ÝÞ ÇÝ SI NI FI KUR TU LU ÞU NU DEV RÝM CÝ BÝR SI NIF O LA RAK GER ÇEK LEÞ TÝ RE BÝ LÝR

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "ÝÞ ÇÝ SI NI FI KUR TU LU ÞU NU DEV RÝM CÝ BÝR SI NIF O LA RAK GER ÇEK LEÞ TÝ RE BÝ LÝR"

Transkript

1

2

3 Yeni Evrede Baþyazý ÝÞ ÇÝ SI NI FI KUR TU LU ÞU NU DEV RÝM CÝ BÝR SI NIF O LA RAK GER ÇEK LEÞ TÝ RE BÝ LÝR Ýþçi sýnýfýnýn tarihi görevi kapitalizmi yýkmak, proletarya diktatörlüðünü gerçekleþtirerek sosyalizme geçmektir. Bu görevi yerine getirebilmesi için, her þeyden önce, ona uygun bir geliþme göstermesi gerekiyor. Bir devrimin olmasý için, nesnel koþullarýn uygun olmasý yetmiyor, devrimin gerçekleþmesi için öznenin de, devrimci sýnýfýn da hazýr olmasý gerekiyor. Burada önem kazanan durum, devrimi gerçekleþtirecek sýnýfýn niteliðidir. Ýþçi sýnýfý, her zaman devrim yapabilecek durumda olmaz. Ýþçi sýnýfý mücadelesi, çeþitli uðraklardan, ardýþýk evrelerden geçmek zorunda kalmýþtýr. Toplumsal geliþmenin her aþamasýnda, bilinci, istekleri ve mücadelesi ayný düzeyde deðildir. Sýnýf mücadelesinin kendisi, maddi koþullarýn durumuyla yakýndan iliþkilidir. Maddi koþullar yeterince geliþmemiþse, sýnýf çeliþmeleri de pek geliþmemiþtir. Bu aþamada sýnýf mücadelesi yoðun deðildir. Maddi koþullarýn geliþimine baðlý olarak sýnýf çeliþkileri ve sýnýf mücadelesi de açýlýp geliþir, savaþçý yeteneði artar. Ýçinde bulunduðu koþullarýn bilincindedir ve ne istediðini bilir. Artýk devrimci bir sýnýf olarak tarih sahnesinde görünür. Proletarya diktatörlüðüne dayanarak sýnýflarý kaldýrma gibi son derece köklü toplumsal dönüþüm görevini ancak iþçi sýnýfý sonuna kadar tutarlý devrimci bir çizgide ilerlerse yerine getirebilir. Ýþçi sýnýfýnýn sýnýf mücadelesinde, tarihte oynadýðý devrimci rol, yalnýzca teorik bir öngörü deðil, maddi koþullarýn olgunlaþmasýyla pratik bir iþ haline gelmiþti. Ýþçi sýnýfýnýn politik devrimci rolü, 20. yüzyýl boyunca görülen proleter devrimler ve proletarya önderliðindeki demokratik devrimler sýrasýnda somutlanmýþtýr. Ýþçi sýnýfýnýn 20. yüzyýlda sýnýf mücadelesindeki devrimci konumu göz önüne alýnmadan, ne bu süreçte yapýlan devrimler açýklanabilir, ne de proletaryanýn çok yönlü devrimci geliþmesi açýða çýkarýlabilir. Ýþçi sýnýfý devrimci bir sýnýf konumuna geldiði için bu devrimler zafere ulaþmýþtýr. Ýþçi sýnýfý devrimci bir sýnýf durumuna geldikten sonradýr ki, tüm potansiyeli ve tüm yetenekleri açýða çýkmýþtýr. Devrimci bir sýnýf olarak iktidarý ele geçirmiþ, devrimci iktidarý devam ettirmiþ ve sosyalizme geçmiþtir. Halk kitleleri, sosyalizm altýnda köklü toplumsal dönüþümler gerçekleþtirmiþtir. 20. yüzyýlda proletarya, toplumsal devrimler tarihinin özeti þudur: Ýþçi sýnýfý ancak devrimci bir sýnýf olarak toplumsal dönüþüm gücüdür. Ezilen, sömürülen, baský altýnda tutulan bir sýnýfýn, içinde bulunduðu koþullarýn farkýna varmasý, sýnýflar iliþkisinde yeni bir sürecin baþlamasý demektir. Ancak bundan sonradýr ki ne istediðini bilir ve isteklerini açýk olarak dile getirebilir. Ýþçi sýnýfýnýn bilgi, kültür ve bilinçlenme süreci bu þekilde geliþmiþtir. Ýþçiler, isteklerini ne zaman ki açýk olarak ileri sürdüler, sýnýf mücadelesi þiddetli bir mücadeleye dönüþtü. Ýþçi sýnýfý, marksizm sayesinde bilimsel ve devrimci bir dünya görüþüne sahip oldu. Marksizmin bilimsel teorisiyle toplumsal iliþkilerin temelindeki uzlaþmaz çeliþkileri ve kapitalist sömürünün temellerini derinlikli olarak kavrayan iþçiler, burjuvaziye karþý mücadelelerinde daha güçlü duruma geldiler. Marksizmi kavrayarak geniþ bir görüþ açýsýna sahip olan iþçi sýnýfý, ayný zamanda da dönüþtürücü bir duruma, güce kavuþtu. Böylece emekçi sýnýf marksizmle, tarihi görevini anlama konumunu da yakalamýþ oldu. Çünkü yalnýzca marksizm iþçi sýnýfýnýn tarihi görevini ortaya koyabilmiþtir. Marksizmle tanýþan, onu benimseyen ve özümseyen; marksizmin devrimci teorisiyle devrimci bir düþünce biçimine sahip olan iþçi sýnýfý, böylece bu anlayýþla hareket ederek, devrimci görevini yerine getirme durumuna gelmiþtir. Emekçi sýnýf, devrimci görevlerini ancak örgütlü olarak yerine getirebilir. Sözünü ettiðimiz örgütlenme, politik örgütlenmedir. Ücretli emekçiler, günlük ekonomik mücadeleyle, hiçbir zaman kurtuluþa ulaþamazlar. Ekonomik mücadele, kapitalizmin sýnýrlarýný aþamaz. Emekçilerin toplumsal kurtuluþu için politik örgütlenme ve politik mücadele þarttýr. Emekçiler, burjuvaziden baðýmsýz bir politik örgütlenmeyle, amaçlarýný gerçekleþtirecek araca kavuþmuþ olurlar. Marksizm-leninizme dayanan komünist partisi, emekçi sýnýfýn kurtuluþ mücadelesinde en etkili silahýdýr. Komünist partisi gerçeði kendini kabul ettirdikten sonra, artýk temel sorun, bu partinin devrimci bir parti olmasýdýr. Çünkü, iþçi sýnýfýnýn politik örgütlenmesi bölünmüþ, ayrýþmýþtýr. Reformizme ve oportünizme dayanan partiler var, bunun yanýnda devrimci konuma sahip partiler var. Emekçi sýnýf, yalnýzca devrimci sýnýf partisinde örgütlenerek onun öncülüðünde tarihi görevini gerçekleþtirebilir. Böyle bir parti, iþçilerin devrimci kesimini yapýsýnda örgütler. Bir devrime ise, ancak devrimci iþçiler önderlik edebilir. Ýþçi sýnýfýnýn kendi koþullarýnýn bilincinde olmasý yeterli deðildir. Bu koþullara son verecek tarihi görevinin, devrimci görevinin de bilincine varmasý gerekir. Bu devrimci öncülük rolünün bilincinde olmasý demektir. Ýnsanlýðý kapitalist sistemin baskýsýndan kurtaracak olan toplumsal devrime yalnýzca iþçi sýnýfý öncülük edebilir. Kapitalizmin ezdiði sýnýflar içinde, yalnýzca iþçi sýnýfý sýnýfsal konumu nedeniyle insanlýðýn geleceðini belirleyebilir. Son yüzyýlýn tarihi, bunun en güçlü kanýtýdýr. Ýþçi sýnýfý, sayýsal büyüklüðü, toplu olarak bulunmasý, disiplini, örgütlenme yeteneði, bilimsel ve devrimci dünya görüþü, enternasyonalist karakteri ve devrimci sýnýf partisi olan komünist partisi tarafýndan yönetilmesi nedeniyle, insanlýðý kur- 3

4 Baþyazý Yeni Evrede tarma yetenek ve gücüne sahiptir. Kapitalizme son verecek ve proletarya diktatörlüðüne, sosyalizme varacak olan toplumsal devrim, iþçi sýnýfýnýn öncülüðünde, ideolojik-politik hegemonyasýnda gerçekleþecektir. Ýþçi sýnýfýnýn bu mücadelede, kendi öncülüðünün bilincinde olmasý, kapitalizmin ezdiði tüm halk kitlelerini yanýna çekmesi, kendi önderliðinde birleþtirmesi demektir. Ýþçi sýnýfý dýþýnda hiçbir toplumsal kesim, tüm halk kitlelerini birleþtiremez. Ýþçi sýnýfý, halk kitlelerini birleþtirmeden, onlarý kurtarmadan kendisini kurtaramaz. Öte yandan halk kitleleri de iþçi sýnýfý öncülüðünde ve yanýnda birleþmeden, kapitalizmin baskýsýndan kurtulamazlar. Ezilen ve sömürülen sýnýflarýn çýkarlarý ve nesnel durumlarý, birlikte hareket etmeyi gerektiriyor. Birlikte hareket etme ne iþçi sýnýfý için bir tercih meselesidir, ne de diðer ezilen kitleler için. Ezilen, sömürülen, baský altýndaki tüm kitlelerin güçlerini birleþtirmeleri, ancak bir devrimle olabilir. Yalnýzca devrimci mücadele emekçi halký birleþtirebilir. Ýþçi sýnýfýnýn emekçi kitleleri kendi etrafýnda birleþtirmesi için öncelikle, kendi kurtuluþunun tüm emekçilerin kurtuluþu, insanlýðýn kurtuluþu demek olduðuna onlarý ikna etmesi gerekiyor. Devrimde iþçi sýnýfýnýn ideolojik-politik hegemonyasý bu anlama gelir. Bunun teorik olarak ortaya konmasý yetmez; devrim, devrimde öncülük esas olarak pratik bir iþtir, praksisle gerçekleþir. Ýþçiler burjuvaziye karþý eyleme giriþmeden, bu eylemleri her seferinde daha etkin hale getirmeden, diðer e- mekçi kitleleri (yoksul ve küçük köylülüðü, kent kafa emekçilerini, küçük burjuvaziyi) harekete geçiremez ve yanýna çekemez. Ancak onlarý ezen, baský altýnda tutan ayný güç, egemen kapitalist sýnýfa karþý verilen devrimci mücadele, tüm 4 E mek çi sý nýf, dev rim ci gö rev le ri ni an cak ör güt lü o la rak ye ri ne ge ti re bi lir. Sö zü nü et ti ði miz ör güt len me, po li tik ör güt len me dir. Üc ret li e mek çi ler, gün lük e ko no mik mü ca de ley le, hiç bir za man kur tu lu þa u la þa maz lar. E ko no mik mü ca de le, ka pi ta liz min sý nýr la rý ný a þa maz. E mek çi le rin top lum sal kur tu lu þu i çin po li tik ör güt len me ve po li tik mü ca de le þart týr. E mek çi ler, bur ju va zi den ba ðým sýz bir po li tik ör güt len mey le, a maç la rý ný ger çek leþ ti re cek a ra - ca ka vuþ muþ o lur lar. Mark sizm-le ni niz me da ya nan ko mü nist par ti si, e mek çi sý ný fýn kur tu luþ mü ca de le sin de en et ki li si la hý dýr. Ko mü nist par - ti si ger çe ði ken di ni ka bul et tir dik ten son ra, ar týk te mel so run, bu par ti nin dev rim ci bir par ti ol ma sý dýr. emekçi kitleleri etkiler ve eyleme geçmesini saðlar. Ýþçilerle, iþçi olmayan kitlelerin birliði, ancak mücadele içinde saðlanýr, yani mücadele birliðiyle gerçekleþir. Devrimci mücadele ve birlikte hareket etme giriþiminde esas hareket, iþçi sýnýfýndan gelmelidir. Halk sýnýflarýný devrimde birleþtirecek olan iþçi sýnýfýnýn devrimci hareketi olacaktýr. Ýþçi sýnýfý mücadelesi boyunca sosyalizm kuruluþu sýrasýnda geniþ emekçi kitlelere önderlik edebildiðini, emekçilerin güvenini kazandýðýný proleter devrimler ve demokratik devrimler sýrasýnda ortaya koymuþtur. Gerek iktidarýn ele geçirilmesi sýrasýnda, gerekse sosyalizmin kuruluþu sýrasýnda iþçi sýnýfýna en büyük desteði yoksul köylülük vermiþtir. Yoksul köylülük, sefalet içindeki yaþamý, yoksulluðu ve yoksunluðu nedeniyle iþçi sýnýfýnýn doðal müttefikidir. Kentlerdeki proletarya dýþýndaki yoksullar ve proletaryanýn devrimde müttefikidir. Ayrýca aydýnlar, kent ve kýr küçük burjuvalarý da somut koþullara göre proletaryanýn yanýnda yer alýrlar. Halkýn geniþ kesimlerini yanýna çeken proletaryadýr; proletaryanýn bu beceriyi göstermesidir. Bunun temelinde ise, proletaryanýn devrimci bir sýnýf olarak hareket etmesi bulunmaktadýr. Proletaryanýn toplumsal devrimler tarihi neyi göstermiþtir: Yalnýzca devrimci bir sýnýf olarak davranan ve mücadele veren proletarya, tüm eylemleri, tüm baský altýndaki sýnýflarý etkiler ve onlara güven verir. Halk kitleleri ancak devrimci bir sýnýfýn yanýnda yer alýrlar. Bunun nedeni, proletarya dýþýndaki halk kitlelerinin de çýkarýnýn devrimde olmasýdýr. Proletarya, devrimci bir konuma geldikçe, halk kitleleri de devrimcileþir. Proletarya, geniþ kitleleri devrimde birleþtirme ve sosyalizme yöneltme yeteneðini devrimlerde ispatladý, ancak bu her yerde olmadý. Proletarya, devrimci bir geliþme gösterdiði, devrimci komünizmin saflarýnda örgütlendiði yerlerde ya tarihi görevini yerine getirecek bir düzeye geldi ve yerine getirdi ya da sýnýflar mücadelesinde etkin, aðýrlýðý olan bir güç oldu. Fakat daha çok oportünist-reformist küçük burjuva sol partilerin de örgütlendiði ülkelerde, burjuvazinin peþinden gitti. Çünkü bu partiler, burjuvaziyle iþbirliði politikasý izlediler. Ýþte bu nedenle, somut örnek verirsek, Latin Amerika da politik mücadelede e- mekçiler cephesi açýsýndan büyük bir boþluk doðdu. Buralarda maddi koþullar ve nesnel durum devrim için uygun olduðu halde, sýrf oportünist-reformist partilerin burjuva iþbirliði politikalarý yüzünden devrim gerçekleþmedi. O zaman devrimci mücadeleyi, proletaryanýn dünya görüþünden ve devrimci sýnýf konumundan etkilenen sol devrimci hareketler omuzladý. Buradan çýkarýlacak sonuç, proletaryanýn yalnýzca teoride öncü bir güç olmasý deðil, asýl olarak pratikte de bu konuma denk davranmasý gerektiðidir. Proletarya, devrimci bir çizgide yürüdükçe, tüm devrimci güçler, onun öncülüðünde hareket eder. Paris Komünü nde ilk þafaðý söken, Ekim Devrimi ile ilk defa gerçekleþen ve sosyalist sistemle güçlenen sýnýflý bir toplumdan sýnýfsýz topluma geçiþ çaðý, devrimci sýnýf proletarya tarafýndan açýlmýþtýr. Devrimler, devrimci dönüþümler ve komünizme geçiþ çaðý, þimdi dünya genelinde eyleme geçen devrimci dünya proletaryasýnýn ellerinde yükseliyor. C.DAÐLI

5 Yeni Evrede Komünist Parti KO MÜ NÝST PAR TÝ SÝ NA SIL DEV RÝM CÝ BÝR GÜÇ O LUR? Burjuvaziden ayrý, burjuvaziye karþý baðýmsýz örgütlenme, iktidarý ele geçirmeyi hedefleyen proletaryanýn ilk yapmasý gereken iþtir. Bu adým temeldir, ancak tarihi devrimci görevi kapitalizmi yýkmak ve sosyalizme geçmek olan proletaryanýn, görevini yerine getirmesi için yeterli deðildir. Bunun için devrimi yapacak bir güç durumuna gelmek gerekir. Bu duruma gelmek için de baðýmsýz, devrimci bir çizgi izlenmesi bir zorunluluktur. Burjuvaziden ve küçük burjuvaziden ayrý bir çizgide ilerlemeden, proletaryanýn politik hareketi, devrimci bir güç haline gelemez. Bu nitelikleri kazanmak için mücadelenin her aþamasýnda proletaryanýn gelecekteki çýkarlarý gözetilmeli. Yakýn amaçlar için mücadele ederken de bu hareketin nihai a- macý gözetilmeli. Proletaryanýn çýkarlarýný gözetmeyen, nihai amacýný göz ardý eden bir hareket, devrimci bir güç durumuna gelemez. Günlük mücadele verilirken, günlük kazanýmlarýn sonuçlarý abartýlmamalý. Esas olan, proletaryanýn kurtuluþunu gerçekleþtirecek olan nihai amaca varýlmasýdýr. Bu anlamda hiçbir þekilde günlük kazanýmlar uðruna nihai hedef feda edilmemelidir. Ancak proletaryanýn nihai hedefini sürekli olarak gözeten bir hareket emekçi sýnýflarý kurtuluþa götürebilir. Ayrý bir parti olmak proletaryanýn çýkarýný gözetmek ve bunu yaþama geçirmek anlamýna gelmez her zaman. Ayrý bir parti olarak örgütlenmenin, proletaryanýn çýkarlarýnýn gözetildiði ve baðýmsýz bir sýnýf çizgisi anlamýna gelmediðini sosyalizm mücadelesinin uzun tarihinden biliyoruz. Proletarya içinde örgütlenmekle birlikte burjuvaziyle sýnýf iþbirliði içinde o- lan reformist ve oportünist partilerin durumu, söylediklerimizi anlamaya yeterlidir. Demek ki burjuva partilerin dýþýnda ayrý olarak örgütlenmek, eðer proletarya devrimci bir anlayýþtan yoksunsa, proletaryanýn sýnýf mücadelesi açýsýndan hiçbir þey ifade etmez. Proletaryayý kurtuluþa götürecek olan, devrimci sýnýf partisidir. Bir komünist partisinin burjuvazinin dýþýnda var olmasý, onun proletaryanýn baðýmsýz sýnýf çizgisi ve devrimci mücadelesi için tek baþýna bir güvence olmadýðýna örnek olarak, Ortadoðu daki komünist partilerin durumu gösterilebilir. Buradaki komünist partiler burjuvazinin dýþýnda var olmakla birlikte, genellikle burjuvazinin, burjuva iktidarlarýnýn destekleyicisi olmaktan öteye gidemediler. Bu nedenle ne gerçek anlamda proletaryanýn baðýmsýz gücü oldular, ne de kitleler arasýnda etkin oldular. Örgütsel olarak burjuvaziden ayrý olmakla birlikte, ideolojik-politik çizgi olarak burjuvazinin etkisinde kaldýlar. Bu partilerden Irak Komünist Partisi, Suriye Komünist Partisi ve Mýsýrlý komünist hareket olsun, Lübnan Komünist Partisi olsun, yýllar boyu kendi burjuvalarýnýn destekçisi konumunda kaldýlar. Farklý gerekçeler ileri sürseler de (Suriye Komünist Partisi nin BAAS iktidarýný anti-emperyalist ilan etmesi gibi) politikalarýnýn özü hep ayný: burjuvaziyle sýnýf iþbirliði. Her zaman iktidardaki güçleri desteklemekle kalmayýp, muhalefetteki burjuva güçleri de iktidara getirdiler. Týpký Irak Komünist Partisi nin bir zamanlar Saddam ý iktidara taþýmasý gibi. Hâlbuki Ortadoðu daki komünist partilerin uzun bir geçmiþleri var. Ýçlerinde III. Enternasyonal e katýlanlar var. Ancak baðýmsýz sýnýf çizgisi izleyemedikleri için etkin bir güç olamadýlar. Burada sorun, her þeyden önce burjuva ideolojisinden köklü olarak kopuþtur. Burjuva anlayýþla burjuvaziye karþý savaþýlmaz ve kazanýlamaz. Proletaryanýn bilimsel dünya görüþüne, bilimsel ve proleter komünizme ve proletarya enternasyonalizminin ilkelerine dayanmayan ve buna uygun davranmayan ve esas mesele dünyayý devrim yoluyla deðiþtirmektir demeyen, günlük mücadelesinde buna uygun davranmayan burjuvaziyi yenemez ve proletaryayý kurtuluþa götüremez. Proletarya adýna davrandýðýný ileri süren bir parti, eðer burjuva güçleri öne çýkarýyorsa, proletaryanýn devrimci çizgisine, devrimci mücadelesine, devrim mücadelesindeki önderliðine ve amacýna ihanet eder. Proletaryanýn baðýmsýz, etkin bir güç olmasýný engeller. Proletaryanýn dünyayý deðiþtirme rolüne ve gücüne karþý güvensizlik yayar ve sonuçta kendi kendini tüketir. Ýþçi sýnýfý hareketi hangi koþullarda kendi dýþýnda ve nasýl bir hareketi destekler? Ýþçi sýnýfý hareketi henüz güçsüz olduðu dönemde kendi dýþýnda var olan çeþitli muhalif hareketleri destekler ve desteklemiþtir. Ancak kendi dýþýndaki bu hareketler, kurulu sosyal düzene karþý devrimci çizgide mücadele veren hareketlerdir. Komünist Manifesto, bu þartlarýn olduðu durumlarda iþçi sýnýfý hareketinin kendi dýþýndaki hangi hareketleri nasýl bir çizgide destekleyebileceðini ilkesel olarak açýklamýþtýr. Kýsaca söylemek gerekirse, komünistler, mevcut toplumsal ve si ya sal du rum la ra kar þý her yer de ve her çe þit dev rim ci hareketi destekliyorlar. Komünist Manifesto nun devrimci içeriðine sadýk kalýnacaksa, yukarýdaki belirlemenin kurulu sosyal düzene karþý yönelen devrimci hareketleri desteklemeyi önerdiðini açýkça anlaþýlacaktýr. Peki Ortadoðu daki komünist partiler ve Türkiye deki sosyal-reformist ve oportünist hareketler kendi dýþlarýnda kimi destekliyorlar? Onlarýn destekledikleri, birbirinden farklý motifler kullansalar da burjuva güçlerdir. Bu ister sözde anti-emperyalist burjuvalar olsun, isterse emperyalizmin yeþil kuþaðý dinci burjuva güçler olsun fark etmiyor, destekledikleri burjuvazinin kendisidir; ihanet ettikleri ise proletaryadýr ve proletaryanýn devrimci amaçlarýdýr. Yapýlan, iþçi sýnýfýna karþý iþçi sýnýfýnýn düþmanlarýný desteklemek ve onlarý güçlendirmektir. Bu ihanet çizgisini izleyen güçler, sonunda çürüyüp daðýlmaktan kurtulamayacaklardýr. 5

