16 17 Denetim Firmasının Büyüklüğü ve Kâr Yönetimi İlişkisi: İMKB Şirketleri Üzerinde Ampirik Bir Araştırma



Benzer belgeler
KAR KALİTESİ VE HİSSE SENEDİ GETİRİLERİ ARASINDAKİ İLİŞKİNİN İMKB DE TEST EDİLMESİ *

İMKB Dergisi İÇİNDEKİLER. Yıl: 9 Sayı: 36. Finansal Bilgi Manipülasyonunun Tespitinde Yapay Sinir Ağı Modelinin Kullanımı

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Sayı: / 24 Mayıs 2010 EKONOMİ NOTLARI

FİNANSAL BİLGİ MANİPÜLASYONUNUN TESPİTİNDE YAPAY SİNİR AĞI MODELİNİN KULLANIMI

HİSSE SENEDİ PİYASALARINDA SÜRÜ DAVRANIŞI: BİST TE BİR ARAŞTIRMA HERDING IN STOCK MARKETS: A RESEARCH IN BIST Bahadır ERGÜN Hatice DOĞUKANLI

TCMB FAĐZ KARARLARININ HĐSSE SENEDĐ PĐYASALARI ÜZERĐNE ETKĐSĐ

Dolar Kurundaki Günlük Hareketler Üzerine Bazı Gözlemler

FİNANSAL BİLGİ MANİPÜLASYONU:

NET YABANCI İŞLEM HACMİ İLE HİSSE SENEDİ GETİRİLERİ ARASINDA UZUN DÖNEMLİ İLİŞKİ VAR MIDIR? Cüneyt AKAR (*)

ALLIANZ YAŞAM VE EMEKLİLİK A.Ş. KOÇ İŞTİRAK ENDEKSİ EMEKLİLİK YATIRIM FONU İÇTÜZÜĞÜ

Hisse Senedi Fiyatlarıyla Yabancı İşlem Hacmi Arasında Nedensellik:

MUHASEBE MANİPÜLASYONUNUN BENEİSH MODELİ İLE TESPİT EDİLMESİ: BİST GIDA MADDELER SANAYİ SEKTÖRÜ NDE BİR UYGULAMA

Türkiye nin Kabuklu Fındık Üretiminde Üretim-Fiyat İlişkisinin Koyck Yaklaşımı İle Analizi

THE CAUSALITY RELATION BETWEEN CONSUMER CONFIDENCE AND STOCK PRICES: CASE OF TURKEY. Abstract

İMKB de Fiyat-Hacim İlişkisi - Asimetrik Etkileşim

Yaz Saati Uygulaması Anomalisinin İMKB 100 Endeks Getirisine Etkisinin Test Edilmesi

Reel Kesim Güven Endeksi ile İMKB 100 Endeksi arasındaki dinamik nedensellik ilişkisi

İMKB NİN LATİN AMERİKA BORSALARIYLA İLİŞKİSİ ÜZERİNE ÇOK DEĞİŞKENLİ GARCH MODELLEMESİ

KONYA İLİ SICAKLIK VERİLERİNİN ÇİFTDOĞRUSAL ZAMAN SERİSİ MODELİ İLE MODELLENMESİ

TÜRKİYE DE FAİZ, DÖVİZ VE BORSA: FİYAT VE OYNAKLIK YAYILMA ETKİLERİ

İŞSİZLİK VE EKONOMİK BÜYÜME İLİŞKİSİNDE ASİMETRİ ASYMMETRY IN THE RELATIONSHIP BETWEEN UNEMPLOYMENT AND ECONOMIC GROWTH

PETROL FİYATLARININ BORSA İSTANBUL SANAYİ FİYAT ENDEKSİ ÜZERİNDEKİ ETKİSİ

Global Finansal Krizde Kredi Marjı: Japon Tahvil Piyasası Örneği

SORU SETİ 02 (REVİZE EDİLDİ) FİNAL KONULARI

BİRİM KÖK TESTLERİNDE YAPISAL KIRILMA ZAMANININ İÇSEL OLARAK BELİRLENMESİ PROBLEMİ: ALTERNATİF YAKLAŞIMLARIN PERFORMANSLARI

BİR YATIRIM ARACI OLARAK ALTIN İLE HİSSE SENEDİ ENDEKSİ ARASINDAKİ İLİŞKİNİN ANALİZİ: TÜRKİYE ÜZERİNE AMPİRİK UYGULAMA 1

DEĞİŞKENLER ARASINDAKİ GECİKMELİ İLİŞKİLER: Dağıtılmış Gecikme ve Otoregresiv Modeller

BANKA KREDİ PORTFÖYLERİNİN YÖNETİMİNDE ÖDEMEME RİSKİ ANALİZİ: KALMAN FİLTRESİNE DAYANAN ALTERNATİF BİR YÖNTEM ÖNERİSİ

İŞSİZLİK VE İNTİHAR İLİŞKİSİ: VAR ANALİZİ Ferhat TOPBAŞ *

İMKB 100 endeksindeki kaldıraç etkisinin ARCH modelleriyle iki alt dönemde incelenmesi

Tüketici Güveni ve Hisse Senedi Fiyatları Arasındaki Nedensellik İlişkisi: Türkiye Örneği (2004: :01)

TÜRKİYE'DE ŞEKER FİYATLARINDAKİ DEĞİŞİMİN OLASI ETKİLERİNİN TAHMİNİ: BİR SİMÜLASYON DENEMESİ

Teknolojik bir değişiklik veya üretim arttırıcı bir yatırımın sonucunda ihracatta, üretim miktarında vs. önemli artışlar olabilir.

YER ALTI DOĞAL GAZ DEPOLAMA ŞİRKETLERİ İÇİN TARİFE HESAPLAMA USUL VE ESASLARI. BİRİNCİ KISIM Amaç, Kapsam, Dayanak, Tanımlar ve İstenecek Veriler

Türk Turizm Sektöründe Büyüme Göstergelerinin Turizm İşletmelerinin Finansal Performansına Etkisinin İncelenmesi

İSTANBUL MENKUL KIYMETLER BORSASI NDA EŞHAREKETLİLİK VE ASİMETRİK AYARLAMA

AYÇİÇEK VE SOYA YAĞI İTHALAT TALEBİNİN ANALİZİ

SIVILAŞTIRILMIŞ DOĞAL GAZ DEPOLAMA ŞİRKETLERİ İÇİN TARİFE HESAPLAMA USUL VE ESASLARI

Öğr. Gör. Selçuk ŞİMŞEK İlköğretim Bölümü Sınıf Öğretmenliği Ana Bilim Dalı Eğitim Fakültesi.Pamukkale Üniversitesi

Türkiye Ekonomisinde Enerji Tüketimi ve Ekonomik Büyüme

ENFLASYON BELİRSİZLİĞİ İLE PAY SENEDİ GETİRİSİ VE VOLATİLİTESİ ARASINDAKİ İLİŞKİ: TÜRKİYE ÖRNEĞİ

İstanbul Menkul Kıymetler Borsası nda haftanın günü etkisi ve Ocak ayı anomalilerinin ARCH-GARCH modelleri ile test edilmesi

Metal (Çelik) Kullanım Yoğunluğu Hipotezinin Türkiye Ekonomisi için Sınanması Intensity of Metal (Steel) Use Hypothesis: A Test for Turkish Economy

A Study on the Estimation of Supply Response of Cotton in Cukurova Region

TÜRKİYE DE EKONOMİK BÜYÜME VE DÖVİZ KURU CARİ AÇIK ÜZERİNDE ETKİLİ MİDİR? BİR NEDENSELLİK ANALİZİ

Borsa Getiri Oranı ve Faiz Oranı Arasındaki İlişkinin Doğrusal Olmayan Yöntemlerle Analizi: Türkiye Örneği

ULUSAL HİSSE SENETLERİ PİYASASI NDA ETKİNLİK

Box-Jenkıns Modelleri ile Aylık Döviz Kuru Tahmini Üzerine Bir Uygulama

Yenilenebilir Enerji Kaynaklarına Geçiş Sürecinin Planlanmasında Doğrusal En İyileme Tekniğinin Kullanılması

Zonguldak-Ulus Orman İşletme Müdürlüğü Göknar, Kayın ve Karaçam Ağaç Türleri için Kütük Çapı ve Boyu ile Göğüs Çapı

ÇOKLU DOĞRUSAL BAĞLANTI

Araş. Gör. Dr. Serkan Yılmaz Kandır * Yrd. Doç. Dr. Mehmet Özmen* Prof. Dr. Yıldırım Beyazıt Önal*

13 Hareket. Test 1 in Çözümleri. 4. Konum-zaman grafiklerinde eğim hızı verir. v1 t

YAPISAL KIRILMALI BİRİM KÖK TESTLERİNİN KÜÇÜK ÖRNEKLEM ÖZELLİKLERİNİN KARŞILAŞTIRILMASI

Çift Üstel Düzeltme (Holt Metodu ile)

Dağıtılmış Gecikme ve Otoregresiv Modeller. Mehmet Vedat PAZARLIOĞLU

DOĞAL GAZ DEPOLAMA ġġrketlerġ ĠÇĠN TARĠFE HESAPLAMA USUL VE ESASLARI. BĠRĠNCĠ KISIM Amaç, Kapsam, Dayanak, Tanımlar ve Ġstenecek Veriler

Turizm Talebi ve Döviz Kuru Şokları: Türk Turizm Sektörü İçin Ekonometrik Bir Analiz

TOPLAM TAHAKKUK MODELLERİ İLE TÜRKİYE DE KAR YÖNETİMİNİN ÖLÇÜLMESİ: İMKB DE YER ALAN İŞLETMELER ÜZERİNE AMPİRİK BİR ARAŞTIRMA

İnönü Bulvarı No:27, 06490, Bahçelievler / Ankara-Türkiye hasan.tiryaki@euas.gov.tr, mehmet.bulut@euas.gov.tr. ikocaarslan@kku.edu.

