Emperyalistlere. Karșı Kalkan Olalım

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "Emperyalistlere. Karșı Kalkan Olalım"

Transkript

1 Tekirdağ Cezaevinde İşkence 2. Sayfa emek ÖZGÜR ÜLKE ÝNSANCA BÝR YAÞAM ÝÇÝN HALKIN SESÝ ÖZEL SAYI: 6 75 Krþ 7 Aralýk 2010 emekozgurluk09@gmail.com Emperyalistlere Emperyalizm için Değil Em per ya list e fen di ler yi ne bu - yur du lar e mir er le ri ne; füze kal kanı sis te mi ku ru la cak di - ye. Karşılarında el pençe di van dur mayı bi rin ci görev o la rak bel le yen ler açtılar ülkenin kapılarını so nu na değin. Bugüne ka dar han gi e mir ye ri ne ge ti ril - me di ki? Mec li sin kaçta kaç çoğun luğu - nun ge rek li ol duğu nu bil me mez lik le rin - den kay nak la nan 3 Mart ka zası için de fa lar ca ken di ni af fet tir me jest le ri ya - pan lar dan da bu bek le nir di za ten. Füze Kal kanı de dik le ri şeyin türkçe si şu: İran a saldırma ya hazırla - nan ABD em per ya liz mi, bu ülke den ge - le ceği ni düşündüğü füze le ri ha va da im - ha e de cek. Pe ki o im ha e di len füze ler Taşeron İşçilerine Yeni Yıl Hediyesi: İşsizlik Karșı Kalkan Olalım ne re ye düşecek? Ta bi i ki em per ya liz me Bu işler Da vos ta van münit de mey le kal kan o lan Türki ye ye. Yanlış an la - bit mi yor. Ha la İsra il i le her türden e ko - mayın, Türki ye der ken kim se bu du rum - no mik, as ke ri si ya si işbir liği ni sürdüren ge lişti ren ik ti dar, bu pro jey le dan bu ülke de yaşa yan her ke sin eşit za rar göre ceği ni düşünme sin. O lan yi ne uşaklığını bir kez da ha tes cil le miş ol du. yok sul e mekçi halk larımıza o la cak. Biz ler e mekçi halk lar o la rak bu pro - İşin u lus la ra rası bo yu tu nu düşündüğümüzde başımıza ge le cek o lan şey i - yaptığı yürüyüşle ka mu o yu nu bil gi len di - je ye dur di ye ceğiz. 11 A ralık 2010 günü se gökten yağa cak füze parça larından ri ci bir basın açıkla ması ya pan, a ra - çok da ha va him. Or ta doğu da ABD em - larında E mek Özgürlük Cep he si nin per ya liz mi nin İsra il si yo niz mi nin bir de bu lun duğu birçok si ya si grup, 8 O - nu ma ralı or tağı o la rak kar deş halk lar - cak 2011 günü gerçek leştir dik le ri bir dan çok da ha yoğun bir tec rit tep ki i - yürüyüş basın açıkla ması i le NA TO le karşılaşa cağız. O za man I rak a gi den Füze Kal kanı Karşıtı Bir lik o la rak bu tır şoförle ri ne den saldırıya uğradıklarını pro je ye karşı her a lan da mücadele e de - ya da bölge de bu ülke nin in san larının cek le ri ni halk larımıza dek la re et ti. ne den se vil me diği ni kim den so ra cağız? Devamý 12. Sayfada Tunus ta Ayaklanma Tunus'ta halk ayaklandı. Resmi olmayan rakamlara göre 66 kişinin yaşamını yitirdiği ayaklanmanın fitilini 17 Aralık günü yaşanan bir intihar olayı ateşledi. Diplomalı bir işsiz olan 26 yaşındaki Muhammed Buazizi sokaklarda mey sebze satarak geçinmeye çalışıyordu. Fakat bu ekmek kapısı da iznin yok denilerek elinden alınınca bedenini ateşe rerek intihar etmeyi seçti. Ardından başlayan protesto gösterileri ise mağazaların yağmalandığı, karakolların basıldığı bir isyana dönüştü. Sadece bir cezaevinde isyancı mahkumların çıkardığı yangının da etkisiyle 42 kişi yaşamını yitirdi. Tunus'taki ağır baskı koşulları nedeniyle ortaya çıkan isyanın herhangi bir ideolojik rotası bulunmuyor. İsyanda islamcı öğelerin yer bulmasının bir nedeni buysa, bir diğer nedeni de varolan baskıcı rejimin her muhalefet hareketini "islamcı terör" tehditi olarak değerlendirerek emperyalistlerden aldığı desteği sağlama alma gayretiydi. Dolayısıyla iktidara öfke duyanlar her türden siyasal bilinçlenmenin şiddetle bastırıldığı bu ortamda kendini islama yakın hissetmek durumundaydı. İsyan patlak rene değin IMF'nin örnek ülkesi Tunus'tan kaçmak zorunda kalan diktatör Zeynel Abidin Bin Ali'yi Suudi Arabistan'dan başka kimse kabul etmedi. İsyan sürüyor. İsyancıların bir örgütlülükleri hedeflerinin olmaması, isyanın ufkunun çok sınırlı olmasını da beraberinde getiriyor. Tunus'lu emekçiler belki yine sömürücü sistemlerine geri dönecekler. Ama bir defa sokağa çıkıp istediklerini yapmanın yaptırmanın ne demek olduğu deneyimleriyle öğrendiler. İsyan sonrası nasıl bir Tunus ortaya çıkarsa çıksın, bu kazanım, eğer korunabilirse Tunus halkının en büyük hazinesi olacaktır. Şimdiden bölgedeki diğer diktatörleri korkutan isyan, tüm egemenlerin korkulu rüyası olarak hala soluk almaya devam ediyor. Tüm ezilen emekçi halkların umudu oldu Tunus halkı; tüm isyancı halklar gibi. Ellerinize sağlık. Sömürücüler Bebek Kanıyla Besleniyor Sayfa Sömürü düzeni bebek kanıyla besleniyor. Samsun un Tekkeköy ilçesinde Murat-Nejla Bakırcı çiftinin 2,5 aylık bebeği Kübra açlıktan öldü. İş kazası sonucu engelli olan baba Murat Bakırcı nın gün oluyor aç yatıyoruz sözü her şeyi özetliyordu. 18 Ocak ta öldü Kübra bebek. 14 Ocak ta ise 11 aylık bir bebek, tutuklanan annesiyle birlikte cezaevine girdi. Çünkü annesi bebeği için mama çalmıştı. Antalya daki bu olayda sözkonusu marketin mallar iade edildiğinden şikayetçi olmamasına rağmen 26 yaşındaki annenin tutuklanması, sömürücülerin daha fazla bebek kanı istediğini gösteriyor. Buca Belediyesi Taşeron İşçileri Direniyor 6. Sayfa Munzur a Baraj İstemiyoruz! 9. Sayfa HALKIN GÜNDEMÝ Sen Diz Üstündeysen Eğer Herkes Büyük Görünür Türkiye iki büyük oyalama taktiğinin içinden geçerek büyük bir karmaşaya doğru gidiyor. Birincisi, AKP hükümeti, Kürt meselesinde oyalıyor, kandırmaya zaman kazanmaya çalışıyor, demagoji yalan söyleme sanatının bugüne dek görülmemiş bütün inceliklerini kullanarak Kürtleri aslında genel olarak Türkiye yi bir yıkıma doğru sürüklüyor. İkincisi, AKP hükümeti, yine akıl durduracak yöntemlerle, kenara köşeye sıkıştırdığı yasalarla, 1980 de temelleri atılarak başlatılan vahşi restorasyonun son tuğlalarını sendikaların toplumsal muhalefetin yavaşlığına günerek yerleştiriyor. Birinci oyalamanın istenilen sonucu receği çok şüpheli. İkincisinde ise mevcut aymazlık hali sendikal ihanet hükümetin elini daha çok rahatlatıyor. Hükümet, Kürtleri Kürt sorununu oyalıyor. Daha doğrusu aslında bu, belirsiz amaçsız bir oyalama değil. Bugünkü durumda bütün tutuklamalara saldırılara rağmen karşı tarafı marjinalize etme, gücünü etkisini kırma konusunda başarılı değil. Ortada hatırı sayılır bir silahlı güç şimdi seçime gidilse eski potansiyelini en azından koruyabilecek düzeyde bir kitlesel yapı var. Bu kitlesel yapı örgütlülük düzeyinde bir kırılma dağılma yaratmak, toplam olarak hareketin kitleler üzerindeki yönlendirici etkisini zayıflatmak istiyor. Asıl saldırı için bunun şart olduğunu, bunu sağlamadan yapacağı her türlü hareketin çok yıkıcı olamayacağını biliyor. Denediler, hem de büyük güçlerle, havadan karadan denediler, olmadı. Devamý 2. Sayfada

2 2 HALKIN GÜNDEMÝ Oyalama, bunun içindir. Her şeyden önce hükümet, oyalama zaman geçirmenin kendi lehine olduğunu düşünüyor umuyor. Karşısındaki gücün sürekli aksiyonla ayakta durduğunu uzun süre atıl tutarsa zaaf yaşayacağını düşünüyor. Ama bu boş durarak yapılan bir oyalama değil; bir yandan da sinsi cemaat çalışmaları sürdürülüyor, 90 ların domuz bağı katillerini sokağa salıp yeni bir vahşetin kapılarını aralıyor, seçimlere doğru artacak bir rüşt yozlaştırma kampanyasıyla iyice dozu artırdıktan sonra açılım ı bir yok etme kampanyasıyla taçlandırmak istiyor. Öte yanda ise borsaya giren sıcak para yığınlarını emperyalistlerin, yerli patronların açık desteğini arkasına alan hükümet artık pervasız bir biçimde her alanı ticarete açıyor, satılmadık bir şey bırakmıyor, patronlarla oturup yeni iş yasaları hazırlayarak Türkiye yi bir ucuz emek cenneti haline getiriyor. Geçenlerde yoksulların ayaklanıp 23 yıllık diktatörü sepetlediği Tunus için IMF başkanı daha aralık ayında Tunus ekonomisi örnek bir yolda ilerliyor diyordu. İşte tam da böyle bir örnek yol Türkiye ekonomisi için de geçerlidir. Artık öğrendik; 2000 li yıllarda ekonominin büyümesi denilen şey, halkın kesin yoksullaşması anlamına geliyor. Tabandaki emekçiler onların bir parça uyanmış olan kesimleri her geçen gün bunun daha çok farkına varıyorlar bir şeyler yapmak, yaptırmak için çırpınıyorlar. Sokaklara çıkıyorlar, çadırlar kuruyorlar, yukarıyı zorlayan eylemler yapıyorlar ama konfederasyonlar artık kaskatı bir durumda. Bir bölümü tümüyle yandaş sendika haline dönüşmüşler, bir bölümü zaten 50 yıldır aynı görevi üstlenmiş haldeler. Kamu sözleşmeleri bunun göstergesiydi, şimdilerde torba yasa konusundaki ağır kanlılık ise tam bir rezalete dönüşmüş durumda. Beri yanda toplumsal tepkiyi hukuk mücadelesi ne hapseden bir yaklaşım da Türkiye nin yeni moda sendikacılığı haline gelmeye başladı. Nerede bir özelleştirme, bir zam, bir işten atma olsa soluğu Danıştay Anayasa Mahkemesi kapılarında alan, emekçi kitlelerin tehlikeli gücünü sokağa sürmek yerine hukukçuların engin bilgilerini dilekçelere döken bir anlayış, emekçilerin enerjisini kurutuyor. Bütün bunlar olurken de 30 yıldır zaten adım adım inşa edilmiş olan bir vahşi kölelik düzeni daha da yerine oturuyor; sökülüp atılamazmış gibi görünen bir sağlamlık kazanıyor. Geç kalmanın bir bedeli var mı? Et, var. Hem emekçiler açısından, hem de devrimci güçler açısından bu gidişe müdahale etmekte gecikmenin bir bedeli var. Daha çok sömürüleceğiz, daha çok acı çekeceğiz, bu onursuz karanlık düzen içinde daha fazla bir süre yaşayacağız. Bin Ali, uçağına atlayıp Tunus u terk etti. Daha önce de Küba da Batista, Vietnam da Diem, İran da Şah Rıza Pehlevi aynı biçimde defolup gitmişti. Bugün ensemizde boza pişirmeye devam edenlerin onlardan tek bir farkı yok. Fark orada değil, burada, bizim cephemizdedir. Onların gücü değil, bizim zayıflığımızdan söz ediyoruz. Dünyanın her yerinde, her zaman sokak, iktidarların elinin ne kadar rahat olacağını belirler. Fransız Devrimi nin ünlü şarkısı da bunu söylemiyor mu bize? Biz diz üstündeyiz diye büyükler Bize böyle büyük görünürler Ayağa kalkalım! ÝNSANLIK ONURU Tekirdağ Cezaevi nde İşkence Referandumda oy isteyeceği zaman 12 Eylül döneminde cezaevlerindeki işkenceleri propaganda malzemesi yapan AKP, nedense kendi dönemindeki işkenceleri görmezden geliyor. Tekirdağ 1 2 No lu F Tipi cezaevlerinde baskı şiddet o lay ları son dönem de do - zunu iyice arttırdı. Havalandırma hakkının bir saate indirilmesini protesto eden mahkumlara aralarında cezaevi müdürü Ali Haydar Ak ın da bulunduğu görevliler saldırıda bulundu. 10 A- ralık Dünya İnsan Hak ları Günü nde yaşa nan işken ce o layında saldırıya uğra yan İhsan Ar - gun, Şeyhmus Avcı Bek taş Ka ra man adlı tutuklulardan Şeyhmus Avcı nın kolu kırıldı. Bu uygulamalara karşı hukuki bir girişimde bulunmak isteyenlere ise hücre cezası riliyor, so ruştur ma açılıyor ya da görev li me mu - ra mukametten kamu davası açılabiliyor. 12 Kasım günü sa bah sayımında ce za e vi müdürü Ali Haydar Ak beraberindeki 20 kadar gardiyanın saldırısına uğrayan Ramazan A- kan, Bülent Ak taş Gökhan O ruç un du rum - ları da bu na örnek o luştu ru yor. Saldırıya uğradıkları sırada gardiyanlardan birinin elindeki kamerayla herşeyin görüntüye alınmasına cezaevi koridorlarında kamera bulunmasına Tecrite Son, Hasta Tutsaklara Özgürlük emek rağmen rdikleri şikayet dilekçelerinden sonuç alamadıkları gibi aksine disiplin cezalarına çarptırılan tutsakları savunacak hiçbir hukuki mekanizma bulunmuyor. Geçmişte doğrudan cumhuriyet savcılıklarına suç duyurusunda bulunabilen tutsaklar, F Tipi Cezaevlerine geçişin ardından oluşturulan izleme kurulları na başvurmak zorunda bırakılıyorlar. Bu izleme ku rul larının da şu a na ka dar tu tuk lu hükümlü le hi ne ka rar aldığı pek görülmedi. Tekirdağ Cezaevindeki işkencelere dikkat çekmek için 28 Aralık günü cezaevinin önünde bir basın açıkla ması ya pan İHD İstan bul Şubesi cezaevi komisyonu, eylem öncesinde cezaevinde kendileriyle görüşecek herhangi bir yetkili ya da muhatap bulamadı. Cezasının bitiminin ardından aynı cezaevin den çıkan Meh met Er ge zen, birçok işken ce saldırı o layının yanı sıra Yılmaz Akyıldız adlı tutsağın gerekli tedavisi yapılmadığı için karaciğer sorunları yaşadığını, Gülnaz Akkuş adlı tutsağın ise yine tedavisi yapılmadığı için görme yetisini kaybettiğini belirtti. Dışarıya ulaştırılabilen mektuplardan Ramazan Akan a ait olanında 12 Kasım tarihinde yapılan sabah sayımında cezaevi 2. müdürü Adana Karataþ Kadýn Kapalý Cezaevi nde Tutsaklara Sevk Saldýrýsı Mer ha ba biz ler Ka ra taş Ce za e - (ad li tıp ra po ru) o lan müdür koğuşu vi nin tüm uy gu la ma larına karşın mu za gir diğin de koğuşu muz dan di rençli ol ma ya çalışıyo ruz. Ard ar - çıkmasını is te miştik. Bu nun üze ri - da ge len di sip lin ce za ları saldırılar ne müdür, ar ka daşlarımız Gülay dan son ra şimdi de sürgün Özlem in üze ri ne yürüyüp tu ta - sevk le ri gündemde. 11 A ralık günü nak tu ta rak teh dit ler sa vu ra rak yapılan sa bah sayımında koğuşa çıktı ye di gün önce de hücre ge li nip koğuş ar ka daşlarımız ce zası ril di. DHKP-C da vası hükümlüleri Gülay Biz de koğuşta ka lan lar o la rak E fen di oğlu Be si me Du ru nun bu du rum la il gi li suç du yu ru sun da An tal ya ya sev ki nin çıktığı söylen - bu lu nup o layı ta ci zi basında di. teşhir e den mek tup lar yazdık. Kah valtı yap mayı bıra kalım, Savcı 1. müdüre her fırsat ta da laşma ya bi le fırsat ril me - bu ko nu da bir işlem yap masını den 20 gar di yan saldıra rak ar ka - müdürün görev den alınması ta le - daşlarımızı yer ler de sürükle ye rek bi mi zi vur gu ladık. O layın son - sevk için götürdüler. rasında yapılan bu sürgün sev ki - Tüm karşı çıkışlarımıza, di ren - nin Ka ra taş Ce za e vi i da re sin ce me mi ze rağmen bi ze de saldıra rak ril mek is te nen bir gözdağı ol - darp et ti ler. Kadın koğuşlarına er - duğu nu düşünüyoruz. kek gar di yan ların gir me me si ku ralı Dev rim ci tut sak la ra yapılan bu da hi çiğne ne rek er kek gar di yan - baskı uy gu la ma ların boşa çıkarıla ların saldırısıyla darp e dil dik, saldırıdan cağı her ne CEZA ri lir se - do layı vücu du muz da dar - ril sin key fi uy gu la ma la ra ah lak ba bağlı mor luk lar ağrılar mev - dışı in sanlık dışı dav ranışlara cut tur. karşı tavrımızın net ol duğu nu be - Ka ra taş Ce za e vi nde yaşa nan lirt mek is ti yo ruz. bu sürgün sev ki nin bir kaç ay önce Bu ko nu da sos ya list basını, yaşa nan ta ciz o layıyla günde me tüm dev rim ci ku rum ları, tut sak a i - ge len ha la göre de vam e den le le ri ni da yanışmaya da t e di yo - müdürün görev den alınmasına da - ruz. ir i da re ye dışarıya yaptığımız Şimdiden teşekkür e di yo ruz. baskıların se be bi ol duğu nu düşünüyo Sev gi le rim le Nu ray KOÇ ruz. Bu ko nuy la il gi li 2 haf ta Ka ra taş Ka palı Kadın Ce za e vi önce ta ciz le suçla nan bu suçu B-4 Ka ra taş/a da na işle diği ne da ir hakkında de lil ler Adana da demokratik kitle örgütleri tarafında her cumartesi düzenlenen hasta tutsaklar serbest bırakılsın eyleminin bir yenisi 8 Ocak cumartesi günü sa at 12:30 da İnönü Parkı nda gerçek leşti ril di. Ey lem de uzun za man dan be ri yazılı görsel medyada hapishanelerin konuşulduğu, ama bu konuşulan konuların ne yaşanan işkence zulumler ne de ölmek üzere o lan has ta tut sak ların du ru mu olmadığı söylendi. Türkiye de CMK da tutukluluk süreleri ile ilgili yapılan değişiklik konuşuluyor. Açılan hapishane kapılarından salırilenler beklendiği gibi devletin derinliklerinde yaşayanlar olmakta. Top lu kat li am ların, vahşi ce işle nen ci na yet le rin kanını elinde taşıyanlar yaptıkları hizmetlerin karşılığı olarak ödüllendiriliyorlar. Bu kimseyi şaşırtmamalı çünkü aynı hukuk sisteminde kalemler sömürü düzeni nin, e ge men le rin a da le ti için kırılıyor. İnsanlıktan çıkmış ca ni ler için, te cavüzcüler için ardına ka dar açılan ha pis ha ne kapıları, in sanlık o - nurunu ayakta tutmaya çalışan devrimci yurtser tutsaklar için daha sıkı kapatılıyor. Bu haksız düzen için gerektiğinde kurşun atan da yiyen de, do muz bağıyla, satırlar la in san öldürenler de ser best kalırken, kardeşçe yaşanacak sömürüsüz bir gelecek için mücadele edenler ise imha edilmektedir. Tahliye edilmeyerek ölmeleri beklenen hasta tutsakların durumu ise gerçeği göstermekte. Mardin E Tipi Kapalı Cezaevi nde tutuklu bulunan %90 bedensel en gel li Mürşit As lan bu gerçek ler den bi ri Nisan ayında girdiği çatışmada omiriliğine aldığı bir mer mi i le felç o lan müebbet ha pis ce zasına çarptırılan Mürşit As lan, 20 O cak 2000 ta ri hin de A - nayasanın 104/2-b maddesi gereğince sürekli sakatlık ni te liğin de ol duğun dan ser best bırakıldı. Gögüs kısmından i ti ba ren aşağısı tut ma yan %90 o ranında felç o lan As lan, 7 E kim 2005 ta ri hin de örgüt üyesi olmaktan tekrar tutuklanmış, yaklaşık 2 ay sonra tahliye edilmişti. Diyarbakır 4. Ağır Ceza Mah ke me si ta rafından hakkında ri len 7 yıl 6 ay hapis cezasının Yargıtay da onaylanmasından sonra 7 Eylül 2010 da tu tuk la na rak Mar din E Ti pi Ka palı Cezaevi ne gönderildi. Aslan götürüldüğü Mardin Devlet Hastanesi ndeki sağlık kurulu tarafından rilen Cezaevinde yatmasında hayati bir sorun yoktur şeklindeki rapora da tepki göstererek, ikinci bir kişi nin yardımı ol maksızın te mel bir ih ti yacını karşılayamıyorken, ayrıca Başbakanlık Özürlüler İdaresi Başkanlığı ta rafından %90 o ranında özürlü ol duğu belirtilmesine rağmen bu gerçekliğin sağlık kurulunca görülmeyip cezaevinde kalmasında sakınca yoktur şeklindeki rapor hazırlamasının akıl, mantık ile bağıntısının olmadığını belirtti. Basın açıklamasında hapishanelerde yaşanan bu adaletsizliklerin bu örnekle sınırlı olmadığı belirtilerek; Özgür olduğu söylenen işçi emekçiler köleliğe mahkum edilirken, hapishanelerde yaşananlar elbette bundan farksız olmayacaktır. Tutsakların adım adım öldürülme si ne dur de mek, has ta tutsakların sesi olmak için sizleri içerde dışarda hücreleri parçalamaya çağırıyoruz denildi. Eylem her hafta olduğu gibi beş dakikalık oturna eylemiyle son buldu. Eylemi Halk Cephesi, İHD, ESP, Emek Özgürlük Cephesi, BDSP, Devrimci Proletarya, TUHAY-DER, BDP örgütlerken TÖP Halkevleri destek rdi. (Adana EÖ) Ali Haydar Ak yanındaki 20 gardiyanın kafasını ya tağa göme rek aynı hücre de ki diğer mahkumları ise koridora çıkararak dövdüğü yazılıydı. Kendileri tarafından gönderilen ya da kendilerine gelen mektuplara idare tarafından el konulduğuna dikkat çeken Akan, mektubunda tutuklulara Adalet Bakanlığı tarafından disiplin suçu gerekçesiyle soruşturma açıldığını yazıyor. 28 Aralık günü Tekirdağ Cezaevinde yaşanan işkence olaylarını araştırmak üzere cezaevine giden İHD İstanbul Şubesi Cezaevi Komisyonu heyeti, kendisiyle görüşecek muhatap bulamadı. Cezaevi önünde saat te gerçekleştirilen basın açıklamasında yaşanan insan hakları ihlallerine dikkat çekildi. Basın açıklamasının gerçekleştiği sıralarda ise Cezaevinde işkenceler sürüyordu. Sonrasında u- laşan bilgilere göre 2 No lu F Tipi Cezaevinde gerçekleşen saldırıda tutsaklar dövülerek tek kişi lik hücre le re götürülmüş birçok işken ce yönte miy le saldırılar sürdürülmüştür. Saldırılarda Bektaş Karaman, İlyas Argun, Cemal Bozkurt, Ali Gül Alkaya nın yanı sıra adlarını öğrenemediğimiz daha bir çok tutsak saldırılarıya işken ce ye uğradı. emek BARÝKAT/Aylýk Sosyalist Dergi / Özel Sayý 7 Ocak 2011 Fiyatý: 75 krþ (KDV Dahil) Sahibi Sorumlu Yazýiþleri Müdürü: Timuçin Kýlýç Yönetim Yeri: Þehit Muhtar Mah. Nane Sk. 15/3 Beyoðlu / Ýstanbul Basýldýðý Yer: Özdemir Matbaacýlýk Davutpaþa Cad. Gün San. Sitesi C Blok No: 242 Topkapý/ÝSTANBUL Tel:

