Kavramsal Çerçeve Tüm hakları saklıdır, TÜSEV

Benzer belgeler
VATANDA LAR, VAKIFLAR VE SOSYAL ADALET

2. Bölgesel Kalkınma ve Yönetiim Sempozyumu Ekim 2007, zmir

2. Bölgesel Kalkınma ve Yönetiim Sempozyumu Ekim 2007, zmir

BURSA DA GÖREV YAPAN MÜZK ÖRETMENLERNN ULUDA ÜNVERSTES ETM FAKÜLTES GÜZEL SANATLAR ETM BÖLÜMÜ MÜZK ETM ANABLM DALI LE LETM VE ETKLEM

AMER KA B RLE K DEVLETLER SAYI TAYI

Sosyo-Ekonomik Gelimilik Aratırması

KOÇ ÜNVERSTES SOSYAL BLMLER (KÜSB) KULÜBÜ TÜZÜÜ

Amaç ve Kapsam. Yetki ve Sorumluluk

BELEDYELERDE NORM KADRO ÇALIMASI ESASLARI

stanbul, 11 Ekim /1021

BRSA BRDGESTONE SABANCI LASTK SANAY VE TCARET A. BLGLENDRME POLTKASI

TÜRKYE DE STK LAR VE KAMU SEKTÖRÜ ARASINDA BRLNE LKN YASAL ÇERÇEVENN DEERLENDRLMES

! "#$ % %&%' (! ) ) * ()#$ % (! ) ( + *)!! %, (! ) - )! ) ) +.- ) * (/ 01 ) "! %2.* ) 3."%$&(' "01 "0 4 *) / )/ ( +) ) ( )

II. Ara tırmanın Amacı III. Ara tırmanın Önemi

Aratırma Koordinatörü: Prof. Dr. Faruk en. Hazırlayanlar: Gülay Kızılocak Cem entürk Dr. Martina Sauer

PORTER MODEL: ULUSLARARASI REKABET ÖZLEM ÖZ ODTÜ LETME BÖLÜMÜ

TÜS AD YÖNET M KURULU BA KANI ARZUHAN DO AN YALÇINDA IN GLOBAL L DERL K FORUMU AÇILI KONU MASI. 11 Mayıs 2007 Bahçe ehir Üniversitesi, stanbul

Avrupa Konseyi Proje No EC/1062

SİVİL TOPLUM VE HAYIRSEVERLİK ARAŞTIRMALARI

ICS TÜRK STANDARDI TS EN OHSAS 18001/Mart 2001

Avrupa da Uyuturucu imdi Her Zamankinden Daha Ucuz

GENEL MEKTUP NO: 2007/07 TARH : TÜM ÜYELERMZE,

Durum böyle olmakla birlikte, özet çeviri metninin okuyucuların gerçekten yararlanabilecekleri i levsel bir doküman oldu u ku kusuzdur.

2. Bölgesel Kalkınma ve Yönetiim Sempozyumu Ekim 2007, zmir

OTSTK ÇOCUKLARIN ALELERNE YÖNELK GRUP REHBERL NN ANNE BABALARIN DEPRESYON VE BENLK SAYGISINA ETKS

BANKALARIN KRED LEMLERNE LKN YÖNETMELKTE DEKLK YAPILMASINA LKN YÖNETMELK TASLAI

HAZIRLAYAN KONTROL EDEN ONAYLAYAN

Maliye Bakanlıından : VAKIFLARA VERG MUAFYET TANINMASI HAKKINDA GENEL TEBL (SER NO:1)

6 Seri No'lu Kurumlar Vergisi Genel Teblii Resmi Gazete No Resmi Gazete Tarihi 05/05/2012

Bilgi Notu ARA TIRMA VE TASN F GRUBU " ç Kontrol: Kamusal Hesapverme Sorumlulu u çin Bir Yapı Olu turulması" Hk.

Mali Hizmetler Müdürlüü Görev ve Çalıma Yönetmelii

MUSK MUALLM MEKTEBNDEN GÜNÜMÜZE MÜZK ÖRETMEN YETTRME PROGRAMLARINDAK YAYLI ÇALGI ÖRETMNE LKN SINAMA-ÖLÇME-DEERLENDRME DURUMLARININ NCELENMES

2005 Yılı Yönetim Kurulu Faaliyet Raporu ÇNDEKLER

Borsa : Vadeli lem ve Opsiyon Borsası A.. ni,

Türkiye de Hanehalkı

ETK LKELER BANKACILIK ETK LKELER

SOSYAL DYALOG HAYATINDA STRES. hayatında stres ile ilgili Çerçeve anlaması

OLMUKSA INTERNATIONAL PAPER SABANCI AMBALAJ SANAY VE TCARET A..

Türkiye de Bilgi Edinme Hakkı Kanunu nun Bakanlıklar Tarafından Uygulanması

Bu model ile çalımayı öngören kuruluların (servis ve içerik salayıcılar),.nic.tr sistemi ile uyumlu, XML tabanlı yazılım gelitirmeleri gerekmektedir.

stanbul Depreme Nasıl Hazırlanıyor?

Fatih Emiral. Deloitte

BilgiEdinmeHakki.Org Raporu Bilgi Edinme Hakkı Kanunu nun Salık Bakanlıı Tarafından Uygulanmasındaki Yanlılıklar

TEKSTL BANKASI ANONM RKET NN 15 MART 2010 TARHNDE YAPILAN 2009 YILI OLAAN GENEL KURUL TOPLANTI TUTANAI

Katılımcı Demokrasi STK ları Güçlendirme Önerileri

SİVİL TOPLUM VE SU. Serap KANTARLI Türkiye Tabiatını Koruma Derneği.

