Hematolojik malignitelerde plazma thrombospondin düzeyleri



Benzer belgeler
Klasik Hodgkin Lenfoma Vakalarında PD-L1 Ekspresyonunun Sıklığı, EBV ile İlişkisi, Klinik ve Prognostik Önemi

MİDE KANSERİNDE APOPİTOZİSİN BİYOLOJİK BELİRTEÇLERİNİN PROGNOSTİK ÖNEMİ

Romatizmal Mitral Darlığında Fetuin-A Düzeyleri Ve Ekokardiyografi Bulguları İle İlişkisi

KOLOREKTAL KARSİNOMLARDA VENÖZ İNVAZYON SAPTANMASINDA MORFOLOJİK BULGULARIN ve EVG nin ROLÜ

ETİK KURUL BAŞVURU DOSYASI

NAZOFARENKS KARSİNOMUNDA CLAUDIN 1, 4 VE 7 EKSPRESYON PATERNİ VE PROGNOSTİK ÖNEMİ

Kuramsal: 28 saat. 4 saat-histoloji. Uygulama: 28 saat. 14 saat-fizyoloji 10 saat-biyokimya

TÜMÖR ANJiYOGENEZİ TUMOR ANGIOGENESIS. Reha Aydın. İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi

¹GÜTF İç Hastalıkları ABD, ²GÜTF Endokrinoloji Bilim Dalı, ³HÜTF Geriatri Bilim Dalı ⁴GÜTF Biyokimya Bilim Dalı

ANKARA MEME HASTALIKLARI DERNEĞİ BİLİMSEL TOPLANTISI

İSTATİSTİK, ANALİZ VE RAPORLAMA DAİRE BAŞKANLIĞI

Tükürük kreatinin ve üre değerleri kullanılarak çocuklarda kronik böbrek hastalığı tanısı konulabilir mi? Dr. Rahime Renda

D Vitaminin Relaps Brucelloz üzerine Etkisi. Yrd.Doç.Dr. Turhan Togan Başkent Üniversitesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji

Tıbbı Onkoloji Dışkapı Yıldırım Beyazıt E.A.H Görevler: Görev Unvanı Görev Yeri Yıl Uzman Doktor-

Küçük Hücreli Dışı Akciğer Kanserli Hastalarda Serum İntraselüler Adezyon Molekülü (sicam-1)

Hematolog Gözüyle Fungal İnfeksiyonlara Yaklaşım. Dr Mehmet Ali Özcan Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Hematoloji Bilim Dalı İzmir-2012

Flow Sitometrinin Malign Hematolojide Kullanımı. Dr. Alphan Küpesiz Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Hematoloji/Onkoloji BD Antalya

KOLOREKTAL KARSİNOMLARDA HPV NİN ROLÜ VE KARSİNOGENEZ AÇISINDAN P53 VE BCL-2 İLE İLİŞKİSİ

MESANE TÜMÖRLERİNİN DOĞAL SEYRİ

Kolorektal Adenokarsinomlarda Tümör Tomurcuklanmasının Kolonoskopik Biyopsi ve Rezeksiyon Materyalleri Arasındaki Uyumu

Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi, İç Hastalıkları ABD, Medikal Onkoloji BD Güldal Esendağlı

Doç. Dr. Ahmet ALACACIOĞLU

Hepatit C. olgu sunumu. Uz. Dr. Hüseyin ÜÇKARDEŞ Bilecik Devlet Hastanesi

Adölesanda Lösemi & İnfant Lösemi

Koagülasyon Mekanizması

Düşük Riskli Diferansiye Tiroid Kanserlerinde RAİ Tedavisi

Kan Kanserleri (Lösemiler)

KOAGÜLASYON TESTLERİ

MEME KANSERİ HASTALARINDA JAM-A VE LFA-1 GEN VARYASYONLARININ ETKİSİNİN İNCELENMESİ

KRONİK HEMODİYALİZ HASTALARINDA ENDOTEL PROGENİTÖR HÜCRELERİ, İNFLAMASYON VE ENDOTEL DİSFONKSİYONU

Pediatrik Hastalarda Antifungal Tedavi Yaklaşımları

YENİDOĞAN BEBEĞİN KORDON KANI SAKLANMALI MI?

TÜMÖR BELİRTEÇLERİNİN KLİNİK TANIDA ÖNEMİ. Doç.Dr. Mustafa ALTINIŞIK ADÜTF Biyokimya AD 2006

7 Eylül Çarşamba. Myeloproliferatif Hastalıklar Prof.Dr. İ.Celalettin Haznedaroğlu (İç Hastalıkları - Hematoloji) Turuncu Amfi Teorik

DR ALPAY AZAP ANKARA ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ İNFEKSİYON HASTALIKLARI ve KLİNİK MİKROBİYOLOJİ AD

Kırım Kongo Kanamalı Ateş hastalarında ağırlık ve ölüm riskinin tahmininde plazma cell-free DNA düzeyinin önemi

Acıbadem Labmed Hematoloji Network

Kanser Tedavisi: Günümüz

Dr. Fatma PAKSOY TÜRKÖZ Atatürk Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Tıbbi Onkoloji

Maskeli Hipertansiyonda Anormal Tiyol Disülfid Dengesi

TAKD olgu sunumları- 21 Kasım Dr Şebnem Batur Dr Büge ÖZ İÜ Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Patoloji AD

ALFA FETOPROTEİN (TÜMÖR BELİRLEYİCİSİ)

LÖKOSİT. WBC; White Blood Cell,; Akyuvar. Lökosit için normal değer : Lökosit sayısını arttıran sebepler: Lökosit sayısını azaltan sebepler:

