayaca eklinde düzenlenmesi önerilmitir. Temel ceza kanunlarnda yer alan genel kurallarn yan ceza kanunlar bakmndan da geçerli olmasnn eitlik ilkesinin bir gerei olduu bu nedenle genel hükümlere aykr düzenlemelerin yan kanunlar bakmndan da geçerli olmasna yönelik bir anayasal güvencenin öngörülmesinin gerektii, ifade edilmitir. Ceza hukukuyla ilgili olarak ayrca, mevcut anayasadaki ispat hakk düzenlemesinin içerii itibariyle yanl olduu böyle bir düzenlemenin dier ülke anayasalarnda yer almad, bu konuda Anayasada bir düzenleme yaplacaksa Türk Ceza Kanununun 127.

Maddesini paralelinde bir düzenleme yaplabilecei, konusu suç tekil eden emrin, hiçbir suretle yerine getirilmeyecei kural her hangi bir istisnaya yer verilmediinin açkça anlalr ekilde düzenlenmesi gerektii, dile getirilmitir. H. Yüksek Öretimin Yaplandrlmas ve Egüdümü stanbul Üniversitesi nde yaplan toplantlarda arlkl olarak; yeni bir anayasann yükseköretim konusundaki eletirileri giderecek, yükseköretimde bilim özgürlüünün önünü açacak, çoulculuu ve çeitlilii salayacak düzenlemeler yaplmas gerektii vurgulanmtr. Yükseköretimde üniversite özerklii ve akademik özerkliin güvence altna alnmas gerei öncelikli sorun olarak dile getirilmektedir. Konuya ilikin ayrntl düzenlemeler yerine, temel ilke ve esaslarn vurgulanmasnn isabetli olaca düünülmektedir. Zira yükseköretim alannda çeitlilii ve farkll salayacak düzenlemelere dair ayrntlarn da, bu temel ilkeler dorultusunda kanun koyucuya braklmasnn isabetli olaca dile getirilmektedir. Yükseköretim Kurulu (YÖK) nun üniversiteleri tahakküm altna almas ve öretim üyelerinin kendi rektörünü ve dekann seçme özgürlüünün tanmamas eletirilerin banda gelmektedir. Bu kapsamda üniversitelerin tam anlamyla idari ve mali özerklie kavuturulmas ve YÖK e, sadece yükseköretimi koordine ve planlama görevi verilmesi önerilmektedir. Yeni anayasada YÖK ün, yetkileri iyi tanmlanan, kstlayc bir kurum olmaktan çkarlan, stratejik plan yapan bir koordinasyon kurumu haline getirilmesi ve YÖK ün vesayetçi kurumlar arasnda görüldüünden, anayasada düzenlenmemesi ve yasayla düzenlenmesi gerei dile getirilen görülerdendir. YÖK benzeri bir kuruluun, Üniversitelerin bilimsel özerkliklerine müdahale etmeyen, bürokratik yük oluturmayan, makro düzeyde yükseköretimin stratejik planlamasn yapan, kalite güvencesini koordine eden bir kurul olarak varln devam ettirmesi gerektii ileri sürülen görüler arasndadr. Üniversiteleraras Kurul un yeniden yaplandrlmas önerilmektedir. Öretim üyesi ve örenci saylar dikkate alnarak devlet ve vakf (kuruluuna izin verilirse özel) üniversitelerin yüzde 5-10 undan seçilen temsilcilerden oluan bir üniversiteleraras kurul oluturulmas gerektii ifade edilmektedir.