OTSTK BR OLGUNUN DUYGULARI ANLAMA VE FADE ETME BECERSNN KAZANDIRILMASINA YÖNELK DÜZENLENEN KISA SÜREL BR E TM PROGRAMININ NCELENMES

GÜZEL SANATLAR ETM BÖLÜMÜ ÖRENCLERNN OKUL DENEYM I DERSNE YÖNELK LGLER VE BEKLENTLER **

TOPLU KONUT DARES KAYNAKLARININ KULLANIM EKL NE L K N YÖNETMEL K

OLMUKSA INTERNATIONAL PAPER SABANCI AMBALAJ SANAY VE TCARET A.. 31 MART 2004 TARH TBARYLE ÖZKAYNAK YÖNTEMNE GÖRE DÜZENLENEN ÖZET KONSOLDE MAL TABLOLAR

EL PARMAKLARINA DEERLER VEREREK KOLAY YOLDAN ÇARPMA ÖRETM YÖNTEMYLE ZHN ENGELL ÖRENCLERE ÇARPIM TABLOSU ÖRETM UYGULAMASI

Bilgi savunmasının cepheleri

BOYASAN TEKSTL SANAY VE TCARET ANONM RKET Sayfa No: 1 SER:XI NO:29 SAYILI TEBLE STNADEN HAZIRLANMI YÖNETM KURULU FAALYET RAPORU 31 MART 2010 TBARYLE

FEN BLGS, SOSYAL BLGLER VE SINIF ÖRETMENL ÖRENCLERNN BLGSAYAR DERSNE YÖNELK TUTUMLARI

ELEKTRK MÜHENDSLER ODASI MESLEK Ç SÜREKL ETM MERKEZ YÖNETMEL

SUÇ GELRLERNN AKLANMASI VE TERÖRZMN FNANSMANI LE MÜCADELEDE BANKAMIZ POLTKASI

Kadın Dostu Kentler Projesi. Proje Hedefleri. Genel Hedef: Amaçlar:

KONTROL SSTEMLER LABORATUARI

BÜLTEN. KONU: Menkul Kıymetlerin Vergilendirilmesi Hk 277 Nolu GVK G.T. Yayınlanmıtır

Bu proje Avrupa Birliği ve Türkiye Cumhuriyeti tarafından finanse edilmektedir. ÇALIŞMA HAYATINDA SOSYAL DİYALOĞUN GELİŞTİRİLMESİ PROJESİ

AVRUPA B RL PROGRAMLARI VE TÜRK YE

Vakko Tekstil ve Hazır Giyim Sanayi letmeleri A Tarihi tibarıyla Sona Eren Hesap Dönemine likin Yönetim Kurulu Yıllık Faaliyet Raporu

PIZZA DONALDO TÜRKYE. Mevcut Durum

Esrar kullanımı dengeleniyor, gençler arasında gördüü rabetin azaldıına dair belirtiler var

Faaliyetin Adı. Görev Yöneticisi. Faaliyet Türü. Tarih Yer Şehir Açıklama Ortaklar Hedef Katılanlar

II. KURUMSAL YÖNETM LKELER UYUM RAPORU

!" # $! %&'(()*"!!+",$!-+ "./ #!". " " " 0$ $ 1-0!.,0! 2! $!! ""2 3 $-! 0 "$! 4 444,3,," 5!.!",

ÜNVERSTELERN GÜZEL SANATLAR ETM BÖLÜMÜ MÜZK ETM ANABLM/ANASANAT DALI BRNC SINIF ÖRENCLERNN KSEL PROFLLER *

BÖLÜM 1. GENEL DEERLENDRME

Dousan Boru Sanayi ve Ticaret A Tarihli Faaliyet Raporu. irket Merkezi Erzincan Sivas Karayolu 14 Km Pk 74 Erzincan

Bu dönemde daha önce belirttiim gibi yatırımlarımızla ilgili almı olduumuz kararlarımızın yanı sıra;

Kırsal Alan ve Özellikleri, Kırsal Kalkınmanın Tanımı ve Önemi. Doç.Dr.Tufan BAL

Bilgi, Belge ve Açıklamaların Elektronik Ortamda mzalanarak Gönderilmesine likin Esaslar Hakkında Tebli

YÖNETİŞİM NEDİR? Yönetişim en basit ve en kısa tanımıyla; resmî ve özel kuruluşlarda idari, ekonomik, politik otoritenin ortak kullanımıdır.

SINIF ÖRETMEN ADAYLARININ NTERNET KULLANIMINA LKN TUTUMLARININ DEERLENDRLMES

Madde 1.1. in 4.paragrafı aaıdaki ekilde güncellenmitir.

TÜLN OTBÇER. Seminer Raporu Olarak Hazırlanmıtır.

'! % ) * + #"## '! % "# "'" %!" # $ %&',!! ## ##

SOSYAL GÜVENLK KURMUNUN YAPISI VE LEY. Sosyal Güvenlik Kurumu Bakanl Strateji Gelitirme Bakan Ahmet AÇIKGÖZ

Vakıf ve Derneklerin Vergi Karısındaki Durumu

DELTA MENKUL DEERLER A..

KENTSEL RAYLI SSTEMLERDEK SON GELMELERE LKN GÖRÜ VE ÖNERLER

Bir Bakışta Proje Döngüsü

Sivil Toplum Endeks Projesi Gösterge Puanlama Tablosu Aralık 2005

Kısa Dönem Krizlerin Sosyoekonomik Etkileri: Türkiye, Endonezya ve Arjantin Deneyimleri

INTOSAI KAMU KES M Ç KONTROL STANDARTLARI REHBER. Özet Çeviri Baran Özeren Sayı tay Uzman Denetiçisi

AVRUPA B RL KAPI ARALI INA SIKI MI ÜLKE: KUZEY KIBRIS

KTSAD LETMELRE DAHL MENKUL KIYMETLERN DEERLEMES. Bülent AK Ba Hesap Uzmanı

5228 Sayılı Kanunla Yapılan Deiiklikler aaıda detaylandırılmıtır:

KURUMSAL YÖNETM LKELERNE UYUM RAPORU 1. Kurumsal Yönetim lkelerine Uyum Beyanı Brisa Bridgestone Sabancı Lastik Sanayi ve Ticaret A..

