YERLEK OLAN VE OLMAYAN ALELERDE ÇOCUK STSMARI YAYGINLIININ NCELENMES

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "YERLEK OLAN VE OLMAYAN ALELERDE ÇOCUK STSMARI YAYGINLIININ NCELENMES"

Transkript

1 T.C. EGE ÜNVERSTES SOSYAL BLMLER ENSTTÜSÜ PSKOLOJ ANA BLM DALI YERLEK OLAN VE OLMAYAN ALELERDE ÇOCUK STSMARI YAYGINLIININ NCELENMES YÜKSEK LSANS TEZ Ayla ÇALARIRMAK Danıman: Prof. Dr. eyda AKSEL ZMR, 2006

2 ÖNSÖZ Tez çalımamın her aamasında benden bilgi, deneyim ve desteini esirgemeyen çok deerli tez danımanım, Sayın Prof. Dr. eyda AKSEL e gönülden teekkür ederim. Tezimi hazırlarken benden yardımını esirgemeyen Ar. Gör. Sevgili Türkan YILMAZ IRMAK a ve verilerimin analizinde bilgisi ve destei nedeniyle Ar. Gör. Seda DURAL a teekkürü bir borç bilirim. Tezimi hazırlarken verdii psikolojik destekle bana moral ve motivasyon kazandıran Yrd. Doç. Dr. Gülgün MEE ye de teekkür ederim. Ayrıca beni yetitirip büyüten, tez çalımam esnasında benden ilgi ve desteini esirgemeyen, beni yüreklendiren, sabır, anlayı ve hogörüleri nedeniyle deerli aileme de çok teekkür ederim. Ayla ÇALARIRMAK zmir ii

3 ÇNDEKLER Sayfa No ÖNSÖZ...ii ÇNDEKLER...iii TABLOLAR LSTES...vi GR... 1 I.BÖLÜM KURAMSAL ÇERÇEVE VE KONUYLA LGL YAPILMI ARATIRMALAR I. 1- nsan Geliimi ve Ekoloji I.2- Ekolojik Kuram I.3- Konuyla lgili Yapılmı Aratırmalar I.3.1-Yurt Dıında Yapılan Çalımalar I.3.2- Ülkemizde Yapılan Çalımalar I.3.3- Yurt Dıında Sosyal Destek le lgili Yapılan Aratırmalar I.3.4- Ülkemizde Sosyal Destek le lgili Yapılan Aratırmalar iii

4 II. BÖLÜM Sayfa No YÖNTEM VE UYGULAMA II. 1- Aratırmanın Amaçları II.2-Aratırmanın Önemi II. 3- Sayıllılar II. 4- Aratırmanın Sınırlılıkları II.5- Örneklem II.6- Uygulama II. 7- Veri Toplama Araçları II.7.1- Kiisel Bilgi Formu II.7.2- Çocukluk Örselenme Yaantıları Ölçei II.7.3- Çocuklar çin Sosyal Destek Ölçei II.8- Verilerin Analizinde Kullanılan statistiksel Analizler III. BÖLÜM BULGULAR III. 1- Kiisel Bilgi Formuna likin Bulgular III. 2- Asker ve Sivil Ailelerde Çocuk stismarı ve hmalinin ncelenmesi III. 3- Asker ve Sivil Ailelerde Sosyal Destee likin Bulgular iv

5 IV. BÖLÜM Sayfa No YORUM VE TARTIMA ÖNERLER KAYNAKLAR ÖZGEÇM ÖZET ABSTRACT EKLER EK-1: Uygulamanın Yapılması çin Alınan zin ve Onaylar EK-2: Kiisel Bilgi Formu EK-3: Çocukluk Örselenme Yaantıları Ölçei EK-4: Çocuklar çin Sosyal Destek Ölçei EK-5: ÇÖYÖ nün Altölçeklerinin Ortalama Puan ve Standart Sapma Deerleri EK-6: SDÖ nün Altölçeklerinin Ortalama Puan ve Standart Sapma Deerleri v

6 TABLOLAR LSTES Tablo 1: Asker ve Sivil Aile Çocuklarının Sosyo-Demografik Özelliklerine Göre Sayfa No Daılımları Tablo 2: Asker ve Sivil Aile Çocuklarının Anne-Babaların Sosyo- Demografik Özelliklerine Göre Daılımları Tablo 3: Asker ve Sivil Aile Çocuklarının Anne-Babalarının Sosyo-Demografik Özelliklerine Göre Daılımları Tablo 4: Asker ve Sivil Aile Çocuklarının Annelerinin Eitim Düzeyleri Açısından Karılatırılmaları Tablo 5: Asker ve Sivil Aile Çocuklarının Babalarının Eitim Düzeyleri Açısından Karılatırılmaları Tablo 6: Asker ve Sivil Ailelerin Gelir Düzeyleri Açısından Karılatırılmaları Tablo 7: Örencilerin Çocukluk Örselenme Yaantıları Ölçei ve Altölçeklerinden Elde Ettikleri Ortalama Puan, Standart Sapma ve t-testi Sonuçları Tablo 8: Asker ve Sivil Aile Çocuklarının Hatalı Davranıları Karısında Anne-Baba Tepkilerine Göre Daılımları Tablo 9: Asker ve Sivil Aile Çocuklarının Sorunları Olduunda Anne-Baba Tutumlarına Göre Daılımları vi

7 Sayfa No Tablo 10: Asker ve Sivil Aile Çocuklarının Cinsel çerikli Davranıla Karılama Durumuna Göre Daılımları Tablo 11: Kız ve Erkek Örencilerin ÇÖYÖ ve Altölçeklerinden Elde Ettikleri Puan, Standart Sapma ve T-Testi Sonuçları Tablo 12: Asker ve Sivil Aile Çocuklarının Aile çinde Yaanan Sorunlarını Çözüm Yollarına Göre ki-kare Testi le Karılatırılmaları vii

8 GR stismar, çocuun doduu andan itibaren bulunduu her ortamda (evde, okulda, sokakta ve oyun alanlarında) çeitli nedenlerle karılaabilecei önemli bir toplumsal sorundur. Çocukta büyüme yetersizlii, geliim gerilii yaratması ve yaamı boyunca kalıcı hasarlar bırakması nedeniyle çocuk istismarı, psikoloji ve tıp alanındaki aratırmacıların ilgisini çekmitir. Özellikle son yıllarda yapılan aratırmalarda, çocuk istismarının bireyin psikososyal uyum süreçlerini ve erikinlik çaındaki tutum ve davranılarını olumsuz yönde etkiledii vurgulanmıtır. Çocuun yaına uygun geliim göstermesini engellemesi nedeniyle çocuk istismarının uzmanlarca bilinmesi ve tanılanması, çocuun istismardan korunmasını salaması açısından oldukça önemli bir veri oluturmaktadır. Çünkü çocuk, maruz kaldıı istismar nedeniyle mutsuz, içekapanık, saldırgan, aırı hareketli ve uyumsuz kiilik özellikleri gösterebilmektedir. Bu davranılar, çocuun ruhsal salıının yanı sıra bedensel ve sosyal salıının bozulduunu gösteren önemli ipuçlarıdır. Mevcut çocuk istismarı olguları, meydana gelen olayların bir kısmını yansıtmaktadır. Çünkü çocuklar, maruz kaldıkları istismar sonucunda kendilerini suçlu hissetmeleri ya da korkutulmu olmalarından dolayı yaadıklarını ifade edememektedirler (Avcı ve ark., 1995). Bu durumun bir baka nedeni de doktorların istismar vakalarını tanılamada yetersiz kalmaları ya da konuyla ilgili yeterli bilgiye sahip olmamaları ve istismar olgularının tedavisinde gereken müdahaleleri yapamamalarıdır (Polat, 1997). Ayrıca okulda öretmenlerin, tıp veya adli tıp personelinin ve sosyal hizmet uzmanlarının istismar olgularında yava davranmaları da olguların bildirilmesinde gecikme yaratmaktadır. Bunun yanı sıra konuyla ilgili sorumlu kiilerin, bazı istismar olgularını görmezlikten gelmeleri de pek çok olgunun gözden kaçırılmasına neden olabilmektedir (Polat, 2000). Ayrıca çocuk istismarı, sıklıkla aile içinde geçmesi ve kültürün etkisi nedeniyle gizli kalmaktadır. Toplumumuzda aile içi ilikiler, ailenin mahremiyeti 1

9 nedeniyle tabu gibi görülmekte ve çocua yönelik fiziksel, cinsel, duygusal istismar ve ihmal, aile içinde; aile bireyleri arasında çözülmesi gereken bir konu olarak deerlendirilmektedir (Polat, 2001). Bu duruma sebep olan bir baka etken de Garbarino ya göre, kültürün ve geleneklerin etkisiyle, anne-babanın çocuuna fiziksel güç (ceza) kullanmasının görmezlikten gelinmesidir. Çünkü çocuk, anne-babanın özel bir mülkü olarak görülmektedir. Bu nedenle anne-baba, çocuuna fiziksel güç uyguladıında, bu duruma müdahale edilmemekte ya da anne-babaya psikososyal yardımda bulunulmamaktadır (Akt., Ammermen ve Hersen, 1990). Anne-babası tarafından bedensel ceza (dayak) ile cezalandırılan (fiziksel istismara maruz kalan) bazı çocuklar, içe kapanık davranılar ortaya koyarken, bazı çocuklar da okulda ya da içinde bulundukları ortamdaki akranlarına iddet içerikli davranılarda bulunabilmektedir. Bu yönüyle çocuk, aslında anne-babasına olan öfkesini, onlara gücü yetmedii için kendisinden daha güçsüz bulduu akranına ya da arkadaına yönlendirerek kendisini rahatlatmaktadır. Erikinlik çaına geldiinde de kendi çocuunu döverek adeta çocukluunda yaadıı iddeti çocuunda tekrarlayıp kendi anne-babasına olan kızgınlıını boaltmaktadır. Burada çocuk istismarının örenilen bir davranı olduu ve bireyin içinde bulunduu geliim dönemi ne olursa olsun etkisini koruyarak farklı davranı biçimleriyle kendisini gösterdii dikkati çekmektedir. Nitekim çocukluklarında istismara urayan erikin bireylerin, sevgi temelli iliki kurmada sorun yaadıkları farkedilmitir. Bir bireyle sevgi temelli iliki kurmayı baaramadıkları için kendi çocuklarına sevgi gösterememektedirler. Sevgiden yoksun bu ebeveyn tutumları, bireyin erikinlik döneminde çocuuyla, eiyle ve arkadalarıyla olan ilikilerinde stres yaadıında tek bavurduu problem çözme aracı iddet olmaktadır (Polat, 2000). Çocuk istismarı, tarih boyu görülmü ve 1962 yılında Henry Kempe in Örselenmi Çocuk Sendromu (Battered Child Syndrome) makalesi ile bilimsel çalımalarda ilk kez yerini almıtır. Bazılarına göre, çocuun, dinsel seromoni ve inanç 2

10 dıında kalan ve geliimine yönelik zarar verici her türlü erikin davranıı, çocuk istismarı olarak deerlendirilmektedir. Çocuk istismarı, çocuk ve/ya ergenin reit olma yaına kadar maruz kaldıı, bedeninde ve duygusal yaantısında hasar yaratan, kendisinden sorumlu kii ya da kurumların ortaya koyduu tehlikeli davranılarıdır (Polat, 2001). Bazılarına göre de çocuk istismarı, tipik olarak kiisel sorunlarıyla ba edemeyen ve çevrelerini beenmeyip çevreleriyle iliki kuramayan ebeveynlerin ya da erikin bireylerin, sorunlarını çocuu hırpalayarak yansıtan, çocuun benlik saygısını ve özgüvenini sarsan, çocukta travma sonrası stres tepkilerinin yaanmasına neden olan davranılarıdır (Cortina, 1989). Çocuk istismarı, çocuun fiziksel bakım, beslenme, giyim, temizlik ve tıbbi gereksinimlerinin karılanmaması, çocukla ilgilenilmemesi ve çocuun sevilmemesi nedeniyle beraberinde ihmal olgusunun da incelenmesini gerektirmektedir. hmal de çocuun ruhsal salıını tehdit edici ve telafi edilmesi güç sorunlar yaratması nedeniyle en az istismar kadar zarar verici bir etkiye sahiptir. Bazı aratırmacılar, ihmalin mi yoksa istismarın mı daha fazla zararlı bir etkiye sahip olduu hususunda tereddütlerini sunmulardır. Hangisinin daha az ya da daha çok zararlı bir etkiye sahip olduuna yönelik kesin bir görü bildirilmemitir (Knutson, 1995). Çocuk istismarı, fiziksel, cinsel ve duygusal istismar olmak üzere üç türde görülebilmektedir. Bazılarına göre fiziksel istismar, anne-babanın ya da çocuktan sorumlu erikin bireyin kontrol edemedii hiddetli davranılarını çocua yönelterek çocuun bedeninde (morluk, kızarıklık, kırık ve yanık vb.) hasarlar yaratmasıdır. Cinsel istismar, çocuun cinselliinden yararlanan erikin davranılarını içermesidir (Forwood, 1989). Çocuun hakarete uraması, çocukla alay edilmesi, maruz kaldıı fiziksel ve cinsel istismar sonucunda duyduu üzüntü, utanma, kırgınlık ve küskünlük, çocuun tipik olarak duygusal istismara uradıını göstermektedir ( Knutson, 1995). hmal de çocuun fiziksel ve tıbbi bakımının yapılmaması ya da geciktirilmesi, çocukla ilgilenilmemesi ve çocuun sevilmemesidir (Polat, 2001). 3

11 Çocuk istismarı ve ihmalini yaratan birçok risk faktörü bulunmaktadır. Bu risk faktörleri bu çalımada Ekolojik Kuram çerçevesinde ele alınmıtır. Ekolojik kuramda, salt çocukla ilgili etmenler deil, aile- kültür ile birey- çevre etkileimi de incelenmitir. Buradan hareketle risk faktörleri, çocuk- aile- çevre ve kültür üzerinde odaklanarak ele alınmıtır. Çocuktan kaynaklanan risk faktörlerinin baında, çocuun düük doum aırlıklı, doum anomalisi, özürlü oluu, istenmeyen cinsiyette doması, doumundan sonra kuvöze alınması, ilaç ve oksijenle bakımının yapılması, kronik bir hastalıının olması, kötü beslenmesi, gayrimeru olması ve istenmeyen hamilelik sonucunda doması gelmektedir (Bahçecik ve Kavaklı, 1994; Biçer ve Gökalp, 2004; Knutson, 1995). Çocuun cinsiyetine göre istismara uramasında kültürün önemli bir etkisinin olduuna dair bulgulara rastlanmıtır. Ülkemizde yapılan bazı aratırmalarda, kız çocuklarının, erkek çocuklarından daha çok istismara uradıı bulunmutur (Arı ve ark., 1999). Kırsal kesimde kız çocukları, ev ilerinin yanı sıra tarlada çalıtırılmakta ve çocuk bakımıyla görevlendirilmektedir. Sorumluluklarını yerine getiremediklerinde de fiziksel istismara maruz kalmaktadırlar (Polat, 1997). Batıda ise erkek çocuklarının kız çocuklarına oranla daha çok istismara uradıkları bulunmutur. Kercher ve Mc Shane, 1984 yılında yaptıkları bir aratırmada, Yunanistan da erkek çocuklarının kız çocuklarına oranla daha çok istismara uradıklarını bulmulardır. Gambinet de 1983 de yaptıı aratırmasında benzer sonuçlara ulamıtır: Erkek çocukları (%54.3), kız çocuklarına oranla daha çok fiziksel istismara uramaktadır (Akt., Polat, 2000). Bazı aratırmacılar da çocuk istismarında karde sırası ve karde sayısının etkili olduunu bildirmilerdir. Özellikle ailedeki ilk çocuun, anne-babanın ebeveynlik görevlerindeki deneyimsizlikleri nedeniyle istismara daha çok eilimli oldukları belirtilmitir (Öner, 1996). Ailedeki çocuk sayısı arttıkça annenin bedensel gücü 4