3 emek 18 Aralık Cumartesi günü saat 13.00'te ÇHKM de 19 Aralık Paneli Çukurova Halk Kültür Merkezi'nde 19 Aralık etkinliği yapıldı. Etkinlik kısa bir konuşmanın ardından 23 Aralık 2000 günü Ümraniye Cezaevinde katledilen yoldaşımız Alp Ata Akçayöz nezdinde yapılan saygı duruşuyla başladı. Saygı duruşunun ardından hazırlanan metin okundu. "Diri diri yaktılar" adlı belgeselin izlenmesinin ardından panele geçilmek üzere kısa bir ara rildi. "19 Aralık Süreci Egemenlerin Hukuku" başlıklı panel iki oturumda gerçekleştirildi. İlk oturumda söz alan panelistlerden Saniye Seçkin, F tiplerinin kısa bir tarihçesine değinerek, 19 Aralık'ı hazırlayan ekonomik-siyasal koşullara, katliamda burjuva basının oynadığı role değindi. Daha sonra söz alan panelistlerden Avukat Taylan Özgür Eker ise; suç ceza kavramlarına, F tiplerine geçiş sürecine egemenlerin, hukuku nasıl bir kılıfa soktuğuna değinerek günümüzde yaşanan hak ihlallerine değindi. Panelistlerden Erbesit Özdemir de 19 Aralık'ı hazırlayan süreci, 19 Aralık sürecini bugünü ele alan bir değerlendirme yaptı. İkinci oturumda ise, soru-cevap yoluyla rimli, canlı geçen tartışmaların ardından 3 saat süren etkinlik, katımcıların panelden memnun ayrılmalarının ardından son buldu. (Adana EÖ) 19 A ralık 2000 ta ri hin de dev le tin Ha ya ta Dönüş adı altında 28 dev rim ci tut sağı kat let - tiği nin 10. yılında A da na da bir yürüyüş gerçek leşti ril di. 19 A ralık pa zar günü, sa at da 5 O cak Mey danı nda bir a ra ya ge len yak laşık kişi Çak mak Cad de si bo - yun ca Dev rim ci i ra de tes lim alına maz, Bedel öde dik be del öde te ceğiz, Devrim şehit le ri ölümsüzdür, Yaşasın Dev - rim Sos ya lizm slo gan larıyla Ad li ye önüne ka dar yürüdü. Yürüyüş sırasında po li sin halkı tah rik e di ci slo gan lar at - mayın u yarısına da - ha güçlü slo gan lar la a ji te e de rek karşılık ril di. Ad li ye kapısı önüne ba ri kat ku ran kol luk kuv t le ri, bu ra da yapıla cak o lan basın açıkla masına i zin ol - madığı bu ra dan dağılınması u yarısı ya pa - rak yürüyen kit le ye set çek mek is te di. Fa kat kit le nin karşılığı net ti; açıkla ma bu ra da yapıla - caktı. Açıkla ma dev rim sos ya lizm kav - gasında yi ti ri len ler adına bir da ki kalık saygı du ruşu i le başladı. Yapılan açıkla ma da; 19 A - ralık 2000 yılında yapılan bu kat li amın üzerin - den 10 yıl geçme si ne rağmen kat li amın so - rum lu larının yargılan madığı, 39 jan dar ma e ri - nin yargılandığı da va da gerçek suçlu lar kat li - amın se nar yo su nu yazıp, ta li matını ren le - rin yargılan madığına dik kat çe kil di. Kat li am - dan bu ya na geçen yıllar da ce za ev le rin de dışarda ih lal le rin a zal madığına, em per ya liz me bağımlılığın, sömürünün arttığına deği - ni len basın açıkla masında döne min A da let Ba kanı başta ol mak üzere bütün so rum lu lar yargı karşısına çıkarılmadığı sürece; hak, hu kuk, a da let söylev le ri nin de mok ra si ci lik o yu nu al - dat ma ca dan öte ye geçme ye ceği i fa de e dil di. Ce za ev le rin de ki ağır has ta tu tuk lu ların bir an önce te da vi le ri nin yapılması için ser best bırakılmasına, tec ri tin i za los yo nun son bul - masına vur gu yapılan açıkla ma slo gan lar la son bul du. Eylemi İHD, ESP, BDSP, DP, EÖC, SP BDP birlikte örgütledi. (Adana EÖ) 19 Aralık 2000 de devrimci tutsaklara yapılan katliamda operasyonon adı yalnızca egemenler için değil medya içinde "Hayata Dönüş"tü. Bugün insanlık dramı gibi sunulan manşetleri atan gazeteler, on yıl önce "Sahte oruç, kanlı iftar, örgüt yaktı, jandarma kurtardı" demişler, bu gazetelerin yazarları operasyon için devleti kutlamışlardı. Katliama ilişkin Milliyet in genel yayın yönetmeni Mehmet Yılmaz "Sahte oruç, kanlı iftar" başlığını atmakta sakınca görmemişti. Hürriyet katliamı "Devlet girdi" manşetiyle rmiş, "suçluları" da "Telefonla Yak Emri/Lider Talimatı: Bir Arkadaş Kendini Yaksın" haberleriyle ilan etmişti. Dönemin Hürriyet genel yayın yönetmeni Ertuğrul Özkök "Hükümetin bu operasyona rdiği Hayata Dönüş adı dün gerçek anlamını buldu" diye yazdı. Aynı gazetede Cüneyt Ülser "Cezaevi operasyonlarında Hükümeti Destekliyorum" başlıklı yazısında operasyonda gösterilen "fedakarlık, sevk idare becerisi, dirayetten dolayı devlet yekililerini kutluyordu. Güneri Civaoğlu "Zorunluydu" başlıklı yazısında Bülent Ecevit i övüyor, dönemin İçişleri Bakanı Sadettin Tantan dan alıntıyla hapishanelerde derebeylik görüntüsünün HABER-YORUM 3 19 Aralık katliamı sırasında Ümraniye Cezaevinde katledilen Alp Ata Akçayöz Yoldaş, mezarı başında anıldı. Anma için 19 Aralık 2010 günü saat 12.30'da yoldaşımızın mezarı başında toplanan devrimci sosyalistler, saygı duruşunun ardından "Alp Ata Yoldaş Ölümsüzdür", "Devrim Şehitleri Ölümsüzdür", "Alp Ata Yoldaş Yaşıyor Yaşanacak", "Yaşasın Devrimci Kurtuluş Mücadelemiz", "Mahir Hüseyin Ulaş Kurtuluşa Kadar Savaş" sloganlarını haykırdılar. 19 Aralık katliamının öncesinde sonrasında yaşanan politik gelişmeler ışığında katliam sürecinin kısaca anımsatıldığı konuşma metni, bu direnişte yitirdiğimiz Alp Ata yoldaşın yaşamı mücadelesinin özetlenmesiyle devam etti. Mücadele çağrısıyla sona eren konuşma sırasında sloganlarımız yinelendi. Daha sonra Alp Ata Yoldaşımızla aynı süreçte cezaevinde bulunan bir yoldaş söz alarak ona dair kısa bir konuşma yaptı. Cephe Marşı'nın okunmasıyla anma sona erdi. Mezar başındaki anma etkinliğinin ardından Maltepe'deki bir dernekte 19 Aralık katliamı genel olarak sistemin hücre saldırısı üzerine bir konuşmayla başlayan etkinliğimiz başladı. Etkinlikte "Bir Su Damlasına Sığdırılan Yaşam" belgeseli izlendikten sonra Alp Ata Yoldaşımızın ailesinin rdiği yemek yenildi. Daha sonrasında önümüzdeki süreçte Maltepe Halk Kültür Merkezi'nin yapacağı çalışmalar üzerine katılımcı kitleyle bir meclis oluşturuldu. Orada bulunan herkesin görüşlerinin alınmaya çalışıldığı diyalog oldukça rimli ön açıcı oldu. Adana da 19 Aralık Anma Yürüyüşü Alp Ata Akçayöz Mezarı Başında Anıldı 19 Aralık Katliamı İzmir de de Unutulmadı! 19 Aralık 2010 günü saat 13:00 da İzmir de 19 Aralık cezaevleri operasyonunda yaşanan katliam protesto edildi. İzmir de demokratik kitle örgütlerinin örgütlemiş olduğu, Emek Özgürlük Cephesininde destek rdiği 19 Aralık cezaevleri katliamını protesto etmek için düzenlenen yürüyüş, ardından yapılan basın açıklaması, tiyatro gösterimi müzik dinletisi ile son buldu. Eski Sümerbank önünde toplanan grup saat 13:30 da Konak Meydanına doğru yürüyüşe geçti. Yürüyüş sırasında sık sık Yaşasın 19 Aralık Direnişimiz, Katil Devlet Hesap Verecek, 19 Aralığı Unutma Unutturma, Devrimci Tutsaklar Onurumuzdur, İçerde Dışarıda Hücreleri Parçala gibi sloganlar atıldı. Konak Meydanına yürürken kitlenin ana yol üzerinde yürümek istemesi polis tarafından engellendi. Kitle polis arasında kısa bir tartışma yaşandıktan sonra daha önce belirlenen güzergahta yürüyüş devam ettirildi. Konak Meydanına gelen kitle burada okunan basın metninden sonra Yeni Kapı Tiyatrosunun hapishanelerdeki işkenceyi anlatan kısa bir tiyatrosu sergilendi. Daha sonra söylenen marşlar eşliğinde eylem son buldu. Okunan basın metninde şunlara değinildi: Hayata dönüş operasyonu olarak adlandırılan ama özünde hapishanelerdeki dışarıdaki direnişi kırmayı hedefleyen bunun içinde 20 hapishaneye aynı gün içerisinde dozerlerle gazlarla kurşunlarla girerek bir çok devrimciyi katleden bir devlet terörü yaşanmıştır. Devletin yaptığı bu operasyon aslında dışarıdaki işçiyi, emekçiyi sindirmek içindi. Yapılan operasyonu kitlelere izleten bu zihniyet kitlelerin korkmasını istemiştir. Bütün bir halkı içeriye tıkamayacağından beyinlerde hapishane yaratmak istemekteydiler. Asıl amaçları bunlardı. Devlet o operasyonda öldüremediği devrimci tutsakları hapishanelerde tecritle yok etmeyi amaçlamaktadır yıllarca. Operasyon sonrasında hapishanelerde uyguladıkları F tipi uygulamalarla devrimci tutsakların izolasyon tecrit koşullarında yok etmek istemektedir. Cezaevlerinde yüzlerce insan onurluca yaşamlarını yitirmişlerdir. Ölüm oruçlarında 128 devrimci şehit olmuş, yüzlercesi sakat kalmıştır. Yıllardan beri süre gelen devletin bu baskıları vahşeti karşısında bizler, 19 Aralık katliamının halen sürmekte olan tecrit koşullarının hesabını devletten sormayı boynumuzun borcu olarak bileceğiz. (İzmir EÖ) 19 Aralık Katliamında Burjuva Basının Rolü sona erdirilmesi için hazırlıklar yapıldığına değiniliyor, uluslararası insan hakları gözlemcilerini operasyon nedeniyle Türkiye ye geleceklerinden kuşku duymaksızın uyarıyordu: "Onlar müdahalenin insani ölçütler dikkate alınarak gerçekleştiğini görmeliler." Sabah gazetesinden Güngör Mengi "Devlet uyandı" yazısında adalet bakanının dediği gibi insan hayatını kurtarma operasyonudur" diyordu. Zaman gazetesi ramazana denk gelen operasyonu "Sahur Operasyonu" başlığıyla rirken gazetenin yazarı Tamer Korkmaz "Nihayet" başlıklı yazısında operasyonun aslında gecikiğini yazıyordu. Gördüğümüz üzere medya da devlet kadar kararlıydı o dönem. Oysa devlet katliamın tüm sorumluluğunu 39 sıradan erin üzerine atıp sıyrılmaya çalışıyor. O dönem medyanın tebriklerini 39 erden ziyade İçişleri Adalet bakanlığı aldı. Çünkü onlar, katliamın faillerini mahkemelerden daha iyi tespit etmişlerdi. Gerçek katillere, gerçek cezalarını recek olanlar da onları çok iyi biliyor, tanıyor. Tanıyoruz. (Adana EÖ)

4 4 SOKAK AKP birçok a lan da içki içil me si ni ya sak - lamış. Bugünler de bu ya sağa karşı in ter net üze rin den ey lem ler örgütle ni yor muş. Yi ne POLÝTÝKA bir la ik lik-şeri atçılık tartışması için ku yu ya taş atıldı de mek tir. Pe ki bu taşın atılış za man la ması dik ka ti ni zi çek ti mi? Tam da PTT nin işten çıkarttığı taşe ro na bağlı dağıtım işçi le ri nin çadırları or ta day ken, Sa bi ha Gökçen Ha va a lanından işten çıkarılan işçi ler, İzmir Bu ca Be le di ye si ne bağlı taşe ron işçi - le ri, A da na Nu mu ne Has ta ne si Taşe ron işçi le ri, da ha bir çok işçi di re nişi de vam e der ken.. Kim se işçi ler den, işsiz lik ten ko - nuşmasın di ye mi bütün bun lar? Yok sa, kim se 4 li rayı bu lan ben - zin zam larını ko nuşmasın di ye mi? Ya da mec lis ko mis yon - larından hızla geçi ri li ri len tor ba ya sa hırsızlığına kim se u yan - masın di ye mi? Bu ülke de si ya set yap manın o tur muş bir yönte mi o la rak böyle şeyle re alışmaya başladık artık. Hal ka ka bul et ti ril me si bi raz zor o la cak ye ni bir ya sal düzen le me, zam ya da işten çıkar ma fur - yası başla ya cağı za man, ya Kıbrıs o lur, ya türban, ya da da ha farklı bir şeyle ga ze te manşet le ri, te le viz yon ha ber le ri do lup taşar. Nasılsa kim se nin e mekçi nin mut fağında ne kay nadığıyla il - gi len diği yok tur. Kürtle rin Kürt ol mak tan kay nak la nan en ba sit hak larını da hi al mak için can r diği nin, ya da bun ları ta lep et tiği için ha in i lan e dil diği nin, linç e dil diği nin de pek öne mi kal - mamıştır. Son günler de ki mi il ler de ki üni r si te ler den Kürt öğrenci le rin kayıtlarını alıp o ken ti ter ket me si açılım ol gu su nun ne re - si ne o tur mak tadır bi le me yiz a ma ka mu o yu nu yönlen dir me a - raçlarına sa hip o lan ları il gi len dir me diği ke sin. Pe ki tüm bu o yun lar ne za ma na ka dar götürecek bu soy gun - cu lar ik ti darını? Ye ni bir la ik-şeri atçı gündemi, ye ni bir vi de o-ka - set, ye ni bir hey kel skan dalı ya da başka bir şeyle da ha ne ka - dar i da re e de cek ler? E t, artık o ka dar uz man laştılar ki bu a lan - da, her ke si me ayrı gündemler bi le o luştu ra bi li yor lar. Lümpen pro le tar ya için fut bol skan dal ları, az buçuk en tel en tel takılan - lar için Top ha ne de ki ser gi ye saldırı Bil gi Ünir si te si tes ti, Ro ni ye atılan yu mur ta lar... Te le viz yon lar da ki di zi ler den, mec lis lo kan tasının menüsüne ka dar her şey gündem o la bi lir bu ülkede. E mekçi le rin açlığı, işsiz liği, u mut suz luğu ge le cek siz - liğin den başka... Kürt u lu su nun ta lep le ri ni değil de so kak lar da ne ka dar taş, ne ka dar ha va i fişek atıldığını o ku ya bi lir si niz an cak. Kırılan dükkan cam larını yaz mak tan bu in san ların niçin so kak lar - da ol duğu nu yaz ma ya yer bu la maz on lar. İşçi ler so kağa çıktığında da aynısı o lur. Yaşı ye ten ler anımsa ya caktır. Ta riş di re nişin - den son ra basının ye ga ne il gi a lanı her bi ri bil mem ne ka dar pa - ra o lan iğle rin di re nişçi işçi ler ta rafından mızrak o la rak kul - lanılması so kul muştu o kur ların iz le yi ci le rin gözüne. Bun ca işçi nin ne zo ru vardı ki pan zer ler le üzerlerine ge len dev le te karşı en il kel si lah lar la da hi ol sa di re ne cek nok ta ya gel mişler di? Bu so ru nun yanıtını bul mak o la naksızdır renk li say fa lar da. Yıllar son ra Mayıs ında bu de fa yer de ki üç işçi nin cansız be de ni değil di manşet ler de ki. E zi len çiçek ler, kırılan tra fik lam ba ları vit rin cam ları ne de niy le üç ne fe ri ni şehit ren işçi sınıfı van dal ya ni bar bar i lan e di li r mişti. E mi niz, şimdi de el - le rin de böyle i de o lo jik si lah lar hazırdır. Öfke miz pat ladığında kim bi lir bu de fa ne o la cağız? Bi zim için ne der ler se de sin ler. Söyle - ye cek le ri nin hiç bi ri bi zi ra hatsız et mez. Çünkü söyle ye cek le ri hiçbir söz, bu hırsızlar on ların ya la ka ları o lan bir kaç satılık ka le min için de de be len dik le ri pis lik çu ku run dan da ha kötüsünü i - fa de e de mez. Da ha geçtiği miz yıl, tek suçları çalışmak hak larını a ra mak o lan Te kel işçi le ri için at madıkları if ti ra kal mamıştı. So kak lar yi ne ısınıyor, da ha da ısına cak. Ak de niz Çi vi işçi le ri Mer sin CHP yi işgal et mişti, Sa bi ha Gökçen işçi le ri Boğaz Köprüsünü tra fiğe ka - pattılar. Ken di oy larıyla seçtik le ri be le di ye başkan larına sa hip çıkan Kürt halkı gaz bom ba larına di ren di. E ge men ler ha la tüm koz larını oy na madılar, ha la tüm kre di le ri tükenme di. A ma el le rin - de ki a raçların et ki si gi de rek a zalıyor. Et ki sin de ka lan lar bi lir, gaz bom bası bi le bir süre son ra ilk de fasında ol duğu ka dar et ki le - mez, in san vücudu o nun la başa çıkmanın yöntem le ri ni bu lur, ge - lişti rir. Pe ki biz bu kre di le rin tüken me si ni mi bek le ye ceğiz? Hayır. Çok i yi bi li yo ruz ki on lar, ken di le ri ne ye ni kre di ler ya rat ma da son - suz bir be ce ri ye sa hip ler. On ların tüm a raçlarını biz tüket mez sek da ha çok da ha u zun bir süre ik ti dar larını sürdüre cek ler. Ta rih birçok de fa göster miştir ki, en de rin kriz ler de bi le yer le ri ni a la cak başka bir aktör or ta ya çıkmadıkça e ge men ler ik ti dar larını ko ru - mayı be ce re bil mişler dir. Ya ni bu düzen değişe cek se, bu sa de ce biz le rin be ce ri siy le o la bi le cek tir; On ların be ce rik siz liği ni ya da tüke nişi ni bek le mek, en kötüsünden ka der ci lik ten başka birşey ol ma ya caktır. Bu nun için ka famızı renk li say fa lar ek ran lar dan çıkar mak la başla yalım bir bi ri mi zin yüzüne ba kalım. E mekçi le - rin gözle rin de ki ışıltı, en par lak ek ran dan da ha faz la gerçeği göste re cek tir.... Nereye Bakmalı? SOKAKTAN GELEN SES Emek Özgürlük Cephesi Avrupa İnisiyatifi, Almanya'nın Münih kentinde 25 Aralık 2010 günü, saat 18'de, Eine-Welt Hause'da 19 Aralık Maraş katliamlarına anma etkinliği gerçekleştirdi. Kısa bir açılış konuşması ile Maraş'da hapishanelerde yitirdiğimiz dostlarımız, yoldaşlarımız şahsında, tüm, devrim sosyalizm şehitleri şahsında 1 dakikalık saygı duruşuyla etkinlik başladı. Saygı duruşunun ardından Maraş hapishane katliamlarına ilişkin iki ayrı belgesel filmin gösterimi yapıldı. Etkinlik datli konuşmacıların yaptıkları sunumlarla sürdü. İlk olarak söz alan Uluslararası Af Örgütü Türkiye bölümünde çalışan Mehmet Deste hapishanelerin tarihteki yeri, tecrit, 19 Aralık hapishane katliamının hazırlanışı, F tiplerinin fiziki koşulları bu hapishanelerle TC'nin neyi hedeflediğini anlattı. Kendisi de 2002 yılında F tipi cezaevlerinde 6 ay kalan, daha sonra aldığı cezanın kesinleşmesiyle birlikte bir süre daha cezaevinde kalan Deste, ölüm oruçlarıyla ilgili düşüncelerini aktararak, hapishanelerdeki mücadelenin dışarıdaki kitle mücadelesiyle bağının önemine vurgu yaptı. Hapishane sürecine ilişkin gözlemlerini, incelemelerini kapsayan bir kitabı bulunan Deste, herkesi hapishanelerdeki tutsaklarla dayanışma içinde bulunmaya çağırdı. Etkinliğin ikinci konuşmacısı Emek Özgürlük Cephesi Avrupa İnisiyatifi temsilcisiydi. EÖC temsilcisi konuşmasına ilk olarak Maraş katliamı ile başladı. EÖC temsilcisi, izlenen belgesel filmlere acının hakim olduğunu, katliamların katliamcıların vahşi yüzünün gösterildiğini, ancak en az bunun kadar, hatta bundan da fazla direnişi de görmek, anlamak öne çıkarmak gerektiğini ifade ederek sözlerine başladı. Maraş katliamının arka planında tarihsel olarak direniş geleneğine sahip olan Alevilerin, 1950 sonrasında kentlere göçüyle emek Almanya da 19 Aralık Maraş Anması MALTEPE DE ORTAK 19 ARALIK ANMASI 19 Aralık katliamının 10. yılında Maltepe Beşçeşmelerde 18 Aralık 2010 saat 17:00 da yapılan meşaleli yürüyüş basın açıklamasıyla katlıamda yaşamını yitiren devrimciler anıldı. Beşçeşmelerde başlayan yürüyüş, Maltepe Meydanına kadar sürdü. Yürüyüş sırasında sık sık Yaşasın 19 ARALIK DİRENİŞİMİZ, birlikte, modern direniş güçleri olan devrimci sosyalist hareketlerle kitlesel buluşmasının olduğunu, egemen sınıfların bu buluşmayı engellemek, Alevi halkı devrimcileri, emekçilerin diğer kesimlerinden ayırmak için Maraş dahil olmak üzere bir dizi katliamı örgütlediğini ifade etti. Alevilerin Pir Sultan'ın, Nesimi'nin, Baba İshak'ların direnişçi geleneğini devrimci sosyalist güçlerle birlikte sürdürmesinin tek yol olduğunu ifade eden EÖC temsilcisi, bunun dışında davrananların Aleviliğin tarihsel mirasına ihanet etmiş olacaklarını ifade etti. 19 Aralık katilamını da ele alan EÖC temsilcisi, 19 Aralık saldırısının, 1990'lardan itibaren yürütülen devrimci hareketleri tasfiye operasyonunun son halkası olarak planlandığını, dışarıda zayıf düşmüş olan devrimci hareketin hapishanelerdeki diri güçlerinin tasfiyesinin hedeflendiğini, bu yoldan içeride dışarıda tüm emekçilere, halka devrimci olmanın vahşi katliamla karşılaşmak anlamına geldiğini gösteren bir ibret belgesi yaratılmak istendiğini ifade etti. 19 Aralık ölüm orucu bağlamında, devrimci tutsakların taleplerini kabul ettirememeleri noktasında kazanamadıklarını, ancak gösterilen büyük direniş boyun eğmeme tutumu sayesinde düşmanın da kazanamadığını ifade eden EÖC temsilcisi, bir soru üzerine bu durumu 1938'deki Dersim direnişinde halk önderi Seyit Rıza'nın idam sehpasına gidereken söylediği "ben sizin oyunlarınızla, hilelerinizle başedemedim, bu bana dert oldu, ama ben de sizin önünüzde diz çökmedim bu da size dert olsun" sözlerinin oldukça iyi özetlediğini ifade etti. Konuşmaların ardından etkinlik şiirlerle devam etti. EÖC'lü bir yoldaşın Pablo Neruda'nın "Bir Ceza İstiyorum" şiirinin ardından, Mahir isimli bir arkadaş, kendi şiirlerini şairlerden şiirler okudu. Etkinlik son olarak, konuşmacılara dönük soru-cevap bölümüyle tamamlandı. Etkinliğe 60 aşkın bir kitle katıldı. YAŞASIN DEVRİMCİ DAYANIŞMA, DEVRİM ŞEHİTLERİ ÖLÜMSÜZDÜR 19 ARALIĞIN HESABINI SORACAĞIZ sloganları atıldı. EÖC,ESP, EMEP, SOKAK KÜLTÜR MERKEZİ nin örgütlediği eylem meydanda yapılan basın açıklaması ile eylem son buldu Maraş Katliamı nı Unutmadık Unutturmayacağız! 25 Aralık 2010 saat 18:00 da Maraş katliamının 32. yıldönümünde EÖC, ESP, ÖDP, EMEP, PARTİZAN, SOKAK KM, BDP Maltepe Beşçeşmeler meydanında bir araya gelerek basın açıklaması yaptı sonrasında Maltepe meydanına kadar meşaleli filamalı yürüyüş düzenlediler. Yürüyüşte sık sık Maraş Katliamını Unutmadık Unutturmayacağız, Yaşasın Halkların Kardeşliği, Yaşasın Devrimci Dayanışma, Katil Devlet Hesap Verecek Maraş ın Hesabı Sorulacak atıldı. Protesto eylemi Maltepe meydanında basın açıklamasıyla sonlandı.

