SEKÜLERLEME PERSPEKTFNDEN DNÎ VE SEKÜLER FUNDAMENTALZMLER THE RELIGIOUS FUNDAMENTALISM IN SECULARIZATION PERSPECTIVE

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "SEKÜLERLEME PERSPEKTFNDEN DNÎ VE SEKÜLER FUNDAMENTALZMLER THE RELIGIOUS FUNDAMENTALISM IN SECULARIZATION PERSPECTIVE"

Transkript

1 SEKÜLERLEME PERSPEKTFNDEN DNÎ VE SEKÜLER FUNDAMENTALZMLER THE RELIGIOUS FUNDAMENTALISM IN SECULARIZATION PERSPECTIVE Doç. Dr. M. Ali KRMAN Özet Bu makale iki bölümden olumaktadır. lk bölümde dinî fundamentalizm olgusu tanımlandıktan sonra sekülerleme ile arasındaki iliki ele alınacaktır. Gerçekte bu ikisi arasında var olan yakın iliki, daha ziyade modern toplumda dinin konumuyla ilgilidir. Bu balamda dinî fundamentalistler kadar seküler fundamentalistlerin de var olduunu bilmek önemlidir. Seküler fundamentalistler dinin toplumsal rolünün tamamen azaltılması, hatta yok olmasını düünürlerken, dinî fundamentalistler de dinin gündelik hayatı tamamen kuattıını iddia ederler. kinci bölümde ise, dinî fundamentalizm veya tutuculuk ile slam arasındaki iliki incelenecektir. Günümüzde dinî fundamentalizm ve gericilii slam toplumlarıyla özdeletirilmeye çalıan eilimlere sıkça rastlanmaktadır. Böyle bir yaklaımın sosyal bilimsel açıdan sorgulanması oldukça büyük bir önem taımaktadır. Anahtar Kelimeler: Sekülerleme, fundamentalizm, seküler fundamentalizm, dinî fundamentalizm Abstract This paper consists of two parts. Firstly, after the describing the religious fundamentalism, the relationship between the secularization and religious fundamentalism will be examined. In fact there is a relationship between them. This relationship concerned with the status of religion in modern society. In this context, it is very important to understand that there are religious fundamentalists as well as secularist or laisist ones. Although the secularists tend to be diminishing the role of religion in the society, the religious fundamentalists claim that the religion completely surrounds all spheres of daily life. Secondly, the relationship between the religious fundamentalism or religious reactionism and Islam will be examined. Recently we often encounter the tendency that religious fundamentalism and religious Sütçü mam Üniversitesi

2 Sekülerleme Perspektifinden Dinî Fundamentalizm 275 reactionism have been identified with Islam. It is important to discuss this approach in social scientific viewpoint. Keywords: Secularization, fundamentalism, secular fundamentalism, religious fundamentalism 1. Giri 20. yüzyıl çok önemli deiimlerin yaandıı, bu çerçevede pek çok yeni olgunun ortaya çıktıı bir dönem olarak tarihe geçmitir. Bu dönemde en çok tartıılan olgulardan biri sekülerleme, daha dorusu de-sekülerleme, bir dieri de fundamentalizm dir. Bu balamda her iki olgunun ne olduu ve aralarında nasıl bir ilikinin bulunduu vb. sorular sürekli gündemde yer almaktadır. Dünyadaki tüm toplumları bir ekilde etkiledii bilinen modernleme ve beraberinde gerçekleen sekülerleme süreci, kendi içinde reaksiyoner oluumları da ortaya çıkarmıtır. Modern ve seküler ideolojilere alternatif bir sistem olarak gelien ve toplumsal hayatın bütününü, toplumdaki siyaset, ekonomi, eitim, hukuk ve din kurumlarını ve sistemlerini kendilerine özgü din yorumu eksenli dönütürme amacı taıyan çeitli hareket ve söylemler için fundamentalizm kavramı kullanılmaktadır (bkz. Kirman 2004a:85). Kavram, ilk kez 1920 yılında özellikle Amerikan Protestanlarını ifade etmek üzere kullanılmısa da, bugün Yahudilik, Hristiyanlık ve slam da dâhil olmak üzere bütün dinlerin fundamentalizm olarak tanımlanan bir olguyla karı karıya kaldıkları bilinmektedir. Aslında tüm dünyada kendini fundamentalizm olarak tanıtan radikal muhafazakârlık, aırı tutuculuk yönünde her geçen gün güçlenen bir eilimden söz etmek belki daha doru bir deerlendirme olacaktır. Günümüzde Latin Amerika ülkelerinde bata Pentekostalizm 1 olmak üzere fundamentalist Hristiyanlık gözle görülür bir gelime kaydetmektedir (bkz. Carr and Saha 2001:3-4). Güney Kore ve Tayvan da Konfüçyanizmin neo-geleneksel yorumu yayılma sürecindedir. Japonya da Protestan fundamentalizmine karı esas itibariyle Budist karakter taıyan yeni dinî hareketler hızlı bir ekilde yayılma eilimindedir. Yahudilik te Gush Emunim hareketi (bkz. Carr and Saha 2001:67-86) hızla gelimektedir. slam dünyasında da Müslüman Kardeler, Hamas, Hizbullah ve FIS (slamî Kurtulu Cephesi) gibi hareketlerin yaygın olduu bilinmektedir. Anlaılan fundamentalizm, günümüz dünyasındaki hemen her dinî 1 Pentekostalizm (Pentecostalism): 20. yüzyılın balarında Protestan gelenek içerisinde Charles F. Parham ( ) ile William J. Seymour ( ) öncülüünde ortaya çıkmı olan dinî bir akım. Mensupları, ilk hristiyanların Pentekost gününde geçirdikleri tecrübenin ve mükâfatın aynısına kendilerinin de sahip olabilecei inancını taırlar. Toplu duaya önem verirler. Pentekostal kiliseler özellikle ABD ve ngiltere de yaygın olan siyahlara veya göçmenlere ait çeitli kiliseleri bünyesinde toplar. Bunlar arasında Mesih te Tanrının Kilisesi, Elim Kilisesi, Apostolik Kilise sayılabilir. Günümüzde yüz milyon balısı olduu tahmin edilen hareket, Latin Amerika bata olmak üzere tüm dünyada yaygınlık kazanma eilimindedir (Bkz. Kirman 2004a:178).

3 276 KRMAN, M. Ali yapı içerisinde görülen ve en bilinen unsurlardan biridir (bkz. Huff 2000:94). Öyle ki, fundamentalizmin genel olarak 20. yüzyıla özgü bir olgu olduu belirtilmekle birlikte 21. yüzyılda da en önemli dinî hareketlerden biri olma özelliini sürdürecei yönünde öngörülerde bulunulmaktadır. Denebilir ki, fundamentalizm olgusu küresel bir sorun olarak dünya gündeminde ilk sıralarda yer aldıı gibi, din sosyolojisi aratırmalarında da önemli bir yer tutmaktadır. Öte yandan sekülerleme ve buna balı olarak laikleme olgusunun Hıristiyan toplumlara özgü olduu, buna karılık Yahudilik ve slamiyet in doaları gerei böyle bir sürece izin vermedii yönünde yaygın bir kabulün varlıından söz etmek mümkündür. Bu kabule göre Hristiyanlık ta bilinç ve içsel tartıma önemli bir yer tutarken, Yahudilik ve slamiyet te günlük hayatın hemen tamamı dinî kurallarla kuatılmıtır (Ferry 2004:vi). Bu da, söz konusu iki dinî gelenekte sekülerleme ve laikleme sürecine izin vermemekte ve dolayısıyla bu süreçlere karı her zaman reaksiyoner bir yaklaım sergileyen fundamentalist, tutucu, gerici veya mürteci kesimlerin ortaya çıkması için uygun bir zemin oluturmaktadır. Bu da sonuç olarak Hristiyan Batı dünyası ile müslüman toplumlar arasında önemli bir çatıma alanı meydana getirmektedir. Daha ziyade Hristiyan Batı ya özgü tek yanlı bir tutumu yansıtan bu yaklaımlara karı ileri sürülen fikirlerin varlıı da bilinmektedir. u halde tüm dünyada son derece etkili bir ekilde yükselite olduu gözlenen ve dolayısıyla hemen her dinî gelenek içerisinde rastlanan fundamentalist eilimlerin bir tek dine hasredilemeyecei gerçei ile dinî fundamentalizm olgusunun sekülerleme perspektifinden sosyolojik bir analizinin yapılması büyük önem taımaktadır. 2. Fundamentalizm Olgusu ve Temel Karakteristikleri Oldukça karmaık bir fenomen olan fundamentalizm olgusuyla ilgili olarak bir tanımlama sorunu, terminolojik bir karııklık söz konusudur (bkz. Iannaccone 1997:101). Fundamentalizm, ilk anda dinî yönüyle anlaılmaktadır. Bu balamda, çou zaman, yakın bir anlam içeriine sahip olduu düünülen gelenekçilik (tradionalism), muhafazakârlık (conservatism) ve ortodoksluk (ortodoxy) gibi kavramlarla tanımlansa da bunlarla eanlamlı olmayıp, belli yönlerden ayrılmaktadır. Editörlüünü Martin Marty ve R. Scott Appleby in yaptıı Fundamentalisms Observed adlı çalımada da fundamentalizm olgusunun anlaılmasında katkı yapacaı düünülen dört husus öne çıkarılır: a) dinî bir dünya görüü için mücadele etme, b) din tarafından oluturulmu olan mitler, gelenekler ve doktrinler için mücadele etme, c) dini kabul etmeyen kiilere karı mücadele etme ve son olarak d) tanrı ve dinin nihaî kaynaı olduu düünülen dier akın referanslar ııında mücadele etme (bkz. Carr and Saha 2001:1-2). Tadeusz Doktòr öncülüünde gerçekletirilen Dinî ve Ahlakî Çoulculuk (RAMP) projesinde de fundamentalist eilimleri ölçmek için kullanılan kriterler arasında dinî literalizm, dinî partikülarizm, dinî dılayıcılık, ilahî olanı kiisel tecrübe ve cezalandırıcı Tanrı imajı yer almı ve deneklerin bunlarla ilgili tutum ve davranıları ölçülmeye çalıılmıtır (bkz. Doktòr 2003). Fakat bunlar daha ziyade fundamentalizm olgusunun dinî yönlerine vurgu yapmaktadır. Oysa fundamentalizmin günümüzde sadece dinî alanla sınırlı olmadıı, siyasal alanda neo-con ların, ekonomik alanda

4 Sekülerleme Perspektifinden Dinî Fundamentalizm 277 da neo-liberal fundamentalizmin etkin olduu bilinmektedir (bkz. Bodur 2004:19-20). Anlaılan fundamentalist eilimlerin sadece dinî alanla sınırlı olmayıp, siyaset ve ekonomi gibi alanlarda da varlıını sürdürüyor olması nedeniyle artık bu kavramı tek baına kullanmak yeterli olmamakta, mutlaka baına siyasal, ekonomik, dinî ve seküler gibi sıfatlar getirmek gerekmektedir (bkz. Kirman 2007). Dilimizde köktendincilik olarak da karılanan fundamentalizm kavramı, dinin temellerine, vahyedilen ilk metinlere dönüü esas almak suretiyle geleneksel din anlayıını yeniden canlandırmaya çalıan, bu yüzden modern ve liberal din yorumlarının, sekülerizmin, dünyaya uyumun ve entelektüel dindarlıın karısında yer alan aırı muhafazakâr bir din anlayıını ifade eder. Kavram ilk olarak C. L. Laws tarafından Hristiyan gelenek içinde 19. yüzyılda Kitab-ı Mukaddes e yönelik olarak yapılan modernist ve bilimsel eletirilere ve evrimci kuramlara tepki olarak 1920 lerden itibaren gelien ve Kitab-ı Mukaddes i nihaî otorite kabul eden aırı muhafazakâr Protestan ekoller için kullanılmıtır. 20. yüzyılın ilk yarısında ABD deki kiliselerin neredeyse tamamı fundamentalistler ve modernistler eklinde ikiye ayrılmıtır (Kirman 2004a:85). Günümüzde ise fundamentalizm kavramı, Hristiyan gelenek içerisinde Pentekostal veya Evanjelik hareketler, Yahudi gelenek içerisinde ultra-ortodoks Yahudilik, slamî gelenek içerisinde de ihyacı hareketler için kullanılmaktadır (bkz. Lehmann 1998:617). Hangi kültürde veya hangi dinî gelenekte ortaya çıkarsa çıksın fundamentalist olarak anılan bütün hareketler, muhafazakâr, geleneksel, ortodoks ve klasik olarak nitelenen önceki hareketlerin yeni bir versiyonu olarak tezahür etmektedir (Carr and Saha 2001:202). Bir baka ifadeyle, fundamentalizm, geleneksel ortodoks normlara göre heterodoks bir sapmadır. Popüler stereotipe göre fundamentalizm, sosyolojik olarak çadıı deerlerle ve klan ve kabile gibi küçük toplulukların dar kurallarına sadık kalmayla ilikilendirilmi; kültürel olarak entelektüel olmayan bir hogörüsüzlük içinde tanımlanmı; entelektüel olarak tarih bilincinin kaybedilmesi ve eletirel düünceyi terk etmekle, temel insan hürriyetlerini yok saymakla karakterize edilmi ve teolojik olarak da literalizm, primitivizm, katı-kuralcılık ve dılayıcılıkla (exclusivity) özdeletirilmitir (bkz. Yeilyurt 2001:763-5). Kavram, zamanla kilise çevreleri tarafından kötü ve olumsuz bir sıfata dönütürülerek zamanla teolojik açıdan pejoratif bir anlam kazanmıtır. Görüldüü gibi fundamentalizm kavramının günümüz toplumlarında kazandıı görünüm, çada insanın düüncesinde oluturduu imaj son derece olumsuzdur. Bu kavramlar arasına kültürümüze özgü irtica kavramını da eklemek mümkündür. Bu nitelemelerin önemli bir kısmının deer yüklü olması nedeniyle sosyal bilimlerin kavramları olmadıı yönünde yapılan iddialar, fundamentalizm olgusunun sosyal gerçekliini ortadan kaldırmaz. Nitekim fundamentalizm, dinî eylem ve aktivitenin bir sorunu olmaktan çok, sosyolojik analizlerin bir konusu olarak ün kazanmıtır. Bu nedenle her ne kadar teolojik bir yönü olsa da daha ziyade sosyolojik ve sosyo-politik bir olgudur (Carr and Saha 2001:1-2). Bir dier ifadeyle fundamentalizm, moderniteye veya herhangi sosyo-politik rahatsızlıa karı gerçekleen bireysel ve toplumsal protestoların dinî bir hüviyet kazandırılmı formudur. Ancak sadece toplumsal bir