12 zayıfladıı ve kendisini engellenmi olarak hissettii bildirilmitir. Bu durum, anne için stres kaynaı olabilmektedir. Nitekim stres ve engellemelere yol açan etmenleri irdeleyen Sosyolojik Model, ailedeki çocuk sayısının fazlalıının, ailenin ekonomik gücünü zayıflatmasından dolayı aile geçimsizlii yarattıını vurgulamıtır. Böyle bir durumda anne, çocuunun sorunlu davranıları karısında fiziksel cezaya bavurabilmekte ve çocuunu fiziksel istismara maruz bırakabilmektedir (Polat, 1997). Çocuun ne zaman ve hangi durumda ve nasıl bir aile yapısı içinde istismara uradıı açıkça farkedilememektedir. Çünkü istismar, daha çok aile içinde gerçeklemekte ve gizli kalmaktadır. Aile içinde istismarın türleri, tek tek görülebildii gibi birarada da görülebilmektedir. Çocua yönelik fiziksel ve cinsel türdeki istismar tedavi edilse bile yarattıı duygusal hasar, etkisini uzun süre gösterebilmektedir (Kozcu, 1992). Ailenin çocuk için koruyucu bir nitelik taıması gerekirken, çocua yönelik zarar verici davranılarıyla aile, çocuun salıklı geliimini engelledii gibi, çevresiyle de salıklı iliki kurmasını güçletirmektedir. Çünkü çocuun yaamının ilk yıllarında iliki kurduu ve etkileim halinde olduu küçük sosyal birlik ailesidir. Ailenin, çocuun geliimi ve büyümesi için ona psikososyal destek verme, onu her türlü tehlikeden koruma gibi önemli ilevleri vardır. Bu ilevler, aile bireyleriyle özellikle anne-çocuk arasındaki etkileimle gerçeklemektedir ( Gökler, 2002). Ailenin ilevlerini bozan, çocuk istismarı ve ihmaline neden olan çeitli risk faktörleri vardır. Bu faktörlerin baında anne-babanın kiisel özellikleri ve psikopatolojileri gelmektedir. Çocuunu istismar eden anne-babaların, genellikle normal zeka düzeyinde olmasına ramen, kiilik ve ego (güven duygusu eksiklii ve empati kuramama gibi) zayıflıkları olabilmektedir (Okbay ve Polat, 2002). Aile içi iddetin biyolojik nedenini oluturan ebeveyn psikopatolojisi, anne-babanın paranoid, izofreni gibi hastalıklarının ve kiilik bozukluklarının olması, duygusal küntlük, kıskançlık ve kendini toplumdan soyutlama gibi bozukluklar çocuk istismarının görülmesini arttırıcı nedenler arasında sayılmaktadır (Arat, 2005). 5

13 En önemli risk faktörlerinden biri de ebeveynin kendi çocukluklarında istismara uramalarıdır. Yapılan aratırmalar, istismarcı anne-babaların, çocukken istismara maruz kaldıklarını ve bu nedenle kendi çocuklarını istismar etme eiliminde olduklarını ortaya koymutur (Öner, 1996). Çocuk istismarını yaratan aileden kaynaklı bir baka faktör de aile içinde yaanan stresdir. Bunları yaratan etmenler ise, ekonomik koullardaki yetersizlik, ebeveyn isizlii, yoksulluk, borçlanma, konut yetersizlii, ailedeki madde kullanım bozukluu, tek ebeveynlilik ve ailedeki doum sıklıının onsekiz aydan az olmasıdır (Uysal, 1998). Çocuk istismarı ayrıca aile içinde uygulanan katı disiplin sonucunda da ortaya çıkabilmektedir. Bazı anne-babalar, disiplin adı altında, çocuklarına bedensel ceza (dayak) uygulamaktadırlar. Ayrıca bazı ebeveynler de çocua hakaret ederek, çocuu eletirerek ve tehdit ederek duygusal istismara maruz bırakmaktadırlar (Navaro,1988). Çocuk istismarı ve ihmalinin aileye özgü risk faktörlerinden biri de ailenin sosyal destek alarıdır. Ailenin sosyal destek alarını etkileyen etmenlerin baında da göç olgusu gelmektedir. Göç, endüstrilemenin bir sonucu olarak meydana gelmektedir. Endüstrileme ile üç kuaklı geleneksel aile yapısı parçalanmakta ve bu durum, soyutlanmı çekirdek aile yapısının olumasına neden olabilmektedir. Bu yönüyle geleneksel geni aile, endüstriyel sistemin artlarına uyum salayabilmek için çekirdek aileye dönümektedir (Özen,1991). Geleneksel geni aile yapısındaki genç anne-baba, çocuklarının i, eitim ve salık gibi temel ihtiyaçlarını karılayabilmek için ailesinden koparak kente göç etmektedir. Aslında kent hayatı, bu yeni çekirdek aile için stres kaynaıdır. Çünkü köyden kente göç sonunda sosyal güvenlik, ekonomik ve psikolojik sorunlar ortaya çıkabilmektedir. Özellikle konut sorunu (gecekondu yaamı), davranı ve deerlerdeki deiimler sonucu ortaya çıkan sorunlar (isizlik, suç ileme, gençlik sorunları) ile karılaılmaktadır. Göç eden kii ya da aileler, kente ilk geli yıllarında kır ile 6

14 ilikilerini sürdürmekte ve kentle ekonomik bütünlük salandıında da kırla ilikiler zamanla zayıflayıp kopmaktadır ( Özen, 1985). Özellikle endüstrilemi ve gelimi toplumlarda ailelerin, akrabalarından uzakta oturması ve ailelerin sık sık yer deitirmek zorunda kalması, kentlerde komuluk balarının giderek zayıflamaya balaması, onların yalnız yaamalarına neden olabilmektedir. Bu yalnızlıın bedelini daha çok annenin ödedii görülmektedir. Böyle bir durumda annenin yardım ya da destek isteyecei ne bir komusu ne de bir akrabası bulunabilmektedir ( Yörükolu, 2000). Nitekim çocuk istismarını yaratan risk faktörleri arasında, istismara urayan çocuun anne-babasının toplumdan soyutlanmı, çevrelerinden ve akrabalarından destek alamayan erikinler yer almaktadır. Sosyal izolasyon, toplumdan soyutlanmılık sonucu ortaya çıkmaktadır. Bu ekilde yaayan ailelerin, çevreleriyle ilikileri kısıtlı ve sosyal iletiim kaynaklarından yararlanamama gibi özellii vardır (Polat, 1997). Garbarino ve Sherman, 1980 yılında yaptıkları bir aratırmada, ekonomik düzeyleri aynı olan iki grup aileyi incelemiler ve bu ailelerin çevreleriyle olan ilikilerini karılatırmılardır. Çocuuna kötü davranan anne-babaların yalnız kalan, oturdukları çevreyi beenmeyen, kendilerine duygusal destek verecek ve arada sırada da olsa çocuklarına bakacak kimseleri olmayan anne-babalar olduklarını gözlemlemilerdir ( Akt., Okbay ve Polat, 2002). Bazı aratırmalarda, modern toplumlardaki çocuk istismarı ve ihmalini yaratan risk faktörleri arasında ailenin sık sık ev veya i deiiklii ve toplumdan soyutlanarak yaaması bildirilmitir ( Uysal, 1998). Fiziksel istismar gibi cinsel istismara urayan çocuun anne-babasının da toplumdan izole yaayan ya da boanmı anne-baba olduu belirtilmitir (Zeytinolu, 2002). Cinsel istismarın patolojisi olarak aile içinde baskın, koulsuz sözünün tutulmasını isteyen baba ile kapalı aile modeli oluturan ve sosyal izolasyon halinde (aile dıı sosyal ilikilerde kısıtlanma ve zorlanma) yaayan ailelerin olduu vurgulanmıtır (Gökler ve Taner,2004). Finkelhor ise çocuun cinsel istismara 7

15 uramasında ailesinin sosyal izolasyonunun önemli bir risk faktörü olduunu ve bu tip ailelerin izolasyonlarının yoksulluklarından kaynaklandıını belirtmitir. Aratırmacı, ayrıca aile içinde yaanan cinsel istismarın, ailenin izole yaantılarının da etkisiyle aile bireyleri arasındaki rol karmaasının bir yansıması olduunu vurgulamıtır (Akt. Knutson, 1995). Aile izolasyonu ne kadar önemli bir risk faktörü ise ailenin aldıı sosyal destek de o kadar istismarı önleyen nedenler arasında yer almaktadır. Sosyal destein çocuun cinsel istismara uramasını engelleyen önemli bir ba etme mekanizması olduu bildirilmitir. Sosyal destek, ayrıca yaam stresinin üstesinden gelmeyi kolaylatırdıı için aileyi rahatlatıcı bir faktördür (Sorias,1989). Coletta, Critenden ve Rosario ve arkadaları, ebeveynlerin sosyal izolasyonlarını veya kiilerarası ilikilerde yaadıkları zorlukların çocuk istismarı ve ihmalinin etiyolojisine ve önemine dikkat çekmilerdir. Çevreleriyle iliki kurmaktan yani sosyal a desteinden memnun olmayan, arkadalarıyla çok az iliki kuran ya da özel bir arkadaı olmayan ebeveynler için bu durum yaygın bir risk faktörü olup çocuk istismarı ve imaline zemin oluturabilmektedir. Egeland ve arkadaları, çocuk bakımı konusunda yetersiz annelerin saldırgan ve dümanca davranılara kolaylıkla bavurabildiklerini, kendilerini, kızgınlık ve öfke anında durduramadıklarını ve böyle bir durumda yakın arkadalarla iliki kurmanın öfkelerini yenmelerinde olumlu katkı saladıını vurgulamılardır. Ayrıca anne-babaların, sosyal alardan yeterince yararlanamamalarının çocuk üzerinde iki misli etki yarattıı, yetersiz sosyal destek nedeniyle aile içinde salıksız ortamın olutuu ve bunun, olumsuz ebeveyn-çocuk etkileiminin görülmesine kaynaklık ettii belirtilmitir (Akt. Ammerman ve Hersen, 1990). Yurt dıında yapılan bazı aratırmalarda, asker ailelerinde çocuk istismarının sivil ailelere göre daha yaygın olduu bulunmutur. Özellikle asker ailelerinin, kendi aile ve akrabalarından uzakta yaamalarından dolayı kısıtlı sosyal destek imkanına sahip 8

16 oldukları ve bunun da çocuk istismarını yaratan önemli bir risk faktörü olduu vurgulanmıtır. Nitekim çocuk istismarı ve ihmalini yaratan risk faktörleri arasında yer alan sosyal izolasyon bu aratırmanın temel konusudur. Bu aratırmada, ülkemizde sık sık yer deitirmek zorunda kalan ve yerleim yerlerinden uzakta; askeri lojmanlarda yaayan asker ailelerin de bir tür izolasyon konumunda oldukları düünüldüünden, bu ailelerin çocuklarının istismar ve ihmale maruz kalmaları bakımından yerleik düzen halinde yaayan akranlarından farklılaıp farklılamadıının incelenmesi amaçlanmıtır. 9

17 I. BÖLÜM KURAMSAL ÇERÇEVE VE KONUYLA LGL YAPILMI ARATIRMALAR I.1- nsan Geliimi ve Ekoloji Son yıllarda Psikoloji Bilimi nde, insan geliimiyle ilgili görülerin önemli bir yeri bulunmaktadır. nsan geliimi deerlendirildiinde, bireyin, sosyal bir varlık olduu ve bu da içinde yer aldıı toplumla etkileim halinde olmasını saladıı görülmektedir. Bu sayede birey, içinde yer aldıı toplumun kültüründen etkilenmekte ve bu dorultuda gelimektedir. Dolayısıyla insan geliimini deerlendirirken, bireyin toplumuyla ne kadar uyumlu olduuna da dikkat edilmesi gerekmektedir (Gün, 2002). Toplumların birbirinden farklı kültürlere sahip olması, bireylerin, birbirinden farklı geliim gösterebilme olasılıını yaratmaktadır. Bu nedenledir ki ABD ve Avrupa ülkelerinde uzun bir zaman diliminde yapılmı çalımalar, farklı kültürleri ve bunların tarihsel geçmilerini göz ardı ettikleri için bu farklı kültürlere sahip toplumlar arasında birtakım sınırlılıkları da beraberinde getirmitir. Bu sınırlılıklar nedeniyle Geliim Psikolojisi nde yeni aratırma yöntemlerinin arayıına gidilmitir. te bu teorik içerikli arayılar, insan geliimini daha geni kapsamlı ve bütünlükçü bir anlayıla yeni bir kuram oluturarak yeni aratırmalara rehber olmayı hedeflemitir (Gün, 2002). Berker ve Wright, en son 1954 yılında bu yeni yaklaım ve kuramları ele alan aratırmacılar olarak geliim aratırmalarının literatürlerine ekoloji terimini eklemilerdir. Rutter ve Quintuen e göre ekoloji terimini Geliim Psikolojisine dahil eden aratırmacılar, insan davranılarını laboratuvar ortamında incelenmesinin mümkün olamayacaına dair endielerini belirtmilerdir. Ayrıca insanın çevresiyle olan etkileimleri sonucunda geliimini dikkate almayan çalımalarda, insan geliimine bütünlükçü bir bakı açısı gelitirememe riskinden söz etmilerdir (Akt. Gün, 2002). 10

18 Rifleks ve Southwick e göre ekoloji, canlı varlıkların birbirleri ve çevresiyle olan iliki ve etkileimlerinin bilimsel yöntemlerle çalıılmasıdır. Ekoloji, bireyler arasındaki ve topluluklar arasındaki etkileimleri, içinde bulundukları doal ortamlarında incelemekle kalmayıp bu doal ortamların kendi aralarındaki etkileimlerini de ele almaktadır. Bu etkileimler, önce biyolojik düzeyde canlı (insan) ve sonra canlı olmayan (fiziki çevre ve kültür) sistemler üzerinde odaklanarak incelenmektedir (Akt., Gün, 2002). nsan davranılarını ekolojik çerçevede incelemek, karmaık bir durumdur. Çünkü insanların, birbirlerinden yaam tarzları açısından farklılıkları vardır. Bu farklı yaam tarzları, beraberinde kültürel çeitlilii de getirmekte ve dolayısıyla toplumların sosyallemeleri, kültürel evrimleri ve özelliklerini farklılatırmaktadır (Gün, 2002). I.2- Ekolojik Kuram Clouter a göre Ekolojik Kuram, insan geliiminin doal ortamında olutuu ve bu doal ortamıyla kurduu balar ya da ilikiler sonucunda insanın gelitiini savunmaktadır. Bireyleri birbirinden farklı kılan etken ise, bireylerin birbirlerinden farklı ortamlarda etkileim halinde olmaları ve gelimeleridir. Dolayısıyla laboratuar ortamında insan davranıını ve geliimini açıklamak, insan geliiminin ekolojisini göz ardı etmek anlamına gelmektedir. Bu nedenle ekolojik kuramı savunan yazarlar, insan geliimini görmezlikten gelen aratırmacılara karı çıkmaktadırlar (Akt., Gün, 2002). Berker ve Wright tan sonra Ekolojik Kuramı ele alan, gelitiren ve bu kuramın savunucusu olan aratırmacı Bronfenbrenner dir. Bronfenbrenner a göre ekolojik kuram, birey geliip büyüdüü ortamla etkileim halinde bulunmaktadır. Bu sayede birey, çevresini de deitirmekte ve bu deien çevreyle uyum halinde yaamaktadır. Muss ve Atasoy, ekolojik kuramın bu tanımını da u üç önemli noktaya dikkat çekerek açıklamaktadır: Birincisi, gelimekte olan insan, büyüme sürecindeyken kendisini ekillendirmekte ve çevresini deitirmektedir. kincisi, birey, büyümesi esnasında çevresiyle etkileim halinde olmakta ve birey çevreyi, çevre de bireyi karılıklı olarak 11