KANSER AŞILARI. Prof. Dr. Tezer Kutluk Hacettepe Üniversitesi

Çocukluk Çağı Kanserlerinin Epidemiyolojisi Prof. Dr. Tezer Kutluk

BİLİŞSEL GELİŞİM GERİLİĞİ VE OTİSTİK SPEKTRUM BOZUKLUĞU OLAN ÇOCUKLARDA SERUM PROGRANULİN DÜZEYLERİ

Hemodiyaliz Hastalarında Salusin Alfa ve Beta Düzeylerinin Ateroskleroz ile İlişkisi

OLGU SUNUMU. Dr. Furkan DURSUN GATA Haydarpaşa Eğitim Hastanesi TÜD KUZEY MARMARA ŞUBESİ AYLIK BİLİMSEL TOPLANTISI

Bağ doku. Mezodermden köken alır. En Yaygın bulunan dokudur ( Epitel, Kas, Kemik sinir)

Tam Kan Analizi. Yrd.Doç.Dr.Filiz BAKAR ATEŞ

TEŞEKKÜR. Çalışmalarımızda bize hep yardımcı olan Başkent Üniversitesi Adana Hastanesi Biyokimya Bölümünden Biyokimya uzmanı Rüksan Anarat a,

MEME KANSERİNDE YENİ BİR BELİRTEÇ: İnsan Epididymis Proteini 4 (HE-4)

MULTİPL PLAZMASİTOMLA SEYREDEN PLAZMA HÜCRE HASTALIKLARINDA TEDAVİ YAKLAŞIMI

Graft Yetersizliğinin Tanı ve Tedavisi. Dr Şahika Zeynep Akı Bahçeşehir Üniversitesi Tıp Fakültesi Bahçelievler Medical Park Hastanesi

OTOLOG HEMATOPOIETIK KÖK HÜCRE NAKLI YAPILAN (OHKHN) HASTALARDA, SERUM ALBUMIN DÜZEYLERININ ÖNEMI

I- Doğal-doğuştan (innate)var olan bağışıklık

Meme Olgu Sunumu. Gürdeniz Serin. Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Patoloji Anabilim Dalı. 3 Kasım Antalya

MEME KARSİNOMLARINDA GATA 3 EKSPRESYONU VE KLİNİKOPATOLOJİK PARAMETRELER İLE İLİŞKİSİ

26 Eylül 2014 Cuma (Mavi Salon)

Primer Kemik Lenfomaları Olgu Sunumu. Prof. Dr. Mustafa Benekli Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Onkoloji Bilim Dalı Ankara

Lösemide İmmünfenotipleme. Dr. Alphan Küpesiz Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Hematoloji BD / Antalya

Postmenopozal Kadınlarda Vücut Kitle İndeksinin Kemik Mineral Yoğunluğuna Etkisi

YARA İYİLEŞMESİ. Yrd.Doç.Dr. Burak Veli Ülger

Akciğer Dışı Tümör Olgularında İzole Mediasten FDG-PET Pozitif Lenf Nodlarının Histopatolojik Değerlendirilmesi

GATA HASTANESİ 2001 YILI MALİGNİTE OLGULARININ İNCELENMESİ

VIII. FAKTÖR XII EKSİKLİĞİ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU BÖLÜM ULUSAL TANI VE TEDAVİ KILAVUZU 2013

Fibrinolytics

4.SINIF HEMATOLOJI DERSLERI

İNVAZİV MESANE TÜMÖRLERİ. -Patoloji- Dilek Ertoy Baydar Hacettepe Ün. Patoloji AD

: Multipl Myeloma Kanser Kök Hücresinin Akım Sitometri İle Belirlenmesi ve Prognoza Etkisi

MEME KANSERİ KÖK HÜCRELERİNİN GEN EKSPRESYON PROFİLİ

HEMATOLOJİ, İMMUNOLOJİ VE ONKOLOJİ DERS KURULU SINAV GÜNLERİ. 1. KURUL SORUMLUSU ve SINAV SALON BAŞKANI: 1. KURUL SORUMLU YARDIMCISI :

PRP Terapi nedir? Kanınızdaki güzel ilaç, Genesis PRP

SLAYT SEMİNERİ TANISAL SİTOLOJİDE ALGORİTMİK YAKLAŞIM

Malignite Kaynaklı Plevra Sıvılarında CEA, CA 15-3, CA 19-9, CA 125, CA 72-4 ve AFP Düzeyinin Tanısal Değeri

KÜRATİF TEDAVİ SONRASI PSA YÜKSELMESİNE NASIL YAKLAŞALIM? Doç. Dr. Bülent Akduman Zonguldak Karaelmas Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji A.D.

SENTİNEL LENF NODU BİOPSİSİ VE ADJUVAN KEMOTERAPİ. Dr. Orhan TÜRKEN

Renin-Angiotensin System Blockers May Prolong Survival of Metastatic Non-Small Cell Lung Cancer Patients Receiving Erlotinib

HAYVANSAL ÜRETİM FİZYOLOJİSİ

CURRICULUM VITAE( CV) DEGREES AND POSTDOCTORAL EDUCATION

SAĞ VE SOL KOLON YERLEŞİMLİ TÜMÖRLER: AYNI ORGANDA FARKLI PATOLOJİK BULGULAR VE MİKROSATELLİT İNSTABİLİTE DURUMU

Meme Kanseri Teşhisi ve Evrelerini Belirlemede Bazı Enzimlerin Tanısal Performansının ROC (Receiver Operating Characteristics) Eğrisi ile

