Merhaba, 8 MART A ÇAÐRI LENÝNÝSTLERÝN ÖZGÜRLÜÐÜ BURJUVAZÝYÝ KORKUTUYOR

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "Merhaba, 8 MART A ÇAÐRI LENÝNÝSTLERÝN ÖZGÜRLÜÐÜ BURJUVAZÝYÝ KORKUTUYOR"

Transkript

1

2 Merhaba, Yoðun Mart ayýna girerken, 10. sayýmýzda sizlerle buluþmanýn sevincini yaþýyoruz. Devrimci eylemlerin yoðunlaþacaðý Mart ayýna heyecanla hazýrlanýrken, bu sayýmýzda yine yoðun bir gündemle çýkýyoruz. Ýnsanlýk kendi elleriyle kuracaðý, insanlýðýn asýl tarihini baþlatacaðý büyük özgürlük çaðýna doðru hýzla ilerliyor. Bugüne kadarki tüm toplumsal sistemler, bunun koþullarýný hazýrladýlar. Þimdi insanlýk büyük bir sýçrama ile tarihin dönüþümünü gerçekleþtirecektir. Ýçinde bulunduðumuz Yeni Evre, bu tarihsel sýçramanýn tüm koþullarýný alabildiðine olgunlaþtýrmýþtýr. Þimdi tüm dünya üzerindeki sýnýflar, bu sýçrama anýna hazýrlýyorlar kendilerini. Bu sayýdaki baþyazýmýzý bu konuya ayýrdýk. Dünyanýn devrimci dönüþümlerinin koþullarý olgunlaþýrken, bütün dünyanýn emeðin olmasý artýk daha yakýn bir hedefken, insanlýk artýk en sonuncu kavga sýný vermeye hazýrlanýrken, üzerinde yaþadýðýmýz coðrafyada sistemden kopuþ yaþayan iþçi sýnýfý ve emekçileri yerel seçimlerle oyalamak, devrimin geliþiminin önüne konulabilecek en büyük engeldir. Ýþçi sýnýfý ve emekçiler, sandýðýn baþýna deðil, devrime çaðrýlmalý, seçimlerin aktif boykot taktiði öne çýkarýlmalý. Bu sayýda gündemimize yerel seçimlere dair politikamýzý aldýk. Tüm dünyada burjuvazinin iþçi sýnýfý ve emekçilere ve bunun doðal bir sonucu olarak devrimci ve komünistlere saldýrýsý da artýyor. Sermaye dünyaya egemen olamadýðý için, kendisi için asýl tehlikenin nereden gelebileceðini biliyor. Onu emeðe ve emeðin temsilcilerine karþý saldýrýlarýnda pervasýzlaþtýran þey, devrim korkusudur. Ancak, burjuvazi ne yaparsa yapsýn, devrimlerin birbiri ardýna geliþimini engelleyemeyecektir. Dünyanýn emeðin olacaðý, halklarýn özgürleþeceði günler uzakta deðildir. Emperyalist-kapitalist sistem, tüm dünyayý bir kan denizine dönüþtürse de, o kan denizinin ufkundan kýzýl bir güneþ doðacak. Yeni sayýmýzda buluþmak dileðiyle LENÝNÝSTLERÝN ÖZGÜRLÜÐÜ BURJUVAZÝYÝ KORKUTUYOR Saðlýk durumlarýnýn cezaevinde kalmaya elveriþli olmadýðýna dair Adli Týp Raporu yla 2003 Nisan ayýnda tahliye edilen okurlarýmýz Baki YAÞ ve Elif Vural YAÞ, 17 Þubat günü polisler tarafýndan kaldýklarý evde gözaltýna a- lýndýlar. Daha sonra tutuklanarak Antalya E Tipi Kapalý Cezaevi ne götürülen okurlarýmýzdan Baki YAÞ, müþahade bölümünde, hiçbir ýsýtýcý vb. olmayan bir ortamda, açýk tuvaletle iç içe, kendisine battaniye dahi verilmeden tutuluyor. E- lif Vural YAÞ ise B-16 koðuþunda kötü koþullarda tutulmaya devam ediyor. Baki YAÞ hakkýnda Adli Týp Kurumu tarafýndan verilen kesin olarak iyileþemez raporuna raðmen, bu koþullarda tutuluyor olmasý, burjuvazinin leninistlerden nasýl korktuðunu gösteriyor. Kendi raporlarýný dahi hiçe sayarak okurlarýmýz hakkýnda tutuklama çýkaran cezaevi savcýlarý, gereken yapýldý diyorlar. Devrimden korkularýný bu sözlerle ifade edenler, bir gün Leninist tutsaklarýn devrimle özgürleþtiðini de görecekler. Ne karakollarý, ne mahkemeleri, ne de zindanlarý devrimin geliþimini engelleyemeyecek. Onlarýn unuttuklarý bir þey var, o da Leninistlerin her koþul altýnda devrim mücadelesini sürdürecekleri Okurlarýmýz üzerindeki baskýlar, bizleri yýldýramaz! ZÝNDANLAR YIKILSIN TUTSAKLARA ÖZGÜRLÜK! 8 MART A ÇAÐRI Dünya Emekçi Kadýnlarýnýn Mücadele gününde, devrimin ve devrimci tutsak kadýnlarýn sesini yükseltmek için, tüm emekçi kadýnlarý bugünden örgütlenmeye ve mitinge hazýrlanmaya çaðýrýyoruz. Emekçi kadýnlarýn kurtuluþunun devrimde olduðunu haykýrmak, ulusal, sýnýfsal, cinsel sömürüye karþý devrim mücadelesini yükseltmek için, tüm emekçi kadýnlar öne atýlmalýdýr. Artýk tüm emekçi kadýnlar, kendi kaderlerini kendileri belirlemek için mücadele etmeli ve onlara çifte sömürüyü dayatan kapitalist sistemi yýkmadan özgürleþemeyeceðini bilmelidirler. Yeni Evrede MÜCADELE BÝRLÝÐÝ Dergisi / Onbeþ Günlük Sosyalist Dergi / Yýl: 1 Sayý: 10 / 25 Þubat-10 Mart 2004 / Sahibi : Yeni Dönem Yayýncýlýk Basýn Daðýtým Eðitim Hizmetleri Tanýtým Org. Tic. Ltd. Þti. Adýna : Özgen Ýþ / Adres : Sofular Mah. Sofular Cad. No: 52/3 Fatih-ÝSTANBUL / Tel-Fax: 0 (212) / Sor. Yazý Ýþl. Müdürü: Özgen Ýþ / Genel Daðýtým: DOÐAN PAZ. / Baský Yeri: Özdemir Matbaacýlýk / ÝZMÝR Temsilciliði: 853. Sokak No: 27 Bilen Ýþhaný Kat 6/606 Konak / ESKÝÞEHÝR Temsilciliði: Ýstiklal Mahallesi Dilekli Sokak No:4/17 Kat:2 / Avrupa Temsilciliði: Selahattin KARATAÞ / Post Lager 3000 Bern 1 Ann ÝSVÝÇRE / Tel: / Almanya Temsilciliði: Ahmet AKYÜZ/ Robert Mayer Str Reutlingen ALMANYA / Adresi: mucadelebirligi@hotmail.com / Web Adresi: mbirligi.com

3 ÖZGÜRLÜK ÇAÐININ TARÝHSEL KOÞULLARI Karl Marx, Avrupa da ilkel sermaye birikiminin henüz yeni tamamlandýðý bir dönemde, kapitalist üretim biçiminin çözülüþünü ilan ediyordu. Yalnýzca bunu yapmýyor, bu toplumun baðrýnda yerini alacak olan ardýlýnýn, komünizmin tarihsel ön koþullarýnýn nasýl oluþtuðunu da bilimsel bir çalýþma ile ortaya koyuyordu. Marx ve Engels tarafýndan yazýlan Komünist Manifesto, bu sürecin teorik ifadesidir. Ama yalnýzca teorisini deðil, eyleme yönelik politik sonuçlarý da içeriyor. Doktriner sosyalistlerimiz, Manifesto daki politik sonuçlarý ve temelindeki teoriyi hiçbir zaman anlayamadýlar. Nasýl oluyor da, daha ilkel sermaye birikiminin yeni tamamlandýðý bir sýrada, eski toplumun çözülüþü ilan ediliyordu. Çünkü, daha bu aþamada kapitalizm, kendi egemenliði altýnda serpilip, geliþen üretken güçlerin önünde a- yakbaðý olmuþtu. Üretimin anarþik karakteri ve kapitalist üretimin tepe noktasý, ekonomik bunalýmlar ve yýkýcý sonuçlarý daha bu aþamada kendini göstermiþti. Daha bu aþamada, bir sistemin çözülüþünü ve yerine daha yüksek bir toplumsal sistemin geliþini saðlayacak olan uzlaþmaz çeliþkiler, kaçýnýlmaz sonuçlarýna doðru yol alýyordu. Sosyalizmin üzerine inþa olacaðý koþullar, kapitalist üretim tarafýndan oluþturulmuþtu. Ayný tarihi süreçte, Sosyal Demokrat Ýþçi Partileri, iþçi sýnýfýnýn kurtuluþ programýný yazýyorlardý. Ýnsanlýðýn kurtuluþunun tarihsel koþullarý oluþmuþtu. Ýþçi sýnýfýnýn kurtuluþunun olanaklarý, ilk defa vardý, gerçekten vardý. Bugün bile, emeðin kurtuluþunun koþullarý bu denli olgunlaþmýþken, bunu kavrayamayan, sosyalizmi hala geleceðin sorunu olarak görenler, 19. yüzyýl koþullarýnda bunu gösteren Marx ve Engels in çalýþmalarýný hiçbir zaman anlayamazlar. Ve Lenin, tekelci kapitalizmin oluþtuðu bir süreçte, sosyalizmin güncelliðini kabul etmeyen doktriner anlayýþý mahkum etmiþtir. Oysa ki tekelci kapitalizm, sosyalizmin maddi ön koþullarýnýn olgunlaþmasýdýr. Sosyalizmin arifesidir, baþlangýcýdýr. Deðil 19. yüzyýl koþullarýna, 20. yüzyýlýn baþlarýnda komünistler ve dürüst araþtýrmacýlar tarafýndan ekonomik ve toplumsal yaþamýn düzeyini yansýtan rakamlara ve teorik çalýþmalara baktýðýmýzda, bugün ne kadar farklý ve ileri bir noktada olduðumuzu görüyoruz. Bu ileri nokta, üretici güçlerin ulaþtýðý geliþme düzeyini anlatýr. Üretici güçler, kapitalizmin tüm frenlemesine raðmen yine de geliþmeye devam etti. Bu geliþme, üretim iliþkilerinin a- yakbaðý olmasýna karþýn gerçekleþti. Üretici güçlerin, kapitalizm altýnda ki bu geliþimi olmaksýzýn, yeni kurulamaz. Üretici güçler, kapitalizm altýnda, varabildikleri en ileri noktaya ulaþtý. Bu noktada artýk sosyalizm baþlar. Bunun ilk koþulu, üretimin toplumsal biçiminin yýkýlmasýdýr. Bundan önce, hangi geliþme aþamasýnda olduðumuzun görülmesi gerekir. Ayný doktiriner anlayýþ, hangi geliþme aþamasýnda olduðumuzu ortaya koyan teoriyi yok sayýyor. Bunun yerine, teoriyi karikatürize ederek, eklektik biçimde kendi görüþlerine dahil ediyor. Böylece, teoride eklektizm, pratikte ise Bugüne kadarki toplumlar, belli bir grup insanýn emek gücüne dayandý. Ýlkel komünal toplum dýþýnda, tümünde, emekçinin artýemeðine çeþitli toplumsal iliþki içinde el kondu. Köleci toplum, köle emeðine, feodal toplum serfliðe, kapitalist toplum ücretli-emeðe dayandý. Komünal üretimin temeli ise komünün kendisine dayandý. Peki komünist toplumda üretim kime dayanacaktýr? Açýktýr ki, bir grup insana dayanmayacaktýr. Çalýþma saðlýklý ve çalýþabilir durumda olan herkese daðýtýlacaktýr. Emeðin daðýlýmý genelleþince, proleter sýnýf da ortadan kalkacaktýr. 3

4 Bireylerin fiziki, entelektüel çok yönlü geliþimi, ancak, üretim araçlarýnýn ortaklýðýnda mümkündür. Bu ise, uzun bir tarihi geliþimi gerektirir. Bu uzun tarihi süreç yaþandý. Bu zaman içinde elde edilen ilerleme, özgürlük çaðýný bir zorunluluk ve gerçeklik haline getiriyor. Ýþte bu geliþme, insanlýðýn alt-biçimlerden, üst toplumsal biçimlere, alt-basamaktan, daha üst geliþme basamaðýna tarihi yolculuðudur. 4 sürüklenen bir manzara içinde kalýyor. Teoriyi anlamaya çalýþanlarsa, doktirinerce hareket ettiklerinde, en yüzeysel, en kaba duruma düþmekten kendilerini kurtaramýyor. Komünist teoriyi kavramanýn ilk koþulu doktrinerliði terk etmektir. Ýnsanlýk büyük adýmlarla Özgürlük Çaðý na doðru ilerliyor. Bu çaðý, insanlýk binlerce yýl düþledi. Ýnsanca yaþam koþullarýna sahip olmak, insanlýðýn hayallerini süsledi. O zaman hayal olabilen insanca bir yaþam, artýk gerçekleþebilir koþullara sahip. Ýnsanlýk hep buraya doðru ilerledi. Bugün bu noktaya gelmiþ olmak, gerçekten insanlýðýn büyük ilerlemesidir. Ýnsanlýk bunun i- çin çalýþtý, tarih bunun için çalýþtý ve en son burjuvazi bunun için çalýþtý. Hiç þüphesiz, toplumlar bunu bilinçlice hedeflemediler. Ýnsanlar kendi tarihlerini kendileri bilinçlice yapacak koþullara sahip olamadýlar. Tarihin evriminin, deðiþim ve dönüþüm yasalarý en sonunda bizi getirip buraya býraktý. Bugün tüm toplumsal çatýþmalarýn temelinde yatan gerçek, insani olmayan toplumsal koþullardan, insanca koþullara geçiþtir. Ve insanlar bunun bilincindedir. Eskide direten toplumsal güçler de, kendince bunun farkýnda. Onlar, eski çaðlarýn bir daha geri gelmeyeceðini anlýyorlar. Týpký, kendinden önceki toplumlarýn bir daha geri gelmemesi gibi. Þimdi yaptýklarý, mevcudu, olabildiðince uzatmaktýr. Zamanýný tamamlamýþ bir sistemin yapacaðý baþka bir þey yoktur. Ýnsanlýðýn özgürlük çaðý, bütün çekiciliðiyle kendisini gösteriyor. Toplumlar, geliþim ve dönüþüm yasalarýna uygun olarak bir alt biçimden bir üst biçime, bir salt basamaktan bir üst basamaða doðru bir geliþim gösterdi. Bugün, hem bir alt toplumsal biçimden, kapitalist biçimden, bir üst biçime, komünist toplum biçimine, hem bir alt geliþme basamaðýndan bir üst geliþme basamaðýna geçiþ sürecindeyiz. Bu, yeni bir tarihi süreçtir ve insanlýðýn geçmiþ devirlerinden tamamen farklý bir süreçtir. Bu, Marx ýn toplumsal insanlýk ya da insani toplum dediði çaðdýr. Bugüne kadarki toplumlar, belli bir grup insanýn emek gücüne dayandý. Ýlkel komünal toplum dýþýnda, tümün de, emekçinin artý-emeðine çeþitli toplumsal iliþki içinde el kondu. Köleci toplum, köle emeðine, feodal toplum serfliðe, kapitalist toplum ücretli-emeðe dayandý. Komünal üretimin temeli ise komünün kendisine dayandý. Peki komünist toplumda üretim kime dayanacaktýr? Açýktýr ki, bir grup insana dayanmayacaktýr. Çalýþma saðlýklý ve çalýþabilir durumda olan herkese daðýtýlacaktýr. Emeðin daðýlýmý genelleþince, proleter sýnýf da ortadan kalkacaktýr. Peki, bu durumda üretimin temeli tüm özgür üreticilere mi dayanacak. O zaman da insanlar gerçekten özgür olmuþ olmayacaktýr. Marx ýn söylediði gibi, Gerçek özgürlük alemi, ancak, emeðin zorunluluk ve günlük kaygýlarla belirlendiði alanýn bittiði yerde fiilen baþlamýþ olur; demek ki bu alem, eþyanýn doðasý gereði, fiili maddi üretim a- lanýnýn ötesinde bulunur. Yani gerçek özgürlük alemi, ekonominin, insanlar üzerindeki baskýsýnýn sona ermesiyle baþlar. Bunun ilk koþulu, üretim sürecinin insanlar üzerindeki egemenliðine son vermek, üretim sürecini insanlarýn ortak denetimine ve yönetimine almaktýr. Ancak o zaman insanlar özgür olurlar. Bireylerin fiziki, entelektüel çok yönlü geliþimi, ancak, üretim araçlarýnýn ortaklýðýnda mümkündür. Bu ise, uzun bir tarihi geliþimi gerektirir. Bu uzun tarihi süreç yaþandý. Bu zaman i- çinde elde edilen ilerleme, özgürlük çaðýný bir zorunluluk ve gerçeklik haline getiriyor. Ýþte bu geliþme, insanlýðýn alt-biçimlerden, üst toplumsal biçimlere, alt-basamaktan, daha üst geliþme basamaðýna tarihi yolculuðudur. Bu çað insanlýðýn tam geliþim aþamasýdýr. Fakat insanlýðýn tüm yönleriyle geliþimi henüz yeterli deðildir. Ýnsanlarýn yeni gereksinmeleri ve ileri gitme isteði bitmeyecektir. Ýnsanlýðýn i- leriye gitme serüveni hep sürecektir. C.Daðlý

5 ÝNSANIN ve Doðanýn tahribatý ve çözüm yollarýna iliþkin bir akademisyenle komünist bir teorisyen arasýnda þöyle bir konuþma geçiyor: Akademisyen: Doðanýn tahribatý üzerine yapýlan bilimsel araþtýrmalar, dünyanýn fazla ömrünün kalmadýðýný gösteriyor. Böyle giderse, yýkýcý sonuçlarýný çok kýsa süre içinde yaþayacaðýz. Çok ivedi olarak önlemler alýnmalý. Komünist: Yapýlan araþtýrmalarýn sonuçlarý önceleri yalnýzca araþtýrmalarý yapan bilim topluluklarýnýn arasýnda kalýrdý. Bugün artýk geniþ kitlelerce biliniyor. Burjuvazinin tüm engelleyici çabalarýna raðmen, sonuçlar her yerde tartýþýlýyor ve harekete geçiliyor. Doðadaki tahribatýn ulaþmýþ olduðu korkunç düzeyin ve ivedi önlemlerin alýnmasý gerektiði konusunda sizinle görüþ birliði içindeyiz. Fakat, doðanýn tahribatý kendiliðinden olmadý. Yýkýcý faaliyetler, toplum tarafýndan gerçekleþtiriliyor. Bugünkü toplum, kapitalist toplum tarafýndan yapýlýyor. O halde en ivedi önlem, kapitalist toplumu yýkmaktýr. Yerini alacak toplum, doðayla uyumlu olacaktýr. Bilim, topluluklarýnýn bu konuda yaptýklarý araþtýrmalar yeni deðil. Uzun zamandýr yapýlýyor. Her yapýlan araþtýrma, sorunun yeni bir yönünü ortaya çýkarýyor. Her sonuç, kitlelerce hemen öðreniliyor. Ýnsanlarda, kendi yaþamlarý ü- zerine böylesi bir bilinç yerleþmiþtir. Köklü önlemler alýnmasý gerektiði açýktýr. Önce nedenlerinin bilinmesi gerekiyor. Ýnsanýn doðayla karþýlýklý eylemi tarihin uzun bir döneminden beri sürüyor. Vahþilik döneminde bu eylem kendiliðindendi. Vahþilik ve sonrasýndaki uzun bir dönem, insan ile doðanýn karþýlýklý iliþkisi en doðal haliyle sürdü. Tarihin daha sonraki dönemlerinde bile insanlar doðayý, bugünkü kadar tahrip etmemiþtir. Ýnsan yaþamý ve yerleþim düzeni doðayla uyumluydu. Ýnsan, doðadan aldýðýný geri veriyordu. Dolaþým hep devam etti. Ta ki insanýn makinenin yardýmýyla doðanýn insan karþýsýndaki özerkliðine son verene dek. Hiç þüphesiz insan, doðanýn yýkýcý o- laylarýnýn gidiþi karþýsýnda daha fazla boyun eðemezdi. Ýnsan, yaþamýna ve ürünlerin mahvolmasýna yol açan sel baskýnlarý vb. karþýsýnda sessiz kalamazdý ve kalmamýþtýr. Doða kanunlarý bilinmedikçe, yýkýcýdýr. Her þeyi önüne katar. Ama, bu yasalarý bilince, yýkýcý olan þeyin nasýl kontrol altýna alýnýp insanlýða yararlý duruma getirildiði görüldü. Tabi hep böyle olmadý. Bu defa insanýn doðaya verdiði zararýn kendisi yýkýcý etki yarattý. Topraðýn, suyun ve havanýn (atmosferin) doðal bileþimi deðiþtirildi. Bunun sonucu iklim deðiþiklikleri meydana geldi. Eskiden insanlar, doðanýn yasalarýný bilmediði için, bunlar yýkýcý-kör etkilerde bulunuyordu. Bugün ise kendi elleriyle verdiði büyük zararýn yýkýcý sonuçlarýyla karþý karþýya geliyor. Avrupa yý sular altýnda býrakan 2003 sel baskýný, bu sonuçlardan yalnýzca biridir. Günümüzdeki doða felaketlerinin temelinde bugünkü toplum var. Bugünün insanýnýn eli var. Bu yýkýcý etki makinelere, sanayileþmeye, kentleþmeye yüklenemez. Makine olarak makine deðil, makinenin kapitalistçe kullanýmý öldürüyor doðayý. Kapitalist üretim biçimi hiçbir alanda doðaya uyumlu deðil. Doðayla uyum, kapitalizmin tabiatýna aykýrýdýr. Bu nedenle kapitalizmi doðayla u- yumlu hale getirme çabalarý boþtur, aldatýcýdýr. Kapitalizm, tabiatý gereði, doðayý tüketerek ilerleyebilir. Kentleþme de kapitalist ticaret, sanayi ve enformasyon aðýnýn kentlerde yoðunlaþmasýnýn bir sonucudur. Eðitim, kültür, saðlýk kurumlarý, sosyal kurumlar vb. ayný geliþmenin sonucu kentlerde toplandý. Böylece kentler týka basa doldu. Sonuçta kent yaþamýnýn kendisi baþlý baþýna insan saðlýðý üzerinde yýkýcý etki yaptý. Kapitalizm varoldukça, onun yýkýcý sonuçlarý daha derinleþmiþ olarak sürecektir. DOÐANIN BAÞKALDIRISI Tahrip Edilen Sadece Doða Deðil Burjuva toplum yalnýzca doðaya zarar vermiyor -ki doða yalnýz insana ait deðil, tüm canlýlarýndýr- insanýn kendisini de gün gün öldürüyor. Ýþte gýda ü- rünlerin yapýsýnýn deðiþtirilmesi. 5

