TÜRKİYE DE OPTİMAL SE YORAJ TEORİSİ VE KAMU

Benzer belgeler
Birim Kök Testleri 3/24/2016. Bir stokastik sürecin birim kök içerip içermediğini nasıl anlarız? Hatırlarsak aşağıdaki AR(1) sürecinde

Birim Kök Testleri. Random Walk. Bir stokastiksürecin birim kök içerip içermediğini nasıl anlarız? Hatırlarsak aşağıdaki AR(1) sürecinde

Zaman Serisi Modelleri: Birim Kök Testleri, Eşbütünleşme, Hata Düzeltme Modelleri

Birim Kök Testleri. Zaman Serisi Modelleri: Birim Kök Testleri, Eşbütünleşme, Hata Düzeltme Modelleri

CAGAN IN PARA TALEBİ MODELİ VE ENFLASYON İLİŞKİSİ: AMPİRİK ANALİZ ( ) *

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Sayı: / 24 Mayıs 2010 EKONOMİ NOTLARI

Türkiye de Tüketim Eğilimi ve Maliye Politikası

BİRİM KÖK TESTLERİNDE YAPISAL KIRILMA ZAMANININ İÇSEL OLARAK BELİRLENMESİ PROBLEMİ: ALTERNATİF YAKLAŞIMLARIN PERFORMANSLARI

Box-Jenkıns Modelleri ile Aylık Döviz Kuru Tahmini Üzerine Bir Uygulama

ÇOKLU DOĞRUSAL BAĞLANTI

EŞANLI DENKLEMLİ MODELLER

Dolar Kurundaki Günlük Hareketler Üzerine Bazı Gözlemler

SORU SETİ 02 (REVİZE EDİLDİ) FİNAL KONULARI

Teknolojik bir değişiklik veya üretim arttırıcı bir yatırımın sonucunda ihracatta, üretim miktarında vs. önemli artışlar olabilir.

TCMB FAĐZ KARARLARININ HĐSSE SENEDĐ PĐYASALARI ÜZERĐNE ETKĐSĐ

A. ENFLASYON VE İŞSİZLİK A.1. Enflasyon ve Tanımı: Fiyatlar genel düzeyindeki sürekli artışlardır. Temel olarak ortaya çıkış nedenleri üçe ayrılır:

ENFLASYON-BÜYÜME SÜRECİNDE SABİT SERMAYE YATIRIMLARI

Zekeriya Yıldırım ENFLASYON REJİMLERİ VE ÜRETİCİ ENFLASYONUNDAN TÜKETİCİ ENFLASYONUNA GEÇİŞKENLİK

KONYA İLİ SICAKLIK VERİLERİNİN ÇİFTDOĞRUSAL ZAMAN SERİSİ MODELİ İLE MODELLENMESİ

DEĞİŞKENLER ARASINDAKİ GECİKMELİ İLİŞKİLER: Dağıtılmış Gecikme ve Otoregresiv Modeller

İŞSİZLİK VE İNTİHAR İLİŞKİSİ: VAR ANALİZİ Ferhat TOPBAŞ *

ENFLASYON ve DOLAYLI VERGĐLERDEN ELDE EDĐLEN GELĐRLER ARASINDAKĐ ĐLĐŞKĐNĐN VAR YÖNTEMĐYLE ANALĐZĐ

BÖLÜM 5 İKTİSAT POLİTİKALARININ UZUN DÖNEMLİ BÜYÜMEYE ETKİLERİ: İÇSEL BÜYÜME TEORİLERİ ÇERÇEVESİNDE DEĞERLENDİRME

Türkiye de Faiz Haddi ve Enflasyon İlişkisi: Gibson Paradoksu na Yönelik Bir Değerlendirme

Rasyonel Beklentiler Hipotezinin Testi: Enflasyon, Faiz ve Kur 1

Eurasian Journal of Researches in Social and Economics Avrasya Sosyal ve Ekonomi Araştırmaları Dergisi ISSN:

REEL KURLAR VE BALASSA- SAMUELSON HİPOTEZİ. Arş. Gör. Almıla BURGAÇ ÇİL

FAİZ ORANINDAKİ BİR ARTIŞ CARİ İŞLEMLER AÇIĞINI ARTIRIR MI?

The Roles of Financial Factors on the Real Money Demand: Turkey Case

Para Talebinin Belirleyenleri ve İstikrarı Üzerine Bir Uygulama: Türkiye Örneği

Türkiye de Faiz Kanalı İle Parasal Aktarım Mekanizması

PARA ARZININ ÇIKTI ÜZERİNE ETKİLERİ

OTOKORELASYON OTOKORELASYON

Kamu Borçlanması, Sermaye Stoku ve Tüketim İlişkisinin Belirlenmesi: Bir Ardışık Nesiller Modeli

Kamu Harcamaları ve Vergi Politikalarının Uzun Dönemli Büyüme Sürecine Etkileri: Yeni İçsel Büyüme Modelleri Açısından Bir Bakış ve Türkiye Örneği

AYÇİÇEK VE SOYA YAĞI İTHALAT TALEBİNİN ANALİZİ

AKADEMİK BAKIŞ Uluslararası Hakemli Sosyal Bilimler E-Dergisi ISSN: X Sayı: 10 Eylül 2006

TÜRKİYE DE İNŞAAT SEKTÖRÜ VE PARA POLİTİKALARI ARASINDAKİ NEDENSELLİK İLİŞKİLERİ

Erkan Özata 1. Econometric Investigation of the Relationships Between Energy Consumption and Economic Growth in Turkey

Borsa Getiri Oranı ve Faiz Oranı Arasındaki İlişkinin Doğrusal Olmayan Yöntemlerle Analizi: Türkiye Örneği

İŞSİZLİK VE EKONOMİK BÜYÜME İLİŞKİSİNDE ASİMETRİ ASYMMETRY IN THE RELATIONSHIP BETWEEN UNEMPLOYMENT AND ECONOMIC GROWTH

OPTIMAL PARA POLITIKASI ÇERÇEVESINDE TAYLOR TIPI FAIZ ORANI REAKSIYON FONKSIYONUN TAHMINI: TÜRKIYE ÖRNEĞI

HARCAMA-VERGİ GELİRİ HİPOTEZİ: TÜRKİYE ÖRNEĞİ

TÜRKİYE DE EKONOMİK BÜYÜME VE DÖVİZ KURU CARİ AÇIK ÜZERİNDE ETKİLİ MİDİR? BİR NEDENSELLİK ANALİZİ

AVRASYA Uluslararası Araştırmalar Dergisi. Cilt : 6 Sayı : 15 Sayfa: Kasım 2018 Türkiye. Araştırma Makalesi

RASYONEL BEKLENTLER DOAL ORAN HPOTEZ Türkiye çin Zaman Serisi Bulguları

Reel ve Nominal Şokların Reel ve Nominal Döviz Kurları Üzerindeki Etkileri: Türkiye Örneği

Türkiye de Bütçe Açığı, Para Arzı ve Enflasyon İlişkisi

TÜSİAD - KOÇ ÜNİVERSİTESİ EKONOMİK ARAŞTIRMA FORUMU KONFERANSI. Zafer A. YAVAN - TÜSİAD Yasemin TÜRKER KAYA - BDDK

Şeyma Çalışkan Çavdar Yildiz Technical University ISSN : scavdar@yildiz.edu.tr Istanbul-Turkey

Finansal İstikrarın Bankacılık Sisteminin Borç Verme Politikaları Üzerindeki Etkisi: 2008 Küresel Krizi Çerçevesinde Türkiye Üzerine Bir İnceleme

TÜRKİYE DE FISHER ETKİSİNİN GEÇERLİLİĞİ: DOĞRUSAL OLMAYAN EŞBÜTÜNLEŞME YAKLAŞIMI

Dağıtılmış Gecikme ve Otoregresiv Modeller. Mehmet Vedat PAZARLIOĞLU

Sabit Sermaye Yatırımları ve Ekonomik Büyüme: Ampirik Bir Analiz

YÜKSEK ENFLASYON ENFLASYON BELİRSİZLİĞİNİ ARTIRIYOR MU?