Dokuz Eylül Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi Cilt:22 Sayı:2, Yıl:2007, ss:49-66

THE IMPACT OF EXCHANGE TRADED FUNDS ON THE LONG TERM RELATIONSHIP OF INDEX MARKETS: AN EMPRICAL ANALYSIS ON THE ISE-30 INDEX

AN EMPIRICAL STUDY ON BUDGET REVENUE- EXPENDITURE MANAGEMENT IN PERIOD IN TURKEY: A COMPARISON OF SINGLE PARTY AND COALITION GOVERNMENTS

HİSSE SENEDİ FİYATLARI, ALTIN FİYATLARI VE HAM PETROL FİYATLARI ARASINDAKİ NEDENSELLİK İLİŞKİSİNİN ANALİZİ

FAİZ ORANINDAKİ BİR ARTIŞ CARİ İŞLEMLER AÇIĞINI ARTIRIR MI?

Likidite Azlığı Priminin Menkul Kıymet Getirileri Üzerinde Etkileri ve Avrasya İçin Önemi

GÖRÜNMEZ AMA HĐSSEDĐLMEZ DEĞĐL: TÜRKĐYE'DE ÇIKTI AÇIĞI

Stok-Akım Uyarlaması, Bütçe Açığı ve Kamu Borç Stoku Arasındaki İlişkiler: Küresel Kriz Bağlamında Avrupa Birliği Üyesi Ülkeler Üzerine Bir Analiz

Zaman Serisi Modelleri: Birim Kök Testleri, Eşbütünleşme, Hata Düzeltme Modelleri

C.Ü. İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi, Cilt 11, Sayı 1,

Kamu Borçlanması, Sermaye Stoku ve Tüketim İlişkisinin Belirlenmesi: Bir Ardışık Nesiller Modeli

KOŞULLU DEĞİŞEN VARYANS MODELLERİ İLE TÜRKİYE ALTIN PİYASASI ENDEKSİ VOLATİLİTELERİNİN TAHMİN EDİLMESİ

AVRASYA Uluslararası Araştırmalar Dergisi. Cilt : 6 Sayı : 15 Sayfa: Kasım 2018 Türkiye. Araştırma Makalesi

ELEKTRİK DAĞITIM BÖLGELERİNDE UYGULANACAK FİYAT EŞİTLEME MEKANİZMASI HAKKINDA TEBLİĞ

Bölüm 3 HAREKETLİ ORTALAMALAR VE DÜZLEŞTİRME YÖNTEMLERİ

PAMUK BORSALARINDA OLUŞAN FİYATLARIN ETKİNLİĞİ ÖZET

Birim Kök Testleri. Zaman Serisi Modelleri: Birim Kök Testleri, Eşbütünleşme, Hata Düzeltme Modelleri

Eurasian Journal of Researches in Social and Economics Avrasya Sosyal ve Ekonomi Araştırmaları Dergisi ISSN:

Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan ve Türkiye'de İktisadi Özgürlük ve İstihdam İlişkisi: Bir Panel Veri Analizi

Türkiye de Kırmızı Et Üretiminin Box-Jenkins Yöntemiyle Modellenmesi ve Üretim Projeksiyonu

TÜRKİYE NÜFUSU İÇİN STOKASTİK ÖLÜMLÜLÜK MODELLERİ

Ege University Working Papers in Economics

FİNANSAL PİYASA VOLATİLİTESİ VE EKONOMİ

Birim Kök Testleri 3/24/2016. Bir stokastik sürecin birim kök içerip içermediğini nasıl anlarız? Hatırlarsak aşağıdaki AR(1) sürecinde

Verimlilik Dergisi T. C. BİLİM, SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANLIĞI VERİMLİLİK GENEL MÜDÜRLÜĞÜ 2015/3

Effects of Agricultural Support and Technology Policies on Corn Farming in Çukurova Region

Asimetrik İktisadi Dalgalanmalar: Teori ve Uygulama* Asymmetric Business Cycle : Theory and Application


TÜSİAD - KOÇ ÜNİVERSİTESİ EKONOMİK ARAŞTIRMA FORUMU KONFERANSI. Zafer A. YAVAN - TÜSİAD Yasemin TÜRKER KAYA - BDDK

Hemşirelerin Kendini Gerçekleştirme Düzeyleri ve Etkileyen Etmenler

Anahtar Kelimeler Harvey Testi, Doğrusallık, Finansal Piyasalar, Etkin Piyasa Hipotezi.

ÜRETİCİ FİYATLARINA GEÇİŞ ETKİSİNDE ARA MALLARI İTHALATININ ROLÜ

Halloween Etkisinin İstanbul Menkul Kıymetler Borsasında Geçerliliğinin Testi. The Validity of the Halloween Effect in the Istanbul Stock Exchange

TÜRKİYE DE İNŞAAT SEKTÖRÜ VE PARA POLİTİKALARI ARASINDAKİ NEDENSELLİK İLİŞKİLERİ

Kurumsal Şeffaflık, Firma Değeri Ve Firma Performansları İlişkisi Bist İncelemesi

Araştırma ve Para Politikası Genel Müdürlüğü Çalışma Tebliğ No:09/5

Doğuş Üniversitesi Dergisi, 7 (2) 2006, AGGLOMERATION ECONOMIES IN TURKISH MANUFACTURING INDUSTRY

Yabancı Sermaye Yatırımlarının Ekonomik Büyümeye Olan Etkisinin Türkiye Bağlamında Test Edilmesi

FEN BİLGİSİ ÖĞRETMEN ADAYLARININ ÇÖZELTİLER KİMYASINI ÖĞRENMELERİNE İŞBİRLİKLİ ÖĞRENME YÖNTEMİNİN ETKİLERİNİN ARAŞTIRILMASI

Transkript:

6 7 Doç. Dr. Semra Karacaer Arş. Gör. Pelin Özek Deneim Firmasının Büyüklüğü ve Kâr Yöneimi İlişkisi: İMKB Şirkeleri Üzerinde Ampirik Bir Araşırma Doç. Dr. Semra KARACAER Haceepe Üniversies İİBF. Arş. Gör. Pelin ÖZEK Gaziosmanpaşa Üniversies İİBF. Öze Bu çalışmada, İMKB Ulusal Tüm Endeksine kayılı şirkeler üzerinde 25-28 yıllarına ai 645 gözlem analiz edilerek, kar yöneimi ile deneim firmasının büyüklüğü arasındaki ilişki araşırılmışır. Kar yöneiminin iseğe bağlı ahakkuklar aracılığıyla ölçüldüğü analiz sonuçları, deneim firmasının büyüklüğü ile kar yöneimi arasında negaif ve isaisiksel olarak anlamlı bir ilişki bulunduğunu gösermişir. Diğer bir ifadeyle, ilk dör büyük deneim firmasının kar yöneimi davranışını kısıladığı belirlenmişir. Analize dahil edilen diğer deneim değişkenleri olan deneçi görüşü ve deneim zorluğu ile kar yöneimi arasında üm örneklem için anlamlı ilişkiler bulunamamış; buna karşın ilk dör deneim firmasının denelediği şirkelerde deneim zorluğunun, ilk dör dışındaki deneim firmalarının denelediği şirkelerde ise deneim görüşünün açıklama ya da şar içermesinin iseğe bağlı ahakkuklar ile poziif ilişkili oldukları belirlenmişir. Çalışmada ayrıca, firma performansı, firma büyüklüğü, firmanın borçlanma düzeyi ve kar değişimi ile ilgili değişkenlerin iseğe bağlı ahakkuklar ile ilişkili olduğu oraya konulmuşur. Anahar Sözcükler: Kar yöneim iseğe bağlı ahakkuklar, ilk dör büyük deneim firması, İsanbul Menkul Kıymeler Borsası. JEL Sınıflandırması: M4, M42, G9. Absrac (The Relaionship Beween The Audi Firm and Earnings Managemen?: An Empirical Sudy in Isanbul Sock Exchange) This sudy invesigaes he relaionship beween he earnings managemen and audior size using 645 observaions from he companies lised in he Isanbul Sock Exchange Naional All Index beween 25-28. Discreionary accruals are used o measure he earnings managemen. According o he resuls, here is a negaive and saisically significan relaionship beween he discreionary accruals and audior size. This resul suggess ha he big four audiors consrain he earnings managemen in Turkey. The oher audi relaed variables, namely audi opinion and audi difficuly, are no found o be associaed wih he earnings managemen for he whole sample. However, here is a posiive relaionship beween he discreionary accruals and he audi difficuly for he subsample of big four audiors, and he audi qualificaion for he subsample of non-big four audiors. Addiionally, firm performance, firm size, leverage and income change are associaed wih he earnings managemen. Key Words: Earnings managemen, discreionary accruals, big four audi firms, Isanbul Sock Exchange JEL Classificaion: M4, M42, G9. 6

