CAGAN IN PARA TALEBİ MODELİ VE ENFLASYON İLİŞKİSİ: AMPİRİK ANALİZ ( ) *

Benzer belgeler
Birim Kök Testleri. Zaman Serisi Modelleri: Birim Kök Testleri, Eşbütünleşme, Hata Düzeltme Modelleri

ÇOKLU DOĞRUSAL BAĞLANTI

Zaman Serisi Modelleri: Birim Kök Testleri, Eşbütünleşme, Hata Düzeltme Modelleri

EŞANLI DENKLEMLİ MODELLER

DEĞİŞKENLER ARASINDAKİ GECİKMELİ İLİŞKİLER: Dağıtılmış Gecikme ve Otoregresiv Modeller

BİRİM KÖK TESTLERİNDE YAPISAL KIRILMA ZAMANININ İÇSEL OLARAK BELİRLENMESİ PROBLEMİ: ALTERNATİF YAKLAŞIMLARIN PERFORMANSLARI

Birim Kök Testleri. Random Walk. Bir stokastiksürecin birim kök içerip içermediğini nasıl anlarız? Hatırlarsak aşağıdaki AR(1) sürecinde

TÜRKİYE DE EKONOMİK BÜYÜME VE DÖVİZ KURU CARİ AÇIK ÜZERİNDE ETKİLİ MİDİR? BİR NEDENSELLİK ANALİZİ

Rasyonel Beklentiler Hipotezinin Testi: Enflasyon, Faiz ve Kur 1

Dağıtılmış Gecikme ve Otoregresiv Modeller. Mehmet Vedat PAZARLIOĞLU

SORU SETİ 02 (REVİZE EDİLDİ) FİNAL KONULARI

DEĞİŞKENLER ARASINDAKİ GECİKMELİ İLİŞKİLER: Dağıtılmış Gecikme ve Otoregresiv Modeller

Birim Kök Testleri 3/24/2016. Bir stokastik sürecin birim kök içerip içermediğini nasıl anlarız? Hatırlarsak aşağıdaki AR(1) sürecinde

Box-Jenkıns Modelleri ile Aylık Döviz Kuru Tahmini Üzerine Bir Uygulama

İŞSİZLİK VE İNTİHAR İLİŞKİSİ: VAR ANALİZİ Ferhat TOPBAŞ *

Dolar Kurundaki Günlük Hareketler Üzerine Bazı Gözlemler

White ın Heteroskedisite Tutarlı Kovaryans Matrisi Tahmini Yoluyla Heteroskedasite Altında Model Tahmini

Türkiye de Kırmızı Et Üretiminin Box-Jenkins Yöntemiyle Modellenmesi ve Üretim Projeksiyonu

KONYA İLİ SICAKLIK VERİLERİNİN ÇİFTDOĞRUSAL ZAMAN SERİSİ MODELİ İLE MODELLENMESİ

PARA ARZININ ÇIKTI ÜZERİNE ETKİLERİ

AYÇİÇEK VE SOYA YAĞI İTHALAT TALEBİNİN ANALİZİ

ÜCRET-FİYAT SPİRALİ: TÜRK İMALAT SANAYİ ÖRNEĞİ

A Study on the Estimation of Supply Response of Cotton in Cukurova Region

Reel Kesim Güven Endeksi ile İMKB 100 Endeksi arasındaki dinamik nedensellik ilişkisi

Tüketici Güveni ve Hisse Senedi Fiyatları Arasındaki Nedensellik İlişkisi: Türkiye Örneği (2004: :01)

OTOKORELASYON OTOKORELASYON

Türkiye nin Kabuklu Fındık Üretiminde Üretim-Fiyat İlişkisinin Koyck Yaklaşımı İle Analizi

İMKB 100 endeksindeki kaldıraç etkisinin ARCH modelleriyle iki alt dönemde incelenmesi

İŞSİZLİK VE EKONOMİK BÜYÜME İLİŞKİSİNDE ASİMETRİ ASYMMETRY IN THE RELATIONSHIP BETWEEN UNEMPLOYMENT AND ECONOMIC GROWTH

ENFLASYON ve DOLAYLI VERGĐLERDEN ELDE EDĐLEN GELĐRLER ARASINDAKĐ ĐLĐŞKĐNĐN VAR YÖNTEMĐYLE ANALĐZĐ

C.Ü. İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi, Cilt 11, Sayı 1,

RASYONEL BEKLENTLER DOAL ORAN HPOTEZ Türkiye çin Zaman Serisi Bulguları

Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü, Ankara e-posta: Geliş Tarihi/Received:

KAMU HARCAMALARI VE EKONOMİK BÜYÜME İLİŞKİSİNİN WAGNER VE KEYNES HİPOTEZİ ÇERÇEVESİNDE İNCELENMESİ

AKADEMİK BAKIŞ Uluslararası Hakemli Sosyal Bilimler E-Dergisi ISSN: X Sayı: 10 Eylül 2006

Teknolojik bir değişiklik veya üretim arttırıcı bir yatırımın sonucunda ihracatta, üretim miktarında vs. önemli artışlar olabilir.

ENFLASYON-BÜYÜME SÜRECİNDE SABİT SERMAYE YATIRIMLARI

The Roles of Financial Factors on the Real Money Demand: Turkey Case

TESTING TO RICARDIAN EQUIVALENCE PROPOSITONS FOR TURKISH ECONOMY

TÜRKİYE DE REEL DÖVİZ KURU İLE KISA VE UZUN VADELİ SERMAYE HAREKETLERİ İLİŞKİSİ

Enflasyonun Borsa Performansı Üzerindeki Etkisi

FAİZ ORANINDAKİ BİR ARTIŞ CARİ İŞLEMLER AÇIĞINI ARTIRIR MI?