Mevcut Durum ve Beklentiler. Programı

ÜNVERSTE ÖRENCLERNN ÇEVRE DUYARLILIKLARININ NCELENMES

GÜNCEL GELMELER IIINDA LKÖRETM: MATEMATK-FEN-TEKNOLOJ-YÖNETM

Türkiye de Ekonomik Aktivite çinde Yabancı Sermaye Payı

ÜNVERSTELERMZDE BAKA SORUNLAR DA VAR. Fikret enses 1

3 Temmuz 2009 İngiltere Büyükelçiliği Konutu, Ankara Saat: 16:00. Çevre ve Orman Bakanlığı nın Saygıdeğer Müsteşar Yardımcısı,

ORTAK KELME HAZNES KAZANDIRMADA LKÖRETM SEKZNC SINIF TÜRKÇE DERS KTAPLARININ DURUMU

SERMAYE PİYASASI KURULU İKİNCİ BAŞKANI SAYIN DOÇ. DR. TURAN EROL UN KAMU ALTYAPI YATIRIMLARININ SERMAYE PİYASALARI ARACILIĞIYLA FİNANSMANI KONULU

DERNEK VE VAKIFLARA LKN KARILATIRMALI KAMU YARARI RAPORU

2. Gün: Stratejik Planlamanın Temel Kavramları

Transkript:

Kavramsal Çerçeve Bu aratırma, Türkiye de sosyal adalet için hayırseverlik potansiyelini anlamak ve ölçmek amacıyla, TÜSEV in (Türkiye Üçüncü Sektör Vakfı) iki yıl süren uzun bir giriimini sergilemektedir. Benzer çalımalar Hindistan, Endonezya, Mısır, Tanzanya ve ngiltere olmak üzere dier be ülkede de aratırma kurulularınca yapılmıtır. Emory Üniversitesi nden Prof. Abdullahi An Naim, sosyal deiim ve geliime daha geni kamusal katılım için yerel giriimlerin güçlendirilmesine yönelik sürdürülebilir malzeme ve insan kaynaı salamak amacıyla, yerel sosyal adalet giriimlerinin desteiyle, slam toplumlarında hayırseverlik etkinliklerini harekete geçirmeyi, örgütlemenin ve kolaylatırmanın yollarını kefetmeyi (An Naim ve Halim, 2003, s: 1) amaçlayan bu giriime entelektüel balamda liderlik yapmıtır. Tarihsel geçmii, slami gelenekler, geçi dönemindeki yasal çerçeveler ve bireylerin ve vakıfların güncel uygulamaları birlikte, günümüz Türk hayırseverlik olgusunun kendine özgü yapısını oluturmaktadır. Kendine özgü bu görünümü nedeniyle, anlaılabilir yeni bir üçüncü sektör modeli oluturulması ihtiyacı geni kapsamlı bir aratırmayı gerektirmekteydi. TÜSEV in oluturduu aratırma ekibinde Prof. Dr. Murat Cızakca (Bahçeehir Üniversitesi), Doç.Dr.Ali Çarkolu (Sabancı Üniversitesi), Prof. Dr. Davut Aydın (Anadolu Üniversitesi) ve Doç.Dr. Fato Göken den (Koç Üniversitesi) bulunmaktadır. Aratırma, her biri Türkiye de hayırseverliin ortaya çıkarılması, Türk vakıflarının karı karıya kaldıkları zorlukların ve engellerin boyutunun belirlenmesi ve daha kapsamlı bir sosyal deiim yaratacak hayırseverlik potansiyelini kefetme amacı taıyan dört kritik boyuttan olumaktadır. Bu dorultuda, bu aratırmada yer alan raporlar, Türkiye deki hayırseverlik balamında geçmiin bir deerlendirmesini, bugünün bir fotorafını ve gelecee yönelik bir görüü sunmakta ve u sorulara yanıt aramaktadır: Günümüz Türkiye sinde, vakıflar çözüm bulma durumunda oldukları hangi kritik gereksinimler ve zorluklarla yüz yüzedir? Bireysel baıların özendirilmesi ve öncelikleri nelerdir ve bunların vakıflara ve derneklere yükledikleri rol nedir? Bu kurumlar hayırsever bir yaklaım mı sergilemektedir yoksa bu daha çok sosyal adaletin desteklenmesine yönelik bir tavır mıdır? Hayır kaynakları anlamlı sosyal deiikliklerin desteklenmesi balamında ne ölçüde yönlendirilmektedir? Geleneksel anlamıyla hayırseverlik acil gereksinimlere yalnızca kısa vadeli çözümler sunar, buna karılık sosyal adalet için hayırseverlik, çounlukla eitsizlik ve güç daılımı sorunlarına çözümler bularak, sorunların temel nedenlerine yönelir. Temel ve acil gereksinimlere bir çare olarak hayırseverliin her zaman üstlenecei bir rol olacaktır, ne var ki, yoksulluk ve eitsizlik gibi baa çıkılması güç sorunlar, daha kapsamlı çözümleri ve stratejileri gerektirir. Kaynakları, esneklikleri, liderlikleri ve giriimcilikleriyle vakıflar, kamu yararı dorultusunda, belirli sınırları zorlama, yeni kavramları ve yaklaımları deneme ve ortak etkinlikleri eyleme geçirme potansiyeline sahiptirler. ABD de yerleik ndependent Sector 2 den alınan aaıdaki tanım, vakıfların sosyal deiimlerde daha etkin ve hızlandırıcı bir rol oynayabileceinin fark edilmi olmasına karılık olarak imdi, küresel hayırseverlik çevrelerinde tanımlanma ve irdelenme sürecindeki bir kavram olan sosyal adalet için hayırseverlik özelliklerine ve biçimlerine daha 1 Tüm hakları saklıdır, TÜSEV 2006 2 www.independentsector.org - 1 -

