Daha da ilerlemenin şartı

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "Daha da ilerlemenin şartı"

Transkript

1 İşçi sınıfının kurtuluşu kendi eseri olacaktır BÜTÜN ÜLKELERİN PROLETERLERİ BİRLEŞİN! S a y ı:4, Ocak 1988 Daha da ilerlemenin şartı O lgu lar, 1987 y ılın ın işçi hareketi için b ir a tılım ve ilerlem e y ı l ı olduğunu d oğru lu yor. Kesin rakam lar henüz b e lli olmamakla b ir lik te, g revci iş ç i s a y ıs ı 30 bine y a k la ş tı. Grevle kaybolan işgünü s a y ıs ı ise, 1,5 milyonu a ş tı. Yürürlükteki g rev, toplusözleşm e ve sendika y a s a la r ın ın g e tird iğ i olağanüstü en geller gözönüne a lın a ra k, bu rakam lar, 1980 ve öncesi y ılla r la k ıy a s la n d ığ ın d a oldukça d ik kat çe k ic id ir. Rakamlar çok daha yüksek o la b i lir d i. Örneğin, sadece sen dikalara genel olarak m ücadeleci b ir çizg in in egemen olm ası h alin d e, 12 E ylül rejim inin işçile r bakım ından y a r a ttığ ı ekonomik y ık ım ın ve g rev siz geçen y ılla r ın y o la ç t ığ ı birikim n eden iyle, b ir "grev p a tla m a sı 1 y a ş a n a b ilird i. Üstelik bu g re v le r, "yürürlükteki y a s a la r la grev ya pılm az" m antığı çiğnene çiğnene y a p ılm ış tır. Öte yandan, işçile r ken d ilerin i sadece y a sa l biçim lerle s ın ır la m ıy o r la r ; henüz zay ı f b ir eğilim olm akla b ir lik te, y a sa la r ı çiğneyerek de direnm eye b a ş la d ı la r. İstanbul yol işçilerin in ve Nursan işçile rin in d iren işleri iki örnek. İk tisa d i savaşım g elişecek tir. S ın ı fın yaşam ve çalışm a k oşu lla rı bunu zorunlu k ılıy o r. T ü rk -lş y ö n e ticile rinin şu s ır a la r yeniden genel grevden sözetmeye b a şla m a la rı ra stla n tı d e ğ il. Söyleyene d e ğ il, söyletene bakmak gerek ir; "a ş a ğ ı" zorlu yor. 24 Ocak k a r a r la r ın ı ve ardın dan gelen d a rb eyi takibeden y ılla r d a ik tisa d i planda kendilerine vurulan d arb eler o kadar a ğ ır oldu ki (%50 ora n ın d a mutlak yok su llaşm a ), işçile r bunu ik tisa d i savaşım la te la fi etmeye ç a lış ıy o r la r. Ekmek ve iş sorunu y a k ıc ı b ir sorun haline gelm iştir ve bütün sömürülen s ı n ı f ı k a sıp kavuruy or, fiz ik i ve manevi yık ım a itiy o r. Ancak, sömürünün boyutu ik tisa d i savaşım la aza ltılm aya ç a lış ıls a d a, iniş ç ık ış la r ı içerm ekle b ir lik te, a rta rak sü recek tir. Türkiye kapitalizm i buna mahkumdur; cid d i ik tisa d i ta v izler verecek, az çok b ir "sosyal denge" k u rabilecek durumda d e ğ ild ir. Z a y ıf ik tisa d i tem eli, dünya k a p ita list ekonomisi için d ek i y eri de bunu o la n a k sız k ılıy o r. Sadece d ış ve iç b o rçla rın h ız la artan ürkütücü boyutu bunun b a z ı g ö s te r g e le r i Türkiye sadece bu y ı l 6,5 m ilyar d ola r d ış b orç ödemek zoru n da. Daha çok sömürü, düpedüz yağma -sistem in başka türlü ayakta k alm a sın ın o la n a ğ ı yok. Bu k oşu lla r a ltın d a, yön etici s ı n ıfla r için, hangi s iy a sa l biçim a ltın d a olursa olsu n, "sop a "n ın şid d e tin i artırm aktan başka b ir a ltern a tif k a lm ıyor. Ekonomik teröre k açın ılm a z ola ra k siy a sa l terör eşlik ed ecek tir. Nitekim, işçi hareketine ve devrim ci harekete yönelik ted b irler b u rju va m uhalefeti de k ap sayacak tarzda gen iş le tiliy o r, Yeni Özal hükümeti göreve b a şla r başlam az süratle bunu gerçekleştirm e işin e y ön eld i. Yeniden düzenlenen "b a sın y a s a s ı", "m uzır n eşriyat y a s a s ı", b a şk a n lık sistem ini kurmaya yönelik "a n ayasa d e ğ iş ik liğ i" p la n la r ı ; Özal ve grühu m eclis kürsüsünden h a y a sızca işkencenin olm a d ığ ın a d a ir konuşurken, sağdan soldan işkencenin devletin meşru eylem i s a y ılm a sı gerektiğin e inanan sözde bilim adam ı, hukukçu, y a r g ıç la r ın türemesi bunu a n la tıy o r. İş çi s ı n ı f ı ve sermayenin b a sk ı ve sömürüsü a ltın d a k i d iğer em ekçiler için de tek b ir gerçek a ltern a tif v a r d ır, ve kelimenin tam a n la m ıyla, nesnel b ir zorunluluk ola ra k, b u, kendini h içb ir zaman bugün olduğu k adar d ayatm am ıştır: K endilerini g i derek artan b ir tempoda a cım a sızca

2 2 EKİM S a y ı:4 sömüren, fiz ik i ve manevi yık ım a iten sermaye düzenini ve ik tid a r ın ı y ık mak, sosyalizm i kurmak. "Köklü b ir değişim 1 fik rin in y a y ılm a sı ve maddi b ir kuvvete dönüşmesi için nesnel k oşu lla r her zamankinden daha e lv e r iş lid ir. F izik i ve manevi y ık ım ı s m ır la n - dırm ak-durdurm ak için ik tisa d i sa v a şım ş a r ttır, ama kapitalizm in ç iv is i nin ç ı k t ığ ı T ü rk iy e nin bugünkü koş u lla r ın d a, b u, son ta h lild e h içb ir sorunu çözm üyor. İşçile r p ratik olarak bunu görü yor, kan ıtlanm ası gerekm ez. Bugün toplusözleşm ede k a z a n d ık la r ın ı, günlük b ir ola y haline gelm iş fiy a t a r t ış la r ıy la çok k ısa b ir sürede y itir iy o r la r. Pratik tecrübenin k en d isi, k a n ıtlanm aya ih tiy a ç b ıra k m a k sızın ik tisa di m ücadelenin y e te rsizliğ in i gösteriy o r; s iy a sa l m ücadelenin, s ın ıfa k a rşı s ın ı f olarak to p lu -b irle şik m ücadelenin önemini ortaya ç ık a r ıy o r. H areketin, "ek zam" v b., ta lep lerle zem bereğinden boşanm ış fiy a t a r tış la r ın ı kovalam akla s ın ırla n m a sı, iş ç ile rin bununla oyala n m ası, o n la rı sersem letir, ufkunu d a r a ltır. G erici sendika b ü rok ra sisin in yapm aya ç a l ış t ığ ı da b u d u r. P o litik a y a, yön etici s ın ıfın p o litik a sın a aktif o la ra k, s ın ıfa k a rşı s ın ı f o la ra k, müdahale etm eksizin, hareketini bu m ecraya sokm aksızın s ın ı f tek b ir cid d i adım atam az. Bir ilerlem eyi ve a tılım ı ifa d e eden şim diki işçi hareketinin z a y ıf lığ ı da işte b u ra d a. Devlet işle rin e, hüküm etlerin p o litik a sın a a k tif müdahale geleneğinden yoksun. Örneğin zam d a lg a la r ı k a r şısın d a sokağa dökülme, hükümetin ik tis a d i-s iy a s i p o litik a s ın ı a k tif olarak protesto etme, güç k u lla narak etkilem e v b. geleneğinden yok sun. Ancak, s ın ıfın epeyce geniş b ir kesim inde serm ayeye k a rşı p arça p a r ça savaşım ın ve h a lih a zırd a k i mücadele b içim lerin in y e te rsiz liğ in in, to p - yekün ve daha e tk ili mücadele biçim lerin e başvurulm ası g erek liliğ in in h issed ild iğ in in ve kavranm aya b a ş la n d ı ğ ın ın a çık işa retleri de görü lü yor. "A şa ğı"d a n zorlanan genel grev istemi bunu ifade ed iy or. A slın d a, s ın ıfın giderek artan b ir kesim inde tecrübe ve sezg i y olu y la da o lsa, yürürlükteki sistemin kendilerine k a rşıt b ir sistem old u ğu, p a tron la rla ç ık a r la r ı k a rşıt b ir s ın ı f o ld u k la rı b ilin c i g e liş iy o r. Sosyalizm e a çık ile r i kesim leri, g en ellik le, sosy a l-d em ok ra - s iy i b ir ça re, a rd ın d an gidilm eye la y ık b ir ç iz g i olarak gördüklerinden d e ğ il, henüz in a n d ır ıc ı, p ra tik b a kımdan da mihrak ola b ilen başka b ir a ltern a tif b u la m a d ık la rın d a n, eh ven -i şer olsun d iye d estek liy orla r. İşte bu noktada komünist a y d ın la r dan ve s ın ı f b ilin ç li işçilerd en oluşan devrim ci öncünün tayin ed ici ta rih i rolü ortaya ç ık ıy o r. Sorun bu öncüyü y a ra tm a k tır. Böyle b ir öncü, o la b ild iğ i k a d a r ıy la, geçm işin ih tila lc i b irik im i için d e komünist p otan siyel ta şıy a n bütün u n su rla rı kapsam alı ve on la rın enerjis in i harekete geçirm elid ir k i, h ız la b ir güç haline g e le b ils in. Bu öncü içinden ç ı k t ığ ı k ü çü k -b u r- ju v a d evrim ciliğin in bütün izlerin den a rın m a lı, yeni b ir ü slu p, yeni b ir ruh, yeni b ir m ilitan tip i y a ra tm a lıd ır. A la b ild iğ in e b ilin ç le donanm ış, olağanüstü b ir en erji ve yüksek fed a k a r lık ruhuna sa h ip, solu k lu, s ı n ı f tan kopm ayan, s ın ıfın eylem inin y e r i ne kendi eylem ini geçirm eyen, ama sonuna k adar ih tila lc i b ir öncü. Bizzat devrim ci eylem iyle s ın ıfa güven veren, in a n d ır ıc ı, p ra tik te de a ltern a tif b ir m ihrak. S ın ıfın ta rih i rolünü oyn ayabilm esi iç in, nesnel olarak b öyle b ir öncünün y a rd ım ın a ih tiy a cı v a r. Böyle b ir öncüyü yaratm a ta rih i g ö re v i, henüz om uzları z a y ıf şim diki kuşaktan komün istlere düşü yor. Ancak bunu b a şa ra c a k la r d ır, başarm ak zoru n d a d ırla r. R evizyon istlerin, legal s o sy a lis tle rin, k ü çü k -b u rju v a d evrim ciliğin in gösterişli haline aldırm am ak g erek iy or. Türk iy e, hem ra d ik a l hem de p roleter çözümler isteyen b ir ü lk ed ir. S osy a l- reform culuğun ve k ü çü k -b u rju va devrim ciliğ in in son ta h lild e b a ş a r ı şa n sı yoktur ya da g e ç ic id ir. Öyleyse herkes on kat, yüz kat en erjiy le işe k oyu lm a lıd ır. Oblom ovluğ u n, dargörü şlü lü ğ ü n, b irey c iliğ in kökünü kazım ak g erek iyor. Az olsun ama, proleterce komünistçe olsu n! Zorunluluğu k avram ış, tarih b ilin cin e sah ip b ir kuşak olduğumuzu gösterm e liy iz. EK İM

3 Ocak 1988 EKİM 3 Teorinin yoksulluğu-1 H.FIRAT Bize sunulan malzeme öylesin e zengin ve çok yönlü k i, a slın d a, özel b ir g irişe gerek görmeden ya da g ir iş n iyetin e söylen ecek leri uzun tutmadan söze b a ş la mak en iy is iy d i. Fakat buna rağmen b iz, b ir kaç n ok tayı belirtm ekten kendim izi a lam ıyoruz: B ir in c is i, m uhatabım ız b ir teorisyen d ir ve şu anda TDKP Merkez Y ayın O rganın ı hemen hemen tek b a şın a çık a rm a k ta d ır. Her ne kadar imza kullanm ıyor olsa d a, o bozuk d ili, devrik a n la tım ı, k a r ış ık muhakemesi, k eyfi e le ştirisi v b. hususiy e tle riy le, onu ve o "özgün" uslubunu b ira z olsun b ile n le r ta ra fın d a n, bin fa rk l ı metin a ra sın d a n b ile k o la y lık la a y ır d - e d ilip, ta n ın a b ilir. İk in c is i, teorisyen p a yesi ta ra fım ızd a n verilm em iş, kendisi ve teorisyen ekibin öteki m ensupları ta ra fın d a n bizzat benimsenm iştir. Daha önce öteki teorisyen Z.E k rem 'le tartışm a s ır a s ın d a da h a tır la t ılm ış t ı; bu ekip kendi ç iz g ile r in i, "derinlem esine teorik tem ellere sa h ip ", "T ü rk iy e 'd e şim diye kadar h içb ir zaman, h içb ir akım ve k işi ta ra fın d a n ortaya konulmamış yepyen i ve çürütülmez b ir ç iz g i" olarak ta n ım la m ıştı. Ek olarak teorisyen lerim iz, M arksizm-leninizm s ila h ın ı kullanm ada, k en d ilerin i "oldukça y e te rli ve u stalaşm ış" saym ış, saym akla yetinm em iş, bunu kamuoyuna ila n etmişle r d i. Üçüncüsü, "D ü h rin gvari" böbürlenm eleri b ir yana b ır a k ılır s a, bu ek ip, gerçekten de, k ü çü k -b u rju va p opü list hareketin en b ilg ili ve teorik k a v r a y ış ı en geniş u n su rla rı a ra s ın d a y d ı. Fakat bu b ilg in in g e n işliğ i ve k a v ra y ış ın d e rin liğ i neydi d iye sorulacak olu rsa, biz y a ln ız ca b ira z s a b ır ön eriyoru z. Biraz sonra teorisyenim izi ve teorik y a v a n lık la r ın ı in celed ik çe bunu b irlik te göreceğ iz. Teorideki yok su llu kta n, p olitik a d a k i b u rju va kuyrukçuluğuna uzanan ç iz g iy i b irlik te tanım a o la n a ğ ı b u la c a ğ ız. Elbette ki bu, y a ln ız ca TDKP h akkında d e ğ il, TDKP p opü list hareketin en iy i örneklerinden b ir i olduğuna göre, genel p opülist hareketin durumu ve p olitik konumu (dem okrasi savunuculuğu) h akkında da b ize b ir fik ir v erecek tir. Dördüncüsü, malzemenin zengin ve çok yönlü olduğu id d ia s ı y a n ılt ıc ı o la b ilir. H ayır, önümüzde hacim olarak y a ln ız ca beş s a y fa lık b ir gazete y a z ıs ı duru yor: "H. F ıra t P asif izmin T eorisini Y a p ıy o r", D.Sesi, S a yı:59 (en son s a y ı ). Ne v a r k i, bu y a z ı, b ir d izi te o r ik -fe lse fi kavram ı ve p o litik sorunu t a r tış ıy o r. Kendi k a rşı görüş ve ta n ım la rın ı s e r g iliy o r. Z e n g in liğ i ve çok yönlülüğü buradan g e liy o r. Ve son o la ra k, teorisyen geçinen bu k a lp a zan ı hala izleyen ve onun y a z d ık la r ıy la beslenen TDKP'li ok u yu cu lardan, gerçek görü şler ve konumlar h ak k ın d a şayet gerçekten nesnel b ir fik ir edinmek istiy o r la r s a, bu ta rtışm a y ı sonuna k a d a r, ve tartışm a konusu k a y n a k la rı el a ltın d a tutarak izlem elerini istiy o ru z. A slın d a b ir de yöntem sorunu, muhata b ım ızın yöntemi sorunu v a r d ı. Fakat iy is i mi, b iz onu tartışm a içinde ve y eri geld ik çe görelim. A - SAHTE İKİLEM: "İKTİSADİ KOŞULLAR" -"TOPLUMSAL KOŞULLAR" "M arksist düşünce sadece materyalizm d e ğ ild ir. T arihi materyalizm ve d iyalek tik m a teryalizm d ir." diyen teorisyenim iz, hemen a rd ın d a n, ta rih i m ateryalizm i n a s ıl a n la d ığ ın ı şu sözlerle ortaya koyu yor: "H.F ıra t, l a fı y u v a rla y a ra k, nesnel k oşu lla r, ik tisa d i koşullardan ibaret d e ğ ild ir, d iy o r. İk tisa d i koşul d e d irin, üretim t a r z ıd ır. Örneğin k a p ita list tarzda üretim b içim i, her şeyin p azar için üretilm esi, meta ekonom isinin gelişm esi ve işgücünün meta oluşu v s.d ir. Şimdi bu ik tisa d i koşulun y a r a ttığ ı b ir de toplum biçim i v a r d ır. Yani k ıs a c a s ı, esas olarak işçi s ı n ı f ı ve burju vazid en oluşan b ir toplum v a r d ır. Üretim a r a ç la r ın ı ve d o la y ıs ıy la devlet ik tid a r ın ı elin d e tutan b u rju v a zi (sömüren egemen s ı n ı f ), üretim a ra çla rın d a n a rın m ış, işgücü meta h aline gelm iş, sömürülen p roletarya (b ir an için soyutlam aya giderek ara s ın ı fla r ı b ir yana b ır a k ıy o r u z ). H.F ıra t, kapitalizm de s ın ıfla r ve s ın ıfla r a ra sın d a k i çe liş k ile r i

4 4 EKİM S a yı:4 de ik tisa d i k oşu lla rın işinde s a y ıy o r. 1 "S ın ıfla r a ra sın d a k i gelişkinin n ite li- 4 İni~ ve s ın ıf f a r k lılık la r ın ı ta b ii k i, üretim ta r z ı, yani»ik tisa di k o şu lla r 1 b e lir le r. Ama b u n la r, 1ik tisa d i k o ş u lla r1 için d e yer alm az. Bunlar toplum sal koşulun için e g ire r. Y ani, toplumun n ite liğ in i o ta rih i k oşu lla rd a ki üretim ta rz ı b e lir le r." Ve bütün bu la f k a la b a lığ ı g e lir şu ürküntü v e r ic i y a r g ıy a b a ğ la n ır : "H.F ı r a t 'a göre, k a p ita list toplum e şittir k a p ita list ekonom idir." (D.S esi, S a y ı: 59, s. 30, a bç) Aktarmanın çok uzun tutuluşu dik k ati çekmiş o la b ilir, fakat peşinen b ilin m elid ir k i, bu y a z ı boyunca hep böyle y a p ıla ca k. Teorisyenim izin d ü şü n celeri, bütünlüğüne dokunulm adan b öyle uzun uzun a k ta rıla c a k. Öyle k i, kime göre neyin ne old u ğu, a p a çık kendi sözlerinden g örü leb ilsin ve okuyucu kendi b a ğ ım sız y a r g ı s ın ı oluşturm a o la n a ğ ı b u la b ils in. Şimdi, bütünlüğü için d e, a k ta rıla n, ta rih in bu sözde m ateryalist a n la y ış ın a daha ya k ın d an b a k a lım. Z ira bu y a p ılın ca görü lecektir k i, "M arksist düşünce sadece materyalizm d e ğ ild ir " id d ia lı ifa d esiy le söze b a şla yan teorisyenim iz Marksist m ateryalist a n la y ış ın zerresin i k avra yam a m ıştır, ve y u k a rıd a k i la f k a la b a lığ ın d a çok şey v a r d ır ama, ta rih in m ateryalist a n la y ışın d a n eser yoktu r. Bu devrik ve k a r ış ık la f k a la b a lığ ıy la özet olarak anlatılm ak istenen şudur: "İk tisa d i koşul d ed iğ in, üretim ta r z ı d ı r... Şimdi bu ik tisa d i koşulun ("üretim ta r z ı" n ın ) y a r a ttığ ı b ir de toplum biçim i v a r d ır. Yani k ıs a c a s ı, esas olarak iş ç i s ı n ı f ı ve burju vazid en oluşan b ir toplum v a r d ır." Demek oluyor k i, teorisyenim ize göre, ekonomik koşu lla r üretim ta r z ın ı a n la tır, ama bu üretim ta rzı s ın ıfla r ı içerm ez; s ın ıfla r ı (b u ra d a, p roleta rya ve b u rju vazi)* görebilm emiz için, bu üretim ta rz ın ın y a r a ttığ ı "toplum b içim i"n e b ak mamız la zım ; üretim ta r z ın ı a şa r, onun y a r a ttığ ı toplum biçim ine b a k a rsa k, ora da p roleta rya ve b u rju v a ziy i k a r ş ılık lı iliş k ile r i için d e ancak o zaman g ö r e b iliriz ; H. F ır at, p roleta rya ve b u rju v a ziy i k a p ita list üretim ta rz ı içinde saym akla y a n lış y a p ıy o r v b., v b. Üretim ta r z ın ın, "b ir b ir le r iy le a y r ılmaz biçim de b a ğ lı" (S talin ) ik i temel öğeden oluştu ğu ; bu temel öğelerin, ü retici gü çler ile üretim iliş k ile r i old u ğu ; ü retici gü çlerin insa nın d oğayla olan iliş k ile r in i, üretim ilişk ile rin in ise, üretim sü reci içinde in sa n la rın b ir b ir iy le olan iliş k ile r in i a n la t tığ ı; bütün s ı n ı f l ı toplum larda, üretim iliş k ile r in in, gerçekte, son ta h lild e, s ın ı f iliş k ile r inden başka b ir şey o lm a d ığ ı; ü retici gü çlerdeki gelişm e ta ra fın d a n b elirlen en, bu gelişm enin b e lir li b ir düzeyine tekabül eden üretim iliş k ile r in in, toplumun somut ekonomik tem elin i, toplum sal alt y a p ıy ı oluştu rduğu ; bu ekonomik temel ya da toplum sal alt y a p ı üzerinde, "b e lir li toplum sal b ilin ç şek illerin e tekabül eden b ir hukuki ve siy a s i üst y a p ın ın " (M arks) y ü k seld iğ i; ve son o la ra k, bütün bu toplum sal öğelerin o rg a n ik, d iyalek tik b ir liğ in in, b iz e, b e lir li ta rih sel k oşu lla r d a, b ir toplum sal y a p ıy ı v e r d iğ i v b. v b. bütün bu b a sit g erçek ler, tarih in matery a list a n la y ış ın ın temel b ilg ile r i a ra sın d a d ır ve b ir bakım a ABC1s id ir. Teorik soru n lara ilg i gösteren sol eğilim li her sıra d a n lis e ta leb esi b ile, b u n la r ı, b a sit ekonomik el k ita p la rın d a n b ilir. Ama M a rk s'ın K a p ita l'in i h iç olm azsa b ir kez okuduğu b ilin e n, sık s ık 20 y ı l l ı k devrim ci geçm işiyle övünen, ve son on senedir devrim ci b ir siy a sa l hareketin b a şın d a teorisyen geçinen b ir kim se, ne g a rip tir k i, b u n la rı bilm ez. Ve k a lk a r, "H.F ıra t, kapitalizm de s ın ıfla r ı ve s ın ı f la r a ra sın d a k i çe lişk ile r i de ik tisa d i k oşu lla r için d e s a y ıy o r ", d er. İk tisa d i k oşu lla r b ir toplum sal bütünün toplumsal alt y a p ıs ı olduğuna göre, b ize demek ister k i, s ın ıfla r ve s ın ı f ç e lişk ile r i kapitalizm in toplum sal üst y a p ıs ı için d e yer a lır! D ahası, bu a p ta llık, bu düşünce yok su llu ğu, bize tarih in m ateryalis t M arksist a n la y ış ı b a ş lığ ı a ltın d a sunulur. T arihin m ateryalist a n la y ış ın ı b ir de teorin in kurucusundan, M arks1m kendisinden d in leyelim : "V a r lık la rın ın toplum sal üretim inde, in sa n la r a ra la rın d a, zorunlu, kendi ira delerine b a ğ lı olmayan b e lir li ilişk ile r k u ra rla r; bu üretim iliş k ile r i, on la rın maddi ü retici gü çlerin in b e lir li b ir g e liş me derecesine tekabül ed er. Bu üretim iliş k ile r inin tümü, toplumun ik tisa d i y a p ı s ı n ı, b e lir li toplum sal b ilin ç şek illerin e tekabül eden b ir hukuki ve siy a sa l üst y a p ın ın üzerinde yü k seld iğ i somut temeli olu ştu ru rla r. Maddi üretim t a r z ı, genel olarak toplum sal, siy a sa l ve entellektüel hayat sü recin i k o şu lla n d ırır. İn sa n la rın v a r lığ ın ı b elirleyen şey, b ilin ç le r i d e ğ ild ir ; tam tersin e, on la rın b ilin c in i b e lir leyen, toplum sal v a r lık la r ıd ır. Gelişmelerin in b e lir li b ir aşam asında toplumun maddi ü retici g ü çle ri, o zamana kadar için d e hareket ettik leri mevcut üretim ilişk ile r in e, ya da b u n la rın hukuki ifadesinden başka b ir şey olm ayan mülkiyet ilişk ile rin e ters d ü şerler. ü retici gü çlerin gelişm esinin biçim leri olan bu iliş k ile r, on la rın en gelleri h aline g e lir le r. O zaman b ir toplum sal devrim ç a ğ ı b a ş la r. İk tisa d i temeldeki değişm e, koca

5 Ocak 1988 EKİM 5 man üst y a p ıy ı büyük ya da az b ir h ız la altüst eder." (Ekonomi P olitiğ in E le ş tirisine K a tk ı'y a Önsöz. S.E serler, C.I, s. 609, a b ç.) Aktarmanın uzun tutuluşu hoşgörülm e- lid ir ; zira unutulm am alıdır k i, tartışm a tarih in m ateryalist a n la y ış ı ü zerin ed ir; ve yine unutulm am alıdır k i, bu soyut, te o r ik -fe lse fi g ib i görünen tartışm a a s lın da son derece p r a tik -siy a si b ir konu ve sorundan doğm aktadır. S ın ıf m ücadelesi y a s a la r ı ve taktik soru n la r. O ala ndaki ta rtışm a y ı kolay sonuca bağlam ak, anca k, önce burad a kin i b ir sonuca b a ğ la makla mümkündür. M a rk s'ın y u k a rıy a b ir kısm ı a k ta rılan Ö nsöz1ü, tarih in m ateryalist a n la y ış ı nın en tam, en k esin,en a çık ve en özlü a n la tım ıd ır. E ngels, bu Ö nsöz'den, "sa dece iktisat için d e ğ il, bütün tarih b ilim leri için devrim yara ta n " temel düşüncenin yer a ld ığ ı metin diye söz ed er. Bu neden le, bugüne dek, m ateryalist ta rih a n la y ış ın ı açıklam ak için, b in lerce ve b in lerce kez a k ta rılm ış, yinelenm iş, d oğal ve h a k lı b ir ilg i görm üştür. Ne v a r k i, bizim teorisyen geçinen ham kafa, M a rk s'ın bu sözlerinden h içb ir şey a nlam am ıştır. Marks d iyor k i; Mülkiyet iliş k ile r i, üretim ilişk ile r in in hukuksal ifadesinden başka b ir şey d e ğ ild ir le r ; üst y a p ıy ı, bu arada bu hukuksal b içim leri de b elirleyen "bu üretim ilişk ile rin in tümü, toplumun ik tisa d i y a p ı s ı n ı... somut tem eli(n i) o lu ştu ru r." M a rk s'ın bu sözlerin i yorumlayan Stalin d iyor k i; "S osyalist toplum d a h il, her toplum sal oluşumun in sa n la r a ra sın d a k i üretim iliş k ile r inin tümü ta ra fın d a n oluştu rulan ekonomik temeli v a r d ı r." (Son Y a z ıla r ). Kari Marks üzerine y a z d ığ ı ünlü b iy o g ra fik y a z ıd a, Lenin d iyor k i: "T arihsel olarak b elirlenm iş, b e lli b ir toplum daki üretim iliş k ile r in in, b u n la rın b a ş la n g ıc ı, gelişim i ve çöküşünün b ir incelenm esi -M a rk s'ın ekonomik öğretisin in içe r iğ i işte b u d u r." Ve bütün bu bilim sel tanım lar bu kadar a çık k en, böylesin e netken, D. Sesi 'n in teorisyen geçinen y a z a r ı k a lk ıp d iy or k i: "İk tisa d i koşul d ed iğ in, üretim t a r z ıd ır " Yani? Yani insan iliş k ile r in i, yani üretim iliş k ile r in i, yani örneğin ü cretli emek-sermaye ilişk isin in s ın ıfs a l anlatım ından başka b ir şey olm ayan p roleta rya b u rju v a zi iliş k is in i içerm ez! Ya neyi içe rir? "Örneğin k a p ita list tarzda üretim biçim i her şeyin p azar için üretilm esi, meta ekonom isinin gelişm esi ve işgücünün meta olm ası v s. d ır ". Ya s ın ıfla r, ya p roleta ry a, ya b u rju vazi? "...b u n l a r 'ik tisa d i k o şu lla r' içinde yer a lm az." Ya nerde yer a lır? "Bunlar toplum sal koşulun içine g ir e r." İşte b u, ik tisa d ın se fa le tid ir! Y a ln ızca ik tisa d ın da d e ğ il, aynen Proudhon g ib i, ik tisa d i k ateg oriler ("m eta ekonomis i", "m etalaşm ış işgücü" v b.), gerçek s ın ı f ilişk ilerin d en a y rı b ir şey s a n ıld ı ğ ı iç in, k a rşı k a rşıy a olduğumuz şey, a y n ı zam anda, "felsefenin s e fa le t id ir "!. Düşünün k i, k a p ita list üretim ta r z ı, k a p ita list ekonomik y a p ı v a r, ama henüz p roleta rya ve b u rju v a zi yok! Peki on la ra n a s ıl u la ş a b ilir iz d ersin iz? "Şimdi bu ik tisa d i koşulun ("üretim ta r z ı" ) y a r a ttığ ı b ir de toplum biçim i v a r d ır ". İşte b iz e, p roleta rya ve b u rju v a ziy i ancak orada g ö r e b ilirs in iz, d eniyor b ö y lece. "T ıp k ı Dühring g ib i!" demiyeceğim bu sefer. Z ira, b ize, M arksist teori ve ta rih in m ateryalist a n la y ış ı diye sunulan bu zevzek lik lerin y a n ın d a Dühring b ile masum k a lır. Şimdi bu sefa letin b a ş lıc a u n su rla rın ı s ır a y la inceleyelim : B irin cisi, teorisyenim iz, temel b ilim sel kavram ların gerçek içe rik le rin i b ilm iy or. Bunun bilin m ed iği yerde ise, elbet bilim d e ğ il, yu k ard ak i türden zevzek lik ler o lu r. Ne a n la tır örneğin b ize, b ir "toplum sa l iliş k ile r " kavram ı? İnsanoğlunun bütün b ir m addi-m anevi iliş k i ve etk in lik lerin in tümünü, yani ekonomik, s iy a s i, hukuki, k ü ltü rel, d in i, estetik v b. tüm iliş k i ve e tk in lik le ri, bu iliş k i ve e tk in lik lerin büründüğü b içim leri ve kuru m la n. Toplumsal yaşam ın çok d eğişik a la n la r ın ı ve y ön lerin i oluşturan bütün bu iliş k ile r organ ik b ir bütün olu ştu ru r. K a r ş ılık lı iliş k i ve etkileşim için d e d irle r. Bu bütünlüğü y a ra ta n, toplum sal in sa n ın yaşam ındaki bütünlüktür, toplum sal y a şa mın bütünlüğüdür. M arksist-leninist dünya görüşü bütün bu iliş k ile r i bu bütün lü ğü için d e k a v ra r. Fakat, toplum sal iliş k i le r i bu bütünlük içinde k avrayan her M arksist, b ilir k i, bütün bu toplum sal ilişk ile r in tem elinde, k en dileri de toplumsal ü retici gü çler ta ra fın d a n belirlen en toplum sal üretim iliş k ile r i y a ta r; bütün d iğ er iliş k ile r i n ihai olarak b elirleyen temel, toplum sal üretim iliş k ile r i, top lu mun ekonomik alt y a p ıs ıd ır. Ve Marksist m ateryalist tarih a n la y ış ın ın özü de işte budur. "Üretim iliş k ile r i, b ir bütün halinde toplum sal iliş k ile r denilen şeyi, toplumun, ve ö z e llik le, b e lir li b ir ta rih sel gelişm e aşam asındaki b ir toplum u, özgün, a y ır d e - d ici n itelikte b ir toplumu o lu ştu ru r." (Ü cretli Emek ve Sermaye, a ltı Marks ta ra fın d a n ç iz ili) Bize d en iliy or k i, "toplum sal k oşu lla r" ekonomik k oşu lla r ta ra fın d a n b e lirle n iy o r o lsa la r b ile, onun ötesinde, son ra sın d a, yani b ir tü rev, yani ik in cil b ir ürün

6 6 EKİM S a yı:4 olarak v a r d ır la r. "İk tisa d i koşulj' "toplum sal koşul" sahte ikilem i ve buna d a y a n d ırıla n " s ın ıfla r üretim ta rz ın ın d ış ın d a yer a lır " türünden id ea list y a v a n lık la r da bu k a v ra y ış ın devam ı o lu y o r. B öylelik le, D.S esi'n in teorisyen y a z a r ı, maddi yaşam ın üretimi ve yeniden ü retim in i, insanoğlunun bu en temel toplum sal fa a liy e tin i, toplum sal ik tisa d i h arek eti, tıp k ı b u rju va ik tis a tç ıla r ı g ib i salt teknik b ir etk in liğ e ve sürece in d irg iy o r. Üretimin, her zaman ve her koşul a ltın d a, toplum sal b ir üretim olduğunu, toplum sal k oşu lla rın en a s li, en temel öğesin in toplum sal üretim sü reci old u ğu nu, bugün T ü rk iy e'd e solcu lise ta leb eleri b iliy o r, ama D.Sesi y a z a r ı b ilm iy or. Toplum sal ilişk ile r in ik i temel a la n ı v a r d ır : Maddi iliş k ile r a la n ı, ki toplumsa l ekonomik alt y a p ıy ı o lu ştu ru rla r, ve s ın ıfla r ve s ın ı f ç ık a r la r ı -elb ette s ın ı f l ı toplum lar söz konusu is e - bu alanda şek ille n ir le r ; manevi iliş k ile r a la n ı, ki toplum sal id eolojik ü s ty a p ıy ı olu ştu ru rla r ve çe ş itli s ın ı f iliş k ile r i ve ç ık a r la r ı bu a landa hukuki, s iy a s i, fe ls e fi, kültürel v b. ş e k ille n iş le rin i b u lu rla r. S ın ıfla r ı ekonomik alt y a p ın ın öğeleri olarak görmemek, o n la rı toplum sal üst y a p ın ın öğeleri saymak anlam ına g e lir. M arksist ekonomik p o litik, M arksist bilim in üç temel bileşeninden b ir id ir, görevi esas olarak toplum sal ekonomik alt y a p ıy ı incelem ektir. L e n in 'i d in liy oru z: "Ekonomi p o litik, 'ü retim le' d e ğ il, üretimdeki in sa n la rın toplum sal iliş k ile r i ile, toplum sal üretim düzeniyle u ğ r a ş ır. Bu toplum sal iliş k ile r a r a ş t ır ılıp, e tr a flıc a ta h lil e d ilin ce, her s ın ıfın üretim deki y e ri ve d o la y ıs ıy la, u lu sal tüketimden a ld ığ ı pay b ö y le lik le belirlenm iş olu r" Teorisyenim iz s ın ıfla r ı üretim ta rz ın ın d ış ın a ç ık a r d ığ ın a göre, orda ona, incelem e a la n ı ola ra k, y a ln ız ca "üretim " ve bunun muhasebe büyü klü kleri k a lıy o r. T ıp k ı b u rju va sözde b ilim i ekonomimetri g ib i. Bize d e n ile b ilir k i, "ekonomik koşul" -"top lu m sal koşul" a y rım ın d a, y a z a r, gündelik d ilin tu za ğ ın a düşmüştü r. O la b ilir, ama günlük d ille, p azar e s n a fın ın d iliy le bilim in y a p ıla m a y a ca ğ ı n ı bilm ek, eline kalem alm anın ilk ş a r t ıd ır. Bunu bilm eyene o kalemi k ır ıp atmak düşer. T eorisyenim iz, ik tisa d i iliş k ile r i, toplum sal iliş k ile r in bu maddi tem elini, "toplum sal koşul"un d ış ın a atmakla k a l m ıyor, toplum sal hareketi de salt siy a sa l harekete in d irg iy o r. Bunu n a s ıl y a p t ığ ın ı görmek için b irlik te teorik sefa letin ik in ci p erd esin i bekleyelim. "H.F ır a t'a göre k a p ita list toplum eşittir k a p ita list ekonom idir" id d ia sın a g elin ce, bu y a ln ız ca teorisyenim izin b ir kuruntusudur. 0> bunu k a n ıtla y a ca k tek s a tır gösterem ez, gösterem em iştir d e. İk in c is i, k a p ita list üretim t a r z ı, k a p i ta list ekonomik y a p ı, p roleta rya ve b u rju v a z iy i içermez demek, özünde k ap ita lis t üretim ta rz ı k a p ita list üretim iliş k i le rin i içermez demenin öteki ifa d e e d ilişinden başka b ir şey d e ğ ild ir. (Ö zellikle d ikkat edilm elid ir k i, bunu bize söyleyen b ir te o risy e n d ir, ve "Merkez Y ayın Organ ı" alt ib a re sin i ta şıy a n b ir gazeteyi nerdeyse tek b a şın a çık a r m a k ta d ır.) K apitalist üretim ta rzın d a n, k a p ita list üretim iliş k ile r in i ç ık a r d ın m ı, bu üretim ta rzın a a sli n ite liğ in i veren öğeyi ç ık a r - mış olu rsu n. Geriye y a ln ız ü retici gü çler k a lır k i, on la r da kapitalizm e baş k a ld ır a lı kaç kuşak o lu y o r. Bugünkü k a p ita list ekonomiye bu n ite liğ in i veren ü retici gü çler d e ğ il, üretim iliş k ile r id ir. Kuşkusuz bu üretim iliş k ile r i ta rih sahnesin e, ü retici gü çlerin gelişm esi sayesin de ç ık m ış la r d ı ve onun b e lir li b ir gelişm e düzeyine denk d ü şü y o rla rd ı. Bir dönem bu ü retici güçlere uygun düşmekle k alm a yıp, o n la rın gelişim in i b ir h a y li h ız la n d ır d ı la r d a. Fakat toplum sal üretimin en h a rek etli, en devrim ci öğesi olan ü retici g ü çle r, gelişim in i sürdürdü ve bu gelişm e öylesin e b ir noktaya u la ş tı k i, k a p ita list üretim iliş k ile r i, mevcut ü retici gü çlerin ayak b a ğ ı h aline g e ld ile r. Bugün buna rağmen k a p ita list üretim den, k a p ita list ekonomiden söz edileb iliy o r s a, işte b u, y a ln ız ca bu üretim iliş k ile r in in, k en dilerine uygun düşen üst y a p ın ın tüm araç ve o la n a k la r ın ın da yard ım ı ile ayakta duruşundan g e liy o r. Bugün, toplum sal üretime ya da ekonomiye k a p ita list n ite liğ in i veren a s ıl öğe, onun b u rju va üretim iliş k ile r i, b u rju va ekonomik iliş k ile r için d e gerçek leşiyor o lm a s ıd ır. B urjuva toplum yaşam ın ın tüm d iğer iliş k ile r i, bu gerçek temel üzerinde y ü k s e lirle r. Ügüncüsü, teorisyenim iz b ize, üretim ta r z ın ın, s ın ıfla r ı ve s ın ı f iliş k ile r in i d eğil de "ekonomik k oşu lla r" içe rd iğ in i anlatmak iç in, aynen şu n la rı söylü y or: "örneğin k a p ita list tarzda üretim b içim i, her şeyin p azar için üretilm esi, meta ekonom isinin gelişm esi ve işgücünün meta oluşu v s.d ir." Peki ama bu s a y d ık la r ı, b e lir li s ın ı f ilişk ile rin d e ifa d esin i bulan toplum sal üretim ilişk ilerin d en başka n edir ki? Örneğin "m etalaşm ış işg ü cü ", üretim a ra ç la r ı ve nesnelerinden yoksun, y a ln ız c a kendi "yaşam sal fa a liy e tin i" satarak geçim ini sa ğ la y a b ilen proleterden başka ne a n la tır ki? Bu k ad arla da d e ğ il, bu, a y r ıc a k a r ş ıt ın ı, işgücü a l ı c ı s ı n ı da k oşu lla n d ıra n b ir iliş k i d eğil m idir? "Gelişm iş meta ekon om isi", her şeyden