SIVILAŞTIRILMIŞ DOĞAL GAZ DEPOLAMA ŞİRKETLERİ İÇİN TARİFE HESAPLAMA USUL VE ESASLARI

TÜRKİYE DE DÖVİZ KURU KANALININ İŞLEYİŞİ: VAR MODELİ İLE BİR ANALİZ. Seyfettin ERDOĞAN * Durmuş Çağrı YILDIRIM **

C.Ü. İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi, Cilt 11, Sayı 1,

Türkiye de Kırmızı Et Üretiminin Box-Jenkins Yöntemiyle Modellenmesi ve Üretim Projeksiyonu

Türkiye nin İthalat ve İhracat Bağımlılığı: Seçilmiş Ülke Örnekleri Üzerine Ampirik Bir Uygulama

Satın Alma Gücü Paritesinin Azerbaycan, Kazakistan ve Kırgızistan İçin Geçerliliği: Birim Kök ve Eşbütünleşme Analizi

A nonlinear estimation of monetary policy reaction function for Turkey

ENFLASYON BELİRSİZLİĞİNİN ÜRETİM ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ: TÜRKİYE ÖRNEĞİ

ÜCRET-FİYAT SPİRALİ: TÜRK İMALAT SANAYİ ÖRNEĞİ

Stok-Akım Uyarlaması, Bütçe Açığı ve Kamu Borç Stoku Arasındaki İlişkiler: Küresel Kriz Bağlamında Avrupa Birliği Üyesi Ülkeler Üzerine Bir Analiz

BANKA KREDİ PORTFÖYLERİNİN YÖNETİMİNDE ÖDEMEME RİSKİ ANALİZİ: KALMAN FİLTRESİNE DAYANAN ALTERNATİF BİR YÖNTEM ÖNERİSİ

KAMU HARCAMALARININ EKONOMİK BÜYÜME ÜZERİNE ETKİSİ THE IMPACT OF PUBLIC EXPENDITURES ON ECONOMIC DEVELOPMENT

Türkiye Ekonomisinde Enerji Tüketimi ve Ekonomik Büyüme

Türkiye de Enerji Tüketimi ve Ekonomik Büyüme Arasındaki İlişkilerin Ekonometrik İncelemesi. Erkan Özata *

TÜRK KATILIM BANKALARININ FON KAYNAKLARINI ETKİLEYEN FAKTÖRLER VE BU BANKALARIN KLASİK BANKALARLA İLİŞKİLERİ ÜZERİNE BİR UYGULAMA 1

TÜRKİYE DE MALİ SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK ÜZERİNE AMPİRİK BİR ÇALIŞMA

Mevsimsel Kointegrasyon Analizi: Güney Afrika Örneği. Seasonal Cointegration Analysis: Example of South Africa

Para Politikası, Parasal Büyüklükler ve Küresel Mali Kriz Sonrası Gelişmeler. K. Azim Özdemir

KAMU HARCAMALARI VE EKONOMİK BÜYÜME İLİŞKİSİNİN WAGNER VE KEYNES HİPOTEZİ ÇERÇEVESİNDE İNCELENMESİ

DOĞAL GAZ DEPOLAMA ġġrketlerġ ĠÇĠN TARĠFE HESAPLAMA USUL VE ESASLARI. BĠRĠNCĠ KISIM Amaç, Kapsam, Dayanak, Tanımlar ve Ġstenecek Veriler

Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü, Ankara e-posta: Geliş Tarihi/Received:

FİNANSAL PİYASA VOLATİLİTESİ VE EKONOMİ

DEĞİŞKENLER ARASINDAKİ GECİKMELİ İLİŞKİLER: Dağıtılmış Gecikme ve Otoregresiv Modeller

Asimetrik İktisadi Dalgalanmalar: Teori ve Uygulama* Asymmetric Business Cycle : Theory and Application

İÇSEL BÜYÜME VE TÜRKİYE DE İÇSEL BÜYÜMEYİ ETKİLEYEN FAKTÖRLERİN AMPİRİK ANALİZİ

TAYLOR KURALI: TÜRKİYE ÜZERİNE BİR DEĞERLENDİRME

1. Savunma Harcamalarının Ekonomiye Etkileri

eğrileri ve sözel göstergeler olarak dört temel gruba ayırmak mümkündür. ** Bu göstergeleri, parasal göstergeler, faiz oranları, getiri

Türkiye nin Kabuklu Fındık Üretiminde Üretim-Fiyat İlişkisinin Koyck Yaklaşımı İle Analizi

REEL DÖVİZ KURU VE DIŞ TİCARET DENGESİ İLİŞKİSİ:

TÜRKİYE DE DIŞ TİCARET VE EKONOMİK BÜYÜME İLİŞKİSİNİN ANALİZİ ANALYSIS OF RELATIONSHIP BETWEEN FOREIGN TRADE AND ECONOMIC GROWTH IN TURKEY

FİSHER HİPOTEZİNİN TÜRKİYE İÇİN SINANMASI: DOĞRUSAL OLMAYAN EŞBÜTÜNLEŞME ANALİZİ

YAPISAL KIRILMALI BİRİM KÖK TESTLERİNİN KÜÇÜK ÖRNEKLEM ÖZELLİKLERİNİN KARŞILAŞTIRILMASI

SOCIAL SCIENCES STUDIES JOURNAL SSSjournal (ISSN: )

ENFLASYONLA MÜCADELEDE PARA KURULU SİSTEMİ VE TÜRKİYE DE UYGULANABİLİRLİĞİNİN ANALİZİ

A Study on the Estimation of Supply Response of Cotton in Cukurova Region

VERGİ HASILATI ve SABİT SERMAYE YATIRIMLARININ EKONOMİK BÜYÜMEYE OLAN ETKİSİ: EKONOMETRİK BİR İNCELEME ÖZET ABSTRACT

Türkiye de İktisadi Çıkarsama Üzerine Bir Açımlama: Sürprizler Gerçekten Kaçınılmaz mı?

Gönderim Tarihi: Kabul Tarihi:

TÜRKİYE EKONOMİ KURUMU. TARTIŞMA METNİ 2012/25 http :// TÜRKİYE DE CARİ AÇIK TARTIŞMASI. Ercan Uygur

IS-MP-PC: Kısa Dönem Makroekonomik Model

İMKB NİN LATİN AMERİKA BORSALARIYLA İLİŞKİSİ ÜZERİNE ÇOK DEĞİŞKENLİ GARCH MODELLEMESİ

NET YABANCI İŞLEM HACMİ İLE HİSSE SENEDİ GETİRİLERİ ARASINDA UZUN DÖNEMLİ İLİŞKİ VAR MIDIR? Cüneyt AKAR (*)

Yabancı Sermaye Yatırımlarının Ekonomik Büyümeye Olan Etkisinin Türkiye Bağlamında Test Edilmesi

Transkript:

TÜRKİYE DE OPTİMAL SE YORAJ TEORİSİ VE KAMU Fİ A SMA I ÜZERİ E AMPİRİK BİR DEĞERLE DİRME Doç.Dr. M. Hanifi ASLA (*) ÖZET Enflasyonun opimal vergilendirmenin bir parçası olmasının gerekip gerekmediği sorunu Phelps (1973) en beri oldukça dikka çekmişir. Milon Friedman (1969) opimal enflasyon oranının nominal faiz oranının sıfıra eşi olmasını sağlayan bir oran olması gerekiğini göserdi. Buna karşılık Phelps, enflasyon dahil büün vergilerin sosyal maliyelerinin bulunduğunu ve eğer hükümeler sadece sapırıcı ekilere sahip vergilerden gelir elde emek zorunda iseler, opimal enflasyon oranının poziif olması gerekiğini iddia ei. Maliyeleri minimize emek için, hükümein vergi ve enflasyon oranlarını marjinal maliyeleri eşi olacak şekilde seçmesi gerekir. Bu, opimal senyoraj eorisi olup, nominal faiz ve enflasyon oranlarının vergiyle birlike hareke eiklerini ima eder. Bu makale eorinin bu iması hakkında ampirik bir analiz sunmakadır. Elde edilen bulgular bu imaları deseklememekedir. ABSTRACT The quesion of weher he inflaion ax should be par of an opimal axaion policy has received considerable aenion since Phelps (1973). Milon Friedman (1969) showed ha he opimal inflaion rae is equal o minus he real ineres rae and he nominal ineres rae is equal o zero. Bu Edmund Phelps argued ha all axes have some social coss and inflaion is he one of hese axes. If governmens had only disorionary axes, hen opimal inflaion rae mus be posiive. To minimize hese coss, a governmen should choose he raes of ax and inflaion so ah heir marjinal coss are equal. This is he opimal seigniorage heory. Theory implies ha (*) Uludağ Üniversiesi, İkisadi ve İdari bilimler Fakülesi, İkisa Bölümü Öğreim Üyesi. Afyon Kocaepe Üniversiesi İ.İ.B.F Dergisi (C.V, S.l, 2003) 123