fazla ıık tutmaktadır. Aaıdaki örneklerden bazıları, sosyal adalet için hayırseverlik olgusunu desteklemekte kullanılabilecek yöntemleri göstermektedir. Sosyal adalet için hayırseverlik; katkıların ya da baıların politik, ekonomik ve sosyal anlamda en az varlıa sahip olanların fırsatlarını çoaltmak amacıyla yapısal deiiklikler için çalıan kâr amacı gütmeyen örgütlere yönlendirilmesidir. Bu olgu genel anlamda, aaıdaki etkinlik kategorilerini içermektedir: 1. Sosyal sorunların (yoksulluk ve etkileri, ayrımcılık, siyasal sistemlere ulama zorluu, kamu politikası ve ekonomi gibi) temel nedenlerinin aratırılması, 2. Bu bilginin, sosyal sorunların dorudan maduru olanlara ulaması için özel bir çaba göstererek, kamuya iletilmesi ve yayılması, 3. Sosyal, siyasal ve ekonomik eitlik adına çalıan yeni ya da mevcut sosyal hareketlerin güçlendirilmesi ve bununla birlikte; Madur ve dılanmı gruplar yoluyla gerçekletirilen halk hareketi, Sosyal adalet ile ilgilenen gruplar arasında iletiim ve ibirlii aları oluturmak, Sosyo-ekonomik gücün yeniden paylaılması ve olanakların artırılmasına yönelik yerel örgütlenmeler, Kâr amaçı gütmeyen kurululara yaygın geliim, seçmen gruplarının katılımı ve demokratik fon salama süreçleri dahil - teknik yardım yapılması, Madur ve dılanmı nüfusun sosyo-ekonomik olanaklarını arttıran ekonomik kalkınma, Madur ve dılanmı grupların olanaklarını arttırma amaçlı iyeri örgütlenmeleri, Madur grupların zarar verici çevresel uygulamalardan oransız bir biçimde etkilenmemelerini salayan çevresel nedenler, Çatıma nedenlerini anlama ve bunlarla ilgilenme amacı taıyan barı ve uzlama programları, Hükümet politikalarında, yönetmeliklerde ve madur nüfusu etkileyen programlardaki deiikliklerin düzenlenmesi için savunuculuk ve lobi çalımaları. 4. Toplum içinde ayrımcılıa urayan ve marjinalletirilen kiilerin yasal haklarının korunması ve geniletilmesi. Bu tanım hiç kukusuz geneldir ve yalnızca, belirgin ilikilerin gerçeklikleri ve öncelikleri dorultusunda daha ayrıntılı olarak tartıılıp gelitirilmesi gereken bir ilk giriimi ortaya koymaktadır. Sosyal adalet için hayırseverlik kavramı çerçevesinde daha zengin bir tartıma oluturulması için yerel dinamiklerin ve gereksinimlerin hesaba katılması gerekmekte ve Türkiye nin durumuna yönelik olarak vakıflar tarafından, günümüzdeki önemli sosyal sorunlar ve bu sorunlarla nasıl uraılacaına ilikin bir dialog gerekmektedir. Bu dialog, Türkiye deki sosyal deiimin gelecekteki liderleri olarak, vakıfların bir özelitiri sürecinden geçmesini ve bu dorultuda ortaya çıkacak potansiyel riskleri ve fırsatları kabullenmelerini gerektirebilir. Bu kolay bir görev deildir; çünkü adaletsizliin var olduu durumlarla yüzlemeyi, bunların nasıl sürdürüldüünü anlamayı ve böylesi durumlarla uramak için gücün yeniden dengelenmesinin gerekli olduunu kabul etmeyi zorunlu kılmaktadır. - 2 -

Vakıf faaliyetlerinde yeni ufuklara ilikin olasılıklar, sonuçta, genel koullara balıdır ve bu, genel koulların ortaya koyduu sınırlamalar ve fırsatlarla yakından ilikilidir. Türkiye deki vakıfların özel bir kültürel, yasal ve ekonomik zemine oturtulduu göz önüne alınarak, bu boyutlar bu aratırmada sunulan raporlar çerçevesinde incelenmektedir. Yakın geçmite taslaı oluturulan vakıflar yasası sayesinde olumlu adımlar atılmı olmasına karın, vakıfların umutsuz ekonomik performansı ve devlet-vakıf ilikilerinde hala çözüme kavuturulmamı belirsizliklerin bulunması Türkiye deki hayırseverlik olgusunun geleceine gölge düürmektedir. Daha da önemlisi varılan sonuçlar ayrıca, vakıfların faaliyet stratejilerine, özellikle sosyal adaletin desteklenmesi ve yüceltilmesi balamında, daha yakından bakma zorunluluunu iaret etmektedir. Türkiye de sosyal adalet için hayırseverlik üzerine yapılan bu ilk aratırma; bireysel ve kurumsal baı balamındaki anlayıımızı gelitirmemize ve görüümüzü geniletmemize çok büyük katkıda bulunmaktadır. Bir takım kesin sonuçlara ulamak için henüz çok erken olmakla birlikte Türkiye de, sosyal deiim ve vakıfların rolü olgularının kesitii nokta üzerinde daha derin bir aratırmayı tevik etmek balamında bir ilk adım olması nedeniyle, bu çalıma kapsamında yapılan bu analiz yeni bir balangıcın sözünü vermektedir. Daha da önemlisi, vakıfların iç hesaplamanın zorluklarına karı ura vereceini ve vatandalara adil ve umutlu bir gelecek yolunda önderlik etmenin çarelerini bulacaını ummaktayız. - 3 -