Nefrektomilerde lenfoid infiltrasyonlar

Birincil IgA Nefropatisinde C4d Varlığının ve Yoğunluğunun Böbrek Hasarlanma Derecesi ve Sağkalımı ile Birlikteliği

Glomerül Zedelenmesi -İmmunolojik Mekanizmalar-

1. HAFTA PAZARTESİ SALI ÇARŞAMBA PERŞEMBE CUMA. Kuramsal Ders Non-viral kronik karaciğer hastalıkları S. Cihan Yurdaydın

KHDAK da Güncel Hedef Tedaviler

ENG Mesleki İngilizce-I İNGİLİZCE ENG Mesleki İngilizce-I İNGİLİZCE

Prolidaz; Önemi ve güncel yaklaşımlar

Epstein-Barr virüs enfeksiyonlarında trombosit parametrelerinin değerlendirilmesi

Primeri Bilinmeyen Aksiller Metastazda Cerrahi Yaklaşım. Dr. Ali İlker Filiz GATA Haydarpaşa Eğitim Hastanesi Genel Cerrahi Servisi

TİP I HİPERSENSİTİVİTE REAKSİYONU. Prof. Dr. Bilun Gemicioğlu

Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi, Çocuk Nefroloji Bilim Dalı

BFM ALL tedavi protokolü sırasında yaşanan engeller ve problemler

MEME VE KOLON KANSERİ HÜCRELERİ İLE OLUŞAN ANJİYOGENEZİN PROPOLİS YOLUYLA İNHİBİSYONU PROF.DR. ÇİĞDEM YENİSEY ADÜ TIP FAK. TIBBİ BİYOKİMYA AD

III. BÖLÜM EDİNSEL SAF ERİTROİD DİZİ APLAZİSİ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU ULUSAL TEDAVİ KILAVUZU 2011

Hematopoetic Kök Hücre ve Hematopoez. Dr. Mustafa ÇETİN

KRONİK AMR TEDAVİ EDİLMELİ Mİ? EVET DR. ÜLKEM ÇAKIR ACIBADEM ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ

ÇOCUKLUK ÇAĞI KANSERLERİ TPOG ÇALIŞMA SONUÇLARI. Prof. Dr. Rejin KEBUDİ

LÖKOSİTOZLU ÇOCUĞA YAKLAŞIM. Doç.Dr.Alphan Küpesiz Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Hematoloji Onkoloji BD Antalya

Transkript:

Hematolojik malignitelerde plazma thrombospondin düzeyleri Erdal Kurtoğlu 1, Ayşegül Uğur 2, Levent Ündar 3 1 Selçuk Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi Hematoloji Bilim Dalı, Konya Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi 2 Biyokimya Anabilim Dalı, 3 Hematoloji Bilim Dalı, Antalya Amaç: Trombospondin (TSP) trombositler, megakaryositler, endotel hücreleri, düz kas hücreleri, fibroblastlar, pnömositler, makrofajlar, monositler ve tümör hücreleri tarafından salgılanan adhesiv özellik gösteren bir glikoproteindir. TSP nin tümör metastazında çok önemli oynadığı bilinmektedir. Çalışmamızda hematolojik malignitesi olan olguların plazma TSP düzeyini sağlıklı bireylerle ve tanılarına göre birbirleri ile kıyaslamayı amaçladık. Yöntem: Bu çalışmada 53 hematolojik maligniteli hasta ile 31 sağlıklı erişkinin plazma TSP düzeyleri sandwich ELİZA yöntemi ile ölçülerek kıyaslanmıştır. Bulgular: Tüm hastalar ele alındığında hastaların serum TSP düzeyi sağlıklı bireylerinkinden farksız bulundu (P=0.97). grubu da dahil olmak üzere tüm grupların analizi, gruplar arasında TSP düzeyi açısından anlamlı bir fark olmadığını gösterdi (P=0.21). MDS/KML grubunun median TSP düzeyi AML grubununkinden anlamlı olarak yüksek bulundu (P=0.045). grubu da dahil olmak üzere tüm altgrupların analizi, altgruplar arasında TSP düzeyi açısından anlamlı bir fark olduğunu gösterdi (P=0.0024). Sonuç: Hematolojik malignitelerde solid malignitelerden farklı olarak normal ya da düşük plazma TSP düzeyleri ile karşılaşmamız sürpriz oldu. Açıklayıcı yorumlarda bulunabilmek için hasta sayısının daha çok olduğu çalışmaların yapılması gereklidir. Plazma TSP düzeylerindeki düşüklük hematolojik malignitelerin biyolojilerinin solid malignitelerin biyolojilerinden farklılığının bir göstergesi olarak da ele alınabilir. Anahtar kelimeler: Trombospondin, hematolojik malignite, lenfoma, multiple myeloma Plasma thrombospondin levels in hematologic malignancies Objective: Thrombospondin (TSP) is an adhesive glycoprotein secreted by different types of cells, namely thrombocytes, endothelial cells, smooth muscle cells, fibroblasts, macrophages, monocytes and tumor cells. It is well-known that TSP plays an important role in tumor metastasis. We aimed to compare plasma TSP levels of patients with hematologic malignancies to normal healthy ones and with each other according to different diagnosis. Methods: In this study plasma TSP levels of 53 patients with hematological malignancy and 31 healthy controls were measured by sandwich ELISA method and then compared. Results: Overall plasma TSP levels of patients were not different from those of healthy controls (P=0.97). Overall analysis of all groups including controls revealed no difference of plasma TSP levels (P=0.21). Furthermore pairwise comparison of groups showed that median plasma TSP level of MDS/KML group was significantly high in comparison to that of acute leukemia group (P=0.045). Overall analysis plasma TSP levels of all subgroups including controls revealed a significant difference among them (P=0.0024). Conclusion: We are surprised by low plasma TSP levels in hematological malignancies unlike solid malignancies. Studies holding more patients are needed. Actually low plasma levels of TSP may be an indicator of the biological difference between hematologic and solid malignancies. Key words: Thrombospondin, hematologic malignities, lymphoma, multiple myeloma Genel Tıp Derg 2003;13(1):1-7 Yazışma adresi: Yrd.Doç.Dr.Erdal Kurtoğlu, Selçuk Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi Hematoloji Bilim Dalı, Konya. E-posta: erdalkurtoglu@yahoo.com Thrombospondin (TSP), trombositlerin!-granülleri içinde bulunan adeziv bir glikoproteindir. TSP nin, trombositlerin yanı sıra birçok hücre tarafından salgılandığı bilinmektedir Herhangi bir uyarıya bağlı olarak salındığında trombositlerin agregasyonuna neden olur (1). 1

