Psikolojik Açýdan Ýnanç, Ýman ve Þüphe

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "Psikolojik Açýdan Ýnanç, Ýman ve Þüphe"

Transkript

1 AÜÝFD XLVI (2005), sayý I, s Psikolojik Açýdan Ýnanç, Ýman ve Þüphe HASAN KAYIKLIK DOÇ. DR., ÇUKUROVA Ü. ÝLAHÝYAT FAKÜLTESÝ abstract Belief, Faith and Doubt from Psychological Perspective. In this study, we evaluated belief, faith and doubt according to the psychology of religion. Firstly, we explained the differences between belief and faith. Because, belief is a more static term, on the other hand faith is a much more dynamic term. Secondly, we studied how does belief become faith? and saw that some influences are stimulating the growth of belief into faith. Finally, we discussed the relationship of belief and faith with doubt. To sum up, we understood that belief is different from faith and that belief and faith have a relation with doubt. key words Belief, Faith, Doubt, Psychology of Religion Giriþ Ýnanç, dinlerin merkezî kavramlarýndan biridir ve din bilimcileri dini tanýmlarken genellikle iki konuya vurgu yaparlar. Bunlardan birincisi inanç ya da inançlar, ikincisi ise güdüleri bu inanç veya inançlardan kaynaklanan uygulamalardýr (Donald, 1998, s. 21). Bu açýdan bakýldýðýnda, inanç, dinlerin olmazsa olmaz kavramlarýndan biri olarak deðerlendirilebilir. Konu din psikolojisiyle iliþkilendirildiðinde ise þöyle bir tablo ortaya çýkmaktadýr: Din psikolojisinin konusu en kýsa ifadeyle öznel dinsel yaþayýþ olarak belirlenebilir. Dinsel yaþayýþ ise çeþitli boyutlar içermektedir. Bu boyutlardan biri de inanç boyutudur. Öyle ise inanç din psikolojisinin incelemesi gereken bir konudur. Bu çalýþmada, böyle bir gereklilikten hareketle inanç konusu psikolojik bir baðlamda ele alýnacaktýr. Bunun için, önce, bazen birbirlerinin yerine, bazen de birbirinden farklý anlamlarda kullanýlan inanç ve iman kavramlarý üzerinde durulacak ikinci olarak inancýn geliþimi ele alýnacak, daha sonra ise bunlarýn þüphe ile iliþkisi ve þüphenin kaynaklarý araþtýrýlacaktýr.

2 134 AÜÝFD XLVI (2005), sayý I Ýnanç ve Ýman: Bu iki kavram Türkçe de olduðu gibi diðer dillerde de farklý anlamlar taþýmakla birlikte zaman zaman birbirlerinin yerine kullanýlmaktadýr. Örneðin Ýngilizce de belief (inanç) ve faith (iman) kavramlarý böyle bir özellik göstermektedir. Ama alanýn uzmanlarý bunlarýn birbirinden farklý anlamlar taþýdýklarýný açýk bir biçimde ortaya koymaktadýrlar. Anlam bakýmýndan aralarýnda fark olmasýna raðmen iman (faith) ve inanç(belief)ýn, birbirlerinin yerine sýk sýk kullanýldýðýný belirten ünlü psikolog G. W. Allport, bu kavramlar arasýndaki farký þöyle açýklamaktadýr: Az emin olduðumuz inançlarý ifade etmek için iman kavramýný kullanmaya eðilimliyiz. Gözlerimize inanýrýz, iki kere ikinin dört ettiðine inanýrýz. Oysa iyiliðin kötülüðe zaferine iman ederiz. Ýman, yalýn bir inançtan daha çok, sýcak bir etki de taþýr. Sorulduðu zaman çoðu insan, Tanrý ya inandýðýný söyler. Fakat bir insan Tanrý ya iman ediyorum derse, bu cümle onun kiþilik yapýsýnda, din duygusunun önemli bir yere sahip olduðunu gösterir (Allport, 1950, s. 140). Bu düþünceye göre inanç, imandan daha kesindir. Diðer bir ifadeyle kesinlik bakýmýndan iman inanca göre daha zayýf bir özellik göstermektedir. Ayrýca inanç yalýn ve etkisiz olarak nitelenirken imanýn insan üzerinde daha derin ve daha sýcak bir etkiye sahip olduðu ve onun kiþilik yapýsýnda yer aldýðý vurgulanmaktadýr. Ýmanýn insan üzerinde güçlü ve derin etkiler yapmasý, kelamcýlarýn iman tanýmýndan da çýkarýlabilir. Örneðin Aydýn a (1984) göre imanda, insaný emniyet, sükûn ve huzura kavuþturan, kesin olarak ve içten gelerek inanma ve doðrulama vardýr (s. 149). Buna göre iman, içten ve arzulu bir kabul ile gerçekleþir ve böyle bir kabul, insana güven ve huzur verir. Bazý Ýslam bilginlerine göre, iman, yalnýzca ve belirgin olarak kalbin iç eylemidir ve onun yeri kalptir (Ýzutsu, 1984, s ). Nitekim Ýmam-ý Azam a göre iman Allah ý ve Allah katýndan gelen þeyleri kalb ve lisan ile tasdik (1981, s. 17) anlamýna gelmektedir. Kalp ise iç dünyada oluþan bir seziþ, bir kavrayýþtýr (Ýkbal, 1984, s. 34). Öyleyse iman, insana dýþarýdan yüklenen bilgilerin kabulünün ötesinde bir süreçtir. Ýnsan, bu süreçte kalp diye ifade edilen sezgi ve kavrama güçlerini harekete geçirerek iman nesnesine, yani Allah a ulaþmaktadýr. Buradan hareketle, imanýn aklýn ve duyularýn ön planda olduðu bilgiden daha farklý özelliklerinin bulunduðu sonucuna varýlabilir. Ýmaný bilgiden ayýran bu farklý özellik ise imanda kalbin devreye girmesidir. Kalbin devreye girdiði, yani kalbin etkin olduðu kavrama biçimi, bu kavrayýþýn öznesi için çok önemli ve saðlam olmakla beraber diðer insanlar için o kadar önemli olmayabilir. Çünkü imanýn bu yönü öznel bir özellik taþýmaktadýr.

3 Psikolojik Açýdan Ýnanç, Ýman ve Þüphe 135 Ýnançla imanýn birbirinden farklý olduðunu söyleyen Allport, iman ile bilgiyi de birbirinden ayýrýr. Ona göre duyu algýsý, akýl yürütme ve baþkalarýnýn inançlarýyla uyumlu olan inançlara bilgi (knowledge); bütün bu desteklerden mahrum olan inanca vehim (delusion); inançlarýn çoðunda olduðu üzere yukarýda anýlan ölçütler arasýnda yer alan olasýlýklar üzerine temellenen inanca da iman (faith) denir. Ýman olasýlýklar üzerine temellendiði için bütün iman ifadelerinde, zihinsel yapýda fiilen etkin olmasa bile, þüphe kuramsal olarak olasýdýr (1950, s. 157). Buradan þu anlam çýkarýlabilir: Ýman, bilgi kadar kesin olmamakla birlikte vehim gibi desteksiz de deðildir. O, bazý kanýtlara sahip olmakla birlikte kesinlik ifade etmez. Ama inanan insanýn iman nesnesine yönelik olarak taþýdýðý derin ve sýcak duygular, imaný bireyin kendisi için bilgiden daha güçlü hale getirir. Buradan da imanýn bireyselliðine geçilebilir. Nitekim iman ile inanç arasýndaki farký bu açýdan ele alan Catalan a (1994) göre dinsel tecrübenin çeþitliliði içinde farklý biçimlerde görülebilen iman, bireysel bir özellik taþýr. Buna karþýn inanç, içinde yaþanan toplumun kültürüne baðlý olarak geliþir. Bu, inancýn imana göre daha toplumsal bir özellik taþýdýðý anlamýna gelir (s ). Buna göre toplumda yaþanan deðerler, bireylere inanç olarak geçerken, bu inançlarýn bireyin duygularýyla beslenmesi, onlarý iman haline getirmektedir. Ýman-inanç ayýrýmý üzerinde duran psikologlardan biri de W. H. Clark- týr. Ona göre bu kavramlarýn arasýnda anlam bakýmýndan bir fark vardýr ama asýl fark büyük ölçüde psikolojiktir. Ýnanç (belief), statik bir kavramdýr ve inanýlan nesneye karþý güçlü, pozitif bir duygusal tutum içermez. Yarýn yaðmurun yaðacaðýna inanmam beni çok fazla etkilemez. Uyarýcý-tepki düzeyinde, Tanrýya inanmak da böyledir. Daha zengin bir çeþitlilik içermekle beraber, entelektüel anlayýþ düzeyinde dinsel inançlar da ayný özelliði taþýr. Buna karþýn iman (faith), daha canlý bir terimdir ve insana heyecan verir. Tanrýya iman etmek, ona sözel bir inancý ifade etmez, inananda saygý uyandýran bir sadakati ifade eder. Ýman teriminin içinde barýndýrdýðý bir diðer özellik, inanan için bir risk taþýmasýdýr. Yarýn yaðmur yaðacaðýna inanmam benim için bir risk taþýmaz. Çünkü burada her olasýlýk benim için küçük farklar meydana getirir. Diðer taraftan Tanrýnýn varlýðýna inanma dikkate alýndýðýnda, burada fark vardýr. Çünkü Tanrýnýn varlýðýný iki kere ikinin dört ettiði gibi bilmiyorum. Bu da Tanrýnýn varlýðý konusunda bir çeþit riske dayandýðým anlamýna gelir (Clark, 1961, s ). Bunun anlamý þudur: Ýnanç, daha çok bilgi ve kesinliðe dayanýrken, imanda daha çok teslimiyet ve baðlýlýk ön plana çýkmaktadýr. Dolayýsýyla konuya bilgi açýsýndan bakýldýðýnda, iman daha yüksek risk taþýmaktadýr. Çünkü birbirleriyle karþý-

4 136 AÜÝFD XLVI (2005), sayý I laþtýrýldýðýnda, imanda doðruluk olasýlýðý, inançta ise güven ve teslimiyet düzeyi daha düþüktür. Kýsacasý, inançta kanýt, imanda ise kanýt olsun ya da olmasýn duygusal baðlanma ön plana çýkmaktadýr (Özcan, 1992, s. 76). Bir baþka ifadeyle, imanda zihinsel süreçlerden daha çok duygusal süreçler yer almaktadýr (James, 1945, s. 145). Türk müfessiri Elmalýlý M. H. Yazýr, Hak Dini Kur an Dili adlý eserinde O kimseler ki, gaybe iman ederler (Bakara 3) ayetini yorumlarken imanda etkin olanýn, insanýn hisleri, kalbi, ruhu ve aklý olduðunu ifade eder (C.: 1, s. 172). Bunlar da imanda önemli olan þeyin, iman eden kimsenin ruhsal özellikleri olduðunu göstermektedir. Böyle olunca, bir insanýn ruh dünyasý ne kadar geliþmiþ ise iman etme donanýmý da o kadar geliþmiþtir sonucuna varýlabilir. Ruh dünyasý yeterince geliþmemiþ kiþiler de iman edebilirler, ama bunlar iman etmekte zorlanýrlar. Çünkü iman etme, ruhsal donanýmýn gücüyle doðru orantýlýdýr. Ýman ve inancýn farklýlýðýný Hökelekli (1992) þöyle ifade eder: Ýnanç, imana göre daha genel bir kavramdýr. Ýman ise daha özel bir alan için kullanýlmaktadýr (s ). Biz yarýn yaðmurun yaðacaðýna, sýnavda baþarýlý olacaðýmýza, Allah- ýn varlýðýna inanýrýz. Ama bunlardan sadece Allah ýn varlýðýna iman ederiz. Bu örnekler, inancýn genel imanýn ise özel alanlarda kullanýldýðýný göstermektedir. Vergote a göre ise dinsel anlamda inanmak eyleminin karþýlýðý olarak kullanýlan ad, inanç deðil iman dýr. Ona göre iman, inanýyorum ki Allah vardýr cümlesinde kullanýlan inanmak kelimesi gibi teorik bir anlatýþtan çok daha zengin bir içeriðe sahiptir ve imanýn içerisinde güven saklýdýr. Vergote, bu düþünceden hareketle, dindarlýðýn inanma boyutu nu ideolojik boyut olarak adlandýran Glock ve Stark ý yersiz bir ilmi tarafsýzlýk isteðiyle imaný dünyanýn bir tür görüntüsüne (vision) indirgemek ve inananýn hususi durumunu tanýmazlýktan gelmek le suçlar (1999, s ). Görüldüðü gibi Vergote, imaný sýradan bir inançtan ayrý tutmaktadýr. Ýnançtan farklý olarak, imanýn içinde saklý olan güven e vurgu yapmaktadýr. Ýman, bir bakýma inancýn içte yaþanmasýdýr. Bu gerçeði Tolstoy (1998) þöyle ifade eder: Din... kendi dýþýmýzda gözlemlenen bir olgu. Ýman... ise bu olgunun içimizde tecrübe edilmesidir ve o þuurlu bir iliþkidir (s. 30). Diðer taraftan Topçu (1995), inançla iman arasýndaki farkýn bir içerik farký olmayýp bir mahiyet farký olduðunu ileri sürer. Ona göre iman, tek baþýna ruhun alanýný iþgal etmek üzere, bütün diðerlerini bastýrarak veya azçok onlarý gözden düþürerek geliþen bir inançtýr (s. 139). Bu ise, basit bir ifadeyle, imanýn, inancýn geliþmiþ bir biçimi olduðu anlamýna gelir. Ýmanýn birey için yönelim, ümit ve cesaret kaynaðý olduðunu söyleyen ve onu insanýn evrensel bir özelliði olarak gören Fowler e göre din çevre-