Aratırma Raporu Özeti Türkiye bu günlerde çok önemli bir sosyal, ekonomik ve siyasal dönüüm noktasında bulunmaktadır. Bu deiim süreci; STK lara ( üçüncü sektör 3 diye anılan sivil toplum kurulularının oluturduu sektör), yoksulluk, temel haklar, eitim ve çevre koruma gibi sorunlara yönelmekte önemi giderek artan bir rol yükleyerek yeni bir oluumu tetiklemitir. Son be yıl içinde, birçok dı etken (örnein doal afetler sürecindeki seferberlik ve Avrupa Birlii ne giri için reform çabaları), sivil toplumla ilgili yasalarda yapılan reformlar (örnein; Dernekler Kanunu) ve AB fonları tarafından desteklenen projeler STK ların Türkiye nin deiimi için önemli bir aktör olarak daha fazla tanınmalarına yol açmıtır. Bu dorultuda üçüncü sektörün, Türkiye nin kalkınması ve demokratiklemesi sürecindeki ortak amaçlara yönelik olarak devlet ve özel sektör aktörleriyle birlikte yaptıkları çalımalar giderek artmaktadır. Bu gelime süreci, sivil toplumun kendine özgü dinamikleri ve Türkiye nin STK lara olan gereksinimi ve özellikle de kapasite ve finansal süreklilii açısından giderek younlaan tartımaları da beraberinde getirmitir. Ancak kendine özgü bir konu olan hayırseverlik (filantropi 4 ) bireysel ve kurumsal baılar bu balamda (özel servetin kamu yararına tahsisinin aracı olan vakıflar) tartımalarda hak ettiinden çok daha az yer almıtır. Genel olarak, STK terimi vakıf sektörünü, kaynakları harekete geçirme yönündeki benzersiz rolünü öne çıkarmadan, sadece herhangi bir örgütsel sivil yüklenim tanımı içine almıtır. Bireysel baılar ve onları belirleyen yönelim ve eilimler balamındaki tartımalar aırtıcı bir biçimde hafife alınmı, buna karılık, proje tabanlı (ve genelde uluslararası) destek biçimleri gündemi belirleyici olmutur. Oysa Türk vakıflarının kendi çalıma alanlarını belirleme yöntemleri, önemli katkıların hayata geçirilmesini salayan nedenler ve ileyi biçimleri hakkındaki bilgiler çok daha sınırlıdır. Vakıfların, üçüncü sektörün bugünkü ve gelecekteki gelimesi ve demokratiklemesi balamında, giderek daha önemli bir rol üstlenmekte olan STK lara baı yaparak, ne tür rol oynayabilecei üzerine herhangi bir ciddi görüme de olmamıtır. Bu dorultuda, üçüncü sektörün genel çerçevesi içinde vakıfların geleceini etkileyen olaandıı deiimleri incelemek önemli bir gereksinimdir. Bu dorultuda, bu çalımanın balangıç noktası, Türkiye deki vakıflara ve hayırseverlik olgusuna sınırlamalara, fırsatlara ve zorluklara daha yakından bakmak olmutur. Bu ise TÜSEV (Türkiye Üçüncü Sektör Vakfı) için hayırseverlik kavramının bireysel baı boyutunun yanı sıra, vakıfların kurumsal boyutunun da daha derinlemesine incelenmesi açısından daha önce benzeri görülmemi bir fırsat yaratmıtır. Bu aratırmanın amacı, Türkiye deki sosyal adalet için hayırseverlik olgusunu incelemektedir. Bu nedenle aratırmada vakıfların tarihsel geçmiini, mali yönlerini, kurumsal ve faaliyet boyutlarını; faydalananlar ve devletle ilikileri açısından çok yönlü deerlendirilmeleri içeren deiik çalımalar yapılmıtır. Bu çalımalara ek olarak, vatandaların baı, yardım ve hayırseverlik balamındaki eilimlerini, düünce ve algılama biçimlerini daha derinlemesine anlayabilmek için hane halkı aratırması gerçekletirilmitir. Aratırma sonuçları, daha geni boyutlu bir tartıma ve analizi gerekli kılan bir dizi önemli sorunu vurgulamaktadır. Her eyden önce, bireyler, vakıflara baı yapmaktan çok, bireyden bireye yardım dorultusunda bir tercih ortaya koymaktadırlar. Derinlemesine incelendiinde, bu 3 Türkiye de, vakıflar ve dernekler olmak üzere. 2 yasal STK biçimi vardır. Her ikisi de farklı yasalarla ve devlet kuruluları tarafından yönetilmektedir. 4 ngilizcesi philanthropy - 4 -

tercihin özel vakıflara yönelik önemli bir bilgi ve bilinçlenme eksikliinden kaynaklandıı görülmektedir. Bu sonuç muhtemelen vakıfların henüz gözle görülür düzeyde bir etkilerinin olmadıını göstermekte ve vakıfların baı toplama mekanizmalarının bulunmadıının göstergesi olabilir. kinci olarak, vakıfların çounun sınırlı mal varlıı ve küçük baılardan oluan bir geliri vardır. Bu da vakıfların, bireysel servetin kamu yararına yönlendirilme aracı olarak çok yaygın kullanılmadıını göstermektedir. Doksan lı yılların baından beri kurulan vakıfların sayısında bir artı olmasına ramen ne yazık ki, bunların çok azı belirli bir kaynaa ve STK lara tahsis edilecek bir imkana sahiptir. Çok az sayıda vakıf, toplam mali varlıkların büyük bir bölümüne sahiptir ve bu vakıflar genel olarak, son derece çada üniversiteler, müzeler ve hastaneler kurmaktadırlar. Ek olarak son dönemde hükümet tarafından salanan vergi muafiyetinin 5 bir sonucu olarak, vakıflar tarafından kurulan (daha çok ekonomik olarak yetersiz bölgelerde) ve ardından devlete baılanan okul sayısı hızla artmıtır. Ne üzücüdür ki, sosyal adalet ve demokratikleme alanında çaba harcayan STK lar için benzer bir vergi tevii ve destei gözlemlenmemektedir. Son olarak vakıflar, kurulu aamasından varlık yönetimine ve uluslararası ilikilere kadar uzanan konularda mevcut yasal düzenlemelere ilikin honutsuzluklarını dile getirmektedirler. Anket lerin yapıldıı sırada (2004) yürürlükteki yasalar ve düzenlemeler göz önüne alındıında, bu sonuç bekleniyordu ve bu sonuç aırtıcı deildi. Ancak bu raporun zamanlaması, vakıf sektöründeki yeni bir dönemin balangıcıyla da çakımaktadır. Bu raporun yayınlandıı tarihlerde, Türkiye Büyük Millet Meclisi vakıflar için yeni bir yasa tasarısını görüüyor olacaktır. Bu yasanın gerekçesi, Türkiye nin AB ye giri sürecindeki genel reform çalımalarıyla ve kamu yararı için özel giriimlere daha geni olanaklar tanıyan yasaların hazırlanması ile balantılıdır. lginçtir ki Türkiye Cumhuriyeti nin kuruluu sırasında da benzer anlar yaanmıtır. O dönemde ulusal ve uluslararası düzeyde gerçekleen ilikiler, aynı ekilde, devlet, vatanda ve vakıflar arasındaki ilikileri de güçlü bir biçimde etkileyen ciddi sonuçlar dourmutur. Demokratikleme balamındaki dinamikleri ve zorunlulukları temel alan bu dönem, muhtemelen, on yıllarca süren sınırlayıcı bir dönemden sonra daha destekleyici bir yasal ortamla karakterize edilen bir dönem olacaktır. Bu dorultuda bu aratırma, Türkiye deki hayırseverlik, bireysel baı ve vakıf olgusu hakkındaki mevcut kaynak ve sektörde önemli bir boluu doldurmaktadır. Bu aratırma, sözü edilen temel konuları çeitli açılardan inceleyen aratırma belgelerini ve çalımaları bir bütün halinde sunmaktadır. Dört saygın aratırmacının her biri, siyasal bilimler, sosyoloji, ekonomi ve tarih dâhil olmak üzere, alıılmıın ötesinde bir uzmanlık geçmiine sahiptir. Bu çalımalar mutlaka birbirlerine dayandırılacak biçimde planlanmamı olsa da, elde edilen sonuçlar arasında önemli ölçüde bir bütünlük gözlemlenmektedir. 5 Eitim kampanyaları için bu muafiyet, devlete baılanan okulların yapımıyla ilgili harcamalarda %100 indirim salamaktadır. - 5 -