7 Ocak 1988 EKİM 7 önce, ü cretli işçi ile sermaye sa h ib i k a p ita list a ra sın d a k i temel ^ilişkinin ifa desi d eğilse nedir? M arks ın b a ş y a p ıtı K apital, b ir d izi ekonomik k ategorin in incelenm esiyle b a ş la r. Ama bu y a ln ız c a yüksek b ir teorik soyutlam ayı ifa d e eder ve verim li b ir incelem e yöntem idir. Elbette örn eğ in, emek p roleta ry a d a n, sermaye b u rju v a zid en, fa iz tefeciden v b. soyu tla n m ıştır. M a rk s'ın k en d isi, b iz e, "in sa n la rın, ü retici gü çlerin i g e liş tird ik ç e, yani y a ş a d ık ça, b ir - b ir le r iy le b e lir li iliş k ile r g e liş tir d ik le r i n i", ve "ekonomik k ateg orilerin bu gerçek iliş k ile r in soyut ifa delerin den ibaret o l d u k la r ın ı" a n la tır. Gelin görün k i, teorisyenim iz "ik tisa d i k oşu lla r" a d ı a l tın d a "m etalaşm ış işg ü cü "n ü, "gelişm iş meta üretim i"ni v b. görüyor ama, ik tisa d i o la y la r ın ca n ı ve k a n ı, eti ve kemiği olan ü cretli işçiy le sermaye sah ib i kap ita lis ti, p roleta rya ile b u rju v a z iy i görm üyor. O nları görebilm em iz için b iz i yeni b ir adım atm aya, "ekonomik koşu l" k a tın dan "toplum sal koşul" k a tın a çıkm aya ç a ğ ır ıy o r. Elbette b iz, p roleta ry a ile b u rju v a z iy i ora d a da b e lir li iliş k ile r için d e g ö r e b ilir iz. Fakat b unlar y a ln ız c a, bu ik i s ın ıfın ik tisa d i konum ve iliş k ile rin in s iy a s a l, hukuksal ve id eolojik ifa d e le n işin i g österebilir b iz e. Hatta b a zen y a n lış b ir görüntü b ile su n a b ilir bu a la n. Örneğin orada o n la rı kanun önünde eşit h aklara sahip olarak da g ö r e b ilir iz. Fakat gerisin geri alt k ata, "ekonomik k oşu lla r" k a tın a, gerçek ve temel iliş k i ler k a tm a indiğim izde, bunun y a ln ız ca b a y a ğ ı, ik i yüzlüce b ir aldatm a olduğunu a n la r ız. İk tisa t bilim inin gelişm esine k a tk ıd a bulunmuş b ir k a ç ı h a riç, -k i on la r da ancak k ısm en -, Marks ön cesinde, b u rju va ik tis a tç ıla r ı ik tisa d i o la y la r ı s ın ı f iliş k ileri d ış ın d a ele a lır, öyle in c e le r le r - d i. B unların b ir k ısm ı, ik tisa d i iliş k ile r i nesnelerin iliş k is i, Proudhon g ib i id ea list b u rju v a s o sy a listle ri ise, ölümsüz ik tisa d i k a teg orilerin, k avram ların iliş k is i olarak g ö r ü y o rla r d ı. Gerçek anlamda ilk defa Marks sa y esin d ed ir k i, ekonomi p o litik, n esneler ya da ölümsüz ekonomik k a teg oriler a ra sın d a k i iliş k ile r i d e ğ il, b u n la rın gerisin d e yaşayan gerçek iliş k ile r i, insan lar a ra sın d a k i iliş k ile r i, bu iliş k ile rin üretim iliş k ile r i şeklindeki biçim len i şin i inceleyen gerçek b ir bilim h aline g elm iştir. B urjuva ekonomi p o litiğ i buna rağm en, üretimi teknik b ir süreç olarak ele alm aya ve onu in sa n la r a ra sı iliş k i ler yerin e nesneler a ra sı iliş k ile r olarak incelem eye devam ed iy orsa, bu y a ln ız ca ekonomi p o litiğ in s ın ı f n ite liğ in i gösterir b iz e. Bize M arksist m ateryalist tarih a n la y ış ın ı öğretmek id d ia s ıy la söze b a ş layan teorisyenim iz, id ea list y a v a n lık la r ıy la b u rju va ekonomi p o litiğ in in ön yarg ı la r ı n ı te k r a r lıy o r. Bu b ir tesadüf d e ğ ild ir. Bunun tesadüf olduğunu sananla r, D.S esi'n in A ra lık 1983 ta rih li 3 1.sa y ı s ı n ı a çs ın la r ve ora d ak i b a ş y a z ıy ı, kapitalizm k oşu lla rın d a k a p ita listlerin k a r ın ı yok etmek türünden fa b ia n c ı y a v a n lık la r ı ok u su n lar. Yazar kahram a n ım ızın a yn ı k işi olduğunu belirtm eye, elbette k i, gerek yok. Daha ön ce, bu nedenle ona Olaf Palme Ekonomi Ödülü v erilm işti! Y u karıdaki y a v a n lık la r ıy la, o yeni b ir b u rju va ekonomi ödülünü çoktan hak etmiş bulu n uyor. Yine de ola ki b a z ı kim seler b ize bu ödül ön erisinde hak vermekte tereddüt e d e b ilir le r. O h ald e, ö zellik le on la ra sefa letin dördüncü sahnesini d ikkatle izlemek d ü şü y or. Önce b ir kere daha a yn ı sözleri b irlik te din leyelim : "H.F ıra t, kapitalizm de s ın ıfla r ve s ın ıfla r a ra sın d a k i çe liş k ile r i de ik tisa d i k oşu lla rın ("üretim ta r z ı" n ın ) için d e s a y ıy o r. S ın ıfla r a ra sın d a k i ç e liş kinin n ite liğ ini ve s ın ı f f a r k lılık la r ın ı ta b ii k i, üretim t a r z ı, yani ik tisa d i k oşu lla r b e lir le r. Ama b u n la r, "ik tisa d i k oşu lla r içinde yer alm az. Bunlar toplumsa l koşulun için d e yer a l ı r." Böyle d iyor teorisyenim iz. Fakat b öyle demekle de, b u rju va ik tisat teorisin in en b a y a ğ ı, en ik iy ü zlü, en riy a k a r kuram ı olan "bölüşüm k uram ı"nın d a y a n a k la rın ı tek rarlam ış olu y or. P roudhon1dan D ü h rin g'e, fabia n sosy a lizm inden İsveç sosyalizm ine, oradan bizim Ecevit h a lk ç ılığ ın a kadar çok esk i, çok y a y g ın ve p roleta ry a n ın devrim ci s ın ı f sa v a şm a b ir ' h a y li z a r a r ı olmuş b a y a ğ ı b ir b u rju va y a la n ı v a r d ır. Buna göre s ın ıfla r, s ın ıf fa r k l ıl ı k l a r ı, s ın ı f çe liş k ile r i -bütün bu o lg u la r, k a p ita list toplum sal üretim sistem inin zorunlu ve k a çın ılm a z u n su rla rı d e ğ ild ir ; b u n la r, sonradan bölüşüm a la n ın d a (siz "toplum sal k oşu lla r" a n la y ın!) ortaya ç ık a r la r. Eğer a k ıllı ve iy ilik sever y ön eticiler ve p o litik a c ıla r, bölüşüm m ekanizm alarını a d il b ir şekilde a y a r la rla r s a, k a p ita list üretim sistem i a yn ı k a la b ilir ; ama onun y a r a ttığ ı s ın ıfla r ve s ın ıf k a r ş ıt lık la r ı, ü cret, v e r g i, fiy a t v b. m ekanizm alarla g id e r e b ilir. En nihayet bunlar k a p ita list üretim ta rz ın ın olm azsa olmaz u n su rla rı d e ğ il, y a ln ız ca onun "toplum sal k oşu lla ra " ya n sıy a n s o n u ç la r ıd ır ; onun ta r a fın dan b elirlen seler b ile, onun ken disi d e ğ ild ir le r. Bütün b ir b u rju va reformizmi bu yala n üzerinde y ü k selir. Çok daha önce ütopik so sy a listle r de b öyle düşünm üşlerdi. Fakat o n la rın k i b ir y a n ılg ıy d ı, ta rih sel bakım dan k a ç ın ıl

8 8 EKİM S a yı:4 maz, bu nedenle de h o şg örü lebilir b ir y a n ılg ı. Ama Marks, m ateryalist tarih a n la y ış ın ı g e liş tir e li, ve k a p ita list üretim sü recin i ta h lil ed eli b e ri, bu y a ln ız ca ik iyü zlü b ir b u rju va y a la n ıd ır. A rtı-d e ğ e r kavram ı bize k a p ita list üretim ta rz ın ın özünü, temel y a s a s ın ı v e r ir. Sömürü, d o la y ıs ıy la s ın ıfla r ve s ın ı f f a r k l ılık l a r ı, teorisyenim izin sa n d ı ğ ı g ib i, üretim ta rzı ta ra fın d a n y a r a tılan a y r ı b ir alanda d e ğ il, b izza t bu üretim sü recinin kendi için d e g erçek leşir. A rtı-d e ğ e r sömürüsü b ize ü cretli emek ve serm ayeyi, p roleta ry a ve b u rju v a z iy i v e r ir. Ve bu salt ik tisa d i b ir k a tegorid ir. S ın ıfla r ın, s ın ı f fa r k lılık la r ın ın oluşumu için ekonomik k oşu lla r katından "toplum sal k oşu lla r" k a tm a yükselmek gerekm ez; sömürü bu alt katta cereyan ed er, s ın ıfla r, s ın ı f fa r k lılık la r ı bu alt katta olu şu r. O üst katta, bu alt katta oluşmuş s ın ıfla r ın başka iliş k ile r i y a şa n ır. Buna, bu ik i s ın ıf a ra sın d a k i dişe d iş m ücadele de d a h ild ir. Fakat p roleta r ya b u rju v a z iy i d e v ir ip, elinden siy a s a l ik tid a r ı çekip almadan alt kattaki temel o la y la r, yani sömürü, ya n i s ın ıfla r ve s ın ı f f a r k l ılık l a r ı, bunun anlatım ı olan uzlaşm az çe lişk i olduğu g ib i devam ed er. Bir toplum sal devrim le son uçla n m adığı sü rece, üst kattaki o la y la r, alt kattaki o la y la r ın temel n ite liğ in i değiştirm ez; Y aln ızca n ic e liğ in i etk iler, ücretler a rta b ilir, kar o ra n la rı a z a la b ilir, ama s ı n ı f la r ve s ın ıf fa r k lılık la r ın d a ifa d esin i bulan temel iliş k i olduğu g ib i k a lır. Üst katta gerçekleşecek en demokratik b u rju va cum huriyeti, b u rju va ölçü ler için d e en a d il bölüşüm m ekanizm aları b ile, alt kattaki temel o la y ı, uzlaşm az s ın ıfla r ın v a r lığ ın ı ve bunlar a ra sın d a k i temel ik tisa d i iliş k iy i, sömürü iliş k is in i, sermaye ve ü cretli emek iliş k is in i, teorisy e nim izin ifa d e siy le "ekonomik k o şu lla rı" d eğiştirm ez. Marksizm ile b u rju va sosyalizm i ve b u rju v a sendikalizm i a ra sın d a k i uçurum budur işte. T eorisyenim iz, s ın ı fla r ı ve s ın ı f fa rk l ı l ı k l a r ı n ı, "üretim t a r z ı" n ın, toplumun ekonomik y a p ıs ın ın, toplum sal alt y a p ıs ı n ın d ış ın a atm akla, Marksizm ile b u rju va sosyalizm i a ra sın d a k i aşılm az uçurum a, çürük b ir köprü kurmaya k a lk ıy o r. Üstelik bunu, M arksist ta rih i m ateryalizm i bize izah etme id d ia sın d a k i b ir söylevde y a p ıy o r. Bu da mı b ir tesadüf? Mart 1981: Bize gerek li olan "A vrup a 'd a k i g ib i b ir b u rju va dem okrasisi o la c a k t ır."! (D.S esi, s a y ı: 12, "Yeni Bir A ra y ış m ı?") A ra lık 1983: Kapitalizm k a ld ırılm a d a n d a, "v e rg i a r tır ım ı" y olu y la "kom prador b u rju v a la rın k a r la rı ortadan k a l d ı r ı l ı r ", hayat p a h a llılığ ı g id e r ilir! (D.S esi, sayı: 31, B a şy a zı) Kasım 1984: S osyal-dem okratla rla, E cev it D SP'siyle dem okratik hedefim iz ortak t ı r, fa r k lılık la r ım ız "yöntem" a la n ın d a d ır. B iz, "dem okrasiyi elde etme yöntemindeki a y r ılık la r ı durmadan eleştireceğ iz.... Demokrasi tu ta rlı savunulm uyor, yöntem y a n lış t ır denilerek dem okrasi istey en lerle (E cevit D S P 'si!) ittifa k a g ir memek... te h lik e lid ir." (T eorisyen im izin, "DSP Broşürü" d iye b ilin en "T ü rk iy e'd e S iyasi Durum" b roşü rü, S.37-38) Ve Kasım 1987: A rkası k a çın ılm a z olarak b u rju va "bölüşüm kuram ı"na v a ra cak olan yu k ard ak i y a v a n lık la r. Burada b ir tesadüf d e ğ il, b u rju va teorik ö n y a rg ıla r la dolu b ir k a fa n ın, sık s ık b u rju va reformizmine k a p ı aralam ası söz konusudur. Y ukarıda verilen k aynakla ra dönüp b a k ılır s a görü lecektir k i, s ın ı f l a r ı ve s ın ı f fa r k lılık la r ın ı üretim ta rz ın ın d ış ın d a gören y u k a rıd a k i görü ş, D.Ses i'n in 3 1.s a y ıs ın ın b a ş y a z ıs ın d a savu nulan fa b ia n sosyalizm ina m a n tık lı b ir te o r ik -fe lse fi temel olu ştu ru yor. Ve elbette k i, "A v ru p a 'd a k i g ib i b ir b u rju va demokr a s is i" de, bunun s iy a sa l yönetim biçim i o la c a k tır. T a b ii, bu durumda "yöntem f a r k lılık la r ı" n ı gidererek, b u rju va reform istleriyle, bu u lv i ortak am açlar için ça lışm a n ın anlaşılm az b ir y a n ı da k a l m a yaca k tır. Bir kere daha belirtelim k i, kimsenin öznel n iy etlerin i ta rtışm ıy oru z. T eorisyenim izin n iy eti b elk i bu d e ğ il. Fakat teorik muhakemeler ve onun s iy a s a l sonuçla r ın ın söz konusu e d ild iğ i yerd e, "n iyet" değerlendirm e d ış ı tu tu lur. Bütün ünlü op ortü n istlerin (P leh an ov, K autsky, Martov, Adler v b.) h iç b iri kötü n iy e tli k işile r d e ğ ild ile r. Bu teorik sefaletin b ir in ci p erd esin i kapatmak için son ik i n ok tayı daha k ısa ca belirtm ek g erek iy or. İlk i y u k a r ı d aki "bölüşüm k u ram ı"n m b ir başka teorik yönünü olu ştu ru yor. H a tırla n a ca ğı g ib i, y a za rım ızın temel tezi, s ın ıfla r "üretim ta r z ı" içinde yer alm az, onun ta ra fın d a n b ir ik in cil ürün olarak y a ra t ı lı r l a r şek lin d e. Bu id ea list a n la y ış ve b a z ı siy a s i son u çla rı üzerinde duru ld u. E kleyeceğim iz y a n lız ca şudur: S ın ıfla r, "üretim ta r z ı" ta ra fın d a n d e ğ il, ü retici gü çlerin gelişim i ta ra fın d a n y a r a t ılır la r. S ın ıfla r ın bizzat k en d ileri, "üretim ta r z ı"n ın temel b ir öğesi olan üretim ilişk ile r in in tem silcileri ya da ifa d esi duru m u n dadırlar. Şu veya bu üretim ta r z ın ın, şu veya bu n itelikte oluşunu k arak terize ed erler. S ın ıfla r üretim ta r zın d an ancak b ir teorik soyutlam a ola ra k

9 Ocak 1988 EKİM 9 a y rı d ü şü n ü leb ilirler. Sermaye sa h ib i k a p ita listi çık a r d ın m ı, k a p ita list üretim ta rzın d an geriye ne k a lır? "Her şeyin pazar için üretilm esi" v b. k a lır şeklindeki y a v a n lık la r ancak ço cu k la rı eğlen d i r ir. T arih sel ola ra k düşünüldüğünde in sa n ın toplum sal üretim sü reci k esin tisizd ir. Bu k esin tisizliğ in motoru, kerteli gelişen ü retici g ü çle rd ir. Ü retici gü çlerin g e liş mesi tarih sahnesine s ın ıfla r ı ç ık a r ır, ve ü retici g ü çleri gelişm esinin b e lir li temel e v r e le r i, bu s ın ıfla r ın b e lir li b ir n itelik te olm a sın ı b e lir le r. Tarihsel sürecin b e lir li toplum sal evrelere, temel üretim ta rz la rın a bölünm esi bu sayede gerçek leş ir. "El değirm eni size feodal b e y li toplumu v e r ir ; b u h a rlı değirmen ise, s ın a i k a p ita list toplumu" (M arks). J.W eyd em eyer'e ünlü mektupta b elirtilen b ir in c i nokta da zaten b udur. ("Benim yeni olarak y a p tığ ım : I - S ın ıfla r ın v a r lığ ın ın ancak üretim inin gelişim indeki b e lir li ta rih sel evrelere b a ş lı o l d u ğ u..." ). Teorisyenim iz kesin tisiz olan ik tisa d i h arek eti, in sa n ın toplum sal üretim sü recin i, onun b e lir li b ir ta rz ı (tartışm a d a, k a p ita list üretim t a r z ı ) ile k a r ış t ır ıy o r. Ü cretli işçiy le üretim a r a ç la r ı sa h ib i b u r ju v a y ı ta rih sel ik tisa d i hareket y a ra t t ı, "k a p ita list üretim ta rz ı" d e ğ il. Kapita list üretim ta rz ı b u n la rın v a r lığ ın ı ön g e r e k tir ir, ve b u n la rın v a r lığ ıy la g erçek leşir gerçekleşm ez, "a y a k la r ı üzerine d oğru lu r doğrulm az" (M arks), ancak o zaman bu s ın ı f l a r ı, on la rın k a r ş ıt lığ ın ı g e liş tir ir, y a y a r, g e n e lle ştirir. K a p ita l'in sek izin ci kısm ın da "İlk e l Birikim " b a ş lığ ı a ltın d a bize başka ne a n la t ılır ki? ("Bu nedenle, k a p ita list sistemin yolunu açan sü reç, emekçinin elinden üretim a r a ç la r ı n ın s a h ip liğ in i alan süreçten b a şk a sı olam az; bu sü reç, b ir yandan toplum sal geçim a r a ç la r ın ı serm ayeye dönüştürür, öte yandan, doğrudan ü re ticile ri ü cretli em ekçilere dönüştürür. İlk e l birik im den i len şey, bu nedenle, ü reticiy i üretim a ra çla rın d a n a y ıra n ta rih sel süreçten başka b ir şey d e ğ ild ir. İlk el olarak görünür, çünkü, sermaye ve buna uygun düşen üretim ta rz ın ın ta rih -ön cesi aşamas ın ı o lu ştu ru r." s. 731) Ve son ola ra k : M arksist ta rih i materyalizm a d ı a ltın d a, b ize sunulan bütün bu te o r ik -fe lse fi y a v a n lık la r, gerçekte, "ekonomik k riz" olgusu ve bunun devrim ci s ın ı f ta ktik lerin in saptanm asında y eri ve rolü g ib i somut b ir sorundan kaynakland ığ ın a göre, s ın ı f l a r ı, s ın ıf iliş k ile r in i içerm eyen "ekonomik koşu lla r "d a, bu k rizin, neden ve n a s ıl y a ş a n d ığ ın ı anlatmak g ib i çetin b ir sorun, duruyor teorisyen im i- zin önünde. Biz k a p ita list ekonomik krizin tem elinde, b u rju va üretim iliş k ile r i, k a p i ta list s ın ıfın sermaye tekeli y a tıy o r sa n ıy ord u k. Teorisyenim iz, h a y ır, bunlar "ekonomik k oşu lla r"a girm ez, bunlar "toplum sal k oşu lla r" içinde yer a lır d ediğine göre, bu "toplum sal k o şu lla rı" da üretim ta rz ın ın ötesinde b ir şey olarak d ü şled i ğin e göre, evet, bu durumda, gerid e duran "ekonomik k oşu lla r" için d e, ekonomik k rizin neden ve n a s ıl doğduğunu a çık la m a sı gerek iy or. B- BU TOPLUMLARDA DEĞİŞKENLİĞİ "YARATAN" NEDİR? T eorisyenim izin, "M arksist düşünce sadece materyalizm d e ğ ild ir. T arihi materyalizm ve d iyalek tik m ateryalizm dir" b a ş lığ ı a ltın d a s öyled ik leri henüz bitmed i. Y azın ın g irişin e a k ta rd ığ ım ız b ölü mün hemen devam ında ek şeyler söylü y or. Bir kere daha sözünü kesmeden d in liy o ruz: "Toplum lar durağan d e ğ il, d eğişk en d ir. Bu d eğişk en liğ i yara ta n, s ın ı f fa r k lılık la r ı ve s ın ıf ç a tış m a s ıd ır. S ı- n ıfla r a r a s ı ç e liş k i, s ın ıfla r m ücadelesini y a r a tır. Bu çe lişk i uzlaşm az karakterde ise, s ın ıfla r a r a s ı m ücadele şid d eti için d e b a r ın d ır ır. S ın ıf m ücadelesinin b a ş la d ığ ı y e r, toplumun nesnel d e ğ il, öznel koşull a r ıd ır ve siy aset a la n ın a g ire r. 'T op lum sal h arek et'ten kastedilen s iy a s i harek ettir. H.F ıra t'a göre siy a set, 'n e sn e l' b ir o lg u d u r." ( s. 30) H.F ır a t'a göre neyin ne olduğu soru nunu şim dilik b ir yana b ır a k a lım, onu a y r ıc a göreceğiz. Önce şu sözlere yeniden b ak alım : "Toplum lar durağan d e ğ il, d eğ işk en d ir. Bu d eğişk en liğ i ya ra ta n, s ın ı f f a r k lılık la r ı ve s ın ıf ç a t ış m a s ıd ır." İlk b a k ış ta, doğru b ir iç e riğ in, üzerinde durmaya değmez kötü b ir form ü- lasyonu g ib i görünüyor. Ya d a, M arksist-leninist y a z ın d a, bizzat Marks ve L en in 'in kendisinde, çok görülen türden, bilim sel b ir gerçeğin doğru b ir form ülasyonuna benzer b ir izlenim v e r i y o r. Örneğin, "şim diye k adarki bütün toplum larm ta rih i (y a n i y a z ılı t a r ih ), s ın ı f sa v a şım la rı ta r ih id ir." (M anife s to ), ya d a, "d evrim ler, tarih in lo k om otifleridir" (F ra n sa 'd a S ın ıf Savaş ım la r ı), ya d a, "modern dönem b u rju vazin in eksik siz za feri d ö n e m i...- s ın ı f m ücadelesinin o la y la r ın itic i gücü oldu ğu nu (... ), daha b ir ç a r p ıc ılık la gösterm ektedir" (Lenin) v b. g ib i. Fakat bunun y a n lış b ir görüntü ve izlenim olduğunu a ç ık lık la b elirtelim. Bir kere, bu görüş b ize, ta rih in M arksist-m ateryalist a n la y ış ı a d ın a, b ir genelleme olarak sunuluyor, bu b ir. Daha

10 10 EKİM Sayı: 4 önceki tartışm am ızda ve bizzat kendi sözlerinden görmüş bulunduğumuz g ib i, teorisyenim iz, " s ın ıfla r ı ve s ın ıfla r a ra sın d a k i ç e liş k ile r i7', üretim ta rz ın ın d ı - şın d a ve üstünde, a slın d a, toplum sal ü styapıd a n başka b ir şey olm ayan b ir alanda görü yor, bu ik i. Teorisyenim izin kendi a n la y ış ın a göre ve kendi o rijin a l term in olojisin d e, toplum sal hareket y a l n ız c a siy a sa l h arekettir ( s ı n ıf m ücadeles id ir ) ve "öznel k o şu lla rı" a n la tır, bu ü ç. Bu üçüncüsünün b ir u z a n tısı ola ra k, ve daha sonra göreceğim iz g ib i, te o risy e - nimize göre, " s ın ıf m ücadelesinin kendisi insan ira desin in ü rü n ü d ü r... S iy a s e t... insan b ilin cin in ürünüdür. İnsan b ilin c i nin d ış ın d a s iy a s i süreç olmaz" (s. 31), bu da d ört. Bu dört temel noktanın ış ığ ın d a ele a lın d ığ ın d a, teorisyenim izin formülü y a l n ız ca id ea list b ir s a çm a lık tır. Z ira bu durum da, bu formüle göre, toplum sal değişm eyi yaratan etkenler, insan b ilin c i ne ve ira desin e ta b i "özn el" etk en lerd ir. Ona bu id e a list içe r iğ i k aza ndıra n son üç n ok tayı burada b ir yana b ır a k a lım. B unlardan İk in cisin i daha önce in celed ik ; son ik isin i ise, tartışm am ızın daha ile r ik i bölüm lerinde inceleme o la n a ğ ı b u la c a ğ ız. Biz burada y a ln ız c a, b ir an iç in, sanki son üç nokta yokm uşçasına y u k a rıd a k i formülü ele a la c a ğ ız. Teorisyenim izin k a z a n d ır d ığ ı id ea list içeriğin d en a r ın d ır ıls a b ile, "toplum lar durağan d eğil d eğişk en d ir. Bu d e ğ iş k e n liğ i y a ra ta n, s ın ı f fa r k lılık la r ı ve s ın ıf ça tış m a s ıd ır " genel form ülü, tarih in M arksist m ateryalist a n la y ış ı a d ın a yine de ile r i sürülem ezdi. Z ira bu ta k d ird e, Marksizm ta rih sel gelişm eyi izah etmekte eksik ve yetersiz k a lır d ı. Bir zam anlar, ilk el toplum larda ne " s ın ıf f a r k l ıl ı k l a r ı", d o la y ıs ıy la ne de s ın ı f ça tışm a la rı v a r d ı. Fakat buna rağmen bu toplum lar durağan k alm adı, d e ğ iş ti. Bu d eğişk en lik k esin tisiz olarak sü rd ü, insan toplumunu tarih in b ir d izi evresinden geçirerek, bugüne g e tird i. Ve bu gün, b iz le r, kom ünistler, s ın ıfla r ın, d o la y ıs ıy la da s ın ıf ça tışm a la rın ın olmad ığ ı b ir toplum için, geleceğin komünist toplumu için m ücadele e d iyoru z, ve bu günkü ta rih sel toplum sal h areketin, s ın ı f la r ın ve s ın ı f ça tışm a la rın ın olm a d ığ ı geleceğ in o komünist toplumuna k a ç ın ılmaz olarak v a r a c a ğ ın ı d a, bilim in sayesinde b iliy o r u z. Peki, s ın ıfla r ı ve s ın ıf ça tışm a la rın ın olm a d ığ ı gelceğin o komünist toplum unda, toplum ta rih sel hareketi y itir ip d u rağan laşacak mı? Devrimci d iy a lek tiğin temel hareket y a s a s ı olan ç e liş me, o toplum da olm ayacak mı? Nitekim, b u rju va id e o lo g la r ı, Marksist teorin in özü demek olan s ın ı f m ücadelesi te o risini gözden düşürmek için ucuz spek ü la syon la ra b a şv u ru rla r, M arksist dünya görüşünün ç e liş k ili ve tu ta rsız olduğunu id d ia e d erle r. Bir kalem sürçm e sin d en, b ir d ik k atsizlik ten başka b ir şey olm ayan b ir kelime atlam ası üzerine -k i buna sonra d e ğ in e ceğiz-, dem agojik f ı r t ı n a la r koparan teorisyenim izin k en d isi, M arksist m ateryalist tarih a n la y ış ı a d ı n a, b u rju va id e o lo g la rın a, Marksizmin s ın ı f m ücadelesi te orisin i gözden düşürecek b ir sürü formül sunuyor, bu a yn ı y a z ıs ın d a. O kimi yerde id ea list ira d e ciliğ in doruğunda, kimi yerde mekanik ve kaba m ateryalizm in d ip siz çu k u ru n d a d ır. Bunun örn ek lerin i çok gördük, ve daha çok g öreceğiz. Daha önce b ir bölümü a k ta rıla n ta rih i "Önsöz"de sorunun kendisi çok a çık konmuştur; ve Marks, teorisyenim iz türünden id e a listle ri *'değişm eyi ya ra ta n " temel etkenin ne olduğu konusunda önemle u y a r ır. Her şeyden önce şunu belirtm ek gerek ir k i, M arksist dünya görü şü, toplumu ve toplum sal değişim i b ir bütün olarak k a v ra r. Toplumsal değişm eyi tek tek etkenlerle d eğil tüm etkenlerin k a r ş ılık lı iliş k is i ve etkileşim i için d e, d iyalek tik b ir liğ i içinde k a v ra r. Fakat söze, "toplum lar durağan d e ğ il, d eğişk en d ir. Bu d eğişk en liğ i yara ta n " şeklinde b a ş la n d ı ğ ın d a, h içb ir gerçek M arksist, sözün d evam ını teorisyenim iz g ib i getirm ez. Z ira s ın ı f m ücadelesinin k en d isi, teorisyenim i zin s a n d ığ ı g ib i insan b ilin cin in d e ğ il, toplumun m a d d i-ik tisa d i k o şu lla rın ın ürünüdür. Bu m ücadelenin genel ta rih sel yönü ve temel iç e r iğ i, insan b ilin c i ta ra fın d a n d e ğ il, bu m a d d i-ik tisa d i k o - şu lla rca b e lir le n ir. Ve bu m a d d i-ik tisa d i k oşu lla r d a, söz konusu olan s ı n ı f l ı toplum lar olduğuna göre, s ı n ı f l a r ı, uzlaşm az s ın ı f k a r ş ıt lık la r ın ı iç e r ir, ama on la ra indirgenm ez. "Toplum lar durağan d e ğ il, d eğişkend ir." Bu d eğişk en liğ i "yara ta n " temel unsur, son ta h lild e, toplum sal üretim sü re cid ir. Bu nedenledir k i, bu değişm e, s ın ıfla r ın ve d o la y ıs ıy la da s ın ı f ç a tış m a la rın ın bulu n m ad ığı b ir ta rih sel evrede (ilk e l komünal toplum lar) meydana g e ld iğ i g ib i, s ın ıfla r ın, s ın ı f ça tışm a la r ın ın olm ayacağı b ir ta rih sel evrede de (geleceğin komünist toplumu) k esin tisiz sü recek tir. Toplumsal üretim sü reci, çelişm eli b ir s ü reçtir. Bu sürecin motoru, "en h areketli ve en devrim ci unsuru" kerteli gelişen ü retici g ü çle rd ir. Ü retici gü çlerdek i her temel değişim, er veya g eç, mevcut üretim ilişk ile rin d e kendine uygun b ir değişim i z o rla r. Bu zorunluluk, üretim iliş k ile r i ile ü retici gü çlerin n ite liğ i a ra sın d a k i

11 Ocak 1988 EKİM 11 zorunlu uygunluk ekonomik y a sa sın d a ifa d esin i b u lu r. İlk el toplumun b a ğ rın d a gelişen ü retic i g ü çler, gelişm elerinin b e lir li b ir evresin d e, bu evreye uygun düşen üretim ilişk ile rin in ifa d esi olarak tarih sahnesine s ın ı fla r ı ç ık a r d ıla r. Ü retici gü çlerin bu g elişim i, toplumu, ç ık a r la r ı b irb irin e taban tabana z ıt antagonist s ın ıfla r a b öld ü. Ç ık a rla rın bu antagonizm ası s ın ıf ça tışm a la rın a, toplum sal s ın ıfla r a ra sın da uzlaşm az m ücadelelere yol a ç tı. İşte o zamandan b e rid ir k i, "şim diye k ad arki bütün toplum ların ta rih i, s ın ı f savaşım la r ı ta r ih id ir." (M anifesto) Fakat bu ta rih sel gerçek b ize, değişm eyi "ya ra ta n " etkenden söz ettiğim iz her anda, eğer M arksist isek, "bizim a n la y ışım ız a göre, tarih in bütün ça tışm a la rın ın kökeni üretic i gü çler ile iliş k i ta rz ı a ra sın d a k i ç e liş k id ir" (M arks-e ngels, Alman İd eolojis i) gerçeğ in i de, b ir an b ile unutturmaz. M arksist tarih a n la y ış ın ın m ateryalist temeli b udur. S ın ıf m ücadelesine m ateryalist ve id ea list y a k la şım la rın temel ayrım ç iz g is i b udur. Marksizme göre, toplum sal gelişm eyi n ih a i ola ra k b e lirle y e n, ü retici gü çler ile üretim iliş k ile r i a ra sın d a k i çelişm ed ir. Bu çelişm e, s ı n ı f l ı toplum larda, temel s ın ı f la r a ra sın d a k i k a r şıtlık ta ifa d esin i bulu r. Örneğin k a p ita list toplum da, "toplum sal üretim ile k a p ita list temellük a ra sın daki çe liş k i, kendini p ro le ta ry a -b u rju v a zi k a r ş ıt lığ ı olarak gösterir" (A n ti- D ühring). Toplumsal değişim in n ih a i nedeni ve temeli olan bu çe liş k i, toplumun b a ğ rın d a uç veren s ın ıf m ücadelesinin gerçek tem elidir. S ın ıfla r m ücadelesi, son ta h lild e, bu çelişk in in b e sle d iğ i toplum sal değişim sorunu e tra fın d a, bu değişim in h ız la n d ır ılm a s ı ile engellenm esi ya da hiç d eğilse y a v a şla tılm a sı sorunu e tr a fın da o d a k la ş ır. Bu m ücadele, eski üretim iliş k ile r in i yıkm akta ç ık a r ı olan s ın ıf ya da s ın ıfla r la, bu üretim ilişk ile rin in tem silcisi ve t a ş ı y ı c ı s ı olan s ın ıf ya da s ın ıfla r a ra sın d a y a ş a n ır. Toplumun m addi-ekonom ik tem elindeki çelişm enin b e lir le d iğ i devrim ci s ın ı f m ücadelesi, bu çelişm eyi çözmenin b ir ic ik a ra cı olu r. Devrim ler bu m ücadelenin tepe n o k ta la rıd ır ; değişim y a n lıs ı s ın ıf ya da s ın ıfla r ın, değişim k a r ş ıtı s ın ıf ya da s ın ıfla r ı zor y olu y la devirm elerinde, ve b öylece, toplumun tem elindeki değişim in önünü a ça ra k, ona bütün son u çla rın a va ra ca k k o şu lla rı h a zırla m a la rın d a, bu değişm eye görülm edik b ir h ız k aza n d ırm a la rın da ifa d e le rin i b u lu rla r. S ın ıf m ücadelesinin ta rih sel evrim in itic i gücü olm a sın ın, ve bu evrim in, sıçra m a lı gelişm esini devrim lerde bulmas ın ın özü ve esa sı b udur. Toplumsal b ir devrim in maddi tem eli, yen i ü re tici gü ç lerle eski üretim iliş k ile r i a ra sın d a en yüksek derecesine varm ış çelişm e ve ça tışm a d ır. Devrimin am acı bu çelişm e ve ça tışm a y ı zor yolu y la çözm ektir. Bu çözümü sağlam akla devrim, ta rih sel e v r i me muazzam b ir gelişm e gücü ve h ız ı k a z a n d ır ır. İşte bu nedenle, "devrim ler tarih in lo k o m o tifle rid ir". Özet ola ra k, toplum sal gelişm eyi n ih ai olarak b elirleyen ü retici gü çler ile üretim iliş k ile r i a ra sın d a k i çelişm e, s ı n ı f l ı toplum larda, temel s ın ıfla r a ra sın d a k i k a r ş ıtlık ta ifa d esin i bulu r ve uzlaşm az s ın ı f m ücadelelerine yol a ça r, ve ancak zor y o lu y la, devrim le çözü lü r. Ama bu y a ln ız ca ta rih sel evrim in s ı n ı f l ı toplum lar dönemine özgü d ür. Geleceğin komünist toplumunda s ın ı f k a r ş ıtlık la r ı ve m ücadelesi olm ayacak tır ama, bu söz konusu çelişm e toplum sal evrim in temeli olarak yine v a r o la c a k tır. Zorunluluk d ünyasından özgürlük d ü n y asın a sıçra m ış ve toplum sal üretim sü reci üzerinde b ilin ç li egem enliğini kurmuş, eşit ve özgü r ü reticilerd en oluşan geleceğin komünist toplumu, ü retici gü çlerd ek i gelişm eyi sü rek li izleyerek, kendi üretim ilişk ile rin d e buna uygun değişim i her seferin de b ilin ç li olarak g erçek leştirecek tir. Bu nedenle d e, bu çelişm enin y a ra t t ı ğ ı toplum sal evrim hep b a r ış ç ıl ve b ilin ç li o la c a k tır. Ü retici gü çler ile üretim iliş k ile r i a ra sın d a k i çelişm enin, s ı n ı f l ı toplum larda s ın ı f k a r ş ıtlık la r ın d a ifa d e bulm ası ile, onun toplum ta rih i a çısın d a n sü rek li n ite liğ in i b irb irin e k a r ış tır a n, ve s ın ı f k a r ş ıt lık la r ı kalkacak d iye bu çelişm enin de yok o la c a ğ ın sanan Buharin!e, L en in 1- in söyle d ik le ri ş u n la rd ır: "Tamamen ya n l ı ş. A y k ır ılık ( s ı n ıf a y k ı r ı l ı ğ ı - H.F.) ve çelişm e a sla a yn ı şeyler d e ğ ild ir. Sosyalizm de b ir in c is i yok o la ca k, fakat İk in cisi k a la c a k tır." (Aktaran: Georges G ogniot) D.S esi'n in teorisyen y a z a r ın ın formülü, B u harin 1in görüşüne çok b en ziy or. İlg in ç olan bunun tek b en zerlik olm am asıd ır. Örneğin Buharin de, tıp k ı teorisyenimiz g ib i, toplum sal üretim sü recin i salt teknik b ir sürece in d irg iy o r, üretim ilişk ile r in in v a r lığ ın ı ve bu ilişk ile r in toplum sal ekonomik temeli oluşturduğunu unutuyordu (S talin, Son Y a z ıla r ). Buhar in 'e h a k sız lık etmemek ve onu bizim ça p sız teorisyenim izle a yn ı düzeye düşürmemek için belirtm ek gerek iyor; Buharin bu y a n lış l ı ğ ı, y a n lız ca sosy a list toplum için y a p ıy o rd u. Çelişmenin ortadan k alk t ı ğ ı n ı düşünmesi de b u n d a n d ı. A y r ıc a, s ın ı fla r ı ve s ın ı f k a r ş ıt lık la r ın ı üretim ta rz ın ın d ış ın d a düşünmek şek lin d ek i, teorisyenim ize has id ea list y a v a n lık la r

12 12 EKİM Sayı: 4 d a, elbette Buharin ça p ın d a b ir te o r is - yende yoktu, olam a zdı. Teorisyenim iz, " toplum sal h arek et'ten kastedilen s iy a s i harekettir" b u y u ru yor. Öyle mi d ersin iz? Öyle olup o lm a d ığ ın ı daha sonra b irlik te göreceğiz. C - PASİFİZMİN TEORİSİ NASIL YAPILIR? T eorisyenim izin, daha doğrusu bu a yn ı siy a s a l gruba mensup teorisy en lerim izin, kötü b ir a lış k a n lığ ı v a r. S iyasal hasırlıla r ın ın ya da id eolojik tartışm alard a muhatap a ld ık la r ı k işilerin g örü şlerin i eleştirm ek y erin e, çoğu kere k eyfi olarak on la ra mal ettik leri düşünceleri e le ş tirirle r. Bu a lış k a n lık a yn ı zamanda b ir "yöntem "dir de. Önce kafanda b a z ı h a y a li düşünceler y a r a tır s ın, sonra b u n la rı tırn a k içine a larak m uhatabının görü şleri olarak su n a rsın, ve sonra d a, kendi im alatın olan bu görüşlere very a n sın ed ersin! Şimdiki teorisyen m uhatabım ız, bu kötü a lış k a n lığ ı ifra ta v a r d ır ıy o r. Beş s a y fa lık y a z ıs ın d a y a ln ız ca b ir yerde benim görüşlerim i doğru a k ta rıy o r. Fakat eleştirm ek için y a p t ığ ı bu b ir ic ik doğru aktarm ada, s a ld ır d ığ ı görü şlerin bana d e ğ il, L en in 'e ve S ta lin 'e ait olduğunu, yani teorisyenim izin b a lta y ı taşa vurduğunu görmek için b ira z daha sabred elim. Teorisyenim izin yöntemi ü zerine daha sonra da söyleyecek lerim iz o la ca k. Şim dilik şu k a d a rın ı belirtelim k i, bu y a ln ız ca a c iz lik tir. Z ira b u, k işin in, k a rşısın d a k in in gerçek düşünceleri k a r ş ı sın d a ça resiz olduğunu, on la rla s a v a ş a - m a d ığ ın ı, bu nedenle de y a p a y, kendi ç a p s ız lığ ın a uygu n, b izzat kendi im alatı görü şleri kendine hedef seçtiğ in i g österir. Bu a cizlik ürünü d a v r a n ış ın a yn ı zamand a, b ir id eolojik mücadele a h la k ı yoksunlu ğ u, dosdoğru söylemek gerek irse, s iy a sa l a h la k s ız lık olduğunu da eklemek gerek iy or. Şöyle b ir düşünün; önünüzde b ir y a z ı v a r. "İs tik ra r ola n a k lı m ıd ır?" b a ş lığ ın ı ta şıy a n bu y a z ı (Ekim, S a y ı: 2, Kasım 87), boydan b o y a, b a ş lık haline g e tir ilmiş bu soruyu t a r tış ıy o r. Ve T ü rk iy e 'd e, serm aye düzeninin is te d iğ i, umut e ttiğ i is tik r a r ı b u la m a y a ca ğ ın ı, nesnel k oşu lla r ın, o la y la r ın nesnel a k ış ın ın ü lk eyi b ir devrim ci bunalım a h a z ır la n d ığ ın ı, daha şim diden bunun b ir d izi b e lirtisin in ortaya ç ı k t ığ ın ı, y a z ıs ın ın ana fik ri olarak iş liy o r. "S iyasal Cephede Durum" a r a b a ş lığ ı a ltın d a, şu n la rı da söylü y or: "Bu durumda çatışm a k a ç ın ılm a z d ır... y ığ ın la r d a k i sessizlik de tahammül s ın ır la r ın ı çoktan a şm ıştır. Bütün bunlar s iy a sa l bunalım ı daha geniş b ir temel üzerinde yeniden üretm ektedir. Ve y a k ın gelecekte 12 E ylül öncesi dönemden çok daha şid d e tli, çok daha geniş ve derin yaşan acak b ir s iy a s a l bunalım ın b ir çok öğesi daha şimdiden b e lirg in leşm iştir. İş çi s ı n ı f ı s a fla rın d a k i derin hoşnutsuzluk ve ortaya çık a n ilk k ıp ır d a n ış la r, Kürt h a lk ın ın b elirg in leşen ulu sal istem leri, K ürdista n daki s ila h lı m ücadele, öğren ci g en çliğin huzursuzluğu, s iy a sa l tu tu k lu la rm d ire n işle ri ve toplum daki y a n k ıla r ı, h alk ın güçlenen dem okratik istem leri, an a ya sa t a r t ış m a la r ı..." Ve y a z ı, "öte yandan da" diyerek k arşı-d ev rim cep h esin i, devam ında ise, b ölgesel ve u lu s la ra ra sı ç e ş itli etkenleri s ır a lıy o r ve ta r t ış ıy o r. Sonra y a z ın ın tt- "Kom ünistlerin Görevle r i" şeklindeki üçüncü a r a b a ş lığ ı g e liy o r. Bu b a ş lık aynen şu cüm lelerle b a ş lıy o r: "Yukardan b eri söylenenler her d evrim ciyi iyim ser k ıla c a k b ir tabloyu olu ştu ru y or. Ö yledir; Türkiye k ap italizm i nin y a ş a d ığ ı köklü ve çözümsüz soru n lara, b u rju va zin in siy a sa l a çm a zla rın a, iş ç i hareketindeki ilk gelişm elere ve Kürt h a lk ın ın d ış a vurm aya b aşla yan birikm iş öfkesine b a k ıp iyim ser olmamak için h içb ir neden y ok tu r." Y azın ın b u ra sın d a, devrim in nesnel k oşu lla rı ile öznel k o şu lla rı a ra sın d a k i b a ğ ın tıy a, M arksist-leninist devrim teorisinin evrensel değer ta şıy a n bu en c a n a lıc ı sorununa s ır a g eld iğ in d e, bu konuda, Lenin ve S ta lin 'in içiçe olan g örü şlerin i aktarmak için şöyle b ir b a ğ la n tı cüm lesi k uruluyor: "Ne v a r k i, devrim in k endiliğinden gelm eyeceği, onu adım adım, santim santim h a z ır la y ıp kazanmak gerek tiğ in i Marksizm hep vu rgu la m ış tır : 'Devrimin zaferi h içb ir zaman k en diliğin den gelmez. Onu hazırlam ak ve ele geçirm ek, kazanmak g erek ir. Ve onu h a zırla y a b ile ce k ve k azanabilecek olan da y a n lız, devrim ci b ir p roleta rya p a r tis i d i r... ' Stalin ve L enin'den y a p ıla n bu içiçe a lın t ı koca b ir sa y fa olarak sürüy o r. İşte b u ra d a, Stalin ve L en in 'e sözü bırakm ak a m acıyla kurulan, ve gerçekte, S ta lin 'in ilk ik i cüm lesinin tek ra rın dan b aşka b ir şey olmayan b a ğ la n tı cüm lesindeki kalem sürçm esi ("devrim in zaferin in k en diliğin den gelm eyeceği" yerin e, "d e v r i min ken diliğin den gelm eyeceği" ifa d e s i) ü zerine, teorisyenim iz, beni ta h rif a t ç ılık la su çlu y or. İy i ama benimki y a n lız ca b ir g iriş cüm lesi, a rd ın d an L en in 'in ve S ta lin 'in görü şleri tam sa y fa halinde v e r iliy o r ; hiç böyle ta h rifa t görülmüş müdür? Öte yandan, "İk tis a d i-s o s y a l-s iy a - sal dinam iklerin T ü r k iy e 'y i devrim ci b ir bunalım a h a z ır la d ığ ı" ( s. 22) fik r i, benim y a zım ın temel fik r i. Bunu anlamak için