. Giriş Son yıllarda yaşanan büyük muhasebe skandalları, dikkalerin muhasebe manipülasyonlarına odaklanması ile sonuçlanmışır. Bu manipülasyonlardan biri olarak, özellikle kar yöneimi konusunda kapsamlı bir lieraür oluşmakadır. Öncelikle kar yöneiminin anımlanması ve ölçülmesine yönelik olarak başlayan araşırmaların kapsamı günümüzde, bu uygulamaları ekileyebilecek ve önleyebilecek fakörlerin belirlenmesine doğru bir gelişme gösermekedir. Bu çerçevede firma yapısı ile ilgili fakörler (büyüklük, performans, borçlanma yeeneğ halka açıklık vb.), deneçilerle ilgili fakörler (deneçi kaliesi veya büyüklüğü, deneim görüşü, deneim ücreleri vb.), kurumsal yöneim kapsamındaki fakörler (yöneim kurulu, deneim komies sahiplik yapısı, kurumsal yöneim derececelendirme nou vb.) gibi birçok fakörün kar yöneimi ile ilişkisi araşırılmakadır. Muhasebe karı, kullanıcılara firma değeri ile ilgili bilgi sağlaması ve aynı zamanda firma dışındaki paydaşlar arafından doğrudan gözlemlenmesi bakımından önem aşımakadır. Ancak firmalar arafından raporlanan karlar, genel kabul görmüş muhasebe ilkelerindeki esneklik ve subjekiflik ile kişisel çıkarlara bağlı olarak oluşabilecek poansiyel araflılık nedeniyle amamen doğru olmayabilmekedir (Francis, Maydew ve Sparks, 999, s. 9). Buna bağlı olarak firma karlarının doğruluğu konusunda, deneim firmasının kaliesi bir göserge olarak ele alınmakadır. Diğer bir ifade ile, anınmış deneim firmalarının, şöhrelerini korumak ve köü şöhre nedeniyle müşerilerini kaybememek için kar yöneimi davranışını engellediği ileri sürülmekedir. Bir sonraki bölümde inceleneceği üzere, yapılan ampirik araşırmaların birçoğunda bu iddiayı kanılayan bulgular elde edilmişir. Bu çalışma, finansal bilgi kullanıcılarını şirkein emel performansı konusunda yanlış yönlendirmek amacıyla dış finansal raporlama sürecine yapılan müdahaleler olarak anımlanan kar yöneimi ile firma yapılarına ve deneçilere ilişkin fakörler arasındaki ilişkileri araşırmakadır. Çalışmada emel olarak, Türkiye deki ilk dör büyük deneim firmasının kar yöneimini kısılayıp kısılamadıklarının belirlenmesi amaçlanmışır. Bu amaçla İsanbul Menkul Kıymeler Borsası Ulusal Tüm Endeksine kayılı şirkelerin 25-28 yılları arasındaki kar yöneimi davranışları, iseğe bağlı ahakkuklar aracılığıyla ölçülmüş ve bu davranışlarla deneçi firmanın büyüklüğü arasındaki ilişki araşırılmışır. Bu çerçevede, çalışmanın izleyen bölümleri şöyledir. İkinci bölümde daha önceki çalışmalara dayalı olarak hipoezlerin gelişirildiği lieraür araması yer almakadır. Üçüncü bölümde araşırmanın yapıldığı örneklemin belirlenme süreci açıklanmışır. Dördüncü bölüm, araşırma modeli ve değişkenlerini anımakadır. Beşinci bölüm ise, araşırma modelinin üm örneklem ve ilk 4-ilk 4 dışındaki deneim firmalarından oluşan al örneklemler için ayrı ayrı analiz sonuçlarını vermekedir. Çalışmanın alıncı ve son bölümü ise sonuçların arışılması ve ileride yapılacak çalışmalar için önerileri içermekedir. 2. Lieraür Taraması Bir muhasebe manipülasyon ekniği olarak ele alınan kar yöneimi ile ilgili orak bir anım vermek oldukça güçür. Beneish (2, s. 4), kar yöneiminin anımıyla ilgili bir fikir birliği sağlanamamış 6

olmasının kar yöneimi araşırma sonuçları ile ilgili farklı yorumlamalardan kaynaklandığını ileri sürmekedir. Buna göre, anımlardaki farklılıkların nedenlerinden bir kar yöneiminin sadece finansal raporlama süreciyle mi ilgili olduğu yoksa yaırım veya finansman kararlarının zamanlanması gibi gerçekleşen eylemleri de mi içerdiği yönündeki arışmalardır. Beneish (2, s. 5) diğer bir farklılığın, kar yöneimi ile ilgili perspekiflerden kaynaklandığını belirmekedir. Bu perspekiflerden ilki olan Fırsaçı Perspekif, yöneicilerin yaırımcıları yanlış yönlendirmek niyeiyle karları yöneiğini savunur. İkinci bir perspekif olan Bilgi Perspekifine göre ise, yöneicilerin kendi inisiyaiflerini kullanmaları, firmanın gelecekeki naki akışları ile ilgili kişisel beklenilerini yaırımcılara gösermek üzere faydalandıkları bir araçır. Kar yöneimi konusunda arışılan diğer bir noka ise, kar yöneiminin kabul edilebilir bir uygulama olup olmadığı veya ne dereceye kadar kabul edilebilir bir uygulama olduğudur (Noronha, Zeng ve Vinen, 28, s. 37). Bu çalışmada kar yöneim yalnız finansal raporlama sürecini kapsayan, yöneicilerin yaırımcıları yanlış yönlendirmek niyeiyle yapığı ve genel kabul görmüş muhasebe ilkelerine uygun olan veya olmayan muhasebe seçimleri olarak ele alınmakadır. Bu çerçevede Noronha ve ark. nın (28, s. 37) benzer bir yaklaşımla yapmış olduğu aşağıdaki kar yöneimi anımı bu çalışmada da benimsenmekedir: Kar yöneim bazı paydaşları şirkein emel ekonomileri ve performansı konusunda yanlış yönlendirmek amacıyla dış finansal raporlama sürecine yapılan maksalı ve yasal akivielerden genel kabul görmüş muhasebe ilkelerine uygun olmayan hilelere kadar uzanan müdahalelerdir. Diğer arafan, kar yöneimini espi emeye yönelik olarak yapılmış çalışmaların birçoğu, aynı zamanda şirkelerin kar yöneimi uygulamalarını ekileyen çeşili değişkenlerin varlığını da belirlemişlerdir. Bu değişkenlerden biri de, deneçi ve deneim süreci ile ilgili fakörleri kapsamakadır. Bu çalışma esas olarak, kar yöneimi ile söz konusu değişkenler arasındaki ilişkiyi araşırmakadır. Daha önceki çalışmalarda, kar yöneimi ile ilişkisi sıklıkla araşırılan değişkenlerden biri deneim firmasının büyüklüğüdür. Lieraürde, İlk Beş olarak adlandırılan büyük deneim firmalarının diğer deneim firmalarına göre daha kalieli deneim hizmei verdikleri ileri sürülmekedir. Deneim firmasının büyüklüğü ile deneim kaliesi arasındaki söz konusu ilişkinin iki eorik açıklaması bulunmakadır (Lennox, 999, s. 779). Bu açıklamalardan bir büyük deneim firmalarının daha şöhreli olmaları nedeniyle, kesin ve doğru deneim raporları yayımlamaya daha eğilimli oldukları yönündedir. Çünkü, böyle bir deneim firmasının ihmalde bulunarak doğru olmayan bir deneim raporu yayımladığının duyulması nedeniyle doğabilecek müşeri kaybı veya deneim ücrelerinde azalma gibi olumsuz sonuçlar daha fazla olacakır. Alernaif hipoeze göre ise, deneçilerin varlık düzeyleri (zenginlikleri) ne kadar yüksekse, bu varlıklarını herhangi bir dava açılma ihimaline karşı korumak için, doğru deneim raporları yayımlama eğilimleri de o kadar fazladır. Diğer bir ifade ile, büyük deneçiler varlıklarının daha fazla olması (deep pocke) nedeniyle, doğru raporlar yayımlama konusuna daha duyarlıdırlar (Lennox, 999, s. 78). Bu konuda yapılan ampirik araşırmaların birçoğu ise, İlk 5 62