Bölüm Özetleri: Prof. Dr. Murat Çizakça, vakıfların geçmiine tarihsel bir bakıla balayan Osmanlı Döneminde Vakıfların Ekonomik Boyutları balıklı bölümünde vakıflar ve rolleri hakkında, geçmii günümüze balayan temel motiflerle güçlendirilmi zengin bir anlatım sunmaktadır. Vakıfların rolü anlatılmak istendiinde, Osmanlı Dönemi ndeki vakıflarla ilgili olarak en sık vurgulanan gerçek, muhtemelen bu vakıfların topluma yaptıkları deer biçilemez katkılardı: köprüler, yollar, limanlar, deniz fenerleri, kütüphaneler, sarnıçlar, su bentleri, çemeler ve kaldırımlar ina edilip, korunabilmi; Kısacası savunma hariç medeni bir toplumda olması beklenilen tüm hizmetler bu sistem sayesinde finanse edilmi, örgütlenmi, ina edilmi ve korunmutur. Çizakça, vakıfların kurulmasındaki çıkı noktasını ve nedenleri tartıırken, dindarlıın ve inancın belirgin rolünü vurgulamaktadır: Her vakfın üç ana unsuru vardı: Baı (genelde zengin bir kii tarafından yapılan), bu baıın ürettii düzenli ve devamlı uzun süreli gelir ve son olarak belli bir amaç ki, bu salıktan eitime ve belediye hizmetlerine yukarıda adı geçen alanların herhangi birinde olabilir. Dolayısıyla her vakıf, bir bireyin kamusal bir amaca yönelik gönüllü zenginlik transferini içermektedir. Çizakça, aynı zamanda, devletle vakıflar arasındaki ilikiyi de vurgulamaktadır: Osmanlı mparatorluunun klasik döneminde, devlet ve vakıf sisteminin ibirlii yapıyor olmasıdır. Bu ibirlii, vergi muafiyetinin yanısıra devlet tarafından salanan dorudan finansal destek eklinde gerçeklemiti. Ne var ki, bu ibirlii zaman içinde daha çok sınırlamalara ve denetimlere yol açacak biçimde önemli bir deiiklie uramıtır. Çizakça bu deiimin hem vakıfların yapısı hem de sosyal refah daılımındaki rolleri üzerindeki etkilerine dikkat çekmektedir: Önce Osmanlı, sonra da Cumhuriyet tarafından vakıf sistemi üzerinde artan baskılar ve adem-i merkeziyetçi klasik filantropiden hizmetlerin devlet tarafından salanmasına olan dönüüm, sosyal düzenin sorumluluunun devletten beklenmesi neticesini dourdu. Kimi slam ülkeleri ve esas olarak Mısır ve devrim öncesi ran ve Pakistan da benzer politikalar izleyerek, Birinci Dünya Savaı sonrasında kendi vakıf sistemlerini yıktılar (Çizakça, 2000). Özet olarak, Çizakça bu deerli miras üzerinde yükselmenin ve vakıf sektörünün gelecekteki iletimsel ve ekonomik salıını temin etmenin önemini vurgulamaktadır. Cumhuriyet Dönemi Vakıfları: Tarihi Bir Bakı ve Vergi Muafiyetine Sahip Vakıfların Mali Analizi adlı çalımasında Prof. Dr. Davut Aydın, Türkiye Cumhuriyeti nin kuruluuyla birlikte vakıf sektöründe ortaya çıkan önemli deiime genel bir bakı ve ardından, vergiden muaf vakıfların derinlemesine mali analizini sunmaktadır. Bu aratırma, vergiden muaf 6 135 kamu ve özel vakfın, 2000, 2001 ve 2002 yılları için Vakıflar Genel Müdürlüü ndensalanan bilânçolarına ve gelir tablolarına dayanmaktadır. Bu bölümde Aydın, Türkiye Cumhuriyeti nin kuruluu sırasında gerçekletirilen temel yasal düzenlemelerle ilgili reformları da irdeleyerek, vakıf sektöründeki önemli deiiklikleri aktarmaktadır. Bunlar arasında vakıflara ait mülklerin satıı üzerindeki yasaklamaların düzenlenmesi, vakıf mirasının yok olmasını engellemek için il harcama yetkisinin arttırılması, vakıfların taınabilir ve sabit varlıklarının üç yıldan daha uzun süreyle kiralanmasını engelleyen yasanın yürürlükten kaldırılması ve Eitimin Birletirilmesi Kanunu dorultusunda vakıflara ait 6 Türkiye de, Türk Medeni Kanunu hükümlerne göre kurulan 4706 vakıf vardır ve bunların 3667 si özel kiiler ve kalanı devlet tarafından kurulmu ve yönetilmektedir. Bu 4706 vakfın sadece 215 i vergi muafiyetine sahip olup dolayısıyla devlet tarafından salanan belirli vergi ayrıcalıkları vardır. - 6 -