13 Ocak 1988 EKİM 13 ortalam a b ir okuyucu olmak y e te r li. G eriye, devrim in "nesnel" ve "özn el" k o şu lla rı kavram ları k a lıy o r. T eorisyen i- mizin bu kavram lardan h içb ir şey a n la m a d ığ ın ı a y r ıc a g öreceğ iz. Fakat o beni y a n lız ca ta h r ifa tç ılık la da su çla m ıyor, daha önem lisi, aynen şu n la rı söylü y or: "H.F ıra t, iş ç i ve emekç ile r henüz bunlardan çok uzak olduğu iç in, ya k ın b ir dönemde' şid d etli b ir ça tışm aya girilm esin i beklememek g erek tiğ i ahkam ını k e siy o r". Oysa yeniden ok u yalım, bakalım ne d iyor H.F ıra t: "Bu durumda çatışm a k a ç ın ılm a z d ır... Bütün b u n lar siy a sa l b unalım ı daha geniş b ir temelde yeniden üretm ektedir. Ve ya k ın gelecekte 12 Eylül öncesi dönemden çok daha ş id d e tli, çok daha geniş ve derin y aşan acak b ir s iy a sa l bunalım ın b ir çok öğesi daha şimdiden b e lirg in le ş m iştir." H.F ır a t'ın y a z ıs ın ın ana fik r i, H.F ı r a t 'a k a rşı k u lla n ılıy o r ve bunun a d ı da id eolojik mücadele olu y or. Ve en iy i, TD K P'lilerin t a n ıd ığ ı bu "k öylü " k a fa lı DSP kuyrukçusu, k a lk ıp d evrim cileri p a s i- fizmin teorisin i yapm akla su çlu y or. H. F ıra t, b u rju vazin in a çm a zla rın ın y a n ıs ır a, iş ç i hareketinde, Kürt u lu sal hareketinde, ve öğren ci hareketindeki gelişm eleri örnek g ö ste rip, her d evrim ciyi iyim ser k ıla ca k o lg u la ra parmak b a sa ra k, kom ünistleri ve d evrim cileri "zor"u b a ş a r m aya, k itlelerin hareketinin gerisinde kalm ayarak, devrim in zaferin i h azırlam a ya ç a ğ ır ıy o r. Bunun a d ı "p a s if izmin teorisi" olu y or. Fakat teorisyenim izin sözü edilen y a z ıs ın d a yer a la n, k itle h areketin in, tabandaki birikim ve gelişm elerin n ab zın * kaybetm enin göstergesi şu sü bjek tif y a v eler "aktivizm in teorisi" olu y or, d in leyelim : "Y asal grevlerin y a ygın la şm a s ı ve grev teh d itleri, işçile rin ü cretlerin i ve sosy a l h a k la r ın ı a r t ır d ı. Böylece işçile rd e daha çetin m ücadeleler için birikm iş olan p ota n siy eli eritmeye b a ş la d ı. " (D.S esi, s a y ı 59, s. 28) P a sif izmin teorisi a s ıl b öyle y a p ı l ır! İşçile rin ücretlerin in ve sosy a l h a k la r ı n ın a r ttığ ın ı ve b öylece on la rın sükûnete g ir d iğ in i, bugün, iş ç ile r i satan T ürk- I ş 'in hain sendika a ğ a la r ı b ile ile r i sürem iyor, ama dünün bu DSP kuyrukçusu ile r i sü re b iliy o r. İşçile r b ir takım h aklar a lıp sa k in leştiğ in e göre, teorisyenim ize de, son yed i y ı l d ı r y a p t ığ ın ı yapm ak, k o lla r ın ı kavuşturup beklemek k a lıy o r. Teorisyenim iz pasifizm in teorisin i ilk kez yapm ıyor. O daha önce de, y ığ ın la r daki hoşnutsuzluğun b ir devrim ci k ıp ır - d a n ış ı m a y a la d ığ ı, işçi s ın ıfın ın hoşnutsuzluğunun ilk b e lir tile r iy le ortaya ç ı k t ı ğ ı b ir dönemde de (1984 son u ), "toplum sağa k a y m ıştır", "faşizm in k itle temeli g en işlem iştir", "rejim oturm uştur" v b. bilim sel olm ayan g e rici görü şleriy le p a sifizm in teorisin i y a p m ıştı. (Bkz. Kasım 1984 ta rih li DSP b ro ş ü rü ). Kendi umutsuzluğunun ve y ığ ın la r a in a n ç s ız lığ ın ın ifa d e si bu g e rici teorilerin siy a s a l sonuçl a r ı, onu DSP kuyrukçuluğunu teorize etmeye götürm üştü. Bugün, dünkü re fo r mist d a lk a v u k la rın ın b ile "yen i F ey zioğlu " diyerek a ş ır ı g e rici düzen y a n lıs ı d a v r a n ış la rın a parmak b a s t ığ ı Ecevit ve DSP'si hakkın d a b a k ın teorisyenim iz daha ön celeri neler d iyord u : "Demek k i, b u rju va dem okrasisinden yana olm ak, dem okrasi düşm anı faşizm ve g e r ic iliğ i ta sfiy e edip demokratik hak ve özgü rlü k lerin f i i l i ola ra k kaza nılm asın a b a ğ l ıd ı r." "Ecevit ve çevresi 12 E ylül d a rb esi sonucu kısmen bu gerçeğ i anlam aya b a ş la d ıla r. ' Demokrasi tepeden inme v e - rilm ez, a şa ğıd a n y u k a rıy a elde e d ilir ' görü şleri savunulm aya ç a l ı ş ı l ı y o r... " ( s. 33) "Faşizm i 'dönüşüm cü' (bu söz reform ist dememeye özen g ö ste rild iğ i için k u lla n ılıy o r. H.F.) y o lla rla ta sfiy e etmeye amaçla y a n la rın bu y a n ılg ıla r ın a rağmen onla r la dem okrasiyi savunma konusunda b ir le ş e b ilir iz. Bundan ötürü henüz k urulma aşam asında olan DSP hareketine k a rşı ilg is iz k alm a m alıyız. Demokrasi ta le b in i savunma konusunda b ir lik te hareket etmenin y o lla r ın ı a r a m a lıy ız." ( s. 63, a b ç.) E ce v it'in reform ist dem agojilerinin bu reform ist ta sfiy e ci y a n k ıla r ı, "T ü rk iy e'd e S iyasi Durum" b a ş lık lı ve TDKP-MK imzal ı, teorisyenim izin kaleminden çıkm a broşürde yer a lıy o r. K ü çük-bu rju va popülizm i ve onun d evrim te o risi, uygun koşu lla rd a teslim iyetin ve b u rju va kuyrukçuluğunun teorisin e, ve "b u rju v a dem okrasisi" program ın a, işte b öyle dönüşür. Bu durum, öteki te o risy e - n in, Z. Ekrem 'in dikkatine ö zellik le sunulu r. Geçmeden şunu da ekleyelim, y u k a rıd a a d ı geçen b roşü rd e, b ir yandan E ce v it'e bu dem okrasi s a v a ş ç ıs ı p a y eleri b iç ilir ken, öte yandan PKK'nın yürüttüğü g e r illa m ücadelesi, "T ürkiye K ü r d ista n ı'- ndaki p rovakasyon " hareketi d iye k a ra la n ıy o rd u. Bugün, kendi ta b a n ın a, kamuoyu n a, y ığ ın la r a h içb ir açıklam a ya p ılm a d an, oportünist b ir torn ista n la, a yn ı hareketin övgüsü y a p ılıy o r. (D.S esi, s a y ı 58) Ya "L eninist siy a sa l cid d iy et"? Ama o k ü çü k -b u rju v a popülizm ine özgü d eğil k i! Burada söyled ik lerim iz, "pasifizm in teorisi n a s ıl y a p ılır " sorusuna, y a ln ız c a b ir ilk g iriş n ite liğ in d e. Pasifizm in teorisin in n a s ıl y a p ı l d ı ğ ı n ı, b iz a s ıl, öznel ve nesnel sü reçler, k en diliğin den hareket ve b ilin ç, s ın ı f ve ön d erlik, devrim in nesnel ve öznel k o şu lla rı v b.

14 14 EKİM S a yı:4 s o ru n la rı, teorisyenim izin bu soru n la rla ilg i li g örü şlerin i ele a lırk en g öreceğ iz. D SİYASAL SÜREÇLER ÖZNEL SÜREÇLER MİDİR? Teorisyenim izin teorik y a v a n lık la r ım incelem eyi sürdürüyoruz. Yeni a k ta rm a yı, sözlerin in bütünlüğü kaybolm asın d iy e, daha önce y a p tığ ım ız aktarm anın son cüm lelerini yineleyerek y a p ıy o r u z: "S ın ıfla r m ücadelesinin b a ş la d ığ ı y er, toplumun nesnel d e ğ il, öznel k o ş u lla r ıd ır ve siy aset a la n ın a g ire r. 'Toplum sal h arek et'ten kastedilen siy a s i h arek ettir. H.F ır a t'a göre siyaset 'n e sn e l' b ir olg u d u r: 'Toplum sal hareketin nesnel yönü y a ln ız c a, onun ekonomik temeli d e ğ ild ir. Toplumda süren s ın ıf ça tışm a la r ı, p roleta ry a n ın ve d iğer emekçi s ın ıfla r ın k en diliğin den hareketleri v b. bunlar da hareketin insan iradesinden b a ğ ım sız, b e lir li y a s a la r ın a göre gelişen nesnel y a n ım olu ştu ru r' d iye buyuruyor H.F ıra t" ( s. 30). Ve b ir örnekle devam ed iyor teorisyenim iz: "Y ani, b u rju v a ziy e k a rşı ücret ta le b iy le greve giden işçin in eylem inin, onun mevcut b ilin cin d en b a ğım sız oluştuğunu s ö y le y e b iliy o r." Aradan geçen 90 seneye rağm en, yine o ünlü "g revci iş ç i" örn eğ i! Tüm ekonom istlerin ve k u y ru k çu la rm ın k a fa s ı, demek k i, örnekler verirken b ile, aynı şekilde ç a lış ıy o r. T ıp k ı p opülist devrim ve p a rti a n la y ış ın ı h ak lı göstermek için, TKP-ML Hareketi y ö n eticileriy le Z.E k rem '- in, b irb irin d en b a ğ ım sız ve h abersiz şu ayn ı "A rnavutluk" örn eğin i kullanm aları g ib i. K endiliğinden hareket ve s ın ıf b ilin c i sorununu ta rtış ır k e n, bu ünlü "g re v ci iş ç i" örn eğin i ele alma o la n a ğ ı b u la c a ğ ız. Biz şimdi teorisyenim ize dönelim ve onu b ira z daha din leyelim : "İş ç i s ın ıfın ın kendiliğinden mücadelesin in komünist p a rtisin in ira d esi d ış ın da ve ondan b a ğ ım sız olarak ortaya çık m a s ı, onun b ir nesnel olgu olduğunu gösterm ez." "'B u ik tisa d i temel üzerinde oluşan s m ı f m ücadeleleri, s iy a si sü reçler, kendiliğin d en s ın ıf h areketleri v b. de tek tek s ın ıfla r ın iradesinden b a ğ ım sız nesnel s ü re çle rd ir1 diyen H.F ıra t, toplum sal olarak öznel olan k o ş u lla r ı, nesnel sürecin için e s o k a b iliy o r." ( s. 31) Umarız, teorisyenim izin kelamı yeterli a ç ık lık ta a n la ş ılm ış tır. O halde şimdi s ır a b izd e. S ta lin 'in "Strateji ve Taktik" isim li, b ir d izi makaleden oluşa n, derleme b ir k ita b ı v a r. Gerçi revizyon istler, T roçk istle r v e, 12 E ylül döneminin ürünü yen i K autskistler öyle düşünmezler ama, bütün M arksistler ve gerçek devrim ciler b ilir le r k i, stra te ji ve taktik soru n la rı söz konusu olduğunda ilk b aşvu ru lacak eserlerden b ir id ir bu k ita p. Kişi eğer çalakalem yazan "k öylü " k a fa lı b ir teori k alp a zan ı d eğil de, a sg a ri sorumluluk sa h ib i b ir devrim ciyse, stra teji ve taktik s o ru n la rıy la, devrim ci p roleta rya hareketinin önderlik soru n lar ıy la i lg ili b ir tartışm ada, mutlaka döner bu k itaba yeniden b ir b a k a r. Ve b a k tığ ın d a, ora d a, "Temel G örüşler" a r a b a ş lığ ı a ltın d a aynen şu sözlerle k a r ş ıla ş ır : "S iyasal stra teji de, tıp k ı taktik g ib i iş ç i h areketiyle ilg ile n ir. Ama iş ç i hareketi ik i unsurdan olu şu r: Nesnel ya da k en diliğin den unsur ve öznel ya da b ilin ç li unsur. Nesnel, k en diliğin den unsur p roleta ryanın b ilin ç li ve yön len dir ic i iradesinden b a ğ ım sız olarak oluşan sü reçler gru bu dur, ( a b ç.) ülkenin ekonomik gelişm esi, eski ik tid a rın p a rça la n a rak d a ğ ılm a sı, p roleta ryanın ve onun çevresin d ek i s ın ıfla r ın k en diliğin den harek etleri, s ın ıfla r ın ça tışm a la rı v b. ( a b ç.), tüm b u n la r, gelişm eleri, p ro le ta r- y a m n ira desin e b a ğ lı olm ayan o lg u la r d ır ; İşte hareketin nesnel (a b ç ) yanı b u d u r. Stratejinin bu sü reçlerle b ir ilg is i yoktu r; çünkü b u n la rı ne d u rd u ra b ilir ne de d e ğ iş tire b ilir, y a ln ız ca gözönüne a la b ilir ve onlardan hareket e d e b i l i r..." "Ama hareketin b ir de özn e l. b ilin ç li y a n ı v a r d ır. Hareketin öznel y a n ı, hareketin kendiliğinden süreçlerin in iş ç i lerin b ilin cin e y a n sım a sıd ır; p roleta ry a n ın b e lir li b ir hedefe yönelik b ilin ç li ve p la n lı h arek etid ir ( a b ç.). Hareketin bu y a n ı e sa sın d a, onun nesnel ya n ın d an fa r k lı olarak tümüyle stra teji ve ta ktiğin b e lir le y ic i etkisine ta bi olm a sıy la b iz i ilg ile n d ir m e k te d ir..." (S trateji ve Taktik, Y ıld ız Y a y ın evi, s. 41) Demek k i, H.F ırat d e ğ il, Stalin "buyuru y o r". Bu, teorisyenim izin b a lta y ı taşa vurduğunun resm idir. Böylece H. F ır a t 'ı hedef alan bütün o b a y a ğ ı sözlerin, gerçek hedefi Stalin v e, az sonra k a n ıtla r ıy la göreceğim iz g ib i, L en in 'in kendisi olm ak ta d ır. S talin, y u k a rıy a a k ta rıla n g örü şlerinin g irişin d e, şu alçakgön ü llü a çık la m a yı y a p a r: "Bununla b ir lik te, bu y a z m ın, Rus Parti b a sın ın d a yön etici y o ld a ş la r ı m ızın b ir çok kez söyle d ik le riy le k ıy a s la n ın ca yeni b ir şey koymak id d ia sın d a o lm a d ığ ım söylem eyi de gerek li görüyorum. Bu y a z ı, Lenin y o ld a şın temel görü şlerin in ( a b ç.) k ıs a ltılm ış ve şematik b ir a ç ık la m a s ıd ır." ( s ) S ta lin 'in bu sözleri doğru mudur? Stalin, L en in 'in "temel g örü şlerin i" mi özetlem iştir? Kendi k a tk ıs ın ı a lçak gön ü l

15 Ocak 1988 EKİM 15 lüce b ir yana b ır a k t ığ ım unutmamak k a y d ıy la, S ta lin 'in söyled ik leri kuşkusuz bütünüyle d oğrudur. Kaldı k i, bu y a z ı, zaten L en in 'in s a ğ lığ ın d a, Mart 1923!te, p a rti org a n ı P ra v d a 'd a y a y ın la n m ış tır. A slında bu a çıklam alar gerek siz. L e n in 'i anlam ış herkes, S ta lin 'in, L en in ' - in "temel görü şlerin i" esas a ld ığ ım b ilir. L en in 'in b ir çok temel eseri, doğrudan devrim y a s a la r ım t a r t ış ır. Bunlardan ik isin d e, "ik in c i E nternasyonalin Çöküşü" m akalesi ile " 'S o l1 Komünizm Bir Çocukluk H a sta lığ ı" k ita b ın d a, "devrim konusundaki M arksist g örü şler"in en özlü b ir anlatım ı da yer a lm aktad ır. Bizim teorisyen geçinen ham kafa, Leninist d eğil popü list olduğu için, L en in 'den h içb ir şey anlam am ıştır; ve bu nedenle, yu k a rıd a H.F ıra t'a k a rşı söylenenlere aynen şöyle devam ed er: "O ysa, nesnel olg u la r ta ra fın d a n belirlenen s ın ı f m ücadelesinin k en disi insan ira d esin in ürünüdür. Siyasi sürecin nesnel olduğunu söylemek ise, b a ş lı b a şın a b ir a c a ip lik - t i r." ( s. 31, a b ç.) T eorisyenim izin, toplum sal a lty a p ı ve toplum sal ü styapı kavram larından b ir şey a n la m a d ığ ım daha önce görm üştük. Şimdi de onun, nesnel ve öznel kavram larından b ir şey anlam am ış, o n la r ı, a lty a p ı ve ü styapı kavram ları ile k a rıştırm ış oldu ğunu görü yoru z. O bu kavram ları iza fi d e ğ il, mutlak s a n ıy o r. Şim dilik Jkonuyu dağıtmamak için, bu ta rtışm ayı b ir başka ara b a ş lığ a erteliyoru z. S iyasa l sü reçlerin nesnel olup olmad ığ ım anlamak iç in, L en in 'e b ak alım. L en in 'in "İk in ci E nternasyonalin Çöküşü" m akalesini b ir çok kimse b ilir. Bu makalenin b ir y erin d e, Lenin sözü "d evrim ci durum" sorununa g e tirir ve devrim ci durumun "üç ana b e lir tis i"n i b ize s ır a la r. O, ekonomik krize değinmeye gerek b ile görmez; a s ıl v u r g u la d ığ ı bu temel üzerinde meydana gelen s ı m f h areketleri ya da siy a sa l sü re çle rd ir. "Üç ana b e lir t i", "y u k a rıd a k i" ve "a şa ğ ıd a k i" s ın ıfla r ın konum ve d a v ra n ış la rın d a k i d eğişm elerd ir. Lenin bu değişm eleri aynen şöyle ta n ım lar: " Y aln ızca tek tek g ru p la rın ve p a rtilerin d e ğ il, a y rı a y rı s ın ıfla r ın iradesinden de b a ğım sız olan bu nesnel değişm eler olm a k sızın, genel kural olarak b ir devrim o la n a k s ız d ır. Bu nesnel d eğişik lik lerin hepsine b ird en, devrim durumu den ilm ek tedir." Teorisyenim iz ta ra fın d a n suçlanan H.F ır a t'ın sözleri ise, aynen şöyle: "Bu ik tisa d i temel üzerinde oluşan s ı m f m ücadeleleri, s iy a si sü reçler, k en d iliğ in den s ı m f h areketleri v b. de tek tek g r u p la r ın, p a rtilerin ve tek tek s ı m f l a - n n iradesinden b a ğ ım sız nesnel sü reçlerd ir." (K üçük-b urjuva Popülizm i ve P roleter Sosyalizm i, s. 135) Peki, teorisyenim izin kendi y a r g ıs ı n a s ıld ı: "O ysa, nesnel olg u la r ta ra fın d a n b elirlen en s ı m f m ücadelesinin kendisi insan ira d esin in ürünüdür. S iyasi sürecin nesnel olduğunu söylemek ise, b a ş lıb a ş m a b ir a c a ip lik tir." (D.Sesi, s a y ı : 59, s. 31) Kişi kendi k a fa sı alm ıyor d iye b ilim sel b ir gerçeğe, "b a ş lıb a ş m a b ir a ca ip lik tir" diyerek k a rşı çıkm az. Z ira ca h illiğ in k an ıt o la m a y a ca ğ ı, S p in oza'd an b eri s a y ıs ız kere tek ra rla n m ıştır. Bilim sel b ir ta rtışm ada, " b ilin ç ", "ir a d e ", "siy a set" v b. temel kavram lar, kendi te o r ik -fe lse fi içe rik le r iy le d eğil de, sokaktaki adam ın k a v r a y ış ıy la ele a lın ır la r s a, elbette siy a s a l sü reçlerin n e sn e lliğ i, k işiy e "b a ş lıb a ş m a b ir a ca ip lik " g ib i görünür. Ö rneğin, öyle y a, halk k itle le ri san d ık b a şın a gid erek, kendi "b ilin ç "le r i ve "ira d e "le riy le s iy a sa l b ir o la y a, seçime k a tılm ış la r d ır, ve bu "b ilin ç li" ve "ir a d i" k a tılım şu veya bu g e rici p a r tiy i ik tid a r y a p m ıştır! Bu durum da, "h a lk ım ız b iz i kendi siy a s a l te rcih iy le, kendi ira d e siy le ik tid a r y a p m ıştır" diyen g e rici lid e rle r dem agoji yapm ıyor, gerçeği söylü y o rla rd ı r! Sokaktaki adam m kavram ları k iş iy i işte b ö y le, b u rju va y a la n la rın ın o n a y la - y ı c ı s ı durumuna düşürür. Lenin, işte b öylesi kuyrukçu h a m k a fa la n, b e y le r, "b ilin ç v a r d ır, b ilin ç v a r d ır ", "siy a set v a r d ır, siyaset v a r d ır ", "ira d e v a r d ır, ira d e v a r d ır " diye s a y ıs ız defa u yarm ışt ı r. Öyle durum lar olu r k i, işçile rin m ücadelesi b u rju vaziye k a rşı çok sert biçim ler b ile a la b ilir, fakat bu eylem lerin k endisi b e lir li b ir b ilin çlen m eyi ifa d e etse b ile, işçile rin b ilin c i en genel p landa b u rju va b ilin cin s ı n ı r l a n içinde k a lır. Anarko-Sendikalizm denilen akım, bunun b ir çok örn eğin i su nar. F a rk lı b ir örn ek, bizim en m ilitan ve en k itlesel iş ç i hareketim iz olan Haziran e y le m idir. İş ç ile r ta n k la rın üzerine yürüdüler ama, ellerin d e k ız ıl b a y ra k la r d e ğ il, Türk b a y ra k la rı v a r d ı. Bu nedenle b iz, bu işçi eylem ini şa n lı olarak d eğerlen d irmekle b ir lik te, onun k en diliğin den b ir eylem olduğunu b ir an b ile unutm ayız. Teorisyenim iz, nesnel, özn el, b ilin ç, ir a d e, k en diliğin den hareket v b. kavram lard a, ekonomist ve kuyrukçu b ir konumdad ır. Bunu a y r ın t ıla r ıy la g öreceğ iz. Biz yine L en in 'e dönelim. Y u k a rıd a, L en in 'd en, H. Fı ra t'ta n ve teorisyen im izden peşpeşe y a p ılm ış aktarm aların en a çık ve en özet sonucu şu du r: T eorisyen i miz b ir kere daha b a lta y ı taşa vurmuştu r; H.F ıra t, L en in 'in izin d ed ir; teorisyenimiz ise, y a ln ız ca ira d e c i-id e a list b ir ş a r la ta n d ır. Teorisyen geçinen bu k iş i,

16 16 EKİM S a yı:4 öylesin e b ir kafa k a r ış ık lığ ı için d ed ir k i, y a z ıs ın ın g irişin d e, b ir kalem sü rçmesini bahane ederek, m uhatabım h ak sız yere devrim i "öznel" b ir olay olarak görm ekle, yani ira d e cilik le su çla r. Ama y a ln ız ca dört sa y fa ötede, devrim denilen o la y m, siy a sa l m ücadelenin en yoğ u n laşmış ifadesinden başka b ir şey olm ad ığ ı g erçeğ in i unutarak, s iy a sa l sürecin "n esnel" d e ğ il, "öznel" olduğunu id d ia ed er, ve aynı m u h atabım, bu aynı konuda, fakat bu sefer tersten, siy a sa l sü reçleri nesnel görmekle su çla r. O öylesin e s ığ ve m etafizik b ir m antığa sa h ip tir k i, toplum sal hareketi siy a s a l harekete in d irg e r. S iyasal hareketi ise, b ilin ç li harekete, yani "öznel etken"e in d irg e r. Bunu d a, toplum sal değişm eyi "ya ra ta n " etken olarak görü r. Böylece Marksizm a d ın a, "toplumun ik tisa di b içim len işin in evrim ini d oğal tarih in b ir sü reci olarak gören benim görüşüm" (M arks, K a p ita l'e Önsöz) şeklindeki M arksist tarih görüşü güme g id e r. Toplumsal sü reçler siy a sa l süreçlere indirgenem ez, s iy a sa l sü reçleri iç e r ir. S iyasal sü reçler öznel sü reçlere in d irgen mez, öznel sü reçleri iç e r ir. B unları anlayabilm ek iç in, her şeyden önce b ira z olsun d iyalek tik bilmek g erek iy or. Fakat bu k a d a rı yetmez, ek olarak id ea list d e ğ il, d iyalek tik -m a teryalist b ir konumda olmak da gerek iyor. Devrimci durumu ortaya çık a ra n nesnel s iy a s a l sü reçleri özetleyen Lenin devam e d iy or: "Bir devrim, ancak, y u k a rıd a s a y ıla n nesnel değişm elerin y a m s ır a öznel b ir değişme de olu rsa, y a n i, b u n a lım lı dönemlerde b ile zorlan m a dığı ta ktirde 'd ev rilm ey en 1 eski hükümeti y ık a ca k (y a da u za k la ştıra ca k ) güçte b ir devrim ci s ın ıfın y ığ ın eylem i yapm aya gücü yetmesi halinde meydana g e lir." Devrim üzerine bu ayn ı görü şlerin yeniden işle n d iğ i, p roleta rya devrim i a çısın d a n som utlandığı "Sol" Komünizm" isim li k ita b ın d a, Lenin, bu aynı "öznel etken"i şöyle ta n ım lıy or: "Böylece b ir devrim in olabilm esi iç in, ilk in, işçile rin çoğunluğunun (h iç d eğilse, bilin çlen m iş olan ve a k lı eren, siy a sa l bakım dan etkin işçile rin çoğunluğunun) devrim in gereğin i tam olarak anlam ış olm aları ve uğruna y a şa m la rım feda etmeye h a zır olm aları g e r e k ir."(95 ) L e n in 'in, kendisi nesnel siy a sa l b ir sü reç olan devrim in, "öznel etk en"i o la ra k, p roleta ry a n ın b ilin ç ve örgütlenme d ü zeyin i gördüğünü anlamak için çok a k ıllı olm aya gerek yok. Teorisyenim izin k en disi de, doğrusu b ir zam anlar bunu genel olarak doğru anlam ış ve Mahir C a y a n 'ın ira d eci görüşlerine k a rşı iy i kötü savunm uştu. (P.B a y ra ğ ı, s a y ı: 4, s ) Ama k işi anlayarak d e ğ il, ezberleyerek öğrenince ve araya "12 Eylül şoku" benzeri dönemler g irin ce, demek k i, öğren d ik lerin i u n u ta b iliy or. K itlelere in a n ç s ız lık ve devrim konusundaki umutsuzluğun y a r a ttığ ı tem bel, h ım b ıl, bezgin ruh h a li de dönüp kendi y a z d ık la rın a b ile bakm ayı en g e lliy o r. İşte b öyle bezgin ve "yorgun sa v a şçı "la r k a lk ıp kom ünistleri "pasifizm in te o risi"n i y a p makla ya da örneğin "in k a r c ı-ta s fiy e c i" olm akla s u çla y a b iliy o r la r. Şim dilik geriye şu soru k a lıy o r : Öznel sü reçleri içerm ekle b irlik te onlardan ib a ret olm ayan ve asla on la ra indirgenem e- yen siy a s a l sü reçlerin n e sn e lliğ i, y a ln ız ca, Lenin ya da Stalin b a zı eserlerin de b öy le d ed iler d iye mi, doğrudur? K esinlikle! Lenin ve S ta lin 'in şu vey a bu ifa d e sin i ta n ık olarak tu ta ra k, sorunu çözümlenmiş sa y ıp aradan sıy rılm a k, y a ln ız c a, TDKP teorisyen lerinin b a zı eski kötü a lış k a n lık la r ım tekrarlam ak o lu r. Bu nedenle sorunu a y rı b ir bölümde yeniden ta r tış a c a ğ ız. Orada toplum sal hareketin siy a sa l harekete, siy a sa l hareketin ise öznel k oşu lla ra neden in d irg en e- m eyeceğini tartışm a o la n a ğ ım b u la c a ğ ız. Bu sonuncusu hakkında şim dilik y a ln ız c a, b irb irin e b a ğ lı iki noktayı b elirtelim. S iyasal sü reçler öznel sü reçler d e ğ ild ir, z ir a, şu veya bu "ira d e"n in ürünü olarak d e ğ il, fa r k lı "ira d e "le rin b ir b ileşk esi olarak d o ğ a rla r, ve bu gerçeğin k en d isi, s iy a s a l sü reçleri "y a ln ız ca tek tek grupla r ın ve p a rtilerin d e ğ il, a y rı s ın ıfla r ın iradesinden de b a ğ ım sız olan " (Lenin) nesnel sü reçler haline g e tirir. Bu, b ir in c is i. İk in c is i, b a sk ı ve sömürünün etk isiy le çoğu kere k e n d iliğ in den s iy a sa l eyleme k a tıla n, yani " 'b a r ı ş t a 1 soyu lm aların a hiç seslerin i çıkarm adan k atlanan, ama o r t a lığ ın kar ı ş t ı ğ ı zam anlarda hem bun alım ın y a r a ttığı k oşu lla rla ve hem de bizzat 'ü stteki s ın ı f l a r ın ' b a ğ ım sız ta rih sel b ir eyleme sü rü k led ik leri" (Lenin) y ığ ın la r ın ira d e le r i, her zaman kendi gerçek ira d e le rin i, b a ğ ım sız ve b ilin ç li s ı m f ira d elerin i yansıtm az. Bu İk in cisin i anlayam ayan, örn eğ in, İran halk hareketinin aeden m olla la rın denetimine g ird iğ in i ve g e rici b ir islam i rejime yol a ç t ığ ım anlayam az. Son olarak bu bölümü bitirm eden tek ra rlayalım k i, teorisyenim izin ta lih siz liğ i, b ir kere daha a yn ı şeyden, bilim in k avra m la rıy la sokaktaki adamın kavram la r ın ı b irb irin e k a rıştırm a sın d a n g e liy o r. Sokaktaki adam ın b ilin c i gerçek te, gen ellik le ve k açın ılm a z olarak b ir b u rju va b ilin c i olduğu için, bu b ilin cin ifa d esi k avram ları kullanmak teorisyenim izi b u r ju v a bilim in tu zağın a düşü rü yor. Bu kendini en a çık "b ilin ç ", "ir a d e ", "s iy a

17 Ocak 1988 EKİM 17 set" v b. kavram larda g österiyor. Bundan d o la y ıd ır k i, örn eğin, siy a sa l sürecin "özn el" b ir süreç olduğunu göstermek için, bize aynen şu n la rı söyle y e b iliy or: "İnsan b ilin cin in d ış ın d a siy a s i süreç olm az". Elbette! Fakat bu d a rk a fa lı unutuyor k i, bu a yn ı kaba m antıkla iş görü rsen, şu sözler de bütünüyle doğru dur: "İnsan b ilin cin in d ış ın d a üretim sü re ci, ik tisa d i süreç olm az"! Evrim in sa n ı h ayva nlar d ü n y asın ın üstüne yükselteli ve ilk üretken fa a liy e tle ri onun beyn in i g e liş tire lib e ri, insanoğlunun h içb ir toplum sal fa a liy et a la n ı yoktur k i, bu fa a liy ette onun b ilin c i rol oynam asın. Teorisyenim iz Marksizmi h iç anlam adığ ı, onu madde ile b ilin cin b ir liğ i g ib i b asit form üllere in d irg ed iğ i için, k a lk ıp bize o ünlü "g revci işçi" örn eğin i verebiliy o r. Onun tarihteki ön celleri, L en in 'in o nükteli ifa d esi ile, "a rd ın d an kimsenin g özyaşı dökm ediği müteveffa ekonom istler" de, tam da bu a yn ı m antıkla hareket e d iy o r la r d ı, ve bu onlara kendiliğinden hareket önünde y erlere kapanm aya, b u rju va kuyrukçuluğunu teorize etmeye götürüyord u. Aynı kafa ile M enşevikler, ünlü "g re v ci işçi"n in d a v r a n ış ın ı bilin cin den n a s ıl a y ır ır s ın ız d iyerek, Lenin ve B olşevik leri su çlu y orla r ve "g revci i ş ç i mizi p artiy e ö n e riy o rla rd ı. L en in 'in Ne Y a p m a lı's ı, madde ile b ilin cin b ir liğ i b asit gerçeğin i ça rp ıta ra k, Marksizmi gülünç b ir karikatü re, b urju va kuyru kçu - luğunun teorisin e dönüştüren, k e n d iliğ in den hareket önünde secdeye varan (öyle y a, her hareket n a sılsa "ir a d i" ve " b ilin ç li" d ir ), işçi hareketini b u rju va b ilin cin ve burju va "siy a sa l sü reç"lerin s ın ır la r ın a mahkum eden ekonom istlere k a rşı y a z ılm ış tır. Y ığ ın la r ın k en d iliğ in den hareketlerini nesnel d e ğ il, öznel yani b ilin ç li süreçler olarak değerlendiren teorisy enlerim iz, ekonom istlere ne kadar a tıp tutsa d a, gerçekte on la rla a nı muhakemeye, a yn ı kafa y a p ıs ın a sah ip t ir. Bu konuda bize öyle zengin b ir malzeme sunm aktadır k i, b iz bunu ancak b ir kaç a y rı a ra b a şlık a ltın d a in celeyeb ilir iz. O zaman b irlik te göreceğiz k i, b ir d izi temel teorik sorunda ir a d e c i-id e a lis t b ir konumda gördüğümüz teorisyenim iz, p olitik a soru n la rın d a s a n ıla b ile ceği g ib i ira d eci "sol" b ir konumda d e ğ il, tam tersine s a ğ c ılığ ın, e d ilg e n liğ in, b u rju va kuyrukçuluğunun g öb eğin d ed ir. Gerçi teorisyenim iz bundan h oşlanm ayacaktır; o kendisinin "solcu " olarak nitelenm esini sever ve ister; zira bu onun için p sik olojik b ir ih tiy a çtır ; kendi gerçek s a ğ cı ve kuyrukçu p olitik konumunda, ruhunu okşayan b ir manevi tatmin a r a c ı d ır. Fakat b iz onu bu zevkten yoksun b ır a k a c a ğ ız. Zira gerçek her zaman gerçek tir ve neyse odur. P ratiğin k en disi teorisyenim izin ve öteki önderlerim izin p olitik p ratik planda ne olup olm adık la r ın ı yeterli a ç ık lık ta gösterm iştir. Feuerbach Üzerine T e zle r'in İk in cisin d e, b iz e, bu tür ta rtışm a la rı ancak "p ra tik " b ir çözüme b a ğ la r diye öğretild iğ in e göre, ve p ra tik, üstelik on y ı l ı a şkın b ir h a y li zengin b ir p ra tik, her şeyi "a y a n -b eyan " ortaya serd iğin e göre, öteki teorisyenim iz b iz i daha önce buna zorlam ış olsa b ile, bu konuda yen i b ir tartışm a gereksiz ve "sk ola stik " o la c a k tır. Merak ed ilip s o ru la b ilir, peki D.Sesi y a z a r ı hiç mi doğru b ir şey söylem em iştir bu y a z ıs ın d a. Elbette söylem iştir. Örneğin ş u n la r ı: "B ir komünist için en başta gelen g örev, devrim ve s ın ı f m ücadelesinin k a n u n la rın ı iy i b ilm ek tir." (DEVAM EDECEK) (Baştarafı s.30 'da) ÇELİK İŞÇ İL E R İ... lım ın, üretim yetersizliğin d en d e ğ il, a ş ır ı üretimden, üretilen m alların elde kalm asından, p azara sürülememesinden ile r i g e ld iğ in i itir a f etmek zorunda k a l d ıla r. İşverenin kendi a çık la m a la rın a g ö fe, Krupp, 'd e 2 m ilyar mark, 1987 y ılın d a ise 100 milyon mark zarar etm işti. B unalım ın temelinde üretimin toplum sal n ite liğ i ile, m ülkiyetin özel n ite liğ i yatm a ktadır. Bu, ken din i, azami kar için s ın ır s ız üretim y a p ılm a sın d a, buna karş ı l ı k m etaların serm ayeye dönüşemeyip elde kalm ası şeklin d e gösterm ektedir. A ş ır ı üretim b u n a lım ın ın en önemli g österg eleri, iç ve d ış tica retin durma n ok tasın a gelmesi ve bunu takip eden tica ret s a v a ş ı, fa b rik a la r ın kapanm ası, iş s iz liğ in yaygın la şm a sı ve işçile rin alım gücünün h ız la düşm esidir. Bugün yaşanan da bundan başka b ir şey d e ğ ild ir. A lm a n ya'd a, Krupp g ib i, en büyük tekellerden b irin in en büyük fa b r ik a s ın ı kapatm ası, A lm anya'da işsiz liğ in 2 milyondan fa zla b ir rakama u la şm ası, özellik le * dünya ça p ın d a ABD-Japonya-Avrupa üçgeninde ticaret s a v a şın ın artm ası, em p eryalistlerin b ir b ir in i gümrük d u v arla r ın ı yükseltm ekle tehdit etm esi, artan tica ret a ç ık la r ı, son b orsa k rizi v b. bütün b unlar kapitalizm in y en i, genel ve derin b ir k rize doğru yol a ld ığ ın ın göste r g e le r id ir. KEMAL DOĞRU