5 Psikolojik Açýdan Ýnanç, Ýman ve Þüphe 137 den miras olarak alýnan yýðmalý geleneklerdir. Ýman ise miras olarak alýnan dinin öznelleþmesi anlamýna gelir (1986; 1992). Bu düþünceden þöyle bir sonuca gidebiliriz: Ýnsan miras olarak aldýðý deðerlere inanýr, inanýlan bu deðerler bireyin özellikleriyle yoðrulup öznelleþtiði zaman iman haline gelir. Bu açýklamalarý özetleyecek olursak, inancýn imana göre daha genel, toplumsal, ilkel, kesin, kanýtlý, statik, biliþsel yanýnýn aðýr bastýðýný, buna karþýn imanýn daha özel, riskli, bireysel, duygusal, geliþmiþ olduðunu, nesnesine karþý pozitif duygular içerdiðini söyleyebiliriz. Ýnanç ve iman farklýlýðýný insanýn psikolojik yapýsýnda arayan psikologlar da vardýr (Meadow & Kahoe, 1984, s ). Psikolojik olarak bazý insanlar inanmaya, bazý insanlar ise iman etmeye daha uygun özelliklere sahip olabilirler. Bu düþünceyi yukarýda üzerinde durduðumuz inanç ve imanýn özelliklerine uyarlarsak þöyle bir sonuca varabiliriz: Donanýmlarýnýn bir sonucu olarak bazý insanlar, genel, toplumsal, kesin, ifade edilebilir, biliþsel ve statik deðerlere daha yatkýn özellikler sergilerken diðer bazý insanlar, özel, bireysel, riskli, tecrübeye dayalý, duygusal ve pozitif duygular içeren deðerlere daha yatkýn özellikler sergileyebilir. Bu düþünceden hareketle, insanlar arasýnda görülen inanç ve iman farklýlýðýnýn onlarýn donanýmlarýyla ilgili olduðu söylenebilir. Ýnancýn Geliþimi Ýnancýn oluþup geliþmesine geçmeden önce þu soru akla gelebilir: Bir insan için inanç mý önce gelir yoksa iman mý? Ya da bir insan öncelikli olarak inanýr mý yoksa iman mý eder? Bu soruyu yanýtlamak için dinsel yaþayýþýn ilk ortaya çýktýðý çocukluk yýllarýna gitmek durumundayýz. Çocukluða döndüðümüzde sorumuz Bir çocuk önce inanýr mý yoksa iman mý eder? þeklinde ifade edilir. Çocuðun dinsel yaþayýþýna baktýðýmýzda, onun baþlangýçta sözel bir inanca sahip olduðunu görmekteyiz. Ýnancýn ister fýtrî ister sonradan kazanýlan bir özellik olduðunu kabul edelim, çocuðun inancý ilk yýllarda yeterince geliþmiþ bir inanç deðildir. Yavuz un (1983) ifadesiyle çocuk dininin karakteristik özelliklerinden birisi de dinî geliþmenin henüz tam þekillenmemiþ ve belli ilkelere ulaþmamýþ olmasýdýr (s. 43). Vergote da, çocukta dine uygun bir doðuþtan donaným bulunduðunu ve bunun daha çok aile tarafýndan iþlendiðini ileri sürer. Dinsel inanç için çocukta bulunan donanýmlar aile tarafýndan iþlenirken, çocuk dokuz yaþlarýna gelinceye kadar ailenin kendisine sunduðu inancý sorgulamaz. Bunun sonucu olarak ailenin verdiði dinsel deðerler, genellikle olduðu gibi kabul edilir (Vergote, 1978, s ). Bu kabullenmede, sorgulama ve þüphe gibi süreçler etkin olma-

6 138 AÜÝFD XLVI (2005), sayý I dýðý için inanç, çocuksu bir kabul durumundadýr. Çocuðun kolay inanýrlýlýk özelliðine sahip olduðunu söyleyen Hökelekli (1993), onun zihinsel süreçlerinin yeterince geliþmemiþ olduðunu ve bunun sonucu olarak düþünmeden, þüphelenmeden ve karþý koymadan inanmaya hazýr olduðunu ifade eder (s. 254). Ancak unutulmamalýdýr ki, çocuk, yedi yaþýndan itibaren yeni bir döneme girmektedir ve bu dönemde sorgulama yavaþ yavaþ kendini göstermektedir 1. Ýnançlarýný aklýn denetiminden geçirmek isteyen bu çocuklarýn sayýsý, yaþlarýnda daha da yükselmektedir (Yavuz, 1983, s ). Çünkü Piaget nin zihinsel geliþim kuramýna göre çocuk yedi yaþýndan itibaren iþlem öncesi dönemden çýkmýþ ve somut iþlemler dönemine girmiþtir. 7 11/12 yaþlarý arasýnda görülen somut iþlemler döneminin özelliði, bu evrede bulunan çocuðun somut biçimde verilen bilgiyi sistemli ve mantýklý biçimde iþleyebilmesidir. 12 yaþ ve üzerinde soyut iþlemler dönemine ulaþanlar ise varsayýmlar yapabilir, mantýksal sonuçlar çýkarabilir ve karmaþýk sorularý sistemli biçimde çözebilirler (Gander ve Gardiner, 2001, s. 178). Özellikle somut iþlem evresinde, soyut dinsel konularý yeterince anlayamayan çocuklar bir takým güçlükler çekmektedirler. Bu durum da onlarýn zihinlerinde bazý soru iþaretlerinin varlýðýný sürdürmesine neden olmaktadýr. Öyleyse tam olarak þekillenmemiþ olan inanç nasýl iman haline gelmektedir? Allport inancýn geliþmesini yani inancýn iman haline gelmesini tartýþýrken üç evre üzerinde durmaktadýr: Birinci evre, duyularýna, hayallerine ve iþittiklerine ayýrým yapmaksýzýn inanan çocuklarda görülür ve bu evre, deneyimsizlik ve saflýk evresidir. Çocuðun ilk inançlarý duyduklarýndan oluþur. Çünkü çocuk için sözcükler, gerçekler kadar güzeldir. Bu inanç biçiminin bir kýsmý yaþam boyunca sürer. Yetiþkinler arasýnda varlýðýný sürdüren bazý inançlar, bu sorgulanmayan çocuksu ve irrasyonel inançla ilgilidir. Ýnanç geliþiminin ikinci evresi, birinci evrenin yeniden þekillenmesi ile oluþur. Ýnsanýn sahip olduðu çok çeþitli þüpheler, onun yaþamýný alt üst eder ve onlar zekice düþünmenin olmazsa olmazlarýdýr. Nitekim bir kiþi herhangi bir teslimiyette olasýlýklarý ortadan kaldýrýncaya kadar yaratýcý düþünce ve gözleme dayanan baðýmsýz bir inanç oluþturma konusunda özgür deðildir. Üçüncü evre, olgun inanç evresidir. Olgun inanç, þüphenin dýþýnda geliþir ve yaratýcý düþünce onda önemli bir konuma sahiptir. Biz deðerlerimiz ve duygularýmýza koþut olarak önemli inançlarýmýzý da geliþtiririz. Örneðin 1 Yukarýda çocuðun dokuz yaþlarýnda deðerleri sorgulamaya baþladýðý ifade edilmiþti. Burada ise sorgulama yaþý yedi olarak verilmektedir. Bu yaþlarýn kesin olmayýp, yaklaþýk deðerleri ifade ettiðini ve çocuða, çocuðun içinde yetiþtiði aileye ve topluma göre farklýlaþabileceðini belirtmeliyiz.

7 Psikolojik Açýdan Ýnanç, Ýman ve Þüphe 139 ben eðitime, insan haklarýna inanýyorum dediðim zaman, fiziksel varlýðý olmayan bu objeler, benim tarafýmdan sadece varlýk olarak deðil arzu edilir ve kiþisel duygusal yapýmla tamamen ahenkli olarak algýlanýr (Allport, 1950, s ). Bu arzu ederek duygusal yapýyla ahenk içinde geliþme, iman için de geçerlidir. Diðer bir ifadeyle, geliþimin üçüncü evresinde, inancýn nesnesi (Ýslamî anlamda Allah), bireyin yaratýcý düþünce ve duygularýyla iliþkiye girdiði bir varlýk haline gelir. Allport un inanç geliþimi konusundaki bu açýklamasýna göre, bireyin olgun bir inanca sahip olabilmesi için çocukluk döneminin sözel ve irrasyonel inancý, daha sonra oluþan þüphelerle sarsýlýp olasýlýklar ortadan kaldýrýlarak olgunlaþmaya baþlar. Üçüncü ve son evrede ise þüpheden ayrý ve yaratýcý düþünceye koþut olarak geliþen inanç olgun bir iman halini alýr. Ýnancýn olgun iman haline gelmesi, Topçu nun ifadesiyle onun insanýn ruhunda süreklilik kazanmasý ve hayatýna da hâkim olmasý (1995, s. 139) anlamýna gelmektedir. Bireyde görülen bu inanç geliþimi kendiliðinden olmaz. Onun deðiþim ve geliþim alt yapýsýný hazýrlayan bazý etkenler vardýr. Bireyin inanç geliþimini etkileyen ve onun inancýnýn iman haline gelmesine zemin hazýrlayan nedenleri Allport la ortak bilimsel geleneðe sahip olan ünlü din psikologu Clark (1961, s ) inanç, nasýl iman halini alýr? sorusunu sorarak ele alýr. Ona göre inancýn iman haline gelmesinin nedenleri þöyle sýralanabilir: Çocuðun inancýnýn olgunlaþmasýnda ailenin etkisi çok büyüktür. Çocuða sevgi ve kolaylaþtýrýcý dinsel anlayýþla yaklaþýlan ailelerde, çocuk çok fazla içsel çatýþma yaþamadan dinsel deneyimler yaþar. Bu tür ailelerde çocuðun inancý geliþerek ilerler. Çevredeki örnek kiþiler de inancýn geliþmesinde yadsýnamaz bir öneme sahiptir. Ýnançlarýný yaþanan bir iman haline getiren kiþiler diðer bireylerin inanç geliþimi için canlý bir örnek oluþtururlar. Bireyin içinde yaþadýðý toplumun oluþturduðu toplumsal kurumlar, onun inanç geliþimini etkiler. Çeþitli dernekler, okullar, birlikler, camiler insanlarýn inanç geliþimine çeþitli biçim ve boyutlarda yön verir. Bu kurumlarla þu ya da bu þekilde iliþki kuran bireylerin inanç biçimleri, onlarýn etkisiyle az veya çok deðiþime uðrar. Dinsel inançlarýn daha canlý bir þekilde yaþanmasýnda mistik deneyimler ve dinsel deðiþimler büyük etki taþýmaktadýr. Bazý olumsuzluklar görülmekle birlikte, inancýn olgun iman haline gelmesinde mistik deneyimler ve dinsel deðiþimlerin etkileri yadsýnamaz. Çeþitli nedenlerle derin dinsel tecrübeler yaþayan insanlarýn inançlarý, yaþanan bu deneyime baðlý olarak ol-

8 140 AÜÝFD XLVI (2005), sayý I gunlaþýr. Yine herhangi bir nedenle bireyin dinsel inanç, anlayýþ ve yaþayýþýnda meydana gelen deðiþimler onun inancýnýn olgunlaþmasýna katkýda bulunabilir. Bireyin inancýný etkileyen durumlardan biri de dýþsal etkiler ve buhranlardýr. Ýnsanlar, buhranlara beklenmedik biçimlerde tepki gösterirler. Talihsizlik bazý insanlar üzerinde olumlu etki yaparken bazý insanlar üzerinde olumsuz etki yapmaktadýr. Bir kýsým insanlar, savaþ, deprem, kaza, kýtlýk gibi yaþadýklarý olumsuzluklarý, inançlarýný geliþtirmek için bir fýrsat olarak kullanýrlarken, bazýlarý bu durumlarý olumsuz bir bakýþ açýsýyla deðerlendirerek inançlarýndan daha da uzaklaþabilirler. Ýnsanýn bilinçli davranýþlarda bulunabilmesi ve seçimler yapabilmesi de onun inancýnýn geliþmesine katkýda bulunur. Seçim ve davranýþ konusunda taklit ve körü körüne baðlanmayý yeðleyen birey, büyük olasýlýkla inanç konusunda da ayný durumu gösterir. Ama bir kiþinin sorumluluðunu alabildiði özgür seçim ve davranýþlar, onun iman geliþiminin kaynaklarýndan biri olarak kabul edilir. Çünkü özgür seçim ve davranýþ gösteren insanlar, inanç konusunda da kendi iç güçlerini kullanýr. Kendi içsel deðerleriyle hareket eden insan ise duygu, düþünce gibi duygusal ve zihinsel süreçleri kullanacaðýndan, onun olgun bir imana ulaþma olasýlýðý daha yüksektir. Bireyin inanç geliþimini çok yönlü etkileyen ve Clark ýn açýk olarak ifade etmediði bir baþka önemli etken ise onun duygu ve düþünce geliþimidir. Duygu ve düþünce dünyasý daha geniþ bir kavramla ruhsal dünyasý geliþen ve zenginleþen bireyin inanç dünyasý, duygu ve düþüncelerindeki geliþme ve deðiþmeye koþut olarak deðiþim ve geliþim gösterir. Çünkü bireyin inanç yapýsý, onun diðer yaþayýþ alanlarýndan baðýmsýz deðildir. Nitekim henüz soyut düþünce düzeyine ulaþamayan çocuklarda görülen antropomorfist Tanrý anlayýþýnýn soyut düþünce düzeyine ulaþan ergenlerde yerini yavaþ yavaþ soyut Tanrýya býraktýðý bilinmektedir. Ama soyut düþünme biçimini, çocukluk döneminde oluþturduðu dinsel inanca uygulayamayan insanlarda, inanç alanýnda bir deðiþimin olmadýðý ya da çok az deðiþim görüldüðü ve böyle kiþilerde çocuksu inanç biçiminin ömür boyu sürdüðü de bilinen bir gerçektir. Diðer taraftan iman geliþimi ile psikolojik geliþimi birleþtirerek bireyin inancýnýn yörüngesini açýklamaya çalýþan Fowler in iman geliþimi kuramýnda, yapýsal olarak birbirinden ayrý yedi aþama vardýr. Bu aþamalarýn birinden diðerine geçiþ, biyolojik olgunlaþmayý, duygusal ve biliþsel geliþmeyi, psikososyal deneyimi ve dinsel-kültürel etkileri içine alýr. Ýnanç geliþiminde, bir evreden diðer bir evreye geçiþ, otomatik veya kesin deðildir (1996, s. 169). Ama yukarýda sayýlan etkenlerden her biri evre geçiþinin hazýr ol-

9 Psikolojik Açýdan Ýnanç, Ýman ve Þüphe 141 masýnda önemli bir rol oynar. Bu evrelerden birinin dengesi, krizler, yenilikler ve bireyin temel bilgilerinin mevcut örüntülerini tehdit eden açýlým deneyimleri tarafýndan altüst edildiðinde, geçiþ kendi kendine ortaya çýkar. Sosyal, ekonomik ve politik çevrede ortaya çýkan bir deðiþim de evre geçiþine katkýda bulunabilir (Fowler, 1986, s. 27). Çalýþmalarýnda iman (faith) kavramýný kullanmayý yeðleyen Fowler in ileri sürdüðü iman geliþimi aþamalarý þöyle özetlenebilir (Fowler,1986, s ; Fowler, 1992, s ; Fowler, 1996, s ; Koenig, 1994, s ) : 1. Evre: Temel Ýman (0 2 yaþ), (Primal Faith): Bu evre bebeklik döneminde yaþanýr. Çocuðun geliþmesi sýrasýnda, anne-babasý ve çevresiyle karþýlýklý iliþkileri içinde þekillenir. Bu iliþkilerde güven oluþturmak için bir araya getirilen deneyimler, vücut iliþkisi ve bakýmýný, sözlü ve görsel etkileþimi, ritüel haline gelen ilk dönem oyunlarýný, yeme içme iliþkilerini, çocuðun bakýcýlarýyla arasýnda geliþen etkili uyumu içine alýr. Bu evre dil ve sembol geliþiminin baþlangýcýdýr ve bu baþlangýç evresinde ana-baba ile iliþkiler büyük öneme sahiptir. Yani inanç geliþiminin baþlangýç evresi, annebaba ve çevreyle ile iliþkiler baðlamýnda oluþan güven duygusuyla iliþkilidir. 2. Evre: Sezgisel-Ýzdüþel Ýman (2 7 yaþ) (Intuitive-Projective Faith): Ýlk çocukluk olaylarýndan ve iliþkilerinden kaynaklanan deneyimlerin duygusal ve algýsal düzeninin yapýlarý, çocuðun deneyimlere anlam vermesinin ilk bilinçli çabalarýnda, denemelik ve deðiþime açýk yönelimler oluþturur. Bu evrede, derin ve ileriye doðru uzanan düþünceler þekillenebilir. Bu düþünceler, imanýn duygusal ve biliþsel temellerini oluþturur. Biliþsel geliþim henüz tamamlanmadýðý için neden-sonuç iliþkisi tam olarak anlaþýlamaz. Ýnanç/iman geliþiminin bu evresinde çocuk Tanrýyý hissetmeye ve ona bir biçim vermeye çalýþýr. Ancak çocuðun kafasýndaki düþünce, gerçekten daha çok hikâyelerle iliþkilidir. 3. Evre: Mitsel-Gerçek Ýman (7-12yaþ) (Mythic-Literal Faith): Bir önceki evrenin duygusal ve düþünsel temelleri, bu yeni evrede hala etkili olmasýna raðmen, düzenli düþünme, bilinçli yorumlarýn ve deneyimlerin daha oturmuþ biçimlerini oluþturmaya zemin hazýrlar. Bu evrede düþünme iþlemi tersine çevrilebilir yani neden-sonuç iliþkileri daha açýk bir þekilde anlaþýlabilir. Çocuk, yeni bir bakýþ açýsýyla dünyasýný kurabilir. Bu evrede, çocuk, henüz içselleþmiþ duygular, tutumlar ve içsel yol göstericiler oluþturamamýþtýr. Bu dönemde, bireyin inandýðý Tanrý, bireyin kendine has bir Tanrý deðildir. Hala dýþ belirleyicilerin etkisi aðýrlýktadýr. Tanrý, bir kural koyucu ya da ebeveyn olarak düþünülür. O, iyilikleri ödüllendirir, kötülükleri cezalandýrýr.