6 Devrimci Kabarýþ Yeni Evrede 6 BÝR KAT HAR SÝS TÖ RE NÝ Felsefe Sözlüðü adlý yapýtýnda Ahmet Cevizci, katharsis kavramýný þu sözlerle açýklýyor: Katharsis: Arýnma, saflaþma anlamýnda, kiþinin felsefe yoluyla, hatalý i- nançlarýndan, yanlýþ fikirlerinden, estetik deneyim ve yaþantýlar yoluyla da o- lumsuz duygulardan, özellikle de yýkýcý tutkulardan kurtulmasý durumu, ruhun tutkulardan temizlenmesi süreci için kullanýlan Grekçe terim. Sokrates in katharsis i, insan zihnini öðrenmekten, kendi araþtýrmalarý yoluyla doðru bilgilere ulaþmaktan alýkoyan malumat kýrýntýlarý, saðdan soldan derlenmiþ hatalý inançlardan temizlenme sürecini ifade eder. Hrant Dink in cenazesi için Agos gazetesi önünde biriken yüzbinler, iþte böyle, Sokratesvari bir katharsis töreni yaþadýlar. Hrant ýn eþi Rakel, alanda toplananlara, adeta yaþamsal bir deneyimin kapýlarýný açtý. Onun konuþmasý, yüzbinlerin yüreðini fetheden bir kement gibiydi. Bu topluma, bu onyýllarca kanatýlmýþ yaralarýyla yaþamaya zorlanmýþ, alýþtýrýlmýþ; farklý olaný boðmaya endeksli bir ruh halinin en ucuz þoven pazarlarýnda yüksek sesle satýlýða çýkarýldýðý bu topraklarýn emekçilerine, katledilmiþ bir sevgiliye duyulan özlemin (o artýk hiç dinmeyecek özlemin), acýnýn ve öfkenin en soylu pýnarlarýnda yýkanýp dupduru olmuþ sözlerle hitap etti. O sözlerde ne kes kin slo gan lar var dý, ne de ber rak, net politik çýkarýmlar. Ama kaldýrýmda yatan altý delik ayakkabýlý adamýn katlediliþindeki sessiz ortaklýða katýlmayý reddeden yüz bin le re, her bir söz il le dos tun bir gülü kadar etki etti. O sessiz ortaklýðý reddediþin ve acýyla kavrulu öfkenin a- rýndýrdýðý yürekler, sevgili Rakel in kanatlý sözlerini ayný nabýz atýþýyla dinlediler. Baþ ka bir hal ký e zen bir halk as la özgür olmazdý. Boþuna söylenmemiþti bu laf. Ezen olmanýn avantajýyla kötürüm olan demokratik kavrayýþ, o halký her zaman gerici egemenlere baðlar. A- teþ böceklerinin ýþýða koþmasý gibi büyülenmiþçesine, adeta bir güç tarafýndan arkadan itilircesine Þiþli sokaklarýný dolduran yüzbinler, bir baþka halký ezmenin kötürümleþtirdiði bilinç ve yüreklerini a- rýndýrdýlar. Kuþkusuz, tarihi önemde bir andýr bu ve asýl sonuçlarýný önümüzdeki dönemde apaçýk biçimlerde göreceðimizden eminiz. Ama bu tarihi an, duru gökte çakan bir yýldýrým deðildi. Bu tarihi aný hazýrlayan bir dizi etmenin en ö- nemli olanlarýný gözden geçirelim. Dev ri min So kak Sý na vý Ne di yor du Marx: Dev rim, kar þýdevrimi örgütleyerek ilerler. Ýfadenin i- çerisinde gizil duran tamamlayýcý bir baþka ifadeyi de biz dile getirelim: Karþý-devrim de, ayný þekilde, devrimi daha ileriye gitmeye, derinleþmeye ve saflarýný pekiþtirmeye zorlar. 23 Ocak günü yüzbinleri ayný yürek çarpýþý ve ayný öfkeyle bir araya gelmeye zorlayan, son birkaç yýldýr tekelci karþý-devrim cephesinin sokaklardaki moral üstünlüðü ele geçirmek için hýz kazandýrdýðý þovenist dalgalanma deðil miydi? Ama devrim - o, þimdilik hiç kimsenin cebinde olmayan güç-, en sarsýcý tokadýný indirebilmek için bu þovenist histeri dalgasýnýn zirve yapmasýný sabýrla bekledi. Tekelci sermaye en koyu türden þovenizmi bürokrasinin ve militarizmin her katýna hakim kýlmýþtý ya, sistemi koruma altýna alabilmek için artýk bu kadarý yetmez olmuþtu. Þovenizmi sokaklarda da ha kim kýl mak ve dev rim güç le ri ni tam da o so kak lar da boð mak i çin, i ki yýl önce yoðun bir çaba içine girildi. Mersin deki Newroz gösterilerinde, 8-10 yaþlarýndaki çocuklarýn bayraðý yakmasýný fýrsat bilip hýz kazanan bu þovenist histeri, linç kampanyalarýyla týrmandý. Devrim ve karþý-devrim kozlarýný önce sokakta paylaþmaya baþladý. Bu þovenist histeri kampanyalarýnýn figüranlarý, faþist-ýrkçý partilerde devþirilen, uyuþturucu fuhuþ gibi karapara iliþkilerindeki rant aðýna baðlanan iþsiz gençler oldular. Linçler, en üst düzeyde yöneticiler tarafýndan desteklendi, korundu, övüldü. Böylece her ne halt ederlerse etsinler, hiçbir ceza almayacaklarýna inandýrýlan kalabalýk bir lümpen topluluðu meydana geldi. Tekelci karþý-devrim, týpký bürokrasi ve militarizm gibi, toplumun bu en tortu kesimlerini de bir anda dokunulmazlar sýnýfýna katývermiþti. Yasalarca saðlanan dokunulmazlýktan daha soyut, ama bir dizi meþrulaþtýrýcý söylem ve des tek le en az o nun ka dar et kin bir do - kunulmazlýk konumuydu bu. Karþý-devrim, bu yollarla kendi örgütsel durumuna yaygýnlýk, kitle desteði kazanýrken, devrimin güçleri ve emekçi halk, bütün geliþmelerin farkýnda ve ihtiyaç duyduklarý atýlýmý saðlayacak o sarsýcý kývýlcýmýn beklentisi içindeydiler adeta. Karþý-devrimin sokak hakimiyeti, Kemal Kerinçsiz gibi tescilli faþistlerin dile getirdiði gibi: Onlar sokakta gezemiyor, ben rahatça gezebiliyorum diyebildiði bir psikolojik eþik noktasýna gelmiþ bulunuyordu. Karþý-devrimin mengene maþalarý sýkýþtýkça, devrim de daha ileri ve daha derin bir adýma zorlandý. Hrant ýn cenazesi için Þiþli de yüzbinleri bir araya getiren, devrimin en çok sýkýþtýðý noktada patlayarak genleþmesinin kaçýnýlmazlýðýydý. Devrim, son yýllarda sokaklarý þovenist histeriyle ele geçirmeye çalýþan karþý-devrimi adeta can evinden vurdu. Hem onun elindeki ideolojik argümanlarý bir çýrpýda paçavraya çevirdi, hem alaný dolduran yüzbinlerin bilinçlerini yeni bir düzeye sýçratarak onlarýn sezgi ve kavrayýþlarýný alabildiðine keskinleþtirdi, hem de gücünü ortaya dökerek emekçi saflarýna, bu çok kritik anda ihtiyacý duyulan morali, yalnýz olmama duygusu ve güvenini yeniden kazandýrdý. Devrim, sokaklardan güç ve moral

7 Yeni Evrede Devrimci Kabarýþ devþirirken, katliamýn sýcak anla rýn da buz gi bi ve i ki yüz lü ký - nama açýklamalarýyla ortalýkta dolaþan egemen tekelci sermayenin sözcüleri, þimdilerde seslerini yeniden yükseltmeye baþladýlar. Devrim onlarý bir anda savunma konumuna itmiþti, fakat onlar biliyorlardý ki, þovenizmin savunma konumuna çekilmesi, onun ölümü demektir. Þovenizm ancak sürekli saldýrý konumunda etkili bir silaha dönüþebilir. Tekeller zehirli oklarýný, cenazede en çok atýlan ve duyulan Hepimiz Ermeniyiz sloganýna yönelttiler. Bu sloganda ifade bulan bilinç arýnmasý, þovenizmin kalbine sokulmuþ bir hançerdi. Bu slogan, enternasyonal bir slo gan dý. Bu slo gan da ha ilk gün, bugüne kadar sürdürülen resmi ideolojiyi yerle bir etmiþtir. Cenaze töreni, halk kitlelerinin bir patlamasýna dönüþmüþtür. Bu etki bir sýçramadýr. Devrimci durumun olgunlaþtýðýnýn bir göstergesidir ayný zamanda. Bu büyük patlamaya özellikle önem verilmelidir; çünkü bu daha büyük patlamalarýn dinamiklerinin fazlasýyla oluþtuðunu göstermektedir. Ortalama bir anlayýþ, genellikle yýðýnlarýn görece sessizliðine bakar; ve bunun ötesinde bir þey görmemek, ortalama sol anlayýþýn kavrayýþýdýr. Ama devrimci bir anlayýþ, o görece geçici durgunluk içinde bile devrimci sýçrama ve patlamalarýn bütün ögelerinin oluþtuðu nu ve bu nun mut la ka bü yük bir güç le açýða çýkacaðýný görür. TÜSÝAD baþta olmak üzere, büyük sermaye güçleri ise, bu büyük patlamanýn devrimci özünü boþaltýp onun sisteme karþý olan yönünü yok sayarak, AB politikalarýna direnen güçleri geriletmek için bu eylemi kullanmak istemiþtir. A- ma þu bir ger çek tir ki, halk ni ce lik ve bi - linç olarak öyle bir noktaya gelmiþtir ki, onun gücüne dayanmadan, onu yanýna çekmeden hiçbir burjuva güç, diðerine karþý harekete dahi geçemez durumdadýr. Ancak, Dink in cenazesinde halk kitleleri, sistemin bütününü hedeflemiþlerdir: Unutulmamalýdýr ki, sermaye sýnýfýnýn kendisine, devrimle sokakta boy ölçüþme olanaðý veren þovenizmden kolayca vazgeçmesi düþünülemez. Ama, daða taþa Ne Mutlu Türküm Diyene yazanlarýn, Hepimiz Ermeniyiz sloganýný ýrkçý diye suçlamalarýndaki iki yüzlülük öyle sýrýtýyordu ki, bu tavrýn milyonlar tarafýndan utanmazca bir piþkinlik olarak algýlanacaðýný hiç hesaba katmýyorlardý. Top lum sal Bi linç te Vic da ni He sap laþ ma lar Yad sý na maz Alaný dolduran yüzbinleri, oraya doðru çeken vicdani bir hesaplaþma ihtiyacý olabilir mi? Eðer vicdaný soyut bir insani erdem olarak ele almak yerine, o- nu tarihi ve sýnýfsal baðlamlarý içinde deðerlendirirsek, soruya dosdoðru cevaplar bulabiliriz. Ermeni meselesi söz konusu olduðunda, vicdaný susturulmuþ bir toplum haline getirildi bu topraklarýn insanlarý. O suskunluk, çoðu zaman baskýyla, inkarla, unutuluþa býrakmakla, utanç ve dehþetle örülü bir karanlýk yaratýyordu emekçi sýnýflarýn bilinçlerinde. O karanlýk dönemlerin konusu açýldýðýnda, büyük dedelerimizin ve büyük ninelerimizin dehþetle büyüyen gözbebeklerinde ya da utançla bükülen boyunlarýnda, küllerin altýnda saklý duran gerçeklerin taþýnmasý zor bir yük olduðunu öðrendik biz. Nicedir, o tarihleri bizzat yaþayanlar bu dünyadan göçüp gittiler. Yeni kuþaklar, o günlere dair gerçekleri, dehþetle büyüyen gözbebeklerinden ya da utançla eðilen boyunlardan öðrenme imkanlarýný yitirmiþ olsalar bile; devrimin eþelediði küllerin yaydýðý kokular, emekçi sýnýflarýn genç nesillerinin bilinçlerindeki o karanlýk noktayý kurcalamaya baþlamýþtý bile. Katýldýðý bir sempozyumda Hrant Dink, soykýrýmý boþ bir inatla inkar e- den öðrenciye þöyle sesleniyordu: Biliyorum, seni çok iyi anlýyorum. Atalarýnýzýn böylesi korkunç bir olaya karýþtýðýný kabul etmeniz çok zor. E vet, milyonlarca insan için böyle bir gerçeði kabullenmek zordu a- ma devrim külleri eþeledikçe, yok öy le bir þey de mek de ar - týk kar etmiyordu. Devrim, güçlü ve ýsrarcý bir tarih öðretmenidir. O, toplumun baðrýnda gizli bütün çeliþkileri keskinleþtirerek, ezilenlere güç ve moral vererek, onlara örgütlenme ve söz hakký tanýyarak; tarihin karanlýk sayfalarýnda unutulup giden nice olayý, nice yarayý ortaya çýkartýr. Devrimin bu gücü, en belirgin þeklide, ezilen Kürt halkýnda görüldü. Bir soykýrýmýn ardýndan, süregiden bir tehdidi yaþamaya devam eden bir baþka ezilen ulus, ayný þekilde kendi gerçeðini haykýrmaz mýydý? Evet, belki o tarihleri bizzat yaþayan büyük dedeler, büyük nineler, çoktan topraða karýþtýlar ama devrim, emekçi sýnýflarýn yüzüne, o kýrýk aynayý tutup çýplak gerçeði görmeye ve hesaplaþmaya davet etti. Vicdani bir hesaplaþmanýn çok ötesinde, emekçi sýnýflarýn bilincini keskinleþtiren, burjuva sýnýfla son baðlarý koparýp atan bir toplumsal hesaplaþmaydý devrimin davet ettiði... O gerçeði kabul etmekte hala zorlananlar, yüz yýl önce olup bitmiþ bir olayýn defterini artýk kapatýp, meseleyi tarihçilere býrakma seçeneðine zorlanýyorlardý ki, Hrant ýn Þiþli kaldýrýmlarýna yayýlan kaný, çoðu emekçiyi bu seçenekten bir anda vazgeçirdi. Meseleyi tarihçilere býrakmak mý? O kýrým, günümüzde bi le sü rer ken mi? Hrant ýn ka ný, dü ne kadar o gerçeði kabullenmekte zorlananlara dosdoðru bir seçim yapma þansý ta- 7

8 Devrimci Kabarýþ Yeni Evrede nýdý. Vicdani hesaplaþma, burjuvaziyi tehdit eden toplumsal bir bilince dönüþtü. 8 Re for mist ler Bo þu na Se vin me sin Cenaze töreninde toplanan kalabalýðýn sessizce ve -böylesi büyük kitle gösterilerinde alýþýldýk hale gelen- banka ve iþyeri camlarýný kýrmadan yürümesi, reformistlerin pek hoþuna gitti, pek sevindiler. Yüzbinlerin, yaþamsal bir deneyimden geçerek ulaþtýklarý bu katharsisi iyice sindirebilmek için; yepyeni bir düzeyde açýveren toplumsal bilincin yüzbinlerce kiþilik dev bir varlýk halinde a- kýþý içinde o koca gövdeden kendine güven ve mo ral der le mek i çin, sýrf bu ne - denlerle tek bir nabzýn atýþýndaki bir disiplinle yürümesi, ÖDP li reformistlere göre tüm farklýlýklarýmýzla bir aradayýz iradesinin beyanýndan ibaretmiþ. E- vet ama, kimin kiminle bir arada yaþamasý? ÖDP reformizmi aylardýr, ezen ve e- zilen ulus gerçekliðine ve bu gerçekliðin ortaya çýkardýðý politik görevlere tek bir vurgu bile yapmadan; bütün ezilen topluluklarýn ve emekçi sýnýflarýn burjuva egemenliðe karþý birlikte mücadelesine da ir tek bir söz bi le söy le me den, so yut bir farklýlýklara raðmen bir aradayýz kampanyalarý düzenledi. ÖDP reformizminin burjuvaziyle kucaklaþma arzusu ve ýsrarýný bilenler, sürdürülen bu kampanyanýn, esasýnda burjuvaziyle bir arada yaþama isteðinin bir ifadesi olduðunu pekala anladýlar. Ýþte bu istek ve ýsrardaki ÖDP, ses siz ce ve yý kýp dök me den yürüyen yüzbinlerin, burjuva sýnýflara u- zatýlmýþ bir barýþ eli olduðunu hayal ediyor; o yürüyüþün özünde burjuva egemenliðin þovenist politikalarýna doðrudan tehdit oluþturan yönünü görmezden geliyorlar. Týpký ÖDP gibi, diðer reformist partiler de yüzbinlerin eylemini arkalarýna alarak, burjuvaziyle barýþ anlaþmasýna soyundular. Pazarlýk masasýnýn üzerinde de kötü þöhretli 301. maddeyi sürdüler. San ki 301. mad de, bü tün o þo ven his te - rinin ve linç hareketlerinin kaynaðýydý. O madde, olsa olsa, bütün sokaklarý linç arenasýna çeviren þovenist histerinin baþýndaki þapka olabilir madde kalktýðýnda, bu topraklarda hiçbir þeyin deðiþmeyeceðini, maddenin kaldýrýlýþýyla daha da azdýrýlan ve sokak infazlarýna dökülen anti-komünist histeriden öðrenemedikleri anlaþýlýyor. Burjuvaziye deðil, ama þapkasýna vurmak. Tam reformizme yakýþan tavýr. Te kel le rin Gün de mi Baþ ka E mek çi le rin Bam baþ ka Reformistlerin aksine tekelci sermaye, yüzbinlerin tek bir slogan altýnda tek bir ses ve yürekle sekiz kilometre inatla yürümelerinin ardýndaki büyük tehdidi sezinledi. Çok deðil, daha birkaç hafta önce tüm büyük kent meydanlarýný kurban olam ayýna yýldýzýna afiþleriyle donatanlarýn, pek kötü bir ofsaytta yakalanmýþ olmalarý bir yana, yüzbinlerin ancak bir partinin sahip olabileceði bir disiplin ve inatla hareket ettikleri eylem, çok önemli bir gerçeði daha açýða çýkardý: Tekelci sermayeyle halklar arasýnda kocaman ve kolay kapatýlamaz bir politik uçurum var. Tekelci sermaye, þovenist dalgalarýn üzerinde, yolu Kerkük ten, soykýrýmýn i- natla reddinden ve safkan bir ýrkçýlýktan geçen bir rota tutturmuþtu. Bu politika rotasýnda, þimdiki ve gelecekteki varlýklarýnýn güvencesini görüyordu. Oysa e- mekçi sýnýflarýn gündemi bambaþkaydý, günlük sýkýntýlarý, çözümünü aradýklarý sorunlar, kafalarýnda cevap bekleyen sorular, tamamen bambaþka. Tekellerin kimi aklý baþýnda yazarlarý, emekçi sýnýflarla tekelci partiler arasýndaki bu siyasi uçurumun ne denli tehlikeli olduðuna i- þaret ediyorlar. Bundan böyle, o politik uçurum varolmaya devam edecek; üstelik, tekelci sermayenin atacaðý her adým, o uçurumu daha da derinleþtirecek. Bu eðilim, ne bu ülkenin tekelci partilerine ait bir beceriksizliðin eseridir, ne de bu topraklarýn halklarýna özgüdür. Sermaye, sadece bu topraklarda deðil, bütün dünyada, e- mekçi sýnýflar üzerindeki denetimini hýzla kaybediyor. Emekçiler, tekellerin ve onlarýn temsilcilerinin sözlerine güven duymuyorlar. Bir göz atýn ABD ye. Dün ya nýn en güç lü, en var lýk lý, en i yi örgütlenmiþ ve toplum üzerinde en kapsamlý denetimi kurmuþ sermayeye sahip bu ülkesinde bile, tekellerin sözlerine güvenmeyenler, ezici çoðunluðu oluþturuyor. 11 Eylül ün bizzat ABD hükümetinin iþi olduðuna inanan Amerikalýlarýn oranýndaki artýþ, inanýlmaz düzeyde. Bu oran, son aylarda çoðunluðu gösteriyor. Hemen hemen ayný güç ve etkinliðe sahip olan AB tekelleri, tüm güçleriyle ve propaganda aygýtlarýyla abanmalarýna raðmen, girdikleri referandum seçimlerinden hep yenilgiyle ayrýldýlar. AB anayasasýnýn referandumlarla hemen tüm AB ülkelerinde reddedilmesi, Avrupa halklarýnýn da tekellere hiçbir þekilde güvenmediklerinin açýk kanýtý oldu. Emperyalist sermayenin gözle görülür biçimde yaþadýðý bu inanýlýrlýk bunalýmý, sermaye egemenliðinin daha zayýf temellere sahip olduðu baðýmlý kapitalist ülkelerde, kat be kat þiddetle yaþanýyor. Tarihin ulaþtýðý bu yeni evrede, e- mekçi sýnýflar, sermayeye karþý duyduklarý güvensizliði, sadece pasif biçimlerde deðil, aktif biçimlerde dile getiriyorlar. Aktif, pratik, dip akýntýlarýný büyük dalgalara dönüþtürüyor. Bütün bunlar, e- mekçi insanlýðýn gerçek özgürlüðe ulaþacak araç ve olanaklarý þimdiden yarattýðýný ve en önemlisi, bu olanaðýn farkýnda olduklarýný gösteriyor. Bu topraklarda emekçi sýnýflarýn vicdani bir hesaplaþmasýný, bir anda sermaye sýnýfýna yönelen bir tehdide dönüþtüren, iþte çaðýmýzýn ulaþtýðý bu yeni evredir. 23 Ocak sokaklarýnda, karþý-devrim, sersemletici bir darbe aldý. Devlet, bugüne kadar resmi ideolojiyi teþhir etmede cesur davrandýðý için hedef aldýðý Hrant Dink i öldürürken, böyle büyük bir halk patlamasý olacaðýný ve bunun kendi a- leyhine döneceðini hesap etmemiþti. A- ma açýk ki, devlet ortamýn devrimci karakterinden dolayý serinkanlýlýðýný yitirmiþtir. Geliþmeler, bundan sonra devletin Hrant Dink ve Þemdinli olaylarýnda olduðu gibi yapacaðý her saldýrýya halklarýn cesur bir þekilde karþýlýk vereceðini göstermektedir. Bundan sonra devletin yapacaðý her saldýrý, halklarýn ayaklanmasýna yol açacaktýr. Hrant Dink in cenazesinde devrim, gücünü ortaya dökerek moral depoladý. Þimdi, þovenizmle mücadele için, sezgileri ve bilinçleri keskinleþmiþ yüzbinlere sahibiz. Devrimin sokaklarda hýzla yeni mevziler elde