deneim firmasının kar yöneimini kısıladıklarını belirlemişlerdir. Francis ve ark. (999), 975-994 dönemini içeren ve NASDAQ firmalarından oluşan büyük bir örneklem için, ilk alı büyük deneim firmasının agresif ve poansiyel olarak fırsaçı kar yöneimi davranışlarını kısıladıklarını belirlemişlerdir. Bauwhede, Willekens ve Gaeremynck (23), ilk alı deneim firması ve ilk alı dışındaki deneim firmaları arasındaki deneim kaliesi farklılığını karı-azalıcı kar yöneimi uygulamaları açısından kanılamalarına karşın, karı-arırmaya yönelik kar yöneimi açısından bu iki grup arasında bir farklılık belirleyememişlerdir. Buler, Leone ve Willenborg (24) da çalışmalarında, kar yöneimi ile ilk beş deneim firması arasında negaif ilişki olduğunu oraya koymuşlardır. Chen, Lin ve Zhou (25), kar yöneimi ile deneçi büyüklüğü arasındaki ilişkiyi halka ilk arz edilen firmalar üzerinde araşırdıkları çalışmalarında, ilk beş deneim firması arafından denelenen şirkelerin, diğer deneim firmaları arafından denelenen şirkelere göre kar yöneimi ile daha az ilgilendiklerini belirlemişlerdir. Chia, Lapsley ve Lee (27), hizme seköründeki şirkeleri kapsayan araşırmalarında, ilk alı büyük deneim firması arafından denelenen şirkelerin, ilk alı dışındaki firmalar arafından denelenenlere göre daha az kar yöneimine başvurduklarını oraya koymuşlardır. Lai (29), yüksek yaırım fırsalarına sahip şirkelerin yüksek deneim kaliesini daha çok alep eiklerini ve ilk beş deneim firmasının, bu ür şirkelerin iseğe bağlı ahakkukları manipüle emelerini daha çok kısılama eğiliminde olduklarını belirlemişir. Caramanis ve Lennox (28), iseğe bağlı ahakkuklar aracılığıyla ölçükleri kar yöneimi ile ilk beş deneim firmasının negaif ilişkili olduğunu oraya koymuşlardır. Diğer arafan Jeong ve Rho (24), kar yöneimi ile ilk alı deneim firması arasında anlamlı bir ilişki bulamadıkları çalışmalarında, fırsaçı kar yöneimi davranışıyla ilgili dava konusu olma riskinin az olması ve ekili bir disiplin mekanizmasının bulunmadığı durumlarda, deneçilerin yüksek kaliede hizme sunmayı ercih emeyebileceklerini arışmışlardır. Ancak bu çalışmada, Türkiye açısından disiplin ve düzeni sağlama konusundaki düzenleyici kurumların ve düzenlemelerin oldukça ekili olduğu ve deneçilerin yüksek kalieyi ercih eikleri varsayılmakadır. Bu kapsamda, çalışmada Türkiye deki menkul kıymeler borsasına kayılı firmalar açısından deneim firması büyüklüğünün, deneçi kaliesinin bir gösergesi olarak kar yöneimi uygulamalarını kısıladığı varsayılmakadır. Diğer bir ifadeyle, ilk 4 olarak nielendirilen deneim firmasının denelediği şirkelerle, ilk 4 dışındaki deneim firmalarının denelediği şirkelerin kar yöneimi bakımından farklılıklar aşıması ve ilk 4 deneçi ile kar yöneimi uygulamaları arasında negaif bir ilişki bulunması beklenmekedir. H. İMKB na kayılı şirkeler açısından, ilk 4 büyük deneim firmasının denelediği şirkeler, ilk 4 dışındaki deneim firmalarının denelediği şirkelere göre daha az kar yöneimi uygulamakadırlar. Daha önceki ampirik araşırmalarda deneim ile ilgili diğer birçok fakörün kar yöneimi ile ilişkisi araşırılmışır. Bu fakörlerden bazıları, deneim görüşü (Barov, Gul ve Tsu 2; Buler ve ark., 24; Johl, Jubb ve Houghon, 27; Herbohn ve Ragunahan, 28), deneçi ücreleri (Abbo, Parker ve Peers, 26), deneçi çalışma saaleri (Caramanis ve Lennox, 28), deneçi üzerindeki yasal 63

sınırlamalar (Banniser ve Wies, 2), deneçinin müşeri firma ile ilişkisi ve bağımsızlığıdır (Hun ve Lulseged, 27). Bu çalışmaların çoğu, genel olarak, söz konusu değişkenlerin deneim kaliesini ve şirkelerin kar yöneimini ekileyip ekilemediğini araşırmışlardır. Diğer bir ifade ile, deneimle ilişkili değişkenlerin doğrudan veya deneim kaliesi aracılığıyla kar yöneimi uygulamalarını kısılamada ekili olup olmadıklarını incelemişlerdir. Bu çalışmada, lieraüre dayalı olarak, kar yöneimi ile ilişkili olabileceği düşünülen deneim ile ilgili diğer iki değişken, deneim sürecinin zorluğu ve deneçi görüşünün ürüdür. Deneim sürecinin zorluğu, deneçi çabası ve deneim riskinin arması olarak değerlendirilmekedir. Bu konuda yapılan çalışmalar ise, deneim çabasının kar yöneimi üzerinde ekili olduğunu gösermekedir (Caramanis ve Lennox, 28, s. 7). Bu çerçevede, deneim zorluğunu, diğer bir ifade ile, deneim için gerekli çaba ve deneim riskini ölçmek için kullanılabilecek değişkenlerden biri soklar ve icari alacaklar oplamının oplam varlıklara oranıdır (Johl ve ark., 27). Bu oran, diğer varlıklardan daha fazla deneim süresi ve çabası gerekiren riskli veya deneimi zor olan varlıkları belirlemeyi sağlamakadır (Houghon ve Jubb, 999, s. 224). Deneim zorluğu ile iseğe bağlı ahakkukların oraya çıkarılması arasında poziif bir ilişkinin olması nedeniyle, çalışmada deneim zorluğu iseğe bağlı ahakkukları kısılayıcı bir değişken olarak ele alınmakadır. Diğer bir ifade ile çalışmanın diğer bir hipoezi deneim zorluğu ile iseğe bağlı ahakkuklar arasında negaif bir ilişkinin olduğu yönündedir. Diğer arafan, önceki ampirik araşırmaların birçoğu, iseğe bağlı ahakkuklar ile açıklama ya da şar içeren deneim görüşleri arasındaki ilişkiyi araşırmışlardır. Barov ve ark. (2), iseğe bağlı ahakkuklar ile açıklama ya da şar içeren deneim raporları arasında poziif bir ilişkinin varlığını kanılamışlardır. Benzer biçimde Johl ve ark. (27), deneim görüşünün açıklama veya şar içermesi ile kar yöneiminin poziif ilişkili olduğunu belirlemişlerdir. Bununla birlike Buler ve ark. (24) kar yöneimi ile deneim görüşü arasında anlamlı bir ilişkinin varlığını bulamamışlardır. Herbohn ve Ragunahan (28) ise araşırma sonuçlarına göre, firmaların kar yöneimi ile ilgili kaygıları deneim raporlarına yansımanın, deneim sürecinin kapsamının öesinde olduğunu arışmışlardır. Ancak bu çalışma, deneim görüşü ile kar yöneimi arasındaki ilişkiye Türkiye deki firmalar açısından bir giriş nieliği aşıdığı için, sadece söz konusu ilişkinin var olup olmadığı ile ilgilenilmekedir. Bu kapsamda deneim raporunda yer alan görüşün açıklama ya da şar içermesi ile iseğe bağlı ahakkuklar arasında poziif bir ilişkinin bulunması beklenmekedir. Bu iki değişkenle ilgili olarak oluşurulan hipoezler aşağıdaki gibidir: H2a. Deneim zorluğu ile kar yöneimi arasında negaif bir ilişki bulunmakadır. H2b. Deneim görüşünün açıklama ya da şar içermesi ile kar yöneimi arasında poziif bir ilişki bulunmakadır. 3. Örneklem Veriler, İMKB Ulusal Tüm endeksine kayılı şirkelerin 25-28 yılları arasındaki finansal ablolarından manuel olarak oplanmışır. Türkiye de 25 yılından iibaren şirkelerin enflasyon düzelmesi yapması zorunlu hale gelmiş ve aynı yılda sözkonusu düzelme yapılmışır. 25 den 64