18 18 EKİM Sayı: 4 Stalin ve Diyalektik ve Tarihi Materyalizm U.ZAFER İKİNCİ BÖLÜM Marksist fe lsefi materyalizm in temel ilk e le ri konusunda Stalin dünyanın maddi b ir liğ i ile söze b a ş la r. Dünyayı ne b ir üstün evrensel ruh, ne de b ir ila h i irade y a ra tm ıştır. Dünya, tüm evren, hareket h alin d ek i maddenin çok çe şitli b içim lerinin b ir liğ id ir. Her değişim ve gelişim maddi y a sa la ra göre o lu r. Materyalizm (idealizm in tersin e) gerçeklerin d ış ın a çıkm az. Stalin burada E n g e ls 'i a k ta rır: "M ateryalist doğa a n la y ış ı d o ğ a y ı, y a b a n cı herhangi b ir unsur k atm aksızın, sadece olduğu g ib i kavram aktan başka b ir şey d e ğ ild ir."(1 1 ) Gerçekten va rolan a d e ğ il, düşüncede olan a öncelik ta n ıyan idealizm, son ta h lild e, b ir "fik rin " d ü n y ayı yön ettiğin i savunur. Böyle b ir fik ir dünyadan bağım s ız d ır. Materyalizme göre dünya her fik ird en b a ğ ım s ız d ır ve ön ced ir. F ikir ancak insanda o lu r. Stalin*in d e y işiy le : "Y a ln ız zih n inizin gerçekten varoldu ğunu; maddi d ü n yan ın, v a r lığ ın, doğan ın ancak zihnim izde, d u y u la rım ızd a, fik ir ve tasa v v u rla rım ızd a varolduğunu söyleyen idealizm e k a rşı M arksist m ateryalist fe lsefe, m addenin, d oğan ın, v a r lığ ın zihnim i zin d ış ın d a ve ondan b a ğ ım sız b ir ob je k tif gerçek lik olduğunu ile r i s ü re r." (12) İdealizm in b ir ö z e lliğ i de insan a k lın ın bilm e yeteneğine g ü v en sizliğ i ve dünyada h iç b ir zaman bilinem eyecek şeylerin olduğunu söylem esid ir. İdealizm e göre bilinem eyecek şeylerin olduğunu b ilir iz ama bunlar soru olarak k a lır. (Evren n a s ıl meydana geld i? Sonlu mudur, sonsuz mu? Hayat n a s ıl b a ş la d ı? v b.) M ateryalizm, her şeyi olduğu g ib i insan b ilg is in i de ta r ih liliğ i için d e ele a ld ığ ın d a n, mutlak bilinem ez şeylerin varolduğunu reddeder. Materyalizm için y a ln ız "henüz bilm ediğim iz, gelecekte b ilg in in ilerlem esiyle çözüm leyebileceğim iz soru n lar v a r d ır." Örneğin b ir çok hastalığ ı n m ikroplardan ile ri geld iğ in in b ilin m ediği zam anlarda b ir veba s a lg ın ı bilinm eyen g iz li b ir k u vvetin, ta n rın ın öfkesi d iye y oru m la n ırd ı. Bugün ise bu h a s ta lığ ın sebebi b ilin iy o r ve ted bir a lm ıy o r. Kanserin sebebi tam olarak henüz b ilin m iyor ama bilinm esine doğru adım lar a t ılıy o r. F elsefi m ateryalizm in insan b ilg isin e güveni sarsılm az. Burjuva id eologla rı toplum tarih in in b ir bilim ola m a y a ca ğ ın ı, toplumun b e lli y a sa la ra göre gelişm ed iğin i, hatta g e lişmekten söz edilem eyeceğini s ık s ık sö y le r le r. Bu tez, burju va hayat ta rz ın ın en tipik ideolojik yansım aların dan b ir id ir. Toplumun bilim i olm azsa, toplumun g e liş t iğ i, ile r le d iğ i de söylenem ez. O zaman mevcut düzene tutunmaktan, o düzeni bütün kokuşmuşluğuna rağmen ayakta tutmaktan başka y a p ıla ca k iş kalm az. Devrim b ir yen ilik getirm eyeceğine göre hem lüzumsuz hem de şim diye kadar kurulmuş o la n ı yıkm ası bakım ından zar a r lıd ır. Felsefi materyalizm burju va idealizm in bu uyuşturucu reçetesin i red d eder. "Toplum sal hayattaki olg u la rın tüm karm aşıklığ ın a rağmen toplum ta rih i b ilim i, sözgelim i b iy o lo ji kadar kesin b ir bilim o la b ilir ve toplumun gelişim yasa la rın d a n p ra tik am açlar için y a r a r la n a b ilir."(13 ) P roletarya p a rtis i için bu çok önemlid ir : "Ö yleyse proletarya p a rtisi p ratik fa a liy e tin d e, yönünü rastgele itilim lere göre d e ğ il, toplumun gelişim y a sa la rın a ve bu y a salard a n elde ettiği pratik çık a rım la ra göre çizm elid ir. "B öylece, sosyalizm in sa n lık için daha iy i b ir gelecek düşü olmaktan çık a ra k b ir bilim h aline g e lir. "Ö yleyse bilim le p ratik eylem, teoriyle p ra tik a ra sın d a k i b a ğ, on la rın b ir liğ i, p roleta rya p artisin in yön gösteren y ı l d ı z ı o lm a lıd ır." (14) Stalin, M a rk s'ın "in sa n la rın v a r l ığ ın ı b elirleyen b ilin ç le r i d e ğ il, tersine b ilin ç le rin i b elirleyen toplum sal v a r lık la r ıd ır " ünlü sözünden p roletarya p a rtisi için gerek li son u çla rı ç ık a r ır : "P roletarya p a r tis i, siyasette y a n lış yapmamak, b a ş ı boş h a y a lci durumuna düşmemek için eylem lerini soyut 'in san a k lın ın ilk e le r i' - ne d e ğ il, toplum sal gelişim in b e lir le y ic i gücü olarak toplumun somut maddi hayat ş a rtla rın a d a y a n d ırm a lı; 'büyük adaml a r 'm iy i n iyetlerin e d e ğ il, toplumun maddi h a y a tın ın gelişim inin gerçek ih tiy a çla r ın a d a y a n d ırm a lı. "(15)

19 Ocak 1988 EKİM 19 Bu sözlerin doğruluğunu kendi top lu - mumuzda y a ş ıy o r u z. Bir takım sahte "büyük adam lar" emekçi kitlelere "mutlu y a r ın la r " v a a d e d iy o rla r, ama mutlu y a r ı n ın, söm ürücüleri ezmekle k u ru la ca ğ ı on la ra h a t ır la tıld ığ ın d a bu "büyük adamla r " k a p ita list efen d ileri uğruna k itlelere s a ld ır ıy o r, iy i n iy etlerin in gerçek yüzünü g öste riy o rla r. "B irlik ve b era b erlik " a l d a tm a ca sıy la, bu olm azsa "ezeceğ iz" n ara la r ıy la k itlelerin d iren cin i kırm aya ç a l ı ş ıy o r la r. Bu sözde iy i d ile k le rin, fa şist tehditlerin boşa çık a r ılm a sı ancak en ile r i toplum sal gücün, iş ç i s ın fm ın ve müttefik le rin in örgü tlü m ü cadelesiyle mümkünd ü r. P roletarya p a rtisin in rehberi olan "M arksizm -Leninizm in gücü ve c a n l ı l ı ğ ı, p ra tik eylem ini toplumun maddi h a y a tın ın gelişim inin ih tiy a çla r ın a d ayandırm ası ve k en disin i toplumun gerçek h ayatın dan h içb ir zaman koparm aması gerçeğin de y a ta r."(1 6 ) S ın ıf ça tışm a la r ı, s ı n ı f l ı toplum ların k a çın ılm a z y a s a s ıd ır. Bu gerçek tüm gücüyle ortadayken " s ın ıf a y rım la rın a k a rşı ola lım " demek, "hakim s ın ıfla r ın h ak im iyetin i" devam ettirelim demekten başka b ir anlama gelm ez. Bu da s ın ı f ça tışm asın d a b e lli b ir yan tutmak demektir. "M illi b era b erlik " faşizm in serg ile d iğ i b ir oyundur ve toplumumuzun can çekişen g e rici gü çlerin in hizm etinde, köhnemiş b ir fik ir d ir. Sömürenle sömürülenin h içb ir b e ra b e r liğ i olm az. Bu g ib i u z la ş t ır ıc ı fik ir le r in, toplumun ilerlem esine köstek olm aları b ak ım ın d an, olumsuz bakım dan önem leri va r,d ır. Eski fik irle re k a rşı yeni fik ir le r n a s ıl d oğar ve g e liş irle r? "Yeni toplum sal fik ir le r ve teoriler ancak toplumun maddi h a y a tın ın gelişim i topluma yeni görevler yükledikten sonra ortaya ç ık a r la r. Fakat b ir k e z v ortaya ç ık t ıla r m ı, toplumun gelişim in i k o la y la ştıra n b ir gü ç, toplumun maddi h a y a tın ın gelişim inin yü k led iğ i yeni görevlerin gerçek leştirilm esin i k ola y la ş tıra n çok e tk ili b ir güç o lu r la r. Yeni fik ir le r in, yeni teorilerin, yeni siy a sa l görü şlerin ve yeni s iy a s a l kurum ların ö rg ü tle y ic i, harekete g e ç ir ic i ve dönüştürücü değerin in o müthiş gücü işte burada kendini g ö s t e r ir." (17) Ve M a rk s'ın d eyiş iy le, "T eori, k itle le ri k avra r kavram az maddi b ir güç haline g e l i r."(18) II K itabın üçüncü bölümünde Stalin ta rih i m ateryalizm in ele a ld ığ ı soru n lara somut b ir soru yla g ir iy o r : Toplumun maddi hayat ş a r tla r ı ne dem ektir, b u n la rın, a y ır d e d ici ö zellik le ri n elerdir? Bu kavram b ir toplumun co ğ ra fi çev resin i de için e a lı r. Tarihi m ateryalizm co ğ ra fi çevrenin toplum lara etk isin in önemini kabul etmekle b era b er, bu etk iy i b e lir le y ic i saym az; çünkü co ğ ra fi çevrede değişim ler çok y a v a ştır ve toplum daki değişim lere etk isi pek a z d ır. C oğrafi çevrenin değişm esi m ilyonlarca y ı l ister, ama toplum sal değişim ler çok daha k ısa sürede o lu r. O halde y a vaş değişen b ir şey h ız la değişen b ir şeyin b a ş lıc a sebeb i olam az. Nüfus a rtışın d a da durum a y n ıd ır. Nüfus a r t ış ı da toplumun maddi hayat şa r tla rın a d a h ild ir ; ama nüfusu fa zla olan b ir ülke nüfusu az olan b ir ülkeden daha ile r i b ir toplum aşam asında olm ayab ilir. A y r ıc a, tarihte b ir b ir in i izleyen toplum sistem lerinin neden b e lli b ir s ır a y ı izle d ik le ri sorusu nüfus a r t ış ı yada a z a lış ıy la a çıklan am az. 0 halde bu da toplum y a p ıs ın ın b e lir le y ic i b ir etkeni d e ğ ild ir. Öyleyse ta rih i gelişim i b elirleyen güç n edir? "T arih i materyalizm e göre bu güç insan v a r lığ ı için zorunlu olan yaşam a a r a ç la r ın ın elde e d iliş yöntem i, toplumun h a y a tı ve gelişim i için elzem olan g ıd a, e lb ise, a y a k k a b ı, e v, y a k ıt, üretim a letleri v b. maddi d eğerlerin üretim t a r z ı d ı r."(19) Burada Stalin ta rih i m ateryalizm in temel k av ra m la rın ı b a sit ve kesin b ir ifa d ey le a ç ık lıy o r. "M addi d eğerlerin üretim inde k u lla n ı lan üretim a le tle ri, b e lli b ir üretim tecrü besi ve iş b ecerisi sayesin de üretim a letlerin i kullanan ve maddi d eğerlerin üretim ini devam ettiren in sa n la r - bütün bu u n su rlar b irlik te toplumun ü retici g ü çlerin i olu ştu ru rla r. "...üretim ta rz ın ın b ir başka yönü d e, in sa n la rın üretim sürecinde b ir b ir le - riy le olan iliş k ile r i, üretim iliş k ile r i d ir. "(20) Üretim daima topluca y a p ıld ı ğ ın d a n, üretimin ta rzı ne ise in s a n la ra - r a s ı ilişk ile r in üretim ilişk ile r in in ta rz ı da öyle o la c a k tır. Kölenin kol gücüne dayanan üretim ta rzın d a k öle-efen d i iliş k isi k açın ılm a z olarak ortaya ç ık a r. İşçin in emeğinin sömürülmesine dayanan k a p ita list üretim ta rzın d a da k a p ita lis t- işçi iliş k is i ve ça tışm ası k a çın ılm a z olarak ortaya ç ık a r. T arihi m ateryalizm, bu iliş k ile r temelin d e, ta rih i "fa tih le r in ", kom utanların d e ğ il, "maddi d eğerleri ü retenlerin, emekç i k itle le rin, h a lk la rın y a r a t t ığ ın ı" ile r i sü rer. "T arih bilim inin b ir in ci görevi üretim y a s a la r ın ı, ü retici gü çlerin ve üretim ilişk ile rin in gelişim y a s a la r ın ı, toplumun ekonomik gelişim y a s a la r ın ı araştırm ak ve ortaya koym a k tır. "(21) P roletarya p a rtisi için bundan a lın a ca k d ers: "Öyleyse p roletarya p a rtisi gerçek b ir p a rti ola ca k sa, her şeyden önce üretimin gelişim y a s a la r ın ı, toplumun

20 20 EKİM Sayı: 4 ekonomik gelişim y a s a la r ın ı k a v ra m a lıd ı r. "Ö yleyse, siyasette y a n lış yapmamak iç in, p roleta rya p a rtisi gerek p rogram ın ı çizerken gerek p ra tik eylem lerinde öncelik le üretimin gelişim y a sa la rın d a n, toplumun ekonomik gelişim y a sa la rın d a n hareket e tm e lid ir."(22) T ü rk iy e'd e toplum sal gerçek liğ in tespit ve ta h lilin d e, toplumun ekonomik y a p ıs ın a ve gelişim in e, s ın ıfla r ın durumuna b a k ış ta şim diye kadar y a p ıla n h a ta la r, doğru m ücadele yöntem lerinin seçilem em esine, t a v iz c i, reform cu, uzlaşm acı siy a setler izlenm esine sebep old u. Ama a y n ı zamand a, M arksist-l eninist b ir p artin in önderliğ i o lm a k sızın, p ro le ta ry a y ı kah göğsünden kah s ır tın d a n hançerleyen ellerin k ır ıla m a y a ca ğ ı a cı gerçeği de y a ş a n d ı. Doğru mücadele için S ta lin 'in öğretisinden ç ık a r a c a ğ ım ız b ir d ers, yu k ard ak i sözlerinde y a ta r. Ü retici gü çlerle üretim iliş k ile r i a ra sın d a etkileşim v a r d ır. Üretimin b ir ö z e lliğ i sü rek li d eğişik lik lerd en geçmesi ve tüm toplum sistem inde değişm eleri k a çın ılm a zca sın a gerektirm esidir. Ü retici g ü çle r üretimin en devrim ci unsuru old u ğundan -b u üretimin ik in ci b ir ö z e lliğ i d ir - üretim iliş k ile r in i kendi gelişim lerine ayak uydurm aya, k en dilerin e uygun g elmeye (tekabül etmeye) z o rla r la r. E tkileşimde ü retici gü çler ön celiğe sa h ip tir ama ü retici gü çlere uygun düşen üretim iliş k i le r i de bu gü çleri etk ilerler ve bu etkileşim sü reci yeni toplum sal gelişm elere sebep o lu r. Üretim iliş k ile r i ü retici gü çlere uygun düşmezse, on la rın gerisin d e k a lır s a b ir çe lişk i d oğar; ü retici g ü çlerle üretim ilişk ile rin in üretim sistem i için d ek i b ir liğ i b ozu lu r, buhran dönemi b a ş la r, üretim kesin tiye u ğ ra r, hatta ü retici g ü çler y ı k ı l ı r. Bu durum devrim ş a r tla r ı n ı d oğu ru r. Üretim iliş k ile r i ü retici gü çlerin gerisinde uzun zaman kalam az. Böyle o ls a y d ı toplum h a y a tı ortadan k a lk a r d ı. Ç elişkinin çözüme v a r d ır ılm a s ı zoru n lu lu ğu, toplum h a y a tın ın, toplum sal üretimin devam ı için ş a r ttır. İşte bu şart d evrim leri gündeme g e tir ir. Devrim lerin k a ç ın ılm a z lığ ı fik rin in a ltın d a yatan gerçek, b ir toplumun, top lu m ların, tüm in s a n lığ ın h a y a tın ın devam ı ve ilerlem esi zorunlu g e rçe ğ id ir. Ü retici güçler-üretim iliş k ile r i etk ileşim inde (tek y a n lı etki d eğil k a r ş ılık lı etk i) üretim ilişk ile rin in ü retici g ü çleri etkilem esine g elin ce: Üretim iliş k ile r i ü retici gü çlerin k arakterin e, y a p ıs ın a uygun g e ld iğ i ve on la rın gelişm esi için tüm fır s a t la r ı s a ğ la d ığ ı zaman, ancak o zaman ü retici gü çler tüm b o y u tla rıy la g e liş ir, o lg u n la ş ır la r. Ü retici g ü çler-ü retim iliş k ile r i d iy a le k tiğ i böyle kuru lu r. Kapitalizm de üretim iliş k ile r i ü retici gü çlere uygun düşm ediği, o n la rla çe lişk i ye düştüğü için ekonomik buhran lar o lu r. Sosyalizm de b öyle b ir çe lişk i olm a d ığ ın dan b uhran lar da olm az. Bu belirlem elerden sonra Stalin üretim ilişk ile r in in ta rih i gelişim inin ana h atla r ın ı ç iz iy o r. İlk el komünal, k ö leci, fe od a l, k a p ita list ve sosy a list üretim ilişk ile r in in g e ç ir d iğ i aşam aların b ir tablosunu v e r iy o r. Daha önce sorduğu "Toplumun maddi hayat ş a r tla r ı ne demektir?" sorusunun ce v a b ı ta rih i ta h lild e orta ya ç ık ıy o r. Her toplumun maddi hayat ş a r tla r ın ın o toplumun üretim ta rz ın a, ü retici gü çlerin in durumuna ve üretim ilişk ile r in in uygunluk derecesine b a ğ lı olarak k a v ra n a b ileceği gözler önüne seriliy o r. Özetle sö y le rsek : İlk el komünal sistem de üretim ilişk ile r in in tem eli, üretim a r a ç la r ın ın toplum sal m ülkiyeti; k öleci sistemde üretim ilişk ile r in in tem eli, üretim a r a ç la r ın ın (ve kölenin) köle sa h ibin in m ülkiyetinde o lm a sı; feoda l sistem de üretim ilişk ile r in in tem eli, feodal beyin üretim a r a ç la r ın ın m ülkiyetine (ve ç a lış t ı r d ığ ı serfin işgücüne) sahip olm a sı; k a p ita list sistemde üretim ilişk ile r in in tem eli, k a p ita list üretim a ra ç la r ı üzerinde m ülkiyete sahip olm ası, k işisel özgürlüğü olan iş ç iy i köle g ib i öldürem em esi, serf g ib i a lıp satamaması ama gene de iş ç iy i işgücünü kendine satmak zorunda b ır a k m a sıd ır. Köleci sistem le b a şla yan sömürü feodal ve k a p ita list sistem lerde d eğişik biçim ler a la ra k devam etm iştir. S osyalist sistemde üretim ilişk ile r in in tem eli, üretim a ra çla r ın ın toplum sal mülk iy e tid ir. Burada sömürü b itm iştir, a rtık burada üretim iliş k ile r i ü retici gü çlerin durumuna bütünüyle uygun g e lir, çünkü üretim sü recin in toplum sal k arak teri üretim a r a ç la r ın ın toplum sal m ülkiyetiyle g ü çle n d irilm iştir. Marksizm-Leninizm tezlerin i Marks, Engels ve L enin'den a lın t ıla r la a çık la y a n ve g eliştiren Stalin y a z ıs ın ın sonuna b ır a k t ığ ı "üretim in üçüncü b ir ö z e lliğ i" konusuna g e lir. Yeni ü retici gü çlerin ve o n la rı k a rşıla y a n üretim ilişk ile r in in doğuşu eski sistemden a p a y rı d e ğ il, eski sistem in içinde o lu r. Bu özellik insan b ilin c i -in sa n eylemi d iy a le k tiğ in i de a y d ın la tır, çünkü bu ö z e llik, b ilin ç li b ir eylemin sonucunda d e ğ il, k en d iliğin d en, insan iradesinden b a ğ ım sız g erçek leşir, çünkü in sa n la r şu ya da bu üretim ta r z ın ı seçmede özgür d e ğ ille rd ir ; on la r b e lli b ir üretim ta r z ın ın, b e lli üretim ilişk ile r in in içinde d oğarla r ve maddi d eğerler üretebilmek için ilk in o toplumun sistem ini kabullenmek zoru n d a d ırla r. Ayr ıc a, in sa n la r ü retici gü çlerin i g e liş t ir ir -

21 Ocak 1988 EKİM 21 lerken bu ilerlem elerin ne g ib i toplum sal son uçlar d o ğ u ra ca ğ ın ı önceden b ilm ezler, bunu düşünmezler b ile. Ancak "Yeni ü retici gü çler olgu n la ştık ta n son ra, mevcut üretim iliş k ile r i ve o n la rı savunanla r -hakim s ın ı f l a r - şu a şılm a z1 denen en geller haline g e lir le r." ve ancak yeni s ın ıfla r ın b ilin ç li h arek etiy le, zora dayanan eylem leriyle, devrim le ortadan k a ld ır ıla b ilir le r. İşte b u ra d a, "g ö re v le ri eski üretim iliş k ile r in i şiddete b aşvu ra ra k lağvetm ek olan yeni toplum sal fik ir le r in, yeni s iy a sa l kurum ların, yen i b ir siy a sa l ik tid a rın muazzam rolü görülür b ir şek ilde ortaya ç ı k a r... yeni fik ir le r k itle le ri örgü tler ve harekete g e ç ir ir ; k itleler yeni b ir siy aset ordusu halinde k aynaşıp b ir le ş ir, y en i, devrim ci b ir ik tid a r y a r a tır ve bu ik tid a r ı eski üretim iliş k ile r i sistem ini şiddete dayanarak la ğ v ed ip sağlam tem eller üzerinde yeni sistem i inşa etmek için k u lla n ır la r. K endiliğinden olan gelişim s ü re ci, y e rin i in sa n la rın b ilin ç li eylem lerine, b a r ış ç ı gelişim y erin i şid d etli s a r s ın tıla r a, evrim de y erin i devrim e b ı r a k ı r."(23) D iyalektik ve ta rih i m ateryalizm in temel ilk e le rin i a çık la d ık ta n, b a ş lıc a ö z e llik le rin i ta n ım lad ık ta n, en önemli örn ek lerin i verdikten sonra Stalin y a z ıs ı n ın son s a y fa s ın ı bilim sel sosyalizm in kurucusu M a rk s'm P olitik Ekonominin E leştirisin e Katkı a d lı eserine y a z d ığ ı ta rih i "Önsöz"e a y ırm ış. Biz bu Ö nsöz'den " b ir devrim ne zaman g e rçe k le şir?" sorusuna verilen c e v a b ı alalım ve yüklendiğim iz görevleri çözme gücümüzü bunun ış ığ ın d a a r tır a lım. "Bir toplum düzeni, içe re b ile ce ğ i üretic i gü çlerin hepsi gelişm eden, asla y ık ılm a z ; ve eski toplumun döly a ta ğ ın d a v a r lık la r ın ın maddi ş a r tla r ı olgunlaşm a dan önce y e n i, daha üstün üretim iliş k i le ri esk ilerin in y erin i asla alam azlar. Bu yüzden in sa n lık hep önüne, y a ln ız ca çözeb ileceğ i görevleri k oyar; çünkü y a k ından incelen irse hep görü lecektir ki görevin k e n d isi, ancak çözümü için gerek li maddi şa rtla rın varoldu ğu ya da en azın dan bu ş a rtla rın oluşum sürecinde olduğu yerde ortaya ç ı k a r."(24) DİPNOTLAR 11- F.E n g els, "Ludwig Feuerbach ve Klasik Alman Felsefesinin K a p a n ışı", "F eu rbach ". Aktaran: J.V.S ta lin, "Diyalek tik ve Tarihi M ateryalizm ", s J.V.S ta lin, "D iyalektik ve T arih i M ateryalizm ", s t a. g. e., s a.g.e. 15- a. g. e., s a. g. e., s a. g. e., s K.M arks, "H egel'in Hukuk F elsefesin in E le ş tiris i", G iriş. A ktaran: J.V.S ta lin, a. g. e., s. 22 ^ 19- J.V.S ta lin, D iyalektik ve T arih i Materyalizm ", s a.g.e. 21- a. g. e., s a.g.e. 23- a. g. e., s K.M arks, "P olitik Ekonominin E le ştirisine K a tk ı", Önsöz. A ktaran: J.V.Stalin, a. g. e., s. 42 (Baştarafı s.36 'da) AFGANİSTAN... k i, A fganistan iş g a li, Sovyetler B irliğ i için a sta rı yüzünden p a h a lıy a m alolm uştu r. Şimdiye k a d a r, işg a l gü çleri epeyce k a y ıp v e r d ile r, m ily arla rca ruble h arca ma yapmak zorunda k a ld ıla r. Bu durum zaten b ir d izi ekonomik ve p olitik iç zorlu k la rla boğuşan Sovyet b ü rok ra sisin in işle rin i daha da zorla ştırm a k ta d ır. Sovyetler B ir liğ i tam b ir çıkm azın için d e d ir; on la r için kalmak a y rı b ir sorun, çe k ilmek a y r ı b ir sorundur. Şüphesiz, Sovyet revizyon istlerin d en ve ta k ip çilerin d en sorunu b öyle koym aları beklenem ez. Sovyet revizyon istleri ilh aka başvururken "e n tern a sy on a list", geri çekilmek zorunda k a ld ık la rın d a ise, " b a r ış ç ı " o lu y o rla r. Burjuva ikiyü zlü lü ğü de zaten burada kendini ele v e riy o r. U yduculuğu b ayrak edinenlere ise, b u «gerekçelere ayak uydurmak görevi d ü şü yor. Gelinen noktada, Sovyet rev izy o n istle ri, "s o s - y a lis t" im a jın ın yıp ran m a sı ve y a n d a şla r ın ın ça re sizliğ in in ortaya çık m ası p ah a sın a A fg a n ista n 'd a n geri çekilm enin se-^ naryosunu uygulam ak zoru n d a d ır. A fganistan işg a liy le b irlik te gündeme gelen ve "sosyalizm " a d ın a dönen d ola p la r ise, işin tu zu -b ib eri olm a k ta d ır. T era k k i'n in öldürülm esi, A m in'in önce yold a ş olm ası, 14 kez Sovyetler B ir liğ i' - nden müdahale için ç a ğ r ı y a p t ığ ın ın söylenm esi, sonra CİA a ja n ı ila n edilm e s i, Babrak K arm al'm önce emperyalizm y a n lıs ı b ir i olarak ilan edilm esi, sonra da gerçek sosy a list lid e r olarak sunularak işg a lle b irlik te ik tid a ra g etirilm esi, daha sonra d a, işe yaram az hale g elin ce, b ir darbe ile d evrilerek N ecibu llah' ın işb a ş ın a gelmesi v b. ise tam b ir rezalet ö rn ek lerid ir. A fganistan o la y ı, sosyalizm a d ın a em peryalist h e g o m o n y a cılığ m, uydu p o lit ik a c ılığ ın ın traji-kom ik öyküsünün örneğ id ir.

22 22 EKİM Sayı: 4 TBKP, SBKP nin izinde A. AZAD Revizyonizm dünya ça p ın d a şid d etli b ir k rizin için e girm iş b ulu n uyor. Revizyonizm, komünist id e o lo jiy i bozarak terk e- d iş, burju vala şm a, çürüme dem ektir. İk tid ard a k i kesim i, sosy a list k u ru m lan ve norm ları bozup terked ip, sistem i b u rju va y o la, yeni b ir s ın ıf olarak belirm iş b ürok ratik k astın egem enliğinde k a p ita lizmin restorasyonu yoluna soktu. M uhalefetteki ise, onunla s a v a şı kesip b u rju va topluma eklem lendi; kapitalizm i reform lar y olu y la eh lileştirm eyi kendine program e d in d i. Çağdaş revizyonizm in tü rlerin e b a k ıld ığ ın d a istis n a s ız tümünde bu özellik le r g örü lü r. Eurokomünizm çoktan b u rju va sistemin b ir p a r ça s ı haline gelm iştir. A dların d an b aşk a komünizmle ilg is i kalm ayan ve a lelade reform p a rtilerin e dönüşen Eurokomünist p a rtile rle sosyal-dem okrat p a rtile r a ra sın d a k i fark adeta kaybolm uştur. B a ş a r ıs ız lığ ın ve g e r iliğ in k a y n a ğ ı n ı "ra d ik a l sosyalizm "e y ık a n Çin r e v iz - yonizm i, b a tı kapitalizm i h a y ra n lığ ın a ve u ygu lam aların a dönüşm üştür. Sadece her renkten rev izyon ist akım ın d e ğ il, dünya b u rju vazisin in de a lla y ıp p u lla d ığ ı Y ugoslav revizyonizm i tamamen ifla s etti. Yugoslav sistem inin h a s ta lık la r ı, sa hip o ld u k la rı soru n lar -ik tis a d i k riz, en fla sy on, iş s iz lik, ifla s la r, d o la n d ır ıc ı l ı k, y iy ic ilik, k a p ita list sisteme b a ğ lıl ı k, b o rç, sömürü, u lu sal b a s k ı- herhang i b ir k a p ita list ülkeden, örneğin Türkiy e 'd e n, fa r k s ız d ır. Doğu A v ru p a 'd a k i sözde sosy a list ü lkeler de benzer soru n la rla k a rşı k a r ş ı- y a d ır la r. P olon y a 'd a sistem süngü gücüyle ayakta k a la b ild i. Öyle k i, işçile r adeta blok halinde sistemin k a r ş ıs ın a d ik ild ile r. Bunu, "b a tı" ya da "CIA k ışk ırtm a sı" ile izah ed enler, kasten o lg u la ra gözünü kapayan b a ğn a zla r d e ğ ilse, bilim d ış ı b ir konum dadırlar. Romanya, M acaristan fa r k lı mı? Ya B ulgaristan? Sözde k ız ıl başkentin i Türk m a fia sın ın ik in ci adresine dönüştüren, ülkesinde. Türk ve müslüman kökenli a d la r dan b ile ra h a tsız olan b ir ülke! Revizyonist sistemin en güçlü ve en is tik r a r lı ülkesi Sovyetler B ir liğ i'n d e de, sistem tıkanm a n oktasına gelm iştir. G orb a ç o v 'u n reform ları bu tıkanm ayı g id ermeye y ön e lik tir. Ama, bunun için k a r, meta, p iy a sa m ekanizm alarını harekete geçiren b ir sistem in nereye g id e ce ğ i, ne olduğu a çık d eğil mi? Demokrasi tantanala r ı ise, gerçek te, konumunda ve ç ık a r la rın d a köklü b ir d eğişik lik ya p m a k sızın, hantal bürokratik y a p ıy a dinamizm vermey i, iş ç ile r i ise, daha çok ça lıştırm a k iç in, "p rim ", "kardan p a y " g ib i d ü rtü lerle sözde yönetime katm ayı a m a çlıy o r. K ru şçev'in b a ş la t t ığ ı, a rd ın d an gelenlerin devam e ttird iğ i, komünist id e o lo jiy i deforme etme, sosy a list norm ları terketme sü re ci, Sovyetler B ir liğ i'n i b u rju va yola soktu. B ürokratik kast sem irdik çe, kendini sü rek li artan im tiyazlarla d on a ttık ça, ç a lış a n la r sisteme y a b a n c ıla ş tı. Sistem çıkm aza g ir d i. Ekonomi sü rek li g e r ile d i. Bir süper devlet ola ra k, ABD ve B a tılı k a p ita list d evletlerle g iriş ile n ç ılg ın silahlanm a y a r ış ı ekonominin k ald ıra m a y a c a ğ ı noktaya v a r d ı. G orbaçov'u n b a r ış a ta k la r ı, eşitsiz gelişm enin y a r a ttığ ı bu g e r iliğ i, silahlanm a harcam alarım ı a za l tarak ekonomiye nefes a ld ırm a y ı amaçlıy o r. 27. K ongre'de sistem atik olarak ifa d e edilen partin in iç ve d ış s tra te jisi tamamen bunun üzerine kurulm uştur. Rapor d ikkatle incelen d iğin d e görü lecektir k i, ora d a, ustaca gizlenm eye ç a lış ıla r a k b ir süper devletin ih tiy a ç la r ı d ile getirilm iştir ve her şey buna ta b i k ılın m ış t ı r. B arış ve devrim sorunu k a rşı k a r ş ı ya kon ularak, devrim, nükleer savaşa yola ça ca k b ir tehlike unsuru olarak tan ım lanarak, red d edilm iştir. Bu a çıklam a n ın hemen a rd ın d a n, terörizm i kınam a a - d m a, ilk esel olarak terörizm e k a rşı olunduğu a çık la m a sı g e liy o r! Bu, b u rju v a z iy le ortak d il oluşturm a ç a b a s ın ı ifa d e e d iy o r. Dünyanın soru n la rın ın çözümü ve geleceğ in in belirlenm esi için ABD ve d i ğer k a p ita list devletlere iş b ir liğ i ç a ğ r ı s ı ve her şeyin buna ta b i k ılın m a sı e ş liğ in d e, bütün k ıta la rd a k i "sa v a ş teh lik e si o c a k la r ın ı" ve "s ıc a k n ok talarda ça tışm a durumunu söndürme y o lla r ın ı b u l mak iç in ", yani devrim leri durdurmak i - çin "k ollek tif a r a y ış la r " ön erilm iştir. B öylece, b ir süper devlet ola ra k Sovyetler B ir liğ i, iş ç ile r in ve h a lk la rın kendi gelecek lerin i ve sistem lerini. belirlem e h a k k ın a, yani devrim h a k k ın a, ABD ve d iğer k a p ita list d evletlerle b irlik te ipotek koymak istem ektedir. 2 7.Kongre ra p ö-

23 Ocak 1988 EKİM 23 ru devrim ve enternasyonalizm fik rin in ustaca ve dem agojik b ir re d d id ir. "Savaş teh lik esi" so p a sıy la komünist p a r tile ri devrim fik rin den vazgeçirm e, o n la rı kapitalizm e k a rşı " s a ld ır ı tu gayl a r ı n d a n, b u rju va düzene eklemlenmiş z a r a r s ız "b a r ış tu g a y la r ı"n a dönüştürme p o litik a s ı, K ruşçev'den b eri SBKP'nin değişm ez p o litik a sı olm uştur. Ve hiç kuşkusuz, "k a rd e ş", daha çok da "uydu" p a rtile r de k en d ilerin i bu duruma süratle u y a r la m ış la r d ır. Bu bakım dan, b izde geniş ta rtışm alara yolaçan TBKP'nin "yen i y o lu ", Kutlu ve S a r g ın 'm dönüşü h iç de ra stla n tı d e ğ ild ir. Şüphesiz bu değişim in iç ve d ış nedenleri v a r. Dış etken, SBKP ve onun evrim id ir. SBKP dünya stra tejisin in eksenine " b a r ış " ı k oyu yor. Devrimin yerine de onu d ışta la y a n ne id iğ ü b e lirsiz b ir "toplum sa l ilerlem e" fik rin i g e ç ir iy o r. TBKP a yn ı stra te jiy i a kta ra ra k, "B arış ve Demokratik Yenilenme P rogram ı" ön eriyor. Bunun için kendi b u r ju v a z is iy le. "d iy a lo g ve iş b ir liğ i p o litık a sı"n a g e çiy o r. SBKP, b a r ış ve devrim sa v a ş ım ın ı k a rşı k a r şıy a g e tiriy o r. Devrimi, b a r ış ı tehdit eden b ir unsur olarak sunuyor. TKP (şim di TBKP) te k ra rlıy o r: "TKP a yn ı zamanda gerek s ın ı f s a v a ş ın ıt ve erekse u lu sal kurtuluş h arek etlerin i fa b ç) bugünkü dünya k o şu lla rın a, ortaya çık a n yeni duruma, yani b ir nükleer savaş teh likesin in giderek a rtıy o r olm asına b a ğ lı b ir şekilde ele almak g erek tiğ i ni ifa d e" e d iy o r. Ve devam la, "Yeni olan bu durum, Kürt sol ve yu rtsever p a rti ve gru p la r için de, mutlaka d eğerlen dirilm esi gereken yeni teh likelere ve ola n a k la ra da işa ret e d iy o r. Bu durum a yn ı zamanda Kürt yurtsever g ru p la rın ın p olitik ve ask eri stra tejilerin in gözden geçirilm esi i - çin de b ir zorunluluk olm uyor mu?" diye ek liy o r. (A tılım, 1 E ylül 1987, s a y ı 207) Görüldüğü g ib i, TKP, şüphesiz kendi b u r ju v a zisin in ç ık a r la r ın ı korumak iç in, ayn ı gerek çeyle, nükleer savaş teh lik esi gere k çe siy le, s ila h lı Kürt kurtuluş hareketini durdurm ayı ön eriy or. "Anti-PKK s iy a - set"in gerekçesi işte buna d a y a n d ır ılıy o r! SBKP, "s ıc a k n o k ta la r"ı ortadan k a l dırm a ön erisin in hemen a rd ın d a n, terörizme k a rşı olma a d ın a, h içb ir k a y ıt k oym a k sızm, "SSCB ilk esel olarak terörizme k a r ş ıd ır ve onun kökünü kazım ak için öteki d evletlerle işb ir liğ in e h a z ır d ır " (b k z. 27. Kongre Raporu) sözle riy le, gerçek te, k a çın ılm a z olarak şiddete başvuran d evrim leri de k a r şıs ın a a la b ile ceğin i anlatmak istiy o r. TBKP Program ında bunu daha a çık te k ra rlıy o r, "her türlü terörizmin p o litik m ücadele a ra cı olarak k u lla n ılm a sın ı mahkum eden yeni b ir p olitik kültür" ön erisi e şliğ in d e, "devrim in b a r ı ş ç ı l yolunun k aza n ılm ası stra te jisi"n e g e ç iy o r. Sovyetler B ir liğ i'n in, genel s tr a te jis i ne, ABD ile çelişk ilerin d en ya ra rla n a ra k Avrupa k a p ita list d ev letlerin i ABD* den u zaklaştırm a p o litik a sın a k a tk ıy ı, TBKP, NATO içinden yapm ayı h ed efliy or. Adım, adım dünya k a p ita list sistem iyle bütünleşen sözde sosy a list ü lkeler b a tı kapitalizm ine avuç a çarken, b a z ıla r ı da İM F'ye b a ğ la n ırk e n, TBKP'de ş a r tlı o la rak AT1a g irile b ile ce ğ in i program ına koyu yor. Öte yandan, TBKP'nin yeni NATO ve AT p o litik a s ı, şü ph esiz, kendi b u rju v a z i sinin ç ık a r la r ın ı ya da d iğ er b ir d eyişle "u lu sa l ç ık a r la r ı" da g özetiy or. Özetle, TBKP, "büyük kardeş"in s tra te jis in i, kendi b u rju v a zisin in ç ık a r la r ın ı da gözeterek u lu sal koşu lla ra ustaca u y a r lıy o r. D iğer, "k ard eş" p a rtile r TBKP'den fa r k lı mı? Sovyetler B ir liğ i, M a rcos'a o y n a y ın c a, F ilip in ler rev izyon ist p a rtisi de, M arcos'd a "u lu sa l ç ık a r la r " ı "a n - ti-em p eryalizm "i, hatta "dem okratikleşm e"- y i k eşfetti; F ilip in k a s a b ın ı d estek ledi. Marcos da onu k u lla n d ı. A ynı tutumu A rjantin Komünist P a rtis i, A rjantin cu n tas ın a, V id e la 'y a k a rşı ta k ın d ı. TUDEH, utanç v e r ic i b ir şekilde Hum eyni'nin k a n a tla rı a ltın a s ığ ın d ı. K u lla n ıld ı, ama yara n am a d ı, İran c e lla d ın ın k ılıc ın d a n k u rtu la m a d ı. Özetle, TBKP'nin bugün y a p t ığ ı sad e ce k endini SBKP'nin yen i stra te jisin e u - y a rla m a k tır. Bu genel sonuca ik i özel n ok tayı eklemek g erek iy or. Y ılla n m ış oportünist P erin çek, TBKP Program ının "n a sıl gümrükten geçiririm " k a y g ıs ıy la y a p ıld ığ ın ı ve bunun ica zet olduğunu y a z d ı. Doğrud ur, şüphesiz TBKP bu k a y g ıy ı da t a ş ıd ı. E k sik tir, a s ıl nedeni d e ğ ild ir ; TBKP, "yen i y o l"a uygun b ir program h a z ır la d ı, ve bu p rogram ın ın da gümrükten geçmemesi için h iç b ir neden o lm a d ığ ı na k arar k ıld ı. Şim dilik t a k ıld ı, zira y ön etici s ın ıfla r henüz bunun için h a z ır ya da anlaşm ış d e ğ il. Ancak Perinçek b ir şeyi a tlıy o r : "Y asalara n a s ıl takılm am " k a y g ıs ıy la da program yapılm a z. "Gümrük Y a sa la rı" içerd e veya d ışa rd a olan için farketm iyor. Bu bakım dan, SP, ve TBKP p rogra m la rın ın y a p ılış ın ın tem elindeki a n la y ışta fark yok. K utlular, S a rg m la r, P erinçekler fa r k lı renkten de o lsa la r, hepsi a yn ı iplikten dokunm u şla rd ır. İk in ci nokta d a, Behice B o ra n 'm ölümü, ve bunun, fa r k lı içerik ve gerek çelerle de o lsa, b u rju vazin in b e lir li (Devamı s.37'de)