9 Yeni Evrede 8 Mart 8 MART TA AY NI LAR AY NI YE RE AY RI LAR AY RI YE RE 8 MART Mart Dün ya E mek çi Ka dýn lar Gü nü nün Ar dýn dan * ( ) Mart ýn da; 8 Mart Dün ya E mek çi Ka dýn lar Gü nü nü ör - gütleyen devrimci kadýnlar, feminist hareketlerin miting alanýnda oluþturduðu zincirin dýþýnda kaldýlar. Ayný tabloyla karþýlaþmak istemeyen devrimci kadýn örgütleri bir araya gelerek, 8 Mart ýn sýnýfsal özüne uygun kutlanmasý için kollarý sývadýlar. Bu çabanýn sonucunda oluþturulan platform kendi iradesini ortaya koyarak 6 Mart Pazar günü Beyazýt ta yapýlacak miting kararýný aldý. Feminist kadýnlarýn ve kadýn sorununa feminist bakan çevrelerin 8 Mart ý genel bir kadýn gününe çevirme çabalarýna karþý yaþanan bu ayrýþmanýn anlamlý, ve gerekli olduðunu düþünüyoruz. Bu nedenle bu yýl 8 Mart ta ortaya çýkan ayrýþmadan, bazýlarýnýn yaptýðý gibi elem duymuyoruz. Emekçi Kadýnlar Birliði nin, oluþan Devrimci Kadýn Platformu nun dýþýnda kalmasý ve Kadýköy için miting baþvurusunda kalmasý ise kelimenin tam anlamýyla yangýndan mal kaçýrma mantýðýydý. EKB ince hesaplar yapmýþtý ama evdeki hesap çarþýya uymadý. EKB ye, ýsrarla birliði bozmamasý konusunda uyarýlar yapýlmasýna raðmen, dikkate almamýþ ve Kadýköy baþvurularýndan vazgeçmeyeceklerini ýsrarla vurgulamýþlardýr. Kadýköy mitingine izin verilip Beyazýt a izin verilmemesi üzerine EKB den gelen Kadýköy mitingine davet platformda kýsa bir tartýþmaya neden olsa da, platform bütünlüðü korunabilmiþtir. EKB nin ben merkezci, kendini dayatýcý yaklaþýmý mahkum edilmiþ köylü kurnazlýklarýyla kimsenin bir yere varamayacaðý gösterilmiþtir. ( ) Emekçi Kadýnlar (EKA) * Y.E. Mü ca de le Bir li ði, 37. Sa yý, Mart MART 2006 Dev rim ci 8 Mart Ve Net le þen Çiz gi ler* ( ) Bu yýl, ESP nin platform toplantýlarýna çaðrýlmasýnda ýsrarlý olan siyasi çevreler, ciddi bir ilkesizlik örneði sergilemiþlerdir. Bu, ne olursan ol yine gel anlayýþýdýr. Platformun herhangi bir özeleþtiri istemeden ESP yi -ve dolayýsýyla EKB yi- toplantýlara çaðýrmasý, Emekçi Kadýnlar (EKA) nýn uyarýsýna raðmen olmuþtur. EKA, geçen yýlýn muhasebesinin yapýlmasýnýn altýný önemle çizmiþ; EKB nin özeleþtiri vermesi gerektiðini; ancak ciddi bir özeleþtiriden sonra birlikte hareket edilebileceðini vurgulamýþtýr. EKA, ayrýca sorunun sadece kendilerinin deðil, bütün bir platformun olduðunun altýný çizmiþtir. Ancak platform, özeleþtiri vermeden EKB yi çaðýrmakta sakýnca görmemiþtir. Ve hatta platforma ESP ile birlikte gelen EKB (acaba isimlerini EKD olarak deðiþtirdikleri için mi platform onlarýn geçen sene yaptýklarýný görmezden geldi? Ýnsan, düþünmeden edemiyor!), bu yýl 8 Mart ý örgütleyecek olan platformun yürütmesine dahi girebilmiþtir! Tam platformdaki, ESP yi vazgeçilmez gören anlayýþlar, rahat bir nefes almýþlarken bu kez ESP, Beyazýt ta izinli bir miting yapýlamayacaðýný hissettiði için, gönlünde yataný dillendirmekten çekinmemiþtir. Beyazýt a izin verilmezse 4 ünde Kadýköy e gidelim diyen ESP nin ve dolayýsýyla EKB nin, bunu bir anda dillendirmediði açýktýr. Þu sözleriyle kendilerini ele veriyorlar. Neden Beyazýt deðil? çünkü biz yasal miting yapmak istiyoruz... Beyazýt yasal olursa biz orada oluruz Böylece ESP nin genel politik söylemlerinden baðýmsýz olmayan bu söylem daha iyi anlaþýlabiliyor. ESP nin yasalcýlýk yönelimine uygun olarak ancak yasal bir miting e katýlabileceði anlaþýlýyor. Bunun dýþýndakilere kapýlarýný baþtan kapattýklarý için yürütmeden de çekiliyorlar. Daha sonra da ýsrarla çaðrýldýklarý platformu terk edip Kadýköy için baþvuruyorlar. Ve belki de kim bi lir bu yýl da tek nik bir so run çýk ma sýn di ye za ten ön ce den baþ vur - duklarý Kadýköy e gidiyorlar. ESP ve EKB için bu eþyanýn doðasýna gayet uygun. Onlar zaten geçen yýl buna karar vermiþlerdi. Þimdi esas olarak platform oturup, EKA nýn uyarýsýna raðmen neden ESP nin özeleþtiri vermeksizin çaðrýldýðýný deðerlendirmek durumundadýr. Emekçi Kadýnlar (EKA) * Y.E. Mü ca de le Bir li ði, 63. Sa yý, 1-15 Mart Mart ýnda Emekçi Kadýnlarýn net tavrýný daha iyi anlayabilmek için geçtiðimiz iki yýlýn deneyimine ve tarihin tanýklýðýna baþvurarak baþlayalým yazýmýza Yaptýðýmýz bu alýntýlardan da anlaþýlacaðý üzre; Mart ýnýn örgütlenmesine Devrimci Kadýn Platformu, ESP-EKD nin i ki yýl dýr 8 Mart lardaki tutumunu tartýþarak ve genel olarak özeleþtiri isteyerek baþladý. Ancak ESP-EKD birçok yapýnýn özeleþtiri istemesine, devrimci ortak iþ yapma kültürüne ters düþen tutumlarýný eleþtirmesine raðmen, özeleþtiri verilecek bir þey görmediklerini söyledi. Bu açýklamaya raðmen hiçbir þey olmamýþçasýna yine platformun içine alýndý. Emekçi Kadýnlar olarak bizler, toplantýlarda ESP-EKD nin bu tavrýný eleþtirdik ayný zamanda platformun bileþenlerini söylediklerinin arkasýnda durmaya davet ettik. Ancak Makyavelizm ortalama sol hareketin ruhuna iþlediði için tam kelimenin anlamýyla yaptým oldu mantýðýyla davrandýlar. Ve daha önce söyledikleri sözlerin arkasýnda duramadýlar. Hatta EKD-ESP nin toplantýya gelmesini daha önceki yýllarýn özeleþtirisi olarak kabul edenler bile oldu! Ama ne hikmetse platforma gelerek özeleþtiri verdiði varsayýlan siyaset burnundan kýl aldýrmaz tavýrlarýný sürdürüyor ve deyim yerindeyse zentinyaðý gibi üste çýkmaya çalýþýyordu. Ýþte bu noktada birleþik yanýlgý nýn yani ilkesizliðin dansý baþladý. Bir kez daha biz EKA olarak, EKD ile özel bir sorunumuz olmadýðýný a ma plat for mun EKD i le bir so ru nu olduðunu, platformun EKD den istediði özeleþtiriyi almasý gerektiðini söyledik. Her siyasi yapýnýn EKD ile ayrý ayrý görüþerek sorunu halletmesi gerekir denilerek þekilsiz bir çözüm önerildi ve itirazlarýmýza raðmen kabul edildi. Bunun üzerine bu yýl 8 Mart ý EKD i le bir lik te Ka dý köy de kutlama kararýna þerh koyduk ve özeleþtiri vermeksizin saðlýklý bir birliktelik yürütülemeyeceði konusunda ciddi uyarýlarda bulunduk. Buna raðmen, EKD tekrar yürütmeye alýnarak iki yýldýr sürdürdüðü tavrý onaylandý. EKA nýn uyarýlarýnda ne kadar haklý olduðu pratikte bir kez daha görüldü. Platform 9 Þubat Cuma günü Kadýköy de bir basýn açýklamasýyla mitingin kamuoyuna duyurulmasýna karar vermiþti. Platformun bu kararýný hiçe sayan EKD, ayný yerde, iki gün önce bir basýn açýklamasýyla EKD olarak herkesi 4 Mart ta Kadýköy e çaðýrdýðýný duyurdu. Yine ince hesaplarla ne kadar faydacý bir mantýkla hareket ettiðini gözler önüne serdi. Bunun üzerine platform toplantýsýnda biz EKA olarak bu konuyu gündeme getirdik. Ve bunun tam da platformun EKD yi eleþtirdiði birlikte iþ yapma kültürüne aykýrý davranma nýn bir örneði olduðunu vurguladýk. EKA dýþýndaki tüm kurumlar EKD nin bu tutumunu yine hiçbir somut yaptýrýmý olmayan, yanlýþ bir tutum, talihsizlik, olmamasý gereken, daha titiz olunmasý gerekir söylemleriyle deðerlendirdiler. Ancak her þeye raðmen yine birlikte iþ yapýlabileceðini ortaya koydular. EKA olarak tüm uyarýlarýmýza ve EKD nin yürütmeden çýkarýlmasý somut önerilerimize raðmen, platformu bu ilkesizliði sürdürmekten vazgeçiremedik. EKA olarak bu ilkesizliðe göz yummadýðýmýzý, bu ilkesizliðin bir parçasý olmayacaðýmýzý belirterek platformdan imzamýzý çektik. Ayrýlýklar yaratmamak, birliktelikler saðlayabilmek adýna ne olursan ol gel demenin sonucu bu ilkesiz lik ti. Bu na göz yum mak, bu tav ra sessiz kalanlarý da ayný ilkesiz duruma sokar. Bize göre platform ilkesiz bir tutum takýnmýþtýr. Buna ortak olmak bu kültürün devrimci hareket i- çinde yer etmesine izin vermektir. EKA olarak buna izin veremezdik. Ýmzamýzý çekerek aynýlarýn ayný yerde ayrýlarýnsa ayrý yerde olacaðýný gösterdik. 9

10 Barýþ Çaðrýlarý Yeni Evrede 10 ÖZGÜRLÜK HAKKI DEVRÝMLE KAZANILACAK Ulusal Kurtuluþ Hareketi(UKH) nin barýþ istemi, deyim yerindeyse camii avlusuna terkedilmiþ bebek gibi. Devlet uzun süredir baþvurduðu oyalama taktiklerinden sonra þimdi daha yoðun bir savaþa hazýrlanýyor. Önce Dýþiþleri bakaný Abdullah Gül arkasýndan Genelkurmay Baþkaný Yaþar Büyükanýt ýn ABD ziyaretinin asýl amacý bu. Abdullah Gül ün ABD deki ilk görüþmelerinin hemen arkasýndan UKH ne karþý Avrupa da baþlatýlan gözaltý operasyonu bunu herhangi bir þüpheye yer býrakmaksýzýn kanýtlýyor. Ulusal Kurtuluþ Hareketi nin önayak olmasýyla Ankara da gerçekleþtirilen Barýþ Konferansý ndan hemen sonra geliþen o- laylara þöyle bir bakmak bile devletin konuya nasýl yaklaþtýðýný anlamak için yeterlidir. Konferanstan hemen sonra Hrant Dink in öldürülmesi ve þimdi baþlatýlan operasyonlar, devletin atýlan adýmlar karþýsýndaki politikasýný tarife yetiyor da artýyor bile. Belki olmayacak duaya âmin demek anlamýna gelecek ama bir an için Ulusal Kurtuluþ Hareketi nin barýþ isteminin kabul edildiðini düþünelim. Bu ne anlama gelecektir? Bu hiç bir þekilde kendi kaderini tayin hakký anlamýna gelmeyecektir; çünkü Uluslarýn Kendi Kaderini Tayin Hakký (UKTH) ýn özü, baðýmsýz devlet kurma hakký da dâhil olmak üzere, ezilen ulusun kendi geleceði hakkýndaki kararý kendisinin vermesidir. Oysaki UKH uzunca bir süredir demokratik cumhuriyet anlayýþýyla ve en son geliþtirdikleri devletsiz komünal iliþki düþüncesiyle uluslarýn kendi kaderini tayin hakkýnýn özü olan ayrýlýp baðýmsýz devlet kurma hakký ný zaten dýþlamaktadýr. UKH, uzunca bir süredir teorileþtirdiði görüþlerle, belirli kültürel ve çok sýnýrlý politik haklar uðruna UKTH dan vazgeçmiþ durumdadýr. Kültürel özerklik vb. tezlerin, ezilen ulusa hiçbir þey kazandýrmadýðý tam tersine ezen ulusun egemenliðini güvenceye aldýðý, hem teorik hem de pratik anlamda defalarca kanýtlanmýþtýr. Bugün UKH nin barýþ için çizmiþ olduðu çerçeve kabul edilmiþ olsa bile bu, ulusal sorunun çözülmesi anlamýna gelmeyecektir. Bu nedenle, ulusal sorunu var eden nedenler orta yerde durmaya devam edecektir. Bu da doðal olarak kendi sonuçlarýný çýkarmaya devam edecektir. Egemen ulus burjuvazisinin belirli bir kesimi, kendilerine rahat bir nefes aldýrtacaðýný düþündükleri için UKH nin sunmuþ olduðu çerçevenin kabul edilmesini istiyorlar. Onlar, kendi iktidarlarýný sarsmayacak, egemenliklerine dokunmayacak hatta e- gemenliklerini sürdürmelerini kolaylaþtýracak bu adýmlar atýlýrsa sorunun çözüleceðini düþünüyorlar. Ama aslýnda böylesi bir geliþme ulusal-sýnýfsal mücadelenin sýnýfsal yönünü daha çok öne çýkaracaðý için, onlarý tamda nefes aldýklarýný düþündükleri sýrada nefessiz býrakacaktýr. Ulusal sorun çözümlenmemiþ olsa bile UKH nin çizmiþ olduðu çerçeve kabul edilirse, ulusal sorun için atýlmýþ her adým kendinden baðýmsýz olarak bir atmosfer yaratacak ve bu atmosferde sýnýfsal mücadele büyük bir açýlým yapacaktýr. Yani ulusal sorunda öyle bir aþamaya gelinmiþtir ki, burjuvazi ne yaparsa yapsýn devrim için çalýþmýþ olacaktýr. Devlet, ulusal sorun konusunda kendi içinde bir bütünlüðe, görüþ birliðine sahip deðil. Devlet, bu sorun üzerinden kendi varlýðýnýn devamýný görüyor. Ulusal sorun konusunda en ufak bir esnemenin dahi hýzla bir çöküþü getireceðini düþündüðü i- çin UKH i le bir gö rüþ me ya da an laþ ma yap ma ya ta raf tar de ðil; hatta bunu engellemeye çalýþýyor. Ancak bildik klasik yöntemlerle bu sorunun çözülmeyeceði de artýk anlaþýlmýþ durumda. Askeri imha ve zor yöntemleriyle bu sorunu çözmeye çalýþmak, bunda ýsrarcý olmak da, bu politikanýn savunucularýný iflasa sürüklüyor. Türkiye de bu kesimin öncülüðünü Türk Silahlý Kuvvetleri yapýyor. Tekelci sermaye sýnýfý UKH nin sunduðu çerçevenin kendinden baðýmsýz yaratacaðý devrimci sonuçlardan korktuðu i- çin, klasik yöntemlerde ýsrarcý olan TSK nýn üzerine gidemiyor. Devrim korkusu, her þeyin üzerine çýkýyor. Her þeyin üzerine çýkan devrim korkusu tekelci sermayeyi ve orduyu uzlaþma arayýþýna, birlikte hareket etmeye itiyor. UKH nin ateþkesi bozmasý halinde varolan sistem krizi daha da derinleþecektir. Bu egemen güçlerin birbirine düþmesi demektir. Bugünden bunun izleri görülüyor. Devlet kendi içinde bir çözülme süreci yaþý yor. Hiç kuþ ku yok ki do ruk ta ya þa nan bu bu na lým, çe liþ ki ve çatýþmalarýn derinleþmesi, devrimin ön koþullarýndan biridir. Devrim geliþtikçe egemen güçlerin birbirine düþmesi de artacaktýr. Kürt halký UKH nin çizgisinin sonuçlarýný yaþayarak, kendi deneyimleriyle görecektir. Bu çizginin sonuçlarý somut olarak ortaya çýkana deðin, giderek zayýflayan biçimde de olsa o- nu desteklemeye devam edecektir. Bu nedenle bizler Kürt halkýna ýsrarla ve sabýrla siyasi gerçekleri anlatmalýyýz. Ulusal sorunda Kürt halký ýsrarla Uluslarýn Kendi Kaderini Tayin Hakký ilkesini savunmaya devam edeceklerdir. Kürt halký ona özgürlüðünü getirmeyecek olan hiçbir politikanýn peþinden uzun süre gitmez. Uzun vadede Kürt halký ulusal sorunun çözümünün komünistlerin önderliðinde olabileceðine dair bir kanaate daha çok sahip olacaktýr. Tüm geliþmeler, Leninistlerin yýllardýr ýsrarla vurguladýklarý Kürt-Türk halklarýnýn ulusal-sýnýfsal kurtuluþ mücadelelerinin iç içe olduðu olgusunu güçlendiriyor. Gelinen nokta bu sorunun komünistlerin önerdiði çizgi dýþýnda çözülmeyeceðini göstermiþtir. Yaþam, Leninist politikalarýn doðruluðunu kanýtlamýþtýr. Bu birleþik devrimin geleceði açýsýndan çok büyük bir öneme sahiptir.

11 Yeni Evrede NATO Karþýtý Eylem Emperyalist-kapitalist sistemin yeni savaþ ve katliam planlarýnýn yapýldýðýý NATO güvenlik konferansý 9-10 Þubat tarihleri arasýnda Almanya nýn Münih kentinde toplandý. Daha önceki senelerde gerçekleþen protesto eylemlerinin rengini bilen Alman devleti bu yýlki protesto eylemlerine karþý daha yoðun þiddet içeren önlemlerle hazýrlandý. Konferansýn yapýlacaðý Bayerischer Hof otelinin çevresi iki gün öncesinden trafiðe kapatýldý. Sadece toplantýnýn yapýlacaðý alanýn güvenliðini saðlamak için 3500 polis ve genel olarak konferansýn güvenliði için ise 10 bin polis görevlendirildi. Otoban ve þehir trafiði çok yoðun kontrol altýna alýnarak protesto gösterilerine gerçekleþecek katýlým önlenmeye çalýþýldý. Emperyalist-kapitalist sistemin eli kanlý yöneticileri, tüm bu önlemlerin korumasýnda, kapalý kapýlar ardýnda sömürü ve savaþ planlarýný hazýrlarlarken binlerce eylemci bu planlara karþý çýkmak için alanlardaydý. 10 Þubat Pazar günü yapýlacak protesto gösterilerine katýlmak için, bizler de, bulunduðumuz bölgedeki Alman gruplarýyla birlikte tuttuðumuz otobüsle yola çýktýk. Ama daha, Bayern eyalet sýnýrlarý (Münih in baðlý olduðu bölge) içine girdiðimiz anda i- ki sivil ve iki resmi polis otosunun eyleme geciktirme kortejine alýndýk. Yaklaþýk 10 kilometre boyunca otobandaki diðer araçlarýn yanýmýza ve önümüze geçmesi engellendi ve sonunda bir otoban parkýna yönlendirilip durdurulduk. Durdurulduðumuz park tay sa yak la þýk (ki bu ya rým sa at i çin de 50 ye çýk tý) polis otosu bizi bekliyordu. Ýçinde 40 kiþinin bulunduðu bir o- tobüsün aranmasý için bu normal bir durum deðildi. Otobüse daha ilk gelen polisin yüksek ve üst perdeden bir ses tonuyla, ne yapmaya çalýþtýðýmýzý biliyorsunuz þimdi aþaðýya ineceksiniz kimlik kontrolleriniz ve üst aramalarýnýz yapýlacak demesiyle birlikte iþin rengi netleþti. Bu rutin bir uygulama deðil, eylemcileri pasifize etme ve katýlýmý engelleme çabasýydý. Sorumlu Alman arkadaþýn benim kimliðimi kontrol e- din ve kaydedin bu otobüsten kaynaklý doðabilecek tüm sorunlarda da beni sorumlu tutarsýnýz (bu normalde Almanya da yapýlan bir uygulama) çünkü yapacaðýnýz arama ve kimlik kontrolü bizi eyleme geciktirir demesiyle birlikte polis, otobüsün ön tarafýndaki kitleye saldýrmaya ve tek tek insanlarý koparýp gözaltýna almaya çalýþtý. Bu sýrada çevreden gelen destekle birlikte polislerin sayýsý bir hayli fazlalaþtý. Çýkan arbedede dört Mücadele Birliði okuru, bir Atýlým okuru ve bir Alman arkadaþýmýz, yerlerde sürüklenip þiddete maruz kalarak yaka paça gözaltýna alýndý. Yaklaþýk bir saatlik bir gerginlikten sonra polis tarafýndan, gözaltýndaki arkadaþlarýn polise þiddet uygulamaktan dolayý savcýlýða çýkarýlacaðý ama (buna raðmen) eðer geri MÜ NÝH 2007 dönmeyi kabul edersek þimdi serbest býrakýlacaklarý söylendi. Bunun doðru olmadýðýný, þiddete maruz kalanlarýn arkadaþlarýmýz olduðunu ve bunun normal bir uygulama olmadýðýný söylediðimizde ise polisin verdiði cevap çok ilginçti; Burasý Münih, bu eyleme katýl mak o ka dar ko lay de ðil ve bu uy gu - la ma da nor mal. As lýn da bu söz ler konferansý düzenleyen emperyalistlerin karþýlarýndaki güçten ne kadar korktuklarýný en yalýn biçimde itiraf e- diyordu. Yapýlan iþlemlerin ardýndan otobüse bindirildik ve Münih e doðru yola devam ettik. Ve hemen telefonla gözaltýlarý Münih teki eylem komitesine ve avukatlara bildirdik. Çünkü Münih teki eylemin bir diðer özelliði, bu eylemle ilgili gerçekleþen tüm gözaltýlar tek merkezden takip edilip býrakýlmalarý saðlanýyordu. Bir saatlik bir gecikmenin ardýndan eylem yerine geldiðimizde yürüyüþ baþlamýþtý. Hemen üzerinde Ýngilizce Zafere Kadar Devrim yazan pankartýmýzý açýp kortejimizi oluþturduk. Bazý Alman arkadaþlarýn yoldaþlarýmýzýn tavýrlarýndan etkilendiklerini ve bizimle birlikte yürümek istediklerini söylemeleri bizi gururlandýrdý. Irak ta devam eden savaþýn ve yeni emperyalist savaþ planlarýnýn protestosunun öne çýktýðý eyleme yaklaþýk 6-7 bin kiþi katýldý. Alman polisinin provokatif tavýrlarý 3 saat süren yürüyüþ boyunca devam etti. Bir ara kiþilik bir polis grubu çembere alýndý ve çatýþma yaþandý. O bölgeye yüzlerce polisin gelmesiyle çemberdeki polisler elimizden kurtarýldý. Eylemcilerle polis arasýndaki çatýþmalar yürüyüþ boyunca devam etti. Eylem boyunca 16 gözaltý gerçekleþti. Yürüyüþün sona ereceði Marien Platz a gidilmesi polis tarafýdan kurulan barikatlarla engellenmeye çalýþýldý. Böylelikle burada yapýlmasý planlanan miting engellendi. Burada gerçekleþen küçük çatýþmalarýn ve uzun süren bekleyiþin ve de gözaltýndaki arkadaþlarýn serbest býrakýlacaðý haberlerinin bize ulaþmasýnýn ardýndan eylem bitirildi. Bir-iki saatlik bir bekleyiþin ardýndan gözaltýndaki arkadaþlar da serbest býrakýldý. Gözaltýndaki tüm arkadaþlarýn yüzlerinde ve vücutlarýnýn çeþitli yerlerinde yaralar morluklar ve þiþlikler vardý. Ýþte Avrupa demokrasisi buydu... Otobüste, radyo ve internet sitelerinin eylem haberini çatýþmalar otobanda baþladý onlarca polis ve gösterici yaralý þeklinde verdiklerini öðrendik Tüm bu yaþananlarýn ardýndan her yýl burada olacaðýmýzýn sözünü verip Münih ten eylemin yapýldýðý bölgeden ayrýldýk. ZAFERE KADAR DEVRÝM Almanya dan Leninistler 11