6 Makine olarak makine deðil, makinenin kapitalistçe kullanýmý öldürüyor doðayý. Kapitalist üretim biçimi hiçbir alanda doðaya uyumlu deðil. Doðayla uyum, kapitalizmin tabiatýna aykýrýdýr. Bu nedenle kapitalizmi doðayla uyumlu hale getirme çabalarý boþtur, aldatýcýdýr. Kapitalizm, tabiatý gereði, doðayý tüketerek ilerleyebilir. Kentleþme de kapitalist ticaret, sanayi ve enformasyon aðýnýn kentlerde yoðunlaþmasýnýn bir sonucudur. Eðitim, kültür, saðlýk kurumlarý, sosyal kurumlar vb. ayný geliþmenin sonucu kentlerde toplandý. Böylece kentler týka basa doldu. Sonuçta kent yaþamýnýn kendisi baþlý baþýna insan saðlýðý üzerinde yýkýcý etki yaptý. Kapitalizm varoldukça, onun yýkýcý sonuçlarý daha derinleþmiþ olarak sürecektir. 6 Bu, iki yönlü öldürücü etki yapýyor. Bir taraftan doðayý (suyu, topraðý) öldürüyor, diðer taraftan insaný öldürüyor. Öte yandan bir gýda güvenliðinden söz edilemez artýk. Gýdalara öldürücü maddeleri katmak büyük kapitalistten küçük ü- reticiye kadar, tüm mülk sahiplerinin yaptýðý bir þeydir. Rekabet, kar amacý, sonuç olarak insaný adým adým tüketen bir niteliðe sahip. Gýda ürünlerinin genetik yapýsýný deðiþtirme ve gýdalara yapýlan katký maddeleri, insanýn katliamýdýr. Ýnsan soyunun yok edilmesidir. Sonuçta tüm insanýn açýk bir tehlikeyle yüz yüze geldiði bir sorun oluþtu. Bunun için geniþ bir uluslararasý iþbirliði gerekiyor. Peki ama kiminle? Devletler bu sorunda uzun zamandýr bir araya geliyor. Ama hiçbir kalýcý, köklü önlem kararý almadan daðýlýyorlar. Alýnan kararlar ise uygulanmýyor, denetlenmiyor. Zaten bu sorunlarý yaratanlar, ayný kapitalist devletler deðil mi? Ýnsanlarýn feryatlarýnýn ve baskýsýnýn onlar üzerinde fazlaca bir etki yaratmadýðý ortada. KYOTO Protokolü nün imzalanmasýnýn ABD tarafýndan nasýl engellendiðini hep birlikte görüyoruz. Tersine, bu alanda yapýlan toplantýlara raðmen, kapitalist devletlerin insaný ve doðayý öldürücü eylemi tüm yoðunluðuyla sürüyor. Tahribata Nasýl Son Verilecek? Deniyor ki, kentlerin, sanayinin, organik olmayan gýdalarýn tahribatýný a- zaltmak için kýrlara gidilmeli. Kim gidebiliyor? Turizm, sanayi kimlere dayanýyor? Kapitalistlere, geliri iyi olanlara. Emekçiler, bulunduðu yerden ayrýlabiliyor mu? Ekonomik statüleri buna uygun mu? Kýrsal kesim insanlarý, karýnlarýný doyurmak için kitleler halinde köye doluyorlarken, kýrlara gitmek kimler için söyleniyor? Kaldý ki, kýrlar da bozuldu. Kapitalizm, tarýmýn, temiz sularýn, ormanlarýn kökünü kuruttu. Kýrlarý ayný zamanda nükleer, sanayi, kimya atýklarýnýn deposuna çevirdi. Kapitalizm, geçtiði her yeri silip süpürüyor, kirletiyor, kurutuyor, öldürüyor. Deniyor ki, toplumun tüketim alýþkanlýklarýný deðiþtirmeliyiz. Doðanýn tükeniþini önlemek için, bugünün toplumunun tüketim alýþkanlýðýnýn köklü olarak deðiþmesi gerekiyor. Öncelikle söylemeliyiz, kimin tüketim alýþkanlýðýný? Ýþçilerin, yoksul halkýn tüketimi sýnýrlýdýr. Emekçinin tüketiminin sýnýrý, ücretidir. Bu ücretle ise çok az tüketilebilir. Yalnýzca kapitalistlerin ve orta sýnýflarýn tüketim alýþkanlýklarýndan söz edilebilir. Kapitalist üretim ise, kriz nedeniyle tüketim sýnýrýný sürekli geliþmeyi zorunlu yapýyor. Bu durumda tüketim alýþkanlýðýný ne diye sýnýrlasýn ya da deðiþtirsin? Tersine, daha fazla kar için yapay olarak yeni tüketim biçimlerini, çeþitlerini yaratýyor. AR-GE bunun için çalýþýyor. Demek ki, kapitalizmin kendisi doðayý tüketen, tahrip eden tüketimi yaratýyor, teþvik ediyor. Ýnsan ilerledikçe, insani gereksinmeleri de artacak ve daha çeþitlenecektir. Geleceðin geliþmiþ insaný, gereksinmelerini doðayla uyum içerisinde gerçekleþtirecektir. Yeni insan toplumunda, bugünkü teknolojinin önemli bir kesimine ihtiyaç duyulmayacak. Nükleer, askeri, doðaya ve insanlýða zarar veren bir teknoloji ortadan kaldýrýlacak. Geleceðin toplumu daha ileri, ama yaþamla uyumlu bir teknolojiye dayanacaktýr. Kapitalizm, emeðin ve doðanýn tüketilmesi, mahvedilmesi ve ölümüdür. Bu sistemin devamý demek, ayný sonuçlarýn en korkunç bir hal almasý demektir. Bu nedenle kapitalizmi yýkmak, insanlýðýn en ivedi ve yaþamsal iþidir. Bize, bu toplumu köklü yolla, devrimle yýkmamýz yerine, kerte kerte mücadele yolunu, reformlar yolunu önerenler, kapitalizmin bu mahvedici sonuçlarýna katlanmamýzý istemiþ oluyorlar. Hayýr, biz böyle bir þeye katlanmayacaðýz. Ýnsanlýk kendi mahvoluþu karþýsýnda daha fazla kayýtsýz kalmayacaktýr. Olabilecek en köklü yolla, devrimlerin en derinine gideniyle bu toplumsal sistemi yýkacaktýr. Proletarya, devrime, burjuva egemenliði yýkmak ve kendisini eskinin kalýntýlarýndan kurtarmak için ihtiyaç duyar. Buna bir neden daha eklendi: Doðayý kurtarmak. Ve insan sonunda, kendisiyle ve doðayla barýþacak yola girmiþtir. Buna yol açacak bir devrim dalgasý tüm dünyayý sarmýþtýr.

7 KAMU YÖNETÝMÝ YASA TASARISINA KARÞI KESK EYLEMLERÝ Disa Disa Serhýldan Biji Azadiya Kürdistan, Ölüm Orucu Sürüyor Sürecek Zafere Kadar, Yaþasýn Ölüm Orucu Eylemimiz sloganlarý atýldý. Üzerinde Mücadele Birliði Platformu yazan devasa bir pankart alana asýldý ve hemen üstüne de Deniz Gezmiþ yoldaþýn pankart biçiminde renkli resmi asýldý. Bu, bir süre sonra alandaki herkesin ilgi odaðý oldu. KESK Baþkaný Sami Evren,in de bir konuþma yaptýðý miting, onun tüm emekçikleri 6 Mart ta Ankara da yapýlacak olan KESK mitingine davet etmesi ile son buldu. Mücadele Birliði nin pankartý, bir süre daha alaný süsledi ve e- mekçilerin yavaþ yavaþ alaný terk etmesiyle o da indirildi. Tüm miting boyunca gözlemlediðimiz en önemli þey, emekçilerin ruh hallerinin öncülerinin ruh haline baðlý olduðuydu. Reformistlerin aðýrlýklý olduðu bölümlerde, e- mekçilerin sesi oldukça cýlýz çýkýyordu, ama devrimcilerin olduðu, devrimci sloganlarýn olduðu yerde farklý bir ruh hali hakimdi. Emekçiler yanlarýndan geçerken attýðýmýz sloganlarý sahipleniyor, farklý bir ruh haline bürünüyorlardý. 6 Mart taki Ankara mitingi nin hazýrlýklarý þimdiden yapýlmalý ve kamu emekçilerine daha gür bir sesle ulaþýlmalý. Onlar, Mücadele Birliði ni tanýyorlar. Yapmamýz gereken, kamu emekçilerinin komiteleþmeyi kabul etmelerini saðlamak ve kamu emekçilerinin mücadele birliðini Devrimci E- mekçi Komiteleri nde saðlamak. Hükümetin Kamu Yönetimi Yasa Tasarýsý ný mecliste görüþmeye baþlamasýný protesto etmek ve tasarýnýn yasalaþmasýný engellemek i- çin kamu emekçileri 22 Þubat Pazar günü alanlardaydý. Ýstanbul, Diyarbakýr, Adana ve Ankara daki eylemlere çok sayýda emekçi katýldý. Polis, Diyarbakýr daki eyleme saldýrarak çok sayýda emekçiyi gözaltýna aldý. Saldýrý sonucu e- mekçilerin birçoðu yaralandý. Abide-i Hürriyet Meydaný nda yapýlan KESK eylemine ise 3 bin civarýnda emekçi katýldý. Sosyalist çevrelerin kendi pankartlarýyla katýldýklarý eylemde kamu emekçileri, aðýrlýklý olarak yasa tasarýsýna karþý sloganlar attýlar. Mücadele Birliði pankartýnýn olduðu kortejden ise sürekli Ýktidar Dýþýnda Her Þey Hiçbir Þeydir, Bütün Ýktidar Emeðin Olacak, Seçim Deðil Devrim, Devrim, Sandýða Deðil, Devrime Özgürleþmeye, Denizlerin Yolunda Leninist Saflara, Yaþasýn Devrimci Emekçi Komiteleri, Yaþasýn Kamu Emekçilerinin Mücadele Birliði! Yaþasýn Devrimci Emekçi Komiteleri! 7

8 FEDERASYON O rtadoðu politik arenasýnda Kürdistan ýn statüsü, bir kez daha kilit konuma geldi. Birinci emperyalist paylaþým savaþý sonrasýnda yürütülen görüþme maratonlarýnda, masanýn üzerindeki pasta Kürdistan dý. Fransa, Ýngiltere, Kürdistan üzerindeki en önemli petrol bölgelerine el koydular. TC, o dönem geri kapitalist ekonomisinin gücüyle, masada istediðini alamayan taraf olmuþtu. Ama bu kez Kürdistan, emperyalist bir paylaþýma konu olarak durmuyor masa üzerinde. Bu kez Güney Kürdistan halký, kendi tarihsel hakkýný istiyor. Ýlk paylaþým sýrasýnda Kürt halkýnýn hiçbir politik temsili söz konusu deðildi. Kürtler, sanki bir halk olarak hiç varolmamýþtý ve ülkesi bölüþtürülürken, hiçbir þekilde hesaba katýlmamýþlardý. Þimdi, kendisini dýþlayan her türlü politik hesaba karþý, Güney Kürdistan halký; ben buradayým diyor. Daha önceki yazýlarýmýzda bir çok defa belirttiðimiz bir olguyu, burada yeniden hatýrlatalým. Güney de Kürt halkýnýn istediði federasyon, bir ABD politikasý deðildir. Tam tersine, bu istem bugün, ABD nin Ortadoðu da yeniden kurmaya çalýþtýðý dengeyi bozan, onun sýnýrlarýný zorlayan bir etmene dönüþtü. Bu yüzden, eðer Kürt halký federasyon formülüyle dile gelen özgürlük istemleri için a- dým atmaya devam ederse, ABD yi de karþýsýna almak durumundadýr. Bugün Kürt halkýnýn ABD bayraklarýyla gösteri yapmasý kimseyi yanýltmasýn. Politik güç ve aktörler arasýndaki iliþki, niyetlerle örülmez. Tarihi ve güncel koþullar, politik çýkarlar ve özlemlerin gerçekleþmesini ve ayný noktada buluþmasýný destekliyorsa ne ala! Ýki politik güç ortaklýða gidebilir. Fakat koþullar bu ortaklýðý bozuyorsa, taþýnan bayraklar elleri yakmaya baþlar. 8 ATEÞÝ Kürt Halký Çok Þey Verdi, Çok Þey Ýstiyor ABD ve Kürt halkýnýn özlemlerini karþý karþýya getiren en önemli olgu, çaðýmýzýn emperyalist karakteridir. Emperyalizm, varlýðýný ezen ve ezilen halklar ayrýmýnda korur. Eðer ezilen milyarlarca e- mekçi kitlesi ve bunlarý e- zen bir avuç ileri kapitalist ülke gerçekliði olmasaydý, emperyalizm emperyalizm olmaktan çýkardý. Bu nedenle, emperyalist dönemde ezilen bir ulusun kurtuluþunu sosyalizm olmadan kazanmasý oldukça zordur. Bu kurtuluþa salt siyasi açýdan eriþen ezilen uluslarýn çoðu, sosyalizme yönelmedikleri için, bir baþka yoldan, e- konomik yoldan boyunduruk altýna alýndýlar. ABD nin emperyalist karakteri ve Kürt halkýnýn ezilen bir ulus konumunda olmasý, bu iki farklý karakterdeki gücün, çatýþmayý getiren çeliþkileri içinde barýndýrmasý anlamýna gelir. Kürt halký federasyon konusunda bastýrdýkça, ABD bunu dizginlemeye çalýþtý, halen daha çalýþýyor. Etnik temelde bir federasyonu kabul etmeyeceklerini, ABD nin en yetkili aðýzlarý defalarca kez dile getirdiler. Burada söylenen, Kürt halkýnýn kendi devletine sahip olmasýný engellemeye hazýr olduklarýdýr. Federasyon istemi Talabani ve Barzani nin isteði midir? Bu soruya þöyle cevap verilebilir. Güney Kürdistan halký, tam baðýmsýzlýk istiyor. Halkýn geniþ kesimlerinde bu istek ve özlemin gerçekleþmesi yönünde önemli bir hareketlilik var. KDP ve KYB den ayrýlan önemli bir grup, tam baðýmsýz Kürdistan hedefine yönelik olarak çalýþmaya baþladýlar. Bu grup, çok kýsa sürede bir çok yerde komiteler kurdu; önemli bir güce eriþti; Öyle ki Talabani, bu gruba destek verdiðini açýklamak zorunda kaldý. Bu o- laydan çýkarýlacak sonuç þudur: halkýn tam baðýmsýzlýk istemi güçlüdür ve KDP-KYB burjuva önderliði, bu radikal istemin frenine basabilmek için, federasyon planlarýný dile getirdiler. Güney Kürdistan da halk, elde ettikleri fiili durumu, þimdi siyasi kurumlarla kalýcýlaþtýrmak istiyor. En büyük düþmanlarý Saddam artýk yok. Kerkük ve Musul gibi ö- nemli merkezler dahil, tüm Güney Kürdistan da geçici yönetime baðlý askerlerin sayýsý 200 kadar. Orada güç, silahlý Kürt peþmergeleridir. Ayrýca, son altý ayda geçici

9 yönetimin aldýðý kararlarýn hiç birisi, Kürdistan da kendi hükümetlerince onaylanmadýkça geçerli olmadý. Kürt halký için tam baðýmsýzlýk, hayal olmaktan çýktý, adeta bir adým ötede. Ve burjuva Barzani nin haklý olarak belirttiði gibi; derya gibi kan akýtmýþ bu halka federasyondan daha geri bir statüyü kimse kabul ettiremez. Kürt halký, kendi iç düþmanlarýndan yani burjuva önderlikten kurtulmadýkça, bir adým ötedeki tam baðýmsýzlýða asla eriþemeyecek. Çünkü burjuva önderlik, Kürt halkýnýn baðýmsýzlýk için akýttýðý ve akýtmaya hazýr olduðu kanlarý üzerinden, kendi alçakça ve gizli pazarlýklarýný sürdürmek için yararlanýyor. Özgürlük Hakkýna Destek Güney Kürdistan da dengeler, Kürt halkýnýn burjuva önderliði ve bununla birlikte emperyalist ABD yi karþýlarýna alacaklarý bir olgunluða eriþiyor. Burjuva önderliðin aþýlmasý için tarihsel ve nesnel koþullar uygun. Güney de proletaryanýn bu uygun koþullardan ne derece yararlanabileceðini öngörmek mümkün deðil. Fakat, orada güçlü bir proleter hareketin ortaya çýkmasý için bütün bölge ülkelerinin proletaryasýna önemli görevler düþüyor. Söz konusu ulusal sorun olunca, devrimci proletaryanýn son derece titiz davranmasý gerekiyor. Ezilen ulus o- larak Kürtlerde, proletarya da dahil, ezen ulusun bütün sýnýflarýna karþý bir güvensizlik duygularý söz konusudur. Bu konuda söylenecek her söz, kýrk kez ölçüp bir kez biçilmelidir. Oysa, küçük-burjuva politik çevreler, güney halkýnýn özgürlük istem ve adýmlarýný doðru karþýlayamýyor ve uygun politikalar öne süremiyorlar. Bu istemlere, þu ya da bu gerekçeyle karþý çýkýyorlar. Karþýmýza en çok çýkarýlan gerekçe, Güneydeki Kürt devletinin ABD kuklasý bir devlet olacaðýdýr. En baþtan söyleyelim, böyle bir o- lasýlýk var. Ama bu, doðuracaðý çocuðun bir cani olma olasýlýðý yüzünden, hamile bir kadýný tekmelemeye benziyor. Kaldý ki, bugün ABD nin Ortadoðu dengeleriyle Kürt halkýnýn baðýmsýzlýk özlemleri arasýnda gün geçtikçe açýlan bir uçurum var. Kürt halký da bu uçurumun farkýnda ve ABD ye güvenmediklerini artýk daha sýk dile getiriyorlar. Devrimci proletarya arasýnda küçük-burjuva politik çevrelerin yaydýðý bu zararlý görüþlerin etkisizleþtirilmesi gerekiyor. Güneyde i- kinci bir Ýsrail yaratýlacak söylemi, bu bakýþýn saçmalýk düzeyine varmasýdýr. Ýsrail in elinde bulundurduðu ekonomik ve militarist güç ile, Güney Kürdistan karþýlaþtýrýldýðýnda, bu saçmalýk daha iyi anlaþýlacaktýr. Ýsrail i emperyalizmin bölgedeki uçbeyi haline getiren, bu ekonomik, teknik ve mali güçtür. Güney Kürdistan da doðru dürüst tek bir fabrika yok iken, ciplerin üzerine yerleþtirilmiþ u- çaksavarlar ötesinde bir silahlý kuvvet yok iken, bu topraklarda yeni bir Ýsrail in yaratýlmasý kaç on yýlý gerektirir, bilinmez. Bir baþka gerekçe, güneydeki baðýmsýz devletin, tüm bölgede çatýþmalara neden olacaðýdýr. Ve deniyor ki, bu çatýþmalar proletaryanýn birliðini bozar. Bu gerekçe ne kadar saðlam görünüyor olsa da, yine de þöyle bir soruyu hak ediyor: Ýyi ama, bütün bu çatýþmalarýn sorumlusu, özgürlük isteyen Kürt halký mý olacaktýr, yoksa, onun her özgürlük giriþimini kanla boðmak için, iþçi sýnýfý arasýnda da, þovenizmi yükselten bölgenin tüm gerici devletleri mi? Proletaryanýn tam da bu konudaki görevi, Kürt halkýna uyarýlar yaðdýrmak deðildir. Tam tersine söylenecek o- lan þudur: Kürt halký, alabildiklerinle yetinme, tam baðýmsýzlýk hakkýný elde edinceye dek ileriye git; senin bu hakkýný engellemek isteyen tüm gerici güçlerle savaþmak, proletaryanýn toplumsal devrim bayraðýnda çoktan yazýyor. 9