Borsa Getiri Oranı ve Faiz Oranı Arasındaki İlişkinin Doğrusal Olmayan Yöntemlerle Analizi: Türkiye Örneği

REEL DÖVİZ KURU VE DIŞ TİCARET DENGESİ İLİŞKİSİ:

Çift Üstel Düzeltme (Holt Metodu ile)

Ayhan Topçu Accepted: January ISSN : ayhan_topcu@hotmail.com Ankara-Turkey

TÜKETİMİN TESADÜFİ YÜRÜYÜŞÜ: TÜRKİYE ÖRNEĞİ

Reel ve Nominal Şokların Reel ve Nominal Döviz Kurları Üzerindeki Etkileri: Türkiye Örneği

Eurasian Journal of Researches in Social and Economics Avrasya Sosyal ve Ekonomi Araştırmaları Dergisi ISSN:

THE CAUSALITY RELATION BETWEEN CONSUMER CONFIDENCE AND STOCK PRICES: CASE OF TURKEY. Abstract

Para Talebinin Belirleyenleri ve İstikrarı Üzerine Bir Uygulama: Türkiye Örneği

T.C. SELÇUK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

TÜRKİYE DE İNŞAAT SEKTÖRÜ VE PARA POLİTİKALARI ARASINDAKİ NEDENSELLİK İLİŞKİLERİ

Belirsizliğin Özel Tüketim Harcamaları Üzerindeki Etkisi: Türkiye Örneği

FİNANSAL PİYASA VOLATİLİTESİ VE EKONOMİ

TÜRKİYE EKONOMİSİ İÇİN ALTERNATİF ÇEKİRDEK ENFLASYON ÖLÇÜTLERİ

Türkiye nin İthalat ve İhracat Bağımlılığı: Seçilmiş Ülke Örnekleri Üzerine Ampirik Bir Uygulama

Şeyma Çalışkan Çavdar Yildiz Technical University ISSN : scavdar@yildiz.edu.tr Istanbul-Turkey

Satın Alma Gücü Paritesinin Azerbaycan, Kazakistan ve Kırgızistan İçin Geçerliliği: Birim Kök ve Eşbütünleşme Analizi

TÜRKİYE DE YAŞAM BEKLENTİSİ TASARRUF İLİŞKİSİ: ARDL SINIR TESTİ YAKLAŞIMI

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Sayı: / 24 Mayıs 2010 EKONOMİ NOTLARI

Faiz Oranı Kanalının Döneminde Türkiye de Etkinliğinin Değerlendirilmesi* The Evaluation of Interest Rate Channel in Turkey

Gönderim Tarihi: Kabul Tarihi:

TÜRKİYE DE ELEKTRİK TÜKETİMİ, İSTİHDAM VE EKONOMİK BÜYÜME İLİŞKİSİ

TCMB FAĐZ KARARLARININ HĐSSE SENEDĐ PĐYASALARI ÜZERĐNE ETKĐSĐ

Stok-Akım Uyarlaması, Bütçe Açığı ve Kamu Borç Stoku Arasındaki İlişkiler: Küresel Kriz Bağlamında Avrupa Birliği Üyesi Ülkeler Üzerine Bir Analiz

EKONOMİK BÜYÜME VE ÇEVRE KİRLİLİĞİNİN SAĞLIK ÜZERİNDEKİ ETKİSİ: TÜRKİYE İLE İLGİLİ AMPİRİK KANIT

Sabit Sermaye Yatırımları ve Ekonomik Büyüme: Ampirik Bir Analiz

Mevsimsel Kointegrasyon Analizi: Güney Afrika Örneği. Seasonal Cointegration Analysis: Example of South Africa

Türkiye de Faiz Kanalı İle Parasal Aktarım Mekanizması

TÜRKİYE'DE ŞEKER FİYATLARINDAKİ DEĞİŞİMİN OLASI ETKİLERİNİN TAHMİNİ: BİR SİMÜLASYON DENEMESİ

PETROL FİYATLARININ BORSA İSTANBUL SANAYİ FİYAT ENDEKSİ ÜZERİNDEKİ ETKİSİ

TÜRKİYE DE FISHER ETKİSİNİN GEÇERLİLİĞİ: DOĞRUSAL OLMAYAN EŞBÜTÜNLEŞME YAKLAŞIMI

Türkiye de Bütçe Açığı, Para Arzı ve Enflasyon İlişkisi

Araştırma ve Para Politikası Genel Müdürlüğü Çalışma Tebliğ No:09/5

EKONOMİK BÜYÜME İLE KAMU HARCAMALARI ARASINDAKİ NEDENSELLİK İLİŞKİSİNİN WAGNER TEZİ KAPSAMINDA BİR ANALİZİ: TÜRKİYE ÖRNEĞİ *

Türkiye de İktisadi Çıkarsama Üzerine Bir Açımlama: Sürprizler Gerçekten Kaçınılmaz mı?

SATIN ALMA GÜCÜ PARİTESİNİN GEÇERLİLİĞİNİN SIFIR FREKANSTA SPEKTRUM TAHMİNCİSİNE DAYANAN BİRİM KÖK TESTLERİ İLE İNCELENMESİ

Bölüm 3 HAREKETLİ ORTALAMALAR VE DÜZLEŞTİRME YÖNTEMLERİ

BANKA KREDİ PORTFÖYLERİNİN YÖNETİMİNDE ÖDEMEME RİSKİ ANALİZİ: KALMAN FİLTRESİNE DAYANAN ALTERNATİF BİR YÖNTEM ÖNERİSİ

A. ENFLASYON VE İŞSİZLİK A.1. Enflasyon ve Tanımı: Fiyatlar genel düzeyindeki sürekli artışlardır. Temel olarak ortaya çıkış nedenleri üçe ayrılır:

Zekeriya Yıldırım ENFLASYON REJİMLERİ VE ÜRETİCİ ENFLASYONUNDAN TÜKETİCİ ENFLASYONUNA GEÇİŞKENLİK

YAPISAL KIRILMALI BİRİM KÖK TESTLERİNİN KÜÇÜK ÖRNEKLEM ÖZELLİKLERİNİN KARŞILAŞTIRILMASI

Crude Oil Import and Economic Growth: Turkey

NET YABANCI İŞLEM HACMİ İLE HİSSE SENEDİ GETİRİLERİ ARASINDA UZUN DÖNEMLİ İLİŞKİ VAR MIDIR? Cüneyt AKAR (*)

Levent KÖSEKAHYAOĞLU *, İkbal KARATAŞLI ** ABSTRACT

TÜRKİYE DE FAİZ, DÖVİZ VE BORSA: FİYAT VE OYNAKLIK YAYILMA ETKİLERİ

SOCIAL SCIENCES STUDIES JOURNAL SSSjournal (ISSN: )

REEL DÖVİZ KURLARINDA UZUN DÖNEM BAĞIMLILIK THE LONG-TERM DEPENDENCE IN REAL EXCHANGE RATES Emre ÜRKMEZ *

YÜKSEK ENFLASYON ENFLASYON BELİRSİZLİĞİNİ ARTIRIYOR MU?