nominal ineres raes and inflaion move ogeher wih ax raes. This paper presens an ampirical analyses abou he implicaios of he heory in Turkey. Resuls don suppor hese implicaions. GİRİŞ Phelps en (1973) beri, para ve maliye poliikaları kamu finansmanı eorisi çerçevesinde bir arada ele alınmakadır. Bunun anlamı, hükümein para ve maliye oorieleri arasında zorunlu olarak sıkı bir işbirliği ve koordinasyonun söz konusu olması değildir. İki poliika arasındaki ekileşim, hem işbirliği hem de bir arafın hakimiyei modeliyle pekâla kurulabilir. Bu ekileşimin kanalı, enflasyonun sapırıcı ekilere sahip ve gelir sağlayan bir yönem olmasıdır. Bu ilişkiler iser işbirliğinin iserse bir arafın hakimiyeinin bir sonucu olsun, işin özü hükümein büçe açıklarını finanse emek için enflasyon yoluyla gelir elde emesidir. Enflasyon oranı hükümein gelir ihiyacı arafından belirlenmekedir. Para ve maliye poliikası ekileşimi çerçevesindeki emel sorun, enflasyonun hükümee gelir sağlamanın bir aracı olarak kullanılmasının uygun olup olmadığıdır. Emisyon yoluyla senyoraj geliri elde edilmesi eski bir uygulama olmakla beraber, konunun opimal vergilendirme açısından analizi, opimum parasal büyüme ilkesinin sıfır nominal faiz oranını gerekirdiğini söyleyen Friedman a (1969) kadar uzanır. Phelps (1973), Friedman kuralının sapırıcı ekisi bulunmayan vergilerin söz konusu olduğu birinci en iyi oramda geçerli olduğunu ileri sürerek opimal senyoraj eorisinin emellerini amışır. Phelps in yaklaşımı, opimal vergilendirmenin, normal vergiler yanında senyoraja da başvurulmasını gerekirdiğini iddia emekedir. Gerçek dünyada Friedman kuralını geçerli kılacak maliyesiz vergiler yokur; enflasyon da dahil büün vergilerin sosyal maliyeleri vardır. Bu durumda opimalie, paradan da vergi alınmasını gerekirecekir. Böylece, Phelps i izleyenler, senyorajı opimal vergilendirme çerçevesinde inceledikleri ve bununla Friedman kuralına muhalefe eikleri geniş bir lieraür meydana geirmişlerdir. Bu lieraür, opimal senyoraj eorisinin gelişmesiyle büyümüşür. Barro (1979), eorinin dinamik bir emele ourulmasına kakıda bulunurken, Mankiw (1987) onu ilk kez formüle ve es emişir. 124 Afyon Kocaepe Üniversiesi İ.İ.B.F Dergisi (C.V, S.l, 2003)

Enflasyon dahil büün vergilerin sapırıcı maliyeleri varsa, hükümeler belirli bir harcamayı vergi, emisyon ve borçlanma gibi alernaif gelir kaynaklarının yol açığı maliyeleri minimize edecek şekilde finanse edeceklerdir. Bu, büün vergi ensrümanlarının marjinal sosyal maliyelerinin eşilenmesiyle mümkündür. Opimal senyoraj eorisinin emel iması, enflasyon ve nominal faiz oranlarının hükümein gelir ihiyacı arafından belirlendiği biçimindedir. Eğer vergilerin marjinal maliyeleri gelirle birlike arıyorsa, enflasyon ve nominal faiz oranları ile vergiler, kamu harcamaları ve büçe açıkları arasında poziif yönde uzun vadeli ilişkiler söz konusu olacakır. Teorinin bu sonuçlarıyla ilgili ampirik bulgular fazla ne değildir. Vergi, enflasyon ve faiz oranlarının zaman içinde poziif olarak birlike değişiklerini gösermeye çalışan Mankiw, eoriyi desekleyen sonuçlar elde emişir. Daha sonraki çalışmalarda Mankiw in modeli esas kabul edilerek gelişirilmişir. Türkiye de konuyla ilgili lieraür yakın zamanlarda genişlemekedir. Ülkemizde bazı dönemlerde hükümeler GSMH nın belli oranlarında senyoraj geliri elde emişlerse de, çoğu ampirik çalışmanın, vergi ve enflasyon oranlarının birlike değişiklerini iddia eden eori lehinde sonuçlara ulaşamadığı görülmekedir. Bunun anlamı, Türkiye de para ve maliye poliikalarının opimal vergilendirme mülahazalarıyla belirlenmediğidir. Bu makalenin amacı, bir çok ampirik çalışmada yapıldığı gibi Mankiw i (1987) esas alarak opimal senyoraj eorisini Türkiye verileriyle yeniden es emekir. Makale, giriş ve sonuç dahil beş bölümden oluşmakadır. İkinci bölümde opimal senyoraj eorisinin gelişmesi, üçüncü bölümde de Mankiw in kakısı özelenmekedir. Dördüncü bölümde eori Türkiye verileriyle es edilirken, beşinci bölümde varılan sonuçlar özelenmekedir. I. OPTİMAL SE YORAJ TEORİSİ Emisyon ekelini elinde bulunduran hükümeler, eskiden beri enflasyonu, kamu açıklarını finanse emenin bir aracı olarak kullanmışlardır. Lieraürde, bu davranış konusunda lehe ve aleyhe çok sayıda çalışma vardır. Bu bölümde, söz konusu lieraürün ve opimal senyoraj eorisinin gelişmesi özelenmekedir. Afyon Kocaepe Üniversiesi İ.İ.B.F Dergisi (C.V, S.l, 2003) 125

A) PARA POLİTİKASINDA FRIEDMAN KURALI VE SENYORAJ Bazı sosyal maliyelere yol açığı için, ikisaçılar, enflasyonun büçe açıklarının finansmanı için kullanılmasını arışmaya ve söz konusu maliyeleri minimize edecek opimum enflasyon oranının ne olacağını analiz emeye her zaman isekli olmuşlardır. Moneeris görüşün öncülerinden M. Friedman, ikisadi gelişme için enflasyonun değil özgürce yapılan özel yaırımların zorunlu olduğuna ve hükümelerin gelişmeyi yaırım ve büyüme sürecini kolaylaşırarak hızlandırabileceklerine inanmakadır. 1 Friedman a göre opimum para mikarı veya Friedman kuralı, nominal faiz oranını sıfıra eşileyen bir fiya deflasyonu oranını gerekirmekedir. 2 Nominal faiz oranının sıfır olması için enflasyon oranının reel faiz oranının negaif değerine eşi olması gerekmekedir. Böyle bir durumda bireyler ve firmalar, naki balanslarını, bunların marjinal geiri oranları marjinal maliyelerine eşi olacak şekilde ayarlayacaklardır. Böylece her birey ve her girişim; birine fayda cinsinden, diğerine üreken hizmeler cinsinden sıfır marjinal geiri sağlayan bir naki balans hacmi umaya ikna olacakır. Sıfır nominal faiz oranı, fırsa maliyeini beraraf ederek ikisadi birimlerin para aleplerini arıracak ve paranın sağladığı kolaylıklardan daha fazla yararlanmalarını eşvik edecekir. Eğer bu oran poziif olursa, opimum para mikarına ulaşılamaz ve paranın sağladığı hizmelerden am olarak yararlanılamaz. Bu çerçevede hüküme gelirini maksimum kılan parasal genişleme oranının opimal parasal genişleme oranından daha yüksek olduğu vurgulanmalıdır. Büçe açıklarını finansmanı için moneizasyon, borçlanma ve döviz rezervlerinin kullanılması gibi başlıca üç yönem bulunmakla beraber, kolaylığından dolayı çoğu zaman en fazla ercih edileni birincisi olmuşur. Bazı ikisaçılara göre, enflasyonun refah maliyei elde edilen gelire kıyasla yüksek olduğundan, bunun yerine vergilerin 1 Milon Friedman, Governmen Revenue from Inflaion, Journal of Poliical Economy 79 (4), (1971), s. 847. 2 Milon Friedman, The Opimum Quaniy of Money and Oher Essays, Chicago: Aldine Publishing, 1969, s. 34 ve Friedman (1971), s. 854. 126 Afyon Kocaepe Üniversiesi İ.İ.B.F Dergisi (C.V, S.l, 2003)