5 278 KRMAN, M. Ali sorun olmanın ötesinde aynı zamanda otantik ve sahih dine yönelik de önemli bir tehdit oluturmaktadır. Zira fundamentalistlerin dini istismar eden maniplatif bir dil kullandıkları bilinmektedir (Carr and Saha 2001:205). Kullandıkları dil aracılııyla kendileri dıındakileri gerçek dindar olarak görmeyen fundamentalistler, partikülarist bir din anlayıını benimserler. Bu balamda, fundamentalizm, dar bir mezhepçilik (sectarianism) olarak tanımlanmıtır (bkz. Iannaccone 1997:101-2). Bir dinin içinde ortaya çıkmı mezhep, tarikat veya cemaat gibi yapılanmaların birçou, mensuplarında partikülaristik bir anlayıın gelimesini tevik edici bir özellik taımaktadır. Böyle bir din anlayıına sahip olanların sadece kendi din yorumlarının ve pratiklerinin doru olduuna inandıkları bilinmektedir. Hemen her dinde partikülaristik bir anlayıın varlıı söz konusudur. Ancak dini düünce ve zihniyet dünyasına hiçbir katkıda bulunmayan bu tür partikülaristik karakterli fundamentalist hareketlerin toplumda entegrasyon salayıcı olmaktan çok disfonksiyonel oldukları, yani toplumsal yapının çözülmesi yönünde bir fonksiyon üstlendikleri bilinmektedir. Zira partikülarist din anlayıı kendisi ile ötekiler arasındaki radikal bir ayrıma dayanır. Çünkü doruyu bulan, kurtulua eren veya inancı garantide olan tek mezhep (fırka-i nâciye) olu mantıı, ötekilerinin dıarıda bırakılmasını kaçınılmaz kılan bir yaklaımdır (Bruce 2000:79). Dolayısıyla böyle bir anlayı, bazen aynı dinî gelenek içerisinde bile mezhep ve merep çatımalarına neden olmaktadır. Öyle ki, bir dinî gruba mensup insanlara sunulan din yorumu, o insanların iddet içeren hareketlere yönelmesinde son derece etkili olmaktadır. Bir dier ifadeyle, dinî bakı açısından beslenen ve dinî referanslı terör eylemlerine karıan örgütlerin, çou zaman balılarını mobilize eden bir hareket ideolojisi haline getirilmesi söz konusudur (Kirman 2004b:327-8). Bu yüzden fundamentalizmin günümüzde ifade ettii anlam, büyük ölçüde kutsal bir iddet ya da baskı ve yıkıcılıın kutsanıı olmaktadır. Bu noktada denebilir ki, fundamentalizm, kaynaı ister beerî ideolojiler, sosyolojik anlayılar ya da isterse din olsun, bireysel ve toplumsal barıın önünde önemli bir bariyerdir (Yeilyurt 2001:765). Fundamentalizm üzerine yazı yazan aratırmacılar, onun modernlie karı bir tepki hareketi olarak doduunu belirtirler (bkz. Iannaccone 1997; Luckmann 1999). Gerçekten de fundamentalizmin en temel özellii modern kültür ile ilikisinde açıa çıkar. Bir dier ifadeyle, fundamentalizmin hemen her türünün modernlemeyle yüzlemenin bir neticesi olarak ortaya çıktıı söylenebilir. Dolayısıyla fundamentalist eilimlerin modern dünyanın etkisine maruz kalmayan kültürlerde ortaya çıkma ihtimali son derece zayıftır. Onun daha çok modernizmle karılamaktan ve onunla ba edememekten kaynaklandıı söylenebilir. Bu anlamda ilk fundamentalist eilimlerin, modernlik tecrübelerini ilk önce yaayan Batılı toplumlarda ortaya çıkmı olması son derece anlaılır bir husustur. Zira dinî hassasiyetlerini öne çıkaran belli bir kesim, toplumda modernlemeyle birlikte gerçekleen sekülerlemenin gelimesinden endie duyuyordu. Tanrının reddi ve ilahî olanla ilgili farklı anlayıların varlıı ile ilgili korku ve endieler olumsuz etkilerde bulunuyordu. Bununla birlikte Batılı toplumlarda modernizmle çok hızlı bir uyum sürecine girilmi olduu gözlenmektedir. Zira toplumsal deiimle birlikte ortaya çıkan yeni fırsat alanları da bu tür eilimler için son derece elverili

6 Sekülerleme Perspektifinden Dinî Fundamentalizm 279 vasat oluturan bir dier faktördür. Zira kaynak mobilizasyonu kuramı na (bkz. Kirman 2004a:127) göre, fundamentalist hareketlerin baarılı olup olmamalarını belirleyen unsurlardan biri de, elde mevcut kaynakları ne ölçüde harekete geçirdikleri sorusuna verilecek cevaptır. Bu konuda hareketin sergileyecei kapasite son derece önemli olmaktadır. Dinî köktencilik, tüm dünyada dinî ve siyasî bir muhafazakârlıın yükseliine paralel bir gelime kaydetmektedir. Bunun sebepleri arasında öncelikle ekonomik küreselleme zikredilebilir. Zira ekonomik pazarların küresellemesi sürecinde gelien bilgi ve iletiim araçları sayesinde yabancı markaların ve ürünlerin önemi artmaktadır. Yabancı marka ve ürünlerin bir ülkeye girmesiyle birlikte bunların ait olduu kültüre özgü yabancı deerler ile o ülkenin yerli kültürü arasında bir çatıma yaanmaktadır. Bu da, doal olarak çokuluslu irketlere karı millî, dinî ve siyasî hassasiyetlerin kabarmasına ve daha tutucu eilimlerin yükselmesine yol açmaktadır. Zira dinî ideoloji ile millî kimlik arasında yakın bir iliki söz konusudur. Ekonomik küresellemenin yanı sıra belirtilmesi gereken bir dier faktör de, sekülerleme sürecidir. Bu süreçte dinî, kültürel ve etik deerlerin ve sembollerin etki ve önemini kaybetmesi dıardan gelen yabancı kültürel unsurları sentezleme arayıını veya onlara karı ortaya konabilecek direnci zayıflatmıtır. Bütün bu gelimeler tüm dünyada hogörüsüzlüün ve tepkisel bir tutuculuun artmasına yol açmıtır (Carr and Saha 2001:3-4). Fundamentalist olarak anılan reaksiyoner eilimleri deerlendirirken hermenötik bir yaklaımla bir empati kurmak suretiyle anlamaya çalııldıında, bu tür oluumların ortaya çıkıında modernleme, sekülerleme, batılılama gibi süreçlerin bir takım krizlerin olumasında uygun vasat oluturduu görülür (Carr and Saha 2001:204). Bir dier ifadeyle, radikal eilimler ve hareketler kaynak olarak büyük ölçüde yıllar süren ekonomik sıkıntılara maruz kalmı toplumlarda kendine zemin bulabilmektedir. Bu tür krizlerin yaandıı toplumlarda görülen sosyal ve ekonomik dengesizlikler, devlet otoritesinin sarsılmasına, halkın yönetime ve yargıya olan güveninin azalmasına neden olmaktadır. Ütopik bir kurguya sahip olan fundamentalist eilimlere ve hareketlere daha ziyade ekonomik ve siyasî kriz dönemlerinde rastlanmaktadır. Hatta denebilir ki, fundamentalist hareketler toplumsal krizlerin ürünüdürler. Ancak krizler gerçek olabilecei gibi, kriz algılamalarının da bu tür eilimleri güçlendirdii bilinmektedir. Sözgelimi fundamentalist bir Protestan hareket olan Ahlakî Çounluk hareketinin 2 olumaya baladıı 1979 yılında ABD de ekonomik bir kriz söz konusu deildi, ancak siyasî liderlik krizi yaanmaktaydı veya fundamentalistler yaanan olayları bu ekilde algılamılardı. Ancak fundamentalist hareketleri kriz olgusu ile birlikte 2 Ahlakî Çounluk Hareketi (Moral Majority): 1978 yılında ABD de dinî yönden tutucu, muhafazakar kesimleri kontrol etmek çabalarının sonucu olarak Evanjelik Jerry Falwell öncülüünde ortaya çıkmı dinî-siyasî bir hareket. Aynı zamanda Batı siyaset dünyasında gözlenen Yeni Hristiyan Sa akımıyla da çok yakından ilikilidir. Amerikalıların çounluunun düüncelerini temsil ettiklerini iddia eden ve Hristiyanlıa uygun ahlakî yasalarla yönetilmek isteyen bir grup tarafından organize edilen bu Protestan hareket, esas itibariyle saldırgan bir köktendincilik hareketi olarak tanımlanabilir.

7 280 KRMAN, M. Ali olumsuz ve reaksiyoner oluumlar eklinde deerlendirmek de eksik kalmaktadır. Burada siyasî kadroların ufuk eksiklii, toplumsal, siyasal ve ekonomik sorunları ve bunlara balı olarak ortaya çıkan krizleri iyi yönetememeleri de hatırda tutulmalıdır. Zira sosyal, siyasal ve ekonomik faktörlere balı krizlerin toplumsal yapıda meydana getirdii tahribat fundamentalist eilimler için uygun vasat oluturmaktadır. Bu tür oluumlar, daha ziyade toplumda ayrıcalıı olmayan, eitim ve gelir düzeyi düük kesimleri ile etnik azınlıklar arasından kendilerine taraftar devirirler (Iannaccone 1997:104). Bununla birlikte, özellikle son yıllarda eitim ve sosyo-ekonomik düzeyi yüksek olmakla birlikte göreli yoksunluk (bkz. Kirman 2004a:91) içerisinde bulunan kesimlerin de bu tür oluumlara yöneldii bilinmektedir. Zira modernleme ve sekülerleme süreçlerinin etkisiyle sadece yoksul ülkelerde deil, aynı zamanda zengin ülkelerde de belli ölçüde kimlik, otansite, kültür ve meruluk krizi ortaya çıkabilmektedir (Carr and Saha 2001:204). Anlaılan bu tür oluumların üyeleri üreme yoluyla deil, daha ziyade devirme yoluyla bir araya gelir. Büyük dünya dinlerinin hemen hepsinde görülen fundamentalizm büyük ölçüde moderniteye karı bir tepki ve protesto hareketi olmakla tanımlansa da, fundamentalist eilimlerin çoununun çada teknolojinin ve modernitenin imkanlarını kullandıkları ve bu çerçevede argüman gelitirdikleri bilinmektedir. Zira fikirlerini yayma konusunda son derece yenilikçi bir tutum içerisinde olup en son teknolojiyi kullanmakta tereddüt etmezler. Demokratik ve seküler karakterli toplumsal yapı içerisinde nispeten daha özgür biçimde faaliyetlerini sürdürürler. Söz gelimi radyo, teyp, televizyon, çanak anten, cep telefonu, faks, , internet vb. modern kitle iletiim vasıtalarını, en son teknoloji ürünlerini kullanırlar ve bunlarla kendi düüncelerini yaymaya çalıırlar. Bu çerçevede kutsal metinleri de istedikleri gibi yorumlamak suretiyle kendilerine özgü bir dil ve terminoloji üretirler. Böylece ortak kültürel sermayelerini zenginletirirler. Seküler dünyada kendilerine statü ve saygınlık kazandıracak eitim ve zenginlik elde etmeye özel önem verirler. Bununla birlikte kültürel deerler, dini yorumlama, siyasî kararlar alma noktasında oldukça tutucu bir yaklaım sergilerler. Fundamentalistler aynı zamanda oldukça cokun bir dinî duygu içinde bulunurlar. Dinî duyguları son derece güçlüdür. Kılık kıyafet, saç-sakal tıraı gibi hususlarda ortak semboller üretirler ve bu semboller aracılııyla kendi yandaları, üyeleri ile dıarıdakiler, üye olmayanlar arasında oldukça katı bir sınır çizerler. Dıarıdakileri eytana ve bu dünyaya ait olan bir takım sembollerle tasvir ederler. Kendi ülkelerinde yönetimi elinde bulunduran siyasal elite son derece kızgındırlar. Bunlar toplumun geni kesimleriyle entegre olmaya direnirler ve etnik ve yerel/bölgesel balılıkları güçlendirirler. Fundamentalistlerin en önemli özelliklerinden biri de, erkek egemen cinsiyet rollerini ve kimliklerini güçlendirme eilimidir. Bunlar arasında namus anlayılarını kadına hasrederek kadın cinselliini kontrol etme (bkz. Lehmann 1998:629), kadınları örtünmeye ve kocalarının psikolojik ve duygusal ihtiyaçlarını tatmin etmeye zorlama, onların sosyal düzene katılmalarını engelleme zikredilebilir. Bununla birlikte kadınlar arasında yayılma eilimi gösteren fundamentalist eilimlerin varlıından da söz etmek mümkündür.

8 Sekülerleme Perspektifinden Dinî Fundamentalizm 281 Modernite karıtı her eilimi fundamentalizme eitlemenin tutarlı olmayacaı gibi, pek çok formu bulunan bir hareketi, tek bir türe ya da modernite karıtı bir davranı biçimine hasretmenin bir tür indirgemecilik olarak görülebileceini belirten bir akademisyene göre, tıpkı modernite gibi, fundamentalizm olgusu da büyük ölçüde batı kültürüne özgüdür, bu nedenle bu olguya baka kültürler ve dinler balamında dinî, sosyolojik ve politik temeller aramak çou kere yanıltıcı olma olasılıını da beraberinde taır (Yeilyurt 2001:763). Ancak bu yaklaım, bir kültürde ortaya çıkan bir olgunun belki aynısı olmasa da benzerinin baka kültürlerde ortaya çıkmayacaı anlamı içermemektedir. Nitekim moderniteye karı dinî gerekçelerle karı çıkmalara özellikle Batı dıı toplumlarda sıklıkla rastlandıı gibi, dinî metinlerin literal yorumları ve buna balı olarak katı-kuralcılık ve tutuculuk eilimleri de hemen her dini gelenek içerisinde gözlenebilmektedir. Söz gelimi Türk toplumunda özellikle Tanzimat la birlikte balatılan yenileme ve modernleme hareketlerine karı tarikat ve benzeri oluumlar tarafından dinî gerekçelerle ortaya konan tavırlar 3 oldukça büyük bir artı kaydetmitir ki, buna karı kültürümüzde irtica veya gericilik gibi kavramlar üretilmitir. Tamamen kendi kültürümüze özgü olan bu kavrama baka hiçbir kültürde rastlanmaması da, hiç kukusuz, modernizm karıtlıının, dinî metinlerin literal yorumlarının, katı kuralcılıın, tutuculuun sadece kendi toplumumuza özgü olduu anlamına gelmeyecektir. 3. Sekülerleme ve Fundamentalizm Batı kaynaklarında yer alan dinî fundamentalizm in sonradan kazandıı anlam ile reaksiyoner oluumları ve eilimleri nitelerken kültürümüzde kullanılan gericilik veya irtica kavramlarının ortak yönleri olduu belirtilmiti. Her iki kavramın da modernleme sürecinde liberal ve seküler deerlerin egemenlii ve tecavüzleri karısında inancını koruma güdüsüyle ortaya çıktıı bilinmektedir. Bilindii gibi, modernleme ve onunla birlikte zikredilen sanayileme, ehirleme ve kültürel çoulculuk süreçleri sekülerlemeye yol açmıtır. Sekülerleme kavramı doaüstü güçlerden veya kutsaldan uzaklama yönünde gerçekleen bir eilimi ifade eder. Dilimizde bazen dünyevîleme bazen de çadalama kavramlarıyla karılanmaya çalıılsa da, sekülerlemenin her ikisi birden ifade ettii için bu kavramların tek balarına yeterli olmadıı açıktır (bkz. Kirman 2005:51-2). Weber in dünyanın büyüsünden arınması ve toplumun rasyonellemesi kavramlarıyla ifade etmeye çalıtıı olguyla ilikili olan sekülerleme, toplumsal açıdan ele alındıında dinin günlük hayatta her geçen gün etkisizleerek önemini kaybetmesi, bilimin ve aklın egemen olması durumunu ifade eder den itibaren kullanılmaya balanan bu kavram, evrimci yaklaımın bir uzantısı olarak ileri sürülmü, teknik olarak ileri ve modern toplumların ortaya çıkmasıyla gelimitir (Kirman 2004a:196-7). Ancak sekülerleme ile dini kuralların zayıflaması arasında yakın bir iliki olmakla birlikte sekülerlemeyi dini kuralların zayıflamasının bir sonucu olarak görmek yanıltıcıdır. Zira bunların 3 Tasavvuf temelli bu hareketlerin bu özelliini, dier tarikatlara göre daha çok ön plana çıkaranlar Nakîler olmutur. Bkz. Mardin 1991:84; Algar 1997:129.