5 emek HABER-YORUM Adana Numune Hastanesi Taşeron İşçileri Yeni Yıla İşsiz Girdi 5 Maden İşçileri, Tersane İşçileri, Selde Boğulanlar, Yangınlarda Kilitli Kapılar Ardında Can Verenler... İşgünliği Adına Ne Kaldıysa O Da Gidiyor Aralık günü, saat 11.30'da İstanbul Unkapanı'nda bulunan Çalışma Sosyal Günlik Bakanlığı önünde toplanarak bir basın açıklaması gerçekleştiren İstanbul Tabip Odası, TMMOB İstanbul İKK, DİSK İstanbul Merkez Temsilciliği KESK İstanbul Şubeler Platformu'nun oluşturduğu "İşçi Sağlığı Çalışma Grubu", işçi sağlığı iş günliği alanında çıkarılan yeni yönetmelikleri protesto etti. 27 Kasım 2010 tarihli Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe giren uygulamaya göre iş günliği konusundaki birçok denetim düzenleme taşerona devredilerek hem yeni bir nemalanma alanı yaratılıyor, hem de işçi sağlığı bütünüyle patronların insafına bırakılmış oluyor. Bu konuya ilişkin olarak bakanlığın düzenlediği çalıştayın, konunun taraflarının görüşlerini almak yerine bu konuda emperyalistlerin dayattığı bir programı açıklamaktan başka bir anlam ifade etmediğini belirten basın açıklaması, TTB TMMOB gibi bu konularda birçok uzman barındıran meslek örgütlerinin sözkonusu düzenlemelere ilişkin her türden desteği rmeye hazır olmasına rağmen devletin bildiğini okumakta kararlı olan duruşunun teşhiriyle sona erdi. "İnsanca Çalışmak İstiyoruz" "Herkese Sağlık Günli Gelecek" sloganlarının atıldığı basın açıklaması böylece sona erdi. Sa-Ba da Sendikalaşma Direnişi Tuzla Boya-Vernik Organize Sanayi Bölgesi'nde bulunan Sa-Ba Endüstriyel Ürünler İmalat Ticaret A.Ş.'de Petrol-İş üyesi 104 işçi, işten çıkarıldı. Sendikalaşma çalışmasının sonuç rip, sendikanın yetki başvurusu yapmasının ardından başlayan işten çıkarmalar üzerine çıkarılan işçiler fabrika önünde bekleyerek direnişe geçtiler. İşten çıkarmalar önce 4 işçiyle başladı. Bunun üzerine sendika üyesi 100 işçi, Aralık günlerinde işbırakma eylemi yaptı. Bu defa da eylem yapan 100 işçiyi işten çıkaran patronlar, onların yerine 45 işçiyi işe aldılar. Kendilerinin yerine işe alınan işçilerin fabrikaya girişini engellemeye çalışan direnişçi işçiler polis barikatıyla karşılaşıyorlar. Direnişçi işçilerin "Sendika Hakkımız Engellenemez!", "Sendika Hakkımız Söke Söke Alırız!", "Yaşasın Onurlu Mücadelemiz!", "Atılan İşçiler Geri Alınsın!" sloganlarıyla süren direnişlerini Tüm-Tis Sendikası benzer bir sendikalaşma direnişi yapan UPS işçileri destek ziyaretinde bulundu. Basın-İş Sendikası'nın da destek ziyareti rdiği direniş Tuzla Boya-Vernik Organize Sanayi Bölgesindeki ilk sendikalaşma girişimi olduğu için özel bir önem taşıyor. Sürgün Baskılar Protesto Edildi BES Adana Şube üyeleri 30 Aralık günü saat da SGK önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamada, yanlış uygulanan sosyal günlik politikalarının SGK nın kendi eksiklerinin faturasının emekçilerine kesildiği söylendi. Bir taraftan kölelik koşulları dayatılırken, diğer taraftan çalışma koşullarına karşı örgütlü mücadele eden sendika üye yöneticilerinin sürgünler, soruşturmalar, usulsüz görevlendirmeyle baskı altına alınmaya çalışıldığı belirtildi. Açıklamanın devamında İzmir, Bursa Hatay da çeşitli konularda SGK İl Müdürlüğüne dilekçe ren sendika üye yöneticilerinin sürgünleriyle ilgili bilgi rildi. SGK da gerçekleşen sürgünlerin iktidar yanlısı kadrolaşmanın bir aracı haline getirildiği hizmet binalarındaki yetersizliklerinden bahsedildi. Eylem boyunca Baskılar bizi yıldıramaz!, SGK şaşırma sabrımızı taşırma!, Söz, yetki karar çalışanlara!, Zafer direnen emekçinin olacak sloganları atıldı. (Adana EÖ) Adana Numune Hastanesi nde yeni yıla işlerinden atılarak giren işçiler hastane bahçesinde iki gündür eylemler yaparak yaşanan haksızlığı dile getiriyorlar. Yıl sonunda yapılan ihaleyi kazanan firmanın değişmesiyle birlikte, taşeronun el değiştirmesi 105 işçiyi işinden etti. Yılın ilk günü geriye dönük hiçbir hak talebinde bulunamayacaklarına ödenmemiş tazminatlarını sosyal haklarını ödenmiş gibi gösteren ibranameyi imzalamayı reddeden 105 taşeron işçisini işsizlik karşıladı. Tehditlere boyun eğmeyerek haklarından vaz geçmeyen işçiler, hastane önünde direnişe geçtiler. İmzalamayan işçiler 3 4 ocak günü hastane bahçesinde biraraya gelerek başhekimliğe yürüdü. Basın metnini okuyan Dev Sağlık-İş şube başkanı Mustafa Hotlar sağlığın hak olduğunu satılamayacağını, taşeronlaşmayı süpürene kadar, işimizi geri alana kadar mücadeleyi sürdüreceklerini vurguladı. Açıklama "Sağlık haktır satılamaz, İşimizi geri istiyoruz, alacağız" sloganlarıyla son buldu. Ertesi gün Adana da bulunan meslek örgütleri devrimci yapıların da katıldığı bir basın açıklamasıyla desteklenen direniş, kararlılığını sür- Madenler Bir Canımızı Daha Aldı Bolu nun Mengen İlçesi ne bağlı Gökçesu Beldesi nde maden işçisi 41 yaşındaki Mustafa Çubuk kuyu açma çalışmaları sırasında fünyenin kontrolsüzce patlatılması sonucu yaşamını yitirdi. Olay 14 Ocak 2001 gecesi, Gökçesu Beldesi nde bulunan Üçpınar adlı özel maden ocağında meydana geldi. Kömür çıkartmak için yapılan kuyu açma çalışmaları sırasında fünyenin kontrolsüzce patlatılması sonucu Mustafa Çubuk yaralandı. Olay yerinde yapılan ilk müdahalenin ardından Köroğlu Devlet Hastanesi ne kaldırılan Mustafa Çubuk burada yapılan tüm müdahalelere rağmen yaşamını yitirdi öldü. Çubuk un cesedi otopsi için Ankara Adli Tıp Kurumu na kaldırılırken, olayla ilgili soruşturma başlatıldı. Bu soruşturma da diğerleri gibi sonuçlanacak. Egemenlerin hukuku dürüyor. Aralarında Emek Özgürlük Cephesi, BDSP, İHD, ESP, Mücadele Birliği, Halkevleri, ÖDP, EMEP, SES, Dev Sağlık İş, Tüm Tis, DİSK, Adana Tabip Odası nın da bulunduğu kitlenin gerçekleştirdiği basın açıklaması 5 Ocak günü saat te yapıldı. 30 u ri girişi, 30 u günlik 45 i de yemekhanede çalışan taşeron işçiler, ihaleyi alan firmanın 8-12 yıldır çalışan personele sosyal haklarından vazgeçmelerini dayattığını, bunun tam bir haksızlık olduğunu belirterek direniş kararlılıklarını yinelediler. İşimizi Geri İstiyoruz yazılı pankartın açıldığı açıklama "İşçiler burada yönetim nerede, İnsanca yaşamak istiyoruz, Direne direne kazanacağız, Sağlıkta taşeron ölüm demektir", Günli Gelecek Günli İş, İşçiyiz Haklıyız Kazanacağız, Taşeron Sağlığa Zararlıdır sloganlarıyla sona erdi. (Adana EÖ) kimin elinde, neyi korumak için bir araçsa, o işe yaramaya devam edecek. Kimse de onlardan bu sömürü sistemini mahkum etmesini beklemiyor zaten. Tüm bu cinayetlerin hesabını, kurbanlar onlarla aynı safta olanlar birleşip sorana değin katillerin saltanatı sürecek. Ama o zaman yargılayan, mahkum eden kararı uygulayanlar yıllardır tanıdıkları katillerine gereken neyse onu yapacaklar. Ve bu da ahirete kalmayacak, yaşayanlar görecek. Hakkını Arayan İşçilerin Üzerine Ateş Açıldı Kütahya nın Akkent Mahallesinde yapımı sürmekte olan TOKİ inşaatlarında çalışan işçiler maaşlarının ödenmemesi üzerine direnişe geçti. TOKİ den İhaleyi alan Evyap firmasının işi devrettiği taşeron, işçilere iki aydır maaşlarını ödemeyince 26 Aralık günü iş bırakan işçiler, taşeron firma yetkilileriyle yaptıkları tartışmanın gerilmesi üzerine şantiyeyi taşa tuttular. Bunun üzerine taşeron firma yetkilileri tarafından işçilerin üzerine ateş açıldı. Ekrem Tekdemir (34) adlı işçi ayağından yaralandı. Ateş açılması üzerine şantiyeye gelen polis ateş açanları yakalamak ya da gözaltına almak yerine işçilere saldırdı. Bu defa da polise karşı taşlarla direnen işçilerden 13 kişi zor kullanılarak polis tarafından gözaltına alındı. Olaylar sırasında şantiye binasının camları kırılırken üç polis aracı da hasar gördü. Aynı inşaatta 21 Aralık günü de direniş yaşanmış, inşaatın çatısına çıkan işçiler burada ateş yakmış, gelen polisleri attıkları kiremitlerle binaya yaklaştırmamışlardı. Başbakan duy, emeğimizin karşılığını istiyoruz 72 mağdur işçi pankartının da asıldığı eylem, taşeron yetkililerinin ödeme yapacaklarına dair söz rmeleri üzerine sona ermişti.

6 6 EMEÐÝN EVRENÝ Buca Belediyesi Taşeron İşçileri Direniyor emek İşten Atılmalar Son Bulsun İzmir Buca Belediyesi nden atılan işçilerle röportaj yaptık. Sürecin ne şekilde geliştiği olumsuz hava şartlarına, belediyenin devletin baskısına rağmen oturma eylemiyle direnişlerini sürdüren işçilere mücadeleleri ile ilgili sorular yönelttik. EÖ: Bize burada yaşanan direnişle ilgili biraz bilgi rebilir misiniz? İŞÇİ: Öncelikle direnişimize destek rip ilgilendiğiniz için teşekkür ederiz. Buca Belediye Başkanı Ercan TATI seçimlerden önce bir çok söz rmişti. Taşeron sistemini kaldırılacağı, sendikalaşmaya öncelik tanınacağı gibi sözler rmişti. Fakat o koltuğa oturduktan sonra o sözleri unutmuştur. Her ihaleden sonra Buca Belediyesi ne bağlı şirketlerden, park bahçe işçilerinden sürekli olarak işçiler çıkartılmaya başlanmıştır. İşçi kıyımları yaşandı toplu şekilde. İşçi acaba yarın çalışabilecek miyim, işe gidecek miyim korkusuyla yaşamaya başlamıştır. Bizlerde buna bir son rilmesi için daha insanca bir çalışma yaşam koşulu için çalışmalar yürüttük. Bununda ancak ancak örgütlü mücadeleden geçebileceğini düşündük de işçiler arasında toplantılar yapmaya başladık o birliği sağlamaya çalıştık. Aylarca bu çalışmaları örgütlemeye çalıştık. Yalnız bu toplantılara rahat bir şekilde katılamadık. İşçiler belediye şirket tarafından tehdit ediliyordu. Ama bunlara karşı biz 4 Kasım 2010 tarihinde örgütlülüğümüzü basın açıklamasıyla halka kamuoyuna duyurduk. Ve bugüne kadar bir çok eylemsellik içerisinde bulunduk. Belediye meclis üyeleri işçilerle tek tek görüşüp bizim eylemlerimize katılmamaları için defalarca uyarıp işten çıkarılmayla tehdit ettiler. Yalnız bizler eylemlerdeki kararlılığımızı sürdürdük. Daha sonra beni bir kadın çalışanı buradan uzak bir yere sürgün ettiler. Çalışma yerimizi değiştirdiler. Daha sonra sürgün edilen kadın arkadaşımızı işten çıkardılar. Bizler belediye başkan yardımcısına, şirket müdürüne, temizlik müdürüne gidip bu duruma bir çözüm bulunmasını istedik. Yalnız bize rilen cevap önümüzdeki süreçte daha fazla işçi çıkartılacağı bu konuya bir çözüm bulunamayacağıydı. Bizler de bunu protesto etmek amacıyla 25 Kasım da bir basın açıklaması yapıp oturma eylemine başladık. Oturma eyleminin 2. gününde de 6 kişi daha işten çıkartıldı. Ve bizler 24 gündür oturma eylemini kararlılıkla sürdürüyoruz. EÖ: Oturma eylemi sürecinden belediyeden ya da devletin kendisinden herhangi bir baskı gördünüz mü? İŞÇİ: Et ciddi bir baskı gördük görmekteyiz. Özellikle de kış mevsiminde olmamızdan kaynaklı soğuk hava koşullarında eylemi devam ettiriyoruz. Soğuklardan korunmak amacıyla çadır kurduk. Daha doğrusu naylondan bir çadır oluşturmaya çalıştık. Ve belediye yetkilileri çadırların kaldırılması için sürekli baskı kurmaktadırlar. Belediye zabıtaları polisler buraya yığınak yapıyorlar. Direnişimizin 20. gününde belediyenin özel günliği zabıtası gelip işçilere saldırdı. Ailelere saldırdı, bizi destekleyen halka saldırdı, eşyalarımıza saldırdı. Eşyalarımızı çalıp götürdüler. Bir çok arkadaşımız darp edildiler, yaralandılar. Polis de çadır kurmamıza izin rmiyor, soğuktan korunmamıza izin rmiyor. Bizde dün naylondan bu çadırı yaptık. Dün gelip iki sefer çadırların kaldırılması için bizi uyardılar. Fakat biz haklarımızı alana kadar bu eyleme devam edeceğimizi çadırlarımızı da kaldırmayacağımızı söyledik. EÖ: Peki sendikaların ya da halkın eylemliliğinize desteği varmı? İŞÇİ: Sendikalar Türkiye genelinde taşeron işçilerini genel olarak sahiplenmiyorlar, onların haklarını koruyacak onlar için mücadele edecek bir durumda değiller. Ve burada da durum aynıdır. Son zamanlar gelişen olaylarla birlikte sendikalar biraz daha fazla gelmeye başladılar kitlesel olarak desteklerini sunmaya başladılar fakat bunlar yeterli değildir. Kendi üyelerine bile sahip çıkamayan sendikalar taşeron işçilerine sahip çıkmak noktasında başarılı olamamaktadır. Yani bu durumda da işçiler sendikaların daha düzelmesi için onları zorlayacaklardır. EÖ: Bundan sonraki süreçlerde eyleminiz devam edecek midir. Ya da ne tür eylemler yapmayı planlıyorsunuz? İŞÇİ: Tabi ki de eylemlerimiz devam edecektir. Direnişimiz başladığında başlayan imza kampanyamız vardır. Toplanan binlerce imza zabıta tarafından alındı saldırı esnasında. Yalnız bundan sonra imza kampanyamız devam edecektir. Burada taşralarda, mahallelerde bildiri dağıtımlarına devam edeceğiz. Ayrıca her hafta pazar günleri saat 15:00 da Şirinyer den başlayarak Buca Belediyesine yürüyüş yapmayı planlıyoruz. EÖ: Direnişteki işçilerin talepleri nelerdir? İŞÇİ: Bizim taleplerimiz oldukça nettir. Bazen belediyeden bize çeşitli teklifler gelmektedir. Fakat bunun direnişimizi bölmek amacıyla olduğu KENT AŞ İşçilerinden Buca Belediyesi Taşeron İşçilerine Destek Ziyareti Son günlerde solcu, devrimci diye koca bir sahtekarlık kampanyasıyla lanse edilen Kılıçdaroğlu nun lideri olduğu CHP ye bağlı Karşıyaka Belediyesi'nden işten atıldıktan sonra aylarca mücadele eden yargı kararıyla yeniden işbaşı yapan KENT AŞ işçileri, Buca Belediyesi işçilerine destek rdi. 18 Aralık ta gerçekleşen ziyarette Kent AŞ işçileri adına konuşan Bülent Ermeş Nurettin Arıkan, kendi işe dönme süreçlerini direnişçi işçilerle paylaştı. İşçiler, her türlü fiili meşru mücadelenin yanında, Karşıyaka Belediyesi'ne karşı hukuki olarak da mücadele ettiklerini, Yargıtay 9. Dairesi nden kadrolu işe iade kararı aldıklarını anlattılar. İşçiler belediyeden insanca yaşayacak bir iş istediklerini ifade ettiler. Kent AŞ işçileri, Söylemlerinde taşeron sistemine karşı olduklarını söyleyenler işçilere zabıta özel günlik ile saldırı düzenleyerek işçiyi işçiye kırdırmak istemektedirler. Kent AŞ işçileri olarak bu tür uygulamaları kınıyoruz direnen işçilerin her zaman yanında olacağız" diye konuştular. Buca Belediyesi, işçilerin dayanışmasına gölge düşürmek için dayanışma ziyareti sırasında belediye önündeki ışıklandırmayı kapattı direnişçi işçilerin buluşması karanlıkta gerçekleşti. (İzmir EÖ) çok açıktır. Tamam işinizi halledeceğiz, başka belediyelerde işe alabiliriz yeter ki siz burada oturma eylemi yapmaktan vazgeçin şeklinde tekliflerle gelmektedirler. Bizler ise bunları kabul etmemekteyiz. Ne zaman ki biz işimizin başına geri dönersek o zaman buradan kalkacağımızı dile getirmekteyiz. Ayrıca taşeron işçinin üzerindeki baskıların son bulması sendikalaşmanın önünün açılmasını istiyoruz. İşten atılmalar son bulsun de taşeronluğun kaldırılması için somut adımlar atılsın. Bunlara yönelik somut adımlar bekliyoruz. Ve biz de teşekkür edip röportajımızı sonlandırıyoruz. (İzmir EÖ)