19 birbirini etkilemektedir. Son olarak da geliimin olutuu tek bir çevre bulunmamaktadır.yani bu çevreden daha büyük ve bu çevrenin dıında kalan çevreler de bulunmaktadır (Akt., Gün, 2002). Ekolojik kuramda, anne-baba çocuk arasındaki etkileim, karılıklı ilikiler sistemi olarak ele alınmaktadır. nsan geliimi için birey ve sosyal çevre sistemlerinin iç içe geçii incelenmektedir. Gelien bireyin, çevresiyle dengeli ve uyumlu etkileim halinde olduu; bireyin çevreyi, çevrenin de bireyi deitirdii bildirilmektedir (Kaıtçıbaı, 1993). Bu kuramda, aile, bireylerinden birinin deiimiyle dier bireylerin deiimine yol açan ve çevreyle ilikileri olan bir sistem olarak deerlendirilmektedir. Bu sistemler, karılıklı olarak birbirini etkilemekte ve birbirinin ihtiyaçlarını karılamaktadır. Eer bu sistemlerden birinin fonksiyonlarında bozulma meydana gelirse, dier sistemin ihtiyacını karılamada sıkıntılar ya da çatımalar ortaya çıkmaktadır (Mara ve Winton, 2001). Belsky, Brofonbrenner in görülerinden yola çıkarak ekolojik kuramı gelitirmi ve çocuk çevre etkileimlerini etkileyen sosyal balamlardaki çocuk istismarını incelemitir. Bu sosyal balamları, çocuun doduu andan itibaren içinde yer aldıı sosyal ortamlar olarak adlandırmı ve bunu da kategorilendirmitir. Özellikle herhangi bir sosyal balamın, kendisinden daha geni sosyal balama zemin oluturduu; herhangi bir sosyal balamdaki çocuk istismarının dier sosyal balamda da görülebileceini veya etkisini gösterebileceini vurgulamıtır. Bu balamlar, dört kategoride sunulmutur (Akt. Scannapieco, 2005): 1-Ontojenik Geliim: stismarcı ailelerin, çocukluk hikayelerini incelemektedir. Bu incelemenin amacı, istismarcı anne-babanın geçmilerinde karılatıkları istismar öykülerini deerlendirmektir. stismarcı anne-babaların yalnız ve yetersiz çocukluk dönemleri ve maruz kaldıkları çocuk istismarı ve ihmallerini, kendi çocuklarına da 12

20 uyguladıklarının altı çizilmitir. Anne-babaların bu geliimsel hikayeleri, mikrosistem ya da eksosistemde karılaılan istismarın önceden hazırlayıcısı olabilmektedir. Cicchetti ve Bornett nin 1999 da yaptıkları bir aratırmada, istismar ve ihmale uramı çocukların, sıklıkla salıksız anne-çocuk etkileimi nedeniyle uyumsuz davranılar ortaya koyduklarını bulmulardır. Çocuun bu uyumsuz davranıları, ileride yaayacaı etkileimleri hakkında ipucu vermektedir. Bunlar, sadece kendi çocuklarını istismar ve ihmal etmekle kalmayıp i ve sosyal çevrelerinde de salıklı ilikiler kuramayacaklardır ( Akt., Scannapieco, 2005). Scannapieco (2005), Ontojenik Geliim basamaından sonra sırasıyla dier sosyal balamlar olan mikrosistem ve eksosistemi ele almıtır Aaıda mikrosistem ve eksosistem açıklanmaktadır. 2- Mikrosistem: Anne-baba ve çocuk özelliklerinin etkili olduu aile sistemini içeren ve çocuk istismarı yaratan yakın ilikileri içeren sosyal balamdır. Bu balamda, ebeveyne çocua ve aileye özgü çocuk istismarının özellikleri incelenmektedir. Ebeveyne Özgü Çocuk stismarı Özellikleri: Çocuunu istismar eden annebabalar, etmeyen anne-babalar ile karılatırıldıklarında, istismar uygulayan ebeveynlerin çocuklarından memnun olmadıkları ve onlardan sürekli ikayetçi oldukları; çocuk büyütmede zorlanma yaadıkları ve çocukluklarında da istismar ve ihmale uradıkları belirtilmektedir. Ayrıca bu ebeveynlerin sosyal izolasyonları da onların tipik özellikleri arasında yer almaktadır. Annenin aile içinde iddete maruz kalması, anne-çocuk etkileimini olumsuzlatıran ve annenin çocuunu fiziksel istismar uygulama olasılıını arttıran bir faktör olarak deerlendirilmektedir. Çocua Özgü Çocuk stismarı Özellikleri: Çocuk prematüre domu ise bu, onun istismara uramasında etkili bir faktördür. Ayrıca çocuun görünümünün annebabasının houna gitmemesi, fiziksel ve zihinsel özürü, istismar için hazırlayıcı etkenlerdendir. 13

21 Aile Sistemine Özgü Çocuk stismarı Nedenleri: Bir aile içinde, çocuk-ebeveyn etkileimi, birinin dierine verdii yanıtla gerçeklemektedir. Eer birinde stres yaanıyorsa bu, dierini daha çok etkilemektedir. Çocuun sadece kendisinden kaynaklanan nedenlerden dolayı deil; anne-babasından kaynaklanan nedenlerin de etkisiyle istismar ve ihmali yaaması mikrosistemdeki önemli noktalardan biridir. Çünkü anne-babalar, çocuun yarattıı stresli anlarda zorlanma yaamakta ve tahammül sınırları zayıflamaktadır. 3-Eksosistem: Birey ve ailenin daha geni bir sosyal çevre içinde ilikide olduu formal ve formal olmayan yapıları içermektedir. Aile içindeki iki temel yapı arasındaki etkileimden yola çıkarak mikrosistemlerin birbirleriyle olan ilikileri kastedilmektedir. ve çevre üzerinde odaklanarak, dier sosyal yapılar ele alınmaktadır. Okul ve formal olmayan destek aları, sosyo-ekonomik düzey ve sosyal servislerdir. Bu balam, ayrıca Brofonbrenner in üzerinde durduu eksosistem yapılar arasındaki etkileimleri ve birbirine balı olan yapıları karılatıran Mezosistem i içermektedir. Eksosistemin birçok görünümü, çocuk istismarıyla ilikilendirilmitir. Örnein, yoksulluk ve sosyo-ekonomik düzey, çocuk istismarının balıca risk faktörleri arasında yer almaktadır. Özellikle yoksulluk, annenin çevresiyle iliki kurmasını ve çevresinden sosyal destek almasını engellemektedir. Ailenin toplumla az temasta bulunması, onların ebeveynlik becerilerini gelitirmelerinde baarısızlık yaamalarına da neden olabilmektedir. Ayrıca ebeveynlerin, stresli anlarında sosyal destek alamamaları, onların stresini arttırabilmektedir. Dolayısıyla ailenin sosyal destek alarından yararlanmaması, çocuk istismarını yaratan balıca risk faktörlerindendir. Özellikle fiziksel istismar uygulayan annelerin, çevreleriyle kısıtlı iliki kurdukları, gerek aile bireyleriyle gerekse toplumuyla oldukça az etkileim halinde oldukları belirtilmektedir. 4- Makrosistem: Çocuun ve ailesinin politik, ekonomik ve demografik gibi yaam kalitesini etkileyen etkenlerden olumaktadır. Bireyin ait olduu toplumdaki 14

22 sosyal ilikileri, çalıma biçimleri, ekonomik ve politik sistemlerine ekil veren kültür ve ideolojiyi kapsamaktadır (Gün, 2002). Çocuk istismarı açısından makrosistem, toplumca çocua yönelik fiziksel ceza ve iddetin kabul edilmi olmasının makrosistemin altında yer alan mikrosistemlerdeki sıklıkla görülebilme gerçeini ifade etmektedir. Eer bir toplumda çocuk disiplini için fiziksel cezanın gerekli olduuna dair bir inanç sözkonusuysa o toplumda, çocuk istismarının görülme olasılıı artmaktadır. Örnein, Park ın 2001 yılında yaptıı bir aratırmada, Koreli anne-babalar, çocuk disiplini için bedensel cezanın gerekli olduuna dair inançlarını belirtmilerdir. Bu inanç, çocuun içinde yer aldıı toplumda istismara maruz kalmasına zemin oluturmaktadır (Scannapieco, 2005). Bronfenbrenner (1977 ve 1979), ekolojik kuramda insan geliiminin sosyal kültürel deerlerden etkilendiine ve ebeveyn çocuk arasındaki etkileimlere dikkat çekmitir. Konuyla ilgili olarak Garbarino ve arkadaları (1992), aile yaamının sosyal çevreye kapalı oluunun ve bu açıdan ailelerin sosyal destek kaynaklarından yararlanmayıının, onların sosyal izolasyonlarını arttırdıını ifade etmitir. Bu durum, çocuk istismarının aratırılmasında üzerinde durulması gereken önemli bir deiken olmaktadır. Ailenin sosyal alarının aileye olan etkisi vurgulanmıtır. Bu da ailenin arkadaları, akrabaları, komularından ve içinde bulundukları toplum ve kültürden ne kadar etkilendiini ve bunlardan da ebeveyn çocuk arasındaki ilikinin kalitesini ortaya koyduunu göstermektedir. Garbarino ve arkadaları (1988) na göre, aile- çevre arasındaki kısıtlı balantılar, aile içinde olumsuz etkileimlerin artmasına ve bu da çocuk istismarı ve ihmali açısından potansiyel risk faktörlerinin olumasına neden olabilmektedir. Çünkü ailenin çevresine olan kapalılıı, aile içinde yaanan sorunlarını giderebilmesi ya da ailedeki bireylerinin sıkıntıları tolore edebilmesi için çevresinden sosyal destek bulmasını kısıtlamaktadır. Bu nedenledir ki ebeveyn çocuk arasındaki ilikilerin kurulabilmesi için ailenin çevresi ile etkileim halinde bulunması çok önemlidir (Akt., Gracia ve Musitu, 2003). 15

23 Kısaca Ekolojik Kuram, Belsky nin Bronfenbrenner ın insan geliimi açısından sosyal baların ebeveyn- çocuk arasındaki etkileimlerine olan etkisi görüüne dayanarak çocuk istismarını yaratan risk faktörlerini de kapsayan geni bir kuramdır. Bu yönüyle ekolojik kuram, çocuk istismarında etkili olan sosyal destek yoksunluunun, ebeveyn- çocuk etkileiminde yarattıı olumsuzlukları ve aile içi streslerin nedenlerini kapsamlı olarak ele almaktadır. Örnein, çocuk yetitirme konusunda yetersiz olan anne-babaların, çevresinden yardım almamaları, çocuun yarattıı stres süresi boyunca yaadıkları zorlanma nedeniyle çocuuna fiziksel istismarda bulunma olasılıkları yüksek olacaktır. Bu kuram açıkça, birey- çevre etkileimini olumsuzlatıran ve çocuk istismarında etkili olan risk faktörlerini ele almaktadır. (Akt., Ammermen ve Hersen, 1990). I.3- Konuyla lgili Yapılan Aratırmalar Yaamın herhangi bir anında görülen çocuk istismarının sadece kendi toplumumuzda deil, dier toplumlarda da görülme sıklıı son yıllarda artmıtır. Yasalarla yasaklanmasına ve Çocuk Hakları Sözlemesi nde de çocuun istismardan korunması ve çocuk istismarının önlenmesi ile ilgili maddelerin kabul edilmesine ramen çocuk istismarı birçok toplumda görülen önemli bir sorundur. Yapılan aratırmalarda çocuk istismarı ve ihmalinin, farklı deikenlerle olan ilikisi incelenmitir. Çocuk istismarı ve ihmalinin olumasında sosyo-ekonomik düzey, cinsiyet, ailedeki çocuk sayısının fazlalıı, ebeveynin çocukken istismara urama, algılanan anne-baba kabul-red tutumları ve sosyal destek yoksunluunun etkili olduu bulunmutur. Bu bölümde çocuk istismarı ve ihmali ile ilgili çalımalar, yurt dıında ve ülkemizde yapılan aratırmalar olmak üzere ikiye ayrılarak incelenmitir. 16

24 I. 3.1-Yurt Dıında Yapılan Aratırmalar: Yurt dıında çocuk istismarı ile ilgili yapılan aratırmalarda, ülkemizde yapılan aratırmalarla benzer bulgular elde edilmitir. Örnein, ebeveynlerin çocukluklarında yaadıkları fiziksel istismar nedeniyle çocuklarına fiziksel istismar uyguladıkları bulunmutur. Benzer ekilde ei tarafından iddet gören kadınların çocuklarına fiziksel istismarda bulundukları tespit edilmitir. Ülkemizde yapılan bazı aratırmalarda olduu gibi, kız çocuklarının erkek çocuklara oranla daha fazla fiziksel ve cinsel istismara maruz kaldıkları kaydedilmitir. Giordino (2005), aile içi iddet ile fiziksel çocuk istismarı arasındaki ilikiyi inceledii aratırmasında, ei tarafından iddete maruz kalan annelerin, çocuklarını fiziksel istismara maruz bıraktıklarını bulmutur. Amerikan toplumunda her yıl milyon kadının aile içi iddete maruz kaldıı ve bunlardan %30 - %59 unun çocuunu fiziksel istismara maruz bıraktıı belirtilmitir. Aratırmacı, özellikle bu annelerin disiplin adı altında çocuklarına bedensel ceza verdiklerini ve bu cezaların da tıbbi müdahale gerektiren darp ve yaralanmalara neden olduunu bildirmitir. Newmark (2000), kız ve erkek ergenlerde görülen yeme bozukluklarının nedenlerini aratırdıında, çocukken fiziksel ve cinsel istismara maruz kalmanın önemli etkisinin olduunu bulmutur. Geni yapılı beden yapısının bu ergenler için fiziki güç kaynaı gibi algılandıı, bozuk bedensel yapının istismarcı üzerinde caydırıcı etki yarattıına inandıkları kaydedilmitir. Ayrıca yeme bozukluu gösteren ergenler, düük düzeyde aile içi ilikilerinin olduunu, anne-babaları tarafından bakımlarının geciktirildiini ve ebeveynleri tarafından korunup gözetilmediklerini (ihmale maruz kaldıklarını) bildirmilerdir. Cinsiyet ile cinsel istismar arasındaki iliki incelendiinde, cinsel istismara maruz kalan kadınların oranının %23, erkeklerin ise oranının % 16 olduu bulunmutur. Her iki cinsiyetteki erikinlerin, sekiz yaından önce cinsel istismara maruz kaldıkları kaydedilmitir (Finkelhor, 1990). 17

25 Çocuklukta yaanan çocuk istismarı ve ihmali ile yeme bozukluu ruhsal salık arasındaki ilikinin incelendii bir aratırmada, 58 obesite erkek ve 282 obesite kadından oluan örneklemde, katılımcılara aratırmacılar tarafından gelitirilmi bir anket ile Çocukluk Örselenme Yaantıları Ölçei uygulanmıtır. Katılımcıların %69 unun çocuk istismarı ve ihmaline maruz kaldıı tespit edilmitir. Bunlardan %46 sı duygusal istismar, %29 u fiziksel istismar, %32 si cinsel istismar, %49 u duygusal ihmal, %31 i fiziksel ihmale maruz kaldıklarını bildirmilerdir. Kadınlardan beklendiinden daha fazla duygusal istismar yanıtları alınmıtır. Elde edilen bulgular arasında fiziksel istismar, duygusal istismar ve duygusal ihmale maruz kalanların depresyon belirtilerini ortaya koydukları ve düük benlik saygısına sahip oldukları bulunmutur (Grilo, Masheb, Brady, Martindale ve Rotschild, 2005). Ruhsal ve bedensel hastalıklar ile riskli davranılar ve çocuk istismarı ve ihmali arasındaki ilikiyi incelemek amacıyla bir yıllık izleme çalıması boyunca HIV virüsü taıyan 506 hasta üzerinde yapılan bir çalımada, çocuklukta yaanan istismar yaantılarıyla ilgili Çocukluk Yaantıları Ölçei uygulanmıtır. Elde edilen bulgular, beklenenin çok üstünde istismar türlerini ortaya koymutur. Hastalardan %41 inin cinsel istismar, %38 inin duygusal istismar, %27 sinin duygusal ihmal, %30 unun fiziksel istismar, %50 sinin de fiziksel ihmale maruz kaldıklarını ve %79 unun da madde baımlısı oldukları saptanmıtır. Çocuklukta yaanan istismarın, hastalardaki riskli davranıların görülmesinde etkili olduu bulunmutur (Thornton, Veikly, Hollifield, Ruiz, Skipper ve Hawkins, 2005). Depresyon ve madde kullanım bozukluu tanısı alan bir grup annenin, çocuklukta yaanan istismar arasındaki ilikinin incelendii bir çalımada, yüz yüze yapılan görümelerin yanı sıra Çocukluk Örselenme Yaantıları Ölçei uygulanmıtır. Madde kullanım bozukluu ve depresyon tanısını alan annelerin, çocukluunda istismara maruz kaldıkları tespit edilmitir (Farkas, Meeyoung, Minners ve Singer, 2004). 18