12 Gündem Yeni Evrede KO ÞUL LAR DEV RÝM Ý Bir faþist cinayet, devletin derin li ði var mý yok mu tar týþ - masýný yeniden gündeme getirdi. Günlerce süren var-yok tartýþmasýndan sonra Baþbakan son noktayý koydu: E vet var dý. Hem de Baþ ba kan bir televizyon programýnda konuþurken e- lektriklerini kesecek kadar var dý. Peki bu, na sýl bir de rin dev let ti ve de rin i - se derinliði nasýl bir þeydi? Herkes derin devlet i derin yerlerde arar ve kendine göre bir tarif uydururken, birileri de herkese kýs kýs gülüyordu. Çünkü derin dedikleri devlet gözlerinin önündeydi ve elle tutulacak kadar sýð dý. Emniyet Müdürlükleri, Valilik Makamlarý, Ordu kademeleri; bu derin devlet in uzuvlarýydý. Bir katil iþte bu kurumlarda bir kahraman gibi karþýlanýyor; polisler, subaylar ve daha nice görevliler onunla hatýra resmi çektirerek bu anlarýný ebedi kýlmaya çalýþýyorlardý. Ýþte derin dedikleri devlet bu aleni halindeyken, iþçi sýnýfý adýna politika yaptýklarýný sanan ortalama sol örgütler onu gizli kapaklý yerlerde arýyorlardý. Baþbakan bile derin devlet in aleniyetinin bu kadarýna dayanamayýp bu ne sululuk böyle deyivermiþti. Bu manzara dahi akýllarýný baþlarýna getirmeye yetmedi. Onlar için önemli olan Baþbakanýn derin devlet var demiþ olmasýydý. Eh, ma dem de rin dev let var dý ve sen baþ - bakansýn hadi bakalým onlarýn üstüne git; hem de so nu na ka dar; ne re ye, u cu ki - me varýrsa varsýn git.. Amiyane tabirle bu gaza getirme politikasýyla devrimci propaganda yaptýklarýný sanýyorlardý. Ama ne Baþbakanýn ne de egemen sýnýfýn baþka herhangi bir kesiminin bu propagandaya kulak asacak hali vardý. Onlarýn kendi hesaplarý, korkularý, endiþeleri vardý ve baþkalarýnýn sözüne göre deðil, kendi durumlarýna uygun hareket ederler. BU NA LIM VE KOR KU LAR Soruyorum; sizin, bizim bugünkü durumumuz, Samsun a çýkmadan önce 16 Mayýs 1919 da Atatürk ün karþý karþýya olduðu sorunlardan daha mý büyük? Bu 12 soru düzenin en önemli silahlý örgütünün en tepesindeki isme; Genelkurmay Baþkaný Büyükanýt a ait. Sonra savaþan bir tarafýn ümüdini kaybetmemesi gerektiðini bilen bir asker olarak Büyükanýt, sorusunu yine kendi yanýtlýyor: Hayýr deðil. Ama bir soruyla gelen deðerli itiraflar bitmiyor. Þöyle devam ediyor: Bugün Türkiye, çeþitli sorunlarla karþý karþýya. Daha önce de açýkça söyledim: Türkiye Cumhuriyeti, 1923 ten bu yana bu kadar büyük risk, tehdit ve sýkýntýlarla karþý karþýya kalmadý. Bu söz ler den son ra ortaya çýkmýþ oluyor ki, yukarda verilen yanýt mezarlýktan geçerken çalýnan ýslýktýr. Yüreklerdeki korkuyu ýslýkla bastýrma çabasýdýr. Böylece, düzenin büyük risk, teh dit ve sý kýn tý lar i çin de ol - duðu boðazlarýna kadar burjuvaziye güven duygusu içine batmýþ bilimum sosyal reformist ve oportünistin hoþuna gitmese de- en yetkili aðýzdan itiraf edilmiþtir. Bu korku, düzenin gerçek gücü ve gerçek sahibi olan tekelci sermaye sýnýfýnýn tümüne egemendir. Düzeni koruma ve sürdürme endiþe ve korkusu, doðal o- larak, bu sýnýfýn bütün davranýþlarýna, bütün politikalarýna yön veriyor. Baþka bir ifadeyle, egemen sýnýf, bütün adýmlarýný bu korku ve endiþenin baskýsý altýnda atýyor. Kendi içindeki þiddetli çatýþmalarýn kaynaðý da bu korkudur. Bu korkunun adý ve kaynaðý ise, düzenin kapsýný çalan toplumsal devrimdir. Sosyal reformistler ve oportünistler, yani ortalama sol düþünceye sahip bütün örgütler toplumsal devrimi uzak bir geleceðin sorunu olarak görseler de burjuvazi, kendi düzeninin geleceðinden onlar kadar emin deðildir. Ýþçi sýnýfýna, diðer emekçi sýnýflara, Kürt halkýna ve örgütlü devrimci güçlere yönelik baský ve katliam politikasýný elden býrakmamasýnýn nedeni budur. Ne var ki, tekelci sermaye sýnýfý, bu politikanýn tek baþýna düzeni ayakta tutmaya artýk yetmediðinin; düzeni tehdit e- den iç ve dýþ çeliþkilerin kendisini yeni politikalara zorladýðýnýn farkýndadýr. Bu durumda tekelci sermaye sýnýfýnýn, eski politikalarda direteceðini, yeni duruma uygun bir yol izlemeyeceðini düþünmek büyük bir hata olur. Aksine, tekelci sermaye sýnýfý, her yerde eðer çýkarlarý ve yöneliþleri daha önceden oluþturulmuþ resmi politikayla çatýþýyorsa bu durumda resmi politikayý tasfiye eder ve yeni duruma denk bir politikayý oluþturur. Ancak bunun sancýsýz, rahat ve kolayca gerçekleþebileceðini sanmak da bir o kadar yanlýþtýr. Egemen sýnýf olarak büyük sermaye sý ný fý hiç bir za man bir bü tün ol ma - mýþtýr. Bu sýnýfýn içinde, temeli maddi çýkar çeliþkileri olan düþünce ve politika farklýlýklarý her zaman var olmuþtur. Halk kitlelerine, devrime, bir halkýn özgürlük savaþýna karþý izlenecek politikalar konusundaki ayrýlýklar çoðu kez egemen sýnýf içinde ciddi çatýþmalara kadar uzanýr. Bugün tanýk olduðumuz, ama ortalama sol düþünceye sahip olanlarýn a- çýklayamadýðý; açýklayamadýklarý için de derin devlet ucubesini uydurduklarý çatýþmanýn nedeni ve temeli burada iþte. Elbette bu, tekelci sermaye sýnýfýnýn deðiþim, yenilik vb vb yanlýsý olmasýndan ileri gelmiyor. Gericilik, tekelci sermayenin özünde vardýr ve bu nedenle, gerici, tutucu ne varsa onunla uzlaþmak o- nun karakteri gereðidir. Ama eðer iþçi sýnýfý, diðer emekçi sýnýflar, Kürt halkýnýn devrimci hareketi tekelci sermaye sýnýfýný politikalarýnda deðiþiklik yapmaya zorluyorsa ve egemen sýnýf bu hareket karþýsýnda gerçekten zorlanýyorsa; baþka bir ifadeyle eski yöntemlerle yoluna devam edemiyorsa o zaman istemeye istemeye politikalarda bir deðiþikliðe razý o- lur. Çünkü çoðu kez ekonomik gücüne dayanarak demokratik güçleri satýn alabileceðine, ortaya çýkabilecek demokratik ortamý ayný gücüne dayanarak yozlaþtýrabileceðine güvenir. ÇA TIÞ MA NE Ý ÇÝN Ya bu deðiþiklik konusunda tekelci sermaye sýnýfý, onun askeri ve politik güçleri bir bütün deðilse? Ýþte o zaman çatýþma kaçýnýlmaz olur. Ýyi ama bu neyin çatýþmasý; bu çatýþmanýn gerçek he-

13 Yeni Evrede Gündem Ý ÇÝN OL GUN LA ÞI YOR defi kimlerdir? Bu çatýþmada bütün taraflarýn güttüðü tek amaç, toplumsal devrimin ezilmesi, iþçi sýnýfýnýn, diðer emekçi sýnýflarýn, Kürt halkýnýn devrimci hareketinin ortadan kaldýrýlmasýdýr. Çatýþma, bu amaca kimin politikalarýyla, hangi politikalarla ulaþýlacaðý; bunun için iktidarda kimin etkin olacaðý çatýþmasýdýr. Demek ki, bu çatýþmada devrimi ezme konusunda birbiriyle yarýþan taraflardan birinin yanýnda yer almak, iþçi sýnýfýnýn, halk kitlelerinin iþi olamaz. Sosyal reformistler ise, ezilen kitlelere derin devlet e karþýlar gerekçesiyle, bu çatýþmanýn taraflarýndan birinin yanýnda yer almalarýný öðütlüyorlar. Sosyal reformistlerin doðrudan önerdiklerini oportünistler dolaylý þekilde ve yarým aðýzla savunuyorlar: Devrimin celladý olacak taraflardan birini destekleyin. Ýþbirlikçi tekelci sermaye, kapitalist toplumun lider sýnýfý olarak, her zaman için, tek egemen güç olmak istemiþtir. Çünkü sermaye sýnýfý, doðasý gereði, kendi dýþýnda egemen bir güç tanýmaz; böyle bir gücün varlýðýna uzun süre katlanmaz. Bunun yolu bütün askeri, politik güçleri;bütün kurumlarý kendi elinde, kendi denetiminde toplamaktýr. Denetimine almak istediði güçlerin baþýnda Türk Silahlý Kuvvetleri gelmektedir. Büyük sermaye sýnýfý TSK yý yanýnda bir güç olarak deðil ama kendi denetiminde bir güç olarak görmek istiyor. Ýþbirlikçi tekelci sermaye sýnýfý bu amacýna ulaþmak için bugüne kadar çok çaba harcadý. Ne var ki, gerek ekonomik bakýmdan zayýf oluþu, gerekse TSK nýn kendi konumunu korumak için gösterdiði direniþ nedeniyle amacýna tam olarak ulaþamadý. Bu yolda mesafe almasýna raðmen halen de amacýna tam ulaþtýðýndan söz etmek mümkün deðildir. TSK, üstelik kendisi de bir ekonomik güç olarak, halen iktidarda önemli ölçüde söz sahibidir. Fakat bu durum þimdi giderek deðiþmektedir. Avrupa Birliði ni arkasýna alan iþbirlikçi tekelci sermaye sýnýfý baþta ordu olmak üzere, devletin bütün kurumlarýný, politik güçleri denetimine alma yolunda mesafe almaya baþladý. Egemen güçler arasýndaki bu çatýþma karþýmýza deðiþik kýlýflar altýnda çýkmaktadýr. Suikastler, faþist katliamlar, cinayetler bu sürtüþme ve çatýþmanýn büründüðü kýlýflardan bazýlarýdýr. Ama þunu biliyoruz: Aralarýndaki çatýþma ne kadar sert ve sancýlý olursa olsun sonuçta iþbirlikçi tekelci sermayenin ve emperyalistlerin dediði olacaktýr. Büyük sermayenin, TSK yý kendi denetimine almak için bütün gücüyle hareket etmesini engelleyen baþka etmenler de var. Bu etmenlerin baþýnda sermaye sýnýfýnýn bir toplumsal devrimden duyduðu korku gelmektedir. Uzun yýllardýr bir devrimin baskýsý altýnda yaþayan büyük sermaye, kendisini bu tehlikeden koruyacak en önemli güç o- larak TSK yý görmektedir. Bundan dolayý, ordu kimi zaman iþbirlikçi tekelci sermayenin yönelim ve politikalarýna karþý direnmesine raðmen sermaye sýnýfý ordunun üzerine gitmemektedir. Bu olgu, iþbirlikçi tekelci sermaye sýnýfýnýn Yunanistan, Ýspanya, Arjantin burjuvazisi gibi ordunun üzerine neden gitmediðini, generalleri neden yargýlamadýðýný da açýklamaktadýr. Tekelci sermaye sýnýfý, korkusunu sürekli duyduðu toplumsal devrim tehlikesinden kendisini koruyacak en ö- nemli güç olarak düþündüðü ordunun yýpranmasýný, güç ve prestij kaybetmesini istemiyor. TSK ile tekelci sermaye sýnýfý arasýnda devrimin bastýrýlmasý ve halk kitlelerinin denetim altýna alýnmasý konusunda farklý düþünce, yöntem ve yaklaþýmlarýn olduðu bir gerçektir. Bunu günlük yaþamýn her anýnda dahi hissetmek, görmek mümkün. Tekelci sermaye sýnýfý, özellikle de Avrupalý emperyalistlerin de yönlendirmesi ve cesaretlendirmesiyle, halk kitlelerinin devrimci baþ kaldýrýsýnýn boþa çýkarýlmasý için kimi düzenlemelerin yapýlmasýndan yana bir politika izlenmesini istiyor. O, ordunun halk güçleri üzerinde bir baský aygýtý olarak varlýðýný sürdürmesine karþý deðil, ama bu baskýyý politik çevirme harekatýyla tamamlama-destekleme taraftarý. Ordu ise, resmi politikalarýn devamýndan yana. Bu nedenle, özel olarak ordu, genel olarak devletin bütünü, Dink, Þemdinli, Diyarbakýr katliamlarýnda olduðu gibi baský ve katliam politikasýný açýktan savunuyor; bu yolda adým atmaktan çekinmiyorlar. Bun dan son ra da bu yön de a dým at ma ya devam edeceklerinden þüphe yok. Ordu, þimdi bu politikalarýný destekleyecek sivil örgütlenmeleri yaratmanýn çabasý i- çinde. Emekli subaylarýn örgütlediði ve ýrkçý-katliam politikalarýný silah üzerine yemin ederek savunan dernekler bunlardan bazýlarýdýr. Bütün bu olup bitenler, ordunun katliam politikalarýnda ýsrar etmekten de öte, bu politikalarý uygulamak için elindeki bütün güç ve olanaklarý kullanacaðýný gösteriyor. Devlet desteðinde örgütlenen ve silahlandýklarýndan þüphe duyulmamasý gereken derneklerin pýtrak çiçeði gibi her yerde ortaya çýkmalarý bunun basit bir kanýtýdýr. Fakat bu faþistlerin u- nuttuklarý ya da hesaba katamadýklarý bir þey var: Kar þý dev rim ci þid det halk kit le - lerini yýldýrmak, onlarýn geri çekilmesine yol açmak bir yana, onlarýn devrimci eylem isteðini daha da güçlendiriyor, sistemden kopuþ süreçlerini hýzlandýrýyor, onlardaki devrimci güç ve enerjiyi açýða çýkarýyor. Dink cinayeti sonrasý geliþmeler bunun tipik örneði oldu. Devrim geliþip güçlendikçe onun baskýsý altýndaki egemen güçler arasýnda çeliþki, çatýþma ve sürtüþmeler de þiddetleniyor. Bu çatýþma ve sürtüþmeler bazen birbirini tasfiyeye kadar varabiliyor. Egemen güçler arasýndaki bu çözülme bir devrimin en önemli koþullarýndan birisidir. Ancak bu koþulun devrim lehine deðerlendirilebilmesi için iþçi sýnýfýnýn baðýmsýz devrimci sýnýf çizgisinde yürümesi þarttýr. Egemen güçler arasýndaki çatýþmada þu veya bu gerekçeyle devrimci baðýmsýz sýnýf çizgisini terk ederek taraflardan birinin yanýnda yer almak sosyalizm amacýna, devrim davasýna ihanet- 13

14 DETAK Yeni Evrede Zindanlarý Yýkacak ZAFERÝ BÝZ KAZANACAÐIZ! F TÝ PÝ ZÝN DAN LAR DA SAL DI RI LAR SÜ RÜ YOR F tipi zindanlarda devrimci tutsaklar üzerindeki baskýlar sürüyor. Tekirdað F tipi zindanýnda bulunan Serbülent Sürücü, Nurettin Temel ve Barýþ Cengiz in ailesine görüþe gittiklerinde 1 yýla varan görüþ yasaðý olduðu söylenmiþtir. Bu konuyla ilgili olarak Platformu 2 Þubat günü ÝHD Ýstanbul Þubesi nde bir basýn açýklamasý düzenledi. Basýn açýklamasýna Serbülent Sürücü nün ve Barýþ Cengiz in annesi katýlýrken basýn metnini Platformu adýna Alev Oral okudu. Oral, saldýrýnýn önüne set çeken Ölüm Orucu eyleminin fiili olarak bitirilmesinden sonra; bu saldýrýlarýn daha da hýz kazandýðýný belirterek; F Tipi zindanlarda devrimci tutsaklar üzerindeki baskýlar sürüyor. Daha çok Ölüm Orucu Eylemi ile gündeme gelen F Tipi zindanlarda devlet kimi uygulamalarý rutin hale getirmeye ve hem devrimci tutsaklara hem de onlarýn ziyaretine giden yakýnlarýna kanýksatmaya çalýþýyor. Yeni Ceza Ýnfaz Yasasýyla saldýrýlarýna hukuki kýlýf da uydurmuþ olan devlet, geliþen ve güçlenen devrimi zindanlarda boðmak amacýyla devrimci tutsaklara her yönden saldýrýyor. Tekelci sermayenin egemenlik ve zor aygýtlarýndan baþka bir þey olmayan devlet, sistemini ancak baský ve zorla ayakta tutmaya çalýþýyor. Bunun için bir yandan terörle mücadele yasalarý çýkararak toplumu sindirmeye, bit yandan da mahkeme ve zindanlarla devrimi kuþatma altýnda tutmaya çabalýyor. Zindanlarda bulunan devrimci tutsaklarla iþçi ve emekçi halklarýnýn baðýný koparmak devrimin etkisinin yayýlmasýný engellemek istiyorlar. Zindanlarda devrimci ve komünist tutsaklarýn yýllardýr sürdürdükleri mücadelenin iþçi ve emekçi halklarýmýza örnek olmasýnýn önüne geçmek istiyorlar. Devlet, devrimci ve komünist tutsaklarýn iþçi sýnýfý ve emekçilere örnek olmasýný engellemek için, ziyaretçilerle görüþ yasaðý koyuyor. Devrimci ve komünist tutsaklarýn dýþarýyla iletiþimini tamamen koparmak için mektuplarý karalamak suretiyle okunmaz hale getiriyor. Ziyarete gidenleri, arama adý altýnda tam bir cenderenin içine sokuyor. Arama noktalarýnýn sayýsýný artýrmak suretiyle hem ziyaretçilerin hem de tutsaklarýn psikolojisini bozmaya çalýþýyor. Disiplin cezasý adý altýnda her türlü karþý koyuþu engellemeye ve cezalandýrmaya gidiyor. Tüm bu uygulamalara sessiz kalmayan devrimci ve komünist tutsaklarý yeni disiplin cezalarýyla yýldýrmaya ve sindirmeye uðraþýyor. Tekirdað F Tipi zindanýnda bulunan devrimci tutsaklarýn bir bölümüne hastaneye götürüp-getirme sýrasýnda jandarmanýn saldýrýsýný protesto eden devrimci ve komünist tutsaklara disiplin cezasý adý altýnda aðýr yaptýrýmlar uygulanmaktadýr. Daha önce gardiyanlarýn fiili saldýrýsýna da uðrayan tutsaklara þimdi de 1 yýla varan görüþ yasaðý verilmiþ durumda. Ziyarete giden ailelere Serbülent Sürücü, Nurettin Temel ve Barýþ Cengiz e 2008 yýlýna kadar görüþ yasaðý verildiði söylenmiþtir. Devlet zindanlarda yaptýðý/yapacaðý tüm saldýrýlara karþý devrimci ve komünist tutsaklarýn sessiz kalmasýný istemektedir. Zindanlarda on yýllardýr devam eden mücadele bunun olmayacaðýný göstermiþtir. Devrimci tutsaklar teslim alýnamayacaklarýný, baskýlar karþýsýnda boyun eðmeyeceklerini bugüne kadar canlarý pahasýna gösterdiler. Bundan sonra da devrim davasýnýn yenilmezliðini zindanlarda göstermeye devam edeceklerdir. Bizler herkesi zindanlar konusunda duyarlý olmaya, devrimci ve komünist tutsaklarýn mücadelesine sahip çýkmaya çaðýrýyoruz de di. Ardýndan söz alan Serbülent Sürücü nün annesi Sakine Sürücü uzun bir süredir çocuklarýný göremediðini ifade ederek; görüþ yasaðý bitiyor, mektup baþlýyor, mektup bitiyor görüþ yasaðý baþlýyor bu yasaklarýn sonu yok. Çocuðumun saðlýðý bozuk son derece endiþeliyim de di. He men ar dýn dan söz a lan Ba rýþ Cen - giz in annesi Sevgi Cengiz ise uzun süredir oðlunu göremediðini, oðlunu görmek istediðini, en son Çarþamba günü görüþe gittiðini oðlunu göremediðini çok þaþýrdýðýný dile getirdi. Basýn açýklamasýnýn ardýndan bir gazetecinin Adalet Bakanlýðýnýn genelgesinden son ra bir de ði þik lik var mý? þeklindeki sorusuna Alev Oral hayýr cevabýný verdi, aksine uygulamalarýn gittikçe daha da sertleþtiðini ve son dönemde örneðin Kandýra F Tipi Zindanýnda ikinci bir arama yapýldýðýný söyledi. Daha sonra basýn açýklamasý sona erdi. 14