okulların, arsaların Milli Eitim Bakanlıına ve l Özel darelerine devredilmesi de bulunmaktadır. Aydın ardından, bu vakıf örneklerinin mali özelliklerinin ayrıntılı bir analizini sunmakta ve bazıları aaıda sıralanan birçok çarpıcı sonuç ortaya koymaktadır: Vakıflar mali açıdan korunmamaktadır: Vakıf öz sermayesinin erimesinde enflasyon önemli bir unsurdur. Vergi muafiyetinin etkileri: Baıların ve toplam vergi muafiyeti katkısının payı hem kamu hem de özel vakıflarda son derece düüktür. Giderler gelirleri amaktadır: Vakıfların %25 i gelirlerinden daha çok harcama yapmaktadırlar. Aktif Daılımı: Vakıfların toplam aktiflerinin %50 si likit kıymet biçimindedir. Bunlar arasında en önemli aktifler banka mevduatlardır. Vakıf sektöründeki toplam mal varlıının büyük bir bölümü az sayıda vakfın mülkiyetindedir. Turkiye'deki Vakıfların Niteliksel Deerlendirmesi balıklı üçüncü bölümde Doç. Dr. Fato Gökçen, Türkiye nin farklı bölgelerinde vakıf yöneticileriyle gerçekletirilmi 26 yüzyüze görümenin kapsamlı ve derinlemesine analizinin sonuçlarını paylamaktadır. Göken bu çalımada vakıfların örgütsel yapısını; belirtilen amaçlara karılık gerçek uygulamaları; devletle, faydalananlar, üçüncü sektörün dier kuruluları ve uluslararası kurulularla olan ilikileri anlamayı amaçlamaktadır. Buna ek olarak, bu çalıma vakıf yöneticilerinin hayırseverlik, sosyal adalet ve sivil toplum kavramlarını algılama biçimlerine de açıklık getirmektedir. Göken bu çalımasında, bazıları hem Aydın ın mali analiz sonuçlarıyla, hem de 4. Bölüm deki, Ali Çarkolu tarafından gerçekletirilen kapsamlı anket aratırmasının sonuçlarıyla (bu bölümde daha sonra irdelenecektir) örtüen birçok ilginç yargıya varmıtır. Yönetim yapılarıyla ilgili olarak Göken, Mütevelli Heyetleri ya da Yönetim Kurulları incelendiinde, üyelerin meslekleri, geçmileri ya da politik durumları açısından oldukça homojen bir grup oldukları görülmektedir. Hemen tüm yöneticiler üniversite mezunu ve bulundukları çevrenin maddi durumu ortalamanın üstünde üyeleridir gözleminde bulunmaktadır. Kurulu bakımından Göken, bu çalımanın genelinde aratırmacılar tarafından kendi raporlarında altı çizilen noktayı, yani çoklu kurucu konusunu vurgulamaktadır: Kurulu aamasında önemli bir sermaye birikimi gerektiren mali yönetmelikler, bir vakıf kurabilmek için bir kaç kurucunun bir araya gelmesini gerekli kılmıtır.. Göken vakıfların mali yönetimine dikkat çekmekte ve bu konudaki gözlemini mevcut mali yapıların zorlayıcı özellikleri ve yetersiz, deiken ve kararsız mali kaynaklar vakıfların kaynak yaratmalarını ve bu kaynakları etkin bir biçimde kullanıma açmalarını engellemektedir, eklinde aktarmaktadır Vakıfların belirtilen amaçlarına karılık gerçekleen uygulamaları irdelerken Göken, vakıfların resmi amaçları, içtüzüklerinde belirtildii gibi, daha çok, sistemik deiimi vurgulayan ve sorunların temel nedenlerine ulamayı hedefleyen hayırseverlik felsefesiyle uyum oluturmaktadır. Bununla birlikte, vakıfların gerçek uygulamaları ve hizmetleri incelendiinde, bunların birçounun, bazı durumlarda siyasal nedenlerle balantılı olabilen günlük sorunların uygulanabilir çözümlerine yönelik, kısa vadeli ve hayırseverlik tabanlı uygulamalar ve hizmetler olduu görülür, savında bulunmaktadır. Devletle ilikiler balamında ise Göken, bu, vakıfların karı karıya olduu en karmaık sorunlardan biridir Özerklik ve kayırmacı ilikiler dahil olmak üzere konumlandırma, - 7 -