10 142 AÜÝFD XLVI (2005), sayý I 4. Evre: Bireþimli-Geleneksel Ýman (Synthetic-Conventional Faith): Formel operasyonel düþüncenin ortaya çýkmasýyla, genç bireyin düþünme ve anlamlandýrma yeteneði kanatlanmaya baþlar. Soyut kavramlarý kullanma ve deðerlendirme yeteneði ile genç birey, düþünme hakkýnda düþünmeye, hikâyeleri deðerlendirmeye, onlara ad vermeye ve kendi anlamlarýný sentezlemeye baþlar. Bu aþamada birey, kendi manevî çevresini oluþturur. Tanrý inancý, sevme, anlama ve boyun eðmenin kiþisel deðeriyle bireyin dünyasýnda, yerini belirleme aþamasýndadýr. Genç birey, kendisini inançlara, deðerlere ve çevresine baðlayan bireysel özelliklerini geliþtirmeye çalýþýr. Birbirine aykýrý öðeler içermesine raðmen, kimlik, inançlar ve deðerler güçlü bir þekilde hissedilir. Bu evrede birey kendi dünya görüþü veya ideolojisi üzerinde durur ve onu yaþar. Bu dönemde, baþkalarýyla iliþkiler son derece önemli olduðu için, Tanrýyla daha kiþisel iliþkilere ihtiyaç duyulur. Özel iliþkiler geliþtirilen Tanrý inancý, gencin benliðini geliþtirir. 5. Evre: Bireysel-Düþünsel Ýman (Individuativ-Reflective Faith): Bireyseldüþünsel iman, genç yetiþkinlik dönemi ve sonrasýnda görülür. Bu aþamada, birbirini izleyen veya ayný anda ortaya çýkan iki durum belirir. Birincisi, daha önce kazanýlan inançlar, deðerler ve baðlýlýklarýn eleþtirel bir bakýþla gözden geçirilmesi zorunluluðudur. Burada, dýþsal otoriteye olan güvende bir eksilme görülür ve otoritenin yeni yeri benliktir. Ýnanç ve ideoloji, nesnel bir þekilde yeniden gözden geçirilir. Birey, sahip olduðu inanç ve ideoloji sistemlerini þimdi yeniden oluþturmak zorundadýr. Ýkincisi ise, daha önceki roller ve iliþkiler tarafýndan oluþturulan benliðin, kimlik sorunu ile mücadeleye girmesi zorunluluðudur. Bu, þu anlama gelir: Birey yetiþkinlik dönemine girmeden önce sahip olduðu çevre, roller ve sorumluluklara göre bir benlik geliþtirir. Yetiþkinlik dönemine girince, yeni dönemin getirdiði yeni çevre, rol ve sorumluluklara göre, yeni bir benlik geliþtirir. 6. Evre: Birleþik Ýman (Conjunctive Faith): Orta yaþýn ilk dönemlerinde baþlayan birleþik iman, daha önceki evrelerde yaþanan parçalý inanç yapýsýnda birlik saðlamayý ifade eder. Bireysel-düþünsel evrede, benlik ve imanýn sýnýrlarý belirlidir. Yani onlar birbirlerinden ayrýdýr. Ama birleþik evrede, yetki sahibi olmuþ ben, kararlarýný, deðerlerini, inançlarýný kendisi belirlediðini iddia eder. Ancak burada insanlarýn çok çeþitli zihinsel yapýlara sahip olduðunu da unutmamak gerekir. Bazýlarý bilinçli hareket ederlerken, bazýlarý büyük ölçüde bilinçsizce hareket edebilirler. Benliðin bu güçlü ve önemli bilinçsiz görünümleri bireysel, toplumsal, kültürel ve bir ihtimal ilk örnek kaynaklýdýr. Bu evrede insaný, anlaþýlmasý ve bir bütün haline getirilmesi zor olan güdüler harekete geçirir. Birleþik evreye geçiþte, birey, doðrulara farklý yönlerden ve farklý bakýþ açýsýyla yaklaþmaktan kaynaklanan gerilim-

11 Psikolojik Açýdan Ýnanç, Ýman ve Þüphe 143 le baþa çýkmaya baþlar. Bu evredeki birey, çok çeþitli bakýþ açýlarý arasýndaki gerilimleri sürdürmeyi ve onlarý bir yönden öbür yöne eðmeyi reddetmeyi öðrenmelidir. Bu baðlamda, bireyin imaný, ortadan kaldýrýlamaz çeliþkileri kabul etmeye baþlamalýdýr. Birleþik imanda, bireysel imanýn mitolojiyi kabul etmeyen anlayýþý aþýlýr. Sembol ve mitlerin çok boyutluluðunu ve yoðunluðunu kabul eden birey, onlarýn ruhu aydýnlatan ve ona aracý olan gücüne izin verir. Bu aþamada, birey, diðer din ve inanç geleneklerine de açýk bir tutum sergiler. 7. Evre: Evrensel Ýman (Universalizing Faith): Bu evre, orta yaþ ve sonrasýnda görülür. Evrensel iman evresi, birleþik iman evresinin belirleyicileri olan kutupsal zýtlýklarý kabul etmenin ötesine geçen bireylerin imanlarýný ifade eder. Bu evrenin yapýlanmasý, birbiri ardýna gelen evreler boyunca ortaya çýkan bir benlik temizlenmesi sürecinin radikal bir þekilde tamamlanmasý ile kendini gösterir. Evrensel imanda görülen özellik, temizlenme sürecinin tamamlanmasýdýr. Ýnsan, daha önceki evrelerde, bir taraftan kendi kökleþmemiþliði ile daha önce var olan düzenin parçalarý arasýnda gerilim yaþamaya devam ederken diðer yandan sürekli geliþen ve deðiþen geniþ bakýþ açýsýyla yeni tabiatüstü düzenlere yönelir. Bununla birlikte evrensel iman aþamasýnda çok az insan bulunur. Psikodinamik olarak, evrensel iman evresine kadar gelen benlik, alýþýlmýþ savunma biçimlerinin ötesine geçer ve Tanrýyý algýlamada ve sevmede belirli bir temellendirmeye dayanan bir açýklýk sergiler. Ayrýca, bu evredeki insanlar keskin görüþ açýlarýna ve tutarsýzlýklara sahiptirler ve onlar baþkalarýyla iliþkilerinde hala bazý sýkýntýlar gösterebilirler. Fowler in yaþam boyu iman geliþimi kuramýna göre, en büyük deðiþim yetiþkinlik döneminde ortaya çýkmaktadýr. Burada iman, insanýn dünyaya bakýþ açýsýna ve geliþmesine göre devam eden bir olguyu içermektedir. Fowler in iman geliþimi kuramý üzerine çeþitli deðerlendirmeler yapýlmýþtýr. Jardine ve Viljoen e göre, Fowler in kuramýnýn en önemli özelliði, imanýn içeriðini yani inançlarý ve deðerleri, kiþilikte imanýn operasyonunu kolaylaþtýran psikolojik etkenlerden yani biliþsel, duygusal ve toplumsal geliþmeden ayýrmasýdýr. Ona göre, aþkýn gerçeklere anlam verme ve onlarla iliþki kurma biçiminin belirlendiði yol, altýnda düþünce, duygu ve sosyal olgularýn yattýðý psikolojik yapýlar tarafýndan belirlenir. O, dikkatini bu olgular üzerinde yoðunlaþtýrmaktadýr (Jardine and Viljoen, 1992, http). Ýnancýn iman haline gelmesini etkileyen bu düþünceleri özetlemek gerekirse, inanç çocuksu ve irrasyonel olarak baþlar, þüpheyle sorgulanarak geliþir ve yaratýcý düþünceyle olgunlaþýr. Bu süreç, bireyin psikososyal geliþim aþamalarýyla koþut bir görünüm arz eder. Diðer taraftan bilinçli aileler,

12 144 AÜÝFD XLVI (2005), sayý I örnek kiþiler, kurumlar, mistik deneyimler, çevrede meydana gelen çeþitli olaylar, yaþanan buhranlar, bilinçli davranýþlar, seçimler, bireyin duygu ve düþünce dünyasýnda ortaya çýkan deðiþim ve geliþimler inancýn imana evrimini saðlayan etkenler olarak sýralanabilir. Ýnanç, Ýman ve Þüphe Ýnsanýn inancý, bir anda olup biten bir durum deðildir. Onun oluþmasý bazen çok uzun duygusal ve zihinsel süreçler gerektirir. Ýþte bu süreçler sýrasýnda birey bazý þüpheler yaþamaktadýr. Günlük dildeki anlamý düþünüldüðünde, þüphe herhangi bir konuda kararsýzlýk durumunu ifade eder. Konu inanç olunca da þüphenin ayný anlamý geçerlidir. Ýnanma konusunda da bireyin kararsýzlýðý görülür. Ancak buradaki kararsýzlýk, inanýlana götürecek kanýtlarýn yetersizliðinden olabileceði gibi inanýlan þeyin özelliklerinden de olabilir. Özcan (1992) inanca iliþkin þüpheyi, þüphelenilen konuya yani onun inanca iliþkin konumuna göre imana zýt olan ve imana götüren þüphe olarak ikiye ayýrmaktadýr. Ýmana zýt olan þüphe inanýlan varlýðýn irrasyonel olduðu düþüncesinden kaynaklanýr. Bu irrasyonel durum ortadan kaldýrýlmadan imana ulaþýlamaz. Bu durumda, insanýn yaþadýðý zihinsel süreçler, onu imandan uzaklaþtýrýr. Diðer taraftan imana götüren þüphe ise bilimsel þüphedir. Bu þüphe inanca ulaþmak için baþvurulan bir þüphe biçimidir. Yani bu þüphe iman için bir anlamda gereklidir ve iman onunla kemale ulaþýr (s ). Özcan daha çok felsefî bir bakýþ açýsýyla konuya yaklaþarak ikili bir sýnýflamaya gitmektedir. Oysa bizim burada üzerinde duracaðýmýz konu, þüphenin felsefî anlamýndan daha çok psikolojik boyutudur. Ýnsan inanç konusunda neden þüphe taþýmaktadýr? Onu þüpheye götüren etkenler nelerdir? Þüphelenme sýrasýnda hangi zihinsel ve duygusal halleri yaþamaktadýr? gibi sorular din psikolojisini daha yakýndan ilgilendirmektedir. Nitekim Allport a (1950) göre de herhangi bir þüphenin mantýksal olup olmadýðýna karar vermek psikologun iþi deðildir. Psikologun iþi, ruhsal yaþamýn evrensel ve gerekli bir parçasý olan bu süreci anlamak ve açýklamaktýr. O, þüphe sürecini anlamanýn, insanýn inanç ya da inançsýzlýk temelinin inandýrýcýlýðýný belirlemede önemli olduðunu düþünür. Her insan kendine özgü bir geçmiþ, örüntü ve yanlýþ anlama derecesi taþýmakla beraber genel olarak görülen þüphe biçimleri vardýr ve herhangi bir kiþi bu þüphe biçimlerinden birini ya da birkaçýný bir arada taþýyabilir (s. 117). Bu, insanýn þüpheden tamamen kurtulamayacaðý anlamýna gelmektedir. Ýnansa da inanmasa da insanýn zaman zaman bazý þüpheler taþýdýðý bir gerçektir. Ýnanmayan insan hem kendi doðrularý hem de inananlarýn doðrularý

13 Psikolojik Açýdan Ýnanç, Ýman ve Þüphe 145 hakkýnda þüpheye düþmektedir. Ýnanan insan ise kendi doðrularýna iliþkin þüpheler taþýmaktadýr. Þimdi bu þüphelerin kaynaklarýný Allport ve Clark a dayanarak görelim. Allport (1950) insanýn þüphelerini çeþitli baþlýklar altýnda tartýþýr. Tepkisel-olumsuz þüphe: Bu þüphe biçiminin örneði, dua sýrasýnda yakýnýnda patlayan bir mermiyle yaralanan askerin durumunda olduðu gibi zihinsel sarsýntý görülür ve bu keskin olumsuzluk, duygusal olarak denetlenemez. Dua ettiði sýrada büyük bir þokla karýlaþan kiþi, duasýnýn hiç iþe yaramadýðýný düþünerek Yaratýcýya karþý olumsuz tepkiler gösterebilir. Ani bir þokla ortaya çýkan bu durumu, kýsa sürede denetim altýna almak da zordur. Kýsacasý þiddetli bir þok, olumlu bir tutumu olumsuza çevirebilir. Tepkisel þüphenin bir diðer biçimi bilinçaltý ruhsal yaþamýndan kaynaklanýr. Dinsel duygu, Freud un dediði gibi, çocuðun babasýna olan tutumunun uzantýsýnda temelleniyorsa, babaya karþý olan bastýrýlmýþ düþmanlýðýn yansýtma yoluyla Tanrýya yönlendirilebileceði düþünülebilir. Çünkü Freud- a göre Tanrýya inanma, babaya yönelik sevgi ve baðýmlýlýðýn yansýmasýdýr. Bu ise ateizmin, babaya olan düþmanlýðýn bir yansýmasý olarak kabul edilebileceði anlamýna gelmektedir. Allport burada din ile ateist arasýndaki iliþkiye de dikkat çeker. Ona göre, ateþli bir ateist, dine karþý sert bir tepki göstermekle, dinsel yaþam biçimine olan derin bir ilgiyi açýða vurmaktadýr. Çünkü tepki oluþturma, psikologlarýn, gerçek ilgilerini þiddetli protestolarla gizleyenler için kullandýklarý bir terimdir (1950, s ). Ýnsan, bazen ilgilerini gizlemek için karþýt tepki gösterebilir. Bu durum genel bir yansýtma olup, ilginin tamamen yön deðiþtirmiþ bir halidir. Buna göre tepkisel þüphe, yaþanan þiddetli þok durumlarýndan, bilinçaltý ruhsal yaþamlarýndan ve insanýn çeþitli nedenlerle açýða vuramadýðý duygu ve düþüncelerine karþý, bir savunma mekanizmasý geliþtirerek tepki oluþturmasýndan kaynaklanabilmektedir. Bireyin ilgilerine karþýlýk bulamamasýndan kaynaklanan þüphe: Bu þüphe biçimi bireyin kendi ilgilerine karþý ilgi görmemesinden kaynaklanýr. Dinsel geliþimin ilk ben-merkezli durumu, olgunlaþmamýþ bir görünüm arz eder. Örneðin, kiþisel çýkarlarýný aramaya baþlayan çocuða, dualarý, beklentileri doðrultusunda hizmet etmeyebilir. Bu ise onun dine iliþkin düþüncelerinde kuþkulara yer açabilir. Nitekim dua mermileri durduramaz, onlar, inanana da inanmayana da iþler. Din benim için hayati bir anlam taþýmaz gibi sözler kýdemli askerlerin nakaratlarýdýr. Bunlar göstermektedir ki, kendilik çýkarýna odaklanan bir inanç, daðýlmaya mahkûmdur. Ýnancýn devam edebilmesi için, inanan insanýn kiþisel kaprislerin ötesine uzanan bir evreni