TSP hücre adezyonu, hareketi ve büyümesi üzerinde etki gösterir. Çevre dokunun malign hücrelerle invazyonunu stimüle ederek tümöral gelişime yardımcı olur. Tümör gelişimi ve endotel üzerindeki etkisi, önemli bir tümöral büyüme ve metastaz faktörü olarak ilgi çekmesine neden olmaktadır. TSP nin, in vivo ortamda bazı tümörlerin büyümesini ve metastazını baskıladığı ve anjiogenezi inhibe ettiği gösterilmiştir. Ancak, bu etkinin tümör tipine göre değişiklik gösterdiği de izlenmiştir (2-4). Jinekolojik ve gastrointestinal sistemlere ait solid tümörü olan hastalarda plazma TSP düzeyleri sağlıklı insanlara göre yüksek bulunmuştur (5,6). Karaciğer metastazı olan mide ve kolorektal kanser olgularında, metastatik meme ve akciğer kanseri olgularında normalin 2 ila 3 katına ulaşan plazma TSP düzeylerine rastlanmıştır (4). Akut lösemili olgulardaki plazma TSP düzeyini ölçmek için yapılan bir çalışmada plazma TSP düzeyi anlamlı olarak düşük bulunmuştur (7). Bu çalışma dışında diğer hematolojik malignitelerdeki plazma TSP düzeyini yansıtan başka çalışma yapılmamıştır. Çalışmamızda hematolojik malignitesi olan olguların plazma TSP düzeyini sağlıklı bireylerle ve tanılarına göre birbirleri ile kıyaslamayı amaçladık. Yöntem Bu çalışma; kliniğimizde yatmış ve yeni tanı alıp kemoterapi/radyoterapi uygulanmamış olan çeşitli hematolojik maligniteli 53 hasta (26 erkek, 27 kadın, ortanca yaş 49, yaş aralığı 19-77) ile bilinen herhangi bir akut veya kronik hastalığı olmayan ve ilaç kullanmayan 31 sağlıklı erişkin (17 erkek, 14 kadın, ortanca yaş 44, yaş aralığı 23-70) kontrol grubu olarak çalışmaya alındı (Tablo 1). Olgular istatistik analiz için 5 gruba [lenfoproliferatif hastalık (LPH), akut lösemi (AL), multipl myelom (), myelodisplastik sendrom/kronik myeloid lösemi (MDS/KML), kontrol] ve 6 alt gruba (non- Hodgkin lenfoma (NHL), kronik lenfositik lösemi/tüylü hücre lösemi (KLL/THL), akut myeloblastik lösemi (AML), multipl myelom (), myelodisplastik sendrom (MDS), kronik myeloid lösemi (KML) ve kontrol) ayrıldı. ALL ve Hodgkin alt grupları olgu sayılarının azlığı nedeniyle alt grup karşılaştırmalarına alınmadı. Tablo 1.Hastaların yaş, cinsiyet ve tanı özellikleri Hastalar Yaş Cins (E/K) Olgu sayısı Lenfoproliferatif hastalıklar NHL KLL/THL Hodgkin lenfoma Akut lösemiler 49 (30-75) 9/10 19 10 6 3 41 (20-73) 9/8 17 AML ALL 12 5 Multipl myelom 50 (19-77) 7/3 10 MDS/KML 49 (26-77) 1/6 7 48 (24-72) 15/16 31 Örneklerin alımı sırasında trombositlerin aktivasyonu ve kanın pıhtılaşmasını önlemek için azami dikkat gösterildi. Kan örnekleri venöz staz uygulanmaksızın alındı ve ilk 1-2 ml si atıldı. Sonraki 4-5 ml si in vitro trombosit agregasyonunun ve trombosit salıverme reaksiyonunun önlenmesi için sodyun sitrat, teofilin, adenozin ve dipiridamol içeren özel tüplere alındı (Diatube-H, Diagnostica Stago, Fransa) ve hemen buzlu su banyosuna yerleştirildi. Su banyosunda en az 15 dakika bekletilen örnekler ilk 1 saat içerisinde +40 0 C de 2500 g de 30 dakika santrifüj edildi. Süpernatan plazmanın orta 1/3 ü alınarak -70 0 C de çalışma zamanına dek saklandı. TSP nin kantitatif ölçümü, ticari hazır kit (Asserachrom, Thrombospondin, Diagnostica Stago, Asnieres, France) kullanarak ve üretici firmanın yönergesi doğrultusunda ELISA yöntemiyle gerçekleştirildi. Plazma örnekleri, spesifik anti-human TSP antikorları ile önceden kaplanmış kuyucuklara yerleştirilerek capture sağlandı. Ardından tavşan anti-tsp peroksidaz kojugatı eklenerek sandwich oluşturuldu. Ortho-phenylenediamine/H 2 O 2 substratı eklenerek renk değişimi sağlandı. Güçlü asit solüsyonu eklenerek reaksiyon durduruldu ve oluşan renk değişimi mikroplak okuyucusundan (Eurogenetics, Belçika) 492 nm de okundu. Kitin içerisinde yer alan standart TSP solüsyonu kullanılarak log-log grafik kağıt üzerinde elde edilen 2