9 282 KRMAN, M. Ali arasında bir ters orantı söz konusu deildir (Schmalzbauer and Wheeler 1996:250). Son yıllarda sekülerleme tezinin öngörülerinin aksine bazı gelimeler yaanmasıyla birlikte de-sekülerleme olarak anılan bir sürece girilmi ve yeni paradigmalar ortaya çıkmıtır. Hem sekülerleme hem de irtica ile yakından ilgili olan bir kavram da laiklik tir. Sekülerlemenin, din ve dünya ilerinin birbirinden ayrılması anlamında politik ya da siyasî alandaki özel hali, laiklik olarak bilinir (Kirman 2004a:196-7). Çou zaman yaygın bir kabulle din ileri ile dünya ilerinin birbirinden ayrılması olarak anlaılan laiklik, hukuk ve siyaset anlayıında herhangi bir dine dayalı deerler yerine dinî bir özellik taımayan dindıı, seküler deerlere önem verme eklinde tanımlanabilir. Laikliin toplumsal planda gözlenen yansımaları arasında bilimsel çalımaların teolojinin etkisinden uzak kılınması, hukuk ve ahlakın dinin nüfuzundan kurtulması ve eitimin özgürlemesi sayılabilir. Laiklik ve laik yapılar daha ziyade çada demokrasilerde görülür ve siyasal otoritenin meruluunu dine dayandırmaması anlamına gelir. Laiklik ilkesine ve uygulamalarına önem veren bir devlet, çeitli dinler karısında taraf olmadıı gibi dinler arasında herhangi bir ayrım da yapmaz. Laiklik, farklı inançlara ve düüncelere sahip olan vatandaların devlet otoritesi karısında aynı, eit muameleye tâbi tutulmasıdır. Bu anlamda laiklik, din ve vicdan özgürlüünün teminatıdır. Dolayısıyla laiklik, dine saygı sınırlarını aan materyalist ve marksist düünceler tarafından iddia edildii gibi dinsizlik veya manevî deerlerin yıkılması demek deildir (Kirman 2004a:140). Din ve vicdan hürriyeti laikliin genel ve deimez kanunlar mı ifade ettii, yoksa farklı toplumlarda deiik tezahürler sergileyen evrensel bir olgu mu olduu yönündeki tartımaların da bu noktada öretici bir deere sahip olduunu söylemek mümkündür. Bu noktada Bryan Turner, sekülerleme laikliin hazırlayıcılarındandır, ama sekülerleme küresel ve zarurî bir süreç deildir. Her toplumda özel deerlendirmelere ihtiyaç vardır. slam ın sekülerlemesi Hıristiyanlıınkinden farklı olacaktır. demektedir (bkz. Turner 1991: ). Anlaılan sekülerleme ve laiklik, evrensel bir olgu olmakla birlikte içerii toplumsal artlara göre deimektedir. Nitekim dünyada da bir tek laiklik modeli yoktur, farklı uygulamalar vardır (bkz. Kirman 1999). Farklı sekülerlik ve laiklik uygulamalarının olması bir anlamda fundamentalist hareketlerin hangi toplumsal artlarda ortaya çıktıını ve dolayısıyla çeitliliini açıklar mahiyettedir. Seküler yöneticilerin dini taleplere karı son derece katı bir tutum sergilemeleri nedeniyle fundamentalist ve reaksiyoner eilimlerin güç kazandıı bilinmektedir (Pelletiere 1995:34). Batının dinî fundamentalizmden anladıı gerçekte yaklaık yarım asırdan fazla bir süreden beri seküler rejimlere, daha dorusu seküler rejimler tarafından gerçekletirilen uygulamalara karı sergilenen muhafazakâr bir tutuculuktur. Bir dier ifadeyle, fundamentalist hareketlerin modernlemeye karı reaksiyoner bir tutum sergiledikleri ve seküler toplumu kuralsız, ayartıcı, tehlikeli ve tehdit edici olarak gördükleri söylenebilir. u halde fundamentalizm olgusu modernlikten ayrı düünülemez. Bir dier ifadeyle, modernleme ve sekülerleme anlaılmadan fundamentalizm olgusunun anlaılması pek mümkün görünmemektedir. Zira birçok

10 Sekülerleme Perspektifinden Dinî Fundamentalizm 283 sosyal bilimcinin iddia ettii gibi, modernleme ve sekülerleme süreçleri yaanmamı olsaydı fundamentalizm olgusunun da ortaya çıkmayacaı söylenebilir (bkz. Emerson and Hartman 2006:127-8). Modernlik sadece toplumda ibölümünün artmasını ifade etmez; aynı zamanda o, insan hayatını kompartımanlara ayırma eilimindedir. Modernlemeyle birlikte aslında hayat da birbirinden ayrı farklı alanlara bölünmütür. En azından kamusal ve özel alan olarak ikiye ayrılmıtır. Bununla birlikte dinî fundamentalizmin yükseliinin her zaman sekülerliin veya seküler siyasetin baarısızlıı anlamına gelmedii, gelmeyecei açıktır. Zira söz konusu olgunun yükseliinin sekülerlemeden ziyade otoriter siyaset veya otoriter laikçi (laisist) uygulamalarına tepki olarak gelitii bilinmektedir (bkz. Davison 2002:311-4). Bir dier ifadeyle, dinî fundamentalizm in seküler fundamentalizm e karı bir tepki olarak ortaya çıktıı söylenebilir. 4 Bununla birlikte fundamentalist hareketlerin otoriter bir yapıları olduu ve üyeleri arasında totaliter bir anlayıın egemen olduu da bilinmektedir. Bir sistemi totaliter yapan husus, ilkelerin türü ile ahlakî ve siyasî güçlerin miktarıdır. Köktenciler hayatın bütününü kuatma, hayatın her alanına müdahil olma eilimindedirler. Bir dier ifadeyle, sekülerleme ve fundamentalizm arasındaki iliki en açık ekliyle din ile dünya ilikisi noktasında ortaya çıkar. Sekülerleme dinin toplumsal ve bireysel alanda düzenleyici ve etkin olmaktan vazgeçmesi anlamına gelir. Oysa fundamentalizmin hayatın her alanını kuatma eiliminde olduu bilinmektedir. Fundamentalizm kavramı kutsal metinlerin sadece doktrin için otoriter bir kaynak olmayıp, aynı zamanda bilimsel ve tarihî bilgi için de bir kaynak olduu ve kutsal metinlerin içeriiyle çelien ve çatıan tarihî veya bilimsel bilginin reddedilmesi gerektii düüncesini ifade eder. 4. Fundamentalizm ve slam Her ne kadar Batı kökenli olsa da, fundamentalizm kavramı, yaklaık otuz yıldan beri slamiyet içindeki selefî düünceye sahip eilimleri nitelemek üzere de kullanılmaktadır. slamî köktencilik olgusu, özellikle 1960 lı yıllardan itibaren yükselie geçmi, 1970 lerde petrol fiyatlarındaki ani yükselme ve 1979 ran Devrimi nin etkisiyle büyük bir ivme kazanmıtır. Ancak dinî fundamentalizmin slam dünyasında ortaya çıkan versiyonu aslında daha geni dinî canlanma (ihya) olgusunun bir parçası olduu için tanımını yapmak veya sınırlarını çizmek oldukça zordur. Zira fundamentalist hareketler, slam ın bütün insanlıa gönderilmi olmasına atfen evrenselci (üniversal) ve tevhit anlayıından kaynaklanan tekçi (üniteryan) karakterini vurgulamalarına karın dodukları toplumların ve faaliyet gösterdikleri yerlerin çeitli yerel artlarından da etkilenmi oldukları için büyük bir farklılık sergilerler. Dolayısıyla slamî fundamentalizm, medrese-temelli geleneksel gruplar ile tarikat ve benzeri oluumlardan, slam ı siyasal ideoloji eklinde gören ve son derece aktivist olan daha modern hareketler ve devrimci 4 Bu noktada Peter Berger in fundamentalistlerle ilgili gelitirmi olduu ikili bir tipolojiyi hatırlamak yerinde olacaktır. Buna göre fundamentalistler dinî ve seküler olmak üzere ikiye ayrılır (Berger 2007:27).

11 284 KRMAN, M. Ali yaklaımları da içeren son derece radikal akımlara kadar oldukça geni bir yelpazede yer alan çok çeitli hareket ve söylemler için kullanılan kapsayıcı ve kuatıcı bir kavram olarak karımıza çıkar. Modern bir fenomen olmasına karılık slami fundamentalizmin kökleri slam tarihinin ilk dönemlerine ait modeller ve sembollerle temellendirilen tarihsel ihya fenomenlerine kadar uzanır. Bu noktada slam dünyasında ortaya çıkan köktenci hareketlerle dinî canlanma (ihya) hareketleri arasındaki benzerliklere dikkat çekmek gerekmektedir. Her ikisinin de ortaya çıkıında sömürgeciliin (kolonyalizm) etkisinden söz etmek mümkündür. Bilindii gibi Ortaçada egemen olan büyük slam devletlerinin güç kaybetmesiyle Batılı güçler slam dünyası üzerinde kontrolü ellerine almılardır. Fransa Fas, Tunus, Cezayir ve Suriye de, Britanya Mısır, Filistin, Irak, Körfez ülkeleri, Hindistan ve Malezya da, Rusya da Orta Asya üzerinde egemen olmulardı. Batılı güçler girdikleri ülkelerde sömürgeci maksatlarla daha uzun kalmak ve kontrollerini pekitirmek için kendi seküler hukuk sistemlerini de getirdikleri için söz konusu ülkelerde geçerli olan slam hukuku evlilik, boanma ve miras gibi kiisel hukuk alanına hapsedilmitir. Demokrasi, ekonomik gelime ve barı vaadinde bulunan Batılı sömürgeci güçler, 20. yüzyılın ilk yarısında slam ülkelerinden çekilmeye balayınca geride seküler hukuka uygun bir yönetim sergileyen krallıklar ve askerî hükümetler bıraktılar. Böylece slam ülkeleri 3. Dünya ülkeleri konumuna dütü; bazı reformcular karılatıkları sorunlar karısında hükümetlerinin seküler doasını sorumlu tutmaya baladılar. Bütün müslümanlar hukukun toplumun ahlakî temeli olduuna; slamcılar da gerçek slam toplumunun ancak slam hukukunun kurallarıyla yönetilmesi gerektiine inanırlar. slam hukukunun egemenliine dönüün, slam dünyasının ilerlemesi için yegâne umut olacaına inanan slamcılar, yeni ve slamî hükümetler için heyecanlanmaya baladılar. te siyasal slam kavramı bu ekilde ortaya çıkmıtır. 5 Bu balamda slamî fundamentalizm kavramıyla ifade edilen son derece aktivist ve reformist gruplar ve bu gruplara balananları göz önüne alan bazı akademisyenler, fundamentalizm yerine siyasal slam ya da slamcılık ifadesini tercih ederler (Sonn 2006:181). Bilindii gibi geleneksel ulemadan da Selefiyyeci reformist modernizmden de farklı bir anlayı ve söylemi olan siyasal slâmcılık, özellikle eylemci ve hatta çok çeitli formlar altında devrimci bir karaktere sahiptir li yılları takiben ise, en azından bir bölümü itibariyle siyasal slâmcılık devrimci ve dolayısıyla da yukarıdan aaıya doru toplumu deitirici yönelimi yerine, onu aaıdan yukarıya doru yeniden slamîletirmeyi amaçlayan reformcu bir stratejiye kayı göstermi olması nedeniyle bir kısım aratırıcılar onun almı olduu bu son formu neo-fundamentalizm eklinde adlandırmılardır (Günay 1998:72-3). hyacı hareketler veya slamî ihyacılık denilince genellikle slam ülkelerinde dinin siyasal ve toplumsal alanda yeniden göz önüne alınması anlaılır (Monshipouri 1998:4-5). Birçokları modern slamî ihya hareketlerinin Batılı sekülerizmin slam ülkelerine nüfuzu ile Müslüman toplumların zayıf ekonomik durumlarından kaynaklandıını ileri sürerler. Ancak bu görüü paylaan kiiler, 5 Siyasal slam ın tarihî arka planı hakkında geni bilgi için bkz. Karpat 2001:20 vd.

12 Sekülerleme Perspektifinden Dinî Fundamentalizm 285 slamî bir devlet kurmaksızın bir toplumun sosyo-ekonomik hastalıklarını iyiletirilip iyiletirilemeyecei veya kültürel mirasının korunup korunamayacaı konusunda anlaamazlar. Sözgelimi hvan-ı Müslimin ve Cemaat-i slamî adlı örgütler bu görüü temsil eder. Her ikisi de slam a devlet ve toplum açısından alternatif bir ideoloji eklinde bakarlar (Monshipouri 1998:6-7). Bir dier ifadeyle, toplumun tüm sosyal ve siyasal sistemlerini slamlatırma amacında birleirler. Kısaca slamî köktencilerin amacı, kendi anlayı ve amaçları dorultusunda ihya edilmi bir slam ın yeniden oluturulması ve onun bireysel ve toplumsal yaamın tüm alanlarına tatbik edilmesi, dolayısıyla dinin hayatın her alanını kuatması eklinde özetlenebilir. Bunun en açık örneklerinden birini u ifadelerde görmek mümkündür: slamî bakı açısına göre, din yaamın tüm alanlarını düzenler. Yalnızca cumadan cumaya ibadet edilen, sanattan, ticaretten ve politikadan baımsız bir din deildir. Tikelden çok tümele ilikindir slam da din ve devlet otoritesinin ayrılıını niteleyen kavramlar bulunmaz. Laisizm ve sekülarizm gibi terimler Batı dilleri kaynaklıdır. (Demirer 1999:29). slamî fundamentalizmin modernizmin meydan okumalarının ve saldırıların yol açtıı sorunlara köklü çözümler bulunamamasından kaynaklandıı bilinmektedir. slamî köktenciler batılı seküler etkilere ve modernizme karı oldukça sert bir tavır sergilemektedir. Bütün bu gelimeleri dier vasıtalarla birlikte kolonyalizmin bir devamı olarak görüp toptan reddetmektedirler. Böylece balıca hedefleri, düledikleri slam toplumu ve devleti oluturma yolunda Batılı deerlerin en büyük engel olduu ve bunlarla mücadele edilmesi gerektii yönündedir. slamî köktencilerin ideolojik söylemlerinde Batı medeniyeti her türlü kötülüün sebebi olarak görülmü ve toplumların çöküünden sorumlu tutulmutur. Anlaılan slamî ihya sürecinde oldukça önemli bir konumda olan slamî fundamentalizm, modern sosyal, ekonomik ve kültürel deimelere bir tepki olarak domutur. Modernlemenin nimetlerinden toplumun çok az bir kesiminin yararlanmasına karılık nüfusun büyük bir kesiminin, kırsaldan kentlere doru göç etmesi ve çarpık ehirlemenin bir sonucu olarak geleneksel ailenin parçalanması gibi unutulmuluk ve hayal kırıklarına yol açan gelimelerle çok zor artlar içerisinde yaam mücadelesi verdii belirtilmektedir. Modernlemenin olumsuz etkilerine maruz kalan toplumun çeitli kesimleri arasında görülen nüfus patlaması, geleneksel dinî ve sosyal deerlerin parçalandıı hissinin yaygınlaması, yüksek seviyede isizlik, gelir daılımında yaanan eitliksizlikler, parçalanmılık duygusuna, kimlik kaybına, yabancılama ve anomiye yol açmaktadır. Batılı deerleri benimsemi siyasal elitin toplumdaki kırılmalarla uramada ve kitlelerin sosyo-ekonomik durumlarında iyileme salamada baarısız olduklarına inanılmakta ve bu gruplarca elit kadro sürekli hedef olarak gösterilmektedir. Fundamentalizmin dinî bir nitelik taımakla birlikte genellikle toplumsal reform ve siyasal iktidarın organize ve silahlı mücadele sonucu ele geçirilme projesiyle balantılı olduu söylenebilir. Bununla birlikte fundamentalistlerin homojen bir görünüm sergilemedikleri gözlenmektedir. Zira bir kısmı siyasal bir mücadele verirken, bir kısmı da daha farklı yöntemler benimseyerek deiik faaliyetlerle görülerini yayma yoluna gitmilerdir. Genel olarak deiim korkusu,