10 TOPKAPI ÞÝÞECAM DA GREV 10 Hükümet tarafýndan Þiþecam grevi ikinci kez ertelenmeden kýsa bir süre önce Topkapý Þiþecam fabrikasýnda 14 gündür eylemde bulunan iþçilere grev ziyaretine gittik. Güvenlik tarafýndan iþçilerin bulunduðu bölüme geçiþimiz engellendi. Bu sýrada Kristal-Ýþ Topkapý Þubesi Eðitim Sekreteri Sinan Uçar, ana kapýya geldi ve kendisiyle orada bir röportaj yaptýk. Y.E. Mücadele Birliði: Merhaba. Vermekte olduðunuz mücadeleye destek sunmak ve dayanýþma içinde olduðumuzu göstermek amacýyla geldik. Þu anda burada grevde olan kaç iþçi var? Sinan Uçar: Þu anda 600 iþçi grevde. Bunlarýn kiþisi teknik eleman ve sadece onlar çalýþýyor. Y.E. Mücadele Birliði: Grevin asýl nedeni ne? Sinan Uçar: Grevin asýl nedeni ekonomik deðil. Çayýrova Fabrikasý ndaki iþçi temsilcisi iþten atýldý, yapýlan görüþmelerde bu arkadaþýn iþe geri alýnmayacaðý söylendi. Daha sonra sendikal tercihlerinden (sendika deðiþikliði) dolayý 68 iþçi arkadaþ iþten atýldý. Bunlarýn yanýnda %5 lik (ilk 6 ay için) zam oraný, idari maddeler (yeni çýkan iþ kanunun uygulanmasý) de grevin nedenlerinden. Kaldý ki sendika bunlarda esneklik bile yaptý. Ve bir diðer nedeni endüstriyel iliþkiler. Yani fabrika yönetiminin uygulamýþ olduðu zorluklar. Haklarýmýzý gasp ettiklerinde karþý çýkýþlara, git mahkemeye ver, dava aç diyorlar. Y.E. Mücadele Birliði: Ne kadar ücret alýyorsunuz? Hiç ücret artýþý talebiniz olmadý mý? Sinan Uçar: Patron basýna iþçilere 1 milyar 200 milyonluk zam önerdik ama kabul etmediler diye bir açýklama yapýyor. Oysa aylýklarýmýz 300 ile 600 milyon arasý. Y.E. Mücadele Birliði: Grevde geçen her gün patronlara ne kadar zarara neden oluyor? Sinan Uçar: Cam ticareti ülkede, iç ve dýþ ticarette ikinci ü- çüncü sýrada ülkeye ihracat yapýyor. Þu anda patronun net 2.8 milyon dolar zararý var. Bizim haklarýmýzý vermiþ olsa bu kadar zarar etmezdi. Bu fabrika Ýstanbul daki tek cam fabrikasý. Ýstanbul un ihtiyacýný ancak burasý karþýlayabiliyor. Patron iþine gelmediðinde burayý kapatýr gideriz diyor. Baþka bir yere taþýnmalarý zor ama inada bindirirse kapatýp gidebilir de. Y.E. Mücadele Birliði: Grevdeki iþçilerin morali nasýl? Diðer sendikalar destek sunuyorlar mý? Ziyaretçileriniz çok oluyor mu? Sinan Uçar: Ýþçilerin moralleri gayet düzgün. Çoluk-çocuk, bütün aileler desteðe geliyorlar. Diðer sendikalardaki iþçi arkadaþlarýn ve kitle örgütlerinin desteði oldukça iyi. 400 belediye iþçisi desteðe geldiler. Verilen mesajlar ve sendikalarýn sahiplenmesi iyi. Þu anda ortak noktamýz bu grevin sadece cam iþçilerinin bir eylemi olmadýðý, bu grevden diðer sendikalarýn ve iþçi sýnýfýnýn da etkilendiði ve sýnýf hareketini ileriye götürebilir. Ziyaretler çok güzel geçiyor. Sloganlar, halaylar, türküler oldukça iyi. Polisler her gün ziyarete kimlerin geleceðini, kaç kiþi geleceðini öðrenip fabrikaya ona göre geliyorlar. DÝSK tüm üyeleriyle greve destek olduklarýný söylüyor. Ýþçilerle greve (diðer illerdeki cam iþçileri) ekonomik destek sunacaklarýný ve diðer illerdeki fabrikalardan iþçilerin greve desteðe (sürekli) geleceklerini söylüyorlar. Y.E. Mücadele Birliði: CHP, Ýþ Bankasý nýn ortaklarýndan biri olarak karþýsýndaki sermaye partilerinden biri olmalý? Burada e- mek-sermaye çeliþkisi en açýk haliyle yaþanýyor deðil mi? Sinan Uçar: Geçen gün CHP den geldiler. CHP istese grevin lehimize bitmesini saðlayabilir. Ama düzen partisi iþte, yaptýklarý iþlerde kamunun, toplumun tepkisini görmezden geliyorlar. Umurlarýnda bile deðil. Seçim öncesinde sadece göz boyamak amaçlýydý bu ziyaret. Y.E. Mücadele Birliði: Bu grevle nasýl bir sonuç almayý düþünüyorsunuz? Sýnýf hareketinin geliþimi açýsýndan büyük bir öneme sahip olan grevinizin baþka eylemlerle boyutlandýrýlmasýný düþünüyor musunuz? Sinan Uçar: Burada en büyük sýkýntýmýz baþýmýzda görünen bir patronun olmamasý. Ýþ Bankasý fabrikaya bir müdür atýyor. Onu muhatap alýyoruz ama o da yetkilinin kendisi olmadýðýný söylüyor ve topu yukarýdakilere atýyor. Cam Ýþverenleri Sendikasý sözcüsü Rüþtü Bozkurt iþçiler greve çýkamaz demiþti. Þimdi görsün. Greve çýktýk ve kararlýyýz. Çayýrova daki temsilcimiz iþe alýnana ve isteklerimiz yerine getirilene kadar. Kaç ay sürerse sürsün. Çünkü bu eylemin baþarýsýzlýðý demek 6-7 ay sonra yapýlacak sözleþmede baskýlarýn artmasý demektir. Y.E. Mücadele Birliði: Diðer sendikalarla görüþüyor musunuz? Birlikte eylem yapma düþünceniz var mý? Sinan Uçar: Henüz net bir þey yok ama ileriki bir tarihte diðer sendikalarla ortak bir eylem düþünülüyor. Y.E. Mücadele Birliði: Eylemler boyunca her zaman yanýnýzda olacaðýmýzý bilmenizi istiyoruz. Sesinizi herkese duyurabilmek amacýyla dergimiz üzerine düþeni yapacaktýr. Bu sohbet için teþekkür ederiz. Sinan Uçar: Biz teþekkür ederiz. Not: Bu görüþmeden birkaç gün sonra yeniden Topkapý Þiþecam ýn önüne gittik. Ancak grev ertelendiði için iþçiler iþbaþý yapmýþlardý. Bu, Þiþecam iþçilerini çok daha sert kapýþmalarýn beklediðini gösteriyor.

11 Kar Fýrtýnasý Ve Topkapý Þiþecam'dan Bir Günlük Grev Ýzlenimleri Ýstanbul da þiddetli kar fýrtýnasý bekleniyordu. Günler öncesinden gazeteler, televizyon kanallarý bu haberi geçiyordu. Okullarý, kamu dairelerini tatil ettiler Sokaklarda, kar topu oynayan neþeli çocuklarýn dýþýnda kimse yoktu. Yýrtýk ayakkabýlarý içinde büzüþen ayaklarýný naylon poþet sararak korumaya çalýþan çocuklar Bir tek onlar terk etmemiþti sokaklarý, fabrikalarý Onlar Þiþecam iþçileri Deðiþik illerde bulunan 13 fabrikada toplam 5 bin iþçi, Eskiþehir Þiþecam Fabrikasý nda iþten atýlan 68 iþçinin iþe alýnmalarý hedefiyle greve çýktýlar. Aldýklarý ilk grev kararý, Bakanlar Kurulu tarafýndan, milli güvenliði bozuyor gerekçesiyle iki ay ertelenmiþti. Süre dolar dolmaz, iþçiler hiç vakit kaybetmeden grevi örgütlemeye baþladýlar. Uzun sayýlabilecek bir aradan sonra bu denli yaygýn ve kitlesel grev hareketi, sýnýf mücadelesinin geliþimi açýsýndan önemli bir örnek oluþturabileceði herkesin ortak kanýsýydý. Sermaye cephesi bu durumu çabuk kavramýþtý. Bu nedenle grevi her þekilde baský altýna alma giriþimlerine baþladý. Buna karþýlýk, emek cephesi de iþçilere destek olup dayanýþmada bulunmak amacýyla çalýþmalara baþladý. Mücadele Birliði Platformu olarak, Topkapý Þiþecam Fabrikasý nda greve çýkan iþçilerle dayanýþmada bulunmak, onlarýn grev hakkýndaki fikirlerini öðrenip, kendi düþüncelerimizi paylaþmak amacýyla ziyarete gittik. Dondurucu soðuk havanýn etkisine raðmen, iþçiler büyük bir kararlýlýkla fabrikadaki eylemlerine devam ediyorlardý. Fabrika ö- nüne geldiðimizde bizi grev sözcüsü bir iþçi arkadaþ ve güvenlik görevlisi karþýladý. Mücadele Birliði Platformu adýna geldiðimizi, iþçilerle görüþmek istediðimizi, belirttik. Ancak, Kristal-Ýþ Sendikasý ve Þiþecam Fabrikasý yöneticileri arasýnda yapýlan pazarlýða göre, ziyaretçilerin içeri alýnmayacaðý, sadece kapýda kabul edileceði söylendi. Bu kararýn nedeni üzerine grev sözcüsü iþçi arkadaþ ile konuþtuk. Alýnan kararýn grevi yalnýzlaþtýrmaya yönelik olduðu, iþçi sýnýfýyla toplumun diðer emek güçlerinin mücadele birliðini, dayanýþmasýný baltalamak amaçlý olduðunu düþündüðümüzü söyledik. Ýþçi arkadaþýmýz da bizimle ayný görüþleri paylaþtýðýný, bu durumu deðiþtirmek için sendikaya baský yaptýklarýný ifade etti. Ýþçilerin ortak tavrý, arkadaþlarý iþlerine geri dönünceye kadar greve devam yönündeydi. Bunu bize orada bulunan grev sözcüsü iþçi arkadaþ açýkça söyledi. Kararlýlýðýn üst düzeyde bulunduðunu, greve katýlýmýn çok yüksek olduðunu anlattý. Ayrýca geçen kýsa zamanda bir çok fabrikada, öðrenci çevrelerinden ve sosyalist basýndan ziyaretçilerinin geldiðini ifade etti. Bir süre sonra birkaç iþçi ve sendika yetkilisi de yanýmýza geldi. Gelen iþçilere de ayný sorularý yönelttik. Cevap aynýydý: Greve devam!... Bir iþçi arkadaþ, ziyaretlerin kapýda yapýlmasýný protesto etti. Sendika yetkilisine bu durumun sonlandýrýlmasý gerektiðini anlattý. Sendika yetkilisi de kibarca ayný görüþte olduðunu ama bu kararý þu anda deðiþtirmeye yetkili olmadýðýný söyledi. Birkaç arkadaþýmýz sendika görevlisiyle grevin ayrýntýlarý üzerine konuþmaya baþladý. Biz de yeni gelen iþçi arkadaþla sohbete koyulduk. Greve iliþkin onun da görüþleri aynýydý. Cam iþçilerinin köklü bir mücadele geçmiþlerinin olduðunu, kendisinin de 17 yýldýr bu sektörde çalýþtýðýný söyledi. Yanýmýza yeni geldiði için hangi kurum adýna geldiðimizi sordu. Kendisine, Mücadele Birliði Platformu adýna geldiðimizi açýkladýk. Ýþçi arkadaþ evet ben sizi tanýyorum, Ýstanbul un bir çok yerinde afiþleriniz var. Derginizi de biliyorum ve okumaya çalýþýyorum diyerek, çalýþmalarýmýzý baþarýlý bulduðunu ve daha da geliþmesini dilediðini söyledi. O soðuk havada içimizi ýsýtan sözlerdi bunlar. Çünkü, ofis çalýþmalarýmýz olsun, dergi daðýtým faaliyetlerimiz olsun bütün bunlarýn ne denli zor þartlar altýnda gerçekleþtiðini anýmsadýk. Bu çalýþmalarýmýz sýrasýnda defalarca engellendik, onlarca arkadaþýmýz gözaltýna alýndý. Silahlý saldýrýlara uðradýk. Ýþte bütün bu güç koþullara raðmen, sesimizi, görüþlerimizi gerçek muhataplarýna ulaþtýðýný görmek hepimizde gurur ve mutluluk duygusu yarattý. Anlýyoruz ki; hiçbir çalýþma boþuna yapýlmýþ deðildir. Etkisini hemen göstermeyebilir, fakat mutlaka zaman içinde yanký bulacaktýr. Proletaryanýn ileri öncüleri bizleri gözlüyor, deðerlendiriyor. Bu nedenle üzerimizde onbinlerce gözün olduðunu, yapýlan çalýþmalarýn iþçi ve emekçiler için deðerlendirme altýna alýndýðýný unutmamalýyýz. Ýþte, greve destek amaçlý gittiðimiz bir fabrikada faaliyetlerimizi izleyen geliþim çizgisini baþarýlý bulan bir iþçiyle tanýþtýk. Ýþçi arkadaþ ile sohbeti bu zemin üzerinden devam ettik. Ýþçilerin sosyalistlere yaklaþýmý nedir? diye sorduk. Açýkça ifade edeyim ki diye baþladý söze. Bir çok Þiþecam fabrikalarýnda iþçilerin devrimcilere karþý çok sýcak olduklarýný anlattý. Bir çok devrimci iþçinin var olduðunu üzerlerinde sürekli iþten atýlma baskýsýnýn bulunduðunu söyledi. Son yýllarda, öncü iþçilerin iþlerine son verildiðini ifade etti. Ardýndan grevin geleceði üzerine sohbet ettik. Þayet, sonuç alýnmadan grev bitirilmesi yönünde bir olasýlýk belirirse buna dönük hazýrlýklar olup olmadýðýný sorduk? Ýþçi arkadaþ, asýl tehlikenin burada olduðunu, bir sabah sendika gelir de, grev bitti arkadaþlar derse, ya da tekrar grev yasaklanýrsa, bununla baþa çýkacak örgütsel hazýrlýklarýnýn olmadýðýný söyledi. Ýþçilerin þu anda sendika dýþýnda baþka örgütleri olmadýðý için bu karara uyacaklarýný belirtti. Ve ziyaretimizin üzerinden birkaç gün geçmeden hükümet, milli güvenlik gerekçesiyle grevi iki ay erteledi. Ne yazýk ki iþçiler buna karþý bir hareket geliþtiremediler. Ýþçilerin kendi aralarýnda oluþturduklarý birliklerin-komitelerin kurulmasý konusunda düþüncelerini sorduðumuzda; bunun zorunluluk olduðunu, eylemlerin geleceðin güvence altýna alýnabilmesi ve iþçi sýnýfýnýn kendi bilimsel görüþü olan sosyalist bilinçle eðitilmesi için bu tipte kalýcý mücadele organlarýna ihtiyaç duyulduðunu söyledi. Çünkü sendikalarýn bugünkü haliyle bu ihtiyaca yanýt veremediklerini ifade etti. Bir süre daha devam eden sohbetimizin ardýndan iþçileri daha fazla o fýrtýnada bekletmemek düþüncesiyle toplu resim çekilerek ziyaretimize son verdik. 11

12 Burjuvazinin devrimci durum ve iç savaþ koþullarýnda seçimlere yaklaþýmýnýn temelini gerçekten de bu anlayýþ o- luþturuyordu. Emekçi sýnýflar parlamentodan umut kesip dikkatlerini sokaklara çevirdiklerinde, tekelci sermaye sýnýfý gerçek tehlikeyi savuþturmak için her zaman seçimlere baþvurmuþtur. Tekelci sermaye sýnýfýnýn bu politikasý 90 lý yýllarýn baþýndan bugüne kadar deðiþmeden sürdü. Çünkü iç savaþ koþullarýnda onun için temel sorun, hangi burjuva partinin seçimleri kazanacaðýndan çok, düzenden kopuþ halindeki kitleleri düzene, düzenin kurumlarýna tekrar baðlamaktýr. Bu nedenle, 90 lý yýllarýn baþýndan bugüne kadar düzenlenen tüm seçimlerde düzenin temsilcilerinin kitlelere baþlýca ve öncelikli çaðrýsý þu olmuþtur: Sandýk baþýna gidin. Bu çaðrýnýn anlaþýlabilir bir nedeni var: Emekçi sýnýflarý parlamento aracýlýðýyla tekrar düzene baðlama. Sorunun can alýcý noktasý budur. Ýþte bu nedenle hangi gerekçeyle ve hangi kýlýf altýnda olursa olsun düzenden kopuþ halindeki kitlelere sandýk baþýna gidin çaðrýsý yapanlar, tekelci sermaye sýnýfýyla ayný noktada buluþmuþ oluyordu. Uzlaþma mý, Kopuþ mu? Sorunun özü bugün de deðiþmiþ deðildir. Bir partinin politik rengini ele verecek olgu, o partinin izlediði politikalarýn, kitlelerin düzenin kurumlarýndan kopuþ sürecini derinleþtirip derinleþtirmediðidir. Seçimlere baðýmsýz adaylarla katýlanlar da emekçi sýnýflarý sandýk baþýna çaðýrmak suretiyle burjuvaziyle, sosyal reformistlerle ayný çizgide buluþmuþ oluyorlar. Böylelerinin, biz sosyalizmin propagandasýný yapýyoruz gibi bir gerekçenin arkasýna saklanmalarý, durumlarýný deðiþtirmiyor. Seçim gibi özel dönemlerde sosyalizm propagandasý yapmanýn tek yolu seçimlere katýlmak, kitleleri sandýk baþýna çaðýrmak ve böylece sözünü ettiðimiz çizgiye düþmek deðildir. Kitlelerin düzenden kopuþ sürecini derinleþtirecek bir politika izlerken de sosyalizm propagandasý yapmak pekala mümkündür. Üstelik, böyle bir politik temel üzerinden yapýlacak sosyalizm propagandasý kitlelerin üzerinde çok daha inandýrýcý bir etkiye sahip olacaktýr. Türkiye ve K. Kürdistan, devrimci durum ve iç savaþ sürecinden geçiyor. Devrimci proletaryanýn ve onun sýnýf partisinin seçimlerde izleyeceði politikanýn içeriðini iþte bu somut durum belirliyor. Böylesi koþullarda, proletaryanýn devrimci sýnýf partisinin izleceði politikanýn özünü devrimin ve sosyalizmin propagandasý oluþturuyor. Devrimci komünist parti, böylesi koþullarda proletarya ve diðer sömürülen sýnýflara devrimin derinliðini, geniþliðini, kapsayýcýlýðýný, dönüþtürücü gücünü ve kaçýnýlmazlýðýný anlatmakla; kitleleri silahlý bir halk ayaklanmasýna her bakýmdan hazýrlamakla yükümlüdür. Bu görevden kaçýnan ya da bu görevi erteleyen bir parti devrimci sýfatýna layýk olamaz. Þüphesiz, böyle bir politika emekçi sýnýflarýn düzenden kopuþ sürecini hýzlandýracak olan seçimleri BOYKOT politikasýyla tamamlanýrsa anlamýný bulur. Önümüzdeki seçimlerin genel deðil, yerel olmasý bu gerçeði deðiþtirmiyor. Zira, burjuvazinin yerel seçimlere yüklediði misyon genel seçimlere yüklediði misyonla aynýdýr: Sokaklarý temizlemek. Seçim Deðil Devrim Belediyeler, muhtarlýklar vb. kurumlar düzenden ayrý, demokratikleþtirilmeye müsait, yerel iktidar kurumlarý haline getirilebilecek kurumlar deðil, aksine düzenin köylere kadar yayýlmýþ, merkezi iktidarla sýký iliþki içinde, merkezi iktidara tabi ve onun tamlayýcý unsuru durumundaki kurumlardýr. Onlarýn yerel inisiyatifi, özerk hareket etme kabiliyetleri, ancak bu sýnýrlar ve iliþkiler çerçevesinde mümkündür. Bu iliþki ve sýnýrlarýn dýþýna çýkma eðilimi gösteren istisna örneklerin baþýna neler geldiðini 70 li yýllarda Fatsa ve Diyarbakýr örneðinde; günümüzde ise sayýsýz örnekte gördük. Merkezi iktidar, bu konuda istisnalara dahi yaþama þansý tanýmýyor. Görevden alma, zindana atma ya da baþka etkili yollar merkezi iktidarla kazara çatýþma durumuna düþenleri hizaya getirmenin yöntemleridir. Bu konuda Türkiye ve K. Kürdistan zengin bir deneyime sahiptir. Kýsacasý faþist devlet, herhangi bir kurumunun kendi çizdiði sýnýrlar dýþýna çýkmasýna asla müsade etmez. Faþist devletin, geçmiþte örneðine sýk rastladýðýmýz bu pratiðinin kaynaðý en ufak bir devrimci geliþmeden duyduðu korkudur. Þöyle de söylenebilir: Devrimin güçlü baskýsý altýnda bulunan faþist devlet ve tekelci sermaye sýnýfý, deðil bir devrimci geliþmeye, kendi sýnýrlarýnýn en ufak bir zorlanmasýna dahi tahammül edemiyor. Öyleyse bunlarýn yerel iktidar organlarý olduklarý ya da ona dönüþtürülebilecekleri iddiasý, bu a- çýdan bakýldýðýnda da katýksýz bir yalandýr. Yerel seçimler biçim olarak farklý olsa da içerik olarak genel seçimlerle ayný politik role sahiptir. Bu seçimler de emekçi sýnýflarý aldatmanýn, onlarýn öfke ve enerjilerini sokaktan çekip burjuva kanallara akýtmanýn aracý rolünü oynuyorlar. Seçimlere katýlým oraný, burjuvazi için, bu nedenle öncelikli önemdedir. Katýlým ne denli yüksek olursa, a- maçlarýna o denli ulaþmýþ sayacaklar kendilerini. Leninist Parti proletarya ve diðer e- mekçi sýnýflarý bu oyuna gelmemeye çaðýrýyor. Belediyeler, ne yerel iktidarlaþma nýn ne de size hizmet etmenin a- racýdýrlar. Onlar yalnýzca burjuva toplumun en yaygýn örgütlenmeleri olarak faþist devletin payandasýdýrlar. Sömürü düzenine olan tepkinizi, öfkenizi yumaþatma iþlevi görüyorlar. Ýçinde bulunduðumuz koþullarda öfkemizi sandýða deðil, sokaða taþýmalýyýz. Burjuvazinin devrimi önleme manevralarýný boþa çýkarmak için bütün dikkatlerimizi, enerjimizi ve zamanýmýzý bir ayaklanmanýn hazýrlýðýna ayýrmalýyýz. Ýþçilerin, diðer emekçi sýnýflarýn ve Kürt halkýnýn politik özgürlüðüne kavuþmasýnýn ekonomik kurtuluþlarýnýn saðlamasýnýn tek yolu, bütün iktidarý ele geçirecek bir devrimdir. 13