24 24 EKİM S a y ı:4 On beşler ve sosyalizm Mustafa Suphi ve 14 y o ld a ş ın ın Kemalis t b u rju v a zi ta ra fın d a n k a tled ilişin in üzerinden 67 y ı l g e çti. M.Suphi ve TKP s i, Türkiye p roleta rya hareketinin b a ğ ım sız b ir p olitik güç ola ra k tarih sahnesine çık m asın da b ir dönüm n ok ta sı, sosyalizm sa v a şım ın d a kilom etre t a ş ıd ır. Bu gerçek o derece k a lıc ı b ir iz b ır a k tı k i, sosyalizm a d ın a ortaya çık a n bütün akım lar, M.Suphi d a v a sın a sahip ç ık t ıla r. Fakat bu sahip çık m a, b u rju va s o sy a lis tle ri a ç ısın d a n, b ezirg a n ca olurken, k ü çü k -b u rju va sosy a lis tle r i a çısın d a n, TKP d a v a sın ın özü kavranm adan, d uygusal b ir b a ğ l ıl ı ğ ın ötesine geçm edi. Suphilerin katledilm esinden son ra, Kemalizmle uzlaşm a ç iz g is i süreç içinde TK P'yi k ü çü k -b u rju va sosy a list b ir p a r tiye dönüştürürken, Y. Dem irler, 1. B ilen ler, H.Kutlular revizyon ist-reform ist b ir ç iz g i y i sistem leştirerek, b u rju va düzen savu nuculuğunu teorileştirerek, TKP d a v a sın a ihanet e ttile r. Bütün akım lar, M.Suphi d a v a sın a sahip çık a r görünm elerine rağm en, bu d avanın ne olduğunu b elgelere dayanarak ortaya koym am ışlar ya da koymak istem em işlerd ir. Bu konuda, b u rju va sosy a listle ri ile k ü çü k -b u rju v a s o sy a listle ri a ra sın d a da ayrım yapmak g erek ir. Ö rneğin, TKP ve T K İP -A yd m lık re v izy o n istle ri, M.Suphi nin görü şlerin i bilm elerine veya her an bulabilm e ola n a k la rın a sahip olm aların a rağm en, bunu ya gizlem işler ya da kendi teori ve p ra tik lerin e destek olarak kullanm aya ç a lış m ış la r d ır. K üçük-burjuva s o sy a listle ri ise, M.Suphi ve TKP sine sahip ç ık a r görünmelerin e rağm en, b elgelerin s ı n ı r l ı l ı ğ ı n ı n da e tk is iy le, bu d a v a y ı öğrenme, k a v ra ma yönünde cid d i b ir ça b a harcam am ışla r, sadece ya b ir değinip geçm işler, ya da görm ezlikten g elm işlerd ir. Şüphesiz, M.Suphiler ve d a v a s ı, b u r ju v a ve k ü çü k -b u rju va sosy a listlerin in y a k la şım la rı ile k a v ra n ıla m a zd ı, a n la ş ı la m a zd ı. Şu ana kadar su yüzüne çık m ış b elg eler b ile, M.Suphi TKP s in in ' sağlam b ir s ın ı f b a k ış a ç ıs ın a, sosy a list p ersp ektife sahip olduğunu, p rogram atik, taktik ve örgütsel soru n la rın bu b a k ış a ç ıs ı ile ele a lın d ığ ın ı yeterince k a n ıtla m a k ta d ır. B urada, b ir ta rih çi ola ra k, Mete T u n çay ın gerek "T ü rk iy e'd e Sol perspektifi A k ım lar", gerekse "Eski Sol Üzerine Yeni B ilg ile r" eserleri ile TKP d a v a sın ın a y d ın la tılm a sın d a önemli ç a b a la r ın ı a n - m a lıy ız. * M.Suphi ve TKP'nin görü şlerin i k a v ra mak a çısın d a n, o dönemde, gerek u lu sla ra ra s ı p la n d a, gerekse de ulusal p landa önem ta şıy a n üç n oktayı ortaya koymak g erek ir. Bunlardan b ir in c is i ve en önem lisi, p roleta rya devrim leri dönemini b a şla ta n, dünyada olduğu kadar T ü rk iy e'd e de derin etk iler yaratan Ekim Devrimi 'd i r. Rusya g ib i geri b ir ülkede, Ekim Devrimi ile b u rju vazin in ve toprak sah ip lerin in iktid ardan a la şa ğ ı edilm esi, p roleta rya ve emekçi köylülüğün Sovyetlerde som utlaşan özel ittifa k biçim i ile p ro le ta ry a n ın ik tid a ra gelm esi, Türkiye g ib i, em peryalizm e b a ğ ım lı geri kalm ış d iğer ülkelerde p roleta rya ve emekçi k itlelerin devrim ci savaşım ın d a zengin b ir deneyin ve maddi ve manevi olarak büyük b ir destek gücünün oluşm asın ı s a ğ la m ış tır. Sadece bu kadar da d e ğ il. Ekim Devrimi, Şubat devrim i son ra sı deneyle de k a n ıtla n d ığ ı g ib i, burju vazin in ik tid a ra g e l mesinin -b u k ü çü k -b u rju v azi de olsa^ p roleta rya ve geniş emekçi y ığ ın la r ın özlem lerine y a n ıt verm ed iğin i, bu özlem lere ancak, demokratik g örevleri de yerin e getiren b ir p roleta rya devrim inin y a n ıt v e reb ile ceğin i, p roleta ryanın dem okrasi sa v a şım ın d a en tu ta rlı s ın ı f olduğunu da k a n ıtla m ış tır. B elirtilm esi gereken ik in ci nokta ise, o dönemde T ü rk iye'd e em peryalizm e k a rşı verilen u lu sal kurtuluş sa v a şın d a somutlaşan ve p a d iş a h lığ ın y ık ılm a sın a varan b ir b u rju va devrim inin y a şa n ıy o r olm asıd ır. M.Kem al'in ön d erliğin d ek i b u r ju v a z i, emperyalizme k a rşı -bütün s ı n ı r l ı l ı ğ ı n a rağm en- u lusal kurtuluş s a v a ş ın ı örg ü tled iğ i g ib i, p a d işa h lık k a r ş ıs ın d a, a y rı b ir hükümet oluşturarak ik tid a r ı ele geçirm e sa v a şım ı da verm ektedir. Burjuv a z i, 23 Nisan 1920' de A n k a ra 'd a TBMM'yi top la yara k ik tid a rı ele geçirm e sü recinin en önemli a d ım ın ı a tm ıştı. Üçüncü o la ra k, M.Suphi'nin ve TKP' nin görü şlerin in oluşm asında, III.E n te r n a s y o n a l in ve onun önderi B olşevik

25 Ocak 1988 EKİM 25 P a rtis i'n in b e lir le y ic i b ir rol o y n a d ığ ın ı b elirtm eliy iz. 1914'de R u sy a 'y a geçen M.Suphi, k ısa sürede B olşevik lerle iliş k i kurmuş ve M arksist-leninist görü şleri benim seyerek 1915'de RSDİP'e üye olmuştu r. T ü rk iy e'y e dönene k a d a r, RSDİP içinde a ktif olarak ç a lış a n, b ir d izi u lu sla ra ra sı fa a liy ete k a tıla n M.Suphi, a yn ı dönem için d e, Kuruluş Kongresi de d a h il, III.E n te rn a sy o n a l'in ik i kongresine Türkiye delegesi olarak k a tıla ra k zengin b ir deneyim k a za n m ıştır. A y r ıc a, TKP'nin B irin ci Kongresi Komintern delegelerin in gözetim inde y a p ılm ış tır. Bu üç n oktayı k ısa ca b elirttik ten son ra, bu o la y la r ın da derinden etk isi ile oluşan TKP'nin g ö rü şlerin i d eğerlen dirmeye g e ç e b iliriz. Her şeyden önce, b ir p artin in n ite liğ i ni değerlendirm ede, içinde y a ş a d ığ ı süreci hem u lu sla ra ra sı bağlam da hem de u lu sal bağlam da yakla şım, b ir mihenk t a ş ıd ır. Sürecin y a n lış ta h lil edilm esi k açın ılm a z o la ra k, teorik ve p olitik soru n larda y a n lış son uçlara v a r ılm asına neden o la c a k tır. Sürecin doğru d eğerlen dirilm esi en geniş anlam ı ile için d e y a şa n ıla n ça ğ ın ve devrim in teorik-program atik soru n la rın a doğru b ir çözümün getirilm esi dem ektir. TKP bu sorunda Leninizm m evziin d edir. TKP'nin çağ değerlendirm esinin temelin d e em peryalizm olgu su ve bunu tamamlayan tez olarak p roleta rya devrim i sorunu yatm aktadır. M arksizm-leninizmin g e çe rsiz liğ in i ilan eden rev izyon istler d ış ın d a, "sosyalizm " a d ın a konuşan tüm akım lar da ça ğ ım ızın em peryalizm ve p roleter devrim ler ç a ğ ı olduğunu sözde kabul etm ektedirler. Sorun bu tanım lam ayı benimsemek d e ğ il, bundan ne a n la şılm a sı g erek tiğ in i ortaya koyarak p roleta ry a hareketinin k a rşı k a rşıy a olduğu soru n la rı a ydın la tm a k tır. M arksist-l eninistler a çısın d a n bu değerlendirm eye temel teşkil eden o lg u la r, kapitalizm in em peryalist aşam aya ulaşm a s ı ile b irlik te ta rih sel olarak gününü d old u rm ası, genel olarak dünyam ızın p roleta rya devrim i için olgu n la şm a sı, ve ça ğ ım ızın tipik o la y ın ın p roleta rya devrim iyle ile karakterize o lm a sıd ır. Komünist p a rtisin in stra teji ve program ı bu gerçek zemine oturmak zoru n d a d ır. "Biz k arşım ızd a duran ta rih i devrin içtim ai inkilap d evri olduğuna k a iliz " (l) "Sermayenin beynelm ilel karakterine ve beynelm ilel ta h rib a tın a k a rşı b eyn elmilel b ir cephe vücude getirm ek! İşte komünizmin ilk ş ia r ı ve temel ta ş ı. T ü rk iy e'n in kurtuluşu, dünyanın kurtuluşu ile, yani sermayenin m ahvedilm esiyle k a b il o la b ilir." (2 ) diyen TKP bu gerçeğ i d ile getirm ektedir. K üçük-burjuva p o p ü lis tle ri, çağ d eğerlendirm esinde sözde M arksist-l eninistlerle a yn ı ifa d eyi kullanm alarına rağmen onla r, p roleta rya devrim i teorisi sorununda ça ğ ım ız ın Marksizmi olan Leninizm mevziinde d e ğ il, II.E n tern asyon al op ortü n istlerin in, on la rın ü retici gü çler teorisin in m evziin d ed irler. K üçük-burjuva sosy a listlerin e göre p roleta ry a devrim i a çısın d a n k oşu lla r 19.y ü z y ıld a ne ise, bugün de od u r. Onlara göre, bugün sadece, Avrupa ü lk e le ri, Amerika ve Japonya g ib i g e liş miş k a p ita list ülkelerde p roleta rya d e v rimi gündem dedir. Geri kalan tüm dünya ü lkelerin de ya demokratik devrim ler ya da u lu sal kurtuluş s a v a ş la r ı, sözün özü, b u rju va özlü devrim ler gündem dedir. Onlara göre, ça ğ ım ızın tipik o la y ı p roleta rya devrim i d e ğ il, b u rju va d evrim id ir. Suphiler fa r k lı düşünm ektedirler. Onlar bu çağ a n la y ış ın ın da sonucu o la ra k, bütün g e riliğ in e rağm en, o günün Türkiy e 's in d e, u lu sal kurtuluş s a v a ş m a, b u r ju v a veya k ü çü k -b u rju va devrim a n la y ış ı ile d e ğ il, p roleter b ir a ltern a tifle, komünist p a rtisin in ön derliğin de ve Sovyet devrim inin doğrudan ya rd ım ı ile, sosy a lizme a çıla n işçi-k ö y lü sovyetleri a r a c ı lığ ıy la ik tid a rın alınm ası p ersp ek tifi ile k a tılm ış la r d ır. Bu g örü şlerin i şöyle d ile g e t ir iy o r la r d ı: "M a'h aza, b ir taraftan em peryalistlere k a r şı tevcih edilen bu m übarezenin d eva m ı, d iğer taraftan b ilh a ssa içtim ai in k i- la b ın A vru p a 'd a in tiş a ri, s ı n ı f ı iz 'a n ın tekemmül ve in k iş a fı üzerine mühim te s irler icra ederek, T ü rk iy e'd ek i hareketlerin içtim ai mahiyet alm asına yardım etmekte ve sosyalizm esa sın d a amele ve rençber şu ra la r cum huriyeti te sisa tın a müsait ş a r tla r ı ihzar eylem ektedir." (3 ) "1 - Ancak sermaye ve para tehakkümün devrilm esi ve y a ln ız sosyalizm d e v riminin bütün cihana d a ğ ılm a sı sana tam ve sağlam b ir hürriyet v erecek tir. Sen, serm a yed arla rın, zen gin lerin, toprak sa h ip le rin in, p aşa ve a ğ a la rın etki ve b a s k ıs ın ı y ık t ığ ın ve bütün kuvvetinle sosyalizm devrim ini kendi memleketinde savunduğun ve y a y d ığ ın takdirde u lu sla ra ra s ı devrim in ilerlem esine yardım etmiş olu rsu n." (4 ) "12- Ey T ü rk iye'n in ezilen işçi ve k ö y lü le ri, her zaman b ir şeyi h a tırın d a n çık arm a: Avrupa ve T ü rk iy e'd ek i bütün serm ayed arlar, zen gin ler, p a şa la r, a ğala r, papaz ve tutucu m olla la r, büyük su b a y la r T ü rk iy e'y e hükm ettikçe, sermaye ve p ara e s ir liğ i ortadan kalkmaz ve işçi ve köylü h a lk ı kendi devlet ve hakim iyetine kavuşam az. Haydi s ila h ın ı elin e a l, bütün dünya yoksul ve ezilen işçile rin b a ş la d ık la r ı sosyalizm sa v a şın d a ile r i s a fla ra y o lla n, y o lla n!"(5 ) TKP'nin devrim p erspek tifin e ilişk in

26 26 EKİM Sayı: 4 görü şlerin d e, üç Rusya devrim inde yaşam bulan ve Ekim Devrimi 'nden sonra Komünist Enternasyonal ta ra fın d a n te o r ile ş tir i- lerek özellik le geri kalm ış ü lkelerin komünist p a rtilerin e ön erilen sovyet örgü t lenm esi b e lir le y ic i rol oyn am aktadır. Kongrede kabul edilen program ın "B azı Akide ve E saslar" b a ş lığ ı a ltın d a, "Amele ve rençber şû ra la r cum huriyeti", "emek sarf etm eksizin yaşayan tu feyli s ın ıfla r h a riç olmak üzere h alk ın çoğunluğunu e tra fın d a top la yara k işçile rin iş le tic ile r ta ra fın d a n soyulm asına nihayet verecek" ve "kapitalizm ile komünizm a ra sın d a k i d e v r -i in tik ale a it, muvakkat b ir ş e k l-i hüküm ettir" şeklinde b ir yönetim biçim i olarak a n la tıld ık ta n son ra, p artin in stra te jis i ile ilg ili olarak da şu nlar b e lir tilm ektedir: "F ırk a, h a lk ç ılığ ın en yüksek şek li olan amele ve ren çber şu ra la r cum huriyetinin tesisi yolunda yoru lm a k sızın ç a lış mak ve bunun için evvel emirde teb lik at ve n e şriy a tı ile mağdur s ın ıfla r ın h a k i- m etlerini temsil eden bu ş e k l-i hükümeti ken dilerin e sevdirm eyi va zife b i l i r. "(6 ) Bütün b u n la r, Suphilerin n a s ıl b ir p ersp ek tif ve stra teji ile yola ç ık t ık la r ı n ı orta ya koym aktadır. Suphilerin bu a n la y ış ı devrim in d iğer soru n la rın a da y a n sım a k ta d ır. Ö rneğin, u lu sal sorun konusunda, u lu sla rın hak e ş itliğ i ve kendi k aderin i tayin h a k k ın ı savunm anın y a n ıs ır a, ça ğ ım ızd a u lu sal sorunun çözümünün p roleta ry a devrim ine b a ğ lı olduğunu orta ya k oym a k tadırla r. "1 - Sömürge, bugünkü h a liy le is tila c ı l ı k d evrin i geçiren s ın a i, mali ve tic a r i tek e lciliğ in zorunlu b ir ürünü olduğu g ib i, m illi çatışm a ve sa v a şla rd a da varolan ik tisa d i ve s iy a s i şartla rd a n çık a n b ir fa c ia d ır. "Toplumun k a d eri, zen gin liğ e dayanan serm ayedarlardan, fe tih çilik ve yağm a cılık la şöhret kazanm ış hükümet eden em irler ve hüküm etlerle, bunlara sa tılm ış b ir avuç eşra f ve memurlardan ibaret b ir a z ın lık s ı n ı f ı elinde k a ld ık ça bu fela k etlere son vermek imkanı y o k tu r."(7 ) "Nazmi yold a ş Şark M eselesini b u rju vazin in halledem eyeceğini, ve halletmek istem ediğini ve ancak şa rk ı p a rça la y a ra k fa k ir h a lk ı kendisine esir etmekten başka b ir maksat takip etm ediğini beyan ettik ten sonra *şu sözler ile nutkuna nihayet verm iştir: "Bunun ancak b ir su re t-i h a lli v a r d ır. Bu m eseleyi meydana çık a ra n b u rju va zin in y ık ılm a s ı, s ı n ı f ı ve s iy a s i tahakkümün mahvı ve T ü rk iy e'd e içtim ai in k ila b m in k işa fı ve şûra hükümetinin kurulm ası! Y aşasın müstakil Türkiye S osya list Şuralar Hükümeti!"(8 ) K öylülüğe k a r şı tutum, köylülük için d e ça lışm a - s ı n ı f p ersp ek tifi kaybedilm eden- TKP'nin program atik ve p ra tik soru n lara ilişk in değerlendirm elerinde çok önemli b ir yer tutm aktadır. Çünkü, "memleketteki nüfusun ek seriy etin i köylü ler teşk il ed er. T ü rk iy e'n in şeh irlerd e, sa n ca k la rd a oturan insan k itlesin in çok ve pek çok k ısm ın ı köylerde görü rü z. N üfus'u umuminin yüzde sekseni k öylü d ü r." A çık tır k i, b öyle b ir ülkede, s o sy a liz min maddi ön k o şu lla rın ın olm a d ığ ı b ir ülkede, y a p ıla c a k devrim, ilk iş olarak ekonominin sosy a list örgütlenm esini d e ğ il, ö zellik le sosyalizm e geçişin ön k o ş u lla rın ı y a ra ta ca k kapsam lı b ir demokratik reform p rogra m ın ı hayata geçirm ek zoru n d a d ır. Burada a s ıl vurgulanm ası gereken ise, dem okratik reform ların çözümünün b a ş lıc a b ir amaç ola ra k - ele alınm am ası, bu görevlerin b u rju va veya k ü çü k -b u rju v a ik tid a r ı a ltın d a d e ğ il, komünist p a r tis i nin ön d erliğin d e, işçi-k ö y lü sovyetleri a r a c ılığ ıy la gerçekleştirm e ve sosyalizm e g e çişi teminat a ltın a alan b ir p ersp ek tifin v a r l ığ ıd ır. TKP'de bu p ersp ek tifin, hem de o günün b ilin en k o şu lla rın d a, h ayata geçirilm eye ç a lış ılm a s ı, "sosy a lizm " a d ın a günümüz k oşu lla rın d a savu nulan görü şler dikkate a lın d ığ ın d a, daha derin b ir anlam k azan m ak tadır. Y ılla r d ır lib e ra l sol akım lar ve k ü çü k -b u rju v a p o p ü listle ri, b u rju va dem okrasisi ve dem okratik kapitalizm p e rsp ek tifi ile s ın ı r l ıl ık l a r ın ın b ir sonucu o la ra k, devrim ci s ın ıf ç iz g isin i k a ra rta ra k, sözde u lu sal b u rju vazin in en a zın dan b ir kesim ini kazanma p o litik a sı güderek, s ın ı f iş b ir lik ç iliğ in e k a p ı a ra la d ıla r. Suphiler ise, p role ta ry a y ı "2-T ü rk, müslüman, y a b a n c ı, her ne olu rsa olsun büyük veya küçük serm ayedarlar ve zen gin lerle b ir lik ve ittifa k yapm a" (9) d iyerek u y a r ıy o r la r d ı. Yine program ın teorik bölümü ile ilg ili b ilg i veren M.Suphi, b ir başka yerde de bu g erçeğ i şöyle vu rgu lu yord u: "Bizim program ım ıza mukaddeme olarak ta vzih ve telebbuuna muhtaç olduğumuz m addelerden b ir i de, Türkiye g ib i Avrupa k apitalizm in in pençesinde ezilen memleketlerin b u rju va d em ok ra tlığı ile kurtulm aya m uvaffak olm ay acağı m eselesidir" (10) "1908'den itibaren Türk gen çliğ in in b ir kısm ı h a lk ın selam etini sosy a l b ir devrimden başka b ir şeyde b u la m a y a ca ğ ı n ı a n la m ıştı. Ama o s ır a la r so sy a list ça lışm a k ıs ıt la n m ış t ı... Doğudaki g erek li ekonomik ve sosyal değişim in sosy a l devrim le gerçek leşeb ileceğ i yolu n daki i - n a n çla rı Ekim o la y la rın d a n sonra iy ice p e k iş t i... "Biz Türk s o sy a listle ri için önemli ve b ir in c i görev, Doğudaki kapitalizm in kökünü k a zım a k tır." (11)

27 Ocak 1988 EKİM 27 M.Suphi ve y o ld a ş la rın ın k a v r a y ış ı, sadece program atik tesp itler olarak da k alm am ıştır. O günün k o şu lla rın d a, Türkiye nüfusunun %80'i k ır s a l alanda yaşam asına rağm en, kom ünistler en başta p roleta ry a y a sosyalizm b ilin cin i taşım a, gelişen harekete önderlik etme ve p a r tiy i p roleta ry a n ın b a ğ rın d a inşa etme g örevine özel b ir önem v erm işlerd ir. İsta n b u l, Zon gu ldak, E skişehir kom ünistlerin ç a lış m a la rın ı y o ğ u n la ş tır d ığ ı önemli merkezler durum undaydı. Ö rneğin, TKP yön eticilerin d en Ethem Nejat, TİÇSP'nin fa a liyetlerin d en sözed erken, n a s ıl b ir p ersp ek tifle yola ç ı k ı l d ı ğ ı n ı ortaya koym aktadır. "P arti (T ürkiye İş çi ve Ç iftçi Sosyalist P a rtisi -TG) İs ta n b u l'a m erkezini nak il eder etmez iştim ai in k ila b m h edefleri hakkın d a v a si malûmat edinm esi ve o rg a nize olm ası lüzumuna k a t'iy e n kani bulunduğundan, ilk iş olarak İstanbul am alesini işçi b ir lik le r i etra fın d a top la maya s a r f-ı mesai e y le d i"(12) Y ılla r d ır kendini p roleta ry a n ın komünist p a rtisi ya da p olitik öncüsü ilan eden k ü çü k -b u rju va p opü list a kım lar, k ü çü k -b u rju v a toplum sal s ın ı f zemininden kurtu lam a d ık la rı g ib i, partin in p roleta r ya n ın d ış ın d a da k u ru la b ile ce ğ i, 5-10 y ı l k ü çü k -b u rju v a zi içinde örgütlenm enin doğ a l olduğu v b. g ib i a nti-l en in ist görü şleri de te o rile ştird ile r. O ysa, proleter so sy a list s ın ı f ç iz g is i, k ü çü k -b u rju v a dem okrasisinden teorik ve p ra tik olarak kopuşu gerçek leştird ik ten son ra, komünistlerin bütün e n e rjile ri ile s ın ı f h areketinin p o litik örgütlenm esine, s ın ı f için d e p a rtiy i örgütleme görevine sa rılm a y ı g e rek tirir. Bu p ersp ek tifi, TK P'yi oluştu ran kom ünistlerin y a k la şım la rın d a ve p ra tik ça lışm a la rın d a da görmek olan ak l ı d ı r. Henüz TKP kurulm adan ortaya çık a n g ru p la r, ilk iş o la ra k, p roleta rya hareketinin b a ğ ım sız b ir p olitik güç olarak örgütlenm esi görevine "a ğırlık verm işlerd ir. Günümüz Türkiye'si* ile k a r ş ıla ştırıla m a y a ca k düzeyde geri b ir ekonom ik-toplum sal yapılan m aya sahip o günün k oşu lla rın d a Suphilerin bu a la n d a ki ç a b a la r ı ve y a k la şım la r ı, on la rın sağlam s ın ı f p ersp ek tiflerin in c a n lı b ir örneği durum undadır. Buraya kadar a n la tıla n la r göstermekted ir k i, o günün kom ünistleri, Türkiy e 'n in geri ekonom ik-toplum sal y a p ıs ın a rağm en, sözde d eğil gerçekte, içinde ya şa n ıla n ça ğ ın ö z e llik le r i,nson u çla rı ve bunun kom ünistlere ne g ib i görevler y ü k led iğ i konusunda sağlam b ir b a k ış a ç ıs ın a sa h ip tirle r. Su philer, ülkenin geri ekonom ik-toplum sal y a p ıs ın d a n hareketle veya b u rju va dem okratik görevler n ed en iyle, demokratik kapitalizm ya ratm ayı ya da b u rju v a dem okrasisini kendine program edinmemiş, işçi-k ö y lü ik tid a r ın ı, ta rih in t a n ıd ığ ı en demokratik yönetim biçim i olan sovyet ik tid a r ın ı temel alan b ir program ve stra te jiy i benim sem iştir. Şüphesiz, bu sovyet ik tid a r ı, b a z ı p opülist g ru p la rın a n la d ığ ı g ib i burju va özlü b ir ik tid a r d e ğ il, sosyalizm e kesin tisiz g e çiş i teminat a ltın a a la n, ülkenin özgül k oşu lla rın a göre biçim lenen p roleter özlü b ir ik tid a r d ır. Bu stra teji ve program, bütünü ile L en in 'in ön d erliğin d ek i K om intern'in kara rla rın d a d ile getirilen görü şlerle uyum h a lin d ed ir. Komünist E nternasyonal Yürütme Kurulu B aşkanı im za sıyla Komünist Enternasyonal a d ın a, Türkiye kom ünistleri de d ah il olmak üzere, Balkan ve Tuna ü lk eleri komünist p a rtilerin e gönderilen m esajda (5 Mart 1920), "Ö ncelikle de, güya Balkan ü lk eleri ik tisa d i bakım dan geri o ld u k la rı için p roleta rya devrim inin d ış ın d a k a la ca k la r d ır şeklindeki o pek sevilen id d i a y ı çürütmek gerek ir" (1 3 ), "Gene Sovyet Cum huriyetlerinin tecrübelerinden çık a n ve Balkan ve Tuna ü lkelerin in komünist p a rtilerin in a k ılla rın d a n çıkarm am aları gereken ik in ci ders ise, iş ç i k itlelerin in d ış ın d a geniş emekçi köylü ta b a k a la r ın ı, yok su l ve orta k ö y lü leri komünist harekete kazanm anın zorunlu oldu ğu dur" (14) görü şlerin e yer verilm esi ve bu görü şlerin TKP p rogram ın d a, program a ilişk in ta r tışm alarda d ile getirilm esi, Ekim Devrimi d en ey lerin in, Komünist E nternasyonal değerlendirm elerinin ve TKP p rogram ın ın ne denli uyum içinde olduğunu gösterir. Aradan geçen bunca zamana ve y a şa nan tecrü belere rağm en, sözde Suphilerin d evam cısı olduğunu söyleyen lerin, "b a z ı b u rju va devrim görevlerin i kendine program edinen demokratik devrim u fk u y la, sosy a list ve a n ti-k a p ita list p ersp ek tife bağlanm am ış dem okratlıkla s ı n ı r l ı b ir a n ti-fa şizm, y u rtsev erlik le s ı n ı r l ı b ir anti-em peryalizm le işçi s ın ıfın a " gitm eyi savunm aları Marksizm a d ın a tek kelime ile utanç v e r ic i b ir o la y d ır. Şüphesiz bugünün T ü rk iy e 'si ile o günün Türkiy e 's i, o günkü kom ünistlerin p rogra m la rın ın kapsam ı ve k a rşı k a rşıy a olduğu görevler ile bugünkü program ın kapsam ı ve görevler a ra sın d a b ir p a r a le llik kurulam az. Fakat a çık b ir gerçek v a r d ır k i, bugünkü k ü çü k -b u rju va p opülist hareketin program ı -somut k oşu lla rd a k i büyük d e ğ iş ik liğ i b ir yana b ıra k sa k b ile - oldukça geri b ir p rogra m d ır. Program ve stra tejiy e temel teşk il eden olg u la rd a k i köklü d e ğ işik liğ e rağmen, TKP p rogra m ı, k ü çü k -b u rju va popü list hareketin bugünkü program ından k a rşıla ş tırıla m a y a ca k derecede ile r i b ir p rogram d ır. Bu k a r ş ıtlık dikkate d eğerd ir.

28 28 EKİM Sayı: 4 B urjuvazinin çözem ediği veya çözme gücünde olm a d ığ ı görevleri kendine p rogram edinen k ü çü k -b u rju va so sy a listle rin e, TKP'nin bu y a k la şım ı, b ir çok bakım dan ters g elecek tir. Hatta, b elk i de, küçü k -b u rju v a d a r k a fa lılığ ı erdem leştiren ve ucuz su çlam a la rı p olitik a yapmak olarak a lg ıla y a n b a z ıla r ı, TKP'nin "sol sek terliğ i"n d en, "T roçk istliği"n d en dem v u r a c a k tır. Böyle görü şler, ça ğ ım ızın g erçek leri ve M arksizm -Leninizm 'in p roleta rya d e v r i- m iyle ilg ili g örü şleri konusunda ca h illiğ in ürünü olduğu g ib i, o günkü dünya ve Türkiye gerçek lerinin a nlaşılm am asın ın da ürünüdür. TKP'nin g örü şleri, y a z ıd a da g ö ste rilmeye ç a l ı ş ı l d ı ğ ı g ib i, teorik olarak ça ğ ın gerçek leri ve III.E n te rn a sy o n a l' in ç ık a r d ığ ı son u çla rla, Ekim devrim inin den eyleri ile uyum için d e d ir. Somut k oşu lla r a çısın d a n b a k ıld ığ ın d a ise, bu görü şlerin benim senm esinde, zafer kazanm ış Sovyetler B irliğ i p ro le ta ry a sın ın doğrudan d esteğ i, b u rju va u lu sal kurtuluş sa v a ş ı içinde ortaya çık a n devrim ci durum olgusu ve T ü rk iy e'd e Bolşevizm in y a y g ın p re s tiji b e lir le y ic i rol oy n a m ıştır. O k oşu lla rd a, b ir komünist p a rtisi a ç ı sın d an tek doğru t a v ır, nesnel olarak devrim ci b ir rol oynayan u lu sal kurtuluş sa v a şın a katılm ak ve emekçi y ığ ın la r k a r ş ıs ın a b u rju va b ir a ltern a tifle d e ğ il, so sy a list b ir a ltern a tifle çık m a k tır. TKP' nin y a p t ığ ı da bundan başka b ir şey d e ğ ild ir. Teorik ve p ratik olarak bu gerçek ler gözönüne alınm adan, TKP'nin görü şleri de a n la şıla m a z. Bu zamana k ad ar, M.Suphi ve TKP'nin u lu sal kurtuluş s a v a şm a k a rşı tutumu konusunda ile r i geri b ir d izi söz e d ild i, e d iliy o r. Bunlardan en önem lisi, Kemalist b u rju v a ziy le uzlaşm a ve bu uzlaşm a sonucu T ü rk iy e'y e dönme k a r a r ın ın v e r ild iğ i id d ia s ıd ır. Baştan söylenm elidir k i, M.Suphi ve TKP'nin görü şleri ve p ra tiğ i bütün bu id d ia la rın y a n lış lığ ın a y eterli y a n ıtı verm ektedir. ( * ) M.Suphi ve T K P 'si, bütün (*)B u genel değerlendirm e ile b ir lik te, genel yaklaşım ve görü şlerle çe lişk i ifa d e eden b ir n ok tayı da belirtm ek g erek iy or. M.Suphi, M.Kem al'in T K P 'lile r i T ü rk iy e'y e davet eden mektubuna y a n ıt olarak y a z d ığ ı mektubun b ir y erin d e, "ezilen memleket ve h a lk ım ı zın k ölelik ve yoksulluktan kesin olarak kurtulm asına yönelm iş ortak am acım ız, e lb ir liğ i ile ç a lış ılm a s ı konusunda azmimiz güçlenm iştir" (M. Kemal P a ş a 'y a Mektup T ü rk iye'n in Mazlum Amele ve R ençberlerine s. 43) dem ekteh a z ır lık la r ın ı T ü rk iy e'd e işçi-k ö y lü s o v - yet devrim inin zafer kazanm ası am acına göre y a p m ıştır. T ü rk iy e'n in en önemli m erkezlerinde g iz li komünist çek ird ek ler oluştu rulm a sı, b in lerce y a y ın ın g iz li olarak A n a d olu 'ya sokulm ası, komünist düşünceler temelinde eğitilen ve T ü r k iy e ' ye gönderilen yü zlerce savaş e s ir i, b in lerle ifa d e edilen ordu örgütlenm esi bütün bu h a z ır lık la r ın öğelerin i oluştu ruyord u. Suphilerin T ü rk iy e'y e gelm esi ise, hem bu sa v a şa k atılm a, "memlekete m usallat olan d ış düşm anları kovm a", hem de sa v a şın y a r a ttığ ı devrim ci ortamdan y a ra rla n a ra k, "içte h alk ın s ır tın d a n geçinen yağm acı a salak s ın ı f l a r ı da h a z ır y iy ic ilik halinden" çık a r a r a k, "serd ir. B urada, M. Kemal hareketi ile ilg ili söylenenlerin y a n lış lığ ı a ç ık t ır. Daha da öte si, genel tutum ve y a k la şım la rla da çelişm ektedir. Böyle b ir ifaden in k u lla n ılm a sın d a, mektubun diplom atik b ir d ille y a z ılm a s ı, M.Kem a l'in Sovyetler B ir liğ i'n d e n yardım almak a m a cıy la, "em peryalizm e ve kapitalizm e" savaş a ç tık la r ın ı a ç ık la m ası, TKP'nin T ü rk iy e 'y e gelerek resmen fa a liy ette b ulunm asını istem esi v b. etkenler rol oynam ış o la b ilir. K aldı k i, a y n ı mektup içinde söylen en ler, M.Kemal h areketine desteğin ş a r tlı olduğunu ve em peryalizm le savaş noktası ile s ı n ı r l ı olduğunu gösterm ektedir. Daha da ötesi, TKP'nin T ü rk iy e'd e resmen örg ü tlen d iğ i koşulla r d a, ça lışm a n ın, TKP'nin program ı ve 1. Kongre k a r a r la rı doğrultusunda o la c a ğ ı da a yn ı mektupta d ile g e tir ilm ektedir. "7 -T eşk ila tım ız Bakü K on gresi'n de (10-15 Eylül 1920) b ir program ve teşk ilat tüzüğü kabulü ile p a rti haline geçtikten sonra memlekette hemen iz le y eceği siy a seti sa p ta m ıştır. Türkiye Komünist P a rtis i'n in Büyük M illet M eclisi H üküm eti'ne, em peryalist d evletlerle s a v a ş tığ ı müddet süresince bütün gücüyle d estek lem eye... fa a liyete geçmeye k arar v e rm iştir." ( a. g. e., s47) B elirtilm esi gereken b ir nokta d a, T ü rk iy e 'y e gelme k a r a r la rın ın uygulanma biçim i ve Kemalist b u rju vazin in TKP ön d erlerin i katletm esi ile son uçlanan o la y d ır. Bence burada d a, b u rju vazin in k a lle ş liğ in i ve ikiyüzlülüğünü ortaya çık a rta n a cı b ir deney v a r d ır. Buna yol açan en önemli etken gü çler ilişk isin in doğru değerlendirilm em esi ve b u rju vazin in ikiyü zlü lü ğü n ün, k a l le şliğ in in yeterin ce dikkate alınm am a s ı d ı r.

29 Ocak 1988 EKİM 29 m a yed a rla rın, zen gin lerin, toprak sah ip le rin in, paşa ve a ğ a la rın etki ve b a s k ı s ın ı" y ık a r a k, "içtim ai in k ila p "ı gerçekleştirm e am acına y ön elik tir. Komünistler ulu sal kurtuluş s a v a ş ın ı desteklerken, h içb ir şekilde p roleter hareketin b a ğ ım s ız lığ ın ı ve sosyalizm am acın ı gözden k a çırm a m ışla rd ır. M.Suphi ta ra fın d a n K ongre'ye sunulan ve karar haline gelen "Sömürgeler ve M illetler H akkında Karar" b a ş lık lı y a z ıd a şu nlar b e lir tiliy o r : "Komünist p a r tis i, devrim hareketinin yeni g ir d iğ i gelişmemiş memleketlerde em peryalizm e k a rşı v a r lığ ın ı savunan m illi kuvvetlere yard ım la b ir lik te, genellik le serm ayedarlar idaresin e k a rşı s ın ıf m ücadelesi duygusunun emekçi halk içinde derinleşm esine uygun yold a bulunm alı ve mutlaka teşk ila tın b a ğ ım s ız lığ ın ı korum a- l ı d ı r " ( 15) Gözden k a ç ır ıla n, ama k açırılm a m ası gereken önemli b ir nokta d a, o dönemde gerek B olşevik lerin, gerekse de TKP'nin T ü rk iy e 'd e k i u lu sal kurtuluş s a v a ş ın ı, u lu sla ra ra s ı düzeyde em peryalizm i d a rb e - leyen, nesnel olarak p roleta rya devrim i nin ilerletilm esin e hizmet eden b ir örnek olarak ele a lm a la r ıd ır. TKP'nin Türkiy e 'd e k i kurtuluş hareketini desteklem esi, u lu sal öneminden ziyade u lu sla ra ra s ı önemi n ed en iy led ir. Dünya devrim i sorunu, TKP'nin teorik y a k la şım ın d a, çağ değerlendirm esinde ve p ra tik tutumunda temel b ir yere sa h ip tir. Bu ise enternasyonalizm a çısın d a n a n la m lıd ır. O dönemde, Ekim Devrimi zafer k aza nm ıştır ve tüm dünya p ro le ta ry a sı ve h a lk la rın ın d ik k ati bu zafer üzerinde to p la n m ıştır. Zafer kazanan p ro le ta ry a n ın, dünya devrimi a çısın d a n önem ta şıy a n dünya h a lk la rın ın emperyalizm ve g e r ic iliğ e k a rşı sa v a şım ın ı desteklem esi, d iğer h a lk la ra da örnek olacak ve h a lk la rın p roleta ry a devrim ine destek güç olarak çekilm esini h ız la n d ır a c a k tır. O dönemde, Türk devrim i bu a çıd a n önem ta şıy a n b ir örn ek tir. M.Suphi bu g erçeğ i d ile g e tirirken, "b iz le r, dünya devrim inin bugünkü mecmuu ve merkezi olan R u sy a 'd a ça lış a n kom ünistler, elim izde M a rk s'm k ita b ı olduğu h ald e, d in, m illet, ır k ve renk a y r ı lı ğ ı y a p m a k sızın, hangi memleketin olu rsa olsu n, ezilen in s a n la rın ı kurtarma em elleriyle en uzak u fu k lara doğru a t ılmaktan en k a ra n lık zulüm d e ry a la rı içinde ç ır p ın a n, h a k s ız lığ a uğrayan m illetlere el uzatmaktan çekinm iyoruz" dedikten sonra devam la, T ü rk iy e'n in özel durumuna işa ret ederek şöyle d iy ord u : "Ayaklanan T ü rk iy e'y e en büyük ölçü de y a p ılm a sı gereken bu d esteğin, y a ln ız ortak düşman olan Avrupa ve Amerikan em peryalizm inin Küçük Asya cephelerinde s ı k ı ş t ı r ı l ı p ezilm esi b a k ış a çısın d a n d e ğ il, Doğu ve B atın ın u lu sla ra ra s ı iliş k is i yönünden de büyük önemi o la ca k t ı r... T ü rk iye'n in b öyle muhtaç ve teh lik eli b ir dönemde sosy a list R u sya'dan g öreceğ i yard ım, sosyal devrime doğunun gönlünü k a za n d ıra ca k, bu ise t ır n a k la r ı n ı A syanın ruhuna sapla yan İn giltere h esabın a büyük b ir darbe o la c a k t ır." (16) Y aşam larının en d eğerli dönem lerini dünya devrim i ve Türkiye p ro le ta ry a sın ın sa v a şım ın a adaya n, sosyalizm sa v a şım ı m ızın onurlu şeh itleri O nbeşleri, sosy a lizm k a v g a sın d a y a ş a ta ca ğ ız. KAYNAKLAR 1- M.S u ph i'n in Program ı Sunuş Konuşmas ı, Eski Sol Üzerine Yeni B ilg ile r, (ESÜYB) s, 101, Mete Tuncay, Belge Y a y ın la r ı. 2- Hilmioğlu H akkı, "Müstemlekat Meseles i", a. g. e., s TKP Program ının M.Suphi ta ra fın d a n sunulan ilk metninden, a. g. e., s Sosyalizm İçin M ücadele, M.Suphi, T ü rk iy e'n in Mazlum Amele ve R ençberle rin e, (TMAR), A y d ın lık Y a y ın la r ı, s a. g. e., s TKP P rogra m ı'n d a n, ESÜYB, s TKP'nin 1.K ongresi'nde kabul ed ilen, "Söm ürgeler ve M illetler H akkında K arar"dan, TMAR, s K on gre'de Ulusal Sorun Üzerine T a rtış m alardan, ESÜYB, s M.Suphi, " Sosyalizm İçin M ücadele"den, TMAR, s M. Suphi, Program ı A çış Konuşmasından, ESÜYB, s M.Suphi, III.E n te rn a sy o n a l'in 1. Kongresi 'n d ek i Konuşm asından, III.E n te r n a syon a l, Belge Y a y ın la r ı, s Ethem Nejat, K ongre'de F a a liyetler Üzerine Konuşmadan, ESÜYB, s Türkiye Komünist ve İş çi H areketi, A y d ın lık Y a y ın la r ı, s a. g. y., s "Söm ürgeler ve M illetler Hakkınua K arar"dan, TMAR, s M.Suphi, "A n adolu 'dan Gelen E lçiler ve A n a d olu 'ya Yardım " b a ş lık lı konuşmadan, TMAR, s KÜÇÜK SÖZLÜK M a'h aza: Bununla b ir lik te, b öyle iken T evcih : Yöneltme, doğrultm a M übareze: Savaşım İn tişa r: Yayılm a Tekemmül: Olgunlaşm a, yetkinleşm e İn k işa f: Gelişme İh za r: Hazırlam a T u feyli: Asalak Tetebbuu: A raştırm a, irdelem e. Mukaddeme: Önsöz, b a ş la n g ıç T evzih: A çık lığ a kavuşturma