arırılması daha uygun olacakır. 3 Başka ikisaçılar ise, az gelişmiş ülkelerde ekin olmayan vergi sisemleri nedeniyle kalkınma programlarının enflasyonla finanse edilmesinin kaçınılmaz olduğunu ve enflasyonun refah maliyeinin bu programların faydalarıyla karşılaşırılmasının daha uygun olacağını iddia emişlerdir. 4 Enflasyonis finansman özel olarak senyoraj ve enflasyon vergisi kavramlarıyla ifade edilir. Senyoraj, para basma ekeline sahip hükümein bu yolla elde eiği reel gelirdir ve uygulamada parasal abandaki değişmenin ükeici fiya endeksine oranı biçiminde anımlanır: ( M / P). 5 Enflasyon vergisi ise, enflasyonun bir sonucu olarak para uanların uğradıkları sermaye kaybı olup, enflasyon oranıyla reel para balanslarının çarpımına eşiir: π ( M / P). 6 Büyüme oranının poziif olduğu bir ekonomide, aran para alebini karşılamak için para basılmasıyla büyüme senyorajı elde edilir. 7 böyle bir ekonomide senyoraj, enflasyon ve büyüme oranlarının oplamı ile reel para balanslarının çarpımına eşiir: ( π + g)( M / P). Kamu maliyesi yaklaşımının öncüsü Phelps (1973), senyorajı nominal faiz oranı ile reel para balanslarının çarpımı olarak anımlamakadır: i( M / P) = ( r + π )( M / P). Bu, özel sekörün para 3 Vio Tanzi, Inflaion, Real Tax Revenue, and he Case for Inflaionary Finance: Theory wih an Applicaion o Argenina, IMF Saff Papers 25(3), (Sepember 1978), s. 418. Konunun refah maliyei açısından analizi için ayrıca bkz. R. J. Barro, Inflaionary Finance and he Welfare Cos of Inflaion, J. Poliical Economy 80, (Sepember/Ocober 1972), s. 979 ve Thomas F. Cooley and Gary D. Hansen, The Welfare Coss of Moderae Inflaions, Journal of Money, Credi and Banking 23(3), (Augus 1991), ss. 483-503. 4 Bijan B. Aghevli, Inflaionary Finance and Growh, Journal of Poliical Economy 85, (December 1977), s. 1296; Thomas Sargen, Elemens of Moneary Reform, in Moneary Policy for A Changing Financial Environmen, Haraf, W. S. and P. Cagan (eds), Washingon, D.C.: The AEI Press, (1990), s. 157 ve Tanzi (1978), s. 417. 5 M. Klein and M. J. M. Neumann, Seigniorage: Wha is I -Who Ges I? Welswirschafliches Archiv 126 (1990), s. 206. 6 Friedman (1971), s. 846 ve Edmund Phelps, Inflaion in he Theory of Public Finance. Swedish Journal of Economics 75, (1973), s. 317. 7 R. Dornbusch and S. Fischer, Macroeconomics. 4 h ed. NewYork: McGraw-Hill, 1987, s. 647 ve Celal Küçüker, Hasan Kazdağlı, ve Cenap Erdemir, Seigniorage in Turkey Concep and Measuremen. Ankara: Prime-Minisry-The Undersecrearia of Treasury General Direcorae of Economic Research, 1994, s. 19. Afyon Kocaepe Üniversiesi İ.İ.B.F Dergisi (C.V, S.l, 2003) 127

umak sureiyle hükümee ransfer eiği faiz kazancını ifade eder. Bu anlamda senyoraj, hükümee sıfır faizle verilen ve bedelini faizsiz naki balansları umak sureiyle özel sekörün ödediği bir kredidir. 8 B) STATİK OPTİMAL VERGİLENDİRME TEORİSİ Phelps (1973), Friedman kuralını reddederek senyoraj sorununa yeni bir bakış açısı kazandırmışır. Friedman kuralı sapırıcı ekisi bulunmayan vergiler (lump-sum axes) durumunda geçerlidir. Oysa gerçek dünyada enflasyon da dahil büün vergilerin sapırıcı ekileri vardır. Bu nedenle, diğer sapırıcı vergilerin yükünü azalmak için enflasyon vergisine de başvurulmalıdır. Büün vergilerin maliyelerini minimize edecek bir opimum enflasyon oranı, sadece enflasyon ve nominal faiz oranının poziif olması durumunda sağlanabilir. 9 Esasında opimal senyoraj eorisi, Ramsey in (1927) opimal diferansiyel vergilendirme analizine dayanmakadır. Opimal vergilendirme eorisi olarak da bilinen bu yaklaşıma göre, bir vergi başka bir verginin yerini alırken oplam ne vergi geliri sabi kalır. Teori, sapırıcı özellikeki vergilerin bulunduğu ikinci en iyi oramı esas almakadır. Ramsey in opimum vergilendirme kuralı, vergi oranlarının, kaynaklar ve mallar arasındaki üreim ve ükeim oranlarını değişirmeyecek şekilde ayarlanmalarını ve alebinin fiya esnekliği düşük olan mala yüksek, yüksek olan mala da düşük vergi oranı uygulanmasını gerekirir. 10 Bu kural paraya uygulandığında, alebinin gelir esnekliğinin bire eşi veya birden büyük olması Friedman kuralının opimal olduğu; birden küçük olması ise Ramsey kuralının bir enflasyon vergisini gerekirdiği anlamına gelecekir. 11 8 Phelps (1973), ss. 323-324. 9 A. Mourmouras and J. A. Tijerina, Collecion Lags and he Opimal Inflaion Tax: A Reconsideraion. IMF Saff Papers 41 (1), (March 1994), ss. 30-31; J. D. Sachs and F.Larrain B. Macroeconomics in he Global Economy. NewYork: Harveser Wheasheaf, 1993, s. 347 ve Phelps (1973), s. 319. 10 Frank P. Ramsey, A Conribuion o he Theory Taxaion, Economic Journal 37, (1927), s. 47. Ayrıca bakınız P. A. Samuelson, Theory of Opimal Taxaion, Journal of Public Economics 30, (1986), s. 138. 11 R. Anon Braun, How Large is he Opimal Inflaion Tax. Journal of Moneary Economics 34 (2), (Ocober 1994), s. 202. 128 Afyon Kocaepe Üniversiesi İ.İ.B.F Dergisi (C.V, S.l, 2003)

Phelps ve Barro, enflasyonun bir gelir kaynağı olarak diğer vergilerle birlike kullanılmasını ve vergi oranlarının zaman içinde sabilenmesini önermişlerdir. Vergi düzleşirme hipoezinin gelişirilmiş versiyonu olan bu gelir düzleşirme hipoezi, 12 Mankiw in (1987) formülasyonundaki opimal senyoraj eorisidir. 13 Phelps e göre enflasyon, ükeim veya boş zaman üzerine konulan ve sermaye oluşumunu eşvik eden bir vergi fonksiyonu görmekedir. 14 Bu yolla likidie (naki), ıpkı bir ükeim malı gibi vergilendirilmiş olur. Hane halkları, likidieyi, eksik bilgilenmenin hakim olduğu bir dünyada sağladığı faydalı hizmeleri için kiralamış olurlar. Burada likidienin marjinal faydasının maliyei (kirası) karşısında dengelenmesi söz konusudur. 15 Bunu sağlayan, poziif bir nominal faiz oranı ve poziif enflasyon vergisidir. C) BARRO NUN DİNAMİK ANALİZİ Barro (1979), opimal vergilendirme eorisine dinamik bir içerik kazandırarak, gelir oplamanın marjinal sosyal maliyelerinin dönemler arasında da eşilenmesi gerekiğini göserdi. Eğer sapırıcı maliyeler vergi oranının aran fonksiyonu ise, bundan kaçınmanın yolu, vergi oranlarının zaman boyunca sabilendiği bir vergi sisemi oluşurmakır. Bu vergi düzleşirme ilkesine göre, hükümelerin geçici harcama arışları borçlanmayla finanse edilirken, düşük harcama dönemlerinde sağlanan fazlalar borçların ödenmesinde kullanılır. 16 Zamanlararası büçe ahdidi açısından büçenin her dönem değil, dikkae alınan zaman döneminin amamında dengede olması önemlidir. Barro (1979), vergiler ve borçlanma arasındaki ercihi ekileyen fakörleri anımladığı basi bir opimal kamu finansmanı eorisi gelişirmişir. 17 Teorinin emel önermesi, vergi oranlarının sabilenebilmesi için büçe açıklarının değişirilmesi gerekiğidir. Bu 12 J. L. Evans and M. C. Amey, Seigniorage and Tax Smoohing: Tesing he Exended Tax- Smoohing Model, Journal of Macroeconomics 18(1), (1996), s. 111. 13 N. Gregory Mankiw, The Opimal Collecion of Seigniorage: Theory and Evidence. Journal of Moneary Economics 20, (1987) s. 328. 14 Phelps (1973), s. 318. 15 Phelps (1973), s. 326. 16 C. E. Walsh, Moneary Theory and Policy, London: The MIT Press, (1998), s. 162. 17 Barro (1979), ss. 940-945. Afyon Kocaepe Üniversiesi İ.İ.B.F Dergisi (C.V, S.l, 2003) 129

modelde hüküme, harcamalarını emisyonla değil, vergiyle ve borçla finanse emekedir. G reel hüküme harcamaları, τ her dönemin reel vergi geliri, Y reel milli gelir ve b reel kamu borç soku olmak üzere, hükümein zamanlar arası büçe ahdidi şöyle yazılır: [ G /(1 + r) ] + b0 = [ τ /(1 + r) ] (1) 1 1 Bu denklem, hüküme harcamalarının şimdiki değeriyle başlangıç borcunun oplamını vergilerin şimdiki değerine eşilemekedir. Vergiler hükümee gelir sağlamanın yanında çeşili anlamsız kayıplara da neden olurlar. Vergi oplama maliyei Z döneme ai ne verginin aran, reel gelirin azalan fonksiyonudur. Maliyelerin şimdiki değeri aşağıdaki gibi yazılabilir: Z = i= 1 τ f ( τ / Y ) /(1 + r) (2) Amaç vergi maliyelerinin şimdiki değerini minimize emek olduğundan, hükümein opimizasyon sorunu bunu sağlayacak τ 1, τ 2,... değerlerinin seçilmesidir. Bunun birinci derece koşulu, vergilerin marjinal maliyeinin ( Z / τ ) büün dönemlerde aynı olmasıdır. Bu da vergi oranının ( τ / Y ) büün dönemlerde eşilenmesi demekir. II. MA KIW İ KATKISI VE TEORİ İ GE İŞLEMESİ Mankiw (1987), hüküme harcamalarını finanse emek için para ve maliye poliikalarının kullanılması durumunda vergi, enflasyon ve nominal faiz oranlarının zaman içinde aynı yönde değişiklerini gösermeyi amaçlamışır. 18 Temel önerme, enflasyon oranı ve nominal faiz oranının hükümelerin gelir ihiyaçları arafından belirlendiğidir. Vergilerin sapırıcı maliyeleri bulunmasaydı, enflasyona gerek olmayabilirdi. Ancak, büün gelir oplama yönemlerinin sapırıcı ekileri bulunduğundan, poziif bir enflasyon oranı opimaldir. A) MANKIW İN KATKISI 18 Mankiw (1987), ss.327-341. 130 Afyon Kocaepe Üniversiesi İ.İ.B.F Dergisi (C.V, S.l, 2003)