13 SEÇÝMLERÝ BOYKOT EDELÝM Türkiye ve K.Kürdistan ýn emekçi sýnýflarý, yeniden bir seçim atmosferine sokuluyorlar. Tekelci sermaye bu amaç i- çin bütün propaganda aygýtlarýný devreye sokmuþ durumda. Devletin ve sermaye sýnýfýnýn emrindeki bütün basýn ve televizyon kanallarý, büyük bir gayretle bu konuda üzerlerine düþeni yapmaya çalýþýyorlar. Tekelci sermaye sýnýfýna bu çabasýnda bir destek de sosyal reformist parti ve örgütlerle Ulusal Kurtuluþ Hareketi nden geliyor. Bu kesim, devlet ve düzenle uzlaþmanýn kanallarýný açar, rüþtlerini burjuvaziye kanýtlar umuduyla seçim aldatmacasýna destek veriyor. Bunun için seçim kampanyalarýna dört elle sarýlmýþ durumdalar. Kapitalist sistemde, tekelci sermaye diktatörlüðü koþullarýnda muhtarlarýn, belde, ilçe ve þehir belediye baþkanlarýnýn yerel iktidar ý temsil ettiklerini, yoksul emekçi sýnýflar þimdi bu adamlardan öðreniyorlar. Burjuvazinin bile söylemediði böyle bir yalanýn ortaya atýlmasýnýn nedeni, kitlelerin aldatýlmasýdýr. Yoksa, sözünü ettiðimiz kurumlarýn ve kurum baþkanlarýnýn merkezi iktidarýn yanýnda, yerel iktidar anlamýnda beþ paralýk bir deðerlerinin olmadýðýný en iyi bilen yine bu sosyal reformistlerdir. 12 Düzenden Kopuþ Eðilimi Ancak, bütün çabalarýna karþýn istedikleri etkiyi yaratabilmiþ deðiller. Seçimlere bir aydan daha kýsa bir zaman kalmýþ olmasýna raðmen o eski seçim kampanyalarýndan ortada eser bile yok. Burjuva partiler ve diðerleri tüm çabalarýna raðmen yoksul sýnýflarda seçimlere yönelik bir ilgi yaratamadýlar. Yoksul emekçi sýnýflarýn geçmiþ yýllardan beri süren düzen partilerinden ve düzenden kopuþ süreci partilere ve seçimlere ilgisizlik biçiminde devam ediyor. Hem de artan bir þekilde. Son genel seçimler bu kopuþun en açýk ve anlaþýlabilir ifadesi olmuþtur. Nüfusun ezici çoðunluðunu oluþturan e- mekçi sýnýflar ve Kürt halký, ya sandýk baþýna gitmeyerek ya da ipliði pazara çýkmýþ burjuva partilerden koparak bu eðilimi ortaya koydular. Emekçi sýnýflarýn eðilimini ortaya koymuþ olmasý anlamýnda son genel seçimlerin önemli politik etkisi oldu. Seçmenlerin üçte birinden fazlasý sandýk baþýna gitmedi. Sandýk baþýna gidenler ise arayýþ içinde olduklarýný yeni partilere oy vererek gösterdiler. Emekçi sýnýflardaki bu eðilim bugün de sürüyor. Burjuva partilerin korkunç boyutlardaki maddi harcamalara ve teknik olanaklara raðmen emekçi sýnýflarda seçimlere iliþkin bir ilgi yaratamamýþ olmalarý bunun en iyi kanýtýdýr. Üstelik bu baþarýsýzlýk sosyal reformistlerin ve UKH`nin sol dan desteðine raðmen ortaya çýkmýþtýr. Bu anlamda burjuva partilerin baþarýsýzlýðý, sosyal reformist parti ve örgütlerin hanesine de yazýlmýþtýr. Seçimler Sokaklarý Temizler Yine de seçim dönemlerinde kitlelerin politikaya olan ilgileri artar; politik bilinç edinmeye daha bir yatkýn olurlar. Tam da bu nedenle, proletaryanýn devrimci sýnýf partisi bu ö- zel döneme iliþkin belirli bir politika izler ve izlemelidir. Sorunun temeli, bu politikanýn içeriðinin ne olacaðý sorusuna verilecek yanýtta bulunuyor. Kimileri emekçi sýnýflarýn politikaya artan ilgilerini ve politik bilinç edinmeye yatkýn hale geliþlerini seçimlere çeþitli biçimlerde katýlýþýn gerekçesi haline getiriyorlar. Böyleleri seçimlerin sadece bir yönünü, kitleler üzerindeki etkisinin sadece tek yanýný öne çýkararak pratik politikada aslýnda diðerleriyle ayný konuma düþmüþ oluyorlar. Pratik politikada böylelerinin sosyal reformist parti ve örgütlerden hiçbir farký yoktur. Seçimlerin yukarda sözünü ettiðimiz yönünden baþka etkileri de vardýr. Seçimler, kitlelerin, proletaryanýn örgütlülük, bilinç ve hazýrlýk derecesinin barometresi olduðu kadar, özellikle devrimci durum dönemlerinde onlarý sokaktan çekip düzene baðlama gibi bir iþleve de sahiptir. Sosyal reformistlerin ve diðer ortalama sol düþünceye sahip olanlarýn gözlerden saklamaya çalýþtýklarý þey budur. Oysa proletaryanýn, ve diðer emekçi sýnýflarýn sokaða çýkma eðiliminin çok yüksek; Kürt halkýnýn ise zaten serhýldan halinde olduðu 90 lý yýllarýn baþýnda Süleyman Demirel, devlet yönetiminde son derece tecrübeli olan bu yaþlý faþist, bu iþlevi þu cümle ile özetlemiþti: seçimler sokaklarý temizler.

14 Zindanlarý Yýkacak, ZAFERÝ BÝZ KAZANACAÐIZ! DÝYARBAKIR DA TUHAD-FED KONFERANSI TUHAD-FED in Diyarbakýr Büyükþehir Belediyesi Tiyatro Salonu nda 7-8 Þubat ta yaptýðý Demokratik Kurumlaþma Konferansý na katýlmak amacýyla DETAK (Devrimci Tutsak Aileleri Komiteleri) olarak Diyarbakýr a gittik. Oradaki hewaller bizi çok sýcak karþýladýlar. Onca yolu aþýp gelmiþ olmamýz bile onlar için anlamlýydý. Hewallerle Konferansa katýlýmýmýz konusunda daha önce Ýstanbul da görüþmüþtük. Baþka tutsaklarla yardýmlaþma dernek ve kurumlarýna da çaðrý yaptýklarýný, katýlmamýzýn kendilerini çok sevindireceðini söylemiþlerdi. Özellikle Ýmralý daki, F ve D tiplerindeki aðýr zindan koþullarýnýn gündemde olduðu bir süreçte, devrimci önderleri ve devrimci tutsaklarý sahiplenmenin ne kadar önemli olduðunu bildiðimiz ve bunun ancak gerçek anlamda bir mücadele birliði oluþturarak baþaracaðýmýza inandýðýmýz için, hewallerden davetiye aldýktan sonra Diyarbakýr a gitmiþtik. Konferansýn ilk günü gözlerimiz tanýdýk yüzleri aradý; çünkü burada olanlar bir þekilde, mahkeme kapýlarýnda, cezaevi önlerinde, cezaevlerinde bulunmuþ, birbirleriyle karþýlaþmýþ insanlardý. Konferansa Türkiye ve Kürdistan ýn bir çok ilinden delegeler katýlmýþtý. Tanýdýk yüzlerle karþýlaþýp kucaklaþmak bizleri sevindirdi. Konferansýn ilk günü gelen mesajlar, TUHAD-FED in çalýþma raporu (TUHAD-FED, TUAD bünyesinde örgütlü bulunan derneklerin bir araya gelerek oluþturduklarý bir federasyon), Konferansa iliþkin temel perspektiflerin ve önerilerin sunulduðu çeþitli kurum temsilcilerinin konuþmalarý ile doluydu. Konuþmacýlarýn hemen hepsi konuþmalarýna 1 Þubat ta yapýlan Hewler katliamýný lanetleyerek baþladýlar. Bunun Kürtlerin birliðine ve statü kazanmasýna karþý yapýlmýþ bir saldýrý olduðunu belirttiler. Ve yine konuþmacýlarýn hemen hepsi Ýmralý da A.Öcalan a uygulanan tecridi kýnadýlar; F ve D tiplerinde süren baskýlarý dile getirdiler. Konferansa Türkiye den kurum olarak sadece DETAK katýlmýþtý. TAYAD ve TUYAB davet edildikleri halde gelmemiþlerdi. TAYAD ýn gönderdiði mesaj ise ilk gün okundu. DETAK temsilcisi ilk gün konferansa bir bildirge sundu. Kürsüye geldiðinde orada bulunan herkesi Merhaba sevgili yoldaþlar anlamýna gelen Merhaba hewale heja 14 diye selamlamasý salonda yoðun bir alkýþa ve tililer çekilmesine neden oldu. Böylesine coþkulu ve yoldaþ sýcaklýðýnýn hakim olduðu bir ortamda DETAK temsilcisinin yaptýðý konuþma dikkatle dinlendi ve alkýþlarla son buldu. TU- HAD-FED genel baþkaný Nursel Aydoðan ýn arkadaþýmýza bu duygu yüklü konuþmasýndan dolayý teþekkür ediyoruz demesi salonda yeniden alkýþlara neden oldu. Konuþma sonrasý verilen arada, özellikle yaþlý Kürt analarý DETAK temsilcisinin yanýna gelerek tanýþtýlar ve kendi dillerinden içten duygularýný ifade ettiler. Ayný gün akþam Diyarbakýr da konuk edilen DETAK temsilcisi, bir gün sonraki Konferansýn ikinci bölümünde de söz alarak kýsa bir konuþma yaptý. DETAK olarak daha önce TUAD ve THÖD e önerdiðimiz Ýmralý Cezaevi, F ve D tipleri üzerine geniþ katýlýmlý bir panel örgütlenmesini bir kez daha gündeme getirdi. Zindanlara iliþkin herkesin yapabileceði çok þey olduðunu, bazen örgütlerin insanlarý harekete geçirdiðini, bazen de kiþilerin örgüt yaratabildiðini söyledi. DETAK temsilcisinin konuþmasý yine alkýþlarla karþýlandý. Kürt analarýnýn kendi anadillerinde yaptýklarý konuþmalar, herkesi duygulandýrdý; çünkü onlar, kelimenin tam anlamýyla yüreðin diliyle konuþuyorlardý. TUHAD-FED in konferansýnda bir çok karar önergesi sunuldu. Bunlar aðýrlýklý olarak, zindanlardaki baský ve yalýtma politikalarýnýn gündeme taþýnmasý, Ankara ya bir yürüyüþün örgütlenmesi, diðer tutsak örgütlenmeleriyle iliþkiye geçilmesi, zindandan çýkanlarýn istihdam edilmesi, eðitim çalýþmasý vb. idi. Bunlarýn hangilerinin kararlaþtýrýldýðýný bilmiyoruz; çünkü konferans geç saate uzadý ve bizim çýkmamýz gerekiyordu. Diyarbakýr dan, hewallerden çok içten ve sýcak duygularla ayrýldýk. Zindanlarda devrimci ve yurtsever tutsaklarýn verdikleri mücadeleyi halklarýmýzýn gündemine daha çok sokabilmek için halklarýn mücadele birliðinin þart olduðunu bir kez daha anladýk. Bunun için DETAK a ve TUHAD- FED e daha fazla sorumluluk düþtüðünü pratik olarak gördük. Önümüzdeki dönem mücadele birliðinin somut adýmlarýný atmak dileðiyle

15 Gerçek Özgürlük En Son Tutsak Özgür Olduðunda Baþlayacak DETAK Temsilcisinin 7 Þubat ta Diyarbakýr da TUHAD-FED Konferansýnda Yaptýðý Konuþma: Merhaba Dostlar, Yoldaþlar; Merhaba yüzyýllýk acýlarýmýzla, yaralarýmýzla birbirimize baðlý olduðumuz yiðit topraklarýn yiðit insanlarý. Merhaba Mazlumlarýn, Mahirlerin, Denizlerin, Ýbolarýn yoldaþlarý Hepinizi Devrimci Tutsak Aileleri Komiteleri (DETAK) adýna sevgi ve saygýyla selamlýyorum. Afrikalý baðýmsýzlýk savaþçýsý Amilcal Cabral, bir þiirinde Gerçek özgürlük en son tutsak özgür olduðunda baþlayacak diyor. Bu anlamýyla düþündüðümüzde, hiçbirimiz gerçek anlamda özgür sayýlmayýz. Çünkü üzerinde yaþadýðýmýz topraklarda binlerce devrimci tutsak zindanlarda tutuluyor. Ve bunlarýn arasýnda devrimci önderler de var. Açýktýr ki, bizler gerçek anlamda özgürleþmek istiyorsak, her þeyden önce onlara sahip çýkmalý ve onlarýn özgürleþmesi i- çin mücadele etmeliyiz. Unutmamalýyýz ki, devrimci tutsaklar özgürleþtirilmeden, emekçiler özgürleþemez. Ve yine unutmamalýyýz ki, önderlerine sahip çýkamayan proletarya ve emekçi halklar zafer yüzü göremez. Bugün dört duvar arasýnda, hücrelerde tutulanlar, bizim dünümüz, bugünümüz ve geleceðimizdir. Hücrelerde sessiz bir þekilde imha edilmeye çalýþýlan þey devrimin moral gücüdür. 19 Aralýk öncesi cezaevleri devrimin moral kaleleriydi. Orada kan, can pahasýna kazanýlan statü, halklarýmýza büyük bir moral veriyordu. Halklarýmýz, her koþul altýnda direnen ve mücadeleyi kazanan devrimci tutsaklarý kendilerine örnek alýyordu. Dönemin Baþbakaný cezaevlerine hakim olmadan sokaklara hakim olamayýz diyordu. Bunun anlamý açýktý, cezaevleri sokaklarý hareketlendiriyordu. Devrimci tutsaklarý iþçi ve emekçilerden koparýp yalýtabilmek amacýyla cezaevinde bir çok katliam gerçekleþtirilmiþti; ama 19 Aralýk bunlarýn en acýmasýzý, en vahþisi oldu. Ve bir yönüyle hala devam ediyor. F Tiplerinden sonra þimdide D Tipleri açýldý. Mezarlýk Tipi denilen bu zindanlarda tutsaklar bir kat daha aðýr tecrit koþullarýnda tutuluyorlar. Þu anda Diyarbakýr ve Denizli de açýlan bu zindanlar, devrimci tutsaklarýn nasýl bir imha politikasýyla karþý karþýya olduklarýný gösteriyor. Eðer iþçiler ve emekçiler, devrimci tutsaklara sahip çýkmazlarsa devlet politikasýnýn amacýna ulaþmasý iþten bile deðildir. Büyük komünist önder Dimitrov un bir sözü var: Bir insan malýný kaybetmiþse bir þeyini kaybetmiþ demektir/ Onurunu kaybetmiþse çok þeyini kaybetmiþ demektir/ Yüreðini kaybetmiþse her þeyini kaybetmiþ demektir diyor. Ýþte þimdi üzerinde yaþadýðýmýz topraklarda burjuvazi, zindanlarda uzun mücadeleler sonucu elde etmiþ olduklarý statüyü kaybeden devrimci tutsaklara, þimdi onurundan ve yüreðinden vazgeçmesi için baský yapýyor. F tiplerinde baskýlar devam ediyor. Þimdi bu baskýlarýn hukuki kýlýfý da hazýrlanýyor. Yeni Ceza Ýnfaz Yasasý meclise gönderilmek üzere hazýrda bekletiliyor. Gereken tepki gösterilmediði takdirde, mecliste onaylanýp yürürlüðe girmesi mümkün. Bu yasaya göre devrimci tutsaklar yýllar sonra yeniden tek tip elbise giymeye zorlanacaklar. Dostlar, yoldaþlar, Ýmralý da aðýr tecrit koþullarý devam ediyor. Bir halkýn umutlarý bir a- dada hapsedilmek, çürütülmek ve bitirilmek isteniyor. Ulucanlar da esaret altýnda tutulan da bir halkýn umutlarýdýr. Tüm geliþmeler, zindanlarýn yýkýlýp tutsaklarýn özgürleþtirilmesinin ne kadar hayati bir öneme sahip olduðunu gösteriyor. Baskýlar karþýsýnda direniþ de devam ediyor. Ýmralý da ve F tipi zindanlarda beyni koruyarak ve daha da örgütleyerek geçirilen her gün, kendi içinde bir zaferdir. Þu anda F tipi zindanlarda Ölüm Orucu sürüyor. Sürecin baþýndan bugüne deðin 107 devrimci tutsak ölümsüzleþti, yüzlercesi hafýza kaybýna uðradý, sakat kaldý. Ý- çeride büyük bir direnme savaþý veriliyor. Biz, þu anda burada konuþurken Ölüm Orucunda bulunan yoldaþlarýmýz bir günü daha aç ve büyük acýlar içinde geçiriyorlar. Buna raðmen onlar insanlýðýn en büyük kavgasýný vermeye devam ediyorlar. Yaþamý, uðruna ölecek kadar çok sevenler, yaþamlarýný ortaya koyarak devrimimiz için ölümsüz örnekler yaratýyorlar. Emperyalist-kapitalist sistem, içinde bulunduðu sýçramalý çöküþ sürecini engelleyebilmek için bütün dünya halklarýna karþý 3. Dünya Savaþý baþlattý. Devrimci tutsaklara yönelik saldýrýlar bu süreçten baðýmsýz deðil. Ancak hala devrim ve sosyalizm için ölmeye hazýr savaþçýlar olduðuna göre, emperyalist-kapitalist sistemin bu yeni evrede ömrü uzun olmayacaktýr. Kazanan proletarya ve emekçi halklar olacaktýr. YAÞASIN HALKLARIN MÜCADELE BÝRLÝÐÝ! ZÝNDANLAR YIKILSIN TUTSAKLARA ÖZGÜRLÜK! 15