13 286 KRMAN, M. Ali yenilgiye karı çıkma ve özellikle de modernizme karı olutan beslendii anlaılan fundamentalist hareketler, esas itibariyle toplumsal bütünleme sürecine katkı yapan ahlakî bir inanç sistemi olan dini, partikülarist bir anlayıla gruplama ve kutuplama aracı haline getirmekle eletirilmektedir (bkz. Kirman 2004a:85). slamî fundamentalizm douuna katkıda bulunan bir baka faktör de küreselleme sürecinde milli egemenlik fikrinin zayıflaması (Carr and Saha 2001:4-5) ve mevcut seküler rejimlerin olduu gibi, ulus-devlet modelinin çounluklu Müslüman olan bilhassa Arap ülkelerinde yeterli merulua kavuturulamamı olmasıdır. Bu ülkelerde teokratik ve otokratik rejimlerin yaygınlıı meruiyet krizini artırmaktadır. Bu noktada ulus-devlet formunda kurulmu olan Türkiye nin din ve devlet ilikisi konusunda benimsemi olduu kendine özgü tutumun, belli ölçüde eletirilmekle birlikte, slam dünyasında esiz bir istisna olduunun vurgulanması yerinde olacaktır (bkz. Mardin 2005; kar. Kirman 2003). Öte yandan toplumların etnik, kabilevî, dinî-mezhebî çizgilerde devam eden parçalanmılıı bu krizi sürekli hale getirmektedir. Anlaılan slam toplumlarında ortaya çıkan köktenci hareketler, dine (slam) bir tehdit olarak algıladıkları modernizme karı bir söylem gelitirmek ve Batının deerlerine ve kültürel hâkimiyetine karı çıkmak suretiyle slam ı siyasal bir ideoloji haline getirmilerdir. Böylece fundamentalistler içselletiremedikleri modern deerleri tüm olumsuzluklardan sorumlu tutarak, tepkisel tutumlarıyla destek tabanlarını geniletme çabası içerisine girmilerdir. Bu bakımdan slam dünyasında ekonomik baımsızlık, mülkiyet ve iyi yönetimi salama konusunda seküler hükümetlerin baarısız olması veya öyle görünmesi nedeniyle slam ın siyasal versiyonu 20. yüzyılın balarında bir hareket olarak ortaya çıkmıtır (Sonn 2006:181). Bir dier ifadeyle, siyasal, ekonomik ve kültürel baarısızlılar, radikal deiimi isteyen ve bunu kitlesel temele oturtmaya çalıan slamî fundamentalizmin douuna katkıda bulunan önemli faktörler arasındadır. Özellikle kolonyal iliki içerisinde olan ve çounluklu Müslüman olan birçok ülkede baımsızlık sonrası, Batılı seküler ideolojilere karı, alternatif bir siyasal ideoloji olarak slam ın ilk uygulamalarına, asr-ı saadete dönü çarısı yapan köktenci hareketlerin güçlendii görülmütür. Anlaılan slam dünyasında görülen köktendinci hareketler dinin özünden kaynaklanmayıp, daha ziyade batı emperyalizmine karı gelien tepki hareketleri konumundadır. Batılılama, modernleme ve sekülerleme olgulara karı çıkan slamî fundamentalizm, slam ı yabancı kültürel unsurlardan arındırarak Hz. Muhammed (asr-ı saadet) dönemi uygulamalarına yani dinin orijinal ekline dönme çabası içindedir. u halde iki ana konu olan Batı karıtlıı ve altın çaa (golden age) nostaljik kaçı birçok fundamentalist hareketin karakteristii olmaktadır (bkz. Kirman 2004a:85). Altın çaa dönü, aslında bir anlamda sosyal, siyasal ve ekonomik alanlarda ne yapacaı, nasıl yapacaı gibi konularda açık ve anlaılır projeler üretememe neticesinde bir kaçı olarak deerlendirilebilir. Birçok fundamentalist kendilerinin uzun bir geçmiin takipçileri olduklarını ve eski geleneklerin koruyucuları olduklarını ifade eder. Yaanan geni çaplı deimeler karısında yeni kültürel deerler üretmekte zorlanan toplumsal grupların, özellikle radikal dinî grupların geçmie dönerek belli bir dönemi, altın çaı (golden age) yüceltme eilimlerinin çok güçlü olduu bilinmektedir (Kirman

14 Sekülerleme Perspektifinden Dinî Fundamentalizm a:18). Oysa yönümüzün geçmie deil, gelecee dönük olması gerekir. Aslında slam gelenei içerisinde, özellikle Ebu Hanife ekolünde karılaılan problemlerin çözümünde geçmie refere etme eklinde bir yaklaım söz konusu deildir. Bu ekolün sıkça bavurduu istihsan anlayıı (bkz. Ebu Zehra 1981: ) bunun en açık örneidir. Ancak çada dünyada slamî bilimlerin uygulanamaması da fundamentalist eilimlerin güçlenmesinde etkili olmutur. Zira bu durum, modern slam dünyasında bilginin azalıp ideolojinin yükselmesine yol açmıtır. Bu noktada Vehhabîler ve Müslüman Kardeler gibi köktenci reformistler ile radikal sekülerizm yanlısı modernistlerin yanlı din yorumları devreye girmi ve böylece çada bilimsel verilere dayanan entelektüel ve zihinsel bir gelenek olumamıtır (Lumbard 2004:41). Ütopik bir kurguya sahip olan fundamentalist ve irticaî eilimleri slam ile özdeletirme çabalarına bata Batılı medyada olmak üzere sıklıkla rastlanmaktadır. Sözgelimi, klasik oryantalizmin, slam ile ilgili deerlendirmelerde bulunurken kadının rolü, had cezaları, darülharb, darülislam, cihat, ehitlik gibi konular üzerine vurgu yaptıı bilinmektedir. Son zamanlarda bata Bernard Lewis olmak üzere bazı Batılı bilim adamları tarafından ifade edilmeye balanan ve neo-oryantalist bakı açısı olarak nitelenebilecek yaklaıma göre ise, slam, hayatın bütününü kuatan ve deimeyen bir kurallar bütünü olarak anlaılmaktadır (Lewis 2002). Daha ziyade iddet ve terör olayları ekseninde ifadesini bulan bu anlayıın özellikle küreselleme sürecinde etkinlii her geçen gün artan iletiim araçları vasıtasıyla tüm dünyada yaygınlık kazanmaya baladıı gözlemlenmektedir. Böyle bir anlayıın uzantısı olarak slamî olan her eyi modern hayatın dıına itme, yani irtica ve gericilik olarak deerlendirme eilimi güç kazanmaktadır. Oysa mesele tarafsız ve önyargısız bir yaklaımla ele alındıında ciddi bir maniplasyon veya en azından bir bilgi eksiklii olduu görülecektir. slam hakkında yanlı ve sınırlı olmaktan öte gidemeyen oryantalist yaklaımlarla yapılan deerlendirmeler ve çalımalar bir yandan karı tarafta irtica olarak adlandırılabilecek savunmacı reflekslerin domasına yol açmakta, bir yandan da kendini yeniden üretmektedir. Böylece slam hakkındaki önyargılar pekimi olmaktadır. Hiç kuku yok ki, söz konusu deerlendirmeleri klasik oryantalist söyleme indirgeme çabası da, nesnel bir yaklaım olmaktan uzaklama anlamına gelecektir. Zira müslüman toplumlarda gözlenen din anlayıının oryantalist söylemin haklılatırılmasına veya yeniden üretilmesine çok önemli katkılar yaptıı da bilinmektedir. Müslüman toplumlarda ortaya çıkan fundamentalist hareketlerin totaliter bir yaklaım içerisinde olduu ve dolayısıyla bu hareketlerde slam dininin hayatın her alanını kuattıı fikrine sıklıkla vurgu yapıldıı belirtilmiti. Oysa dinlerin insanlara gündelik hayatlarında oldukça geni hareket alanı bıraktıı, bir dier ifadeyle sekülerlie belli ölçüde izin verdii gerçei düünüldüünde, fundamentalist eilimlerin hem otantik dine hem sekülerlie karı bir tavır içerisinde olduuna sonucuna varılabilir. Bu noktada bir örnekle konuyu açmak mümkündür. Söz gelimi slam dininde bireylerin tercihine bırakılan alan mübah alanı olarak tanımlanmıtır ve son derece genitir. Sade bir müslümanın hayatında gerekli olan teorik (itikadî) ve pratik (amelî) temel dinî bilgileri ve ahlakî ilkeleri

15 288 KRMAN, M. Ali içeren ve Anadolu ya, Türklere özgü bir gelenek olan (Bayram 1981:50-1), fakat bununla birlikte eletirel bir deerlendirilmeye tabi tutulması gereken (bkz. Kırbaolu 2002) ilmihal kitaplarından bir örnekle bu düüncenin temelsizlii ortaya konabilir. slam bilginlerinin insanların gündelik hayattaki tutum ve davranılarını dinî yönden sekiz kategoride deerlendirdikleri bu kitaplarında ef al-i mükellefin olarak bilinen bir tipoloji yer alır (bkz. Bilmen 1986:41-4; Ate 1997:81-3; Karaman vd. 2006: ). nananların tutum ve davranılarını deerlendiren bu tipoloji yakından incelenirse, sadece bir kategorinin sevap ve günah gibi dinî bir deer ifade etmedii görülür. Mübah olarak bilinen bu kategorinin kapsamının son derece geni olduu ve bir müminin gündelik hayattaki davranılarının çounun bu kategoriye girdii yine slam bilginlerinin deerlendirmeleri arasındadır. Sözgelimi slam ın iki temel kaynaı olan Kuran ve Sünnet i referans alan ilmihal kitaplarında farz ibadetler kategorisinde yer alan hac ibadetinin insan ömründe bir kez, oruç ve zekât ibadetlerinin ise yılda bir kez yapılması gerektii anlaılır. Günde be vakit kılınması istenen namaz ibadetinin ise dierlerine göre daha sık olduu ve daha çok zaman aldıı söylenebilirse de, bu ibadetin icrasının yirmi dört saatlik bir zaman diliminin aslında yaklaık yarım saat gibi çok az bir kısmını aldıı bilinmektedir. slam dininin yasaklarına bakıldıında da hemen hemen aynı durumu gözlemek mümkündür. Söz gelimi le, kan, domuz eti yenmesi, arap içilmesi yasaklanmı (Maide 5/3), fakat bunların dıında kalan sayısız yiyecek ve içecek maddesi temiz sayılmı (Nahl 16/115) ve insanların istifadesine sunulmutur. u halde insanlara böylesine geni bir serbestiyet (ibaha) alanı veren slam dininde herhangi bir fundamentalist eilime veya oluuma teolojik bir dayanak bulmak son derece güçtür. Bunun aksine iddia etmek yanlı bir bilgiden kaynaklanmıyorsa öznel veya maksatlı bir deerlendirme olmak durumundadır. 5. Sonuç Modernlemeyle birlikte gerçekleen sekülerleme sürecinin dünyadaki tüm toplumları bir ekilde etkiledii bilinmektedir. Sekülerleme en genel tanımıyla dünyanın büyüsünden arınması ve dinin toplumsal planda daha sınırlı bir fonksiyon görmesi demektir. Bu durum kendi içerisinde reaksiyoner tohumlarını da taımı ve fundamentalizm ve tutuculuk eklinde tanımlanan olgusal gerçekliin ortaya çıkmasına yol açmıtır. Modern ve seküler bir bakı açısından ele alındıında fundamentalistler tutucu ve reaksiyonerler ya da gücü elinde toplayarak toplumu karanlıa sürüklemek isteyen radikaller olarak anılırlar. Tepkisel olarak ortaya çıktıı için fundamentalistlerin iddet olaylarına karımasına çok sık rastlanmaktadır. Fakat her halükarda dinin mezhepçi bir tarzda farklı yorumlanmasından kaynaklanan köktenci hareketler genelde partikülarist bir din anlayıına sahiptir. u halde gerek sekülerleme ve gerekse fundamentalizm olgusunun ortak noktası dinin toplumsal konumu üzerinde odaklanmaktadır. lki, dini toplumsal plandan tamamen uzaklatırmak isterken, ikincisi toplumsal alanın tamamını dinin düzenlemesi gerektii iddiasındadır. Sosyolojik açıdan bakıldıında, her ikisinin de farklı iki aırı ucu temsil ettii görülür. Bir dier ifadeyle, her ikisinin de birbirlerine karı dılayıcı (exclusive) bir tavır sergileme

16 Sekülerleme Perspektifinden Dinî Fundamentalizm 289 dıında ortak bir yönlerinin olmadıı söylenebilir. Nitekim fundamentalistleri dinî ve seküler olmak üzere ikiye ayıran Berger de, her iki kesimin de kendilerinden farklı olana karı militan, saldırgan, küçümseyen ön kabulleri olduunu, üstelik bunları sorgulamaya karı isteksiz davrandıklarını belirtir (Berger 2007:27). Modernlie karı eletirel bir tavır sergileyen köktenci hareketler, vaat ettikleri deiim ve dönüümü gerçekletirememektedirler. Zira hayata ve dünyaya bakıta ve bunları anlama noktasında gerekli bütüncül bir kavrayı ortaya koyamamaktadır. Bu nedenle modern ve seküler deerleri toptan reddetmektedir. Öte yandan seküler bakı açısı da, modernleme sürecinde yaanan hızlı deiime ayak uyduramayan insanların kaçıp sıındıı bir ilticagâh olarak görmekle fundamentalizm olgusuna karı bütüncül bir bakı açısı sergileyememektedir. Her iki kesimin de tutarsız davrandıına iaret eden Berger, onların tutumunu açıkça ortaya koymak adına u örnei verir: Bir yanda eer kamu arazisi üzerine bir Noel aacı dikilirse dinî tiranlıın geliinin yakın olduunu düünen fundamentalistler vardır. Dier yanda eer On Emir mahkeme salonundan kaldırılırsa ulusun ahlakî anariye batacaına inanan fundamentalistler vardır. (Berger 2007:27). Bugün sosyologlar arasında kabul gören yaklaımı u ekilde özetlemek mümkündür: Her eyden önce modernlik dünyasında dinin konumunu açıklamaya çalıan sekülerleme teorisinin temel sayıtlıları arasında yer alan din irrasyoneldir, inanan insanlar irrasyoneldir, toplumsal ve gündelik yaam dünyası rasyonelletikçe, büyü yerine bilgi ve bilim tarafından yönlendirildikçe dinin kaderi kaybolmaktır eklindeki öngörüler dorulanmamaktadır. Anlaılan toplumlar var oldukça dinî inançlar farklı biçimler alsa da varlıını sürdürecektir. Bu çerçevede sekülerlemeden dönü, de-sekülerleme, dinin canlanıı, kutsalın dönüü gibi kavramlarla ifade edilmeye çalıılan yeni bir sürecin yaandıı ileri sürülmektedir. Ancak bu yeni sürecin, fundamentalistlerin dinin toplumsal hayatın tamamını kuatacaı ve düzenleyecei eklindeki temel tezlerini haklılatırma yönünde iledii anlamına gelmemektedir. Zira çok çeitli toplumlarda deiik zamanlarda yapılan bilimsel aratırmalarda dine ve Tanrıya olan inanç güçlü bir ekilde varlıını sürdürürken, dinin siyasal, sosyal ve ekonomik alanda toplumsal hayatın tamamını kuatması ve düzenlemesi gerektii fikrini onaylama düzeyi son derece düük çıkmaktadır. u an itibariyle sosyologların ellerinde bulunan mevcut veriler ve göstergeler, din ve sekülerliin birbirine karı kesin bir üstünlüünden ziyade çoulcu bir dinî pazarda birbirlerini karılıklı etkilemek suretiyle varlıklarını bir arada devam ettirecekleri yönündedir (Kirman 2005:279). Bunun da, son tahlilde, ister dinî ister seküler olsun fundamentalist eilimlerin kaderini belirleyecei söylenebilir.