vakıfların devletle alı verilerini nasıl konumlandıracaklarından hiç emin olamadıkları iki temel alandır, eklinde bir yargıya varmaktadır. Görüülen kiilerin hayırseverlik, sosyal adalet ve sivil toplum kavramlarını algılama biçimleri dorultusunda aktardıkları özet olarak öyledir: Sivil toplum kavramının tanımındaki bu belirsizlik, görüülen vakıfların sivil toplum kavramını algılama biçimlerinde çok açık olarak yansımaktadır. Bazı vakıflar (birden fazla) tarafından, vakıfların sivil toplumun bir unsuru olarak görülmüyor olmaları yeterince ilginçtir. Göken bu bölümün ana hatlarıyla deerlendirmesini, çoulcu ve demokratik yönetiim sistemleri ve eski biçimlerin canlanması ile beraber uluslararası deneyimlerden faydalanarak, Türkiye deki vakıfların geleneksel yapılarla modern örgüt biçimlerini ve mali idareyi birletiren yeni modeller yaratmaya çalıtıkları yönündedir...vakıfların yapı, iliki ve hizmetlerinde gözlemlenen tüm belirsizlikler, devlet ve sivil toplum arasındaki garip iliki, slam yardım gelenei, vatanda katılımındaki sorgulanabilir pratikler ve hukuki çevre bir bütün olarak özel bir hayırseverlik kültürüne neden olmaktadır. Bu kesinlikle Türkiye balamında filantropinin olmadıına iaret etmez, sadece farklı bir filantropi tipini gösterir. Bu kesinlikle hayırseverlikten fazla bir eydir; hayırseverlikten çok daha hırslıdır. eklinde sonuçlandırmaktadır. Vakıfların örgütsel ve mali yapılarına dair gözlemlerimizden çıkan sonuç, Bu aratırmanın Türkiye'de Bireysel Baılar ve Vakıf Uygulamalarında Eilimler adlı son bölümünde Doç. Dr. Ali Çarkolu, Türkiye deki bireysel baılar (Türkiye de yaklaık 2000 kiiyle yapılan kapsamlı bir anket aracılııyla) ve vakıf yönetimi (yaklaık 500 vakıf yöneticisi ile yapılan anket aracılııyla) üzerine gerçekletirilmi bir anket aratırmasında elde edilen bulguları sunmaktadır. Bu bölüm iki büyük çalımadan elde edilen bulguların sunulduu ve ardından iki katılımcı örneklemesinin karılatırmalı analizinin yapıldıı üç kısımdan olumaktadır. Birinci kısımda Çarkolu, bireysel baılar çalımasından elde edilen bulguları; yoksullara yardım, vakıf, hayırseverlik kavramlarının algılanması ve bireysel baıların yapılma biçimleri ve miktarları eklindeki kilit temalar kapsamında toparlayarak sunmaktadır. Bu temel bulguların bazıları aaıda özetlenmektedir: Yoksullara yardım sorumluluu: Görüülen kiilerin büyük bir bölümü yoksullara yardımın devletin görevi olduunu bildirmekte ve bu balamda özel hayırseverlik giriimlerine çok fazla sorumluluk yüklememektedirler. Baı Yapma Eilimleri: Baılarda kurumsal aracılık çok düük orandadır. Bireyden bireye dorudan yapılan yardımlar yaygındır. nsanlar, yoksul akrabalara, komulara ve yakın çevrelerindeki insanlara dorudan yardım etme eilimindedirler. Vakıf Amacının Algılanması : Vakıflar, temel olarak, yoksulluun azaltılması için kurulmu dinsel olmayan kurulular olarak algılanmaktadır. Vakıf yöneticileriyle gerçekletirilen anketle ilgili olarak bu çalıma, örgüt yapısı, yönetimi, faaliyetleri ve yasal çerçeve ve düzenlemeler balamındaki eilimleri ve uygulamaları ortaya koymaktadır. Bu anketin temel bulgularından bazıları aaıda belirtilmektedir: Kurulu: Bu örnekleme kapsamındaki vakıfların % 85 inin ortalama 35 kurucu ile kurulmu. - 8 -

Yönetim ve Personel: Vakıflar çounlukla erkekler tarafından idare edilmekte (%83), yöneticileri 44 ila 55 ya üstünde (%86) ve üniversite mezunu ve/veya lisansüstü dereceye sahiptirler (%72). Vakıflarda maalı çalıanların ortalama sayısı oldukça düük (%5.4). Faaliyetler: Bu örneklemedeki vakıfların büyük bir bölümü (%74), büyük grupları hedefleyen faaliyetlerden çok, okul bursu ve parasal yardım gibi sınırlı ve bireysel düzeyde destek salamaktadır. Mali Yeterlilik: Vakıfların %80 i baı toplayarak gelir elde etmektedir. Ancak örneklemin % 30 a yakını 0 ila 12.000 dolar arasında bir gelir bildirmitir. Yasal Çerçeve: Vakıflar hukuki düzenlemeler ve devletle ilgili olarak bunaltıcı zorluklardan bahsetmektedirler. Bu bakımdan, vakıfların devletten daha destekleyici bir rol oynamasını istedii gözlenmitir. Üçüncü kısımda Çarkolu, yurttaların ve vakıf yöneticilerinin belirli sorunlara nasıl baktıkları balamında bir öngörü de ekleyerek, görüülen iki grup arasındaki karılatırmalı analizin sonuçlarını sunmaktadır. Bu dorultudaki temel bulgulardan bazıları aaıda özetlenmitir: Yoksullara yardım: Görüülen örnek grupların her ikisi de yoksullara yardımda devleti en sorumlu makam olarak görmektedirler (vakıf yöneticileri %39, bireyler %38). Baılar: Vakıf yöneticilerine göre, baıların toplanmasında en önemli unsur sorumluluun ve effaflıın salanmasıdır (%32). Bu konuda bireyler de benzer biçimde yanıt vermektedirler (%34,3). Sivil Toplumun Rolü: Vakıf yöneticileri kiilerden çok yoksullara yardımda sivil toplum örgütlerinin çok önemli bir rolü olduunu düünmektedirler. Hayırseverliin Özendirilmesi: Hem bireyler hem de vakıf yöneticileri, insanların hayırsever eylemlere katılmaları için baı çeken üç özendirici nedenin; din, gelenek ve görenekler ile topluma hizmet yükümlülüü olduunu bildirmektedirler. Özet olarak bu aratırma, hayırseverlik olgusu ve vakıfların halen karı karıya oldukları zorluklar ve fırsatlar dorultusunda zengin ve kapsamlı bir deerlendirme sunmaktadır. Bu sonuçların, özellikle Türkiye nin mevcut kalkınma hedefleri göz önüne alındıında, salam ve güçlü bir diyalog oluturması gereklidir. Toplumsal deiimlerle uraan reform ve giriim gruplarının, Türkiye deki hayırseverlik olgusunu ve sosyal ve ekonomik adaletsizliklerin nedenlerini kökten çözmeyi amaçlayan STK giriimlerine yönelik daha destekleyici bir rol üstlenmelidir. Kendiliinden hayırseverlik olmaksızın, Türkiye nin bu deiimi sahiplenmesi muhtemelen düük düzeyde kalacak ve bu durum mevcut deiimin gelecekteki sürdürülebilirliini tehlikeye atacaktır. Umudumuz, bu çalımanın bazı temel sorunlara ıık tutması ve zengin bir hayırseverlik gelenei oluturması ve Türkiye de ve yaayan insanların gelecekte daha güçlü olmalarını salama yolunda bir balangıç oluturmasıdır. - 9 -