16 EN SONUNCU KAVGA YA DOÐRU 16 Bundan yaklaþýk yüzotuzbeþ yýl önce, Fransýz burjuvazisi, Prusya burjuvazisiyle birlik halinde Paris sokaklarýný Komünarlarýn kanlarýyla sularken, Euguen Pottier, bir çatý arasýnda, yitirilen Paris Komünü nün derin acýsý içinde iþte böyle diyordu: Bu Kavga En Sonuncu Kavgamýzdýr Artýk Tarihsel anlamda bu sözlerin doðruluðundan þüphe yoktu. Sýnýflý toplumlarýn tanýk olacaðý son iki sýnýf, proletarya ile burjuvazi tarih sahnesine çýkmýþlardý ve proletarya þahsýnda ezilen ve sömürülen sýnýflar, sömürücü sýnýflarýn son temsilcisi olan burjuvaziye karþý kýzýl bayraðý açmýþlardý. Bu, ezilen ve sömürülen sýnýflarýn ezen ve sömüren sýnýflara karþý en sonuncu kavgasýydý artýk. Ne var ki, Enternasyonal in sözlerinin yazarý ifade etmemiþ olsa da, bu kavga tek bir çarpýþmadan ibaret deðil, yüz yýllar sürecek bir çarpýþmalar dizisini kapsayacaktý.bu anlamda, Paris Komünarlarýnýn Fransýz burjuvazisine karþý giriþtikleri savaþ, en sonuncu kavganýn bir ilk adýmýydý. Paris Komünü nden sonrasý biliniyor Yüzotuzbeþ koca yýlý kapsayan devrimler, karþý devrimler, iç savaþlar, isyanlar, a- yaklanmalar Ýki dünya savaþý, on milyonlarca insanýn yaþamýna mal olan kurtuluþ savaþlarý Kýsacasý, benzersiz bir çarpýþmalar yüzyýlý. Henüz bitmiþ de deðil.. Hangi biçimlere bürünmüþ, ve hangi biçimler altýnda ortaya çýkmýþ olsalar da, bütün bunlarýn, proletaryanýn burjuvaziye karþý en sonuncu kavgasýnýn çarpýþmalarý olduðu kesindir. Tarihsel evrim düz bir çizgi izlemez. Tarihsel evrimin iniþ çýkýþlarla dolu olduðu biliniyor. Ne var ki þu nokta göz ardý ediliyor: Tarihsel evrimin düz bir çizgi izlemeyeceði ne kadar doðruysa, evrim sürecinin nitel bir sýçramanýn koþullarýný oluþturduðu; belli bir geliþme sürecinden sonra nitel sýçramanýn kaçýnýlmaz olduðu da bir o kadar doðrudur. Ýnsanlýk tarihi, iþte þimdi, bu nitel sýçramanýn eþiðine gelmiþ bulunuyor. Kapitalist üretim tarzý, tüm tarihsel geliþmesi sonucu, kendinden sonraki üretim tarzýnýn, daha üst ve geliþmiþ toplum biçiminin maddi ve teknik koþullarýný her yönüyle hazýrlamýþtýr. Bu, insanlýk tarihinde bir Yeni Evre nin kendisinden baþka bir þey deðil. Ancak, tüm bir tarihsel evrimin hazýrlamýþ olduðu nitel sýçramanýn kendiliðinden, bir hamlede ve kansýz-kavgasýz gerçekleþeceðini sanmak, büyük bir yanýlgý olur. Aksine, bu sýçrama, sýnýflarýn bilinçli ve örgütlü mücadelesi sonucu, son derece kanlý çarpýþmalarla geçecek bir süreci kapsayacaktýr. Fakat her þeye raðmen bu, Enternasyonal marþýnda ifade edilen ve kelimenin gerçek anlamýnda En Sonuncu Kavga dýr artýk Ýþleri bu noktaya getiren, kapitalist üretim tarzýnýn bizzat kendisidir. O, kendi geliþmesinin kaçýnýlmaz bir sonucu olarak kendi yýkýlýþýnýn tüm koþullarýný hazýrlamýþtýr. Onun tarihsel görevi, insan emeðinin ürettiðini hiçbir sýnýr tanýmadan geliþtirmektir. Ancak, kapitalist üretim tarzýnýn çeliþkili yapýsý, onu çoðu zaman bu tarihsel görevine ihanet etmeye zorlar. Çoðu zaman insan emeðinin ürettiðini engellemekle karþý karþýya kalýr ve kapitalizm, bunu yaptýkça, aslýnda gittikçe yaþlandýðýný ve miadýný doldurduðunu göstermiþ olur. Burjuvazi Her Yerde Saldýrý Halinde Dünyadaki bütün kapitalist ülkelerin burjuvazisi, her yerde, dünya proletaryasýna ve diðer ezilen sýnýflarýna karþý tarihinin en sert ve en kanlý saldýrýsýný baþlatmýþ durumda. Burjuvazinin, dünyanýn her karýþ topraðýnda proletarya ve diðer sömürülen sýnýflara karþý saldýrýya geçmiþ olmasý, bu kavgaya evrensel bir nitelik kazandýrýyor. Dünyanýn her kýtasýnda ve her kapitalist ülkesinde ezenlerle ezilenler, sömürülenlerle sömürenler arasýnda kýyasýya bir savaþ yaþanýyor. Bu bir Dünya Ýç Savaþý dýr. Bu savaþýn en somut biçimlerinden birini ABD emperyalizminin dünya proletaryasý ve emekçi halklarýna karþý baþlattýðý savaþta görüyoruz. ABD emperyalizmi, öncesi bir yana, 11 Eylül saldýrýsýný kendi eliyle tezgahlayarak önce bir savaþýn zeminini oluþturdu, sonra da savaþýn kendisini baþlattý. Sanýldýðýnýn

17 aksine, bu savaþ, Afganistan ve Irak ýn iþgalinden ibaret deðil. ABD emperyalizmi, kendi yoksul emekçi halklarý da dahil, dünyanýn tüm emekçi halklarýnýn kazanýlmýþ haklarýný gasp etmek, sömürüyü yoðunlaþtýrmak ve bunu polis-mahkeme-zindan aygýtlarýnýn terörüyle yapmak sözünü ettiðimiz savaþýn bir biçimiyse, diðer kapitalist ülkelerin burjuvazisine emekçi sýnýflara karþý savaþta yardým etmek, onlarý saldýrýya yüreklendirmek, vb. savaþýn bir diðer biçimidir. Ancak, iþaret ettiðimiz gibi, saldýrý halindeki tek güç, ABD emperyalizmi deðildir. Latin Amerika dan Asya ya, Afrika dan Avrupa ya kadar bütün ülkelerin burjuvazisi ezilen sömürülen emekçi sýnýflara karþý yoðun bir saldýrý halindedir. Saldýrý çok farklý biçimlerde olabilmektedir. Özelleþtirmeler, kazanýlmýþ haklarýn gaspý, sömürünün yoðunlaþtýrýlmasý, örgütlülüðün çeþitli yollarla daðýtýlmasý vb. saldýrýnýn aldýðý biçimlerden sadece bir kaçýdýr. Son Örnek Almanya Burjuvazi, toplumsal servetin tüm kaynaklarýný yaðmalayarak, emperyalist tekellere peþkeþ çekerek, sömürüyü yoðunlaþtýrmaya çalýþýyor. Latin Amerika nýn ve Asya nýn baðýmlý ülkelerinde bu süreç en çýplak ve gözle görülür haliyle sürüyor. Þimdi bunlara Avrupa nýn emperyalist-kapitalist ülkeleri de katýlmýþ durumda. Fransa dan Ýngiltere ye, Hollanda dan Ýsviçre ye kadar bütün Avrupalý emperyalistler, kendi proleter sýnýflarýnýn büyük mücadeleler sonucu yüzyýl önce kazanmýþ olduðu haklarý þimdi birer birer geri almaya çalýþýyorlar. Sosyal yardýmlarýn kesilmesi, eðitim, saðlýk gibi temel hizmetlerin özelleþtirilmesi ve paralý hale getirilmesi, iþsizlik parasýnýn kýsýtlanmasý vb. saldýrý alanlarýndan sadece birkaç örnektir. Almanya, þimdi bu emperyalist devletlerden bir adým daha ileri giderek, çalýþma sürelerini uzatmaya çalýþýyor. Büyük mücadeleler sonucu, Metal iþkolunda kazanýlmýþ olan haftada 35 saatlik çalýþma süresini Metal iþkolu kapitalistleri, haftada 40 saate çýkarmaya çalýþmaktalar. Metal iþkolu kapitalistlerinin bu saldýrýsýna Alman iþçi sýnýfý uyarý grevleriyle karþýlýk verdi. Geçtiðimiz haftalarda 80 bin metal iþçisi uyarý grevi yaparak metal iþkolu kapitalistlerini uyardý. Arkasýndan sadece Kuzey Ren Vestfalya da 290 fabrikada 40 bin ve Bavyera eyaletinde 25 bin iþçi iþ býraktý. Alman iþçi sýnýfýyla Alman kapitalistleri arasýndaki bu kavganýn þiddetini taraflarýn kararlýlýðýndan anlamak mümkün. Ýþçiler Taleplerimizi sonuna kadar savunacaðýz, patronlarýn talepleri karþýsýnda geri adým atmayacaðýz. Bu uyarý hem iþverenlere hem de sendika yönetimine sözleriyle kararlýlýklarýný ortaya koyarlarken, kapitalistler de haftalýk çalýþma süreleri 5 saat daha uzatýlmazsa, o zaman ücret sözleþmesini de imzalamayýz diyerek karþýlýk veriyorlar. Alman burjuvazisinin çalýþma sürelerine el atmýþ olmasý, saldýrýnýn içeriði ve þiddeti açýsýndan son derce anlamlýdýr. Çünkü, burjuvazi, bugüne kadar çok çeþitli yönlerden iþçi sýnýfýna saldýrmakla birlikte çalýþma sürelerine el atma cesaretini hiçbir yerde gösterememiþti. Çalýþma sürelerinin uzatýlmasý isteði, sömürünün en hayasýz ve en açýk biçimde sürdürülme isteðinden baþka bir þey anlatmaz. Saldýrýnýn Kaynaðý Dünya burjuvazisinin bu çok geniþ kapsamlý saldýrýsý, çok farklý nedenlere baðlanmaktadýr. Kimileri bu saldýrýyý emperyalistler arasý rekabette avantaj saðlama çabasýna baðlýyor, kimisi Sovyetler Birliði nin daðýlmasýna baðlýyor. Kimisi ise burjuvalarýn açgözlülüðü gibi özelliklere baðlýyor. Sovyetler Birliði nin daðýlmasýnýn özellikle de Avrupalý emperyalistleri sosyal haklara saldýrýda cesaretlendirdiði doðru olabilir. Ama bu, saldýrýnýn nedeni olamaz. Keza, emperyalistler arasý rekabetle avantaj elde etme; bunun için sermaye birikimini hýzlandýrma amacý bu saldýrýnýn amaçlarýndan biri olabilir, ama tek ve baþlýca nedeni olamaz. Tek tek görüngelere takýlmak ama bütün biçimleri birleþtiren ortak temeli görmezlikten gelmek, sýk düþülen bir hatadýr. Ýleri sürülen savlarýn her biri tek baþýna doðru olmakla birlikte, bütünü ifade etmekten uzaktýr. Gerçek neden þu ki, kapitalist geliþmenin günümüzde varmýþ bulunduðu boyutlar nedeniyle kapitalist meta üretiminin temelleri bütün dünyada sarsýlmaktadýr. Kapitalist üretimin gerçek engeli sermayenin kendisidir ve aslýnda kendisi bir birikim sürecinden baþka bir þey olamayan kapitalist üretim süreci, bu engeli sürekli büyütmeden edemez. Sermayenin bir kutuptaki korkunç büyümesine öteki kutupta eþlik eden korkunç boyutlardaki sefalet, açlýk, yaþamdan kovulma ve yýkým, kapitalist meta üretimini temellerinden sarsan baþlýca nedendir. Dünya burjuvazisi bu duruma son vermek için sömürüyü yoðunlaþtýrmaktan baþka bir yola baþvuramaz. Çünkü sömürü yoðunluðunun belli bir noktanýn altýna düþmesi, kapitalist üretim sürecinde rahatsýzlýklara, kesintilere yol açar, bunalýmlar ve sermaye tahripleri görülür. Burjuvazi bu durumdan kaçýnmak için, sürekli büyüyen sermayeye denk gelen sürekli yoðunlaþan bir sömürü gerçekleþtirmek ister. Ve böyle yapmakla o, asýl tüketiciler kitlesini yýkýma uðratýr, kendi pazarýný kendi eliyle tahrip etmiþ olur. Meta üretiminin temellerini sarsan temel çeliþki iþte burada yatar. Çünkü, Marx ýn sözleriyle ifade e- dersek: Bütün bunalýmlarýn son nedeni, daima kapitalist üretimin üretici güçleri sanki yalnýz toplumun mutlak tüketim gücü bu güçlerin sýnýrýný teþkil edermiþçesine geliþtirme çabasýna zýt o- larak, kitlelerin yoksulluðu ve sýnýrlý tüketimidir. Dünya burjuvazisi, bunalýmdan kurtulmak için sömürüyü yoðunlaþtýrýrken, demek ki, çok daha büyük ve yýkýcý bunalýmlarýn koþullarýný da oluþturmuþ oluyor. Öte yandan, dünya proletaryasý ve ezilen, sömürülen halklar, dünya burjuvazisini bu saldýrýsýna sessizce boyun eðiyor deðiller. Latin Amerika dan Asya`ya, Afrika dan Avrupa ya kadar emekçi sýnýflar kendilerini derin bir yoksulluk ve sefalete iten burjuvaziye karþý ayaklanýyorlar. Üretici güçlerde, bilimde, teknikte, ulaþým ve iletiþimde ulaþýlmýþ bulunan dev geliþme; buna eþlik eden sermayedeki dev büyüme; karþý kutupta ayný dev boyutlarda biriken, sefalet, bize yeni ve daha ileri bir toplumun tüm koþullarýný veriyor. Kapitalist üretim tarzýnýn yaþamdan kovduðu ve derin bir sefalete ittiði emekçi sýnýflar, bu topluma ulaþmak için ileri atýlmýþ durumdalar. Tam da bu nedenle, Bu Kavga En Sonuncu Kavgamýzdýr Artýk 17

18 ÇALIÞMA NOTLARI: ESNEK ÇALIÞMA/ESNEK ÜRETÝM 111. BÖLÜM 3-Esnek Üretim Karþýmýza Hangi Biçimlerde Çýkar? (Sayýsal Esneklik ve Ücret Esnekliði) Daha önceki bölümlerimizde Esnek çalýþma nedir? Esnek çalýþma yeni bir kavram mý ve Kapitalizmi esnek üretim modeline zorlayan etmenler nelerdir konularýný ele aldýðýmýz yazý dizimizde iki bölümlük yeni bir konuyu inceleyeceðiz. Esnek üretimin uygulamada karþýlaþtýðýmýz biçimleri olan sayýsal esneklik, ücret esnekliði, fonksiyonel esneklik, çalýþma süresi esnekliði ve uzaklaþtýrma stratejileri konularýnýn bu sayýmýzda ilk iki grubunu ele alacaðýz. Esnek çalýþmanýn, kapitalizmin daha fazla kar amacýyla çalýþma koþullarýný, ücretleri ve çalýþma hukukunu kendi lehine esnetmesi olduðunu iþlemiþtik. Kapitalist için esneklik anlamýna gelen tüm bu yöntemlerin, iþ yaþamýnda iþçi için tam bir saldýrý ve katýlýk olduðunu örnekleriyle göreceðiz. Esnekliðin tek bir tanýmý olmadýðý gibi, gruplara ayrýlmasý da tek bir biçimde mümkün deðildir. Esnek üretim, süreç içinde yeni kavramlarla karþýmýza çýkýyor. Yalýn üretim, bütünsel kalite yönetimi, yüksek performanslý çalýþma sistemi, iþ mükemmeliyeti, yeniden yapýlanma gibi kavramlar ve kalite kontrol çemberleri, kendini yöneten takým gibi çok sayýdaki alt uygulamalar, yeni üretim organizasyon sistemleri bu dönemin parçalarýný oluþturmaktadýr. Tercih ettiðimiz bu gruplandýrma, konuyu bütünüyle kapsamaktadýr. Uygulamada bazen birlikte bazen de birbirini destekler biçimde kullanýlmakta, bazen de hepsi bir arada ayný iþyerinde görülmektedir. 18 Sayýsal Esneklik Açýk bir ifadeyle, patronun istediði kadar iþçiyi iþe alma ve iþten atma serbestisini geniþletmeyi, iþ güvencesini ortadan kaldýrmayý öngören bu yöntemde, bir kapitalist, iþçi alým ve çýkarýmýnda yasal ve sendikal engellerle ne kadar az karþýlaþýrsa, o kadar sayýsal esnekliði uyguluyor demektir. En yaygýn biçimiyle Almanya da uygulanan bu yöntem, kapitalist için sadece ihtiyaç duyduðu sayýda iþçiyi, ihtiyaç duyduðu sürede çalýþtýrmasý olarak bilinir. Bu biçim, ücret esnekliði, uzaklaþtýrma stratejileri vb. yollarla desteklenir. Almanya da uygulanan biçimiyle, burjuvazi daha yoðun olduðu dönem ya da saatlerde daha fazla iþçi çalýþtýrmak için yedek iþçi bulundurur ya da bu yedek iþçileri saðlayan taþeronlarla çalýþýr. Sürekli ihtiyaç duyduðu çekirdek iþçi grubunu oluþturur ve onlara özel bir statü verir. Bu aristokrat iþçi grubu, onun için hem kafa hem kol emeðini bütünüyle sömürebileceði, iþçiler içinde denetleyici rakip bir katmandýr. Böylece kapitalist hem iþçiler arasýnda bölünme yaratýr hem de artý-deðer sömürüsünü arttýrýr. Sayýsal esneklik ülkelerimizde de türlü biçimlerde kullanýlmaktadýr. Yeni sömürge diðer ülkelerde de olduðu gibi, kayýt dýþý çalýþma denilen sömürünün en vahþi biçimi karþýmýza çýkýyor. Mevsimlik çalýþma (özellikle tarým ve tekstil alanýnda), gün içinde çalýþma saatinin kýsalmasý, dolayýsýyla ücretlerin ve sosyal güvencelerin de gasp edildiði yöntemler, kadýn ve çocuk emeðinin sömürülmesi, taþeron çalýþma, sayýsal esnekliðin kullanýldýðý yöntemlerdir. Emperyalist ülkelerde de sayýsal esneklik yönteminin kullanýlmasý ve hukuksal destek yollarýnýn açýlmasý, kapitalistlerin ihtiyaç fazlasý ya da þiþkin kadro diye tabir ettikleri iþçileri iþten çýkartmalarýyla sonuçlandý. Böylece daha az iþçiyle daha fazla iþ gerçekleþmiþ oldu. Müesseseyi kurtarmak demagojisi ya da zor yoluyla tepkileri bastýrmak yetmedi; sermaye uluslararasý alanda emeðe karþý bir saldýrý baþlattý. Bunun karþýsýnda iþçilerin enternasyonal dayanýþmasýnýn ilk adýmlarý atýldý. Genellikle ayný uluslararasý tekelin tüm ülkelerdeki iþçilerine ayný anda saldýrýsý, eylemleri birleþtirdi. Kýsaca sayýsal esneklik, iþ güvencesine ve iþçinin güvenlik sistemlerine saldýrýdýr. Ýletiþim alanýndaki esneklik dayatmasý, bu konuya uluslararasý ölçekte iyi bir örnektir. Aþaðýdaki örnekler, emperyalist ülkelerdeki büyük saldýrýlarý, sayýsal esnekliði getirmeye çalýþan, böylece yýllarýn kazanýmlarýndan bir çýrpýda kurtulmaya çalýþan kapitalistlerin gerçek niyetlerini ve ayný zamanda bunalýmlarýný göstermektedir. Thatcher döneminde, British Telecom tarafýndan 130 bin iþçi iþten atýlmýþ ve telefon fiyatlarýnýn büyük zamlar görmesiyle beraber toplu sözleþmeler kaldýrýlmýþ, yerine kiþisel sözleþmeler ve esnek çalýþma getirilmiþtir. Grup Telefonica, özellikle Ýspanya, Portekiz ve Ýtalya da büyük yatýrýmlar yapmýþ bir tekeldir. Merkezi Ýspanya da o- lan bu tekel, yýllardan beri çalýþanlarýn sayýsýný en aza indir-