17 290 KRMAN, M. Ali KAYNAKÇA Algar, H. (1997), Nakibendî Tarikatının Tarihine Kısa Bir Bakı, çev. K.Özköse, Türkiye Günlüü, 45, Ate, S. (1997), slam lmihali, stanbul, Yeni Ufuklar Neriyat Bayram, M. (1981), Anadolu Selçuklularından Günümüze Din Eitimi, I. Din Eitimi Semineri, Ankara, Berger, P.L. (2008). Secularization Falsified, First Things: A Monthly Journal of Religion & Public Life, Issue 180, February 2008, Bilmen, Ö.N. (1986), Büyük slam lmihali, stanbul, Bilmen Yay. Bodur, H.E. (2004), Küresellemenin Dinî Alandaki Etkisi ve Ulus- Devlet, KSÜ lahiyat Fakültesi Dergisi, 2 (6), 9-26 Bruce, S. (2000), Religion in the Modern World, New York: Oxford University Press Carr, T.K. and C.S. Santosh (2001), Religious Fundamentalism in Developing Countries, Westport, Connecticut, London:Greenwood Press Davison, A. (2002), Türkiye de Sekülarizm ve Modernlik, çev. T.Birkan, stanbul, letiim Yay. Demirer, Y. (1999), Türkiye slamını Anlamak, Ankara, Öteki Yay. Doktòr, T. (2003), New Age and Fundamentalism, A paper presented at the CESNUR 2003 Conference, Vilnius, Lithuania. Ebu Zehra, M., (1981), slam Hukuku Metodolojisi, çev.a.ener, 3.baskı, Ankara, Fon Matbaası Emerson, M.O. and D. Hartman (2006), The Rise of Religious Fundamentalism, Annual Review Sociology, 32, Ferry, L. and M. Gauchet (2004), Dinden Sonra Dinsellik, çev. Can Utku, stanbul, Agora Kitaplıı Günay, Ü. (1998), Siyasal slamcılık Olgusu, Cumhuriyetin 75. Yılında Türkiye de Din ve Devlet likileri Sempozyumu, Kahramanmara, KSÜ Yay. Huff, P.A. (2000), The Challenge of Fundamentalism for Interreligious Dialogue, Cross Currents, 50, Iannaccone, L.R. (1997), Toward an Economic Theory of "Fundamentalism. Journal of Institutional and Theoretical Economics, 153, Karaman, H. vd. (2006), lmihal, Ankara, Diyanet leri Bakanlıı Yay. Karpat, K.H. (2001), The Politicization of Islam: Reconstructing Identity, State, Faith, and Community in the Late Ottoman State, New York: Oxford University Press

18 Sekülerleme Perspektifinden Dinî Fundamentalizm 291 Kırbaolu, M.H. (2002), lmihal Dindarlıının mkânı Üzerine, slamiyat, 5 (4), Kirman, M.A. (1999), Laiklik ve Din stismarı, Kahramanmara Valilii tarafından düzenlenen Hizmetiçi Eitim Semineri, 28 Mayıs 1999 Kirman, M.A. (2003), Küresel Bir Model Olarak Türkiye ve Türk Müslümanlıının mkanı, KSÜ lahiyat Fakültesi Dergisi, 1 (2), Kirman, M.A. (2004a), Din Sosyolojisi Terimleri Sözlüü, stanbul, Rabet Yay. Kirman, M.A. (2004b), Küresel Bir Sorun Olarak Din ve iddet, Dinî Aratırmalar, 7 (20), Kirman, M.A. (2005), Din ve Sekülerleme, Adana, Karahan Yay. Kirman, M.A. (2007), Türkiye de Modernleme Süreci ve Fundamentalizm Tehdidi, KSÜ ktisadî ve darî Bilimler Fakültesi tarafından düzenlenen Bölgesel Sorunlar ve Türkiye Sempozyumu, Kasım 2007, Kahramanmara Lehmann, D. (1998), Fundamentalism and Globalism, Third World Quarterly, 19 (4), Lewis, B. (2002), What is Wrong: Western Impact and Middle Eastern Response, Oxford: Oxford University Press Luckmann, T. (1999) The Religious Situation in Europe: the Background to Contemporary Conversions, Social Compass, 46 (3), Lumbard, J.E.B. (2004), Islam, Fundamentalism, and the Betrayal of Tradition: Essays by Western Muslim Scholars, Bloomington: World Wisdom Mardin,. (1991), Türk Tarihinde Nakîbendî Tarikatı, Çada Türkiye de slam, (ed.) R.Tapper, çev. Ö.Arıkan, stanbul, Sarmal Yay. Mardin,. (2005), Turkish Islamic Exceptionalism Yesterday and Today: Continuity, Rupture and Reconstruction in Operational Codes, Turkish Studies, 6 (2), Monshipouri, M. (1998), Islamism, Secularism and Human Rights in the Middle East, Boulder, CO: Lynne Rienner Pelletiere, S.C. (1995), A Theory of Fundamentalism: An Inquiry into the Origin and Development of the Movement, A report prepared for Strategic Studies Institute in USA, September 28, 1995 Schmalzbauer, J.A. and C.G. Wheeler (1996), Between Fundamentalism and Secularization, Sociology of Religion, 57 (3), Sonn, T. (2006), Islamic Fundamentalism and Political Islam, History Compass, 4 (1), Turner, B.S. (1991), Max Weber ve slam, çev. Y.Aktay, Ankara, Vadi Yay. Yeilyurt, T. (2001), slam manı Fundamentalizmi Destekler mi?, Türkiye nin Güvenlii Sempozyumu, Elazı,

Sosyo-Ekonomik Gelimilik Aratırması

Sosyo-Ekonomik Gelimilik Aratırması Giri Sosyo-Ekonomik Gelimilik Aratırması Taner Kavasolu Devlet Planlama Tekilatı Kalkınma Planlarımızda, ülke corafyasında ve kesimler arasında dengeli bir gelime salanması hedefi, ülke ekonomisi için

Detaylı

Aratırma Koordinatörü: Prof. Dr. Faruk en. Hazırlayanlar: Gülay Kızılocak Cem entürk Dr. Martina Sauer

Aratırma Koordinatörü: Prof. Dr. Faruk en. Hazırlayanlar: Gülay Kızılocak Cem entürk Dr. Martina Sauer Download von www.bteu.de / Avrupali Türk Isadamlari Birligi Hannover / TAM Vakfi Yayinlari!" #"# Aratırma Koordinatörü: Prof. Dr. Faruk en Hazırlayanlar: Gülay Kızılocak Cem entürk Dr. Martina Sauer Bu

Detaylı

OTSTK ÇOCUKLARIN ALELERNE YÖNELK GRUP REHBERL NN ANNE BABALARIN DEPRESYON VE BENLK SAYGISINA ETKS

OTSTK ÇOCUKLARIN ALELERNE YÖNELK GRUP REHBERL NN ANNE BABALARIN DEPRESYON VE BENLK SAYGISINA ETKS Bu aratırma 2005 yılında 1. Uluslararası zmir Özel Eitim ve Otizm Sempozyumu'nda poster bildiri olarak sunulmutur. OTSTK ÇOCUKLARIN ALELERNE YÖNELK GRUP REHBERL NN ANNE BABALARIN DEPRESYON VE BENLK SAYGISINA

Detaylı

Tefsir, Kıraat (İlahiyat ve İslâmî ilimler fakülteleri)

Tefsir, Kıraat (İlahiyat ve İslâmî ilimler fakülteleri) ARAŞTIRMA ALANLARI 1 Kur an İlimleri ve Tefsir Kur an ilimleri, Kur an tarihi, tefsir gibi Kur an araştırmalarının farklı alanlarına dair araştırmaları kapsar. 1. Kur an tarihi 2. Kıraat 3. Memlükler ve

Detaylı

BURSA DA GÖREV YAPAN MÜZK ÖRETMENLERNN ULUDA ÜNVERSTES ETM FAKÜLTES GÜZEL SANATLAR ETM BÖLÜMÜ MÜZK ETM ANABLM DALI LE LETM VE ETKLEM

BURSA DA GÖREV YAPAN MÜZK ÖRETMENLERNN ULUDA ÜNVERSTES ETM FAKÜLTES GÜZEL SANATLAR ETM BÖLÜMÜ MÜZK ETM ANABLM DALI LE LETM VE ETKLEM BURSA DA GÖREV YAPAN MÜZK ÖRETMENLERNN ULUDA ÜNVERSTES ETM FAKÜLTES GÜZEL SANATLAR ETM BÖLÜMÜ MÜZK ETM ANABLM DALI LE LETM VE ETKLEM Dr. Ayhan HELVACI *1924-2004 Musiki Muallim Mektebinden Günümüze Müzik

Detaylı

SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER DOKTORA PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ ZORUNLU DERSLER. Modern Siyaset Teorisi

SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER DOKTORA PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ ZORUNLU DERSLER. Modern Siyaset Teorisi SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER DOKTORA PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ ZORUNLU DERSLER Modern Siyaset Teorisi Dersin Kodu SBU 601 Siyaset, iktidar, otorite, meşruiyet, siyaset sosyolojisi, modernizm,

Detaylı

AYP 2017 ÜÇÜNCÜ DÖNEM ALIMLARI

AYP 2017 ÜÇÜNCÜ DÖNEM ALIMLARI ALANLAR ve ÖNCELİKLER AYP 2017 ÜÇÜNCÜ DÖNEM ALIMLARI 1- Kur an İlimleri ve Tefsir Kur an ilimleri, Kur an tarihi, tefsir gibi Kur an araştırmalarının farklı na dair araştırmaları 1. Kur an tarihi 2. Kıraat

Detaylı

KOÇ ÜNVERSTES SOSYAL BLMLER (KÜSB) KULÜBÜ TÜZÜÜ

KOÇ ÜNVERSTES SOSYAL BLMLER (KÜSB) KULÜBÜ TÜZÜÜ KOÇ ÜNVERSTES SOSYAL BLMLER (KÜSB) KULÜBÜ TÜZÜÜ YAPI Madde 1. Koç Üniversitesi Sosyal Bilimler Kulübü, kısa adıyla K.Ü.S.B., Koç Üniversitesi örenci kulüpleri tüzüüne balı ve Koç Üniversitesi örencilerinin

Detaylı

DİNLER TARİHİ DERSİ ÖĞRETİM ROGRAMI

DİNLER TARİHİ DERSİ ÖĞRETİM ROGRAMI DİNLER TARİHİ DERSİ ÖĞRETİM ROGRAMI 4. DİNLER TARİHİ DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMININ UYGULANMASI 4.1. DİNLER TARİHİ DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMININ TEMEL FELSEFESİ VE GENEL AMAÇLARI Kültürler arası etkileşimin hızlandığı

Detaylı

BOSAD Boya Sanayicileri Dernei TÜRK BOYA SEKTÖRÜ. Dünya Boya Ticaretindeki Gelimeler

BOSAD Boya Sanayicileri Dernei TÜRK BOYA SEKTÖRÜ. Dünya Boya Ticaretindeki Gelimeler BOSAD Boya Sanayicileri Dernei Dünya Boya Ticaretindeki Gelimeler TÜRK BOYA SEKTÖRÜ Dünya ekonomisindeki gelimeyle paralel olarak dünya boya üretimi bugün 29,4 milyon ton civarında gerçeklemektedir ve

Detaylı

Vakko Tekstil ve Hazır Giyim Sanayi letmeleri A.. 30.06.2013 Tarihi tibarıyla Sona Eren Hesap Dönemine likin Yönetim Kurulu Yıllık Faaliyet Raporu

Vakko Tekstil ve Hazır Giyim Sanayi letmeleri A.. 30.06.2013 Tarihi tibarıyla Sona Eren Hesap Dönemine likin Yönetim Kurulu Yıllık Faaliyet Raporu Sayfa No: 1 Vakko Tekstil ve Hazır Giyim Sanayi letmeleri A.. 30.06.2013 Tarihi tibarıyla Sona Eren Hesap Dönemine likin Yönetim Kurulu Yıllık Faaliyet Raporu Sayfa No: 2 Vakko Tekstil ve Hazır Giyim Sanayi

Detaylı

MÜZK ETM YÖNETM ve DEERLENDRME LKLER *

MÜZK ETM YÖNETM ve DEERLENDRME LKLER * MÜZK ETM YÖNETM ve DEERLENDRME LKLER * Prof. Dr. lknur OKATAN *1924-2004 Musiki Muallim Mektebinden Günümüze Müzik Öretmeni Yetitirme Sempozyumu Bildirisi SDÜ, 7-10 Nisan 2004, Isparta Sunu Sayın Bakan

Detaylı

İÇİNDEKİLER. YAZAR HAKKINDA... v SÖZE BAŞLARKEN...vii İÇİNDEKİLER... xv KISALTMALAR LİSTESİ...xxi GİRİŞ... 1

İÇİNDEKİLER. YAZAR HAKKINDA... v SÖZE BAŞLARKEN...vii İÇİNDEKİLER... xv KISALTMALAR LİSTESİ...xxi GİRİŞ... 1 İÇİNDEKİLER Küresel Terörizmin Yeni Yüzü Canlı Bombalar YAZAR HAKKINDA... v SÖZE BAŞLARKEN...vii İÇİNDEKİLER... xv KISALTMALAR LİSTESİ...xxi GİRİŞ... 1 BİRİNCİ BÖLÜM KÜRESELLEŞME ÇAĞININ TEHDİTLERİ VE

Detaylı

GÜNCEL GELMELER IIINDA LKÖRETM: MATEMATK-FEN-TEKNOLOJ-YÖNETM

GÜNCEL GELMELER IIINDA LKÖRETM: MATEMATK-FEN-TEKNOLOJ-YÖNETM KTAP NCELEMES GÜNCEL GELMELER IIINDA LKÖRETM: MATEMATK-FEN-TEKNOLOJ-YÖNETM Editörler: Arif Altun ve Sinan Olkun Orhan KARAMUSTAFAOLU Yrd.Doç.Dr., Amasya Üniversitesi, Eitim Fakültesi, Dekan Yrd., AMASYA

Detaylı

LKÖRETM KNC KADEME (2005) TÜRKÇE DERS ÖRETM PROGRAMINDA GENEL AMAÇLAR - HEDEF/KAZANIMLAR

LKÖRETM KNC KADEME (2005) TÜRKÇE DERS ÖRETM PROGRAMINDA GENEL AMAÇLAR - HEDEF/KAZANIMLAR LKÖRETM KNC KADEME (2005) TÜRKÇE DERS ÖRETM PROGRAMINDA GENEL AMAÇLAR - HEDEF/KAZANIMLAR LKS* THE ASSOCIATION BETWEEN GENERAL TARGETS AND GOALS/ACQUISITIONS IN TURKISH LANGUAGE PROGRAM Erhan DURUKAN**

Detaylı

Avrupa da Uyuturucu imdi Her Zamankinden Daha Ucuz

Avrupa da Uyuturucu imdi Her Zamankinden Daha Ucuz 2006 YILLIK RAPORU: UYUTURUCU FYATLARINDA DÜÜ, YAKALAMALARDA ARTI Avrupa da Uyuturucu imdi Her Zamankinden Daha Ucuz (23.11.2006, LZBON) Avrupa Uyuturucu ve Uyuturucu Baımlıı zleme Merkezi (EMCDDA), bugün

Detaylı

Yahudiliğin peygamberi Hz. Musa dır. Bu nedenle Yahudiliğe Musevilik de denir. Yahudi ismi, Yakup un on iki oğlundan biri olan Yuda veya Yahuda ya

Yahudiliğin peygamberi Hz. Musa dır. Bu nedenle Yahudiliğe Musevilik de denir. Yahudi ismi, Yakup un on iki oğlundan biri olan Yuda veya Yahuda ya VAHYE DAYALI DİNLER YAHUDİLİK Yahudiliğin peygamberi Hz. Musa dır. Bu nedenle Yahudiliğe Musevilik de denir. Yahudi ismi, Yakup un on iki oğlundan biri olan Yuda veya Yahuda ya nispetle verilmiştir. Yahudiler

Detaylı

Avrupa da Yerelleşen İslam

Avrupa da Yerelleşen İslam Avrupa da Yerelleşen İslam Doç. Dr. Ahmet Yükleyen Uluslararası İlişkiler Bölümü Ticari Bilimler Fakültesi İstanbul Ticaret Üniversitesi İçerik Medeniyetler Sorunsalı: İslam ve Avrupa uyumsuz mu? Özcü

Detaylı

TÜS AD YÖNET M KURULU BA KANI ARZUHAN DO AN YALÇINDA IN GLOBAL L DERL K FORUMU AÇILI KONU MASI. 11 Mayıs 2007 Bahçe ehir Üniversitesi, stanbul

TÜS AD YÖNET M KURULU BA KANI ARZUHAN DO AN YALÇINDA IN GLOBAL L DERL K FORUMU AÇILI KONU MASI. 11 Mayıs 2007 Bahçe ehir Üniversitesi, stanbul TÜRK SANAYCLER VE ADAMLARI DERNE TÜSAD YÖNETM KURULU BAKANI ARZUHAN DOAN YALÇINDA IN BAHÇEEHR ÜNVERSTES GLOBAL LDERLK FORUMU AÇILI KONUMASI 11 Mayıs 2007 Bahçeehir Üniversitesi, stanbul Deerli katılımcılar,

Detaylı

Taıt alımlarının ette tüketim endeksi kapsamında izlenmesi hakkında bilgi notu

Taıt alımlarının ette tüketim endeksi kapsamında izlenmesi hakkında bilgi notu Taıt alımlarının ette tüketim endeksi kapsamında izlenmesi hakkında bilgi notu ette tüketim endeksi, ekonomideki tüketim eilimlerini kartla yapılan tüketimi baz alarak incelemektedir. Bu nedenle, endeks

Detaylı

TÜLN OTBÇER. Seminer Raporu Olarak Hazırlanmıtır.