7 emek Bugüne kadar uygulanan sömürü yöntemleri yetersiz kalmış olacak ki "Torba Yasa" adı altında yeni bir soygun örgütleniyor. Bu soygun yasasıyla işçi emekçilerin elinde kalan kırıntılara gözünü diken devlet, krizin tüm yükünü emekçilerin sırtına yüklemekte hiçbir sakınca görmezken, patronların kasalarına kaynak aktarmak için yeni yöntemler geliştiriyor. Yasadan önce 16 yaşından büyük tüm işçiler asgari ücrete tabi iken, yasayla bu sınır 18'e çekiliyor. Bunun anlamı fiilen ücretlerin düşürülmesidir. 18 yaşından küçük işçilerin daha fazla sömürülmesi böylece yasallaştırıldı. Meslek liseleri öğrecilerinin sömürüsü da artırılıyor yasayla. Yasadan önce asgari ücretin %30'undan az olmamak kaydıyla ücretlendirilen meslek Sağlıkta Dönüșüm=Emekçiye Ölüm Torba Yasa adı altındaki işçi sınıfına yönelik çok boyutlu saldırı dalgası sağlığımızı da tehdit ediyor. Yasayla birlikte tıp fakültelerine kaynak ayrılması için sağlıkta dönüşüm adı altında yapılan kamu hastaneleri birlikleri düzenlemelerine uyum şartı getiriliyor. Sözkonusu düzenlemeler ise hastanelerin dolayısıyla sağlık hizmetlerinin (hasta değil) müşterilerin cebindeki paraya göre sınıflandırılmasını, kamuya ait olan hastane binalarının satılmasını, böylelikle sağlık hizmetinin özellikle yoksul emekçiler için tamamen ulaşılabilir olmaktan çıkarılmasının önü açılıyor. Bunu kabul etmeyenler ise hiçbir kamu desteği alamıyor. Sözgelimi sadece İstanbul'a değil, Türkiye'nin birçok yerinden gelen hastalara sağlık hizmeti ren Çapa Tıp Fakültesi, uzun zamandır devletten tek bir kuruş alamıyor. Kamu Hastaneleri Birlikleri'nin oluşturulmasıyla tam anlamıyla ticarethaneye dönüştürülecek olan kamu hastaneleri arasında bulunan eğitim araştırma hastaneleri de uzman hekim yetiştirme fonksiyonunu gereği gibi yerine getiremeyecek. Tek işlevi hasta muayene etmeye indirgenen hekimlerin bilimsel araştırmaya zaman bulamaması bir yana, ticari mantığın egemen hale getirildiği bu hastanelerin bu araştırmalara kaynak aktarması da olanaksızlaşacak. Öğrenci sayısının artırılmasıyla hiçbir sorunun çözülmediğini yıllar önce Hindistan'da yaşanan pratik göstermişti. Şimdi de ülkemizde Sağlıkta Dönüşüm adı altında her geçen gün daha kötüye giden sağlık hizmetleri bütünüyle ticarileştirilerek toplum sağlığı tüm tehditlere açık hale getiriliyor. İşimiz, sağlığımı, yaşadığımız evler, okullarımız... giderek yaşamımızı, geleceğimizi elimizden almak istiyorlar. Vermeyeceğiz, kaderimizi bu kan emicilerin ellerine bırakmayacağız. Akdeniz Çivi Ýþçileri Direnişe Devam Ediyor Mersin de sendikalı oldukları gerekçesiyle işten atılan Akdeniz Çivi işçileri sorumluları teşhir etmek, işlerine geri dönmek talepleriyle direnişlerine imza kampanyası düzenleyerek devam ediyor. Geçtiğimiz günlerde CHP Mersin İl Başkanlığını işgal eden işçiler direnişlerinde kararlı olduklarını belirterek imza standını CHP Mersin İl Başkanlığı Birleşik Metal-İş Sendikası ortasına kurdular. Böylelikle tüm Mersinlileri direnişlerine destek rmeye çağıran Akdeniz Çivi işçileri imza kampanyasıyla seslerini duyurup, mücadelelerini yükseltiyor. Bu mücadeleye bir dayanışma örneğiyle cevap ren Mersin Ünirsitesi ndeki Genç-Sen li öğrenciler stant açarak, imza kampanyasına destek rerek Akdeniz Çivi işçilerinin mücadelesini ünirsiteye taşıdılar. Öğrencilerin, öğretim görevlilerin yoğun ilgisiyle karşılaşan kampanyaya destek iyiydi ünirsiteden sergilenen bu dayanışma örneği işçilerin mücadelesine soluk kazandırdı. (Mersin EÖ) Çanakkale de Sivil Faşist Terör Jandarma İşkencesi Çanakkale 18 Mart Ünirsitesi'nde iki hafta süren faşist terörün linç girişimiyle doruğa ulaşması üzerine devreye giren jandarma, gözaltına aldığı iki öğrencinin kolunu kırdı. Kelepçe takarken kol kırmayı becerebilen jandarmalar, sivil faşistlerin başlattığı saldırının böylelikle devamını getirmiş oldu. 12 Ocak günü yaşanan saldırıların ardından ertesi gün kolu kırıldıktan sonra serbest bırakılan iki öğrenci tedavi altına alındı. Gözaltına alınan 22 Kürt solcu öğrenciden 14'ü serbest bırakılırken 8'i adliyeye sevk edildi. Saldırılar sonucu yaralanan 5 öğrenci ayakta tedavi olurken kelepçe takılırken kolu bilekten kırılan Mehmet Sait Sevinç Ünsal isimli öğrenciler bir ay iş göremez raporu aldı. Kolu kırılan iki öğrenci jandarma hakkında suç duyurusunda bulundu. EMEKÇÝNÝN GÜNDEMÝ 7 Torba Yasa; Sömürüde Sınır Yok... lisesi öğrencilerinin ücretleri, asgari ücretin net tutarının %30'undan az olmamak şeklinde düzenlenerek düşürülmüş oldu. Yine bu yasayla çıraklar, stajyerler kısmi süreli çalışan öğrencilerin sigorta primleri devlet tarafından ödenecek. Görünüşte iyi gibi görünen bu madde ile patronların kasasından çıkması gereken para, işçilerin ücretlerinden kesilen paralardan oluşturulan fonlardan karşılanacak. Yine yaş arası işçilerin sigorta pirimlerini devlet, işsizlik fonundan karşılayacak. Bunun anlamı ise 29 yaşını geçen herkesin işsiz kalması. Patronların cebinden çıkması gereken sigorta primlerinin işçilerin maaşlarından kesilerek oluşturulan işsizlik fonundan karşılanması ise dolaylı yoldan da olsa işçilerin paralarının patronlara aktarılmasından başka bir anlamı yok. Yasayla ihtiyaç fazlası belediye işçileri rızaları aranmaksızın başka kurumlara aktarılacak. Tekel sürecinden çok iyi bildiğimiz 4-C hikayesi yeniden karşımıza çıktı. Önce tüm işleri taşeronlara devrederek halihazırdaki işçileri "ihtiyaç Direnen Sinter İşçileri Kazandı fazlası" haline getirip, sonra da güncesiz, düşük ücretle tüm yaşamını alt üst ederek istifaya zorlayacak koşullarda çalışmaya zorlayacaklar emekçileri. Çünkü onlara köle gözüyle bakıyorlar. Yasayla kot taşlamada çalıştıkları için ölümcül slikozis hastalığına yakalanan işçilere sakat maaşı bağlanıyor. Oysa sözkonusu işçiler, yürüttükleri mücadele sonucunda meslek hastalığına yakalanan işçilerin haklarından yararlanıyorlardı. Böylelikle vahşi sömürü sisteminin ölüme mahkum ettiği bu insanlara bir darbe de devlet vurmuş oluyor. Özel istihdam bürolarının açılması, kiralık işçi uygulaması, özelleştirmeleri durduran yargı kararlarının boşa düşürülmesi, esnek çalışmanın yeni biçimlerinin önünün açılması, işten çıkarmaların kolaylaştırılması patronlara getirilen birçok kolaylık, "torba yasa" adı altında işçi sınıfına yöneltilen saldırı yasasının diğer ayrıntıları. Tüm açıklığıyla işçilerin üzerine gelen bu saldırı karşısında sendikaların sessizliği işçileri çileden çıkartıyor. Özellikle topun ağzındaki belediye işçileri, bu duyarsızlık karşısında neredeyse yasanın kendisinden çok sendikalarına karşı eylem yapıyorlar. İhaneti bu denli içselleştirmiş bir sendikacılık örneğine dünyada az rastlanır. İstanbul Ümraniye Yukarı Dudullu Organize Sanayi de bulunan Sinter fabrikasından Birleşik Metal İş Sendikasına üye oldukları gerekçesiyle işten çıkarmaların başlaması üzerine 23 Aralık 2008 de direniş de başlamıştı. 400 işçinin çalıştığı fabrikayı işgal eden işçiler, daha sonra da fabrika önündeki bekleyişlerini sürdürmüşlerdi. Açlık grevi de dahil birçok direniş biçimini hayata geçiren işçilerin açtığı işe iade davası 13 Aralık günü işçilerin lehine rilen kararla sonuçlandı. ABB İşçileri Yürüyüş Yaptı İstanbul Ümraniye Organize Sanayi Bölgesinde bulunan Birleşik Metal İş te örgütlü ABB işçileri, sürmekte olan toplu iş sözleşmeleri sürecindeki Metal Eşya Sanayicileri Sendikası nın dayatmalarına karşı bir yürüyüş gerçekleştirdiler. 17 Aralık günü sabah saat te Sanayi bölgesi içindeki otoparkta servislerden inen işçiler sloganlarıyla fabrika önüne kadar yürüdüler. Sabiha Gökçen Havaalanında Sendika Düşmanlığı İstanbul Sabiha Gökçen Havaalanında Hava-İş in sendikalaşması sözleşme yetkisi kazanması üzerine başlayan işçi kıyımı devam ediyor. Daha önce 286 işçinin işten atıldığı işyerinden 14 Aralık günü 160 sendikalı işçi daha atıldı. Yüzlerine karşı konuşma cesaretleri olmadığından olsa gerek telefonla işçileri arayarak kovulduklarını söyleyen işrenler bunun üzerine sendikanın Pendik teki şubesinin önüne işyerinin önüne çevik kuvt polislerini çağırmayı da ihmal etmemişlerdi. Sendikada toplanıp işyerine yürüyüş düzenleyen işçilerin baskısı sonucu gruplar halinde onlarla konuşmayı kabul eden insan kaynakları müdürü işçi kıyımı için hava trafiğinin azalmasını gerekçe gösterdi. İşçilerin işyeri önündeki bekleyişleri sürüyor. Taleplerini gündeme getirmek için 8 Ocak günü İstanbul Galatasaray dan Taksim Meydanı na yürüyüş yapan Hava-İş üyelerine işten çıkarılan PTT ye bağlı taşeron dağıtım işçileri de destek rdi. Saat te gerçekleşen yürüyüşe aynı saatte yürüyüş yapacak olan Nato Füze Kalkanı Karşıtı Birlik bileşenleri de eylemlerini geciktirerek destek rdiler. Taksim Meydanı nda Hava-İş başkanının konuşmasının ardından kürsüye çıkan PTT işçisi de işlerine geri dönene değin mücadele edeceklerini vurguladı. Yürüyüşten sonra geri dönen Sabiha Gökçen Havaalanı işçileri, Fatih Köprüsü nü trafiğe kapattı. 100 işçinin gözaltına alınmasıyla sonuçlanan eylemden sonra işçiler götürüldükleri karakoldan serbest bırakıldı. Ankara da Ünirsite Öğrencilerine Polis Saldırısı Adana da da Protesto Edildi Adana'da, ODTÜ Hacettepe Ünirsitesi öğrencilerinin birleşik olarak düzenlediği eyleme polis müdahalesinden dolayı 7 Ocak cuma günü saat 16:00'da Kültür Sokağında Çukurova Ünirsitesi Öğrencileri tarafından bir protesto eylemi gerçekleştirildi. Eylemde ''eşit, parasız, bilimsel anadilde eğitim, ünirsitelerde polis ÖGB terörüne son rilmesi, YÖK'ün kaldırılarak öğrencilere söz hakkı rilmesi talepleri vurgulandı. Basın açıklamasında Ankara daki ünirsite öğrencileri taleplerini sloganlaştırıp, ellerinde döviz olarak taşıyarak meşru bir eylem gerçekleştirmişlerdir. Muhalifliğin ''yürümeyin, basın açıklamanızı yapın, dağılın'' noktasına sıkıştırılmak istendiği şu günlerde devlet öğrencilerin yürümesini hiçbir şekilde kabul etmedi, etmezdi de zaten. Bu yüzden 2200'e yakın polis 6 panzer ile yığınak yaparak adeta terör estirdi. Çukurova Ünirsitesi Öğrencileri olarak Ankara'daki ünirsite öğrencilerinin talepleri bizim de taleplerimizdir, onlara yapılan saldırı bize de yapılmıştır diyoruz. Bizler de buradan ''Başkaldırıyoruz!''. Ankara'daki ülkenin her yerindeki demokratik hakları için mücadele eden öğrencilerin yalnız olmadığını bir kere daha hatırlatıyoruz'' deyip mücadelemizi, birlikteliğimizi büyütme çağrısında bulunuldu. Eylemde sık sık ''Baskılar bizi yıldıramaz, Eşit parasız, bilimsel, anadilde eğitim, YÖK kalkacak polis gidecek, ünirsiteler bizimle özgürleşecek'' sloganları atıldı. Eylem alkışlarla son buldu. (Adana EÖ)

8 8 GENÇLÝK GELECEK 9 Eylül Ünirsitesi nde Faşist Saldırılar Direniş Öðrenci Postası... OKUR MEKTUBU Merhaba Emek ÖZGÜRLÜK Okurunuz olarak benimde sizinle paylaşmak istediğim sorunlarım var. Ben lise öğrencisiyim benim okulumda öğretmen sıkıntısı var. Neredeyse tüm öğretmenlerimiz ücretli öğretmen. Geçen sene alıştığımız öğretmenler bu sene gitmek zorunda kaldılar. Bir kısım öğretmenimiz ise yarım dönemden sonra KPSS sınavına çalışmak için okuldan ayrıldılar. Zaten okulumuzdaki kadrolu öğretmenlerde çok az, onlarda türlü türlü derslere giriyorlar. Öğretmen ataması olmadığı için çoğu dersimiz boş geçiyor ya da branş dışı ögretmenler giriyor dersimize. Mesela fizik öğretmeni din kültürü dersine, kimya öğretmeni beden eğitimi dersimize giriyor. Bu örneklerden yola çıkarsak okullarımızın hali eğitimdeki çarpıklık gözler önüne seriliyor. Bu benim liseme has bir durum değil tabi ki, bu eğitim sistemindeki bozukluğun bir göstergesidir. Okulumuzda seçmeli ders diye adlandırılan bir ders var: ''ASTRO- NOMİ''. Ne kitabı var ne de hocası okulumuzun tek fizik hocası bu derse giriyor- gibi gözüküyor ama ne ders gördüğümüz var ne de birşey boş boş zamanımız geçip gidiyor sadece. Atama bekleyen onlarca öğtetmenimiz varken okullar öğretmensiz öğretmenlerde okulsuz kalıyor. Bunun sorumlusu kim acaba? Aslında herşey ortada. Kimsenin bizim nasıl ne koşullarda eğitim gördüğümüz umurunda değil. Onlar sadece televizyonlara çıkıp atama sözü rmeyi bilirler. Öğretmenlerimizi yeterli görüp ünirsitelerden mezun edenlere sesleniyorum: neden okullarımız öğretmensiz kalıyor dışarıda onlarca öğretmenimiz atama beklerken. Biz okullarımızda kadrolu öğretmen istiyoruz! Öğretmenlerimizin okullarda düşük ücretli köle olarak çalışmasını istemiyoruz. Bizlerde öğretmenlerimizin kadrolu olmak için rdikleri mücadeleye destek riyoruz. Sizlerede çok teşekkür ederiz bize sorunlarımızı dile getirme imkanını rdiğiniz için. İyi çalışmalar. Adana dan bir lise öğrencisi Artık Yeter=Edi Bese Mersin de Nevin Kodallı Güzel Sanatlar Spor Lisesi nde kadın öğrencilerle erkek öğrencilerin sıraları yemekhaneleri ayrıldı. Ayrıca erkek kadın liselilerin birbirine 45 cm den yakın olmaları yasaklanırken etek giyen liseli kadınlar için sıra önlerine ek tahta yapıldı. Bizler bu yobaz zihniyeti kınıyoruz liselerin biz liselilere ait olduğunu bir kez daha ısrarla hatırlatıyoruz! Bu zihniyet AKP nin zihniyetidir. Bu yobazlık gücünü AKP den referandumdan çıkan "et" oyundan alıyor. Yobaz gerici lise müdürlerine liseleri asıl sahiplerine, bizlere bırakmalarını kendi bataklıklarına dönmelerini öneriyoruz. Çünkü bunca saldırı, yobazlık, gericilik baskılar ile birlikte fazlasıyla biz liselilerin sabrını taşırmıştır. Liseler asıl sahipleri olan bizlerin eline geçtiği zaman AKP yi faşist gerici zihniyetini tarihin bataklığına gömmekten çekinmeyeceğiz. Yalanlarınızı gerici-yobaz zihniyetinizi de alıp gidin! AKP defol! Liseler bizimdir! Mersin den bir lise öğrencisi Darphanede Eğitim Bu sistemde, bu kokuşmuş düzende; daha yolun başında iken bizlerde karamsarlığa kapılmaktan kendimizi alıkoyamıyoruz. Okullarımızın eğitimhane olduğunu sanıyorduk. Meğer bizim eğitim almak için gittiğimiz yer; darphaneymiş, sistem katılaştıkça anlıyoruz. Okullarımızda bugün hala paralı eğitim almaya devam ediyoruz. Zorla, paralı olarak eğitim alıyoruz (ya da biz eğitim aldığımızı sanıyoruz) Okullarda, aidat adı altında toplanan paralarla neler dönüyor, yapılıyor. Kimin ceplerinde sigara parası oluyor. Bizlerin hiçbir fikri yok! Biz öğrenciler; ne burjuva bir kesimiz, ne de ABD nin kapitalist sisteminin birer parçasıyız. Bizler, acaba parasız eğitim alır mıyız diyen liseli gençleriz. Kendi okulumuzda yaptığımız hesaplarda öğrencinin rdiği aidat parasının toplamı TL olduğunu görebiliyoruz. Bu paralarla neler yapılıyor? Diye kendimize sorduğumuzda hala kalitesiz eğitim almaya devam ettiğimizi açık şekilde görebiliyoruz. Ülkemiz ne yazık ki, yarım saat sonra bir savaşa katılacakmış gibi askeriyeye para yatırmaya devam ediyor. Kalem yerine silaha para ayıran bir sistemin içinde bulunduğumuz sürece; her türlü eğitimimiz kalitesiz, ezberci, bilim dışında aldığımız bir zırvalık olacaktır. Bizler, ne kapitalist patronların çocuklarıyız ne de milletkillerinin Bu ülkenin acımasız sisteminde, her türlü ezilen utanılmadan hala ceplerindeki paralarına gözü dikilen işçi çocuklarıyız. Bu duruma isyan etmekten başka hiçbir çaremiz yok! Tek çözüm; mücadeleye daha sıkı bağlanmaktır. Adana dan bir lise öğrencisi 9 Aralık 2010 Perşembe günü Dokuz Eylül Ünirsitesi Dokuşçeşmeler Yerleşkesi nde sol sosyalist devrimci yurtserlerle faşist Türkiye Gençlik Birliği (TGB) arasında taşlı sopalı kavga çıktı. 9 Aralık sabah saatlerinde TGB adlı faşist örgütten bir grup, sopalarla ünirsite kampüsünün içerisinde bir yürüyüş gerçekleştirdi. Bunun üzerine sol, sosyalist, devrimci yurtserlerden oluşan bir grup öğrenci olayı protesto etmek için bir araya geldi. Yaşasın Halkların Kardeşliği, Biji Bıratiya Gelan, Kürdistan Faşizme Mezar Olacak, Sopa Dışarı Bilim İçeri gibi sloganlarla toplanmaya başlayan grup saat 14.00'da TGB grubunun bulunduğu yere doğru yürüyüşe geçti. Yürüyüş yapmak isteyen grubun üzerine ellerindeki sopalarla saldıran faşist TGB grubuyla taşlı sopalı çatışma yaşandı. Daha sonra okula çevik kuvt ekiplerinin gelmesiyle birlikle çatışma boyutlandı. Ünirsitenin dışına taşan olay mahalle aralarında süren çatışmalarla devam etti. Olaylarla ilgili 4 ü TGB'li olmak üzere 12 kişi gözaltına alındı. Olay sırasında polis ekipleri her zaman olduğu gibi sol, sosyalist, devrimci, yurtser öğrencilere karşı sert müdahalede bulundu. Gözaltına alınan 12 öğrenci, 48 saat gözaltında tutulduktan sonra adliyeye sevk edilerek serbest bırakıldılar. 9 Aralık ta yaşanan bu olaylardan sonra da TGB li faşistlerin İktisadi İdari Bilimler Fakültesi ndeki saldırıları devam etti. TGB, 13 Aralık 2010 günü, bir önceki hafta yaşanan olaylarla ilgili ünirsitelilerin astığı afişleri indirdi afişleri asan öğrencilere saldırdı. Bir önceki hafta, DEÜ İktisadi İdari Bilimler Fakültesi'nde masa açıp kantinlerde sopalarla gezerek öğrencileri tehdit eden TGB, daha sonra da sopalarla öğrencilere saldırdı. 12 Eylül sonrasındaki süreçte egemenler tarafından katledilen öğrenciler için Beyazıt Meydanı'nda bir anma etkinliği düzenlendi. Gençlik Cephesi, Kaldıraç, Otonom Öğrenci Meclisleri'nin düzenlediği eylem için 20 Aralık saat 13.00'te Beyazıt Meydanı'nda buluşan öğrenciler "Susma, Sinme, Boyun Eğme, Saf Tut, Diren" yazılı bir pankart açarak yürüyüşe geçtiler. Sloganlarla İstanbul Ünirsitesi'nin Kuleli Kapısı na kadar yürüyen öğrenciler burada gerçekleştirdikleri saygı duruşunun ardından okunan basın açıklamasıyla Seher Şahin, Kenan Mak, Şerzan Kurt, Ali Serkan Eroğlu, Erkut Direkçi, Birtan Altunbaş, Erdal Eren, Aydın Erdem, Ümit Cihan Tarho'yu andılar. Yaşanan faşist saldırıyı protesto etmek için 13 Aralık günü öğle arası İİBF'de basın açıklaması yapılacaktı. Ancak basın açıklamasının duyurusu için fakülteye asılan afişleri TGB'liler yırtarak, ellerindeki beyzbol sopaları ile öğrencilere saldırdılar. Araya set oluşturan günliğin arkasından tehditler küfürler savurmaya devam eden TGB'liler, Hukuk Fakültesi Dekanı tarafından da koruma altına alındı eli sopalı faşistler yerine ünirsiteliler fakülteden dışarı çıkarılmak istendi. TGB'liler daha sonra Fakülte Dekanı tarafından fakülte içine kaçırıldı. Faşistler fakülte dışına çıkıncaya kadar bekleyeceklerini söyleyen ünirsiteliler, bir haftadır yaşanan faşist saldırıyı tüm fakültedeki öğrencilere anlatmak yaşananları protesto etmek için yürüyüş gerçekleştirdiler. Hukuk Fakültesi'nden Yabancı Diller Yüksekokuluna gelen ünirsiteliler YDY önünde basın açıklaması okudular. Basın açıklamasını okuyan ünirsiteli, TGB'nin bu saldırılarının ilk olmadığını, bu faşist grubu İstanbul, Ankara, Eskişehir'de ünirsitelilere satır sopalarla saldırmalarından, Mersin'de sınıfı basarak bir ünirsitelinin bıçaklanmasından, Muğla'da Şerzan Kurt'un öldürülmesinden çok iyi tanıdıklarını belirtti. Ünirsitelerinde faşizme, gericiliğe, sermayeye geçit rmeyeceklerini söyleyen ünirsiteli, mücadelelerine devam edeceklerini söyleyerek basın açıklamasını bitirdi. (İzmir EÖ) Beyazıt ta Öğrenci Şehitler Anıldı Kapitalist sistemin toplumu teslim alma hamlelerine karşı, insanlığın mücadelesi arayışının durdurulamayacağının vurgulandığı basın açıklaması yürüyüş boyunca "Katil Devlet Hesap Verecek", "Devrim Şehitleri Ölümsüzdür", "Polis Defol Ünirsiteler Bizimdir" sloganları atıldı. Basın açıklamasının ardından eyleme destek rmek için gelen Adalılar müzik grubu şarkılarını seslendirdi. (İstanbul EÖ) Boğaziçi Ünirsitesi nde Protesto Boğa ziçi Ünir si te si öğrenci le ri De mok ra - tik Özgürlükçü Ünir si te için 16 A ralık perşem be günü sa at te Boğa ziçi Ünir si te - si Ku zey kampüsten Güney kampüsünde ki rektörlüğün önüne yürüdüler. Güney kampüsü gi - rişi nin önünde o ku nan basın açıkla masında; üni r si te ler de si ya set yap ma, tartışma, düşünme i fa de özgürlüğüne yönel ti len saldırıların tek no park a racılığıyla üni r si te miz - de ku rum sal laşan ser ma ye i lişki le ri nin de mok - ra tik çü üni r si te or tamının önünde ki büyük bir en gel ol duğu na yer ril di. emek Boğa ziçi Ünir si te si O yun cu larının ser gi le diği o yun düşünce i fa de özgürlüğünün ce na ze - si nin kaldırılması şeklin de yapıldı. Ce na ze nin tem si li ta bu tu rektörlüğün önüne bırakıldı A ra - larında Gençlik Cep he si nin de bu lun duğu Boğa ziçi Ünir si te si öğrenci le ri Kur tu luş Yok Tek Başına Ya Hep Be ra ber Ya Hiç Bi ri miz, Ser ma ye Ünir si te ler den De fol, Eşit, Pa - rasız, A na dil de Eği tim, YÖK, Po lis, Med ya, Bu Ab lu ka Dağıtıla cak, Ünir si te ler Bi zim dir Bi zim le Özgürleşe cek, Ka til Po lis Ünir si te - ler den De fol slo gan ları atıldı... (İstanbul EÖ)