19 me politikasý izlemektedir. Sadece 1994 yýlýnda iþten a- týlanlarýn sayýsý 2 bindir. Þirketin uyguladýðý programlara göre çalýþanlarýn sayýsý yüzde 50 oranýnda azaltýlacaktýr. Daha þimdiden, yaþý 52 ve üstünde olanlarý iþten atarken, Peru da çalýþanlarýn yüzde 50 sini iþten atmýþ bulunmaktadýr. Kanada da Bel Canada adlý tekel, 1995 yýlýnda 10 bin kiþiyi iþten çýkaracaðýný duyurdu. Bu sayý, tekel bünyesinde çalýþan toplam iþçi sayýsýnýn dörtte biri anlamýna gelmektedir. Þirket rekabet baskýlarýndan dolayý iþçileri attýðýný sözcüleri aracýlýðýyla defalarca açýklamýþtý. Yeni Zelanda da Ameritech ve Bell Atlantic, Telecom New Zeland ý satýn aldýlar. Bu geliþmenin hemen ardýndan yeni patronlarýn ilk yaptýðý iþ sendikalarý daðýtmak oldu. 400 çalýþanýn dýþýnda binlerce iþçi iþten atýldý. Yapým, onarým, satýþ iþleri taþeron þirketlere yaptýrýlýyor.bu arada tutulan 400 kiþinin toplu sözleþme yapmadýklarýný ve kiþisel sözleþmeler yaptýklarýný belirtmek gerekiyor. Hollanda tekeli KPN-Royal Dutch Post 1994 ve 1997 yýllarý arasýnda telekomünikasyon alanýnda çalýþan 3 bin kiþinin iþine son verdi. Ýsveç þirketi olan Telia ise 1990 yýlýndan bu yana toplam 50 bin çalýþanýndan, 22 bin kiþiyi iþten atmýþtýr ve atmaya da devam etmektedir. Þirket yaptýðý açýklamalarda teknolojik geliþmeleri ve rekabet baskýlarýný gerekçe göstermektedir. Yunanistan OTE ise Romanya da Romtelekom un yüzde 35 ini satýn alýp yönetime el koyduktan hemen sonra 3 bin 700 kiþiyi iþten attý. OTE, Romtelekom la yaptýðý anlaþmada çalýþanlarýn sayýsýnýn düþürülmesini anlaþmanýn temel þartlarýndan biri olarak satýþ sözleþmesine geçirmiþ. Ücret Esnekliði Ücretlerin sayýsal ve fonksiyonel esnekliði destekler biçimde toplu iþ sözleþmesine aykýrý tarzda patron tarafýndan kiþiye/gruba göre azaltýp çoðaltarak yeniden düzenlenmesidir. Bu esneklik genellikle iþ deðerlendirmesi adý altýnda gösterilip, ayrý sözleþmelere kadar uygulanabilmektedir; daha çok iþçiler arasý rekabeti geliþtirip, bölmek amaçlý kullanýlýr. Ücret esnekliði, çekirdek iþçi gruplarý oluþturarak, iþçinin çalýþmasý üretim hýzýna göre ücretlendirilerek ya da ücretler iþçilere baský oluþturacak þekilde azaltýp çoðaltýlarak uygulanýr. Performans deðerlendirmesine baðlý ücretin yaygýn olarak kullanýldýðý yöntemde de ücretler, yöneticiler tarafýndan keyfi bir biçimde azaltýlýp çoðaltýlarak iþçiler arasý rekabet geliþtirilir. Ekip çalýþmalarýnda da kullanýlan performans deðerlendirmesinde ayný rekabet bu kez iþçi gruplarý arasýnda geliþtirilir. Bu yönteme üretimine yabancýlaþmýþ isteksiz çalýþan iþçiyi çalýþmaya zorlarken, birlik ve dayanýþmanýn önüne geçilmeye çalýþýlmaktadýr. Burjuvazinin iþçileri kendi sýnýf kardeþlerine karþý ajanlaþtýrma ve grev kýrmada da bu yol kullanýlýp bilinçsiz, çürümüþ unsurlar satýn alýnmaktadýr. Kapitalizmin ilk geliþim yýllarýndan bugüne kullanýlmakta olan parça baþý ücretlendirmede de durum aynýdýr. En yaygýn ücret esnekliði biçimi olan parça baþý ücrette, gerek iþyerinde gerek evde çalýþanlar iþ saatine göre deðil ücretlerini ürettikleri metanýn miktarýna göre almaktadýrlar. Baþlangýçta iþçinin baðýmsýzlaþtýðý, ürününe hakim olduðu ve zamanýný istediði gibi kullandýðý bir süreçmiþ gibi görünse de, aksine uygulamalar iþçinin baðýmsýzlaþmak bir yana, yaþayabileceði kadar üretmek için 12 saati aþan çalýþmalara zorlandýðý görünmektedir. Parça baþý ücret de denilen, ülkelerimizde sýkça karþýlaþtýðýmýz ücret esnekliðini Marx Kapital de þöyle açýklýyor: Pbü (Parça baþý ücret), zamana göre ücretin deðiþikliðe uðramýþ biçimlerinden baþka bir þey deðildir. Pbü biçimi aynen zamana göre ücret biçimi gibi akýldýþýdýr. Pbü, aslýnda, belirli bir deðer iliþkisi ifade etmez. Bu nedenle de, bir parçanýn deðerinin onda somutlaþan e- mek zamaný ile deðil, tersine emekçinin harcadýðý emek zamanýnýn ürettiði parça sayýsý ile ölçülmesi söz konusudur. Emek, zamana göre ücrette, doðrudan doðruya devam ettiði süreyle, pbü de ise, belli bir zaman süresinde somutlaþtýðý ürün miktarýyla ölçülür Pbü bu yüzden zamana göre ücret biçiminin yalnýzca deðiþmiþ bir þeklidir. Pb fiyatýn tam olarak ödenebilmesi için bu niteliðin ortalama bir yetkinlikte olmasý gerekir. Pbü bu açýdan ücret indirimleri ile kapitalist aldatmacanýn en verimli kaynaðý haline gelir. Eðer emekçi, ortalama bir verim gücüne sahip deðilse ve her gün belli asgari bir miktar iþ çýkartamaz ise kendisine yol verir. (Marx,Kapital,Cilt I, Parça Baþý Ücret) 19

20 YUTULMA SIRASI KÝMDE? 20 Tekeller, kendisinden çýkmýþ olduklarý serbest rekabeti yok etmiyor; onun üstünde ve yanýnda var oluyor; böylece de iyice keskin, sürekli sürtüþmelere, çatýþmalara yol açýyor. (Lenin) Uzan Grubu na ait Star TV ve Gebze deki Standart A- lüminyum Fabrikasý nýn çalýþanlarý maaþlarýný alabilmek i- çin açlýk grevi yapýyorlar. Samsun ve Urfa daki çimento fabrikalarýnýn hesaplarýnýn dondurulmasý ve hammadde alýmýnýn engellenmesi nedeniyle çalýþanlar çalýþmak ve üretmek istiyoruz, iþsizlik ordusu kabarýyor istemleriyle eylem halindeler. Ýþçilerin ileri sürdükleri talepler, Uzan Grubu na ait gazete ve televizyonlar aracýðýyla cumhuriyet i- çin ya da iþimizi, ekmeðimizi kaybetmek istemiyoruz gibi söylemlere büründürülüp, kendi sýnýf çýkarlarý için kullanýlýyor ya da kullanýlmaya çalýþýlýyor. Tekeller arasý rekabet savaþýmýnda hemen hemen her þeyini yitirme noktasýna gelen Uzan Grubu için bu, rekabet masalarýna güçlü oturabilmek için bildik bir oyun. A- ma bizi asýl düþündüren ve üzen, iþçi sýnýfýna ve ezilenlere öncülük iddiasýnda olan kimi dost çevrelerce yapýlan kendiliðinden bilinçleri ile eylem yapan iþçilerin aldatýlmýþlýðýndan, Star yalakalýðýndan, Uzanlara maþa olmalarýndan dem vuran haberler. Tekelci veya tekel öncesi kapitalist üretimin olmazsa olmaz öðeleri, sermaye, hammadde, üretim aracý, iþgücü ve bunlarla birleþtirilen enerjidir. Kapitalist üretimin gerçekleþmesi için saydýðýmýz bu öðelerden herhangi birinin ya da bir kaçýnýn üretim sürecinden koparýlmasý, üretimin durmasýna ve üretim aracýnýn mülkiyetini e- linde bulunduran burjuvanýn, kapitalist rekabetten dolayý yok edilmesine ya da bir baþka burjuva tarafýndan yutulmasýna neden olur. Kapitalist sistemde tekelci rekabet yasalarý buna hizmet eder yýlýnýn Þubat ayýnda Toplu Konut ve Kamu Ortaklýðý Ýdaresi nin açtýðý ihalede Çukurova Elektrik hisselerini alýp yönetime gelen U- zan Grubu, yapýlan sözleþme sonucunda 2058 yýlýna kadar ÇEAÞ ýn sahibi oldu. Adana, Mersin ve Antalya da (Bunlar, Akdeniz bölgesinin en önemli sanayi þehirleridir) elektrik üretim, i- letim ve daðýtýmýný yürüten ÇEAÞ ve KE- PEZ den ÇEAÞ 0,5 cente ürettiði elektriði TE- DAÞ a 1 cente satýyordu. Dünyada hidroelektrik santrallerde enerjinin kilowatsaat maliyeti anahtar teslim dolar arasýnda iken, Berke Barajý nda (yap-iþlet-devret modelince Uzanlar tarafýndan yapýlan baraj) bu rakam 1800 dolar tutarýnda. Uzanlar Grubu nun bu sanayi kentlerinde elektrik sektöründe elde ettiði karý, daha önceki yýllarda zarar i- le kapatan þirketlerden ÇEAÞ ýn 2002 yýlýndaki net karý 100 trilyon 532 milyar. Tüm bunlar göz önüne alýndýðýnda enerji ve inþaat sektöründe büyümenin altýnda iþte bu rakamsal gerçekler yatmakta. Emperyalizme baðýmlý tekellerin iþtahýný kabartan bu büyümenin ve karýn sonucunda; aralarýnda Enerjisa, Ýskenderun Çimento, Bossa, Toros Enerji, Mensa Mensucat, Rotor Enerji, Özok Mühendislik, Ertürk Enerji gibi birçok þirket lisans alabilmek için Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlýðý nýn önünde birikiyor1ar. Elektriðin üretim, daðýtým ve iletimini elinde bulunduran ÇEAÞ ve KEPEZ, Elektrik Piyasasýný Düzenleme ve Denetleme Kanunu ile iletim faaliyetlerini Türkiye Elektrik Ýletim Anonim Þirketine (TEÝ- AÞ), daðýtým tesislerini ise TEDAÞ a devretmesi isteniyor. Tanýnan sürenin dolmasýna raðmen devirleri yapmayan ÇE- AÞ ve KEPEZ e devlet tarafýndan el konuyor. Yine Uzan Grubu na ait Ýmar Bankasý da çeþitli hesaplarda usulsüzlük ve yolsuzluk yapýldýðý gerekçesiyle Banka Düzenleme ve Denetleme Kurulu na (BDDK ya) devrediliyor. Hemen ertesi günlerde Elektrik Üreticileri Derneði, E- lektrik Sanayicileri ve Ýþadamlarý Derneði ve Türkiye Kojenerasyon Derneði nin gazetelere verdiði ilanlarla nasýl sevinç çýðlýklarý attýklarýný duymak ve Enerji Bakanýnýn Enerji piyasasý düzenleme kurumu (EPDK) lisans vermeyebilir. Lisans vermediði anda bunlar (Uzanlarý kastediyor), suyu çekilmiþ deredeki balýklar gibi açýkta kalacaklar söylemi, tekeller ve devlet iliþkisini görmek için yeterlidir. Ayný günlerde yaþananlarý Star gazetesi Cumhuriyet tarihinde böyle bir kalleþlik görülmedi diyerek öfkesini satýrlara döküyordu. Ancak, yutulma sýrasý kendisine gelen bir tekelin feryat figan etmesi sonucu deðiþtirilmiyor.

Gökyüzündeki milyonlarca yýldýzdan biriymiþ Çiçekyýldýz. Gerçekten de yeni açmýþ bir çiçek gibi sarý, kýrmýzý, yeþil renkte ýþýklar saçýyormuþ

Gökyüzündeki milyonlarca yýldýzdan biriymiþ Çiçekyýldýz. Gerçekten de yeni açmýþ bir çiçek gibi sarý, kýrmýzý, yeþil renkte ýþýklar saçýyormuþ Gökyüzündeki milyonlarca yýldýzdan biriymiþ Çiçekyýldýz. Gerçekten de yeni açmýþ bir çiçek gibi sarý, kýrmýzý, yeþil renkte ýþýklar saçýyormuþ çevresine. Bu adý ona bir kuyrukluyýldýz vermiþ. Nasýl mý

Detaylı

ÇEVRE VE TOPLUM. Sel Erozyon Kuraklýk Kütle Hareketleri Çýð Olaðanüstü Hava Olaylarý: Fýrtýna, Kasýrga, Hortum

ÇEVRE VE TOPLUM. Sel Erozyon Kuraklýk Kütle Hareketleri Çýð Olaðanüstü Hava Olaylarý: Fýrtýna, Kasýrga, Hortum ÇEVRE VE TOPLUM 11. Bölüm DOÐAL AFETLER VE TOPLUM Konular DOÐAL AFETLER Dünya mýzda Neler Oluyor? Sel Erozyon Kuraklýk Kütle Hareketleri Çýð Olaðanüstü Hava Olaylarý: Fýrtýna, Kasýrga, Hortum Volkanlar

Detaylı

ünite1 Sosyal Bilgiler Verilenlerden kaçý sosyal bilimler arasýnda yer alýr? A. 6 B. 5 C. 4 D. 3

ünite1 Sosyal Bilgiler Verilenlerden kaçý sosyal bilimler arasýnda yer alýr? A. 6 B. 5 C. 4 D. 3 ünite1 Sosyal Bilgiler Sosyal Bilgiler Öðreniyorum TEST 1 3. coðrafya tarih biyoloji fizik arkeoloji filoloji 1. Ali Bey yaþadýðý yerin sosyal yetersizlikleri nedeniyle, geliþmiþ bir kent olan Ýzmir e

Detaylı

Merhaba, GENÇ YOLDAÞ IN 4. SAYISI ÇIKTI

Merhaba, GENÇ YOLDAÞ IN 4. SAYISI ÇIKTI Merhaba, Yeni sayýmýzda Newroz la merhaba diyoruz. Cejna Newroz Piroz Be! Newrozlarýn halklarýmýzýn özgür olduðu, zincirlerinden kurtulduðu, tüm Dehaq larýn dünya üzerinden temizlendiði günlerde kutlanmasý

Detaylı

mmo bülteni ...basýnda odamýz...basýnda odamýz...basýnda odamýz... nisan 2005/sayý 83

mmo bülteni ...basýnda odamýz...basýnda odamýz...basýnda odamýz... nisan 2005/sayý 83 ...basýnda odamýz...basýnda odamýz...basýnda odamýz... 2 Mart 2005 Hürriyet Gazetesi Oto Yaþam Eki'nin Editörü Ufuk SANDIK, "Dikiz Aynasý" köþesinde Oda Baþkaný Emin KORAMAZ'ýn LPG'li araçlardaki denetimsizliðe

Detaylı

ALPER YILMAZ KIZILCAÞAR MAHALLESÝ MUHTAR ADAYI

ALPER YILMAZ KIZILCAÞAR MAHALLESÝ MUHTAR ADAYI Kýzýlcaþar Geleceðe Hazýrlanýyor Gelin Birlikte Çalýþalým ALPER YILMAZ KIZILCAÞAR MAHALLESÝ MUHTAR ADAYI Mart 2014 ALPER YILMAZ Halkla Bütünleþen MUHTARLIK Ankara Gölbaþý Kýzýlcaþar Köyünde 4 Mart 1979

Detaylı

BÝLGÝLENDÝRME BROÞÜRÜ

BÝLGÝLENDÝRME BROÞÜRÜ IPA Cross-Border Programme CCI No: 2007CB16IPO008 BÝLGÝLENDÝRME BROÞÜRÜ SINIR ÖTESÝ BÖLGEDE KÜÇÜK VE ORTA ÖLÇEKLÝ ÝÞLETMELERÝN ORTAK EKO-GÜÇLERÝ PROJESÝ Ref. ¹ 2007CB16IPO008-2011-2-063, Geçerli sözleþme

Detaylı

Sunuþ. Türk Tabipleri Birliði Merkez Konseyi

Sunuþ. Türk Tabipleri Birliði Merkez Konseyi Sunuþ Bu kitap Uluslararasý Çalýþma Örgütü nün Barefoot Research adlý yayýnýnýn Türkçe çevirisidir. Çýplak ayak kavramý Türkçe de sýk kullanýlmadýðý için okuyucuya yabancý gelebilir. Çýplak Ayaklý Araþtýrma

Detaylı

Fiskomar. Baþarý Hikayesi

Fiskomar. Baþarý Hikayesi Fiskomar Baþarý Hikayesi Fiskomar Gýda Temizlik Ve Marketcilik Ticaret Anonim Þirketi Cumhuriyetin ilanýndan sonra büyük önder Atatürk'ün Fýndýk baþta olmak üzere diðer belli baþlý ürünlerimizi ilgilendiren

Detaylı

GRUP TOPLU ÝÞ SÖZLEÞMESÝ GÖRÜÞMELERÝNDE UYUÞMAZLIK

GRUP TOPLU ÝÞ SÖZLEÞMESÝ GÖRÜÞMELERÝNDE UYUÞMAZLIK TOPLAM KALÝTE YÖNETÝMÝ VE ISO 9001:2000 KALÝTE YÖNETÝM SÝSTEMÝ UYGULAMASI KONULU TOPLANTI YAPILDI GRUP TOPLU ÝÞ SÖZLEÞMESÝ GÖRÜÞMELERÝNDE UYUÞMAZLIK YÝBÝTAÞ - LAFARGE GRUBUNDA KONYA ÇÝMENTO SANAYÝÝ A.Þ.

Detaylı

KÜRESEL ÝÇ SAVAÞ GÜÇLERÝNÝN DURUMU

KÜRESEL ÝÇ SAVAÞ GÜÇLERÝNÝN DURUMU Proletarya ile burjuvazi arasýnda, tüm yeryüzünü kaplayan, toplumu boydan boya bir çatýþma alanýna çeviren küresel iç savaþ, her geçen gün biraz daha þiddetleniyor, yoðunlaþýyor. Sýnýf savaþýmý, kendi

Detaylı

Romalýlar Mektubu Kursu Doðrulukla Donatýlmak

Romalýlar Mektubu Kursu Doðrulukla Donatýlmak Romalýlar Mektubu Kursu Doðrulukla Donatýlmak Ders 10, Romalýlar Mektubu, Onuncu bölüm «Tanrý nýn Mesih e iman yoluyla insaný doðruluða eriþtirmesi» A. Romalýlar Mektubu nun onuncu bölümünü okuyun. Özellikle

Detaylı

Burjuvazi, devrimci iþçi sýnýfý hareketinin olduðu bir

Burjuvazi, devrimci iþçi sýnýfý hareketinin olduðu bir DEVRÝMCÝ ÝÞÇÝ HAREKETÝ VE BURJUVA EGEMENLÝK 67. Sayý / 10-24 Mayýs 2006 Burjuvazi, devrimci iþçi sýnýfý hareketinin olduðu bir yerde egemen deðildir. Egemenlik biçimini saðlamayý, devrimci hareketin ezilmesinde,

Detaylı

Tarihsel olan toplumsaldýr. Toplumsal

Tarihsel olan toplumsaldýr. Toplumsal PROLETER ÝÇ SAVAÞ HALK KÝTLELERÝNÝ BÝRLEÞTÝRÝR Tarihsel olan toplumsaldýr. Toplumsal olan sürekli bir geliþim ve dönüþüm içindedir. Her toplumun geliþimini etkileyen, ona egemen olan yasalar farklýdýr.

Detaylı

Merhaba, GENÇ YOLDAÞ IN 3. SAYISI ÇIKTI

Merhaba, GENÇ YOLDAÞ IN 3. SAYISI ÇIKTI Merhaba, Mart ayýnýn coþkusuyla tüm okuyucularýmýzý selamlýyoruz. Mart ayý, adý ayaklanmalarla, büyük kavgalarla, tarihsel olaylarla anýlan bir aydýr. Ve daha þimdiden, ard arda gelen ölümsüzleþme haberleriyle

Detaylı

1. Nüfusun Yaþ Gruplarýna Daðýlýmý

1. Nüfusun Yaþ Gruplarýna Daðýlýmý Köylerden (kýrsal kesimden) ve iþ olanaklarýnýn çok sýnýrlý olduðu kentlerden yapýlan göçler iþ olanaklarýnýn fazla olduðu kentlere olur. Ýstanbul, Kocaeli, Ýzmir, Eskiþehir, Adana gibi iþ olanaklarýnýn

Detaylı

T.C YARGITAY 9. HUKUK DAÝRESÝ Esas No : 2005 / 37239 Karar No : 2006 / 3456 Tarihi : 13.02.2006 KARAR ÖZETÝ : ALT ÝÞVEREN - ÇALIÞTIRACAK ÝÞÇÝ SAYISI

T.C YARGITAY 9. HUKUK DAÝRESÝ Esas No : 2005 / 37239 Karar No : 2006 / 3456 Tarihi : 13.02.2006 KARAR ÖZETÝ : ALT ÝÞVEREN - ÇALIÞTIRACAK ÝÞÇÝ SAYISI Yargýtay Kararlarý T.C Esas No : 2005 / 37239 Karar No : 2006 / 3456 Tarihi : 13.02.2006 KARAR ÖZETÝ : ALT ÝÞVEREN - ÇALIÞTIRACAK ÝÞÇÝ SAYISI Davalý þirketin ayný il veya diðer illerde baþka iþyerinin

Detaylı

ünite1 Sosyal Bilgiler

ünite1 Sosyal Bilgiler ünite1 Sosyal Bilgiler Ýletiþim ve Ýnsan Ýliþkileri TEST 1 3. Ünlü bir sanatçýnýn gazetede yayýnlanan fotoðrafýnda evinin içi görüntülenmiþ haberi olmadan eþinin ve çocuklarýnýn resimleri çekilmiþtir.