Yaz Saati Uygulaması Anomalisinin İMKB 100 Endeks Getirisine Etkisinin Test Edilmesi

İSTANBUL MENKUL KIYMETLER BORSASINDA DEĞİŞKENLİĞİN (VOLATİLİTENİN) ARCH-GARCH YÖNTEMLERİ İLE MODELLENMESİ

Türkiye de Büyükbaş Hayvan Sayıları ve Nüfus Arasındaki Nedensellik İlişkisi. Şenol Çelik

Türkiye de Tüketim Eğilimi ve Maliye Politikası

DÖVİZ KURU BELİRSİZLİĞİNİN İHRACAT ÜZERİNE ETKİSİ: OSMANİYE İLİ ÖRNEĞİ

NONLINEAR DYNAMICS IN FINANCIAL TIME SERIES AND UNIT ROOT TESTS: CASE OF BORSA ISTANBUL SECTORAL PRICE EARNING RATIOS


MALİ POLİTİKALARIN SÜRDÜRÜLEBİLİRLİĞİNİN YAPISAL KIRILMALI PERİYODİK BİRİM KÖK TESTİ İLE ANALİZİ: TÜRKİYE ÖRNEĞİ

DÖVİZ KURU VE HİSSE SENETLERİ FİYATLARI ARASINDAKİ NEDENSELLİK İLİŞKİSİ

Transkript:

CAGAN IN PARA TALEBİ MODELİ VE ENFLASYON İLİŞKİSİ: AMPİRİK ANALİZ (1981-2003) * Şenay SARAÇ ** Öze Cagan (1956), hiperenflasyon koşulları alında yarı logarimik bir reel para alebi denklemi kullanarak, enflasyonis süreç içerisinde reel para alebini belirleyen esas değişkenin beklenen enflasyon oranı olduğunu belirmişir. Bu çalışmada, Cagan ın para alebi modeli, 3 farklı para arzı anımı, 2 farklı fiyalar genel seviyesi değişkeni kullanılarak 6 farklı şekilde Türkiye 1981:1-2003:12 dönemi için es edilmişir. Bulunan sonuçlar, beklenilerin reel para alebi üzerinde güçlü ekileri olduğunu doğrulamakadır. Anahar Kelimeler: Enflasyon, Para Talebi, Cagan modeli, Türkiye Absrac Using semi-logarihmic real money demand equaion under hyperinflaion condiions Cagan (1956) explained ha expeced inflaion rae is he main variable which specify real money demand in he inflaionary process. In his sudy, Cagan money demand model is examined wih 6 differen ways for Turkey 1981:1-2003:12 period by using 3 differen money supply definiion variables and 2 differen general level of price variables. Findings confirm ha expecaions have srong impacs on real money demand. Key Words: Inflaion, Money Demand, Cagan s Model, Turkey * Bu çalışma, Şenay Saraç arafından ZKÜ, Sosyal Bilimler Ensiüsü İkisa ABD da, Doç. Dr. Hasan Vergil danışmanlığında hazırlanmış olan Enflasyonun Belirleyicileri: Türkiye İçin Ampirik Bir Çalışma adlı yüksek lisans çalışması baz alınarak hazırlanmışır. ** Arş. Gör., Zonguldak Karaelmas Üniversiesi İkisadi İdari Bilimler Fakülesi.

2 Şenay SARAÇ 1. Giriş Enflasyon olgusunun mikar eorisi çerçevesinde deneysel olarak incelenmesinin Cagan la başladığını söylemek mümkündür. Cagan, hiperenflasyon koşulları alında yarı logarimik bir reel para alebi denklemi kullanarak, enflasyonis süreç içerisinde reel para alebini belirleyen esas değişkenin beklenen enflasyon oranları olduğunu belirmişir (Chrisev, 2005:2). Genellikle para ve fiyalar arasındaki ek yönlü ilişkiyi dikkae alan ve para alebi fonksiyonunun kararlılığına dayanan enflasyon modelleri ve yine mikar eorisi çizgisinde kabul edilen faka para ve fiyalar arasındaki çif yönlü ilişkiye göre formüle edilen eşanlı sisemlerden oluşan enflasyon modellerinin deneysel sınamaları, eorinin emel hipoezlerini doğrular nielike sonuçlar oraya koymuşur (Akdiş, 1996:24). Özellikle mikar eorisi çizgisindeki enflasyon modelleri (örneğin, Aghevli-Khan, 1978), 1960 lı yıllardan sonra deneysel sınamalarda uarlılık eslerini geçmişler ve enflasyon olgusunun açıklanmasında geçerliliklerini kanılamışlardır. Cagan ın yaklaşımı, para soku ile enflasyon arasındaki ilişkiler konusunda emel bir arışma konusu gündeme geirmekedir. Orijinal şekliyle mikar eorisinde fiya arışlarının ek nedeni, para sokundaki oonom arışlardır. Diğer arafan Cagan modelinde, para soku armasa da dolaşım hızının arması enflasyonu arırmakadır. Bu da beklenen enflasyon oranlarına göre reel para alebinin elasikiyeine ve beklenen enflasyon oranlarının gerçekleşen enflasyon oranlarına inibak kasayısına bağlıdır. Durum böyle olunca enflasyon dinamiği bakımından Cagan modelindeki arışma konusu, sürekli enflasyon için para sokundaki arışın zorunlu olup olmadığıdır. Yani para soku armadan sadece ve sadece dolaşım hızındaki bir arış nedeni ile enflasyon süreklilik kazanır mı sorusu enflasyonun dinamiği ile ilgili arışmaları gündeme geirmişir. 2. Cagan in Para Talebi Modeli ve Enflasyon Dinamiği Cagan 1956 yılında hiperenflasyon koşulları alında yarı logarimik bir reel para alep denklemi kullanarak opimal enflasyon oranını elde emişir (Soylu, 1997:75-76).