Yükseköretim sistemi akademi, yüksekokul, enstitü, merkez gibi yükseköretim kurumlaryla çeitlendirilmesi, devletin de, vakflarn da üniversiteler dnda bu tür yükseköretim kurumlar kurmas yolunun açk tutulmas gerei dile getirilmektedir. Özerkliin hesap verilebilirlii önler anlamda kabul edilemeyecei, Rektör veya dekanlarn seçim yoluyla atanmalarnn özerklik bakmndan yeterli olmayaca, asl önemli olann bilimsel aratrma balamndaki özerklik olduu, bunun içinde önemli olan hususun öretim üyesine bilimsel aratrmalar için güvenceler tanmak olduu ifade edilmektedir. I. Eitim Hakk ve Anadilde Eitim Eitim hakk kapsamnda tartmalarn odanda anadilde eitim konusu yer almaktadr. Temel tartma noktas, anadilde eitim hakknn tannp tannmamasndan çok, bunun öretim veya eitim eklinde kapsamnn nasl olmas gerektii yönündedir. Bu görülerden ilki, herkesin ana dilini konuabilip örenebilecei, ancak ana dille Türkçe dnda eitim talebinin kabul edilemeyecei eklindedir. Bu görüe göre, devlet tarafndan Türkçe dnda resmen ikinci bir dil tanmak, Türkiye de devlet eliyle iki farkl siyasi toplum yaratmak demektir. Dil daima siyasetin taycsdr. Zira farkl dil farkl siyasi talepler demektir. Bir ülkede eitim öretimin dili, daha açk ve anlalabilir bir ifadeyle resmen tannm ve kabul edilmi eitim ve öretim dili, o memleketteki hükümranln, yani egemenliin, dier bir ifadeyle siyasi otoritenin, aidiyetinin sembolü ve hatta kendisidir. Bir ülkede birden fazla dile, eitim öretimde resmi nitelik kazandrmak, o memlekette birden fazla siyasi otorite, birden fazla egemenlik ihdas etmek, egemenliin parçalanmasn merulatrmak demektir. Dier bir çözüm önerisi ise, resmi dilin öretilmesini zorunlu klmakla birlikte, Herkesin anadilinde eitim görme hakkna sahip olabilecei eklindedir. Bu görüe göre, hakkn uygulamada nasl, hangi model/modeller çerçevesinde gerçekletirilecei kanun ile düzenlenmelidir. Türkiye nin siyasi-sosyal gerçekliinde, Yeni Anayasa nn toplumsal uzlama belgesi olabilmesi öncelikle bu konuda verecei cevaba bal bulunmaktadr. Bir baka görüe göre, anadilin öreniminin bir hak olarak Anayasada yer almas; ancak anadilde eitimin ise, u an için toplumsal uzlama salamann zorluu dikkate alnarak, bunun bir hak olarak düzenlenmesi yerine, sadece yasaklanmamas yolunun seçilmesi düünülebilir. Bu kapsamda, Türkçeden baka hiçbir dil, eitim ve öretim kurumlarnda Türk vatandalarna ana dilleri olarak okutulamaz ve öretilemez

biçimindeki 1982 Anayasasnn 42. Maddesindeki gibi bir hükmün yeni Anayasada yer almamas gerektiine iaret edilmektedir. Bu hüküm sadece anadilde eitimi deil, anadilin örenimini dahi yasaklamaktadr. Bu nedenle, böyle bir hükme yer verilmeyerek anadilde eitimin yasa koyucuya braklmas ve gelien artlar dikkate alarak bu konuda yasa koyucunun adm atmasnn salanabilecei, ileri sürülmektedir. Ayrca Fransa Anayasas nn 75/1. maddesinde yer alan Bölgesel diller Fransa nn ortak mirasnn parçasdr ifadesine benzer bir ifadeye yeni Anayasada yer verilmesinin yararl olaca görüü dile getirilmektedir. Böylece yasa koyucunun eitimde dil meselesini düzenlerken anayasal bir dayanaa sahip olmas salanabilecek ve olaslk dahilinde olan Anayasa Mahkemesi müdahalesi önlenmi olacaktr. Anayasada anadilde eitime açklk prensibi benimsenirken, anadili resmi dil olmayan çocuklar bakmndan bir entegrasyon sorunu dourabilecei dikkate alnarak, eitimle ilgili yasal düzenlemelerin çocuun toplumsal hayata etkili bir biçimde katlmn salayacak düzeyde resmi dili örenmesine zarar veremeyecei yönünde bir hükme yer verilmesi gereine iaret edilmektedir. Böylece çok dilli eitim mümkün klnrken, sadece anadilde eitim sunularak entegrasyon sorunu yaratlmasnn önüne geçilebilecei, söylenmektedir. J. Laiklik lkesi Balamnda Din ve Vicdan Özgürlüü Laiklik ilkesi balamnda din ve vicdan özgürlüü tartlrken, tartmalarn odanda din dersleri ve Diyanet leri Bakanlnn anayasal konumu gelmektedir. Genel itibariyle insan haklarna dayal, laik ve sosyal hukuk devleti ilkesinden vazgeçilmemesi gerei vurgulanmaktadr. Laiklik ilkesinin özgürlük boyutu ile ele alnmas, din ve devlet ilerinin ayrlnn yan sra, din hürriyeti boyutu da anayasa ile korunmas gerei üzerinde durulmaktadr. Bir görüe göre laikliin yeni Anayasada tanmlanmas düünülebilir. Bu tanmda, laikliin devlete hiçbir ekilde kiilerin inanç, ibadet ve dini tercih hürriyetini snrlandrma hakk vermedii gibi, dini inançlar ve tercihler karsnda da tarafsz kalnmas ve eit ekilde hizmet sunulmasn kapsadnn ifade edilmesi gerektii belirtilmektedir. Aksi görü ise, temel ilkelerin tanmlanmas, bu ilkelerin uygulanmasn zorlatraca, anayasann esnek yorumunu ortadan kaldraca eklindedir. Bu nedenle bu ilkeleri tanmlamak yerine, anayasann içeriinde, bu ilke ile ilgili hükümlerin açk güvencelere balanmas yolunun tercih edilmesi gerektii belirtilmektedir.