26 I Ülkemizde Yapılan Çalımalar Ülkemizde yapılan aratırmalarda, çocuk istismarı ve türlerinin deiik deikenlerle olan ilikisi incelenmitir. Bu deikenler, sosyo-ekonomik düzey, çocuun cinsiyeti, çocukluunda istismara maruz kalma, ruhsal salık sorunları ve okul baarısı eklinde çeitlilik göstermektedir. Özellikle bu deikenler (çocuun cinsiyeti dıında) ile çocuk istismarı arasında anlamlı ilikiler saptanmıtır. Çocuun cinsiyeti açısından çocuk istismarı arasındaki iliki incelendiinde, bazı aratırmalarda kız çocuklarının daha çok aile içi ortamlarda, erkek çocuklarının ise daha çok aile dıı ortamlarda istismara maruz kaldıı belirtilmitir. Ruhsal salıı bozuk olan genç bireylerin, çocukluunda istismara maruz kaldıkları bildirilmitir. Maruz kaldıkları istismarın, türü ne olursa olsun yaadıkları duygusal istismarla izlerini taıdıkları vurgulanmıtır. Sosyo-ekonomik düzey ile çocuk istismarı arasındaki iliki incelendiinde alt, orta ve üst sosyo-ekonomi düzeydeki anne-babaların çocuklarına fiziksel istismarda bulundukları ve haftada en az bir kez çocuklarını dövdükleri tespit edilmitir (Tercan, 1995). Sosyo-ekonomik düzey ile çocuk istismarı arasındaki ilikiyi inceleyen bir baka aratırmada, üst gelir grubundaki anne-babaların, dier gelir grubundaki anne-babalara oranla daha az fiziksel cezaya bavurdukları bulunmutur. Ayrıca anne-babaların eitim düzeyleri yükseldikçe, çocuklarına daha ılımlı ve baskın olmayan disiplin uyguladıkları saptanmıtır (Özdemir, 1989). Çocuuna fiziksel istismarda bulunan annelerin, çocukluklarında da fiziksel istismara maruz kaldıkları ve halen de ei tarafından dayak yedikleri bulunmutur (Sucaklı, 2003). Einden dayak yiyen annelerin sıklıkla çocuklarına fiziksel istismarda bulundukları, çocuklarının da buna balı olarak problem davranılar ortaya koydukları tespit edilmitir (Uz, 1989). Ana sınıfı çocukları üzerinde fiziksel istismarı tanımlamak amacıyla yapılan bir aratırmada, özellikle çocuuna fiziksel istismarda bulunan annebabalar, bu tutumlarının geçmilerinde maruz kaldıkları iddetin etkisiyle ortaya çıktıını belirtmileridir. Yapılan bu aratırmada dayak, anne-babalar tarafından olması 19

27 gereken bir disiplin aracı olarak deerlendirilmitir (Erol, 2004). Çocuk veya ergenin cinsiyeti ile fiziksel istismara maruz kalması arasındaki iliki incelendiinde, evde fiziksel cezaya maruz kalanların % 52 sinin erkek, % 48 inin kız olduu bulmutur. Fiziksel cezaya maruz kalan ergenlerin intihara teebbüs oranının cezalandırılmayanlara göre iki kat fazla olduu tespit edilmitir. Cezalandırılan ergenlerin karde sayısının fazla olduu da kaydedilmitir (Bilgin ve ark., 2004). Bu aratırma sonucunun aksini ortaya koyan bir baka aratırmada ise kız çocuklarının, erkek çocuklarına göre daha çok fiziksel istismara maruz kaldıkları bulunmutur. Kız çocuklarının 12 yaından önce ve evde, erkek çocuklarının ise daha çok ev dıı ortamlarda fiziksel istismara maruz kaldıkları tespit edilmitir (Yavuz, Atan, atamer ve Gölge, 2003). Bir grup ergenin çocukluunda fiziksel istismara uramaları ile intihar giriimi, kendine fiziksel zarar verme ve dissosyatif yaantıları arasındaki iliki incelendiinde, çocukluunda fiziksel istismara maruz kalan ergenlerin, intihara giriim davranıları (%10.1) ile kendilerine zarar veren davranılarda bulunmaları (%21.4) dikkat çekici boyutta bulunmutur. Özellikle kendine zarar veren örencilerin daha çok dissosyatif belirtiler gösterdii tespit edilmitir. Aile içinde istismara maruz kalan ergenlerin, okulda sıklıkla davranı problemleri ortaya koydukları kaydedilmitir (Zorolu, Tüzün, ar, Öztürk, Kara ve Alyanak, 2001). Kozcu ve Zeytinolu (1989), fiziksel istismarla ilgili bazı tutumların incelenmesi ve buna tanık olanlardan alınan bilgilerle istismarcının bazı özelliklerini belirlemek amacıyla yaptıkları bir çalımada, 767 denee fiziksel istismarla ilgili görüleri ve tanık oldukları olayların özellikleri bireysel görümeler aracılııyla sorulmutur. Deneklerden %59 u son bir yıl içinde fiziksel istismara tanık olmamılardır. Çocuun iddetli bir biçimde dövülmesinde herhangi bir kimsenin hakkının olup olmadıı sorulmu; %73 ü hiç kimsenin hakkı olmadıını, %15 i ailenin, %9 u ise bazı baka yetikinlerin çocuu iddetli bir biçimde dövebilme hakkının olması gerektiini savunulmutur. Deneklerin eitim düzeyleri yükseldikçe, çocuun 20

28 iddet görmesinin yararlı olmadıı görüü anlamlı bulunmutur. Kız çocuklarına göre erkek çocuklarının daha çok aile dıındaki bireyler tarafından fiziksel istismara maruz kaldıkları tespit edilmitir. Kızların istismar edilmesine tanık olanlar, olaya anında müdahale etmilerdir. Adli makamlara yansıyan çocukların cinsel istismar vakaları incelendiinde, cinsel istismara maruz kaldıını belirten çocukların %68 i 12 yaından küçük ve bunların da %60 ının kız olduu görülmütür. stismarcıların %80 i çocuun tanıdıı kiilerdir. Bunlar, ailenin komuları (%36), tanıdıkları (%26), aynı evde birlikte oturmadıkları akrabaları (%16) ve yabancılar (%22) eklinde sıralanmıtır. Olgular, daha çok alt gelir grubuna sahip olup annelerin eitim düzeylerinin daha çok ilkokul mezunu (%76), babaların da ilkokul (%64) mezunu oldukları tespit edilmitir. Olguların davranı bozukluu göstermedikleri, ancak cinsel istismara maruz kalmamı akran gruplarına göre daha çok davranı sorunlarını ortaya koydukları bulunmutur (Tırtıl, 2001). Çocuklukta yaanan cinsel istismarın türü, etkileri ve aile yapısı arasındaki iliki bir grup üniversite örencisi üzerinde incelenmi ve u bulgular elde edilmitir. Cinsel istismarla karılama olasılıı, %20.9 dur. Türleri ise u ekilde sıralanmaktadır: Açıkseçik konuma %26.8, tehircilik %29.2, cinsel ilikiye ahit olma %12.3, röntgencilik %12.3 ve dokunma %23.9 dur. Cinsel istismar ile aile yapısı arasında iliki incelendiinde de, ailelerden %10.7 sinin yakın akraba ve komularıyla ilikilerinin bozuk olduu ve çocukluktaki olumsuz anne-baba ilikileri tüm taciz (cinsel istismar) türlerinde özellikle ya grubunda anlamlı olduu bulunmutur. Aile üyelerinin birbirleri ve komuları ile iletiim bozukluunda ise çocukların anlamlı derecede tehir ve dokunsal (taciz) istismara uradıkları görülmütür. Açık-seçik konuma, daha çok iletiim bozukluu ile anlamlılık göstermitir (Gürok, Bahçecik, Yıldız ve Gülçiçek, 1999). Yüksel (1993), yılları arasında bir psikiyatr kliniine bavuran 29 kadın, 2 erkek toplam 31 hastadan alınan çocukluk çaı insest öykülerini incelemitir. nsest ilikileri u ekilde sıralanmıtır: Baba-kız insesti (n=20), aabey-karde (n=4), 21

29 amca-dayı (n=5), amcaolu (n=1) ve dede (n=1) dir. nsestin madurları daha çok kız (n=29) çocuklarıdır. nsest, altı yaın altında balayıp ergenlik döneminde sonlanmıtır. istismarcı, cinsel istismarın yanı sıra fiziksel istismarda da bulunmutur. Aileler, geleneksel aile yapısına sahip olup babaların düzenli bir ii vardır. Annelerin ise kızlarıyla duygusal iletiimi olmadıı, olayı örendiklerinde de inkar etme yönünde davranılar ortaya koyduu belirtilmitir. Yaanan cinsel istismar, fiziksel istismar gibi beraberinde duygusal istismarı da getirmektedir. Çünkü aynı zamanda duygusal açıdan da istismara maruz kalınmaktadır. Bu nedenle duygusal istismarın etki süresi, dier istismar türlerine göre daha uzun olmaktadır. Duygusal yaantıda meydana gelen bu olumsuzluklar, bireyin kiilik özelliklerini ve okul baarısını dorudan etkilemektedir. Okul baarısı ile algılanan ebeveyn kabul-red tutumları arasındaki ilikinin incelendii bir çalımada, okulda baarılı olan örencilerin ebeveynlerinden kabul tutumu algıladıkları tespit edilmitir. Ebeveyni tarafından red tutumu algılayan çocukların okul baarılarının düük olduu bulunmutur. Ayrıca algılanan ebeveyn kabul veya reddin, çocuun psikolojik uyum salamasında etkili olduu bildirilmitir. Bu bulguların, Rohner ın Ebeveyn Kabul-Red Kuramını destekledii belirtilmitir (Yener, 2005). Ergenlerin algıladıkları duygusal istismar ve ihmal düzeyleri ile benlik algısı ve kaygı düzeyleri arasındaki ilikinin incelendii bir aratırmada, ergenlerin duygusal istismar ve ihmal düzeyleri arttıkça benlik algısı düzeylerinin azaldıı, genel kaygı düzeylerinin de arttıı bulunmutur (Savi, 2006) Taksim Çocuk Evi nde kalan kız çocukları üzerinde yapılan bir aratırmada, yurtta kalan 36 kız çocuuna psikososyal destek çalımalarının ilk adımı olarak tarama anketi uygulanmı ve bunun deerlendirmesi yapılmıtır. Elde edilen bulgular, kız çocuklarının %29 unun aile içi geçimsizlie, %22 sinin aile içi iddete, %26 sının cinsel istismara, %87 sinin fiziksel iddete, %89 unun ihmale, %70 inin 22

30 duygusal istismara maruz kaldıklarını ortaya koymutur (Yücel, 2006). Bir grup üniversite örencisi üzerinde, duygusal istismar ve genel ruh salıı arasındaki ilikinin incelendii bir aratırmada ise ebeveynleri tarafından yüksek istismara maruz kaldıını ifade eden gençler, ruhsal salık sorunlarının olduunu belirtmilerdir. Bu sonucun, duygusal istismarın uzun süreli zararlı etkileri olduunu savunan aratırmaları destekledii belirtilmitir. Ayrıca bu aratırmada, genel ruh salıı düzeyleri ile algılanan anne kabul-red boyutu arasındaki iliki incelenmi ve bu iki grup puanı arasında anlamlı iliki saptanmıtır ya arasında anneleri tarafından reddedildiklerini anımsayan gençlerin ruh salıı puanları yükselmi ve elde edilen bu sonuç, gençlerin, anneleri tarafından kabul edildiklerini algılayan gençlere göre ruhsal salık sorunlarının daha fazla olduu eklinde deerlendirilmitir. Kabul-Red Ölçeinde istenmeme ya da kabul edilmeme algısını ifade eden gençlerin, kendilerini yüksek düzeyde duygusal istismara maruz kaldıklarını hissettikleri de aratırma bulguları arasında yer almaktadır (Kozcu, 1992). Üniversite örencilerinde, çocukluk travmaların depresif belirtileri üzerine etkisini belirlemek amacıyla, yaları 17 ile 33 arasında olan 378 üniversite örencisine, Beck Depresyon Ölçei, Çocukluk Örselenme Yaantıları Ölçei ile örencilerin sosyodemografik özelliklerini tespit etmek için aratırmacılar tarafından gelitirilen anket formu uygulanmıtır. Çocukluk çaındaki istismar yaantıları ile depresif özellikler arasında iliki bulunmutur. Çocukluunda istismara urayan örencilerin depresif belirti düzeyinin yüksek olduu aratırma bulguları arasında yer almıtır (Bostancı, Albayrak, Balolu ve Çoban, 2006). Ergenlik Döneminde evlenen kızlar, evlenmeyen kızlarla sosyo-demografik özellikler, çocukluk istismar yaantıları, aile sorunları ve kimlik geliimleri açısından karılatırılmılardır. Yaları arasıda olan 40 ı evli, 58 i bekar genç kıza ençlik Dönemindeki Aile Sorunlarını Deerlendirme Ölçei, Çocukluk Örselenme Yaantıları Ölçei, Benlik Kimlii Ölçei ve aratırma için gelitirilen Görüme Formu uygulanmıtır. Elde edilen bulgular arasında, ergenlik döneminde evlenen kızların, 23

31 evlenmeyen kızlardan daha çok fiziksel istismar, duygusal istismar ve ihmal algıladıkları ve aile sorunu yaadıkları yer almıtır. Kimlik geliimleri açısından iki grup karılatırıldıında ise evlenmeyen kızların baarılı kimlik, evlenen kızların ise baımlı kimlik puan ortalamalarının daha yüksek olduu bulunmutur (Mandacı, 2002). Yaanan duygusal istismarın ruh salıı üzerinde bozucu etki yarattıı yapılan aratırmalarda tespit edilmitir. Ayrıca çocuun okul baarısını, anne-baba tarafından red tutumunun algılanmasının bireyin tüm yaam süreçlerinde etkisini koruması ve ergenin benlik algısı gibi önemli deerlerini olumsuz etkilemesi açısından duygusal istismarın önlenmesi ve çocuk veya ergenin duygusal istismardan korunması gerekmektedir. I.3.2- Yurt Dıında Yapılan Sosyal Destek le Çocuk stismarı Arasındaki likiyi nceleyen Aratırmalar Yurt dıında sosyal destek ile çocuk istismarı arasında ilikiyi inceleyen aratırmalar yapılmıtır. Sosyal destek ile annelik görevlerini yerine getirebilme, fiziksel ve cinsel istismara uramı annelerin annelik davranıları arasındaki ilikiyi inceleyen aratırmaların yapıldıı görülmütür. Bu aratırmalarda sosyal destein, insan yaamını kolaylatıran ve ruhsal rahatlamayı salayan yönü olduu ve çocuk istismarının görülme olasılıını azalttıı vurgulanmıtır. Sosyal destein, çocuun fiziksel ve cinsel istismara uramasının engellemesinde, annelerin çocuk yetitirme tutumlarında ve annelik görevlerini yerine getirmesinde olumlu etkilerinin olduu bulunmutur (Beaman, 1997; Gibson ve Hartshone, 1996). Annelerin, içinde bulundukları çevreyi tehlikeli bulmaları nedeniyle yeterince sosyal destek bulamadıkları ve buna balı olarak da aile içinde çocuklarının yarattıı gerilim karısında toleranslarının zayıf olduu ve kolaylıkla çocuklarını fiziksel istismara maruz bıraktıkları belirtilmitir (Coulton, Korbin ve Su, 1999; Ceballo ve Mc Loyd, 2002). 24

OTSTK ÇOCUKLARIN ALELERNE YÖNELK GRUP REHBERL NN ANNE BABALARIN DEPRESYON VE BENLK SAYGISINA ETKS

OTSTK ÇOCUKLARIN ALELERNE YÖNELK GRUP REHBERL NN ANNE BABALARIN DEPRESYON VE BENLK SAYGISINA ETKS Bu aratırma 2005 yılında 1. Uluslararası zmir Özel Eitim ve Otizm Sempozyumu'nda poster bildiri olarak sunulmutur. OTSTK ÇOCUKLARIN ALELERNE YÖNELK GRUP REHBERL NN ANNE BABALARIN DEPRESYON VE BENLK SAYGISINA

Detaylı

ENGELL ÇOCUU OLAN ALELERN SOSYAL DESTEK ÖRÜNTÜLER VE BUNUN PSKOLOJK SALIK LE L KS. Uzm. Psk. Arzu YURDAKUL* Uzm. Psk. Alev GRL *

ENGELL ÇOCUU OLAN ALELERN SOSYAL DESTEK ÖRÜNTÜLER VE BUNUN PSKOLOJK SALIK LE L KS. Uzm. Psk. Arzu YURDAKUL* Uzm. Psk. Alev GRL * Bu aratırma 1998 yılında 10. Ulusal Psikoloji Kongresinde sunulmu ve lkıık Dergisi Mart 1999 sayısında yayınlanmıtır. NGLL ÇOCUU OLAN ALLRN SOSYAL DSTK ÖRÜNTÜLR V BUNUN PSKOLOJK SALIK L L KS Özet Uzm.