önceki yıllardaki mali ablo kalemlerinin uarsız olabileceği düşünülerek analize dahil edilmemişir. Bununla birlike 25 yılından sonraki mali ablo kalemlerinin yıllar iibariyle uarsızlık gösermeyeceği düşünülmüşür. Araşırmada kullanılan şirkelere ai mali ablo verileri İMKB web sies.6.29 arihinden iibaren uygulamaya başlaılan Kamuyu Aydınlama Plaformu web siesi ve şirkelerin kendi web sielerindeki yaırımcı ilişkileri sayfalarında bulunmakadır. Bu çerçevede araşırmanın başlangıç örneklem 25-28 yılları arasında İMKB Ulusal Tüm endeksine kayılı yaklaşık 255 firma olarak seçilmişir. Diğer bir ifade ile, araşırmanın başlangıç örneklemi 2 firma yılından oluşmakadır. Bununla birlike 64 firma finansal kuruluş olması nedeniyle, 4 firma ise endüsriyel ahakkuk ahminlerinin yapılamaması nedeniyle örneklemden çıkarılmışır. Geriye kalan 87 firmaya ai oplam 748 firma yılı verilerinden 3 anes verilere ulaşılamama veya verilerin eksik olması gibi nedenlerle analize dahil edilememişir. Sonuç olarak nihai örneklem 87 firmaya ai oplam 645 firma yılı gözlemlerinden oluşmakadır. Örneklemin oluşurulması süreci Tablo de göserildiği gibidir. Tablo. Örneklem Oluşurma Süreci İMKB Ulusal Tüm Firma Sayısı 255 Toplam Firma Yılı (25-28) 2 Dahil Edilmeyen Firma Yılı Araşırma Firma Yılı Gözlemleri Ulusal Sınai 4 564 45 59 Gıda, içecek Teksil, deri Orman, kağı, basım Kimya, perol,plasik Taş, oprak Meal ana Meal eşya, makina (Diğer) 2 8 6 2 26 5 25 (4) 84 72 64 8 4 6 (6) 7 6 4 2 5 77 66 6 79 94 48 95 Ulusal Hizmeler 36 44 38 6 (Ulusal Mali) (64) (256) Ulusal Teknoloji 4 2 2 Araş. Örneklemi 87 748 (3) 645 4. Araşırma Modeli ve Değişkenler Çalışmada kar yöneimi iseğe bağlı ahakkuklar ile ölçülmüşür. Hipoezleri es emek için oluşurulan model ve içerdiği değişkenlerin anımları aşağıdaki gibidir: İBT DENET 4 i, DENZOR 2 3 ROA 4 i, 5 KALDIRAÇ 6 7 DENGÖR FIRBÜYÜK KARDEĞ 65

İBT: Aşağıda açıklanan Düzelilmiş Jones Modeli ile kesisel olarak ölçülen iseğe bağlı ahakkuklar. DENET4 : Deneçi firmanın ilk büyük 4 deneim firmasından biri olması durumunda ; aksi halde. DENZOR : Soklar ile icari alacaklar oplamının oplam varlıklara oranı. DENGÖR : Deneim görüşünün açıklama ya da şar içermesi veya görüş bildirmeken kaçınma olması durumunda ; aksi halde. ROA : Ne karın dönem başı akiflere oranı. FIRBÜYÜK : Toplam varlıkların logariması. KALDIRAÇ : Toplam yükümlülüklerin oplam varlıklara oranı. KARDEĞ : Ne kar önceki yıla göre armışsa ; aksi halde. 4.. İseğe Bağlı Tahakkuklar Yukarıda da belirildiği gib kar yöneimi iseğe bağlı ahakkuklar ile ölçülmüşür. Bunun için Jones (99) arafından oluşurulan ve daha sonra Dechow, Sloan ve Sweeney (995) arafından gelişirilen aşağıdaki Modifiye Edilmiş Jones Modeli uygulanmışır. TTH / TV / TV GEL ALAC MDV / TV 3 2 Modelde TTH, i firmasının yılındaki oplam ahakkuklarını, ΔGEL, i firmasının yılında saış gelirlerindeki değişim ΔALAC, i firmasının yılında icari alacaklarındaki değişim MDV, i firmasının yılındaki maddi duran varlıklarını ve TV -, i firmasının - yılındaki oplam varlıklarını ifade emekedir. Modelde oplam ahakkuklar bilançodaki dönen varlıklar (DV), kısa vadeli yükümlülükler (KVY), hazır değerler (HD), uzun vadeli yükümlülüklerin kısa vadeli kısımları (UV) ve amorisman (AMOR) kalemleri kullanılarak aşağıdaki gibi hesaplanmakadır: TTH DV KVY HD / TV UVi, AMORi, Bununla birlike, Hribar ve Collins (22) bilanço kalemleri ile yapılan ahakkuk ahminlerinin önemli ölçüm haalarına yol açığını kanılamış ve ahakkukların naki akışlarından doğrudan ölçülmesini önermişir. Buna göre oplam ahakkuklar olağandışı kalemler öncesi kar ile faaliyelerden kaynaklanan ne naki akışları arasındaki fark olarak hesaplanmakadır. Ancak benzer bir çalışmada Liu ve Lu (27), ahakkuk ahmininde kullandıkları mali abloların olağandışı kalemler öncesi kar kalemini içermemesi nedeniyle ne kar kalemini kullanmışlardır. Türkiye deki mali abloların da benzer durumda olması nedeniyle bu yazarlar izlenerek oplam ahakkuklar aşağıdaki gibi hesaplanmışır: TTH NK FNAi, TAi, / Toplam ahakkuklar ve yukarıda açıklanan diğer değişkenler ile oluşurulan model kesisel olarak ahmin edilmişir. Bunun için İMKB nin oluşurduğu endüsriyel endeksler kullanılmışır. Tablo de göserildiği gibi İMKB Ulusal Tüm endeksinde dör ana sekör bulunmakadır. Ulusal Sınai endeksinin alındaki endüsriyel sınıflamalar, analiz için gerekli koşulları sağlamış ve yedi al endüsri için ayrı ayrı ahminler yapılmışır. Mali sekör dışındaki diğer iki ana sekör olan Ulusal Hizmeler ve Ulusal Teknoloji şir- 66

keleri al endüsrilere bölünmesi durumunda analize dahil olamayacağı (firma sayısı un alına düşmekedir) ve firma sayılarının küçük olması (36, ) ve ahmin sonuçlarını ekilemeyeceği düşünülerek, al endüsrilere bölünmeden analize dahil edilmişir. Analiz sonucunda, herbir endüsri iibariyle yapılan regresyon ahminlerinin arık değerleri (residuals) her bir firmanın yılındaki iseğe bağlı ahakkuklarını vermekedir. Modifiye edilmiş Jones modelinin bu şekilde kesisel olarak ahmin edilmes endüsriyel ahminlerin zaman serilerinden daha anlamlı olacağı gerekçesiyle, geçmiş araşırmaların çoğu arafından uygulanan bir yaklaşımdır. 4.2. Deneimle İlgili Değişkenler Kar yöneimi ile muhasebe deneimi arasındaki ilişkiyi ölçmek üzere kullanılan değişkenlerden biri deneçi ürüdür. DE- NET4 değişkeni deneçinin ilk büyük dör deneim firması arasında olup olmadığını ölçmekedir. DENET4 deneçinin ilk dör deneim firmasından biri olması halinde, aksi halde değerini alan kukla değişkeni olarak anımlanmışır. Araşırma kapsamında ilk 4 olarak ele alınan dör büyük deneim firması Deloie & Touche, Erns & Young, KPMG ve Pricewaerhouse Coopers dır. Daha önceki çalışmalar, deneçinin ilk büyük beş (dör veya alı da olabilmekedir) deneim firmasının, iseğe bağlı ahakkukları sınırlandırdıklarını gösermekedirler (Buler ve ark., 24; Chen ve ark., 25; Chia ve ark., 27; Caramanis and Lennox, 28; La 29). Dolayısıyla, çalışmada ilk dör firma ile iseğe bağlı ahakkuklar ile ölçülen kar yöneimi arasında negaif ilişki beklenmekedir. Deneimle ilgili ikinci değişken deneim zorluğu ve riskini ölçmek için kullanılan yapısal risk (inheren risk) değişkenidir. Bu değişken (DENZOR) soklar ve icari alacaklar oplamının oplam varlıklara oranlanması şeklinde hesaplanmakadır. Caramanis ve Lennox (28) deneçi çalışma saaleri ile ölçükleri deneim zorluğu ile iseğe bağlı ahakkuklar arasında negaif ilişki belirlemişlerdir. Diğer bir ifade ile deneim saaleri azaldıkça iseğe bağlı ahakkukların karı azalmakan çok arırmaya yönelik olduğunu bulmuşlardır. Deneim zorluğunun yapısal risk (inheren risk) ile ölçülmeye çalışıldığı bu çalışmada da benzer biçimde negaif bir ilişki beklenmekedir. Deneimle ilgili son değişken ise deneçi görüşüdür. Deneim görüşü (DEN- GÖR), daha önceki çalışmalara dayalı olarak, görüşün herhangi bir açıklama ya da şar içermesi veya görüş bildirmeken kaçınılması durumunda, olumlu görüş bildirilmesi halinde şeklindeki kukla değişkeni olarak anımlanmışır. Johl ve ark. (27), iseğe bağlı ahakkuklar ile deneim görüşü arasında poziif ilişki belirlemişir. Bu çalışmada da deneim görüşünün herhangi bir açıklama veya şar içermesi ile iseğe bağlı ahakkuklar arasında poziif bir ilişki beklenmekedir. 4.3. Konrol Değişkenleri Firma performans ölçüsü olarak analize dahil edilen ROA, ne karın dönem başı oplam varlıklara oranı olarak anımlanmışır. Geçmiş çalışmalara dayalı olarak, düşük performans göseren firmaların daha fazla kar yöneimi eğiliminde olması beklenmekedir (Kohar Leone ve Wasley, 25). Önceki çalışmalar, firma büyüklüğü ile iseğe bağlı ahakkuklar arasında poziif ilişki belirlemiş ve büyük 67