14 146 AÜÝFD XLVI (2005), sayý I düþlemesi gerekir. Böylece bireysel basit ilgileri aþan yüce ilgi ve deðerlere demir atýlýr (Allport, 1950, s ). Öyleyse, bireyin çýkarlarýna doðrudan hizmet etmeye yarayan bir araç olarak görülen inanç, her an daðýlabilir. O halde, inancýn varlýðýný sürdürebilmesinin temel koþullarýndan biri, onun kiþisel çýkarlardan daha yüce deðerlere yönelmesidir. Clark a göre bu tür þüpheler kiþinin kendisinden kaynaklanýr. Bunlarýn en barizleri, bireyin bazý basit benlik ilgilerinin izlerini taþýr. Bir kiþi, bir istek için dua eder de isteði karþýlanmazsa, dua etmeyi býrakabilir. Örneðin, dindar bir ailede yetiþen bir genç, hasta olan kýz kardeþinin saðlýðý için uzun süre arzulu bir biçimde dua eder ve kardeþi buna raðmen ölürse bu durum, onu þüphenin kucaðýna itebilir. Dinsel geliþim aþamasýnda, bu örneðe benzer psikolojik olaylarla karþýlaþmayan çok az dindar insan vardýr. Birçok insan, bu tür krizlerin çeþitli biçimleriyle karþýlaþýr. Ama þüphenin bazý heyecan verici kýpýrtýlarý olmaksýzýn ancak duygusuz insanlar onlarla yaþar. Bu tür þüpheler, bireyin kendilik ilgilerinin açýk aykýrýlýklarýný ve genellikle bilinçsiz olarak dine karþý olumsuz tutumlara yol açan karmaþýk kiþisel deneyimleri içerir (Clark, 1961, s. 142). Ýnanç geliþiminin ilkel basamaklarýnda görülen bu þüpheler, bir yönden inancýn olgunlaþmasýna da katkýda bulunabilir. Olgun dinsel inanca sahip bireylerde ise bu tür þüpheler kendilerine yer bulamazlar. Geleneksel dinin eksikliklerinden kaynaklanan þüphe: Geleneksel dinde görülen samimiyetsizlik ve baþarýsýzlýklar, özellikle gençlerde kuþku doðurmaktadýr. Örneðin ibadet yerlerinin çevresinde kümelenen dilenciler, geleneksel din tarihinde görülen baský, hile, yalan, iþkence gibi olumsuzluklar, gençlerin din ve inanç konusunda þüpheye düþmesine neden olur (Allport, 1950, s ). Dikkat edilirse bu þüphe biçiminin doðrudan dinle deðil dinin yaþanýþ biçimi ile ilgili olduðu görülmektedir. Dinin topluma ve insana yansýma biçimi ve yaþanýþýnda görülen olumsuzluklar, bazý insanlarda þüphelere yol açmaktadýr. Özellikle dini kullanarak çýkar saðlama ya da makam, mevki, güç, iktidar elde etmeye çalýþanlara yönelik bakýþlar, þüpheye yol açmaktadýr. Bu þüphe biçimi geleneksel dinin ve dindar insanýn eksikliklerinin üzerinde durulmasýndan kaynaklanýr. Ýnsanlar kendi konumlarýna mazeret olarak dini eleþtirirler. Bunun için izledikleri yol ise dinsel kurumlarýn yanlýþlýklarýný dile getirmektir. Bu savunma biçimi, þüphe kaynaðý olarak baþkalarýndan daha çok savunmacýnýn kendini aldatýr. Oysa dine gerçekten ilgi gösterenler, genel olarak onun desteklerinin devam etmesini isterler ve bir taraftan yapýcý eleþtiriler yaparken diðer taraftan onun taraftarý olabilirler (Clark, 1961, s. 143). Clark ýn bu ifadesine göre dine karþý zaten önyargýlý

15 Psikolojik Açýdan Ýnanç, Ýman ve Þüphe 147 olan insanlar, kendi düþüncelerinin doðruluðunu savunmak için dinin geleneksel yaþanýþ biçimini eleþtirmektedirler. Tanrý anlayýþýndan kaynaklanan þüphe: Dinler tarihine bakýldýðýnda, baþlangýçta tanrýlarýn çokluðu dikkat çeker. Tek tanrý anlayýþý, daha sonra gelir. Orijinalinde Tanrýlar tabiatla sýnýrlýdýr ve insanlarla iliþkide keyfidir. Ýlk Tanrýlar öncelikli olarak tabiatla ilgiliyken daha sonra bireyselliði ödüllendiren bireylerin tanrýsý geldi. Ýnsandan farklý olmayan ilk Tanrýlar uzak tahtlara çýkarýldý. Zamanla insan, kendisinin farkýna vardýkça Tanrý insanla yakýnlaþtý. Tanrý anlayýþýndaki bu görecelik, insanlarýn zihninde soru iþaretleri oluþturdu (Allport, 1961, s. 121). Oysa din ve Tanrý inancýnýn kaynaðýna iliþkin bu tür çok Tanrýcý ve tabiatçý anlayýþlar, kanýtlanmýþ olmayýp sadece birer varsayýmdan ibarettir. Diðer taraftan bu gün din ve Tanrý inancýnýn kaynaðý olarak tek Tanrýcý kuramlarýn daha fazla ilgi gören anlayýþlar olduðu (Tümer, 1986, s ; Demirci, 1985, s ) dinler tarihçileri tarafýndan belirtilmektedir. Clark, Tanrý anlayýþýnýn yanýnda dinlerin kaynaklarýna iliþkin açýklamalarýn da bazý insanlar için kuþku kaynaðý olabileceðini ileri sürmektedir. Ona göre dinsel yaþamýn, ilahi gereksinim ve ilgilerden daha çok insan ifadeleri olduðu düþüncesi de þüphe kaynaðý olarak deðerlendirilebilir. Örneðin Eski Yunan Tanrýlarý, Yunanlarýn kendi güç ve yardýmcýlarýný temsil eder. Bu, bazý insanlar için dinin doðruluðunun ve deðerinin kanýtý olarak görülürken, bazý insanlarýn düþüncelerini daha farklý yönlere çevirmekte (Clark, 1961, s. 143) ve onlarýn kafasýnda soru iþaretleri oluþturmaktadýr. Dinsel arayýþýn kaynaklarýyla iliþkili þüphe: Bu þüphe psikolojik alanda çok yaygýn olarak üzerinde durulan bir þüphedir ve inancýn aklileþtirilmesiyle ilgilidir. Bir ateist, inancýn akli olmadýðýný, insanýn kendisine öðretilen þeye inandýðýný söyleyebilir. Ama ayný þey kendisi için de geçerlidir. Kendisine de inançsýzlýk ya da inananlar hakkýndaki düþüncesi öðretilmiþ olabilir. Diðer bir ifadeyle, inancýn kaynaðý insanýn geçmiþinde saklý ise, inançsýzlýðýn kaynaðý da insanýn geçmiþinde bulunabilir. Öte yandan inancýn kaynaðý onun doðruluðu ile ilgili hiçbir þey söylemez. Çünkü o, iþlevsel baðýmsýzlýk kazanmýþtýr (Allport 1950, s ). Ýnancýn kaynak bakýmýndan iþlevsel baðýmsýzlýk kazanmasý, insanýn inancýnýn ilk güdüsünün önemli olmadýðý, çünkü þu anda inancýn güdüsünün ilk güdüden tamamen farklý olduðu ve onun geleceðe yönelik olduðu anlamýna gelmektedir. Böyle olunca, inanç, insana öðretilmiþ olabilir. Ama onun öðretilmiþ olmasý þu andaki deðerini deðiþtirmez. Çünkü þu andaki deðeri inanan insanýn geleceðe dönük niyetleriyle iliþkilidir. Artýk inanan insan açýsýndan inancýn geçmiþle baðý kalmamýþtýr.

16 148 AÜÝFD XLVI (2005), sayý I Bilimsel þüphe: Bilimsel þüphe bilim adamýnýn bilimsel düþünme zevkinden kaynaklanýr. Çünkü þüpheci tutum onun özelliklerinden biridir ve dine bakýþýný etkileyebilir. Olgun dindar bir düþünür için bilimsel düþünmenin çerçevesi, insan yaþamýnýn her alanýný kuþatma konusunda yeterli deðildir. Çünkü her insanýn yaþamý, bilimin kesinliklerinden uzak olasýlýklarla iliþkilidir. Ahlâkî ve politik baðlanmalar, aþkýn nefrete üstünlüðü, hiçbir bilimsel zemine dayanmaz. Dinsel bakýþ açýsýna göre bilim adamý, profesyonel düþünce ile yaþamýnýn diðer alanlarýný uyumlu hale getiremeyen daðýnýk bir varlýk alanýnda yaþar. Onun sýnýrlý zevkleri duyarlýlýðýna engel olur. (Allport 1950, s ). Çünkü bilim, insanýn bütün sorularýna özellikle var oluþsal sorularýna doyurucu yanýtlar verememektedir. Bu arada belirtmek gerekir ki, bu gün din ile bilim arasýndaki çatýþma zayýflamaktadýr. Çünkü son zamanlarda, gençler önce bilimi öðreniyor. Nükleer fiziði, biyolojiyi, psikolojiyi, insanýn evrenin bir parçasý olduðunu öðreniyor. Sonra bunlarýn yeterli olup olmadýðýný merak ediyor. Ýnsanýn hayalleri, idealleri, amaçlarý, deðerleri nedir? Ýlk sebep nedir? Gencin bu tür sorularýna din, bilimden daha geniþ ve doyurucu yanýtlar veriyor (Allport 1950, s ). Bu da onun kafasýndaki sorularý ve þüpheleri ortadan kaldýrýyor. Allport un bilimsel þüphe diye ifade ettiði þüphe biçimini Clark alýþýlmýþ þüphe diye ifade eder. Çünkü ona göre, bilimsel þüphe bilim adamýnýn düþünme sürecinin özelliðidir. Bilimsel çabanýn baþarýsý, özel bilimsel bir doðruyu kabule isteksiz olmaya dayanýr. Gerçeðin þu andaki durumunu algýlamayla ilgili devam eden kuþku, bilimsel ilerlemenin nedenlerinden biridir. Nitekim atomun parçalanamayacaðýna iliþkin bilimsel dogma kabul edilseydi, bugün atom bombasý olmayacaktý. Ancak bilimsel bilginin sýnýrlý olduðu ve deðer ve din alanýna uzanamayacaðý da bilinmelidir (Clark, 1961, s. 144). Nitekim insanlarýn karþýlaþtýklarý akla aykýrý ve çeliþkili gibi görünen birçok þey vardýr ki, dinsel inanç olmaksýzýn onlarý anlamak ve açýklamak ya çok zor ya da imkânsýzdýr (Tolstoy, 1998, s ). Ýnsan, bunlarýn içinden ancak din yardýmýyla çýkabilmektedir. Referans þüphesi: En yaygýn þüphelerden biri de referans þüphesidir. Bu þüphe, dinsel öðretinin özel kavramlarý ile kabul edilebilir kanýt arasýnda ortaya çýkan çatýþmadan kaynaklanýr. Yirminci yüzyýlýn insaný cehennemi, cenneti, insan vücudunun yeniden canlanmasýný, mucize benzeri birçok þeyi nasýl anlayabilir (Allport, 1950, s. 133)? Pozitivizmin genel geçer görüþ olarak kabul edildiði modern çaðýn insaný, kafasýnda oluþturduðu pozitivist düþünce kalýplarýyla dinin birçok kavramýný anlamakta güçlük çekmektedir.

17 Psikolojik Açýdan Ýnanç, Ýman ve Þüphe 149 Birçok insan dinsel öðretinin çok özel kavramlarýný düþündüðünde, kelimesi kelimesine anlamla mecazi anlam arasýnda bocalayabilir. Duyusal izlenimlerle doðrulanamayaný gerçek olarak kabul etmeyen pozitivizm, insanýn inançlarýný batýl olarak deðerlendirir ve metafizik düþünceler, ahlâkî deðerler ve tabiatüstü kavramlarla ilgili olarak anlaþýlýr biçimde konuþulabileceðini reddeder (Allport, 1950, s. 135). Ama unutulmamalýdýr ki, bir insanýn bir sembol ve kavrama itiraz etmesi, onun kendisiyle ilgilidir. Çünkü insanlarýn kiþilikleri ve donanýmlarý çok farklýdýr. Din dili bir yaþam biçiminin ve deðerlerin benimsenmesi üzerinde durur. Onun için önemli olan insan tabiatýnýn olgunlaþmasý ve bilginin tamamlanmasýdýr. Bundan dolayý üzerinde durulmasý gereken þey, özel bir alan deðil, genel olarak deðerlendirme yapmaktýr. Ýnsan parça parça sembol ve düþüncelerle uðraþýnca daha çok referans þüphesiyle karþýlaþmaktadýr. Ama dinin uzun vadeli amacýna döndüðünde þüpheleri kaybolabilir (Allport 1950, s ). Allport un referans þüphesi diye ifade ettiði þüphe biçimini Clark harfi harfine açýklama ve anlama çalýþmalarýndan kaynaklanan þüphe olarak adlandýrýr. Bu þüphe biçimi daha çok dinsel metinlerin mecaz kullandýðý alanlarda görülür. Nasýl ki psikologlar insan zihniyle ilgili açýklamalar yaparken mecaz kullanýyorlarsa ve bazý konularý ifade etmekte dil bakýmýndan yetersiz kalýyorlarsa, dinsel alana iliþkin konularda da mecazlarý kullanmak bir zorunluluk olabilir. Ýnançlý ebeveyn ve dindar eðitimciler, gerçek (fact) ile doðru (truth)yu birbirinden ayýrýrlar. Gerçek, ruhsal alanýn deðiþiminde, en önemli þey deðildir. Doðru ise önerilebilen en ince þeydir, ama tam olarak tanýmlanamaz (Clark, 1961, s. 145). Bundan dolayý dinsel inanç, inanan kiþinin düþünce ve yaratýcý ifade gücüne baðlýdýr. Burada iki alana sahibiz: Biri, bilim adamýnýn etkisinde olan gerçek alanýdýr. Diðeri ise düþüncenin etkin olduðu doðru ve iman alanýdýr ki burada dinsel zihin yapýsý etkin haldedir. Din dünyasý büyük ölçüde yaratýcý düþünceye sahip insan, peygamber ve azizler dünyasýdýr. Bilim adamý, bilim adamý olarak burada iþlem yapamaz. Harfi harfine anlam çýkarmaya çalýþan kiþi þüpheci olabilir. Çünkü farklý dilleri kullanan bilim dili ile din dili arasýndaki farký görmez (Clark, 1961, s. 146). Konuya bilim adamý mantýðý ile yaklaþýldýðýnda bir takým þüphelerin kendini göstermesi kaçýnýlmaz olabilir. Çünkü din gerçeklerden daha çok doðrularla ilgilenmektedir ve bilim dilinden farklý bir dil, bir þiir dili kullanmaktadýr. Dinin kavramlarýnýn anlaþýlmasýnda izlenecek belki de en kolay yol, onu ait olduðu dil ve kültür baðlamýnda ele alýp deðerlendirmektir (Koç, 1995, 265). Buna göre referans þüphesi, gerçek ile doðruyu, bilim dili ile din