30 30 EKİM Sayı: 4 F.ALMANYA'DA ÇELİK İŞÇİLERİNİN DİRENİŞİ Kasım sonu ve A ra lık a y ı b a ş la rın d a, A lm anya'n ın D uisburg-rheinhausen b ölg e sinde b aşla yan ve sonra y a y g ın la şa n Alman işçile rin in eylem leri, k a p ita list sistem in içine girm eye b a ş la d ığ ı derin k rizin b ir göstergesi olduğu k adar, A vru p a da p roleta ryanın sa v a ş ın ın önümüzdeki dönemde daha da canlanarak devam edeceğinin de b ir h a b e rc isid ir. Bu eylem lerin d iğer b ir ö z e lliğ i de, Almany a da yaşayan yü zlerce Türk ve Kürt işçisin in, Alman s ın ıf k a rd eşleri ile eylem lere aktif olarak k a tılm a s ıd ır. Olay en büyük Alman tekellerinden b ir i olan Krupp firm a sın ın, son y ılla r d a sü rek li zarar ettiğ in i ile r i sürerek, R heinhausen deki fa b r ik a s ın ı k apatarak, d iğ er büyük çelik tek elleri Thyssen ve Mannesman la birleşm e k a ra rı a lm a sıyla b a ş la d ı. Bu k a ra rd a, 4200 işçi sokağa a t ıla c a k tı. Krupp firm asında ça lış a n la r k a ra rı duyar duymaz, 28 Kasımda fa b r i kada üretimi durdurma k a ra rı a ld ıla r. 30 Kasımda 10 binden fa zla işçi fa b rik a önünde b ir m iting d ü zen led iler. A y rıca, çevre b ölgelerd en, Thyssen, Mannesman ve d iğ er Krupp işletm elerinden iş ç ile r, k ısa sü reli grevlere giderek s ın ıf k a rd eşleri ile d ayanışm aya g ir d ile r. Yine 3 A ra lık ta öğretm en, öğren ci ve esn a fın da k atılm a s ıy la 15 bin k işi fa b rik a n ın bulunduğu şehirde m iting düzenledi. Eylem lerin gelişm esi sonucu, Krupp yön eticilerin d en b ir i, fa b rik a n ın k a p a tılm asından son ra, ç a lış a n la r ın ın T h yssen de iş b u la c a k la r ın ı a ç ık la d ı. B öylece tepki azaltılm aya ç a lış ıld ıy s a d a, Thyssen y e tk ilile r i bunun doğru o lm a d ığ ın ı a ç ık la d ıla r. K ısa ca sı bu üç dev tek el, y ı l l ı k 4 milyon ton çelik üretim ini 9000 k işiy le d e ğ il, 4000 k işiy le gerçekleştirm eyi ve bun alım ın yükünü, iş ç ile r i sokağa atarak, on la rın s ır tın a yık m a y ı düşü n ü yorlar. En son olarak 14 A ra lık ta, D uisburg, Rheinhausen ve çevresinden on bin lerce işçi otob a n la rı kapatarak ve üretimi durdurarak p ro te sto la rın ı d ile g e tird ile r. Bu m iting ve g ö ste rile re, Alman öğretmenler S endikası (GEW) ve Kamu İş ç ile r i Sendikası (ÖTV) da k a tıla r a k, şehir g ir iş i o to b a n la rın ı k apatarak, g i r i ş - ç ı k ı - ş ı durdurarak p ro te sto la rın ı y a y g ın la ş t ı r d ıla r. Bundan sonra da eylem lerin durmadan devam edeceği a ç ık la n d ı. B urjuvazinin id e o lo g la r ı, k a p ita list ekonominin kısm i is tik ra rı ve büyüm esinden, bununla da iliş k ili olarak p ro le ta r- y a n m eylem lerinin s ın ır lılığ ın d a n hareketle k apitalizm in ta rtışm a sız üstünlüğünün geniş y ığ ın la r ta ra fın d a n kabul e d ild iğ i düşüncesini y a y ıy o r la r d ı. Revizy on istler ise, k a p ita list toplumu refah toplum u, s ın ı f ça tışm a la rın ın d e ğ il, uyumun" egemen olduğu toplum olarak sunarak, b a ş k a ld ır ı ya ve "p ro le ta r y a "- ya elved a " demenin zam anı g e ld iğ in i, a rtık M arks m a n la d ığ ı anlamda b ir p roletarya dan söz edilem eyeceği türünden teslim iyetin teorilerin i yaym aya ç a lış ıy o r la r d ı. Her şey b ir yana, son borsa k riz i, em peryalistler a ra sın d a k ızışm a ya yüz tutan ve b ir b ir le r in i, gümrük d u v a r la rın ı yükseltm ekle tehdit eden a çık la m a la r ı, son y ılla r d a A vru p a 'd a p roleta rya hareketinin canlanm ası ve en son, k a p ita lizmin "y ü z a k ı", "refah ü lk esi" olarak sunulan Federal A lm anya'daki gelişm eler, kapitalizm in kapitalizm olarak kalm aya devam e ttiğ i sürece bunalım dan k u rtu lam a ya ca ğ ın ı k an ıtla m ıyor mu? B urjuvazinin övünmesi fa zla sürm edi. '8 0 'li y ılla r ın b a şın d a n itib a ren, k apita lis t sistemin derin b ir krize doğru yol a ld ığ ın ın işa retleri görülm eye b a ş la n d ı. Son b orsa krizinden son ra, kapitalizm in sözcü leri, yeni b ir 1929 b u n a lım ı mı diye k o rk u la rın ı d ış a v u ru y orla r. D em ir-çelik k r iz i, sadece A lm anya'n ın b ir sorunu d e ğ il, tüm em peryalist ü lkelerin sorunu d urum undadır. Son o la y la r ın da e tk isiy le, çe lik sektöründeki k riz i görüşmek a m acıyla toplanan AT Komisyonu, çe lik k otala r ın ın d a ğ ılım ın ı görüştü; fakat h içb ir ilerlem e sağla n m ad ı. Sadece, F.A lm a n y a ' ya üretim i düşürme ön erisin de bulunm akla y e tin ild i. Yaşanan kriz sadece çelik sektöründe d e ğ ild ir. Tarım sal k riz de, Avrupa emp e ry a listlerin in çözüm b u la m a d ığ ı b ir başka üretim a la n ıd ır. 1986'd a, m ilyarla rca m arklık tarım sal ürün, ö zellik le süt ve tereyağı ya imha e d ild i, ya d a, ölü fiy a tın a Sovyetler B irliğ i ve d iğ er Doğu Avrupa ülkelerine ih raç e d ild i. Her y ı l top lanan, AT Tarım Komisyonu h içb ir ilerlem e sa ğ la m a d ığ ı g ib i, krizin sorumlusu ola ra k her ülke d iğ e rin i suçlam aktad ır. A çık olan gerçek şu k i, k a p ita list sistemin h ız la derin b ir krize yol alm a sı, k a p ita list sistemin anarşik ve dengesiz n iteliğ in in d ış a vurum udur. Yaşanan bunalım, a ş ır ı üretim b u n a lım ıd ır. Krupp firm ası ve d iğer sözcü ler, yaşanan b u n a - (Devamı s.1 7 1de)

31 Ocak 1988 EKİM 31 Günümüzün yüzkarası ve umudun ülkesi Güney Afrika" H.AKARSU Güney A frika Cumhuriyeti ı r k ç ılık temeline d a y a n d ır ıla n, ı r k ç ılık la yön etilen, dünyadaki tek d evlettir. 5 milyon beyaz a z ın lığ ın, 23 milyon siy a h ın efend isi olarak ik tid a ra ve servete hakim olduğu günümüzün y ü zk a ra sı b ir ü lk ed ir. Ve Güney A frik a, ır k ç ı-fa ş is t y a s a la ra, yönetimin ve em peryalistlerin her türden b a sk ı ve oyu n la rın a rağmen kahram anca, yılm adan mücadele eden b ir işçi s ın ıfın a, emekçi halka sahip ola n ; kurtuluşunun a yn ı zamanda A frika!n m güney ü lk eleri h a lk la rın ın kurtuluşu o la c a ğ ı; ve em p ery a list-k a p ita list sisteme ölümcül b ir darbe v u ra ca ğ ı umudun ü lk e sid ir. "B atı dem okrasisi", "hür d ü n y a ", "insan h a k la r ı" ç ığ ır t k a n lığ ı yapan B a tılı d evletler, b u rju va id e o lo g la r ı, b u rju va b a s ın ı, sosy al dem okratından "sosy a list"in e ik tid a rd a k i ya da muhalefetteki p a rtile r hatta b a z ı sen d ik a la r, Güney A fr ik a 'd a k i ır k ç ı rejim sözkonusu olduğunda b ilin ç li b ir sessizliğ e bürünüy o r la r. G. A frika 'y a k a rşı ekonomik yaptırım la r ve boykottan sözederken, el a ltın d a n b in b ir türlü y o lla, fa şist P retoria rejim inin im dadına y e tiş iy o rla r. Çünkü, Güney A frika em p eryalist-kap ita lis t dünya sistem i için d e, y eri kolay kolay doldurulam ayacak, vazgeçilem eyecek b ir özel konum dadır. İş çi s ı n ı f ı ve h a lk ın m ücadelesinin kapsam ı, n ite liğ i, h ed efleri tüm Güney A frika b ölg esi ülkele rin in, ile r i b ir adım a tm a la rın ı; ABD ve d iğ e r em peryalistlerin h egem on yaların ın sa rsılm a s ın ı sağla y a ca k p o litik son u çlar d o ğ u ra ca k tır. Esas konumuz ola n, Güney A frika işçi s ın ıfın ın m ücadelesine geçmeden önce, ülkenin bu özel konumuna k ıs a ca d eğin mekte y a ra r v a r. GÜNEY AFRİKA DÜNYANIN EN ZENGİN MADEN DEPOSU VE ÜRETİM KAYNAĞIDIR Güney A frika Cumhuriyeti s ın ır la r ı içinde y a k la şık 50 çeşit maden b olca bulu n m aktadır. Bunlardan çoğu endüstrinin ve modern san a yi üretim inin onsuz olam a yaca ğı stra tejik (krom, k oba lt, m angan, p la tin g ib i) ve k ritik (b a k ır, n ik el, vanadyum g ib i) m adenlerdir. ABD ve B atı A vrupa, Japonya g ib i em peryalist d evletler stra tejik madenler bakım ın dan tamamen d ış a, özellik le de Güney A fr ik a ' ya b a ğ ım lıd ır. Kritik madenler ABD ve A v ru p a 'd a bulunsa da ih tiy a cı k a rşılam a m a ktad ır. Buna k a r şın, tüm dünyadaki krom rezervlerin in %84'ü, m anganezin % 67'si, p la tin in %89'u, a ltın ın %49'u, tüm A frika k ıta s ın d a k i kömür rezervlerin in %80'i Güney A frika top ra k la rın d a bulunm aktad ır. (1) Atom endüstrisinin ve atom sila h la r ın ın ana maddesi olan uranyumu*', d ünyadaki b ilin en rezervlerin in % 16,2't,! Güney A fr ik a 'd a ve % 5,8 'i Güney A fr ik a ' n ın iş g a li a ltın d a k i N a m ib ia 'd a d ır.(2) Fakat G.A frik a 'n ın önemi, bu d eğerli ve büyük maden rezervlerin e sah ip olmas ıy la b ir lik te, esas o la ra k, maden ü retim inde, dünya toplam üretimi için d e a ld ığ ı y e r d e ; bu m adenlerin kim ler ta ra fın d a n ve n a s ıl ü retild iğin d e ve ABD ve d iğ er em peryalist d e v le tle rin, tekellerin G.A frik a 'y a olan b a ğ ım lılık la r ın ın n iteliğ in d e d ir. Ö rneğin, 1978 y ılın d a, tüm dünyadaki p la tin üretim inin % 91'i, vanadyumun %73fü, a ltın ın % 77'si, kromun % 58'i, manganezin çc3 6 's ı ve uranyumun %50'si Güney A frik a - da ü retilm iştir. A y rıca bu ülke, kurşun, çin k o, k a la y, gümüş, kadmiyumun, kolum - biyum, tantalum, kömür ve detmir cevh erlerin in dünyadaki b a ş lıc a s a t ı c ı s ı d ı r.(3 ) ABD, ih tiy a c ı olan tüm maden cevh erlerin in % 50'sini Güney A frika b ö lg e si ülk elerin den ; daha somut ifa d e y le, ABD örn eğ in, vanadyum ih tiy a cın ın % 57'sini, p ila tin in % 48'ini, kromun %30'unu sadece Güney A frik a 'd a n k a rşıla m a k ta d ır. Avrupa em peryalist d evletlerin in Güney A frik a 'y a b a ğ ım lılık la r ı da ABD'ninkinden fa r k s ız d ır. Alman, İn g iliz, F ran sız san a y i ve en düstrisi ise esas olarak Güney A frik a 'd a n ucuz fiy a ta a ld ık la r ı madenlere dayanm aktadır. Güney A fr ik a 'n ın y e r a ltı ve yerüstü * "Güney A frika" deyim i Güney A frika Cum huriyeti; "Güney A frika B ölgesi" deyim i Güney A frika Cumhuriyeti ve komşusu Namibia, Zam bia, Bostwana, Mozambik g ib i ü lkeler bütünü için k u lla n ılm ış tır.

32 32 EKİM Sayı: 4 zen g in lik le ri toplam s a y ıla r ı 9 00'den fa zla olan ir ili u fa k lı y e r li-y a b a n c ı ş irk e tle r, tek eller ta ra fın d a n yağm alanm a ktadır. Ülkede fa a liy e t gösteren tüm y a b a n cı şirk etlerin 500 k a d a rı ABD, 500'e y a k ın ı İn g iliz ve 400 k a d a rı da B atı Alman k ök en lid ir. A y rıca F ra n sız, B elçik a, Jap on y a, A vu stra lya, Hollanda ve İsveç şirket ve tek ellerin in de önemli y a tırım ve şu beleri b u lu n m akta dır.(4 ) Güney A frika ekonom isi, tüm maden sektörü esas olarak b ir kaç u lu sla ra ra sı tekelin h akim iyetin d edir. Ülkedeki tüm maden sektörüne yönelik y a tırım la rın 2 /3 'ü, dünyanın en büyük m adencilik tek eli ola n, Anglo American C orp ora tion 1a a ittir. Başta B atı Alm anya, ABD, İn g ilte re, Fransa olmak üzere B a tılı 22 ülke Güney A fr ik a 'y a kredi verm ektedir. Bu ü lk elerden 312 b an k a, sadece, döneminde 14 m ilyar 193,2 milyon d ola r kredi verm işlerd ir. Böylesine büyük sermaye a k ın m ın nedeni de, ır k ç ı-fa ş is t sistem ş a r tla r ın d a, Güney A fr ik a 'd a %300'e v a ra n, başka ülkelerde h ayal b ile edilem e yecek kar o r a n la r ı, büyük k a r la r d ır. Bu anlam da ır k ç ı lık serm ayenin a zg ın sömürüsünün p olitik biçim i olm akta d ır. Öte yandan, Güney A frik a, ABD'nin ve d iğ er em peryalistlerin A fr ik a 'd a k i önemli b ir s a ld ır ı üssüdür. O, İ s r a il'in Orta D oğu'd a o y n a d ığ ı rolü, A fr ik a 'n ın güneyin de oyn am aktadır. Güney A frik a, ABD' nin isteğ i d oğrultusunda, A ngola, Mozamb ik, Zam biya başta olmak üzere komşu ü lk elerin dek i ile r ic i, söm ürgelicikten yeni kurtulmuş d evletlere, h a lk la ra askeri s a ld ır ıla r düzenlem ekte, bu ülkelerdeki k a rşı-d e v rim ci çeteleri örgü tleyip b eslem ektedir. Angola ve Mozambik bu s a ld ı r ıla r sonucu ekonomik ifla s ın eşiğin e gelm iştir. A y r ıc a, Güney A frik a, dünyadaki fa ş is t, g e rici d evletlerin, rejim lerin destekç is id ir. Türkiye ile ekonomik, siy a s i iliş k ile r i 1980 son ra sı h ız la a rtm ıştır. Halen, K ü rdistan 'daki yükselen m ücadeleyi bastırm ada k u lla n ıla ca k a ra ç-g e re ç s a tış p a z a r lığ ı, b ilg i a lış v e rişi sürm ektedir. Şimdi, b öylesin e zengin ve b öylesin e em peryalizm e b a ğ ım lı, A frika k ıta s ın ın en gelişm iş k a p ita list ülkesinde ve dünya n ın tek ır k ç ı rejim inde işçi.s ı n ı f ı, y ı ll a r d ır n a s ıl zorlu b ir mücadele yürütmekte, bugün önüne hangi en geller d ik ilmekte olduğunu görelim. GÜNEY AFRİKA İŞÇİ SINIFI VE MÜCADELESİ Güney A frika nüfusunun üçte b ir i ta rım la u ğraşm a kta d ır. S iyah la rın zorunlu ikamet b ö lg e le ri (Homeland) d ışa n d a k i y erlerd e ç a lış a b ilir toplam siyah nüfusun %70'i ü cretli iş ç id ir. İş çile r ve emekçi h alk, "A nayasa" ve "İş Y a s a s ı", "Ü cretler Y a s a s ı", "U ygar İşgücünün Yönetm eliği", "Endüstri Y a sa sı" g ib i ır k ç ı y a sa la rla belirlenm iş iş ve ücret sistem i şa rtla rın d a k a p ita listle r ta ra fın d a n iliğ in e kadar söm ürülm ektedir. S iyah -bey az işçile rin ü cretleri a ra sın d a k i ı r k ç ı lığ a dayanan ücret fa r k la r ı yüksek kar o ra n la rın ın önemli b ir k a y n a ğ ı olm a k ta d ır y ılın d a, m adencilik sektöründe ç a lış a n b ir siyah iş ç i b ir b eyaz işçin in ücretin in ancak ondokuzda b ir in i, endüstri sektöründe beşte b ir in i a la b iliy o r d u. Diğer sektörlerdeki durum da a y n ıy d ı. Bu ücret fa r k la r ı, siyah işçile rin m ücadeleler iy le, örgütlenm e seviyelerin in yükselm e siy le zorla a za ltılm ış olsa da halen devam etm ektedir. 1987'd e m adencilik sektöründe a y n ı işi yapan b ir beyaz ayda 1500 Rand a lırk e n, b ir siyah iş ç i Rand a la b ilm e k te d ir.(5) Ekonominin tüm sektörlerin d e ça lışa n la rd a n a y lık g e lir le r i 290 Randa kadar olan en düşük ü cretlilerin 200 bin k a d a rı b eyaz, 5 miyon k a d a rı ise s iy a h tır. (6) Güney A frika işçi s ı n ı f ı ır k ç ı-fa ş is t rejim a ltın d a, on y ılla rd a n b eri yü zlerce şehit vererek d işed iş b ir m ücadele sü r dürmekte, sen dik a l ve p o litik örgütlenm esinin kapsam ı ve n ite liğ i yü kselm ektedir y ılın d a k i örgütlü se n d ik a lı iş ç i s a y ıs ı 'd ir. Ve bu s a y ı tüm ç a lış a n ü cretlilerin sadece % 12'sid ir. S iyah la rın zorunlu yerleşim b ölgelerin d e (Homeland) işç ile rin ve m em urların sen d i kalaşm ası y a s a k tır. Bu yasak kapsam ına giren siyah iş ç ile r, tüm işçile rin ve ç a lış a n la r ın % 30'udur. Ir k ç ı rejim, b ir yandan siyah iş ç ile rin sendikalaşm a ve grev h a k k ın ı çe ş itli yasak la m a la rla en gelleyip z o r la ş tır ır k e n, d iğ er yandan da işçile rin b ir liğ in i bozmak için çe ş itli oyu n lar oyn am ak tadır. İş çi s ı n ı f ı, siy a h -b e y a z, ır k ç ı rejim i destekleyen-desteklem eyen sen d ik a la r, konfedera syon la r ta ra fın d a n bölünm üştür. 1983'd e toplam s en d ik a lı işçid e n, 425 b in i doğrudan ır k ç ı hükümetten yana olan sen d ikalard a örgütlü durum daydı. Buna, hükümeti lib e r a l kabul ed enleri de eklersek 545 bin işçin in, yani toplam sen d ik a lı işçile rin üçte b irin in ır k ç ı rejim in su lta sın d a olan sen d ik a lard a örgütlü olduğu görü lecek t i r. (7) Bu bölünm üşlük, s a r ı sen d ik a la rın gü cü, Güney A frika işçi s ın ıfın ın özgü r lük ve toplum sal kurtuluş m ücadelesinde önemli b ir ayak b a ğ ıd ır. Bu nedenle ANC ve ANC için d ek i a n ti-k a p ta list devrim ci g ü çle r, işçile rin sendikal b ir liğ in i s a ğ la mak için yoğun çaba h a rca m a k ta d ırla r. "Tek ülke, tek sendikal b ir lik, a yn ı

33 Ocak 1988 EKİM 33 işkolunda tek sendika" ilk esi doğrultusunda sürdürülen ça b a la r sonucu 1985 y ı l ı n da 33 ır k ç ı olm ayan, yani her ırk ta n, her renkten işçin in üye o la b ild iğ i sendika b ira ra y a gelerek Güney A frika Sendikalar K on gresi'n i (COSATU) k u rd u la r. Bu büyük adım, Güney A frika işçile rin in b ir liğ in i g ü çle n d ird i, m ücadelesine yeni b ir ivme k a z a n d ır d ı. COSATU'nun halen ödenti veren 450 bin üyesi v a r d ır. Ülke ça p ın d a sen dikal b ir lik kurulup g elişirk e n, tek tek endüstri d a lla rın d a da sen dikal b ir lik le r kuru lm aktadır. B unlardan b a ş lıc a la r ı, bu y ı l 5. Kongresini yapm ış olan Maden İş ç ile r i Sendikası (NUM) ve işkolundaki 7 sen dikanın b ir le - şerek olu ştu rd u k la rı Güney A frika Ulusal Metal İş ç ile r i S e n d ik a sı' d ır (GAUMIS). B unlar, COSATU'nun ik i y ıld a n b eri yürüttüğü "A ynı işkolunda tek sendika" k am panyasının en b a ş a r ılı ürünüdür. Halen Metal iş ç ile r i S e n d ik a s ı'n m 130 bin üyesi v a r d ır. COSATU ile ANC iç iç e d ir. İş ç i s ı n ı f ı n ın bu örgütlü kesimi hem ı r k ç ı lığ a hem de serm ayeye k a rşı m ücadelenin b a ş ın ı çekm ektedir. ANC, 1960'd a k i S h arp eville katliam ı son ra sı y a sa k la n ıp y e r a ltı ça lışm a sın a b aşlam asın a rağmen sen d ik a la r la, y a sa l kitle örg ü tleriy le her türlü b a ğ ı kurdu, g ü çlen d ird i. Bu sürecin sonucu olarak 1983'd e 575 y a sa l k itle örgütü B irleşik Demokratik C eph e'y i (UDF) olu ştu rd u la r. S endikalar UDF'nin belkem i ğ in i, esas gücünü teşk il etm ektedirler. Ö zellikle 180 *li y ılla r d a grev ve greve k a tıla n işçi s a y ıla r ın d a büyük a r tış la r olm uştur. A rtık işçi s ı n ı f ı işy e r i, işkolu g re v le rin i ve de genel grev s ila h ın ı ustaca ve k a r a r lılık la k u lla n a b iliy o r. Son ik i y ıld a k i gelişm eler bu a çıd a n umut v e r ic id ir. Örneğin, Güney A frika Trenyolu ve Liman İş ç ile r i S e n d ik a sı'n a b a ğ lı 18 bin trenyolu iş ç is i, 13 Mart 1987'd e, b ir iş ç i a rk a d a şla rın ın işten a tılm a s ın ı p rotesto etmek için, y a sa la ra göre yasak olan greve b a ş la d ı. Hükümetin, p olisin tüm b a sk ı ve ültim atom larına rağm en, ça tışm alard a 3 işçin in ölmesine rağm en, d iren iş 2 ay sürdü ve b a ş a r ıy a u la ş tı. Botha rejim i, işçile rin ve h a lk ın m ücadelesini bastırm ak için 12 Haziran 1986'd a ülkede olağanüstü hal ila n e tti. Bugüne kadar 30 binden fa zla insan tu tu k la n d ı. Bunlardan 10 b in i çocu k. İdam lara, a ğ ır işkence ve zulme rağmen olağanüstü hal de sökm edi. 1986'd a k i gre v le re, d iren işlere k a tılım, b ir önceki y ıla göre daha da a r ttı. Ve işçi s ı n ı f ı 1 M a y ıs 'ı kutlama h a k k ın ı 1986 M ayısın d a söke söke a ld ı. O lağanüstü hal uygulam asına g e ç ild iğ i 1986'd a grevlerd e kaybolan iş sa a ti toplam ı 1,3 milyon iken, 1987'd e 5,5 m ilyona y ü k seld i Ağustosunda 28 a ltın ve 18 kömür madeninde ç a lış a n, NUM'da örgütlü iş ç i le r, Güney A frika tarih in in en büyük g revin i g erçe k le ştird ile r. NUM'un v e r d iğ i b ilg ile r e göre, greve 340 bin maden iş ç is i DÖNEMİNDE GREVLER VE GREVCİ İŞÇİ SAYISI Y ılla r G revci s a y ıs ı Grev s a y ıs ı Kaynak : South Afrikan Review, V o l (8) GREVLER VE YÜKSELEN MÜCADELE Güney A frika A n a y a sa sı'n a göre, A frik a lı siy ah işçile rin grevlere k a tılm ası ya sa d ı ş ı d ı r. Dini to p la n tıla r d ış ın d a her türlü gösteri uzun sü red ir y a s a k tır. Ülkede halen olağan ü stü hal yü rü rlü k ted ir. Fakat iş ç ile r, k a n la r ı, ca n la rı p a h a sın a olsa d a, b irçok k a y ıp v erseler de greve çıkm akta, ır k ç ı fa şist y a s a la r ı param parça etm ektedir. Bu anlam da, her grev Güney A frika ş a rtla rın d a b ir a yak lanm a, b ir b a ş k a ld ır ıd ır. Y u karıdaki ta bloda döneminde y a p ıla n grevler ve g revci iş ç i s a y ıs ı in celen d iğ in d e g örü leb ileceği g ib i, 'lerd ek i en düşük grev ve g revci s a y ıla r ı günümüze doğru her y ı l giderek a rtm ıştır. k a t ıld ı. Bu rakam, dönem inde, tüm ülkede greve çık a n işçile rin toplam rakam ından çok tu r. Tekellerin sözcü leri, sermaye çevreler i, maden işçile rin in grevi ön cesi, maden işçile rin in a y rı d ille r i k on u ştu k la rı, komşu ülkelerden gelen göçmen iş ç ile rle d iğer siyah işçile rin birleşem eyeceğin i, grevin 48 saat b ile sürem eyeceğini id d ia e d iy o r la r d ı. O ysa, maden iş ç ile r i, ır k ç ı rejim in s ila h lı s a ld ır ıla r ın a, lokavta, 9 işçin in öldürülm esine, 500'ünün yaralanm asın a rağmen grevi üç hafta sü rd ü rd ü ler. T aleplerinden b ir k ısm ın ı söke söke a ld ıla r. Maden işçilerin in bu büyük ayaklanm ası ve ülkede gelişen d ire n iş, rejim i güç durumda b ır a k t ı. Botha, te k e lle r, em peryalistler şimdi rejim in

34 34 EKİM S a yı:4 geleceğin in h e s a b ın ı cid d i cid d i yapar o ld u la r. Hatta b a zı şirk e tle r, ila n la rla B oth a 'y a "a y a ğ ın ı denk a l" önerisinde b u lu n u y orla r. MÜCADELENİN ÖNÜNDEKİ ENGELLER Derinleşen kriz n a s ıl çözülecek? Güney A frika p ro le ta ry a sın ın sosyalizm e g id iş i n a s ıl engellenecek ya da s a p t ır ılıp düzenin s ın ır la r ı için d e h ap sedilecek? N asıl sadece ır k ç ı rejim in y ık ılm a s ıy la s ın ırla n a b ile c e k? K ısa ca sı Güney A fr ik a ' daki devrim ateşi n a s ıl sön dü rü lebilecek? ABD, B a tılı em p eryalistler, Botha ta kım ı ve k a p ita listler bunun p la n la r ıy la, reform lar ile m eşguller. Onlar b ir yandan ANC'nin, iş ç i s ın ıfın ın gücünü kırm ak, gelişm esini frenleyebilm ek iç in, genel ola ra k siyah h a lk ı, başka b ir deyişle b e y a zla r d ış ın d a k i halk k itlesin i bölm ek, b irb irin e düşürmek istiy o r ; ANC' n in, onun s ila h lı örgütünün, sen d ik a la rın ve UDF'nin k a r şıs ın a g e r ic i, ır k ç ı r e jimin k ır ın t ıla r ıy la p a la zla n m ış, ya da palazlanm a umudu olan siyah orta s ın ı f l a r ın ı, k abile temeline dayanan g e rici siy a h ö rg ü tle rin i, Tutu g ib i p a p a z la r ı ç ık a r ıy o r. S iyah ı siyah a k ırd ırm ak is tiy o r. Bunun en somut örn eği, Zulu k a b ilesi re isi Mangosuthu Buthelezi ta ra fta rla r ın ın ve ü yelerinden hemen hemen tümünün Zulu kabilesinden old u ğu, y a k la şık 1,5 m ilyon ü y eli İnhatka örgütü m ilitan la r ın ın ANC ve UDF ta ra fta rla rın a, ile r ic i ve d evrim cilere s ila h lı, s o p a lı s a ld ır ıla r ı d ı r. Bu s a ld ır ıla r sonucu Eylül a y ın dan bu yana geçen üç ay için d e yüzden fa zla insan yaşam ın ı y itirm iştir. COSATU, İn h a tk a 'n m s a ld ır ı ve cin a y etlerin in N a ta l'd a p olitik hakim iyet k a v g a sı olduğunu a ç ık la m ış tır. Çünkü, 1983!e k a d a r, en büyük le g a l siyah örgütü olan İn h atk a, 1983'd e 575 le g a l örgütün ve sen dikala r ın olu ştu rd u k la rı UDF'nin k a r şıs ın d a sü rek li güç k aybetm iştir. 2,5 milyon üyeyle UDF bugün Güney A fr ik a 'n ın ta rtışm a sız en büyük le g a l k itle örgütü halin e gelm iştir. Botha, B u th elezi'n in örgütünü, b e y a zla rla ANC, UDF ve sen dik a la r a ra sın d a b ir denge unsuru, b ir tampon güç ola ra k tutm ayı denemekted i r. (9) Öte yan dan, ABD, B a tılı em peryalistle r, Botha takım ı ve k a p ita listle r, bütün k a rşı-d ev rim m erkezleri ANC içinde ortak m ücadele yürüten a n ti-k a p ita list devrim ci g ü çler ile siyah u lu s çu la r ı, sermaye düzen ini yıkm ak isteyen g ü çle rle, mücadele y i sadece ı r k ç ı lığ ı n y ık ılm a s ı ile s ın ır la y a n g ü çleri bölme ç a b a s ın d a d ır. Bu p la n, ABD D ışişleri B a k a n lığ ı'n m 1987 O cağın d a, ANC'nin 7 5.Kuruluş Y ıld ö nümü v e sile siy le Amerikan K ongresi'ne sunduğu b ir raporda somut ifa d esin i bulm uştur. R aporda, "ANC için d ek i siyah u lu sçu la rla kom ünistleri bölmek mümkündür ve y a p ılm a lıd ır ", "P retoria hükümeti ANC ile görüşm elere b a ş la rsa, ANC'nin em peryalist ü lkelerle iliş k ile r i a rttık ça ANC için d ek i fa r k lı s iy a setle r, a y r ılık la r su yüzüne ç ık a c a k t ır." değerlendirm eleri ve p la n la r ı y a p ı l ıy o r.(1 0 ) Botha ise, "ANC için d ek i kom ünistleri atmadan şid d eti reddetmeden onunla görüşm elere b aşlan m am alı, yoksa ANC gü ç len d irilm iş olu r" d iy o r. Her ik i p o litik a da s ın ıf m ücadelesini " ı r k ç ı lığ a k a rşı olm akla" s ın ır la y ıp, Güney A fr ik a 'd a k a p ita list sistem i kurtarm ayı a m a çlıy or. Saptanan p o litik a la r uygulam aya kondu b ile. ABD yönetim i ANC ile alt düzeyde sürdürdüğü tem asları üst düzeye ç ık a r d ı. D ışişleri B akanı Shultz'un isteği üzerine ANC B aşkanı O liver Tambo, ABD'ye g itti, b ir hafta k a ld ı. Shultz, etkin Amerikan p o litik a c ıla r ı ve iş a d a m la rıyla görü ştü. Tambo, ANC'nin sermaye k a r ş ıtı devrim ci gü çler ile iliş k ile r in i koparm ası ve devrim ci şid d eti reddetme yönündeki b a s k ıla r a boyun eğm edi. Shultz da Tam bo' - nun Pretoria ile ekonomik ve s iy a sa l iliş k ile r i kesme ön erisin i red d etti. Fakat, p roleta ry a n ın m ücadelesi, s i yah h a lk ın şiddete dayanan çözümü gü çlen d ik çe, em peryalistlerin "p rotestola r ı ", B oth a 'n m "reform " şam ataları arttık ç a ANC için d ek i fa r k lı siy a setlerin hareketlenm esi de a r tıy o r. ANC b ir ya n dan Güney A frik a lı iş a d a m la rıyla görüşmeler y a p ıy o r, d iğer yandan da A frik a - n erler olarak a d la n d ır ıla n en a z ı lı g e rici beyaz b u rju v a la rın b ir h eyetiyle buluşuy o r. Bu görüşme ve buluşm alarda neyin p a z a r lığ ın ın y a p ı l d ı ğ ı, neyin görüşüldüğü ANC ta b a n ın ın zorlam a sıy la tutanaklar ı y a y ın la n a ra k a ç ık la n d ı. Son y ılla r d a ki bu gelişm eler, ANC için d e, devrim ci g elişim leri yavaşlatm a yönünde b ir ça b a n ın olduğu izlenim ini v e riy o r. Sovyetler B irliğ i ise, Güney A fr ik a 'd a ki p roleta ry a n ın devrim ci ateşin i "sön d ü r- me"den resmen 2 7.Kongre Raporunda sözetti: "Biz O rta d oğu 'd a, Orta A m erik a'd a, Güney A fr ik a 'd a yeryüzünün bütün s ıca k n ok ta la rın d a çatışm a durumunu sürdürme y o lla r ın ı bulmak için k ollek tif a r a y ış la r ı canlandırm aktan y a n a y ız. Genel g ü v e n liğin ç ık a r la r ı bunu kesin zorunlu k ı l ı y o r." (11) (a b ç.) Güney A fr ik a 'n ın a d ı bizzat v e rile re k, Güney A frika p ro le ta ry a sı ve h a lk ın ın devrim ateşi em peryalistlerle "k olle k tif a r a y ış " a n la y ış ı çerçevesin de y a v a ş la t ılmak, söndürülmek isten iy or. Bu k a r ş ı- devrim ci ça b a, b a tı b a s ın ın d a Temmuz 1987'd e çık a n "Sovyetler B ir liğ i'n in Güney

35 Ocak 1988 EKİM 35 A fr ik a 'd a şiddetin y a y ılm a s ın ı istem ediği ve ANC için d e, Sovyetler B ir liğ i D ışişleri Bakan Y a rd ım cısı Anatoli Adamişin ile ABD 'n in A frika İş le r i Sekreter Y ard ım cıs ı Chester C rock er'in L on d ra 'd a b ira ra y a gelerek, 1985'd e k i Reagan ile G orbaçov'u n C en evre'd e y a p t ık la r ı zirve görüşm esinde a lın m ış k a ra rla r doğrultusunda Güney A frika ve Angola üzerine görü ştü k leri de ek len d i. İşte Güney A frika p ro le ta ry a sı sosy a lizm yönündeki m ücadelesini saptırm ak, ya va şlatm ak, "söndürm ek" isteyen empery a list ve rev izyon istlerin b öylesin e sahte çözüm ö n e rile ri, reform p rogra m la rıy la k a rşı k a r ş ıy a d ır. Fakat bu sahte çözüm y o lla r ın a k arş ın, devrim ci sendika ön d erleri, ANC için d ek i devrim ci lid e rle r devrim ci k rizi sosyalizm i hedefleyen, ı r k ç ı lığ a ve k a p i talizm e k a rşı olan b ir mücadele ile çözm eyi h ed efled ik lerin i a ç ık lıy o r la r. Bu konuda, NUM B aşkanı James Mohla ts i düşü n celerin i şöyle ö zetliy or: "Bu kriz kapitalizm in k riz id ir. Çünkü k a p ita list sistem ih tiy a çla rım ız a ve istemlerim ize cevap verem ez. Bu ih tiy a çla r, istem ler için fa k ir liğ i, a ç l ığ ı ve hastalık la r ı k a zıy a ca k b ir sosy a l sistem g e r e k lid ir. Y aşanabilecek b ir ücret için yürüttüğüm üz kam panya, bu ülkenin zeng in lik le r in i daha iy i paylaşm a sa v a şım ı m ızın ilk a şa m a sıd ır. Bu bizim için k a lıc ı b ir çözüm o la m a z... İşaret e ttiğ i miz g ib i ekonomideki krizin k arak teri öyle k i, ne bu hükümet, ne başka k a p ita list hükümetler çözemez. Bu k rizi y a ln ız c a, ülkenin k a y n a k la rın ı kar için d e ğ il, h a lk ın y a ra rın a kullan acak olan demokratik, sosy a list b ir düzen ç ö z e b ilir. Fakat savaşım ın bu yöne doğru gitm esi için y ığ ın la r ın örgütlenm esi g erek ir. Sendikala r tek b a şın a bu görevin üstesinden gelem ezler. İş çi s ı n ı f ı genel savaşım da vazgeçilm ez b ir güçtür ancak, g e n ç liğ i miz, k a d ın la rım ız ve h alk ım ız örgütlenmek zoru n d a d ır. Ve m adenciler o la ra k, bu sa v a şım ın öncüsü o lm a lıy ız."(12 ) ANC Yürütme Komitesi Ü yesi, GAKP Başkanı ve geçen y ıla k adar ANC'nin s ila h lı örgütü Umkhonto We Sizw e'nin kurmay b a şk a n ı Joe Slovo d a, Ağustos 1987'd e v e rd iğ i b ir m ülakatta şöyle d iy o rd u : "M ücadele fa b rik a k a p ısın d a bitm eyecek. Sendikal hareket, ANC ve Komünist P a rtisi, iş ç i s ın ıfın ın tayin e d ici rolü konusunda h em fik iriz. İş ç ile r sadece send ik a l hareketin d e ğ il, toplumun her a la n ın d a en önde yer a lm a lı, ANC'nin ille g a l p olitik m ücadelesine k a tılm a lı, Komünist P a rtis i'n in p a rti örgütüne k a tılm a lı, gü çlen d irm eli; yerleşim b ö lg e le rin deki örgü tlerde ç a lış m a lı, örgü tleyip yönetm eli; ANC'nin s ila h lı örgütüne k a t ılm alı ve B irleşik Demokratik C eph e'd e ç a lış m a lı. "(13 ) J.Slovo devam la, u lu sal kurtuluş müca d elesin d e, ANC ve Ulusal Demokratik Cephe içinde tayin ed ici rol alan iş ç i s ın ı fın ın, a yn ı zamanda "kurtuluşun zaferinden son ra, b a ğ ım sız b ir güç o la ra k, s ın ı f gü çlerin in k a r ş ılık lı etkileşim i için d e tayin e d ici rol oyn ayabilm esi için y a şa n ıla n mücadele aşam asında p olitik ola ra k örgütlenm esini, id eolojik ve örgütsel olarak h a zırla n m a sın ın z o r u n lu lu ğ u nu v u rg u lu y or. ANC'nin, 25 y ı l d ı r tutuklu olan önderi Nelson Mandela ise "komünist p artin in temel am acı sermaye s ın ı f ı n ı ortadan k a ld ıra ra k işçi s ın ı f ı n ı ik tid a ra g e tirm ektir. Komünist p a rti çe liş k ile r i d erin leştirm eye, ANC ise fa r k lı s ın ı f l a r ı u zlaştırm aya ç a l ış ır ; işte a ra la rın d a k i temel ayrım da bu noktada d o ğ a r."... "T arihin h içb ir döneminde ANC; ülkenin ekonomik y a p ıs ın d a devrim ci b ir d e ğ işik lik y a p ılm a s ın ı s a lık verm edi(14) diyerek g örü şlerin i özetlem iştir. Güney A frika p ro le ta r y a sı, ülkenin karm aşık p olitik y a p ıs ı ve derinleşen k a p ita list kriz ortam ında, A frika u lu sa l c ı l ı ğ ı, ır k ç ı rejim in y ık ılm a s ıy la s ın ı r l ı, k a p ita list sisteme dokunmayan mücadele a n la y ış la r ı; devrim ci ateşi söndürm eyi ve Güney A fr ik a 'n ın em peryalist sistem in b ir p a r ç a s ı, ucuz maden deposu olarak k alm a sın ı gara n tileyecek sahte çözüm y o lla r ı ile k a rşı k a r ş ıy a d ır. Güney A fr ik a 'n ın g e le ce ğ i, p roleta ry a n ın, işçi s ın ıfın ın gerçek toplum sal k urtuluşa giden yolu mu, kapitalizm i sağla m la ştıra ca k sahte ve teh lik eli yolu mu tu ta ca ğ ın a, uğrunda mücadele ed eceğine b a ğ lıd ır. DİPNOTLAR 1- "S ü dafrik a und der Westen" Anrt Spand au, November 1983, s "Der Süden A frikas im A u fbru ch", Gerhard Brehme, Ost B erlin 1982, s Südafrika und der Westen", s. 13 "Ç ağdaş Söm ürgecilik ve Em peryalist Y ayılm a Örneği Güney A frika Cumhuriy e ti", Gürhan Uçkan, Y arın Y a y ın la r ı, İstanbul 1986, s Der S p iegel, s a y ı :34, Ağustos "Schwarze Gewerkschaften in S ü d afrik a ", Werner P uschra, Bonn, 1984, s "Güney A frika C um huriyeti", s "Schwarze Gewerkschaften in S ü d afrik a ", s Der Spiegel, 7 A ra lık 1987, s. 166 (Devamı s.j 7 ;c/e>/