kalibrasyon eğrisi ile plazma örneklerinin TSP sonuçları okundu. Gruplar arasında bir farklılığın olup olmadığı Kruskal-Wallis testi ile analiz edildi. Grupların ikili karşılaştırılmaları için Mann-Whitney U testi kullanıldı. Plazma TSP düzeyi ile trombosit sayısı arasındaki korelasyon Spearman s rank korelasyon testi ile analiz edildi. P<0.05 anlamlı olarak kabul edildi. Tabloda ve şekillerde değerler median (range) olarak verildi. Şekil 1. Hasta ve kontrol gruplarının plazma TSP değerleri 200 100 0 114 Hastalar 67 Hastalar p=0.97 Bulgular Trombosit sayısı ile plazma TSP düzeyi arasında anlamlı bir korelasyon saptanmadı. Bu nedenle diğer istatistik karşılaştırmalarda olguların ham TSP düzeyleri kullanıldı. Tüm hastalar ele alındığında; hastaların median plazma TSP düzeyi [114 (1-1382) ng/ml] sağlıklı bireylerinki ile [67 (5-1387) ng/ml] kıyaslandığında iki grup arasında istatistiksel fark yoktu (P=0.97) (Şekil 1). grubu da dahil olmak üzere tüm grupların genel analizi, gruplar arasında plazma TSP düzeyi açısından anlamlı bir fark olmadığını gösterdi (P=0.21). Buna karşın grupların birbirleri ile kıyaslamalarında sadece MDS/KML grubunun median plazma TSP düzeyi akut lösemi grubununkinden anlamlı olarak yüksek bulundu [sırasıyla 535 (32-1220) ve (62 (1-1007) ng/ml] (P=0.045) (Şekil 2). grubu da dahil olmak üzere tüm altgrupların analizi, gruplar arasında median plazma TSP düzeyi açısından anlamlı bir fark olduğunu gösterdi (P=0.0024) (Şekil 3). NHL alt grubunun median plazma TSP düzeyi ALL dışındaki alt grupların hepsinden belirgin olarak daha düşüktü. Diğer alt grupların birbirleri ve sağlıklı kontrol grup ile aralarında anlamlı bir fark yoktu. Tartışma TSP trombositlerde, megakaryositlerde, monositlerde, kapiller endotelinde ve memelilerin epitelinde bulunan, molekül ağırlığı 450,000 dalton Şekil 2. Grupların ve kontrol grubunun plazma TSP değerleri 600 500 400 300 200 100 0 LPH 34 62 167 AL KML/MDS 535 67 LPH AL KML/MDS Şekil 3. Alt gruplara göre plazma TSP düzeyleri 600 500 400 300 200 100 0 21 NHL 175 71 167 535 67 NHL KLL/HCL AML KML/MDS olan adheziv bir glikoproteindir (1). TSP hematopoetik progenitör hücrelerin de arasında bulunduğu birçok farklı, malign ve benign hücrenin adezyonunu, hareketini ve büyümesini sağlar, çevre dokunun malign hücrelerle invazyonunu stimüle ederek tümoral gelişime yardımcı olur. Bu özellikleri ile önemli bir tümöral büyüme ve metastaz faktörü 3