9 emek HALKLARIN KARDEÞLÝÐÝ İstemek Yapmak... Kürtlerin Sınavı Kürt ulusal hareketinin ortaya attığı Demokratik Özerklik projesi bugünlerde kritik bir noktaya geldi. Daha doğrusu aslında işin başından beri aslında bir sorun vardı ortada. Projenin doğruluğu yanlışlığı ayrı bir tartışma ama kritik sorun, bu söylenen şeyin bir talep mi yoksa kitlesel inisiyatifle fiilen kurulacak bir durum mu olduğuydu. Daha açıkça söylenirse, bu, istenecek miydi yoksa zorla dayatılıp yapılacak mıydı? Aslında işin başından beri, projenin kurucusunun söylediklerinde bunların her ikisi de vardı. Bir yandan böyle bir toplumsal projenin derhal fiilen kurulması, halk meclisleri, öz savunma, adli sistem, vb. gibi kurumlaşmaların halk inisiyatifiyle yaratılması isteniyordu; diğer yandan ise devletle yapılan içeriği bilinmeyen görüşmelerde bunun yasallığı talep ediliyordu. En azından dıştan bakınca görünen buydu. Ancak, şimdiye kadarki duruma bakarsak, bu postmodern proje pratikte uygulayacak olanlar tarafından da çok iyi anlaşılmış gibi görünmüyor. Belli belirsiz anti-tekelci söylemler yüksek kâra izin rmeme iddialarıyla yarı-anarşist komün devletsiz ahlaki politik toplum sözleri ortalıkta dolanıyor bu konu üzerine yazıp çizenler de projenin sahibinin sözlerindeki kelimelerin yerini değiştirerek tekrarlamakla yetiniyorlar. Öz-savunma konusu ise iyice karışık. Kürt siyasetçileri geçen haftalarda zamanlarının çoğunu aslında onu değil de bunu kastettiklerini söyleyerek geçirirken sokaklardaki gençler söyleneni daha iyi anlamış göründüler. Daha doğrusu onlar, zaten cüretkar bir biçimde daha önce yaptıklarını yaparak mahallelerini korumaya çalışıyorlar. Bugün hala inisiyatif Kürt hareketinde; gündemi o belirliyor o değiştiriyor. Ama aslında durum kaygan. Cemaat, Hizbullah devlet rüştleriyle Kürtleri çözüp daha sonra da saldır şansını denemeyi düşünen hükümet devlet de inisiyatifi kapmak için çabalıyor. Bu taktik savaşları içinden Mart ayında seçimlerde nereye varılacağını ise hep birlikte göreceğiz. 8 Ocak 2011 tarihinde barajlara karşı dersim halkı yine ayaktaydı. Yaklaşık 10 bin kişiye yakın yürüyüşte hep bir ağızdan Dersim de baraj istemiyoruz, Munzur a uzanan eller kırılsın, Baraj yapma boşuna, yıkacağız başına sloganları atıldı. DTP Dersim Milletkili Şerafettin Halis,Belediye Başkanı Edibe Şahin sanatçı Ferhat Tunç unda katıldığı mitinge, esnaf kepeng kapatarak destek rdi. Pülümür Barajı HES e Hayır mitingi için, yeraltı çarşısı üzerinden FIRATIN ÖTE YAKASI Hizbullah: Nasıl Bir Oyun Tezgahlanıyor? Geçtiğimiz haftalarda yürürlüğe giren yasa uyarınca Hizbul-Kontra şeflerinin tahliye edilmesi gündeme bir bomba gibi düştü. Ama öyle bir düştü ki sanki önceden bilinmeyen, sürpriz bir gelişmeymiş gibi hararetli tartışmalar başladı birden. Yargıtay hükümete attı tuttu, hükümet Bize ne; siz bırakıyorsunuz. dedi. Bu arada bir sürü insan da kendisini tutukluluk süresi üzerine bir insan hakları sorunu ile karşı karşıya buldu! Oysa yasa, 2006 da yapılmış bir yasaydı her devlet gibi arşivi kayıtları olan Türkiye Cumhuriyeti devleti böyle bir yasa yürürlüğe girdiğinde, kimlerin tahliye olacağını az çok bilmekte idi. Yani ortada devlet açısından bir sürpriz yoktu, olamazdı da. Toplumun vicdanı insan hakları çelişkisi gibi abuk sabuk bir tartışma da tümüyle yersizdi. Devlet, bal gibi Hizbullah şeflerini ortalığa salmıştı; bu kadar basitti her şey. Biraz yaygara kopacaktı tabii, belki küçük geri adımlar atılacaktı ama burada bir bilmezlik ya da gaflet yoktu. Peki ne yapılmak isteniyor böylece? Hizbul-Kontranın ne olduğu, kimler tarafından kurdurulup, hangi kışlalarda eğitilip hangi pis işlerde kullanıldığını tartışmaya gerek yok. Yer yer devlet yetkilileri de bu gücü nasıl kullandıklarını ağızlarından kaçırdılar. Komplo teorilerine hiç gerek yok. İşin arka planını daha ilk günden beri bizzat Hizbullahçılar, bizzat kendileri ya da avukatları aracılığıyla aslında açıkladılar. Anahtar kelime Kürt kelimesiydi. Daha ilk andan itibaren hepsi Kürtlükten, Kürdistan dan söz ederek lafa başladılar, hatta BDP li killerin bile kullanmadığı Kuzey Kürdistan gibi okkalı laflar ettiler, kendilerinin Kürt sorununun parçası olduklarını onlar olmadan sorunun çözülemediğini söylediler; hatta PKK ye ateşkes bile teklif ettiler! Hiç derin düşünmeye gerek yok; biliyoruz ki Hizbullah baştan beri zaten sadece bir cinayet şebekesi değil, az çok kitlesel dayanağı olan, belli kasaba köylerde tutunan bir güçtü. Son birkaç yılda dernekler yoluyla başlattıkları legal çalışma mitingler de dikkat çekici biçimde artmıştı. Şimdi bütün bunların bugüne belli bir hazırlık olduğunu tahliyelerin de bu kıpırdanmaya doping olduğu anlaşılıyor. Siyasi parti kuracaklarını satır aralarında söylüyorlar, Biz olmadan bir şey olmaz. mesajını ise açıkça riyorlar. Lafı hiç dolandırmadan açıkça söylemek gerekiyor. Tehlikenin büyüklüğünü görmemek Hizbullah gibi bir yapıdan özeleştiri ummak safdilliğin ötesinde bir şeydir. Yapılacak olan yapılmakta olan şey, bir yandan sinsi cemaat faaliyetiyle, diğer yandan Hizbul-kontranın KCK Davasında Yeni Bir Şey Yok Aralarında belediye başkanları, insan hakları savunucularının da olduğun 104'ü tutuklu 19'u tutuksuz 29'u hakkında yakalama kararı bulunan Kürt siyasetçilerin yargılandığı KCK davası yine Kürtçe savunma yapmak isteyen kürt siyasetçilerinin bu istemlerinin reddedilmesi nedeniyle tıkandı. Dava kapsamında tutuksuz olarak yargılanan Abdullah Demirbaş'a sorgusu için mikrofon rildi. Demirbaş, Kürtçe "Ben de savunmamı anadilimde yapacağım" deyince mikrofonun sesi kısıldı. Mahkeme Başkanı Menderes Yılmaz, Kürtçe savunma yapmak isteyen tüm sanıkların reddetmesinin ardından tutanaklara geçirdiği, "Sanık Kürtçe olduğunu düşündüğümüz bir dilde konuştu" ifadesini Demirbaş'ın sesinin kesilmesinden sonra aynı ifadeyi tutanaklara geçirdi. Kürtçe ifade rmek isteyen Rojda Balkaş için de aynı durum tekrarlandı. Söz alan Avukat Fırat Epözdemir, mahkemenin sorgu aşamasının tamamlamadan delil ikamesine geçemeyeceğini belirterek, mahkemenin tıkanan bu sürecin önünü açmak delil ikamesine geçilebilmesi için Kürtçe savunmaya izin rmesi talebini dile getirdi. Epözdemir, Lozan'ın 39'uncu maddesinin Kürtçe savunmaya izin rdiğini mahkemenin bu hakkın kullanılmasını engellediğini ifade etti. Avukatlardan Erkan Albayrak da, toplanan delillerin çoğunluğunun telefon dinlenmesinden elde edildiğini bu dillerin Kürtçe bilen bilirkişi tarafından Türkçe'ye çevrildiğini Dersim de Pülümür Barajı Hes e Hayır Yürüyüşü... Harçik e yürüyen kitle, tekrar aynı istikamette dönerek mitingin yapılacağı, Gola Çetoya yürüdü. Miting alanında okunan basın metninde Dersim sınırları içinde yirmiye aşkın baraj HES yapılmak isteniliyor. Bu topraklara hayat ren suyun akışını durdurup Dersim doğasını yok etmek istiyorlar. Uzunçayır Barajının hayata geçirilmesiyle birlikte baraj göleti şehir içine kadar uzaması yetmezmiş gibi şimdide şehrimizin tam orta yerine PÜLÜMÜR BARAJI VE HES adıyla yeni bir utanç projesini hayata geçirmeye çalışıyorlar. denildi. (Dersim EÖ) inisiyatif almasıyla Kürt sorununu çok ortaklı hale getirmeye başlamak, Kürt hareketinin altını adım adım oymak, arada her türlü rüşt dağıtımıyla insanları onursuzlaştırmak nihai olarak da marjinalize edileceği varsayılan hareketi bir şiddet dalgasıyla ezmektir. Bir yandan korku saçarak, diğer yandan Hamas gibi derinlemesine çalışarak güç kazanacağı umulan Hizbullah tam da bu iş için gereklidir. Kuşkusuz uzun süredir deneyim kazanmış olan Kürtler bu konuda safdil davranmayacaklardır. Daha doğrusu Mart sonrasındaki durum, bu refleksin ne kadar güçlü olduğunu gösterecektir. Aksi takdirde, oyalayarak yıpratma taktiğine karşı bu oyalanmayı sürdürerek karşılık rmek, tamir edilemez zararlara yol açacaktır. hatırlattı. Kürtçe çevirinin delillerin anlaşılması için yeterli olmadığının altını çizen Albayrak, Kürtçe bilen hakim talebinde bulundu. Avukatlardan Metin İris, Kürtçe savunmaya izin rilmesini istedi. Sorgu yapılamadan delil ikamesine geçilemeyeceğini ifade eden İris, Irak'ın resmi dilinin Kürtçe Arapça olduğunu Türkiye'nin Irak'ı tanıdığını, bunun için Türkiye'nin uluslararası arenada tanıdığı bir ülkenin dilinde savunmaya izin rilmesini talep etti. İris, usul gereği sorgu yapılamadan delil ikamesine geçilemeyeceğini belirterek, "Bu saatten sonra yargılamaya geçilemeyeceğini düşünüyoruz" diye konuştu. Beyanların ardından sanık avukatlarını tahliye talebini değerlendiren mahkeme, sanıklar hakkında "kuvtli suç şüphesi, kaçma şüphesi bulunduğu sanıklara isnat edilen suçun CMK 103'üncü maddesinde tanımlanan katalog suçlardan olduğunu" gerekçe göstererek, sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar rerek, duruşmayı 18 Ocak Salı gününe erteledi. Mahkeme salonunda bunlar yaşanırken Kürt halkı meşru temsilcilerini yanlız bırakmadı. Davanın görüldüğü sıralarda Diyarbakır, Van, Ağrı, Adana çeşitli illerde sokaklara dökülen Kürt halkı mahkemenin tutumunu protesto ederek, tutuklananların serbest bırakılmasını istedi. Adana, Van, Ağrı gibi illerde gösterilerde sorun çıkmazken, Diyarbakır da yapılan mitingden sonra adliyeye yürüyen kitleye biber gazı tazikli suyla saldıran polis, çok sayıda da insanı gözaltına aldı. 9

10 10 DÜNYANIN ORTA YERÝ Uzun zamandır artık birbirinin benzeri başlıklarla dünyanın dört bir yanından protesto grev haberlerini duyuruyoruz. Aslında bu haberlerin toplamdaki anlamı yeterince açık. Küreselleşme denilen şeyin yoksulluğun sömürünün küreselleşmesi olduğu yeterince açığa çıktı. Çokta sarsıcı olmayan bir kriz bunu tüm çıplaklığıyla ortaya koymaya yetti. Dünyanın her yerindeki emekçiler örgütlülükleri oranında tüm dirençleriyle emperyalist kapitalist sistemin kendilerine dayattığı koşulları reddettiler, reddediyorlar. Bunun biçimi kimi zaman öğrenci gösterileri, kimi zaman grevler, kimi zaman da sokak çatışmaları olarak karşımıza çıkıyor. Ne yazık ki henüz dünyanın hiçbir köşesindeki hareketler devrimci bir sınıf partisinin öncülüğünde iktidarı hedef alan bir rota izlemiyor. Bu nedenle tüm kararlılıklarına militanlıklarına rağmen bu hareketlerin ufku fazla uzağı gösteremiyor. Zaten emperyalist kapitalist sistemin başındakiler de bu gerçeklikten güç alarak emekçilere yönelik saldırılarında sınır tanımıyorlar. Kendileri tarafından neo-liberalizm diye adlandırılan ekonomik politikaların arkasındaki en büyük dayanak dünya sosyalist hareketinin içinde bulunduğu gerilemedir. Günümüzün emekçi hareketleri tüm yığınsallığına militanlığına rağmen 19. yüzyılın sonunda ortaya çıkan işçi hareketlerinden çok büyük bir farklılık göstermemektedir. Hatta bir politik arayışa sahip olmama niteliğiyle yer yer onların bile gerisindedir. Çünkü yeryüzündeki işçilerin bilincinde sosyalizmin bir sistem olarak kurulup yaşayabileceğine kendisine özgürlüğü getireceğine dair inanç ya da umut hala yeniden inşa edilebilmiş değil. Sosyalizmin 1991 de yaşadığı kırılmanın etkileri hala sürüyor. Bu yeniden inşa için emperyalizmin elindeki tüm kozların tükenmesini bekleyenler üzgünüz ama hayal görüyorlar. Emperyalist sistem, kendini ayakta tutabilmek için yeni yöntem stratejiler geliştirmekte büyük bir ustalık gösteriyor. Dolayısıyla bu süreçten sosyalizme yönelen bir hareketin çıkması, ancak sosyalizmin geliştireceği bir hamlenin sonucu olacaktır. Dünyanın birçok yerindeki sosyalistler böyle böyle bir hamle için kafa yoruyorlar şüphesiz. Ancak üzerine ne kadar kafa yorulursa yorulsun bunu hayata geçirecek olan bugün sokakları, meydanları dolduran sınıf güçleri olacaktır. Bu anlamıyla Gramsci nin sınıfın organik aydını olarak adını koyduğu bağlantı halkaları olmaksızın bu sürecin aşılması zor görünüyor. Politik Askeri Önderliğin Birliği ilkesi kime neyi anımsatır bilemeyiz ama bugünlerde sokaklarda olmayanların ne kadar güçlü kalemleri olursa olsun bir ufuk açma şansları yoktur. Sosyalist hareketin kendi özneleriyle daha açıkçası işçi sınıfıyla aralarında yabancılaşmayı ortadan kaldıracak hamleler geliştirmeksizin sistemi zorlayabilme şansı yoktur. Bu sorun dünyanın her yerinde tüm yakıcılığıyla ortada durmaktadır. İster beğenin, ister beğenmeyin, gün Sartre ın Varolmak eylem yapmaktır sözünün üzerinde yeniden kafa yormanın günüdür... Paris in Sembolünde Grev Emekçiler Sokakta Krizin Faturası Ödenmeyecek! Paris in neredeyse Fransa nın sembolü Eiffel kulesi çalışanları gre çıktılar. 15 Aralık ta başlayan grev iki gün sürdü. CGT FO sendikalarının yürüttüğü görüşmelerin anlaşmazlıkla sonuçlanması üzerine başlayan grevin anlaşmayla sona erdiğinin açıklanmasına rağmen kulenin ikinci katı hala kullanıma kapalıydı. DÜNYA HALKLARI Arjantin, Ýngiltere, Almanya Almanya Almanya daki birçok sol oluşumun destek rdiği Sol Parti nin Hamburg Eyalet örgütü, ünirsite harçlarının kaldırılması için bir yasa tasarısı hazırladı. Yasanın Eyalet Meclisinde görüşüleceği gün, öğrenciler büyük bir gösteri düzenleyerek tasarıyı desteklediler. 16 Aralık günü Hamburg Ünirsitesi nin Dammtor semtinden bulunan kampüsünden başlayan yürüyüş, belediye binası önünde sona erdi. Herkese Eğitim Kültür Hakkı, Yeteri Kadar Para Var yazılı pankartlar taşıyan öğrencilere Sol Parti, DGB sendikası bazı gençlik örgütleri de destek rdi. İki gün önce de 60 öğrenci SPD binasını işgal ederek tasarıya destek rmelerini talep etmişlerdi. Arjantin Bazı eğitim birimlerdeki devlet desteğinin çekilmesini öngören yasa tasarısı, Arjantinli öğrencilerin tepkileriyle karşılandı. Özellikle Cordoba bölgesindeki gösterilerde polisle çatışmalar yaşandı birçok öğrenci gözaltına alındı. Çatışmalar sırasında öğrencilerden aralarında Cordoba polis müdürünün de bulunduğu polisler de yaralandı. Arjantin de cunta döneminde yüzlerce lise öğrencisi işkencelerden geçirilmiş katledilmişti. İngiltere 9 Aralık günü İngiltere de başta Londra olmak üzere birçok kentte düzenlenen gösterilerle ünirsite harçlarının artırılmasına yönelik yasa tasarısı protesto edildi. Londra da Trafalgar Meydanından parlamento binasına doğru yürümeye başlayan yaklaşık 20 bin kişilik öğrenci kitlesi yer yer polis barikatlarını zorladı. İtalya Eğitim reformu adı altında bir soygun projesini uygulamaya çalışan İtalya daki sağcı hükümet, yoğun öğrenci protestolarının hedefi oldu. Yunanistan Krize Teslim Olmuyor emek Tasarının mecliste görüşüldüğü 22 Aralık günü sokakları dolduran binlerce genç yer yer polisle çatıştı. Çatışmaların Palermo Milano kentlerinde yoğunlaştığı gözlenirken birçok yerde de yollar trafiğe kapatıldı. Günlik nedeniyle kapatılan kırmızı bölge ler için gençlerin Roma da geliştirdiği slogan çarpıcıydı: Siz kırmızı bölgede yalnızsınız, bütün Roma bizim. Napoli deki gösterilerde birkaç saatliğine liman tren istasyonu protestocu öğrenciler tarafından işgal edildi. Geçtiğimiz haftalarda yaşanan gösterilere yönelik polis şiddetini de hedefleyen protestolarda Eğer geleceğimizi esir alırsanız, biz de bu şehri ablukaya alırız diyen öğrenciler gösteri yaptıkları kentlerin trafiklerini tıkadılar, otobanları işgal ettiler. Öğrencilerin protestolarına hedef olan yasa tasarısı, eğitimde birçok harcamanın kısılmasını öğretim elemanı sayısının azaltılmasını öngörüyor. Porto Riko Ünirsite öğrencilerinin boykot kararını kırmak için Porto Riko da ünirsiteler polis tarafından işgal edildi. Ünirsite öğrencilerinden 2011 yılından itibaren rgi krizi bahanesiyle 800 dolar harç istenmesi üzerine harekete geçen öğrenciler boykot kararı aldı. Harçların %300 artırılması anlamına gelen bu duruma karşı alınan boykot kararının yargıtayca yasadışı ilan edilmesinin ardından harekete geçen otomatik silahlı polisler -sanki karar bunu gerektiriyormuş gibi- ünirsiteleri işgal ettiler. 17 Aralık ta yaşanan bu tersine işgal, sömürgelere doğru gidildikçe işin renginin nasıl değiştiğinin de iyi bir göstergesini oluşturuyor. Yunanistan Geçtiğimiz yıl polis kurşunlarıyla öldürülen 15 yaşındaki Alexis Grigoropoulos anısına sokaklara çıkan binlerce genç Atina da polisle çatıştı. 6 Aralık günü gerçekleşen olaylarda polis gaz bombaları kullandı. Yunan hükümetinin özür dilemesine katil polisin ömür boyu hapse mahkum edilmesine rağmen Yunan gençlerinin öfkesi dinmiyor. Yunan lı emekçiler krize teslim olmuyor. AB IMF nin dayatmaları sonucunda kamu sektöründe ulaşım, posta elektrik sektöründe çalışanların maaşlarından kesintiye gidilmesi, bir grevle protesto edildi. 24 saatlik grev ulaşımı felç etti. 15 Aralıkta gerçekleşen grevde sınıfın öfkesi sokaklara yansıdı. Genel gre dönüşen tepki, Atina sokaklarında çatışmaya dönüştü. Sindagma Meydanındaki çatışmalarda çok sayıda gösterici yaralandı. Tüm protestolara rağmen mecliste kabul edilen yasaya göre özel sektördeki işten çıkarmalar da kolaylaştırılıyor. 17 Aralıkta ise bu defa basın çalışanlarının 48 saatlik grevine sahne olan Yunanistan emekçileri, krize teslim olmama kararlılığını bir kez daha gösterdi. Son olarak da 22 Aralık ta 2011 yılı bütçesinin kabulünü protesto eden 3 saatlik bir grevin gerçekleştiği Yunanistan da sular durulacağa benzemiyor. Yerliler in insandan sayılmadığı sömürgeciliğin başlangıcındaki dönemlerde değiliz. Ama uygar sömürgecilerin mantığını değiştirebilmek çok zor. Nijerya nın Kano Eyaletinde bir kasabadaki 200 çocuk üzerinde iki menenjit ilacının denemesini yapan Pfizer firması 11 çocuğun ölümüne yol açtı. Olay, Wikileaks belgeleri sayesinde açığa çıktı. Sonrasındaki gelişmeler asla yaşamını yitiren çocukların hayatını geri getiremeyecek; Ama yine de kapitalizmin iğrençliğini göstermek açısından çarpıcı. Çocuk ölümleri üzerine açılan davada Pfizer firması 75 milyon dolar karşılığında ailelerle anlaşarak davanın geri çekilmesini sağladı. Ancak bu parayı da rmek istemeyen şirket, davaya bakan başsavcı hakkında şantaja yönelik bilgi toplayarak davanın geri çekilmesini sağladı. Davanın geri çekilmesinde Nijerya hükümeti ile Pfizer arasındaki gizli bir anlaşmanın da etkili olduğu belirtiliyor. Çocuklar ölmüş, kimin umurunda. Kapitalizm için Nijeryalı çocuklar ne anlam ifade ediyor ki? Kullanılıp bir çöpe atılacak birer meta... Parasını ödedikleri ya da çaldıkları her şey gibi... Öğrenciler Dünyayı Sallıyor Kapitalist Barbarlık Çocukları Kobay Yaptı Öldürdü