15 Dünya Sosyal Forumu Yeni Evrede balamasý, Ýran a karþý ses tonunu yükseltmesi ve Sosyalist Kore ye tehditler savurmaya baþlamýþ olmasýyla güç kazanýyor. Sermayenin küresel hegemonyasýnýn bir dünya savaþýyla kesintiye uðrayacaðý korkusu, sorunun gerçek kökenlerini gizlemeye yarayabilir, fakat patlak verecek bir dün ya sa va þý nýn na sýl bir ka - raktere sahip olacaðý ve baðrýnda hangi dönüþümleri taþýdýðýna dair belirlemeler de var. Financial Times yazarlarý, Reagan ve Thatcher in yarattýðý dünya þimdi yavaþ yavaþ yok oluyor diye aðýt yakarken, en büyük yatýrým bankalarýndan Morgon Stanley in yöneticileri, tarihin tekerleðinin artýk emekten yana dönmeye baþladýðýný büyük bir üzüntüyle tespit ediyorlar. Bu durumda küresel hegemonyayý yýkýma uðratacak savaþlarýn niteliði ortaya çýkýyor. Ergin Yýldýzoðlu nun bildirdiðine göre, Davos ta emek-sermaye i- liþkilerinde derinleþen çeliþkilerin küreselleþme sürecini tehdit etmeye baþladýðý konuþulmuþ. Sormak gerekir; hani küreselleþme ile emek en büyük saldýrýlara uðramýþ, sendikalar pazarlýk gücünden yoksun kalmýþ ve hani emek alternatifsiz ve soluksuz kalmýþtý? Hani küresel kapitalizmin alternatifi ufukta bile görünmüyordu? Ama bir çeliþkinin derinleþmesi için, alternatifin açýk-seçik ortaya çýkmasý gerektiðini kim söyledi? Tüm bu süreç boyunca sürekli kazanan sermaye oldu evet ama bizzat bu kazanýmlarýn kendisi çeliþkiyi derinleþtirmedi mi? Son on yýldýr dünyaya bu açýdan bakmayý beceremeyen ortalama solun, Davos ta açýkça dile gelen bu itiraflar karþýsýnda, artýk dünya tarihinin bir dönüm noktasýndan geçtiðini kabullenmeleri zor olmayacaktýr. Ne de olsa onlar her zaman burjuvazinin sözlerine, proletaryanýnkinden daha fazla önem verirler. Dün ya Halk la rý nýn Dün ya Ta ri hi ne Gi riþ le ri DSF nin bu yýl ki toplantýsý, kapitalist dünyanýn sürekli gözlerden ýrak tutuðu, dýþladýðý, adeta yok saydýðý kara kýta Afrika da, Nairobi de yapýldý. Korkunç derecede sefaletin ve Kenyalý zenginlerin Avrupa özentisi ihtiþamýnýn yan yana göründüðü Nairobi de DSF nin geleneksel yürüyüþü, tahta barakalarla dolu gecekondu mahallelerinden baþladý. Ýlk defa bu yýl uygulanan DSF toplantýlarýna paralý giriþ uygulamasý, kuþkusuz, yoksullukla mücadele iddiasýndaki bir oluþumun sosyal adaletine ve paylaþýmcý niteliklerine gölge düþürüyordu. Ama Nairobi nin yoksullarý toplantýlarý izlemekte oldukça ýsrarcýydý 16 DSF, dün ya halk la rý nýn bu pra tik a ra yýþ la rý ve e ði lim le ri nin or ta ya çýk tý ðý bir plat form o la rak i þe ya rý yor sa da, bu halk la rý kü re sel çap ta sý nýf sa va þým la rý na ta þý mak ta ol duk ça gü dük ka lý yor. Ter si ne, DSF top lan tý la rýn da dün ya ka pi ta list sis te mi nin na sýl dar ma da ðýn e di le bi le ce ði ne da ir pek az söz, pek çok az plan or ta ya ko nur ken, ço ðun luk la te miz su, sað lýk ve yok sul lu ðu yok et me yen a ma et ki le ri ni a zal tan ki mi ö ne ri ler le, ya ni tü müy le dar ve ye rel pro je ler le halk la rý o ya la ma yo lu iz le ni yor. DSF nin or ta ya koy du ðu pro je ler, o nu ya ra tan kü re sel e ði lim le rin tam ter si. ve kapý giriþlerinde kopan kavgalar yüzünden, DSF yönetimi bu karardan geri adým attý. Bu durum, dünya egemenlerinin gözden çýkarýp unutulmaya býraktýðý Afrika kýtasý emekçilerinin, yaþadýklarý onca sefalete ve dýþlanmýþlýða raðmen, dünyadaki geliþmelere ne denli ilgi duyduklarýnýn ve dünyanýn bir parçasý olma gayretlerinin kanýtý oldu. Yalnýzca Afrika da deðil, DSF toplantýlarý hangi kýtada yapýlsa, yerel emekçi topluluklarýnýn ilgisi ayný derecede oluyor. Dünyadan kopuk yaþadýklarý sanýlan nice topluluklar, nice halklar, aslýnda dünyanýn en temel sorunlarýna gözlerini dikmiþ, kafalarý bu sorunlarla haþýr-neþir. Kimi DSF katýlýmcýlarýnýn ifade ettikleri gibi, dünyanýn ikinci büyük süper gücü olan dünya kamuoyu iþte bu dünyanýn dört bir yanýna daðýlmýþ yerel dinamiklerden beslenerek kendine güç devþiriyor. Reformizmin sarý gözlükleriyle her þeye bakmaya alýþmýþ olanlar, emekçilerin ne denli örgütsüz, iradesiz ve daðýnýk olduklarýndan yakýnýp dururlar. Oysa, sadece DSF toplantýlarýnda yaþananlar bile, bu hatayý kavramaya yeter. Dünya halklarý, eðer kolaylýkla ulaþabilecekleri, yine ayný kolaylýkla bir parçasý o- labilecekleri yalýn, yaygýn örgütlenmeler sunulursa, dünya çapýnda örgütler meydana getirebilecek eðilim ve pratik arayýþ i- çindedirler. DSF, dünya halklarýnýn bu pratik arayýþlarý ve eðilimlerinin ortaya çýktýðý bir platform olarak iþe yarýyorsa da, bu halklarý küresel çapta sýnýf savaþýmlarýna taþýmakta oldukça güdük kalýyor. Tersine, DSF toplantýlarýnda dünya kapitalist sisteminin nasýl darmadaðýn edilebileceðine dair pek az söz, pek çok az plan ortaya konurken, çoðunlukla temiz su, saðlýk ve yoksulluðu yok etmeyen ama etkilerini azaltan kimi önerilerle, yani tümüyle dar ve yerel projelerle halklarý oyalama yolu izleniyor. DSF nin ortaya koyduðu projeler, onu yaratan küresel eðilimlerin tam tersi. Yine de DSF, proletarya enternasyonalizminin bütün gereklerini yerine getirecek donanýmda bir gücün olgunlaþmasýna dek, dünya emek hareketinin en kapsamlý, gerçek güçlere dayanan örgütlülüðü olmaya devam edecek. Ve proletarya enternasyonalizmi, belki DSF içinde devrimci gruplarýn iradeyi ele almasýyla, belki de DSF dýþýnda ama onu bir büyük platform olarak mutlaka deðerlendirecek güçlerin bir araya gelmesiyle olgunlaþacak. Davos toplantýlarýna hakim olan kabus senaryolarý, böyle bir gücün olgunlaþmasý için, çok da fazla beklemeyeceðimize iþaret ediyor.

16 Yeni Evrede Dünya Sosyal Forumu DSF DA VOS A KAR ÞI Emeðin sermayeye karþý savaþýmý dünya çapýnda sürüyor, dünya çapýnda etkide bulunuyor ve yine dünya çapýnda sonuçlar yaratýyor. Sermaye dünyasý çaðýn bu gerçeðini tüm yönleriyle algýlamýþ durumda; bu yüzden, her geçen yýlýn deðerlendirilmesi ve gelecek yýllara dair öngörüler ve planlar ortaya koymak için, uluslararasý çapta toplantýlar yapmayý ihmal etmiyor. Emek güçleri de ayný þekilde, yarattýðý küresel etkiyi ve sonuçlarýný derlemek için, dünya çapýnda toplantý ve tartýþmalara giderek daha fazla önem veriyorlar. Hemen ayný günlere denk gelen, kapitalistlerin Davos Zirvesiyle, emeðin Dünya Sosyal Forumu (DSF) toplantýlarý, dünya çapýnda süregiden sýnýf savaþýmlarýnýn yansýdýðý önemli birer ayna vazifesi görüyorlar. Öyleyse, bu savaþýmlarýn kapitalistler ve emekçiler gözünde nasýl yansýlar bulduðunu her yýl yapýlan bu toplantýlardan ölçme olanaðý bulunduðunu söyleyebiliriz. Ancak, bu karþýlaþtýrmayý yapmadan önce, elmalarla armutlar arasýndaki farklarý vurgulamalýyýz ki, kimse bizi elmalar ve armutlarý toplama suçuyla itham etmesin. Müz min Mu ha lif ler ve Te dir gin E ge men ler Davos toplantýlarý dünya sermaye güçlerinin hiyerarþik ve kurumsal örgütlülüðünün bir yansýmasý olduðundan, sýnýf mücadelesinin gerçek sorunlarýný ele alýþa ve bu sorunlarýn kapitalizm lehine çözümünde ortaya çýkan iradeye ve bu iradenin merkeziliðine özel dikkat çekmek gerek. Davos toplantýlarýnda kimin sözünün geçerli olduðu, kimlerin çözümlerinin kabul edileceði baþtan bellidir. Davos, bir forum olarak toplanýyor ve entellektüel bir platform olarak sunuluyor gibi görünse de, o toplantýlarda Bangladeþ Merkez Bankasý müdürüyle ABD Hazine yetkilisi eþit aðýrlýkta kabul görmez. U- luslararasý tekellerin CEO larý, dev yatýrým bankalarýnýn uzman kadrolarý, IMF ve DB yöneticileri, bu forumun esas iradesini oluþtururlar. Bu yüzden, sermayeye belli bir yol çizmesi açýsýndan Davos, DSF nin temsil ettiði iradenin ötesindedir. DSF nin en önemli handikaplarýndan biri budur. Forumu örgütleyenlerin baþtan beri reddettikleri hiyerarþik ve kurumsal yapýlanma, DSF nin þiddetle ihtiyaç duyduðu bir merkezi iradeyi ona kazandýracak tek mekanizmadadýr. Birkaç gün süren forum boyunca yüzlerce toplantý ve sunum sýkýþtýrýlýyor. Katýlýmcýlar o toplantýdan ö- tekine koþturup duruyorlar. Yüzlerce toplantý içinde, uluslararasý alanda ismini duyurabilmiþ akademisyen ve yazarlarýn katýldýklarý, daha büyük kalabalýklarý çekiyor. Ancak DSF nin tüm bu toplantýlarýnýn sonuçlarýný derleyecek, kararlarý denetleyecek, onun iradesi ve sembolü haline gelecek kurum ya da kiþiler henüz ortada yok. DSF örgütleyicileri, böylesi bir iradenin ortaya çýkmamasý için adeta özel bir çaba sarfediyorlar. Oysa geçen sene Caracas ta yapýlan DSF toplantýlarýna tartýþmasýz damgasýný Chavez vurmuþtu. Eðer Chavez ya da Fidel gibi tüm dünya emekçilerinin ilgi ve saygýsýný kazanmýþ, büyük kalabalýklarý yönetme deneyimleri o- lan liderler DSF ye aðýrlýklarýný koyabilmiþ olsalar, kuþkusuz DSF, en az Davos toplantýlarýnýn burjuvaziyi temsil etmesi kadar, emeðin uluslararasý irade ve entelektüel gücünü temsil e- derdi. DSF yi Davos karþýsýnda daha etkisiz kýlan bir diðer etmen, iktidar olgusuna yaklaþýmýdýr. Davos u dünyanýn egemenleri organize ediyor. DSF yi oluþturanlarýn ezici çoðunluðu ise müzmin muhalif kimlikleriyle anýlmayý arzuluyorlar. Bu nedenle Davos un gündeme aldýðý sorunlarla, DSF nin bunlara alternatif çözüm üretmesi gibi bir örtüþme yaþanmýyor. DSF, Davos a diþini gösteremiyor, seçenek oluþturmakta hep eksik kalýyor. Davos bu yýl gündemine küresel hegemonyanýn çözülme tehlikesini alýrken, DSF geçmiþ yýllarda söylediklerini tekrarlamaktan öte gidemedi. Aradaki bu açýklýðýn nedeni, DSF bileþenlerinin pek azýnýn emek güçlerini iktidarý fethetme zorunluluðuna hazýrlamalarýdýr. Bu reformist tutum, DSF örgütleyicilerinin kimi silahlý devrimci güçleri dýþlama tavrýnda yansýmasýný buluyor. FARC gibi silahlý devrimci örgütler DSF ye katýlým saðlayamazken, EZLN gibi reformizm bataðýna saplanmýþ silahlý çevreler ise kolayca itibar sahibi oluyorlar. Bu iktidardan korkma tutumu, DSF yi dünya emek hareketinin merkezi iradesi ve burjuva dünyaya karþý seçenek oluþturacak siyasi gücü olmaktan çýkarýyor ve onu muhaliflerin karnavalý na döndürüyor. Da vos un Kâbus Tab lo su Her yýl olduðu gibi, Ýsviçre nin Davos kasabasýnda binlerce özel timin yüksek korumasý altýnda toplanan tekelci sermaye temsilcilerinin gündemi, hayli karanlýk ve kabuslarla doluydu. Toplantýlar baþlamadan, önde gelen sözcülerin ifadeleri, bu kabuslarýn korkutucu gücünün altýný çiziyor. Eski ABD Maliye Bakaný Summers, piyasalar 1914 yazýnda da çok iyimserdi u- yarýsýnda bulunarak, Birinci Paylaþým Savaþý nýn patlak verdiði tarihe gönderme yapýyor. Uyarýnýn gerçekliðine dair iþaretler ise, ABD nin Somali yi bom- 15

17 Yeni Evrede ÇIK MAZ SO KAK Ortadoðu 1968 de, Vietnam birliklerinin ünlü Tet saldýrýsýndan sonra, ABD tekelci sermayesi artýk bu iþi bitirmek için bir yol bulduk sözünü dillendirmeye baþlamýþtý. ABD açýsýndan savaþý kaybediþin herkese ilanýydý Tet Saldýrýsý. Irak ta durum, çok daha kýsa sürede bu aþamaya geliverdi. ABD tarihindeki en hýzlý zafer, þimdi artýk en hýzlý yenilgiye dönüþtü. Hitler in blitzkrig (yýldýrým savaþý) nýn modern versiyonu ile Arap çöllerine dalan dünyanýn en modern ordusu, 40 gün içinde Baðdat a ulaþýp zaferini ilan etti. Nazilerin Polonya iþgaliyle karþýlaþtýrýlabilecek bir zaferdi bu! Saddam ýn heykeli yýkýldýðýnda Pentagon da bu iþ bitti naralarý eþliðinde kadehler kaldýrýlýyordu. Oy sa bu iþ da ha ye ni baþ lý yor du. I - rak ordularýnýn yenilgisi ve daðýlmasýndan sonra Irak direniþ savaþý baþladý. Hýzla büyüyen direniþ, ABD ordusuna büyük kayýplar verdirmeyi baþardý. Ýþgal birlikleri her sokakta, köþe baþýnda, yolda... açýk hedefti. Kurulan kontrol noktalarý kar etmedi. Keskin niþancýlarla, bombalý düzeneklerle, omuzdan atýlan füzelerle, havan toplarýyla... avlanmaya baþladý iþgalciler. Kayýplarý 3000 i aþtý. Ve týpký Vietnam da ki gi bi, ilk ön - lem, birliklerin güvenli üslere çekilmeleri oldu. Böylece zaten olmayan denetim tümden yitirildi. Direniþ da ha da ge liþ ti, örgütlendi. Bu arada savaþýn mimarý Savunma Bakaný Rumsfeld, istifa etmek zorunda kaldý. Büyük hayaller ve planlarla yola çýkan fa þist ABD, Bað - dat kapanýnda sýkýþtý kaldý. Ne iþgali sürdürebiliyordu, ne de geri çekilebiliyordu. Irak Çalýþma Grubu nun raporu, bunu açýkça itiraf etmiþ durumdaydý. Rapor, öz olarak, kalamayýz, a- ma çekilemeyiz de düþüncesi üzerine kurulmuþtu. Bush un yeni stratejisi bu þartlarda ileri sürüldü. 20 bini aþkýn asker takviyesi ile durumu kontrol altýna alma hedefi kondu. Bu. Yeni strateji gereði, Baðdat ta tüm silah taþýma ruhsatlarý askýya alýndý, gece sokaða çýkmak yasaklandý. Tüm haberleþme gereçleri üzerinde ihtiyati tedbirler devrede. Evler ve iþyerleri aranýp seyahat kýsýtlamalarý getirilebilecek. Kurallarý ihlal edenler terör yasasýndan yargýlanacak. Terk edilmiþ evlere yasadýþý yerleþenler iki hafta içinde buralarý terk e- decek. ABD yönetimi bu çýkýþsýzlýk içinde yapýlabilecek en kötü þeyi yaparak, bataða daha fazla gömülmeyi seçti. Bu yeni stra te ji i ki gün de 100 den faz la I - rak lýnýn ölümüne yol açarken, ABD helikopterleri de düþürülmeye devam ediyor. Ýþgal, kritik eþiði bir süre önce geçti. Olaylarýn akýþý geri döndürülmez bir noktaya çoktan ulaþtý. Týpký Tet Saldýrýsý sonra sý gi bi. A ma bir fark la. O dö nem de ar - týk bu i þi bi tir mek i çin bir yol bul duk di - yebilecek þartlar vardý. Bugün böyle bir yol da yok. Bu yüz den dir ki Bush, Vi et - nam daki hatamýz yeterince kararlý davranmamaktý diyerek, iþgalden vazgeçemeyeceklerini ifade ediyor. Öte yandan, var olan durumun da sürdürebilir olmadýðý her ge çen gün da ha a çýk ha le ge li yor. Bizzat ordunun içinden çatlak sesler daha gür çýkmaya, iþgalin sürdürebilir olmadýðý daha yüksek sesle dile getirilmeye baþlandý. ABD nin stratejik ortaðý Ýsrail içinde bile çatlak sesler büyüyor. Özellikle Bush yönetiminin Ýran a yönelik sertleþme politikasý, her ne kadar Ýsrail yönetiminden destek görse de, Ýsrail içinde bu durumun Ýsrail in güvenliðini ve varlýðýný tehlikeye attýðý görüþü aðýrlýk kazanmaya baþladý. ABD, bu iþe giriþirken savaþý tüm bölgeye yayma planýyla hareket ediyordu. Ama daha Baðdat ýn ötesine geçemedi. Kapana sýkýþtý. Dengeler tümden aleyhine döndü. Ne Filistin deki planlarý tuttu, ne Lüb nan da ki, ne de I rak ta ki. Lüb - nan da Batý nýn adamý Fuad Sinyora býçak sýrtýnda. Yanlýþ bir adým attýðýnda koltuðundan olacaðý kesin. Filistin deki iç çatýþmalar, bir yandan has adamlarý Ebu Mazen (Mahmud Abbas) ýn iyice teþhir olmasýný getirirken, diðer taraftan Mekke ateþkesi ile Hamas, gittikçe güçten düþeceði, eriyeceði bir rotaya girmeye baþlýyor. Bu durum, Filistin deki gerçek devrim güçlerinin önünü açacaktýr. ABD-Ýsrail ittifakýnýn kýsa vadeli çýkarlar adýna attýklarý bu adým, uzun vadede Filistin deki iþbirlikçilerinin altýný boþaltmaktadýr. Geliþmeler, ABD emperyalizminin dengesini bozuyor. Egemen olamamanýn dengesizliðiyle ABD nin saldýrganlýðý arttý. Saldýrganlýðý arttýkça dengesizleþti. Irak ta güvenliði saðlamadan savaþý Ýran ve Suriye ye yaymasý neredeyse imkansýzdý. Þimdi Bush yönetimi Ýran ve Suriye ye saldýrmadan I- rak ta güvenliði saðlayamayacaðý düþüncesinin etkisine girdi. Irak direniþine yardým ettiði gerekçesiyle özellikle Ýran a yönelik suçlamalarýný artýrdý. Bu suçlamalara ilk itiraz bizzat ABD Genel Kurmaylýðý ndan geldi. Ýran suçlamalarý zýrva olarak nitelendirip güldü geçti. Kapana kýsýlan bir kedinin týslamasý kimi ürkütebilir ki! Bu dizginsiz maceracýlýk, Anglosakson iþgal cephesindeki ve Ýsrail içindeki çatlaklarý büyütmekten baþka bir iþe yaramýyor. Emperyalizm, Ortadoðu nun çýkmaz sokaklarýnda kendine çýkýþ arayadursun... bizzat iþgalci ülkelerin ve Ýsrail in içinden savaþa ve savaþý yayma planlarýna karþý güçlü bir tepki geliþiyor. Bölgemizdeki savaþ, devrimleri mayalamaya devam ediyor. 17

18 Eylemler Yeni Evrede ÝS PAN YA DA, NA TO PRO TES TO E DÝL DÝ Ýspanya da kurulmasý planlanan NATO Üssü nü protesto et mek i çin, 4 Þu bat ta bir ey lem ya pýl dý. 8-9 Þu bat ta NATO Savunma Bakanlarý toplantýsýnýn yapýlacaðý Sevilla da binlerce kiþi, NATO nun ve kaba kuvvet yanlýsý siyasetinin reddedilmesi için toplandý. Ýspanya, 1982 de NATO ya üye olduðunda Ýspanyalýlar tarafýndan tepkiyle karþýlanmýþtý. MI SIR DEL TA SI NDA ÝÞ ÇÝ GRE VÝ Mýsýr ýn kuzeyinde delta ve çevresinde üç büyük tekstil fabrikasýnda çalýþan binlerce iþçi, daha iyi maaþ ve ikramiye talebiyle, Þubat ýn ilk haftasýnda greve gitti. Ancak grev yapmak, Mýsýr da yasadýþý sayýlýyor. Buna karþýn, fabrika yöneticileri, iþçilerle görüþmelere giderek uzlaþmaya çalýþýyor. Mýsýr da, geçen Aralýk ayýnda 27 bin iþçinin çalýþtýðý Mahalla Kobra tekstil fabrikasýnda yaþanan iþ durdurma eylemi, yönetimin yýlsonu ikramiyelerini iptal etme kararýný geri çekmesiyle son bulmuþtu. Bu grevin gerçekleþmesinde, Aralýk taki grevin baþarýya ulaþmasýnýn da etkisi var. YU NA NÝS TAN DA ÖÐ RE TÝM Ü YE LE RÝ GREV DE Yunanistan da yüksek öðretim kurumlarýnda görevli öðretim üyeleri, parlamentoda geçen haftalarda görüþülen özel üniversitelerin açýlmasý yasa tasarýsýný protesto etmek i- çin süresiz grev baþlattý. Yunanistan Öðretim Üyeleri Federasyonunun kararýyla baþlatýlan grevin, yasa tasarýsý geri çekilene kadar sürdürüleceði belirtildi. Yunanistan da öðretmenler de geçen haftalarda ayný nedenle 24 ile 72 saat arasýnda deðiþen grev eylemlerinde bulunmuþlardý. HAY DAR PA ÞA GA RI NDA MA KÝ NÝST LER ÝN GRE VÝ VE ZA FE RÝ Haydarpaþa Garý nda görevli makinistler, 5 Þubat sabahý iþ býraktý. Makinistler, trende kendi görevlerinin yaný sýra tren þefinin iþlerini de yapmasý nedeniyle aþýrý yorulduklarýný ve yol güvenliði olmadýðýný dile getiriyorlardý. Ekim a- yýnda bu konuyla ilgili yaþanan sorunun ardýndan, bu çalýþmayý yapan makinistlere þef makinist ünvaný verilmesi vaadiyle sorun çözülmüþtü. Ancak aylar geçmesine raðmen hem verilen sözün tutulmamasý, hem de çalýþma þartlarýnda 18 DEV RÝ MÝN A YAK SES LE RÝ DÜN YA YI SAR SI YOR hiçbir deðiþiklik olmamasý nedeniyle iþ býraktý. 5 Þubat sabahý saatleri arasýnda Ýstanbul-Adapazarý ve Haydarpaþa-Gebze banliyö tren seferleri yapýlmadý. Bunun ardýndan 12 makinist açýða alýndý. Bunun üzerine 6 Þubat günü akþam te iþten atýlanlarýn iþe geri alýnmasý ve çalýþma koþullarýnýn düzeltilmesi talebiyle iþ býraktýlar. Haydarpaþa Garý nda hiçbir tren seferinin yapýlamamasý nedeniyle büyük etki yarattý. Ulaþtýrma Bakanlýðý yetkililerinin, KESK e baðlý Birleþik Taþýmacýlýk Çalýþanlarý Sendikasý (BTS) Ýstanbul 2 Nolu Þube ile yaptýklarý görüþmeler sonucu grevin 8. saatinde makinistlerin tekrar iþe dönmesi kabul edildi ve sendikanýn talepleri kabul edildi. Demiryolu iþçilerinin yeniden iþbaþý yapmasýnýn ardýndan demiryolu u- laþýmý yeniden düzene girdi. KA PÝ TA LÝZ MÝN ÝÞ ÇÝ KAT LÝ A MI DE VAM E DÝ YOR Þanlýurfa nýn Ceylanpýnar ilçesinde bulunan Tarým Ýþletmeleri Genel Müdürlüðü (TÝGEM) in taþeron firmasý, 10 kiþinin ölümüne yol açtý. Sigortasýz olarak çalýþtýrýlan ve çoðunluðu 15 yaþýndaki genç kýz ve kadýnlardan oluþan tarým iþçileri, kamyon kasasýna balýk istifi doldurularak taþýnýrken 7 Þubat günü sabaha karþý yaklaþýk 2 metre derinlikteki Çýrpý Deresi ne yuvarlandý. Kamyonun kasasýnda dereye yuvarlanarak akýntýya kapýlan 43 iþçiden 10 u kurtarýlamadý. Urfa dan gelen kurtarma ekipleri 21 i çocuk 33 iþçiyi akýntýlardan kurtardý. Bir kamu kuruluþu olan TÝGEM, daha önce taþeron firmayý, iþçileri üstü açýk kamyonda taþýmamalarý konusunda uyardýklarýný belirterek suçlunun kendisi deðil taþeron firma olduðunu iddia ediyor. Akýntýya kapýlan iþçiler, günlük 2-5 ytl arasýnda bir ücretle çalýþýyordu.