18 150 AÜÝFD XLVI (2005), sayý I dilini, bilim adamýnýn düþünme yöntemiyle inanan insanýn düþünme biçimini birbirinden ayýramamaktan kaynaklanmaktadýr. Clark, Allport un þüphenin kaynaklarýna iliþkin görüþlerine katýlýr ve onlara büyü ile dinin karýþmasýndan kaynaklanan þüpheyi ekler. Büyü ile dinin karýþmasýndan kaynaklanan þüphe: Büyüsel tutumun tipik özelliði, uygun ibadet ya da beddualarla insanýn Tanrýyý herhangi bir konuda zorlayabileceði ya da etkileyebileceði düþüncesidir. Nitekim dua eden insan, Tanrýnýn duasýný kabul etme ve ona çözüm üretme konusunda bir zorunluluk taþýdýðýný düþündüðü için bu düþüncesi gerçekleþmeyince þüpheye düþebilir. Bu durum geleneksel dindarlar arasýnda çok yaygýndýr. Dindar insan büyüsel bir öncülle yola çýkarsa agnostik ya da ateist bir düþünce yoluna doðru kayabilir. Böyle kiþiler, dinin Tanrýyý insanýn iradesi yönünde harekete ikna etmeye çalýþan giriþimleri barýndýrmadýðýný ve insanýn çabalarýnýn Tanrýnýn iradesine uyumlu olmak olduðunu düþünmezler. Ýnsan Tanrýnýn iradesini öðrenebilir ve yaþamýný onun iradesiyle uyumlu hale getirebilir (Clark, 1961, s ). Oysa dinde esas olan, Tanrýnýn insana deðil, insanýn Tanrýya uymasýdýr. Allport ve Clark ýn üzerinde durduðu bu þüphelere bir þüphe daha eklenebilir. Bilindiði gibi ergenlik dönemi, bireyde çeþitli bunalýmlarýn ortaya çýktýðý bir dönemdir. Ýþte bu dönemde ergenlik þüphesi diyebileceðimiz bir þüphe biçimi görülmektedir. Bu þüphenin kaynaðý inanýlan deðer deðil, bireyin içinde bulunduðu geliþim evresidir. Hayatýn birçok alanýna sorgulamacý ve þüpheci bir yaklaþým gösteren ergen, dinsel deðerlere de ayný ruh haliyle yaklaþýr ve dinsel inançlarýný sorgular ve onlarla ilgili birtakým þüpheler taþýr. Nitekim Vergote a (1981) göre ergenlik, imanda þüphe yaþýdýr ve ergenlerin dinsel þüphelerinin üç ana kaynaðý vardýr: 1) Artýk ergen baðýmsýzlýðýný ilan etme aþamasýna gelmiþtir ve bunun sonucu olarak otoriteye baþkaldýrýr. Bu baþkaldýrý, çevreden sorgulamadan ve kolayca alýnan dinsel inançlara da yönelebilir. 2) Ergenin kendi düþünce ve duygu geliþimine baðlý olarak gösterdiði bazý davranýþlarýn dinî ve ahlakî deðerlere ters düþmesi onu suçluluk duygusuna itebilir. Bu suçluluk duygusundan kurtulmak isteyen ergen, dinsel inançlarýna iliþkin bazý olumsuz duygu ve düþünceler geliþtirebilir. 3) Anne-babasýnýn, arkadaþlarýnýn, öðretmenlerinin kýsacasý birlikte yaþadýðý insanlarýn kendisine olan sevgisinden þüphe eden genç, yaþamýn anlamsýzlýðý duygusuna kapýlarak dinel deðerlere de güvenini yitirebilir (s ). Ama hemen belirtmek gerekir ki, yukarýda ifade ettiðimiz gibi ergenlikte görülen bu þüphe biçimi, bireyin geliþim evresiyle ilgilidir ve yaþlarýnda yatýþarak yerini daha olgun bir inanca yani imana býrakabilir.

19 Psikolojik Açýdan Ýnanç, Ýman ve Þüphe 151 Bütün bunlarý söylerken, þüphenin sadece olumsuzluklar kaynaðý olmadýðýný da belirtmeliyiz. Çünkü þüphe, inancýn olgunlaþmasýna katkýda bulunabilir. O, inanç alaný için yaratýcý bir etkiyi de içinde taþýmaktadýr. Ýnanca iliþkin kabullerimizi sorgulamak, inancýmýzýn daha da canlanmasýna ve onun bizim için ne kadar önemli olduðunu anlamamýza yardým edebilir. Nitekim inançlarýna iliþkin þüpheden kaçan bir kiþi, kendi yapýsýna uymayan bir kesinlik ararken özgürlüklerini sýnýrlar. Oysa derinleþen bir iman, belirli inançlarý sýký sýkýya tutmaya gereksinim duymaz (Meadow & Kahoe, 1984, s. 259). Hökelekli inancýn gereklerinin yerine getirilme düzeyi ile ilgili olan bu tür þüpheyi sadakat þüphesi (1993, s. 200) olarak adlandýrmaktadýr. Bundan anlaþýlmaktadýr ki, insanýn belirli bir düzeyde þüphe taþýmasý ve bu þüpheyi inançlarýný sorgulamada kullanmasý, onun inançlarýnýn derinleþerek iman haline gelmesine katkýda bulunmaktadýr. Sonuç Ýnanç, iman ve þüphe konusuna topluca baktýðýmýzda, þöyle bir sonuca varmaktayýz: Ýnanç ve iman birbirinden farklý ama kopuk olmayan kavramlardýr. Ýmanýn kaynaðýný oluþturan inanç geliþerek iman haline gelmektedir. Hem inançta, hem de imanda, þüphe yaþanabilmektedir. Ýnanç ile iman birbirinden farklýdýr. Çünkü inanç, genel, toplumsal, imana göre daha kesin, ifade edilir, biliþsel, ilkel ve statik süreçlerin daha yoðun olduðu bir görünüm arz etmektedir. Ýman ise özel, bireysel, inanca göre daha riskli, tecrübe edilir, geliþmiþ ve inanýlan varlýða, yani Allah a karþý sýcak duygular içeren bir yaþayýþtýr. Ýnanç Ýman Genel Özel Toplumsal Bireysel Daha kesin Risk taþýr Ýfade edilir Tecrübe edilir Biliþsel Duygusal Ýlkel Geliþmiþ Statik Nesnesine karþý pozitif duygu taþýr Ýnanç ile iman arasýndaki farký ortaya koymak için böyle bir ayrým yapýlmakla birlikte, sýnýrýn bu kadar kesin çizgilerle ayrýlamayacaðýný da ifade etmekte yarar vardýr. Örneðin iman duygusaldýr ifadesinden imanda biliþsel hiçbir özelliðin olmadýðý sonucu çýkarýlmamalýdýr. Ýmanýn biliþsel yönü vardýr ama bunun aðýrlýðý azdýr. Aziz Thomas gibi ifade etmek gerekirse, insanýn imana ulaþmasýnda tek baþýna akýl yetersiz kalmaktadýr (Dönmez, 2004, s )

BÝLGÝLENDÝRME BROÞÜRÜ

BÝLGÝLENDÝRME BROÞÜRÜ IPA Cross-Border Programme CCI No: 2007CB16IPO008 BÝLGÝLENDÝRME BROÞÜRÜ SINIR ÖTESÝ BÖLGEDE KÜÇÜK VE ORTA ÖLÇEKLÝ ÝÞLETMELERÝN ORTAK EKO-GÜÇLERÝ PROJESÝ Ref. ¹ 2007CB16IPO008-2011-2-063, Geçerli sözleþme

Detaylı

İMAN/İNANÇ ve TANRI TASAVVURU GELİŞİMİ JAMES FOWLER

İMAN/İNANÇ ve TANRI TASAVVURU GELİŞİMİ JAMES FOWLER İMAN/İNANÇ ve TANRI TASAVVURU GELİŞİMİ JAMES FOWLER Fowler ın kuramını oluşturma sürecinde, 300 kişinin yaşam hikayelerini dinlerken iki şey dikkatini çekmiştir: 1. İlk çocukluğun gücü. 2. İman ile kişisel

Detaylı

ünite1 Sosyal Bilgiler

ünite1 Sosyal Bilgiler ünite1 Sosyal Bilgiler Ýletiþim ve Ýnsan Ýliþkileri TEST 1 3. Ünlü bir sanatçýnýn gazetede yayýnlanan fotoðrafýnda evinin içi görüntülenmiþ haberi olmadan eþinin ve çocuklarýnýn resimleri çekilmiþtir.

Detaylı

ÇEVRE VE TOPLUM. Sel Erozyon Kuraklýk Kütle Hareketleri Çýð Olaðanüstü Hava Olaylarý: Fýrtýna, Kasýrga, Hortum

ÇEVRE VE TOPLUM. Sel Erozyon Kuraklýk Kütle Hareketleri Çýð Olaðanüstü Hava Olaylarý: Fýrtýna, Kasýrga, Hortum ÇEVRE VE TOPLUM 11. Bölüm DOÐAL AFETLER VE TOPLUM Konular DOÐAL AFETLER Dünya mýzda Neler Oluyor? Sel Erozyon Kuraklýk Kütle Hareketleri Çýð Olaðanüstü Hava Olaylarý: Fýrtýna, Kasýrga, Hortum Volkanlar

Detaylı

T.C. MÝLLÎ EÐÝTÝM BAKANLIÐI EÐÝTÝMÝ ARAÞTIRMA VE GELÝÞTÝRME DAÝRESÝ BAÞKANLIÐI KENDÝNÝ TANIYOR MUSUN? ANKARA, 2011 MESLEK SEÇÝMÝNÝN NE KADAR ÖNEMLÝ BÝR KARAR OLDUÐUNUN FARKINDA MISINIZ? Meslek seçerken

Detaylı

Matematik ve Türkçe Örnek Soru Çözümleri Matematik Testi Örnek Soru Çözümleri 1 Aþaðýdaki saatlerden hangisinin akrep ve yelkovaný bir dar açý oluþturur? ) ) ) ) 11 12 1 11 12 1 11 12 1 10 2 10 2 10 2

Detaylı

Romalýlar Mektubu Kursu Doðrulukla Donatýlmak

Romalýlar Mektubu Kursu Doðrulukla Donatýlmak Romalýlar Mektubu Kursu Doðrulukla Donatýlmak Ders 10, Romalýlar Mektubu, Onuncu bölüm «Tanrý nýn Mesih e iman yoluyla insaný doðruluða eriþtirmesi» A. Romalýlar Mektubu nun onuncu bölümünü okuyun. Özellikle

Detaylı

TOPLUMSAL SAÐLIK DÜZEYÝNÝN DURUMU: Türkiye Bunu Hak Etmiyor

TOPLUMSAL SAÐLIK DÜZEYÝNÝN DURUMU: Türkiye Bunu Hak Etmiyor TOPLUMSAL SAÐLIK DÜZEYÝNÝN DURUMU: Türkiye Bunu Hak Etmiyor Türkiye'nin insanlarý, mevcut saðlýk düzeyini hak etmiyor. Saðlýk hizmetleri için ayrýlan kaynaklarýn yetersizliði, kamunun önemli oranda saðlýk

Detaylı

Konular 5. Eðitimde Kullanýlacak Araçlar 23. Örnek Çalýþtay Gündemi 29. Genel Bakýþ 7 Proje Yöneticilerinin Eðitimi 10

Konular 5. Eðitimde Kullanýlacak Araçlar 23. Örnek Çalýþtay Gündemi 29. Genel Bakýþ 7 Proje Yöneticilerinin Eðitimi 10 Proje Yönetimi ÝÇÝNDEKÝLER Konular 5 Genel Bakýþ 7 Proje Yöneticilerinin Eðitimi 10 Eðitimde Kullanýlacak Araçlar 23 Araç 1: Araþtýrma sorularý Araç 2: Belirsiz talimatlar Araç 3: Robotlar 28 Örnek

Detaylı

2 - Konuþmayý Yazýya Dökme

2 - Konuþmayý Yazýya Dökme - 1 8 Konuþmayý Yazýya Dökme El yazýnýn yerini alacak bir aygýt düþü XIX. yüzyýlý boyunca çok kiþiyi meþgul etmiþtir. Deðiþik tasarým örnekleri görülmekle beraber, daktilo dediðimiz aygýtýn satýlabilir

Detaylı

ünite1 Sosyal Bilgiler Verilenlerden kaçý sosyal bilimler arasýnda yer alýr? A. 6 B. 5 C. 4 D. 3

ünite1 Sosyal Bilgiler Verilenlerden kaçý sosyal bilimler arasýnda yer alýr? A. 6 B. 5 C. 4 D. 3 ünite1 Sosyal Bilgiler Sosyal Bilgiler Öðreniyorum TEST 1 3. coðrafya tarih biyoloji fizik arkeoloji filoloji 1. Ali Bey yaþadýðý yerin sosyal yetersizlikleri nedeniyle, geliþmiþ bir kent olan Ýzmir e

Detaylı

Psikoloji ve Din: Psikologlarýn Din ve Tanrý Görüþleri Ali Ayten Ýstanbul: Ýz Yayýncýlýk, sayfa.

Psikoloji ve Din: Psikologlarýn Din ve Tanrý Görüþleri Ali Ayten Ýstanbul: Ýz Yayýncýlýk, sayfa. Ýslâm Araþtýrmalarý Dergisi Psikoloji ve Din: Psikologlarýn Din ve Tanrý Görüþleri Ali Ayten Ýstanbul: Ýz Yayýncýlýk, 2006. 151 sayfa. Herhangi bir bilimsel disiplinin zenginliði, o alanda düþünce üreten

Detaylı

Mantýk Kümeler I. MANTIK. rnek rnek rnek rnek rnek... 5 A. TANIM B. ÖNERME. 9. Sýnýf / Sayý.. 01

Mantýk Kümeler I. MANTIK. rnek rnek rnek rnek rnek... 5 A. TANIM B. ÖNERME. 9. Sýnýf / Sayý.. 01 Matematik Mantýk Kümeler Sevgili öðrenciler, hayatýnýza yön verecek olan ÖSS de, baþarýlý olmuþ öðrencilerin ortak özelliði, 4 yýl boyunca düzenli ve disiplinli çalýþmýþ olmalarýdýr. ÖSS Türkiye Birincisi

Detaylı

LYS FELSEFE. Felsefeyle Tanýþma Bilgi Felsefesi Varlýk Felsefesi Ahlak Felsefesi

LYS FELSEFE. Felsefeyle Tanýþma Bilgi Felsefesi Varlýk Felsefesi Ahlak Felsefesi LYS FELSEFE Soru Çözüm Dersi Kitapçığı 1 (TS) Felsefeyle Tanýþma Bilgi Felsefesi Varlýk Felsefesi Ahlak Felsefesi Bu yayýnýn her hakký saklýdýr. Tüm haklarý bry Birey Eðitim Yayýncýlýk Pazarlama Ltd. Þti.