Mankiw e göre, eğer para poliikasına hükümein gelir oplama ihiyacına dayanan kamu maliyesi mülahazaları hakimse, para ve maliye poliikaları düzenli vergiler ve senyorajdan kaynaklanan büün maliyelerin şimdiki değeri minimum olacak şekilde yürüülmelidir. 19 Eğer gelir kaynaklarından sadece biri kullanılırsa, bunun marjinal sosyal maliyei diğerininkini aşar; bundan kaçınmak için diğer kaynaklardan da gelir oplamak gerekir. Aynı nedenle, kamu harcamalarındaki bir azalma, hem normal vergilerde hem de senyorajda bir azalmaya neden olacakır. Buna göre, çıkının bir oranı olarak enflasyon vergisi ve normal vergiler; Fisher özdeşliği nedeniyle de nominal faiz oranıyla normal vergiler poziif olarak ilişkilidir. 20 Mankiw in modeli zamanlararası bir çerçevede şöyle özelenebilir. G (), T () ve B() sırasıyla reel harcama, reel gelir ve reel hüküme borcu ve ρ zaman boyunca sabi olduğu varsayılan reel iskono oranıdır. Çıkı düzeyi Y () ve vergi oranı τ () ise, vergi geliri ' '' τ ( ) Y ( ) olarak yazılabilir. f > 0 ve f < 0 olmak üzere, vergilerin yol açığı sosyal kayıplar f ( ) Y olarak göserilebilir. M () ve P() sırasıyla dönemindeki dışsal para arzını ve fiya düzeyini ve k bir sabii gösermek üzere, para alebi denklemi de şöyledir: M ( ) / P( ) = ky ( ) (3) π = P & / P enflasyon oranı ve g = Y& / Y çıkının büyüme oranı olmak üzere, reel senyoraj geliri de şöyle yazılabilir: M& M& M = = ( π + g) ky (4) P M P Buradan, hükümein oplam geliri, vergi hasılaı ve senyorajın oplamı olarak yazılabilir: T = τ Y + ( π + g) ky (5) 19 Cukierman (1994), s. 118. 20 Cukierman (1994), ss. 130-131; C. A. Végh, Governmen Spending and Inflaionary Finance: A Public Finance Approach. IMF Saff Papers 36 (13), (Sepember 1989b), s. 659 ve ss. 672-673. Afyon Kocaepe Üniversiesi İ.İ.B.F Dergisi (C.V, S.l, 2003) 131

' h >0 ve h '' <0 olmak üzere, enflasyonun sosyal maliyei h (π )Y ifadesine eşiir ve çıkı cinsinden homojendir. Hükümein amacı belli bir büçe ahdidine bağlı olarak, E 0 e ρs [ f ( τ ) + h( π )] Yds şeklinde ifade edilen beklenen sosyal maliyelerin şimdiki değerini minimize emekir. Bu konuda hükümein iki ercih değişkeni vardır: vergi oranı τ ve enflasyon oranı π. Mankiw e göre opimalienin birinci derece koşulları şöyledir: E { f [ τ ( + s)]} = f [ τ ( )] (7) E { h [ π ( + s)]} = h [ π ( )] (8) h [ π ( )] = kf [ τ ( )] (9) Para ve maliye poliikası, bu üç denklemi amin eiği zaman opimal olacakır. Zamanlararası birinci derece koşulu denklem (7), vergilendirmenin marjinal sosyal maliyeini bugün ve geleceke eşilemekedir. Bu, Barro nun vergi oranının düzleşirilmesi hipoezine ekabül emekedir. Denklem (8), enflasyonun marjinal sosyal maliyeini bugün ve geleceke eşilemekedir. Saik birinci derece koşulu olan denklem (9) ise, normal vergiler yoluyla oplanan gelirle senyoraj gelirinin marjinal sosyal maliyeini eşilemekedir. Bu denklem, eorinin çok önemli bir sonucunu ifade emekedir: Hükümein gelir ihiyacının arması her iki ensrümanın kullanımını arıracağından, vergi oranları enflasyon oranı ve dolayısıyla nominal faiz oranıyla birlike hareke edecekir. Mankiw, eoriyi regresyon analizi yoluyla ABD verilerini kullanarak es emişir. Sonuçlar nominal faiz oranları ile vergi oranı arasında poziif bir ilişkinin bulunduğu biçimindedir. Vergiler yanında kamu harcamaları ve işsizlik oranı da açıklayıcı değişken olarak alındığında sonuç değişmemekedir. Bir başka sonuç, enflasyon ve vergi oranları arasında da poziif bir ilişki bulunduğudur. Buna göre, diğer şeyler sabiken, harcama ve vergi düzeylerinin yüksek olduğu ülkelerde enflasyon ve nominal faiz oranları da yüksek olacakır. (6) 132 Afyon Kocaepe Üniversiesi İ.İ.B.F Dergisi (C.V, S.l, 2003)

III. AMPİRİK A ALİZ Bu bölümde opimal senyoraj eorisi Türkiye verileriyle es edilmekedir. Amaç, 1975-2002 dönemine ai yıllık verilerle enflasyon ve nominal faiz oranı ile vergi oranı arasındaki uzun vadeli ilişkileri belirlemekir. A) MODEL, VERİLER VE ANALİZ YÖNTEMİ Opimal senyoraj eorisinin en belirgin özelliği, enflasyon oranı ve nominal faiz oranının hükümein gelir ihiyacı arafından belirlendiğinin iddia edilmesiydi. Enflasyon ve vergilerin marjinal sosyal maliyeleri am olarak hesaplanamadığı için Mankiw enflasyon, nominal faiz oranı ve vergi oranı arasındaki ilişkileri doğrusal regresyon denklemleriyle ahmin emişir. 21 Bu nedenle Mankiw in çalışması ve benzerleri zaman serilerinde oraya çıkan durağanlık sorunlarını ihmal eiği için eleşirilmişir. Ancak, Mankiw in sonuçları hâlâ arışılmakadır. Günümüzde, çoğu 90 lı yıllarda gelişirilen ekonomerik analiz eknikleri kullanılmakadır. Teoride emel açıklayıcı değişken GSMH nın bir oranı olarak vergidir. Bağımlı değişkenler ise enflasyon oranı ve Fisher özdeşliğinden dolayı nominal faiz oranıdır. Ancak emel ilişki, her zaman, enflasyon oranının vergi oranıyla birlike değişiği önermesi olmuşur. Bu çalışmada enflasyon oranı (ENF), DİE ükeici fiyaları endeksindeki yıllık yüzde değişme; vergi oranı (VER), hükümein oplam vergi gelirlerinin GSMH ya oranı; nominal faiz oranı (FAİ), Hazine bonosu ihalelerinde gerçekleşen faizlerden Hazine arafından hesaplanmış yıllık bileşik faiz oranları; kamu harcamaları (HAR), oplam kamu harcamalarının GSMH ya oranı ve büçe açığı (BÜA), konsolide büçe açıklarının GSMH ya oranı olarak anımlanmışır. Genelde durağan olmayan makroekonomik zaman serilerine sandar regresyon ekniklerinin uygulanması, ciddi sorunlara yol açar. Bu sorunlardan en önemlisi, iki değişken arasında oraya çıkan sahe regresyon ilişkisidir ve buna dayalı olarak yapılan öngörüler haalı olacakır. 22 Yakın zamanlarda, koenegrasyon analizi daha güvenli 21 Mankiw (1987), s. 332. 22 Aziz Kular, Ekonomeriye Giriş, İsanbul: Bea, 1998, ss. 231-232. Afyon Kocaepe Üniversiesi İ.İ.B.F Dergisi (C.V, S.l, 2003) 133