19 Yeni Evrede Eylemler ÝZ MÝR BE LE DÝ YE ÝÞ ÇÝ LE RÝ EY LEM YAP TI Ýzmir Büyükþehir Belediyesi iþletmeler ve Buca Belediyesinde çalýþan yaklaþýk üç bin belediye iþçisi, kadro verilmemesi nedeniyle 4 B statüsüne geçirilmek istenmelerini protesto etmek için 9 Þubat günü alanlardaydý. DÝSK Ege Bölge Temsilciliði ö- nünde toplanan Genel-Ýþ üyesi iþçiler, buradan AKP Konak Ýlçe Merkezine yürüdüler. Burada yapýlan konuþmalarda, belediye iþletmelerinde çalýþan binlerce iþçinin kadro beklediði ve daimi kadro hakký kazanýlýncaya kadar mücadele edeceklerini dile getirildi. DOK TOR LAR TOR BA YA SA YI PRO TES TO ET TÝ Çeþitli illerden Ankara ya gelen Tabip Odalarý temsilcileri, Türk Tabipler Birliði Merkez Konseyi üyeleriyle yaptýklarý toplantýnýn ardýndan, dövizlerle Saðlýk Bakanlýðý na yürüdüler. Saðlýk Bakanlýðý önünde basýn a- çýklamasý yapan TTB Baþkaný Gencay Gürsoy, saðlýk sektöründe yeterli bir sistem oluþturabilmek için çaba harcadýklarýný, ancak hükümetin çabalarýna kayýtsýz kaldýðýný söyledi. Ýktidarýn, yabancý doktorlarýn Türkiye de çalýþabilecek olmasýna, çalýþma düzeninin bozulmasýna ve kadrolaþmaya yol açacak yeni bir yasa tasarýsýný Meclis gündemine getirdiðini anlatan Gürsoy, þef ve þef yardýmcýlýðý atanmasýna iliþkin düzenlemelerin Anayasa Mahkemesi ve Danýþtay tarafýndan iptal edilmesine raðmen benzer düzenlemelerin tüm saðlýk sistemini olumsuz etkileyeceðini belirtti. Ardýndan, tasarýnýn geri çekilmemesi halinde Mart ayýnda daha büyük eylemler yapacaklarýný açýkladý. 600 E TA MÝ LÝ TA NI Ö LÜM O RU CUN DA Ýspanya da tutsak olduðu cezaevinde Ölüm Orucu eylemini sürdüren E- TA militaný Ýnaki de Juana Chaos a destek için, Ýspanya ve Fransa cezaevlerinde bulunan 600 ETA militaný 8 Þubat ta Ölüm Orucuna baþladý. 94 gündür Ölüm Orucu nda olan Ý- naki de Juana Chaos, 1987 yýlýnda E- TA Madrid Komando Birliði Sorumlusu olarak tutsak edilmiþ, 25 asker ve polisi öldürmekle yargýlanmýþtý. 3 bin yýl hapis cezasýyla yargýlanan Chaos un cezasý 20 yýl olarak infaz edilmiþ, ancak 2006 Aðustos ayýnda tahliyesi beklenirken hala tahliye edilmemiþti. Bunun üzerine açlýk grevine baþlayan 51 yaþýndaki Chaos, aldýðý vaatler üzerine açlýk grevini 63. günde sona erdirmiþti. Ancak 6 Kasým 2007 tarihinde, daha önce yazmýþ olduðu terör eylemi tehdidi içeren makaleleri ve terör örgütü ne üye olduðu gerekçe gösterilerek yeniden 12 yýl 7 ay hapis cezasýna çarptýrýldý. 6 Kasým günü baþladýðý açlýk grevini Ölüm Orucuna çeviren Ýnaki de Juana Chaos, eyleminin 94. gününde zorla müdahale için hastaneye kaldýrýldý. 86 kilodan 52 kiloya düþen Ýnaki de Juana Chaos, zorla yataðýna kelepçelenerek damardan serum yoluyla besleniyor. Ýnaki de Juana Chaos a yapýlan bu zorla müdahale iþkencesini protesto et mek ve o na des tek ol mak i çin, Fransa ve Ýspanya da 81 cezaevinde bulunan 600 ETA tutsaðý hep birlikte Ölüm Orucuna baþladý. ETA lý tutsaklarýn bu eylemi, Basklýlar ýn eylemlerinde de yansýmasýný buluyor. Bask bölgesinde protesto eylemleri yapýlýyor ve kamu binalarýna molotof kokteylleri atýlýyor. ETA tutsaklarý da, Bask halkýný De Juana Chaos þahsýnda yapýlan adaletsizliðe karþý ayaklanma çaðrýsýnda bulundular. Basklýlar, Ýnaki de Juana Chaos un özgürlüðüne kavuþmasýný istiyorlar. FRAN SA DA KA MU ÇA LI ÞAN LA RI GRE VE GÝT TÝ Ýþ ve ücretin korunmasý, alým gücünün arttýrýlmasý için altý sendikanýn yaptýðý çaðrý ile Fransa da memurlar 9 Þu bat gü nü ge nel gre ve git ti. Ül ke genelinde yaklaþýk 2.5 milyon kamu çalýþaný greve katýlýrken, baþta Paris olmak üzere pek çok þehirde eylemler yapýldý. Greve katýlanlarýn büyük çoðunluðunu öðretmenler oluþtururken, demiryolu ve finans çalýþanlarý, postane çalýþanlarý da greve ve yapýlan eylemlere katýldý. Paris in dýþýnda Marsilya, Ren nes, Lyon, Nan tes ve Périgu e - ux de de binlerce emekçi sokaklarda eylem yaptý. BUL GA RÝS TAN DA E MEK LÝ LER EY LEM DE! 8 Þubat günü, Bulgaristan ýn baþkenti Sofya da, emekliler bir eylem yaptý. Hükümet binasýnýn etrafýný kuþatan yaklaþýk 4 bin emekli, emekli maaþlarýna zam yapýlmasýný isteyerek hükümet aleyhine sloganlar attý. Eyleme müdahale eden polis, binaya girmek isteyen emeklilere coplarla saldýrdý ve 15 kiþiyi gözaltýna aldý. 19

20 Röportaj Çö züm, Bu Dü ze nin Top tan De ðiþ ti ril me si Türkiye de yaþanan ekonomik sorunlara iliþkin Okmeydaný nda bir esnaf arkadaþla röportaj yaptýk. Y.E.: Piyasa nýn durumu nasýl, satýþ yapabiliyor musunuz? Esnaf: Piyasanýn durumu çok kötü. 4 aydýr iþ yapmadan oturuyoruz. Yanýmýzda çalýþan arkadaþlarýn aylýklarýný ödeyemez duruma geldik, arabamýzý sattýk bu yüzden. Bir çok arkadaþýmýz kepenk kapatmak zorunda kaldý. Y.E.: Sizce bu ekonomik bunalým neden kaynaklanýyor? Esnaf: Devletin politikasý gereði olsa gerek. Bu yýl, diðer yýllara göre daha kötü geçti. Piyasada ciddi bir para sýkýntýsý var. insanlarýn a lým gü cü düþ tü. A lýþ-ve riþ yap mý yor lar. Kom þum var, o da fý - rýn iþletiyor. Satýþlar %10 düþtü diyor. Bunun anlamý çok korkunç. Ýnsanlar eskiden kuru soðanla ekmek yerlerdi. Þimdi artýk onu da yiyemiyorlar. Ekmek alamýyor insanlar. Y.E.: Sorun sadece hükümetin ekonomi politikasý mý, yok sa da ha kök lü ne den le ri mü var? Esnaf: Þu anki ekonomi politikalarýný tam olarak bilmiyorum. Dýþ borçlanma olabilir. Yabancý tekellerin yaptýrýmlarý olabilir. Baþbakan ulusa sesleniþte ekonominin iyiye gittiðinden bahsetti, ama biz yutmuyoruz. Çünkü biz kendi yaþamlarýmýzdan biliyoruz bunlarýn yalan olduðunu. Y.E.: 2001 yýlýndaki krizle kýyaslandýðýnda bunun daha büyük ve sarsýcý olacaðýný düþünüyor musunuz? Esnaf: Bence daha sarsýcý olacak. Çünkü esnaf aylardýr iþ yapamýyor. Y.E.: Esnaflarýn bir örgütlülüðü var mý? Var olan odalar vs. sizin istemlerinizi karþýlýyor mu? Esnaf: Hayýr ciddi bir örgütlülük yok. Var olan ticaret odalarý da taleplere cevap vermiyor. Y.E.: Sizden alýþ veriþ yapanlar da ekonomik o- larak zor durumdalar. Onlarla ortak bir þey yapýlamaz mý? Esnaf: Elbette o iþçilerle ortak birþeyler yapýlabilir. Ama örgütlü deðil insanlar. Y.E.: Kriz kapýda. Ne yapmayý düþünüyorsunuz. Bir çö züm var mý, dü þün dü nüz mü? Esnaf: Tek çözüm var, örgütlenme. Eðer öyle olursa, çözüm olur. Ve sonuçta, çözüm de bu düzenin toptan deðiþtirilmesi. Yoksa bu haliyle hiçbir þey düzelmez. Y.E.: Bize vakit ayýrdýðýnýz için teþekkür ederiz. Esnaf: Ben teþekkür ederim. Yine beklerim Yeni Evrede Hiçbir Yere Gitmeyerek Burada Kalmaya Devam Edeceðiz Ayazma da gündeme gelen yýkýmlar, Ayazma halkýný eyleme geçirdi. 10 Þubat Cumartesi günü Ayazma da oturan kiracýlardan oluþan yaklaþýk kiþilik bir grup, eylem yapma kararý aldýlar. Ayazma dan yola çýkan halk, saat 11:30 gibi Küçükçekmece Belediyesi önüne geldi. Burada bir basýn açýklamasý yapan grup, açýklamalarýnda; Biz, Ziya Gökalp Mahallesi A- yazma Mevkiinde ikamet eden kiracýlarýz. Bundan iki yýl önce baþlatýlan Kentsel Dönüþüm Projesi kapsamýnda mahallemiz yýkým kapsamýna girdi. 25 Mayýs 2005 tarihinde Küçükçekmece Belediye binasý önünde yapmak istediðimiz basýn açýklamasýna giderken emniyet güçlerince durdurulduk. Belediye baþkanýmýz A- ziz Yeniay bizimle konuþmak amacýyla Halkalý ya geldi. Belediye baþkaný bizi orada iþgalci olarak nitelendirdi. Belediye Baþkaný Aziz Yeniay bizlere, tapu sahiplerini, kaçak yapý sahiplerini ve kiracýlarý maðdur etmeyeceðine dair söz verdi. Bugün ise, verilen bu sözler inkar edilerek evlerimizi yýkarak bizleri sokakta býrakmak istemektedirler. Oysa bu ülkenin Anayasasýnda bile geçer, her insanýn barýnma hakký vardýr. Fakat Anayasa bile çiðnenerek biz kiracýlar sokakta yaþamaya mecbur býrakýlýyoruz. Biz Ayazmalý kiracýlar olarak verilen sözlerin tutulmasý ve kiracýlarýn maðduriyetini giderecek çözüm bekliyoruz. Bu süre zarfýnda evlerimiz yýkýldýðý taktirde çadýr kurmak zorundayýz. Bizi sokakta býrakmak isteyen baþkan Aziz Yeniay a Ankara dan ödül veriliyor. Biz Ayazmalý kiracýlar olarak maðdur edilmeyecek þekilde çözüm bekliyoruz. Evlerimizi yýksalar bile hiçbir yere gitmeyerek burada kalmaya devam edeceðiz dediler. Daha sonra oturma eylemine geçen kiracýlar Ayazma Halký Burada Baþkan Nerede, Ýþgalci Deðil Kiracýyýz sloganlarý attýlar. Oturma eylemi sýrasýnda Halis Kýlýç adlý bir kiracý fenalýk geçirdi. Olay yerine gelen ambulansla Bakýrköy Devlet Hastanesi ne götürüldü. Bu olay sýrasýnda kiracýlar Katil Aziz diye slogan attýlar. Bizim de okurlarý olarak katýldýðýmýz eylemde, kiracýlar sýk sýk baþkan vekili ve polis þefleriyle tartýþtýlar. Yapýlan konuþmalardan sonra kiracýlarla Salý günü baþkanýn görüþeceði söylenildi. Bunun üzerine Ayazmalý kiracýlar saat13:30 da belediye binasý önünden ayrýlarak, yýkýlacak olan evlerinin yolunu tuttular. Y.E. Okuru/Ýkitelli 20

Merhaba Genç Yoldaþlar;

Merhaba Genç Yoldaþlar; Merhaba Genç Yoldaþlar; Yeni bir sayýmýzla yine sizlerleyiz. Dünya halklarýnýn devrime yürüdüðü bir dönemdeyiz. Mýsýr ve Tunus devrimlerinin etkileri hala devam ediyor. Emperyalist güçler Libya ya düzenledikleri

Detaylı

DE NÝZ leri Anmak, YA DEV RÝM YA Ö LÜM Þiarýný Haykýrmaktýr!

DE NÝZ leri Anmak, YA DEV RÝM YA Ö LÜM Þiarýný Haykýrmaktýr! DE NÝZ leri Anmak, YA DEV RÝM YA Ö LÜM Þiarýný Haykýrmaktýr! 6 Ma yýs 1972, üç ko mü nist ön de rin, dev ri me bað lý lý ðýn, halk la rýn kur tu luþ mü ca de le si ne i nan cýn, mark sizm-le ni nizm bay

Detaylı

Yeni bir dönem açılıyor: Mali çöküş, depresyon, sınıf mücadelesi

Yeni bir dönem açılıyor: Mali çöküş, depresyon, sınıf mücadelesi Yeni bir dönem açılıyor: Mali çöküş, depresyon, sınıf mücadelesi Devrimci Marksizm Yayın Kurulu Uzun vadede bu felâket konusunda suçun nasýl daðýtýlacaðý çok þeyi belirleyecektir. Ýþte bu, önemli bir entelektüel

Detaylı

Günlük GüneşlIk. Şarkılar. Ali Çolak

Günlük GüneşlIk. Şarkılar. Ali Çolak Günlük GüneşlIk Şarkılar Ali Çolak Alý Ço lak; 1965 yýlýnda Na zil li de doð du. Ga zi Üni ver si te si Teknik Eði tim Fakülte si nde baþ ladýðý yüksek öðre ni mi ni, Do kuz Eylül Üni ver si te si Bu ca

Detaylı

-gi de ra yak- se ve bi lir sin... Öl mek öz gür lü ğü de ya şa mak öz gür lü ğü de önem li dir. Be yoğ lu nda ge zer sin... Şöy le di yor du ken di

-gi de ra yak- se ve bi lir sin... Öl mek öz gür lü ğü de ya şa mak öz gür lü ğü de önem li dir. Be yoğ lu nda ge zer sin... Şöy le di yor du ken di -gi de ra yak- se ve bi lir sin... Öl mek öz gür lü ğü de ya şa mak öz gür lü ğü de önem li dir. Be yoğ lu nda ge zer sin... Şöy le di yor du ken di ne: Sen gü neş li so kak lar da do laşı yor sun, is

Detaylı

Devrimler her ülkenin koþullarýna göre gerçekleþse

Devrimler her ülkenin koþullarýna göre gerçekleþse Yeni Evrede Baþyazý DEV RÝ ME Ý YÝ HA ZIR LAN MAK Devrimler her ülkenin koþullarýna göre gerçekleþse de, devrimlerin ortak yönleri ve ortak yasalarý var. Bu ortak yasalar, kendi somutunda yapýlan devrimlerin

Detaylı

ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Çetin Öner. Roman GÜLİBİK. Çeviren: Aslı Özer. 26. basım. Resimleyen: Orhan Peker

ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Çetin Öner. Roman GÜLİBİK. Çeviren: Aslı Özer. 26. basım. Resimleyen: Orhan Peker Çetin Öner GÜLİBİK ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI Roman Çeviren: Aslı Özer Resimleyen: Orhan Peker 26. basım Çetin Öner GÜLİBİK Resimleyen: Orhan Peker cancocuk.com cancocuk@cancocuk.com Yayın Koordinatörü: İpek

Detaylı

YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLERİN BANKALAR KANUNU NUN 46 NCI MADDESİNE GÖRE YAPACAKLARI TASDİKE İLİŞKİN USUL VE ESASLAR HAKKINDA YÖNETMELİK

YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLERİN BANKALAR KANUNU NUN 46 NCI MADDESİNE GÖRE YAPACAKLARI TASDİKE İLİŞKİN USUL VE ESASLAR HAKKINDA YÖNETMELİK YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLERİN BANKALAR KANUNU NUN 46 NCI MADDESİNE GÖRE YAPACAKLARI TASDİKE İLİŞKİN USUL VE ESASLAR HAKKINDA YÖNETMELİK 13 298 YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLERİN BANKALAR KANUNU NUN 46 NCI MADDESİNE

Detaylı

Tarihte, Günümüzde ve Devrimci Mücadelede Kadýnlar

Tarihte, Günümüzde ve Devrimci Mücadelede Kadýnlar Tarihte, Günümüzde ve ERÝÞ YAYINLARI Bu broþüre yer alan yazýlardan "Tarihte ve Günümüzde Emekçi " yazýsý, Kurtuluþ Cephesi'nin Mart-Nisan 1997 tarihli 36. Sayýsýnda; " " yazýsý, Kurtuluþ Cephesi'nin Mart-Nisan

Detaylı

Gü ven ce He sa b Mü dü rü

Gü ven ce He sa b Mü dü rü Güvence Hesabı nın dünü, bugünü, yarını A. Ka di r KÜ ÇÜK Gü ven ce He sa b Mü dü rü on za man lar da bi lin me ye, ta nın ma ya S baş la yan Gü ven ce He sa bı as lın da ye - ni bir ku ru luş de ğil.

Detaylı

MERHABA GENÇ YOLDAÞLAR;

MERHABA GENÇ YOLDAÞLAR; MERHABA GENÇ YOLDAÞLAR; Yeni bir sayýmýzla yine sizlerle beraberiz. Mayýs ayý, Ýsyan, Ayaklanma, Devrim þiarýna yakýþýr bir ay olduðunu bu yýl da bir kez daha kanýtladý. Ýþçilerin, emekçilerin birlik,

Detaylı

STAJ ARA DÖNEM DEĞERLENDİRMESİ AYRINTILI SINAV KONULARI

STAJ ARA DÖNEM DEĞERLENDİRMESİ AYRINTILI SINAV KONULARI 22 STAJ ARA DÖNEM DEĞERLENDİRMESİ AYRINTILI SINAV KONULARI 406 A GRUBU STAJ ARA DÖNEM DEĞERLENDİRMESİ AYRINTILI SINAV KONULARI 22 A GRU BU STAJ ARA DÖ NEM DE ER LEN D R ME S AY RIN TI LI SI NAV KO NU LA

Detaylı

Gök ler. Uçak lar la gi di lir an cak ora la ra. İn san gök ler de do la şa bil se. Bir ak şa müs tü, ar ka daş la rıyla. Bel ki ora la ra uçak lar

Gök ler. Uçak lar la gi di lir an cak ora la ra. İn san gök ler de do la şa bil se. Bir ak şa müs tü, ar ka daş la rıyla. Bel ki ora la ra uçak lar Gök ler. Uçak lar la gi di lir an cak ora la ra. İn san gök ler de do la şa bil se. Bir ak şa müs tü, ar ka daş la rıyla. Bel ki ora la ra uçak lar la da gi di le mez. Çün kü uçak lar çok ya kın dan geçi

Detaylı

mer can or ma nı için de do laş mak tay dı. Ka ya la rın ara sın da ki ya rık lar da on la rın yu va la rıy dı. Ha nos de lik ler den bi ri ne bil gi

mer can or ma nı için de do laş mak tay dı. Ka ya la rın ara sın da ki ya rık lar da on la rın yu va la rıy dı. Ha nos de lik ler den bi ri ne bil gi mer can or ma nı için de do laş mak tay dı. Ka ya la rın ara sın da ki ya rık lar da on la rın yu va la rıy dı. Ha nos de lik ler den bi ri ne bil gi al mak için ka fası nı sok tu. Ama içer de ki za rif

Detaylı

SAÐLIKTA ÖZELLEÞTÝRME

SAÐLIKTA ÖZELLEÞTÝRME Doç. Dr. Ýlker BELEK Akdeniz Üniversitesi Týp Fakültesi Halk Saðlýðý Anabilim Dalý Öðretim Üyesi SAÐLIKTA ÖZELLEÞTÝRME Burjuva Sýnýf Saldýrýsýnýn Tepe Noktasý Yukarýda tanýmlanan saðlýk sistemi yapýsý

Detaylı

YGER ÇEK TEN HA BER VE RiR

YGER ÇEK TEN HA BER VE RiR BAÐIÞIKLIK SÝSTEMÝNÝ TAHRÝP EDÝYOR GRÝP ÝÇÝN ANTÝBÝYOTÝK KULLANMAYIN u HA BE RÝ SAYFA 11 DE Rusya, alkolü yasaklamayý tartýþýyor u HA BE RÝ SAYFA 12 DE Evliya Çelebi Vatikan da anýlacak u HA BE RÝ SAYFA

Detaylı

28 ÞUBAT TA YENÝ GÖZALTILAR

28 ÞUBAT TA YENÝ GÖZALTILAR GER ÇEK TEN HA BER VE RiR BUGÜN GAZETENÝZLE BÝRLÝKTE ÜCRETSÝZ... YIL: 43 SA YI: 15.147 AS YA NIN BAH TI NIN MÝF TA HI, MEÞ VE RET VE ÞÛ RÂ DIR / 75 Kr www.ye ni as ya.com.tr 28 ÞUBAT TA YENÝ GÖZALTILAR

Detaylı

AS YA NIN BAH TI NIN MÝF TA HI, MEÞ VE RET VE ÞÛ RÂ DIR. 17 MART 2011 PERÞEMBE / 75 Kr www.ye ni as ya.com.tr FO TOÐ RAFLAR: A A

AS YA NIN BAH TI NIN MÝF TA HI, MEÞ VE RET VE ÞÛ RÂ DIR. 17 MART 2011 PERÞEMBE / 75 Kr www.ye ni as ya.com.tr FO TOÐ RAFLAR: A A SiyahMaviKýrmýzýSarý ua. Turan Alkan ualper Görmüþ ucemil Ertem ucengiz Aktar uhayreddin Karaman uhüseyin Gülerce uýbrahim Kiras umehmet Altan umustafa Akyol umümtaz er Türköne unecmiye Alpay uosman Can

Detaylı

Be di üz za man ýn dos tu o lan Ja pon baþ ku man da nýna dair

Be di üz za man ýn dos tu o lan Ja pon baþ ku man da nýna dair SiyahMaviKýrmýzýSarý 2 Nev-i be þe re mo del ne dir? Âl-i LÂHÝKA lahika@yeniasya.com.tr Onlar (takvâ sahipleri) çirkin bir günah iþledikleri veya herhangi bir günaha girerek kendilerine zulmettikleri zaman

Detaylı

ABD, her yere ölüm götürdü

ABD, her yere ölüm götürdü TÜRKÝYE, SAÝD NURSÎMODELÝ ÝLE MODEL ÜLKE OLABÝLÝR Demokratik cumhuriyet kavramýnýn içi, Bediüzzaman'ýn yorumlarýna uygun tanýmlarla doldurulmalý ki, Türkiye Arap âlemi ve bütün dünya için bir örnek ülke