Detaylı

ünite1 3. Aþaðýdaki altý çizili sözcüklerden hangisi yan anlamda kullanýlmamýþtýr? A. Terazinin dili yaklaþýk 300 kg gösteriyordu.

ünite1 3. Aþaðýdaki altý çizili sözcüklerden hangisi yan anlamda kullanýlmamýþtýr? A. Terazinin dili yaklaþýk 300 kg gösteriyordu. ünite1 Sözcükte Anlam Türkçe 1. TEST 1 k e l e b e k o v a ç i ç e y d a l g a a u m ü z i k e n a k a ð ý t Bulmacada aþaðýda ý verilen sözcüklerden hangisi kullanýlmamýþtýr? 3. Aþaðýdaki altý çizili

Detaylı

DONALD JOHNSTON OECD GENEL SEKRETERÝ INTERVIEW DONALD JOHNSTON OECD GENERAL SECRETARY

DONALD JOHNSTON OECD GENEL SEKRETERÝ INTERVIEW DONALD JOHNSTON OECD GENERAL SECRETARY söyleþi - interview ÝKTÝSAT ÝÞLETME ve FÝNANS SÖYLEÞÝ DONALD JOHNSTON OECD GENEL SEKRETERÝ INTERVIEW DONALD JOHNSTON OECD GENERAL SECRETARY Bu söyleþi, Genel Yayýn Yönetmenimiz Ali Bilge tarafýndan 15

Detaylı

5. 2x 2 4x + 16 ifadesinde kaç terim vardýr? 6. 4y 3 16y + 18 ifadesinin terimlerin katsayýlarý

5. 2x 2 4x + 16 ifadesinde kaç terim vardýr? 6. 4y 3 16y + 18 ifadesinin terimlerin katsayýlarý CEBÝRSEL ÝFADELER ve DENKLEM ÇÖZME Test -. x 4 için x 7 ifadesinin deðeri kaçtýr? A) B) C) 9 D). x 4x ifadesinde kaç terim vardýr? A) B) C) D) 4. 4y y 8 ifadesinin terimlerin katsayýlarý toplamý kaçtýr?.

Detaylı

Kanguru Matematik Türkiye 2018

Kanguru Matematik Türkiye 2018 3 puanlýk sorular 1. Leyla nýn 10 tane lastik mührü vardýr. Her mührün üzerinde 0, 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8 ve 9 rakamlarýndan biri yazýlýdýr. Kanguru sýnavýnýn tarihini þekilde görüldüðü gibi yazan Leyla,

Detaylı

* Okuyalım: * Akıl Oyunları: * Matematik: * El Becerisi: * Alıștırma-Bulmaca: * Bilim ve Teknoloji: * Gezelim-Görelim:

* Okuyalım: * Akıl Oyunları: * Matematik: * El Becerisi: * Alıștırma-Bulmaca: * Bilim ve Teknoloji: * Gezelim-Görelim: 3. SINIF 1.ta haf * Okuyalım: Eșek * Matematik: Çevremizdeki Üçgenler * Alıștırma-Bulmaca: Sözcük Avı * Gezelim-Görelim: Doğal Yașam Parkı * Alıștırma-Bulmaca: Sıradaki Șekil Hangisi * Doğa: Karıncaların

Detaylı

FELSEFE NEDÝR?... 10 BÝLGÝ TÜRLERÝ... 36 BÝLGÝ NEDÝR?... 36

FELSEFE NEDÝR?... 10 BÝLGÝ TÜRLERÝ... 36 BÝLGÝ NEDÝR?... 36 1. ÜNÝTE FELSEFEYLE TANIÞMA FELSEFE NEDÝR?....................................................................... 10 Felsefenin Doðuþu...................................................................................

Detaylı

Larson'un 1960'larda veciz olarak belirttiði gibi,

Larson'un 1960'larda veciz olarak belirttiði gibi, 5 Prof. Dr. Semih KESKÝL Larson'un 1960'larda veciz olarak belirttiði gibi, yaþlýlarýn acil hastalýklarý diye bir durum yoktur. Bizimde burada söz konusu edeceðimiz yaþlýlar arasýndaki acil týbbi durumlardýr.

Detaylı

KOBÝ lerin iþ süreçlerini daha iyi yönetebilmeleri için

KOBÝ lerin iþ süreçlerini daha iyi yönetebilmeleri için NEDEN KOBÝ lerin iþ süreçlerini daha iyi yönetebilmeleri için SAP Business One çözümünü seçmelerinin nedeni 011 SAP AG. Tüm haklarý saklýdýr. SAP Business One müþterileri SAP'ye olan güvenlerini gösteriyor.000+

Detaylı

0.2-200m3/saat AISI 304-316

0.2-200m3/saat AISI 304-316 RD Firmamýz mühendisliðinde imalatýný yaptýðýmýz endüstriyel tip hava kilidleri her türlü proseste çalýþacak rotor ve gövde seçeneklerine sahiptir.aisi304-aisi316baþtaolmaküzerekimya,maden,gýda...gibi

Detaylı

Kanguru Matematik Türkiye 2017

Kanguru Matematik Türkiye 2017 Kanguru Matematik Türkiye 07 4 puanlýk sorular. Bir dörtgenin köþegenleri, dörtgeni dört üçgene ayýrmaktadýr. Her üçgenin alaný bir asal sayý ile gösterildiðine göre, aþaðýdaki sayýlardan hangisi bu dörtgenin

Detaylı

COPYRIGHT EBD YAYINCILIK LTD. ŞTİ.

COPYRIGHT EBD YAYINCILIK LTD. ŞTİ. COPYRIGHT EBD YAYINCILIK LTD. ŞTİ. Bu kitabın her hakkı saklıdır. (Noter huzurunda ve Patent Merkezinde). Hangi amaçla olursa olsun, kitabın tamamının veya bir kısmının kopya edilmesi, fotoğrafının çekilmesi,

Detaylı

Staja Baþlama Deneme Testleri 2 Gönderen : abana - 18/12/ :44

Staja Baþlama Deneme Testleri 2 Gönderen : abana - 18/12/ :44 Staja Baþlama Deneme Testleri 2 Gönderen : abana - 18/12/2008 12:44 1. Ýþletmenin sahip olduðu ekonomik deðerler aþaðýdaki kavramlardan hangisi ile ifade edilir? A) Gelirler B) Karlar C Varlýklar D) Sermaye

Detaylı

Doçentlik Sýnavý, Çok Biçimlilik ve Java

Doçentlik Sýnavý, Çok Biçimlilik ve Java Doçentlik Sýnavý, Çok Biçimlilik ve Java Kemal TURHAN a a Karadeniz Teknik Üniversitesi, Týp Fakültesi, Týp Eðitimi ve Biliþimi Anabilim Dalý, Trabzon. An Examination, Polymorphism and Java Abstract 1.

Detaylı

A D H I G B C E F 75 lik servis arabasý 100 lük servis arabasý 120 lik servis arabasý 140 lýk servis arabasý 210 luk servis arabasý Çocuk arabasý 25 lik A B C D E F 730 840 780 900 990 560 640 730 690

Detaylı

Kanguru Matematik Türkiye 2017

Kanguru Matematik Türkiye 2017 4 puanlýk sorular 1. Dünyanýn en büyük dairesel pizzasý 128 parçaya bölünecektir. Her bir kesim tam bir çap olacaðýna göre kaç tane kesim yapmak gerekmektedir? A) 7 B) 64 C) 127 D) 128 E) 256 2. Ali'nin

Detaylı

Geometriye Y olculuk. E Kare, Dikdörtgen ve Üçgen E Açýlar E Açýlarý Ölçme E E E E E. Çevremizdeki Geometri. Geometrik Þekilleri Ýnceleyelim

Geometriye Y olculuk. E Kare, Dikdörtgen ve Üçgen E Açýlar E Açýlarý Ölçme E E E E E. Çevremizdeki Geometri. Geometrik Þekilleri Ýnceleyelim Matematik 1. Fasikül ÜNÝTE 1 Geometriye Yolculuk ... ÜNÝTE 1 Geometriye Y olculuk Çevremizdeki Geometri E Kare, Dikdörtgen ve Üçgen E Açýlar E Açýlarý Ölçme Geometrik Þekilleri Ýnceleyelim E E E E E Üçgenler

Detaylı

GÝRÝÞ. Bu anlamda, özellikle az geliþmiþ toplumlarda sanayi çaðýndan bilgi

GÝRÝÞ. Bu anlamda, özellikle az geliþmiþ toplumlarda sanayi çaðýndan bilgi GÝRÝÞ Ýnsanoðlu günümüzde dünya tarihinde belki de bilginin en kýymetli olduðu dönemi yaþamaktadýr. Çaðýmýzda bilgiye sahip olmanýn ya da bilgi kaynaðýna kolaylýkla ulaþabilmenin önemi her geçen gün artmaktadýr.

Detaylı

BÝREY DERSHANELERÝ SINIF ÝÇÝ DERS UYGULAMA FÖYÜ (TS) LYS FELSEFE - 01 FELSEFEYLE TANIÞMA - I

BÝREY DERSHANELERÝ SINIF ÝÇÝ DERS UYGULAMA FÖYÜ (TS) LYS FELSEFE - 01 FELSEFEYLE TANIÞMA - I BÝREY DERSHANELERÝ SINIF ÝÇÝ DERS UYGULAMA FÖYÜ (TS) LYS FELSEFE - 01 DERSHANELERÝ FELSEFEYLE TANIÞMA - I Ders anlatým föyleri öðrenci tarafýndan dersten sonra tekrar çalýþýlmalýdýr. FELSEFEYLE TANIÞMA

Detaylı

3. Çarpýmlarý 24 olan iki sayýnýn toplamý 10 ise, oranlarý kaçtýr? AA 2 1 1 2 1. BÖLÜM

3. Çarpýmlarý 24 olan iki sayýnýn toplamý 10 ise, oranlarý kaçtýr? AA 2 1 1 2 1. BÖLÜM 7. SINIF COÞMAYA SORULARI 1. BÖLÜM DÝKKAT! Bu bölümde 1 den 10 a kadar puan deðeri 1,25 olan sorular vardýr. 3. Çarpýmlarý 24 olan iki sayýnýn toplamý 10 ise, oranlarý kaçtýr? 2 1 1 2 A) B) C) D) 3 2 3

Detaylı

Kanguru Matematik Türkiye 2017

Kanguru Matematik Türkiye 2017 4 puanlýk sorular 1. Bir dik ikizkenar ABC üçgeni, BC = AB = birim olacak þekilde veriliyor. Üçgenin C köþesini merkez kabul ederek çizilen ve yarýçapý birim olan bir yay, hipotenüsü D noktasýnda, üçgenin

Detaylı

ÇOK DÝLLÝ ÇOCUÐUN KONUÞMASI VE DÝLÝNÝN GELÝÞMESÝ NASIL DESTEKLENMELÝ

ÇOK DÝLLÝ ÇOCUÐUN KONUÞMASI VE DÝLÝNÝN GELÝÞMESÝ NASIL DESTEKLENMELÝ Vantaan kaupunki Sosiaali- ja terveysvirasto / Puheterapia Monikielisen lapsen puheen ja kielen kehityksen tukeminen ÇOK DÝLLÝ ÇOCUÐUN KONUÞMASI VE DÝLÝNÝN GELÝÞMESÝ NASIL DESTEKLENMELÝ turkki ÇOK DÝLLÝ

Detaylı

Týp Fakültesi öðrencilerinin Anatomi dersi sýnavlarýndaki sistemlere göre baþarý düzeylerinin deðerlendirilmesi

Týp Fakültesi öðrencilerinin Anatomi dersi sýnavlarýndaki sistemlere göre baþarý düzeylerinin deðerlendirilmesi 1 Özet Týp Fakültesi öðrencilerinin Anatomi dersi sýnavlarýndaki sistemlere göre baþarý düzeylerinin deðerlendirilmesi Mehmet Ali MALAS, Osman SULAK, Bahadýr ÜNGÖR, Esra ÇETÝN, Soner ALBAY Süleyman Demirel

Detaylı

Firmamýz mühendisliðinde imalatýný yaptýðýmýz endüstriyel tip mikro dozaj sistemleri ile Kimya,Maden,Gýda... gibi sektörlerde kullanýlan hafif, orta

Firmamýz mühendisliðinde imalatýný yaptýðýmýz endüstriyel tip mikro dozaj sistemleri ile Kimya,Maden,Gýda... gibi sektörlerde kullanýlan hafif, orta Mikro Dozaj Firmamýz mühendisliðinde imalatýný yaptýðýmýz endüstriyel tip mikro dozaj sistemleri ile Kimya,Maden,Gýda... gibi sektörlerde kullanýlan hafif, orta ve aðýr hizmet tipi modellerimizle Türk

Detaylı

TUM DERS LER SOR U BAN K AS I HAYAT BİLGİSİ FEN BİLİMLERİ - TÜRKÇE MATEMATİK - İNGİLİZCE

TUM DERS LER SOR U BAN K AS I HAYAT BİLGİSİ FEN BİLİMLERİ - TÜRKÇE MATEMATİK - İNGİLİZCE TUM DERS LER SOR U BAN K AS I HAYAT BİLGİSİ FEN BİLİMLERİ - TÜRKÇE MATEMATİK - İNGİLİZCE 3 Tudem Eğitim Hiz. San. ve Tic. A.Ş 1476/1 Sokak No: 10/51 Alsancak/Konak/ÝZMÝR Yazarlar: Tudem Yazý Kurulu Dizgi

Detaylı

Örgütsel Davranýþýn Tanýmý, Tarihsel Geliþimi ve Kapsamý

Örgütsel Davranýþýn Tanýmý, Tarihsel Geliþimi ve Kapsamý NOT : Bu bölüm önümüzdeki günlerde Prof.Dr. Hüner Þencan ýn incelemesinden sonra daha da geliþtirilerek son halini alacaktýr. Zaman kaybý olmamasý için büyük ölçüde- tamamlanmýþ olan bu bölüm web e konmuþtur.

Detaylı

2014-2015 Eðitim Öðretim Yýlý ÝSTANBUL ÝLÝ ORTAOKULLAR ARASI "4. AKIL OYUNLARI TURNUVASI" Ýstanbul Ýli Ortaokullar Arasý 4. Akýl Oyunlarý Turnuvasý, 21 Þubat 2015 tarihinde Özel Sancaktepe Okyanus Koleji

Detaylı

Firmamýz mühendisliðinde imalatýný yaptýðýmýz endüstriyel tip proses filtreleri ile, siklonlar, seperatörler çalýþma koþullarýna göre anti nem,anti

Firmamýz mühendisliðinde imalatýný yaptýðýmýz endüstriyel tip proses filtreleri ile, siklonlar, seperatörler çalýþma koþullarýna göre anti nem,anti Filtre Firmamýz mühendisliðinde imalatýný yaptýðýmýz endüstriyel tip proses filtreleri ile, siklonlar, seperatörler çalýþma koþullarýna göre anti nem,anti statik seçenekleri, 1-200m2 temizleme alaný ve

Detaylı

EÞÝTSÝZLÝKLER. I. ve II. Dereceden Bir Bilinmeyenli Eþitsizlik. Polinomlarýn Çarpýmý ve Bölümü Bulunan Eþitsizlik

EÞÝTSÝZLÝKLER. I. ve II. Dereceden Bir Bilinmeyenli Eþitsizlik. Polinomlarýn Çarpýmý ve Bölümü Bulunan Eþitsizlik l l l EÞÝTSÝZLÝKLER I. ve II. Dereceden Bir Bilinmeyenli Eþitsizlik Polinomlarýn Çarpýmý ve Bölümü Bulunan Eþitsizlik Çift ve Tek Katlý Kök, Üslü ve Mutlak Deðerlik Eþitsizlik l Alýþtýrma 1 l Eþitsizlik

Detaylı

KÝPAÞ 2016 KATALOG HAVALANDIRMA.