olarak ilgi çekmektedir. TSP nin in vivo ortamda bazı tümörlerin büyümesini ve metastazını baskıladığı ve anjiogenezi inhibe ettiği gösterilmiştir. Ancak bu etki tümöral hücre tipine göre değişmektedir. TSP bazı hücre tipleri üzerinde ise, stimüle edici olarak etki göstermekte ve tümör gelişimini hızlandırmaktadır (2-4). Jinekolojik ve gastrointestinal tümörü bulunan hastalarda plazma TSP düzeylerinin sağlıklı insanlara oranla daha yüksek olduğu gösterilmiştir (5,6,8). Karaciğer metastazı olan mide ve kolorektal kanserlerde metastazı olmayan olgulara oranla yüksek plazma TSP düzeyleri saptanmıştır. Benzer şekilde; metastatik meme ve akciğer kanserlerinde de metastatik olmayan olgulara ve sağlıklı insanlara oranla plazma TSP düzeyinde 2 ila 3 kata ulaşan artışlar bildirilmiştir. Buna dayanılarak tümör yükü ile plazma TSP düzeyi arasında bir ilişki olabileceği düşünülmüştür (4). Bu yüksekliğin nedeninin tümör tarafından gerçekleştirilen venöz invazyon olduğu sanılmaktadır. Kolorektal kanserler üzerine yapılan bir çalışmada plazma TSP düzeyi ile venöz invazyonun derecesi arasında lineer bir ilişki saptanmış olması bu düşünceyi desteklemektedir (9-15). Yamashita ve arkadaşları (16) da yaptıkları çalışmada, venöz invazyon gösteren kolorektal kanser olgularında venöz invazyon göstermeyenlere oranla plazma TSP düzeyini yüksek bulmuşlardır. Bu bulgu tümörün venöz invazyon sonucunda trombositleri aktive ettiğinin ve aktive olan trombositlerin de TSP salgıladığının bir göstergesidir (16). TSP nin yassı hücreli ösefagus kanserinin gelişiminde önemli bir rol oynadığı, tümörün gelişmesine ve metastaz yapmasına katkıda bulunduğu saptanmıştır. Plazma TSP düzeyinin tümörün venöz invazyonunu ve lenf bezi tutulumunu saptamada yararlı bir indikatör olduğu bulunmuştur (17). Tüm olgularımız ele alındığında TSP düzeylerini sağlıklı bireylerinkinden farksız bulduk (P=0.97). NHL grubunun medyan plazma TSP düzeyi ALL dışındaki grupların hepsinden ve sağlıklı bireylerinkinden anlamlı olarak düşüktü. Özatlı ve arkadaşları (7) AML li hastalarda solid tümörlerden farklı şekilde, plazma TSP düzeyi sağlıklı bireylere oranla anlamlı olarak düşük bulunurken, bu düşük değer çalışmaya alınan hastaların trombosit sayılarının azlığı ile açıklanmıştır. Biz; akut lösemili olgularımızı, sağlıklı bireylerle karşılaştırdığımızda plazma TSP düzeyi açısından anlamlı bir fark bulmadık. Ancak akut lösemili olgularımızın plazma TSP düzeyi, MDS/KML alt grubu ile karşılaştırıldığında anlamlı olarak düşüktü (P=0.045). Akut lösemili hastalarda endotel hasarının varlığını dikkate alarak yüksek, en azından normal değerler bulmayı beklemekteydik. Bu düşük değerin nedeni çalışmaya alınan hastaların trombosit değerlerindeki düşüklük olabilir (7). Bilindiği gibi TSP, trombositlerin!-granüllerinde bulunmaktadır. İnsan megakaryositik lösemi hücre dizilerinde,!-granüllerinin immunohistokimyasal metodlarla boyanması sonucunda bu granüller içindeki TSP nin varlığı gösterilmiştir (18,19). Bu bulgular, AML-M7 tanısı almış olgularda saptanan yüksek plazma TSP düzeyini destekler niteliktedir (20). Buna ek olarak; megakaryositik seri lösemilerinde ve MEG-01 ve HEL gibi megakaryositik lösemi hücre dizilerinde TSP reseptörü olan CD36 antijeni hem sentezlenmekte hem de eksprese edilmektedir (21). CD36 trombositlerin yanı sıra megakaryositlerde, monositlerde, kapiller endotelinde ve memeli epitelinde de bulunan major glikoproteinlerinden biridir ve TSP ile etkileşime girebilen bir hücre adezyon reseptörüdür (22,23). CD 36 nın hemostaz, tromboz, malarya enfeksiyonu, inflamasyon, lipid metabolizması ve aterogenez gibi bir çok metabolik olayda önemli rol oynadığı kanıtlanmıştır (24). CD36, insan B lenfositlerince eksprese ediliyor olamamasına karşın; insan B hücre kökenli anjiotropik lenfomada da CD36 ekspresyonu gösterilmiştir. CD36 nın burada lenfoblastların endotele adezyonunda rol oynadığı düşünülmüştür. KLL de bulunan CD19 pozitif B lenfositlerinde de CD36 nın varlığı gösterilmiştir. CD36 pozitif KLL olgularında tümör yayılımının daha hızlı olduğu bilinmektedir (25). da plazma TSP düzeyi ile CD36 ilişkisi üzerine herhangi bir çalışma yapılmamıştır., B hücre kökenli, kemik iliğinde olgun, monoklonal plazma hücreleri ile karakterize hematolojik bir malignitedir (26). hücrelerinin belirgin bir özelliği, bu hücrelerin hastalığın genel süreci içerisinde kemik iliğinde kalmaya olan eğilimleridir (27). de her ne kadar egemen olan 4