Detaylı

Kanguru Matematik Türkiye 2015

Kanguru Matematik Türkiye 2015 3 puanlýk sorular 1. Aþaðýdaki þekillerden hangisi bu dört þeklin hepsinde yoktur? A) B) C) D) 2. Yandaki resimde kaç üçgen vardýr? A) 7 B) 6 C) 5 D) 4 3. Yan taraftaki þekildeki yapboz evin eksik parçasýný

Detaylı

YARINA BAKMAK. C. Daðlý

YARINA BAKMAK. C. Daðlý Merhaba, Merhaba; Dergimizin 5. sayýsýnda sizlerle buluþmanýn sevinci içerisindeyiz. Olaylar zincirinin bu denli hýzlý ve içiçe aktýðý bu dönemde devrimci, sosyalist yayýn faaliyetlerinin önemi de kat

Detaylı

2003 ten 2009 a saðlýkta dönüþüm þiddet le sürüyor

2003 ten 2009 a saðlýkta dönüþüm þiddet le sürüyor TD 161.qxp 28.02.2009 22:11 Page 1 C M Y K 1 Mart 2009 Sayý:161 Sayfa 6 da 2003 ten 2009 a saðlýkta dönüþüm þiddet le sürüyor Saðlýkta Dönüþüm Programý nýn uygulanmaya baþladýðý 2003 yýlýndan bu yana çok

Detaylı

Her þey gibi, iþçi sýnýfý da duraðan deðil, sürekli deðiþim

Her þey gibi, iþçi sýnýfý da duraðan deðil, sürekli deðiþim EMEÐÝN CUMHURÝYETÝNE DOÐRU Her þey gibi, iþçi sýnýfý da duraðan deðil, sürekli deðiþim ve hareket halindedir. Ýþçi sýnýfý, üretim a- raçlarýndaki geliþime baðlý olarak, deðiþikliðe uðruyor. Üretimde her

Detaylı

Konular 5. Eðitimde Kullanýlacak Araçlar 23. Örnek Çalýþtay Gündemi 29. Genel Bakýþ 7 Proje Yöneticilerinin Eðitimi 10

Konular 5. Eðitimde Kullanýlacak Araçlar 23. Örnek Çalýþtay Gündemi 29. Genel Bakýþ 7 Proje Yöneticilerinin Eðitimi 10 Proje Yönetimi ÝÇÝNDEKÝLER Konular 5 Genel Bakýþ 7 Proje Yöneticilerinin Eðitimi 10 Eðitimde Kullanýlacak Araçlar 23 Araç 1: Araþtýrma sorularý Araç 2: Belirsiz talimatlar Araç 3: Robotlar 28 Örnek

Detaylı

DENÝZ LÝSESÝ KOMUTANLIÐI Denizcilik tarihin en eski ve en köklü mesleðidir. Bu köklü ve þerefli mesleðin insanlarýnýn eðitimi için ilk adým atacaklarý Deniz Lisesi, bu güne kadar Türk ve dünya denizcilik

Detaylı

ULUSAL SORUNA LENİNİST BAKIŞ

ULUSAL SORUNA LENİNİST BAKIŞ ULUSAL SORUNA LENİNİST BAKIŞ 1 Yeni Evre Kitaplığı: 1 Kitabın Adı: Ulusal Soruna Leninist Bakış Yayına Hazırlayan: Agit Cihan Birinci Basım: Kasım 2009 İSBN: 978-605-61008-0-2 Yayın Sertifika No:15814

Detaylı

Sunu, MÜCADELE BÝRLÝÐÝ DAÐITIMCILARINA SÝLAHLI SALDIRI! BASINA VE KAMUOYUNA

Sunu, MÜCADELE BÝRLÝÐÝ DAÐITIMCILARINA SÝLAHLI SALDIRI! BASINA VE KAMUOYUNA Sunu, Yeni bir dergide okurlarýmýzla buluþmanýn sevinciyle merhaba. Yeni Evrede Mücadele Birliði, bu yeni dönemde adýna uygun olarak sýçramalý bir geliþim gösterecektir. Ýlk sayýmýzý çýkarýrken okurlarýmýzdan

Detaylı

KAPÝTALÝZM SORUNLARINI ÇÖZEMEZ

KAPÝTALÝZM SORUNLARINI ÇÖZEMEZ KAPÝTALÝZM SORUNLARINI ÇÖZEMEZ Kapitalizm yeni koþullara ayak uydurabilir mi? Yarattýðý sorunlarý çözümleyebilir mi? Burjuvazi kendisini yenileyebilir mi? Sýnýf mücadelesi açýsýndan önem kazanan bu sorularý

Detaylı

7. ÝTHÝB KUMAÞ TASARIM YARIÞMASI 2012

7. ÝTHÝB KUMAÞ TASARIM YARIÞMASI 2012 7. ÝTHÝB KUMAÞ TASARIM YARIÞMASI 2012 KÝMLER KATILABÝLÝR? Yarýþma, Türkiye Cumhuriyeti sýnýrlarý dahilinde veya yurtdýþýnda okuyan T.C. vatandaþlarý veya K.K.T.C vatandaþý, 35 yaþýný aþmamýþ, en az lise

Detaylı

BÝRÝNCÝ BASAMAK SAÐLIK HÝZMETLERÝ: Sorun mu? Çözüm mü?

BÝRÝNCÝ BASAMAK SAÐLIK HÝZMETLERÝ: Sorun mu? Çözüm mü? BÝRÝNCÝ BASAMAK SAÐLIK HÝZMETLERÝ: Sorun mu? Çözüm mü? Hükümetler birinci basamak saðlýk hizmetleri konusundaki yasalarý açýkça çiðnemektedir. Türkiye saðlýk sisteminde, birinci basamaktaki kurumlar (saðlýk

Detaylı

TEKELLER TÜM YERYÜZÜNÜ ÝSTÝYOR

TEKELLER TÜM YERYÜZÜNÜ ÝSTÝYOR TEKELLER TÜM YERYÜZÜNÜ ÝSTÝYOR ABD nin, uluslararasý hukuku ve BM yi (Birleþmiþ Milletler) yok sayarak I- rak ý iþgal etmesi, dünyada þok etkisi yarattý. Buna en çok þaþýranlar da hukuku her þeyin üstünde

Detaylı

Matematik ve Türkçe Örnek Soru Çözümleri Matematik Testi Örnek Soru Çözümleri 1 Aþaðýdaki saatlerden hangisinin akrep ve yelkovaný bir dar açý oluþturur? ) ) ) ) 11 12 1 11 12 1 11 12 1 10 2 10 2 10 2

Detaylı

Kapitalist toplum iþçi sýnýfýnýn emeðine dayanýyor

Kapitalist toplum iþçi sýnýfýnýn emeðine dayanýyor ÝÞÇÝ SINIFININ KURTULUÞU ÝÞÇÝLERÝN KENDÝ ESERÝ OLACAKTIR Kapitalist toplum iþçi sýnýfýnýn emeðine dayanýyor ama, iþçilerin bu toplumda hiçbir güvenceleri yoktur. Bu toplumda ücretli-emekçileri bekleyen

Detaylı

Depo Modüllerin Montajý Öncelikle depolarýmýzý nerelere koyabileceðimizi iyi bilmemiz gerekir.depolarýmýzý kesinlikle binalarýmýzda statik açýdan uygun olamayan yerlere koymamalýyýz. Çatýlar ve balkonlarla

Detaylı

KAPÝTALÝZM ÇAÐININ SONU

KAPÝTALÝZM ÇAÐININ SONU KAPÝTALÝZM ÇAÐININ SONU Kapitalizm, bugüne deðin görülen toplumsal sistemlerin içinde, tarihte en kýsa dönemi kaplayan toplumsal bir biçimdir. Emeðe dayanan, bu yüzden dengesizlikler, uyumsuzluklar ve

Detaylı

ünite1 Kendimi Tanıyorum Sosyal Bilgiler 1. Resmî kimlik belgesi Verilen kavram ile aþaðýdakilerden hangisi iliþkilendirilemez?

ünite1 Kendimi Tanıyorum Sosyal Bilgiler 1. Resmî kimlik belgesi Verilen kavram ile aþaðýdakilerden hangisi iliþkilendirilemez? ünite1 Sosyal Bilgiler Kendimi Tanıyorum TEST 1 3. 1. Resmî kimlik belgesi Verilen kavram ile aþaðýdakilerden hangisi iliþkilendirilemez? A) Nüfus cüzdaný B) Ehliyet C) Kulüp kartý D) Pasaport Verilen

Detaylı

mmo bülteni ...basýnda odamýz...basýnda odamýz...basýnda odamýz Basýnda Odamýz eylül 2005/sayý 88 Aðustos 2005 Aðustos 2005 Aðustos

mmo bülteni ...basýnda odamýz...basýnda odamýz...basýnda odamýz Basýnda Odamýz eylül 2005/sayý 88 Aðustos 2005 Aðustos 2005 Aðustos ...basýnda odamýz...basýnda odamýz...basýnda odamýz Oda Yönetim Kurulu Baþkaný Emin KORAMAZ ýn yaptýðý, 21 Haziran Dünya Güneþ Günü dolayýsýyla Yeni ve Yenilenebilir Enerji Kaynaklarýnýn Kullanýmýna Ýliþkin

Detaylı

BURJUVAZÝ DEVRÝMÝ HIZLANDIRIYOR!

BURJUVAZÝ DEVRÝMÝ HIZLANDIRIYOR! BURJUVAZÝ Kapitalist üretimin iki yönü vardýr: Yýkýcý olan ve devrimci olan. Kapitalizm tarafýndan sürekli mahvedilen küçükmülk sahipleri, durumlarý gereði yalnýzca yýkýcý yaný görürler. Politik temsilcileri

Detaylı

Merhaba, ESKÝÞEHÝR: Ýstiklal Mahallesi Dilekli Sokak No:4/17 Kat:2 ÝZMÝR: 853. Sokak No: 27 Bilen Ýþhaný Kat 6/606 Konak 0 232 445 79 52

Merhaba, ESKÝÞEHÝR: Ýstiklal Mahallesi Dilekli Sokak No:4/17 Kat:2 ÝZMÝR: 853. Sokak No: 27 Bilen Ýþhaný Kat 6/606 Konak 0 232 445 79 52 Merhaba, Dünyanýn her tarafýnda emperyalist-kapitalist sisteme karþý eylemlerin, direniþlerin yükseldiði bir dönemde, dergimizin 3. sayýsýyla sizlere merhaba demenin sevincini yaþýyoruz. Kapitalizm, insanlýða

Detaylı

1 Sinmiþ analar, kavruk çocuklar Her sene bazý çevreler ve kiþiler "kadýnlar günü de ne demek, erkekler günü diye bir sey var mý ki'' "Aslýnda bir gün deðil, her gün kadýnlar günü

Detaylı

ünite 3. Ýlkokullarla ilgili aþaðýdakilerden hangisi yapýlýr? Vatan ve ulus sevgisinin yerdir. 1. Okulun açýlýþ töreninde aþaðýdakilerden

ünite 3. Ýlkokullarla ilgili aþaðýdakilerden hangisi yapýlýr? Vatan ve ulus sevgisinin yerdir. 1. Okulun açýlýþ töreninde aþaðýdakilerden ünite 1 OKUL HEYECANIM TEST 1 3. Ýlkokullarla ilgili aþaðýdakilerden hangisi yanlýþtýr? Hayat Bilgisi Vatan ve ulus sevgisinin öðrenildiði yerdir. 1. Okulun açýlýþ töreninde aþaðýdakilerden hangisi yapýlýr?

Detaylı

21-23 Kasým 2011 Çeþme Ýzmir www.tgdfgidakongresi.com organizasyon Ceyhun Atýf Kansu Caddesi, 1386. Sokak, No: 8, Kat: 2, 06520 Balgat / Ankara T:+90 312 284 77 78 F:+90 312 284 77 79 Davetlisiniz Ülkemiz

Detaylı

Spor Bilimleri Derneði Ýletiþim Aðý

Spor Bilimleri Derneði Ýletiþim Aðý Spor Bilimleri Derneði Ýletiþim Aðý Spor Bilimleri Derneði, üyeler arasýndaki haberleþme aðýný daha etkin hale getirmek için, akademik çalýþmalar yürüten bilim insaný, antrenör, öðretmen, öðrenci ve ilgili

Detaylı

2 - Konuþmayý Yazýya Dökme

2 - Konuþmayý Yazýya Dökme - 1 8 Konuþmayý Yazýya Dökme El yazýnýn yerini alacak bir aygýt düþü XIX. yüzyýlý boyunca çok kiþiyi meþgul etmiþtir. Deðiþik tasarým örnekleri görülmekle beraber, daktilo dediðimiz aygýtýn satýlabilir

Detaylı

ERHAN KAMIŞLI H.Ö. SABANCI HOLDİNG ÇİMENTO GRUP BAŞKANI OLDU.

ERHAN KAMIŞLI H.Ö. SABANCI HOLDİNG ÇİMENTO GRUP BAŞKANI OLDU. ERHAN KAMIŞLI H.Ö. SABANCI HOLDİNG ÇİMENTO GRUP BAŞKANI OLDU. Sendikamýz Yönetim Kurulu Üyesi Erhan KAMIÞLI, 28 Mart 2001 tarihi itibariyle H.Ö. Sabancý Holding Çimento Grubu Baþkanlýðý'na atanmýþtýr.

Detaylı

SINIF SAVAÞIMI SÝSTEMÝ HER NOKTASINDA SARSIYOR

SINIF SAVAÞIMI SÝSTEMÝ HER NOKTASINDA SARSIYOR SINIF SAVAÞIMI SÝSTEMÝ HER NOKTASINDA SARSIYOR 48. Sayý / 17-31 Aðustos 2005 Emperyalizm, kapitalizmin tüm hareket yasalarýný, çeliþkilerini ve karþýtlýklarýný öne çýkartýr, olgunlaþtýrýr ve keskinleþtirir.

Detaylı

BU KEZ GERÇEKTEN FARKLI

BU KEZ GERÇEKTEN FARKLI BU KEZ GERÇEKTEN FARKLI Kulaklarýndan döviz fýþkýran sermaye erbabýnýn korkuyla beklediði günler gelip çattý nihayet. Enflasyon ve faizler elele, omuz omuza yukarýlara doðru týrmanýyorlar. Sadece Türkiye

Detaylı

ÝÇ SAVAÞ VE TOPLUMUN SAFLAÞMASI

ÝÇ SAVAÞ VE TOPLUMUN SAFLAÞMASI ÝÇ SAVAÞ VE TOPLUMUN SAFLAÞMASI Devrim varolan toplumsal sisteme, egemen olana karþý yapýlýr; iktidara gelen proletaryanýn, toplumu dönüþüme uðratmasýyla devam eder. Proletaryanýn sýnýf mücadelesi bu noktaya

Detaylı

Merhaba, YAZI ÝÞLERÝ MÜDÜRÜMÜZ ÖZGEN ÝÞ TUTUKLANDI. DÜZELTME ve ÖZÜR BASKILAR BÝZÝ YILDIRAMAZ! DEVRÝMCÝ SOSYALÝST BASIN SUSTURULAMAZ!

Merhaba, YAZI ÝÞLERÝ MÜDÜRÜMÜZ ÖZGEN ÝÞ TUTUKLANDI. DÜZELTME ve ÖZÜR BASKILAR BÝZÝ YILDIRAMAZ! DEVRÝMCÝ SOSYALÝST BASIN SUSTURULAMAZ! Merhaba, Dergimiz, üzerindeki tüm baskýlara, Yazý Ýþleri Müdürümüz ve okurlarýmýza yönelik tüm saldýrýlara raðmen yayýnýný sürdürüyor. 8. sayýmýzla size merhaba demenin mutluluðunu yaþýyoruz. Ýþçi ve emekçilerin

Detaylı

T.C. MÝLLÎ EÐÝTÝM BAKANLIÐI EÐÝTÝMÝ ARAÞTIRMA VE GELÝÞTÝRME DAÝRESÝ BAÞKANLIÐI KENDÝNÝ TANIYOR MUSUN? ANKARA, 2011 MESLEK SEÇÝMÝNÝN NE KADAR ÖNEMLÝ BÝR KARAR OLDUÐUNUN FARKINDA MISINIZ? Meslek seçerken

Detaylı

KOÞULLARI DEÐÝÞTÝRMEK

KOÞULLARI DEÐÝÞTÝRMEK Yeni Evrede Baþyazý KOÞULLARI DEÐÝÞTÝRMEK Koþullar deðiþmeden insanýn kurtulacaðý yanýlsamasý, sosyalizmin teori-pratiðine raðmen, varlýðýný hala koruyor. Oysaki, gözlerimizin önünde sürüp giden sýnýf

Detaylı

ÝÞÇÝ SAÐLIÐI VE ÝÞ GÜVENLÝÐÝ PROJESÝ

ÝÞÇÝ SAÐLIÐI VE ÝÞ GÜVENLÝÐÝ PROJESÝ ÝÞÇÝ SAÐLIÐI VE ÝÞ GÜVENLÝÐÝ PROJESÝ EÐÝTÝM SEMÝNERÝ RESÝMLERÝ Çimento Ýþveren Dergisi Özel Eki Mart 2003, Cilt 17, Sayý 2 çimento iþveren dergisinin ekidir Ýþçi Saðlýðý ve Ýþ Güvenliði Projesi Sendikamýz

Detaylı

07 TEMMUZ 2010 ÇARŞAMBA 2010 İLK ÇEYREK BÜYÜME ORANI SAYI 10

07 TEMMUZ 2010 ÇARŞAMBA 2010 İLK ÇEYREK BÜYÜME ORANI SAYI 10 07 TEMMUZ 2010 ÇARŞAMBA 2010 İLK ÇEYREK BÜYÜME ORANI SAYI 10 'HEDEFÝMÝZ EN BÜYÜK 10 EKONOMÝ ARASINA GÝRMEK' Baþbakanýmýz, Ulusa Sesleniþ konuþmasýnda Türkiye'nin potansiyelinin de hedeflerinin de büyük

Detaylı

MERHABA GENÇ YOLDAÞLAR;

MERHABA GENÇ YOLDAÞLAR; MERHABA GENÇ YOLDAÞLAR; Geride býraktýðýmýz 2012 yýlý, devrimin kendini iyiden iyiye hissettirdiði bir yýl oldu. Bahar her zaman bir isyan dönemi olmuþtu; bu yýl her gün bahar oldu. Ne iþçiler terketti

Detaylı

Araþtýrma Hazýrlayan: Ebru Kocamanlar Araþtýrma Uzman Yardýmcýsý Gýda Ürünlerinde Ambalajýn Satýn Alma Davranýþýna Etkisi Dünya Ambalaj Örgütü nün açýklamalarýna göre dünyada ambalaj kullanýmýnýn %30 unu

Detaylı

ünite1 3. Burcu yla çocuk hangi oyunu oynayacaklarmýþ? A. saklambaç B. körebe C. evcilik (1, 2 ve 3. sorularý parçaya göre yanýtlayýn.

ünite1 3. Burcu yla çocuk hangi oyunu oynayacaklarmýþ? A. saklambaç B. körebe C. evcilik (1, 2 ve 3. sorularý parçaya göre yanýtlayýn. ünite1 Türkçe Sözcük - Karþýt Anlamlý Sözcükler TEST 1 3. Burcu yla çocuk hangi oyunu oynayacaklarmýþ? Annemle þakalaþýrken zil çaldý. Gelen Burcu ydu. Bir elinde büyükçe bir poþet, bir elinde bebeði vardý.