TÜLN OTBÇER. Seminer Raporu Olarak Hazırlanmıtır. TÜLN OTBÇER Seminer Raporu Olarak Hazırlanmıtır. Ankara Hacettepe Üniversitesi Mayıs, 2004 ! - " $ - "%%&%$ - "%' $ - "(%' $ - "( ) (* $+,( $ - ") (',( $ - "- %./$ 0 1*&/1(2, %("%. 3/1(4""3%(/1-( /32 $$

Detaylı

MUSK MUALLM MEKTEBNDEN GÜNÜMÜZE MÜZK ÖRETMEN YETTRME PROGRAMLARINDAK YAYLI ÇALGI ÖRETMNE LKN SINAMA-ÖLÇME-DEERLENDRME DURUMLARININ NCELENMES

MUSK MUALLM MEKTEBNDEN GÜNÜMÜZE MÜZK ÖRETMEN YETTRME PROGRAMLARINDAK YAYLI ÇALGI ÖRETMNE LKN SINAMA-ÖLÇME-DEERLENDRME DURUMLARININ NCELENMES MUSK MUALLM MEKTEBNDEN GÜNÜMÜZE MÜZK ÖRETMEN YETTRME PROGRAMLARINDAK YAYLI ÇALGI ÖRETMNE LKN SINAMA-ÖLÇME-DEERLENDRME DURUMLARININ NCELENMES 1. GR Yrd.Doç.Dr.Cansevil TEB *1924-2004 Musiki Muallim Mektebinden

Detaylı

1 İslam ne demektir? Hazreti Peygamberimiz in (sallallahu aleyhi ve sellem) getirdiği din olup bunu kabul etmek, Allah a ve resulüne itaat etmektir.

1 İslam ne demektir? Hazreti Peygamberimiz in (sallallahu aleyhi ve sellem) getirdiği din olup bunu kabul etmek, Allah a ve resulüne itaat etmektir. İBADET 1 İslam ne demektir? Hazreti Peygamberimiz in (sallallahu aleyhi ve sellem) getirdiği din olup bunu kabul etmek, Allah a ve resulüne itaat etmektir. 2 İslam ın şartı kaçtır? İslam ın şartı beştir.

Detaylı

BELEDYELERDE NORM KADRO ÇALIMASI ESASLARI

BELEDYELERDE NORM KADRO ÇALIMASI ESASLARI BELEDYELERDE NORM KADRO ÇALIMASI ESASLARI Belediyelerin görevlerini etkin ve verimli bir ekilde yerine getirebilmeleri için ihtiyaç duydukları optimal (ihtiyaçtan ne fazla ne de az) kadronun nicelik ve

Detaylı

SRKÜLER NO: POZ - 2006 / 42 ST, 08. 08. 2006 YEN KURUMLAR VERGS KANUNU NDA ÖRTÜLÜ SERMAYE

SRKÜLER NO: POZ - 2006 / 42 ST, 08. 08. 2006 YEN KURUMLAR VERGS KANUNU NDA ÖRTÜLÜ SERMAYE SRKÜLER NO: POZ - 2006 / 42 ST, 08. 08. 2006 çindekiler: Yeni Kurumlar Vergisi Kanunu nda örtülü sermaye YEN KURUMLAR VERGS KANUNU NDA ÖRTÜLÜ SERMAYE Bilindii üzere, 21.06.2006 tarihli Resmi Gazete de

Detaylı

ÜNVERSTELERMZDE BAKA SORUNLAR DA VAR. Fikret enses 1

ÜNVERSTELERMZDE BAKA SORUNLAR DA VAR. Fikret enses 1 http://www.bagimsizsosyalbilimciler.org/yazilar_bsb/iktisattoplum28ocak04-senses.doc ÜNVERSTELERMZDE BAKA SORUNLAR DA VAR Fikret enses 1 Üniversitelerimize ilikin yasal düzenleme tartımaları, özellikle

Detaylı

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 9. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 9. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ EKİM 2017-2018 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 9. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ Ay Hafta Ders Saati Konu Adı Kazanımlar Test No Test Adı İnsanın Evrendeki

Detaylı

2. Bölgesel Kalkınma ve Yönetiim Sempozyumu 25-26 Ekim 2007, zmir

2. Bölgesel Kalkınma ve Yönetiim Sempozyumu 25-26 Ekim 2007, zmir Türkiye de Bölgesel Kalkınmanın Aracı Olarak Kalkınma Ajansları: zmir Kalkınma Ajansı Örnei Ergüder Can zmir Kalkınma Ajansı Giri: Türkiye de dier ülkeler gibi bölgelerarası hatta bölgeler içinde kalkınma

Detaylı

SINIF ÖRETMEN ADAYLARININ NTERNET KULLANIMINA LKN TUTUMLARININ DEERLENDRLMES

SINIF ÖRETMEN ADAYLARININ NTERNET KULLANIMINA LKN TUTUMLARININ DEERLENDRLMES Ahi Evran Üniversitesi Kırehir Eitim Fakültesi Dergisi (KEFAD) Cilt 8, Sayı 1, (2007), 209-222 209 SINIF ÖRETMEN ADAYLARININ NTERNET KULLANIMINA LKN TUTUMLARININ DEERLENDRLMES Erturul USTA Ahi Evran Üniversitesi,

Detaylı

AMER KA B RLE K DEVLETLER SAYI TAYI

AMER KA B RLE K DEVLETLER SAYI TAYI AMERKA BRLEK DEVLETLER SAYITAYI Yazan: Dawid M. WALKER Çeviren: Müslüm PARLAK Amerika Birleik Devletleri Sayıtayı, Birleik Devlet yönetiminin yasama bölümü içerisinde yer alan baımsız bir kurumdur. Genellikle

Detaylı

ÜNVERSTELERN GÜZEL SANATLAR ETM BÖLÜMÜ MÜZK ETM ANABLM/ANASANAT DALI BRNC SINIF ÖRENCLERNN KSEL PROFLLER *

ÜNVERSTELERN GÜZEL SANATLAR ETM BÖLÜMÜ MÜZK ETM ANABLM/ANASANAT DALI BRNC SINIF ÖRENCLERNN KSEL PROFLLER * ÜNVERSTELERN GÜZEL SANATLAR ETM BÖLÜMÜ MÜZK ETM ANABLM/ANASANAT DALI BRNC SINIF ÖRENCLERNN KSEL PROFLLER * Ara.Gör.Ilgım KILIÇ *1924-2004 Musiki Muallim Mektebinden Günümüze Müzik Öretmeni Yetitirme Sempozyumu

Detaylı

r i = a i + b i r m + i

r i = a i + b i r m + i Endeks Modelleri William Sharpe tarafından gelitirilen tekli endeks modeli ve onu takip eden çoklu endeks modelleri, portföyün beklenen getirisi ve riskinin hesaplanması için gereken veri sayısını ciddi

Detaylı

BRSA BRDGESTONE SABANCI LASTK SANAY VE TCARET A. BLGLENDRME POLTKASI

BRSA BRDGESTONE SABANCI LASTK SANAY VE TCARET A. BLGLENDRME POLTKASI BRSA BRDGESTONE SABANCI LASTK SANAY VE TCARET A. BLGLENDRME POLTKASI Amaç Brisa, hissedarlarıyla effaf ve yakın bir iletiim içinde olmayı ilke edinmitir. Bu kapsamda Brisa yönetimi stratejik planları uygulayıp,

Detaylı

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 12. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 12. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ EKİM 2017-2018 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 12. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ Ay Hafta Ders Saati Konu Adı Kazanımlar Test No Test Adı Hayat Amaçsız

Detaylı

HAÇLI SEFERLERİ TARİHİ 3.Ders. Dr. İsmail BAYTAK. HAÇLI SEFERLERİ Nedenleri ve Sonuçları

HAÇLI SEFERLERİ TARİHİ 3.Ders. Dr. İsmail BAYTAK. HAÇLI SEFERLERİ Nedenleri ve Sonuçları HAÇLI SEFERLERİ TARİHİ 3.Ders Dr. İsmail BAYTAK HAÇLI SEFERLERİ Nedenleri ve Sonuçları Hristiyanlarca kutsal sayılan Hz. İsa nın doğum yeri Kudüs ve dolayları, VII. yüzyıldan beri Müslümanlar ın elinde

Detaylı

KATILIMCI YEREL YÖNET M ANLAYI INDA. H.Burçin HENDEN. Özet. Uluslararası nsan Bilimleri Dergisi ISSN: 1303-5134

KATILIMCI YEREL YÖNET M ANLAYI INDA. H.Burçin HENDEN. Özet. Uluslararası nsan Bilimleri Dergisi ISSN: 1303-5134 Uluslararası nsan Bilimleri Dergisi ISSN: 1303-5134 www.insanbilimleri.com 02.01.2005 KATILIMCI YEREL YÖNETM ANLAYIINDA E-BELEDYECLN YER VE ÖNEM H.Burçin HENDEN Özet 21. yüzyılın yönetim felsefesi Verimlilik,

Detaylı

Ahlâk ve Etikle İlgili Temel Kavramlar

Ahlâk ve Etikle İlgili Temel Kavramlar Ahlâk Kavramı Yrd. Doç. Dr. Rıza DEMİR İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi İnsan Yönetimine Etik Yaklaşım Dersi Etik Türleri Mesleki Etik Türleri 2017 Ruhumu kudret altında tutan Allah'a yemin ederim

Detaylı

AB Uyum Sürecinde Türkiye nin Rekabet Gücü lerleme Raporu Üzerine Tespitler

AB Uyum Sürecinde Türkiye nin Rekabet Gücü lerleme Raporu Üzerine Tespitler AB Uyum Sürecinde Türkiye nin Rekabet Gücü lerleme Raporu Üzerine Tespitler Avrupa Komisyonu tarafından Türkiye hakkında hazırlanan lerleme Raporu, Türkiye ile müzakerelerin balaması yönünde olumlu bir

Detaylı

!!! 2000 li Yıllarda Sinemaya Bir Bakı!

!!! 2000 li Yıllarda Sinemaya Bir Bakı! 4 ) ] -. -!!! 2000 li Yıllarda Sinemaya Bir Bakı! Ahmet Gürata 2000 li yıllar Türkiye de sinema açısından bir canlanma dönemi olarak adlandırılabilir. 1990 lı yıllara göre, sinema salonu ve toplam izleyici

Detaylı

ÜNVERSTELERN GÖREVLER

ÜNVERSTELERN GÖREVLER ÜNVERSTELERN GÖREVLER VE YENDEN YAPILANMA Günümüz Türkiye sini gelecee taıyanlar i adamlarıdır. Ancak, i hayatının gayretleri Türkiye yi belli bir sınıra kadar ilerletebilir. Eer Türkiye, kaybettii bilimin

Detaylı

KÜRESEL YÜZYILDA YEN SOSYAL HAREKETLER VE TOPLUMSAL KATILIMIN TEVK EDC ARACI OLARAK YAZILI BASIN

KÜRESEL YÜZYILDA YEN SOSYAL HAREKETLER VE TOPLUMSAL KATILIMIN TEVK EDC ARACI OLARAK YAZILI BASIN Uluslararası Sosyal Aratırmalar Dergisi The Journal of International Social Research Cilt: 8 Sayı: 37 Volume: 8 Issue: 37 Nisan 2015 April 2015 www.sosyalarastirmalar.com Issn: 1307-9581 KÜRESEL YÜZYILDA

Detaylı

!" # $%!" ## #! " $ $ # $ %%%! &' % ()! &'

! # $%! ## #!  $ $ # $ %%%! &' % ()! &' !"#$%!" #$ %!" ### $$ %%%!&' ()!&' $% &%'#& $ $()*+"" $%#,(-"./$ &(*(%*#0#"121"314*11"1"/5 %$#%%0#"3% )"$*#%* &"! *#&% '" #*#6)#" $**)%& "( *""+"'", -.'/0"""-".123!+"&,'* 4 5' ' 6 (" 6', &'* "(7 5' " 89+

Detaylı

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...7

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...7 İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...7 GİRİŞ SOSYOLOJİ VE DİN SOSYOLOJİSİ Din Sosyolojisinin Konusu...11 Zeki Arslantürk Sosyolojik Din Tanımları...37 Kemaleddin Taş Din ve Toplum İlişkileri...43 Dini Tecrübenin İfade

Detaylı

FEN BLGS, SOSYAL BLGLER VE SINIF ÖRETMENL ÖRENCLERNN BLGSAYAR DERSNE YÖNELK TUTUMLARI

FEN BLGS, SOSYAL BLGLER VE SINIF ÖRETMENL ÖRENCLERNN BLGSAYAR DERSNE YÖNELK TUTUMLARI Ahi Evran Üniversitesi Kırehir Eitim Fakültesi Dergisi (KEFAD) Cilt 8, Sayı 1, (2007), 115-122 115 FEN BLGS, SOSYAL BLGLER VE SINIF ÖRETMENL ÖRENCLERNN BLGSAYAR DERSNE YÖNELK TUTUMLARI Hayati ÇAVU Yüzüncü

Detaylı

- 422 - 1) Komisyon: lköretim 7 Türkçe Örenci Çalıma Kitabı, MEB Yayınları, Ankara,

- 422 - 1) Komisyon: lköretim 7 Türkçe Örenci Çalıma Kitabı, MEB Yayınları, Ankara, Uluslararası Sosyal Aratırmalar Dergisi The Journal of International Social Research Cilt: 4 Sayı: 19 Volume: 4 Issue: 19 Güz 2011 Fall 2011 www.sosyalarastirmalar.com 7. SINIF TÜRKÇE DERS ÖRENC ÇALIMA

Detaylı

PORTER MODEL: ULUSLARARASI REKABET ÖZLEM ÖZ ODTÜ LETME BÖLÜMÜ

PORTER MODEL: ULUSLARARASI REKABET ÖZLEM ÖZ ODTÜ LETME BÖLÜMÜ : ULUSLARARASI REKABET ÖZLEM ÖZ ODTÜ LETME BÖLÜMÜ Genel Çerçeve Makroekonomik, Politik ve veyasal Çevre Rekabet Edebilirliliin Mikroekonomik Temelleri irket irket Stratejisi Stratejisi Mikroekonomik Mikroekonomik

Detaylı

SEKÜLERLEME TÜRKYE DE SECULARIZATION IN TURKEY Behçet BATUR

SEKÜLERLEME TÜRKYE DE SECULARIZATION IN TURKEY Behçet BATUR Uluslararası Sosyal Aratırmalar Dergisi The Journal of International Social Research Cilt: 8 Sayı: 38 Volume: 8 Issue: 38 Haziran 2015 June 2015 www.sosyalarastirmalar.com Issn: 1307-9581 SEKÜLERLEME TÜRKYE

Detaylı

ETK LKELER BANKACILIK ETK LKELER

ETK LKELER BANKACILIK ETK LKELER ETK LKELER Türkiye Bankalar Birlii tarafından hazırlanan ve Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu nun 15 Haziran 2006 tarih ve 1904 sayılı kararlı ile yayımlanan Bankacılık Etik lkeleri Bankamız tarafından

Detaylı

Bilgi Notu ARA TIRMA VE TASN F GRUBU 30.05.2002. " ç Kontrol: Kamusal Hesapverme Sorumlulu u çin Bir Yapı Olu turulması" Hk.