olarak kullanılan bir ekonomerik yönem olarak sandar regresyon analizinin yerini almışır. Durağan olmayan serilere regresyon uygulayabilmek için serilerin farklarının alınması, uzun dönem dinamiklerini oradan kaldırmakadır. Oysa koenegrasyon yönemiyle bu dinamikler korunabilmekedir. Bu çalışmada Angel and Granger (1987) koenegrasyon yönemi uygulanmışır. Uygulanan esler, Engle ve Granger ın ek denklemli bir model için önerdiği Genişleilmiş Dickey-Fuller (ADF) esi ile KPSS esidir. Engle ve Granger ın önerdiği model şu şekildedir: 134 k ˆ ε = µ + γεˆ + α ˆ ε + β + ω 2 ω ~ IID(0, σ ) (10) 1 i i i = 1 Bu ifadede ˆ ε, modelin ahmininden elde edilen kalınıları gösermekedir. Eğer kalınılar birim köke sahip değilse (durağansa), bağımlı ve bağımsız değişkenlerin koenegre olduklarına hükmedilir. Bu, değişkenler arasında uzun dönem ilişkileri bulunduğu ve elde edilen kasayıların uzun dönem paramere değerleri olduğu anlamına gelir. Ancak, bu yönemin uygulanabilmesi, aralarında ilişki aranan her iki değişkenin de birinci dereceden enegre olmasını (I(1)) gerekirir. Koenegrasyon için ise, değişkenlerin doğrusal kombinasyonlarından elde edilen kalınıların I (0) olması şarır. B) AMPİRİK BULGULAR Bu kısımda serilere ai birim kök esleri yapılmaka ve ilgili değişkenler arasında koenegrasyon ilişkileri aranmakadır. Birim kök esleri modellerdeki değişkenlere ai serilerin logarimaları alındıkan sonra uygulanmışır. ADF esinde, serinin birim köke sahip olduğunu ifade eden boş hipoezin reddedilememesi, onun durağan olmadığı anlamına gelir. KPSS esinde ise bunun ersi geçerlidir. 1. Birim Kök Tesleri Serilerin ikinci dereceden enegre olup olmadıklarını anlamak için esler önce serilerin birinci farklarına uygulanmış ve ikinci birim kökler incelenmişir. Tablo 1 de yer alan sonuçlar, ikinci birim kökleri bulunmadığı için serilerin ikinci dereceden enegre olmadıklarını gösermekedir. Afyon Kocaepe Üniversiesi İ.İ.B.F Dergisi (C.V, S.l, 2003)

Tablo 1. Birinci Farklar İçin ADF(k) Tesleri k τˆ β τˆ µ τˆ τ L VER 1-4.467238 a -6.206808 a -6.11999 a L HAR 0-6.400274 a -5.940084 a -5.52417 a L BÜA 1-7.921156 a -7.887274 a -7.40970 a L FAİ 0-7.603649-6.845108 a -6.551547 a L ENF 0-5.458963 a -5.169912 a -5. 29316 a a %1 anlamlılık düzeyini gösermekedir. k kalınıları beyazlamak için gereken ve SBC (Schwarz Bayesian Crierion) bilgi krierlerine göre belirlenen gecikme sayısını gösermekedir. τˆ β, τˆ µ, τˆ τ esleri için kriik değerler MacKinnon (1994) ablolarından alınmışır. Birinci farklar için birim kökler KPSS esiyle de araşırılmış olup, sonuçlar Tablo 2 de görülmekedir. Buna göre büçe açığı (BÜA) hariç, ikinci birim kökleri olmayan seriler ikinci dereceden enegre değillerdir. BÜA serisi ise %1 anlamlılık düzeyinde durağan gözükmekedir. Yani seri ikinci dereceden enegredir. Bu nedenle bu seri ahmin amacıyla kullanılamaz. Tablo 2. Birinci Farklar İçin KPSS Tesleri KPSS Trendli KPSS Kaymalı L VER 0.091566 0.409968 c L HAR 0.107117 0.270308 L BÜA 0.50 a 0.50 a L FAİ 0.119435 c 0.226540 L ENF 0.057801 0.250556 a %1 düzeyinde anlamlılığı gösermekedir. Afyon Kocaepe Üniversiesi İ.İ.B.F Dergisi (C.V, S.l, 2003) 135

b c %5 düzeyinde anlamlılığı gösermekedir. %10 düzeyinde anlamlılığı gösermekedir. Serilerin düzeylerine uygulanacak esler, bunların birinci dereceden enegre olup olmadıklarını göserir. Tablo 3 e görülen düzeylere ai ADF sonuçlarına göre, büçe açıklarına (BÜA) ai olanı hariç, serilerin amamı düzeyler iibariyle birim kök içermekedirler. Birim kökün bulunduğunu ifade eden boş hipoezi reddedemediğimiz için, serilerin birinci dereceden enegre oldukları sonucuna ulaşıyoruz. BÜA serisinin durağan olmadığını ifade eden boş hipoezin %1 anlamlılık düzeyinde reddedilmesi, bu serinin modellerde kullanılamayacağı anlamına gelmekedir. Tablo 3. Düzeyler İçin ADF(k) Tesleri k τˆ β τˆ µ τˆ τ L VER 1-0.514529-0.250302-0.946444 L HAR 1-0.639313-0.020937-1.502939 L BÜA 0-5.033038 a -0.481876-1.898447 L FAİ 0-1.707263-2.495733 0.942409 L ENF 0-2.550254-3.402897-0.105481 k kalınıları beyazlamak için gereken ve SBC (Schwarz Bayesian Crierion) bilgi krierlerine göre belirlenen gecikme sayısını göserir. τˆ β, τˆ µ, τˆ τ esleri için kriik değerler MacKinnon (1994) ablolarından alınmışır. Düzeyler için KPSS sonuçları ise Tablo 4 de görülmekedir. Bu sonuçlara göre boş hipoezi reddediyoruz. Böylece, serilerin birinci birim köke sahip olduklarını ve birinci dereceden enegre olduklarını KPSS esi de gösermiş olmakadır. Tablo 4. Düzeyler İçin KPSS Tesleri 136 Afyon Kocaepe Üniversiesi İ.İ.B.F Dergisi (C.V, S.l, 2003)

KPSS Trendli KPSS Kaymalı L VER 0.173905 b 0.319412 L HAR 0.169077 b 0.491952 b L BÜA 0.106399 0.675056 b L FAİ 0.161433 b 0.540394 b L ENF 0.123678 c 0.458866 c a b c %1 düzeyinde anlamlılığı gösermekedir. %5 düzeyinde anlamlılığı gösermekedir. %10 düzeyinde anlamlılığı gösermekedir. 2. Modeller ve Koenegrasyon Tesleri Bu kısımda önce opimal senyoraj eorisinin imalarının es edilmesi amacıyla anımlanan emel modellerin ahminlerine yer verilmekedir. Teorinin emel iması enflasyon ve faiz oranları ile vergi oranı, harcama ve büçe açıkları arasında uzun vadeli poziif ilişkilerin bulunduğu biçimindeydi. Birim kök eslerinin sonuçları nedeniyle büçe açığı değişkeninin modellere dahil edilmediğini haırlamalıyız. Temel modellere ilişkin doğrusal denklemlerin ahminleri aşağıdadır. E F = 3.817944 0. 102647VER (11) (4.661414) (-0.245877) FAİ = 4.594635 + 0. 346865VER (12) (2.886577) (0.427713) E F = 4.375350 + 0. 235073HAR (13) (10.19481) (0.848404) FAİ = 5.439310 + 0. 995033HAR (14) (6.950102) (1.982177) Afyon Kocaepe Üniversiesi İ.İ.B.F Dergisi (C.V, S.l, 2003) 137