11 emek Or ta doğu da yıllardır bir di re niş sürüyor... Bu di re nişin sem bolü ha li ne gel miş, ar kası o ku yu - cu ya dönük, saçları Fi lis tin de yaşa nan dehşet - ten do layı di ken di ken, ya malı el bi se si, el le ri ar - kasında ka vuşmuş ço cuğu he pi miz görmüşüzdür. Fi lis tin de ka ri katür sa natçılığından çok dev - rim ci kişi liği i le öne çıkan asıl adı Na ci Se - lim Hüseyin el-a li o lan ka ri katür çi ze ri nin ka le - min den çıkıp Si yo nist le - rin üzeri ne Fi lis tin li ço - cuk ların attığı taş ka dar et ki li şekil de yağan ka ri - katürler. La kabı Da mi ri s Sev re ya ni Dev ri min Vic danı. Çünkü o Fi lis - tin da vası i le özdeşmiş bir ka ri katür çi ze ri yılında Şe ce re Köyünde doğan sa natçı, 1948 yılında a i le si i le bir lik te Fi lis tin den sürüldü. Lübnan ın Say da şehri yakınlarında ki Aynül Hil - va mülte ci kampında büyüdü yılında, Lübnan sa nat a ka de mi si ne gir di yılında Çığlık adlı bir der gi yayımladı. Lübnan Sa nat A ka de mi sin de bir yıl o ku duk tan son ra tu tuk - landı. O ku lu nu ha pis ha ne de ta mam ladı yılında Ku - yt e bir ga ze te de çalışmaya başladı yılından i ti ba - ren Sa fir Ga ze te sin de çalıştı yılında, A rap Ka ri - katürist ler Bir liği Başkanı seçil di. Mülteci ço cuğu o lan Na ci el A li, Fi lis tin li le rin top rak - larına, ken di yurt larına dönme özlem le ri ni çiz gi le ri i le an lattı. Çi zim le ri i le Si yo nist işgal ci le ri kor ku tan Na ci el A li`nin birçok karikatürü yayınla na ma dan yakıldı. 22 Tem muz 1987`de Mos sad a jan ları ta rafından Lond ra`da uğradığı su i kast so nu cun da ha yatını kay - bet ti. Ölümünün ardından Na ci el-a li Kanı i le Fi lis - tin i Çi zen sa natçı o la rak ad landırıldı. O nun Direnen Filistin, Dinenen Karikatür Naci el-ali Hanzala Naci el-ali Komünist şair Nazım Hikmet in bugüne kadar bilinmeyen bir şiiri ilk defa geçtiğimiz günlerde yayınlandı. Bedri Rahmi Eyüboğlu ile birlikte banda kaydedilen şiirlerin arasında ardında ölümsüzlüğe bıraktığı, Fi lis tin di re nişiy le yaşa ya cak o lan 40 bi ne yakın e se ri var. E ser le - ri nin he men he men hep sin de ar kası dönük saçları di ken di ken o lan ço cuk vardır. O ço cuk Han za la dır. Han za la 10 yaşındadır hiç büyümez. Çünkü o, Na ci el-a li nin Fi lis - tin den ko parıldığı yaştadır. Na ci el-a li öldü a ma Han za la ka ri katürünün ru hu yaşa ma ya de vam et ti. Ümmeye Jo ha, Dev ri min Vic danı ndan bay rağı dev raldı. Na ci el-a li nin kaldığı yer den Han za layı çiz me ye de - vam e den ka ri katürist eşi ni İsra il su i kastında kay bet miş. Eşi ni kay bet tik ten son ra da müca de - le si ni si lahım de diği çiz gi ler le sürdürmüş. İsra - il in vahşe ti ni A rap dünyasının du yarsızlığını ka ri katürle ri i le haykırıyor. Yoğun o la rak er kek le - rin hâkim ol duğu ka ri katür sa natına kadın pen - ce re si ni açan Ümmüye, bu yıl Fi lis tin Halkıyla Da yanışma Der neği ta rafından Na ci el-a li anısına düzen le nen Na ci el-a li U lus la ra rası ka - ri katür yarışmasında U mut adlı ka ri katürüyle bi rin ci lik ödülünü aldı. Jüri üye le ri a rasında ef sa ne vi FHKC ge ril lası Ley la Ha lid Bre zil - yalı ünlü ka ri - katür çi ze ri Car los La - tuff un bu lun - duğu yarışma, 25 A ralık ta Be - yazıt Dev let Kon fe rans sa lo - nun da gerçek - leşti ril di. Jüri de yer a lan Car los La tuff, İsra il in Bütün Yolculuk Boyunca Hasret Ayrılmadı Benden Bütün yolculuk boyunca hasret ayrılmadı benden gölgem gibi demiyorum çünkü hasret yanımdaydı zifiri karanlıkta da Ellerim ayaklarım gibi de değil uykudayken yitirirsin elini ayağını ben hasreti uykuda da yitirmiyordum Bütün yolculuk boyunca hasret ayrılmadı benden açlıktı, susuzluktu demiyorum Genç Kalemler Şafakla sevdalandık biz, Şafakların yargılanamaz kızıllığında birlikte kurtulacağız. Ve doğan güneş fabrikalarımızda yücelip, Sizlerin üzerine geldiğinde Kavrulup gideceksiniz, Üzerinizden ezip geçtiğimizde. KÜLTÜR VE SANAT 11 Carlos Latuff Ümmeye Joha Gaz ze saldırısının yıldönümü do layısıyla 27 A ralık günü İsra il e Boy kot Gi rişi mi nin çağrısıyla gerçek leşti ri len yürüyüşe de katıla rak Ga la ta sa ray Mey danı nda bir ko nuşma yaptı. bulunan iki şiirden biri Rusça yayınlanan seçme eserlerinin arasında bulunuyordu ancak diğerine Rusça ya da Türkçe hiçbir baskıda rastlanılmamıştı. Şiir Şöyle: sıcakta soğuğu, soğukta sıcağı aramak gibi de değil giderilmesi imkânsız bir şey ne sevinç ne keder şehirlerde bulutlarla türkülerle de ilgisiz içimdeydi dışımdaydı Bütün yolculuk boyunca hasret ayrılmadı benden zaten elimde ne kaldı bu yolculuktan hasretten gayrı Bir kapı var uzakta... Uzakta...Hep görünen bir ufukta, Ardında kimbilir kaç sevda yaşandı/kaç yiğit vuruldu. Ve kimbilir kaç kişi çaldı o kapıyı... Gidilmemiş köyler Yaşanmamış aşklar gibidir. Bir Emek Özgürlük gazetesi okuru -Benim adım Hanzala, senin adın ne? -Umut DEMİR TUFANI ALEKSANDR SERAFİMOVİÇ Serafimoviç in 1923 te tamamladığı bu destanlaşan eseri "Demir Tufanı", Ekim Devrimi konusunda yazılan ilk romanlardan biridir. Konusunu Sovyetler Birliği nde 1917 Ekim Devrimi nden sonra patlak ren iç savaşta Kafkasya nın Kuban bölgesinde isyan eden Kazaklar tarafından yerlerinden, yurtlarından edilen onbinlerce insanın direnci, umudu, öfkesi oluşturur.tek umutları ufukta, görünmez uzaklıktaki Kızılorduyla birleşmekti. Romanda bunu demirden bir dirençle yığınların nasıl bir umutla ileriye atıldığını, yeni bir dünyaya kavuşma özlemini sürükleyici bir dille ele almıştır Serafimoviç. Genç, ihtiyar, çocuk, kadın onbinlerce insanın aç, susuz, dipsiz bir kuyu gibi sessiz karanlık Kafkas gecelerinde savaşmayı sürdürerek ilerleyişini, umudun nasıl diri, capcanlı tutulduğunu görürüz bu eserde.. İradeleri devrime ulaşma azimleri, demirden bir iradeyle bir sel gibi ileri hep ileri akıyorıdu. Devrime ulaşma azmini yığınların umudundan, öfkesinden, inancından alarak okuyucuyla buluşturan Serafimoviç in bu destanlaşan romanını mutlaka okuyun. (Adana EÖ) HALKIN SÖZLÜÐÜ KÝTAP DEMOKRASİ Demokrasi sözcüğünün bire bir karşılığı halk iktidarı. Ama halk sözcüğünün içeriği her sınıf tarafından farklı doldurulduğu için demokrasi sözcüğü de her sınıf için ayrı bir anlam ifade eder. Bunu Lenin çok iyi vurgular kimin için demokrasi sorusunun yanıtıyla birlikte kullanılmayan demokrasi kavramının bir aldatma aracı olmaktan öteye gidemeyeceğini söyler. Burjuvalar için mi, işçi sınıfı için mi demokrasi? Bu sorunun yanıtına göre burjuva demokrasisi proleter demokrasi olarak iki kategoride ele alınabilecek demokrasiye, proleter demokrasinin bir çeşidi diyebileceğimiz halk demokrasisini de ekleyebiliriz. Burada halk kavramını çıkarları devrimde olan tüm sınıf toplumsal katmanlar olarak tanımlıyoruz. Peki nasıl bir şeydir bizim demokrasimiz? Bizim demokrasimizde seçilenlerin hiç bir ayrıcalığı yoktur. Ne kıyak maaşları, lojmanları ne de dokunulmazlıkları vardır. Kendilerini seçenler tarafından beğenilmediklerinde anında geri çağırılabilirler. Halk ise demokrasinin izleyicisi değil, doğrudan katılımcısıdır. İçinde yer aldığı örgütlülükler (mahalle, işyeri komiteleri) aracılığıyla tartışır, karar alır uygular. Burjuvalarınkisi ise burjuvazinin kârlarını günce altına alma, yeni yatırımlar yapma özgürlüğüdür. İşçiler için anlamını hepimiz biliyoruz: Sendikasızlaştırma, işten çıkarılma, aç kalma, evlerinin yıkılması, hastane kapılarında ölme özgürlüğü...

12 dünden yarýna mektuplar... emek Kanalizasyon Çukurunda Iyi Bir Şey Olmaz Artık öðrendik sevgili dostum, Türkiye de ne zaman kritik önemli þeyler olsa, mutlaka birileri ucube bir konuyu ortaya atıp yediden yetmiþe herkesi kuyudan taþ çıkarma olimpiyatlarına dat ediyor. Geçenlerde Kars ta olan da buydu biraz. Kars kalesine kızıl bayrak çekme efsanesinden sonra bu güzide ilimiz yeni bir olayla gündeme gelmekten mutlu olsa gerek. Her þey çok komik aslında. Eski Kars Belediye Baþkanı hes edip öyle bir þey yapalım ki ta Erivan dan görünsün Türk ün âlicenaplıðından keferelerin gözü yaþarsın demiþ; bula bula Mehmet Aksoy u bulmuþ. O da Dumankaya Holding in lüks sitelerini düzenleme iþinden zaman ayırıp lütfetmiþ, çalıþıp çabalamıþ ortaya bir ucu arþa deðen koca bir anıt çıkarmıþ. Eskiden iþçi heykelleri yapardı, þimdi Erivan dan görünecek anıtlar yapıyor, kendi bileceði iþ. Belediyede para var, Aksoy da da yetenek! Netice itibarıyla ürün de fena deðil. Daha doðrusu biz bu ürünün iyiliðini kötülüðünü deðerlendirecek kadar ilim irfan sahibi deðiliz zaten; onu Kasımpaþalılar yapıyor! Ýþin burası bizi ilgilendirmiyor dostum. Þu ilericiymiþ de bu gericiymiþ, þu sanatı sermiþ bu sevmezmiþ, boþ laflar hepsi. Sokaðın sanatı, sokaðın þarkıları bir gelip dayansa kapılarına gör nasıl kaçacak delik ararlar hepsi. Benim meselem bunlar deðil. Bunlar Türkiye nin incir çekirdeði doldurucularına ait tartıþmalar. Zaten Türk ün heykelle baþı hiç hoþ deðildir öteden beri; bunlar hep olur. Biri bir heykel diker, öbürü onu ya erotik bulur, ya Türk milletinin örfüne aykırıdır der, hiçbir þey bulamazsa Fatih in atının testisleri niye böyle kocaman diye tartıþır. Yani düþün, bir ara Karaman a koyun heykeli dikiyorlar da vatandaþ ayaklanıyor siz bizimlen dalga mı geçiyorsunuz diye; durum bu iþte. Mesele þu: Türkiye de heykel dendi mi iki kanal vardır. Biri, fabrikasyon Atatürk heykelleridir. Toplam 100 bin adet olduðu tahmin edilen bu heykellerin hakikaten fabrikaları var. Üstelik ürünlerin çoðu da Atatürk e benzemiyor bile. Ýkinci kategoride gerçekten kiþisel ürünler rmeye çalıþan doðru dürüst heykel sanatçıları vardır. Vardır ama onlar da baþka açılardan arızalıdırlar. Tamam bazıları saða sola hiç bulaþmadan oturur kendi iþini yapar. Ama büyük çoðunluðu, devletle temas edip devlete ya da yerel yönetimlere, vb. iþ yaptıkları her noktada aslında kendi saygınlıklarını da zedeleyen zor durumlara düþerler, maddi kaygılarla girdikleri bu iliþkilerden çoðu kez sanatçı onurlarını zedeleyerek çıkarlar, zaman zaman da muhafazakârlar ile Kemalist kesimler arasındaki kayıkçı dövüþlerinin çerezi olma talihsizliðine uðrarlar. Sık sık karþılaþtıkları tükürük yaðmuru tabii ki incitici onur kırıcıdır ama bu durum çoðu zaman onların devletle para sahipleriyle kurdukları iliþkinin sonucu olmuþtur. Niye düþerler bu duruma? Temel kaygı, tabii ki paradır. Para bir türlü bastıramadıkları görünme hesi. Hatırlar mısın, Bir sergi kokteylinde ünlü bir akademi hocası de olan bir ressam, Hülya Avþar a resimler hakkındaki laylaylom yorumlarından ötürü müdahale etmiþ Avþar ın aðır hakaretlerine uðramıþtı. Yaþlı saygın bir adamdı ama inan ki hiç acımadım. Kokteyl nerede yapılıyordu? O zamanlar sanırım Dıþbank CINE5 in sahibi olan Erol Aksoy un ev sahipliðinde Peki sevgili hocam, senin holding sahiplerinin sofrasında ne iþin var? Hadi söyleyeyim de uydurma bir atasözü olsun memlekete; Kanalizasyonda gezen b.kla karþılaþır! Hatta aynı sözü, yaþasaydı eðer belki Ahmet Kaya ya da sormak gerekirdi; senin magazin gazetecileri cemiyetinin ödül töreninde ne iþin var diye. Tamam, bu laflar aðır biliyorum ama sorun þu: Sanatçı, biraz geri durmasını bilen insandır. Ýnsan hayatta her zaman yaptıklarıyla anılmaz; çoðu zaman da yapmaktan geri durduklarıyla anılır. Koca Oscar ödüllerini elinin tersiyle iten insanlar da yaþadı bu dünyada onlar kazandılar sonunda. Yani asıl mesele þu: Fukara mermerin suçu yok! Asıl ucube olan, bugünkü ırkçı, þonist düzenin onun tarih anlayıþının ta kendisidir. Heykelleri dikenlerde de yıkanlarda da ortak olan bu inkarcı zihniyet var oldukça ucubelik ortadan kalkmayacaktır. Ketum tutarlı olmak; aðır olmak, sofralardan uzak durmak, kendini eserini oyuncak etmemek. Sanatçıya düþen de bu iþte. Körle yatan þaþı kalkar, devletle para tüccarlarıyla yatan da kirlenmeden uyanamaz. Bu kadar basit yalın! Ken di ne i yi bak dos tum, u mu du nu di ri tut. Ge le cek, sen na sýl is ti yor san öy le ge le cek. bir fotoðraf... bir tarih... Rusya, 1905 yılının 9 ocak günü. Çar ın kışlık sarayının önündeyiz. Çar ın askerleri işçilerin üzerine ateş açıyor. Olayda bini aşkın işçi ölüyor... Sanıyorlar ki kurşunla, kılıçla, kırbaçla hizaya gelir bunlar. Bir daha seslerini soluklarını çıkaramazlar. Tunus takiler de öyle zannettiler. Ama hesaplar tutmadı. Onlar hayvan değil, insandılar. Gelmediler hizaya falan. Aksine daha beter oldular. Korkacakları, sinecekleri düşünülen işçiler tam aksine, o güne değin baba belledikleri, medet umdukları Çar la tüm bağlarını kopardılar. Daha önce duyulmamış Artık bizim Çarımız Yok! sloganıyla yeniden sokaklara çıktılar. Ertesi gün, 10 Ocak ta Petersburg da işçiler askerler arasında silahlı çatışmalar sürüyordu. 13 Ocak ta Riga işçileri gre geçti. Sokaklardaki çatışmlarda 70 işçi öldü. Kimseyi evine dönmeye ikna edemiyordu bu ölümler... hiç bir işe yaramadı. 14 Ocak ta Varşova işçileri genel grevdeydi.18 Ocak ta Tiflis teydi bu kez genel grev. Oradan da diğer Kafkas kentlerine yayılıyordu... Sadece işçiler değildi namlulardan korkmayanlar. Orel, Varovoj Kursk eyaletlerinde köylü ayaklanmaları da patlak rdi. Köylüler toprak işgallerine, soyluların topraklarına, otlaklarına el koymaya başlamışlardı yılının 1 Mayıs ı 200 kentte düzenlenen gösterilere sahne oldu. Ama gösterilerle bitmedi, siyasal grevlerle devam etti. Bakü deki grev iki hafta sürdü. Tarihe kanlı pazar olarak geçen bu katliam, Rusya da 1905 devriminin siyasallaşmasına, çarlığın teşhir olmasına yol açarak egemenlerin hesaplarını yerle bir etti. Belki devrim başarıya ulaşmadı ama herkes yaşananlardan çok şey öğrendi. Bugün Tunus sokaklarında hesap soranlar da belki kalıcı bir kazanım elde edemeyecek. Ama sokak hakimiyeti, sokaklarda iktidar olmak denen şeyi öğrendiler, öğreniyorlar. Bu paha biçilmez ders, can bedeli öğrenilen ders kolay unutulmaz. Rus işçileri yoksul köylüleri unutmadılar. 12 yıl sonra 1917 de aldıkları dersin hakkını rdiler: İktidarı aldılar. Kendileri adına o ya da bu sınıfın değil, bizzat kendilerinin iktidarda olduğu yepyeni bir dünyanın, yepyeni bir çağın kapılarını açtılar. Bir sihirli değnek değildi bunu sağlayan. Onlar örgütlendiler, savaştılar kazandılar. Namlulardan kusan ölüm onları yıldırmadı. Bu eşiği geçenin kazanamayacağı zafer yoktur... Emperyalistlere Karşı Kalkan Olalım 1. Sayfadan (Baştarafı 1. Devam sayfa Tak sim Mey danı ndan Ga la ta - sa ray Mey danı na ka dar süren yürüyüşü E mek Özgürlük Cep he si nin yanı sıra, O dak, BDSP, Kaldıraç, DHF, ESP, SDP, Halk Cep he si, TÖP, PDD Dev rim ci Ha re ket bir lik te örgütledi. İşten atılan PTT taşeron işçileri de pankartlarıyla yürüyüşümüze katıldı. Ga la ta sa ray Mey danı nda ki basın açıkla - masının ardından im za kam pan yasını başla tan bir - liğin ey lem le ri sürecek. Gazze Saldırısı Unutulmadı 2008 yılı 27 Aralık. İsrail Filistin in Gazze Şeridi ne yönelik bir katliam saldırısına girişti. Saldırı sırasında İsrail 100 tonun üzerinde bomba kullandı katliam sona erdiğinde geride üçte biri çocuk 1300 filistinlinin cesedi kaldı... O süreçte de yoğun olarak protesto edilen saldırı unutulmadı. Filistin halkının dostları katliamın ikinci yıldönümünde alanlardaydı. İsrail e Boykot Girişimi nin çağrısıyla bir araya gelen devrimci gruplar 27 Aralık 2010 günü bir yürüyüş düzenlediler. Saat da İstanbul Beyoğlu nda bulunan Tünel durağından başlayan yürüyüşe EÖC, Kaldıraç, Proleter Devrimci Duruş, TKP, ESP, BDSP, Alınteri, EHP, DHF, Partizan, Halkevleri, İstanbul Tabip Odası, Barış Derneği, Sosyalist Gelecek, Partizan, Öğrenci Kolektifleri, Sosyalist Parti FHDD katıldı. Yürüyüş boyunca "Katil İsrail Filistin'den Defol", "Emperyalistler İşbirlikçiler 6. Filoyu Unutmayın", "Her Yer Filistin Hepimiz Filistinliyiz", "Yaşasın Halkların Kardeşliği", "Biji Bıratiya Gelan", "Yaşasın Filistin Halk Kurtuluş Cephesi","Filistin'e Özgürlük, İsrail'e Boykot" sloganları atıldı. Kortej Galatasaray'a geldiğinde karikatür sanatçısı Carlos Latuff söz alarak halkın Filistin'i sahiplenmesinden çok etkilendiğini ancak yol boyunca gördüğü İsrail ile ilişkili markalara ait mağazaların bu duyarlılıkla bir çelişki oluşturduğunu dile getirdi. Daha sonra Taksim Tramvay durağına kadar devam eden yürüyüş, yapılan basın açıklamasının ardından sona erdi. Basın açıklamasında İsrail ile tüm ilişkilerin kesilmesi, füze kalkanı projesinin iptal edilmesi taleplerine yer rilirken devletin Denizbank, Zorlu Grubu, Çalık Grubu gibi sermaye gruplarının İsrail ile ilişkileri de teşhir edildi. (İstanbul EÖ)

-gi de ra yak- se ve bi lir sin... Öl mek öz gür lü ğü de ya şa mak öz gür lü ğü de önem li dir. Be yoğ lu nda ge zer sin... Şöy le di yor du ken di

-gi de ra yak- se ve bi lir sin... Öl mek öz gür lü ğü de ya şa mak öz gür lü ğü de önem li dir. Be yoğ lu nda ge zer sin... Şöy le di yor du ken di -gi de ra yak- se ve bi lir sin... Öl mek öz gür lü ğü de ya şa mak öz gür lü ğü de önem li dir. Be yoğ lu nda ge zer sin... Şöy le di yor du ken di ne: Sen gü neş li so kak lar da do laşı yor sun, is

Detaylı

Gü ven ce He sa b Mü dü rü

Gü ven ce He sa b Mü dü rü Güvence Hesabı nın dünü, bugünü, yarını A. Ka di r KÜ ÇÜK Gü ven ce He sa b Mü dü rü on za man lar da bi lin me ye, ta nın ma ya S baş la yan Gü ven ce He sa bı as lın da ye - ni bir ku ru luş de ğil.

Detaylı

Gök ler. Uçak lar la gi di lir an cak ora la ra. İn san gök ler de do la şa bil se. Bir ak şa müs tü, ar ka daş la rıyla. Bel ki ora la ra uçak lar

Gök ler. Uçak lar la gi di lir an cak ora la ra. İn san gök ler de do la şa bil se. Bir ak şa müs tü, ar ka daş la rıyla. Bel ki ora la ra uçak lar Gök ler. Uçak lar la gi di lir an cak ora la ra. İn san gök ler de do la şa bil se. Bir ak şa müs tü, ar ka daş la rıyla. Bel ki ora la ra uçak lar la da gi di le mez. Çün kü uçak lar çok ya kın dan geçi

Detaylı

STAJ ARA DÖNEM DEĞERLENDİRMESİ AYRINTILI SINAV KONULARI

STAJ ARA DÖNEM DEĞERLENDİRMESİ AYRINTILI SINAV KONULARI 22 STAJ ARA DÖNEM DEĞERLENDİRMESİ AYRINTILI SINAV KONULARI 406 A GRUBU STAJ ARA DÖNEM DEĞERLENDİRMESİ AYRINTILI SINAV KONULARI 22 A GRU BU STAJ ARA DÖ NEM DE ER LEN D R ME S AY RIN TI LI SI NAV KO NU LA

Detaylı

mer can or ma nı için de do laş mak tay dı. Ka ya la rın ara sın da ki ya rık lar da on la rın yu va la rıy dı. Ha nos de lik ler den bi ri ne bil gi

mer can or ma nı için de do laş mak tay dı. Ka ya la rın ara sın da ki ya rık lar da on la rın yu va la rıy dı. Ha nos de lik ler den bi ri ne bil gi mer can or ma nı için de do laş mak tay dı. Ka ya la rın ara sın da ki ya rık lar da on la rın yu va la rıy dı. Ha nos de lik ler den bi ri ne bil gi al mak için ka fası nı sok tu. Ama içer de ki za rif

Detaylı

ya kın ol ma yı is ter dim. Gü neş le ısı nan top rak üze rinde ki çat lak la rı da ha net gö rür düm o za man. Bel ki de ka rın ca la rı hat ta yağ

ya kın ol ma yı is ter dim. Gü neş le ısı nan top rak üze rinde ki çat lak la rı da ha net gö rür düm o za man. Bel ki de ka rın ca la rı hat ta yağ SAKARKÖY Uzun boy lu bir can lı ol ma yı ben is te me dim. Ben, doğ du ğum da da böy ley dim. Za man la da ha da uzadım üs te lik. Bü yü düm. Ben bü yü dük çe di ğer can lılar kı sal dı lar, kü çül dü

Detaylı

10. SINIF KONU ANLATIMLI. 2. ÜNİTE: ELEKTRİK VE MANYETİZMA 4. Konu MANYETİZMA ETKİNLİK ve TEST ÇÖZÜMLERİ

10. SINIF KONU ANLATIMLI. 2. ÜNİTE: ELEKTRİK VE MANYETİZMA 4. Konu MANYETİZMA ETKİNLİK ve TEST ÇÖZÜMLERİ 10. IIF KOU ALATIMLI 2. ÜİTE: ELEKTRİK VE MAYETİZMA 4. Konu MAYETİZMA ETKİLİK ve TET ÇÖZÜMLERİ 2 Ünite 2 Elektrik ve Manyetizma 2. Ünite 4. Konu (Manyetizma) A nın Çözümleri 3. 1. Man ye tik kuv vet ler,

Detaylı

Afetler ve İlişkilerimiz

Afetler ve İlişkilerimiz Afetler ve İlişkilerimiz DEPREM KAYIPLARIMIZ VE YAS Sayfa 2 DEPREM, KAYIPLAR VE EŞLER ARASI İLİŞKİLER Sayfa 10 DEPREM, KAYIPLAR VE DOSTLUKLAR Sayfa 14 DEPREM KAYIPLARIMIZ VE YAS Aşa ğı da ki bil gi ve

Detaylı

İslam da İhya ve Reform, çev: Fehrullah Terkan, Ankara Okulu Yayınları, Ankara 2006.

İslam da İhya ve Reform, çev: Fehrullah Terkan, Ankara Okulu Yayınları, Ankara 2006. Faz lur Rah man: 21 Ey lül 1919 da Pa kis tan n Ha za ra şeh rin de doğ du. İlk öğ re ni mi ni Pa kis tan da Ders-i Niza mî ola rak bi li nen ge le nek sel med re se eği ti mi şek lin de biz zat ken di

Detaylı

İşten Atılan Asil Çelik İşçilerinin okuduğu basın açıklaması: 15/03/2012

İşten Atılan Asil Çelik İşçilerinin okuduğu basın açıklaması: 15/03/2012 15 Mart 2012 Perşembe günü işlerinden atılan Asilçelik işçileri Bursa nın Orhangazi ilçesi cumhuriyet meydanında basın açıklamasıyla İşimizi İstiyoruz talebini dile getirdikleri ve işlerine geri dönene

Detaylı

TÜRK STANDARDLARI ENSTİTÜSÜ

TÜRK STANDARDLARI ENSTİTÜSÜ TÜRK STANDARDLARI ENSTİTÜSÜ BELGELENDİRME MERKEZİ BAŞKANLIĞI YENİ DÜNYANIN YENİ YÖNETİM SİSTEMLERİ TSE İZMİR BELGELENDİRME MÜDÜRLÜĞÜ 1 TÜRK STANDARDLARI ENSTİTÜSÜ 13.03.2014 TSE İZMİR BELGELENDİRME MÜDÜRLÜĞÜ

Detaylı

4. - 5. sınıflar için. Öğrenci El Kitabı

4. - 5. sınıflar için. Öğrenci El Kitabı 4. - 5. sınıflar için Öğrenci El Kitabı Milli Eğitim Bakanlığı Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı nın 28.08.2006 tarih ve B.08.0.TTK.0.01.03.03.611/9036 sayılı yazısı ile Denizler Yaşamalı Programı nın*

Detaylı

Abdullah Öcalan. Weşanên Serxwebûn 85

Abdullah Öcalan. Weşanên Serxwebûn 85 Abdullah Öcalan Ta rih gü nü müz de giz li ve biz ta ri hin baş lan gı cın da giz li yiz Abdullah Öcalan Ta rih gü nü müz de giz li ve biz ta ri hin baş lan gı cın da giz li yiz Weşanên Serxwebûn 85 Abdul

Detaylı

YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLERİN BANKALAR KANUNU NUN 46 NCI MADDESİNE GÖRE YAPACAKLARI TASDİKE İLİŞKİN USUL VE ESASLAR HAKKINDA YÖNETMELİK

YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLERİN BANKALAR KANUNU NUN 46 NCI MADDESİNE GÖRE YAPACAKLARI TASDİKE İLİŞKİN USUL VE ESASLAR HAKKINDA YÖNETMELİK YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLERİN BANKALAR KANUNU NUN 46 NCI MADDESİNE GÖRE YAPACAKLARI TASDİKE İLİŞKİN USUL VE ESASLAR HAKKINDA YÖNETMELİK 13 298 YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLERİN BANKALAR KANUNU NUN 46 NCI MADDESİNE

Detaylı

36. AVRUPA BRİÇ ŞAMPİYONASI WIESBADEN / ALMANYA

36. AVRUPA BRİÇ ŞAMPİYONASI WIESBADEN / ALMANYA 36. AVRUPA BRİÇ ŞAMPİYONASI WIESBADEN / ALMANYA 1983 MİL Lİ TA IM SEÇ ME LE Rİ Al man ya, Wi es ba den 1983 Av ru pa Şam pi yo na sı için mil li ta kım seç me le ri, yi ne ba zı yö ne ti ci le rin is te

Detaylı

DE NÝZ leri Anmak, YA DEV RÝM YA Ö LÜM Þiarýný Haykýrmaktýr!