KÝPAÞ 2016 KATALOG HAVALANDIRMA. KÝPAÞ HAVALANDIRMA 2016 KATALOG www.kipashavalandirma.com Hamidiye Mah.Said Nursi Cad. Gündem Sok. No:11 ÇEKMEKÖY-ISTANBUL T : +90 216 641 01 79 M : info@kipashavalandirma.com.tr W : www.kipashavalandirma.com.tr

Detaylı

FEN BÝLÝMLERÝ. TEOG-2 DE % 100 isabet

FEN BÝLÝMLERÝ. TEOG-2 DE % 100 isabet TEOG-2 DE % 1 isabet 1. Geyik Aslan Ot Fare ýlan Atmaca Doðal bir ekosistemde enerji aktarýmý þekildeki gibi gösterilmiþtir. Buna göre, aþaðýdaki açýklamalardan hangisi yanlýþtýr? Aslan ile yýlan 2. dereceden

Detaylı

TEST. 8 Ünite Sonu Testi m/s kaç km/h'tir? A) 72 B) 144 C) 216 D) 288 K 25 6 L 30 5 M 20 7

TEST. 8 Ünite Sonu Testi m/s kaç km/h'tir? A) 72 B) 144 C) 216 D) 288 K 25 6 L 30 5 M 20 7 TEST 8 Ünite Sonu Testi 1. 40 m/s kaç km/h'tir? A) 72 B) 144 C) 216 D) 288 2. A noktasýndan harekete baþlayan üç atletten Sema I yolunu, Esra II yolunu, Duygu ise III yolunu kullanarak eþit sürede B noktasýna

Detaylı

Yeni zirvelere doðru, mükemmellikle... ÝNÞAAT, TAAHHÜT VE MÜHENDÝSLÝK GÜÇLÜ BAÞLADI GÜCÜNE GÜÇ KATARAK DEVAM EDÝYOR! Deðerlerimiz Vizyonumuz Mevcut kültür, iþ ahlaký ve deðerlerini muhafaza ederken, tüm

Detaylı

ÝÇÝNDEKÝLER. 1. TEMA Her Ýnsan Deðerlidir. 2. TEMA Demokrasi Kültürü BÖLÜM 1 : BEN ÝNSANIM... 9 BÖLÜM 2 : HER BÝREY ÖZELDÝR... 11

ÝÇÝNDEKÝLER. 1. TEMA Her Ýnsan Deðerlidir. 2. TEMA Demokrasi Kültürü BÖLÜM 1 : BEN ÝNSANIM... 9 BÖLÜM 2 : HER BÝREY ÖZELDÝR... 11 ÝÇÝNDEKÝLER 1. TEMA Her Ýnsan Deðerlidir BÖLÜM 1 : BEN ÝNSANIM... 9 BÖLÜM 2 : HER BÝREY ÖZELDÝR... 11 BÖLÜM 3 : FARKLILIKLARIMIZLA ÖZELÝZ... 13 BÖLÜM 4 : ÝNSAN DEÐERLÝDÝR... 14 BÖLÜM 5 : ÝNSANÝ DEÐERLERÝ

Detaylı

Kanguru Matematik Türkiye 2017

Kanguru Matematik Türkiye 2017 4 puanlýk sorular 1. Küçük bir salyangoz, 10m yüksekliðinde bir telefon direðine týrmanmaktadýr. Gündüzleri 3m týrmanabilmekte ama geceleri 1m geri kaymaktadýr. Salyangozun direðin tepesine týrmanmasý

Detaylı

014-015 Eðitim Öðretim Yýlý ÝSTANBUL ÝLÝ ORTAOKULLAR ARASI "7. AKIL OYUNLARI ÞAMPÝYONASI" Ýstanbul Ýli Ortaokullar Arasý 7. Akýl Oyunlarý Þampiyonasý, 18 Nisan 015 tarihinde Özel Sancaktepe Bilfen Ortaokulu

Detaylı

2. SINIF TÜRKÇE 2. SINIF MATEMATIK (MEB)

2. SINIF TÜRKÇE 2. SINIF MATEMATIK (MEB) 2. SINIF TÜRKÇE Anlam Kurma Metinde verilen ipuçlarýndan hareketle karþýlaþtýðý yeni kelimelerin anlamlarýný tahmin eder. Okuduklarýnda karþýlaþtýrmalar yapar. Okuduklarýnda sebep-sonuç iliþkileri kurar.

Detaylı

Ovacýk Altýn Madeni'ne dava öncesi yargýsýz infaz!

Ovacýk Altýn Madeni'ne dava öncesi yargýsýz infaz! Asýlsýz iddia neden ortaya atýldý? Ovacýk Altýn Madeni'ne dava öncesi yargýsýz infaz! 19 Haziran 2004 tarihinde, Ovacýk Altýn Madeni ile hiçbir ilgisi olmayan Arsenik iddialarý ortaya atýlarak madenimiz

Detaylı

1. ÝTHÝB TEKNÝK TEKSTÝL PROJE YARIÞMASI

1. ÝTHÝB TEKNÝK TEKSTÝL PROJE YARIÞMASI Yarýþmanýn Amacý 1. ÝTHÝB 1.ÝTHÝB Teknik Tekstiller Proje Yarýþmasý, Ýstanbul Tekstil ve Hammaddeleri Ýhracatçýlarý Birliði'nin Türkiye Ýhracatçýlar Meclisi'nin katkýlarýyla Türkiye'de teknik tekstil sektörünün

Detaylı

Gökyüzündeki milyonlarca yýldýzdan biriymiþ Çiçekyýldýz. Gerçekten de yeni açmýþ bir çiçek gibi sarý, kýrmýzý, yeþil renkte ýþýklar saçýyormuþ

Gökyüzündeki milyonlarca yýldýzdan biriymiþ Çiçekyýldýz. Gerçekten de yeni açmýþ bir çiçek gibi sarý, kýrmýzý, yeþil renkte ýþýklar saçýyormuþ Gökyüzündeki milyonlarca yýldýzdan biriymiþ Çiçekyýldýz. Gerçekten de yeni açmýþ bir çiçek gibi sarý, kýrmýzý, yeþil renkte ýþýklar saçýyormuþ çevresine. Bu adý ona bir kuyrukluyýldýz vermiþ. Nasýl mý

Detaylı

1 Sinmiþ analar, kavruk çocuklar Her sene bazý çevreler ve kiþiler "kadýnlar günü de ne demek, erkekler günü diye bir sey var mý ki'' "Aslýnda bir gün deðil, her gün kadýnlar günü

Detaylı

21-23 Kasým 2011 Çeþme Ýzmir www.tgdfgidakongresi.com organizasyon Ceyhun Atýf Kansu Caddesi, 1386. Sokak, No: 8, Kat: 2, 06520 Balgat / Ankara T:+90 312 284 77 78 F:+90 312 284 77 79 Davetlisiniz Ülkemiz

Detaylı

ünite VÜCUDUMUZUN BÝLMECESÝNÝ ÇÖZELÝM Fen Bilimleri TEST 1

ünite VÜCUDUMUZUN BÝLMECESÝNÝ ÇÖZELÝM Fen Bilimleri TEST 1 ünite 1 TEST 1 1. Proteinler, vücutta yapýcý ve onarýcý görevdedir. Karbonhidratlarýn görevi enerji vermektir. Vitaminler, vücuttaki faaliyetleri düzenler. Görevleri verilen besin maddeleri ile ilgili

Detaylı

Romalýlar Mektubu Kursu Doðrulukla Donatýlmak

Romalýlar Mektubu Kursu Doðrulukla Donatýlmak Romalýlar Mektubu Kursu Doðrulukla Donatýlmak Ders 9, Romalýlar Mektubu, dokuzuncu bölüm: «Seçilmiþ Halkýn Ýmansýzlýðý» A. Romalýlar Mektubu nun dokuzuncu bölümünü okuyun. Özellikle þu konulara dikkat

Detaylı

2. Kazlarýn bulunduklarý gölü terk etmelerinin nedeni aþaðýdakilerden. A. kuraklýk B. þiddetli yaðýþlar C. soðuklarýn baþlamasý

2. Kazlarýn bulunduklarý gölü terk etmelerinin nedeni aþaðýdakilerden. A. kuraklýk B. þiddetli yaðýþlar C. soðuklarýn baþlamasý TEST 2 Sözcük - Sihirli Sözler 2. Kazlarýn bulunduklarý gölü terk etmelerinin nedeni aþaðýdakilerden hangisidir? Vaktiyle bir kaplumbaða ve iki kaz arkadaþý vardý. Birlikte bir gölde yaþarlardý. Gel zaman

Detaylı

6. Büyük kan dolaþýmýnýn amacý nedir? Büyük kan dolaþýmýnda kanýn izlediði yolu kýsaca açýklayýnýz.

6. Büyük kan dolaþýmýnýn amacý nedir? Büyük kan dolaþýmýnda kanýn izlediði yolu kýsaca açýklayýnýz. Soru - Yanýt 10 1. Dolaþým sisteminin elemanlarý nelerdir? Yanýt: Dolaþým sisteminin elemanlarý kalp, damarlar ve kandýr. 2. Dolaþým sisteminin görevi nedir? Yanýt: Vücuttaki hücrelere oksijen ve besin

Detaylı

BÖLÜM 3 FONKSÝYONLARIN LÝMÝTÝ. ~ Limitlerin Tanýmý ve Özellikleri. ~ Alýþtýrmalar 1. ~ Özel Tanýmlý Fonksiyonlarýn Limitleri

BÖLÜM 3 FONKSÝYONLARIN LÝMÝTÝ. ~ Limitlerin Tanýmý ve Özellikleri. ~ Alýþtýrmalar 1. ~ Özel Tanýmlý Fonksiyonlarýn Limitleri BÖLÜM FONKSÝYONLARIN LÝMÝTÝ Limitlerin Tanýmý ve Özellikleri Alýþtýrmalar Özel Tanýmlý Fonksionlarýn Limitleri (Saðdan ve Soldan Limitler) Alýþtýrmalar Trigonometrik Fonksionlarýn Limitleri Alýþtýrmalar

Detaylı

Spor Bilimleri Derneði Ýletiþim Aðý

Spor Bilimleri Derneði Ýletiþim Aðý Spor Bilimleri Derneði Ýletiþim Aðý Spor Bilimleri Derneði, üyeler arasýndaki haberleþme aðýný daha etkin hale getirmek için, akademik çalýþmalar yürüten bilim insaný, antrenör, öðretmen, öðrenci ve ilgili

Detaylı

T.C. MÝLLÎ EÐÝTÝM BAKANLIÐI EÐÝTÝMÝ ARAÞTIRMA VE GELÝÞTÝRME DAÝRESÝ BAÞKANLIÐI HANGÝ OKULDA OKUMAK ÝSTEDÝÐÝNE KARAR VERDÝN MÝ? Genel Liseler Fen Liseleri Sosyal Bilimler Anadolu Spor Güzel Sanatlar Askeri

Detaylı

ADIYAMAN ÜNÝVERSÝTESÝ KURUMSAL KÝMLÝK KILAVUZU ADIYAMAN ÜNÝVERSÝTESÝ 2006

ADIYAMAN ÜNÝVERSÝTESÝ KURUMSAL KÝMLÝK KILAVUZU ADIYAMAN ÜNÝVERSÝTESÝ 2006 KURUMSAL KÝMLÝK KILAVUZU GÝRÝÞ KURUMSAL KÝMLÝK HAKKINDA Adýyaman Üniversitesinin misyon ve vizyonuna uygun kurumsal kimlik çalýþmasý bu dökümanda detaylandýrýlarak sunulmuþtur. Kurumsal kimlik oluþturulurken,

Detaylı

Kanguru Matematik Türkiye 2017

Kanguru Matematik Türkiye 2017 4 puanlýk sorular 1. þaðýdaki þekilde kenar uzunluklarý 4 ve 6 olan iki eþkenar üçgen ve iç teðet çemberleri görülmektedir. ir uðurböceði üçgenlerin kenarlarý ve çemberlerin üzerinde yürüyebilmektedir.

Detaylı

Soru 1. Çözüm. Soru 2. Çözüm. 2005 Yýlý Sorularý ve Çözümleri. Cevap D. Cevap E. Tübitak Ulusal Bilgisayar Olimpiyatlarý

Soru 1. Çözüm. Soru 2. Çözüm. 2005 Yýlý Sorularý ve Çözümleri. Cevap D. Cevap E. Tübitak Ulusal Bilgisayar Olimpiyatlarý 005 Yýlý Sorularý ve Çözümleri Soru m sayýda yetiþkin izci ile n sayýda yavrukurttan oluþan bir izci grubu (m, n ), bir gezi sýrasýnda bir nehir kýyýsýna ulaþýr. Karþý tarafa geçmek için sahip olduklarý

Detaylı

Araþtýrma Hazýrlayan: Ebru Kocamanlar Araþtýrma Uzman Yardýmcýsý Gýda Ürünlerinde Ambalajýn Satýn Alma Davranýþýna Etkisi Dünya Ambalaj Örgütü nün açýklamalarýna göre dünyada ambalaj kullanýmýnýn %30 unu

Detaylı

Bakým sigortasý - Sizin için bilgiler. Türkischsprachige Informationen zur Pflegeversicherung. Freie Hansestadt Bremen.

Bakým sigortasý - Sizin için bilgiler. Türkischsprachige Informationen zur Pflegeversicherung. Freie Hansestadt Bremen. Gesundheitsamt Freie Hansestadt Bremen Sozialmedizinischer Dienst für Erwachsene Bakým sigortasý - Sizin için bilgiler Türkischsprachige Informationen zur Pflegeversicherung Yardýma ve bakýma muhtaç duruma

Detaylı

3. Tabloya göre aþaðýdaki grafiklerden hangi- si çizilemez?

3. Tabloya göre aþaðýdaki grafiklerden hangi- si çizilemez? 5. SINIF COÞMY SORULRI 1. 1. BÖLÜM DÝKKT! Bu bölümde 1 den 10 a kadar puan deðeri 1,25 olan sorular vardýr. Kazan Bardak Tam dolu kazandan 5 bardak su alýndýðýnda kazanýn 'si boþalmaktadýr. 1 12 Kazanýn

Detaylı

1. Böleni 13 olan bir bölme iþleminde kalanlarýn

1. Böleni 13 olan bir bölme iþleminde kalanlarýn 4. SINIF COÞMAYA SORULARI 1. BÖLÜM 3. DÝKKAT! Bu bölümde 1 den 10 a kadar puan deðeri 1,25 olan sorular vardýr. 1. Böleni 13 olan bir bölme iþleminde kalanlarýn toplamý kaçtýr? A) 83 B) 78 C) 91 D) 87

Detaylı

Simge Özer Pýnarbaþý

Simge Özer Pýnarbaþý Simge Özer Pýnarbaþý 1963 yýlýnda Ýstanbul da doðdu. Ortaöðrenimini Kadýköy Kýz Lisesi nde tamamladý. 1984 yýlýnda Ýstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji ve Sanat Tarihi Bölümü nü bitirdi.