SÜ İİBF Sosyal ve Ekonomik Araşırmalar Dergisi 3 Cagan ın modelinde enflasyon olgusunun incelenmesinde reel para alebi aşağıdaki denklemle belirlenmekedir (McCallum, 1989:133). D M L= log = c+ β logy + αr + u...... (2.1) P Denklem (2.1), para alebi denkleminin yarı logarimik formunu ifade D M emekedir. Reel para alebi log, reel gelir ve nominal faiz oranı P logy R nin bir fonksiyonudur. Nominal faiz oranı R yi reel faiz oranı r ve enflasyon oranı π nin oplamı ( R = r + π ) olarak ele alırsak (McCallum, 1989:134); denklem (2.1) aşağıdaki denkleme dönüşecekir. D M L= log = c+ β logy + αr + απ + u...(2.2) P Cagan (1956) a göre reel para alebini belirleyen esas değişken beklenen enflasyon oranı olduğu için reel gelir lo gy ve reel faiz oranı r yi c sabiinin içine dahil emişir (McCallum, 1989:134). D M L= log = c+ απ + u...(2.3) P Cagan, bir ülkedeki aylık enflasyon oranının %50 yi bulması durumunda bu enflasyonun hiperenflasyon olarak anımlanabileceğini ifade emişir. Analizinin eorik çerçevesini hiperenflasyonun mevcudiyeini varsayarak oluşurmuşur. Bu varsayıma dayalı olarak kullandığı reel para alebi denkleminde açıklayıcı değişken olarak sadece enflasyon oranını dikkae almışır. Bunun gerekçesi olarak da hiperenflasyon oramında para alebini ekileyen diğer değişkenlerin para alebine ekilerinin yok denecek seviyeye ineceğini, bu yüzden de ek açıklayıcı değişken olarak enflasyon oranının kullanılması gerekiğini ileri sürmüşür (Soylu, 1997:76). Denklem (2.3) de c sabi erimi, α ise enflasyon oranının kasayısını vermekedir. Cagan a göre, uzun dönem durağan durum dengesinde gerçekleşen enflasyon oranı beklenen enflasyon oranına eşi olacağından (л=л e ), reel para alebi beklenen enflasyonun bir fonksiyonu olacakır. Enflasyonis bekleyişler arıkça reel para alebi de azalacakır. α kasayısı büyüdükçe paradan

4 Şenay SARAÇ kaçış hızlanacak, beklenen enflasyon oranlarındaki bir arış, reel para alebinde daha büyük bir azalmaya neden olacakır (Eruğrul,.y.:199). Modelde görüldüğü gibi para alebi, doğrudan doğruya beklenen enflasyon oranlarına bağlıdır. Reel para alebini logarimik şekilde yazıp gerekli düzelmeleri yaparsak, fiya denklemi bulunur (Eruğrul,.y.: 200); ln P = c+ α. π + ln M... (2.4) Reel para alebinden elde edilen bu fiya denkleminin zamana göre ürevi, bize enflasyon oranlarını verecekir. Yani enflasyon oranları, d ln P α.dπ d ln M = + d d d......... (2.5) eşiliğiyle hesaplanacakır. Enflasyon denkleminde açıkça görüldüğü gibi, enflasyon oranları enflasyonis bekleyişlerle ilişkilidir. Klasik mikar eorisinin aksine, enflasyon olgusu için para sokunun arması şar değildir. Klasik mikar eorisinden üreilen enflasyon, d ln P d ln M =......(2.6) d d dir. Burada enflasyon olayı için oonom bir biçimde para sokunun arması gerekir. Halbuki Cagan ın para alebi fonksiyonundan üreilen enflasyonun arması için para sokunun armasının zorunlu olmadığı, ayrıca beklenen enflasyona da bağlı olduğu (2.5) numaralı eşiliken açıkça görülmekedir. Cagan modelinin para piyasasındaki emel denklemleri şunlardır (Eruğrul,.y.: 200), D S D M M M = = c + απ Reel Para Talebi P P P dπ d = β ( dln P π ) Enflasyonis bekleyişler Uzun dönemde klasik eorinin sonucu olarak para sokundaki arış enflasyon oranına eşiir. Uzun dönemdeki bu eşilik, Cagan modelinde kısa dönemde farklılıklar gösermekedir. Bu durumda enflasyon oranları ile para sokundaki arış arasında eşilik yokur. Böyle bir durumda eğer enflasyon oranı,