Din ve vicdan özgürlüüne ilikin, uluslararas sözlemelerde yer alan güvencelerin benzerlerinin yeni Anayasada yer almas gerektii ifade edilmektedir. Bu kapsamda, bireylerin serbestçe inancn seçme veya deitirebilme, inancn kamusal ya da özel alanda, bireysel veya topluca aça vurabilme, inancn gerektirdii kyafetleri giyebilme, kurumlar kurabilme, dini önderlerini seçebilme, inancn özel dilini kullanabilme, bu konuda özel eitim kurumlar açabilme haklar üzerinde durulmaktadr. Din eitimi konusunda, uluslararas sözlemelere paralel olarak, iki farkl husus üzerinde durulmaktadr. Bütün dinler hakknda tarafsz ve objektif unsurlar içeren, genel bir din kültürü dersinin zorunlu olabilecei; buna karn belli bir dinin eitim ve öretimini içeren bir dersin seçmeli bir ders olarak, Anayasa düzenlenebilecei eklindedir. Bu kapsamda, özellikle her anne babann kendi çocuuna inançlar dorultusunda dersler verilmesi gerektii yönündeki temel ilkenin göz önünde bulundurulmas hatrlatlmaktadr. Bu derslerin nasl ve hangi içerikle verilecei, Anayasal güvenceye kavuturulan ilkeler nda, yasalara braklmas gerektii ifade edilmektedir. Anayasada dini ayrmcln önlenmesi balamnda ek güvencelerin yer almas gerektii, örnein nüfus katlarnda din hanesinin bulunmayabilecei ifade edilmitir. Anayasa daki mevcut hükmün doru olarak yorumlanmas, aslnda bu uygulamann gerçeklemesi bakmndan yeterli olsa da, yasama ve yarg organlar tarafndan bu ekilde yorumlanmamaktadr. Bu nedenle nüfus katlarnda din hanesi bulunmasn olanakszlatracak bir ibarenin Anayasa da bulunmas önerilmektedir. Yeni Anayasa da devletin, pozitif bir yükümlülük olarak gerek Lozan Anlamas nda teyit edilmi olan inanç gruplarnn gerekse bu anlamada belirtilmemi olan inanç gruplarnn din ve vicdan hürriyetini gerektii gibi yerine getirmelerini kolaylatracak tedbirler almakla yükümlü olduu ifade edilmesi önerilmektedir. Buna dini örenme ve öretme hürriyetinin yan sra din adam yetitirme hürriyeti de dahildir. Yeni anayasada Lozan Anlamas özel olarak belirtilerek, Türkiye nin ülkesindeki gayrimüslim aznlklara Lozan Anlamas ile üstlendii belli haklarna sayg gösterme ve bunu yerine getirme yükümlülüüne anayasallk deeri kazandrlmas önerisi yaplmaktadr. Bu kapsamda, yeni Anayasada Türkiye deki dini cemaatlerin yasal statülerinin belirlenmesi, effaf ve hesap verebilir olmalarn salayacak anayasal güvencelere yer verilmesi gerektii ileri sürülmekte, toplumdaki özerk dinsel yaplarn varl kabul edilerek, dini cemaatlerin örgütlenmesinin ana ilkelerinin tespit edilmesine iaret edilmektedir. Anayasa laik devlet ilkesinin temel bir nitelik olarak yer almas ve fakat tanmlanmamas da ileri sürülen görülerden biridir. Buna göre, laiklik ilkesinin temel gerekleri, özellikle