Bu denklemlerdeki değişkenlerin kasayılarının isaisiki olarak anlamsız oldukları görülmekedir. Bu durum, enflasyon ve faiz oranlarının vergiler ve harcamalarla bir ilişkisinin bulunmadığı anlamına gelmekedir. Ancak, sırf ahminler anlamsız çıkı diye, Türkiye de enflasyon ve faiz oranlarının, vergiler ve harcamaların nisbi büyüklükleriyle ilişkili olmadıkları sonucuna varmamız acele ve yanlış bir karar olacakır. İsaisiki anlamsızlık, muhemelen bağımlı değişkenleri ekileyebilecek başka açıklayıcı değişkenlerin modele kaılmamasıyla ilişkilidir. Bu nedenle, harcama değişkeni vergilerle beraber enflasyon ve faiz denklemlerine dahil edilmişir. Tahminler aşağıda görülmekedir: E F = 1.273222 3.092483VER + 2. 165417HAR (15) (1.260896) (-3.292895) (3.4292669) FAİ = 1.313999 6.601932VER + 5. 007489HAR (16) (-0.827773) (-4.580480) (5.249708) Bu denklemlerde yer alan değişken kasayıları isaisiki olarak %1 düzeyinde anlamlıdırlar. Buna göre, incelenen dönemde Türkiye de enflasyon ve faiz oranlarıyla vergiler arasında negaif, aynı değişkenlerle harcamalar arasında da poziif bir ilişki vardır. Bu sonuç, opimal senyoraj eorisinin öngörüleriyle uyumlu değildir. Teorinin emel iması haırlandığında, bu yorum kolayca anlaşılabilir. Harcamaların modele dahil edilmesi, hem anlamlı bir kasayı vermeke hem de emel modellerde vergilerin ve harcamaların faiz ve enflasyon oranıyla ilişkilerinin anlamsız olduğu şeklindeki yanlış sonucu düzelmekedir. Acaba bu sonuç, açıkların moneizasyonu uyardığı ve bu nedenle harcamalar sabiken, yüksek vergi hasılaının para arışı, enflasyon ve nominal faiz oranlarını düşürmesi gerekiği biçimindeki alernaif görüşü mü deseklemekedir? Cevabın olumlu olması için, harcamaların modele eklenmesinin vergi değişkeninin işareini negaif yapması gerekir. 23 Ancak vergi değişkeninin kasayısı hem emel hem 23 Mankiw (1987), s. 336. 138 Afyon Kocaepe Üniversiesi İ.İ.B.F Dergisi (C.V, S.l, 2003)

de bu alernaif modellerde negaifir. Bununla beraber, emel modellere ilişkin ahminlerin zaen anlamsız oldukları haırlandığında, bu sonuçların alernaif hipoezi deseklediği söylenebilir. Ayrıca emel modellerde vergi kasayısı çok küçük iken, alernaif modellerde çok büyük çıkmış olması da bu konuda bir delil oluşurabilir. Alernaif modeller isaisiki olarak anlamlı çıkıklarına göre, koenegrasyon eslerinin yapılması gerekmekedir. Bunun şarı ise modellerdeki iki bağımsız değişkenin koenegre olmamalarıdır. Bunu görmek amacıyla ahmin kalınılarının birim köke sahip olup olmadıkları araşırılmalıdır. Eğer birim kök yoksa, açıklayıcı değişkenler koenegre değillerdir. Buradan bağımlı değişkenle bağımsız değişkenlerin koenegre oldukları sonucu çıkacakır. Bu amaçla uygulanan ADF(k) ve KPSS eslerinin sonuçları Tablo 5 ve Tablo 6 da görülmekedir. Kalını grafiğinde rend görülmediğinden, τˆ β isaisiğine bakılmamışır. Ayrıca, ADF isaisikleri için 3, 4 ve 5. süunlara, KPSS isaisikleri için ise son iki süuna bakılmalıdır. Tablo 5. Enflasyon Denklemi Kalınıları ( ε ) ) İçin ADF(k) ve KPSS Tesleri Tes k τˆ β τˆ µ τˆ τ Trendli Kaymalı ADF(k) 0 - -3.509658 b -3.567172 b - - KPSS - - - - - 0.124852 Tablo 6. Faiz Denklemi Kalınıları ( ε ) ) İçin ADF(k) ve KPSS Tesleri Tes k τˆ β τˆ µ τˆ τ Trendli Kaymalı ADF(k) 0 - -3.101303 b -3.159322 a - - KPSS - - - - - 0.292932 Bu sonuçlara göre kalınılar birim kök içermemekedirler ve dolayısıyla durağandırlar. Böylece enflasyon ve faiz oranları ile vergi ve harcama arasında bir koenegrasyon ilişkisi bulunduğu anlaşılmakadır. Bu, söz konusu değişkenlerin uzun dönemde birlike Afyon Kocaepe Üniversiesi İ.İ.B.F Dergisi (C.V, S.l, 2003) 139

değişiklerini ve elde edilen kasayıların uzun dönem paramereleri olduğunu gösermekedir. Mesela, vergi oranındaki %1 lik bir arış enflasyon oranını %3.093 azalmaka, kamu harcamalarındaki %1 lik bir arış ise enflasyon oranını %2.165 arırmakadır. Benzer şekilde vergi oranındaki %1 lik bir arış nominal faiz oranını %6.602 azalırken, harcamalardaki aynı oranda bir arış faiz oranını % 5.001 oranında arırmakadır. Harcamalarla enflasyon ve nominal faiz oranı arasında bu %1 düzeyinde anlamlı güçlü bir ilişki vardır. Bu uzun dönemli ilişki, opimal senyoraj eorisinin iddia eiğinin aksini gösermekedir. Enflasyon ve faiz oranları vergi oranıyla negaif olarak ilişkilidir. Bunun anlamı, para ve maliye poliikalarının eorinin ima eiği gibi opimal vergilendirme mülahazalarıyla değil, başka fakörlerin ekisi alında belirlendiğidir. SO UÇ Paranın opimal vergilendirme eorisi çerçevesinde ele alınması, opimal para mikarı kuralını öne süren Friedman a (1969) opimal vergilendirme eorisini para ve enflasyona uygulayan Fhelps in (1973) verdiği cevapla başlamışır. Daha sonra her iki arafın argümanlarını savunan ikisaçılar arışmayı devam eirmişlerdir. Friedman a göre opimal parasal büyüme, nominal faiz oranının sıfır olmasını sağlayacak bir oranda olmalıdır. Bunun için enflasyon oranının reel faiz oranının negaif değerine eşi olması gerekir. Bu, paranın sağladığı faydaların maksimum olmasını sağlayacakır. Ancak Phelps Friedman ın analizinin sadece sapırıcı ekisi olmayan vergilerin bulunduğu birinci en iyi oramda geçerli olduğunu, oysa gerçek dünyada böyle vergilerin bulunmadığını öne sürmüşür. Enflasyon dahil büün vergilerin sapırıcı ekileri varsa, belli bir kamu açığını finanse emek iseyen bir hüküme, vergi lisesini her ürlü verginin neden olduğu sapırıcı maliyeleri minimize edecek şekilde düzenlemelidir. Bu, büün vergilerin marjinal sosyal maliyelerinin hem şimdi hem de zaman içinde eşilenmesini gerekirir. Buradan çıkan sonuç, opimal parasal büyüme ve enflasyon oranının poziif olması gerekiğidir. Opimal senyoraj eorisi hakkında ilk esi gerçekleşiren Mankiw in bulguları eori lehinde iken, diğer bir çok çalışmanın 140 Afyon Kocaepe Üniversiesi İ.İ.B.F Dergisi (C.V, S.l, 2003)

karışık sonuçlar verdiği görülmekedir. Bunda ekonomerik çalışmaların genel sınırlamaları yanında farklı para arzı, para alebi ve dolaşım hızı varsayımları; para alep esneklikleri; üreim ve fayda fonksiyonları; verilerin anımlanması, ölçülmesi, ahmin ve es prosedürleri ve para ve maliye oorielerinin ilişkileri gibi çok sayıda fakörün ekisi vardır. Bu makalede, para ve maliye poliikasının kesişme nokasında yer alan opimal senyoraj eorisi incelenmiş ve eorinin bekleyişleri Türkiye verileri ile 1975-2002 dönemi için es edilmişir. Temel soru, Türkiye de para ve maliye poliikalarının eorinin imalarıyla uyumlu olup olmadığı, başka bir ifadeyle enflasyon ve nominal faiz oranının GSMH nın bir oranı olarak vergi, kamu harcamaları ve büçe açıklarıyla uzun dönemde poziif olarak ilişkili olup olmadıklarıdır. Diğer bir çok çalışmada yapıldığı gibi burada da Mankiw in klasik modeli esas alınmışır. Makaledeki analizler zaman serileriyle yapılmış ve bu serilerle ilgili durağanlık sorunu için ADF ve KPSS esleri kullanılmışır. Daha sonra Angel and Granger ın alernaif modellerin bağımlı ve bağımsız değişkenleri arasında uzun dönem ilişkilerini belirlememize ve elde edilen paramereleri uzun dönem esneklikleri olarak kullanmamıza imkân veren koenegrasyon yönemi uygulanmışır. Yapılan eslerle büçe açığına ai olanı hariç büün değişkenlere ai serilerin birinci dereceden enegre oldukları ve bunlara koenegrasyon analizinin uygulanabileceği anlaşılmışır. Büçe açığı değişkenine ai birim kök eslerinin, serinin birinci dereceden durağan olduğunu gösermesi nedeniyle, bu değişken hiçbir modele kaılmamışır. Böylece, ampirik analizlerde, enflasyon ve faiz oranları ile GSMH nın bir oranı olarak vergi ve kamu harcamaları arasındaki ilişkiler araşırılmışır. Elde edilen sonuçlar opimal senyoraj eorisini deseklememekedir. Yalnız başına açıklayıcı değişken olarak kullanıldığı modellerde, vergi oranı ile hem enflasyon hem de faiz oranı arasında anlamlı bir ilişki çıkmamışır. Harcamanın ilave bir açıklayıcı değişken olarak dikkae alındığı denklemlerde ise verginin kasayısı eorinin öngörmediği bir şekilde negaif çıkmakadır. Teorinin, kamu harcamalarındaki bir azalmanın hem normal vergilerde hem de senyorajda bir azalmaya neden olacağı önermesi haırlandığında, bu sonucun neden eorinin reddedilmesini gerekirdiği kolayca anlaşılır. Afyon Kocaepe Üniversiesi İ.İ.B.F Dergisi (C.V, S.l, 2003) 141