Detaylı

600.yýl. Türkçe Özetler. Ýdeal-Gerçek Uyuþmazlýðýna Ýbn Haldun un Yaklaþýmýnýn Bazý Örneklerle Tahlili. Ali Çaksu

600.yýl. Türkçe Özetler. Ýdeal-Gerçek Uyuþmazlýðýna Ýbn Haldun un Yaklaþýmýnýn Bazý Örneklerle Tahlili. Ali Çaksu GEÇMÝÞTEN GELECEÐE ÝBN HALDUN 600.yýl Türkçe Özetler Ýdeal-Gerçek Uyuþmazlýðýna Ýbn Haldun un Yaklaþýmýnýn Bazý Örneklerle Tahlili Ali Çaksu Bildirimizde Mukaddime deki gözlem, teori ve yorumlarýna dayanýlarak,

Detaylı

Nedensellik Ýliþkisi ve Pozitif Bilimin Amaçlarý Açýsýndan Deneysel ve Korelatif Yaklaþýmlar

Nedensellik Ýliþkisi ve Pozitif Bilimin Amaçlarý Açýsýndan Deneysel ve Korelatif Yaklaþýmlar Nedensellik Ýliþkisi ve Pozitif Bilimin Amaçlarý Açýsýndan Deneysel ve Korelatif Yaklaþýmlar Sirel KARAKAÞ* ÖZET Bu makalede pozitif bilim kavramýnýn çeþitli yönleri ele alýnmýþtýr. Bu baðlamda, pozitif

Detaylı

Sunuþ. Türk Tabipleri Birliði Merkez Konseyi

Sunuþ. Türk Tabipleri Birliði Merkez Konseyi Sunuþ Bu kitap Uluslararasý Çalýþma Örgütü nün Barefoot Research adlý yayýnýnýn Türkçe çevirisidir. Çýplak ayak kavramý Türkçe de sýk kullanýlmadýðý için okuyucuya yabancý gelebilir. Çýplak Ayaklý Araþtýrma

Detaylı

Genel Bakýþ 7 Proje nin ABC si 9 Proje Önerisi Nasýl Hazýrlanýr?

Genel Bakýþ 7 Proje nin ABC si 9 Proje Önerisi Nasýl Hazýrlanýr? REC Hakkýnda ÝÇÝNDEKÝLER Konular 5 Genel Bakýþ 7 Proje nin ABC si 9 Proje Önerisi Nasýl Hazýrlanýr? Eðitimde Kullanýlacak Araçlar 21 Araç 1: Kaynaþma Tanýþma Etkinliði 23 Araç 2: Uzun Sözcükler 25 Araç

Detaylı

3. FASÝKÜL 1. FASÝKÜL 4. FASÝKÜL 2. FASÝKÜL 5. FASÝKÜL. 3. ÜNÝTE: ÇIKARMA ÝÞLEMÝ, AÇILAR VE ÞEKÝLLER Çýkarma Ýþlemi Zihinden Çýkarma

3. FASÝKÜL 1. FASÝKÜL 4. FASÝKÜL 2. FASÝKÜL 5. FASÝKÜL. 3. ÜNÝTE: ÇIKARMA ÝÞLEMÝ, AÇILAR VE ÞEKÝLLER Çýkarma Ýþlemi Zihinden Çýkarma Ýçindekiler 1. FASÝKÜL 1. ÜNÝTE: ÞEKÝLLER VE SAYILAR Nokta Düzlem ve Düzlemsel Þekiller Geometrik Cisimlerin Yüzleri ve Yüzeyleri Tablo ve Þekil Grafiði Üç Basamaklý Doðal Sayýlar Sayýlarý Karþýlaþtýrma

Detaylı

1. Nüfusun Yaþ Gruplarýna Daðýlýmý

1. Nüfusun Yaþ Gruplarýna Daðýlýmý Köylerden (kýrsal kesimden) ve iþ olanaklarýnýn çok sýnýrlý olduðu kentlerden yapýlan göçler iþ olanaklarýnýn fazla olduðu kentlere olur. Ýstanbul, Kocaeli, Ýzmir, Eskiþehir, Adana gibi iþ olanaklarýnýn

Detaylı

17 ÞUBAT kontrol

17 ÞUBAT kontrol 17 ÞUBAT 2016 5. kontrol 3 puanlýk sorular 1. 20,16 ile 3,17 ondalýk sayýlarý arasýnda kaç tane tam sayý vardýr? A) 15 B) 16 C) 17 D) 18 E) 19 2. Aþaðýdaki trafik iþaretlerinden hangisinin simetri ekseni

Detaylı

ünite1 Kendimi Tanıyorum Sosyal Bilgiler 1. Resmî kimlik belgesi Verilen kavram ile aþaðýdakilerden hangisi iliþkilendirilemez?

ünite1 Kendimi Tanıyorum Sosyal Bilgiler 1. Resmî kimlik belgesi Verilen kavram ile aþaðýdakilerden hangisi iliþkilendirilemez? ünite1 Sosyal Bilgiler Kendimi Tanıyorum TEST 1 3. 1. Resmî kimlik belgesi Verilen kavram ile aþaðýdakilerden hangisi iliþkilendirilemez? A) Nüfus cüzdaný B) Ehliyet C) Kulüp kartý D) Pasaport Verilen

Detaylı

Mart 2010 Proje Hakkýnda NBÞ sektörünün ana girdisi olan mýsýrýn hasadý, hammadde kalitesi açýsýndan yetiþtirilmesi kadar önemli bir süreçtir. Hasat sýrasýnda gerçekleþtirilen yanlýþ uygulamalar sonucunda

Detaylı

Kanguru Matematik Türkiye 2017

Kanguru Matematik Türkiye 2017 Kanguru Matematik Türkiye 07 puanlýk sorular. Saat 7:00 den 7 saat sonra saat kaçtýr? A) 8.00 B) 0.00 C).00 D).00 E).00. Bir grup kýz daire þeklinde duruyorlar. Alev Mina nýn solunda dördüncü sýrada, saðýnda

Detaylı

Türkiye: Gelecek Nesiller için Fýrsatlarýn Çoðaltýlmasý 11. Çocuk Geliþimi ve Çocuklarýn Karþýlaþtýðý Riskler Eþitsizliðin nesiller arasý geçiþinin bugün Türkiye nin en genç neslini ciddi ölçüde etkilediði

Detaylı

2014 2015 Eðitim Öðretim Yýlý ÝSTANBUL ÝLÝ ÝLKOKULLAR ARASI 2. Zeka Oyunlarý Turnuvasý 7 Mart Silence Ýstanbul Hotel TURNUVA PROGRAMI 09.30-10.00 10.00-10.45 11.00-11.22 11.35-11.58 12.10-12.34 12.50-13.15

Detaylı

PARK YAZ OKULUNDA YAÞATIN

PARK YAZ OKULUNDA YAÞATIN YAZ OKULU Çocuklarýnýza YAZ KEYFiNi GYM PARK YAZ OKULUNDA YAÞATIN ONLINE KAYIT facebook.com/gympark instagram.com/gym_park twitter.com/gym park info@gympark.com.tr www.gympark.com.tr 0 236 233 00 55 0

Detaylı

Kanguru Matematik Türkiye 2017

Kanguru Matematik Türkiye 2017 3 puanlýk sorular 20 17 1. =? 2 + 0 + 1 + 7 A) 3,4 B) 17 C) 34 D) 201,7 E) 340 2. Berk tren yolu modeliyle oynamayý çok sever. Yaptýðý tren yolu modelinde, bazý nesneleri 1:87 oranýnda küçülterek oluþturmuþtur.

Detaylı

1. Merkezi ve çevresel sinir sistemini oluþturan sinir hücrelerine ne ad verilir?

1. Merkezi ve çevresel sinir sistemini oluþturan sinir hücrelerine ne ad verilir? Soru - Yanýt 3 1. Merkezi ve çevresel sinir sistemini oluþturan sinir hücrelerine ne ad verilir? Yanýt: Nöron 2. Merkezi sinir sistemini oluþturan organlar nelerdir? Yanýt: Beyin, beyincik, omurilik soðaný

Detaylı

Bilgi Çaðý yada Sanayi Ötesi Çað olarak adlandýrýlan içinde yaþamakta

Bilgi Çaðý yada Sanayi Ötesi Çað olarak adlandýrýlan içinde yaþamakta Giriþ: Erzurum Büyükþehir Belediyesi ve Baðlý Kuruluþu ESKÝ Genel Müdürlüðü Erzurum Büyükþehir Belediyesi nin Stratejik Yaklaþýmý Bilgi Çaðý yada Sanayi Ötesi Çað olarak adlandýrýlan içinde yaþamakta olduðumuz

Detaylı

15 Tandem Takým Tezgahlarý ndan Ýhtiyaca Göre Uyarlanabilen Kitagawa Divizörler Kitagawa firmasýnýn, müþterilerini memnun etmek adýna, standartý deðiþtirmesi yeni bir þey deðil. Bu seferki uygulamada,

Detaylı

l. ÜNÝTE PSÝKOLOJiYE GÝRÝÞ

l. ÜNÝTE PSÝKOLOJiYE GÝRÝÞ l. ÜNÝTE PSÝKOLOJiYE GÝRÝÞ 1. Psikolojinin Konusu 2. Psikolojinin Amaçlarý 3. Psikolojide Ekoller ve Yaklaþýmlar 4. Çaðdaþ Psikolojide Uzmanlýk Alanlarý 5. Psikolojide Araþtýrma Yöntemleri 6. Psikolojinin

Detaylı

düþürücü kullanmamak c-duruma uygun ilaç kullanmamak Ateþ Durumunda Mutlaka Hekime Götürülmesi Gereken Haller:

düþürücü kullanmamak c-duruma uygun ilaç kullanmamak Ateþ Durumunda Mutlaka Hekime Götürülmesi Gereken Haller: Ayna-Gazetesi-renksiz-11-06.qxp 26.10.2006 23:39 Seite 2 Çocuklarda Ateþ Deðerli Ayna okuyucularý, bundan böyle bu sayfada sizleri saðlýk konusunda bilgilendireceðim. Atalarýmýz ne demiþti: olmaya devlet

Detaylı

DENÝZ LÝSESÝ KOMUTANLIÐI Denizcilik tarihin en eski ve en köklü mesleðidir. Bu köklü ve þerefli mesleðin insanlarýnýn eðitimi için ilk adým atacaklarý Deniz Lisesi, bu güne kadar Türk ve dünya denizcilik

Detaylı

Faaliyet Raporu. Banvit Bandýrma Vitaminli Yem San. A.Þ. 01 Ocak - 30 Eylül 2010 Dönemi

Faaliyet Raporu. Banvit Bandýrma Vitaminli Yem San. A.Þ. 01 Ocak - 30 Eylül 2010 Dönemi 10 Faaliyet Raporu Banvit Bandýrma Vitaminli Yem San. A.Þ. 01 Ocak - 30 Eylül 2010 Dönemi Ýçindekiler Yönetim ve Denetim Kurulu Temettü Politikasý Risk Yönetim Politikalarý Genel Kurul Tarihine Kadar Meydana

Detaylı

OKUL ÖNCESÝ EÐÝTÝM KURUMLARI YÖNETMELÝÐÝNDE DEÐÝÞÝKLÝK YAPILMASINA D YÖNETMELÝK Çarþamba, 10 Eylül 2008

OKUL ÖNCESÝ EÐÝTÝM KURUMLARI YÖNETMELÝÐÝNDE DEÐÝÞÝKLÝK YAPILMASINA D YÖNETMELÝK Çarþamba, 10 Eylül 2008 OKUL ÖNCESÝ EÐÝTÝM KURUMLARI YÖNETMELÝÐÝNDE DEÐÝÞÝKLÝK YAPILMASINA D YÖNETMELÝK Çarþamba, 10 Eylül 2008 6 Eylül 2008 CUMARTESÝ Resmî Gazete Sayý : 26989 YÖNETMELÝK Millî Eðitim Bakanlýðýndan: OKUL ÖNCESÝ

Detaylı

ÖÐRETÝM YÖNTEM VE TEKNÝKLERÝ

ÖÐRETÝM YÖNTEM VE TEKNÝKLERÝ (EÐÝTÝM BÝLÝMLERÝ) Sevgili KPSS Adaylarý, FEM Akademi de eðitim görmenin en büyük avantajlarýndan biri de dokümandýr. Türkiye ye yayýlmýþ þubelerimizde, her branþtan yüzlerce öðretmenin, özgün bakýþ açýlarýyla

Detaylı

Kanguru Matematik Türkiye 2017

Kanguru Matematik Türkiye 2017 3 puanlýk sorular. Aþaðýdaki þekilde her kutudaki sayý altýndaki iki kutuda bulunan sayýlarýn toplamýna eþittir. Soru iþaretinin bulunduðu kutudaki sayý kaçtýr? 2039 2020? 207 A) 5 B) 6 C) 7 D) 8 E) 9

Detaylı

2003 ten 2009 a saðlýkta dönüþüm þiddet le sürüyor

2003 ten 2009 a saðlýkta dönüþüm þiddet le sürüyor TD 161.qxp 28.02.2009 22:11 Page 1 C M Y K 1 Mart 2009 Sayý:161 Sayfa 6 da 2003 ten 2009 a saðlýkta dönüþüm þiddet le sürüyor Saðlýkta Dönüþüm Programý nýn uygulanmaya baþladýðý 2003 yýlýndan bu yana çok

Detaylı

OYUNLA BÜYÜR ÇOCUKLAR Her Çocuðun Çocuk Olma Hakký Vardýr: in Bakýþ Açýsý Küresel Araþtýrma Bulgularý ve Raporu Araþtýrma Danýþmanlarý Dr. Jerome Singer / Yale Üniversitesi Dr. Dorothy Singer / Yale Üniversitesi

Detaylı

Kurumsal Bilgi Kaynaklarý ve Bilgi Yönetimi

Kurumsal Bilgi Kaynaklarý ve Bilgi Yönetimi Türk Kütüphaneciliði 21, 2 (2007), 164-185 Kurumsal Bilgi Kaynaklarý ve Bilgi Yönetimi Institutional Knowledge Sources and Knowledge Management Fahrettin Özdemirci* ve Cengiz Aydýn** Öz Bilgi artan bir

Detaylı

Mýsýr Þekerine Ýliþkin Baþlýca Efsaneler Birçok gýda ve içecekte tatlandýrýcý olarak kullanýlan mýsýr þekeri, birkaç yýl önce beslenme komitelerinden bazý araþtýrmacýlarýn bu bileþeni obezite salgýnýnýn

Detaylı

Bütün talepleri karþýlýyacak en optimal ürünler: Seramik döþemesi için ARDEX.

Bütün talepleri karþýlýyacak en optimal ürünler: Seramik döþemesi için ARDEX. Bütün talepleri karþýlýyacak en optimal ürünler: Seramik döþemesi için ARDEX. Sorunlar yok: Sadece çözümler var! Yüksek kalitedeki özel-yapý malzemeleri ile ilgili ARDEX ilk adresinizdir. Ürün yelpazesi

Detaylı