de devletin tarafszl ilkesi vurgulanmaldr. Buna göre yeni anayasada, devletin dini inançlara saygl olmak zorunda olduu; din, mezhep ya da inançlar karsnda tarafsz kalmas gerektii; dini inançlarndan dolay hiç kimseye ayrmclk yapamayaca; dini inançlarndan dolay ayrmcla maruz kalan, aalanan kiilerin haklarn korumak için gerekli tedbirleri alaca açkça öngörülmelidir. Ayrmcln önlenmesi bakmndan, ombudsmanlk müessesesinin çeitli unsurlardan oluturulabilecei ve birimlerinden birinin inanç temelindeki ayrmclklar denetlemek üzere görevlendirilebilecei, önerilmitir. K. Vatandalk Vatandalk konusunda 1982 Anayasas ndaki ifadenin korunmas veya tanmn deitirilmesi ya da bu hükmün tamamen kaldrlmas yönünde üç farkl görü bulunmaktadr. Bir görüe göre, yeni Anayasadan beklenen, devletin yeniden her bir Türkiye Cumhuriyeti vatandalyla gönül ban tesis etmesi bakmndan, maksimum mutabakatla her farkl kimlie sahip vatandann da içinde bulunaca yeni bir vatandalk tanmnn Anayasada yer almasdr. Buna göre, Devlet, farkl etnik kökene, kimlie, ana dile, dine veya mezhebe sahip olan vatandalarnn hepsiyle gönül ban kurarak, her birine eitlikçi, özgürlükçü ve her birini koruyan, kollayan, kucaklayan bir devlet olmaldr. Devlet böyle yapt sürece vatandalaryla gönül ba kurmu olur ve bunun karlnda onlardan sadakat ban bekler. te bu yeni vatandalk anlay, yeni anayasa vatandalk tanmna yansmaldr görüü dile getirilmektedir. Vatandaln Türklük kavramyla tanmlanmasndan vazgeçilmesi gerektii, Türkiye nin siyasi kimliini etnik ve kültürel türdelik anlayndan arndrlm bir ekilde ve daha soyut ilkeler ve normlar temelinde yeniden tanmlamas gerektii belirtilmektedir. Vatandala dair bir tanmlama yaplmas görüünün aksine, bir tanmlamay sakncal bulan yaklamlar da bulunmaktadr. Bu görüe göre, yeni anayasann yurttal tanmlamakszn, Türkiye Cumhuriyeti yurttalnn temel bir hak olduunu belirtmekle yetinmesi gerekir. Ancak, uygulamada doabilecek ayrmclk ihtimaline set çekmek üzere, ayn maddede yurttaln etnik köken, dil ve inanç fark gözetmeksizin, kanunlarn öngördüü usullere göre kazanlp kaybedilebilecek bir hak olduu da vurgulanmaldr.