hücreler olgun plazma hücreleri ise de, plazma hücrelerinin öncüsü konumundaki immatür B hücreleri de fazladır. İmmatür B hücreleri hastalığın ilerleyen evrelerinde sayıca artarak dolaşımda görünür hale gelirler. Bu immatür hücrelerin hastalığın diğer dokulara yayılmasında ve homing üzerinde önemli rolü vardır (26,28). Bu şekildeki immatür hücrelerin dolaşımda görülmesi, bu hücrelerin endotele bağlanmasını sağlayan adezyon molekülleri ile donatıldığını göstermektedir (27). Kemik iliğindeki plazma hücreleri de stromal elmanlarla etkileşime girebilen birçok adezyon molekülünü eksprese ederler (29). Tenascin, laminin, FNC, kollajen tip I, III, V ve IV, lu hastaların kemik iliği kryopresipitatlarında saptanmıştır (30). Myeloma hücre dizileri FNC e bağlanabildikleri gibi kendileri de FNC üretebilirler. Yapılan fonksiyonel çalışmalar FNC nin myeloma hücrelerinin stromaya bağlanmasında çok az rol oynadığını esas rolün diğer adezyon moleküllerince oynandığını göstermektedir (28). Çalışmamızda li hastalarda solid tümörlerin yayılımında önemli rolü olan TSP nin plazma düzeyini sağlıklı kontrollerden farklı bulmadık. Bugüne kadar da TSP düzeylerini yansıtan başka bir çalışmaya da rastlamadık. NHL, birçok adezyon molekülü eksprese ederler. Bu moleküller yalnızca lenfosit trafiğine yardımcı olmazlar aynı zamanda NHL nın yayılmasında da önemli rol oynarlar. Kütanöz lenfosit antijeni, alfa 4 beta 7, alfa E beta 7 ve L-selektin gibi moleküller sırası ile cilt, mukoza, epitel ve lenf bezlerinde lenfositlerin yerleşmesini sağlarlar. Bu bölgelerde ortaya çıkan lenfomalar bu molekülleri kuvvetle eksprese ederler (30). Genelde; CD36 insan B- lenfositlerinde her zaman eksprese olan bir antijen değildir. Yukarıda sözü edildiği gibi yakın zamanda B hücre kökenli anjiotrofik lenfoma CD36 ekspresyonu gösterilmiştir. Olasılıkla bu antijen lenfoblastların endotele olan adezyonlarını gerçekleştirmektedir. CD19 pozitif B hücre kökenli KLL olgularında eş zamanlı olarak CD36 ekspresyonu da saptanmıştır. Bu bulgu, CD36 nın B hücre kökenli KLL olgularında tümör hücrelerinin yayılımından sorumlu olduğunu desteklemektedir (25). Çalışmamızda NHL lı olgularımızın TSP düzeylerini diğer hastalık gruplarından ve sağlıklı kontrollerden bile düşük bulduk. Aslında; CD36 ile homing arasındaki ilişkiyi göz önüne alınca plazma TSP düzeyini yüksek beklerdik. Bunun nedeni NHL lı hastalarımızın kemik iliği tutulumu ve buna bağlı megakaryosit ve trombosit sayılarındaki düşüklük ve sonuç olarak gelişen TSP üretimindeki azlık olabilir (20). Ancak hastalarımızda kemik iliği tutulumu olmasına karşın trombosit sayıları normaldi. Bu nedenle üretimden kaynaklanan bir plazma TSP düzeyi düşüklüğü olası görünmemektedir. Plazmadaki TSP nin dolaşımdan, kaçışı dolayısı ile kapiller sızdırma buna neden olabilir. Bilindiği gibi tümörün mikrovasküler yapısı sağlıklı dokulara kıyasla makromoleküllere daha geçirgendir. Buna bağlı olarak da dolaşımdaki makromoleküllerin tümöral dokuya kaybı söz konusu olabilir (31). Bunu göstermek için lenfoma dokusundaki TSP düzeyinin ölçüldüğü çalışmaların yapılması gereklidir. Fare modelinin kullanıldığı bir çalışmada (5) TSP nin pıhtı oluşumunu ve tümör hücrelerinin adezyonunu artırarak tümör hücrelerinin yayılımını sağladığı görülmüştür. Ancak insanda aynı mekanizmanın işleyip işlemediği spekülasyona açık bir konudur. Bununla birlikte, yaklaşık 100 yıl önce Trousseau nun gastrointestinal malignitesi olan hastalarda gözlemlediği tromboflebit dolaylı olarak bu şekildeki bir mekanizmanın insandaki varlığı desteklemektedir. Otopsi yapılan kanser hastalarının yaklaşık % 50 sinde tromboemboliye rastlanmaktadır (32). Birçok malignitede rastlanan artmış trombosit aktivasyonu ve hiperagregabilite de TSP nin metastaz oluşumundaki rolünü destekler. TSP, akciğer kanseri olgularında TGF "1 i aktive ederek plazminojen aktivatör sistemini harekete geçirir. Böylece hücresel upa ve PAI üretimi artar. TSP üretimi artan plazminojen ve upa ya bağlanır (33). NHL li olgularımızdaki plazma TSP düzeyi bu bağlanma nedeni ile düşük olabilir. Sonuç olarak; hematolojik malignitelerde solid malignitelerden farklı olarak normal ya da düşük plazma TSP düzeyleri ile karşılaşmamız sürpriz oldu. Bu durumu açıklamak için yaptığımız tüm yorumlar spekülatiftir. Daha açıklayıcı yorumlarda bulunabilmek için hasta sayısının daha çok olduğu çalışmaların yapılması gereklidir. Hasta sayısının çok olduğu çalışmalarda plazma TSP düzeyleri yine normal ya da yüksek çıkarsa bu düşüklüğün nedenini aydınlatmak için TSP düzeyinin fibrinolitik parametrelerle ilişkisini, kapiller leak açısından işaretli TSP nin doku dışına kaçıp kaçmadığının 5