SÜ İİBF Sosyal ve Ekonomik Araşırmalar Dergisi 5 d ln P > d ln M ise dolaşım hızında bir arış olacakır. Bu şekilde dolaşım hızının armasından doğan enflasyonun sürekli olup olmadığı veya uzun dönemde para sokundaki arışın mulaka enflasyon oranına eşi olup olmayacağı soruları uzun dönemde denge koşulları incelenerek cevaplandırılabilir. Para piyasası devamlı dengede ise, reel para alebi denkleminde para alebi yerine para sokunu koyup logarimik ürevini alırsak, aşağıdaki eşiliğe ulaşırız; d ln M d S d P dπ ln = α.......(2.7) d d Para sokundaki arışı dln M S / d = M S, enflasyon oranını dln P /d =P olarak göserirsek, daha basi bir biçimde (2.7) numaralı eşiliği aşağıdaki şekilde yazabiliriz. M S dπ P = α....... (2.8) d Enflasyonis bekleyişleri denklemde yerine koyup ekrar düzenlersek, enflasyon oranları için aşağıdaki eşilik bulunur. S M αβπ P =........(2.9) 1 αβ Enflasyonu göseren bu eşilik, (2.5) numaralı denklemden farklıdır. Çünkü beklenen enflasyon oranları ile ilgili uyum mekaniği de dikkae alınarak, (2.9) numaralı enflasyon denklemi üreilmişir. Halbuki (2.5) numaralı denklemde bu uyum mekanizması dikkae alınmamışır. Cagan modelinde enflasyon denklemi olarak adlandırılan (2.9) numaralı denklemde de açıkça görüldüğü gibi, fiya arışları ile para soku arışları arasındaki ilişkilerde α ve β kasayıları önemlidir. Klasik mikar eorisi yaklaşımında, para sokundaki bir arış, yeni denge durumunu sağlamak için fiyaları aynı oranda arırmakadır (Akdiş, 1996:18). Halbuki Cagan modelinde, fiya arışları yanında reel para alebinin beklenen enflasyon oranlarına göre elasikiyeini ifade eden α ve beklenen enflasyon oranları ile gerçekleşen enflasyon oranları arasındaki uyum

6 Şenay SARAÇ kasayısı β önemlidir. Klasik mikar eorisine göre k ve Y sabi varsayıldığı için, para sokundaki oonom bir arış, para piyasasında dengeyi sağlayabilmek için aynı oranda fiya arışını gündeme geiriyordu. Yeni mikar eorisine uygun Cagan modelinde, k sabi değil, enflasyon oranları ile fonksiyonel bir ilişki içerisindedir. Bir diğer deyişle k, enflasyon oranları ile ers bir ilişki içerisindedir. Durum böyle olunca, enflasyon oranlarının da beklenen enflasyon oranları ile ilişkisi nedeniyle k ya, uyum kasayısı β ya ve reel para alebinin beklenen enflasyon oranlarına göre elasikiyeini ifade eden α kasayısına bağlıdır. Klasik eorinin aksine (2.5) numaralı denklemde görüldüğü gibi, para soku armasa da enflasyon olabilmekedir. Eğer enflasyon oranları ile k arasında ers ilişki varsa, para soku M armasa da k azalıyorsa enflasyon aracakır. Bu olgu da β ve α kasayılarına bağlı olacakır (Eruğrul,.y.: 201). Gelir düzeyi veri ise k nın düşmesi, β ve α kasayılarının büyüklüğüne bağlı olarak enflasyon oranlarını ekileyecekir. Bu anlamda fiya arışları, para soku armadığı için, dolaşım hızının arması (k nın düşmesi) ile karşılanacakır. Yani Cagan modelinde, klasik mikar eorisinden üreilen enflasyon oranlarında olduğu gibi para sokundaki arışla enflasyon oranları arasında bire birlik ilişki gözlenmemekedir. Uzun dönemde para sokundaki değişmeye eşi sabi bir fiya arışının olup olmadığı sorusunun cevabını reel para alebinden giderek somulaşırırsak, uzun dönemde M S = P = π.....(2.10) şeklinde bir ilişki varsa sisem kararlıdır diyebiliriz. Uzun dönemde para soku armadan dolaşım hızındaki değişiklikler sürekli bir enflasyon yaramazlar. Denge enflasyon oranı olarak adlandırdığımız bu sabi enflasyon, para sokundaki arışa eşiir. Eğer böyle bir sabi enflasyon varsa, (2.9) numaralı enflasyon denkleminin zamana göre ürevinin sıfır olması gerekmekedir. Yani, dp d S M α. β. π d( ) 1 α. β = = 0....... (2.11) d

SÜ İİBF Sosyal ve Ekonomik Araşırmalar Dergisi 7 olması gerekecekir. Para soku modelde oonom bir değişken olarak ele alınmışır. Eğer para sokundaki arış sabise, dm S d = 0 olacakır. Şimdi (2.11) numaralı denklemi ayrışırarak aşağıdaki biçimde yazabiliriz. 1 1. α β dm d α. β dπ = 0 1........(2.12) α β d Para sokundaki arış sabise, denklemin birinci erimi sıfır olacakır. İkinci erimde, beklenen enflasyon oranlarındaki arışın sıfır olması durumu, beklenen enflasyon oranları ile gerçekleşen enflasyon oranları arasındaki ilişkiye bağlıdır. Bekleyişleri ifade eden, dπ d = β ( d ln P π ) denkleminden de görüldüğü gibi, beklenen enflasyon oranlarındaki değişmenin sıfır olması, beklenen enflasyon oranlarının gerçekleşen enflasyon oranlarına eşi olmasına bağlıdır. Eğer beklenen enflasyon oranları gerçekleşen enflasyon oranlarına eşise, (2.12) numaralı denklemdeki uzun vade denge koşulu sağlanacak, yani para sokundaki arış hızı sabi olduğundan enflasyon ve beklenen enflasyon oranları para sokundaki arışa eşi olacak, (2.10) numaralı şar sağlanacakır. Modelin kararlılığı için, 1. β > 0 α ( ) veya αβ. < 1 gereklidir. Buna göre uzun dönemde denge koşulları için, beklenen enflasyon uyum kasayısı ve reel para alebinin beklenen enflasyon oranlarına göre elasikiyei önemli olmakadır (Eruğrul,.y.:200-206). Cagan modelinde uzun dönem denge koşulu için α.β < 1 şarı, çeşili ampirik çalışmalarla sınanmışır (Aghevli-Khan, 1978). Deneysel çalışmalar, uzun dönemde para sokundaki arışla enflasyon arasında kararlı bir ilişkinin varlığını gösermişir. Yani deneysel çalışmalarda α.β birden küçük bulunmuşur. Reel para alebi fonksiyonunun kararlılığını göseren bu özellik, isikrar poliikalarının uygulanmasında para sokunu ön plana çıkarmışır.