DE NÝZ leri Anmak, YA DEV RÝM YA Ö LÜM Þiarýný Haykýrmaktýr! DE NÝZ leri Anmak, YA DEV RÝM YA Ö LÜM Þiarýný Haykýrmaktýr! 6 Ma yýs 1972, üç ko mü nist ön de rin, dev ri me bað lý lý ðýn, halk la rýn kur tu luþ mü ca de le si ne i nan cýn, mark sizm-le ni nizm bay

Detaylı

Eynu Bat Çin: Sar Uygurca ve Salarca Kuzeydoğu Güney Sibirya Şorca Sayan Türkçesi Bat Moğolistan Duha...

Eynu Bat Çin: Sar Uygurca ve Salarca Kuzeydoğu Güney Sibirya Şorca Sayan Türkçesi Bat Moğolistan Duha... İÇİNDEKİLER Türkçe Çeviri Hakk nda.............................................................. 7 kinci Bask Hakk nda................................................................ 8 Sahada Dil Dokümantasyonu....................................................

Detaylı

30 MALİ BORÇLAR *** En çok bir yıl içinde ödenmesi gereken ve ödenmeleri dönen varlıklarla gerçekleştirilecek

30 MALİ BORÇLAR *** En çok bir yıl içinde ödenmesi gereken ve ödenmeleri dönen varlıklarla gerçekleştirilecek 30 MALİ BORÇLAR *** 3.. KISA VADELİ YABANCI KAYNAKLAR En çok bir yıl içinde ödenmesi gereken ve ödenmeleri dönen varlıklarla gerçekleştirilecek olan borçlardır. 30 Mali Borçlar 14 32 Ticari Borçlar 33

Detaylı

SERBEST MUHASEBECİLER, SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER VE YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLERİN MESLEKİ FAALİYETLERİNDE UYACAKLARI ETİK İLKELER HAKKINDA

SERBEST MUHASEBECİLER, SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER VE YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLERİN MESLEKİ FAALİYETLERİNDE UYACAKLARI ETİK İLKELER HAKKINDA SERBEST MUHASEBECİLER, SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER VE YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLERİN MESLEKİ FAALİYETLERİNDE UYACAKLARI ETİK İLKELER HAKKINDA YÖNETMELİK 23 424 SERBEST MUHASEBECİLER, SERBEST MUHASEBECİ

Detaylı

ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Çetin Öner. Roman GÜLİBİK. Çeviren: Aslı Özer. 26. basım. Resimleyen: Orhan Peker

ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Çetin Öner. Roman GÜLİBİK. Çeviren: Aslı Özer. 26. basım. Resimleyen: Orhan Peker Çetin Öner GÜLİBİK ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI Roman Çeviren: Aslı Özer Resimleyen: Orhan Peker 26. basım Çetin Öner GÜLİBİK Resimleyen: Orhan Peker cancocuk.com cancocuk@cancocuk.com Yayın Koordinatörü: İpek

Detaylı

ABDULLAH ÖCALAN. PKK 5. Kongresi'ne sunulan POLİTİK RAPOR

ABDULLAH ÖCALAN. PKK 5. Kongresi'ne sunulan POLİTİK RAPOR ABDULLAH ÖCALAN PKK 5. Kongresi'ne sunulan POLİTİK RAPOR ABDULLAH ÖCALAN PKK 5. Kongresi'ne sunulan POLİTİK RAPOR WEŞANÊN SERWXEBÛN 73 Abdul lah ÖCA LAN PKK 5. Kongresi'ne sunulan POLİTİK RAPOR Weşanên

Detaylı

VEKTÖRLER BÖLÜM 1 MODEL SORU - 1 DEKİ SORULARIN ÇÖZÜMLERİ MODEL SORU - 2 DEKİ SORULARIN ÇÖZÜMLERİ

VEKTÖRLER BÖLÜM 1 MODEL SORU - 1 DEKİ SORULARIN ÇÖZÜMLERİ MODEL SORU - 2 DEKİ SORULARIN ÇÖZÜMLERİ BÖÜ 1 VETÖE ODE SOU - 1 DEİ SOUAI ÇÖZÜEİ ODE SOU - DEİ SOUAI ÇÖZÜEİ 1. Bir vektörün tersi doğrultu ve büyüklüğü aynı yalnızca yönü ters olan vektördür:. = olacağından, I. eşitlik yanlıştır. II. eşitlik

Detaylı

VE R M L ÇA LIŞ MA NIN L KE LE R

VE R M L ÇA LIŞ MA NIN L KE LE R Ve rim li ça lış ma nın il ke le ri ni açık la ya bi lir mi si niz? VE R M L ÇA LIŞ MA NIN L KE LE R Bil di ği niz gi bi, Ba şa rı lı Ol mak için dü zen li, prog ram lı, is tek li, is tik râr lı bir şe

Detaylı

Abdullah Öcalan. SEÇME YAZILAR Cilt VI

Abdullah Öcalan. SEÇME YAZILAR Cilt VI Abdullah Öcalan SEÇME YAZILAR Cilt VI ABDULLAH ÖCALAN SEÇME YAZILAR CİLT 6 WEŞANÊN SERXWEBÛN 74 Abdul lah ÖCA LAN SEÇME YAZILAR / CİLT 6 Weşanên Serxwebûn: 74 Birin ci baskı: Temmuz 1995 Hera us ge ber:

Detaylı

ULUSLARARASI USKUDARSEMPOZYUMU

ULUSLARARASI USKUDARSEMPOZYUMU ULUSLARARASI.... USKUDARSEMPOZYUMU V 1-5 Kasım 2007 BİLDİRİLER CİLT I EDİTÖR DR. COŞKUN YILMAZ USKUDAR SEMPOZYUMU V KURULU Prof. Dr. Mehmet Prof. Eriinsal Prof. Dr. Mustafa Uzun Prof. Dr. Zekeriya Prof.

Detaylı

Weşanên Serxwebûn 107. Kutsallık ve lanetin simgesi URFA

Weşanên Serxwebûn 107. Kutsallık ve lanetin simgesi URFA 107 Weşanên Serxwebûn 107 Abdullah ÖCALAN SAVUNMALARIM Kutsallık ve lanetin simgesi URFA Dic le-fı rat hav za sın da ta rih KUTSALLIK VE LANETİN SİMGESİ URFA Dicle-Fırat havzasında tarih KUTSALLIK VE LANETİN

Detaylı

Merhaba Genç Yoldaþlar;

Merhaba Genç Yoldaþlar; Merhaba Genç Yoldaþlar; Yeni bir sayýmýzla yine sizlerleyiz. Dünya halklarýnýn devrime yürüdüðü bir dönemdeyiz. Mýsýr ve Tunus devrimlerinin etkileri hala devam ediyor. Emperyalist güçler Libya ya düzenledikleri

Detaylı

BU KALEM UN(UFAK)* SEL YAYINCILIK. Enis Batur un yayınevimizdeki kitapları:

BU KALEM UN(UFAK)* SEL YAYINCILIK. Enis Batur un yayınevimizdeki kitapları: BU KALEM UN(UFAK)* Enis Batur un yayınevimizdeki kitapları: 60 mm Dizüstü Meşkler ve İçcep Meşkleri Elma / Örgü Teknikleri Üzerine Bir Roman Denemesi Bu Kalem - Bukalemun Bu Kalem - Melûn Bu Kalem - Un(Ufak)

Detaylı

TEST 1. Hareketlilerin yere göre hızları; V L. = 4 m/s olarak veriliyor. K koşucusunun X aracına göre hızı; = 6 m/s V X.

TEST 1. Hareketlilerin yere göre hızları; V L. = 4 m/s olarak veriliyor. K koşucusunun X aracına göre hızı; = 6 m/s V X. TEST 1 ÇÖZÜER BAĞI HAREET 1 40m a =3m/s 4m/s 3 1m/s 6m/s 4m/s ere göre yüzücünün hızı: = 5 m/s olur I yargı doğrudur a =3m/s y =4m/s + Hareketlilerin yere göre hızları; = 1 m/s = 6 m/s = 4 m/s olarak veriliyor

Detaylı

Yaşasın 1 Mayıs! İŞÇİYİZ HAKLIYIZ KAZANACAĞIZ! Devri mci İşçi Hareketi Eğitim Dizisi 1 Mayıs

Yaşasın 1 Mayıs! İŞÇİYİZ HAKLIYIZ KAZANACAĞIZ! Devri mci İşçi Hareketi Eğitim Dizisi 1 Mayıs Yaşasın 1 Mayıs! İŞÇİYİZ HAKLIYIZ KAZANACAĞIZ! Devri mci İşçi Hareketi Eğitim Dizisi 1 Mayıs Devrimci İşçi Hareketi Yayınları Sahibi ve Yazı İşleri Müdürü: Gürdoğan İşçi Özel sayı: 4 Fiyatı: 50 Krş Devrimci

Detaylı

Medeniyet: Kayıp Cennetin Peşinde

Medeniyet: Kayıp Cennetin Peşinde Medeniyet: Kayıp Cennetin Peşinde Doç.Dr. Bilal SAMBUR a a Süleyman Demirel Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi, ISPARTA Ya zış ma Ad re si/cor res pon den ce: Doç.Dr. Bilal SAMBUR Süleyman Demirel

Detaylı

PKK (Partiya Karkerên Kurdistan) Program ve Tüzüğü. Weşanên Serxwebûn 71. Yayınevinin notu PROGRAM VE TÜZÜK

PKK (Partiya Karkerên Kurdistan) Program ve Tüzüğü. Weşanên Serxwebûn 71. Yayınevinin notu PROGRAM VE TÜZÜK PKK (Partiya Karkerên Kurdistan) Program ve Tüzüğü Weşanên Serxwebûn 71 PKK (Partiya Karkerên Kurdistan) PROGRAM VE TÜZÜK Weşanên Serxwebûn 71 Birinci Baskı: Nisan 1995 Herausgeber: Agri Verlag Vogelsanger

Detaylı

Din İstismarı Üzerine

Din İstismarı Üzerine ARAŞTIRMA VE İNCELEME Din İstismarı Üzerine Prof.Dr. Hüseyin CERTEL a a Felsefe ve Din Bilimleri Bölümü, Din Psikolojisi AD, Süleyman Demirel Üniversitesi İlahiyat Fakültesi, Isparta Ge liş Ta ri hi/re

Detaylı

DÜZLEM AYNALAR BÖLÜM 25

DÜZLEM AYNALAR BÖLÜM 25 DÜZE AAAR BÖÜ 5 DE SRU 1 DE SRUAR ÇÖZÜER 4 1 A B C D E F ışık ışını B noktasından geçer ışık ışını E noktasından geçer 5 ESE AAR ışını ve düzlem aynalarında yansıdığında, n = 3 ve n = 1 olur Bu durumda

Detaylı

MODEL SORU - 1 DEKİ SORULARIN ÇÖZÜMLERİ

MODEL SORU - 1 DEKİ SORULARIN ÇÖZÜMLERİ 5 BÖÜ RENER 1 2 ODE SORU - 1 DEİ SORUARIN ÇÖÜERİ T aralığı yalnız, T aralığı ise yalnız kaynaktan ışık alabilir aralığı her iki kaynaktan ışık alabileceğinden, + ( + yeşil) = renkte görünür I II O IV III

Detaylı

ÖNSÖZ Doğan HASOL. UZMAN GÖRÜŞÜ Prof. Dr. Metin TAŞ. Yap -Endüstri Merkezi Araşt rma Bölümü - Önsöz

ÖNSÖZ Doğan HASOL. UZMAN GÖRÜŞÜ Prof. Dr. Metin TAŞ. Yap -Endüstri Merkezi Araşt rma Bölümü - Önsöz Yayımlayan YAPI-ENDÜSTRİ MERKEZİ The Building Information Centre, Istanbul Hazırlayan YEM ARAŞTIRMA BÖLÜMÜ (YEMAR) Yapı Bilgi Merkezi Bölüm Yöneticisi BİRGÜL YAVUZ YEM Araştırma Sorumlusu ANIL KAYGUSUZ

Detaylı

SÖMÜRGECİ CUMHURİYET KİRLİ VE SUÇLUDUR

SÖMÜRGECİ CUMHURİYET KİRLİ VE SUÇLUDUR ABDULLAH ÖCALAN ABDULLAH ÖCALAN Sömürgeci Cumhuriyet Kirli ve Suçludur SÖMÜRGECİ CUMHURİYET KİRLİ VE SUÇLUDUR WeŞanên Serxwebûn 78 Abdul lah ÖCA LAN Sömürgeci Cumhuriyet Kirli ve Suçludur Weşanên Serxwebûn:

Detaylı

Türkçe Dil Bilgisi B R N C BÖ LÜM SES B L G S. a b c ç d e f g h i j k l m n o ö p r s t u ü v y z TÖMER. Gazi Üniversitesi 17

Türkçe Dil Bilgisi B R N C BÖ LÜM SES B L G S. a b c ç d e f g h i j k l m n o ö p r s t u ü v y z TÖMER. Gazi Üniversitesi 17 B R N C BÖ LÜM SES B L G S a b c ç d e f g h i j k l m n o ö p r s t u ü v y z TÖMER Gazi Üniversitesi 17 1-ALFABE Tür ki ye Türk çe sinin alfabesinde 29 harf var d r. A a (a) ayakkab B b (be) bebek C

Detaylı

MODEL SORU - 1 DEKİ SORULARIN ÇÖZÜMLERİ

MODEL SORU - 1 DEKİ SORULARIN ÇÖZÜMLERİ 1. BÖÜM A DAGAARI MDE SRU - 1 DEİ SRUARIN ÇÖZÜMERİ 5. T 1. uvvet vektörünün dengeden uzaklaşan ucu ile hız vektörünün ları çakışık olmalıdır. Buna göre şeklinde CEVA C 2. Dal ga la rın gen li ği den ge

Detaylı

Bayramın ikinci günü olan 26 Ekim Cuma günü, TAYAD lı Aileler bayramlaşmak için kahvaltıda bir araya geldiler.

Bayramın ikinci günü olan 26 Ekim Cuma günü, TAYAD lı Aileler bayramlaşmak için kahvaltıda bir araya geldiler. İSTANBUL TAYAD lı Aileler Bayram Kahvaltısında Bir Araya Geldiler Bayramın ikinci günü olan 26 Ekim Cuma günü, TAYAD lı Aileler bayramlaşmak için kahvaltıda bir araya geldiler. Kahvaltıdan önce yapılan

Detaylı

L BERAL MARX STE FAfi ST NASYONAL SOSYAL ST VE SOSYAL DEVLET

L BERAL MARX STE FAfi ST NASYONAL SOSYAL ST VE SOSYAL DEVLET Prof. Dr. AYFER GÖZE L BERAL MARX STE FAfi ST NASYONAL SOSYAL ST VE SOSYAL DEVLET Yedinci Basım Yay n No : 2328 Hukuk Dizisi : 1153 5. Bas m - Eylül - stanbul 2009 T pk 6. Bas m - Ekim - stanbul 2010 7.

Detaylı

SERBEST MUHASEBECİLİK, SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLİK VE YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK MESLEKLERİNE İLİŞKİN HAKSIZ REKABET VE REKLAM YASAĞI YÖNETMELİĞİ

SERBEST MUHASEBECİLİK, SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLİK VE YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK MESLEKLERİNE İLİŞKİN HAKSIZ REKABET VE REKLAM YASAĞI YÖNETMELİĞİ SERBEST MUHASEBECİLİK, 24 SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLİK VE YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK MESLEKLERİNE İLİŞKİN HAKSIZ REKABET VE REKLAM YASAĞI YÖNETMELİĞİ 478 SERBEST MUHASEBECİLİK, SERBEST MUHASEBECİ MALİ

Detaylı

De ğer li Müş te ri miz, Al fa Ro meo yu seç ti ği niz için te şek kür ede riz.

De ğer li Müş te ri miz, Al fa Ro meo yu seç ti ği niz için te şek kür ede riz. 01-10 NÜHAL: 01-10 NÜHAL 03.09.2008 12:46 Sayfa 1 De ğer li Müş te ri miz, Al fa Ro meo yu seç ti ği niz için te şek kür ede riz. Alfa 166nız, Al fa Ro meo ya öz gü; gü ven lik, kon for ve sü rüş mem nu

Detaylı

ÖDEV ve ÖLÇME AKILLI. Barış TEPECİK

ÖDEV ve ÖLÇME AKILLI. Barış TEPECİK AKILLI ÖDEV ve ÖLÇME. sınıf Barış TEPECİK AFG Matbaa Yayıncılık Kağıt İnş. Ltd. Şti. Buca OSB, BEGOS 2. Bölge 3/20 Sk. No: 17 Buca-İZMİR Tel: 0.232.442 01 01-442 03 03 Faks: 442 06 60 Bu kitabın tüm hakları

Detaylı

DENEME 8 SAYISAL BÖLÜM ÇÖZÜMLERİ

DENEME 8 SAYISAL BÖLÜM ÇÖZÜMLERİ DENEME 8 SAYISAL BÖLÜM ÇÖZÜMLERİ. 99 98 9 ( ).( ).( ) ( ).( ).( ) = = = 00 00 ( ).. + bulunur. 5. a b+ = 0 ise b a b + = 0 ve b 0 ol ma lı b dir. a. + 0 ol ma lı a 0 a. A). = ise ( ) = B). = ise ( ) =

Detaylı

Görsel İşitsel Politikasıyla Avrupa Birliği:

Görsel İşitsel Politikasıyla Avrupa Birliği: Görsel İşitsel Politikasıyla Avrupa Birliği: Televizyon Yayıncılığından Yöndeşen Medyaya Doç. Dr. Ayşen Akkor Gül ii Ya yın No : 2930 letişim Di zi si : 103 1. Bas k - Ağustos 2013 İstanbul ISBN 978-605

Detaylı

Seçme Röportajlar ABDULLAH ÖCALAN. Onbinlerce İnsan Ölmesin. Abdullah Öcalan. Cilt-III. WeŞanen SerxWebûn 84

Seçme Röportajlar ABDULLAH ÖCALAN. Onbinlerce İnsan Ölmesin. Abdullah Öcalan. Cilt-III. WeŞanen SerxWebûn 84 Abdullah Öcalan Seçme Röportajlar Cilt-III ABDULLAH ÖCALAN Seçme Röportajlar Cilt-III Onbinlerce İnsan Ölmesin Doğu Perinçek'in Ümit Sezgin Güneri Cıvağolu/Ramazan Öztürk Rafet Ballı Soner Ülker Yeni Asır

Detaylı

TMMOB TEMSİLCİLERİNE AÇILAN DAVALAR

TMMOB TEMSİLCİLERİNE AÇILAN DAVALAR 4.19.4 TMMOB TEMSİLCİLERİNE AÇILAN DAVALAR 1) Dosya No : 2013/551 E. : Ankara 17. Asliye Ceza si : 1- TMMOB YK Başkanı Mehmet Soğancı 2- TMMOB Genel Sekreteri N. Hakan Genç :2911 sayılı Toplantı ve Gösteri

Detaylı

www.ottobock.com.tr info@ottobock.com.tr

www.ottobock.com.tr info@ottobock.com.tr Bu broşürü size ulaştıran: www.ottobock.com.tr info@ottobock.com.tr Yaşamaya yeniden başlamak İndeks Önsöz...4 İlk Uygulama...5 Gögüs Protezinin Seçimi...6 Slikon Protezler...8 Bakım...9 Lenfödem...10

Detaylı

KÜRESEL AYNALAR BÖLÜM 26

KÜRESEL AYNALAR BÖLÜM 26 ÜRESE AYNAAR BÖÜ 6 ODE SORU DE SORUARN ÇÖZÜER d d noktası çukur aynanın merkezidir ve ışınlarının izlediği yoldan, yargı doğrudur d noktası çukur aynanın odak noktasıdır d olur yargı doğrudur d + d + dir

Detaylı

ASYA NIN BAHTININ MÝFTAHI, MEÞVERET VE ÞÛRÂDIR. 24 ARALIK 2010 CUMA/ 75 Kr CEHALET, FAKÝRLÝK AYRIMCILIK ESERLERÝMÝ ONDAN ALDIÐIM ÝLHAMLA YAZDIM

ASYA NIN BAHTININ MÝFTAHI, MEÞVERET VE ÞÛRÂDIR. 24 ARALIK 2010 CUMA/ 75 Kr CEHALET, FAKÝRLÝK AYRIMCILIK ESERLERÝMÝ ONDAN ALDIÐIM ÝLHAMLA YAZDIM SiyahMaviKýrmýzýSarý SARAYBURNU NDA TÖREN DÜZENLENECEK Buðday sarý altýn oldu/ 13 TE MAVÝ MARMARA UÐURLANDIÐI GÝBÝ KARÞILANACAK Belçika da 85 bin aile iflâs etti/ 7 DE Ambulansta kaçak sigara / 3 TE Trafiðe

Detaylı

MERHABA GENÇ YOLDAÞLAR;

MERHABA GENÇ YOLDAÞLAR; MERHABA GENÇ YOLDAÞLAR; Yeni bir sayýmýzla yine sizlerle beraberiz. Mayýs ayý, Ýsyan, Ayaklanma, Devrim þiarýna yakýþýr bir ay olduðunu bu yýl da bir kez daha kanýtladý. Ýþçilerin, emekçilerin birlik,

Detaylı

GAZ BASINCI. 1. Cıva seviyesine göre ba- sınç eşitliği yazılırsa, + h.d cıva

GAZ BASINCI. 1. Cıva seviyesine göre ba- sınç eşitliği yazılırsa, + h.d cıva . BÖÜ GZ BSINCI IŞTIRR ÇÖZÜER GZ BSINCI 1. Cıva seviyesine göre ba- sınç eşitliği yazılırsa, P +.d cıva.g Düzenek yeterince yüksek bir yere göre götürülünce azalacağından, 4. Y P zalır zalır ve nok ta

Detaylı

DİRİLİŞ TAMAMLANDI SIRA KURTULUŞTA

DİRİLİŞ TAMAMLANDI SIRA KURTULUŞTA ABDULLAH ÖCALAN DİRİLİŞ TAMAMLANDI SIRA KURTULUŞTA Seçme Röportajlar (Cilt II) Ertuğrul Kürkçü ve Ragıp Duran'ın kapatılan Özgür Gündem gazetesi adına PKK Genel Başkanı Abdullah Öcalan'la yaptıklarıröportaj

Detaylı

DENEME 3 SAYISAL BÖLÜM ÇÖZÜMLERİ

DENEME 3 SAYISAL BÖLÜM ÇÖZÜMLERİ DENEME SAYISAL BÖLÜM ÇÖZÜMLERİ 1. a. b = 24 a. c = 0 a. d = 42 ortak çarpan a olduğu için a nın en büyük olması gerekir. 24, 0 ve 42 sayılarını bölen en büyük sayma sayısı 6 olduğundan a = 6 dır. 6. b

Detaylı

KÜMELER KÜMELER Kümeler Konu Özeti Konu Testleri (1 6) Kartezyen Çarpım Konu Özeti Konu Testleri (1 6)...