şirkelerin karları arırma eğiliminde olduğunu arışmışlardır (Chen ve ark., 25; La 29; Caramanis ve Lennox, 28). Bu nedenle oplam varlıkların logariması olarak anımlanan büyüklük (FIRBÜYÜK) değişkeni ile kar yöneimi arasında poziif bir ilişki beklenmekedir. Was ve Zimmerman a (99, s. 39) göre yüksek borç/özsermaye oranına sahip firma yöneicileri karı arırıcı muhasebe meoları kullanma eğilimindedirler. Borç/özsermaye hipoezini desekleyen birçok çalışma bulunmakadır (Chia ve ark., 27; Caramanis ve Lennox, 28; La 29). Bu çalışmada da KALDIRAÇ ile kar yöneimi arasında poziif ilişki beklenmekedir. Analize dahil edilen son konrol değişkeni kardaki değişimdir. Kardaki değişim (KARDEĞ) olarak ifade edilen son değişken, firma ne karının önceki yıla göre arması durumunda, aksi halde değerini alan kukla değişkenidir. Burgsahler ve Dichev (997) firmaların karlarındaki azalma ya da zarardan kaçınmak için kar yöneimine başvurduklarını belirlemişlerdir. Chen ve ark. (25) analizlerine dahil eikleri bu değişkenle ilgili anlamlı bir sonuç elde edememişlerdir. Bu çalışmada ise Chen ve ark. na (25) benzer şekilde kardaki azalmalardan kaçınmak iseyen yöneicilerin daha çok kar yöneimine başvuracakları düşüncesiyle negaif bir ilişki beklenmekedir. Tablo 2 değişkenlerle ilgili anımlayıcı isaisikleri vermekedir. Toplam ahakkukların dönem başı akiflere oranı oralama olarak % -,8 dir. İseğe bağlı ahakkukların dönem başı akiflere oranı oralaması % -,, medyanı ise % -,7 dir. Her iki ahakkuk değişkeninin de sandar sapmasının yüksek olduğu (yaklaşık sırasıyla % 9 ve % 7) görülmekedir. Örneklemdeki firmaların yaklaşık % 52 sinin deneçisi dör büyük deneim firmasından biridir. Örneklemdeki deneim görüşlerinin ise yaklaşık % 35 i açıklama ya da şar içermekedir. Tablo 2. Değişkenlere Ai Tanımlayıcı İsaisikler Değişken Oralama Medyan S. Sapma Minimum Maksimum TTH İBT DENET4 DENZOR DENGÖR ROA FİRBÜYÜK KALDIRAÇ KARDEĞ -,88 -,,52,33,35,437 8,3723,436,5 -,224 -,72,384,49 8,323,49,866,72,5,966,478,29,6538,28,5 -,488 -,4734, -,523 6,7984,2 2,488 2,3233,943,899,48,9746 No: TTH, ne kar ile faaliyelerden kaynaklanan ne naki akışı arasındaki fark; İBT, Düzelilmiş Jones Modeli ile kesisel olarak ölçülen iseğe bağlı ahakkuklar; DENET4, deneçi firmanın ilk büyük 4 deneim firmasından biri olması durumunda ; aksi halde ; DENZOR, soklar ile icari alacaklar oplamının oplam varlıklara oranı; DENGÖR, deneim görüşünün açıklama ya da şar içermesi veya görüş bildirmeken kaçınma olması durumunda ; aksi halde ; ROA, ne karın dönem başı akiflere oranı; FIRBÜYÜK, oplam varlıkların logariması; KALDIRAÇ, oplam yükümlülüklerin oplam varlıklara oranı; KARDEĞ, ne kar önceki yıla göre armışsa ; aksi halde 68

5. Kar Yöneimi ve Deneim İlişkisi 5.. Tüm Örneklem İçin Regresyon Sonuçları Tablo 3, modele dahil edilen değişkenler arasındaki korelasyonları ve anlamlılık düzeylerini gösermekedir. Tablodan da görüldüğü gib iseğe bağlı ahakkuklar ile deneçi firmanın büyüklüğü arasında negaif ve isaisiksel olarak anlamlı korelasyon bulunmakadır. Bu sonuç, beklendiği gibi deneçi büyüklüğünün kar yöneimini kısıladığı hipoezini güçlendirmekedir. Deneim zorluğu ile kar yöneimi arasında beklenenin aksine poziif korelasyon bulunmakadır. Bu sonuç, deneim zorluğunun kar yöneimini espi eme yeeneğini azalığı, dolayısıyla deneim zorluğu arıkça kar yöneimi davranışının da arığı şeklinde yorumlanabilir. Diğer arafan deneim görüşünün açıklama ya da şar içermesi ile kar yöneimi arasında anlamlı bir korelasyon görülmemekedir. Tablo 3. Pearson Korelasyon Değerleri (n = 645) İBT DENET4 DENZOR DENGÖR ROA FİRBÜYÜK KALDIRAÇ KARDEĞ İBT DENET4 DENZOR DENGÖR ROA FİRBÜYÜK KALDIRAÇ KARDEĞ -,7,59 -,2,42 -,36 -,3,65,36,67,3,,83,4,48 -,2 -,85,24,39 -,57,9,,5,,,75,35 -,4 -,86 -,89,35 -,34,4,4,,,93 -,32 -,45,47,39,,26,,62,27 -,37,322,,,,34,6,98,6 -,2, No: İBT, Düzelilmiş Jones Modeli ile kesisel olarak ölçülen iseğe bağlı ahakkuklar; DENET4, deneçi firmanın ilk büyük 4 deneim firmasından biri olması durumunda ; aksi halde ; DENZOR, soklar ile icari alacaklar oplamının oplam varlıklara oranı; DENGÖR, deneim görüşünün açıklama ya da şar içermesi veya görüş bildirmeken kaçınma olması durumunda ; aksi halde ; ROA, ne karın dönem başı akiflere oranı; FIRBÜYÜK, oplam varlıkların logariması; KALDIRAÇ, oplam yükümlülüklerin oplam varlıklara oranı; KARDEĞ, ne kar önceki yıla göre armışsa ; aksi halde Tablo 4, araşırma modelinin regresyon analizi sonuçlarını gösermekedir. Hipoez değişkenlerinin modele ekisini es emek için üç regresyon modeli kurularak analiz edilmiş; dördüncü modelde ise üm değişkenler regresyon analizine dahil edilmişir. Tablodan da görüldüğü gib ilk dör büyük deneim firması ile iseğe bağlı ahakkuklar arasında negaif ve % düzeyinde isaisiksel anlamlılık aşıyan bir ilişki belirlenmişir. Buna göre, Türkiye de İMKB na kayılı şirkeler için, deneçi büyüklüğü ile iseğe bağlı ahakkuklar arasında negaif bir ilişki bulunmakadır. Diğer bir ifadeyle, Türkiye deki ilk 4 büyük deneim firmasının, deneledikleri şirkelerin kar yöneimi davranışlarını kısıladıkları söylenebilir. Bu sonuç, daha önceki çalışmalarla uarlılık gösermekedir (Buler ve ark., 24; Chen ve ark., 25; Chia ve ark., 27; Caramanis ve Lennox, 28; La 29). Böylece, çalışmanın ilk hipoezi olan H deseklenmişir. Diğer arafan, oluşurulan üm regresyon modellerinde iseğe bağlı ahakkuklar ile deneim zorluğu ve deneim görüşü arasında anlamlı bir ilişki gözlenmemekedir. Deneim zorluğu ile iseğe bağlı ahakkuklar arasında olması beklenen negaif ilişki isaisiksel olarak deseklenmemişir. Diğer bir ifade ile, deneim zorluğu arıkça kar yöneiminin oraya çıkarılması ve daha çok kısılanması şeklinde beklenen ilişki örneklemdeki şirke- 69