8 Şenay SARAÇ 1986:1 ve 1995:3 dönemi aylık verileri kullanarak para alebi ve beklenen enflasyon arasındaki ilişkiyi Türkiye ekonomisi için Cagan ın Para Talebi modelinin varsayımlarına dayanarak analiz eden Mein ve Uslu (1999) söz konusu değişkenler arasında güçlü ilişkiler bulmuşlardır. Yazarlara göre Türkiye de Cagan ın modelini desekleyen geçerli kanılar mevcuur. Chrisiev (2005), Bulgarisan (1995-1997), Rusya (1992-1994) ve Ukrayna (1993-1995) ülkelerinin aylık M2, dolaşımdaki para mikarı ve ükeici fiya indeksi değişkenlerini kullanarak Cagan ın para alebi modelini analiz emişlerdir. Analiz sonuçları Cagan ın modelini desekler şekilde beklenilerin yüksek ve değişken enflasyon üzerinde ekili olduğunu gösermişir. Bekleyişlerin bu şekilde enflasyon olgusunun araşırılmasında ön plana çıkması, modern enflasyon eorilerinin bir özelliği olarak değerlendirilmekedir. Beklenen enflasyon oranlarının kuramsal yönden önemi açık olmasına karşın, gözlenen bir değişken olmaması ve belirli varsayımlar alında gözlenen enflasyon değerlerinden üreilmesi, gerek meod ve gerekse kuramsal yönden çeşili arışmalara konu olmuşur (Soylu, 1997:76). 3. Ekonomerik Analiz 3.1. Veri Yapısı ve Kaynakları Cagan ın Para Talebi Modeli, Türkiye için 1987:1 ve 2003:12 dönemi verileri kullanılarak ahmin edilmişir. Tek denklemli En Küçük Kareler (EKK) yönemiyle yapılan ekonomerik ahminlerde kullandığım veriler ve verilerin anımı aşağıda verilmişir. Veriler TCMB aylık isaisik bülenlerinden alınmışır. M1: Dolaşımdaki para+mevdua Bankalarındaki Vadesiz Mevdua (Milyar TL) M2: M1+Mevdua Bankalarındaki Vadeli Mevdua (Milyar TL) M2Y: M2+Döviz Tevdia Hesapları (Milyar TL) WPI: Topan Eşya Fiya Endeksi (Genel, 1981=100) CPI: Tükeici Fiya Endeksi (Genel, 1981=100)

SÜ İİBF Sosyal ve Ekonomik Araşırmalar Dergisi 9 3.2. Ekonomerik Yönem Bu modelde reel para alebi ile enflasyon arasındaki ilişkinin negaif yönlü olacağı beklenmekedir. Çünkü bireylerin enflasyon oranı beklenisinin arması reel para alebini azalacak, elde uulmak isenen naki mikarı düşecek bu da paranın dolaşım hızını arırarak fiyaları yani enflasyonu arıracakır. Böyle bir ilişkiyi analiz emek için modellersek, yarı logarimik reel para alebi fonksiyonu şu şekilde olur (McCallum, 1989); M log P = α 0 + α1 logy + α 2 R + u...(3.1) M = para alebi P = fiyalar genel seviyesi Y = reel gelir R = nominal faiz oranı u = haa erimidir. Bu denklemde nominal faiz oranı; r reel faiz oranı ve π enflasyon oranı oplamından oluşmakadır; R = + π.......(3.2) r Bunu (3.1) numaralı denklemde yerine koyarsak; M log P = + + + π + u..(3.3) α 0 α1 logy α 2r α 2 c Cagan; reel faiz oranı ve reel gelir gibi değişkenlerin para alebi üzerindeki ekilerinin yok denecek kadar az olduğunu savunarak bu değişkenleri c sabi erimi alında oplamışır (McCallum, 1989:134). M log P = c + π + u....(3.4) α 2

10 Şenay SARAÇ M log = log M log P = m p ve P π dersek; = ΔP = P P 1 regresyon denklemimiz şu şekilde olur. m ΔP + u p = c + α 2..... (3.5) Regresyon denklemindeki bağımlı değişken Türkiye için 3 farklı para arzı anımı ve 2 farklı fiyalar genel seviyesi değişkeni kullanılarak 6 farklı şekilde es edilmişir. Reel Para Talebi ve Enflasyon değişkenleri için oluşurulan regresyon denklemleri; Δ( m1 cpi) = c+ α1δ cpi+ u...(3.6) ( m1 wpi) = c + α Δ wpi + u.....(3.7) Δ 1 ( m2 cpi) = c+ α Δ cpi+ u.....(3.8) Δ 1 ( m2 wpi) = c+ α Δ wpi+ u........(3.9) Δ 1 ( m2 y cpi) = c+ α Δ cpi+ u......(3.10) Δ 1 ( m2 y wpi) = c+ α Δ wpi+ u... (3.11) Δ 1 şeklindedir. Bir sonraki aşamada (3.5) numaralı regresyon denklemi ahmin edilerek α 2 parameresinin işareinin isaisiksel olarak anlamlı olup olmadığı incelenecekir. Kasayının işarei negaif ve anlamlı bulunursa hipoez deseklenerek reel para alebinin beklenen enflasyon arafından belirlendiği sonucuna varılacak; ersi durumda ise hipoez reddedilecekir. (3.5) numaralı denklemi ahmin edebilmek için regresyon denklemlerinde yer alan değişkenlerin durağanlık şarının yerine geirilmiş olması önemlidir. Bir serinin durağanlığı, serinin sabi oralamaya, sabi varyansa ve seriye ai iki değer arasındaki farkın zamana değil, yalnızca iki zaman değeri (kovaryansları) arasındaki farka bağlı olması şeklinde ifade edilir (Işığıçok, 1994:47). Durağan olmayan serilerin kullanıldığı regresyon denklemlerinde, değişkenler arasında bir ilişki olmadığı halde, sahe regresyon (spurious regression) diye ifade edilen, anlamlı ve F isaisikleri ile yüksek R 2 değer-