KÜMELER KÜMELER Kümeler Konu Özeti Konu Testleri (1 6) Kartezyen Çarpım Konu Özeti Konu Testleri (1 6)... Sayfa No....................................................................9 - Kümeler Konu Özeti.......................................................... 9 Konu estleri ( 6)...........................................................

Detaylı

Hemşirelerin İş Yaşamı Kalitesi ve Etkileyen Faktörlere İlişkin Görüşleri

Hemşirelerin İş Yaşamı Kalitesi ve Etkileyen Faktörlere İlişkin Görüşleri - ORĐJĐNAL ARAŞTIRMA Hemşirelerin İş Yaşamı Kalitesi ve Etkileyen Faktörlere İlişkin Görüşleri Dr. Esra UĞUR, a Dr. Süheyla ABAAN b a Hemşirelik Hizmetleri Eğitim Koordinatörü, Yeditepe Üniversitesi Hastanesi,

Detaylı

E. AHMET TONAK 1951, İstanbul doğumlu. 1972 de İTÜ den makine mühendisi olarak mezun oldu. 1972-1973 döneminde Yeni Ortam gazetesinde ve Asyalı

E. AHMET TONAK 1951, İstanbul doğumlu. 1972 de İTÜ den makine mühendisi olarak mezun oldu. 1972-1973 döneminde Yeni Ortam gazetesinde ve Asyalı 420 E. AHMET TONAK 1951, İstanbul doğumlu. 1972 de İTÜ den makine mühendisi olarak mezun oldu. 1972-1973 döneminde Yeni Ortam gazetesinde ve Asyalı dergisinde çalıştı. 1973 te İsveç e, ardından ABD ye

Detaylı

Günlük GüneşlIk. Şarkılar. Ali Çolak

Günlük GüneşlIk. Şarkılar. Ali Çolak Günlük GüneşlIk Şarkılar Ali Çolak Alý Ço lak; 1965 yýlýnda Na zil li de doð du. Ga zi Üni ver si te si Teknik Eði tim Fakülte si nde baþ ladýðý yüksek öðre ni mi ni, Do kuz Eylül Üni ver si te si Bu ca

Detaylı

ABDULLAH ÖCALAN. PKK'de gelişme sorunları. ve görevlerimiz. ve görevlerimiz. WeŞanen SerxWebûn 67

ABDULLAH ÖCALAN. PKK'de gelişme sorunları. ve görevlerimiz. ve görevlerimiz. WeŞanen SerxWebûn 67 ABDULLAH ÖCALAN abdûllah ÖCaLan PKK'de gelişme sorunları ve görevlerimiz PKK'de gelişme sorunları ve görevlerimiz WeŞanen SerxWebûn 67 1 3 abdul lah ÖCa Lan PKK'de Gelişme Sorunları ve Görevlerimiz Weşanên

Detaylı

7. Sınıf MATEMATİK TAM SAYILARLA ÇARPMA VE BÖLME İŞLEMLERİ 1. I. ( 15) ( 1) 5. ( 125) : ( 25) 5 6. (+ 9) = (+ 14)

7. Sınıf MATEMATİK TAM SAYILARLA ÇARPMA VE BÖLME İŞLEMLERİ 1. I. ( 15) ( 1) 5. ( 125) : ( 25) 5 6. (+ 9) = (+ 14) 7. Sınıf MATEMATİK TAM SAYILARLA ÇARPMA VE BÖLME İŞLEMLERİ TEST 1 1. I. (15) (1) II. (1) (6) III. (+8) (1) IV. (10) (1) Yukarıda verilen işlemlerden kaç tanesinin sonucu pozitiftir? A) 4 B) 3 C) 2 D) 1

Detaylı

BAĞIL HAREKET. 4. kuzey. Şekilde görüldüğü gibi, K aracındaki gözlemci L yi doğuya, M yi güneye, N yi güneybatıya doğru gidiyormuş gibi görür.

BAĞIL HAREKET. 4. kuzey. Şekilde görüldüğü gibi, K aracındaki gözlemci L yi doğuya, M yi güneye, N yi güneybatıya doğru gidiyormuş gibi görür. AIŞTIRAAR BÖÜ BAĞI HAREET ÇÖZÜER BAĞI HAREET 1 4 N N =v =0 Şekilde görüldüğü gibi, aracındaki gözlemci yi doğuya, yi e, N yi batıya doğru gidiyormuş gibi görür = = = 0 olur ( aracı duruyor) =v = aracı

Detaylı

Perihan Mağden Biz kimden kaçıyorduk Anne?

Perihan Mağden Biz kimden kaçıyorduk Anne? ... 1 2... ... 3 Perihan Mağden Biz kimden kaçıyorduk Anne? 4... Can Yayınları: 1632 Türk Edebiyatı: 472 Perihan Mağden, 2007 Can Sanat Yayınları Ltd. Þti., 2007 1. basım: Haziran 2007 Kapak Tasarımı:

Detaylı

TÜRKİYE MİLLİ KÜLTÜR VAKFI

TÜRKİYE MİLLİ KÜLTÜR VAKFI VAKIF INSAN TÜRKİYE MİLLİ KÜLTÜR VAKFI (Kırkıncı Yıl Hatıra Kitabı) Editör TMKV adına Prof. Dr. Salih Tuğ İstanbul 2011 8 Bir top lu lu un (ger çek) efen di si ve ön de ri, o top lu ma hiz met eden dir

Detaylı

HAZİRAN DİRENİŞİ TAHAYYÜLLERİ

HAZİRAN DİRENİŞİ TAHAYYÜLLERİ HAZİRAN DİRENİŞİ TAHAYYÜLLERİ gh An dre Bre ton de mifl ti: Ta hay yül, ger çek lefl me e i li mi olan d r. Ha zi ran di re ni fli s ra s n da s k s k Yük sel Ars lan n Ka pi tal den 1 esin le nen ar tu

Detaylı

1. sınıflar için. Öğretmen El Kitabı

1. sınıflar için. Öğretmen El Kitabı 1. sınıflar için Öğretmen El Kitabı HAZIRLAYANLAR Prof. Dr. Selahiddin Ö ÜLMÜfi (Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi) Yrd. Doç. Dr. Cem BABADO AN (Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi)

Detaylı

MODEL SORU - 1 DEKİ SORULARIN ÇÖZÜMLERİ

MODEL SORU - 1 DEKİ SORULARIN ÇÖZÜMLERİ . BÖÜ ONDNSTÖRR OD SORU - Dİ SORURIN ÇÖÜRİ 4. enerji(j). Bir kondansatörün sığası yapısına bağlıdır. üküne ve uçları arasındaki elektriksel potansiyel farkına bağlı değildir. 4 sabit 4 P 4.0 4.0 4 0 5

Detaylı

AS YA NIN BAH TI NIN MÝF TA HI, MEÞ VE RET VE ÞÛ RÂ DIR. 17 MART 2011 PERÞEMBE / 75 Kr www.ye ni as ya.com.tr FO TOÐ RAFLAR: A A

AS YA NIN BAH TI NIN MÝF TA HI, MEÞ VE RET VE ÞÛ RÂ DIR. 17 MART 2011 PERÞEMBE / 75 Kr www.ye ni as ya.com.tr FO TOÐ RAFLAR: A A SiyahMaviKýrmýzýSarý ua. Turan Alkan ualper Görmüþ ucemil Ertem ucengiz Aktar uhayreddin Karaman uhüseyin Gülerce uýbrahim Kiras umehmet Altan umustafa Akyol umümtaz er Türköne unecmiye Alpay uosman Can

Detaylı

YGER ÇEK TEN HA BER VE RiR

YGER ÇEK TEN HA BER VE RiR BAÐIÞIKLIK SÝSTEMÝNÝ TAHRÝP EDÝYOR GRÝP ÝÇÝN ANTÝBÝYOTÝK KULLANMAYIN u HA BE RÝ SAYFA 11 DE Rusya, alkolü yasaklamayý tartýþýyor u HA BE RÝ SAYFA 12 DE Evliya Çelebi Vatikan da anýlacak u HA BE RÝ SAYFA

Detaylı

inancım inancım inancım ÜNİTE

inancım inancım inancım ÜNİTE inancım inancım inancım 5. ÜNİTE Meleklere İman 1. Me lek le rin Özel lik le ri 2. Me lek le rin Gö rev le ri 3. Me lek ler den Baş ka Gö rün me yen Var lık lar ÜNİTE 5 M E L E K L E R E İ M A N ÜNİTE

Detaylı

7. dönem çalışma raporu TMOOB KOCAELİ İKK ÇALIŞMALARI. EMO Kocaeli Şubesi 146

7. dönem çalışma raporu TMOOB KOCAELİ İKK ÇALIŞMALARI. EMO Kocaeli Şubesi 146 TMOOB KOCAELİ İKK ÇALIŞMALARI EMO Kocaeli Şubesi 146 İKK Sekreterliği Makina Mühendisleri Odası tarafından yürütülmektedir. Şubemiz, üniversite, resmi kurum, sendika, oda ve derneklerle sürdürülebilir

Detaylı

Genel Başkanımız Haydar Arslan ın okuduğu basın açıklaması metni aşağıdadır. KGM Önünde Basın Açıklaması Yaptık

Genel Başkanımız Haydar Arslan ın okuduğu basın açıklaması metni aşağıdadır. KGM Önünde Basın Açıklaması Yaptık Sendikamız Yapı-Yol Sen 12 Nisan 2012 tarihinde Karayolları Genel Müdürlüğü önünde ve eşzamanlı olarak tüm şube binaları önünde, Otoyol ve Köprülerin özelleştirilmesi, görevde yükselme ve unvan değişikliği

Detaylı

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) 14.08.2014 SIRA SIKLIK SÖZCÜK TÜR AÇIKLAMA 1 1209785 bir DT Belirleyici 2 1004455 ve CJ Bağlaç 3 625335 bu PN Adıl 4 361061 da AV Belirteç 5 352249 de

Detaylı

TORK VE DENGE BÖLÜM 8 MODEL SORU - 1 DEKİ SORULARIN ÇÖZÜMLERİ. 4. Kuvvetlerin O noktasına

TORK VE DENGE BÖLÜM 8 MODEL SORU - 1 DEKİ SORULARIN ÇÖZÜMLERİ. 4. Kuvvetlerin O noktasına BÖÜM 8 R VE DEE MDE SRU - 1 DEİ SRUARI ÇÖZÜMERİ 1 1 yönü (+), yönü ( ) alınırsa kuvvetlerin noktasına torkları, x = d d = d olur evha 1 yönünde, d lik torkla döner d d 1 d 4 uvvetlerin noktasına göre torkların

Detaylı

Koç Üniversitesi nde neler oluyor?

Koç Üniversitesi nde neler oluyor? Koç Üniversitesi nde neler oluyor? 27 Mart 2015 tarihinde, Koç Üniversitesi temizlik işçileri, öğrencileri, öğretim görevlileri, asistanları ve büro emekçileri bir araya geldiler ve bir forum gerçekleştirdiler.

Detaylı

YAS YA NIN BAH TI NIN MÝF TA HI, MEÞ VE RET VE ÞÛ RÂ DIR

YAS YA NIN BAH TI NIN MÝF TA HI, MEÞ VE RET VE ÞÛ RÂ DIR YENÝ ORTAYA ÇIKAN DERSÝM BELGELERÝNE GÖRE SÜRGÜN EMRÝ DE M. KEMAL DEN CANINI KURTARANLARA ZORUNLU ÝSKÂN ugizli li ði kal dý rý lan Der sim bel ge le ri ne gö re, ha re kât tan ca ný ný kur ta ra bi len

Detaylı

Be di üz za man ýn dos tu o lan Ja pon baþ ku man da nýna dair

Be di üz za man ýn dos tu o lan Ja pon baþ ku man da nýna dair SiyahMaviKýrmýzýSarý 2 Nev-i be þe re mo del ne dir? Âl-i LÂHÝKA lahika@yeniasya.com.tr Onlar (takvâ sahipleri) çirkin bir günah iþledikleri veya herhangi bir günaha girerek kendilerine zulmettikleri zaman

Detaylı

ABD, her yere ölüm götürdü

ABD, her yere ölüm götürdü TÜRKÝYE, SAÝD NURSÎMODELÝ ÝLE MODEL ÜLKE OLABÝLÝR Demokratik cumhuriyet kavramýnýn içi, Bediüzzaman'ýn yorumlarýna uygun tanýmlarla doldurulmalý ki, Türkiye Arap âlemi ve bütün dünya için bir örnek ülke

Detaylı

TMMOB Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği 41. DÖNEMDE RESİMLERLE TMMOB

TMMOB Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği 41. DÖNEMDE RESİMLERLE TMMOB TMMOB Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği 41. DÖNEMDE RESİMLERLE TMMOB 2010-2012 ISBN 978-605-01-0372-4 Baskı Mattek Basın Yayın Tanıtım Tic. San. Ltd. Şti Adakale Sokak 32/27 Kızılay/ANKARA Tel: (312)

Detaylı

Müslümanlıktan Hıristiyanlığa Geçişin Sebepleri Üzerine Sosyo-Psikolojik Bir İnceleme

Müslümanlıktan Hıristiyanlığa Geçişin Sebepleri Üzerine Sosyo-Psikolojik Bir İnceleme Müslümanlıktan Hıristiyanlığa Geçişin Sebepleri Üzerine Sosyo-Psikolojik Bir İnceleme Doç.Dr. Asım YAPICI a a Çu ku ro va Üni ver si te si İla hi yat Fa kül te si, Din Psi ko lo ji si ABD, ADANA Ya zış

Detaylı

OKUL ÖNCESİ DİN VE AHLÂK EĞİTİMİ

OKUL ÖNCESİ DİN VE AHLÂK EĞİTİMİ OKUL ÖNCESİ DİN VE AHLÂK EĞİTİMİ Değerler Eğitimi Merkezi Eserin her türlü basım hakkı anlaşmalı olarak Değerler Eğitimi Merkezi Yayınları na aittir. Değerler Eğitimi Merkezi Yayınları bir Ensar Neşriyat

Detaylı

Yayına Hazırlayanlar NAZAN AKSOY - BÜLENT AKSOY Türk Edebiyatına Eleştirel Bir Bakış

Yayına Hazırlayanlar NAZAN AKSOY - BÜLENT AKSOY Türk Edebiyatına Eleştirel Bir Bakış Yayına Hazırlayanlar NAZAN AKSOY - BÜLENT AKSOY Türk Edebiyatına Eleştirel Bir Bakış İletişim Yayınları 405 Edebiyat Eleştirisi 29 ISBN-13: 978-975-470-601-7 1997 İletişim Yayıncılık A. Ş. 1-3. BASKI 1997-2012,

Detaylı

Değerli Müşterimiz, Bu sayfalarda yer alan ilgili semboller ile belirtilen uyar lar ve aç klamalar, dikkatle okuman z tavsiye ediyoruz:

Değerli Müşterimiz, Bu sayfalarda yer alan ilgili semboller ile belirtilen uyar lar ve aç klamalar, dikkatle okuman z tavsiye ediyoruz: 001-023 TÜRKÇE N HAL:001-023 TÜRKÇE N HAL 08.08.2008 13:30 Sayfa 1 Değerli Müşterimiz, Fiat Stilo yu seçtiğiniz için teşekkür ederiz. Bu kitab, yeni otomobilinizin tüm özelliklerini tan man za ve onu mümkün

Detaylı

Alkollü Sürücünün Kasko Hasarı Ödenir mi?

Alkollü Sürücünün Kasko Hasarı Ödenir mi? ten OCAK-MART 2013 SAYI: 31 Alkollü Sürücünün Kasko Hasarı Ödenir mi? Gerek kasko sigortasında gerekse de motorlu araçların mali sorumluluk sigortasında, alkollü araç kullanma nedeni ile oluşan kazalar,

Detaylı

SIVI BASINCI. 3. K cis mi her iki K. sı vı da da yüzdü ğü ne gö re ci sim le re et ki eden kal dır ma kuv vet le ri eşittir. = F ky 2V.d X.

SIVI BASINCI. 3. K cis mi her iki K. sı vı da da yüzdü ğü ne gö re ci sim le re et ki eden kal dır ma kuv vet le ri eşittir. = F ky 2V.d X. BÖÜ SIVI BSINCI IŞTIRR ÇÖZÜER SIVI BSINCI 4a a a a a a a a a a 4a ka bı nın ta ba nın a ki sı vı ba sın cı, 4ag ka bı nın ta bı nın a ki sı vı ba sın cı, ag ve ba sınç la rı ta raf ta ra fa oran la nır

Detaylı

SUNU. Sınıf Pusulası /1

SUNU. Sınıf Pusulası /1 SUNU Merhaba; Bir Yüz yı lın Ar dın dan baş lık lı ya zı, 20. yüz yı lı iki dün ya gö rü şü açı sın dan ele alı yor. Bir ta raftan 21. yüz yı la gi rer ken ka pi ta list dün ya ve em per ya liz min ge

Detaylı

Mi mar lar Oda sı z mir u be si 40. Ola an Ge nel Ku ru lu ve Se çim ler Ger çek le ti

Mi mar lar Oda sı z mir u be si 40. Ola an Ge nel Ku ru lu ve Se çim ler Ger çek le ti Ge nel Ku rul Mi mar lar Oda sı z mir u be si 40. Ola an Ge nel Ku ru lu ve Se çim ler Ger çek le ti 40. Ola an Ge nel Ku ru lu 30 Ocak 2010 Cu mar te si gü nü ger çek lefl ti. fiu be miz 39. Dö - nem

Detaylı

Sesleniş. 15 Mayıs 2003 Perşembe Ücretsizdir Ayda bir çıkar Yıl: 2 Sayı: 14

Sesleniş. 15 Mayıs 2003 Perşembe Ücretsizdir Ayda bir çıkar Yıl: 2 Sayı: 14 15 Mayıs 2003 Perşembe Ücretsizdir Ayda bir çıkar Yıl: 2 Sayı: 14 Ben Mayıs 1919 da Samsun a çıktığım gün elimde maddî hiç bir kuvvet yoktu. Yalnız büyük Türk Milletinin soyluluğundan doğan ve benim vicdanımı

Detaylı

ÝÇÝNDEKÝLER. 1. ÜNÝTE Kümeler. 2. ÜNÝTE Bölünebilme Kurallarý ve Kesirler

ÝÇÝNDEKÝLER. 1. ÜNÝTE Kümeler. 2. ÜNÝTE Bölünebilme Kurallarý ve Kesirler ÝÇÝNDEKÝLER 1. ÜNÝTE Kümeler KÜMELER... 13 Ölçme ve Deðerlendirme... 19 Kazaným Deðerlendirme Testi - 1... 21 Kazaným Deðerlendirme Testi - 2 (Video lü)... 23 KÜMELERLE ÝÞLEMLER... 25 Ölçme ve Deðerlendirme...

Detaylı

1 MAYIS 2013 BİRLİK MÜCADELE DAYANIŞMA!

1 MAYIS 2013 BİRLİK MÜCADELE DAYANIŞMA! 1 MAYIS 2013 BİRLİK MÜCADELE DAYANIŞMA! İşçilerin burjuvaziye ve egemen sınıfa karşı mücadelesi sürdükçe, bütün talepleri karşılanana dek 1 Mayıs, bu taleplerin her yıl dile getirildiği gün olacaktır.

Detaylı

GÜN GÜN DRUCKER PETER F. DRUCKER JOSEPH A. MACIARIELLO ÜNLÜ DÜŞÜNÜRÜN YAPITLARINDAN SEÇ LM Ş 366 F K R VE MOT VASYON. Çeviren Murat Çetinbakış

GÜN GÜN DRUCKER PETER F. DRUCKER JOSEPH A. MACIARIELLO ÜNLÜ DÜŞÜNÜRÜN YAPITLARINDAN SEÇ LM Ş 366 F K R VE MOT VASYON. Çeviren Murat Çetinbakış GÜN GÜN DRUCKER ÜNLÜ DÜŞÜNÜRÜN YAPITLARINDAN SEÇ LM Ş 366 F K R VE MOT VASYON PETER F. DRUCKER JOSEPH A. MACIARIELLO Çeviren Murat Çetinbakış ISBN 978-605-4538-74-4 2009 Peter F. Drucker Orijinal adı ve

Detaylı

YAS YA NIN BAH TI NIN MÝF TA HI, MEÞ VE RET VE ÞÛ RÂ DIR

YAS YA NIN BAH TI NIN MÝF TA HI, MEÞ VE RET VE ÞÛ RÂ DIR BEKLEYÝNÝZ... GER ÇEK TEN HA BER VE RiR YAS YA NIN BAH TI NIN MÝF TA HI, MEÞ VE RET VE ÞÛ RÂ DIR YIL: 43 SA YI: 15.178 / 75 Kr www.ye ni as ya.com.tr ÝSTEKLERÝNÝ MEKTUPLA ÝLETTÝLER GENÇLER ANDIMIZ I ÝSTEMÝYOR

Detaylı

ÖDEV ve ÖLÇME AKILLI. Berna DEMİREL

ÖDEV ve ÖLÇME AKILLI. Berna DEMİREL AKILLI ÖDEV ve ÖLÇME.sınıf Berna DEMİREL AFG Matbaa Yayıncılık Kağıt İnş. Ltd. Şti. Buca OSB, BEGOS 2. Bölge 3/20 Sk. No: 17 Buca-İZMİR Tel: 0.232.442 01 01-442 03 03 Faks: 442 06 60 Bu kitabın tüm hakları

Detaylı

BAĞIL HAREKET BÖLÜM 2. Alıştırmalar. Bağıl Hareket ÇÖZÜMLER. 4. kuzey

BAĞIL HAREKET BÖLÜM 2. Alıştırmalar. Bağıl Hareket ÇÖZÜMLER. 4. kuzey BAĞI HAREET BÖÜ Alıştırmalar ÇÖZÜER Bağıl Hareket 1 4 batı =v =0 doğu Şekilde görüldüğü gibi, aracındaki gözlemci yi doğuya, yi e, yi batıya doğru gidiyormuş gibi görür = = = 0 olur ( aracı duruyor) aracı

Detaylı

YGER ÇEK TEN HA BER VE RiR

YGER ÇEK TEN HA BER VE RiR UZMAN PSÝKOLOG KÜBRA YILMAZTÜRK: Baðýmlýlýða götüren en önemli sebep ruhî tatminsizliktir ÖZELLÝKLE GÜNÜMÜZDE BUNU ÇOK GÖRÜYORUZ. GENÇLER DAHA FAZLA EÐÝLÝMLÝ. KANAATÝMCE DEÐER MEKANÝZMASI BOZULMUÞ DURUMDADIR.

Detaylı

Yapı Üretiminde Kamu Denetimi Yasa ve Yönetmeliklerle Yok Ediliyor

Yapı Üretiminde Kamu Denetimi Yasa ve Yönetmeliklerle Yok Ediliyor 29.05.2012 Basın Açıklaması Yapı Üretiminde Kamu Denetimi Yasa ve Yönetmeliklerle Yok Ediliyor Bi lin di i üze re geç ti i miz ay lar da Çev re ve fie hir ci lik Ba ka n kent sel dö nü flü mü z mir'den

Detaylı

le bir gü rül tü ç k yor du ki, bir sü re son ra ye rin al t n dan yük - se len u ul tu yu bi le du ya maz ol dum. Der hal böy le bir du - rum da ke

le bir gü rül tü ç k yor du ki, bir sü re son ra ye rin al t n dan yük - se len u ul tu yu bi le du ya maz ol dum. Der hal böy le bir du - rum da ke KAR KUYUSU v B R D Ak l ba fl n da bir in sa n n bu gü ne ka dar ar t k çok tan ö ren - mifl ol ma s ge re kir di. Yüz ler ce ke re te le viz yon da an lat m fl lar, ga ze te ler de yaz m fl lar, lis

Detaylı

MAYIS 2014 FAALİYET RAPORU. Prof. Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili

MAYIS 2014 FAALİYET RAPORU. Prof. Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili MAYIS 2014 FAALİYET RAPORU Prof. Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili CHP MERSİN İL-İLÇE ÖRGÜTLERİ, BELEDİYELER VE KÖYLERE YÖNELİK YAPILAN ÇALIŞMALAR 1. Mersin/Aydıncık CHP İlçe Yönetim Kurulu ve Belediye

Detaylı

DEVLET KRİZİ. l999 a gi rer ken iç si ya sal du ru mun ana çiz gi le ri:

DEVLET KRİZİ. l999 a gi rer ken iç si ya sal du ru mun ana çiz gi le ri: l999 a gi rer ken iç si ya sal du ru mun ana çiz gi le ri: DEVLET KRİZİ l998 yı lı, Cum hu ri ye tin 75. yı lı nın şa ta fat lı kut la ma la rı na ta nık lık et ti. Fa kat 29 Eki m e, 75 ya şın da ki bur

Detaylı