36 36 EKİM S a y ı:4 TRAJİ-KOMİK BİR ÖYKÜ: 'Afganistan devrimi' Geçenlerde b ir açıklam a yapan A fganistan lid e ri N ecibullah, "devrim im iz ne so sy a list ne de p roleter d evrim id ir. Düşm anlarım ız ne derse d esin, ik tid a rd a k i Demokratik Halk P a rtisi de komünist b ir p a rti d e ğ ild ir " d ed i A ra lığ ın d a, Sovyetler B ir liğ i1nin Babrak Karmal kukla ik tid a r ın ın işb a ş ın a getirilm esi ile sonuçlanan A fganistan işg a lin in üzerinden 8 y ı l g e çti. O zaman B rejnev, neden işg a l ettik lerin i a çık la rk e n, a m a çla rın ı a çık ç a formüle ederek, "başk a türlü davranm ak, A fg a n ista n 'ı em peryalizm e av olarak b ı rakmak olurdu " d iyord u. O rtada, a vla n m ası gereken b ir av v a rd ı ve e lin i çabuk tutan Sovyetler B irliğ i y ön eticileri bu a v ı a v la m ış la r d ı! Y ılla r d ır, Sovyetler B irliğ i y ön eticileri ve onun d iğer ülkelerdeki u z a n tıla r ı, bu iş g a li, "p roleta rya entenasyonalizm inin yaşam b u lm a sı", "A fganistan h a lk ın a Sovyetler B ir liğ i'n in 1 M ayıs h e d iy e si", "Sosyalizm in A fg a n ista n 'd a yeni b ir aşamaya ulaşm ası" v b. diyerek savundula r, her y ı l dönümünde a lk ış la d ıla r. A ynı şe y le r, T ü rk iy e'd ek i Sovyetler B irliğ i y a n d a şı p a rti ve k işile r için de g e ç e r liy - d i. Sovyetler B ir liğ i'n in sosy a list b ir ülke o lm a d ığ ın ı, h a lk la ra k a rşı em p eryalisthegom onyacı b ir p olitik a izle d iğ in i söyleyen M arksist-l eninistler ve devrim ciler i - çin ise durum a ç ık t ı. '7 0 'li y ılla r ın sonunda, ABD em peryalizm i, dünya ça p ın d a p roleta rya ve h a lk la rın sa v a şım ı sonucu, büyük d arbele r yiyerek güç kaybetm eye b a ş la m ıştı. N ikaragua devrim i, İr a n 'd a Şah ik tid a r ı n ın d evrilm esi, F ilistin h a lk ın ın yükselen b aş k a l d ı r ı ş ı, bunun en c a n lı örn ek leri id i. E şitsiz ve dengesiz gelişim, '7 0 'le r in b a şın d a n itibaren Sovyetler B ir liğ i'n in s iy a s i olarak öne fırla m a sın a neden olm uştu. İşte bu k o şu lla rd a, Basra Körfezindeki petrol a la n la rın a ve s ıc a k denizlere daha y a k ın olabilm ek için de, tam am ıyla em peryalist-hegom on yacı amaçla r uğruna Sovyet ordusu A fg a n ista n 'ın işg a l etti. Tarihsel o la y la r ın k a n ıtla d ığ ı g ib i, em peryalist ilh a k la ra ve halkalarımı zeng in lik lerin in ta la n ın a b aşvu ru rken, p o litik a la r ın ın ilh a k çı ve ta la n cı k arak terin i gizlem eye ç a lış ır la r. B a tılı em peryalistle r, " b a r ış ", "dem okrasi", "komünizm tehlikesinden korunmak", v b. id d ia la rla ilh a k la r ın ı g e rçe k le ştirirle r, d arbelere b a şv u ru rla r. Sovyetler B irliğ i ise, "sosy a lis t" olduğundan, ilh a k la r ı "p roleter entern asyon alizm i", "d evrim ", " a v ı empery a listle re bırakm am a", " s ın ır g ü v en liğ i" v b. a d ın a gerçekleştirm ektedir. Örtüler k a ld ır ıld ığ ın d a hepsinin de am acının ortak ve a y n ı olduğu ortaya ç ık a r : E m peryalist am açlar uğruna nüfuz alanla*- r ı, ilhak ve ta la n! Bugün olan nedir? N asıl oldu d a, "kardeş Afgan P a rtisi ADHP" komünist p a r tis i olmaktan çık a ra k "u lu sa l b ir güç" h aline g e ld i, "sosy a list A fganistan" sosy a list olmaktan ç ı k t ı, A fg a n ista n 'd a n Sovyet b irlik le rin in çekilm esi, geleneksel Afgan g e ricile rin e koalisyon ç a ğ r ıs ı, "Afgan h a lk ın ın, dünya b a r ış ın ın y a ra r ın a " b ir p o litik a oldu? A slın d a, N ecibullah, düşm anlarım ız devrim im ize "s o s y a lis t", partim ize "komü"- n ist" d iy or derken, d o la y lı olarak y o ld a ş la r ın ı da düşman yerine k oyu yor. Çünkü düne k a d a r, b unlar ADHP "kardeş p a r ti", A fganistan ise, "sosyalizm in özgün b ir örn eğ i" id i. Bugün Sovyetler B ir liğ i ve onun kukla s ı N ecibullah, Sovyet b irlik le rin in A fgan ista n 'd a n çekilm esinin k ı l ı f ı n ı h a z ır la m a k ta d ırla r. Sovyetler B irliğ i ekonom isinin derin b ir krize girm esi, ülke içinde hoşnutsu zlu kların artm ası, dünya ça p ın d a p restij kaybetm esi, SBKP y ön e ticile rin i yeni b ir a ra y ış a soktu. E şitsiz gelişim, ' 80' li y ılla r ın b aşın d an itib aren gelişen o la y la r, SSCB'nin gerilem esine, ABD'nin dünya p o litik a sın d a öne geçmesine neden o ld u. SSCB y ö n e ticile ri, yeni b ir a tılım iç in, u lu sla ra ra sı düzeyde ra k ip lerin e ta v iz vererek, iç güçlüklerden kurtulm aya y ö n e ld ile r. "A çık lık " p o litik a s ı, p azar ekonom isini yaşam a geçirerek u lu sla ra ra sı k a p ita list sistem le bütünleşme, s ila h s ız lanma ç ı ğ l ı k l a r ı, A fg a n ista n 'd a n geriy e çekilm enin b a r ış a k atk ı olarak sunulmas ı, A fg a n ista n 'd a geleneksel g e rici gü çlere k oalisyon ç a ğ r ıs ı, eski Afgan k r a lın ın ülkeye d aveti v b. hepsi yeni p olitik a n ın id eolojik m otifleri ya da u n s u r la r ıd ır. Sovyet y ö n e ticile ri, A fganistan işg a lin e g irişirk e n, işle ri k ısa sürede "düzelterek" geriy e çekilm eyi d ü şü n ü y orla rd ı. Fakat beklenen gerçekleşm edi. Başta ABD olmak üzere, b a t ılı em peryalistler ta ra fın d a n desteklenen Afgan m uhalefet g ü ç le r i, iş g a lc i gü çlerle a çık b ir savaşa g ir d ile r. Aradan 8 y ı l geçmesine rağm en, N ecibull a h 'm a çık la m a sın a göre, hala yerleşim b ölg elerin in 2 /3 'ü m ücahitlerin elinde bulu n m aktadır. Geçen süre gösterm iştir (Devamı s.21'dej

37 Ocak 1988 EKİM 37 (Baştarafı s.2 3 1de) k esim leriyle devrim ci-dem okrasinin b ir çok kesim ini a yn ı duygusal atmosferde b ir le ş tirm esid ir. B ilin d iğ i g ib i, TBKP bundan b ir h a y li y a ra rla n d ı kendince. B urjuvazinin d a v r a n ış ın ı anlamak mümkündür. Ya bugün TBKP1ye, onun tuttuğu "yen i y o l"a very a n sın eden devrim ci demokrat g ru p la ra, on la rın d a v ra n ış la r ın a ne demeli? B irkaç istisn a d ış ın d a tümü B.B ora n 1a "dem okrasi, b a ğ ım s ız lık ve sosyalizm m ücadelesinin ön deri" p a yesin i v e r d i. Bu, gazete ila n la r ıy la kitlelere ve kamuoyuna ilan e d ild i. D ergilerde, "görü şlerin e katılm a sak d a " ifa d e le riy le b a şla yan övgü ve s a y g ıy la b itirile n b ir d izi y a z ı y a z ıld ı. Müslüman geleneğinde "ölü leri rahmetle a n ın ız!" v a r d ır. Fakat bu em ir, ümmet-i Muhammed iç in d ir, M arksistler ve devrim c ile r için d e ğ il. Bütün b ir ömrünü b u rju va sosyalizm ini savunarak geçirm iş, bu uzun ömrü d oğal b ir ölümle n ok talan mış b ir kimsenin ard ın d an illa b ir şey söylemek ve yazmak g erek iyorsa, b u, h içb ir d u y g u sa llığ a yer verm eden, tamamen id e o lo jik -s ın ıfs a l b ir tutumla y a p ı TBKP, SBKP'NİN İZİNDE l ı r. M a rk s'ın k en d isi, Proudhon'un ölümü v e s ile s iy le y a z d ığ ı "Proudhon Üzerine" m akalesiyle bize bunun en iy i örn eğin i verm iştir. Kuşkusuz çe ş itli g ru p la rın bu konudaki t u ta r s ız lığ ı b ir ra stla n tı d e ğ ild ir. Modern revizyonizm le a ra la rın a b e lirg in b ir çiz g i çekememiş o la n la r, elbette k i, onun "m ücadelesi"nde de kendilerine ortak b ir yan b ulu rlar, ve b ir ölümün y a r a ttığ ı d u y g u s a llık la, bu "y a n "ı öne çıkarm aktan k en d ilerin i a lık oyam a zla r. Unutulan şudur k i, bu duruma düşenlerin, a rd ın d an bugünkü TBKP'ye k a rşı esip gürlem eleri, etkisinden ve in a n d ır ıc ılığ ın d a n çok şey k aybed er. Z ira bu a yn ı TBKP1nin devrim ve sosyalizm düşmanı yeni çizg isin in ve p rogram ın ın baş m im arlarından b ir i, ard ın d an g özyaşı dökülen bu a yn ı Behice B o r a n 'd ır. Ve de son n efesini vermeden önce, bu a yn ı çiz g i ve p rogram ı, bugün günah k eçisi haline getirilm iş H.Kutlu ile b ir lik te, b ir b a sın top la n tısın d a tüm dünyaya ilan eden de yine bu a y n ı B. B oran1d ır. (Baştarafı s.3 9 1da) GARBİS ALTINOĞLU re v d ir. Onlar içerd e devrim in d iren cin i ve onurunu temsil e d iy o rla r. O nları korumak ve kurtarmak için en m ilitan mücadele b içim leri de d a h il, h içb ir şey esirgenm e- m elid ir. K aldı k i, mütevazi b ir d a y a n ışmanın b ile, örneğin b ir k ita b ın veya b ir p arça mektubun, ya da k en d ilerin i soğuktan korum aları için b ir k a za ğın v b. y a r a ttığ ı manevi etki ancak içerde kalan la r ta ra fın d a n tam olarak b ilin ir. Şüphesiz h içb ir yardım olm ak sızın da on la r ayakta k a lm a sın ı, düşmana kafa tutm asın ı b ild ile r, b iliy o r la r ; ama y a n la rın d a olduğum uzu, d ış a r ıd a k a v g a y ı sürdürdüğümüzü, y old a şça dayanışm a yı, bunun s ı c a k lığ ın ı her an hissetm eleri, o n la rı güçlü k ıla r. Öte yandan, ceza evleri diktatörlü kle çatışm an ın en sert sürdüğü alanlard an b ir i olu y or. Y a n k ısı bütün topluma u la ş ı yor ve e tk ili olu y or. Topluma direnm e, k a rşı koyma gelen eği a ş ılıy o r. Bu olguyu görmek, h a k k ın ı vermek, ilg is iz kalmamak g erek iyor. (Baştarafı s.31 'de) GÜNEY AFRİKA 10-"W eekly M ail, 29 Ocak 1987"den aktara n : İşçin in Sesi, S a y ı: 323, 25 Şubat "SBKP 27. K ongresi1ne Sunulan SBKP Merkez Komitesi P olitik R aporu", Mihail G orbaçov, TKP Y a y ın la r ı, Köln 1986, s "New Nation, 4 Mart 1987'den aktaran: İşçin in Sesi, Sayı AİB (A n tiim peria listisch es Inform ationsb u lle tin ), Ekim 1987, s "Özgür Bir Güney A frik a ", N.M andela, Belge Y a y ın la r ı, İstanbul 1986, s. 85 OKUYUCULARA Haber ve yazılarınızı bekliyoruz. Bize sürekli yazın. Mektuplarınızda kimliğinizi açığa vuran, saklı kalması gereken bilgilere yer vermemelisiniz!

38 38 EKİM Sayı: ALMAN DEVRİMİ (Baştarafı s.uo'da) meti y e n ild iğ in i a n la y ın ca af ila n etm işti) 23 Ekimde B e rlin 'e v a ran L iebknecht'i büyük b ir k a la b a lık k a r ş ıla d ı N isanında patlak veren grevlerin ardın dan iş ç i k on seyleri (sov y etler) kurulm aya b a şla n m ıştı Ekiminde ise, cephede ve cephe gerisinde asker k on seyleri kurulm aya b a ş la n d ı. Spartaküs B ir liğ i, devrim ci iş ç i-a s k e r kon seyleri te m silcileri ve USPD (B a ğım sız Sosyal Demokrat P a rti) b ir a ra ya gelerek ayaklanm a k a ra rı a ld ıla r ve 4 Kasım gününü a yak lanma ta rih i olarak tespit e ttile r. Bir kaç gün sonra bu ta rih 11 Kasıma ertele n d i. Ancak genel grev planlanandan ik i gün önce b a ş la d ı. Devrim b a şla m ışt ı. Ve Prusya hükümeti çek ilerek, g ö re v in i, sa v a şın b a şın d a n b eri kendi em peryalist b u rju v a zisin i destekleyen hain SPD'y e, SPD lid erlerin d en E b ert'e d evretti. A ynı gün Karl L iebknecht B erlin K raliyet Şatosunun balkonundan, b in le r ce işçi ve asker önünde S osyalist C um huriyet'i ilan e tti. Bunu durdurmak ve devrim i boğmak isteyen sosy a l dem okratlar da, Scheidem ann' m ağzından Cumhuriyet ila n e tti. A ynı gün serbest b ır a k ıla n Spartaküs B ir liğ i'n in d iğ er ünlü lid e ri Rosa Luxemburg B e rlin 'e g e ld i. SPD, USPD'nin de k a tıld ığ ı sözde b ir "Halk K om iserleri" hükümeti kurara k, devrim i durdurm aya ç a lış ıy o r d u. Spartaküs B irl iğ i, kurucu m eclis tezini reddederek, tüm ik tid a rın işçi-a s k e r konseylerine geç iş in i ile r i sürdü. Ancak Spartaküs B ir liğ i'n in tezleri 21 Kasımda toplanan Berlin işçi-a s k e r konseyleri genel kon gresinde çoğunluğu sa ğ la y a m a d ı N isanında SPD1den a y rıla n "m erkezci" muhalefetin (K autsky, H ilferding v d.) kurduğu USPD içinde örgü tsel bakım dan özerk olarak yer alan Spartaküs B ir liğ i, 1918 A ra lık a y ı sonunda toplanan kongresinde AK P'yi (Almanya Komünist P a rtisi) kurma ka r a n a ld ı ve 1 Ocak 1919'- da AKP resmen kuruldu. iş ç ile r in SPD hükümetine ve p o litik a sın a k a rşı protestosu yü k seliyord u. A ra lık a y ın d a USPD hükümetten çek ilm işti. 5 Ocak 1919'd a ayaklanm a k en d iliğin den yeniden patlak v e r d i. Henüz yeni b ir p arti olan AKP h a z ır lık s ız d ı ve ayak lan m ayı yönetecek durumda d e ğ ild i. Ancak s o s- yal-d em ok rat hükümetin ayaklanm ayı kanla b a s tır ma tutumu k a rşısın d a AKP iş ç ile r i y a ln ız b ırakam azd ı. AKP zam ansız b ir a - yaklanm ayla k a rşı k a rşıy a k a ld ı, ancak ayaklanm a halin d ek i işçile rin b a şın a g e çti. USPD ise, her za manki g ib i, Alman b u rju v a zisin in u şa ğ ı s o sy a l- h ain ler hükümetiyle el a l tın dan p a z a r lığ a oturmuştu b ile. K anlı sokak çatışm a la r ı s ır a s ın d a tutuklanan Karl Liebknecht ve Rosa Luxem burg, sosyal-dem okrat Ebert-Scheidem ann hükümetinin em riyle k a tle d ild ile r. (15 Ocak 1919) Ayaklanm a nın yen ilg isin d en sonra y e ra ltın a inen AKP'yi yöneten Spartakistlerin d iğer ünlü lid e r i Leo Jogiches ise ik i ay sonra tutuklanarak Berlin P olis Müdürlüğünde beynine kurşun s ık ıla r a k öld ü rü ld ü. Scheidem annların, Kautskylerin Sosyal Demokrat P a rtisi en büyük ihanet p artilerin d en b ir i olarak tarihte yerin i a lm ıştır. II.E n tern asyon a l lid e ri o - la r a k, sadece Alman p roleter devrim ini d e ğ il, dünya devrim ini boğma şerefi esasen bu p a rtiy e a ittir. Kapitalizm in ömrünün bu kadar uzam ası bu partin in b u rju v a ziy e y a p t ığ ı en büyük ta rih i hizm ettir. S osyal-dem okrasi komünizmin ifla h olmaz düşm anıd ır. Komünistler bunu asla unutm ayacaklard ır. S p artakistler ise işçi hareketinin tarih in d e ih tila lin ve enternasyonalizm in p arla k tem silcileri olarak yer a ld ıla r. I.Em peryalist savaşta R u sy a 'd a L en in 'in b a şın d a bulunduğu B olşev ik lerin t a ş ıd ığ ı bu b a y r a ğ ı, A lm anya'da b a şın d a Liebknecht ve Luxemburg ' - un b a şın d a bulunduğu S p artak istler t a ş ıd ıla r. E m peryalist sav aşta kendi b u rju v a zisin in y a n ın d a yer a larak sonunu h a zırla y a n II.E n tern a syonalin çöküşüyle b ir lik te, III.E n tern a sy on a lin kuruluşunun zorunluluğunu da a ç ık la d ığ ı ünlü "Nisan T ezleri"n de Lenin, II.E n ternasyon ald eki üç eğilim i ta h lil ed iyord u. S osya l-şoven ve "merkez" denilen sosy a l-şoven le rle en tern a syon a listler a ra sın d a ik ir c ik li oportünist eğilim leri sa y d ıktan son ra ; "Üçüncü eğilim, en iy i "Zimmerwald solu "nun tems il e ttiğ i gerçek en tern asy on a listler e ğ ilim id ir... "B a şlıca a y r ıd e d ici n i telik ; sosyal-şovenizm den olduğu k a d a r, "m erkez"den de tam b ir kopma. Kendi öz em peryalist hükümetine ve kendi öz em peryalist b u rju v a zisin e k a rşı u zla ş maz devrim ci sa v a şım, l i ke: 'B aş düşman bizim kendi içim izd e d ir'... Bu eğilim in en b e lir li te m silcile ri: Alm anya' da Karl L iebk n echt'in içinde bulunduğu 'Spartaküs grubu' ya da 'Enternasyonal g ru b u "d u r. Kari Liebknecht bu eğilim in, ve gercşk p roleter en tern asyonal olan yen i en tern asyonalin en ünlü tem silcisid ir. "Karl Liebknecht, Almanya işçi ve a sk erlerin i, s ila h la r ın ı kendi öz hükümetlerine k a rşı çevirm eye ç a ğ ır d ı. O, bu iş i, a ç ık ça, parlam ento (R eichtag) kürsüsünden y a p t ı. Sonra g iz lice b a s ılm ış b ild ir ile r le b ir lik te, 'Kahrolsun hükü-

39 Ocak 1988 EKİM 39 DİRENİŞİ ÇİZGİ HALİNE GETİRMİŞ YİĞİT BİR DEVRİMCİ Garbis Altınoğlu G arbis A ltın oğlu, p o lis te ve ceza evlerin d e d iren işi b ir ç iz g i haline getiren y iğ it ve sa y g ın b ir devrim ci. Bu tutumuyla devrim ci tutuklulara hep örnek old u, olm aya devam ed iy or. Direniş gelen eğin i İstanbul cezaevlerinden Adan a 'y a, M araş a, M araş'tan A ntep e M ersin 'e, M ersin ' den S in op a, götürüldüğü her yere ta ş ıy o r. Y a y ıy o r. Bu tutum uyla, düşm anı sa dece ç ılg ın a çevirm ekle k a lm ıyor, onun nezdinde dahi s a y g ı y a r a tıy o r. İşkenceci p olis Sedat Caner, geçen y ı l y a p t ığ ı a ç ık la m alarda bunu ç a r p ıc ı b ir şekilde ifa d e etm işti. Diktatörlük bu boyun eğmez»devrim ciyi ezmek, d a h a sı, mümkünse "usulüne uygun" yok etmek için her yola b a şv u ru y or. Son ola rak 6 ay hücre ceza sın a ç a r p tır ıla n G arbis A ltın o ğ - lu, d oktorlar vermemekte direnm elerine rağm en, tehd itle elde edilen b ir ra p orla Sinop C ezaevinde, ı ş ı k s ız, h a v a s ız, ru tu betli p is ve d ar b ir hücreye a tılm ış b ulu n uyor. G arbis A ltın oğlu m illiyetin den, Ermeni olduğundan d o la y ı a y rıca b a sk ı g örü yor. Adana sıkıyön etim s a v cıla rın d a n b ir i, beyni Türk şovenizm i zeh iriy le doldurulm uş a ş a ğ ılık b ir y a r a tık, iddianam ede, ondan "Erm enioğlu Ermeni" d iye sözetm işti. Garbis A ltınoğlu ise, h ücresinden, diktatörlü kle a la y ed ercesin e, "Kedi kadar fa re le rle dost oldum. Yiyeceğim i b ile on la rla p ayla şıyoru m " d iy o r. G arbis A ltınoğlu 12 Mart döneminde de tutukla n d ı ve y a ttı. G a rb is 'i sela m lıyoru z. Yok etme fır s a t ı b u la m a d ığ ı, ama tutsak a ld ığ ı d evrim cileri, fiziken ve ruhen adım adım tahrip etmek, mümkünse daha cezaevin deyken öldürmek v e ya cezaevinden çık sa dahi ömrünü en aza indirmek -d ev letin ceza evlerin d ek i temel p o litik a s ıd ır. Y ani, d a y a k la, işk en ceyle, a ç lık la, h a s ta lık la p arça p a r ça, yavaş y a vaş öldürm ek. O nlarca devrim cinin içe r deyken veya çık tık ta n sonra "d oğal ölü m "e (!) u ğ ra d ık la r ın ı b iliy o r u z. Adil Can, Fikri Sönmez, Hüseyin A yd ın, Şazuman Kansu, Mehmet K ılıç, Muammer Özdemir g ib i. Bu nedenle, devrim ci tu tsa k la rı koruma ve kurtarma g örevi, sü rek li gündemde tutulm ası, hiç ihmal edilmemesi gereken b ir g ö - (Devamı s.j7'c/e^ m et!' s lo g a n ın ı ile r i sürerek, B e rlin 'in en geniş a la n la rın d a n b ir i olan Postdam a la n ın d a düzenlenen b ir gösteriye k a t ıld ı. Tutuklandıktan son ra, kürek ceza sın a mahkum o l d u... "Karl L iebknecht, konuşm alarında ve mektupların d a y a ln ız ca ülkesinin Plehanov ve P otresovları (S ch eidem a n n la rı, L egienle r, D avidler ve hem palar ı ) ile d e ğ il, ama merkezcile r ile de, ülkesinin Çheydze ve Ç eretelileri (K autsky, Haase, Ladebour ve h em p aları) ile de amans ız c a s a v a ş tı. "Karl Liebknecht ve dostu Otto Rükle, yüz on m illetvek ili içinde y a ln ız ik is i, d is ip lin i bozdu, "merkez" ve sosy a l-şoven ler ile "b ir lik " i p a r ç a la d ı; herkese k a rşı y a ln ız ik isi k afa tuttu. Sosyalizm i, p roleta rya d a v a s ın ı, p roleter devrim ini y a ln ız Liebknecht temsil ed iy or. Alman sosyal-d em ok ra sisin in tüm geri k a la n ı, (k en d isi de "Spartaküs grubu"nun üyesi ve önderlerinden b ir i ola n ) Rosa Luxem burg'un çok h a k lı d eyişin e göre, kokuşmuş b ir cesetten başka b ir şey d e ğ ild ir." (Nisan T ezleri, s ) Bu tutum, Bolşevizm in ve S partakistlerin tutumu, zam anım ızın m uhalefetteki sosy a l-şoven le rin e, Kautsk istlerin e k a rşı durmak isteyen, ama sözde "reel" ya da "yaşayan sosyalizm "i savunmak a d ın a, ik tid a r daki so sy a l-şoven le ri, K autskistleri temsil eden modern re v izyon istlerin, yeni K ruşçevcilerin gönüllü a v u k a tlığ ın ı üstlenen b a z ı T ü rkiyeli sosyalistlerim ize sunulur! Bunlara göre, oportünizm, ik tid a rd a ysa a la, kabul e d ile b ilir, muhalefetteyse zu ld ü r.

40 40 EKİM S a yı:4 Kari Liebknecht Rosa Luxemburg "S ık ı durun! Kaçm adık. Y enilm edik... Çünkü Spartaküs -a te ş ve ruh demekt ir, yürek ve can demektir, p roleter devrimin ira desi ve eylemi dem ektir. Çünkü Spartaküs zafer özlem ini, s ın ıf b ilin ç li p roleta ry a n ın mücadele azmini temsil e tm ek ted ir... Bunlar elde e d ild iğ i zaman, b iz ister y a şa y a lım, ister y a şam ayalım, program ım ız y a ş a y a ca k tır ve kurtulan h a lk la rın d ü n yasın a egemen o la c a k tır. Her şeye rağm en!" R ^Liebknecht (Ö ldürüldüğü gün, 15 Ocak 1919 ta rih li Die Rote F a h n e'd e yayın la n a n son y a z ıs ın d a n ) "Bugün burjuvazi ve sosyal-hainler Berlin 'de bayram ediyorlar. Kari Liebknecht ve Rosa Luxemburg1u katletmeyi başardılar. Dört y ı l boyunca işçileri yağma uğruna katliamın içine sürükleyen Ebert ve Scheidemann şimdi proleteryanın önderlerinin cellatlığı rolünü üstlenmişlerdir. Alman Devrimi örneği kanıtlıyor ki, "demokrasi" burjuva soygun ve en vahşi terörün paravanasından başka bir şey değildir. Cellatlara ölüm!" V.I.Lenin (Kari Liebknecht ve Rosa L uxem burg'un katledilm esini protesto to p la n tısın d a k i konuşm adan.) Alman devrimi " 'B e r lin 'd e düzen hüküm s ü r ü y o r!1 Sizi budala za p tiy eler! Kum üzerine kurulu sizin 'd ü z e n in iz. Devrim daha y a rın olmadan, 'z in c ir ş a k ır t ıla r ı içinde yine d o ğ ru la c a k tır! ' ve s iz le r i dehşet içinde b ır a k ıp, trampet sesleri a ra sın d a şunu b ild ire cek tir: " 'V ardım, Varım, v a ro - laca^ ım! '" R. Luxemburg (Öldürülmeden b ir gün önce, 14 Ocak 1919 ta rih li Die Rote F ahne'de y a y ın la nan son y a z ıs ın d a n ) Lenin 14 M ayıs 1917'd e P etro g ra d 'd a V esilyevski a d a sın d a k i Deniz S u ba yları Okulunda iş ç i, ask er, sub a y, öğren ci ve a y d ın la r dan oluşan b ir topluluğa şöyle konuşuyordu: "Bize şöyle d iy o r la r: 'B a zı ülkelerde her şey uykuda g ib i. A lm anya'da istis n a s ız bütün so sy a listler savaştan ( 1.Em peryalist S a vaş- Ekim) yana; y a l n ız ca Liebknecht savaşa k arşı.' Buna derim k i: Bu tek adam, Liebknecht, iş ç i s ın ı f ı n ı temsil ed iy or. Herkesin umudu y a ln ız onda, onu destekleyenlerde, Alman p ro le ta ry a sın d a. Buna inanm ıyor musunuz? Öyleyse sav aşa devam e d i n iz! Başka yolu yok. Eğer L iebk n eceht'e inanm ıyorsan ız, eğer durmadan olgu n laşan iş ç i devrim ine inanm ıy orsa n ız; eğer buna da in a n m ıy orsa n ız, öyleyse k a p ita listlere in a n ın ız!" (Savaş ve Sosyalizm, s. 153) Ve 1918! de A lm anya'da devrim k a p ıy a d a y a n d ı. I.E m peryalist savaş b a ş la d ığ ın d a Alman p a r la mentosundaki ilk oylam ada 110 SPD (Sosyal-Dem okrat P a rti) m illetvek ili içinde savaş kred ilerin e red oyu veren tek işçi m illetvek ili ola n, ve em peryalist savaş a leyh ta rı eylem lerinden dola y ı tutuklanan Spartaküs B ir liğ i'n in önderlerinden Kari Liebknecht, sa v a şın sonuna doğru serbest b ır a k ıld ık ta n sonra B e rlin 'e hareket etti. (Alman hükü- (Devamı s.38*de)

GELECEĞİ DÜŞÜNEN ÇEVREYE SAYGILI % 70. tasarruf. Sokak, Park ve Bahçelerinizi Daha Az Ödeyerek Daha İyi Aydınlatmak Mümkün

GELECEĞİ DÜŞÜNEN ÇEVREYE SAYGILI % 70. tasarruf. Sokak, Park ve Bahçelerinizi Daha Az Ödeyerek Daha İyi Aydınlatmak Mümkün www.urlsolar.com S L D-S K -6 0 W ile 1 5 0 W St an d art S o kak L a m ba sı F iya t K arşılaşt ırm a sı kw h Ü c reti Yıllık Tü ke tim Ü cre ti Y ıllık T ü ketim Fa rkı kw Sa at G ü n A y Stan d art

Detaylı

H A S T A N E E N F E K S İY O N L A R IN I Ö NLEM E. E L İF C O Ş K U N E n fe k s iy o n K o n tr o l H e m ş ir e s i

H A S T A N E E N F E K S İY O N L A R IN I Ö NLEM E. E L İF C O Ş K U N E n fe k s iy o n K o n tr o l H e m ş ir e s i H A S T A N E E N F E K S İY O N L A R IN I Ö NLEM E E L İF C O Ş K U N E n fe k s iy o n K o n tr o l H e m ş ir e s i H ip o k r a t (M.Ö. 4 6 0-3 7 0 ) Ö n c e lik le z a r a r v e r m e 2 F lo r e

Detaylı

3-P C ile h a b e r le şm e y e u y g u n b ir a r a b ir im. (IS A, P C I, U S B g ib i )

3-P C ile h a b e r le şm e y e u y g u n b ir a r a b ir im. (IS A, P C I, U S B g ib i ) M O D E M N E D İR : M o d u la to r -D e m o d u la to r k e lim e le r in in k ıs a ltm a s ı M O D E M. Y a n i v e r ile r i s e s s in y a lle r in e s e s s in y a lle r in i v e r ile r e d ö n

Detaylı

GENÇLER ÜRETİYOR SANAYİ GELİŞİYOR

GENÇLER ÜRETİYOR SANAYİ GELİŞİYOR GENÇLER ÜRETİYOR SANAYİ GELİŞİYOR Bu proje, T.C. Ankara Kalkınma Ajansı tarafından finanse edilmektedir. Bu araştırmada kullanılan veri toplama araçları ve raporu Sn. Dr. Özgür Dirim Özkan ve Sn. Oğuzhan

Detaylı

Kırsal Kesimde Kadınlar Arası Yardımlaşma ve Bunu Etkileyen Faktörler Üzerine Bir Araştırma (Niksar Ovası Örneği)

Kırsal Kesimde Kadınlar Arası Yardımlaşma ve Bunu Etkileyen Faktörler Üzerine Bir Araştırma (Niksar Ovası Örneği) Türkiye V. T arım Eko nom isi Kongresi 18-20 E y lü l 2002 Erzurum Kırsal Kesimde Kadınlar Arası Yardımlaşma ve Bunu Etkileyen Faktörler Üzerine Bir Araştırma (Niksar Ovası Örneği) A. Ahmet Yl'CER1 Nurettin

Detaylı

10. SINIF KONU ANLATIMLI. 2. ÜNİTE: ELEKTRİK VE MANYETİZMA 4. Konu MANYETİZMA ETKİNLİK ve TEST ÇÖZÜMLERİ

10. SINIF KONU ANLATIMLI. 2. ÜNİTE: ELEKTRİK VE MANYETİZMA 4. Konu MANYETİZMA ETKİNLİK ve TEST ÇÖZÜMLERİ 10. IIF KOU ALATIMLI 2. ÜİTE: ELEKTRİK VE MAYETİZMA 4. Konu MAYETİZMA ETKİLİK ve TET ÇÖZÜMLERİ 2 Ünite 2 Elektrik ve Manyetizma 2. Ünite 4. Konu (Manyetizma) A nın Çözümleri 3. 1. Man ye tik kuv vet ler,

Detaylı

-gi de ra yak- se ve bi lir sin... Öl mek öz gür lü ğü de ya şa mak öz gür lü ğü de önem li dir. Be yoğ lu nda ge zer sin... Şöy le di yor du ken di

-gi de ra yak- se ve bi lir sin... Öl mek öz gür lü ğü de ya şa mak öz gür lü ğü de önem li dir. Be yoğ lu nda ge zer sin... Şöy le di yor du ken di -gi de ra yak- se ve bi lir sin... Öl mek öz gür lü ğü de ya şa mak öz gür lü ğü de önem li dir. Be yoğ lu nda ge zer sin... Şöy le di yor du ken di ne: Sen gü neş li so kak lar da do laşı yor sun, is

Detaylı

HALKLARIN YASASI VE. 2. Baskı İSTANBUL BİLGİ ÜNİVERSİTESİ YAYINLARI

HALKLARIN YASASI VE. 2. Baskı İSTANBUL BİLGİ ÜNİVERSİTESİ YAYINLARI Jo h n R a v v l s HALKLARIN YASASI VE Ka m u s a l A kil D ü ş ü n c e s İn İn Y e n İde n Ele A l in m a s i 2. Baskı İSTANBUL BİLGİ ÜNİVERSİTESİ YAYINLARI J O H N R A W L S John Rawls 1921 yılında

Detaylı

STAJ ARA DÖNEM DEĞERLENDİRMESİ AYRINTILI SINAV KONULARI

STAJ ARA DÖNEM DEĞERLENDİRMESİ AYRINTILI SINAV KONULARI 22 STAJ ARA DÖNEM DEĞERLENDİRMESİ AYRINTILI SINAV KONULARI 406 A GRUBU STAJ ARA DÖNEM DEĞERLENDİRMESİ AYRINTILI SINAV KONULARI 22 A GRU BU STAJ ARA DÖ NEM DE ER LEN D R ME S AY RIN TI LI SI NAV KO NU LA

Detaylı

AB ve Türkiye de Tarım Kesiminde Çalışanların Sosyal Güvenlik Açısından Değerlendirilmesi

AB ve Türkiye de Tarım Kesiminde Çalışanların Sosyal Güvenlik Açısından Değerlendirilmesi T ü r k iy e V. T a r ım E k on om isi Kongresi 18-20 Eylül 2002 Eminim AB ve Türkiye de Tarım Kesiminde Çalışanların Sosyal Güvenlik Açısından Değerlendirilmesi i. Bülent GÜRBÜZ Orhan YAVUZ Uludağ Üniversitesi

Detaylı

İsçi hareketi ne durumda?

İsçi hareketi ne durumda? işçi sınıfının kurtuluşu kendi eseri olacaktır BÜTÜN ÜLKELERİN PROLETERLERİ, BİRLEŞİN! S a y ı:9, H aziran 1988 İsçi hareketi ne durumda? Şunun iy i kavranm ası ve hep gözönünde bulundurulm ası g erek

Detaylı

Türkiye Antepfıstığı Sektörünün Ekonometrik Analizi

Türkiye Antepfıstığı Sektörünün Ekonometrik Analizi I ürkiye V. Tarım Ekonomisi Kongresi 18-20 Eylül 2002 Erzurum Türkiye Antepfıstığı Sektörünün Ekonometrik Analizi Adcnı AKSOY Tecer ATSAN Fahri YAVUZ Atatürk Üniversitesi Ziraat Fakültesi larıın Ekonomisi

Detaylı

AĞUSTOS / 2017 AYI İTİBARİYLE K TÜRÜ YETKİ BELGESİ SÜRESİ BİTECEK FİRMALAR

AĞUSTOS / 2017 AYI İTİBARİYLE K TÜRÜ YETKİ BELGESİ SÜRESİ BİTECEK FİRMALAR AĞUSTOS / 2017 AYI İTİBARİYLE K TÜRÜ YETKİ BELGESİ SÜRESİ BİTECEK FİRMALAR SIR A NO U -N ET NO FİRM A Ü N VANI BELGE TÜ RÜ BELG E G E Ç ER LİLİK TA R İH İ 1 47894 E R H A LLA R D.Ç SA N. T İC.A.Ş K İ 2

Detaylı

Gü ven ce He sa b Mü dü rü

Gü ven ce He sa b Mü dü rü Güvence Hesabı nın dünü, bugünü, yarını A. Ka di r KÜ ÇÜK Gü ven ce He sa b Mü dü rü on za man lar da bi lin me ye, ta nın ma ya S baş la yan Gü ven ce He sa bı as lın da ye - ni bir ku ru luş de ğil.

Detaylı

Gök ler. Uçak lar la gi di lir an cak ora la ra. İn san gök ler de do la şa bil se. Bir ak şa müs tü, ar ka daş la rıyla. Bel ki ora la ra uçak lar

Gök ler. Uçak lar la gi di lir an cak ora la ra. İn san gök ler de do la şa bil se. Bir ak şa müs tü, ar ka daş la rıyla. Bel ki ora la ra uçak lar Gök ler. Uçak lar la gi di lir an cak ora la ra. İn san gök ler de do la şa bil se. Bir ak şa müs tü, ar ka daş la rıyla. Bel ki ora la ra uçak lar la da gi di le mez. Çün kü uçak lar çok ya kın dan geçi

Detaylı

Dünya da ve Türkiye'de Kırsal Turizm

Dünya da ve Türkiye'de Kırsal Turizm T ü r k iy e V. T a rım E k o n o m is i K o n g re s i 18-20 E y lü l 2 0 0 2 E rz u ru m Dünya da ve Türkiye'de Kırsal Turizm I. Uiilcnt C;URBtZ A.Orkuıı EROL Orhan VAVLZ Uludağ Üniversitesi Ziraat Fakültesi

Detaylı

İslam da İhya ve Reform, çev: Fehrullah Terkan, Ankara Okulu Yayınları, Ankara 2006.

İslam da İhya ve Reform, çev: Fehrullah Terkan, Ankara Okulu Yayınları, Ankara 2006. Faz lur Rah man: 21 Ey lül 1919 da Pa kis tan n Ha za ra şeh rin de doğ du. İlk öğ re ni mi ni Pa kis tan da Ders-i Niza mî ola rak bi li nen ge le nek sel med re se eği ti mi şek lin de biz zat ken di

Detaylı

mer can or ma nı için de do laş mak tay dı. Ka ya la rın ara sın da ki ya rık lar da on la rın yu va la rıy dı. Ha nos de lik ler den bi ri ne bil gi

mer can or ma nı için de do laş mak tay dı. Ka ya la rın ara sın da ki ya rık lar da on la rın yu va la rıy dı. Ha nos de lik ler den bi ri ne bil gi mer can or ma nı için de do laş mak tay dı. Ka ya la rın ara sın da ki ya rık lar da on la rın yu va la rıy dı. Ha nos de lik ler den bi ri ne bil gi al mak için ka fası nı sok tu. Ama içer de ki za rif

Detaylı

ya kın ol ma yı is ter dim. Gü neş le ısı nan top rak üze rinde ki çat lak la rı da ha net gö rür düm o za man. Bel ki de ka rın ca la rı hat ta yağ

ya kın ol ma yı is ter dim. Gü neş le ısı nan top rak üze rinde ki çat lak la rı da ha net gö rür düm o za man. Bel ki de ka rın ca la rı hat ta yağ SAKARKÖY Uzun boy lu bir can lı ol ma yı ben is te me dim. Ben, doğ du ğum da da böy ley dim. Za man la da ha da uzadım üs te lik. Bü yü düm. Ben bü yü dük çe di ğer can lılar kı sal dı lar, kü çül dü

Detaylı

TÜRK STANDARDLARI ENSTİTÜSÜ

TÜRK STANDARDLARI ENSTİTÜSÜ TÜRK STANDARDLARI ENSTİTÜSÜ BELGELENDİRME MERKEZİ BAŞKANLIĞI YENİ DÜNYANIN YENİ YÖNETİM SİSTEMLERİ TSE İZMİR BELGELENDİRME MÜDÜRLÜĞÜ 1 TÜRK STANDARDLARI ENSTİTÜSÜ 13.03.2014 TSE İZMİR BELGELENDİRME MÜDÜRLÜĞÜ

Detaylı

YÖNETMELİK TEHLİKELİ M ADDELER VE M ÜSTAHZARLARA İLİŞKİN GÜVENLİK BİLGİ FORMLARININ HAZIRLANMASI VE DAĞITILMASI HAKKINDA YÖNETMELİK BİRİNCİ BÖLÜM

YÖNETMELİK TEHLİKELİ M ADDELER VE M ÜSTAHZARLARA İLİŞKİN GÜVENLİK BİLGİ FORMLARININ HAZIRLANMASI VE DAĞITILMASI HAKKINDA YÖNETMELİK BİRİNCİ BÖLÜM 26 A ralık 2008 C U M A Resm î G azete S ayı : 27092 (M ü kerrer) YÖNETMELİK Çevre ve Orm an Bakanlığından: TEHLİKELİ M ADDELER VE M ÜSTAHZARLARA İLİŞKİN GÜVENLİK BİLGİ FORMLARININ HAZIRLANMASI VE DAĞITILMASI

Detaylı

VEKTÖRLER BÖLÜM 1 MODEL SORU - 1 DEKİ SORULARIN ÇÖZÜMLERİ MODEL SORU - 2 DEKİ SORULARIN ÇÖZÜMLERİ

VEKTÖRLER BÖLÜM 1 MODEL SORU - 1 DEKİ SORULARIN ÇÖZÜMLERİ MODEL SORU - 2 DEKİ SORULARIN ÇÖZÜMLERİ BÖÜ 1 VETÖE ODE SOU - 1 DEİ SOUAI ÇÖZÜEİ ODE SOU - DEİ SOUAI ÇÖZÜEİ 1. Bir vektörün tersi doğrultu ve büyüklüğü aynı yalnızca yönü ters olan vektördür:. = olacağından, I. eşitlik yanlıştır. II. eşitlik

Detaylı

Burjuva kamptaki dalaşma

Burjuva kamptaki dalaşma işçi sınıfının kurtuluşu kendi eseri olacaktır BÜTÜN ÜLKELERİN PROLETERLERİ, BİRLESİN! Mart 1988, S a y ı: 6 Burjuva kamptaki dalaşma Köklü ik tisa d i ve s iy a s i soru n la ra g e ç ic i çözüm ler bulma

Detaylı

ULUSLARARASI USKUDARSEMPOZYUMU

ULUSLARARASI USKUDARSEMPOZYUMU ULUSLARARASI.... USKUDARSEMPOZYUMU V 1-5 Kasım 2007 BİLDİRİLER CİLT I EDİTÖR DR. COŞKUN YILMAZ USKUDAR SEMPOZYUMU V KURULU Prof. Dr. Mehmet Prof. Eriinsal Prof. Dr. Mustafa Uzun Prof. Dr. Zekeriya Prof.

Detaylı

B T A n a l o g T r a n s m i t t e r. T e k n i k K ı l a v u z u. R e v 1. 2

B T A n a l o g T r a n s m i t t e r. T e k n i k K ı l a v u z u. R e v 1. 2 B T - 111 A n a l o g T r a n s m i t t e r T e k n i k K ı l a v u z u R e v 1. 2 1. Ö N G Ö R Ü N Ü M, Ü S T Ü N L Ü K L E R İ VE Ö Z E L L İ K L E R İ M i k r o k o n t r o l ö r t a b a n l ı BT- 111

Detaylı

Afetler ve İlişkilerimiz

Afetler ve İlişkilerimiz Afetler ve İlişkilerimiz DEPREM KAYIPLARIMIZ VE YAS Sayfa 2 DEPREM, KAYIPLAR VE EŞLER ARASI İLİŞKİLER Sayfa 10 DEPREM, KAYIPLAR VE DOSTLUKLAR Sayfa 14 DEPREM KAYIPLARIMIZ VE YAS Aşa ğı da ki bil gi ve

Detaylı

DÜZLEM AYNALAR BÖLÜM 25

DÜZLEM AYNALAR BÖLÜM 25 DÜZE AAAR BÖÜ 5 DE SRU 1 DE SRUAR ÇÖZÜER 4 1 A B C D E F ışık ışını B noktasından geçer ışık ışını E noktasından geçer 5 ESE AAR ışını ve düzlem aynalarında yansıdığında, n = 3 ve n = 1 olur Bu durumda

Detaylı

36. AVRUPA BRİÇ ŞAMPİYONASI WIESBADEN / ALMANYA

36. AVRUPA BRİÇ ŞAMPİYONASI WIESBADEN / ALMANYA 36. AVRUPA BRİÇ ŞAMPİYONASI WIESBADEN / ALMANYA 1983 MİL Lİ TA IM SEÇ ME LE Rİ Al man ya, Wi es ba den 1983 Av ru pa Şam pi yo na sı için mil li ta kım seç me le ri, yi ne ba zı yö ne ti ci le rin is te

Detaylı

U MK E K A MP Ç IL IK E Ğ T İ M İ İ 2008

U MK E K A MP Ç IL IK E Ğ T İ M İ İ 2008 U MK E K A MP Ç I L I K E ĞİT İMİ 2008 K A MP Y E R İ S E Ç İMİ V E Ö ZE L L İK L E R İ (Y A Z OP E R A S Y ON L A R I ) U L A Ş I M İÇ İN A R A Ç V E Y A Y A Y A Y OL U N A Y A K I N OL MA L I D I R.