ler açısından söz konusu değildir. Bu sonuç, eknolojik gelişmeler sonucunda deneim oomasyonunun arması nedeniyle, deneim zorluğu ve kar yöneiminin ilişkili olmayabileceği şeklinde yorumlanabilir. Diğer arafan, iseğe bağlı ahakkuklar ile deneim görüşü arasında olması beklenen poziif ilişki de isaisiksel olarak deseklenmemişir. Diğer bir ifade ile, kar yöneimi davranışlarının arması ile deneim görüşlerinde açıklama veya şar olmasının da aracağı yönünde beklenen ilişki örneklemdeki şirkeler için sözkonusu değildir. Bu sonuç, Barov ve ark. (2) ve Johl ve ark. (27) ile uarlı olmamakla birlike, Buler ve ark. nın (24) sonuçları ile uarlıdır. Buler ve ark. nın (24) da beliriği gibi bu sonucun bir açıklaması, deneçilerin kar kaliesi hakkındaki değerlendirmelerine dayalı olarak görüşlerini düzenleme zorunluluğu veya böyle bir rollerinin bulunmadığı şeklinde olabilir. Tablo 4. İseğe Bağlı Tahakkuklar ile Deneim ve Konrol Değişkenleri Arasındaki Regresyon Sonuçları Değişken Model Model 2 Model 3 Model 4 Sabi DENET4 DENZOR DENGÖR ROA FİRBÜYÜK KALDIRAÇ KARDEĞ Düz. R 2,234 -,33,36,72 -,33,78 -,4 32, 2,979* -2,89*,7 6,855* -3,52* 2,829* -3,39*,255 -,33,4,73 -,35,86 -,4 32, 3,386* -2,792*,53 7,6* -3,83* 3,27* -3,488*,264,48,9,72 -,4,74 -,4 3,5 3,4*,545,562 6,743* -4,37* 2,62* -3,438*,223 -,32,43,7,725 -,32,72 -,4 32,2 2,83* -2,78*,39,377 6,923* -3,436* 2,576* -3,498* No: *, % düzeyinde anlamlı; İBT, Düzelilmiş Jones Modeli ile kesisel olarak ölçülen iseğe bağlı ahakkuklar; DENET4, deneçi firmanın ilk büyük 4 deneim firmasından biri olması durumunda ; aksi halde ; DENZOR, soklar ile icari alacaklar oplamının oplam varlıklara oranı; DENGÖR, deneim görüşünün açıklama ya da şar içermesi veya görüş bildirmeken kaçınma olması durumunda ; aksi halde ; ROA, ne karın dönem başı akiflere oranı; FIRBÜYÜK, oplam varlıkların logariması; KALDIRAÇ, oplam yükümlülüklerin oplam varlıklara oranı; KARDEĞ, ne kar önceki yıla göre armışsa ; aksi halde Modele dahil edilen konrol değişkenleri incelendiğinde, üm regresyon modellerinde bu değişkenlerin kasayılarının % düzeyinde isaisiksel olarak anlamlı olduğu görülmekedir. Özellikle, firma performansının bir gösergesi olarak analize dahil edilen ROA nın modele önemli düzeyde kakı sağladığı belirlenmişir. Ancak bu değişkenin kasayısı, beklenenin aksine poziifir. Bu sonuç, firma performansı arıkça kar yöneimi davranışının da arığı fikrini vermekedir. Analize dahil edilen diğer bir konrol değişken firmaların oplam varlıklarının göserge olarak kullanıldığı büyüklük (FİRBÜYÜK) değişkenidir ve bu değişkenin kasayısı negaifir. Beklenenin aksi yönünde espi edilen bu ilişk firma büyüklüğünün arması ile kar yöneimi davranışının azaldığı, yani büyük firmaların kar yöneimi ile daha az 7

ilgilendiği şeklinde yorumlanabilir. Diğer bir konrol değişken oplam borçların oplam varlıklara oranlanması yoluyla hesaplanan KALDIRAÇ değişkeni olup; bu değişkenin beklendiği gibi iseğe bağlı ahakkuklar ile poziif ilişkili olduğu espi edilmişir. Bu sonuç, borçlanma düzeyleri fazla olan firmaların daha çok kar yöneimine başvurduğu şeklinde yorumlanabilir. Analize dahil edilen son konrol değişkeni ise kardaki değişimdir (KARDEĞ). Beklendiği gib bu değişkenin kasayısı negaifir. Bu sonuç, ne karları önceki yıla göre azalan firmaların daha çok kar yöneimi davranışı göserdiği fikrini vermekedir. 5.2. Al Örneklemler İçin Regresyon Sonuçları Çalışmanın bu bölümünde, örneklemdeki şirkelerden deneim firmalarının büyüklüğüne göre al örneklemler oluşurulmuşur. Böylece ilk dör deneçi ile diğer deneçilere ilişkin daha deaylı analizler yapılmaya çalışılmışır. Tablo 5, ilk dör deneçi ve ilk dör dışındaki deneçiler için değişkenler arasındaki farkların analizini gösermekedir. İki grup için değişkenler arasındaki farklılıklar hem -isaisiği hem de paramerik olmayan z-isaisiği ile ölçülmüşür. Tablodan da görülebileceği gibi iseğe bağlı ahakkuklar açısından iki grup arasında anlamlı farklılıklar bulunmakadır. Deneim zorluğu ve deneim görüşü değişkenleri de iki al örneklem için isaisiksel olarak anlamlı farklılıklar gösermekedir. Konrol değişkenleri açısından ise, yalnız ROA ve firma büyüklüğünün farkları anlamlı iken, kaldıraç ve kar değişimi isaisiksel olarak farklı değildir. Bu farklılıkları yorumlamak için, Tablo 6 de göserilen regresyon sonuçlarını incelemek faydalı olacakır. İlk 4 deneim firmasından oluşan örneklem şirkeleri incelendiğinde, deneim zorluğunun kasayısının poziif ve isaisiksel olarak anlamlı olduğu; buna karşın deneim görüşü değişkeninin anlamlı olmadığı görülmekedir. Sonuç anlamlı olmakla birlike, ilişkinin yönü beklenenin aksine poziifir. Bu sonuç, ilk dör deneim firmasının denelediği şirkelerde, deneim zorluğu arıkça kar yöneiminin de arığı biçiminde yorumlanabilir. İlginç bir biçimde, deneim zorluğu ilk 4 dışındaki deneim firmalarının denelediği şirkeler için anlamlı çıkmazken, deneim görüşü anlamlı sonuç vermişir. Deneim görüşü değişkeninin kasayısı beklendiği gibi poziifir. Diğer bir ifadeyle, deneim görüşlerinin açıklama ya da şar içermesi ile iseğe bağlı ahakkuklar arasında poziif ilişki bulunmakadır. Bu sonuç, ilk dör dışındaki deneim firmalarının deneim görüşlerinin açıklama ya da şar içermesinin kar yöneimi ile ilişkili olduğu şeklinde yorumlanabilir. Ancak, Johl ve ark. nın (27) kar yöneimi ile deneim görüşü ilişkisinin ilk 4 deneim firması için daha anlamlı olduğu şeklindeki sonuçlarının ersine, ilk dör dışındaki firmalarda bu ilişkinin anlamlı olduğu görülmekedir. Konrol değişkenlerine ilişkin sonuçlar ise, üm örneklem için yapılan regresyon sonuçları ile aynı yönde ve anlamlı ilişki olduğunu gösermekedir. 7

Tablo 5. Al Örneklemler İçin Tanımlayıcı İsaisikler ve Değişkenler Arası Farklılık Tesleri Değişken İlk 4 Deneçi (n = 337) İlk 4 Dışındaki Deneçiler (n = 38) Farklılıklar Oralama Medyan Oralama Medyan -değeri z-değeri İBT DENZOR DENGÖR ROA FİRBÜYÜK KALDIRAÇ KARDEĞ -,6,375,3,65 8,572,4372,52 -,64,2925,,597 8,4889,484,,27,3548,4,27 8,54,4636,5,8,359,,237 8,263,4339, -,798*** -3,74* -2,69** 3,76* 8,545* -,442,482-2,853* -2,977* -2,63** -4,63* -7,785* -,32 -,482 No: *, ** ve *** sırasıyla %, % 5 ve % düzeyinde anlamlı; İBT, Düzelilmiş Jones Modeli ile kesisel olarak ölçülen iseğe bağlı ahakkuklar; DENZOR, soklar ile icari alacaklar oplamının oplam varlıklara oranı; DENGÖR, deneim görüşünün açıklama ya da şar içermesi veya görüş bildirmeken kaçınma olması durumunda ; aksi halde ; ROA, ne karın dönem başı akiflere oranı; FIRBÜYÜK, oplam varlıkların logariması; KALDI- RAÇ, oplam yükümlülüklerin oplam varlıklara oranı; KARDEĞ, ne kar önceki yıla göre armışsa ; aksi halde Tablo 6. Al Örneklemler İçin İseğe Bağlı Tahakkuklar ile Deneim ve Konrol Değişkenleri Arasındaki Regresyon Sonuçları Değişken İlk 4 Deneim Firması İBT İlk 4 Dışındaki Deneim Firmaları İBT Sabi DENZOR DENGÖR ROA FİRBÜYÜK KALDIRAÇ KARDEĞ Düz. R 2,8,9 -,4,635 -,25,86 -,29 4,9 2,569* -,24 4,526* -2,262** 2,222** -2,47**,325 -,4,38,976 -,44,8 -,63 27 2,59* -,296,993**,785* -2,773*,966** -3,96* No: *, ** ve *** sırasıyla %, % 5 ve % düzeyinde anlamlı; İBT, Düzelilmiş Jones Modeli ile kesisel olarak ölçülen iseğe bağlı ahakkuklar; DENZOR, soklar ile icari alacaklar oplamının oplam varlıklara oranı; DENGÖR, deneim görüşünün açıklama ya da şar içermesi veya görüş bildirmeken kaçınma olması durumunda ; aksi halde ; ROA, ne karın dönem başı akiflere oranı; FIRBÜYÜK, oplam varlıkların logariması; KALDIRAÇ, oplam yükümlülüklerin oplam varlıklara oranı; KARDEĞ, ne kar önceki yıla göre armışsa ; aksi halde 6. Tarışma ve Sonuç Bu çalışmada, İMKB Ulusal Tüm Endeksine kayılı firmalardan oluşan bir örneklemle, 25-28 yıllarına 645 gözlem aracılığıyla deneim firmalarının büyüklüğünün kar yöneimi davranışı üzerindeki ekisi analiz edilmişir. Çalışmada, deneim firmalarının kar yöneimini kısılayıcı bir güç olabileceği nokasından hareke edilerek bu ilişki araşırılmışır. Bu 72