Bilgi Notu ARA TIRMA VE TASN F GRUBU 30.05.2002.  ç Kontrol: Kamusal Hesapverme Sorumlulu u çin Bir Yapı Olu turulması Hk. Bilgi Notu ARATIRMA VE TASNF GRUBU 30.05.2002 "ç Kontrol: Kamusal Hesapverme Sorumluluu çin Bir Yapı Oluturulması" Hk. ç Kontrol: Kamusal Hesapverme Sorumluluu çin Bir Yapı Oluturulması Kamu Kurumlarındaki

Detaylı

BLG SSTEMLERNN GÜVENLNE LKN OECD REHBER LKELER- GÜVENLK KÜLTÜRÜNE DORU

BLG SSTEMLERNN GÜVENLNE LKN OECD REHBER LKELER- GÜVENLK KÜLTÜRÜNE DORU BLG SSTEMLERNN GÜVENLNE LKN OECD REHBER LKELER- GÜVENLK KÜLTÜRÜNE DORU 14 Aralık 1960 tarihli ktisadi birlii ve Gelime Tekilat Anlamasının, özellikle 1b), 1 c), 3 a) ve 5 b) maddeleri uyarınca; 23 Eylül

Detaylı

ÖZGÜRLÜĞÜ. ve Dini Hassasiyetler. Serdar Kaya. İfade Özgürlüğü ve Dini Hassasiyetler. Charlie Hebdo ve Hz. Muhammed Karikatürleri.

ÖZGÜRLÜĞÜ. ve Dini Hassasiyetler. Serdar Kaya. İfade Özgürlüğü ve Dini Hassasiyetler. Charlie Hebdo ve Hz. Muhammed Karikatürleri. İfade Özgürlüğü İkinci bölüm, İslam-Batı ilişkilerini ele alıyor ve İslam dünyasında (ve özellikle Türkiye'de) Batı hakkındaki değerlendirmelerin sıklıkla komplo teorileriyle şekillendiğini vurguluyor.

Detaylı

ODÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Sosyal Bilimler Aratırmaları Dergisi Issn: 1309-9302 http://sobiad.odu.edu.tr Cilt: 2 Sayı: 3 Haziran 2011

ODÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Sosyal Bilimler Aratırmaları Dergisi Issn: 1309-9302 http://sobiad.odu.edu.tr Cilt: 2 Sayı: 3 Haziran 2011 ODÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Sosyal Bilimler Aratırmaları Dergisi Issn: 1309-9302 http://sobiad.odu.edu.tr Cilt: 2 Sayı: 3 Haziran 2011 YEN GÖÇMENLK MEKÂNLARI OLARAK YEN KURULAN ÜNVERSTELER: ORDU ÜNVERSTES

Detaylı

Üretim irketleri daıtım irketleri ile itirak ilikisine girebilirler fakat kontrol oluturamazlar (Md. 3.c.1)

Üretim irketleri daıtım irketleri ile itirak ilikisine girebilirler fakat kontrol oluturamazlar (Md. 3.c.1) Elektrik Sektörünün Yeniden Yapılanması Sürecinde Daıtım Faaliyetlerinde Dikey Ayrıtırma zak Atiyas, Sabancı Üniversitesi 1 18 Nisan 2006 Üretim, iletim, daıtım ve perakende satı faaliyetlerinin birbirinden

Detaylı

Müslümanlar için yeni ve yabancı bir anlayış değildir. Zira yaşamalarına denir. İslam dini ilk zamanlardan itibaren farklı inançlara dinî

Müslümanlar için yeni ve yabancı bir anlayış değildir. Zira yaşamalarına denir. İslam dini ilk zamanlardan itibaren farklı inançlara dinî 1. DİNİ ÇOĞULCULUK Dini çoğulculuk (plüralizm), dinlere mensup insanların Dini çoğulculuk, zengin farklı tarihi tecrübeye sahip olan Allah tan başkasına tapanlara putlarına) sövmeyin; sonra onlar da Sizin

Detaylı

2. Bölgesel Kalkınma ve Yönetiim Sempozyumu 25-26 Ekim 2007, zmir

2. Bölgesel Kalkınma ve Yönetiim Sempozyumu 25-26 Ekim 2007, zmir Yönetiim, Bölgesel Kalkınma ve Kalkınma Ajansları: Çukurova Kalkınma Ajansı Uygulaması A. Celil Öz 1 1- Giri Son çeyrek yüzyılda küresellemenin ve uluslar arası ve uluslar üstü kurumların da etkisiyle

Detaylı

T.C. BÜYÜKÇEKMECE BELEDYES

T.C. BÜYÜKÇEKMECE BELEDYES Sayfa No 1 / 23 Sayfa No 2 / 23 PERFORMANS YÖNETM Gözlem ve Takip (kontrol ) Hedefleri konusunda nereye kadar ulatıklarını, gelitiklerini düzenli olarak sorun, takip edin htiyaçlarını belirleyin Gözlem

Detaylı

Yöntem Ara tırma Modeli Evren ve Örneklem Veri Toplama Aracı Verilerin Analizi Bulgular

Yöntem Ara tırma Modeli Evren ve Örneklem Veri Toplama Aracı Verilerin Analizi Bulgular Uluslararası Sosyal Aratırmalar Dergisi The Journal of International Social Research Cilt: 8 Sayı: 38 Volume: 8 Issue: 38 Haziran 2015 June 2015 www.sosyalarastirmalar.com Issn: 1307-9581 ÖRETMENLK UYGULAMASI

Detaylı

KAPİTALİZMİN İPİNİ ÇOK ULUSLU ŞİRKETLER Mİ ÇEKECEK?

KAPİTALİZMİN İPİNİ ÇOK ULUSLU ŞİRKETLER Mİ ÇEKECEK? KAPİTALİZMİN İPİNİ ÇOK ULUSLU ŞİRKETLER Mİ ÇEKECEK? Dünyada mal ve hizmet hareketlerinin uluslararası dolaşımına ve üretimin uluslararasılaşmasına imkan veren düzenlemeler (Dünya Ticaret Örgütü, Uluslararası

Detaylı

İ Ç İ N D E K İ L E R

İ Ç İ N D E K İ L E R İ Ç İ N D E K İ L E R ÖN SÖZ.V İÇİNDEKİLER....IX I. YURTTAŞLIK A. YURTTAŞLIĞI YENİDEN GÜNDEME GETİREN GELİŞMELER 3 B. ANTİK YUNAN-KENT DEVLETİ YURTTAŞLIK İDEALİ..12 C. MODERN YURTTAŞLIK İDEALİ..15 1. Yurttaşlık

Detaylı

Kamu Yönetimi Bölümü Ders Tanımları

Kamu Yönetimi Bölümü Ders Tanımları Kamu Yönetimi Bölümü Ders Tanımları PA 101 Kamu Yönetimine Giriş (3,0,0,3,5) Kamu yönetimine ilişkin kavramsal altyapı, yönetim alanında geliştirilmiş teori ve uygulamaların analiz edilmesi, yönetim biliminin

Detaylı

Esrar kullanımı dengeleniyor, gençler arasında gördüü rabetin azaldıına dair belirtiler var

Esrar kullanımı dengeleniyor, gençler arasında gördüü rabetin azaldıına dair belirtiler var YILLIK RAPOR 2007: ÖNEML NOKTALAR AB uyuturucu raporunun ilettii olumlu mesajlar, uyuturucuya balı ölümlerin yüksek düzeyi ve artan kokain kullanımıyla gölgeleniyor (22.11.2007, LZBON AMBARGO 10.00 CET)

Detaylı

ICS 04.200.10 TÜRK STANDARDI TS EN OHSAS 18001/Mart 2001

ICS 04.200.10 TÜRK STANDARDI TS EN OHSAS 18001/Mart 2001 OHSAS 18001 SALII VE GÜVENL YÖNETM REHBER STANDARDI GR : Dünyada, üretim faktörünün temel öesi olan çalıanların salıı ve güvenlii endüstriyel gelimelere paralel olarak, ön plana çıkmaktadır. Salıı ve i

Detaylı

ARACI KURUMUN UNVANI :DELTA MENKUL DEERLER A.. Sayfa No: 1 SER:XI NO:29 SAYILI TEBLE STNADEN HAZIRLANMI YÖNETM KURULU FAALYET RAPORU

ARACI KURUMUN UNVANI :DELTA MENKUL DEERLER A.. Sayfa No: 1 SER:XI NO:29 SAYILI TEBLE STNADEN HAZIRLANMI YÖNETM KURULU FAALYET RAPORU Sayfa No: 1 A) Giri 1.Raporun Dönemi: Bu rapor, Delta Menkul Deerler A.. kuruluunun 1 Ocak 2009 31 Mart 2009 çalıma dönemini kapsamaktadır. 2. Ortaklıın Unvanı: Delta Menkul Deerler A.. irket in Merkezi

Detaylı

Yonca Anzerliolu, Karamanlı Ortodoks Türkler, Phoenix Yayınları, Ankara 2003, 376 s.

Yonca Anzerliolu, Karamanlı Ortodoks Türkler, Phoenix Yayınları, Ankara 2003, 376 s. Yonca Anzerliolu, Karamanlı Ortodoks Türkler, Phoenix Yayınları, Ankara 2003, 376 s. Hayrullah KAHYA Ortodoks Hıristiyanların Türkçe konuanlarına Karamanlı; bunların konutukları dile de Karamanlıca denmektedir.

Detaylı

AYDIN KESEN. ZMR TCARET BORSASI-Gazi Bulvarı No:2 35210 zmir, Tel: (0232) 425 13 70 (5 Hat), Fax: (0232) 484 29 54, www.itb.org.tr

AYDIN KESEN. ZMR TCARET BORSASI-Gazi Bulvarı No:2 35210 zmir, Tel: (0232) 425 13 70 (5 Hat), Fax: (0232) 484 29 54, www.itb.org.tr The Developments in Production and Trade of Biotech Cotton in Turkey and Traceability Türkiye de Biyoteknolojik Pamuk Üretim ve Ticaretindeki Gelimeler ve Biyoteknolojik pamukların zlenebilirlii Aydın

Detaylı

Uluslararası Sosyal Aratırmalar Dergisi. Güz 2012 Fall 2012

Uluslararası Sosyal Aratırmalar Dergisi. Güz 2012 Fall 2012 Uluslararası Sosyal Aratırmalar Dergisi The Journal of International Social Research Cilt: 5 Sayı: 23 Volume: 5 Issue: 23 Güz 2012 Fall 2012 www.sosyalarastirmalar.com Issn: 1307-9581 MARDN LNDEN VERLEN

Detaylı

SİYASAL İDEOLOJİLER (SBK457)

SİYASAL İDEOLOJİLER (SBK457) T.C. Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü SİYASAL İDEOLOJİLER (SBK457) 14. Hafta Ders Notları - 18/12/2017 Araş. Gör. Dr. Görkem

Detaylı

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci; Image not found http://bologna.konya.edu.tr/panel/images/pdflogo.png Ders Adı : GÜNÜMÜZ İSLAM DÜNYASINDA DİNİ AKIMLAR (SEÇMELİ) Ders No : 000040194 Teorik : 2 Pratik : 0 Kredi : 2 ECTS : 2 Ders Bilgileri

Detaylı

OTSTK ÇOCUKLARDA TEACCH PROGRAMININ GELMSEL DÜZEYE ETKS: OLGU SUNUMU

OTSTK ÇOCUKLARDA TEACCH PROGRAMININ GELMSEL DÜZEYE ETKS: OLGU SUNUMU Bu aratırma 2005 yılında 1. Uluslararası zmir Özel Eitim ve Otizm Sempozyumu'nda poster bildiri olarak sunulmutur. OTSTK ÇOCUKLARDA TEACCH PROGRAMININ GELMSEL DÜZEYE ETKS: OLGU SUNUMU Psk. Deniz VARIR

Detaylı

Durum böyle olmakla birlikte, özet çeviri metninin okuyucuların gerçekten yararlanabilecekleri i levsel bir doküman oldu u ku kusuzdur.

Durum böyle olmakla birlikte, özet çeviri metninin okuyucuların gerçekten yararlanabilecekleri i levsel bir doküman oldu u ku kusuzdur. AVUSTRALYA NIN YEN GÜNEY GALLER EYALET SAYITAYI PERFORMANS DENETM RAPORU Yıllık Raporlardan Hareketle Performansın Deerlendirilmesi: Sekiz Kuruluun Yıllık Raporlarının ncelenmesi (Özet Çeviri) Sacit Yörüker

Detaylı

PIZZA DONALDO TÜRKYE. Mevcut Durum

PIZZA DONALDO TÜRKYE. Mevcut Durum PIZZA DONALDO TÜRKYE Pizza Donaldo talya Ltd. (P.D.I) 1 1960 yılında talya da Senyör Donaldo tarafından küçük bir talyan restoranı olarak kurulmutur. 10 çocua sahip olan Senyör Donaldo yıllar içerisinde

Detaylı

OLMUKSA INTERNATIONAL PAPER SABANCI AMBALAJ SANAY VE TCARET A..

OLMUKSA INTERNATIONAL PAPER SABANCI AMBALAJ SANAY VE TCARET A.. OLMUKSA INTERNATIONAL PAPER SABANCI AMBALAJ SANAY VE TCARET A.. 30 EYLÜL TARH TBARYLE ÖZKAYNAK YÖNTEMNE GÖRE DÜZENLENEN ÖZET KONSOLDE MAL TABLOLAR BAIMSIZ DENETÇ SINIRLI DENETM RAPORU OLMUKSA INTERNATIONAL

Detaylı

İKLİM MÜCADELELERİ. bu küresel sorunlarla yüzleşmede kilit bir rol oynayacak, eğitme, tecrübeye ve uzmanlığa sahiptir.