Detaylı

S TR E S Y Ö N E T M İ İ

S TR E S Y Ö N E T M İ İ STR E S Y ÖN E TİMİ K ON U B A ŞL IK L A R I Stres N edir? Stresin B elirtileri Stres Ka yn a kla rı Stresin O lum lu E tkileri O lum suz Stres Ö rgütsel Stres K a yn a kla rı K işisel Stres Yön etim i

Detaylı

SERBEST MUHASEBECİLER, SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER VE YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLERİN MESLEKİ FAALİYETLERİNDE UYACAKLARI ETİK İLKELER HAKKINDA

SERBEST MUHASEBECİLER, SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER VE YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLERİN MESLEKİ FAALİYETLERİNDE UYACAKLARI ETİK İLKELER HAKKINDA SERBEST MUHASEBECİLER, SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER VE YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLERİN MESLEKİ FAALİYETLERİNDE UYACAKLARI ETİK İLKELER HAKKINDA YÖNETMELİK 23 424 SERBEST MUHASEBECİLER, SERBEST MUHASEBECİ

Detaylı

SIVI BASINCI. 3. K cis mi her iki K. sı vı da da yüzdü ğü ne gö re ci sim le re et ki eden kal dır ma kuv vet le ri eşittir. = F ky 2V.d X.

SIVI BASINCI. 3. K cis mi her iki K. sı vı da da yüzdü ğü ne gö re ci sim le re et ki eden kal dır ma kuv vet le ri eşittir. = F ky 2V.d X. BÖÜ SIVI BSINCI IŞTIRR ÇÖZÜER SIVI BSINCI 4a a a a a a a a a a 4a ka bı nın ta ba nın a ki sı vı ba sın cı, 4ag ka bı nın ta bı nın a ki sı vı ba sın cı, ag ve ba sınç la rı ta raf ta ra fa oran la nır

Detaylı

YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLERİN BANKALAR KANUNU NUN 46 NCI MADDESİNE GÖRE YAPACAKLARI TASDİKE İLİŞKİN USUL VE ESASLAR HAKKINDA YÖNETMELİK

YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLERİN BANKALAR KANUNU NUN 46 NCI MADDESİNE GÖRE YAPACAKLARI TASDİKE İLİŞKİN USUL VE ESASLAR HAKKINDA YÖNETMELİK YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLERİN BANKALAR KANUNU NUN 46 NCI MADDESİNE GÖRE YAPACAKLARI TASDİKE İLİŞKİN USUL VE ESASLAR HAKKINDA YÖNETMELİK 13 298 YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLERİN BANKALAR KANUNU NUN 46 NCI MADDESİNE

Detaylı

MODEL SORU - 1 DEKİ SORULARIN ÇÖZÜMLERİ

MODEL SORU - 1 DEKİ SORULARIN ÇÖZÜMLERİ 1. BÖÜM A DAGAARI MDE SRU - 1 DEİ SRUARIN ÇÖZÜMERİ 5. T 1. uvvet vektörünün dengeden uzaklaşan ucu ile hız vektörünün ları çakışık olmalıdır. Buna göre şeklinde CEVA C 2. Dal ga la rın gen li ği den ge

Detaylı

TÜRKİYE EĞİTİM DERGİSİ

TÜRKİYE EĞİTİM DERGİSİ TÜRKİYE EĞİTİM DERGİSİ Uluslararası Hakemli E- Dergi ISSN: 2587-1390 Yayın Sıklığı Yayın Türü Yayın Dili Yılda İki Kez Yaygın Süreli Editör (Editor) Ali Fuat ARICI Yardımcı Editör (Associate Editor) Suat

Detaylı

DENEME 8 SAYISAL BÖLÜM ÇÖZÜMLERİ

DENEME 8 SAYISAL BÖLÜM ÇÖZÜMLERİ DENEME 8 SAYISAL BÖLÜM ÇÖZÜMLERİ. 99 98 9 ( ).( ).( ) ( ).( ).( ) = = = 00 00 ( ).. + bulunur. 5. a b+ = 0 ise b a b + = 0 ve b 0 ol ma lı b dir. a. + 0 ol ma lı a 0 a. A). = ise ( ) = B). = ise ( ) =

Detaylı

SÖMÜRGECİ CUMHURİYET KİRLİ VE SUÇLUDUR

SÖMÜRGECİ CUMHURİYET KİRLİ VE SUÇLUDUR ABDULLAH ÖCALAN ABDULLAH ÖCALAN Sömürgeci Cumhuriyet Kirli ve Suçludur SÖMÜRGECİ CUMHURİYET KİRLİ VE SUÇLUDUR WeŞanên Serxwebûn 78 Abdul lah ÖCA LAN Sömürgeci Cumhuriyet Kirli ve Suçludur Weşanên Serxwebûn:

Detaylı

İÇİNDEKİLER YAZARLAR HAKKINDA...VII. ÖNSÖZ (Av. Hakan BEZGİNLİ)... XIII. ÖNSÖZ (Dr.Jur. Tuııay KOKSAL)...XV İÇİNDEKİLER...XVII GİRİŞ...

İÇİNDEKİLER YAZARLAR HAKKINDA...VII. ÖNSÖZ (Av. Hakan BEZGİNLİ)... XIII. ÖNSÖZ (Dr.Jur. Tuııay KOKSAL)...XV İÇİNDEKİLER...XVII GİRİŞ... r İÇİNDEKİLER YAZARLAR HAKKINDA...VII ÖNSÖZ (Av. Hakan BEZGİNLİ)... XIII ÖNSÖZ (Dr.Jur. Tuııay KOKSAL)...XV İÇİNDEKİLER...XVII GİRİŞ...1 Birinci Böliim KARAYOLU TAŞIMACILIĞI İLE İLGİLİ TEMEL KURALLAR 1.

Detaylı

Eynu Bat Çin: Sar Uygurca ve Salarca Kuzeydoğu Güney Sibirya Şorca Sayan Türkçesi Bat Moğolistan Duha...

Eynu Bat Çin: Sar Uygurca ve Salarca Kuzeydoğu Güney Sibirya Şorca Sayan Türkçesi Bat Moğolistan Duha... İÇİNDEKİLER Türkçe Çeviri Hakk nda.............................................................. 7 kinci Bask Hakk nda................................................................ 8 Sahada Dil Dokümantasyonu....................................................

Detaylı

TEST 1. Hareketlilerin yere göre hızları; V L. = 4 m/s olarak veriliyor. K koşucusunun X aracına göre hızı; = 6 m/s V X.

TEST 1. Hareketlilerin yere göre hızları; V L. = 4 m/s olarak veriliyor. K koşucusunun X aracına göre hızı; = 6 m/s V X. TEST 1 ÇÖZÜER BAĞI HAREET 1 40m a =3m/s 4m/s 3 1m/s 6m/s 4m/s ere göre yüzücünün hızı: = 5 m/s olur I yargı doğrudur a =3m/s y =4m/s + Hareketlilerin yere göre hızları; = 1 m/s = 6 m/s = 4 m/s olarak veriliyor

Detaylı

DİRİLİŞ TAMAMLANDI SIRA KURTULUŞTA

DİRİLİŞ TAMAMLANDI SIRA KURTULUŞTA ABDULLAH ÖCALAN DİRİLİŞ TAMAMLANDI SIRA KURTULUŞTA Seçme Röportajlar (Cilt II) Ertuğrul Kürkçü ve Ragıp Duran'ın kapatılan Özgür Gündem gazetesi adına PKK Genel Başkanı Abdullah Öcalan'la yaptıklarıröportaj

Detaylı

VEKTÖRLER. 1. Ve ri len kuv vet le ri bi le şen le ri ne ayı rır sak, x y. kuv vet le ri ( 1) ile çar pı lıp top lanır. ve F 3

VEKTÖRLER. 1. Ve ri len kuv vet le ri bi le şen le ri ne ayı rır sak, x y. kuv vet le ri ( 1) ile çar pı lıp top lanır. ve F 3 ALIŞTIMALA. BÖLÜM VETÖLE ÇÖZÜMLE VETÖLE. Ve ri len kuv vet le ri bi le şen le ri ne ayı rır sak, x y : 0 : 4. ve kuv vet le ri ( ) ile çar pı lıp top lanır sa, kuv ve ti el de edi lir. x y : 0 : 4 : 0

Detaylı

DE NÝZ leri Anmak, YA DEV RÝM YA Ö LÜM Þiarýný Haykýrmaktýr!

DE NÝZ leri Anmak, YA DEV RÝM YA Ö LÜM Þiarýný Haykýrmaktýr! DE NÝZ leri Anmak, YA DEV RÝM YA Ö LÜM Þiarýný Haykýrmaktýr! 6 Ma yýs 1972, üç ko mü nist ön de rin, dev ri me bað lý lý ðýn, halk la rýn kur tu luþ mü ca de le si ne i nan cýn, mark sizm-le ni nizm bay

Detaylı

VE R M L ÇA LIŞ MA NIN L KE LE R

VE R M L ÇA LIŞ MA NIN L KE LE R Ve rim li ça lış ma nın il ke le ri ni açık la ya bi lir mi si niz? VE R M L ÇA LIŞ MA NIN L KE LE R Bil di ği niz gi bi, Ba şa rı lı Ol mak için dü zen li, prog ram lı, is tek li, is tik râr lı bir şe

Detaylı

Din İstismarı Üzerine

Din İstismarı Üzerine ARAŞTIRMA VE İNCELEME Din İstismarı Üzerine Prof.Dr. Hüseyin CERTEL a a Felsefe ve Din Bilimleri Bölümü, Din Psikolojisi AD, Süleyman Demirel Üniversitesi İlahiyat Fakültesi, Isparta Ge liş Ta ri hi/re

Detaylı

GAZ BASINCI. 1. Cıva seviyesine göre ba- sınç eşitliği yazılırsa, + h.d cıva

GAZ BASINCI. 1. Cıva seviyesine göre ba- sınç eşitliği yazılırsa, + h.d cıva . BÖÜ GZ BSINCI IŞTIRR ÇÖZÜER GZ BSINCI 1. Cıva seviyesine göre ba- sınç eşitliği yazılırsa, P +.d cıva.g Düzenek yeterince yüksek bir yere göre götürülünce azalacağından, 4. Y P zalır zalır ve nok ta

Detaylı

Weşanên Serxwebûn 107. Kutsallık ve lanetin simgesi URFA

Weşanên Serxwebûn 107. Kutsallık ve lanetin simgesi URFA 107 Weşanên Serxwebûn 107 Abdullah ÖCALAN SAVUNMALARIM Kutsallık ve lanetin simgesi URFA Dic le-fı rat hav za sın da ta rih KUTSALLIK VE LANETİN SİMGESİ URFA Dicle-Fırat havzasında tarih KUTSALLIK VE LANETİN

Detaylı

ÇAY İŞLETM ELERİ GENEL W MUDURLUGU. 01.Ocak Aralık.2017 Dönemi Bağımsız Denetim Raporu BDRPR:29/06/

ÇAY İŞLETM ELERİ GENEL W MUDURLUGU. 01.Ocak Aralık.2017 Dönemi Bağımsız Denetim Raporu BDRPR:29/06/ ÇAY İŞLETM ELERİ GENEL W MUDURLUGU 01.Ocak.2017-31.Aralık.2017 Dönemi Bağımsız Denetim Raporu BDRPR:29/06/2018-2018003 Ç A Y K U R 2 0 1 7 D E N E TİM RAPORU i ç i n d e k i l e r D E N E T İM G Ö R Ü

Detaylı

İZ OLAS Y ON. Doç. Dr. Turan A slan 11.12.2009

İZ OLAS Y ON. Doç. Dr. Turan A slan 11.12.2009 İZ OLAS Y ON Y ÖN TE M LE R İ Doç. Dr. Turan A slan 11.12.2009 İZ O L A S Y O N Y Ö N T E M L E R İ S ta n d a r t Ö n le m le r S o lu n u m İz o la s y o n u D a m la c ı k İz o la s y o n u T e m a

Detaylı

mîhaber trafo altına kurulu yaşamlar Bizans ın son dermen Marmara üniversitesi İletişim Fakültesi r^oer - ansı Yavın Organı > YıkJa Oırnez yayımlanır.

mîhaber trafo altına kurulu yaşamlar Bizans ın son dermen Marmara üniversitesi İletişim Fakültesi r^oer - ansı Yavın Organı > YıkJa Oırnez yayımlanır. mîhaber M armara Üniversitesi İletişim Fakültesi Haber Ajansı A ğustos 2001 www.iletisim.marun.eclu.tr/mihaber trafo altına kurulu yaşamlar Bizans ın son dermen Marmara üniversitesi İletişim Fakültesi

Detaylı

E. AHMET TONAK 1951, İstanbul doğumlu. 1972 de İTÜ den makine mühendisi olarak mezun oldu. 1972-1973 döneminde Yeni Ortam gazetesinde ve Asyalı

E. AHMET TONAK 1951, İstanbul doğumlu. 1972 de İTÜ den makine mühendisi olarak mezun oldu. 1972-1973 döneminde Yeni Ortam gazetesinde ve Asyalı 420 E. AHMET TONAK 1951, İstanbul doğumlu. 1972 de İTÜ den makine mühendisi olarak mezun oldu. 1972-1973 döneminde Yeni Ortam gazetesinde ve Asyalı dergisinde çalıştı. 1973 te İsveç e, ardından ABD ye

Detaylı

HAZİRAN DİRENİŞİ TAHAYYÜLLERİ

HAZİRAN DİRENİŞİ TAHAYYÜLLERİ HAZİRAN DİRENİŞİ TAHAYYÜLLERİ gh An dre Bre ton de mifl ti: Ta hay yül, ger çek lefl me e i li mi olan d r. Ha zi ran di re ni fli s ra s n da s k s k Yük sel Ars lan n Ka pi tal den 1 esin le nen ar tu

Detaylı

Abdullah Öcalan. Weşanên Serxwebûn 85

Abdullah Öcalan. Weşanên Serxwebûn 85 Abdullah Öcalan Ta rih gü nü müz de giz li ve biz ta ri hin baş lan gı cın da giz li yiz Abdullah Öcalan Ta rih gü nü müz de giz li ve biz ta ri hin baş lan gı cın da giz li yiz Weşanên Serxwebûn 85 Abdul

Detaylı

Gıda Maddeleri Üretimi ve Tüketiminde Denetim Hizmetleri Etkinliğinin Değerlendirilmesi (Tokat İli Örneği)

Gıda Maddeleri Üretimi ve Tüketiminde Denetim Hizmetleri Etkinliğinin Değerlendirilmesi (Tokat İli Örneği) Türkiye V. Tarım Ekonomisi Kongresi 18-20 Eylül 2002 Erzurum Gıda Maddeleri Üretimi ve Tüketiminde Denetim Hizmetleri Etkinliğinin Değerlendirilmesi (Tokat İli Örneği) A. Ahmet YÜCER Tokat Tarım tl Müdürlüğü.Tokat,

Detaylı

BAĞIL HAREKET. 4. kuzey. Şekilde görüldüğü gibi, K aracındaki gözlemci L yi doğuya, M yi güneye, N yi güneybatıya doğru gidiyormuş gibi görür.

BAĞIL HAREKET. 4. kuzey. Şekilde görüldüğü gibi, K aracındaki gözlemci L yi doğuya, M yi güneye, N yi güneybatıya doğru gidiyormuş gibi görür. AIŞTIRAAR BÖÜ BAĞI HAREET ÇÖZÜER BAĞI HAREET 1 4 N N =v =0 Şekilde görüldüğü gibi, aracındaki gözlemci yi doğuya, yi e, N yi batıya doğru gidiyormuş gibi görür = = = 0 olur ( aracı duruyor) =v = aracı

Detaylı

1 3 P G^ ANTALYA B 0 5Y 0 5K 0 5EH 0 2R BELED 0 2YES 0 2 PLAN VE b t 0 4 e k o m 0 2s y o n u r a p o r u

1 3 P G^ ANTALYA B 0 5Y 0 5K 0 5EH 0 2R BELED 0 2YES 0 2 PLAN VE b t 0 4 e k o m 0 2s y o n u r a p o r u 3 P G^ ANTALYA B 0 5Y 0 5K 0 5EH 0 2R BELED 0 2YES 0 2 PLAN VE b t 0 4 e k o m 0 2s y o n u r a p o r u B 0 2R 0 2M MECL 0 2S TOPLANTISININ TAR 0 2H 0 2 VE G 0 5NDEM MADDES 0 2 KONU M ali Hizmetler Dairesi

Detaylı

Sı nıf Pu su la sı Gü cü mü ze Da ya na rak Dev ri mi Ör güt le mek Si ya sal Is la mın Ge li şi mi ve Gün cel Du ru mu

Sı nıf Pu su la sı Gü cü mü ze Da ya na rak Dev ri mi Ör güt le mek Si ya sal Is la mın Ge li şi mi ve Gün cel Du ru mu SUNU Sı nıf Pu su la sı nın eli niz de ki 7. sa yı sıy la mer ha ba. Gü cü mü ze Da ya na rak Dev ri mi Ör güt le mek ya zı mız da, ko mü nist le rin ne den ken di le ri ne gü ven dik le ri nin ide olo

Detaylı

Yayına Hazırlayanlar NAZAN AKSOY - BÜLENT AKSOY Türk Edebiyatına Eleştirel Bir Bakış

Yayına Hazırlayanlar NAZAN AKSOY - BÜLENT AKSOY Türk Edebiyatına Eleştirel Bir Bakış Yayına Hazırlayanlar NAZAN AKSOY - BÜLENT AKSOY Türk Edebiyatına Eleştirel Bir Bakış İletişim Yayınları 405 Edebiyat Eleştirisi 29 ISBN-13: 978-975-470-601-7 1997 İletişim Yayıncılık A. Ş. 1-3. BASKI 1997-2012,

Detaylı

PKK (Partiya Karkerên Kurdistan) Program ve Tüzüğü. Weşanên Serxwebûn 71. Yayınevinin notu PROGRAM VE TÜZÜK

PKK (Partiya Karkerên Kurdistan) Program ve Tüzüğü. Weşanên Serxwebûn 71. Yayınevinin notu PROGRAM VE TÜZÜK PKK (Partiya Karkerên Kurdistan) Program ve Tüzüğü Weşanên Serxwebûn 71 PKK (Partiya Karkerên Kurdistan) PROGRAM VE TÜZÜK Weşanên Serxwebûn 71 Birinci Baskı: Nisan 1995 Herausgeber: Agri Verlag Vogelsanger

Detaylı

L BERAL MARX STE FAfi ST NASYONAL SOSYAL ST VE SOSYAL DEVLET

L BERAL MARX STE FAfi ST NASYONAL SOSYAL ST VE SOSYAL DEVLET Prof. Dr. AYFER GÖZE L BERAL MARX STE FAfi ST NASYONAL SOSYAL ST VE SOSYAL DEVLET Yedinci Basım Yay n No : 2328 Hukuk Dizisi : 1153 5. Bas m - Eylül - stanbul 2009 T pk 6. Bas m - Ekim - stanbul 2010 7.

Detaylı

PROJE BİRİM FİYAT POZ TARİFLERİ İşin Adı : MEMURSEN TOKİ İMAM HATİP ORTAOKULU SONDAJ YAPIM İŞİ

PROJE BİRİM FİYAT POZ TARİFLERİ İşin Adı : MEMURSEN TOKİ İMAM HATİP ORTAOKULU SONDAJ YAPIM İŞİ Poz No 1 1.7/002 S ıra No: 1 T an ım ı T E K A S K I T E R T İB A T I : 2 6 6 8 0 0 B irim i: T K T ü rkiye E le ktrik D a ğıtım A.Ş. (1.Bölge) (TE1) a) M a lz e m e : Ş a rtn a m e s in e, s ta n d a

Detaylı

Abdullah Öcalan. SEÇME YAZILAR Cilt VI

Abdullah Öcalan. SEÇME YAZILAR Cilt VI Abdullah Öcalan SEÇME YAZILAR Cilt VI ABDULLAH ÖCALAN SEÇME YAZILAR CİLT 6 WEŞANÊN SERXWEBÛN 74 Abdul lah ÖCA LAN SEÇME YAZILAR / CİLT 6 Weşanên Serxwebûn: 74 Birin ci baskı: Temmuz 1995 Hera us ge ber:

Detaylı

T.C. ERZURUM TEKNİK ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜ Strateji Geliştirme Daire Başkanlığı REKTÖRLÜK MAKAMINA

T.C. ERZURUM TEKNİK ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜ Strateji Geliştirme Daire Başkanlığı REKTÖRLÜK MAKAMINA Evrak Tarih ve Sayısı: 28/10/2015-6400 A t ERZURUM Tf K-NİK UN İVERSI I ISI T.C. ERZURUM TEKNİK ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜ Strateji Geliştirme Daire Başkanlığı B E K A Sayı :78096178-100/ Konu :Eğitim REKTÖRLÜK

Detaylı

ABDULLAH ÖCALAN. PKK 5. Kongresi'ne sunulan POLİTİK RAPOR

ABDULLAH ÖCALAN. PKK 5. Kongresi'ne sunulan POLİTİK RAPOR ABDULLAH ÖCALAN PKK 5. Kongresi'ne sunulan POLİTİK RAPOR ABDULLAH ÖCALAN PKK 5. Kongresi'ne sunulan POLİTİK RAPOR WEŞANÊN SERWXEBÛN 73 Abdul lah ÖCA LAN PKK 5. Kongresi'ne sunulan POLİTİK RAPOR Weşanên

Detaylı

7. Sınıf MATEMATİK TAM SAYILARLA ÇARPMA VE BÖLME İŞLEMLERİ 1. I. ( 15) ( 1) 5. ( 125) : ( 25) 5 6. (+ 9) = (+ 14)

7. Sınıf MATEMATİK TAM SAYILARLA ÇARPMA VE BÖLME İŞLEMLERİ 1. I. ( 15) ( 1) 5. ( 125) : ( 25) 5 6. (+ 9) = (+ 14) 7. Sınıf MATEMATİK TAM SAYILARLA ÇARPMA VE BÖLME İŞLEMLERİ TEST 1 1. I. (15) (1) II. (1) (6) III. (+8) (1) IV. (10) (1) Yukarıda verilen işlemlerden kaç tanesinin sonucu pozitiftir? A) 4 B) 3 C) 2 D) 1

Detaylı

ABDULLAH ÖCALAN. PKK'de gelişme sorunları. ve görevlerimiz. ve görevlerimiz. WeŞanen SerxWebûn 67

ABDULLAH ÖCALAN. PKK'de gelişme sorunları. ve görevlerimiz. ve görevlerimiz. WeŞanen SerxWebûn 67 ABDULLAH ÖCALAN abdûllah ÖCaLan PKK'de gelişme sorunları ve görevlerimiz PKK'de gelişme sorunları ve görevlerimiz WeŞanen SerxWebûn 67 1 3 abdul lah ÖCa Lan PKK'de Gelişme Sorunları ve Görevlerimiz Weşanên

Detaylı

YANSIMA VE DÜZLEM AYNALAR

YANSIMA VE DÜZLEM AYNALAR Tİ 45 75 75 4 5 5 80 80 6 5 7 8 0 0 70 70 80 0 0 80 9 0 50 0 40 40 50 0 BÖÜ ASA VE DÜZE AAAR ansıma ve Düzlem Aynalar ÇÖZÜER Alıştırmalar 5 9 6 0 7 4 8 46 Tİ 5 9 6 0 7 4 8 Tİ 47 4 6 7 8 4 9 5 0 48 Tİ a)

Detaylı

SERBEST MUHASEBECİLİK, SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLİK VE YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK MESLEKLERİNE İLİŞKİN HAKSIZ REKABET VE REKLAM YASAĞI YÖNETMELİĞİ

SERBEST MUHASEBECİLİK, SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLİK VE YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK MESLEKLERİNE İLİŞKİN HAKSIZ REKABET VE REKLAM YASAĞI YÖNETMELİĞİ SERBEST MUHASEBECİLİK, 24 SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLİK VE YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK MESLEKLERİNE İLİŞKİN HAKSIZ REKABET VE REKLAM YASAĞI YÖNETMELİĞİ 478 SERBEST MUHASEBECİLİK, SERBEST MUHASEBECİ MALİ

Detaylı

30 MALİ BORÇLAR *** En çok bir yıl içinde ödenmesi gereken ve ödenmeleri dönen varlıklarla gerçekleştirilecek

30 MALİ BORÇLAR *** En çok bir yıl içinde ödenmesi gereken ve ödenmeleri dönen varlıklarla gerçekleştirilecek 30 MALİ BORÇLAR *** 3.. KISA VADELİ YABANCI KAYNAKLAR En çok bir yıl içinde ödenmesi gereken ve ödenmeleri dönen varlıklarla gerçekleştirilecek olan borçlardır. 30 Mali Borçlar 14 32 Ticari Borçlar 33

Detaylı

MODEL SORU - 1 DEKİ SORULARIN ÇÖZÜMLERİ

MODEL SORU - 1 DEKİ SORULARIN ÇÖZÜMLERİ 5 BÖÜ RENER 1 2 ODE SORU - 1 DEİ SORUARIN ÇÖÜERİ T aralığı yalnız, T aralığı ise yalnız kaynaktan ışık alabilir aralığı her iki kaynaktan ışık alabileceğinden, + ( + yeşil) = renkte görünür I II O IV III

Detaylı

DENEME 3 SAYISAL BÖLÜM ÇÖZÜMLERİ

DENEME 3 SAYISAL BÖLÜM ÇÖZÜMLERİ DENEME SAYISAL BÖLÜM ÇÖZÜMLERİ 1. a. b = 24 a. c = 0 a. d = 42 ortak çarpan a olduğu için a nın en büyük olması gerekir. 24, 0 ve 42 sayılarını bölen en büyük sayma sayısı 6 olduğundan a = 6 dır. 6. b

Detaylı

KÜRESEL AYNALAR BÖLÜM 26

KÜRESEL AYNALAR BÖLÜM 26 ÜRESE AYNAAR BÖÜ 6 ODE SORU DE SORUARN ÇÖZÜER d d noktası çukur aynanın merkezidir ve ışınlarının izlediği yoldan, yargı doğrudur d noktası çukur aynanın odak noktasıdır d olur yargı doğrudur d + d + dir

Detaylı

OKUL ÖNCESİ DİN VE AHLÂK EĞİTİMİ

OKUL ÖNCESİ DİN VE AHLÂK EĞİTİMİ OKUL ÖNCESİ DİN VE AHLÂK EĞİTİMİ Değerler Eğitimi Merkezi Eserin her türlü basım hakkı anlaşmalı olarak Değerler Eğitimi Merkezi Yayınları na aittir. Değerler Eğitimi Merkezi Yayınları bir Ensar Neşriyat

Detaylı

T.C. SAKARYA ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜ Fen Edebiyat Fakültesi Dekanlığı

T.C. SAKARYA ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜ Fen Edebiyat Fakültesi Dekanlığı Evrak Tarih ve Sayısı: 17/06/2015-26320 T.C. SAKARYA ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜ Fen Edebiyat Fakültesi Dekanlığı *BEACS1FR* Sayı :83768245/300/ Konu :Felsefe Yaz Okulu FELSEFE BÖLÜM BAŞKANLIĞINA Fakültemiz

Detaylı

Merhaba Genç Yoldaþlar;

Merhaba Genç Yoldaþlar; Merhaba Genç Yoldaþlar; Yeni bir sayýmýzla yine sizlerleyiz. Dünya halklarýnýn devrime yürüdüðü bir dönemdeyiz. Mýsýr ve Tunus devrimlerinin etkileri hala devam ediyor. Emperyalist güçler Libya ya düzenledikleri

Detaylı

fi YASALARI Dr. Ender Gülver stanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Prof. Dr. Tankut Centel Koç Üniversitesi Hukuk Fakültesi

fi YASALARI Dr. Ender Gülver stanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Prof. Dr. Tankut Centel Koç Üniversitesi Hukuk Fakültesi Prof. Dr. Tankut Centel Koç Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dr. Ender Gülver stanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi fi YASALARI Anayasa fl Kanunu 1475 say l fl Kanunu Deniz fl Kanunu Bas n fl Kanunu Borçlar

Detaylı

RAMAZAN MEYDAN OKUYOR 28 AÇIKOTURUM. R a m a z a n Ö r n e k B i r M o d e l S u n u y o r. K a t ıla n la r : M e h m e t A k i f A k,

RAMAZAN MEYDAN OKUYOR 28 AÇIKOTURUM. R a m a z a n Ö r n e k B i r M o d e l S u n u y o r. K a t ıla n la r : M e h m e t A k i f A k, ümran j g g düşünce kültür sivasei Sahibi Üm ran Yayıncılık Turizm San. ve Tic. Ltd. Şti. Adına Abdullah Yıldız Yayın Danışmanı Yusuf Kaplan Yazı İşleri M üdürü Veli Kahraman Yayın K urulu Uğur Altım,

Detaylı

MODEL SORU - 1 DEKİ SORULARIN ÇÖZÜMLERİ

MODEL SORU - 1 DEKİ SORULARIN ÇÖZÜMLERİ ÖLÜ ÜRESEL YNLR OEL SORU - Eİ SORULRN ÇÖZÜLERİ 4 a a a d Şe kil de ö rül dü ğü i bi, ve ışık ışın la rı yansı ma lar so nu u ken di üze rin den e ri dö ner CEVP Şekilde örüldüğü ibi, aynalar arasındaki

Detaylı

M Ü FE TT Ġġ Y A R D IM C ILIĞ I S IN A V I B A ġ V U R U FO R M U

M Ü FE TT Ġġ Y A R D IM C ILIĞ I S IN A V I B A ġ V U R U FO R M U M Ü FE TT Ġġ Y A R D IM C ILIĞ I S IN A V I B A ġ V U R U FO R M U S ınava girm ek istediğiniz ili seçiniz İstanbul Ankara 4,5*6 eb ad ın dakifoto ğrafın ızı yap ıştırın ız İzm ir B ilim sınavına girm

Detaylı

BU KALEM UN(UFAK)* SEL YAYINCILIK. Enis Batur un yayınevimizdeki kitapları:

BU KALEM UN(UFAK)* SEL YAYINCILIK. Enis Batur un yayınevimizdeki kitapları: BU KALEM UN(UFAK)* Enis Batur un yayınevimizdeki kitapları: 60 mm Dizüstü Meşkler ve İçcep Meşkleri Elma / Örgü Teknikleri Üzerine Bir Roman Denemesi Bu Kalem - Bukalemun Bu Kalem - Melûn Bu Kalem - Un(Ufak)

Detaylı

TÜRKİYE SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER VE YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLER ODALARI BİRLİĞİ YÖNETMELİĞİ

TÜRKİYE SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER VE YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLER ODALARI BİRLİĞİ YÖNETMELİĞİ TÜRKİYE SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER VE YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLER ODALARI BİRLİĞİ YÖNETMELİĞİ 8 222 TÜRKİYE SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER VE YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLER ODALARI BİRLİĞİ YÖNETMELİĞİ

Detaylı

BAĞIL HAREKET BÖLÜM 2. Alıştırmalar. Bağıl Hareket ÇÖZÜMLER. 4. kuzey

BAĞIL HAREKET BÖLÜM 2. Alıştırmalar. Bağıl Hareket ÇÖZÜMLER. 4. kuzey BAĞI HAREET BÖÜ Alıştırmalar ÇÖZÜER Bağıl Hareket 1 4 batı =v =0 doğu Şekilde görüldüğü gibi, aracındaki gözlemci yi doğuya, yi e, yi batıya doğru gidiyormuş gibi görür = = = 0 olur ( aracı duruyor) aracı

Detaylı

Hemşirelerin İş Yaşamı Kalitesi ve Etkileyen Faktörlere İlişkin Görüşleri

Hemşirelerin İş Yaşamı Kalitesi ve Etkileyen Faktörlere İlişkin Görüşleri - ORĐJĐNAL ARAŞTIRMA Hemşirelerin İş Yaşamı Kalitesi ve Etkileyen Faktörlere İlişkin Görüşleri Dr. Esra UĞUR, a Dr. Süheyla ABAAN b a Hemşirelik Hizmetleri Eğitim Koordinatörü, Yeditepe Üniversitesi Hastanesi,

Detaylı

ÖNSÖZ Doğan HASOL. UZMAN GÖRÜŞÜ Prof. Dr. Metin TAŞ. Yap -Endüstri Merkezi Araşt rma Bölümü - Önsöz

ÖNSÖZ Doğan HASOL. UZMAN GÖRÜŞÜ Prof. Dr. Metin TAŞ. Yap -Endüstri Merkezi Araşt rma Bölümü - Önsöz Yayımlayan YAPI-ENDÜSTRİ MERKEZİ The Building Information Centre, Istanbul Hazırlayan YEM ARAŞTIRMA BÖLÜMÜ (YEMAR) Yapı Bilgi Merkezi Bölüm Yöneticisi BİRGÜL YAVUZ YEM Araştırma Sorumlusu ANIL KAYGUSUZ

Detaylı

MODEL SORU - 1 DEKİ SORULARIN ÇÖZÜMLERİ

MODEL SORU - 1 DEKİ SORULARIN ÇÖZÜMLERİ 3. BÖÜ GAZ BASINCI ODE SORU - 1 DEİ SORUARIN ÇÖZÜERİ 3. ı ı Z ı 1. I II III,, muslukları açıldığında: I düzeneğinde: aptaki yüksekliği arttığından, kabın tabanına yapılan toplam basınç artar. Borudaki

Detaylı

Türkçe Dil Bilgisi B R N C BÖ LÜM SES B L G S. a b c ç d e f g h i j k l m n o ö p r s t u ü v y z TÖMER. Gazi Üniversitesi 17

Türkçe Dil Bilgisi B R N C BÖ LÜM SES B L G S. a b c ç d e f g h i j k l m n o ö p r s t u ü v y z TÖMER. Gazi Üniversitesi 17 B R N C BÖ LÜM SES B L G S a b c ç d e f g h i j k l m n o ö p r s t u ü v y z TÖMER Gazi Üniversitesi 17 1-ALFABE Tür ki ye Türk çe sinin alfabesinde 29 harf var d r. A a (a) ayakkab B b (be) bebek C

Detaylı

TORK VE DENGE BÖLÜM 8 MODEL SORU - 1 DEKİ SORULARIN ÇÖZÜMLERİ. 4. Kuvvetlerin O noktasına

TORK VE DENGE BÖLÜM 8 MODEL SORU - 1 DEKİ SORULARIN ÇÖZÜMLERİ. 4. Kuvvetlerin O noktasına BÖÜM 8 R VE DEE MDE SRU - 1 DEİ SRUARI ÇÖZÜMERİ 1 1 yönü (+), yönü ( ) alınırsa kuvvetlerin noktasına torkları, x = d d = d olur evha 1 yönünde, d lik torkla döner d d 1 d 4 uvvetlerin noktasına göre torkların

Detaylı

B u gü n, T ü rk iy e de yaşayan bütün insanları ço k yakından ilgilendiren bir kon u yu, eğ itim k on u su n u, yerel

B u gü n, T ü rk iy e de yaşayan bütün insanları ço k yakından ilgilendiren bir kon u yu, eğ itim k on u su n u, yerel Recep Tayyip ERDOĞAN S ayg ıd eğer h ocalarım, Kıym etli m isafirler, Yazılı ve g örsel B asın ın D eğerli tem silcileri; B u gü n, T ü rk iy e de yaşayan bütün insanları ço k yakından ilgilendiren bir

Detaylı

Perihan Mağden Biz kimden kaçıyorduk Anne?

Perihan Mağden Biz kimden kaçıyorduk Anne? ... 1 2... ... 3 Perihan Mağden Biz kimden kaçıyorduk Anne? 4... Can Yayınları: 1632 Türk Edebiyatı: 472 Perihan Mağden, 2007 Can Sanat Yayınları Ltd. Þti., 2007 1. basım: Haziran 2007 Kapak Tasarımı:

Detaylı

KE00-SS.08YT05 DOĞAL SAYILAR ve TAM SAYILAR I

KE00-SS.08YT05 DOĞAL SAYILAR ve TAM SAYILAR I Üniversite Hazırlık / YGS Kolay Temel Matematik 0 KE00-SS.08YT05 DOĞAL SAYILAR ve TAM SAYILAR I. 8 ( 3 + ) A) 7 B) 8 C) 9 D) 0 E) 6. 3! 3 ( 3 3)": ( 3) A) B) 0 C) D) E) 3. 7 3. + 5 A) 6 B) 7 C) 8 D) 0

Detaylı

MESLEK HUKUKU. Yahya ARIKAN Serbest Muhasebeci Mali Müşavir

MESLEK HUKUKU. Yahya ARIKAN Serbest Muhasebeci Mali Müşavir MESLEK HUKUKU Yahya ARIKAN Serbest Muhasebeci Mali Müşavir İSMMMO Mevzuat Yayınları 1 Grafik ve Uygulama: Evren Günay Bask ve Cilt TOR OFSET SANAYİ VE TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ Hadımköy Yolu Akçaburgaz Mah.

Detaylı

Medeniyet: Kayıp Cennetin Peşinde

Medeniyet: Kayıp Cennetin Peşinde Medeniyet: Kayıp Cennetin Peşinde Doç.Dr. Bilal SAMBUR a a Süleyman Demirel Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi, ISPARTA Ya zış ma Ad re si/cor res pon den ce: Doç.Dr. Bilal SAMBUR Süleyman Demirel

Detaylı

KATI BASINCI BÖLÜM 1. Alıştırmalar. Katı Basıncı ÇÖZÜMLER. 3. Cis min ağır lı ğı G ise, olur. Kap ters çev ril di ğinde ze mi ne ya pı lan ba sınç,

KATI BASINCI BÖLÜM 1. Alıştırmalar. Katı Basıncı ÇÖZÜMLER. 3. Cis min ağır lı ğı G ise, olur. Kap ters çev ril di ğinde ze mi ne ya pı lan ba sınç, TI BSINCI BÖÜM lıştırmalar ÇÖZÜMER atı Basıncı Cis min ağır lı ğı ise, r de: I r( r) 40 & 60rr 4rr ap ters çev ril di ğinde ze mi ne ya pı lan ba sınç, ı rr 60rr rr 60 Nm / r zemin r r zemin I de: sis

Detaylı

YAY DALGALARI. 1. m. 4. y(cm) Şe kil de 25 cm lik kıs mı 2,5 dal ga ya kar şı lık ge lir.

YAY DALGALARI. 1. m. 4. y(cm) Şe kil de 25 cm lik kıs mı 2,5 dal ga ya kar şı lık ge lir. 1. BÖÜM A DAGAARI AIŞTIRMAAR ÇÖZÜMER A DAGAARI 1.. (c) T λ 5c Şe kil de 5 c lik kıs ı,5 dal ga a kar şı lık ge lir. 0 5 (c) Bu du ru da, 5 λ = 5 λ = 10 c Dal ga nın aıla hı zı, 60 V = = = 15 t c/ s Dal

Detaylı

Seçme Röportajlar ABDULLAH ÖCALAN. Onbinlerce İnsan Ölmesin. Abdullah Öcalan. Cilt-III. WeŞanen SerxWebûn 84

Seçme Röportajlar ABDULLAH ÖCALAN. Onbinlerce İnsan Ölmesin. Abdullah Öcalan. Cilt-III. WeŞanen SerxWebûn 84 Abdullah Öcalan Seçme Röportajlar Cilt-III ABDULLAH ÖCALAN Seçme Röportajlar Cilt-III Onbinlerce İnsan Ölmesin Doğu Perinçek'in Ümit Sezgin Güneri Cıvağolu/Ramazan Öztürk Rafet Ballı Soner Ülker Yeni Asır

Detaylı

MACARİSTAN DA LİSANS DÜZEYİNDE VE MEZUNİYET SONRASI ORMANCILIK EĞİTİMİ1

MACARİSTAN DA LİSANS DÜZEYİNDE VE MEZUNİYET SONRASI ORMANCILIK EĞİTİMİ1 MACARİSTAN DA LİSANS DÜZEYİNDE VE MEZUNİYET SONRASI ORMANCILIK EĞİTİMİ1 B erene B E L D İ2 G İR İŞ B ü tü n d ü n y ad a son y ıllard a genel an lam d a b ir eğitim refo rm u n u n g erçek leştirilm esi

Detaylı

G lik o l,k arb o m er,t rietan o lam in,izo p ro p an o l,d estile Su

G lik o l,k arb o m er,t rietan o lam in,izo p ro p an o l,d estile Su D O L İN E J e l D e ri ü z e rin e u y g u la n ır. Etkin madde: H e r b ir 1 g je l 50 m g eto fenam at içerir. Yardımcı maddeler :Ç am E san sı,o k alip tü s E sansı, E m u lg in M -8,P o lietilen G

Detaylı

MODEL SORU - 1 DEKİ SORULARIN ÇÖZÜMLERİ

MODEL SORU - 1 DEKİ SORULARIN ÇÖZÜMLERİ . BÖÜ ONDNSTÖRR OD SORU - Dİ SORURIN ÇÖÜRİ 4. enerji(j). Bir kondansatörün sığası yapısına bağlıdır. üküne ve uçları arasındaki elektriksel potansiyel farkına bağlı değildir. 4 sabit 4 P 4.0 4.0 4 0 5

Detaylı

ATAM MARŞI ... œ. œ. œ. œ. œ. -œ. œ œ bœ. œ œ nœ ... œ œ œ Œ œ œ. & b 1- &b œ j œ j œ j œ œ œ nœ œ. . œœ œ œ œ œ. œ Œ. œ œ. œ œ j œ.

ATAM MARŞI ... œ. œ. œ. œ. œ. -œ. œ œ bœ. œ œ nœ ... œ œ œ Œ œ œ. & b 1- &b œ j œ j œ j œ œ œ nœ œ. . œœ œ œ œ œ. œ Œ. œ œ. œ œ j œ. q=100 ATAM MARŞI Söz ve Müzik: Ziya AYDINTAN Eşlik Düzenleme:Ercan BAŞ 2 &b4 { Piano q=100.......... 2 & b - 4 œ œ œ œ œ œ œ œ œ œ œ intro...? 2 b 4 œ œ œ œ œ œ œ. œ. œ. œ. œ. -œ œ. œ. œ. œ. œ. œ. œ..

Detaylı