gösterilmesini ve daha genelinde de bu hastaların TSP üretim-tüketim kinetiğini gösterecek çalışmaların yapılması gerekmektedir. Aslında plazma TSP düzeylerindeki düşüklük belki de hematolojik malignitelerin biyolojilerinin solid malignitelerin biyolojilerinden farklılığının bir göstergesi olarak da ele alınabilir. Kaynaklar 1. Frazier WA. Thrombospondin: A modular adhesive glycoprotein of platelets and nucleated cells. J Cell Biol 1987;105:625-32. 2. Roberts DD. Regulation of tumor growth and metastasis by thrombospondin-1. FASEB J 1996;10:1183-91. 3. Tuszynski GP, Rothman V, Murphy A, Siegler K, Smith L. Thrombospondin promotes cell-substratum adhesion. Science 1987;236:1570-3. 4. Hosokawa T, Murasisi A, Rothman VL, Papale M, Tuszynski GP. The effect of thrombospondin on invasion of fibrin gels by human A549 lung carcinoma. Oncol Res 1993;5:5183-9. 5. Tuszynski GP, Smith M, Rothman VL, Capuzzi DD, Joseph RR, Katz J. Thrombospondin levels in patients with malignancy. Thromb Haemost 1992;67:607-11. 6. Nathan FE, Hernandez E, Dunton CJ, Treat J, Switalska HI, Joseph RR, et al. Plasma thrombospondin levels in patients with gynecologic malignancies. Cancer 1994;73:2853-8. 7. Özatlı D, Koçoğlu H, Haznedaroğlu İC, Koşar A, Büyükaşık Y, Özcebe O, et al. Circulating thrombomodulin, thrombospondin and fibronectin in acute myeloblastic leukemias. Hematologia 1999;29:277-83. 8. Switalska HI, Niewiarowski S, Tuszynski GP, Rucinski B, Schmaier AH, Morinelli TA, et al. Radioimmunoassay of human platelet thrombospondin: Different patterns of thrombospondin and "-thromboglobolin antigen secretion and clearance from the circulation. J Lab Clin Med 1985;106:690-700. 9. Pratt DA, Miller WR, Dawes J. Thrombospondin in malignant and non-malignant breast tissue. Eur J Cancer Clin Oncol 1989;25:343-50. 10. Grinnel RS. The lymphatic and venous spread of carcinoma of the rectum. Ann Surg 1942;116:200-16. 11. Carrol SE. The prognostic significance of gross venous invasion in carcinoma of the rectum. Can J Surg 1963;6:281-8. 12. Khankahnian N, Mavligit GM, Russell WO, Schimek M. Prognostic significance of vascular invasion in colorectal cancer of Dukes B class. Cancer 1977;39:1195-200. 13. Talbot IC, Ritchie S. The clinical significance of invasion of veins by rectal cancer. Br J Surg 1980;67:439-42. 14. Minsky BD, Mies C. The clinical significance of vascular invasion in colorectal cancer. Dis Colon Rectum 1989;32:794-803. 15. Krasna MJ, Flancbaum L, Cody RP, Shneibaum S, Ari GB. Vascular and neural invasion in colorectal carcinoma: Incidence and prognostic significance. Cancer 1988;61:1018-23. 16. Yamashita Y, Kurohiji T, Tuszynski GP, Sakai T, Shirakusa T. Plasma thrombospondin levels in patients with colorectal carcinoma. Cancer 1998;82:632-8. 17. Oshiba G, Kijima H, Himeno S, Kenmochi T, Kise Y. Stromal thrombospondin-1 expression is correlated with progression of esophageal squamous cell carcinomas. Anticancer Res 1999;19(5C):4375-8. 18. Hamamoto K, Ohga S, Nagano T, Kishimoto Y, Yasunaga K, Sato T. Expression of platelet alpha-granule proteins in a human megakaryocytic leukemia cell line (CMK 11-5). Int J Hematol 1993;58:105-12. 19. Ryo R, Yoshida A, Yamaguchi N. Megakaryocytic leukemia cell lines and megakaryocytic leukemia. Rinsho Byori 1999;38:514-23. 20. Dawes J, Pratt DA, Dewar MS, Preston FE. Do extra-platelet sources contribute to the plasma level of thrombospondin? Thromb Haemost 1988;59:276-81. 21. Imamura N, Mtasiwa DM, Inada T, Kuramoto A. Different expression of CD36 antigen molecule on the surface of megakaryocyte lineage leukemias and megakaryocyte leukemia cell lines MEG-01 and HEL. Leukemia 1990;4:525-8. 22. Ikeda H, Platelet membrane protein CD36. Hokkaido Igaku Zasshi 1999;74:99-104. 23. Tsuchida T, Kijima H, Tokunaga T, Oshika Y, Hatanaka H. Expression of the thrombospondin receptor CD36 is correlated with decreased stromal vascularisation in colon cancer. Int J Oncol 1999;14:47-51. 24. Daviet L, McGregor JL. Vascular biology of CD36: Roles of this new adhesion molecule family in different disease states. Thromb Haemost 1997;78:65-9. 25. Rutella S, Rumi C, Puggioni P, Barberi T, Di Mario A, Larocca LM, et al. Expression of thrombospondin receptor (CD36) in B-cell chronic lymphocytic leukemia as an indicator of tumor cell dissemination. Haematologica 1999;84:419-24. 26. Van Riet I, Vanderkerken K, de Greef C, Van Camp B. Homing behavior of the malign cell clones in multiple myeloma. Med Oncol 1998;1:154-64. 27. Van Riet I. Homing mechanisms of myeloma cells. Pathol Biol 1999;47:98-108. 28. Van Camp B, Van Riet I. Homing mechanism in biology of multiple myeloma. Verh K Acad Geneeskd Belg 1998;60:163-94. 29. Kibler C, Schermutzki F, Waller HD, Timpl R, Mullar CA, Klein G. Adhesive interactions of human multiple myeloma cell lines with different extracellular matrix proteins. Cell Adhes Commun 1998;5:307-23. 30. Pals ST, Drillenburg P, Radaskiewicz T, Manten-Horst E. Adhesion molecules in the dissemination of non-hodgkin s lymphomas. Acta Haematol 1997;97:73-80. 31. Dvorak HF. Leaky tumor vessels: Consequences for tumor stroma generation and for solid tumor therapy. Prog Clin Biol Res 1990;354A:317-30. 6

32. Edwards RL, Rickles FR. Hemostatic alterations in cancer patients. In: Honn JV, Sloane BF, editors. Hemostatic Mechanisms and Metastasis. Martinus Nijhoff, Boston 1984; p 343. 33. Arnoletti JP, Albo D, Granick MS, Solomon MP, Castiglioni A. Thrombospondin and transforming growth factor-beta 1 increase expression of urokinase-type plasminogen activator and plasminogen activator inhibitor-1 in human MDA-MB- 231 breast cancer. Cancer 1995;76:998-1005. 7