Detaylı

EL PARMAKLARINA DEERLER VEREREK KOLAY YOLDAN ÇARPMA ÖRETM YÖNTEMYLE ZHN ENGELL ÖRENCLERE ÇARPIM TABLOSU ÖRETM UYGULAMASI

EL PARMAKLARINA DEERLER VEREREK KOLAY YOLDAN ÇARPMA ÖRETM YÖNTEMYLE ZHN ENGELL ÖRENCLERE ÇARPIM TABLOSU ÖRETM UYGULAMASI Bu aratırma 2005 yılında 1. Uluslararası zmir Özel Eitim ve Otizm Sempozyumu'nda poster bildiri olarak sunulmutur. EL PARMAKLARINA DEERLER VEREREK KOLAY YOLDAN ÇARPMA ÖRETM YÖNTEMYLE ZHN ENGELL ÖRENCLERE

Detaylı

GÜNCEL GELMELER IIINDA LKÖRETM: MATEMATK-FEN-TEKNOLOJ-YÖNETM

GÜNCEL GELMELER IIINDA LKÖRETM: MATEMATK-FEN-TEKNOLOJ-YÖNETM KTAP NCELEMES GÜNCEL GELMELER IIINDA LKÖRETM: MATEMATK-FEN-TEKNOLOJ-YÖNETM Editörler: Arif Altun ve Sinan Olkun Orhan KARAMUSTAFAOLU Yrd.Doç.Dr., Amasya Üniversitesi, Eitim Fakültesi, Dekan Yrd., AMASYA

Detaylı

OTSTK ÇOCUKLARDA TEACCH PROGRAMININ GELMSEL DÜZEYE ETKS: OLGU SUNUMU

OTSTK ÇOCUKLARDA TEACCH PROGRAMININ GELMSEL DÜZEYE ETKS: OLGU SUNUMU Bu aratırma 2005 yılında 1. Uluslararası zmir Özel Eitim ve Otizm Sempozyumu'nda poster bildiri olarak sunulmutur. OTSTK ÇOCUKLARDA TEACCH PROGRAMININ GELMSEL DÜZEYE ETKS: OLGU SUNUMU Psk. Deniz VARIR

Detaylı

ÜNVERSTELERN GÜZEL SANATLAR ETM BÖLÜMÜ MÜZK ETM ANABLM/ANASANAT DALI BRNC SINIF ÖRENCLERNN KSEL PROFLLER *

ÜNVERSTELERN GÜZEL SANATLAR ETM BÖLÜMÜ MÜZK ETM ANABLM/ANASANAT DALI BRNC SINIF ÖRENCLERNN KSEL PROFLLER * ÜNVERSTELERN GÜZEL SANATLAR ETM BÖLÜMÜ MÜZK ETM ANABLM/ANASANAT DALI BRNC SINIF ÖRENCLERNN KSEL PROFLLER * Ara.Gör.Ilgım KILIÇ *1924-2004 Musiki Muallim Mektebinden Günümüze Müzik Öretmeni Yetitirme Sempozyumu

Detaylı

Sosyo-Ekonomik Gelimilik Aratırması

Sosyo-Ekonomik Gelimilik Aratırması Giri Sosyo-Ekonomik Gelimilik Aratırması Taner Kavasolu Devlet Planlama Tekilatı Kalkınma Planlarımızda, ülke corafyasında ve kesimler arasında dengeli bir gelime salanması hedefi, ülke ekonomisi için

Detaylı

II. Ara tırmanın Amacı III. Ara tırmanın Önemi

II. Ara tırmanın Amacı III. Ara tırmanın Önemi Uluslararası Sosyal Aratırmalar Dergisi The Journal of International Social Research Cilt: 7 Sayı: 34 Volume: 7 Issue: 34 www.sosyalarastirmalar.com Issn: 1307-9581 ETKL OKUL-ÇEVRE LKSNDE ALENN KATKISINA

Detaylı

SVAS L MERKEZNDE BULUNAN LKÖRETM ÇAINDAK ÇOCUKLARIN AIZ D SALII DURUMU VE ALIKANLIKLARININ BELRLENMES

SVAS L MERKEZNDE BULUNAN LKÖRETM ÇAINDAK ÇOCUKLARIN AIZ D SALII DURUMU VE ALIKANLIKLARININ BELRLENMES SVAS L MERKEZNDE BULUNAN LKÖRETM ÇAINDAK ÇOCUKLARIN AIZ D SALII DURUMU VE ALIKANLIKLARININ BELRLENMES DETERMINING ORAL HEALTH CONDITION AND HABITS OF PRIMARY SCHOOL STUDENTS IN CENTRAL SVAS Ör.Gör. Dr.

Detaylı

ÖRETMEN ADAYLARININ ALGILADIKLARI LETM BECERS DÜZEYLERNN NCELENMES

ÖRETMEN ADAYLARININ ALGILADIKLARI LETM BECERS DÜZEYLERNN NCELENMES Ahi Evran Üniversitesi Kırehir Eitim Fakültesi Dergisi (KEFAD) Cilt 8, Sayı 1, (2007), 123-135 123 ÖRETMEN ADAYLARININ ALGILADIKLARI LETM BECERS DÜZEYLERNN NCELENMES Mehmet Arif ÖZERBA Gazi Üniversitesi

Detaylı

OTSTK BR OLGUNUN DUYGULARI ANLAMA VE FADE ETME BECERSNN KAZANDIRILMASINA YÖNELK DÜZENLENEN KISA SÜREL BR E TM PROGRAMININ NCELENMES

OTSTK BR OLGUNUN DUYGULARI ANLAMA VE FADE ETME BECERSNN KAZANDIRILMASINA YÖNELK DÜZENLENEN KISA SÜREL BR E TM PROGRAMININ NCELENMES Bu aratırma 005 yılında 1. Uluslararası zmir Özel Eitim ve Otizm Sempozyumu'nda poster bildiri olarak sunulmutur. OTSTK BR OLGUNUN DUYGULARI ANLAMA VE FADE ETME BECERSNN KAZANDIRILMASINA YÖNELK DÜZENLENEN

Detaylı

FEN BLGS, SOSYAL BLGLER VE SINIF ÖRETMENL ÖRENCLERNN BLGSAYAR DERSNE YÖNELK TUTUMLARI

FEN BLGS, SOSYAL BLGLER VE SINIF ÖRETMENL ÖRENCLERNN BLGSAYAR DERSNE YÖNELK TUTUMLARI Ahi Evran Üniversitesi Kırehir Eitim Fakültesi Dergisi (KEFAD) Cilt 8, Sayı 1, (2007), 115-122 115 FEN BLGS, SOSYAL BLGLER VE SINIF ÖRETMENL ÖRENCLERNN BLGSAYAR DERSNE YÖNELK TUTUMLARI Hayati ÇAVU Yüzüncü

Detaylı

SINIF ÖRETMEN ADAYLARININ NTERNET KULLANIMINA LKN TUTUMLARININ DEERLENDRLMES

SINIF ÖRETMEN ADAYLARININ NTERNET KULLANIMINA LKN TUTUMLARININ DEERLENDRLMES Ahi Evran Üniversitesi Kırehir Eitim Fakültesi Dergisi (KEFAD) Cilt 8, Sayı 1, (2007), 209-222 209 SINIF ÖRETMEN ADAYLARININ NTERNET KULLANIMINA LKN TUTUMLARININ DEERLENDRLMES Erturul USTA Ahi Evran Üniversitesi,

Detaylı

ÖZ YETERLLK (SELF-EFFCACY) KAVRAMI ÜZERNE Tülin ACAR

ÖZ YETERLLK (SELF-EFFCACY) KAVRAMI ÜZERNE Tülin ACAR ÖZ YETERLLK (SELF-EFFCACY) KAVRAMI ÜZERNE Tülin ACAR Öz yeterlik (self efficacy) Bandura nın Sosyal Örenme Kuramı nda dikkati çeken bir kavramdır. Öyleyse nedir öz yeterlilik? Öz Yeterlilik Bandura ya

Detaylı

ÜNVERSTE ÖRENCLERNN ÇEVRE DUYARLILIKLARININ NCELENMES

ÜNVERSTE ÖRENCLERNN ÇEVRE DUYARLILIKLARININ NCELENMES ! "#$#%$#%&$#' #$$ ÜNVERSTE ÖRENCLERNN ÇEVRE DUYARLILIKLARININ NCELENMES Ar. Gör. Burcu ÇABUK Ankara Üniversitesi Eitim Bilimleri Fakültesi lköretim Bölümü Okulöncesi Eitim Anabilim Dalı Öretim Elemanı

Detaylı

Eğitim Tarihleri: 5-6/ 11 /2016 ve / 11 /2016 (2 hafta Cumartesi ve Pazar toplam: 32 saat) Eğitim Ücreti: 400 TL + KDV (Öğrencilere %25 indirim

Eğitim Tarihleri: 5-6/ 11 /2016 ve / 11 /2016 (2 hafta Cumartesi ve Pazar toplam: 32 saat) Eğitim Ücreti: 400 TL + KDV (Öğrencilere %25 indirim Eğitim Tarihleri: 5-6/ 11 /2016 ve 12-13 / 11 /2016 (2 hafta Cumartesi ve Pazar toplam: 32 saat) Eğitim Ücreti: 400 TL + KDV (Öğrencilere %25 indirim uygulanmaktadır.) Katılımcı Sayısı: 50 kişi ile sınırlıdır.

Detaylı

T.C. ÇUKUROVA ÜNVERSTES SOSYAL BLMLER ENSTTÜSÜ ETM BLMLER ANABLM DALI

T.C. ÇUKUROVA ÜNVERSTES SOSYAL BLMLER ENSTTÜSÜ ETM BLMLER ANABLM DALI T.C. ÇUKUROVA ÜNVERSTES SOSYAL BLMLER ENSTTÜSÜ ETM BLMLER ANABLM DALI ÇATIMA ÇÖZME ETM PROGRAMININ ORTAÖRETM DOKUZUNCU SINIF DÜZEYNDEK ÖRENCLERN ÇATIMA ÇÖZME BECERLERNE ETKS Zeliha UYSAL YÜKSEK LSANS TEZ

Detaylı

GÜZEL SANATLAR ETM BÖLÜMÜ ÖRENCLERNN OKUL DENEYM I DERSNE YÖNELK LGLER VE BEKLENTLER **

GÜZEL SANATLAR ETM BÖLÜMÜ ÖRENCLERNN OKUL DENEYM I DERSNE YÖNELK LGLER VE BEKLENTLER ** GÜZEL SANATLAR ETM BÖLÜMÜ ÖRENCLERNN OKUL DENEYM I DERSNE YÖNELK LGLER VE BEKLENTLER ** Yrd.Doç.Dr. Gürsan SARAÇ * **1924-2004 Musiki Muallim Mektebinden Günümüze Müzik Öretmeni Yetitirme Sempozyumu Bildirisi

Detaylı

Uluslararası Sosyal Aratırmalar Dergisi. The Journal of International Social Research. Cilt: 7 Sayı: 31 Volume: 7 Issue: 31

Uluslararası Sosyal Aratırmalar Dergisi. The Journal of International Social Research. Cilt: 7 Sayı: 31 Volume: 7 Issue: 31 GR LK ANALZ LE ÖRENCLERN TEKNOLOJ VE TASARIM DERS TUTUMLARI ATTITUDE OF TECHNOLOGY AND DESIGN COURSE OF STUDENTS WITH GREY RELATION ANALYSIS Necla TEKTA * Mihriban AYDIN ** Öz Bu aratırmada; 2006-2007

Detaylı

BURSA DA GÖREV YAPAN MÜZK ÖRETMENLERNN ULUDA ÜNVERSTES ETM FAKÜLTES GÜZEL SANATLAR ETM BÖLÜMÜ MÜZK ETM ANABLM DALI LE LETM VE ETKLEM

BURSA DA GÖREV YAPAN MÜZK ÖRETMENLERNN ULUDA ÜNVERSTES ETM FAKÜLTES GÜZEL SANATLAR ETM BÖLÜMÜ MÜZK ETM ANABLM DALI LE LETM VE ETKLEM BURSA DA GÖREV YAPAN MÜZK ÖRETMENLERNN ULUDA ÜNVERSTES ETM FAKÜLTES GÜZEL SANATLAR ETM BÖLÜMÜ MÜZK ETM ANABLM DALI LE LETM VE ETKLEM Dr. Ayhan HELVACI *1924-2004 Musiki Muallim Mektebinden Günümüze Müzik

Detaylı

EVLLK LKSNDE ENGELL ÇOCUA SAHP OLMANIN ROLÜ. Dr. Mustafa ÖZEKES *, Uzm. Psi. Alev GRL *, Uzm. Psi. Arzu YURDAKUL * Psi.