İKLİM MÜCADELELERİ. bu küresel sorunlarla yüzleşmede kilit bir rol oynayacak, eğitme, tecrübeye ve uzmanlığa sahiptir. İKLİM MÜCADELELERİ 20. yüzyılın ikinci yarısından başlayarak, iklimdeki değişimler daha belirgin hale gelmiştir. Günümüzde, hava sıcaklığındaki ve yağış miktarındaki değişimler, deniz seviyesinin yükselmesi,

Detaylı

YEN GELMELER IIINDA YÜKSEK ÖRETMDE YAPISAL DÖNÜÜMLER STRUCTURAL TRANSITIONS IN HIGHER EDUCATION UNDER THE LIGHT OF RECENT DEVELOPMENTS

YEN GELMELER IIINDA YÜKSEK ÖRETMDE YAPISAL DÖNÜÜMLER STRUCTURAL TRANSITIONS IN HIGHER EDUCATION UNDER THE LIGHT OF RECENT DEVELOPMENTS ! "#$#%$#%&$#' #$$ YEN GELMELER IIINDA YÜKSEK ÖRETMDE YAPISAL DÖNÜÜMLER STRUCTURAL TRANSITIONS IN HIGHER EDUCATION UNDER THE LIGHT OF RECENT DEVELOPMENTS smail GÜVEN Ankara Üniversitesi, Eitim Bilimleri

Detaylı

!" # $%! "# $$ $! " % % # $ &&& " '( % )* " '(

! # $%! # $$ $!  % % # $ &&&  '( % )*  '( !"#$%!" #$ %!"# $$$ %% &&&"'( )*"'( $% &%'#& $ $()*+"" $%#,(-"./$ &(*(%*#0#"121"314*11"1"/5 %$#%%0#"3% )"$*#%* &"! *#&% '" #*#6)#" $**)%& "(!+##,#(#-./(01###.#/23 ",#' -(+ 4 5( ( 6)#6(-'(+#)75(#89,9(:

Detaylı

INTOSAI KAMU KES M Ç KONTROL STANDARTLARI REHBER. Özet Çeviri Baran Özeren Sayı tay Uzman Denetiçisi

INTOSAI KAMU KES M Ç KONTROL STANDARTLARI REHBER. Özet Çeviri Baran Özeren Sayı tay Uzman Denetiçisi INTOSAI KAMU KESMÇ KONTROL STANDARTLARI REHBER Özet Çeviri Baran Özeren Sayıtay Uzman Denetiçisi 2 Haziran 2004 Çevirenin Notu Denetim meslei ile ilgili kamu ve özel sektör organizasyonları, son yirmi

Detaylı

Sosyoloji. Konular ve Sorunlar

Sosyoloji. Konular ve Sorunlar Sosyoloji Konular ve Sorunlar Ontoloji (Varlık) Felsefe Aksiyoloji (Değer) Epistemoloji (Bilgi) 2 Felsefe Aksiyoloji (Değer) Etik Estetik Hukuk Felsefesi 3 Bilim (Olgular) Deney Gözlem Felsefe Düşünme

Detaylı

Türkiye de Bilgi Edinme Hakkı Kanunu nun Bakanlıklar Tarafından Uygulanması

Türkiye de Bilgi Edinme Hakkı Kanunu nun Bakanlıklar Tarafından Uygulanması Türkiye de Bilgi Edinme Hakkı Kanunu nun Bakanlıklar Tarafından Uygulanması Dr. Yaman AKDENIZ * akdeniz@bilgiedinmehakki.org Bilgiedinmehakki.org / BilgilenmeHakki.Org 28 Eylül 2004 Sürüm 1.1 Güncelleme

Detaylı

Mirbad Kent Toplum Bilim Ve Tarih Araştırmaları Enstitüsü. Kadına Şiddet Raporu

Mirbad Kent Toplum Bilim Ve Tarih Araştırmaları Enstitüsü. Kadına Şiddet Raporu Mirbad Kent Toplum Bilim Ve Tarih Araştırmaları Enstitüsü Kadına Şiddet Raporu 1 MİRBAD KENT TOPLUM BİLİM VE TARİH ARAŞTIRMALARI ENSTİTÜSÜ KADINA ŞİDDET RAPORU BASIN BİLDİRİSİ KADIN SORUNU TÜM TOPLUMUN

Detaylı

EL PARMAKLARINA DEERLER VEREREK KOLAY YOLDAN ÇARPMA ÖRETM YÖNTEMYLE ZHN ENGELL ÖRENCLERE ÇARPIM TABLOSU ÖRETM UYGULAMASI

EL PARMAKLARINA DEERLER VEREREK KOLAY YOLDAN ÇARPMA ÖRETM YÖNTEMYLE ZHN ENGELL ÖRENCLERE ÇARPIM TABLOSU ÖRETM UYGULAMASI Bu aratırma 2005 yılında 1. Uluslararası zmir Özel Eitim ve Otizm Sempozyumu'nda poster bildiri olarak sunulmutur. EL PARMAKLARINA DEERLER VEREREK KOLAY YOLDAN ÇARPMA ÖRETM YÖNTEMYLE ZHN ENGELL ÖRENCLERE

Detaylı

Türkiye de Ekonomik Aktivite çinde Yabancı Sermaye Payı

Türkiye de Ekonomik Aktivite çinde Yabancı Sermaye Payı TÜRKYE CUMHURYET MERKEZ BANKASI Türkiye de Ekonomik Aktivite çinde Yabancı Sermaye Payı Ercan TÜRKAN Danıman (ercan.turkan@tcmb.gov.tr) 19 Ocak 2005 çindekiler Sayfa No. Giri... 4 I. Kullanılan Metodoloji

Detaylı

!" # $%! "# $$ $! " % % # $ &&& " '( % )* " '(

! # $%! # $$ $!  % % # $ &&&  '( % )*  '( !"#$%!" #$ %!"# $$$ %% &&&"'( )*"'( $% &%'#& $ $()*+"" $%#,(-"./$ &(*(%*#0#"121"314*11"1"/5 %$#%%0#"3% )"$*#%* &"! *#&% '" #*#6)#" $**)%& "(!+##,#(#-./(01###.#/23 ",#' -(+ 4 5( ( 6)#6(-'(+#)75(#89,9(:

Detaylı

ÖRETMEN ADAYLARININ ALGILADIKLARI LETM BECERS DÜZEYLERNN NCELENMES

ÖRETMEN ADAYLARININ ALGILADIKLARI LETM BECERS DÜZEYLERNN NCELENMES Ahi Evran Üniversitesi Kırehir Eitim Fakültesi Dergisi (KEFAD) Cilt 8, Sayı 1, (2007), 123-135 123 ÖRETMEN ADAYLARININ ALGILADIKLARI LETM BECERS DÜZEYLERNN NCELENMES Mehmet Arif ÖZERBA Gazi Üniversitesi

Detaylı

İÇİNDEKİLER GİRİŞ ANAYASA HUKUKU HAKKINDA GENEL BİLGİLER BİRİNCİ BÖLÜM DEVLET

İÇİNDEKİLER GİRİŞ ANAYASA HUKUKU HAKKINDA GENEL BİLGİLER BİRİNCİ BÖLÜM DEVLET İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...III GİRİŞ ANAYASA HUKUKU HAKKINDA GENEL BİLGİLER I-ANA YASA HUKUKUNUN KONUŞU VE ÖNEMİ...1 II-ANAYASA HUKUKU VE SİYASİ KURUMLAR...2 III-ANAYASA HUKUKUNUN METODU VE KAYNAKLARI...4 1-

Detaylı

LKLERNDE GER KABUL: HANG ARTLARDA? RAPOR ÖZET VE ÖNERLER I LKLERNDE GER KABUL: HANG ARTLARDA? I u eitsiz ilikinin tazmini olarak, Türkiye-AB geri kabul müzakereleri sırasında Türkiye ve AB arasında külfet

Detaylı

LKÖRETM SOSYAL BLGLER DERS KTAPLARININ ÖRETMEN GÖRÜLERNE GÖRE DEERLENDRLMES (KIRIKKALE ÖRNE)

LKÖRETM SOSYAL BLGLER DERS KTAPLARININ ÖRETMEN GÖRÜLERNE GÖRE DEERLENDRLMES (KIRIKKALE ÖRNE) Ahi Evran Üniversitesi Kırehir Eitim Fakültesi Dergisi (KEFAD) Cilt 8, Sayı 1, (2007), 51-61 51 LKÖRETM SOSYAL BLGLER DERS KTAPLARININ ÖRETMEN GÖRÜLERNE GÖRE DEERLENDRLMES (KIRIKKALE ÖRNE) Adem ÖCAL G.Ü.G.E.F.

Detaylı

SOSYOLOJİSİ (İLH2008)

SOSYOLOJİSİ (İLH2008) DİKKATİNİZE: BURADA SADECE ÖZETİN İLK ÜNİTESİ SİZE ÖRNEK OLARAK GÖSTERİLMİŞTİR. ÖZETİN TAMAMININ KAÇ SAYFA OLDUĞUNU ÜNİTELERİ İÇİNDEKİLER BÖLÜMÜNDEN GÖREBİLİRSİNİZ. DİN SOSYOLOJİSİ (İLH2008) KISA ÖZET-2013

Detaylı

BANKALARIN KRED LEMLERNE LKN YÖNETMELKTE DEKLK YAPILMASINA LKN YÖNETMELK TASLAI

BANKALARIN KRED LEMLERNE LKN YÖNETMELKTE DEKLK YAPILMASINA LKN YÖNETMELK TASLAI Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumundan: BANKALARIN KRED LEMLERNE LKN YÖNETMELKTE DEKLK YAPILMASINA LKN YÖNETMELK TASLAI MADDE 1 01/11/2006 tarihli ve 26333 sayılı Resmi Gazete de yayımlanarak yürürlüe

Detaylı

Metropol Bölge ve Yönetiim

Metropol Bölge ve Yönetiim Metropol Bölge ve Yönetiim Prof.Dr. Nee Kumral Ege Üniversitesi ktisat Bölümü nese.kumral@ege.edu.tr Metropol Bölge ve Yönetiim 1.Metropol Bölge Yönetiiminde Amaç ve lkeler ehirleme hızının artması ile

Detaylı

Fatih Emiral. Deloitte

Fatih Emiral. Deloitte Bilgi güvenlii bilincinin genele yayılması Fatih Emiral Deloitte nsan faktörü bilgi güvenlii programlarındaki en zayıf halka olarak nitelendirilmektedir. Kullanıcılar kasıtlı veya kasıtsız olarak, bilgi

Detaylı

İÇİNDEKİLER EDİTÖR NOTU... İİİ YAZAR LİSTESİ... Xİ

İÇİNDEKİLER EDİTÖR NOTU... İİİ YAZAR LİSTESİ... Xİ İÇİNDEKİLER EDİTÖR NOTU... İİİ YAZAR LİSTESİ... Xİ BİRLEŞMİŞ MİLLETLER GÜVENLİK KONSEYİ NİN SURİYE KRİZİNDEKİ TUTUMU... 1 Giriş... 1 1. BM Organı Güvenlik Konseyi nin Temel İşlevi ve Karar Alma Sorunu...

Detaylı

Dousan Boru Sanayi ve Ticaret A.. 30.09.2009 Tarihli Faaliyet Raporu. irket Merkezi Erzincan Sivas Karayolu 14 Km Pk 74 Erzincan

Dousan Boru Sanayi ve Ticaret A.. 30.09.2009 Tarihli Faaliyet Raporu. irket Merkezi Erzincan Sivas Karayolu 14 Km Pk 74 Erzincan Dousan Boru Sanayi ve Ticaret A.. 30.09.2009 Tarihli Faaliyet Raporu Dousan Boru Sanayi ve Ticaret A.. Ödenmi Sermaye: 11.173.366 YTL. irket Merkezi Erzincan Sivas Karayolu 14 Km Pk 74 Erzincan Sayfa No:

Detaylı

Eitim-Öretim Yılında SDÜ Burdur Eitim Cansevil TEB

Eitim-Öretim Yılında SDÜ Burdur Eitim Cansevil TEB 2005-2006 Eitim-Öretim Yılında SDÜ Burdur Eitim Cansevil TEB 2005-2006 ETM-ÖRETM YILINDA SDÜ BURDUR ETM FAKÜLTES GSE BÖLÜMÜ MÜZK ETM ABD DA OKUMAKTA OLAN 2, 3 VE 4. SINIFLARIN DEVAMLILIK ZLEYEN DERSLERDE

Detaylı

DI TCARET HADLERNDEK DEMN CAR LEMLER DENGES VE GSYH ÜZERNE ETKLER (1987-2006)

DI TCARET HADLERNDEK DEMN CAR LEMLER DENGES VE GSYH ÜZERNE ETKLER (1987-2006) DI TCARET HADLERNDEK DEMN CAR LEMLER DENGES VE GSYH ÜZERNE ETKLER (-2006) Zafer YÜKSELER Danıman 10 Austos 2007 1. Giri: hracat ve ithalat fiyat endekslerindeki farklı deiimler, yıllar itibariyle dı ticaret

Detaylı

a b e f g h i SHOG NED R?

a b e f g h i SHOG NED R? 9 8 7 6 5 4 3 2 1 a b c d e f g h i SHOG NEDR? SHOG, Japonya da yaklaık 20 milyon kiinin oynadıı bir oyundur. Hedefleri, karı tarafın ah ını tuzaa düürmek olan iki oyuncu arasında oynanan bir zihinsel

Detaylı

Avrupa Konseyi Proje No EC/1062

Avrupa Konseyi Proje No EC/1062 Avrupa Konseyi Proje No EC/1062!"#$ Projenin Adı Proje Alanı Türkiye de Yolsuzluun Önlenmesi çin Etik (TYEC) Türkiye Projenin Balangıç Tarihi 30 Kasım 2007 Finansman Avrupa Komisyonu (%90) ve Avrupa Konseyi

Detaylı

! " #$!" ## #! " $ $ # $ %%%! &' % ()! &'

!  #$! ## #!  $ $ # $ %%%! &' % ()! &' !"#$!" #$ %!" ### $$ %%%!&' ()!&' $% &%'#& $ $()*+"" $%#,(-"./$ &(*(%*#0#"121"314*11"1"/5 %$#%%0#"3% )"$*#%! *#&% '" #*#6)#" $**)%& "( * ""+"'", - +./ 01"(23 4' 5 6"""/" 4 78 9!+"&,'* : ;'

Detaylı

Giri. Yabancı, bugün gelen ve yarın giden deil; bugün gelen ve yarın kalandır. (Simmel)

Giri. Yabancı, bugün gelen ve yarın giden deil; bugün gelen ve yarın kalandır. (Simmel) Uluslararası Sosyal Aratırmalar Dergisi The Journal of International Social Research Cilt: 8 Sayı: 37 Volume: 8 Issue: 37 Nisan 2015 April 2015 www.sosyalarastirmalar.com Issn: 1307-9581 ULUS AIRI GÖÇ

Detaylı

RAN SLÂM CUMHURYET ANKARA BÜYÜKELÇS SAYIN FROOZ DAWLATABAD LE RÖPORTAJ. Kırmızı Çizgi dergisinde yayımlanan bu röportajı

RAN SLÂM CUMHURYET ANKARA BÜYÜKELÇS SAYIN FROOZ DAWLATABAD LE RÖPORTAJ. Kırmızı Çizgi dergisinde yayımlanan bu röportajı RAN SLÂM CUMHURYET ANKARA BÜYÜKELÇS SAYIN FROOZ DAWLATABAD LE RÖPORTAJ Kırmızı Çizgi dergisinde yayımlanan bu röportajı Sayın Büyükelçi, futbolu sever misiniz? Evet, fıtrî bir oyundur... Seyretmekten holanırım.

Detaylı

Bu dönemde daha önce belirttiim gibi yatırımlarımızla ilgili almı olduumuz kararlarımızın yanı sıra;

Bu dönemde daha önce belirttiim gibi yatırımlarımızla ilgili almı olduumuz kararlarımızın yanı sıra; BORYAD / Aralık 2009 1. 2009, finansal anlamda fırtınalı bir yıldı. Kısaca iecam ın 2009 yılını deerlendirebilir misiniz? Öncelikli konularınız neler oldu, kârlılık hedefleriniz de büyük amalar görüldü

Detaylı