Detaylı

Alt Üst O luþ Sýnýflar mücadelesinin geliþmesi ve temelindeki

Alt Üst O luþ Sýnýflar mücadelesinin geliþmesi ve temelindeki Yeni Evrede Başyazı Alt Üst O luþ Sýnýflar mücadelesinin geliþmesi ve temelindeki nesnel geliþmeler, sürecin yoðunluðuna göre karþýmýza kýsa sürede ya da daha uzun sürede yeni durumlarý çýkarýr. Günümüzde

Detaylı

STK LAR: SALDIRILARIN HEDEFÝ, DEMOKRATÝK ÇÖZÜMÜ ENGELLEMEK Çözüm arayýþýna sabotaj AS YA NIN BAH TI NIN MÝF TA HI, MEÞ VE RET VE ÞÛ RÂ DIR

STK LAR: SALDIRILARIN HEDEFÝ, DEMOKRATÝK ÇÖZÜMÜ ENGELLEMEK Çözüm arayýþýna sabotaj AS YA NIN BAH TI NIN MÝF TA HI, MEÞ VE RET VE ÞÛ RÂ DIR STK LAR: SALDIRILARIN HEDEFÝ, DEMOKRATÝK ÇÖZÜMÜ ENGELLEMEK Çözüm arayýþýna sabotaj. udað lý ca ve Ha tay da 9 as ke ri mi zin þe hit e dil me si nin ar dýn dan STK'larýn yaptýðý açýklamalar da, sal dý

Detaylı

YAS YA NIN BAH TI NIN MÝF TA HI, MEÞ VE RET VE ÞÛ RÂ DIR

YAS YA NIN BAH TI NIN MÝF TA HI, MEÞ VE RET VE ÞÛ RÂ DIR YENÝ ORTAYA ÇIKAN DERSÝM BELGELERÝNE GÖRE SÜRGÜN EMRÝ DE M. KEMAL DEN CANINI KURTARANLARA ZORUNLU ÝSKÂN ugizli li ði kal dý rý lan Der sim bel ge le ri ne gö re, ha re kât tan ca ný ný kur ta ra bi len

Detaylı

ASYA NIN BAHTININ MÝFTAHI, MEÞVERET VE ÞÛRÂDIR. 24 ARALIK 2010 CUMA/ 75 Kr CEHALET, FAKÝRLÝK AYRIMCILIK ESERLERÝMÝ ONDAN ALDIÐIM ÝLHAMLA YAZDIM

ASYA NIN BAHTININ MÝFTAHI, MEÞVERET VE ÞÛRÂDIR. 24 ARALIK 2010 CUMA/ 75 Kr CEHALET, FAKÝRLÝK AYRIMCILIK ESERLERÝMÝ ONDAN ALDIÐIM ÝLHAMLA YAZDIM SiyahMaviKýrmýzýSarý SARAYBURNU NDA TÖREN DÜZENLENECEK Buðday sarý altýn oldu/ 13 TE MAVÝ MARMARA UÐURLANDIÐI GÝBÝ KARÞILANACAK Belçika da 85 bin aile iflâs etti/ 7 DE Ambulansta kaçak sigara / 3 TE Trafiðe

Detaylı

YGER ÇEK TEN HA BER VE RiR

YGER ÇEK TEN HA BER VE RiR Van da Medresetüzzehra Üniversitesi açýlsýn Van da düzen le nen Med re se tüz zeh ra Sem poz yu mu nun so nuç bil dir ge sin - de, Sa id Nur sî nin e ði tim fel se fe si ne uy gun, ö zel sta tü de, Med

Detaylı

ÝÇÝNDEKÝLER. 1. ÜNÝTE Kümeler. 2. ÜNÝTE Bölünebilme Kurallarý ve Kesirler

ÝÇÝNDEKÝLER. 1. ÜNÝTE Kümeler. 2. ÜNÝTE Bölünebilme Kurallarý ve Kesirler ÝÇÝNDEKÝLER 1. ÜNÝTE Kümeler KÜMELER... 13 Ölçme ve Deðerlendirme... 19 Kazaným Deðerlendirme Testi - 1... 21 Kazaným Deðerlendirme Testi - 2 (Video lü)... 23 KÜMELERLE ÝÞLEMLER... 25 Ölçme ve Deðerlendirme...

Detaylı

1960 ANDERSEN ÖDÜLÜ ÇAĞDAŞ DÜNYA EDEBİYATI. Erich Kästner. Roman UÇAN SINIF. Çeviren: Şebnem Sunar. 50. basım. Resimleyen: Walter Trier

1960 ANDERSEN ÖDÜLÜ ÇAĞDAŞ DÜNYA EDEBİYATI. Erich Kästner. Roman UÇAN SINIF. Çeviren: Şebnem Sunar. 50. basım. Resimleyen: Walter Trier 1960 ANDERSEN ÖDÜLÜ Erich Kästner UÇAN SINIF ÇAĞDAŞ DÜNYA EDEBİYATI Roman Çeviren: Şebnem Sunar Resimleyen: Walter Trier 50. basım Erich Kästner UÇAN SINIF Çeviren: Şebnem Sunar Resimleyen: Walter Trier

Detaylı

TSK, REJÝM MUHAFIZI OLMAKTAN ÇIKARILSIN

TSK, REJÝM MUHAFIZI OLMAKTAN ÇIKARILSIN ÇOCUK ÞENLÝÐÝ PILDI KON D RÝSLE-Ý NURUN BHRI u16 KÂZIM GÜLEÇÜZ BÝLECiK TE KONUÞTU: CEMTLER, EDEBLÝ GÝBÝ ÝRÞD VE ÝKZ EDÝCÝ OLMLI u6 GER ÇEK TEN H BER VE RiR Ge nel a yýn Mü dü rü müz Kâ zým Gü leç yüz,

Detaylı

YGER ÇEK TEN HA BER VE RiR

YGER ÇEK TEN HA BER VE RiR Herþeyin yaratýlýþý en ince detayýna kadar planlý BÝR KUÞUN KANAT ÇIRPIÞININ ÝLK PATLAMA ÂNINDA PLANLANMASININ GEREKLÝ OLDUÐU BÝR VARLIK SÝSTEMÝNÝ DÜÞÜNDÜÐÜMÜZDE, ORTAYA GÜÇLÜ BÝR HAYRET VE DÝLE GETÝRMEKTE

Detaylı

Krizden ancak reformla çýkýlýr

Krizden ancak reformla çýkýlýr SiyahMaviKýrmýzýSarý GER ÇEK TEN HA BER VE RiR Y l 11 Eylül ve Risale-i Nurl Çatýþma deðil, barýþ l Manevî cihad l Müsbet hareket ve güvenlik l Model ülke ancak Bediüzzaman modeliyle olur ldinsizlik ve

Detaylı

TÜRKÝYE ATATÜRK GÖLGESÝNDEN UZAKLAÞIYOR

TÜRKÝYE ATATÜRK GÖLGESÝNDEN UZAKLAÞIYOR SiyahMaviKýrmýzýSarý TÜRKÝYE ATATÜRK GÖLGESÝNDEN UZAKLAÞIYOR KENDÝSÝNE YENÝ BÝR YOL ÝZMEK ÝSTÝYOR n Fran sýz der gi si L Ex pan si on da yayýnlanan Os man lý Ým pa ra tor lu ðunun Ýz le ri Ü ze rin de

Detaylı

ZUBRÝTSKÝ, MÝTROPOLSKÝ, KEROV KAPÝTALÝST TOPLUM ERÝÞ YAYINLARI. Kapitalist Toplum

ZUBRÝTSKÝ, MÝTROPOLSKÝ, KEROV KAPÝTALÝST TOPLUM ERÝÞ YAYINLARI. Kapitalist Toplum ZUBRÝTSKÝ, MÝTROPOLSKÝ, KEROV KAPÝTALÝST TOPLUM ERÝÞ YAYINLARI 1 2 SEKÝZÝNCÝ BASKI KAPÝTALÝST TOPLUM ZUBRITSKI, MITROPOLSKI, KEROV, KUZNETSOV, GRETSKI, LOZOVSKl, KOLOSSOV 3 Y. Kuznetsov [Birinci ve Üçüncü

Detaylı

GER ÇEK TEN HA BER VE RiR AS YA NIN BAH TI NIN MÝF TA HI, MEÞ VE RET VE ÞÛ RÂ DIR. 11 OCAK 2012 ÇARÞAMBA/ 75 Kr

GER ÇEK TEN HA BER VE RiR AS YA NIN BAH TI NIN MÝF TA HI, MEÞ VE RET VE ÞÛ RÂ DIR. 11 OCAK 2012 ÇARÞAMBA/ 75 Kr dan PROF. DR. CEVT KÞT: Bu heyecana insanýmýzýn çok ihtiyacý var EBRU OLUR un röportajý sayfa 15 te GER ÇEK TEN H BER VE RiR Y YIL: 42 S YI: 15.047 S Y NIN BH TI NIN MF T HI, MEÞ VE RET VE ÞÛ RÂ DIR 11

Detaylı

MENDERES BU MÝLLETÝN ÖZETÝDÝR

MENDERES BU MÝLLETÝN ÖZETÝDÝR K A N AY A N Y A R A ALKOLÝZM GÜNÜMÜZÜN CÝDDÎ PROBLEMLERÝNDEN TÜKENMÝÞLÝK SENDROMUNUN EN ETKÝLÝ TEDÂVÝSÝ Ebru Olur sordu; Prof. Dr. Ýbrahim Balcýoðlu, Av. Muharrem Balcý, Dr. Itýr Tarý Cömert, Doç. Dr.

Detaylı

Türkiye nin kurtuluþu Kemalizmden demokrasiye geçiþte

Türkiye nin kurtuluþu Kemalizmden demokrasiye geçiþte SiyahMaviKýrmýzýSarý NÝN BOYUN GÖRÜÞÜLCK TRFÝK GÜVNLÝÐÝ BZI KUSUR TNIMLRI DÐÝÞTÝ RÇ MUYND TSLKLR HZIRLNDI ÝSTÝKLÂL MRÞI ÝÇÝN MSD Ha be ri say fa 3 te YNÝ DÖNM Ha be ri say fa 6 da LOGO Ha be ri 16 da YGR

Detaylı

DEVRÝM ÝÇÝN SAVAÞMAYANA SOSYALÝST DENMEZ!

DEVRÝM ÝÇÝN SAVAÞMAYANA SOSYALÝST DENMEZ! DEVRÝM ÝÇÝN SAVAÞMAYANA SOSYALÝST DENMEZ! Silahlý Propaganda ve Gerilla Savaþý Nikaragua da Devrim ve Seçim Proletarya ve Sosyalist Siyasal Bilinç Demokratik Muhalefette Demokrat! Türkiye Devriminde Kürt

Detaylı

Nükleer korku. 90 ya þýn da. Halkýn yarýsý geçinemiyor. Ja pon ya 2 metre denize kaydý, 70 santim çöktü

Nükleer korku. 90 ya þýn da. Halkýn yarýsý geçinemiyor. Ja pon ya 2 metre denize kaydý, 70 santim çöktü SiyahMaviKýrmýzýSarý Sineklerin hukukunu savunan bir insan elbette ki cumhuriyetçidir Alper Görmüþ/ Taraf yazarý 23 MART I bekleyiniz Ja pon ya 2 metre denize kaydý, 70 santim çöktü uja pon ya nýn Tok

Detaylı

Ha be ri say fa 4 de AS YA NIN BAH TI NIN MÝF TA HI, MEÞ VE RET VE ÞÛ RÂ DIR. 5 MART 2011 CUMARTESÝ / 75 Kr www.ye ni as ya.com.tr

Ha be ri say fa 4 de AS YA NIN BAH TI NIN MÝF TA HI, MEÞ VE RET VE ÞÛ RÂ DIR. 5 MART 2011 CUMARTESÝ / 75 Kr www.ye ni as ya.com.tr SiyahMaviKýrmýzýSarý FRANSA DA BAÞÖRTÜSÜ TARTIÞMASI ufransa Eðitim Bakaný Luc Chatel, okul dýþý faaliyetlerde, çocuklarýna refakat eden annelerin baþörtü takmasýna karþý çýktý. Ha be ri sayfa 7 de KUMARA

Detaylı

TÖREN KITASI OLMAKTAN BIKTIK

TÖREN KITASI OLMAKTAN BIKTIK SiyahMaviKýrmýzýSarý DUMANSIZ HAYAT 3. YILINDA HABERÝ SAYFA 13 TE TATÝLDE SINAV HEYECANI HABERÝ SAYFA 3 TE YOKSUL ÇOCUKLAR OYUNCAKLA SEVÝNECEK HABERÝ SAYFA 16 DA GER ÇEK TEN HA BER VE RiR Y YIL: 42 SA

Detaylı

Y AS YA NIN BAH TI NIN MÝF TA HI, MEÞ VE RET VE ÞÛ RÂ DIR

Y AS YA NIN BAH TI NIN MÝF TA HI, MEÞ VE RET VE ÞÛ RÂ DIR dan GER ÇEK TEN HA BER VE RiR Y AS YA NIN BAH TI NIN MÝF TA HI, MEÞ VE RET VE ÞÛ RÂ DIR YIL: 42 SA YI: 15.038 / 75 Kr www.ye ni as ya.com.tr Koruma kanunu ile gerçekler gizleniyor Mehmet Fatih Can TARÝH

Detaylı

YAS YA NIN BAH TI NIN MÝF TA HI, MEÞ VE RET VE ÞÛ RÂ DIR

YAS YA NIN BAH TI NIN MÝF TA HI, MEÞ VE RET VE ÞÛ RÂ DIR BEKLEYÝNÝZ... GER ÇEK TEN HA BER VE RiR YAS YA NIN BAH TI NIN MÝF TA HI, MEÞ VE RET VE ÞÛ RÂ DIR YIL: 43 SA YI: 15.178 / 75 Kr www.ye ni as ya.com.tr ÝSTEKLERÝNÝ MEKTUPLA ÝLETTÝLER GENÇLER ANDIMIZ I ÝSTEMÝYOR

Detaylı

ÝSTANBUL PANELE HAZIR

ÝSTANBUL PANELE HAZIR SiyahMaviKýrmýzýSarý ÝSTANBUL PANELE HAZIR Emevi Camiinde hoþ bir sada/ 16 da Bediüzzaman ýn evi tehlikede Ha be ri say fa 6 da u VI. Ri sa le-i Nur Kon gre si, 27 Mart Pa zar gü nü sa at 14.00 da Ýs tan

Detaylı

Bu yasak Rusya da bile yok

Bu yasak Rusya da bile yok M I Ü Ü H Ç C V. F : B ÜZ Z M M Z M MÐ ÛP me ri ka lý a rih çi Find ley, Ba ý ma er ya liz mi ni a raþ ý ran bir dok o ra öð ren ci si nin i sa le-i ur ül li ya ýný baþ an so na i - ki ke re o ku du ðu

Detaylı

AS YA NIN BAH TI NIN MÝF TA HI, MEÞ VE RET VE ÞÛ RÂ DIR. 23 MART 2012 CUMA / 75 Kr

AS YA NIN BAH TI NIN MÝF TA HI, MEÞ VE RET VE ÞÛ RÂ DIR. 23 MART 2012 CUMA / 75 Kr YGER ÇEK TEN HA BER VE RiR BUGÜN GAZETENÝZLE BÝRLÝKTE ÜCRETSÝZ YIL: 43 SA YI: 15.119 AS YA NIN BAH TI NIN MÝF TA HI, MEÞ VE RET VE ÞÛ RÂ DIR 23 MART 2012 CUMA / 75 Kr Bediüzzaman Said Nursî den ÇAÐIN EÐÝTÝM

Detaylı

TOPLUM, TEPEDEN DÝNDARLAÞTIRILAMAZ

TOPLUM, TEPEDEN DÝNDARLAÞTIRILAMAZ FKÝRLÝÐÝN ÇÖZÜM YOLU uprof. Dr. Os man Gü ner, fa kir li ðin çö zü mü i çin kâ - i nat ki ta bý nýn doð ru o kun ma sý ve sün ne tul la ha ri a - yet e dil me si ge rek ti ði ni be lirt ti. n16 da RKN

Detaylı

DEVRÝMÝN GELÝÞÝMÝ ve Küçük-Burjuva Hareketin Yalpalamasý

DEVRÝMÝN GELÝÞÝMÝ ve Küçük-Burjuva Hareketin Yalpalamasý DEVRÝMÝN GELÝÞÝMÝ ve Küçük-Burjuva Hareketin Yalpalamasý 38. Sayý / 30 Mart-13 Nisan 2005 Devrimci dönemlerin kitle örgütlenme araçlarý genel olarak komitelerdir. Komiteler, komiteleþme üzerine düþünen

Detaylı

BALYOZ DÂVÂSI BAÞLIYOR

BALYOZ DÂVÂSI BAÞLIYOR SiyahMaviKýrmýzýSarý VEFAT YILDÖNÜMÜNDE MUHAMMED HAMÝDULLAH ANILIYOR Ha be ri say fa 10 da MÝLLÎ EÐÝTÝM BAKANLIÐININ ARAÞTIRMASI ÖÐRETMENLERÝN KÝTAP OKUMAK ÝÇÝN ZAMANLARI YOKMUÞ Ha be ri say fa 3 te YGER

Detaylı

Atatürk milliyetçiliði anayasadan çýkarýlsýn

Atatürk milliyetçiliði anayasadan çýkarýlsýn GR ÇK TN H BR V RiR Sahabe mesleði YnLÂTF SLHOÐLU SYF 5 T YIL: 42 S YI: 15.048 S Y NIN BH TI NIN MF T HI, MÞ V RT V ÞÛ RÂ DIR 12 OCK 2012 PRÞMB/ 75 Kr www.ye ni as ya.com.tr 2012 zor lu ge çe cek u Koç

Detaylı

NEOCONLAR DÜNYAYI FELÂKETE SÜRÜKLÜYOR

NEOCONLAR DÜNYAYI FELÂKETE SÜRÜKLÜYOR YIL: 43 SA YI: 15.093 AS YA NIN BAH TI NIN MÝF TA HI, MEÞ VE RET VE ÞÛ RÂ DIR 26 ÞUBAT 2012 PAZAR / 75 Kr www.ye ni as ya.com.tr E LÝFga ze te mi zin say fa la rýn da YENÝ ASYA, BÜYÜK HÝZMETLERE ÝMZA ATIYOR

Detaylı

YGER ÇEK TEN HA BER VE RiR

YGER ÇEK TEN HA BER VE RiR UZMAN PSÝKOLOG KÜBRA YILMAZTÜRK: Baðýmlýlýða götüren en önemli sebep ruhî tatminsizliktir ÖZELLÝKLE GÜNÜMÜZDE BUNU ÇOK GÖRÜYORUZ. GENÇLER DAHA FAZLA EÐÝLÝMLÝ. KANAATÝMCE DEÐER MEKANÝZMASI BOZULMUÞ DURUMDADIR.

Detaylı

YAS YA NIN BAH TI NIN MÝF TA HI, MEÞ VE RET VE ÞÛ RÂ DIR

YAS YA NIN BAH TI NIN MÝF TA HI, MEÞ VE RET VE ÞÛ RÂ DIR Mescid-i Aksa ya kuþatma daralýyor Ýsrail arazilere el koyup, evleri yýkýyor n7 de TALMUDÝ BAHÇELERÝYLE ÇEVRÝLECEK uak sa Kül tür ve Mi ras Mü es sese si, Ýs ra il yö ne ti mi ne bað lý ku rum ve ku ru

Detaylı

YGER ÇEK TEN HA BER VE RiR

YGER ÇEK TEN HA BER VE RiR SiyahMaviKýrmýzýSarý Cezaevinde üniversie biirdiler/ 3 TE Parik camiyi ziyare ei/ 5 TE Srese karþý bir dilim kavun/ 15 TE ALTIN KEMER SAHÝBÝNÝ BULUYOR Ha be ri SPOR da Çin Büyükelçisinden hadisli dave/

Detaylı

SURÝYE DE LÝBYA MODELÝ ÝÞLEMEZ

SURÝYE DE LÝBYA MODELÝ ÝÞLEMEZ DOSTLUÐUN SEMBOLÜ OLACAK AZERBAYCAN A 4 BÝN KÝÞÝLÝK KARDEÞLÝK CAMÝSÝ nha BE RÝ SAY FA 16 DA YASANIN ERTELENMESÝNE TEPKÝ ENGELLER SADECE VÝCDANLA AÞILIR n AHMET TERZÝ NÝN HA BE RÝ SAY FA 3 TE GER ÇEK TEN

Detaylı

YAS YA NIN BAH TI NIN MÝF TA HI, MEÞ VE RET VE ÞÛ RÂ DIR

YAS YA NIN BAH TI NIN MÝF TA HI, MEÞ VE RET VE ÞÛ RÂ DIR YAS YA NIN BAH TI NIN MÝF TA HI, MEÞ VE RET VE ÞÛ RÂ DIR AFYONKARAHÝSAR VALÝSÝ: TEBRÝK MAÝL VE TELEFONLARI ALIYORUZ Ýçki yasaðýna halk desteði uaf yon ka ra hi sar da, va li lik ka ra rýy la a çýk ta al

Detaylı

Said Nursî, Ýslâm için model þahsiyet

Said Nursî, Ýslâm için model þahsiyet KUR ÂN'A SUÝKAST PLANI RÝSALE-Ý NUR LA BOZULDU KÂZIM GÜLEÇYÜZ ÜN DÝZÝ YAZISI SAY FA 12 DE GER ÇEK TEN HA BER VE RiR Y 19. yüz yý lýn so nun da dek la re e di len ve Lo zan'dan son ra uy gu la ma ya ko

Detaylı

Siyasetteki yozlaþma toplumu da bozuyor

Siyasetteki yozlaþma toplumu da bozuyor SiyahMaviKýrmýzýSarý DANIÞTAY DAN ALKOLLÜ ÝÇKÝ SATIÞINA VÝZE HABERÝ SAYFA 4 TE GER ÇEK TEN HA BER VE RiR Y ÝÞÇÝLERÝN ÇALIÞTIÐI TÜNELÝ SU BASTI: 1 ÖLÜ DÜNYANIN 7 FELÂKETÝ SEÇÝLECEK HABERÝ SAYFA 15 TE HABERÝ

Detaylı

BÝR VE ÖZKASNAK TAN SONRA FEVZÝ TÜRKERÝ

BÝR VE ÖZKASNAK TAN SONRA FEVZÝ TÜRKERÝ ÞANLIURFA BEDÝÜZZAMAN PANELÝNE HAZIR nhaberý SAYFA 6 DA HAC ÝÇÝN BAÞVURU YAPANLARIN SAYISI 1 MÝLYONU GEÇTÝ nhaberý SAYFA 16 DA GER ÇEK TEN HA BER VE RiR YAS YA NIN BAH TI NIN MÝF TA HI, MEÞ VE RET VE ÞÛ

Detaylı

GER ÇEK TEN HA BER VE RiR AS YA NIN BAH TI NIN MÝF TA HI, MEÞ VE RET VE ÞÛ RÂ DIR. 28 HAZÝRAN 2012 PERÞEMBE/ 75 Kr ÖYM BÝLMECESÝ

GER ÇEK TEN HA BER VE RiR AS YA NIN BAH TI NIN MÝF TA HI, MEÞ VE RET VE ÞÛ RÂ DIR. 28 HAZÝRAN 2012 PERÞEMBE/ 75 Kr ÖYM BÝLMECESÝ RUM PRLMNTRÝN HZIRLDIÐI RPOR KPM D Müslüman kadýnlara ayrýmcýlýk bitmeli v ru pa Kon se yi Par la men ter ler Mec li si (KPM), v ru pa ül ke le rin de Müs lü man ka dýn la ra yö ne lik ay - rým cý lý ðýn