L. Kadn Haklar Temel hak ve özgürlükler alannda, sadece Avrupa nsan Haklar Sözlemesi deil, Avrupa Sosyal art, Birlemi Milletler Kadnlara Kar Her Türlü Ayrmcln Önlenmesi Sözlemesi ve eki tavsiye kararlar gibi Türkiye nin taraf olduu sözleme direktif ve anlamalar referans alnarak hazrlanan uluslararas sözleme ve belgelerin getirdii yeni hak ve özgürlüklere açk bir anayasa hazrlanmas anlay benimsenmelidir. Bu çerçevede kadn haklar konusunda temel tartma noktalar, kadn erkek eitlii, ayrmclk yasa ve pozitif ayrmclk yönündeki düzenlemelerdir. Mevcut Anayasada, bu yönde hükümler bulunmakla birlikte, özellikle kadna kar ayrmcl yasaklayan daha açk hükümlere ve ayrca pozitif ayrmca yer verilmesi ifade edilmektedir. Kadn haklar konusunda en önemli konulardan biri de kadna kar iddetin yasaklanmas yönünde anayasada açk bir hükmün bulunmas gerektiidir. Bu konuda hakknda bal bana BM ve Avrupa Konseyi Sözlemeleri olmas, bu konuya ilikin özel bir hükmün yer almasn gerekli klmaktadr. Temel haklar bakmndan özellikle, eitim hakk, çalma hakk, annelik, evlenme ve aile konularnn, uluslararas sözlemeler nda ek güvencelerle anayasada yer almas dile getirilmektedir. M. Çocuk Haklar Yeni anayasada, özellikle hakknda özel insan haklar sözlemeleri bulunan konularda, ayr maddelerle düzenlenme yaplmas gerei üzerinde durulmaktadr. Bu kapsamda, BM Çocuk Haklar Sözlemesinde yer alan temel ilkelere yer veren özel bir düzenlemenin bulunmas, yeni Anayasann hak ve özgürlük alann daha da güçlü klaca ifade edilmektedir. Bu kapsamda, medeniyet odakl; çocuk haklar ile yetikin haklarnn eit kabul edildii; çocuun öncelikli yüksek yarar temelinde yaama ve saln koruma, gelime ve yeteneklerini gelitirme, korunma, ayrmclk gözetmeme anlayna dayanan, kendisini ilgilendiren her konuda görüünün alnd; çocuu ve haklarn bütüncül boyutlaryla yanstan; çocuun görünür olduu ve çocua saygya dayal yeni bir anayasa hazrlanmas önerilmektedir.

N. Sendikal Haklar Sendikal haklar balamnda, kamu görevlilerine grev hakknn tannmas gereine iaret edilmektedir. Buna göre ülkemiz kamu çalanlarnn da gelimi ülkelerde olduu gibi yönetime katlma, adil bir ücret alma, sendikalama ve grev yapabilme gibi sosyal ve demokratik haklarla donatlmas artk bir zorunluluk haline geldii ifade edilmektedir. Sendikalarn ve konfederasyonlarn üyeleri adna mahkemelerde dava açma hakknn anayasa metninde yer almas gerektii belirtilmektedir. Kamu görevlilerini ilgilendiren her konu toplu sözlemenin kapsam dâhiline alnmaldr. Örnein toplu sözlemelerde kamu sendikalarna memurlarn çalma artlar, terfileri, sicil disiplin uygulamalar, ie alnlar, iten çkarlmalar gibi konularda pazarlk yapma hakk tannmamaldr. Emeklilere sendika kurma hakknn salanmas düünülebilir. çilerin kdem tazminat hakk anayasal güvence altna alnmaldr. Grev yasaklar, grevlerin önündeki anayasal engel kaldrlmaldr. Ekonomik ve Sosyal Konsey in etkinlii arttrlmaldr. Yüksek hakem kurulu özel anayasal kurulu haline getirilmelidir. çi memur ayrm tartmalar sonlanmal, memur taraf açk ve kesin ifadelerle hükme balanmaldr. Sivil toplum örgütü yöneticilerinin milletvekili seçilmeleri halinde görevlerini sürdürmelerine imkân verilmelidir. Demokratik kitle örgütleri, sivil toplumun bütün alanlar ve örgütçe temsil edilebilmelidir. Toplu sözleme ve grev haklarn çok gören anayasal tercih hatasndan Yeni Anayasayla birlikte vazgeçilmelidir. 2010 ylnda gerçekletirilen anayasa deiikliiyle elde edilen toplu sözleme hakknn eksik yönü, Yeni Anayasada kamu görevlilerine de grev hakk verilmesi suretiyle tamamlanmaldr. Çalanlar ve iverenlerin, önceden izin almakszn sendikalar ve üst kurulular kurma, bunlara serbestçe üye olma ve üyelikten çekilme haklarna sahip olduklar bu konuda ileri sürülen görülerden biridir. O. Hükümet Sistemi, Fren ve Denge Mekanizmalar Yasama ve yürütme organnn oluum, görev ve yetkileri, hükümet sisteminin niteliini belirlemektedir. Bu balamda, özellikle, tek veya çift meclisli parlamento, milletvekili seçilme koullar, cumhurbakann seçimi, görev ve yetkileri ve sorumluu, hükümetin kuruluu ve ileyiinde Cumhurbakannn konumu tartma balklarn oluturmaktadr. Türkiye de, parlamento çounluunu dengelemek, çoulcu demokrasiyi güçlendirmek bakmndan, ikinci meclis (senato) önerilmektedir. Ancak, 1961 Anayasas döneminde,