EVLLK LKSNDE ENGELL ÇOCUA SAHP OLMANIN ROLÜ. Dr. Mustafa ÖZEKES *, Uzm. Psi. Alev GRL *, Uzm. Psi. Arzu YURDAKUL * Psi. Bu aratırma 1998 yılında 10. Ulusal Psikoloji Kongresinde sunulmutur. EVLLK LKSNDE ENGELL ÇOCUA SAHP OLMANIN ROLÜ Dr. Mustafa ÖZEKES *, Uzm. Psi. Alev GRL *, Uzm. Psi. Arzu YURDAKUL * Psi. Murat SARISOY*

Detaylı

Esrar kullanımı dengeleniyor, gençler arasında gördüü rabetin azaldıına dair belirtiler var

Esrar kullanımı dengeleniyor, gençler arasında gördüü rabetin azaldıına dair belirtiler var YILLIK RAPOR 2007: ÖNEML NOKTALAR AB uyuturucu raporunun ilettii olumlu mesajlar, uyuturucuya balı ölümlerin yüksek düzeyi ve artan kokain kullanımıyla gölgeleniyor (22.11.2007, LZBON AMBARGO 10.00 CET)

Detaylı

Uluslararası Sosyal Aratırmalar Dergisi

Uluslararası Sosyal Aratırmalar Dergisi Uluslararası Sosyal Aratırmalar Dergisi The Journal of International Social Research Cilt: 7 Sayı: 33 Volume: 7 Issue: 33 www.sosyalarastirmalar.com Issn: 1307-9581 SOKAKTA YAAYANLARA YÖNELK SOSYAL SORUMLULUK

Detaylı

Yöntem Ara tırma Modeli Evren ve Örneklem Veri Toplama Aracı Verilerin Analizi Bulgular

Yöntem Ara tırma Modeli Evren ve Örneklem Veri Toplama Aracı Verilerin Analizi Bulgular Uluslararası Sosyal Aratırmalar Dergisi The Journal of International Social Research Cilt: 8 Sayı: 38 Volume: 8 Issue: 38 Haziran 2015 June 2015 www.sosyalarastirmalar.com Issn: 1307-9581 ÖRETMENLK UYGULAMASI

Detaylı

Uluslararası Sosyal Aratırmalar Dergisi

Uluslararası Sosyal Aratırmalar Dergisi Uluslararası Sosyal Aratırmalar Dergisi The Journal of International Social Research Cilt: 7 Sayı: 33 Volume: 7 Issue: 33 www.sosyalarastirmalar.com Issn: 1307-9581 FARKLI SPOR BRANINDAK ÜNVERSTE ÖRENCLERNN

Detaylı

Eitim-Öretim Yılında SDÜ Burdur Eitim Cansevil TEB

Eitim-Öretim Yılında SDÜ Burdur Eitim Cansevil TEB 2005-2006 Eitim-Öretim Yılında SDÜ Burdur Eitim Cansevil TEB 2005-2006 ETM-ÖRETM YILINDA SDÜ BURDUR ETM FAKÜLTES GSE BÖLÜMÜ MÜZK ETM ABD DA OKUMAKTA OLAN 2, 3 VE 4. SINIFLARIN DEVAMLILIK ZLEYEN DERSLERDE

Detaylı

ÖRETM ELEMANLARININ TÜKENMLK DÜZEYLER LE SOSYODEMOGRAFK DEKENLER ARASINDAK LK

ÖRETM ELEMANLARININ TÜKENMLK DÜZEYLER LE SOSYODEMOGRAFK DEKENLER ARASINDAK LK ÖRETM ELEMANLARININ TÜKENMLK DÜZEYLER LE SOSYODEMOGRAFK DEKENLER ARASINDAK LK RELATIONSHIP BETWEEN BURNOUT LEVEL AND SOCIO-DEMOCRAPHIjC VARIABLES OF ACADEMICIANS Engin GEZER * Fatih YENEL ** Hasan AHAN

Detaylı

HZMET ÖNCES TÜRKÇE ÖRETMENLERNN ÖRETMEYE YÖNELK ENDELER CONCERNS OF PROSPECTIVE TEACHERS OF TURKISH ON TEACHING

HZMET ÖNCES TÜRKÇE ÖRETMENLERNN ÖRETMEYE YÖNELK ENDELER CONCERNS OF PROSPECTIVE TEACHERS OF TURKISH ON TEACHING HZMET ÖNCES TÜRKÇE ÖRETMENLERNN ÖRETMEYE YÖNELK ENDELER CONCERNS OF PROSPECTIVE TEACHERS OF TURKISH ON TEACHING Derya YAYLI 1 Sevil HASIRCI 2 Özet Öretmenler hizmet öncesi dönemden balayarak öretmeye yönelik

Detaylı

E iddeti Öyküsüyle Adli Tıp Kurumu Adana ube Müdürlüü ne Bavuran Olguların ncelenmesi

E iddeti Öyküsüyle Adli Tıp Kurumu Adana ube Müdürlüü ne Bavuran Olguların ncelenmesi ORJNAL ARATIRMA / ORIGINAL RESEARCH. E iddeti Öyküsüyle Adli Tıp Kurumu Adana ube Müdürlüü ne Bavuran Olguların ncelenmesi THE EVALUATION OF INTIMATE VIOLENCE CASES ATTENDED TO ADANA BRANCH OF COUNCIL

Detaylı

Bu model ile çalımayı öngören kuruluların (servis ve içerik salayıcılar),.nic.tr sistemi ile uyumlu, XML tabanlı yazılım gelitirmeleri gerekmektedir.

Bu model ile çalımayı öngören kuruluların (servis ve içerik salayıcılar),.nic.tr sistemi ile uyumlu, XML tabanlı yazılım gelitirmeleri gerekmektedir. .tr alan adlarını tescili, 1991 yılından itibaren, Türkiye'yi ilk olarak nternet'e balayan Üniversitemiz bünyesinde devam etmektedir. Bu kapsamda, bugün itibarı ile, toplam yaklaık 70,000 adet.tr uzantılı

Detaylı

Aratırma Koordinatörü: Prof. Dr. Faruk en. Hazırlayanlar: Gülay Kızılocak Cem entürk Dr. Martina Sauer

Aratırma Koordinatörü: Prof. Dr. Faruk en. Hazırlayanlar: Gülay Kızılocak Cem entürk Dr. Martina Sauer Download von www.bteu.de / Avrupali Türk Isadamlari Birligi Hannover / TAM Vakfi Yayinlari!" #"# Aratırma Koordinatörü: Prof. Dr. Faruk en Hazırlayanlar: Gülay Kızılocak Cem entürk Dr. Martina Sauer Bu

Detaylı

OKUL ÖNCES ÖRETMENLERNN ETM PROGRAMLARINI PLANLANMA VE UYGULAMADA KARILATIKLARI GÜÇLÜKLERN NCELENMES

OKUL ÖNCES ÖRETMENLERNN ETM PROGRAMLARINI PLANLANMA VE UYGULAMADA KARILATIKLARI GÜÇLÜKLERN NCELENMES OKUL ÖNCES ÖRETMENLERNN ETM PROGRAMLARINI PLANLANMA VE UYGULAMADA KARILATIKLARI GÜÇLÜKLERN NCELENMES A STUDY ON THE DIFFICULTIES FACED BY PRESCHOOL TEACHERS IN THE PLANNING AND IMPLEMENTATION Doç. Dr.

Detaylı

Giri. Yabancı, bugün gelen ve yarın giden deil; bugün gelen ve yarın kalandır. (Simmel)

Giri. Yabancı, bugün gelen ve yarın giden deil; bugün gelen ve yarın kalandır. (Simmel) Uluslararası Sosyal Aratırmalar Dergisi The Journal of International Social Research Cilt: 8 Sayı: 37 Volume: 8 Issue: 37 Nisan 2015 April 2015 www.sosyalarastirmalar.com Issn: 1307-9581 ULUS AIRI GÖÇ

Detaylı

BOLU ANADOLU GÜZEL SANATLAR LSES ÖRENCLERNN ÖSS VE ÖZEL YETENEK SINAVLARINA YÖNELK KAYGILARI ***

BOLU ANADOLU GÜZEL SANATLAR LSES ÖRENCLERNN ÖSS VE ÖZEL YETENEK SINAVLARINA YÖNELK KAYGILARI *** BOLU ANADOLU GÜZEL SANATLAR LSES ÖRENCLERNN ÖSS VE ÖZEL YETENEK SINAVLARINA YÖNELK KAYGILARI *** Yrd. Doç. Dr. Nilgün SAZAK* Yrd. Doç. Dr. A. Serkan ECE** ***1924-2004 Musiki Muallim Mektebinden Günümüze

Detaylı

DUYGUDURUM VE ANKSYETE BOZUKLUKLARINDA PANK-AGORAFOBK SPEKTRUMUN VE ERKN AYRILMA ANKSYETESNN KOMORBDTES VE ETKLER

DUYGUDURUM VE ANKSYETE BOZUKLUKLARINDA PANK-AGORAFOBK SPEKTRUMUN VE ERKN AYRILMA ANKSYETESNN KOMORBDTES VE ETKLER T.C. EGE ÜNVERSTES SOSYAL BLMLER ENSTTÜSÜ Psikoloji Anabilim Dalı DUYGUDURUM VE ANKSYETE BOZUKLUKLARINDA PANK-AGORAFOBK SPEKTRUMUN VE ERKN AYRILMA ANKSYETESNN KOMORBDTES VE ETKLER DOKTORA TEZ Müge ALKAN

Detaylı

KOÇ ÜNVERSTES SOSYAL BLMLER (KÜSB) KULÜBÜ TÜZÜÜ

KOÇ ÜNVERSTES SOSYAL BLMLER (KÜSB) KULÜBÜ TÜZÜÜ KOÇ ÜNVERSTES SOSYAL BLMLER (KÜSB) KULÜBÜ TÜZÜÜ YAPI Madde 1. Koç Üniversitesi Sosyal Bilimler Kulübü, kısa adıyla K.Ü.S.B., Koç Üniversitesi örenci kulüpleri tüzüüne balı ve Koç Üniversitesi örencilerinin

Detaylı

MATEMATK ÖRETMNDE BULMACA ETKNLNN ÖRENC BAARISINA ETKS

MATEMATK ÖRETMNDE BULMACA ETKNLNN ÖRENC BAARISINA ETKS MATEMATK ÖRETMNDE BULMACA ETKNLNN ÖRENC BAARISINA ETKS THE EFFECT OF PUZZLE EXPERINCE TO THE STUDENTS SUCCESS IN MATHS TEACHING Yrd.Doç.Dr. EMN AKKAN ÖZET Bu çalımanın amacı; bulmaca etkinliinin, ilköretim

Detaylı

GENÇLERN YALI BREYLERE KARI TUTUMU ATTITUDES TOWARDS ELDERLY OF YOUNGS Yasemin UCUN* Sevinç MERSN** Emine ÖKSÜZ***

GENÇLERN YALI BREYLERE KARI TUTUMU ATTITUDES TOWARDS ELDERLY OF YOUNGS Yasemin UCUN* Sevinç MERSN** Emine ÖKSÜZ*** Uluslararası Sosyal Aratırmalar Dergisi The Journal of International Social Research Cilt: 8 Sayı: 37 Volume: 8 Issue: 37 Nisan 2015 April 2015 www.sosyalarastirmalar.comissn: 1307-9581 GENÇLERN YALI BREYLERE

Detaylı

ADAY ÖRETMENLERDE ÖFKE * Emine BABAOLAN ** ÖZET

ADAY ÖRETMENLERDE ÖFKE * Emine BABAOLAN ** ÖZET ADAY ÖRETMENLERDE ÖFKE * Emine BABAOLAN ** ÖZET Aday öretmenlerin yeni bir i ve sosyal çevreye uyum salama sürecinde, karılatıkları sorunlardan dolayı engellenmeleri ve bunların sonucunda öfke duygusunu

Detaylı

Avrupa da Uyuturucu imdi Her Zamankinden Daha Ucuz

Avrupa da Uyuturucu imdi Her Zamankinden Daha Ucuz 2006 YILLIK RAPORU: UYUTURUCU FYATLARINDA DÜÜ, YAKALAMALARDA ARTI Avrupa da Uyuturucu imdi Her Zamankinden Daha Ucuz (23.11.2006, LZBON) Avrupa Uyuturucu ve Uyuturucu Baımlıı zleme Merkezi (EMCDDA), bugün

Detaylı

ETK LKELER BANKACILIK ETK LKELER

ETK LKELER BANKACILIK ETK LKELER ETK LKELER Türkiye Bankalar Birlii tarafından hazırlanan ve Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu nun 15 Haziran 2006 tarih ve 1904 sayılı kararlı ile yayımlanan Bankacılık Etik lkeleri Bankamız tarafından

Detaylı

TÜRKÇE ÖRETMEN ADAYLARININ KONUMA KAYGILARINA LKN BR NCELEME A STUDY ON SPEECH ANXIETY OF TURKISH LANGUAGE TEACHER CANDIDATES Esra LÜLE MERT

TÜRKÇE ÖRETMEN ADAYLARININ KONUMA KAYGILARINA LKN BR NCELEME A STUDY ON SPEECH ANXIETY OF TURKISH LANGUAGE TEACHER CANDIDATES Esra LÜLE MERT Uluslararası Sosyal Aratırmalar Dergisi The Journal of International Social Research Cilt: 8 Sayı: 7 Volume: 8 Issue: 7 Nisan 015 April 015 www.sosyalarastirmalar.com Issn: 107-9581 TÜRKÇE ÖRETMEN ADAYLARININ

Detaylı

EK-4 ÖZGEÇM!" Derece Alan Üniversite Yıl. Görev Unvanı Görev Yeri Yıl

EK-4 ÖZGEÇM! Derece Alan Üniversite Yıl. Görev Unvanı Görev Yeri Yıl 1. Adı Soyadı :Gülümser SERTBA" 2. Do#um Tarihi: 21/11/1950 3. Unvanı: Yrd. Doc. 4. Ö#renim Durumu: Doktora EK-4 ÖZGEÇM!" Derece Alan Üniversite Yıl Lisans Klinik Hem$ireli#i Ege Ün.Yük.Hem. Okulu 1974

Detaylı

Uluslararası Sosyal Aratırmalar Dergisi The Journal of International Social Research Volume: 3 Issue: 14 Fall 2010

Uluslararası Sosyal Aratırmalar Dergisi The Journal of International Social Research Volume: 3 Issue: 14 Fall 2010 Uluslararası Sosyal Aratırmalar Dergisi The Journal of International Social Research Volume: 3 Issue: 14 Fall 2010 ORTAÖRETM DN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BLGS ÖRETM PROGRAMINDAK KAZANIMLARIN VAHY VE AKIL ÖRENME

Detaylı

AMER KA B RLE K DEVLETLER SAYI TAYI

AMER KA B RLE K DEVLETLER SAYI TAYI AMERKA BRLEK DEVLETLER SAYITAYI Yazan: Dawid M. WALKER Çeviren: Müslüm PARLAK Amerika Birleik Devletleri Sayıtayı, Birleik Devlet yönetiminin yasama bölümü içerisinde yer alan baımsız bir kurumdur. Genellikle

Detaylı

OPTK KONUSUNUN 9. SINIF MÜFREDATINA ALINMASININ ÖRENC BAARISINA ETKS

OPTK KONUSUNUN 9. SINIF MÜFREDATINA ALINMASININ ÖRENC BAARISINA ETKS Ahi Evran Üniversitesi Kırehir Eitim Fakültesi Dergisi (KEFAD) Cilt 8, Sayı 1, (2007), 157-165 157 OPTK KONUSUNUN 9. SINIF MÜFREDATINA ALINMASININ ÖRENC BAARISINA ETKS Sebahaddin ALPTEKN Kırehir Anadolu

Detaylı

YURTDIINDAN DÖNEN TÜRK ÖRENCLERN UYUM DÜZEYLER VE BENLK ALGILARI

YURTDIINDAN DÖNEN TÜRK ÖRENCLERN UYUM DÜZEYLER VE BENLK ALGILARI ! "#$#%$#%&$#' #$$ YURTDIIDA DÖE TÜRK ÖRECLER UYUM DÜZEYLER VE BELK ALGILARI ADAPTATIO LEVELS AD SELF PERCEPTIOS OF THE TURKISH STUDETS WHO HAD COME FROM FOREIG COUTRY F. Gül AKBALIK Dr. Ankara Üniversitesi

Detaylı

AYRILMA ANKSYETES BOZUKLUU TANILI BR GRUP ÇOCUKTA MZAÇ ÖZELLKLER

AYRILMA ANKSYETES BOZUKLUU TANILI BR GRUP ÇOCUKTA MZAÇ ÖZELLKLER Aratırma Makalesi Ege Tıp Dergisi 44(1) : 39-44, 2005 AYRILMA ANKSYETES BOZUKLUU TANILI BR GRUP ÇOCUKTA MZAÇ ÖZELLKLER TEMPERAMENT TRAITS IN A GROUP OF CHILDREN DIAGNOSED SEPARATION ANXIETY DISORDER Emel

Detaylı

Üçüncü baskıya ön söz Çeviri editörünün ön sözü Teşekkür. 1 Giriş 1

Üçüncü baskıya ön söz Çeviri editörünün ön sözü Teşekkür. 1 Giriş 1 XI İçindekiler Üçüncü baskıya ön söz Çeviri editörünün ön sözü Teşekkür Sayfa vii viii x 1 Giriş 1 Tanımlar: Kültürlerarası psikoloji nedir? 3 Tartışmalı konular 5 Konu 1: İçsel olarak ya da dışsal olarak