Detaylı

VEKTÖRLER BÖLÜM 1 MODEL SORU - 1 DEKİ SORULARIN ÇÖZÜMLERİ MODEL SORU - 2 DEKİ SORULARIN ÇÖZÜMLERİ

VEKTÖRLER BÖLÜM 1 MODEL SORU - 1 DEKİ SORULARIN ÇÖZÜMLERİ MODEL SORU - 2 DEKİ SORULARIN ÇÖZÜMLERİ BÖÜ 1 VETÖE ODE SOU - 1 DEİ SOUAI ÇÖZÜEİ ODE SOU - DEİ SOUAI ÇÖZÜEİ 1. Bir vektörün tersi doğrultu ve büyüklüğü aynı yalnızca yönü ters olan vektördür:. = olacağından, I. eşitlik yanlıştır. II. eşitlik

Detaylı

Pro le tar yay la bur ju va zi a ra sýn da ki sý nýf sa va þý Tür ki ye

Pro le tar yay la bur ju va zi a ra sýn da ki sý nýf sa va þý Tür ki ye Yeni Evrede Başyazı Devrimin Olgunlaşması Pro le tar yay la bur ju va zi a ra sýn da ki sý nýf sa va þý Tür ki ye ve Kür dis tan da 40 yýl dýr çok þid det li, yo ðun ve yay - gýn o la rak sü rü yor. Bu

Detaylı

KÝN VE ÝNTÝKAM DEÐÝL, HUKUK

KÝN VE ÝNTÝKAM DEÐÝL, HUKUK GER ÇEK TEN HA BER VE RiR BEKLEYÝNÝZ... YIL: 43 SA YI: 15.145 AS YA NIN BAH TI NIN MÝF TA HI, MEÞ VE RET VE ÞÛ RÂ DIR / 75 Kr www.ye ni as ya.com.tr KÝN VE ÝNTÝKAM DEÐÝL, HUKUK CE MÝL ÇÝ ÇEK 28 ÞU BAT

Detaylı

YAÞ, istiþarî kurul olmalý

YAÞ, istiþarî kurul olmalý SANATÇI MURAT KEKÝLLÝ: ORUÇ BÝZÝ ÖZGÜRLEÞTÝRÝYOR HA BE RÝ SAY FA u15 TE ALMAN PEDAGOG LACHNÝT GEB CASTOR: RAMAZAN ARINMA AYI HA BE RÝ SAY FA u9 DA GER ÇEK TEN HA BER VE RiR Y YIL: 43 SA YI: 15.244 AS YA

Detaylı

Çatýþarak deðil, tartýþarak çözelim

Çatýþarak deðil, tartýþarak çözelim dan ahya Alkýn: Çok hayýrlý bir hizmet GER ÇEK TEN HA BER VE RiR EBRU OLUR UN RÖPORTAJI SAFA 6 DA IL: 42 SA I: 15.042 AS A NIN BAH TI NIN MÝF TA HI, MEÞ VE RET VE ÞÛ RÂ DIR / 75 Kr www.ye ni as ya.com.tr

Detaylı

10. SINIF KONU ANLATIMLI. 2. ÜNİTE: ELEKTRİK VE MANYETİZMA 4. Konu MANYETİZMA ETKİNLİK ve TEST ÇÖZÜMLERİ

10. SINIF KONU ANLATIMLI. 2. ÜNİTE: ELEKTRİK VE MANYETİZMA 4. Konu MANYETİZMA ETKİNLİK ve TEST ÇÖZÜMLERİ 10. IIF KOU ALATIMLI 2. ÜİTE: ELEKTRİK VE MAYETİZMA 4. Konu MAYETİZMA ETKİLİK ve TET ÇÖZÜMLERİ 2 Ünite 2 Elektrik ve Manyetizma 2. Ünite 4. Konu (Manyetizma) A nın Çözümleri 3. 1. Man ye tik kuv vet ler,

Detaylı

Kardeþliðimizi unutmayalým

Kardeþliðimizi unutmayalým GER ÇEK TEN HA BER VE RiR YARIN GAZETENİZLE BİRLİKTE... YIL: 43 SA YI: 15.146 AS YA NIN BAH TI NIN MÝF TA HI, MEÞ VE RET VE ÞÛ RÂ DIR / 75 Kr www.ye ni as ya.com.tr Kardeþliðimizi unutmayalým MEHMET GÖRMEZ

Detaylı

BELÇÝKA DA ÝFTAR ÇADIRI KURULDU. GER ÇEK TEN HA BER VE RiR AS YA NIN BAH TI NIN MÝF TA HI, MEÞ VE RET VE ÞÛ RÂ DIR. 30 TEM MUZ 2012 PAZARTESÝ/ 75 Kr

BELÇÝKA DA ÝFTAR ÇADIRI KURULDU. GER ÇEK TEN HA BER VE RiR AS YA NIN BAH TI NIN MÝF TA HI, MEÞ VE RET VE ÞÛ RÂ DIR. 30 TEM MUZ 2012 PAZARTESÝ/ 75 Kr BELÇÝKA DA ÝFTAR ÇADIRI KURULDU n HABERÝ SAYFA 4 TE GER ÇEK TEN HA BER VE RiR Y AHÝRET ÝNANCI BENÝ HAYATA BAÐLADI n HABERÝ SAYFA 11 DE EMNÝYET TRAFÝK TERÖRÜNE SAVAÞ AÇTI nha be ri say fa 6 da YIL: 43 SA

Detaylı

Darbeciler yargýlanýrken anayasalarý ile yönetilemeyiz

Darbeciler yargýlanýrken anayasalarý ile yönetilemeyiz GER ÇEK TEN H BER VE RiR Bekleyiniz... IL: 43 S I: 15.144 S NIN BH TI NIN MF T HI, MEÞ VE RET VE ÞÛ RÂ DIR / 75 Kr www.ye ni as ya.com.tr Darbeciler yargýlanýrken anayasalarý ile yönetilemeyiz 100 LÂ 600

Detaylı

TÜKETÝCÝ KREDÝLERÝ DÝNAMÝT GÝBÝ

TÜKETÝCÝ KREDÝLERÝ DÝNAMÝT GÝBÝ ÇOCUK-CAMÝ BULUÞMASI PROJESÝ ÖÐRENCÝLER CAMÝDE DÝN DERSÝ YAPTI 3 ANKARA DA TARTIÞILDI KADINA ÞÝDDET DÝYANET ÝN GÜNDEMÝNDE 15 GER ÇEK TEN HA BER VE RiR Y HAFTASONU EKÝNÝZÝ GAZETENÝZLE BÝRLÝKTE BAYÝNÝZDEN

Detaylı

TÜRK STANDARDLARI ENSTİTÜSÜ

TÜRK STANDARDLARI ENSTİTÜSÜ TÜRK STANDARDLARI ENSTİTÜSÜ BELGELENDİRME MERKEZİ BAŞKANLIĞI YENİ DÜNYANIN YENİ YÖNETİM SİSTEMLERİ TSE İZMİR BELGELENDİRME MÜDÜRLÜĞÜ 1 TÜRK STANDARDLARI ENSTİTÜSÜ 13.03.2014 TSE İZMİR BELGELENDİRME MÜDÜRLÜĞÜ

Detaylı

SERBEST MUHASEBECİLER, SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER VE YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLERİN MESLEKİ FAALİYETLERİNDE UYACAKLARI ETİK İLKELER HAKKINDA

SERBEST MUHASEBECİLER, SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER VE YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLERİN MESLEKİ FAALİYETLERİNDE UYACAKLARI ETİK İLKELER HAKKINDA SERBEST MUHASEBECİLER, SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER VE YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLERİN MESLEKİ FAALİYETLERİNDE UYACAKLARI ETİK İLKELER HAKKINDA YÖNETMELİK 23 424 SERBEST MUHASEBECİLER, SERBEST MUHASEBECİ

Detaylı

Risale-i Nur dan bahsetmek suç deðil

Risale-i Nur dan bahsetmek suç deðil Sa id Nur sî, M. Ke mal ve ic ra a tý i çin ne ler söy le di, ne ler yaz dý? K â z ý m G ü l e ç y ü z ü n k a l e m i n d e n 13. sayfada GER ÇEK TEN HA BER VE RiR Y YIL: 42 SA YI: 15.013 AS YA NIN BAH

Detaylı

HAZİRAN DİRENİŞİ TAHAYYÜLLERİ

HAZİRAN DİRENİŞİ TAHAYYÜLLERİ HAZİRAN DİRENİŞİ TAHAYYÜLLERİ gh An dre Bre ton de mifl ti: Ta hay yül, ger çek lefl me e i li mi olan d r. Ha zi ran di re ni fli s ra s n da s k s k Yük sel Ars lan n Ka pi tal den 1 esin le nen ar tu

Detaylı

YGER ÇEK TEN HA BER VE RiR

YGER ÇEK TEN HA BER VE RiR BDUH USF S DI Fransýz fubolcu üslüman oldu UZYD SBU/n16 da u Bir le þik rap mir lik le ri ne bað lý Þar jah mir li ði nde ki el- i had al ba fu bol a ký mýn da for ma gi yen Fran sýz fu bol cu Gre gory

Detaylı

YGER ÇEK TEN HA BER VE RiR

YGER ÇEK TEN HA BER VE RiR B E K L E Y Ý N Ý Z... YGER ÇEK TEN HA BER VE RiR DÝYARBAKIR VE ÝZMÝT TE MUHTEÞEM ANMA nhaberlerý SAYFA 4 VE 16 DA YIL: 43 SA YI: 15.130 AS YA NIN BAH TI NIN MÝF TA HI, MEÞ VE RET VE ÞÛ RÂ DIR / 75 Kr

Detaylı

Soðaným da kar gibi Elma gibi, nar gibi Kim demiþ acý diye, Cücüðü var bal gibi

Soðaným da kar gibi Elma gibi, nar gibi Kim demiþ acý diye, Cücüðü var bal gibi BÝRÝNCÝ BÖLÜM 1 Dünya döndü Son ders zili çalýnca tüm öðrenciler sevinç çýðlýklarý atarak okulu terk etti. Ýkili öðretim yapýlýyordu. Sabahçýlar okulu boþaltýrken, öðleci grup okula girmeye hazýrlanýrdý.

Detaylı

7. Sınıf MATEMATİK TAM SAYILARLA ÇARPMA VE BÖLME İŞLEMLERİ 1. I. ( 15) ( 1) 5. ( 125) : ( 25) 5 6. (+ 9) = (+ 14)

7. Sınıf MATEMATİK TAM SAYILARLA ÇARPMA VE BÖLME İŞLEMLERİ 1. I. ( 15) ( 1) 5. ( 125) : ( 25) 5 6. (+ 9) = (+ 14) 7. Sınıf MATEMATİK TAM SAYILARLA ÇARPMA VE BÖLME İŞLEMLERİ TEST 1 1. I. (15) (1) II. (1) (6) III. (+8) (1) IV. (10) (1) Yukarıda verilen işlemlerden kaç tanesinin sonucu pozitiftir? A) 4 B) 3 C) 2 D) 1

Detaylı

LÝBYA DA insanlýk dramý

LÝBYA DA insanlýk dramý SiyahMaviKýrmýzýSarý KÝTAP TOPLATMA SABIKAMIZ KABARIK um. LATÝF SALÝHOÐLU NUN AZISI ELÝF-ENSTÝTÜ EKÝNDE NÝSAN AÐMURLARILA TOPRAÐA DÜÞEN NUR KAHRAMANLARI uahmet ÖZDEMÝR ÝN AZISI ELÝF-ENSTÝTÜ EKÝNDE GER

Detaylı

ya kın ol ma yı is ter dim. Gü neş le ısı nan top rak üze rinde ki çat lak la rı da ha net gö rür düm o za man. Bel ki de ka rın ca la rı hat ta yağ

ya kın ol ma yı is ter dim. Gü neş le ısı nan top rak üze rinde ki çat lak la rı da ha net gö rür düm o za man. Bel ki de ka rın ca la rı hat ta yağ SAKARKÖY Uzun boy lu bir can lı ol ma yı ben is te me dim. Ben, doğ du ğum da da böy ley dim. Za man la da ha da uzadım üs te lik. Bü yü düm. Ben bü yü dük çe di ğer can lılar kı sal dı lar, kü çül dü

Detaylı

Þemdinli nin barýþ feryadý

Þemdinli nin barýþ feryadý CUMA GÜNÜ HERKESE... GER ÇEK TEN HA BER VE RiR Y YIL: 43 SA YI: 15.256 AS YA NIN BAH TI NIN MÝF TA HI, MEÞ VE RET VE ÞÛ RÂ DIR / 75 Kr www.ye ni as ya.com.tr Þemdinli nin barýþ feryadý OPERASYON VE ÇATIÞMALARIN

Detaylı

GER ÇEK TEN HA BER VE RiR AS YA NIN BAH TI NIN MÝF TA HI, MEÞ VE RET VE ÞÛ RÂ DIR. 13 TEMMUZ 2012 CUMA/ 75 Kr UÇAÐIMIZ NASIL VE NÝÇÝN DÜÞTÜ?

GER ÇEK TEN HA BER VE RiR AS YA NIN BAH TI NIN MÝF TA HI, MEÞ VE RET VE ÞÛ RÂ DIR. 13 TEMMUZ 2012 CUMA/ 75 Kr UÇAÐIMIZ NASIL VE NÝÇÝN DÜÞTÜ? GER ÇEK TEN HA BER VE RiR Y YIL: 43 SA YI: 15.230 AS YA NIN BAH TI NIN MÝF TA HI, MEÞ VE RET VE ÞÛ RÂ DIR / 75 Kr www.ye ni as ya.com.tr Köprü geçiþindeki herkesi bezdiren týkanýklýða çözüm bulunabilecek

Detaylı

Tuhaf eyleme büyük tepki

Tuhaf eyleme büyük tepki GER ÇEK TEN HA BER VE RiR Y Bin aydan hayýrlý olan Kadir Gecenizi tebrik eder, Ýslâm ve insanlýk âlemi için hayýrlara vesile olmasýný Cenab-ý Hak tan niyaz ederiz. YIL: 43 SA YI: 15.262 AS YA NIN BAH TI

Detaylı

GER ÇEK TEN HA BER VE RiR AS YA NIN BAH TI NIN MÝF TA HI, MEÞ VE RET VE ÞÛ RÂ DIR. 15 OCAK 2012 PAZAR / 75 Kr

GER ÇEK TEN HA BER VE RiR AS YA NIN BAH TI NIN MÝF TA HI, MEÞ VE RET VE ÞÛ RÂ DIR. 15 OCAK 2012 PAZAR / 75 Kr GER ÇEK TEN HA BER VE RiR Y YIL: 42 SA YI: 15.051 AS YA NIN BAH TI NIN MÝF TA HI, MEÞ VE RET VE ÞÛ RÂ DIR 15 OCAK 2012 PAZAR / 75 Kr www.ye ni as ya.com.tr DENKTAÞ, DUALAR EÞLÝÐÝNDE SON NEFESÝNÝ VERDÝ

Detaylı

DÜNYA PROLETARYASI. kent ve kýr arasýnda bölünmeyi sürdürür.

DÜNYA PROLETARYASI. kent ve kýr arasýnda bölünmeyi sürdürür. DÜNYA PROLETARYASI Proletarya Kapitalizmin geliþmesi ve sermaye birikiminde artýþ demek, proletaryanýn da büyümesi anlamýna gelmektedir. Bu büyüme, belli alanlardan, dünyaya doðrudur. Kapitalizm görüldüðü

Detaylı

Abdullah Öcalan. Weşanên Serxwebûn 85

Abdullah Öcalan. Weşanên Serxwebûn 85 Abdullah Öcalan Ta rih gü nü müz de giz li ve biz ta ri hin baş lan gı cın da giz li yiz Abdullah Öcalan Ta rih gü nü müz de giz li ve biz ta ri hin baş lan gı cın da giz li yiz Weşanên Serxwebûn 85 Abdul

Detaylı

KEMALÝZMDEN GERÝYE NE KALDI?

KEMALÝZMDEN GERÝYE NE KALDI? dan GER ÇEK TEN HA BER VE RiR Y YIL: 42 SA YI: 15.045 AS YA NIN BAH TI NIN MÝF TA HI, MEÞ VE RET VE ÞÛ RÂ DIR / 75 Kr www.ye ni as ya.com.tr KEMALÝZMDEN GERÝYE NE KALDI? ARAÞTIRMACI DOÐAN GÜRPINAR: KEMALÝZMDEN

Detaylı

Avrupa daki kriz, bizi de etkiler

Avrupa daki kriz, bizi de etkiler BEDÝÜZZAMAN: BEN DÝNDAR BÝR CUMHURÝYETÇÝYÝM GER ÇEK TEN HA BER VE RiR Y Said Nursî, cumhuriyet karþýtlýðý suçlamasýyla da yargýlandýðý Eskiþehir Mahkemesinde kendisini dindar cumhuriyetçi olarak niteleyip,

Detaylı

O maddeler deðiþmezse hiç birþey deðiþmez

O maddeler deðiþmezse hiç birþey deðiþmez SiyahMaviKýrmýzýSarý KADDAFÝ, ÇIKIÞ A RIYOR Ha be ri sayfa 7 de ANKARA FERÝBOTU ÝLÂÇ GÖTÜRDÜ, YARALI GETÝRÝYOR Ha be ri sayfa 7 de Yaklaþýk 15 bin kiþinin gýda, temiz su ve barýnma ihtiyacý þimdilik karþýlanýrken,

Detaylı

Enternasyonalist Komünist Birlik (EKB)

Enternasyonalist Komünist Birlik (EKB) Enternasyonalist Komünist Birlik (EKB) RUSYA DA KARÞI- DEVRÝM VE KAPÝTALÝZMÝN GELÝÞMESÝ geocities.com/icgcikg/turkish RUSYA DA KARÞI-DEVRÝM VE KAPÝTALÝZMÝN GELÝÞMESÝ Devrimin ve Karþý-Devrimin Bilânçosuna

Detaylı

YGER ÇEK TEN HA BER VE RiR

YGER ÇEK TEN HA BER VE RiR Eðitimde militarizm devam ediyor REFORMLAR YÜRÜMÜYOR u E ði tim-bir-sen Ge nel Baþ ka ný Ah met Gün doð du, e ði tim sis te min de müf re dat, ka de me li e ði tim, din e ði ti mi se çe nek le ri nin ar

Detaylı

DEVRİM KOLEKTİF DEHADIR Toplumda her gün tekrarlanan, olup biten olaylara yüzeysel bakmak yaygındır, neredeyse bir düşünce sistemi özelliği

DEVRİM KOLEKTİF DEHADIR Toplumda her gün tekrarlanan, olup biten olaylara yüzeysel bakmak yaygındır, neredeyse bir düşünce sistemi özelliği DEVRİM KOLEKTİF DEHADIR Toplumda her gün tekrarlanan, olup biten olaylara yüzeysel bakmak yaygındır, neredeyse bir düşünce sistemi özelliği kazanmıştır. Özel mülkiyet ilişkilerine dayalı düşünce biçimi

Detaylı

Deprem de korku da sürüyor

Deprem de korku da sürüyor ÝSLÂM DÝNÝNÝN GÜZELLÝKLERÝNDEN ÇOK ETKÝLENDÝM u Ro men Ne del ca Cla u di a Cri ne la 16 yýl ev li kal - dý ðý e þi nin ve fa týn dan son ra Müs lü man ol du. Mü ni re is mi ni a lan Ne del ca, Ýs te dim,

Detaylı

4. - 5. sınıflar için. Öğrenci El Kitabı

4. - 5. sınıflar için. Öğrenci El Kitabı 4. - 5. sınıflar için Öğrenci El Kitabı Milli Eğitim Bakanlığı Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı nın 28.08.2006 tarih ve B.08.0.TTK.0.01.03.03.611/9036 sayılı yazısı ile Denizler Yaşamalı Programı nın*

Detaylı

YGER ÇEK TEN HA BER VE RiR

YGER ÇEK TEN HA BER VE RiR n OMÝÇÝ ÂLMÝN KÞFÝ n OM ÝÇÝ ÂLMD NLR VR? n CRN'D YPILN ÇLIÞMLR HÝGGS BOZONU NRI PRÇCIÐI MI? Hakan Yalman ýn yazý dizisi YKIND YNÝ SY D YGR ÇK N H BR V RiR Çocuðum hata yapmaz demeyin u13 YIL: 43 S YI:

Detaylı

Ýþçi sýnýfýnýn sýnýf savaþý, uzun,

Ýþçi sýnýfýnýn sýnýf savaþý, uzun, GERÇEK DEVRÝMCÝ ÖNDERLÝK C.Dağlı Ýþçi sýnýfýnýn sýnýf savaþý, uzun, sancýlý, zorlu ve çatýþmalý bir süreçten geçerek bugün daha ileri bir aþamaya, tayin edici noktaya, iktidar mücadelesine gelip dayanmýþtýr.

Detaylı

NATO DAÐITILACAK BASKILAR BÝZÝ YILDIRAMAZ

NATO DAÐITILACAK BASKILAR BÝZÝ YILDIRAMAZ Merhaba, Bu sayýmýzý da aðýrlýklý olarak Türkiye de yapýlan NATO Zirvesi gündemiyle çýkarýyoruz. Zirve süresince yaþanan sýcak geliþmeler, internet üzerinden baþka basýn yayýn kuruluþlarýna gönderildi.

Detaylı

FÜZE KALKANI TÜRKÝYE YE

FÜZE KALKANI TÜRKÝYE YE urs a Bediüzzaman mevlidi/5 Posa kuularý geri dönüyor / 6 D 11 bin çocuk evlâ edinildi/13 Gemi aýklarý asfal olacak / 6 D OLD IÞ V ÇUUOV D ÞD PU BYI ZI HB YF 11 D GÇ HB Vi Y YIL: 42 YI: 14.917 Y I BHII

Detaylı

İslam da İhya ve Reform, çev: Fehrullah Terkan, Ankara Okulu Yayınları, Ankara 2006.

İslam da İhya ve Reform, çev: Fehrullah Terkan, Ankara Okulu Yayınları, Ankara 2006. Faz lur Rah man: 21 Ey lül 1919 da Pa kis tan n Ha za ra şeh rin de doğ du. İlk öğ re ni mi ni Pa kis tan da Ders-i Niza mî ola rak bi li nen ge le nek sel med re se eği ti mi şek lin de biz zat ken di

Detaylı

YGER ÇEK TEN HA BER VE RiR

YGER ÇEK TEN HA BER VE RiR YGER ÇEK TEN H BER VE RiR YIL: 43 S YI: 15.110 S Y NIN BH TI NIN MF T HI, MEÞ VE RET VE ÞÛ RÂ DIR 14 MRT 2012 ÇRÞMB/ 75 Kr www.ye ni as ya.com.tr CHP L L TOPUZ: ORNTISIZ CEZ UYGULNDI Þap ka i dam la rý

Detaylı

REÇETE O NUN ONUN ÖRNEK HAYATI

REÇETE O NUN ONUN ÖRNEK HAYATI Âlemlere rahmet olarak gönderilen Peygamber fendimizin (asm) doðum günü olan evlid Kandilinin; milletimiz, slâm ve insanlýk âlemi için hayýrlara vesile olmasýný Cenab-ý Haktan niyaz ederiz. Ri sa le-i

Detaylı

9 ÞEMDÝNLÝ ESNAFI KEPENK AÇMADI

9 ÞEMDÝNLÝ ESNAFI KEPENK AÇMADI GÜNDE TEK ÖĞÜN YEMEK YÝYORLAR Orta Afrika nýn yetimleri yardým bekliyor ndün ya nýn en fa kir ül ke le rin den Or ta Af ri ka Cum - hur iye tinde ye tim ha ne ler de ki ço cuk lar yok luk se be - biy le

Detaylı