Kamu harcamaları hem enflasyon hem de faiz oranı ile poziif yönde ilişkilidir. Bu sonuçan dolayı, yanlış bir şekilde, opimal senyoraj eorisinin imalarının geçerli olduğu gibi bir izlenim edinilebilir. Ancak, emel ilişkinin enflasyon ve faiz oranları ile vergi oranının aynı yönde değişmeleri olduğu haırlandığında, bunun yanlış bir izlenim olduğu kolayca anlaşılabilir. Makalenin vardığı emel sonuç, Türkiye de hükümelerin para ve maliye poliikalarını opimal senyoraj eorisinin öne sürdüğü opimal vergilendirme mülahazalarıyla belirlemedikleri ve eorinin Türkiye verileriyle reddedildiğidir. KAY AKÇA Aghevli, B. B. Inflaionary Finance and Growh. J. Poliical Economy 85, (December 1977), 1295-1307. Amano, Rober A. On he Opimal Seigniorage Hypohesis, J. Macroeconomics 20(2), (Spring 1998), 295-308. Aslan, M. H. Enflasyonis Finansman Poliikası. Bursa: Ak-Bil, 1997.. Para Poliikasında Friedman Kuralı, Opimal Senyoraj Teorisi ve Sıfır Enflasyon Üzerine Teorik Bir İnceleme, Liberal Düşünce Dergisi, Yıl: 7, Sayı: 30, (Bahar 2003). Barro, R.J. On he Deerminaion of Public Deb, J. Poliical Economy 87(5), (1979), 940-971. Braun, R. Anon. How Large is he Opimal Inflaion Tax. J. Moneary Economics 34 (2), (Ocober 1994), 201-214. Chari, V. V., L. J. Chrisiano and P. J. Kehoe, Opimal Fiscal and Moneary Policy: Some Recen Resuls, J. Money, Credi and Banking 23, (1991), 519-539.. Opimaliy of he Friedman Rule in Economies wih Disoring Tax, J. Moneary Economics 37, (1996), 203-223. Correia, I. and P. Teles, Is he Friedman Rule Opimal when Money is An Inermediae Good? J. Moneary Economics 38, (1996), 223-244. Cukierman, Alex. Cenral Bank Sraegy, Credibiliy and Independence: Theory and Evidence. 2 nd ed. Cambridge, Massachuses: MIT Press, 1994. De Haan, Jacob; D. Zelhors and O. Roukens. Seigniorage in Developing Counries. Applied Financial Economics 3, (1993), 307-314. Diamond, P. A. and J. A. Mirrlees. Opimal Taxaion and Public Producion I: Producion and Efficiency, and II: Tax Rules. American Economic Review 61(3), (June 1971), 8-27, 261-278. Dixi, A. The Opimal Mix of Inflaionary Finance and Commodiy Taxaion wih Collecion Lags. IMF Saff Papers 38 (3), (1991), 643-654. 142 Afyon Kocaepe Üniversiesi İ.İ.B.F Dergisi (C.V, S.l, 2003)

Dornbusch, R. and S. Fischer, Macroeconomics. 4 h ed. NewYork: McGraw- Hill, 1987. Erbaş, Nuri, Effecs of Inflaionary Finance on Tax Revenue under Progressive Tax Srucures wih Collecion Lags: An Applicaion o Turkey, Ph.D. Disseraion, Columbia Universiy, 1982. Erürk, Emin. Türkiye İkisadında Yeni Bir Boyu-Para İkamesi-Kavram, Teori, Oluşum Süreci ve Sonuçları. Bursa: Uludağ Yayınları, 1991. Evans, J. L. and M.C. Amey, Seigniorage and Tax Smoohing: Tesing he Exended Tax-Smoohing Model, J. Macroeconomics 18(1), (1996), 111-25. Faig, Miguel, Characerizaion of he Opimal Tax on Money when I Funcions as A Medium of Exchange, J. Moneary Economics 22, (1988), 137-148 Friedman, Milon, The Opimum Quaniy of Money and Oher Essays, Chicago: Aldine Publishing, 1969.. Governmen Revenue from Inflaion. J. Poliical Economy 79 (4), (July/Augus 1971), 846-856. Froyen, R. T. and Roger N. Waud, Opimal Seigniorage Versus Ineres Rae Smoohing, J. Macroeconomics 17(1), (1995), 111-129. Goff, B. L. and M. Toma, Opimal Seigniorage, he Gold Sandard, and Cenral Bank Financing, J. Money, Credi and Banking 25 (1), (February 1993), 79-95. Guidoi, P. E. and C. A. Végh. Currency Subsiuion and he Opimal Inflaion Tax. Economics Leers 42, (1993), 65-70. Kimbrough, K. P. The Opimum Quaniy of Money Rule in he Theory of Public Finance. J. Moneary Economics 18 (3), (November 1986), 277-284. Klein, M. and M.J.M. Neumann. Seigniorage: Wha is I -Who Ges I? Welswirschafliches Archiv 126 (1990), 205-221. Küçüker, Celal; Hasan Kazdağlı, ve Cenap Erdemir. Seigniorage in Turkey Concep and Measuremen.Ankara: Prime-Minisry-The Undersecrearia of Treasury General Direcorae of Economic Research, 1994. Mankiw, N. Gregory. The Opimal Collecion of Seigniorage: Theory and Evidence. J. Moneary Economics 20, (1987), 327-342. Mary, A.L. Growh and he Welfare Cos of Inflaionary Finance, J. Poliical Economy 75, (February 1967), 71-76. Mourmouras, A. and J.A. Tijerina. Collecion Lags and he Opimal Inflaion Tax: A Reconsideraion. IMF Saff Papers 41 (1), (March 1994), 30-54. Phelps, E. Inflaion in he Theory of Public Finance. Swedish Journal of Economics 75, (1973), 67-82. Afyon Kocaepe Üniversiesi İ.İ.B.F Dergisi (C.V, S.l, 2003) 143

Painkin, D. Some Observaions on he Inflaionary Process in Developmen in an Inflaionary World, ed. by M.J. Flanders and A. Razin. NewYork: Academic Press, 1981, 31-34. Phylakis, K. and M. P. Taylor. Money Demand, he Cagan Model and he Inflaion Tax: Some Lain American Evidence. Review of Economics and Saisics, (1993), 32-37. Poerba, J. M. and J. J. Roemberg. Inflaion and Taxaion wih Opimizing Governmens. J. Money, Credi, and Banking 22, (February 1990), 1-18. Ramsey, Frank P., A Conribuion o he Theory Taxaion, Economic Journal 37, 1927, 47-65. Sachs, J. D. and F.Larrain B. Macroeconomics in he Global Economy. NewYork: Harveser Wheasheaf, 1993. Sargen, T. J. and Wallace, N., Some Unpleasan Monearis Arihmeic. Fed. Res. Bank of Minneapolis, Quarerly Review 5, (Fall 1981), 1-17.. Elemens of Moneary Reform, in Moneary Policy for A Changing Financial Environmen, Haraf, W. S. and P. Cagan (eds), Washingon, D.C.: The AEI Press, 1990, 137-160. Soylu, Hakkı. Türkiye de Senyoraj Gelirleri ve Kamu Açıkları. Ankara: SPK Yay. No: 81, 1997. Tanzi, Vio, Inflaion, Real Tax Revenue, and he Case for Inflaionary Finance: Theory wih an Applicaion o Argenina. IMF Saff Papers 25(3), (Sepember. 1978), 417-451. Végh, C. A. The Opimal Inflaion Tax in he Presence of Currency Subsiuion. J. Moneary Economics 24 (1), (July 1989a), 139-146.. Governmen Spending and Inflaionary Finance: A Public Finance Approach. IMF Saff Papers 36 (13), (Sepember 1989b), 657-677. Walsh, Carl E. Moneary Theory and Policy, London: The MIT Press, 1998. Yıldırım, Refia. Türkiye de 1980 Sonrası Vergi Poliikalarının Opimum Vergi Kuramına Göre Değerlendirilmesi. Türkiye de 1980 Sonrası Mali Poliikalar; XVI. Türkiye Maliye Sempozyumu, 28-31 Mayıs 2001 Analya, Manisa: Celal Bayar Üniversiesi, İİBF, Maliye Bölümü, 2002, 161-71. 144 Afyon Kocaepe Üniversiesi İ.İ.B.F Dergisi (C.V, S.l, 2003)