Detaylı

MKRODALGA, UV VE HOT PLATE LE BOZUNDURULMU SRKE ÖRNEKLERNDE KADMYUM, KURUN VE BAKIR ÇERNN POTANSYOMETRK SIYIRMA ANALZ LE NCELENMES

MKRODALGA, UV VE HOT PLATE LE BOZUNDURULMU SRKE ÖRNEKLERNDE KADMYUM, KURUN VE BAKIR ÇERNN POTANSYOMETRK SIYIRMA ANALZ LE NCELENMES T.C. EGE ÜNVERSTES FEN FAKÜLTES KMYA BÖLÜMÜ MKRODALGA, UV VE HOT PLATE LE BOZUNDURULMU SRKE ÖRNEKLERNDE KADMYUM, KURUN VE BAKIR ÇERNN POTANSYOMETRK SIYIRMA ANALZ LE NCELENMES Danıman: Doç. Dr. H. smet

Detaylı

Öretmen Adaylarının letiim Becerisi Algıları Üzerine Bir Çalıma

Öretmen Adaylarının letiim Becerisi Algıları Üzerine Bir Çalıma Öretmen Adaylarının letiim Becerisi Algıları Üzerine Bir Çalıma Kevser Baykara Pehlivan Mula Üniversitesi, Eitim Fakültesi, Eitim Bilimleri Bölümü E-posta: baykara@mu.edu.tr ÖZ: Bu çalımada, Hacettepe

Detaylı

Uluslararası Sosyal Aratırmalar Dergisi

Uluslararası Sosyal Aratırmalar Dergisi SINIF ÖRETMEN ADAYLARININ LSANS ETMLERNN ÖZEL ALAN YETERLKLERN KAZANDIRMASINA YÖNELK GÖRÜLER * THE OPINIONS OF PROSPECTIVE ELEMENTARY SCHOOL TEACHERS REGARDING THEIR UNDERGRADUATE EDUCATION EFFECTIVENESS

Detaylı

LKÖRETM ÖRENCLERNN GÖRÜLERNE GÖRE ÖRETMENLERN ETKLL WIEWS OF ELEMENTARY SCHOOL STUDENTS WITH REGARD TO TEACHERS EFFICIENCY

LKÖRETM ÖRENCLERNN GÖRÜLERNE GÖRE ÖRETMENLERN ETKLL WIEWS OF ELEMENTARY SCHOOL STUDENTS WITH REGARD TO TEACHERS EFFICIENCY ! "#$#%$#%&$#' #$$ LKÖRETM ÖRENCLERNN GÖRÜLERNE GÖRE ÖRETMENLERN ETKLL WIEWS OF ELEMENTARY SCHOOL STUDENTS WITH REGARD TO TEACHERS EFFICIENCY Yrd. Doç. Dr. Erten GÖKÇE Ankara Üniversitesi Eitim Bilimleri

Detaylı

rol paylaımı ile çocuklar için örnek tekil edecek bir model olmasını salamaktır. Ancak günümüzde elerin aile içindeki rolleri paylatıı çou ailede

rol paylaımı ile çocuklar için örnek tekil edecek bir model olmasını salamaktır. Ancak günümüzde elerin aile içindeki rolleri paylatıı çou ailede Uluslararası Sosyal Aratırmalar Dergisi The Journal of International Social Research Cilt: 8 Sayı: 38 Volume: 8 Issue: 38 Haziran 2015 June 2015 www.sosyalarastirmalar.com Issn: 1307-9581 OKUL ÖNCES DÖNEM

Detaylı

ODÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Sosyal Bilimler Aratırmaları Dergisi Issn: 1309-9302 http://sobiad.odu.edu.tr Cilt: 3 Sayı: 6 Aralık 2012

ODÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Sosyal Bilimler Aratırmaları Dergisi Issn: 1309-9302 http://sobiad.odu.edu.tr Cilt: 3 Sayı: 6 Aralık 2012 ODÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Sosyal Bilimler Aratırmaları Dergisi Issn: 1309-9302 http://sobiad.odu.edu.tr Cilt: 3 Sayı: 6 Aralık 2012 TÜRKÇE ETM ALANINDA ÖRENM GÖREN LSANSÜSTÜ ÖRENCLERNN BLG OKURYAZARLII

Detaylı

MÜZK ETM YÖNETM ve DEERLENDRME LKLER *

MÜZK ETM YÖNETM ve DEERLENDRME LKLER * MÜZK ETM YÖNETM ve DEERLENDRME LKLER * Prof. Dr. lknur OKATAN *1924-2004 Musiki Muallim Mektebinden Günümüze Müzik Öretmeni Yetitirme Sempozyumu Bildirisi SDÜ, 7-10 Nisan 2004, Isparta Sunu Sayın Bakan

Detaylı

Emine ÖZMETE. Ankara Üniversitesi Salık Bilimleri Fakültesi Sosyal Hizmet Bölümü Öretim Üyesi

Emine ÖZMETE. Ankara Üniversitesi Salık Bilimleri Fakültesi Sosyal Hizmet Bölümü Öretim Üyesi Aile Yaam Kalitesi Dinamikleri: Aile letiimi, Ebeveyn Sorumlulukları, Duygusal, Duygusal Refah, Fiziksel / Materyal Refahın Algılanması Familiy Quality of Life: Perception of Family Interaction, Parenting

Detaylı

İZMİR YÜKSEK TEKNOLOJİ ENSTİTÜSÜ

İZMİR YÜKSEK TEKNOLOJİ ENSTİTÜSÜ İZMİR YÜKSEK TEKNOLOJİ ENSTİTÜSÜ Sağlık Kültür ve Spor Daire Başkanlığı Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik Hizmetleri MADDE BAĞIMLILIĞI BAĞIMLILIK Bağımlılık, bireyin kendi ruhsal ve bedensel sağlığına

Detaylı

OKUL ÖNCES ETM KURUMUNA DEVAM EDEN 60 72 AYLIK ÇOCUKLARIN PROBLEM DAVRANILARININ BAZI DEKENLERE GÖRE NCELENMES*

OKUL ÖNCES ETM KURUMUNA DEVAM EDEN 60 72 AYLIK ÇOCUKLARIN PROBLEM DAVRANILARININ BAZI DEKENLERE GÖRE NCELENMES* OKUL ÖNCES ETM KURUMUNA DEVAM EDEN 60 72 AYLIK ÇOCUKLARIN PROBLEM DAVRANILARININ BAZI DEKENLERE GÖRE NCELENMES* A Study on Problem Behavior of 60-72 Months Children Who Attending Public Early Childhood

Detaylı

ERGENDE AİLE KRİZLERİNE MÜDAHALE. Prof. Dr. Emine Zinnur Kılıç

ERGENDE AİLE KRİZLERİNE MÜDAHALE. Prof. Dr. Emine Zinnur Kılıç ERGENDE AİLE KRİZLERİNE MÜDAHALE Prof. Dr. Emine Zinnur Kılıç Aile Krizleri 1. Normal gelişimsel krizler (Yaşam döngüsü aşamaları) 2. Aileye özgü krizler (Ailede hastalıklar, ölümler, boşanmalar, göç,

Detaylı

LKÖRETM KNC KADEME (2005) TÜRKÇE DERS ÖRETM PROGRAMINDA GENEL AMAÇLAR - HEDEF/KAZANIMLAR

LKÖRETM KNC KADEME (2005) TÜRKÇE DERS ÖRETM PROGRAMINDA GENEL AMAÇLAR - HEDEF/KAZANIMLAR LKÖRETM KNC KADEME (2005) TÜRKÇE DERS ÖRETM PROGRAMINDA GENEL AMAÇLAR - HEDEF/KAZANIMLAR LKS* THE ASSOCIATION BETWEEN GENERAL TARGETS AND GOALS/ACQUISITIONS IN TURKISH LANGUAGE PROGRAM Erhan DURUKAN**

Detaylı

ZHNSEL ENGELL VE OTSTK ÇOCUKLARIN EBEVEYNLERNE YÖNELK GRUP DANIMANLIININ DEPRESYON, BENLK SAYGISI VE TUTUMLARI ÜZERNE ETKS

ZHNSEL ENGELL VE OTSTK ÇOCUKLARIN EBEVEYNLERNE YÖNELK GRUP DANIMANLIININ DEPRESYON, BENLK SAYGISI VE TUTUMLARI ÜZERNE ETKS Bu aratırma 1998 yılında 10. Ulusal Psikoloji Kongresinde sunulmutur. ZHNSEL ENGELL VE OTSTK ÇOCUKLARIN EBEVEYNLERNE YÖNELK GRUP DANIMANLIININ DEPRESYON, BENLK SAYGISI VE TUTUMLARI ÜZERNE ETKS Uzm. Psk.

Detaylı

2. Bölgesel Kalkınma ve Yönetiim Sempozyumu 25-26 Ekim 2007, zmir

2. Bölgesel Kalkınma ve Yönetiim Sempozyumu 25-26 Ekim 2007, zmir Türkiye de Bölgesel Kalkınmanın Aracı Olarak Kalkınma Ajansları: zmir Kalkınma Ajansı Örnei Ergüder Can zmir Kalkınma Ajansı Giri: Türkiye de dier ülkeler gibi bölgelerarası hatta bölgeler içinde kalkınma

Detaylı

TÜRKYE DE DEERLER ETM KONUSUNDA YAPILAN ARATIRMALAR 1 STUDIES CONDUCTED ON VALUES EDUCATION IN TURKEY Mustafa GÜÇLÜ

TÜRKYE DE DEERLER ETM KONUSUNDA YAPILAN ARATIRMALAR 1 STUDIES CONDUCTED ON VALUES EDUCATION IN TURKEY Mustafa GÜÇLÜ Uluslararası Sosyal Aratırmalar Dergisi The Journal of International Social Research Cilt: 8 Sayı: 38 Volume: 8 Issue: 38 Haziran 2015 June 2015 www.sosyalarastirmalar.com Issn: 1307-9581 TÜRKYE DE DEERLER

Detaylı

Intel Ö!renci Programı

Intel Ö!renci Programı Intel Ö!renci Programı De!erlendirme Raporu Eylül 2009 - A!ustos 2010 Cengiz Hakan AYDIN Hasan ÇALI"KAN Murat ATA#Z# Giri! Intel Ö!renci Programı, özellikle teknolojiye eri$imin sınırlı oldu!u bölgelerdeki

Detaylı

BOSAD Boya Sanayicileri Dernei TÜRK BOYA SEKTÖRÜ. Dünya Boya Ticaretindeki Gelimeler

BOSAD Boya Sanayicileri Dernei TÜRK BOYA SEKTÖRÜ. Dünya Boya Ticaretindeki Gelimeler BOSAD Boya Sanayicileri Dernei Dünya Boya Ticaretindeki Gelimeler TÜRK BOYA SEKTÖRÜ Dünya ekonomisindeki gelimeyle paralel olarak dünya boya üretimi bugün 29,4 milyon ton civarında gerçeklemektedir ve

Detaylı

ÜNVERSTELERN GÖREVLER

ÜNVERSTELERN GÖREVLER ÜNVERSTELERN GÖREVLER VE YENDEN YAPILANMA Günümüz Türkiye sini gelecee taıyanlar i adamlarıdır. Ancak, i hayatının gayretleri Türkiye yi belli bir sınıra kadar ilerletebilir. Eer Türkiye, kaybettii bilimin

Detaylı

ÇOCUK YETİŞTİRME VE ANNE BABA TUTUMLARI EĞİTİMİ

ÇOCUK YETİŞTİRME VE ANNE BABA TUTUMLARI EĞİTİMİ ÇOCUK YETİŞTİRME VE ANNE BABA TUTUMLARI EĞİTİMİ Eğitmen Kadrosu: Prof. Dr. Faruk Aşıcıoğlu Doç. Dr. Neylan Ziyalar Doç. Dr. Erdinç Öztürk Yrd. Doç. Dr. Zeynep Belma Gölge Eğitim tarihi 23 Ekim 2016 (8

Detaylı

KENTSEL RAYLI SSTEMLERDEK SON GELMELERE LKN GÖRÜ VE ÖNERLER

KENTSEL RAYLI SSTEMLERDEK SON GELMELERE LKN GÖRÜ VE ÖNERLER KENTSEL RAYLI SSTEMLERDEK SON GELMELERE LKN GÖRÜ VE ÖNERLER Prof. Dr. Güngör EVREN Ara. Gör. K. Selçuk ÖÜT.T.Ü. naat Fakültesi Ulatırma Anabilim Dalı Ayazaa / STANBUL 1. GR Kentlerin, büyümeleri ölçüsünde

Detaylı

Effect of Stress Coping Program on the Level of Vocational Burnout of Counselors

Effect of Stress Coping Program on the Level of Vocational Burnout of Counselors Elementary Education Online, 7(3), 600-613, 2008. lköretim Online, 7(3), 600-613, 2008. [Online]: http://ilkogretim-online.org.tr Effect of Stress Coping Program on the Level of Vocational Burnout of Counselors

Detaylı

KIREHR REHBERLK VE ARATIRMA MERKEZ ÖZEL ETM BÖLÜMÜNDE NCELENEN ÖRENCLERN ÇETL DEKENLERE GÖRE NTELKLER

KIREHR REHBERLK VE ARATIRMA MERKEZ ÖZEL ETM BÖLÜMÜNDE NCELENEN ÖRENCLERN ÇETL DEKENLERE GÖRE NTELKLER GAZ ÜNVERSTES KIREHR ETM FAKÜLTES Cilt 7, Sayı 1, (2006), 175-189 175 KIREHR REHBERLK VE ARATIRMA MERKEZ ÖZEL ETM BÖLÜMÜNDE NCELENEN ÖRENCLERN ÇETL DEKENLERE GÖRE NTELKLER Cengiz AHN Ahi Evran Üniversitesi

Detaylı

Uluslararası Sosyal Aratırmalar Dergisi. Güz 2012 Fall 2012

Uluslararası Sosyal Aratırmalar Dergisi. Güz 2012 Fall 2012 Uluslararası Sosyal Aratırmalar Dergisi The Journal of International Social Research Cilt: 5 Sayı: 23 Volume: 5 Issue: 23 Güz 2012 Fall 2012 www.sosyalarastirmalar.com Issn: 1307-9581 MARDN LNDEN VERLEN

Detaylı

ÜNİTE PSİKOLOJİ İÇİNDEKİLER HEDEFLER GELİŞİM PSİKOLOJİSİ I

ÜNİTE PSİKOLOJİ İÇİNDEKİLER HEDEFLER GELİŞİM PSİKOLOJİSİ I HEDEFLER İÇİNDEKİLER GELİŞİM PSİKOLOJİSİ I Gelişim Psikolojisinin Alanı Gelişim Psikolojisinin Temel Kavramları Gelişimi Etkileyen Faktörler Gelişimin Temel İlkeleri Fiziksel Gelişim Alanı PSİKOLOJİ Bu

Detaylı

DANIŞMANLIK TEDBİRİ UYGULAMALARI ÇOCUK TANIMA FORMU

DANIŞMANLIK TEDBİRİ UYGULAMALARI ÇOCUK TANIMA FORMU DANIŞMANLIK TEDBİRİ UYGULAMALARI ÇOCUK TANIMA FORMU ADI- SOYADI T.C. KİMLİK NUMARASI DOSYA NUMARASI İLK GÖRÜŞME TARİHİ Çocukla İlgili Genel Bilgiler Hukuki statüsü Suça Sürüklenen Mağdur Tanık Korunmaya

Detaylı

Ölçek Geli tirme Çal malarnda Kapsam Geçerlik ndeksinin Kullanm

Ölçek Geli tirme Çal malarnda Kapsam Geçerlik ndeksinin Kullanm Ölçek Geli tirme Çal malarnda Kapsam Geçerlik ndeksinin Kullanm Dr. Halil Yurdugül Hacettepe Üniversitesi Eitim Fakültesi yurdugul@hacettepe.edu.tr Motivasyon: Proje tabanl bir öretim sürecinde örencilerin

Detaylı

Tablo 1. Aratırmaya Katılan Memurların Kiisel Özelliklerinin Frekans Daılımı

Tablo 1. Aratırmaya Katılan Memurların Kiisel Özelliklerinin Frekans Daılımı Uluslararası Sosyal Aratırmalar Dergisi The Journal of International Social Research Cilt: 7 Sayı: 34 Volume: 7 Issue: 34 www.sosyalarastirmalar.com Issn: 1307-9581 20 30 YA GRUBU BEKAR ERKEKLERN E SEÇMNE

Detaylı

1. BÖLÜM ÇOCUK PSİKOLOJİSİNE GİRİŞ

1. BÖLÜM ÇOCUK PSİKOLOJİSİNE GİRİŞ İÇİNDEKİLER 1. BÖLÜM ÇOCUK PSİKOLOJİSİNE GİRİŞ ÇOCUK PSİKOLOJİSİNDE GELİŞİM MODELLERİ... 3 ÖĞRENME TEORİSİ MODELİ... 4 BİLİŞSEL GELİŞİM MODELİ... 5 İNSAN GELİŞİMİNİ VE PSİKOLOJİSİNİ AÇIKLAYAN TEMEL KURAMLAR...