Detaylı

Merhaba, 1 MAYIS TA 1 MAYIS ALANINA TAKSÝM E. Taksim Meydaný. artýk yalnýzca devrimci 1 Mayýs ta ýsrar etmenin deðil, devrimde ýsrar etmenin

Merhaba, 1 MAYIS TA 1 MAYIS ALANINA TAKSÝM E. Taksim Meydaný. artýk yalnýzca devrimci 1 Mayýs ta ýsrar etmenin deðil, devrimde ýsrar etmenin Merhaba, 13. sayýmýzda sizlerle buluþmanýn sevincini yaþýyoruz. Bu sayýmýzýn gündemini yine seçimler oluþturuyor; seçimlerde ortaya çýkan tablo oldukça öðretici. Her zaman olduðu gibi bardaðýn boþ olan

Detaylı

EMEÐÝN YENÝDEN ÖRGÜTLENMESÝ

EMEÐÝN YENÝDEN ÖRGÜTLENMESÝ EMEÐÝN YENÝDEN ÖRGÜTLENMESÝ Burjuvazi, kapitalizmden kaynaklý sorunlarýný ne kadar çözmeye kalksa da, ayný sorunlar daha büyük ölçekli olarak karþýsýna çýkar. Sorunlarý yalnýzca ertelemiþ olur, gerçekte

Detaylı

01 EKİM 2009 ÇARŞAMBA FAİZ SAYI 1

01 EKİM 2009 ÇARŞAMBA FAİZ SAYI 1 01 EKİM 2009 ÇARŞAMBA FAİZ SAYI 1 Düþen Faizler ÝMKB yi Yýlýn Zirvesine Çýkardý Merkez Bankasý ndan gelen faiz indirimine devam sinyali bono faizini %7.25 e ile yeni dip noktasýna çekti. Buna baðlý olarak

Detaylı

3. Çarpýmlarý 24 olan iki sayýnýn toplamý 10 ise, oranlarý kaçtýr? AA 2 1 1 2 1. BÖLÜM

3. Çarpýmlarý 24 olan iki sayýnýn toplamý 10 ise, oranlarý kaçtýr? AA 2 1 1 2 1. BÖLÜM 7. SINIF COÞMAYA SORULARI 1. BÖLÜM DÝKKAT! Bu bölümde 1 den 10 a kadar puan deðeri 1,25 olan sorular vardýr. 3. Çarpýmlarý 24 olan iki sayýnýn toplamý 10 ise, oranlarý kaçtýr? 2 1 1 2 A) B) C) D) 3 2 3

Detaylı

17. Devlet ve devrim. Marksist Devlet Teorisi'nin yenilenmesi

17. Devlet ve devrim. Marksist Devlet Teorisi'nin yenilenmesi 17. Devlet ve devrim Tüm devrimlerde merkezi sorun devlet iktidarýdýr. Temel sorun iktidarý hangi sýnýf alacaðýdýr. Lenin'in pek çok kez tekrarladýðý gibi, devrimci teori olmadan devrimci hareket olamaz;

Detaylı

25 Mart 2007 Kol Toplantýsý

25 Mart 2007 Kol Toplantýsý 25 Mart 2007 Kol Toplantýsý 25 Mart 2007 tarihinde Türk Tabipleri Birliði GMK Bulvarý Þehit Daniþ Tunalýgil sok. No: 2 / 17-23 Maltepe-Ankara adresinde Kol Toplantýmýzý gerçekleþtiriyoruz. Türkiye saðlýk

Detaylı

Ücretlerin Bankalardan Ödenmesi Zorunlu Hale Getirilmiþtir

Ücretlerin Bankalardan Ödenmesi Zorunlu Hale Getirilmiþtir 2008-96 Ücretlerin Bankalardan Ödenmesi Zorunlu Hale Getirilmiþtir Ýstanbul, 19 Kasým 2008 Sirküler Sirküler Numarasý : Elit - 2008/96 Ücretlerin Bankalardan Ödenmesi Zorunlu Hale Getirilmiþtir 4857 sayýlý

Detaylı

Merhaba, ESKÝÞEHÝR: Ýstiklal Mahallesi Dilekli Sokak No:4/17 Kat:2 ÝZMÝR: 853. Sokak No: 27 Bilen Ýþhaný Kat 6/606 Konak 0 232 445 79 52

Merhaba, ESKÝÞEHÝR: Ýstiklal Mahallesi Dilekli Sokak No:4/17 Kat:2 ÝZMÝR: 853. Sokak No: 27 Bilen Ýþhaný Kat 6/606 Konak 0 232 445 79 52 Merhaba, Dergimizin 4. sayýsý yine dolu bir gündemle çýkýyor. Ýstanbul da 5 gün arayla meydana gelen patlamalar gündemin birinci sýrasýna yükseldi. Patlamalarýn ardýnda kimlerin olduðu ve bununla neyin

Detaylı

OSB-ÝMES Ýþçi Bülteni

OSB-ÝMES Ýþçi Bülteni Kamu Emekçileri Bülteni Özel Sayýsý: 247 OSB-ÝMES Ýþçi Bülteni Ýþçi sýnýfýnýn kurtuluþu kendi eseri olacaktýr! Ekim 2005 Fiyatý 250.000 TL (25 Ykr) Ümraniye, Sarýgazi, Sultanbeyli ve Taþdelen'deki sýnýf

Detaylı

Dövize Endeksli Kredilerde KKDF

Dövize Endeksli Kredilerde KKDF 2009-10 Dövize Endeksli Kredilerde KKDF Ýstanbul, 12 Mart 2009 Sirküler Sirküler Numarasý : Elit - 2009/10 Dövize Endeksli Kredilerde KKDF 1. Genel Açýklamalar: 88/12944 sayýlý Kararnameye iliþkin olarak

Detaylı

K apitalistler, onun sonsuzluðunu i-

K apitalistler, onun sonsuzluðunu i- KOMÜNÝST EÐÝLÝMLER K apitalistler, onun sonsuzluðunu i- lan etseler de, burjuva toplum geçici bir toplumdur. Tarihseldir; yani belli bir tarihsel dönemde ortaya çýkmýþtýr; bu dönem sona erdiðinde, biçimlendirdiði

Detaylı

Yükseköðretimin Finansmaný ve Finansman Yöntemlerinin Algýlanan Adalet Düzeyi: Sakarya Üniversitesi Paydaþ Görüþleri..64 Doç.Dr.

Yükseköðretimin Finansmaný ve Finansman Yöntemlerinin Algýlanan Adalet Düzeyi: Sakarya Üniversitesi Paydaþ Görüþleri..64 Doç.Dr. MALÝYE DERGÝSÝ Temmuz - Aralýk 2011 Sayý 161 Sahibi Maliye Bakanlýðý Strateji Geliþtirme Baþkanlýðý Adýna Sorumlu Yazý Ýþleri Müdürü Yayýn Kurulu Baþkan Füsun SAVAÞER Üye Ali Mercan AYDIN Üye Nural KARACA

Detaylı

Mart 2010 Otel Piyasasý Antalya Ýstanbul Gayrimenkul Deðerleme ve Danýþmanlýk A.Þ. Büyükdere Cad. Kervan Geçmez Sok. No:5 K:2 Mecidiyeköy Ýstanbul - Türkiye Tel: +90.212.273.15.16 Faks: +90.212.355.07.28

Detaylı

.:: TÇÝD - Tüm Çeviri Ýþletmeleri Derneði ::.

.:: TÇÝD - Tüm Çeviri Ýþletmeleri Derneði ::. Membership TÜM ÇEVÝRÝ ÝÞLETMELERÝ DERNEÐÝ YÖNETÝM KURULU BAÞKANLIÐINA ANTALYA Derneðinizin Tüzüðünü okudum; Derneðin kuruluþ felsefesi ve amacýna sadýk kalacaðýmý, Tüzükte belirtilen ilke ve kurallara

Detaylı

SINIF ÝLÝÞKÝLERÝNÝ DOÐRU KAVRAMAK

SINIF ÝLÝÞKÝLERÝNÝ DOÐRU KAVRAMAK SINIF ÝLÝÞKÝLERÝNÝ DOÐRU KAVRAMAK 74. Sayý / 16-30 Aðustos 2006 Sýnýflar iliþkisini doðru tanýmlamak, Marksizmin a- bece sidir. Sýnýflarýn karþýlýklý iliþkisi denilince, sýnýflar diyalektiðini, yani sýnýf

Detaylı

Simge Özer Pýnarbaþý

Simge Özer Pýnarbaþý Simge Özer Pýnarbaþý 1963 yýlýnda Ýstanbul da doðdu. Ortaöðrenimini Kadýköy Kýz Lisesi nde tamamladý. 1984 yýlýnda Ýstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji ve Sanat Tarihi Bölümü nü bitirdi.

Detaylı

Neden sendikalý olmalýyýz?

Neden sendikalý olmalýyýz? Neden sendikalý olmalýyýz? Türkiye Porselen Çimento Cam Tuðla ve Toprak Sanayi Ýþçileri Sendikasý DÝSK/CAM KERAMÝK-ÝÞ GENEL MERKEZÝ Merkez Mah. Doðan Araslý Cad. No: 133 Örnek Ýþ Merkezi Kat 3 Daire 58

Detaylı

DONALD JOHNSTON OECD GENEL SEKRETERÝ INTERVIEW DONALD JOHNSTON OECD GENERAL SECRETARY

DONALD JOHNSTON OECD GENEL SEKRETERÝ INTERVIEW DONALD JOHNSTON OECD GENERAL SECRETARY söyleþi - interview ÝKTÝSAT ÝÞLETME ve FÝNANS SÖYLEÞÝ DONALD JOHNSTON OECD GENEL SEKRETERÝ INTERVIEW DONALD JOHNSTON OECD GENERAL SECRETARY Bu söyleþi, Genel Yayýn Yönetmenimiz Ali Bilge tarafýndan 15

Detaylı

mmo bülteni ...basýnda odamýz...basýnda odamýz...basýnda odamýz aralýk 2005/sayý 91 Kasým

mmo bülteni ...basýnda odamýz...basýnda odamýz...basýnda odamýz aralýk 2005/sayý 91 Kasým ...basýnda odamýz...basýnda odamýz...basýnda odamýz Kasým 2005 III. Demir Çelik Kongresi, II. Ýþ Makinalarý Sempozyumu Makine Magazin Dergisinin 112. sayýsýnda Demir çelik sektörünün Zonguldak buluþmasý

Detaylı

Dünya iþçi sýnýfý hareketi için

Dünya iþçi sýnýfý hareketi için ÝÞÇÝ SINIFININ KAPÝTALÝZM KARÞISINDAKÝ TAVRI NEGATÝFTÝR Dünya iþçi sýnýfý hareketi için en büyük tehlike, iþçi sýnýfýnýn tarihi görevlerinden u- zaklaþmasý, görevine ihanet etmesidir. O halde bu görevin

Detaylı

BÝMY 16 - TBD Kamu-BÝB XI Bütünleþik Etkinliði

BÝMY 16 - TBD Kamu-BÝB XI Bütünleþik Etkinliði BÝMY 16 - TBD Kamu-BÝB XI Bütünleþik Etkinliði Türkiye Biliþim Derneði, biliþim sektöründe çalýþan üst ve orta düzey yöneticilerin mesleki geliþimi ve dayanýþmalarýný geliþtirmek amacýyla her yýl düzenlediði

Detaylı

Saðlýk çalýþanlarý GöREV'de

Saðlýk çalýþanlarý GöREV'de Saðlýk çalýþanlarý GöREV'de Onaylayan Administrator Wednesday, 20 April 2011 Orijinali için týklayýn Saðlýk emekçilerinin 2 gün süren grevleri baþladý. Ülke genelindeki hastanelerin nereyse tamamýnda hastanede

Detaylı

OKUL ÖNCESÝ EÐÝTÝM KURUMLARI YÖNETMELÝÐÝNDE DEÐÝÞÝKLÝK YAPILMASINA D YÖNETMELÝK Çarþamba, 10 Eylül 2008

OKUL ÖNCESÝ EÐÝTÝM KURUMLARI YÖNETMELÝÐÝNDE DEÐÝÞÝKLÝK YAPILMASINA D YÖNETMELÝK Çarþamba, 10 Eylül 2008 OKUL ÖNCESÝ EÐÝTÝM KURUMLARI YÖNETMELÝÐÝNDE DEÐÝÞÝKLÝK YAPILMASINA D YÖNETMELÝK Çarþamba, 10 Eylül 2008 6 Eylül 2008 CUMARTESÝ Resmî Gazete Sayý : 26989 YÖNETMELÝK Millî Eðitim Bakanlýðýndan: OKUL ÖNCESÝ

Detaylı

Merhaba Dostlar, kültür / sanat / edebiyat

Merhaba Dostlar, kültür / sanat / edebiyat ÇINGI Merhaba Dostlar, AYIÞIÐI SANAT MERKEZÝ IV KÝTAP DÝZÝSÝ kültür / sanat / edebiyat Genel Yayýn Yönetmeni Songül Yücel Yazý Kurulu Songül Yücel Ülkü Þeyda Fatma Yýldýrým Ofset Hazýrlýk Kapak tasarým

Detaylı

KAZANMAK ÝSTEYEN ÝÞÇÝ SINIFININ YAPACAKLARI

KAZANMAK ÝSTEYEN ÝÞÇÝ SINIFININ YAPACAKLARI Yeni Evrede Baþyazý KAZANMAK ÝSTEYEN ÝÞÇÝ SINIFININ YAPACAKLARI Bir ülkede kapitalizm ne denli geliþkin ve bunun sonucu iþçi sýnýfý nicelik olarak ne kadar büyük ve ne kadar örgütlü olursa olsun, iþçiler

Detaylı

Gelir Vergisi Kesintisi

Gelir Vergisi Kesintisi 2009-16 Gelir Vergisi Kesintisi Ýstanbul, 12 Mart 2009 Sirküler Sirküler Numarasý : Elit - 2009/16 Gelir Vergisi Kesintisi 1. Gelir Vergisi Kanunu Uyarýnca Kesinti Yapmak Zorunda Olanlar: Gelir Vergisi

Detaylı

ACADEMY FRANCHISE AKADEMÝSÝ FRANCHISE ALIRKEN VERÝRKEN ÝÞLETÝRKEN. bilgi kaynaðýnýz. iþbirliði ile

ACADEMY FRANCHISE AKADEMÝSÝ FRANCHISE ALIRKEN VERÝRKEN ÝÞLETÝRKEN. bilgi kaynaðýnýz. iþbirliði ile ACADEMY FRANCHISE ALIRKEN VERÝRKEN ÝÞLETÝRKEN bilgi kaynaðýnýz iþbirliði ile WORLD FRANCHISE COUNCIL ÜYESÝDÝR EUROPEAN FRANCHISE FEDERATION ÜYESÝDÝR ACADEMY Giriþ Giriþ Franchise, perakendecilikte çaðýmýzýn

Detaylı

Platformdan Yeni ve Ýleri Bir Adým: Saðlýk ve Sosyal Güvence için Bir Bildirge

Platformdan Yeni ve Ýleri Bir Adým: Saðlýk ve Sosyal Güvence için Bir Bildirge Platformdan Yeni ve Ýleri Bir Adým: Saðlýk ve Sosyal Güvence için Bir Bildirge Onaylayan Administrator Thursday, 05 August 2010 Son Güncelleme Thursday, 05 August 2010 HSGG GÜVENLÝ GELECEK ÝÇÝN SAÐLIK

Detaylı

Güvenliðe Açýlan Sosyal Pencere Projesi ODAK TOPLANTISI SONUÇ RAPORU

Güvenliðe Açýlan Sosyal Pencere Projesi ODAK TOPLANTISI SONUÇ RAPORU Güvenliðe Açýlan Sosyal Pencere Projesi ODAK TOPLANTISI SONUÇ RAPORU 13 OCAK 2011 Bu program, Avrupa Birliði ve Türkiye Cumhuriyeti tarafýndan finanse edilmektedir. YENÝLÝKÇÝ YÖNTEMLERLE KAYITLI ÝSTÝHDAMIN

Detaylı

KOMÜNÝST PARTÝSÝNÝN PROLETER KARAKTERÝ

KOMÜNÝST PARTÝSÝNÝN PROLETER KARAKTERÝ KOMÜNÝST PARTÝSÝNÝN PROLETER KARAKTERÝ Komünist Partisi, iþçi sýnýfý partisidir. Sýnýf mücadelesi yoluyla, kapitalist toplumu yýkmayý ve sýnýflarý ortadan kaldýrmayý hedefler. Hedefine ancak proleter sýnýf

Detaylı

Kitlelerin kurulu sosyal

Kitlelerin kurulu sosyal Yeni Evrede Başyazı ÇE LÝÞ KÝ LER VE SI NIF SA VA ÞI TÜM KES KÝN LÝ ÐÝY LE GÖ RÜL ME LÝ Kitlelerin kurulu sosyal düzene karþý yükselen eylemleri, büyük bir zenginlik ve çeþitlilik gösteriyor. Çeliþkilerin

Detaylı

Kanguru Matematik Türkiye 2017

Kanguru Matematik Türkiye 2017 Kanguru Matematik Türkiye 07 4 puanlýk sorular. Bir dörtgenin köþegenleri, dörtgeni dört üçgene ayýrmaktadýr. Her üçgenin alaný bir asal sayý ile gösterildiðine göre, aþaðýdaki sayýlardan hangisi bu dörtgenin

Detaylı

KOBÝ lerin iþ süreçlerini daha iyi yönetebilmeleri için

KOBÝ lerin iþ süreçlerini daha iyi yönetebilmeleri için NEDEN KOBÝ lerin iþ süreçlerini daha iyi yönetebilmeleri için SAP Business One çözümünü seçmelerinin nedeni 011 SAP AG. Tüm haklarý saklýdýr. SAP Business One müþterileri SAP'ye olan güvenlerini gösteriyor.000+

Detaylı

Ovacýk Altýn Madeni'ne dava öncesi yargýsýz infaz!

Ovacýk Altýn Madeni'ne dava öncesi yargýsýz infaz! Asýlsýz iddia neden ortaya atýldý? Ovacýk Altýn Madeni'ne dava öncesi yargýsýz infaz! 19 Haziran 2004 tarihinde, Ovacýk Altýn Madeni ile hiçbir ilgisi olmayan Arsenik iddialarý ortaya atýlarak madenimiz

Detaylı

TOPLUMSAL SAÐLIK DÜZEYÝNÝN DURUMU: Türkiye Bunu Hak Etmiyor

TOPLUMSAL SAÐLIK DÜZEYÝNÝN DURUMU: Türkiye Bunu Hak Etmiyor TOPLUMSAL SAÐLIK DÜZEYÝNÝN DURUMU: Türkiye Bunu Hak Etmiyor Türkiye'nin insanlarý, mevcut saðlýk düzeyini hak etmiyor. Saðlýk hizmetleri için ayrýlan kaynaklarýn yetersizliði, kamunun önemli oranda saðlýk

Detaylı

0.2-200m3/saat AISI 304-316

0.2-200m3/saat AISI 304-316 RD Firmamýz mühendisliðinde imalatýný yaptýðýmýz endüstriyel tip hava kilidleri her türlü proseste çalýþacak rotor ve gövde seçeneklerine sahiptir.aisi304-aisi316baþtaolmaküzerekimya,maden,gýda...gibi

Detaylı

Merhaba Genç Yoldaþlar

Merhaba Genç Yoldaþlar Merhaba Genç Yoldaþlar Yeni bir sayýmýzla, ayaklanmalar ve devrimlerle, hükümet krizleriyle, ekonomik kriz ve savaþ çýðlýklarýyla anýlacak olan 2011 i geride býrakýp yeniden sizlerleyiz. Bu yýl gençlik

Detaylı

Laboratuvar Akreditasyon Baþkanlýðý Týbbi Laboratuvarlar

Laboratuvar Akreditasyon Baþkanlýðý Týbbi Laboratuvarlar Laboratuvar Akreditasyon Baþkanlýðý Týbbi Laboratuvarlar Týbbi Laboratuvar Akreditasyonu Akreditasyon, Akreditasyon; Laboratuvarların, Muayene, Belgelendirme kuruluşlarının ve Yeterlilik Deneyi Sağlayıcı

Detaylı

SINIF MÜCADELESÝ KAÇINILMAZ SONUCUNA DOÐRU ÝLERLÝYOR

SINIF MÜCADELESÝ KAÇINILMAZ SONUCUNA DOÐRU ÝLERLÝYOR SINIF MÜCADELESÝ KAÇINILMAZ SONUCUNA DOÐRU ÝLERLÝYOR Sýnýf mücadelesinin sert bir karakter kazandýðý devrim dönemlerinde, her sýnýf ve sýnýf partisi, devrimin dolaysýz etkisi altýnda kalýr. Her sýnýfýn

Detaylı

1. ÝTHÝB TEKNÝK TEKSTÝL PROJE YARIÞMASI

1. ÝTHÝB TEKNÝK TEKSTÝL PROJE YARIÞMASI Yarýþmanýn Amacý 1. ÝTHÝB 1.ÝTHÝB Teknik Tekstiller Proje Yarýþmasý, Ýstanbul Tekstil ve Hammaddeleri Ýhracatçýlarý Birliði'nin Türkiye Ýhracatçýlar Meclisi'nin katkýlarýyla Türkiye'de teknik tekstil sektörünün

Detaylı

Kanguru Matematik Türkiye 2015

Kanguru Matematik Türkiye 2015 3 puanlýk sorular 1. Hangi þeklin tam olarak yarýsý karalanmýþtýr? A) B) C) D) 2 Þekilde görüldüðü gibi þemsiyemin üzerinde KANGAROO yazýyor. Aþaðýdakilerden hangisi benim þemsiyenin görüntüsü deðildir?

Detaylı

MedYa KÝt / 26 Ýnsan Kaynaklarý ve Yönetimi konusunda Türkiye nin ilk dergisi HR DergÝ Human Resources Ýnsan Kaynaklarý ve Yönetim Dergisi olarak amacýmýz, kurulduðumuz günden bu yana deðiþmedi: Türkiye'de

Detaylı

Ermeni soykýrýmý nýn avukatlarý

Ermeni soykýrýmý nýn avukatlarý Ermeni soykýrýmý nýn avukatlarý Þu sýra baþta Ýsviçre olmak üzere, Almanya ve Fransa dahil Avrupa ülkelerinin hukuk ve siyasal bilgiler fakültelerinin insan haklarý derslerinde, seminerlerde ve doktora

Detaylı

Evvel zaman içinde, eski zamanlarýn birinde, zengin bir ülkenin gösteriþ meraklýsý bir kralý varmýþ. Kralýn yaþadýðý saray çok büyükmüþ.

Evvel zaman içinde, eski zamanlarýn birinde, zengin bir ülkenin gösteriþ meraklýsý bir kralý varmýþ. Kralýn yaþadýðý saray çok büyükmüþ. Evvel zaman içinde, eski zamanlarýn birinde, zengin bir ülkenin gösteriþ meraklýsý bir kralý varmýþ. Kralýn yaþadýðý saray çok büyükmüþ. Her yeri altýn kaplý olan bu sarayda onlarca oda, odalarda pek çok

Detaylı