çerçevede, ilk 4 olarak nielendirilen büyük deneim firmalarının deneim kaliesi ile ilgili köü şöhre sonucunda müşerilerini kaybemeken veya deneim ücrelerinin azalmasından çekinecekleri ya da açılabilecek deneimle ilgili davalarda uğrayacakları zararların diğer küçük firmalara oranla daha fazla olacağı şeklindeki varsayımlarla, bu firmaların kar yöneimini daha çok kısılayacağı düşünülmüşür. Çalışmada, ayrıca deneim sürecinde göserilen çabanın kar yöneiminin oraya çıkarılmasını sağlayacağı görüşünden harekele, deneim zorluğunun daha çok deneim çabası gerekireceği ve bu nedenle kar yöneimini belirlemede ekili olacağı hipoezi es edilmişir. Tes edilen diğer bir ilişki ise, deneim görüşünün açıklama ya da şar içermesinin şirkelerin kar yöneimi uyguladıklarının bir gösergesi olarak ele alındığı poziif yönlü bir ilişkidir. Çalışmada, kar yöneimi iseğe bağlı ahakkuklar ile ölçülmüş ve modifiye edilmiş Jones modelinin kesisel versiyonu kullanılmışır. Analiz sonucunda, deneçi büyüklüğü ile iseğe bağlı ahakkuklar arasında negaif bir ilişki belirlenmişir. Diğer bir ifadeyle, Türkiye deki ilk 4 büyük deneim firmasının, deneledikleri şirkelerin kar yöneimi davranışlarını kısıladıkları belirlenmişir. Bununla birlike, üm örneklem şirkelerini kapsayan regresyon modellerinde iseğe bağlı ahakkuklar ile deneim zorluğu ve deneim görüşü arasında anlamlı bir ilişki bulunamamışır. Ancak ilk 4 ve ilk dör dışındaki şirkelerin ayrı ayrı incelendiği al örneklemlerde farklı bulgular elde edilmişir. Yapılan farklılık analizleri sonucunda, deneim zorluğu ve deneim görüşü değişkenlerinin iki al örneklem için isaisiksel olarak anlamlı farklılıklar göserdiği belirlenmişir. Al örneklemler için yapılan analizlerde ise, ilk 4 deneim firmasının denelediği şirkelerde deneim zorluğu arıkça kar yöneiminin de arığı; faka deneim görüşünün kar yöneimine herhangi bir ekisinin olmadığı belirlenmişir. Buna karşın, ilk 4 dışındaki deneim firmalarının denelediği şirkeler için deneim zorluğu ile kar yöneimi arasında bir ilişki bulunmazken, deneim görüşlerinin açıklama ya da şar içermesinin iseğe bağlı ahakkuklar ile poziif ilişkili olduğu belirlenmişir. Sonuçlar ayrıca, kar yöneiminin şirkelerin performansı, büyüklüğü, borçlanma düzeyi ve kar değişimi ile ilişkili olduğunu gösermişir. Çalışmanın başlıca sınırlılığı, iseğe bağlı ahakkukların ölçülmesi için kullanılan modelin uygunluğu ile ilgilidir. Sonuçlarda, firma performansının iseğe bağlı ahakkukları açıklama gücünün nispeen yüksek olduğu belirlenmişir. Bu nedenle ileride yapılacak araşırmalarda, iseğe bağlı ahakkkuklar firma performansı ile ilişkili bir biçimde ölçülebilir. Bununla birlike deneim zorluğu ve deneim görüşü ile kar yöneimi ilişkisi ileride yapılacak çalışmalarda daha kapsamlı ve farklı gösergelerle analiz edilebilir. Son olarak, deneim firmalarının büyüklüğünün kar yöneimini kısılayıcı bir fakör olduğunun belirlendiği bu çalışma, daha farklı modellerle ve sermaye piyasasına yeni düzenlemelerin geirildiği farklı dönemlerle karşılaşırılabilir. Kaynaklar Abbo, L.J., S. Parker ve G.F. Peers (26), Earnings Managemen, Liigaion Risk, and Asymmeric Audi Fee Responses, Audiing: A Journal of Pracice & Theory, 25(): 85 98. Banniser, J.W. ve D.N. Wies (2), Earnings Managemen and Audior Conservaism: Effecs of SEC Enforcemen Acions, Managerial Finance, 27(2): 57-7. 73

Barov, E., F.A. Gul ve J.S.L. Tsui (2), Discreionary-Accruals Models and Audi Qualificaions, Journal of Accouning and Economics, 3(2): 42-452. Bauwhede, H.V., M. Willekens ve A. Gaeremynck (23), Audi Firm Size, Public Ownership, and Firms Discreionary Accruals Managemen, The Inernaional Journal of Accouning, 38(23): 22. Beneish, M.D. (2), Earnings Managemen: A Perspecive, Managerial Finance, 27(2): 3-7. Burgsahler, D. ve I. Dichev (997), Earnings Managemen o Avoid Earnings Decreases and Losses, Journal of Accouning and Economics, 24(997): 99 26. Buler, M., A.J. Leone ve M. Willenborg (24), An Empirical Analysis of Audior Reporing and Is Associaion wih Abnormal Accruals, Journal of Accouning and Economics, 37(24): 39 65. Caramanis, C. ve C. Lennox (28), Audi Effor and Earnings Managemen, Journal of Accouning and Economics, 45(28): 6 38. Chen, K.Y., K.-L. Lin ve J. Zhou (25), Audi Qualiy and Earnings Managemen for Taiwan IPO Firms, Managerial Audiing Journal, 2(): 86-4. Chia, Y.M., I. Lapsley ve H.-W. Lee (27), Choice of Audiors and Earnings Managemen During he Asian Financial Crisis, Managerial Audiing Journal, 22(2): 77-96. Dechow, P.M., R.G. Sloan ve A.P. Sweeney (995), Deecing Earnings Managemen, The Accouning Review, 7(2): 93-225. Francis, J.R., E.L. Maydew ve H.C. Sparks (999), The Role of Big 6 Audiors in he Credible Reporing of Accruals, Audiing: A Journal of Pracice & Theory, 8(2): 7-34. Jeong, S.W. ve J. Rho (24), Big Six Audiors and Audi Qualiy: he Korean Evidence, The Inernaional Journal of Accouning, 39(24): 75 96. Johl, S., C.A. Jubb ve K.A. Houghon (27), Earnings Managemen and he Audi Opinion: Evidence From Malaysia, Managerial Audiing Journal, 22(7): 688-75. Jones, J.J. (99), Earnings Managemen During Impor Relief Invesigaions, Journal of Accouning Research, 29( 2): 93-228. Herbohn, K. ve V. Ragunahan (28), Audior Reporing and Earnings Managemen: Some Addiional Evidence, Accouning and Finance, 48(28): 575 6. Houghon, K.A. ve C.A. Jubb (999), The Cos of Audi Qualificaions: The Role of Non- Audi Services, Journal of Inernaional Accouning, Audiing & Taxaion, 8(2): 25 24. Hribar, P. ve D.W. Collins (22), Errors in Esimaing Accruals: Implicaions for Empirical Research, Journal of Accouning Research, 4(): 5-34. Hun, A.K. ve A. Lulseged (27), Clien Imporance and Non-Big 5 Audiors Reporing Decisions, Journal of Accouning and Public Policy, 26(27): 22 248. Kohar S.P., A.J. Leone ve C.E. Wasley (25), Performance Mached Discreionary Accrual Measures, Journal of Accouning and Economics, 39(25): 63 97. Küçüksözen, C. (24), Finansal Bilgi Manipülasyonu: Nedenler Yönemler Amaçları, Teknikler Sonuçları ve İMKB Şirkeleri Üzerine Ampirik Bir Çalışma, yayınlanmamış dokora ez Ankara. La K.-W. (29), Does audi qualiy maer more for firms wih high invesmen opporuniies?, Journal of Accouning and Public Policy, 28(29): 33 5. Lennox, C.S. (999), Audi Qualiy and Audior Size: An Evaluaion of Repuaion and Deep Pockes Hypoheses, Journal of Business Finance & Accouning, 26(7)&(8): 779-85. Liu, Q. ve Z. Lu (27), Corporae Governance and Earnings Managemen in he Chinese Lised Companies: A Tunneling Perspecive, Journal of Corporae Finance, 3(27): 88 96. Noronha, C., Y. Zeng ve G. Vinen (28), Earnings Managemen in China: An Exploraory Sudy, Managerial Audiing Journal, 23(4): 367-385. Was, R.L. and J.L. Zimmerman (99), Posiive Accouning Theory: A Ten Year Perspecive, The Accouning Review, 65(): 3-56. 74