Detaylı

*** Prof. Dr., Mersin Üniversitesi, Eitim Programları ve Öretimi Bölümü, tyanpar@gmail.com - 654 -

*** Prof. Dr., Mersin Üniversitesi, Eitim Programları ve Öretimi Bölümü, tyanpar@gmail.com - 654 - Uluslararası Sosyal Aratırmalar Dergisi The Journal of International Social Research Cilt: 8 Sayı: 38 Volume: 8 Issue: 38 Haziran 2015 June 2015 www.sosyalarastirmalar.com Issn: 1307-9581 INTEL ÖRETMEN

Detaylı

Özel hayata ve aile hayatına saygı gösterilmesi hakkı

Özel hayata ve aile hayatına saygı gösterilmesi hakkı Özel hayata ve aile hayatına saygı gösterilmesi hakkı Avrupa nsan Hakları Sözlemesi nin 8. Maddesi nin uygulanmasına ilikin kılavuz Ursula Kilkelly nsan hakları el kitapları, No. 1 Bu yayında belirtilen

Detaylı

MUSK MUALLM MEKTEBNDEN GÜNÜMÜZE MÜZK ÖRETMEN YETTRME PROGRAMLARINDAK YAYLI ÇALGI ÖRETMNE LKN SINAMA-ÖLÇME-DEERLENDRME DURUMLARININ NCELENMES

MUSK MUALLM MEKTEBNDEN GÜNÜMÜZE MÜZK ÖRETMEN YETTRME PROGRAMLARINDAK YAYLI ÇALGI ÖRETMNE LKN SINAMA-ÖLÇME-DEERLENDRME DURUMLARININ NCELENMES MUSK MUALLM MEKTEBNDEN GÜNÜMÜZE MÜZK ÖRETMEN YETTRME PROGRAMLARINDAK YAYLI ÇALGI ÖRETMNE LKN SINAMA-ÖLÇME-DEERLENDRME DURUMLARININ NCELENMES 1. GR Yrd.Doç.Dr.Cansevil TEB *1924-2004 Musiki Muallim Mektebinden

Detaylı

Döviz Kuru Hareketleri ve Enflasyon Dinamii: Türkiye Örnei

Döviz Kuru Hareketleri ve Enflasyon Dinamii: Türkiye Örnei Döviz Kuru Hareketleri ve Enflasyon Dinamii: Türkiye Örnei Hakan Berument Bilkent Üniversitesi Ankara Tel: + 32 266 2529 Faks: + 32 266 54 e-posta: berument@bilkent.edu.tr Mart 22 . Giri: 995 Meksika krizi

Detaylı

Analysis of Emotional Intelligence Job Satisfaction and Burnout Levels of Preschool Teachers According to Some Variables*

Analysis of Emotional Intelligence Job Satisfaction and Burnout Levels of Preschool Teachers According to Some Variables* Elementary Education Online, 7(3), 578-599, 2008. lköretim Online, 7(3), 578-599, 2008. [Online]: http://ilkogretim-online.org.tr Analysis of Emotional Intelligence Job Satisfaction and Burnout Levels

Detaylı

ÖRGÜTLERN SOSYAL SORUMLULUKLARI:KAVRAMSAL BR ÇÖZÜMLEME. Kürad YILMAZ ÖZET

ÖRGÜTLERN SOSYAL SORUMLULUKLARI:KAVRAMSAL BR ÇÖZÜMLEME. Kürad YILMAZ ÖZET ÖRGÜTLERN SOSYAL SORUMLULUKLARI:KAVRAMSAL BR ÇÖZÜMLEME ÖZET Bu çalımanın amacı örgütlerin sosyal sorumlulukları hakkında kavramsal bir çözümleme yapmaktır. Bu amaçla ilk önce sosyal sorumluluk kavramının

Detaylı

LSANSÜSTÜ TEZ DANIMANLIININ NCELENMES * EVALUATION OF GRADUATE THESIS SUPERVISION Eray EMR **. Serkan ÖDEM *** Gökhan KAYIR ****

LSANSÜSTÜ TEZ DANIMANLIININ NCELENMES * EVALUATION OF GRADUATE THESIS SUPERVISION Eray EMR **. Serkan ÖDEM *** Gökhan KAYIR **** LSANSÜSTÜ TEZ DANIMANLIININ NCELENMES * EVALUATION OF GRADUATE THESIS SUPERVISION Eray EMR **. Serkan ÖDEM *** Gökhan KAYIR **** Öz Bu çalımanın amacı lisansüstü örencilerinin tez yazım sürecinde yaadıkları

Detaylı

OTSTK VE ZHNSEL ENGELL ÇOCUU OLAN ALELERN STRESLE BAETME YOLLARI ANNE-BABA FARKLILIKLARI

OTSTK VE ZHNSEL ENGELL ÇOCUU OLAN ALELERN STRESLE BAETME YOLLARI ANNE-BABA FARKLILIKLARI Bu aratırma 1998 yılında 10. Ulusal Psikoloji Kongresinde sunulmu ve lkıık Dergisi Temmuz 2000 sayısında yayınlanmıtır. OTSTK VE ZHNSEL ENGELL ÇOCUU OLAN ALELERN STRESLE BAETME YOLLARI ANNE-BABA FARKLILIKLARI

Detaylı

UYUM SORUNLARI OLAN ÖRENCLERN ANNE-BABA, ÖRETMEN VE KENDLER TARAFINDAN BU SORUNUN ELE ALINI BÇMNN DEERLENDRLMES

UYUM SORUNLARI OLAN ÖRENCLERN ANNE-BABA, ÖRETMEN VE KENDLER TARAFINDAN BU SORUNUN ELE ALINI BÇMNN DEERLENDRLMES T.C DOKUZ EYLÜL ÜNVERSTES ETM BLMLER ENSTTÜSÜ ETM BLMLER ANABLM DALI REHBERLK VE PSKOLOJK DANIMANLIK PROGRAMI YÜKSEK LSANS TEZ UYUM SORUNLARI OLAN ÖRENCLERN ANNE-BABA, ÖRETMEN VE KENDLER TARAFINDAN BU

Detaylı

MATEMATK ÖRETMENLER NN ETKLEM DÜZEYLER. Yüksel DEDE * ÖZET

MATEMATK ÖRETMENLER NN ETKLEM DÜZEYLER. Yüksel DEDE * ÖZET MATEMATK ÖRETMENLER NN ETKLEM DÜZEYLER Yüksel DEDE * ÖZET Öretmenler, öretim sürecinin en önemli unsurlarıdır. Bu nedenle, matematik öretmenlerinin kendilerini sürekli yenileme peinde olmaları gerekmektedir.

Detaylı

KATILIMCI YEREL YÖNET M ANLAYI INDA. H.Burçin HENDEN. Özet. Uluslararası nsan Bilimleri Dergisi ISSN: 1303-5134

KATILIMCI YEREL YÖNET M ANLAYI INDA. H.Burçin HENDEN. Özet. Uluslararası nsan Bilimleri Dergisi ISSN: 1303-5134 Uluslararası nsan Bilimleri Dergisi ISSN: 1303-5134 www.insanbilimleri.com 02.01.2005 KATILIMCI YEREL YÖNETM ANLAYIINDA E-BELEDYECLN YER VE ÖNEM H.Burçin HENDEN Özet 21. yüzyılın yönetim felsefesi Verimlilik,

Detaylı

KMYA ÖRETMEN ADAYLARININ NTERNET KAYNAKLARINI KULLANIMLA LGL TUTUMLARI VE KARILATIKLARI ZORLUKLAR

KMYA ÖRETMEN ADAYLARININ NTERNET KAYNAKLARINI KULLANIMLA LGL TUTUMLARI VE KARILATIKLARI ZORLUKLAR Ahi Evran Üniversitesi Kırehir Eitim Fakültesi Dergisi (KEFAD) Cilt 7, Sayı 2, (2006), 207-215 207 KMYA ÖRETMEN ADAYLARININ NTERNET KAYNAKLARINI KULLANIMLA LGL TUTUMLARI VE KARILATIKLARI ZORLUKLAR Selçuk

Detaylı

haline gelmitir (Dicigil, 2007: 92). Tüm dünyada olduu gibi Türkiye de de obezite yaygınlıının arttıı bilinmektedir (Tam ve Çakır, 2012: 37).

haline gelmitir (Dicigil, 2007: 92). Tüm dünyada olduu gibi Türkiye de de obezite yaygınlıının arttıı bilinmektedir (Tam ve Çakır, 2012: 37). Uluslararası Sosyal Aratırmalar Dergisi The Journal of International Social Research Cilt: 8 Sayı: 37 Volume: 8 Issue: 37 Nisan 2015 April 2015 www.sosyalarastirmalar.com Issn: 1307-9581 ÇOCUKLUK ÇAI OBEZTESNN

Detaylı

SIKI TIRILMI YOL ZEM NLER N N KOMPAKS YON PARAMETRELER N N KONTROLÜ

SIKI TIRILMI YOL ZEM NLER N N KOMPAKS YON PARAMETRELER N N KONTROLÜ SIKITIRILMI YOL ZEMNLERNN KOMPAKSYON PARAMETRELERNN KONTROLÜ Selim ALTUN Yrd. Doç. Dr. Ege Üniversitesi naat Müh. Bölümü zmir,türkiye Alper SEZER n.yük.müh. Ege Üniversitesi naat Müh. Bölümü zmir,türkiye

Detaylı

Vakko Tekstil ve Hazır Giyim Sanayi letmeleri A.. 30.06.2013 Tarihi tibarıyla Sona Eren Hesap Dönemine likin Yönetim Kurulu Yıllık Faaliyet Raporu

Vakko Tekstil ve Hazır Giyim Sanayi letmeleri A.. 30.06.2013 Tarihi tibarıyla Sona Eren Hesap Dönemine likin Yönetim Kurulu Yıllık Faaliyet Raporu Sayfa No: 1 Vakko Tekstil ve Hazır Giyim Sanayi letmeleri A.. 30.06.2013 Tarihi tibarıyla Sona Eren Hesap Dönemine likin Yönetim Kurulu Yıllık Faaliyet Raporu Sayfa No: 2 Vakko Tekstil ve Hazır Giyim Sanayi

Detaylı

TÜRKYE'DE OTOMOBL SAHPLNN MODELLENMES

TÜRKYE'DE OTOMOBL SAHPLNN MODELLENMES TÜRKYE'DE OTOMOBL SAHPLNN MODELLENMES Kemal Selçuk ÖÜT 1 SUMMARY Car ownership forecasting plays an important role in both traditional and innovates planning. It is often recognised that the level of car

Detaylı

içindekiler BÖLÜM 1 GİRİŞ 1 B Ö L Ü M 2 PUBERTE, SAĞLIK VE BİYOLOJİK TEMELLER 49 B Ö L Ü M 3 BEYİN VE BİLİŞSEL GELİŞİM 86

içindekiler BÖLÜM 1 GİRİŞ 1 B Ö L Ü M 2 PUBERTE, SAĞLIK VE BİYOLOJİK TEMELLER 49 B Ö L Ü M 3 BEYİN VE BİLİŞSEL GELİŞİM 86 içindekiler BÖLÜM 1 GİRİŞ 1 Tarihsel Bakış Açısı 3 Erken Tarih 3 Yirminci ve Yirmi Birinci Yüzyıllar 3 Ergenliğe İlişkin Kalıpyargılar 6 Ergenliğe Pozitif Bir Bakış Açısı 7 Amerika Birleşik Devletleri

Detaylı

- 887 - Anahtar Kelimeler; Yoksulluk, Medya, Medya Temsili. Abstract

- 887 - Anahtar Kelimeler; Yoksulluk, Medya, Medya Temsili. Abstract Uluslararası Sosyal Aratırmalar Dergisi The Journal of International Social Research Cilt: 8 Sayı: 38 Volume: 8 Issue: 38 Haziran 215 June 215 www.sosyalarastirmalar.com Issn: 137-9581 YOKSULLUK VE MEDYA:

Detaylı

TÜS AD B LKENT ÜN VERS TES BUSINESS SEMINAR KONU MASI

TÜS AD B LKENT ÜN VERS TES BUSINESS SEMINAR KONU MASI TÜRK SANAYCLER VE ADAMLARI DERNE TÜSAD YÖNETM KURULU BAKANI ARZUHAN DOAN YALÇINDA IN BLKENT ÜNVERSTES LETME VE EKONOM TOPLULUU NUN BUSINESS SEMINAR KONUMASI 31 Mart 2007 Abant Sevgili örenciler, deerli

Detaylı

Yrd. Doç. Dr. Nilay PEKEL ULUDAĞLI

Yrd. Doç. Dr. Nilay PEKEL ULUDAĞLI Yrd. Doç. Dr. Nilay PEKEL ULUDAĞLI Doğum Tarihi: 1980 E-posta: npekel@baskent.edu.tr Tel: 0 312 246 66 66-1645 (Dahili) Faks: 0 312 246 663 Adres: Başkent Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Psikoloji

Detaylı

Meslekte Ruh Sağlığı. A.Tamer Aker İstanbul Bilgi Üniversitesi Travma ve Afet Ruh Sağlığı AD

Meslekte Ruh Sağlığı. A.Tamer Aker İstanbul Bilgi Üniversitesi Travma ve Afet Ruh Sağlığı AD Meslekte Ruh Sağlığı A.Tamer Aker İstanbul Bilgi Üniversitesi Travma ve Afet Ruh Sağlığı AD Çalışan Sağlığı Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından sağlık, kişinin bedensel, ruhsal ve sosyal bakımdan tam

Detaylı

- 666 - * Yrd.Doç.Dr. Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi, Sosyoloji Bölümü.

- 666 - * Yrd.Doç.Dr. Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi, Sosyoloji Bölümü. Uluslararası Sosyal Aratırmalar Dergisi The Journal of International Social Research Cilt: 7 Sayı: 34 Volume: 7 Issue: 34 www.sosyalarastirmalar.com Issn: 1307-9581 ÇANAKKALE MERKEZNDEK 65 YA VE ÜZER YALILARIN

Detaylı

ÖRETM ELEMANLARININ ETM VE LETM SORUNLARI EDUCATIONAL AND COMMUNICATIONAL PROBLEMS OF FACULTIES

ÖRETM ELEMANLARININ ETM VE LETM SORUNLARI EDUCATIONAL AND COMMUNICATIONAL PROBLEMS OF FACULTIES ÖRETM ELEMANLARININ ETM VE LETM SORUNLARI EDUCATIONAL AND COMMUNICATIONAL PROBLEMS OF FACULTIES Yrd. Doç. Dr. Vedat SALAM* Yrd. Doç. Dr. Yüksel TERZ** Ör.Gör. Nurettin SAVA*** Naci MURAT**** Özet Üniversitelerde

Detaylı