SÜ İİBF Sosyal ve Ekonomik Araşırmalar Dergisi 11 lerine raslanılması mümkündür. Bu nedenle zaman serisi verilerinin kullanıldığı çalışmalarda ilk aşama, serilerin durağanlık özelliğinin incelenmesi olmakadır. Bu çalışmada regresyon denklemlerinde kullanılan serilerin durağan olup olmadıklarının belirlenmesinde Genişleilmiş Dickey-Fuller (Augmened Dickey Fuller) (ADF) (1979) ve Phillips Peron (PP) (1988) esleri ile araşırılmış ve serilerin sıfır frekansa birim kökü içerip içermedikleri, yani I(1) olup olmadıkları sınanmışır. Birçok uygulamalı çalışmada, zaman serilerinin ahmini ve sonuç çıkarma işlemleri için sonlu dereceden ooregresyon modelleri çok yaygın bir şekilde kullanılmakadır. Bunun nedeni, modelin derecesi bilindiken sonra en küçük kareler ya da en çok olabilirlik yönemleriyle ooregresyon paramerelerinin ahmininin elde edilmesinde bir sorun yaşanmamasıdır. Ancak buradaki isaisiksel problem modelin derecesinin, yani modeldeki değişkenlerin gecikme sayılarının espiinde oraya çıkmakadır. Modelin derecesi olması gerekiğinden daha küçük seçildiğinde paramerelerin ahmini uarlı olmamaka, olması gerekiğinden daha büyük seçildiğinde ise paramerelerin ahmininin varyansı büyük çıkmakadır. Bu iki durumda da modelden elde edilen sonuçlar güvenilir olmamakadır. Güvenilir, doğru sonuçlar veren bir model kurabilmek için mulaka modeldeki değişkenlerin gecikme sayılarını haasız bir şekilde belirlemek gerekmekedir. Modelin derecesinin seçiminde en çok olabilirlik yönemi her zaman model için olabilecek en büyük dereceyi seçmekedir. Dolayısıyla, bu yönem ile derece seçimi haalı sonuçlara neden olmakadır. Bu önemli soruna bir çözüm geirebilmek için Akaike gibi birçok isaisikçi 1960'lı yıllardan günümüze kadar özellikle yeni modeller önerildikçe, bu konu üzerinde durmuşlardır (Kadılar, 2000:51-52). Bu bölümde kullanılan Akaike Bilgi Krieri yöneminde farklı sayıda paramereye sahip olan farklı modeller arasından seçim yapılmakadır. Bu yönem, her bir modelin ayrı ayrı en çok olabilirlik fonksiyonunu bulup olabilirlik fonksiyonunun değeri en büyük olan modeli en uygun model olarak seçmekedir. Modelin doğru seçimi konusunda ayrıca AIC, SC, FPE gibi yönemler de gelişirilmişir. Tablo 1. Genişleilmiş Dickey-Fuller Tesi ve Phillips-Perron Tesi sonuçlarını gösermekedir. Değişkenlerin küçük harflerle yazılmış olması onların logarimik değer olduklarını ve önlerinde yer alan Δ işarei fark alın-

12 Şenay SARAÇ dığını ifade emekedir. Gecikme sayıları Akaike Bilgi Krierine göre belirlenmişir. Değişkenlerin logarimik değerlerinin seviye iibariyle gerek sabili gerek sabi ve rendli hesaplanan ADF ve PP es isaisikleri incelendiğinde bu isaisiklerin mulak değerleri MacKinnon (1991) değerlerinden küçük çıkmışır. Bu nedenle serilerin durağan olmadıkları yani birim köklerinin varolduğu anlaşılmakadır. Seviye iibariyle durağan olmadıkları anlaşılan serilerin birinci farkları alınarak ADF ve PP es isaisikleri ile MacKinnon (1991) kriik değerleri karşılaşırılmış ve üm değişkenlerin mulak değerleri MacKinnon (1991) değerlerinden büyük çıkığı için serilerin Fark Durağan I(1) olduğu anlaşılmışır.

SÜ İİBF Sosyal ve Ekonomik Araşırmalar Dergisi 13 Tablo 1. Reel Para Talebi ve Enflasyon Oranı Serilerinin Birim Kök Tesleri Tes Sabili Sabi ve Trendli cpi ADF -2.20 1.34 PP -1.69 1.14 Δcpi ADF -4,74* -5,25* PP -8,45* -8,61* wpi ADF -1.36-0.34 PP -1.42 0.17 Δwpi ADF -8,19* -5,62* PP -8,11* -8,20* m1-cpi ADF -2.45-1.44 PP -2.65-2.52 Δ(m1-cpi) ADF -7,46* -8,08* PP -14,19* -14,20* m1-wpi ADF -1.59-2.20 PP -2.38-2.95 Δ(m1-wpi) ADF -7,14* -7,25* PP -14,02* -14,02* m2-cpi ADF -0.43-2.21 PP -0.83-2.28 Δ(m2-cpi) ADF -8,88* -6,87* PP -9,72* -9,72* m2-wpi ADF -0.29-2.20 PP -0.49-2.43 Δ(m2-wpi) ADF -7,03* -7,06* PP -10,05* -10,04* m2y-cpi ADF -0.30-2.76 PP -0.44-2.57 Δ(m2y-cpi) ADF -8.56* -8.55* PP -8.99* -8.97* m2y-wpi ADF -0.28-2.14 PP -0.36-2.29 Δ(m2y-wpi) ADF -6.93* -6.91* PP -8.80* -8.78* Kriik değerler %1-3,46 %1-4,00 %5-2,87 %5-3,43 %10-2,57 %10-3,14 No: * serilerin %1 düzeyinde anlamlı olduğunu gösermekedir. Tablo 2 de regresyon denklemlerinin En Küçük Kareler (EKK) yönemi ile elde edilen değerleri verilmekedir.

14 Şenay SARAÇ Tablo 2. Cagan ın Para Talebi Denklemlerin Regresyon Analizi Sonuçları Sabi Δ(m1- cpi) 0.045 (8.331) Δ(m1- wpi) Δ(m2- cpi) 0.044 (11.882) Δ(m2- wpi)* Δ(m2ycpi)* 0.032 (6.654) Δ(m2ywpi) Δcpi Sabi -1.098 (9.532) 0.043 (8.818) -1.010 (9.082) 0.045 (8. 871) -0.672 (7.812) 0.029 (8.966) Δwpi İsaisikler: -1.050 (10.108) -1.035 (9.733) -0.572 (10.803) Düzelilmiş R 2 0.29 0.31 0.47 0.51 0.47 0.49 Durbin-Wason 1.991 1.991 2.105 2.107 1.983 1.999 F-İsasiği 41.88 46.62 90.38 104.35 90.28 97.07 Whie Tesi 1.359 2.757 4.816 7.827 35.161 5.330 Gözlem Sayısı 202 202 202 202 202 202 Nolar: Tüm denklemlerdeki ookorelasyon problemi AR(1) yönemiyle çözülmüşür. Paranez içindeki değerler -isaisiklerini gösermekedir. Whie Tesi, Whie (1980) ın değişen varyans esidir (kriik değer: 2 χ 0.05,2 değişen varyans problemi Whie (1980) ın yönemiyle çözülmüşür. = 5.99). * Regresyondaki Modelin regresyon analizinde α nın işareinin üm modellerde eksi (-) ve isaisiksel olarak anlamlı çıkması reel para alebi ile enflasyon arasında negaif yönlü bir ilişki olduğunu gösermekedir. Bu regresyonlar reel para alebi ile enflasyon ilişkisi açısından değerlendirildiğinde denklemler arasında en güçlü ilişkiyi veren regresyon denkleminin M1 ile CPI değişkenlerinin yer aldığı (3.6) numaralı eşilikir. α= -1.098 olması enflasyonda meydana gelen %1 lik değişmenin para alebinde ers yönde %1,09 luk değişmeye neden olduğunu gösermekedir. En zayıf ilişki ise M2y ile WPI değişkenlerinin yer aldığı (3.11) numaralı eşilikir. Burada enflasyondaki %1 lik değişme para alebinde ers yönde % 0.5 lik değişmeye neden olmakadır. (3.11) numaralı denklemde reel para alebinin enflasyon üzerine ekisi düşük çıkmış ama isaisiksel olarak herhangi bir anlamsızlık oraya çıkmamışır.

SÜ İİBF Sosyal ve Ekonomik Araşırmalar Dergisi 15 Bu da Cagan ın para alebi modelinin Türkiye de 1987:01-2003:12 dönemi için geçerli olduğu, beklenen enflasyonun reel para alebini ekilediği anlamına gelmekedir. 4. Sonuç Cagan ın modeline göre, para alebi enflasyonu belirleyen bir değişken olarak ele alınmış, bunu ekileyen ek değişkenin beklenen enflasyon oranları olduğu ileri sürülmüşür. Cagan a göre, para alebi ile enflasyonis bekleyişler arasında ers yönlü ilişki vardır. Enflasyonis beklenilerin arması bireylerin elde para umakan kaçındıkları için harcamalarını arırmaka bu da enflasyonu hızlandırmakadır. Bu yaklaşım, Türkiye için 3 farklı para arzı anımı ve 2 farklı fiyalar genel seviyesi değişkeni kullanılarak 6 farklı şekilde es edilmişir. Yukarıda ifade edildiği gibi beklenilerin para alebi üzerinde dolayısıyla da enflasyon üzerinde güçlü ekilere sahip olduğu bulunmuşur. En güçlü ilişkiyi veren para alebi denkleminin M1 ile TÜFE değişkenlerinin yer aldığı denklem olması para arzı anımlarından dar anımlı para arzı M1 in Türkiye de enflasyonu açıklamada kullanılan diğer anımlara göre daha ekin olduğunu oraya koymakadır. Kaynaklar Aghevli, B. B. ve Khan M. S. (1978), Govermen Deficis and he Inflaionary Process in Developing Counries, IMF Saff Papers, ss.383-416. Akdiş, M. (1996), Para Poliikalarının Ekonomik İsikrar Üzerindeki Ekileri Ve Türkiye, Afyon: Afyon Kocaepe Üniversiesi Yayını. Chrisev, A. (2005), The Hyperinflaion Model of Money Demand (or Cagan Revisied): Some Empirical Evidence from he 1990s, CERT Discussion Paper 2005/07. Eruğrul, A. (1982), Kamu Açıkları, Para Soğu ve Enflasyon, Ankara: Yapı Kredi Bankası Yayını. Eruğrul, A. (.y), Para Teorisi, Ankara:Bilken Üniversiesi.

16 Şenay SARAÇ Işığıçok, E. (1994), Zaman Serilerinde Nedensellik Çözümlemesi, Bursa: Uludağ Üniversiesi Yayını. Kadılar, C. (2000), Uygulamalı Çok Değişkenli Zaman Serileri Analizi, İsanbul: Bizim Büro Basımevi. MacKinnon J. G. (1991), Esimaion and Inference in Economerics, Oxford Universiy Press. McCallum, B. T. (1989), Moneary Economics: Theory and Policy, New York: Macmillan Company. Mein, K. ve Uslu İ. (1999), Money Demand, he Cagan Model, Tesing Raional Expecaions vs Adapive Expecaions: The case of Turkey, Empirical Economics, Vol. 24:415-426. Phillips, P.C.B. ve Perron, P. (1988), Tesing for a Uni Roo in Time Series Regression, Biomerika, Vol. 75:335-346. Soylu, H. (1997), Türkiye de Senyoraj Gelirleri ve Kamu Açıkları, İsanbul:Sermaye Piyasası Kurulu, Yayın No:81. Whie, H. (1980), A Heeroskedasiciy-Consisen Covariance Marix and a Direc Tes for Heeroskedasiciy, Economerica, Vol. 48:817-838.